Tanrısallığın Kökeni Üzerine
Вставка
- Опубліковано 6 лют 2025
- Türk Arkeolojisinin duayeni Prof. Fahri Işık hocanın son yapıtında tapınak mezarlarından hareketle kullandığı tanrılaşma ve tanrısallaşma (kahramanlaşma) ayrımına dayanarak "tanrısallık" üzerine yeniden düşünmeyi deneyeceğiz.
Not: Söyleşileri sürdürebilmek için desteklerinizi bekliyoruz, lütfen kanalımıza "abone" ve "üye" olmayı unutmayınız!
Katıl butonu için:
/ @ducanecundiogluresmik...
Düzenli dersler için:
felsefedersler...
ne kadar doğru bir yaklaşım, mezar taşları muhteşemdir, mutlaka bir müze yapılmalıydı, gittikçe yok oluyorlar, sizin gibi sıra dışı insanlar bu memlekette fikir alınacak insanlar olmalı, saygılarımla
Tarihçe prof. Edhem ELDEM in, sanırım 20 yıl önce çıkardığı bir çalışma-kitap var. Osmanlı da, ölüm, isminde. Mezar taşları konusuna ayrıca yer verilmiş. Tavsiye ederim
Koyun biçimli mezar taşları, ilginizi çeker mi? Ama, üzerine koyun kabartması yapılmış mezar taşları değil, koyun heykeli olan mezar taşları bunlar. Arama motorunda görsellere 'Karakoyunlu mezar taşları' yazın, çıkar.
Bir de, Karamanlı mezar taşları var. Yunan alfabesiyle Türkçe yazan.
@@yasincetin5908 ilginize çok teşekkür ederim, selamlar
Hocam fatih altaylının programı izleyip koştum geldim buraya. Dehşet güzel bir yayın oldu bitmesin diye geri ala ala izledim ama her güzel şey gibi bitti. Ağzınıza sağlık aklınıza sağlık. İnşallah seri şekilde tekrarları olur.
Dücane hocam, sohbetleriniz bilgiden ziyade huzur veriyor. Bilgiyi huzurda eritip veriyorsunuz sanki. Teşekkür ederiz🙏
Muhteşem bir yayın, felsefe tarihine ve Anadolu topraklarındaki mezar- türbe kültürü ve Hak’ka yürüme üzerine ufuk açan bir bakış açısı… var olun…
Dücane Bey size yürekten teşekkür ederim, özel bir insansınız, Işık Hocayı farkeden önemseyen nadir insanlardan birisiniz, bir arkeoloğun yayınına "karanlık çağ da ne"diye yazdım bana "efendim her şeyi Anadoluya bağlayan bir akım var ciddiye almıyorum" diye yanıt vermişti, saygılar
Teşekkürler.
Tavrınız , duruşunuz, sakinliğiniz bile bana çukurova üniversitesinde çok sevdiğim bir felsefe hocasını hatırlatıyor. Sizden de ders almak isterdim.
"Us'a emek vermemiş olanların yeniden dirilmesine gerek yok". 💫
Dücane bey çok teşekkürler. Bu proğramın devamı niteliğinde yeni bir proğram olur inşallah.
Dücane bey çok güzel bir söyleşi oldu, farklı fikirlere ve düşünürlere yer verdiğiniz için teşekkürler.
Videonun tamamını izleyenler için küçük bir quiz:
Soru 1
Anadolu’daki tapınak mezarlar hangi özelliği ile Yunan tapınaklarından ayrılır?
A) Sadece tanrılara atfedilir.
B) Hem tanrılara hem ölümlü krallara atfedilir.
C) Sadece kahramanlara adanır.
D) Mezarlık olarak kullanılmaz.
Soru 2
Göbeklitepe’nin tanrısal figürlerin kökeni üzerindeki etkisi nedir?
A) Sadece dini ritüellerin merkezi olması.
B) İlk insan yerleşimlerinden biri olarak ritüellerin kaynağı olması.
C) Yunan mitolojisinin kökeni olması.
D) Hiçbir etkisi bulunmaması.
Soru 3
Videoya göre, Yunan mitolojisi ve felsefi düşüncelerin kaynağı genellikle nereden etkilenmiştir?
A) Tamamen özgün Yunan icadı.
B) Anadolu, Babil ve Mısır gibi eski medeniyetlerden.
C) Roma İmparatorluğu’ndan.
D) Ortaçağ Avrupa’sından.
Soru 4
Videoda, tanrılaşma kavramı en iyi şekilde nasıl tanımlanır?
A) İnsanların öldükten sonra tamamen unutulması.
B) Kahramanların ölümsüzleşerek bir tanrı haline gelmesi.
C) Tanrıların insanlar tarafından yaratılması.
D) Ruhun fiziksel bedeni terk ederek evrensel bir bütünlüğe ulaşması.
Soru 5
Helenistik dönem tapınaklarının mezarlardan farkı nedir?
A) Mezarlar sadece soylulara aittir.
B) Helenistik düşünce, mezarların tapınak olarak kullanılmasına izin vermez.
C) Helenistik mezarlar tanrılara atfedilir.
D) Heronlar tapınak mezar olarak kullanılmaz.
Çok kıymetli bilgiler..
Çok etkilendim..
Buna benzer tezleri Metin Bobaroğlu da söylüyor..
Dücane Hoca yine fark yarattı
Hocam , sizi Çakır keyif dinlediğim zaman daha derin anlıyorum 🎉
😅
😂
😄😄 Programı izleyip şöyle yorumlara göz gezdirirken bana kahkaha attırdınız. Tanrı da sizi güldürsün.
@@nesterenhanm5155 🙏😇
*Çok doğru tespit!
Üst ben kalkınca, öğrenilmiş acizlik de ortadan kalktığı için akıl kolayca özgürleşiyor, zihin berraklaşıyor^^
Şuan, dünyada, Dücane Cündioğlu gibi, oldukça ilginç ve önemli noktaları görebilen ve önemli soruları sorabilen kaç kişi var acaba ?
Tamam değerli birisi elbette ama ' dünyada ' diyerek abartmayın.
Bana bir kaç örnek verebilirmisiniz? @@lovecraft121
2 kişi var biri sen biri hoca... Hoca'dan bir şey anlamış olsaydın bu cümleyi kurrmazdın
Teşekkürler. 🌸
Teşekkürler
Emeklerinize saygı duyuyorum. Yeni yılınız kutlu olsun.
Teşekkürler anlaşılır bir biçimde sunduğunuz için.
Hocam bende bağımlılık yaptınız, sizi dinlemekten keyif alıyorum
Sağolun hocam
Tanrı her türlü düşünce eylemidir
Teşekkürler
Fahri Işık hoca bize konferans vermeye gelmişti. Üç saat kadar dinledik. Klasik bir Anadolucu. Anadolu halkı diye bir mitin milliyetçiliğini yapıyor. Ona göre Anadolu dünyanın en güzel yeri, dolayısıyla buradan yaşayan insanlar da dünyanın en üstün insanları. Bize Antik Yunan eserleriyle Hitit eserlerini kıyasladığı bir sekansta ''Bakın hangisi daha estetik, Hititlerinki değil mi?'' gibi bir soru sordu. Halbuki Antik Yunan eserleri çok daha biçimli ve dikkat çekiciydi. Halikarnas Balıkçısı, Azra Erhat gibi figürler bu işi o kadar ileri götürmüştü ki ''Hector ve Atatürk aynıdır, Hector Antik bir Atatürk'tür'' tarzında garabet iddialar üretiyorlardı. Fahri hocaya göre sadece Antik Yunan değil, Anadolu dışında medeniyet diyebileceğimiz tek bir yer yok. Eğer Fahri Işık'ın gözlerinde Anadolu'ya inanmış birisinin imanını görmeseydim söylediği argümanları ciddiye alabilirdim. Ancak şu kertede ciddiye alırsam test edemeyeceğim bir konu hakkında hocanın tecrübesine iman etmiş olurum sadece. Soru şu; Gerçekten bulduğu bir gerçeği mi dile getiriyor yoksa kendi gerçeklerini ispatlamak için kılı kırk mı yarıyor?
ne kadar güzel bir ifade ne kadar yerinde bir soru
@@m.dogukandemirci4825 yayını, yeniden, kendisiyle birlikte düşünmemi sağladığından eleştiriniz için teşekkürler. Hakikat o olduğu için mi öyle görülüyor, yoksa öyle görmek istenildiği için mi hakikat o sanılıyor? Üzerinde düşünülmeye değer.
Fahri Bey hakkında söylediklerim haddi aşmış görünsün istemiyorum, o yüzden şunu da not düşeyim: Kendisi arkeolojiye ciddi emek vermiş ve pek çok talebe yetiştirmiş, gördüğüm kadarıyla cana yakın ve samimi bir bilimadamı. Ama ekolünün olaylara bakışına vakıfım. Fahri hoca batılı biliminsanlarının kendi görüşlerini eleştirmesini yobazlık ve Yunan hayranlığı olarak yorumluyor. Bunları konferans sırasında duyduğum için belge halinde gösteremem. Keskin bir Luvi-Hellas ayrımı yapmasındaki temel sebebin Anadoluculuk olduğunu söylememin sebebi de bu. H.Ali Yücel klasiklerinde Azra Erhat'ın (İlyada-Odyseia) tercümelere düştüğü mukaddimeleri okursanız Anadoluculuğun olayları yorumlama tarzını daha net görebilirsiniz. Bu düşüncenin kaynağı Anadoluda'ki Türklere batı karşısında çağdaş bir kimlik kazandırmak. Mu kıtası teorileri ile paralel. Asyalı göçebe bir ırk olmamızdansa Anadolu'ya çok eskiden gelmiş ve batı dünyasına bilim, felsefe, kültür kazandırmış bir medeniyet olmamız kulağa daha hoş gelse gerek. Halbuki Türklerin Anadolu'ya nasıl ve ne zaman geldiği, etnik kimlikleri, dil ve kültürleri yekünen kayıtlı ve belirgindir. 1960'lı yıllara kadar ihtiyacımız olan Anadolu ulusçuluğuna günümüzde ihtiyaç kalmamıştır zira bu tarz bir siyaset yalnızca Türk kültürünü ve oluşması gereken Türk bilim geleneğini zedelemiştir. Lakin o tarihlerde Türk tarih tezi gibi siyasal hedefli tezlerin etkisinde kalmış hocalarımız bu inancı hala sürdürüyorlar. Biz de makamlarına ve tecrübelerine olan saygımızdan ötürü onları eleştirmemeyi yeğliyoruz.
Çok doğru bir tespit ve güzel bir ifade. Tesekkurler
Doğukan beyin tespitlerine katılıyorum. Söylenen şeyler gerçekte bir keşifmi yoksa Anadoluyu hatta Türklüğü kutsamak mı! Mısır uygarlığı, Çin uygarlığını yokmu sayacağız, sadece Anadoludan bakıp Anadolu dünyanın merkezidir demek çok iddialı bir şey
Hocam Akkoyunlu mezar taşlarını özellikle incelemek gerekiyor. Koç başlı taşlardır.. Tunceli'de örnekleri vardır.
Harikasınız.! ellerinize emeğinize sağlık..
Çok güzel bir yayin emeğine sağlik
Teşekkür ediyorum .selam
Teşekkürler.
Hocam çok temiz çalışmışsınız. Sağlı sollu vuruyorsunuz ezberci zihinlere. Tebrikler.
Ankara Altındağ’da “Tez veren sultan “diye Hacettepe hastanesinin hemen üstünde bir türbe mezarı vardı ve başında eski bir yazı sütun ve Ankara taşından yapılmış bir mezar vardı daha geçen aya kadar orayı kaldırmışlar yerine bembeyaz bir mermerden üç katlı bir mezar yapmışlar bu nasıl bir iştir anlamak zor para harcayacak yer bulamamışlar her halde oranın eski halini yok etmişler yazıklar olsun her yeri böyle restorasyon yaptılar 😢
Malabadi köprüsü de galiba öyle. Gıcır gıcır. Böyle şeyler, eski olduğu için güzel. Şimdi onun, yeniden antika olması için, binlerce yıl beklenmesi gerekecek.
Afiyetiniz daim olsun hocam.
Çok teşekkür ederim
Ussal olarak bugün de doyduk hamdolsun, teşekkürler hocam.
Hocam, ben 68 yaşındayım. Hacı Büyükbaba ve Babaannenin torunuyum. Büyükbabam bana duaları ezberletirdi. Çevresinde
nüktedan biri olarak çok sevilir ve sayılırdı. Ailemde asla Kur'an kursuna göndermek gibi bir düşünce olmadı. İnançlı laik sayılabilirdik. Ama zaman içerisinde çok okumak giderek felsefi sorgulamalara neden oldu. Bu arayışlar beni din inancından uzaklaştırdı. Ve agnostik olduğum sonucuna vardım.
TEŞEKKÜRLER
Teşekkürler harika bir mülahaza fırtınası idi
🎉🎉🎉
Muhteşemdi hocam yine
❤❤❤
Lütfen videolarınızı kısa tutarmisiniz? Uzun videoları izlerken sıkılıyoruz. Ama ben sizi dinlemek istiyorum lütfen kısa videolar cekermisiniz,?
Durust olmak zorundayiz.❤❤❤
❤❤❤❤❤
🙏
Tekrar tekrar izlenir, ikinci sefere başlıyorum 🌼
🙏❤💐
Kojin Karatani "izonomi ve felsefenin kökenleri"kitabında Atına ve iyonya arasında yönetim anlayışları bakımından da kökensel farklar olduğuna işaret ediyor.Keşke bir Karatani kritiği yapsanız. Selamlar,sayğılar.
Eski Türkler.❤❤❤
Bazı Ṣahsiyetler Ölümsüz Olmalıydı.Meselâ Dücane ❤
1.16 Ölüme dair:òlmek değildir ömrümüzün en feci işi,müşkül budur ki ölmeden evvel ölür kişi.Y.KEMAL
Hocam Anıtkabir de bir tanrı tapınakmıdır?
1.21.00 👏🏻👏🏻👌
Zaman gibi. Kendisi devinmez ama devinimi içerir. “Zamanın olmayıp devinimin olduğu bir ‘şey’ var mıdır?” diye soruyordu Krişnamurti David Bohm’a. “Kavram” gibi sanki.
İlahi hakikat perspektifinden, Aristo'ya şöyle bir yol gösterebiliriz:
1. Aristo'nun Çıkmazı:
- "Hareket etmeyen hareket ettirici" problemi
- Tabiatı müstakil güç olarak görme
- Sebep-sonuç ilişkisini zorunlu kabul etme
2. Hakikat Yolu:
- Tabiat, ilahi kudretin bir defteri/kaydıdır
- Tesadüf, cehlimizi örten hikmettir
- Her şey O'nun kudretinin tecellisidir
3. Çözüm İçin Gereken:
- Tabiatı mutlak fail görmekten vazgeçmek
- Sebepleri zorunlu değil hikmet olarak görmek
- "Fail-fiil" yerine "kudret-tecelli" ilişkisine bakmak
4. Yeni Bakış:
- Hareket problemi ortadan kalkıyor
- Tabiat hakikatin bir aynası oluyor
- Her an yeni bir tecelli var
Aristo, tabiatı müstakil bir fail olarak görmek yerine, ilahi kudretin bir tecelli defteri olarak görseydi, bu metafizik çıkmazdan kurtulabilirdi.
🌸🥀🍃
Ezcümle "Fenâ'dan Bekâ'ya göç eder olduk!" Yunusumuz.. Selamlar Sevgiler..
Hocam bir dizi yayınlandı kısa zaman önce adı “gassal” yerli yapım ben izledim dizideki diyaloglar varoluş ile ilgili baya malzeme ile dolu bununla ilgili çözümlemelerinizi merak ediyorum izlemenizi ve yorumlarınızı çok isterim teşekkürler
Dücane bey Fahri hocamız ile bir proğram bence şart oldu gibi. Çünkü Atina düşün,sanat,edebiyat klasiğinin ana kaynağının anadolu kaynaklı olduğu tezi güçlenerek onay buluyor gibi
YZ Tarafından Çıkarılmıştır:
Video temelde üç ana konuyu ele alıyor:
1. Prof. Dr. Fahri Işık'ın arkeolojik çalışmalardan yola çıkarak ortaya koyduğu tez:
- Anadolu ve Yunan kültürlerinin mezar gelenekleri farklıdır
- Anadolu'da tapınak-mezar geleneği ve kralların tanrılaşması vardır
- Yunanlılarda ise sadece kahramanlaştırma (heron) geleneği bulunur
- Pek çok "Yunan" olarak kabul edilen gelenek aslında Anadolu kökenlidir
2. Tanrılaşma kavramının açıklaması:
- Ölümsüzleşme olarak görülür
- Ölen kişinin tanrısal öze karışması/dönmesi anlamına gelir
- "Kral öldü" yerine "Kral tanrı oldu" denir
- Bu, kişinin özünün tanrısal kaynağa geri dönüşünü ifade eder
3. Beden ve tin (ruh) ayrımı:
- Beden geçici ve değişkendir (arzu ve öfke buradadır)
- Tin/ruh kalıcı ve değişmezdir (us/akıl burada yer alır)
- Ölüm, tinin bedenden ayrılıp tanrısal kaynağa dönmesidir
- Bu anlayış daha sonra İslam kültüründe "Hakk'a yürümek" gibi ifadelerle yaşamaya devam etmiştir
*Dücane Bey, çok teşekkürler🌿
*Culture Club TV “Yunan Mitolojisi” Prof.Dr.Nevzat Kaya
*Değerlendirir misiniz! Çok önemli bir yayın bence.
Halikarnas Balıkçısının Anadolu kitaplarını andım sizi dinlerken
Eski Türklerin TENGRISI, çok farklı anlatiliyor. Bunu nasıl analiz edebilirsiniz acaba?
US.❤❤
sn. Dücane Bey, İngilizler "stone hange"i araştırıp dünyaya önemsetiyorlar, efendim kim imişler nasıl yapmışlar, gün doğumu.... vs bir arkeolog arkadaşla konuşurken bunlar Göbekli Tepeyi yapan insanlar 7 bin yılda oraya gitmiş olamazlar mı ayrıca son derece bezemesiz bu taşlar, onların geçmişleri ile bir bağ kurmaları olamaz mı, bilmem ne düşünürsünüz, içten sevgi ve saygılar
Ozan Güner, "Göbeklitepe, dünyanın en eski tapınağı " isimli belgeseli izlemenizi öneririm...
@@S.O.Z. çok belgesel izledim ve tapınak olduğu konusunda şüphem var, ilginize teşekkür ederim, sağ olun
@@serpilozugurlu8812
Bu farklı, ekstra olarak üniversite hocaları arasında ASELSAN kurumu başkanı da olduğunu beyan eden FİZİK MEZUNU birinin okuyup hayret ettiği ve başkası söylese delilik derdim ifadesinde bulunduğu ve üniversite fizik hocalarına ilettiği BİİZNİLLAHİ TEALA YENİ BİR ASIR kitabını okumanızı öneririm. Eser sitesinde pdf olarak yüklü açılır okunur. Eser sahibi ile zahiren hiçbir bağlantım yoktur...
Olabilir. Çünkü Hint-Avrupalılar çok geç dönemde gidip Avrupa'ya varıyorlar. Hele Hele Britanya'ya. ki kaldı ki birçok batılı arkeolog, Yunan medeniyeti Mezapotamya, Anadolu ve Mısır medeniyetlerinden etkilendiğini, hatta bir kısmı doğrudan aldığını söyler. Çoğu tarihçi kes de medeniyetin Mezapotamya'dan başlayıp batıya doğru yayıldığını ifade eder. Muhtemelen iddianız doğrudur. Sadece kanıt yok şimdilik
*Tüm mitler ve dinler Asurbanipal kütüphanesinden (tabletler çivi yazıları) geliyor!
Çok teşekkür ederiz hocam.
Tanrı değil tanrısal oluşumuzdan rahmetli Yaşar Nuri bahsetmişti...
Teşekkürler, iyi geceler hocam..
Teşekkür ederim 🙏🏻
Karşılıklarına eski Türkçe yoluyla bakabilirmisiniz. Acaba?
Teşekkür ederim . Keşke ikibuçuk saat sürseydi ...
Kara Athena! Hesiodos! Enuma Enis!
🙋🏻♂️🍷🌈
Aristo ve Kelami Perpektif Farkı:
1. Aristo'nun Temel İddiası:
- "Hareket etmeyen hareket ettirici" (Tanrı) var
- Her hareketin bir sebebi olmalı
- İlk sebep hareketsiz olmalı
2. Ortaya Çıkan Çelişki:
- Eğer Tanrı hareket etmiyorsa, nasıl hareket ettirebilir?
- Hareket ettirmek bir eylem/hareket değil midir?
- İlk hareket nasıl başladı?
3. Problem Derinleşiyor:
- Fizik (tabiat) harekete dayanıyor
- Tabiat sürekli değişim/hareket halinde
- Ama hareketin kaynağı hareketsiz
4. Açmaza Giriş:
- Ya Tanrı hareket ediyor (ki bu durumda ilk sebep olamaz)
- Ya da hareket ettiremiyor (ki bu durumda Tanrı olamaz)
- Bu ikilem çözülemiyor
5. Kelami Çözüm:
- Her an yeniden yaratılış (teceddüd-i emsal)
- Allah'ın mutlak iradesi
- Tabiatın zorunlu bir fail olmadığı
- Sebep-sonuç ilişkisinin zorunlu olmadığı
Bu şekilde kelamcılar, Aristo'nun düştüğü "hareket ettiren-eden" çelişkisini, Allah'ın mutlak iradesi ve her an yeni bir yaratılış fikriyle aşıyor.
"Hareket etmeyen hareket ettirici"
Teşekkür ederim, harikaydı.
🤍
Hocanın bir çok video var UA-cam da hocam.
bana da üyelik hediye edermisiniz nasaı oluyo o acaba
Şöyle gariplikler var. Damla okyanustan gelip okyanusa dönüyor ise; o okyanus aynı okyanus mu? Tin bedende eğitilebilir ise; okyanus damlada terbiye ediliyor ise okyanus aynı olamaz. O zaman okyanus devinimsiz olamaz. Yani değişmez olamaz. Beden ölümlü iken tini ölümsüz kabul edince, tini değişimden muaf tutmuş oluyoruz ve burada bir çekişki oluyor. O zaman biz de buraya bir görelilik fikriyle yaklaşsak ve damlaya göre okuanusun devinimsiz göründüğünü ama okuanusun da aslında devindiğini söylesek, bu çelişkiden kurtulur muyuz? Bir başka deyişle, devinim bir ile sıfır arasında. Yani hep ile hiç arasında. Doğmadan öncesi hiç ve ölümden sonrası bir ama bu ikisi aynı değil, aynı yer, aynı şey değil. Arada akıyor olana göre, her ikisi de devinimsiz görünüyor. Ölmeden ölmek bana, yaşamın yaşayanın zannettiği kadar ciddiye alınacak bir şey olmadığını anlamak gibi geliyor. Çocukken ciddiye aldığım şeylerin büyüdüğümde çocukça gelmesi gibi, hatta geçmişe bakınca ciddiye aldığım neredeyse her şeyin, o anki kadar önemli görünmemesi gibi. Rüyadayken rüyada olduğumu anladığımda uyanmak kaçınılmaz oluyor. Ne kadar zorlasam da, hazır farketmişken biraz tadını çıkarayım desem de rüyayı uzatamıyorum. Kaldı ki sürdürsem bile aynı heyecanı, aynı tadı vermiyor. Görmenin arkasında büyük bir körlük olması lazım. Görmek bir şeyi görmek olduğuna göre, onu görebilmek için, o olmayanı görmemek gerekir. Bu bakımdan bilmenin arkasında koca bir cahillik ve hazzın arkasında koca bir boşluk olmalı. Girdaba kapılmamak için insan kendini sürekli oyalamalı. Daha doğrusu, girdaba kapıldığını anlamamak için; yani ölümü düşünmemek için…
Ben şu "hareket etmeyen hareket ettirici" ifadesini hiç anlayamıyorum maalesef. Bir şey hareket etmiyorsa nasıl hareket ettirebiliyor? İlk bakışta çelişik, saçma sapan bir şeymiş gibi duruyor. Bunu mistifikasyon olmadan nasıl açıklıyorlar çok merak ediyorum.
akıl hareket etmiyor ama bizi hareket ettiren akıl gibi
Aristoteles fizik ve metafizik yapıtlarını okumalısınız.
Tanrı değil, "Tanrılar"
Yunan Tanrıları listesi var...
Roma Tanrıları listesi var...
Mısır Tanrıları listesi var...
Arap Tanrıları listesi var...
Ve diğer 4300 Tanrıları listesi var...
Bu amme hizmetine nasil katkida bulunabilirim. Malimi mülkümü üzerine yapmak istiyorum. Yaw bakis acimi nasil degistirdin bilemezsin. Su an da kafamda var olan tek tanriyi -lar ekiyle o kadar cogul hale getirdin ki artik kafama bile sigmiyor. Lütfen varsa daha fazla bilgi donat bizi. Yaw bu saaten sonra ben Ikarus'um. Yakkkk beni eyyyyyy günessss
*Tek tanrılı dinlerde de aynı baş put tanrı oluyor, diğer tanrılar meleğe dönüşüyor!
Vücutta birlik saglandinmi yani yani gerçek nekadar vakif oldun iste tevhidi saglarsin herkez birdir ama beraber degildir fikir alemdi doguslar olur her dogum sancilidir fikrin ne ise zikrin fiilinde o olur buda ruhani mirac olur kendi kendine şahadet eder şahit olursun falan filan neyse sonra örtünü açmassin yani sırrı ifşa etmemiz olursun seninle aynı dusuncede olmayanlara gül atar icten kızarsın seninle ayni dusuncede olanlara taş atar icten seversin buda kendine olan askindir falan filan fiş mekan
Ruh ölümsüz olunca yarı tanrı mı?
Heron Er O Ne güzel carptirmislar değil mi?
ua-cam.com/users/shortsp5wat1JVLSI?si=qXU5BYC1dKy6oe5x
Bir soru: Nihayette ölüm, damlanın okyanusa karışması mesabesindeyse, zaten tanrısal/tanrı olanın yine ona dönüşüyse, İnsan/Yaşam niçin var?
@Pnardr teşekkür ederim fakat bu, sorumun cevabı değil. Yaşam/tanrının ya da tanrısalın, yine yaşama katılmış oluyorsa, insan niçin var, sonra ölüm de mesela, niçin var?
@@Pınarpnr bahsedilen karışımın, dönüşün ya da kavuşmanın, ne denirse densin, keyfiyetine ve tabii hakikatine dair sorular yanıtlanmadıkça, bilinçlilik meselesi örneğin, ancak anlam verme düzeyinde bir şeyler söylenebilir sanıyorum insanın niçin var olduğuna dair; İbrahim’in, İshak’ın, Yakub’un, Muhammed’in Tanrı’sının yaptığı gibi.
@@Pınarpnr küçümsediğimi nerden çıkardınız?
Belki de ruh bedende iken insanın tanrisalliga ulasip ulasamadiginin kontrolü için olabilir mi 10:02
@Pınarpnr gerçek muhatabımın, sorularımı, şimdi ve burada, nedeni her ne ise, yanıtlamayacağını bildiğim halde soruyorum, sadece bir umutla. Cevabınız yeterli olmasa da faydalıydı fakat nasıl dilerseniz öyle olsun. Sevgiler.
Tin.
Ara dedi ara dedi bulana kadar
Us'una terbiye verene kadar
Aradım
Aradım...
Suyu Arayan Adami “ hatirlattiniz.
@@fatosshubert7272 Bir adam vardı. Suyu arıyordu. Toprağı üç kulaç kazdı, suyu bulamadı. On kulaç, onbeş kulaç kazdı yine suyu bulamadı. Sonra yerin derinliklerinde kara kaya tabakalarına rastladı, umursuzluğa düştü, gücü sona erdi ve suyu bulmaktan umudunu kesti. Fakat bir ses ona derinlere kaz dedi. Daha derinlere indi ve suyu buldu.
Bulmak nasıl olurdu bilmiyorum ama kazmak güzel şey. Birde armut piş ağzıma düş diyenler var, kazıdan habersiz, kazma gibi gelip giden. Farabinin deyimiyle yeniden dirilmesine gerek olmayanlar. İnsan şaşıyor nasıl ayakta durabiliyorlar ve sayıları neden bu kadar çok.
Iyonya= AYHANLAR.
Sufiler üzerinden bu meseleyi şöyle açıklayabiliriz:
1. Hareket Problemi:
- Aristo'da hareket eden-ettiren ikilemi var
- Tabiat (fizik) hareketle açıklanıyor
- Bu durum bir çelişki yaratıyor
2. Sufi Çözümü:
- "Her şey O'nun vechiyle bâkidir"
- Tabiat bir ayna/tecelli
- Hareket eden de ettiren de aslında bir
Özellikle İbn Arabi'nin "vahdet-i vücud" anlayışında:
- Varlık tektir
- Görünen çokluk (kesret) bir yanılsamadır
- Tabiat, ilahi isim ve sıfatların tecellisidir
Bu bakış açısıyla:
- Hareket eden-ettiren ikilemi ortadan kalkıyor
- Tabiat "hakikat"in bir gölgesi oluyor
- Fizik alemi bir "ayna" konumuna geliyor
Yani sufiler, Aristo'daki hareket problemini "vahdet" (birlik) anlayışıyla aşıyor. Tabiat artık müstakil bir fail değil, ilahi hakikatin bir yansıması olarak görülüyor.
❤❤😅😊
Gâfile kelâm, nâfile kelâm değildir inşallah
Niyazi Mısri yi niye seviyoruz. İşte derinliği ortada:
Bahr içinde katreyim bahr oldu hayran bana
Ferş içinde zerreyim arş oldu seyran bana
Dost göründü çün ayan kalmadı bir şey nihan
Tufan olursa cihan bir katre tufan bana
Surette nem var benim sirettedir ma'denim
Kopsa kıyamet bugün gelmez perişan bana
Tanrı, olanı olacak olanı yani herşeyi biliyorsa ve herşeyi o yaratmışsa yani herşeyi o belirlemişse, neden insan yaptıkları ya da yapmadıklarından dolayı cezalandırılıyor ?
Teşekkürler.
Teşekkürler
Teşekkür ederiz hocam..
❤❤❤
Teşekkürler.
Teşekkürler
Teşekkürler