Madem ses konusu ile girdiniz, abi ses hala kötü ya. Boğuk, kısık, düşük vs. Zaten 180 kmph konuşanı dinlemeye çalışıyoruz. Insan şöyle cam gibi berrak bir ses bekliyor. Onun dışında yine harika bir video.
Polonya'da yaşamaya başladıktan sonra en büyük 1. şokum sinemalarda ara olmaması olmuştu, filmde ara olsun su alayım diye beklerken film bitti, bir çok farklı milletten arkadaşla gitmiştik ve "Ara vermeyi unuttular" dediğimde herkes bana garip garip bakıp " Ne arası" demişti, kendime gelememiştim bir süre İkincisi de soyunma odalarında soyunma kabinleri yok, dolabının önünde insanlar anadan üryan giyinip soyunuyorlar, duşlara gidiyorlar, duşların bir çoğunda perde bile yok, her şeye alıştım adapte oldum ama buna hala alışamadım :D
Duracell'in yeşil doldururabilir pillileri var. Eğer yaka mikrofonu için kullanıyosanız hem daha hesaplı oluyor hem 1 saat aralıksız kullanılıyor (alıcı 40 dk da bitebilir). Biz 10 tane alıp 6sını aktif kulkanırken diğer 4 pili şarj ederek döngü oluşturmuştuk. Hiç pilsiz kalmadan 2 yıl kullandık ❤️
Tespitler ihya etti yalniz. Sabah'in 4'unde inanilmaz keyif aldim adlandiramadigim temalarin aciklanmasindan. Sinir, yorgunluk hepsi gitti. Hakaten farkli bakis acilarina cok ihtiyacimiz var kendi adima.
Çocukken Erzurum’dan Kütahya’ya taşındığımızda ilk kültür şokunu orada yaşamıştım hatta günlerce evden bile çakmak istemedim sonra okul için İstanbul’a gelince tokat yemiş gibi oldum ama İstanbul daki Farklı kültürlerden insanları bir arada görünce kolay uyum sağlıyorsun burada yaşamanın en iyi yanı bu sanırım
mühendisim 20 sene istanbulda kaldıktan sonra memleketim kırşire geldim serviste giderken bana hiç tanımadığım birisi sen fetöcü müsün dedi ne alaka dedim bu kadar kibar konuştuğuna göre önceden memurdun ve seni attılar galiba fetöcü falan mıydın dedi tam olarak kültür şoku
Hocam Oktay Sinanoğlu'nun başına tam olarak ne gelmişse onu çözdüğümüzde kültür şoku nedir çözeceğiz. Oktay Sinanoğlu, Türk insanının istediği kadar eğitim alsın, içinden atamadığı o kafa yapısının bir insanda cisimlenmiş haliydi valla
@@tr9036 İOS 4'ü geçtim herif Windows 95 idi. Biz Google Drive'da iken kendisi Briefcase kullanıyordu. Akıllara zarar bir adamdı bir de o saçma Bye Bye Türkçe kitabını ciddiye alan gençler var. ''İngilizce William'ın Bill olarak kısaltıldığı saçma bir dildir'' diyen, hiçbir şekilde ortak hiçbir yanının olmadığı Yunus Emre'yi bize pazarlamaya çalışan, ona buna nefret duymasına rağmen kendini Anadolu müslümanlığı üzerinden tanımlamaya çalışan, cumhuriyetin aydın kesim yaratırken eğitim zaiyatı yaşadığı bir insandı kendisi.
Ben size hemen özetleyeyim mi? Oktay Sinanoğlu muhtemelen Celal Şengör gibi otistikti veya benzer bir rahatsızlığa/farklılığa sahipti. Otistik insanlar çocukluklarında çok çabuk fark edilirler ve sürekli öğretmenleri, aile büyükleri ve kendilerinden yaşça büyük bireylerden övgü alırlar. Çünkü yaşıtları olan çocuklara göre müzikte, bilimde, bir şeyleri ezberlemede, bilgileri sistematize edip-işlemede epey başarılılardır. Fakat yaşları arttıkça bu insanlar fark ederler ki çevrelerinde otistik-obsesif olmayıp yine de bu alanlarda çalışarak kendileri kadar başarılı olan insanlar da mevcuttur. Kendileri gibi otistik olmadığı halde onlar kadar iyi keman çalan ya da kimyadan yahut biyolojiden anlayan birisini görürler. Bu da sıradan olduklarını yüzlerine vurur oysa çocukluktan beri farklı olarak seçilmeye alışmış bu insanlar bu sıradanlaşmayı kaldıramazlar. Çünkü zaten varlıklarını uzunca bir süre bu farklılık üzerine temellendirmişlerdir. Bunun sonucunda da sapıtmaya başlarlar. Celal Şengör'ün de, Oktay Sinanoğlu'nun da sosyal zekalarının ve siyasi çıkarımlarının ortalama sıradan bir insandan daha ileri olduğunu düşünmüyorum. Bilimsel başarıları konusunda ise negatif ya da pozitif bir söz söyleyemem zira yeterli bilgim yok ve çalıştıkları alanda yetkin değilim. Anlamamız gereken şu ki bir insanın bir pozitif bilim dalında veya sosyal bilim dalında inanılmaz iyi, başarılı, deha olması onu hayatının diğer alanlarında yetkin, mükemmel, çok bilgili bir insan yapmaz. Kimse de zaten her alanda allame-i cihan olamaz. Oktay Sinanoğlu akademiye girince ve ilerleyince baktı ki kendisi gibi bir sürü insan var çalıştığı alanda ve bunlar çocukluk obsesyonları ile buraya gelmemişler. Muhtemelen beklediği ilgi ve alakayı göremedi ardından Türkiye'ye gelip milliyetçiliğin en avam, en banel ve en sığ türünü 10 sene kadar pompalayarak muhtaç olduğu ilgi ve pohpohu Türkiye'de gördü. Türkiye toplumu da zaten ABD veya Avrupa'da okuyup da, kendilerinin anlamadığı alanlarda nispeten başarılı işler yapan ve yaşam biçimi olarak ya da sınıfsal olarak o batılı toplumlara ait olan ancak gelip Türkiye'de batı düşmanlığı yaparak Türkiye halkında asırlardan beri süregelen gavur düşmanlığı, batı alerjisi ve birtakım kuyruk acılarını kaşıyan herifleri epey sever. Sinanoğlu da bir süre onun güzel kaymağını yedi. ''OOO ADAMA BAK GARDAŞ AMARİGA'DA OKUMUŞ GOCUMAN PROFESÖR OLMUŞ AMA GELMİŞ EN GÜZEL TÜRK HALKIDIR, EN İYİ TÜRKİYE'DİR DİYOR.'' bu minvalde konuşan avama kendini bir süre pohpohlattı, uzun süredir aç kaldığı ilgisini aldı, edgyliğini yaptı sonra 10 senenin ardından muhtemelen sıkıldı ve ABD'ye geri döndü. Orada öldü ve çocukları Türkçe bilmediklerinden cenazesinde İngilizce konuşma yaptılar.
yaaaa sonunda hemfikir oodugum biri 😢 tamam akademik kariyeri hayallerimi susluyorda .... kültürel uyumda adaptasyon demektir ve adapte olmayan toplumlar evrim sonucu elenmeye mahkumdur .
hocam oncelille belirtmeliyim ki yine cok guzel bir bolum olmus. Fakat ben nacizane kucuk bir elestiride bulunmak istiyorum. Videolarda cok guzel ve carpici aciklamalar yapiyorsunuz hemen ardindan espri yapiyorsunuz ve konu dagiliyor. Yani aciklamalarinizi boyle uzun uzadiya yapmalisiniz demiyorum fakat bu sekilde cok hizli geciyorsunuz. Aciklamalariniz yarim kaliyor ve bazen mesajlar tam anlasilamiyor. Onun disinda videolarinizi ilgiyle seyrediyoruz. Emeklerinize saglik. Tesekkur ederiz.
Hocam bugün rüyamda sizi gördüm,Machiavelli Prens'ini okurken yanıma gelip oturdunuz kitabı elimden alıp biraz göz gezdirdikten sonra bunu iyi çevirememişler ya ben sana veririm bir tane deyip yanağımdan öpüp gittiniz hayırdır inşallah. 😂
Ben Almanya'da en çok şuna şaşırmıştım.Normalde iş zamanı ciddi ciddi çalışan insanlar bir karnavalda eğlencede çılgın gibi egleniyordu.İnsan ister istemez o iş yerindeki insan bu mu diyordu.
Hocanin bahsettigi Degirmendere'deki Japonlar, Brisa'da (Lassa diye bilinen lastik ureticisi) calisan expat abilerdi. Hatta Findik Festivali'ne Japonya'dan heykeltraslar gelir, ahsap heykeller yaparlardi; ben de hep "bu adamlari kesin buradaki Japonlar getirtiyordur" derdim. Boyle anilar iste... Degirmendere'ye selam olsun.
Hocam ses konusunda biraz para harcamak lazım gibi👀 parlak karakterli kondenser mikrofonlar, mimari akustik düzenleme ve mix aşamasında fazlaca öne arkaya yanlara çekmemek daha verimli olabilir❤ pazartesi "ücretsiz" sesçi olarak başlayabilirim ama 30lu hamburgere tabiki neden olmasın derim😋
Hocam çok seviyorum sizleri dinlemeyi. Ama bence ses olayını aşmış değilsiniz. Sesini duyayım diye sesi sona getirdim, intro ve teaser da bir anda yerimden zıpladım. Arada ses farkları var. Umarım çözülür.
Ben de bir Bogomilim 😂. Pomak kültürüyle yetiştik. Pomakça'nın konuşulduğu bir ortamdı. Akrabalık ilişkileri yoğundu. Pomaklar için acının ve yeşilin çocukları derler. Halis pastoral bir yaşantı yaşarlar. Yüzüklerin efendisi filmindeki hobitlere benzetirim Pomakları, şiddeti ve savaşı bilmeyiz. Bugün ise geçmişten hiçbir şey kalmadı. Dört aylık bir oğlum var. Ona Pomak yaşantısını ve kültürünü nasıl anlatacağımı ve aktaracağımı bilmiyorum. Anlatsam da anlayabileceğinden veya kavrayabileceğinden emin değilim.. Sanırım bu da bir kültür şoku.
Berna Hocam çok iyi noktaya değindi. Gittin, alışamadın veya başka sebeple döndün. Bu sefer özündeki kültür de sana, tamamen değil tabi, yabancılaşmaya başlıyor. İnsan o duruma da üzülüyor aslında.
İnsanın kendi kültürünün mekanizmalarını yabancılaşmadan öğrenememesi çok enteresan. Benlikte de bence böyle. Benliğine yabancılaşmadan onu çözemezsin. Benlikte yabancılaşmanın delirmek dışında da bir yolu yok. O yüzden biraz kavrayabilsek de tam olarak çözemiyoruz benlik nedir.
Cok guzeldi, hocam. Takiben; yapay zeka alanindaki ilerlemenin uretim iliskileri ve dolayli olarak kultur uzerinde yaratabilecegi yirtilmalari dusledigimiz bi program guzel olurdu: Singularity yolculugu, Hariri, Transhuman, AGI vs. Gecen hafta icinden gectigimiz donemi atesin, tekerlegin, elektrigin icadiyla es tutan ciddi insanlar oldu. 2040’ta immortal miyiz?🙏
Emrah Hocam Merhaba, avrupada yaşadıktan sonra Türkiyeye nasıl uyum sağladınız? Ve eğitim bu kadar düşükken neden çocuklarınızı orda okutmayı tercih etmediniz?
Abi bi eq, limiter koyup salacaksınız şu sesi zor bir şey değil gerçekten saatlerce çekim, edit yapıyorsunuz emek harcıyorsunuz, böyle kaliteli bir program sesten kaybediyor
Hocam şimdi "radyoyla büyümüş, akıllı telefon kullanıyor"u kültür şoku olarak örneklediniz ama orada bir gelişimi gözleme durumu yok mu? Adam radyodan telefona, telefondan bilgisayara, bilgisayardan internete, ilk cep telefonlarından WAP ve GPRS'e ve oradan da 3-4-5G akıllı telefona teknolojinin gelişimini takip ediyor ve 70 yılda evrile mevrile ne hâle geldiğini görüyor. Öte yandan teknolojik gelişmeleri adım adım atlamayan kişi, belki bir çocuk birden bire yüksek teknoloji bir ürünle karşı karşıya kaldığında bu diğer örneğe nazaran daha büyük bir kültür şoku değil midir? Mesela telefonlarda dokunmatik ekranlar çıkmadan (2006-2008) önce Nintendo DS'te falan dokunmatik ekran vardı, ondan da önce ATM'lerde dokunmatik ekranlar kullanılıyordu, ondan önceleri 90'larda bile dokunmatik ekranlı cihazlar, pos cihazları, PDA'lar vardı; hatta teknolojinin köklerine inersek 50'lerdan beri süregelen bir araştırma geliştirme sürecinden sonra cep telefonlarına kadar geldiğini görüyoruz. Şimdi tüm bunları gözleyen insan mı dokunmatik ekranlı telefon çıkınca kültür şoku yaşar, yoksa 2008 öncesinde ilk cep telefonu tuşlu olan bir çocuk mu daha büyük kültür şoku yaşar? Bana göre ikincisidir. Şimdi benim çevrem seksenlerde ve doksanlarda bilgisayarlarla büyümüş ve tuşlu telefonlardan dokunmatik telefonlara geçmiş olanlar her cihazın ne yapıp ne yapamayacağını bilir, ama bilgisayar görmeden akıllı telefonla hayatına başlayan bireylere bakıyorsun, bilgisayardan resmen bi'haber. Telefonla bankaların müşteri hizmetlerini falan arıyorsunuz ya (teyitli bilgi), orada çalışanların büyük çoğunluğu hayatlarında ilk defa işe girdikten sonra bir bilgisayara dokunuyor, açmasını kapamasını öğreniyorlar, evlerinde ne internet var ne de bilgisayarları olmuş.
Bu hikayeyi nerede duydum hatırlamıyorum ama; ingiliz subayların İstanbul’da köprü altında oynadığı için oyunun adının bridge’den geldiğini anımsıyorum.
Hocam Cok iyisiniz program larinizi seyrediyor ve dinliyorum Tessekur ederim gercekten Cok sey ogreniyorum ogrenmenin yasi yok derler America da yasiyorum 35 yildir ama hocam Gozluklerimizi nerden aliyorsunuz yani daha iyi olabilir America ya geldiginizde lutfen ugrayin sizi gozluklerinizi update yapalim😅 Bilgileriniz isigimiz oluyor
Memur bir ailenin çocuğu olarak (tabii biraz da karakter meselesi) hiç kültür şoku veya yabancılık çektiğimi hissetmedim. Çünkü sürekli şehir şehir geziyorduk. İstanbul'un göbeğinde de yaşadım, ayda 2-3 defa şehir merkezine gidebileceğim imkana sahip kasabada da. Ve Türkiye'nin her bölgesinde neredeyse her ilinde yaşadım. Her yerden bir arkadaşım oldu. Kuymağın yerken otlu peynir gömüp üstüne çiğdem çıtlarken kaytaz böreği yemişliğim var yani ahshshsha aynı şey yurtdışında da oldu. İlk günler hafiften bir garipseme oluyordu sonrası gırgır şamata. İyi kötü insanları tahlil edip nabza göre şerbet verince de gelsin ortamlar. Normalde ne yaptığımı nasıl yaptığımı hiç anlatmam ama burada kimse tanımaz diye anlatmak geldi içimden.
Fransada 18 yıldır yaşıyorum ve gördüğüm en geyik insanlar. Her iki cümlede bir saçma espriler yapıp gülüyorlar herseye. Ama onların güldüklerini anlamak icin onların cocukluk yıllarındaki kültürel etkilesimlerine hakim olmak lazım. Mesela buranın Cem Yılmazı Gad Elmaleh onu dinleyince fransız geyiklerinin en basit örneklerini bulabilirsiniz. Ama Fransızlar geyik yapmiyor demek icin fransa calisma hayatinda bulunmamis olmaniz gerek.
Hocam düşünmeye sevk eden , güzel bir video idi. Zygmunt bauman okumuş muydunuz? Sizin tam da değindiniz artık çok hareketli insanlar ve çatışan yerellik vs. Gibi konulara Küreselleşme kitabında değiniyordu.
Mesela Şahan Gökbakarı bir kesimin Recep İvedik sanması. Güldürü işinin profesyonel meslek olduğunu algılayamıyor ve yaptığı espri veya karekterleri Gökbakarın kişiliği sanıyorlar bence.
Madem ses konusu ile girdiniz, abi ses hala kötü ya. Boğuk, kısık, düşük vs. Zaten 180 kmph konuşanı dinlemeye çalışıyoruz. Insan şöyle cam gibi berrak bir ses bekliyor. Onun dışında yine harika bir video.
Gerçekten ses kısık hiç olmazsa sesi arttırsalar telefonla yemek yerken zor duyuyorum
Yaa İlker'in arkasından ağlarlar şimdi XD
hocayı duyamadığım için sesi artırıyorum intro ve outro kulağımı patlatıyor resmen. madem hocanın sesi kısık bari müziklerin de sesini kıssalar
Ses sorunu devam ediyor. Artık bi çözüm bulunmalı hocam
Hocam İtalya'da bile stüdyo kiralayıp bize video çekiyor. Helal olsun hocam!
eski video değil mi bu
@@cemilmemil öyle zaten. şaka niyetiyle yazdım
Polonya'da yaşamaya başladıktan sonra en büyük 1. şokum sinemalarda ara olmaması olmuştu, filmde ara olsun su alayım diye beklerken film bitti, bir çok farklı milletten arkadaşla gitmiştik ve "Ara vermeyi unuttular" dediğimde herkes bana garip garip bakıp " Ne arası" demişti, kendime gelememiştim bir süre
İkincisi de soyunma odalarında soyunma kabinleri yok, dolabının önünde insanlar anadan üryan giyinip soyunuyorlar, duşlara gidiyorlar, duşların bir çoğunda perde bile yok, her şeye alıştım adapte oldum ama buna hala alışamadım :D
Abi Polonyo'da başka ne gibi dertler var anlat da en azından yurtdışı gidemiyoruz yurtdısı derdimiz olsun :)
Duracell'in yeşil doldururabilir pillileri var. Eğer yaka mikrofonu için kullanıyosanız hem daha hesaplı oluyor hem 1 saat aralıksız kullanılıyor (alıcı 40 dk da bitebilir). Biz 10 tane alıp 6sını aktif kulkanırken diğer 4 pili şarj ederek döngü oluşturmuştuk. Hiç pilsiz kalmadan 2 yıl kullandık ❤️
Kesin sende fakir solcusundur. Lityum pilli 2 sene kullanmak nedir arkadaş.
Tespitler ihya etti yalniz. Sabah'in 4'unde inanilmaz keyif aldim adlandiramadigim temalarin aciklanmasindan. Sinir, yorgunluk hepsi gitti. Hakaten farkli bakis acilarina cok ihtiyacimiz var kendi adima.
Kültür şoku ; Bir bardak çaya 25 lira veren orta yaşlarımın, çayı kahvede yirmibes kurusa icip 101 oynayan gençligime hayıflanarak ihtiyarlamasıdır.
Ben de hep Bob Dylan'ı Johnny Cash'i neşet ertaşa benzetmiştim. Hocamın da böyle düşünmesine sevindim.
Çocukken Erzurum’dan Kütahya’ya taşındığımızda ilk kültür şokunu orada yaşamıştım hatta günlerce evden bile çakmak istemedim sonra okul için İstanbul’a gelince tokat yemiş gibi oldum ama İstanbul daki Farklı kültürlerden insanları bir arada görünce kolay uyum sağlıyorsun burada yaşamanın en iyi yanı bu sanırım
erzurum kütayha arasındaki fark neydi
@@scythian8644Şive farkı mesela.Yabana atmamak lazım.Mühim bir fark.
@@scythian8644 ülkenin dogusu ve batısı arasındaki farkı anca onu deneyimleyen anlar
mühendisim 20 sene istanbulda kaldıktan sonra memleketim kırşire geldim serviste giderken bana hiç tanımadığım birisi sen fetöcü müsün dedi ne alaka dedim bu kadar kibar konuştuğuna göre önceden memurdun ve seni attılar galiba fetöcü falan mıydın dedi tam olarak kültür şoku
İbnemisin de diyebilirdi
Hocam Oktay Sinanoğlu'nun başına tam olarak ne gelmişse onu çözdüğümüzde kültür şoku nedir çözeceğiz. Oktay Sinanoğlu, Türk insanının istediği kadar eğitim alsın, içinden atamadığı o kafa yapısının bir insanda cisimlenmiş haliydi valla
Bide anlatabilsen :D
Çok doğru.
Çok değerli bir insan olmak ile birlikte, İOS 4 te kalmıştır kendisi😅
@@tr9036 İOS 4'ü geçtim herif Windows 95 idi.
Biz Google Drive'da iken kendisi Briefcase kullanıyordu.
Akıllara zarar bir adamdı bir de o saçma Bye Bye Türkçe kitabını ciddiye alan gençler var. ''İngilizce William'ın Bill olarak kısaltıldığı saçma bir dildir'' diyen, hiçbir şekilde ortak hiçbir yanının olmadığı Yunus Emre'yi bize pazarlamaya çalışan, ona buna nefret duymasına rağmen kendini Anadolu müslümanlığı üzerinden tanımlamaya çalışan, cumhuriyetin aydın kesim yaratırken eğitim zaiyatı yaşadığı bir insandı kendisi.
Ben size hemen özetleyeyim mi? Oktay Sinanoğlu muhtemelen Celal Şengör gibi otistikti veya benzer bir rahatsızlığa/farklılığa sahipti. Otistik insanlar çocukluklarında çok çabuk fark edilirler ve sürekli öğretmenleri, aile büyükleri ve kendilerinden yaşça büyük bireylerden övgü alırlar. Çünkü yaşıtları olan çocuklara göre müzikte, bilimde, bir şeyleri ezberlemede, bilgileri sistematize edip-işlemede epey başarılılardır. Fakat yaşları arttıkça bu insanlar fark ederler ki çevrelerinde otistik-obsesif olmayıp yine de bu alanlarda çalışarak kendileri kadar başarılı olan insanlar da mevcuttur. Kendileri gibi otistik olmadığı halde onlar kadar iyi keman çalan ya da kimyadan yahut biyolojiden anlayan birisini görürler. Bu da sıradan olduklarını yüzlerine vurur oysa çocukluktan beri farklı olarak seçilmeye alışmış bu insanlar bu sıradanlaşmayı kaldıramazlar. Çünkü zaten varlıklarını uzunca bir süre bu farklılık üzerine temellendirmişlerdir. Bunun sonucunda da sapıtmaya başlarlar. Celal Şengör'ün de, Oktay Sinanoğlu'nun da sosyal zekalarının ve siyasi çıkarımlarının ortalama sıradan bir insandan daha ileri olduğunu düşünmüyorum. Bilimsel başarıları konusunda ise negatif ya da pozitif bir söz söyleyemem zira yeterli bilgim yok ve çalıştıkları alanda yetkin değilim. Anlamamız gereken şu ki bir insanın bir pozitif bilim dalında veya sosyal bilim dalında inanılmaz iyi, başarılı, deha olması onu hayatının diğer alanlarında yetkin, mükemmel, çok bilgili bir insan yapmaz. Kimse de zaten her alanda allame-i cihan olamaz. Oktay Sinanoğlu akademiye girince ve ilerleyince baktı ki kendisi gibi bir sürü insan var çalıştığı alanda ve bunlar çocukluk obsesyonları ile buraya gelmemişler. Muhtemelen beklediği ilgi ve alakayı göremedi ardından Türkiye'ye gelip milliyetçiliğin en avam, en banel ve en sığ türünü 10 sene kadar pompalayarak muhtaç olduğu ilgi ve pohpohu Türkiye'de gördü. Türkiye toplumu da zaten ABD veya Avrupa'da okuyup da, kendilerinin anlamadığı alanlarda nispeten başarılı işler yapan ve yaşam biçimi olarak ya da sınıfsal olarak o batılı toplumlara ait olan ancak gelip Türkiye'de batı düşmanlığı yaparak Türkiye halkında asırlardan beri süregelen gavur düşmanlığı, batı alerjisi ve birtakım kuyruk acılarını kaşıyan herifleri epey sever. Sinanoğlu da bir süre onun güzel kaymağını yedi. ''OOO ADAMA BAK GARDAŞ AMARİGA'DA OKUMUŞ GOCUMAN PROFESÖR OLMUŞ AMA GELMİŞ EN GÜZEL TÜRK HALKIDIR, EN İYİ TÜRKİYE'DİR DİYOR.'' bu minvalde konuşan avama kendini bir süre pohpohlattı, uzun süredir aç kaldığı ilgisini aldı, edgyliğini yaptı sonra 10 senenin ardından muhtemelen sıkıldı ve ABD'ye geri döndü. Orada öldü ve çocukları Türkçe bilmediklerinden cenazesinde İngilizce konuşma yaptılar.
yaaaa sonunda hemfikir oodugum biri 😢
tamam akademik kariyeri hayallerimi susluyorda .... kültürel uyumda adaptasyon demektir ve adapte olmayan toplumlar evrim sonucu elenmeye mahkumdur .
hocam oncelille belirtmeliyim ki yine cok guzel bir bolum olmus. Fakat ben nacizane kucuk bir elestiride bulunmak istiyorum. Videolarda cok guzel ve carpici aciklamalar yapiyorsunuz hemen ardindan espri yapiyorsunuz ve konu dagiliyor. Yani aciklamalarinizi boyle uzun uzadiya yapmalisiniz demiyorum fakat bu sekilde cok hizli geciyorsunuz. Aciklamalariniz yarim kaliyor ve bazen mesajlar tam anlasilamiyor. Onun disinda videolarinizi ilgiyle seyrediyoruz. Emeklerinize saglik. Tesekkur ederiz.
Hocam bugün rüyamda sizi gördüm,Machiavelli Prens'ini okurken yanıma gelip oturdunuz kitabı elimden alıp biraz göz gezdirdikten sonra bunu iyi çevirememişler ya ben sana veririm bir tane deyip yanağımdan öpüp gittiniz hayırdır inşallah. 😂
Yanaktan öpme olayı iyiymiş.
Bıyıkları batmamıştır inş. :)
makyavelli mi öptü seni
Ben Almanya'da en çok şuna şaşırmıştım.Normalde iş zamanı ciddi ciddi çalışan insanlar bir karnavalda eğlencede çılgın gibi egleniyordu.İnsan ister istemez o iş yerindeki insan bu mu diyordu.
Ses ve içerik kalitesi arasındaki fark gittikçe açılıyor
ses az degil ama cok boguk arkadas ya. mixer vs yok mu su sesi bi ayarlasaniz da daha anlasilir duysak
Hocanin bahsettigi Degirmendere'deki Japonlar, Brisa'da (Lassa diye bilinen lastik ureticisi) calisan expat abilerdi. Hatta Findik Festivali'ne Japonya'dan heykeltraslar gelir, ahsap heykeller yaparlardi; ben de hep "bu adamlari kesin buradaki Japonlar getirtiyordur" derdim.
Boyle anilar iste... Degirmendere'ye selam olsun.
Hocam ses konusunda biraz para harcamak lazım gibi👀 parlak karakterli kondenser mikrofonlar, mimari akustik düzenleme ve mix aşamasında fazlaca öne arkaya yanlara çekmemek daha verimli olabilir❤ pazartesi "ücretsiz" sesçi olarak başlayabilirim ama 30lu hamburgere tabiki neden olmasın derim😋
sübhanallah hafta içi video gelmiş. Teşekkürler hocam
Hocam çok seviyorum sizleri dinlemeyi. Ama bence ses olayını aşmış değilsiniz. Sesini duyayım diye sesi sona getirdim, intro ve teaser da bir anda yerimden zıpladım. Arada ses farkları var. Umarım çözülür.
Ben de bir Bogomilim 😂. Pomak kültürüyle yetiştik. Pomakça'nın konuşulduğu bir ortamdı. Akrabalık ilişkileri yoğundu. Pomaklar için acının ve yeşilin çocukları derler. Halis pastoral bir yaşantı yaşarlar. Yüzüklerin efendisi filmindeki hobitlere benzetirim Pomakları, şiddeti ve savaşı bilmeyiz. Bugün ise geçmişten hiçbir şey kalmadı. Dört aylık bir oğlum var. Ona Pomak yaşantısını ve kültürünü nasıl anlatacağımı ve aktaracağımı bilmiyorum. Anlatsam da anlayabileceğinden veya kavrayabileceğinden emin değilim.. Sanırım bu da bir kültür şoku.
Berna Hocam çok iyi noktaya değindi. Gittin, alışamadın veya başka sebeple döndün. Bu sefer özündeki kültür de sana, tamamen değil tabi, yabancılaşmaya başlıyor. İnsan o duruma da üzülüyor aslında.
İlk kez bi cambly reklamını geçmeden izledim çok eğlenceliydi
İnsanın kendi kültürünün mekanizmalarını yabancılaşmadan öğrenememesi çok enteresan. Benlikte de bence böyle. Benliğine yabancılaşmadan onu çözemezsin. Benlikte yabancılaşmanın delirmek dışında da bir yolu yok. O yüzden biraz kavrayabilsek de tam olarak çözemiyoruz benlik nedir.
Sanki mikrofonların rüzgarlığını çıkarmamış gibi, bir parça boğuk ses... Her neyse... Ağzınıza sağlık sayın Gürkan.
00:08 Celal Şengörle program yaptığınız çok belli hocam (!)
Ofiste bir günüm adlı vlog gelmeli bence artık hocam, saygılar
Mikrofon sesleri azken müziği bu kadar sesli koymanız uyurken sizi dinlemek isteyenleri kaybetmenize sebep oluyor
Hocam mm Tang Hanedanlığı ve Göktürkleirn arasındaki savaşlar ve ilişkileri hk video serisi isteriz.
Derdini seveyim...
Cok guzeldi, hocam. Takiben; yapay zeka alanindaki ilerlemenin uretim iliskileri ve dolayli olarak kultur uzerinde yaratabilecegi yirtilmalari dusledigimiz bi program guzel olurdu: Singularity yolculugu, Hariri, Transhuman, AGI vs. Gecen hafta icinden gectigimiz donemi atesin, tekerlegin, elektrigin icadiyla es tutan ciddi insanlar oldu. 2040’ta immortal miyiz?🙏
Lisede yaşadıklarınızı anlattığınız ayrı bir bölüm çok ilginç olurdu.
Yurtdışında yaşadıklarınızı kastediyorum tabi
Samsunlu herhaldd Istanbul gormeden Amerika’ya gitmis. Istanbul’da baya bowling oynanirdi cunku. Uzuldum kendisi adina :)
Hocam ses için ekipman almanıza gerek yok yazılımla halledersiniz gptye bile sorsanız söyler ama lütfen düzeltin
İyiki varsınız, seviyoruz sizi çok 🥳
ses çok kötü bu bölümde
Evet
Hocam ses için İlker hocadan yardım mı alsanız
Bir gün şu kadar dil bilsem ... 🎉
Ya cok video cekin her gün yayınlayın. Uyuyamıyorum dinlemeden
Hoca her zamanki gibi süper ancak en sondaki zil sesi ve çan sesi çok yüksek, düzelmesi gerek.
Hocam bu ses sorunu çözülmüş video mu 😢
Emrah Hocam Merhaba, avrupada yaşadıktan sonra Türkiyeye nasıl uyum sağladınız? Ve eğitim bu kadar düşükken neden çocuklarınızı orda okutmayı tercih etmediniz?
Eğitimi kendi veriyor zaten. Onun kızı sınıf arkadaşlarıyla nasıl kıyaslansın?
Orayı (!) Ne sanıyorsunuz acaba?
@@ilknuryigityazgan Arada ki farkı görseniz bu soruyu sormazdınız!
@@gokmenunal bir tek siz görüyorsunuz değil mi!
@@ilknuryigityazgan yaşamaya başladığım için görüyor ve yaşıyorum
Tartar muhabbeti cok iyi :)
Adam İngilizce reklâmında Fransızca konuştu yā!
Introdaki sesi berat mı seçti ? Herkesi dinlediğim normal seste dinlerken kulağımı deldi. Teşekkürler berat!
Bob Dylan’ı o boyla “bahça” duvarını aşarken hayal etmeye çalışmak …
İlk defa bi Cambly reklamını atlamadan heyecanla izledim jxjd
Abi bi eq, limiter koyup salacaksınız şu sesi zor bir şey değil gerçekten saatlerce çekim, edit yapıyorsunuz emek harcıyorsunuz, böyle kaliteli bir program sesten kaybediyor
Abi vidoe cok fuzel ancak sesi biraz arttirirsaniz ve ses kalitesu ile alakdli bisiler yapabilirseniz cok guzel olur
Hocam şimdi "radyoyla büyümüş, akıllı telefon kullanıyor"u kültür şoku olarak örneklediniz ama orada bir gelişimi gözleme durumu yok mu? Adam radyodan telefona, telefondan bilgisayara, bilgisayardan internete, ilk cep telefonlarından WAP ve GPRS'e ve oradan da 3-4-5G akıllı telefona teknolojinin gelişimini takip ediyor ve 70 yılda evrile mevrile ne hâle geldiğini görüyor. Öte yandan teknolojik gelişmeleri adım adım atlamayan kişi, belki bir çocuk birden bire yüksek teknoloji bir ürünle karşı karşıya kaldığında bu diğer örneğe nazaran daha büyük bir kültür şoku değil midir? Mesela telefonlarda dokunmatik ekranlar çıkmadan (2006-2008) önce Nintendo DS'te falan dokunmatik ekran vardı, ondan da önce ATM'lerde dokunmatik ekranlar kullanılıyordu, ondan önceleri 90'larda bile dokunmatik ekranlı cihazlar, pos cihazları, PDA'lar vardı; hatta teknolojinin köklerine inersek 50'lerdan beri süregelen bir araştırma geliştirme sürecinden sonra cep telefonlarına kadar geldiğini görüyoruz. Şimdi tüm bunları gözleyen insan mı dokunmatik ekranlı telefon çıkınca kültür şoku yaşar, yoksa 2008 öncesinde ilk cep telefonu tuşlu olan bir çocuk mu daha büyük kültür şoku yaşar? Bana göre ikincisidir.
Şimdi benim çevrem seksenlerde ve doksanlarda bilgisayarlarla büyümüş ve tuşlu telefonlardan dokunmatik telefonlara geçmiş olanlar her cihazın ne yapıp ne yapamayacağını bilir, ama bilgisayar görmeden akıllı telefonla hayatına başlayan bireylere bakıyorsun, bilgisayardan resmen bi'haber. Telefonla bankaların müşteri hizmetlerini falan arıyorsunuz ya (teyitli bilgi), orada çalışanların büyük çoğunluğu hayatlarında ilk defa işe girdikten sonra bir bilgisayara dokunuyor, açmasını kapamasını öğreniyorlar, evlerinde ne internet var ne de bilgisayarları olmuş.
Bu hikayeyi nerede duydum hatırlamıyorum ama; ingiliz subayların İstanbul’da köprü altında oynadığı için oyunun adının bridge’den geldiğini anımsıyorum.
Hocam Cok iyisiniz program larinizi seyrediyor ve dinliyorum Tessekur ederim gercekten Cok sey ogreniyorum ogrenmenin yasi yok derler America da yasiyorum 35 yildir ama hocam Gozluklerimizi nerden aliyorsunuz yani daha iyi olabilir America ya geldiginizde lutfen ugrayin sizi gozluklerinizi update yapalim😅
Bilgileriniz isigimiz oluyor
Hocam laf arasında “biliyorsun” demeye başladı. Hayırlı olsun
Hocam Total War: Three Kingdoms indiriyorum Çin tarihi videosu gelir mi? Bir şeyler bilip oynayayım.
Çözmemiş hocam ses gene az 😂
Viyana'ya geldim burada lark yokmuş, işte o zaman Ortadoğulu olduğumu anladım kültür şoku yüzüme vurdu
Memur bir ailenin çocuğu olarak (tabii biraz da karakter meselesi) hiç kültür şoku veya yabancılık çektiğimi hissetmedim. Çünkü sürekli şehir şehir geziyorduk. İstanbul'un göbeğinde de yaşadım, ayda 2-3 defa şehir merkezine gidebileceğim imkana sahip kasabada da. Ve Türkiye'nin her bölgesinde neredeyse her ilinde yaşadım. Her yerden bir arkadaşım oldu. Kuymağın yerken otlu peynir gömüp üstüne çiğdem çıtlarken kaytaz böreği yemişliğim var yani ahshshsha aynı şey yurtdışında da oldu. İlk günler hafiften bir garipseme oluyordu sonrası gırgır şamata. İyi kötü insanları tahlil edip nabza göre şerbet verince de gelsin ortamlar. Normalde ne yaptığımı nasıl yaptığımı hiç anlatmam ama burada kimse tanımaz diye anlatmak geldi içimden.
Hocam kolunuzdaki saat Cartier mi?
Yıldız tilbenin şarkısını çalıyordu Marcus Miller. O geldi aklıma
kısık sesi duymak için son ses açıyoruz. geçişlerdeki siren sesini, net ve son ses duymak sinir bozucu.
4:50 nasıl özdeşliştiysek
15:50 antrop böyle değil afjlşş
sesin düzeldiğini nereden çıkardınız sayın hocam sesi açıyoruz jenerik kulağımızı
Sesi çok bu soğuruyorsunuz, çok katı çıkıyor ses. Onu bir ayarlayın.
abi ses hala az ya, mutfakta telefonda son ses aciyorum. İyi duymam icin kulak kabartmam gerekiyor
Train goes to bağcılar anonsunu duyduktan sonra gerçekleşen şeye kültür şoku denir.
Sefa hocam, değirmendereden selamlar:)
Bizim jenerasyonun ergenliği için Jenna Jameson'ın ne kadar önemli olduğunu bu videodan görebilirsiniz. 😢
Ses olayını düzeltebilirseniz çok iyi olur boğuk ve kısık geliyor, özellikle boğuk olması çok rahatsız edici.
Hocam her hareketinizde ses değişiyor, kulaklıkla dinleyin. Farkları anlarsınız
ben hiç ingilizce bilmiyorum. sıfır. Portekizce ve almancam var. sıfır ing. ile öğrenmek mümkün mü.
Fransada 18 yıldır yaşıyorum ve gördüğüm en geyik insanlar. Her iki cümlede bir saçma espriler yapıp gülüyorlar herseye. Ama onların güldüklerini anlamak icin onların cocukluk yıllarındaki kültürel etkilesimlerine hakim olmak lazım. Mesela buranın Cem Yılmazı Gad Elmaleh onu dinleyince fransız geyiklerinin en basit örneklerini bulabilirsiniz. Ama Fransızlar geyik yapmiyor demek icin fransa calisma hayatinda bulunmamis olmaniz gerek.
ESG yabancı dil bilgisini gözümüze soktu 😉
hocam 5-6 video oncesi ses sistemi nasil ise ona donun derim....butun sesler boguk hala...
Adamın aksanı harika değil mi ?
Hojam.. Ses direk bass bariton olmuş. Kaç programdır, bitsin bu zulüm 😂
Hozom canınızı yerim sizin
hocam ses için ilker hocaya danışsanız da biz de rahatlasak ya
Keyifli bir cambly reklamıydı hfjfkkdn
Sesi çözememişsiniz. Auto almayın sesi. Ayrıca noise reduction fazla kaçmış.
Ses sorunu var tiz irrite ediyor.
Marengo'dur Napolyon'un atının adı.
Tek adam kitap satış mevzusunu izah edebilecek var mıdır?
Ah nerede o flu tv'deki ses kalitesi...
Bengü Amerika'dan bi döndü, bütün paraları ''disketlere'' vermiş :)))
Elit insan öyle küfür etmez 😂😂😂 0:14
25:15 Kanyonun tezenesi
şimdi ses gelmiyo
Hocam düşünmeye sevk eden , güzel bir video idi. Zygmunt bauman okumuş muydunuz? Sizin tam da değindiniz artık çok hareketli insanlar ve çatışan yerellik vs. Gibi konulara Küreselleşme kitabında değiniyordu.
ses sorunu var sesler çok kısık hala...
Çok teşekkürler bilgiler için ufkumuz açılıyor, ama ses kötü, Bengü'nün sesi daha iyi geliyor size göre 🤭
Rica etsem sonraki bölüme eski solcu ablayı dahil etmez misiniz?
Ses yan odadan geliyor neyi çözdünüz
Ses biraz boğuk gibi.
Hocam seste hala bir şeyler var eskisi gibi değil
Tam bir Anadolulu ne demek??
Hocanın bahsettiği Montpellier ile konuştuğu kişinin yaşadığı Montpellier aynı değil heralde.
Hocam artık sesleri halledin videolarda nolur izleyemiyorum
Bob dediğin için sözümü geri aldım 😅 ama mr. Fantasy daha iyi olurmuş 😊
Ses hala kötü . ESG nin sesi boğuluyor.
Mesela Şahan Gökbakarı bir kesimin Recep İvedik sanması. Güldürü işinin profesyonel meslek olduğunu algılayamıyor ve yaptığı espri veya karekterleri Gökbakarın kişiliği sanıyorlar bence.
Fragman yok neden hocam