CÜREK - (Sabahat Akkiraz - Kara Tren Yol Alıyı Cürekten)

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 18 жов 2024

КОМЕНТАРІ • 6

  • @YukselCalr
    @YukselCalr 6 місяців тому +1

    Köy aklıma geldi hadıc😢

  • @zekikudeki2754
    @zekikudeki2754 4 роки тому +4

    Cürekte Babam Inayetullah kudeki nin görevi dolayisi ile 10 seneden fazla yasadim. Maden ikokulunda okudum.

  • @doganscan
    @doganscan  4 роки тому +2

    Duvarları sarı veya mavi, tavanları ise beyaz kireç boyalı olan bu konutların içlerinde dolaştıkça; masa, sandalye, koltuk, somya, elbise dolabı, büfe ve yurtdışından getirildiğini düşündüğümüz kuzine gibi demirbaş eşyalarla birlikte tasarlandığını anlıyoruz. Farklı ölçek ve detaylardaki bütüncüllüğün halen okunabiliyor olması heyecanımızı artırıyor.
    “Üç basamakla çıkılan sahanlıktan eve girdiğimiz büyükçe odaya hol diyorduk… Holün sağındaki iki kapıdan yatak odalarına geçiliyordu… Yeni evimiz gediğimiz evimizden çok küçük ve bir salon iki odadan oluşuyordu, abartmadan söylemek gerekirse yeni evimizin tümü eski evimizin bir odası kadardı. Oda kapıları salona açılıyordu. Salona açılan üçüncü kapı mutfak kapısıydı… Mutfağın arka kapısı bahçeye açılıyordu ve devamında odunluk vardı… Salona açılan dördüncü kapı daha da şaşırtıcıydı. Girişteki lavabodan sonra bir kapı daha vardı. Kapıyı açınca beyaz fayansla kaplı küçük odanın tabanında beyaz seramik alaturka tuvalet taşı görülüyordu.”(4)
    Konutlardan çıktıktan sonra “Muhtarlığa doğru gider” yazılı genişçe bir yoldan ilerliyor ve bir sonraki durağımız olan spor ve rekreasyon merkezine varıyoruz. Geçmişte yerleşkenin en canlı alanlarından biri olduğunu tahmin ettiğimiz bu büyükçe tesis; basketbol, voleybol ve futbol sahaları, içinde otlar bitmiş bir havuz ve çocuklar için tasarlanmış farklı oyun aletleri içeren bir alandan oluşuyor.
    “Havuz adının bile bilinmediği o yıllarda olimpik ölçülerde su toplama ve yangın suyu amaçlı yapılan bu havuz biz gençler için bulunmaz bir nimetti… Havuzun yanında voleybol sahamız, diğer yanında tenis kortumuz vardı. Tenis kortu devamlı bakımlı, her gün sulanan, loğlanan kırmızı toprak sahası ile her akşam kullanılıyordu.”(5)
    Gerek lojmanlar gerekse sosyal tesisler boyunca devam eden ve özgün bir tasarım ürünü olduğu izlenebilen peyzaj düzenlemesi de dikkatimizden kaçmıyor. Site sınırları dâhilindeki yollar boyunca devam eden sıra ağaçlar ve küçük ölçekli üretim amacıyla hayata geçirilen konut bahçeleri gibi yapıları çevreleyen yeşil alanlar, Cürek’e özel bir koru niteliği kazandırıyor. Cürek’in farklı noktalarında karşılaşılan heykel, oturma ve aydınlatma elemanları gibi kent mobilyaları ise yerleşkenin sözlü ve yazılı kaynaklarda vurgulanan değerli peyzaj kimliğini sanatsal anlamda destekliyor.
    “Her blok arasında yeterli bırakılan boş alanlara akasya ağaçları dikilmiş ve yeterli bahçe alanı bırakılmıştı. Babam ilkbaharda bahçeyi belletir, maşaralar (sebzelik) yapar, domates, biber, hıyar, patlıcan fideleri diker ve soğan, sarımsak, maydanoz, fasulye ve benzeri tohumları atardı.”(6)
    1938 yılında başlayan inşaat çalışmalarının 1942’de tamamlanmasıyla birlikte modern bir yerleşke görünümü alan ve yaklaşık yarım asırlık bir süre zarfında trafik işaretlerinden heykellere, döşemelerden peyzaj elemanlarına kadar neredeyse tüm bileşenlerin hâlâ gözlemlenebildiği Cürek’in Alman mimarlar tarafından tasarlandığı öngörülüyor.(7) Yerleşkenin Bruno Taut, Walter Gropius, Mies van der Rohe, Hans Scharoun ve Otto Bartning gibi ünlü sanatçı, şehir plancısı ve mimarların imzalarını taşıyan modern toplu konut örnekleriyle gerek yerleşim kurgusu gerekse plan düzeni, betonarme yapım tekniği, mimari çözümler ve hatta detaylar anlamında oldukça benzeşmesi de bu öngörüyü destekler nitelikte.(8)
    Bu gibi bir “maden sitesi”nin Divriği’nin Cürek’inde kurulmasının ardındaki sebepleri anlayabilmek için ise o dönemin koşullarını anımsamaya çalışıyoruz. Ülke genelinde devlet eliyle büyük yatırımların yapıldığı 1930’lar, dış sermayeden bağımsız ve kendi kendine yeten sanayi tesislerinin sayıca arttığı bir dönem. Bu dönemde inşa edilen sanayi tesisleri, hammadde ve doğal kaynaklara yakın, ulaşım ağlarına eklemlenebilen, enerji ve iş gücünün mümkün olduğu noktalara inşa edilmiş, dolayısıyla modernleşme ideolojisinin uygulama mekânları olarak dönemi için yenilikçi bir devinim yaratmış.(9) Buna ek olarak, çalışanların sağlığı ve geleceğini korumak, verimliliğini artırmak, ulaşımda harcanan zamanı ve maliyetleri ise düşürmek amacıyla “oturmak” işlevinin yanı sıra “yaşamak” ve “barınmak” işlevlerini de imgeleyen işçi konutlarıyla desteklenmiş. Belirtilen bir anlayışla üretilen sanayi tesisi-işçi konutu ilişkisi Zonguldak-Kozlu, Üzülmez ve Karabük’ün hikâyelerini anımsatıyor. (10)
    Cürek’in de bu bağlam uyarınca şekillenen bir hikâyesi var. Yerleşkenin temeli 1935-1937 yıllarında Maden Tetkik Arama Enstitüsü tarafından Divriği’de gerçekleştirilen zemin etütleri sırasında bölgenin oldukça zengin bir demir rezervine sahip olduğunun anlaşılmasına dayanıyor.(11) Fakat üretimin giderek yoğunlaşması sonucunda gereksinim duyulan işçi sayısı, nüfusun beklenenin üzerinde artmasına sebep oluyor.(12) Mevcut konut stoğu ise nüfustaki bu artışı karşılamak adına yetersiz kalıyor. Bu durumu kalıcı bir şekilde çözmek adına 1938 yılında ana üretim alanlarına yakın mesafede bir “maden sitesi” kuruluyor. (13) Benzer örneklerde olduğu gibi “işçi konutları”yla donatılarak Cürek adı verilen bu maden sitesi, inşaat faaliyetlerinin tamamlandığı 1942’den 1955’e kadar Divriği’nin “yürek”i olma sıfatını kazanıyor. 1955 yılına kadar Etibank Divriği Demir Madenleri Müessesesi’ne ait Etidemir İşletmesi’ne bağlı olan Cürek, 1955’ten 1985’e kadar ise Türkiye Demir ve Çelik İşletmeleri Genel Müdürlüğü’ne bağlı Divriği Demir Madenleri Müessesesi tarafından çalıştırılıyor.(14)
    Yerleşkenin terk edilmeye başlayarak önemini yitirmesi 1980’li yıllara denk geliyor. 1985 yılında madencilik işletmesinin Divriği’nin batısında yer alan Selavat Tepesi’ndeki yeni merkeze taşınması, Cürek’in deyim yerindeyse sonunu hazırlıyor.(15) Bu süreci takiben alınan özelleştirme kararı ise eski canlılığını yitiren “maden sitesi”nin tamamen yıkılması düşüncesinin önünü açıyor.(16) Fakat Sivas Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu tarafından 25.04.2007 tarihinde alınan 431 sayılı karar, Cürek’in “günümüzde ulaşılmak istenen modern kentlerin bir prototipi” ve “Cumhuriyet Dönemi sanayi etkinliklerinin ilk örneklerinden biri” niteliklerine dayanarak yerleşkenin “Erken Cumhuriyet Dönemi’nde modern bir şehircilik anlayışıyla yapılmış kompleks bir yerleşke” olduğunu vurguluyor. Yapılan bu vurgu ile Cürek için bir koruma alanı sınırı belirleniyor ve sınır içindeki yapılar 2. Grup Yapı (17) olarak tanımlanıyor. Belirtilen tescil kararı, yerleşkenin günümüze kadar gelebilmesini sağlıyor.
    Devamı için linke tıklayınız...
    www.mimarlikdergisi.com/index.cfm?sayfa=mimarlik&DergiSayi=410&RecID=4226

    • @mc780
      @mc780 3 роки тому +1

      Teşekkürler yazı için. Ben 28 yaşındayım, o Paris zamanlarını görmedim tabi oranın. Ama çocukluğumdan bugüne, kendimce hatrı sayılır miktarda gözlemlemişimdir genel anlamda Divriği'nin başına gelen bu terkedilmeyi. Yazları Yazı Köyü'nden dönerken bazen Cürek'ten trene binerim ve arkadaki terkedilmiş tren garı ile Divriği'ye veda etmek beni ayrı bir hüzünlendirir. Babam hep bahsediyor sinemadan havuzdan vs. ama bu yazıyla daha ayrıntılı bilgi almak güzel oldu. Keşke böyle atıl kalmasaydı oralar.

    • @nemelanemela8252
      @nemelanemela8252 10 місяців тому +1

      1995 yılında o tesisler askeriye'nin kullanımına geçici tahsis edilmişti ve o dönem orada kalıyorduk. Cürek ve Höbek arası gider gelirdik.

  • @nemelanemela8252
    @nemelanemela8252 10 місяців тому +1

    Askerlik yaptığım yer.