Tüm insanlığın buluşacağı ortak noktalar nelerdir?

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 1 жов 2024
  • #insanlık #UA-cam #sevgi
    Bu çok kıymetli hakikatlerin daha fazla insana ulaşması için Lütfen;
    - ABONE OLMAYI,
    - VİDEOYU BEĞENMEYİ ve
    - YORUM YAZMAYI unutmayın.
    -----------------------------------------------
    DERSTE OKUNAN BÖLÜM:
    MUSTAFA KARAMAN DERS METNİ
    Amma ba’d: Şu fakir, garip Nursî ki, "Bid’atüz-zaman" lâkabıyla müsemmâ olmaya layık iken, haberi olmadan "Bediüzzaman" ile meşhur olan biçare, tedennî-i milletten ciğeri yanmış gibi feryad ü figan ederek, "Ah, ah, ah! Vâ esefâ!" der ki:
    İslâmiyetin mağz ve lübbünü terk ederek kışrına ve zahirine vakf-ı nazar ettik ve aldandık.
    23:40
    Ve su-i fehim ve su-i edeple İslâmiyetin hakkını ve müstehak olduğu hürmeti ifa edemedik. Ta, o da bizden nefret ederek evham ve hayalatın bulutlarıyla sarılıp tesettür eyledi...
    Hem de hakkı var. Zira biz israiliyyatı usulüne ve
    28:28
    hikayatı akaidine ve mecezatı hakaikına karıştırarak kıymetini takdir edemedik.
    31:07
    O da ceza olarak bizi dünyada te’dib için zillet ve sefalet içinde bıraktı.
    31:38
    Bizi kurtaracak yine onun merhemetidir.
    Öyleyse, ey ihvan-ı müslimîn! Geliniz, ona tarziye vereceğiz. Elbirliğiyle dest-i sadakati uzatacağız, biat edeceğiz. Onun hablü’l-metinine sarılacağız.
    32:00
    Hem de bilâ-perva olarak ilân ederim: Beni geçmiş asırların efkârına karşı mübarezeye heyecan ve şecaate getiren ve yüzer senelerden beri sevkü’l-ceyş ile kuvvet bulan hayâlât ve evhamın müdafaasına beni gayrete getiren itikadım ve yakînimdir ki:
    36:38
    Hak neşvünema bulacaktır-eğer çendan toprakta gizlense...
    37:31
    Ve taraftar ve mültezimleri muzaffer olacaklardır-eğer çendan zaman ve zeminin merhametsizliğinden az ve zayıf olsalar...
    37:51
    Hem de itikadımdır ki: İstikbale hüküm sürecek ve her kıt’asında hâkim-i mutlak olacak, yalnız hakikat-i İslâmiyettir. Evet, saadet saray-ı istikbalde taht-nişin hakaik ve maarif yalnız İslâmiyet olacaktır. Onu fethedecek yalnız odur;emareler görünüyorlar. Zira mazi kıt’asında, vahşetâbâd sahralarında hayme-nişin taassup ve taklid; veyahut cehlistan ülkesinde menzil-nişin müzahrefat ve istibdad olanlara, şeriat-ı garrânın galebe-i mutlak ve istilâ-i tâmmına sed ve mâni olan sekiz emir, üç hakikatle zîr ü zeber olmuşlardır ve oluyorlar.
    41:34
    O mâniler ise, ecnebilerde taklit ve cehalet ve taassup ve kıssîslerin riyaseti; ve bizdeki mâni ise, istibdad-ı mütenevvi ve ahlâksızlık ve müşevveşiyet-i ahval ve atâleti intaç eden yeistir ki, şems-i İslâmiyetin küsufa yüz tutmasına sebep olmuşlardır.
    Sekizinci ve en birinci mâni ve belâ budur: Bizle ecnebiler, bazı zevahir-i İslâmiyet ve bazı mesail-i fünun ortasında hayal-i bâtıl ile tevehhüm eylediğimiz müsademet ve münakazattır.
    43:10
    Aferin maarifin himmet-i feyyâzânesine ve fünunun himmet-i merdânesine ki, meyl-i taharrî-i hakikat ve muhabbet-i insaniyet ve meyl-i insaf olan hakaiki teçhiz ederek o mânilere gönderip zîr ü zeber etmiş ve ediyor.
    49:26
    Evet, en büyük sebep ki, bizi dünya rahatından ve ecnebileri âhiret saâdetinden mahrum eden, şems-i İslâmiyeti münkesif ettiren, su-i tefehhüm ile tevehhüm-ü müsademet ve muhalefettir.
    54:07
    Feyâ lil’acep! Köle efendisine, hizmetkâr reisine ve veled pederine nasıl düşman ve muarız olabilir?
    54:54
    Halbuki İslâmiyet fünunun seyyidi ve mürşidi ve ulûm-u hakikiyenin reis ve pederidir. Fakat, vâ esefâ, bu su-i tefehhüm ve şu tevehhüm-ü bâtıl, şimdiye kadar hükmünü icra ederek vesvesesiyle ye’si ilka edip bab-ı medeniyet ve maarifi Ekrad ve emsallerine kapattırdı. Zira bazı zevahir-i diniyeyi fünunun bazı mesailine muarız tahayyül ederek ürktüler. Ezcümle: Küreviyyet-i arz ki, fünunun en birinci derecesi olan coğrafyanın en birinci basamağıdır. İleride gelecek altı meseleye münafi zannettiklerinden, bu bedihî meselede mükâbere etmekten çekinmediler.
    Ey benim şu kitabıma im’ân-ı nazarla nazar eden zat!
    Malûmun olsun, bu kitapla istediğim hizmet budur: İslâmiyette olan tarik-i müstakîmi göstermekle ehl-i tefrit olan a’dâ-yı dinin teşkîkâtını red ve yüzlerine vurmakla beraber; tarik-i müstakîmin öteki canibini ve sadîk-ı ahmak ünvanına lâyık olan ehl-i ifrat ve zahirperestlerin tevehhümlerini tard ve asılsızlığını göstermek ve asıl rehber-i hakikat ve âlem-i İslâmiyetin ikbal ve istikbaline yol açan ve sırat-ı müstakîmde kemâl-i ümid-i zaferle çalışan muhakkikîn-i İslâm ve âkıl sıddıklara yardım etmek ve kuvvet vermektir.
    Elhasıl, maksadım, ol elmas kılınca saykal vurmaktır.

КОМЕНТАРІ • 271