Allah sizden razı olsun,afiyetle hayırlı uzun ömürler versin hocam.Bizlere de verdiginiz nasihatlerden nasiplenen ve hayatına uygulayan talebelerden eylesin.🌺💫🌿
Bu kadar hz Musayi anlattınız yoruldunuz bize hz Musayi sevdirdiniz hz Musanin cennetteki arkadaşını ona söyleyen Rabbimiz sizide o şerefe layık kılsın
Selam aleyküm ağabeyim (hocam) Rabbim sizden razı olsun sizinle tanışmak bana nasip olur inşallah kalbimde yerinizin çok ayrı bir yeri var.Tekrar Rabbim sizden razı olsun
Hz Musanın duasını ne zaman kendimi anlatmak da aciz hissetsem okumaya çalışırım ekran görüntüsü yaptım fıtratımaı Hz Musa ya çok benzetiyorum ahirette görmek nasip olur inşaallah iki çocuğumda geç konuştu şükür şifa niyetine hep bu duayı okudum dillerinin bağını çöz Ya Rabbim diye çok geçmeden de hep konuşmaları arttı❤
Allah razı olsun hocamm 🤲 Rabb'im Hz Musa dan örnekler anamızı bizlerede nasip etsin inşallah 🤲 Allah Değerli ve kıymetli hocam kitap yapın ne olur bu bilgileri 82 82. Şahane kitap yapın ben aciz kullum
Subhanallahi ve Bihamdihi Subhanallahil Azim Estağfirullah 🤍 Allâh’ı hamd ile tüm eksikliklerden tenzih ederek tesbih ederim. Azîm olan Allâh’ı her türlü eksikliklerden tenzih ederek tesbih ederim.
Allah sizden razı olsun hocam.. hz musa a.s hayat hikayesini geniş bir şekilde tefekkür edip öğreniyoruz sabırsızlıkla yeni dersleri bekliyoruz Allah c.c güç kuvvet versin
Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadir. 🤍 "Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de O'dur, ölümü veren de O'dur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-i Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O her şeye hakkıyla kadirdir. Her şeyin ve herkesin dönüşü de O'nadır." •
Allah razı olsun. Anlatım ve anlatımdaki detaylar çok açıklayıcı. Tefsir çalışmalarıma da çok ışık tutuyor sireti enbiya dersleriniz. Anlayışımı artırıyor.
Allah razı olsun. Çokça serlevha olacak söz vardı derste. Kilitlendim kaldım Efendimizin kardeşim dediği,Harun misali Hz Ali’ye. Dostumla bugünlerde sormuştuk birbirimize. Diyebiliyor muyuz biz de :”BEN YÂ RASÛLALLAH”!
Mısır'da farklı bir sistem var Mekke'de farklı bir sistem, sistemler zeminler değişince Allah'ın peygamberler üzerinden verdiği menhec de değişiyor. Bu bizim için ilahi bir rahmet...
Dersten Notlar; Hz.Musa (as) Allahtan(CC) neler istedi? Hz.Musaya gelen ilk vahyin anlatıldığı yerler; Kasas/29-35 Taha/9-48 Şuara/10-17 Neml/7-12 Meryem/51-53 Naziat/15-19 Bu ayetlerde gördüklerimiz; 1)Hz.Musa ailesiyle beraber Medyenden yola çıkıyor kader onu Tuva vadisine sevk ediyor. 2)Hz.Musa Mukkades Vadi Tuvada bir ağacın karşısında vahye muhatap oluyor. 3) Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açik bir şekilde beyan ediliyor. 4)Rabbimiz ondan ayakabılarını çıkarmasını istiyor. 5) Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor. 6)Kıyametin mutlaka geleceği ve bu konuda hiç bir menfi etkilenmemesi kendisine iletiliyor. 7) Elindeki asa bir Nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor. 8) Eli yine mucize olarak bembeyaz bir el oluyor. 9)Hz.Musa bütün bu olup bitenlerden korkuyor Allah ise ona güven telkin ediyor. 10)Böylece Hz.Musaya iki önemli görev veriliyor. İki görev: Firavuna hakikatin tebliğ edilmesi. Eğer hakikati kabul etmezse İsrailoğulların Mısırdan çıkmalarına izin verilmesi. Hz.Musa as ile Hz.Peygamberin sas zemini aynı olmadığı için verilen İlahi görevlerde aynı değil. Tebliğ örgütsel bir faliyet değil, bu çok riskli bir şey. Cenabı Hakk bunu istemiyor, açıkca yol gösteriyor Hz.Musa as-ın üzerinden. Neden Hz.Musa as önce firavuna gitti? 1) Firavunun izni olmadan hiç bir şey yapılamazdı. 2)Hz.Musanın üzerinde halen cinayet ithamı olmasından dolayı. 3)Mısırlıların yeni bir Dini dinlemeye ihtiyaçlarının olmamasından dolayı. 4)İsrailoğullarının Firavundan aşırı derecede korkmalarından dolayı. 5)Mısırlıların Firavunun izni olmadan asla onu dinlemeyeceklerinden dolayı. Şuara/10-11 "Hani Rabbin, Musaya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti. "Firavunun kavmine (git ve onlara deki) hala (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz? Musa, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum." Şuara/12 "Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Harunuda gönder." Şuara/13 "Onların bana istinat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum." Taha/24-35 "Firavuna git şüphe yok ki o çok ama çok azdı. Rabbim kalbime genişlik ver dedi. İşimi bana kolaylaştır. Dilimdeki düğümü çöz! Ki (insanlar) söyleyeceklerimi iyice kavrasınlar. Ailemden bana bir vezir/yardımcı kıl. Kardeşim Harunu. Onunla arkamı kuvvetlendirip (bana detsek çık) Onu (peygambeik) işimde bana ortak kıl. Böylece Seni ( birlikte) çokca tesbih edelim. Ve Seni çokca zikiredelim. Şüphesiz Sen bizi (her an) görmektesin." Hz.Musanın istekleri; Göğsü daraldığı için İnşirah Görevi ağırlaştığı için Kolaylık Dili dolaştığı için Fesahat Yükü fazlalaştığı için Destekçi Riski çoğaldığı için Tesbih ve Zikir istedi. Hz.Musa as 10 yıl Medyende öğrendi ki eskiklerin giderilmesi ancak mazlumları kıvama getirir. Mazlumun kıvamı ancak Allahın yardımını hak ettirir. Allahın yardımı ancak zalimlerin sonunu getirir. Hz.Musa asın göğsünün daralma sebepleri; Risalet ve Nübüvvet görevi çok zor oldugu için. Birinin ölümüne sebebiyet verdigi için. 30yılını firavunun sarayında geçirmesinin külfetini taşıyor. 40 yıldır kendi kavminden uzak oluşunun zorluğunu biliyor. Tebliğ ve davetin nasıl karşılık bulacağınin ızdırbanı duyuyor. Medyen ahalisi gibi kendi kavmininde olmasının korkusunu iliklerine kadar hissediyor. Hz.Musanın dilindeki bu bağı anlatan ayetler: Kasas/34 Taha/27 Şuara/13 Zuhruf/52 Hz.Musanın as dilindeki düğüm, ifadeyi meram etme zorluğu. Dilindeki bağın nelerden kaynaklandığı: Çocukken yaşadığı olaydan olabilir. Sarayda yaşadığı için net bir şekilde İbranice bilmemekten olabilir. Medyende 10yıl kaldığı için hem Kıpticeyi, hem İbraniceyi tam olarak koruyamadığındna olabilir. Firavunun ve Melenin karşısında konuşmanın zorluğundan olabilir. Üzerindeki suçlamanın onda oluşturduğu ruhsal durumdan olabilir. Hz.Musanın peygamber olduktan sonra dilindeki bağ çözüldü. 2 delili var; Taha/36 "(Allah) Dedi ki; Ey Musa istediğin sana verildi." 2-ci delilde bütün ayetlerde konuşanın Hz.Harun as değil Hz.Musa as olduğunu görüyoruz. Kuranda geçen 'yefgahu' ifadesinin anlamı şu ki mesele sadece sözü işittirmek, duyurmak, anlarını sağlamakta değil, içselleştirmelerini/kavramalarını sağlamaktır. Kaymamak ve kaydırmamak için tesbih ve zikir lazım. Tesbih: Allahın şanını yüceltmek. Zikir: Allahı her daim gündemde tutmak ve Allah ne der kaygısı ile yaşamak. Derdimiz Risalet derdiyse hepimiz beraberce tesbih, zikir etmeliyiz ki riski çok olan bu işte kaymadan kaydırmadan, sapmadan, saptırmadan işi tamamlayabileyiz. Ödev; Şuara/15-37 Şuara/15 "Allah dedi ki, Hayır korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünki biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz. Neden burada görmetkeyiz demedi, Rabbimiz işitmekteyiz dedi? Hz.Musanın duasından öğrendiklerimiz; 1) Tebliğci, davetci bu zorlu vazife için kesinlikle Allahtan yardım dilemelidir. 2) İnsan ile uğraşmak gönül daralttığı için İnşirah istenmeli. 3) Allahtan asla zorluk, imthan, bela istenmemeli, afiyet ve selam istenmeli. 4)Söylenecek sözü net, anlaşılır, duru ve berrak bir şekilde söylemelidir. 5)Ensar olmak ve ensar kalmak bu zorlu yolun en önemli meselesidir. Ümmeti Muhammedin Musası as Hz.Ömer ra, Harunu as Hz.Ali ra. Harun olmak Risalet Davasının abisi olmaktır. O Davanın arkasında güç, omuz, sevinç, umut olmak adına adım atmaktır.
“Hz. Mûsâ (as) Allah’tan (cc) Neler İstedi?” | 93.Ders Zalimden merhamet dilenmez… İsveç’te olan hadiselere karşı yapılması gereken muhasebe… Allah (cc) bize, bize rağmen merhamet etsin. Hz. Mûsâ’nın ilk vahiy alış sahnesinin geçtiği ayetler: Kasas 28/29-35 | 7 ayet Tâhâ 20/9-48 | 40 ayet Meryem 19/51-53 | 3 ayet Neml 27/7-12 | 6 ayet Şuarâ 26/10-17 | 8 ayet Nâziât 79/15-19 | 5 ayet Toplam: 69 ayet Bu 69 ayetten şimdiye kadar okuduğumuz bölümlerin en önemli mesajlarını bir hatırlayalım. 1. Hz. Mûsâ ailesi ile beraber Medyen’den yola çıkıyor ve kader onu Tuva Vadisi’ne sevk ediyor. 2. Hz. Mûsâ mukaddes vadi Tuva’da bir ağacın karşında ilk vahye muhatap oluyor. 3. Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açık bir şekilde beyan ediliyor. 4. Rabbimiz ondan ayakkabılarını çıkarmasını istiyor. 5. Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor. 6. Kıyamet’in mutlaka geleceği ve bu konuda hiçbir menfi sözden etkilenmemesi kendisine iletiliyor. 7. Elindeki asâ, bir nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor. 8. Eli yine bir mucize olarak bembeyaz (Yed-i Beydâ) bir el oluyor. 9. Hz. Mûsâ bütün bu olup bitenlerden korkuyor, Allah ona güven telkin ediyor. 10. Böylece Hz. Mûsâ’ya iki önemli görev veriliyor. İlk buluşmada Hz. Mûsâ’ya iki önemli, zor, ağır, gerçekten çok ama çok zor olan iki görev veriyor. Biz bu 2 görevi, Şuarâ Sûresi’nin 16. ve 17. ayetlerinden ve Tâhâ Sûresi 47. ayetten net bir şekilde okuyoruz. Nedir bu iki görev? 1. Firavun’a hakikatin tebliğ edilmesi 2. Eğer hakikati kabul etmezse İsrâiloğulları’nın Mısır’dan çıkmalarına izin verilmesi Öyle bir zulüm sistemi kurmuştu ki Firavun, Hz. Mûsâ’nın başka bir seçeneği kalmamıştı. Tebliğ ve irşat örgütsel bir faaliyet değildir, kitlesel bir faaliyettir. Neden Hz. Mûsâ ilk olarak Firavun’a gitti? 1. Firavun’un izni olmadan hiçbir şey yapılmayacağından dolayı 2. Hz. Mûsâ’nın üzerinde halen cinayet ithamı olmasından dolayı 3. Mısır’ın yeni bir dini dinleme ihtiyaçlarının olmamasından dolayı 4. İsrâiloğulları’nın Firavun’dan aşırı derecede korkmalarından dolayı 5. Mısırlıların Firavun’un izni olmadan asla onu dinleyemeyeceklerinden dolayı وَاِذْ نَادٰى رَبُّكَ مُوسٰٓى اَنِ ائْتِ الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَۙ “Hani Rabbin, Mûsâ’ya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti!” (Şuarâ 26/10) قَوْمَ فِرْعَوْنَۜ اَلَا يَتَّقُونَ “Firavun’un kavmine (git ve onlara deki) Hâlâ (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz?” (Şuarâ 26/11) قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِۜ “Mûsâ, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” (Şuarâ 26/11) وَيَض۪يقُ صَدْر۪ي وَلَا يَنْطَلِقُ لِسَان۪ي فَاَرْسِلْ اِلٰى هٰرُونَ “Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Hârûn’u da gönder.” (Şuarâ 26/12) وَلَهُمْ عَلَيَّ ذَنْبٌ فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِۚ “Onların bana isnat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum.” (Şuarâ 26/13) Şuarâ Sûresi’nde ya içinden ya bu şekilde dile getirdiği bu talepleri, biz Tâhâ Sûresi’nden şöyle okuyoruz: اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى۟ “Firavun’a git! Şüphe yok ki o çok ama çok azdı.” (Tâhâ 20/24) قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ “Rabbim ‘kalbime genişlik ver!’ dedi.” (Tâhâ 20/25) وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ “İşimi bana kolaylaştır.” (Tâhâ 20/26) وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ “Dilimdeki düğümü çöz!” (Tâhâ 20/27) يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ “Ki (insanlar) söyleyeceklerimi iyice anlayıp kavrasınlar.” (Tâhâ 20/28) وَاجْعَلْ ل۪ي وَز۪يرًا مِنْ اَهْل۪يۙ “Ailemden de bana bir vezir/yardımcı kıl.” (Tâhâ 20/29) هٰرُونَ اَخ۪يۚ “Kardeşim Hârûn’u.” (Tâhâ 20/30) اُشْدُدْ بِه۪ٓ اَزْر۪يۙ “Onunla arkamı kuvvetlendirip (bana destek çık).” (Tâhâ 20/31) وَاَشْرِكْهُ ف۪ٓي اَمْر۪يۙ “Onu (peygamberlik) işimde (bana) ortak kıl!” (Tâhâ 20/32) كَيْ نُسَبِّحَكَ كَث۪يرًاۙ “Böylece Seni (birlikte) çokça tesbih edelim.” (Tâhâ 20/33) وَنَذْكُرَكَ كَث۪يرًاۜ “Ve Seni çokça zikredelim.” (Tâhâ 20/34) اِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَص۪يرًا “Şüphesiz Sen bizi (her an) görmektesin.” (Tâhâ 20/35) Hz. Musa Allah’tan neleri niçin istedi? 1- Göğsü daraldığı için inşirah istedi. 2- Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi. 3- Dili dolaştığı için fesahat istedi. 4- Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi. 5- Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi. Bizim algılarımızın üzerinden baktığımızda Hz. Mûsâ şunları istemeliydi: Allah’ım! Firavun’un göğsünü daralt! İşlerini alt-üst et! Benim sözlerimi anlayabilmelerini sağla! Yanındaki destekçileri olan önce Hâmân’ı sonra tüm Mele takımını ondan uzaklaştır. Ya ona hidayet nasip et ya da onu kahr-u perişan eyle… Hz. Mûsâ, Hz. Şuayb’ın yanında çok şey öğrenmişti; öğrendiği en önemli meselelerden birisi de şuydu: Eksiklerin giderilmesi ancak mazlumu bir kıvama eriştirir. Mazlumun kıvamı ancak Allah’ın yardımını hak ettirir. Allah’ın yardımı ancak zalimlerin sonunu getirir. Göğsü daraldığı için inşirah istedi. Neden Hz. Musa’nın göğsü daraldı? Çünkü zor bir iş? Risalet ve Nübüvvet vazifelerin en zoru, en ağırıdır. İster istemez Hz. Musa “acaba bu işin üstesinden gelebilir miyim?” diye bir endişe ile göğsü daralır. Devamı yorumda...
Hz. Musa Allah’tan neleri niçin istedi? 1- Göğsü daraldığı için inşirah istedi. 2- Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi. 3- Dili dolaştığı için fesahat istedi. 4- Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi. 5- Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi.
1- Hz. Mûsâ ailesi ile beraber Medyen’den yola çıkıyor ve kader onu Tuva Vadisi’ne sevk ediyor. 2- Hz. Mûsâ mukaddes vadi Tuva’da bir ağacın karşında ilk vahye muhatap oluyor. 3- Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açık bir şekilde beyan ediliyor. 4- Rabbimiz ondan ayakkabılarını çıkarmasını istiyor. 5- Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor. 6- Kıyamet’in mutlaka geleceği ve bu konuda hiçbir menfi sözden etkilenmemesi kendisine iletiliyor. 7- Elindeki asâ, bir nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor. 8- Eli yine bir mucize olarak bembeyaz (Yed-i Beydâ) bir el oluyor. 9- Hz. Mûsâ bütün bu olup bitenlerden korkuyor, Allah ona güven telkin ediyor. 10- Böylece Hz. Mûsâ’ya iki önemli görev veriliyor.
Okuduğu Ay Vefat Eden Günahsız ölür لا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَحْدَهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ، لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَحْدَهُ، لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ لَا شَرِيكَ له، لا إله إلا الله لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، لا إله إلا الله لا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إلا بالله.» OKUNUŞU: Lâ ilâhe illallâhü vahdehû vallâhû ekber. Lâ ilâhe illallâhü lehül mülkü ve lehül hamd. Lâ ilâhe illallâhü vahdeh. Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh. Lâ ilâhe illallâhü ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh. ANLAMI: Tek olan Allah'tan başka ilah yoktur. Allah her şeyden daha büyüktür. Tek olan Allah'tan başka ilah yoktur. Hiçbir ortağı olmayan Allah'tan başka ilah yoktur. Mülk ve hamd kendisine ait olan Allah'tan başka ilah yoktur. Allah'tan başka ilah yoktur onun yardımı olmadan hiçbir günahtan kaçmakta ve hiçbir ibadete kuvvet yoktur. HADİSİN TÜRKÇESİ: Bir gün içinde kim bunu okursa veya bir gece içinde okursa yahut bir ayın içinde okursa veya okuduğu gün ölürse veya okuduğu gece, gece çıkmadan ölürse veya okuduğu ayın içinde ölürse günahları affedilmiş olarak ölür. Günahsız ölür. (Hatib, Târihu Bağdad,no:597, 2-181, Nesai es-Sünenül kübra, no:9773) *kul hakkı namaz oruç borcu hariç, hicri takvime göre bir ay içinde olmalı
Dersten Cümleler Hz. Mûsâ’nın ilk vahiy alış sahnesinin geçtiği ayetler: Kasas 28/29-35 | 7 ayet Tâhâ 20/9-48 | 40 ayet Meryem 19/51-53 | 3 ayet Neml 27/7-12 | 6 ayet Şuarâ 26/10-17 | 8 ayet Nâziât 79/15-19 | 5 ayet Toplam: 69 ayet Bu 69 ayetten şimdiye kadar okuduğumuz bölümlerin en önemli mesajlarını bir hatırlayalım. 1. Hz. Mûsâ ailesi ile beraber Medyen’den yola çıkıyor ve kader onu Tuva Vadisi’ne sevk ediyor. 2. Hz. Mûsâ mukaddes vadi Tuva’da bir ağacın karşında ilk vahye muhatap oluyor. 3. Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açık bir şekilde beyan ediliyor. 4. Rabbimiz ondan ayakkabılarını çıkarmasını istiyor. 5. Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor. 6. Kıyamet’in mutlaka geleceği ve bu konuda hiçbir menfi sözden etkilenmemesi kendisine iletiliyor. 7. Elindeki asâ, bir nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor. 8. Eli yine bir mucize olarak bembeyaz (Yed-i Beydâ) bir el oluyor. 9. Hz. Mûsâ bütün bu olup bitenlerden korkuyor, Allah ona güven telkin ediyor. 10. Böylece Hz. Mûsâ’ya iki önemli görev veriliyor. İlk buluşmada Hz. Mûsâ’ya iki önemli, zor, ağır, gerçekten çok ama çok zor olan iki görev veriyor. Biz bu 2 görevi, Şuarâ Sûresi’nin 16. ve 17. ayetlerinden ve Tâhâ Sûresi 47. ayetten net bir şekilde okuyoruz. Nedir bu iki görev? 1. Firavun’a hakikatin tebliğ edilmesi 2. Eğer hakikati kabul etmezse İsrâiloğulları’nın Mısır’dan çıkmalarına izin verilmesi Öyle bir zulüm sistemi kurmuştu ki Firavun, Hz. Mûsâ’nın başka bir seçeneği kalmamıştı. Tebliğ ve irşat örgütsel bir faaliyet değildir, kitlesel bir faaliyettir. Neden Hz. Mûsâ ilk olarak Firavun’a gitti? 1. Firavun’un izni olmadan hiçbir şey yapılmayacağından dolayı 2. Hz. Mûsâ’nın üzerinde halen cinayet ithamı olmasından dolayı 3. Mısır’ın yeni bir dini dinleme ihtiyaçlarının olmamasından dolayı 4. İsrâiloğulları’nın Firavun’dan aşırı derecede korkmalarından dolayı 5. Mısırlıların Firavun’un izni olmadan asla onu dinleyemeyeceklerinden dolayı وَاِذْ نَادٰى رَبُّكَ مُوسٰٓى اَنِ ائْتِ الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَۙ “Hani Rabbin, Mûsâ’ya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti!” (Şuarâ 26/10) قَوْمَ فِرْعَوْنَۜ اَلَا يَتَّقُونَ “Firavun’un kavmine (git ve onlara deki) Hâlâ (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz?” (Şuarâ 26/11) قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِۜ “Mûsâ, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” (Şuarâ 26/11) وَيَض۪يقُ صَدْر۪ي وَلَا يَنْطَلِقُ لِسَان۪ي فَاَرْسِلْ اِلٰى هٰرُونَ “Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Hârûn’u da gönder.” (Şuarâ 26/12) وَلَهُمْ عَلَيَّ ذَنْبٌ فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِۚ “Onların bana isnat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum.” (Şuarâ 26/13) Şuarâ Sûresi’nde ya içinden ya bu şekilde dile getirdiği bu talepleri, biz Tâhâ Sûresi’nden şöyle okuyoruz: اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى۟ “Firavun’a git! Şüphe yok ki o çok ama çok azdı.” (Tâhâ 20/24) قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ “Rabbim ‘kalbime genişlik ver!’ dedi.” (Tâhâ 20/25) وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ “İşimi bana kolaylaştır.” (Tâhâ 20/26) وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ “Dilimdeki düğümü çöz!” (Tâhâ 20/27) يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ “Ki (insanlar) söyleyeceklerimi iyice anlayıp kavrasınlar.” (Tâhâ 20/28) وَاجْعَلْ ل۪ي وَز۪يرًا مِنْ اَهْل۪يۙ “Ailemden de bana bir vezir/yardımcı kıl.” (Tâhâ 20/29) هٰرُونَ اَخ۪يۚ “Kardeşim Hârûn’u.” (Tâhâ 20/30) اُشْدُدْ بِه۪ٓ اَزْر۪يۙ “Onunla arkamı kuvvetlendirip (bana destek çık).” (Tâhâ 20/31) وَاَشْرِكْهُ ف۪ٓي اَمْر۪يۙ “Onu (peygamberlik) işimde (bana) ortak kıl!” (Tâhâ 20/32) كَيْ نُسَبِّحَكَ كَث۪يرًاۙ “Böylece Seni (birlikte) çokça tesbih edelim.” (Tâhâ 20/33) وَنَذْكُرَكَ كَث۪يرًاۜ “Ve Seni çokça zikredelim.” (Tâhâ 20/34) اِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَص۪يرًا “Şüphesiz Sen bizi (her an) görmektesin.” (Tâhâ 20/35) Hz. Musa Allah’tan neleri niçin istedi? 1- Göğsü daraldığı için inşirah istedi. 2- Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi. 3- Dili dolaştığı için fesahat istedi. 4- Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi. 5- Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi. Bizim algılarımızın üzerinden baktığımızda Hz. Mûsâ şunları istemeliydi: Allah’ım! Firavun’un göğsünü daralt! İşlerini alt-üst et! Benim sözlerimi anlayabilmelerini sağla! Yanındaki destekçileri olan önce Hâmân’ı sonra tüm Mele takımını ondan uzaklaştır. Ya ona hidayet nasip et ya da onu kahr-u perişan eyle…
Dersten cümleler (2) Hz. Mûsâ, Hz. Şuayb’ın yanında çok şey öğrenmişti; öğrendiği en önemli meselelerden birisi de şuydu: Eksiklerin giderilmesi ancak mazlumu bir kıvama eriştirir. Mazlumun kıvamı ancak Allah’ın yardımını hak ettirir. Allah’ın yardımı ancak zalimlerin sonunu getirir. Göğsü daraldığı için inşirah istedi. Neden Hz. Musa’nın göğsü daraldı? Çünkü zor bir iş? Risalet ve Nübüvvet vazifelerin en zoru, en ağırıdır. İster istemez Hz. Musa “acaba bu işin üstesinden gelebilir miyim?” diye bir endişe ile göğsü daralır. Başka sebepler ise şunlardı: - Hz. Musa birinin ölümüne sebebiyet vermesinin sıkıntısını yaşıyor. - Hz. Musa 30 yılını Firavun’un sarayında geçirmesinin külfetini taşıyor. - Hz. Musa 40 yıldır kendi kavminden uzak oluşunun zorluğunu biliyor. - Hz. Musa tebliğ ve davetinin nasıl karşılık bulacağının ızdırabını duyuyor. - Hz. Musa “ya benim kavmim de Medyen ahalisi gibi olursa” korkusunu iliklerine kadar hissediyor. Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi. Görevi ağır olduğu için hamaset ile bir şeyler demedi. Öyle haşa ucuz kahramanlıklar yok ortada, görev ağır; Allah’ım kolaylaştır, dedi ve bunu istedi. Dili dolaştığı için fesahat istedi. Müfessirlerimizin büyük bir kısmı Hz. Mûsâ’nın kekeme olduğu, rahat konuşamadığı, peltek yada bazı harfleri çıkaramadığı için bu dilindeki bağı gidermesini Allah’tan diledi diyorlar. “Şimdi onun önüne yakuttan ziynetler ile ateş koru koyacağım; şâyet ateşi değil yakutları alırsa aklı eriyor demektir, o zaman onu öldür. Ama ateşi alırsa demek ki daha bebektir” dedi. Sonra Âsiye yakutlarını çıkarıp Mûsâ’nın önüne koydu, bir tepsi içinde de ateş koydu. Tam o sırada Cebrail gelip Mûsâ’nın eline bir ateş koru attı, Mûsâ da onu ağzına koydu ve dili yandı. İşte bu nedenledir ki, Allah onun “Dilimdeki düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar” dediğini aktarmaktadır. Bu duası üzerine dilindeki düğüm zail olmuştur.” (Taberî, Câmiʻu’l-Beyân, 18/299; es-Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr 5/567) Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın ne olduğunu anlamanız için bu ifadenin geçtiği 4 ayeti dikkatle okumalıyız. Bu ayetler hangileri? Tâhâ Sûresi 20/27 Şuarâ Sûresi 26/13 Kasas Sûresi 28/34 Zuhruf Sûresi 43/52 Eğer bu 4 ayeti dikkatle okursak bir şeyi yakalayacağız: Hz. Mûsâ’nın “dilindeki düğüm” bir “konuşma güçlüğü” değil, yaşananlardan ve yaşanacaklardan dolayı ortaya çıkacak bir “meramını ifade etme sorunu” dur. Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın nereden kaynaklandığını bir daha zihnimizde netleştirelim: 1. Çocukken yaşadığı olaydan olabilir. 2. Sarayda yaşadığı için net bir şekilde İbranice bilememekten olabilir. 3. Medyen’de 10 yıl kaldığı için hem Kıptice’yi hem İbranice’yi tam olarak koruyamadığından olabilir. 4. Firavun’un ve Mele’nin karşısında konuşmanın zorluğundan olabilir. 5. Üzerindeki suçlamanın onda oluşturduğu ruhsal durumdan olabilir. Hz Mûsâ’nın peygamberliğe başladığında dilindeki bağın çözüldüğünü, dilinin düzeldiğini iki önemli delilden çıkarabiliriz. Nedir bu iki delil? Birincisi: Tâhâ 36’dır. قَالَ قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى “(Allah) Dedi ki: “Ey Mûsâ, istediğin sana verildi.” (Tâhâ 20/36) İkincisi; Defaatle; Firavun’un karşısında, sihirbazların karşısında, İsrâiloğulları’nın karşısında ve yine Rabbimizin karşısında Hz. Mûsâ’nın konuşmalarını okuyacağız. “Yefkahu”, yerine; “Yesmâû/İşitsinler” denilebilirdi; “Yefhemu/anlasınlar” da denilebilirdi; ama “Yefkahu” dendi; yani fıkh etsinler, içselleştirsinler, kavrasınlar dendir. Sözüme iman etsinler değil, sözümü kavrasınlar… Red eden kavrayarak red etsin, kabul eden kavrayarak kabul etsin… Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi. Risalet davası çok zor bir davadır; inanın bu dava ne Mûsâsız, ne Hârûnsuz yürümüyor. Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi. Kaymamak ve kaydırmamak için iki ilacı veriyor: Tesbih ve Zikr Tesbih: Allah’ın şanını yüceltmek Zikir: Allah’ı her daim gündemde tutmak ve Allah ne der kaygısı ile yaşamak Ödevimiz: Şuarâ Sûresi’nin 15-37 ayetleri “Allah dedi ki, “Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.” (Şuarâ 26/15) Neden burada “görmekteyiz” demedi de Rabbimiz “işitmekteyiz” dedi? Tebliğde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 1. Tebliğci kesinlikle bu zorlu vazife için Allah’tan yardım dilemelidir. 2. İnsan ile uğraşmak gönlü daralttığı için inşirah dilemelidir. Korkusu olan adam asla hakkıyla tebliğci ve davetçi olamaz.” Çünkü korku insanın dilinde bir bağ oluşturur. Öncelikle o bağlardan kurtulmak gerekir. 3. Allah’tan asla zorluk, imtihan, bela istenmemeli, afiyet ve selamet istenmelidir. Kötüye methiye dizmek, Müslümanın yapacağı iş değildir. 4. Söylenecek sözü net anlaşılır, duru ve berrak şekilde söylemelidir. 5. Ensar olmak ve ensar kalmak bu zorlu yolun en önemli meselesidir. Tebliğ yardımsız ve yardımcısız olmaz. Tebliğ bazen ekip işidir; ekip olmazsa tam anlamı ile tesir ortaya çıkmaz. Ümmet-i Muhamed’in Mûsâ’sı Hz. Ömer, Ümmet-i Muhammed’in Hârûn’u ise Hz. Ali’dir. “Ey Ali, bana nispetle sen, Musa’ya nispetle Harun derecesinde olmağa razı olmaz mısın? Şu kadar ki, benden sonra Peygamber yoktur.”
Selamün aleyküm hz Musa ilk vahiy aldığında Allah u teala ile konuşurken kekeme olmadığını ve asasinin ne işe yaradığını sorduğunda hz. Musa detaylı bir şekilde anlatıyor ki, Düşünün orada Alemlerin Rabbiyle konuşuyor, vahiy alıyor burada kekeme olmamış. Demek ki o hal üzere olmamalı. Baktığımızda biz bu taha süresinde ki duaları bir konuşmaya baslamadan önce yapıyoruz. Sözümüz anlaşılsın diye ,güzelce derdimizi anlatalım diye yaparız.
Başka sebepler ise şunlardı: - Hz. Musa birinin ölümüne sebebiyet vermesinin sıkıntısını yaşıyor. - Hz. Musa 30 yılını Firavun’un sarayında geçirmesinin külfetini taşıyor. - Hz. Musa 40 yıldır kendi kavminden uzak oluşunun zorluğunu biliyor. - Hz. Musa tebliğ ve davetinin nasıl karşılık bulacağının ızdırabını duyuyor. - Hz. Musa “ya benim kavmim de Medyen ahalisi gibi olursa” korkusunu iliklerine kadar hissediyor. Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi. Görevi ağır olduğu için hamaset ile bir şeyler demedi. Öyle haşa ucuz kahramanlıklar yok ortada, görev ağır; Allah’ım kolaylaştır, dedi ve bunu istedi. Dili dolaştığı için fesahat istedi. Müfessirlerimizin büyük bir kısmı Hz. Mûsâ’nın kekeme olduğu, rahat konuşamadığı, peltek yada bazı harfleri çıkaramadığı için bu dilindeki bağı gidermesini Allah’tan diledi diyorlar. “Şimdi onun önüne yakuttan ziynetler ile ateş koru koyacağım; şâyet ateşi değil yakutları alırsa aklı eriyor demektir, o zaman onu öldür. Ama ateşi alırsa demek ki daha bebektir” dedi. Sonra Âsiye yakutlarını çıkarıp Mûsâ’nın önüne koydu, bir tepsi içinde de ateş koydu. Tam o sırada Cebrail gelip Mûsâ’nın eline bir ateş koru attı, Mûsâ da onu ağzına koydu ve dili yandı. İşte bu nedenledir ki, Allah onun “Dilimdeki düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar” dediğini aktarmaktadır. Bu duası üzerine dilindeki düğüm zail olmuştur.” (Taberî, Câmiʻu’l-Beyân, 18/299; es-Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr 5/567) Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın ne olduğunu anlamanız için bu ifadenin geçtiği 4 ayeti dikkatle okumalıyız. Bu ayetler hangileri? Tâhâ Sûresi 20/27 Şuarâ Sûresi 26/13 Kasas Sûresi 28/34 Zuhruf Sûresi 43/52 Eğer bu 4 ayeti dikkatle okursak bir şeyi yakalayacağız: Hz. Mûsâ’nın “dilindeki düğüm” bir “konuşma güçlüğü” değil, yaşananlardan ve yaşanacaklardan dolayı ortaya çıkacak bir “meramını ifade etme sorunu” dur. Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın nereden kaynaklandığını bir daha zihnimizde netleştirelim: 1. Çocukken yaşadığı olaydan olabilir. 2. Sarayda yaşadığı için net bir şekilde İbranice bilememekten olabilir. 3. Medyen’de 10 yıl kaldığı için hem Kıptice’yi hem İbranice’yi tam olarak koruyamadığından olabilir. 4. Firavun’un ve Mele’nin karşısında konuşmanın zorluğundan olabilir. 5. Üzerindeki suçlamanın onda oluşturduğu ruhsal durumdan olabilir. Hz Mûsâ’nın peygamberliğe başladığında dilindeki bağın çözüldüğünü, dilinin düzeldiğini iki önemli delilden çıkarabiliriz. Nedir bu iki delil? Birincisi: Tâhâ 36’dır. قَالَ قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى “(Allah) Dedi ki: “Ey Mûsâ, istediğin sana verildi.” (Tâhâ 20/36) İkincisi; Defaatle; Firavun’un karşısında, sihirbazların karşısında, İsrâiloğulları’nın karşısında ve yine Rabbimizin karşısında Hz. Mûsâ’nın konuşmalarını okuyacağız. “Yefkahu”, yerine; “Yesmâû/İşitsinler” denilebilirdi; “Yefhemu/anlasınlar” da denilebilirdi; ama “Yefkahu” dendi; yani fıkh etsinler, içselleştirsinler, kavrasınlar dendir. Sözüme iman etsinler değil, sözümü kavrasınlar… Red eden kavrayarak red etsin, kabul eden kavrayarak kabul etsin… Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi. Risalet davası çok zor bir davadır; inanın bu dava ne Mûsâsız, ne Hârûnsuz yürümüyor. Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi. Kaymamak ve kaydırmamak için iki ilacı veriyor: Tesbih ve Zikr Tesbih: Allah’ın şanını yüceltmek Zikir: Allah’ı her daim gündemde tutmak ve Allah ne der kaygısı ile yaşamak Ödevimiz: Şuarâ Sûresi’nin 15-37 ayetleri “Allah dedi ki, “Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.” (Şuarâ 26/15) Neden burada “görmekteyiz” demedi de Rabbimiz “işitmekteyiz” dedi? Tebliğde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar 1. Tebliğci kesinlikle bu zorlu vazife için Allah’tan yardım dilemelidir. 2. İnsan ile uğraşmak gönlü daralttığı için inşirah dilemelidir. Korkusu olan adam asla hakkıyla tebliğci ve davetçi olamaz.” Çünkü korku insanın dilinde bir bağ oluşturur. Öncelikle o bağlardan kurtulmak gerekir. 3. Allah’tan asla zorluk, imtihan, bela istenmemeli, afiyet ve selamet istenmelidir. Kötüye methiye dizmek, Müslümanın yapacağı iş değildir. 4. Söylenecek sözü net anlaşılır, duru ve berrak şekilde söylemelidir. 5. Ensar olmak ve ensar kalmak bu zorlu yolun en önemli meselesidir. Tebliğ yardımsız ve yardımcısız olmaz. Tebliğ bazen ekip işidir; ekip olmazsa tam anlamı ile tesir ortaya çıkmaz. Ümmet-i Muhamed’in Mûsâ’sı Hz. Ömer, Ümmet-i Muhammed’in Hârûn’u ise Hz. Ali’dir. “Ey Ali, bana nispetle sen, Musa’ya nispetle Harun derecesinde olmağa razı olmaz mısın? Şu kadar ki, benden sonra Peygamber yoktur.”
Çare milli görüş saadet partisinin iktidarı ve derhal İslam birliğini kurup Rahmetli erbakan hocamızın büyük emek verdiği D8 lerin hayata geçirilmesidir. Milli görüş ve erbakan hocamızı anlamak hidayet meselesidir . Hocamızın günlerdir anlatmaya çalıştığı siretul enbiya derslerini iyi anlar iyi idrak edip akledersek milli görüşün ne olduğunu anlarız. Hidayet Allah'tandır. Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.
📌 Ders Notları için: bit.ly/siretienbiya93
Tüm yayınlarımızdan haberdar olmak için kanalımıza abone olup, bildirimleri açabilirsiniz.
Allahım dogru yoldan hiç birimizi ayırmasın amin
@@gunesulker5418 Amin
Ders notları linkinde hara var ulaşılamıyor, tekrar kontrol etmenizi rica ediyorum. Allah razı olsun..
@@codewriter66 Düzeltildi.
Değerli siyer tv bu derslerde sahabe gibi kitabını çıkarabilir misiniz?
Rabb'im sizlerden razı olsun hocam.
Allah sizden razı olsun,afiyetle hayırlı uzun ömürler versin hocam.Bizlere de verdiginiz nasihatlerden nasiplenen ve hayatına uygulayan talebelerden eylesin.🌺💫🌿
Allah razı olsun
ALLAHIM, PEYGAMBERLERİN YOLUNDAN AYIRMA AMİİİN
Bu kadar hz Musayi anlattınız yoruldunuz bize hz Musayi sevdirdiniz hz Musanin cennetteki arkadaşını ona söyleyen Rabbimiz sizide o şerefe layık kılsın
Amin
Amin inşallah KARDEŞİM
Amiinn
Üç aylar imiz mübarele olsun inşallah
Ş URFA Birecikten hocamıza ve ekibine selamlar Rabbim sizdenlerden razı olsun ilminiz mübarek olsun Rabbim sizi Rasullaha komşu eylesin
Allah razı olsun sayın Hocam ve sahnenin arkasında çalışan kıymetli arkadaşlar
Ailece sizi dinliyeyip takip ediyoruz
Rabbım saglıklı ömür versin inşallah hocam siz hep anlatın biz sizi hep dinleyelim inşallah
Cânım hocam.yine inciler dökülmüş ağzından. Allah ebeden razı olsun
جزاك الله خيرا🌷
İlim ne güzeldir. Allah bizleri affetsin. Rızasından ayırmasın. Allah razı olsun hocam
Rabbim sizden ebeden razı olsun hocam,Hz Musa ya as komşu eylesin....
Selam aleyküm ağabeyim (hocam) Rabbim sizden razı olsun sizinle tanışmak bana nasip olur inşallah kalbimde yerinizin çok ayrı bir yeri var.Tekrar Rabbim sizden razı olsun
Bu ders bu çağa o kadar güzel oluyor ki. Yol buluyoruz elhamdülillah
Allah razı olsun Hocam herzamankigibi bizi aydınlatın Rabbim sizin gibi değerli insan lari cogaltsin
Ulul azm peygamberlerden biri Musa a.s.
Allah razı olsun sizlerden hocam 💐
Allah razı olsun hocam sizden 🌸
Hz musanın (a.s)hayatını bildiğimi sanırdım bu derslere başlamadan önce
YOLUNUZ AÇIK DUALARINIZ KABUL OLSUN İNŞALLAH KARDEŞİM BENİM
RABBIM seni bütün kötülüklerden korusun hocam... seni Allah icin cok güzel anliyor ve dinliyorum... RABBIM sayilarinizi artirsin kardeslerim
Allah CC razı olsun emegi gecen herkesten.
Rabbim sizden razı olsun hocam
Allah sizden razı olsun hocam Rabbim sizi davanizda muvaffak etsin sayınızı artırsın bizlere de anlayıp hayatımıza uygulamayı nasip etsin inşallah 🤲🤲
Hz Musanın duasını ne zaman kendimi anlatmak da aciz hissetsem okumaya çalışırım ekran görüntüsü yaptım fıtratımaı Hz Musa ya çok benzetiyorum ahirette görmek nasip olur inşaallah iki çocuğumda geç konuştu şükür şifa niyetine hep bu duayı okudum dillerinin bağını çöz Ya Rabbim diye çok geçmeden de hep konuşmaları arttı❤
Rabbim sizden razı olsun
Hocam Allah ilminiziden istifade etmeyi ve hatımıza geçirmeyi bize nasip etsin inşallah
Allah razı olsun hocamm 🤲 Rabb'im Hz Musa dan örnekler anamızı bizlerede nasip etsin inşallah 🤲 Allah
Değerli ve kıymetli hocam kitap yapın ne olur bu bilgileri 82 82. Şahane kitap yapın ben aciz kullum
MaşaAllah size Muhammed Emin hocam.Allah yâr yardımcınız olsun.
Yüce Rahman Rahim Allah ebeden daima razı olsun İnşallah saygıdeğer hocam Yüce Rabbim yolunuzu açık etsin Selamlar Sevgiler Saygılar
ALLAH RAZI OLSUN ÇOK GÜZEL SOHBETTİ
Hz Musaya cok farkli acilardan baktirdiniz Allah razı olsun
Allah sonsuz kere razı olsun kıymetli hocam.
Rabbim cümlemizden razı olsun kıymetli hocam.....bizleri istikametinden ayırmasın
Subhanallahi ve Bihamdihi Subhanallahil Azim Estağfirullah
🤍
Allâh’ı hamd ile tüm eksikliklerden tenzih ederek tesbih ederim. Azîm olan Allâh’ı her türlü eksikliklerden tenzih ederek tesbih ederim.
ALLAH (CC) razı olsun Amin
Peygamberlerin hayatlarını bizlere detaylı olarak anlatan sevdiren sizsiniz kıymetli hocamız ömrünüze bereketler olsun
Sevgili hocan diyer peygamberler hak. hocalar çok şey anlatmıyor sizden Allah razı olsun
Allah razı olsun hocam.bu sıkıntıarı günlərdə ilac kimi oldunuz.
Allah razı olsun sayın hocam. Biz Musa aleyhisselam kısasını çok az biliyormuşuz. Bildiklerimiz de yüzeyselmiş.
Allah razı olsun tüm emeği geçenlerden 🌸
“Firavun'un kavmine (git ve onlara deki) Hâlâ (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz?”
(Şuarâ 26/11)
Bu derse canlı şahit olabilmek öyle mutmain etti kalbimi 🤲🏻 Elhamdulillah 🤲🏻 Hocama bir selam verip bir dua almak herkese nasip olsun inşallah 🤲🏻
İstanbul’dakiler kıymetini bilin Hocamızın 😌
Allah sizden razı olsun hocam.. hz musa a.s hayat hikayesini geniş bir şekilde tefekkür edip öğreniyoruz sabırsızlıkla yeni dersleri bekliyoruz Allah c.c güç kuvvet versin
Allah razı olsun kıymetli hocam
Allah razı olsun.çox üzüldüm.İçveçde olanlara.Allah bizi kendimize getirsun.dengem sarsildi.
Rabbim ömrüne bereket versin 🌷
“Onların bana isnat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum.”
(Şuarâ 26/13)
Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadir.
🤍
"Allah'tan başka ibadete lâyık hiçbir ilâh yoktur. O birdir; Onun hiçbir şeriki yoktur. Mülk Ona ait, hamd Ona mahsustur. Hayatı veren de O'dur, ölümü veren de O'dur. O, kendisine asla ölüm ârız olmayan Hayy-i Ezelîdir. Bütün hayır Onun elindedir. O her şeye hakkıyla kadirdir. Her şeyin ve herkesin dönüşü de O'nadır."
•
Mükemmel bir ders olmuş
Bu dersler bana o kdr iyi geliyorki, Allah binlerce kez razi olsun
Allah razı olsun. Anlatım ve anlatımdaki detaylar çok açıklayıcı. Tefsir çalışmalarıma da çok ışık tutuyor sireti enbiya dersleriniz. Anlayışımı artırıyor.
Allah razı olsun. Çokça serlevha olacak söz vardı derste. Kilitlendim kaldım Efendimizin kardeşim dediği,Harun misali Hz Ali’ye. Dostumla bugünlerde sormuştuk birbirimize. Diyebiliyor muyuz biz de :”BEN YÂ RASÛLALLAH”!
Aminallah razı olsun değerli hocam
Makamlarımızı kaybetme korkumuz var hocam Kınamayıda emin olun Müslüman halkların gazını almak için yapıyoruz Yoksa onura yapmayacağızda 😢
“Mûsâ, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” (Şuarâ
26/11)
Allah razi olsunn emege saglik.
“Hani Rabbin, Mûsâ'ya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti!” (Şuarâ 26/10)
Mısır'da farklı bir sistem var Mekke'de farklı bir sistem, sistemler zeminler değişince Allah'ın peygamberler üzerinden verdiği menhec de değişiyor. Bu bizim için ilahi bir rahmet...
Ağzınıza sağlık hocam
Dersten Notlar;
Hz.Musa (as) Allahtan(CC) neler istedi?
Hz.Musaya gelen ilk vahyin anlatıldığı yerler;
Kasas/29-35
Taha/9-48
Şuara/10-17
Neml/7-12
Meryem/51-53
Naziat/15-19
Bu ayetlerde gördüklerimiz;
1)Hz.Musa ailesiyle beraber Medyenden yola çıkıyor kader onu Tuva vadisine sevk ediyor.
2)Hz.Musa Mukkades Vadi Tuvada bir ağacın karşısında vahye muhatap oluyor.
3) Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açik bir şekilde beyan ediliyor.
4)Rabbimiz ondan ayakabılarını çıkarmasını istiyor.
5) Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor.
6)Kıyametin mutlaka geleceği ve bu konuda hiç bir menfi etkilenmemesi kendisine iletiliyor.
7) Elindeki asa bir Nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor.
8) Eli yine mucize olarak bembeyaz bir el oluyor.
9)Hz.Musa bütün bu olup bitenlerden korkuyor Allah ise ona güven telkin ediyor.
10)Böylece Hz.Musaya iki önemli görev veriliyor.
İki görev:
Firavuna hakikatin tebliğ edilmesi.
Eğer hakikati kabul etmezse İsrailoğulların Mısırdan çıkmalarına izin verilmesi.
Hz.Musa as ile Hz.Peygamberin sas zemini aynı olmadığı için verilen İlahi görevlerde aynı değil.
Tebliğ örgütsel bir faliyet değil, bu çok riskli bir şey. Cenabı Hakk bunu istemiyor, açıkca yol gösteriyor Hz.Musa as-ın üzerinden.
Neden Hz.Musa as önce firavuna gitti?
1) Firavunun izni olmadan hiç bir şey yapılamazdı.
2)Hz.Musanın üzerinde halen cinayet ithamı olmasından dolayı.
3)Mısırlıların yeni bir Dini dinlemeye ihtiyaçlarının olmamasından dolayı.
4)İsrailoğullarının Firavundan aşırı derecede korkmalarından dolayı.
5)Mısırlıların Firavunun izni olmadan asla onu dinlemeyeceklerinden dolayı.
Şuara/10-11
"Hani Rabbin, Musaya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti.
"Firavunun kavmine (git ve onlara deki) hala (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz?
Musa, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum."
Şuara/12
"Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Harunuda gönder."
Şuara/13
"Onların bana istinat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum."
Taha/24-35
"Firavuna git şüphe yok ki o çok ama çok azdı.
Rabbim kalbime genişlik ver dedi.
İşimi bana kolaylaştır.
Dilimdeki düğümü çöz!
Ki (insanlar) söyleyeceklerimi iyice kavrasınlar.
Ailemden bana bir vezir/yardımcı kıl.
Kardeşim Harunu.
Onunla arkamı kuvvetlendirip (bana detsek çık)
Onu (peygambeik) işimde bana ortak kıl.
Böylece Seni ( birlikte) çokca tesbih edelim.
Ve Seni çokca zikiredelim.
Şüphesiz Sen bizi (her an) görmektesin."
Hz.Musanın istekleri;
Göğsü daraldığı için İnşirah
Görevi ağırlaştığı için Kolaylık
Dili dolaştığı için Fesahat
Yükü fazlalaştığı için Destekçi
Riski çoğaldığı için Tesbih ve Zikir istedi.
Hz.Musa as 10 yıl Medyende öğrendi ki eskiklerin giderilmesi ancak mazlumları kıvama getirir.
Mazlumun kıvamı ancak Allahın yardımını hak ettirir.
Allahın yardımı ancak zalimlerin sonunu getirir.
Hz.Musa asın göğsünün daralma sebepleri;
Risalet ve Nübüvvet görevi çok zor oldugu için.
Birinin ölümüne sebebiyet verdigi için.
30yılını firavunun sarayında geçirmesinin külfetini taşıyor.
40 yıldır kendi kavminden uzak oluşunun zorluğunu biliyor.
Tebliğ ve davetin nasıl karşılık bulacağınin ızdırbanı duyuyor.
Medyen ahalisi gibi kendi kavmininde olmasının korkusunu iliklerine kadar hissediyor.
Hz.Musanın dilindeki bu bağı anlatan ayetler:
Kasas/34
Taha/27
Şuara/13
Zuhruf/52
Hz.Musanın as dilindeki düğüm, ifadeyi meram etme zorluğu.
Dilindeki bağın nelerden kaynaklandığı:
Çocukken yaşadığı olaydan olabilir.
Sarayda yaşadığı için net bir şekilde İbranice bilmemekten olabilir.
Medyende 10yıl kaldığı için hem Kıpticeyi, hem İbraniceyi tam olarak koruyamadığındna olabilir.
Firavunun ve Melenin karşısında konuşmanın zorluğundan olabilir.
Üzerindeki suçlamanın onda oluşturduğu ruhsal durumdan olabilir.
Hz.Musanın peygamber olduktan sonra dilindeki bağ çözüldü. 2 delili var;
Taha/36
"(Allah) Dedi ki; Ey Musa istediğin sana verildi."
2-ci delilde bütün ayetlerde konuşanın Hz.Harun as değil Hz.Musa as olduğunu görüyoruz.
Kuranda geçen 'yefgahu' ifadesinin anlamı şu ki mesele sadece sözü işittirmek, duyurmak, anlarını sağlamakta değil, içselleştirmelerini/kavramalarını sağlamaktır.
Kaymamak ve kaydırmamak için tesbih ve zikir lazım.
Tesbih: Allahın şanını yüceltmek.
Zikir: Allahı her daim gündemde tutmak ve Allah ne der kaygısı ile yaşamak.
Derdimiz Risalet derdiyse hepimiz beraberce tesbih, zikir etmeliyiz ki riski çok olan bu işte kaymadan kaydırmadan, sapmadan, saptırmadan işi tamamlayabileyiz.
Ödev;
Şuara/15-37
Şuara/15
"Allah dedi ki, Hayır korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünki biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.
Neden burada görmetkeyiz demedi, Rabbimiz işitmekteyiz dedi?
Hz.Musanın duasından öğrendiklerimiz;
1) Tebliğci, davetci bu zorlu vazife için kesinlikle Allahtan yardım dilemelidir.
2) İnsan ile uğraşmak gönül daralttığı için İnşirah istenmeli.
3) Allahtan asla zorluk, imthan, bela istenmemeli, afiyet ve selam istenmeli.
4)Söylenecek sözü net, anlaşılır, duru ve berrak bir şekilde söylemelidir.
5)Ensar olmak ve ensar kalmak bu zorlu yolun en önemli meselesidir.
Ümmeti Muhammedin Musası as Hz.Ömer ra, Harunu as Hz.Ali ra.
Harun olmak Risalet Davasının abisi olmaktır. O Davanın arkasında güç, omuz, sevinç, umut olmak adına adım atmaktır.
Yine harikulade mesajları olan bir ders
🌹
“Firavun'a git! Şüphe yok ki o çok ama çok azdı.” (Tâhâ 20/24)
🌹 🌹 🌹
💓💐
“Hz. Mûsâ (as) Allah’tan (cc) Neler İstedi?” | 93.Ders
Zalimden merhamet dilenmez…
İsveç’te olan hadiselere karşı yapılması gereken muhasebe…
Allah (cc) bize, bize rağmen merhamet etsin.
Hz. Mûsâ’nın ilk vahiy alış sahnesinin geçtiği ayetler:
Kasas 28/29-35 | 7 ayet
Tâhâ 20/9-48 | 40 ayet
Meryem 19/51-53 | 3 ayet
Neml 27/7-12 | 6 ayet
Şuarâ 26/10-17 | 8 ayet
Nâziât 79/15-19 | 5 ayet
Toplam: 69 ayet
Bu 69 ayetten şimdiye kadar okuduğumuz bölümlerin en önemli mesajlarını bir hatırlayalım.
1. Hz. Mûsâ ailesi ile beraber Medyen’den yola çıkıyor ve kader onu Tuva Vadisi’ne sevk ediyor.
2. Hz. Mûsâ mukaddes vadi Tuva’da bir ağacın karşında ilk vahye muhatap oluyor.
3. Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açık bir şekilde beyan ediliyor.
4. Rabbimiz ondan ayakkabılarını çıkarmasını istiyor.
5. Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor.
6. Kıyamet’in mutlaka geleceği ve bu konuda hiçbir menfi sözden etkilenmemesi kendisine iletiliyor.
7. Elindeki asâ, bir nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor.
8. Eli yine bir mucize olarak bembeyaz (Yed-i Beydâ) bir el oluyor.
9. Hz. Mûsâ bütün bu olup bitenlerden korkuyor, Allah ona güven telkin ediyor.
10. Böylece Hz. Mûsâ’ya iki önemli görev veriliyor.
İlk buluşmada Hz. Mûsâ’ya iki önemli, zor, ağır, gerçekten çok ama çok zor olan iki görev veriyor. Biz bu 2 görevi, Şuarâ Sûresi’nin 16. ve 17. ayetlerinden ve Tâhâ Sûresi 47. ayetten net bir şekilde okuyoruz. Nedir bu iki görev?
1. Firavun’a hakikatin tebliğ edilmesi
2. Eğer hakikati kabul etmezse İsrâiloğulları’nın Mısır’dan çıkmalarına izin verilmesi
Öyle bir zulüm sistemi kurmuştu ki Firavun, Hz. Mûsâ’nın başka bir seçeneği kalmamıştı.
Tebliğ ve irşat örgütsel bir faaliyet değildir, kitlesel bir faaliyettir.
Neden Hz. Mûsâ ilk olarak Firavun’a gitti?
1. Firavun’un izni olmadan hiçbir şey yapılmayacağından dolayı
2. Hz. Mûsâ’nın üzerinde halen cinayet ithamı olmasından dolayı
3. Mısır’ın yeni bir dini dinleme ihtiyaçlarının olmamasından dolayı
4. İsrâiloğulları’nın Firavun’dan aşırı derecede korkmalarından dolayı
5. Mısırlıların Firavun’un izni olmadan asla onu dinleyemeyeceklerinden dolayı
وَاِذْ نَادٰى رَبُّكَ مُوسٰٓى اَنِ ائْتِ الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَۙ
“Hani Rabbin, Mûsâ’ya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti!” (Şuarâ 26/10)
قَوْمَ فِرْعَوْنَۜ اَلَا يَتَّقُونَ
“Firavun’un kavmine (git ve onlara deki) Hâlâ (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz?” (Şuarâ 26/11)
قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِۜ
“Mûsâ, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” (Şuarâ 26/11)
وَيَض۪يقُ صَدْر۪ي وَلَا يَنْطَلِقُ لِسَان۪ي فَاَرْسِلْ اِلٰى هٰرُونَ
“Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Hârûn’u da gönder.” (Şuarâ 26/12)
وَلَهُمْ عَلَيَّ ذَنْبٌ فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِۚ
“Onların bana isnat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum.” (Şuarâ 26/13)
Şuarâ Sûresi’nde ya içinden ya bu şekilde dile getirdiği bu talepleri, biz Tâhâ Sûresi’nden şöyle okuyoruz:
اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى۟
“Firavun’a git! Şüphe yok ki o çok ama çok azdı.” (Tâhâ 20/24)
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ
“Rabbim ‘kalbime genişlik ver!’ dedi.” (Tâhâ 20/25)
وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ
“İşimi bana kolaylaştır.” (Tâhâ 20/26)
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ
“Dilimdeki düğümü çöz!” (Tâhâ 20/27)
يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ
“Ki (insanlar) söyleyeceklerimi iyice anlayıp kavrasınlar.” (Tâhâ 20/28)
وَاجْعَلْ ل۪ي وَز۪يرًا مِنْ اَهْل۪يۙ
“Ailemden de bana bir vezir/yardımcı kıl.” (Tâhâ 20/29)
هٰرُونَ اَخ۪يۚ
“Kardeşim Hârûn’u.” (Tâhâ 20/30)
اُشْدُدْ بِه۪ٓ اَزْر۪يۙ
“Onunla arkamı kuvvetlendirip (bana destek çık).” (Tâhâ 20/31)
وَاَشْرِكْهُ ف۪ٓي اَمْر۪يۙ
“Onu (peygamberlik) işimde (bana) ortak kıl!” (Tâhâ 20/32)
كَيْ نُسَبِّحَكَ كَث۪يرًاۙ
“Böylece Seni (birlikte) çokça tesbih edelim.” (Tâhâ 20/33)
وَنَذْكُرَكَ كَث۪يرًاۜ
“Ve Seni çokça zikredelim.” (Tâhâ 20/34)
اِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَص۪يرًا
“Şüphesiz Sen bizi (her an) görmektesin.” (Tâhâ 20/35)
Hz. Musa Allah’tan neleri niçin istedi?
1- Göğsü daraldığı için inşirah istedi.
2- Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi.
3- Dili dolaştığı için fesahat istedi.
4- Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi.
5- Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi.
Bizim algılarımızın üzerinden baktığımızda Hz. Mûsâ şunları istemeliydi:
Allah’ım! Firavun’un göğsünü daralt!
İşlerini alt-üst et!
Benim sözlerimi anlayabilmelerini sağla!
Yanındaki destekçileri olan önce Hâmân’ı sonra tüm Mele takımını ondan uzaklaştır.
Ya ona hidayet nasip et ya da onu kahr-u perişan eyle…
Hz. Mûsâ, Hz. Şuayb’ın yanında çok şey öğrenmişti; öğrendiği en önemli meselelerden birisi de şuydu:
Eksiklerin giderilmesi ancak mazlumu bir kıvama eriştirir.
Mazlumun kıvamı ancak Allah’ın yardımını hak ettirir.
Allah’ın yardımı ancak zalimlerin sonunu getirir.
Göğsü daraldığı için inşirah istedi.
Neden Hz. Musa’nın göğsü daraldı? Çünkü zor bir iş? Risalet ve Nübüvvet vazifelerin en zoru, en ağırıdır. İster istemez Hz. Musa “acaba bu işin üstesinden gelebilir miyim?” diye bir endişe ile göğsü daralır.
Devamı yorumda...
“Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Hârûn’u da gönder.” (Şuarâ 26/12)
❤️☝️❤️
😊😊😊
Hz. Musa Allah’tan neleri niçin istedi?
1- Göğsü daraldığı için inşirah istedi.
2- Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi.
3- Dili dolaştığı için fesahat istedi.
4- Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi.
5- Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi.
🦋
🥀🥀🥀🥀🥀
1- Hz. Mûsâ ailesi ile beraber Medyen’den yola çıkıyor ve kader onu Tuva Vadisi’ne sevk ediyor.
2- Hz. Mûsâ mukaddes vadi Tuva’da bir ağacın karşında ilk vahye muhatap oluyor.
3- Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açık bir şekilde beyan ediliyor.
4- Rabbimiz ondan ayakkabılarını çıkarmasını istiyor.
5- Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor.
6- Kıyamet’in mutlaka geleceği ve bu konuda hiçbir menfi sözden etkilenmemesi kendisine iletiliyor.
7- Elindeki asâ, bir nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor.
8- Eli yine bir mucize olarak bembeyaz (Yed-i Beydâ) bir el oluyor.
9- Hz. Mûsâ bütün bu olup bitenlerden korkuyor, Allah ona güven telkin ediyor.
10- Böylece Hz. Mûsâ’ya iki önemli görev veriliyor.
Hocam bingölde bir konferans tarzi bir faaliyette bulunsaniz çok güzel olur inşallah. Bingöl Üniversitesinin bu yönde destek olacağını tahmin ediyorum
Okuduğu Ay Vefat Eden Günahsız ölür
لا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَحْدَهُ وَاللَّهُ أَكْبَرُ، لَا إِلَهَ إِلَّا اللهُ وَحْدَهُ، لَا إِلَهَ إِلَّا اللَّهُ لَا شَرِيكَ له، لا إله إلا الله لَهُ الْمُلْكُ وَلَهُ الْحَمْدُ، لا إله إلا الله لا حَوْلَ وَلَا قُوَّةَ إلا
بالله.»
OKUNUŞU:
Lâ ilâhe illallâhü vahdehû vallâhû ekber.
Lâ ilâhe illallâhü lehül mülkü ve lehül hamd.
Lâ ilâhe illallâhü vahdeh.
Lâ ilâhe illallâhü vahdehû lâ şerîke leh.
Lâ ilâhe illallâhü ve lâ havle velâ kuvvete illâ billâh.
ANLAMI:
Tek olan Allah'tan başka ilah yoktur. Allah her şeyden daha büyüktür.
Tek olan Allah'tan başka ilah yoktur. Hiçbir ortağı olmayan Allah'tan başka ilah yoktur.
Mülk ve hamd kendisine ait olan Allah'tan başka ilah yoktur.
Allah'tan başka ilah yoktur
onun yardımı olmadan hiçbir günahtan kaçmakta ve hiçbir ibadete kuvvet yoktur.
HADİSİN TÜRKÇESİ: Bir gün içinde kim bunu okursa veya bir gece içinde okursa yahut bir ayın içinde okursa veya okuduğu gün ölürse veya okuduğu gece, gece çıkmadan ölürse veya okuduğu ayın içinde ölürse günahları affedilmiş olarak ölür. Günahsız ölür.
(Hatib, Târihu Bağdad,no:597, 2-181, Nesai es-Sünenül kübra, no:9773)
*kul hakkı namaz oruç borcu hariç, hicri takvime göre bir ay içinde olmalı
ss alabilirsiniz kardeşlerim
"Bilin ki, kalpler ancak Allah'ın zikriyle huzur bulur. (Rad, 13/28)
• Lâ ilâhe İllallâh
• Lâ ilâhe İllallâh Muhammedur Rasûlullah
• Lâ ilâhe illâ ente subhaneke inniy küntü minez zalimiyn
• Lâ ilâhe illAllâhul melikül hakkul mubiyn
• Lâ ilâhe illallâhül melikül hakkul mübîn Muhammedün rasûlüllâhi sâdikul va’dil emîn.
• La ilahe illallahu vahdehu vallahu ekber
• La ilahe illallahu vahdeh
• La ilahe illallahu la şerike leh
• La ilahe illallahu lehül mülkü ve lehül hamd
• La ilahe illallahu vela havle vela guvvete illa billah
• La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdu ve hüve ala kulli şey in kadir.
• Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadir.
• Yâ Bâki Entel Bâki
• Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh
• La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil Azim
• Estağfirullah
• Elhamdülillah
• Allahu Ekber
• Subhan'Allāh
• Subhanallahi ve bi hamdihi
• Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm
• Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh.
• Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber
• Subhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rıza nefsihi ve zinete arşihi ve midade kelimatihi.'
• Hasbünallahü ve Nimel Vekil
Hasbunallahu Ve Nimel Vekil Nimel Mevla Ve Ni'men Nasir
• Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm
• Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm.
• Allahümme ecirna minennar
• Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisani yefkahu kavli
• Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnne'l-hamde ve'nni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerîke lek
• Rabbic’alni mukimessalati ve min zürriyeti. Rabbena ve tekabbel dua. Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab
• İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn
• Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm(azîmi).
• Yâ Erhamerrâhimin
"Onlar, iman eden ve kalpleri de dâimâ Allah'ı hatırlayıp anmakla doygunluk ve huzura eren kimselerdir. Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah'ı hatırlayıp anmakla doygunluk ve huzura erer."
( Ra'd Suresi 28. Ayet )
"Kim bir hayra (iyiliğe) vesile olursa o kimseye hayrı yapan kimsenin ecri gibi ecir vardır."
Hz.Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem
Allahümme salli alâ Muhammed'in ve alâ âli Muhammedin, kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim, inneke hamîdun mecîd
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin biadedi zerratil kainati ve mürekkebatiha.
(Yorumu beğenip zikirlerin bir çok kardeşimize ulaşmasına vesile olabiliriz. )Rabbena tekabbel minna inneke entes semiul alim
Allah razı olsun
Dersten Cümleler
Hz. Mûsâ’nın ilk vahiy alış sahnesinin geçtiği ayetler:
Kasas 28/29-35 | 7 ayet
Tâhâ 20/9-48 | 40 ayet
Meryem 19/51-53 | 3 ayet
Neml 27/7-12 | 6 ayet
Şuarâ 26/10-17 | 8 ayet
Nâziât 79/15-19 | 5 ayet
Toplam: 69 ayet
Bu 69 ayetten şimdiye kadar okuduğumuz bölümlerin en önemli mesajlarını bir hatırlayalım.
1. Hz. Mûsâ ailesi ile beraber Medyen’den yola çıkıyor ve kader onu Tuva Vadisi’ne sevk ediyor.
2. Hz. Mûsâ mukaddes vadi Tuva’da bir ağacın karşında ilk vahye muhatap oluyor.
3. Peygamber olarak seçildiği kendisine çok açık bir şekilde beyan ediliyor.
4. Rabbimiz ondan ayakkabılarını çıkarmasını istiyor.
5. Ona ilk vahyin içinde Tevhid, Kulluk ve Namaz mesajları veriliyor.
6. Kıyamet’in mutlaka geleceği ve bu konuda hiçbir menfi sözden etkilenmemesi kendisine iletiliyor.
7. Elindeki asâ, bir nübüvvet mucizesi olarak yılana dönüşüyor.
8. Eli yine bir mucize olarak bembeyaz (Yed-i Beydâ) bir el oluyor.
9. Hz. Mûsâ bütün bu olup bitenlerden korkuyor, Allah ona güven telkin ediyor.
10. Böylece Hz. Mûsâ’ya iki önemli görev veriliyor.
İlk buluşmada Hz. Mûsâ’ya iki önemli, zor, ağır, gerçekten çok ama çok zor olan iki görev veriyor. Biz bu 2 görevi, Şuarâ Sûresi’nin 16. ve 17. ayetlerinden ve Tâhâ Sûresi 47. ayetten net bir şekilde okuyoruz. Nedir bu iki görev?
1. Firavun’a hakikatin tebliğ edilmesi
2. Eğer hakikati kabul etmezse İsrâiloğulları’nın Mısır’dan çıkmalarına izin verilmesi
Öyle bir zulüm sistemi kurmuştu ki Firavun, Hz. Mûsâ’nın başka bir seçeneği kalmamıştı.
Tebliğ ve irşat örgütsel bir faaliyet değildir, kitlesel bir faaliyettir.
Neden Hz. Mûsâ ilk olarak Firavun’a gitti?
1. Firavun’un izni olmadan hiçbir şey yapılmayacağından dolayı
2. Hz. Mûsâ’nın üzerinde halen cinayet ithamı olmasından dolayı
3. Mısır’ın yeni bir dini dinleme ihtiyaçlarının olmamasından dolayı
4. İsrâiloğulları’nın Firavun’dan aşırı derecede korkmalarından dolayı
5. Mısırlıların Firavun’un izni olmadan asla onu dinleyemeyeceklerinden dolayı
وَاِذْ نَادٰى رَبُّكَ مُوسٰٓى اَنِ ائْتِ الْقَوْمَ الظَّالِم۪ينَۙ
“Hani Rabbin, Mûsâ’ya, git zalimler topluluğuna diye nida etmişti!” (Şuarâ 26/10)
قَوْمَ فِرْعَوْنَۜ اَلَا يَتَّقُونَ
“Firavun’un kavmine (git ve onlara deki) Hâlâ (başınıza gelecekler için) korkmuyor musunuz?” (Şuarâ 26/11)
قَالَ رَبِّ اِنّ۪ٓي اَخَافُ اَنْ يُكَذِّبُونِۜ
“Mûsâ, Rabbim demişti, gerçekten de onların beni yalanlamalarından korkuyorum.” (Şuarâ 26/11)
وَيَض۪يقُ صَدْر۪ي وَلَا يَنْطَلِقُ لِسَان۪ي فَاَرْسِلْ اِلٰى هٰرُونَ
“Göğsüm daralıyor, dilim dolanıyor; (onun için) Hârûn’u da gönder.” (Şuarâ 26/12)
وَلَهُمْ عَلَيَّ ذَنْبٌ فَاَخَافُ اَنْ يَقْتُلُونِۚ
“Onların bana isnat ettikleri bir suç da var. Bundan ötürü beni öldürmelerinden korkuyorum.” (Şuarâ 26/13)
Şuarâ Sûresi’nde ya içinden ya bu şekilde dile getirdiği bu talepleri, biz Tâhâ Sûresi’nden şöyle okuyoruz:
اِذْهَبْ اِلٰى فِرْعَوْنَ اِنَّهُ طَغٰى۟
“Firavun’a git! Şüphe yok ki o çok ama çok azdı.” (Tâhâ 20/24)
قَالَ رَبِّ اشْرَحْ ل۪ي صَدْر۪يۙ
“Rabbim ‘kalbime genişlik ver!’ dedi.” (Tâhâ 20/25)
وَيَسِّرْ ل۪ٓي اَمْر۪يۙ
“İşimi bana kolaylaştır.” (Tâhâ 20/26)
وَاحْلُلْ عُقْدَةً مِنْ لِسَان۪يۙ
“Dilimdeki düğümü çöz!” (Tâhâ 20/27)
يَفْقَهُوا قَوْل۪يۖ
“Ki (insanlar) söyleyeceklerimi iyice anlayıp kavrasınlar.” (Tâhâ 20/28)
وَاجْعَلْ ل۪ي وَز۪يرًا مِنْ اَهْل۪يۙ
“Ailemden de bana bir vezir/yardımcı kıl.” (Tâhâ 20/29)
هٰرُونَ اَخ۪يۚ
“Kardeşim Hârûn’u.” (Tâhâ 20/30)
اُشْدُدْ بِه۪ٓ اَزْر۪يۙ
“Onunla arkamı kuvvetlendirip (bana destek çık).” (Tâhâ 20/31)
وَاَشْرِكْهُ ف۪ٓي اَمْر۪يۙ
“Onu (peygamberlik) işimde (bana) ortak kıl!” (Tâhâ 20/32)
كَيْ نُسَبِّحَكَ كَث۪يرًاۙ
“Böylece Seni (birlikte) çokça tesbih edelim.” (Tâhâ 20/33)
وَنَذْكُرَكَ كَث۪يرًاۜ
“Ve Seni çokça zikredelim.” (Tâhâ 20/34)
اِنَّكَ كُنْتَ بِنَا بَص۪يرًا
“Şüphesiz Sen bizi (her an) görmektesin.” (Tâhâ 20/35)
Hz. Musa Allah’tan neleri niçin istedi?
1- Göğsü daraldığı için inşirah istedi.
2- Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi.
3- Dili dolaştığı için fesahat istedi.
4- Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi.
5- Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi.
Bizim algılarımızın üzerinden baktığımızda Hz. Mûsâ şunları istemeliydi:
Allah’ım! Firavun’un göğsünü daralt!
İşlerini alt-üst et!
Benim sözlerimi anlayabilmelerini sağla!
Yanındaki destekçileri olan önce Hâmân’ı sonra tüm Mele takımını ondan uzaklaştır.
Ya ona hidayet nasip et ya da onu kahr-u perişan eyle…
Dersten cümleler (2)
Hz. Mûsâ, Hz. Şuayb’ın yanında çok şey öğrenmişti; öğrendiği en önemli meselelerden birisi de şuydu:
Eksiklerin giderilmesi ancak mazlumu bir kıvama eriştirir.
Mazlumun kıvamı ancak Allah’ın yardımını hak ettirir.
Allah’ın yardımı ancak zalimlerin sonunu getirir.
Göğsü daraldığı için inşirah istedi.
Neden Hz. Musa’nın göğsü daraldı? Çünkü zor bir iş? Risalet ve Nübüvvet vazifelerin en zoru, en ağırıdır. İster istemez Hz. Musa “acaba bu işin üstesinden gelebilir miyim?” diye bir endişe ile göğsü daralır.
Başka sebepler ise şunlardı:
- Hz. Musa birinin ölümüne sebebiyet vermesinin sıkıntısını yaşıyor.
- Hz. Musa 30 yılını Firavun’un sarayında geçirmesinin külfetini taşıyor.
- Hz. Musa 40 yıldır kendi kavminden uzak oluşunun zorluğunu biliyor.
- Hz. Musa tebliğ ve davetinin nasıl karşılık bulacağının ızdırabını duyuyor.
- Hz. Musa “ya benim kavmim de Medyen ahalisi gibi olursa” korkusunu iliklerine kadar hissediyor.
Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi.
Görevi ağır olduğu için hamaset ile bir şeyler demedi. Öyle haşa ucuz kahramanlıklar yok ortada, görev ağır; Allah’ım kolaylaştır, dedi ve bunu istedi.
Dili dolaştığı için fesahat istedi.
Müfessirlerimizin büyük bir kısmı Hz. Mûsâ’nın kekeme olduğu, rahat konuşamadığı, peltek yada bazı harfleri çıkaramadığı için bu dilindeki bağı gidermesini Allah’tan diledi diyorlar.
“Şimdi onun önüne yakuttan ziynetler ile ateş koru koyacağım; şâyet ateşi değil yakutları alırsa aklı eriyor demektir, o zaman onu öldür. Ama ateşi alırsa demek ki daha bebektir” dedi. Sonra Âsiye yakutlarını çıkarıp Mûsâ’nın önüne koydu, bir tepsi içinde de ateş koydu. Tam o sırada Cebrail gelip Mûsâ’nın eline bir ateş koru attı, Mûsâ da onu ağzına koydu ve dili yandı. İşte bu nedenledir ki, Allah onun “Dilimdeki düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar” dediğini aktarmaktadır. Bu duası üzerine dilindeki düğüm zail olmuştur.” (Taberî, Câmiʻu’l-Beyân, 18/299; es-Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr 5/567)
Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın ne olduğunu anlamanız için bu ifadenin geçtiği 4 ayeti dikkatle okumalıyız. Bu ayetler hangileri?
Tâhâ Sûresi 20/27
Şuarâ Sûresi 26/13
Kasas Sûresi 28/34
Zuhruf Sûresi 43/52
Eğer bu 4 ayeti dikkatle okursak bir şeyi yakalayacağız: Hz. Mûsâ’nın “dilindeki düğüm” bir “konuşma güçlüğü” değil, yaşananlardan ve yaşanacaklardan dolayı ortaya çıkacak bir “meramını ifade etme sorunu” dur.
Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın nereden kaynaklandığını bir daha zihnimizde netleştirelim:
1. Çocukken yaşadığı olaydan olabilir.
2. Sarayda yaşadığı için net bir şekilde İbranice bilememekten olabilir.
3. Medyen’de 10 yıl kaldığı için hem Kıptice’yi hem İbranice’yi tam olarak koruyamadığından olabilir.
4. Firavun’un ve Mele’nin karşısında konuşmanın zorluğundan olabilir.
5. Üzerindeki suçlamanın onda oluşturduğu ruhsal durumdan olabilir.
Hz Mûsâ’nın peygamberliğe başladığında dilindeki bağın çözüldüğünü, dilinin düzeldiğini iki önemli delilden çıkarabiliriz. Nedir bu iki delil?
Birincisi: Tâhâ 36’dır.
قَالَ قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى
“(Allah) Dedi ki: “Ey Mûsâ, istediğin sana verildi.” (Tâhâ 20/36)
İkincisi; Defaatle; Firavun’un karşısında, sihirbazların karşısında, İsrâiloğulları’nın karşısında ve yine Rabbimizin karşısında Hz. Mûsâ’nın konuşmalarını okuyacağız.
“Yefkahu”, yerine; “Yesmâû/İşitsinler” denilebilirdi; “Yefhemu/anlasınlar” da denilebilirdi; ama “Yefkahu” dendi; yani fıkh etsinler, içselleştirsinler, kavrasınlar dendir.
Sözüme iman etsinler değil, sözümü kavrasınlar…
Red eden kavrayarak red etsin, kabul eden kavrayarak kabul etsin…
Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi.
Risalet davası çok zor bir davadır; inanın bu dava ne Mûsâsız, ne Hârûnsuz yürümüyor.
Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi.
Kaymamak ve kaydırmamak için iki ilacı veriyor: Tesbih ve Zikr
Tesbih: Allah’ın şanını yüceltmek
Zikir: Allah’ı her daim gündemde tutmak ve Allah ne der kaygısı ile yaşamak
Ödevimiz:
Şuarâ Sûresi’nin 15-37 ayetleri
“Allah dedi ki, “Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.” (Şuarâ 26/15)
Neden burada “görmekteyiz” demedi de Rabbimiz “işitmekteyiz” dedi?
Tebliğde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
1. Tebliğci kesinlikle bu zorlu vazife için Allah’tan yardım dilemelidir.
2. İnsan ile uğraşmak gönlü daralttığı için inşirah dilemelidir.
Korkusu olan adam asla hakkıyla tebliğci ve davetçi olamaz.” Çünkü korku insanın dilinde bir bağ oluşturur. Öncelikle o bağlardan kurtulmak gerekir.
3. Allah’tan asla zorluk, imtihan, bela istenmemeli, afiyet ve selamet istenmelidir.
Kötüye methiye dizmek, Müslümanın yapacağı iş değildir.
4. Söylenecek sözü net anlaşılır, duru ve berrak şekilde söylemelidir.
5. Ensar olmak ve ensar kalmak bu zorlu yolun en önemli meselesidir.
Tebliğ yardımsız ve yardımcısız olmaz.
Tebliğ bazen ekip işidir; ekip olmazsa tam anlamı ile tesir ortaya çıkmaz.
Ümmet-i Muhamed’in Mûsâ’sı Hz. Ömer, Ümmet-i Muhammed’in Hârûn’u ise Hz. Ali’dir.
“Ey Ali, bana nispetle sen, Musa’ya nispetle Harun derecesinde olmağa razı olmaz mısın? Şu kadar ki, benden sonra Peygamber yoktur.”
Allah razı olsun hocam birşey sorcam siz Anadolu gençlik derneği gençlerine desdekliyormusunuz AGD
Bana yardımcı peygamber kavramı çok ilginç geliyor.
Selamün aleyküm hocam siz Anadolu gençlik derneğindensiniz dimi hocam
Cc değil ALLAH CELLE CELALÜHÜ YAZALIM İNŞAALLAH
Ders notları linkinde sanırım bir hata var. Tekrar kontrol etme imkanınız olur mu? Allah razı olsun.
Düzeltildi, teşekkür ederiz
Selamün aleyküm hz Musa ilk vahiy aldığında Allah u teala ile konuşurken kekeme olmadığını ve asasinin ne işe yaradığını sorduğunda hz. Musa detaylı bir şekilde anlatıyor ki,
Düşünün orada Alemlerin Rabbiyle konuşuyor, vahiy alıyor burada kekeme olmamış. Demek ki o hal üzere olmamalı. Baktığımızda biz bu taha süresinde ki duaları bir konuşmaya baslamadan önce yapıyoruz. Sözümüz anlaşılsın diye ,güzelce derdimizi anlatalım diye yaparız.
Aleyküm selam
ss alabilirsiniz kardeşlerim
"Bilin ki, kalpler ancak Allah'ın zikriyle huzur bulur. (Rad, 13/28)
• Lâ ilâhe İllallâh
• Lâ ilâhe İllallâh Muhammedur Rasûlullah
• Lâ ilâhe illâ ente subhaneke inniy küntü minez zalimiyn
• Lâ ilâhe illAllâhul melikül hakkul mubiyn
• Lâ ilâhe illallâhül melikül hakkul mübîn Muhammedün rasûlüllâhi sâdikul va’dil emîn.
• La ilahe illallahu vahdehu vallahu ekber
• La ilahe illallahu vahdeh
• La ilahe illallahu la şerike leh
• La ilahe illallahu lehül mülkü ve lehül hamd
• La ilahe illallahu vela havle vela guvvete illa billah
• La ilahe illallahu vahdehu la şerike leh, lehul mulku ve lehul hamdu ve hüve ala kulli şey in kadir.
• Lâ ilâhe illallâhu vahdehu lâ şerike leh, lehü'l-mülkü ve lehü'l-hâmdü yuhyi ve yumit ve hüve hayyun lâ yemût biyedihi'l-hayr ve hüve alâ külli şey'in kadir.
• Yâ Bâki Entel Bâki
• Lâ Havle Velâ Kuvvete İllâ Billâh
• La Havle Vela Kuvvete İlla Billahil Aliyyil Azim
• Estağfirullah
• Elhamdülillah
• Allahu Ekber
• Subhan'Allāh
• Subhanallahi ve bi hamdihi
• Sübhânallahi ve bi-hamdihî sübhânallahi’l-azîm
• Sübhânallahi ve bi-hamdihî, estağfirullâhe ve etûbü ileyh.
• Sübhânallâhi velhamdülillâhi velâ ilâhe illallahü vallâhü ekber
• Subhanallahi ve bihamdihi adede halkıhi ve rıza nefsihi ve zinete arşihi ve midade kelimatihi.'
• Hasbünallahü ve Nimel Vekil
Hasbunallahu Ve Nimel Vekil Nimel Mevla Ve Ni'men Nasir
• Hasbiyallahu lâ ilâhe illâ Hû, aleyhi tevekkeltu ve Huve rabbül arşıl azîm
• Allahümme ente'sselâm ve minke'sselâm tebârekte ve teâleyte yâ ze'lcelâli ve'l-ikrâm.
• Allahümme ecirna minennar
• Rabbişrahli sadri ve yessirli emri. Vahlul ukdeten min lisani yefkahu kavli
• Lebbeyk, Allâhümme Lebbeyk, lebbeyke lâ şerîke leke lebbeyk, İnne'l-hamde ve'nni'mete leke ve'l-mülk, lâ şerîke lek
• Rabbic’alni mukimessalati ve min zürriyeti. Rabbena ve tekabbel dua. Rabbenağfirli veli valideyye velil muminine yevme yekumul hisab
• İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn
• Fe in tevellev fe kul hasbiyallâh(hasbiyallâhu), lâ ilâhe illâ hûve, aleyhi tevekkeltu ve huve rabbul arşil azîm(azîmi).
• Yâ Erhamerrâhimin
"Onlar, iman eden ve kalpleri de dâimâ Allah'ı hatırlayıp anmakla doygunluk ve huzura eren kimselerdir. Haberiniz olsun ki, kalpler ancak Allah'ı hatırlayıp anmakla doygunluk ve huzura erer."
( Ra'd Suresi 28. Ayet )
"Kim bir hayra (iyiliğe) vesile olursa o kimseye hayrı yapan kimsenin ecri gibi ecir vardır."
Hz.Muhammed Sallallahu Aleyhi Ve Sellem
Allahümme salli alâ Muhammed'in ve alâ âli Muhammedin, kemâ salleyte alâ İbrahime ve alâ âli İbrahim, inneke hamîdun mecîd
Allahümme salli ala seyyidina Muhammedin biadedi zerratil kainati ve mürekkebatiha.
(Yorumu beğenip zikirlerin bir çok kardeşimize ulaşmasına vesile olabiliriz. )Rabbena tekabbel minna inneke entes semiul alim
Başka sebepler ise şunlardı:
- Hz. Musa birinin ölümüne sebebiyet vermesinin sıkıntısını yaşıyor.
- Hz. Musa 30 yılını Firavun’un sarayında geçirmesinin külfetini taşıyor.
- Hz. Musa 40 yıldır kendi kavminden uzak oluşunun zorluğunu biliyor.
- Hz. Musa tebliğ ve davetinin nasıl karşılık bulacağının ızdırabını duyuyor.
- Hz. Musa “ya benim kavmim de Medyen ahalisi gibi olursa” korkusunu iliklerine kadar hissediyor.
Görevi ağırlaştığı için kolaylık istedi.
Görevi ağır olduğu için hamaset ile bir şeyler demedi. Öyle haşa ucuz kahramanlıklar yok ortada, görev ağır; Allah’ım kolaylaştır, dedi ve bunu istedi.
Dili dolaştığı için fesahat istedi.
Müfessirlerimizin büyük bir kısmı Hz. Mûsâ’nın kekeme olduğu, rahat konuşamadığı, peltek yada bazı harfleri çıkaramadığı için bu dilindeki bağı gidermesini Allah’tan diledi diyorlar.
“Şimdi onun önüne yakuttan ziynetler ile ateş koru koyacağım; şâyet ateşi değil yakutları alırsa aklı eriyor demektir, o zaman onu öldür. Ama ateşi alırsa demek ki daha bebektir” dedi. Sonra Âsiye yakutlarını çıkarıp Mûsâ’nın önüne koydu, bir tepsi içinde de ateş koydu. Tam o sırada Cebrail gelip Mûsâ’nın eline bir ateş koru attı, Mûsâ da onu ağzına koydu ve dili yandı. İşte bu nedenledir ki, Allah onun “Dilimdeki düğümü çöz ki sözümü iyi anlasınlar” dediğini aktarmaktadır. Bu duası üzerine dilindeki düğüm zail olmuştur.” (Taberî, Câmiʻu’l-Beyân, 18/299; es-Suyûtî, ed-Dürrü’l-Mensûr 5/567)
Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın ne olduğunu anlamanız için bu ifadenin geçtiği 4 ayeti dikkatle okumalıyız. Bu ayetler hangileri?
Tâhâ Sûresi 20/27
Şuarâ Sûresi 26/13
Kasas Sûresi 28/34
Zuhruf Sûresi 43/52
Eğer bu 4 ayeti dikkatle okursak bir şeyi yakalayacağız: Hz. Mûsâ’nın “dilindeki düğüm” bir “konuşma güçlüğü” değil, yaşananlardan ve yaşanacaklardan dolayı ortaya çıkacak bir “meramını ifade etme sorunu” dur.
Hz. Mûsâ’nın dilindeki bağın nereden kaynaklandığını bir daha zihnimizde netleştirelim:
1. Çocukken yaşadığı olaydan olabilir.
2. Sarayda yaşadığı için net bir şekilde İbranice bilememekten olabilir.
3. Medyen’de 10 yıl kaldığı için hem Kıptice’yi hem İbranice’yi tam olarak koruyamadığından olabilir.
4. Firavun’un ve Mele’nin karşısında konuşmanın zorluğundan olabilir.
5. Üzerindeki suçlamanın onda oluşturduğu ruhsal durumdan olabilir.
Hz Mûsâ’nın peygamberliğe başladığında dilindeki bağın çözüldüğünü, dilinin düzeldiğini iki önemli delilden çıkarabiliriz. Nedir bu iki delil?
Birincisi: Tâhâ 36’dır.
قَالَ قَدْ اُو۫ت۪يتَ سُؤْلَكَ يَا مُوسٰى
“(Allah) Dedi ki: “Ey Mûsâ, istediğin sana verildi.” (Tâhâ 20/36)
İkincisi; Defaatle; Firavun’un karşısında, sihirbazların karşısında, İsrâiloğulları’nın karşısında ve yine Rabbimizin karşısında Hz. Mûsâ’nın konuşmalarını okuyacağız.
“Yefkahu”, yerine; “Yesmâû/İşitsinler” denilebilirdi; “Yefhemu/anlasınlar” da denilebilirdi; ama “Yefkahu” dendi; yani fıkh etsinler, içselleştirsinler, kavrasınlar dendir.
Sözüme iman etsinler değil, sözümü kavrasınlar…
Red eden kavrayarak red etsin, kabul eden kavrayarak kabul etsin…
Yükü fazlalaştığı için destekçi istedi.
Risalet davası çok zor bir davadır; inanın bu dava ne Mûsâsız, ne Hârûnsuz yürümüyor.
Riski çoğaldığı için tesbih ve zikir istedi.
Kaymamak ve kaydırmamak için iki ilacı veriyor: Tesbih ve Zikr
Tesbih: Allah’ın şanını yüceltmek
Zikir: Allah’ı her daim gündemde tutmak ve Allah ne der kaygısı ile yaşamak
Ödevimiz:
Şuarâ Sûresi’nin 15-37 ayetleri
“Allah dedi ki, “Hayır, korkma! Mucizelerimizle gidin. Çünkü biz sizinle beraberiz, (her şeyi) işitmekteyiz.” (Şuarâ 26/15)
Neden burada “görmekteyiz” demedi de Rabbimiz “işitmekteyiz” dedi?
Tebliğde Dikkat Edilmesi Gereken Hususlar
1. Tebliğci kesinlikle bu zorlu vazife için Allah’tan yardım dilemelidir.
2. İnsan ile uğraşmak gönlü daralttığı için inşirah dilemelidir.
Korkusu olan adam asla hakkıyla tebliğci ve davetçi olamaz.” Çünkü korku insanın dilinde bir bağ oluşturur. Öncelikle o bağlardan kurtulmak gerekir.
3. Allah’tan asla zorluk, imtihan, bela istenmemeli, afiyet ve selamet istenmelidir.
Kötüye methiye dizmek, Müslümanın yapacağı iş değildir.
4. Söylenecek sözü net anlaşılır, duru ve berrak şekilde söylemelidir.
5. Ensar olmak ve ensar kalmak bu zorlu yolun en önemli meselesidir.
Tebliğ yardımsız ve yardımcısız olmaz.
Tebliğ bazen ekip işidir; ekip olmazsa tam anlamı ile tesir ortaya çıkmaz.
Ümmet-i Muhamed’in Mûsâ’sı Hz. Ömer, Ümmet-i Muhammed’in Hârûn’u ise Hz. Ali’dir.
“Ey Ali, bana nispetle sen, Musa’ya nispetle Harun derecesinde olmağa razı olmaz mısın? Şu kadar ki, benden sonra Peygamber yoktur.”
Çare milli görüş saadet partisinin iktidarı ve derhal İslam birliğini kurup
Rahmetli erbakan hocamızın büyük emek verdiği D8 lerin hayata geçirilmesidir. Milli görüş ve erbakan hocamızı anlamak hidayet meselesidir . Hocamızın günlerdir anlatmaya çalıştığı siretul enbiya derslerini iyi anlar iyi idrak edip akledersek milli görüşün ne olduğunu anlarız. Hidayet Allah'tandır. Selam hidayete tabi olanların üzerine olsun.
Saadet partisi chp ile aynı masada. Peygamber davasında varmı küfür ile birleşmek
Önemli değil mühim ,ehemmiyet görev değil vazife yönetim değil idare islam kültürünün malı olan kelimeler kullanılsaydı daha iyi olurdu.
Allah razı olsun hocam
Allah razı olsun inşallah
Allah razı olsun kıymetli hocam
🌹🌹
❤
Allah razı olsun
Allah razı olsun hocam
🌹
🌼
Allah razı olsun güzel hocam
ALLAH razı olsun hocam