Onur Çanka | heykeltraş Onur Çanka ile tanışın

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 27 гру 2017
  • Heykeltraş Onur Çanka’yla, notonlyistanbul.com ve boxinaboxidea.com işbirliğinde ufak bir röportaj gerçekleştiriyoruz. Çanka, heykel okuduğu Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nden sonra Balat’taki atölyesinde farklı malzemelerle özel projeler üretmeye devam ediyor. Hikayesini dinliyoruz...
    "Şu an küçük bir büst yapıyorum. Tamburi Cemil Bey büstü olacak bu büst. Müzisyen bir arkadaşım için yapıyorum. Kendisi tambur çalıyor. Bu çamuru taşıyabilecek bir konstrüksiyon üzerine kil yığıyorum. Sonrasında detaylara gireceğiz.
    Ben Onur Çanka. 2008 yılında Marmara Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Heykel Bölümü’ne başladım. Okulun ahşap atolyesinden mezun oldum. Hala Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde yüksek lisansımı yapıyorum heykel üzerine.
    Kafamdaki Tamburi Cemil Bey’i yaratıyorum şu an. Daha çok ahşap ve ağaçla çalışıyorum ama bunun haricinde diğer materyalleri de kullanıyorum yaptığım heykellerde. Özellikle kille çalışıyoruz. Kil üzerinden alçı kalıp alıp sonrasında polyester döküm ya da alçı dökümler yapıyoruz. Bir şeyi ekliyerek yapmak yontarak yapmaktan ya da azaltarak yapmaktan daha kontrollü, daha rahat. Onun için daha hızlı ve daha keyifli çalışabiliyorsun çamurda. Ama ana malzemeler çamur. Yani çamurdan iş yapıp bırakamazsın. Bu iş bittikten sonra bunun kalıbını alıp bunun dökmek durumundayız.
    Balat’taki atolyeyi benim bir hocam açtı, sonrasında ben de onun yanında çalışmaya başladıkça artık burası benim de atölyem oldu. Balat keyifli bir yer. Malzeme tedarik konusunda da çok fazla sıkıntı yaşamadığımız bir yer. Daha çok karikatür üzerinden çıkış yapıp bu işleri gerçekleştiriyorum. Yani yapmış olduğum heykellerde o heykellere koyduğum ifadeler biraz işin somut kısmından çıkıp daha çok kendi ürettiğim kendi kafamda kurguladığım şekilde oluyor. Bittikten sonra tekrar bazı detayları ortaya çıkarmak için zımparayla gölgeler verebiliyorsun ya da bazı yerleri pürüzsüzleştirebiliyorsun. Dökümden sonra muhakkak müdahale etmek gerekiyor."

КОМЕНТАРІ • 14

  • @songulcakr1845
    @songulcakr1845 9 місяців тому +1

    cankiri guzelsanatlar 1cisinif öğrencisiyim umarım bende güzel çalışmalar yaparım sizin gbi😊😊

  • @FasaritUstasi
    @FasaritUstasi 4 роки тому +3

    Ben bu arkadaşı cok iyi tanıyorum kendi sanatında cok iyi istanbul sanayi mahalesinden selam 😆😆😆

  • @sandalfon10
    @sandalfon10 2 роки тому +1

    hocam, Seramik hamuru fırınlanmadan sergilenebilir mi? bozulur mu normal kil gibi?

  • @baharsenci7245
    @baharsenci7245 2 роки тому

    Ben son zamanlarda hamur silgiyle yapmaya başladım ve çok zevkli geldi o yüzden hobi olarak başlamak istiyorum neyle başlamalıyım?
    Çeşitli çamurlarla denedim ama pek iyi olmadı.

  • @arslanocak3715
    @arslanocak3715 Рік тому

    Üstadım ben hiç eğitim almadım ama bu tarz heykeller yapabiliyorum bana zaman ayira bilir misiniz?

  • @islchann1551
    @islchann1551 Рік тому

    Hocam, ahşap ağaç nereden tedarik edilebilir? Teşekkür ederim 💕

  • @nailenursakar9353
    @nailenursakar9353 2 роки тому

    Kilinizin markası nedir

  • @FatihYlmaz-yt5ln
    @FatihYlmaz-yt5ln 3 роки тому

    Nasıl ki gayet mahir bir tasvirci ve heykeltıraş bir zat, gayet güzel bir çiçekle ve insan cins-i latîfinden gayet güzel bir hasnânın suret ve heykelini yapmak istese evvela, o iki şeyin umumî şekillerini bazı hatlarla tayin eder. Şu tayini, bir tanzim iledir, bir takdir ile yapıyor. Hendeseye istinaden hudut tayin ediyor. Şu tanzim ve takdir, bir hikmet ve ilim ile yapıldığını gösteriyor ki tanzim ve tahdid fiilleri, ilim ve hikmet pergârıyla dönüyor. Öyle ise tanzim ve tahdid arkasında, ilim ve hikmet manaları hükmediyor.
    Öyle ise ilim ve hikmet pergârı, kendini gösterecek. İşte kendini gösterdi ki o hudutlar içinde, göz, kulak, burun, yaprak ve incecik püskülcükler gibi şeylerin tasvirine başladı. Şimdi görüyoruz ki içindeki pergârın harekâtıyla tayin edilen azalar, sanatkârane ve inayetkârane düşüyor. Öyle ise o ilim ve hikmet pergârını çeviren, arkada sun’ ve inayet manaları var, hükmediyorlar ve kendilerini gösterecekler.
    İşte ondandır ki bir hüsün ve ziynete kabiliyet gösteriyor. Öyle ise sun’ ve inayeti çalıştıran, irade-i tahsin ve kasd-ı tezyindir. Öyle ise onlar hükmediyorlar ki tezyine, tenvire başladı. Bir tebessüm vaziyetini gösterdi ve hayattarlık heyetini verdi.
    Elbette şu tahsin ve tenvir manasını çalıştıran, lütuf ve kerem manasıdır. Evet o iki mana, onda o derece hükmeder ki âdeta o çiçek bir lütf-u mücessem, o heykel bir kerem-i mütecessiddir.
    Şimdi bu mana-yı kerem ve lütfu çalıştıran ve tahrik eden “teveddüd ve taarrüf” manalarıdır. Yani kendini, hüneri ile tanıttırmak ve halka kendini sevdirmek manaları arkada hükmediyor.
    Bu tanıttırmak ve sevdirmek, elbette meyl-i merhamet ve irade-i nimetten geliyor. Madem rahmet ve irade-i nimet, arkada hükmediyor. Öyle ise o heykeli, nimetin envaıyla dolduracak, tezyin edecek, o çiçeğin suretini de bir hediyeye takacak. İşte o heykelin ellerini, kucağını ve ceplerini kıymettar nimetler ile doldurdu ve o çiçek suretini de bir mücevherata taktı.
    Demek, bu rahmet ve irade-i nimeti çalıştıran, terahhum ve tahannündür. Yani “acımak ve şefkat etmek” manası, rahmet ve nimeti tahrik ediyor.
    Ve o müstağni ve hiç kimseye ihtiyacı olmayan zatta olan terahhum ve tahannün manasını tahrik eden ve izhara sevk eden, elbette o zattaki manevî cemal ve kemaldir ki tezahür etmek isterler.
    Ve o cemalin en şirin cüzü olan muhabbet ve en tatlı kısmı olan rahmet ise sanat âyinesiyle görünmek ve müştakların gözleriyle kendilerini görmek isterler. Yani cemal ve kemal (çünkü bizzat sevilirler) her şeyden ziyade kendi kendini severler. Hem hüsündür hem aşktırlar. Hüsün ve aşkın ittihadı bu noktadandır. Cemal madem kendini sever, kendini âyinelerde görmek ister. İşte heykele konulan ve surete takılan sevimli nimetler, güzel meyveler, o cemal-i manevînin -kendi kabiliyetlerine göre- birer lem’asını taşıyorlar. O lem’aları hem cemal sahibine hem başkasına gösteriyorlar.
    Aynen öyle de Sâni’-i Hakîm, cenneti ve dünyayı, semavatı ve zemini, nebatat ve hayvanatı, cin ve insi, melek ve ruhaniyatı, küllî ve cüz’î bütün eşyayı; cilve-i esmasıyla eşkâlini tahdid ediyor, tanzim ediyor, birer miktar-ı muayyene veriyor. Onun ile bunlara “Mukaddir, Munazzım, Musavvir” isimlerini okutturuyor. Öyle bir tarzda şekl-i umumîsinin hududunu tayin eder ki “Alîm, Hakîm” ismini gösterir...Bediüzzaman Said nursi

  • @metingenc6454
    @metingenc6454 Рік тому

    vatandaş video çekmiş yazılan tüm sorulara cevap verme zahmetini göstermemiş

  • @user-vd4ch7ij4y
    @user-vd4ch7ij4y 2 роки тому

    Onur bey fotoğrafa bakarak heykel yapabilirmisn

  • @tavatiroglu
    @tavatiroglu 5 років тому

    :D

  • @hrunDD
    @hrunDD 4 роки тому

    onur.canka @instagram