Ömür Kula Hanım, "gerçekçi ve anlamlı olmayan sebepler yer değiştirme" diyerek kendi kendini avutsun dursun. 2017'de eşim ve ben - iki bilgisayar mühendisi olarak - kendi ülkemizden başka bir ülkede hayat kurmamızın sebeplerini anlatsam da ya da bizim gibi giden insanlar anlatsa da anlamayacağını düşünüyorum. Eğitimin örselenip cehaletin yüceltildiği ülkemizde bizim gibi okumuş insanları kendi ülkesine küstüren sistemi sorgulamak yerine gidenleri topa tutmasının altındaki niyet, apaçık ortada. Bu hayatta her insana bahşedilen sadece bir tane hayat var. Adaletin yerini adam kayırmacılığın, liyakatin yerini biatın aldığı ülkede yaşamaya çalışırken nefessiz kalmanın ne demek olduğunu belli ki; Ömür Kula Hanımefendi hiç deneyimlememiş. Herkes, kendisi kadar şanslı değil maalesef. Bana bahşedilen bir tane hayatı kula kulluk ederek, şuursuz insanların yaşanmaz hale getirdiği ülkede savaş vererek ömrümü boşa harcayamam. Gittiğimiz için kendisinden özür dileriz(!) Ömür Kula Hanımefendi'nin çıkarlarıyla örtüşmediğimiz için ayrıca özür dileriz(!)
çok hınçla herkese bir kusur yapıştırarak,milleti cahil göstererek,yönetenleri suçlayark aslında tüm ülkenin milletin senin gitmen için uğraştığını ima ediyor ve dile getirmendeki uslubun arkasında bambaşka bir şey ifade ediyorsun aslında varsa psikolojıden anlayan genel kültürü biraz çözer..2016?2017? kimlerin kaçış senesiydi acaba?!
ömür kula hanımefendi harika bir manipülatör :) umarım insanlara kendi hislerini projekte etmekten daha ötede gerçekten iddia ettiği gibi objektif olur.
Benim de ulkeden ayrilma nedenim bu linc kulturu. O da kendi bakis acisini sunmus deyip gecmek zor geliyor insanlara. Saygi sinirini cok cabuk ve rahat asiyoruz. Medeni bir ortamda, yuzde yuz hakli olsaniz bile, yapici olmayan cirkin bir dil kullandiginizda sizi kimseye ciddiye almaz.
1 Saat boyunca direkt olarak değinilmeyen tek konu HÜKÜMET. Abi hükümet yüzünden gidiyoruz. Bu kadar basit. Tek sebep ekonomi değil. Hatta tanıdığım birçok giden insan için ilk sebep ekonomi değil. Özgürlük için, sürprizli olmayan bir yarın için, güvenlik için, istikrar için, liyakat için, saygı için. Avrupada gitmediğim yer kalmadı. ABD'ye de göçmen olarak geldim (Green card). 2 aydır buradayım. LGBTI bir bireyim. Arkamda ise güzel bir kariyer ile iyi sayılabilecek maddi durumumu bıraktım. Niye bıraktım? 1- LGBTI bir insan olarak terörist yaftası yemekten ve güvensizliğimden bıktım. 2- Kurallara bağlı bir hayat ailemden öğretildi. Kırmızı ışıkta geçenler ve kavga ettiğinde öldürülme ihtimalin. Bir sırada önüne kaynanması gibi haksızlığı açıkgözlülük olarak gören çürümüşlükten bıktım. 3- İş hayatındaki ciddi anlamdaki pislik hırslar ve işe değil adama bakılan kalitesizlik ve aşırı düşmüş personel kalitesinden bıktım. 4- Tabii ki hükümetten bıktım. Stepneden bıktım. Sürekli son dakikada elimizden kaçan umutlardan (KK dede) bıktım. 5- Ekonominin kötülüğünden öte Mehmet Şimşek'in her allahın günü zihni sinir ve bizi aptal yerine koyduğu vergilerden bıktım. Bu listeyi belki 100 madde ile doldurabilecek kadar yorgunluğum var ama tüm maddeler direkt ya da dolaylı yoldan HÜKÜMETE çıkıyor. Kısacası HÜKÜMETTEN bıktım ve ayrıldım. Bu süreçte tatil gibi olmadığını gördüğüm ABD'de özlem çok güçlü bir şey. Irmağının akışına diyorlar ya. Cidden onu da özler mi insan? Özlüyor. Kadıköy'ün leş mekanında bira içmeyi de, trafiği de, ne bileyim sabahtan kalma çayı soba karşısında içme gibi saçma sapan yaşamadığım hatıraların nostaljisini yaşıyorum. Bu kadar özlem duymama rağmen geri dönme gibi bir kararım yok. Büyük ve zor bir çabaya girmek zorunda olmamama rağmen bu çabaya girmeye beni yönlendiren HÜKÜMET'e de selam olsun.
Gurbette ve gurbeti yasayani ancak bir gurbetci anlar! Ulu onderimiz Ataturkten sonra, rahmetlinin ilkelerini surduren hic bir ne lider geldi, nede hukumet, gelenleri`de surgunlerde, hapislerde sindirilerek, iskence uygulayarak curuttuler, oldurduler. En buyuk ihanet, Norvec`ten adabte edilen koy enstutulerini kapattirip Turkiyemizin gelecek aydinlarini, egitim seviyesini, medeni gelismesini vs katliamıyla baslamistir`ki Norvec ve kuzey Avrupa ulkelerinin gunumuzdeki egitim kalitesini inkar edemeyiz, ve orneklerini`de surekli ekranlarda izliyoruz, bir insani nasil cinsel secimleriyle degil, ahlak ve insani degerleriyle goze alarak degerlendirmelerini. Kala kalan bir avuc aydin, vatan perver, vizyonlu insanlarimizi`da 12 Eylul`le zindanlarda, mapuslarda katlettiler derken, can ciger kuzu sarmasi olan Gulen, Erdogan, Gul vs, Erbakan onderliginde din maskelerini takip sinsice siyasete sizarak, birer, birer makamlari ve sivil kuruluslari ablukaya alip mevkiilerini garantiledikten sonra, Kamuya ait olan ne varsa, calarak, cirparak yagmalama seviyesinde ozellestirip, ceplerini doldurduktan sonra, kendisi olmasada, yalnizca adi kalan demokrasiyide tamamen gasp ederek, hak,hukuk, adalet, kanun tanimadan bir totaliter rejime getiren en son darbe bu namus,seref yoksunlari olan iktidardan gelmistir ve halen devam etmektedir, kanimca Cumhuriyet devrinin en hain, en dejenere, en namussuz hukumetidir. Maalesef bu cennet vatanimizi hukumet adiyla, her anlamda yagmalarken, siyasetci olarak bildigimiz o hainler, kayitsiz sartsiz egemen olan milletim ise seyirci kalmissa, tavsiyem ulu onderimiz Ataturkun genclige hitabesini ezberlemeleri`dir. Australyadan selam ve sevgiler......
@@duygumazosisti6351 sen lgbt birey olarak neden biraktim diye aciklama yapmissin. Madde 1’e Gezi Park’ina katilmis, aydın, heteroseksüel genc diye degistir, 2013 sonrasi gidenlerin yarisindan fazlasinin ne ayyaş, ne çapulcu, ne sürtük oldugunu teyze hariç herkes anlayabilir
Almanca tercüman çıkışlı biri olarak şuan tehlikeli madde taşımacılığı ve teknik servisci olarak çalışıyorum. Aileci biri olduğum için Türkiye'de devam ediyorum fakat muhtemelen birkaç yila kadar ben de Avrupa'ya goc edeceğim çünkü meslek zor ve önü cok açık. Ben ekonomik sebeplerden ziyade aidiyet duygum olmadığı için gideceğim. 77 bin liralık maas bodrosundan elime gecen 50 bin lira olunca ve o verilen 27 bin liralık maas vergisinin milletvekilinin kızının gucci çantasına gideceğini bildiğim için. Yamyamlar gibi somurulmemek. Parazitleri beslememek için.
@semihakaratepe3443 Kanka bu sektördeki maaşlar Almanya'da brüt 3.5k Euro. Ben Steuernklassen 1 den hesaplanacagim için her türlü takribi mesai olmaksızın 2300 Euro dolaylarında netto alırım. Zaten en basit ADR fahrerler bile netto 2200k kazanıyor biliyorsun. Bak senin için en pahalı semtten Wg fiyatlarına baktım (Stuttgart) hani rostock falan da değil. 530 Euro'ya nebenkosten inklusiv hâlde bulabiliyorsun. Bak rostock falan desem 350 eurolara iner bu biliyorsun. :D full abonelik ulaşım 50 Euro telefon paket 50 Euro sigaram alkolum yok gıda masrafı 300 Euro yan giderlerim 300 Euro acil ihtiyaclar için 100 Euro da gitsin. En kralını harciyim 1200 Euro olsun senin için. Maaş takribi 2200-2400 Euro eee? Geri 1000 Euro zumindest bana kalmıyor mu kanks? Evli adam için Almanya zor biliyorum ama bekar adam için cennet bunu biliyorsun.
Ömür Londra’dan dönmesini rasyonalize etmeye gelmiş veya toksik vibe’ı orada sökmeyince dönmek durumunda kalmış ve bunun kendi seçimi olduğuna inandırmaya çalışıyor. Allah kendisine hımm çok haklısınız pijama hanım en rahat sizsiniz demek zorunda olan sub-ordinate’larına sabır versin.
Biraz da ben fikrimi belirtmek istiyorum 1 yılını bu ayın başında doldurmuş Almanya’da bir hemşireyim. Türkiye’de devlette de özelde de çalıştım ve toplam 7,5 yıl deneyimle buraya geldim. İyi bir üniversiteden İngilizce mezunum lakin burada gelince 3 aylık bir denklik eksik çıktı ve yaklaşık 7,5 ayda bunu tamamladım. Buraya büyük bir öfkeyle geldim ve her tatilde büyük bir öfkeyle ülkeme gidiyorum;çünkü bizi buralara süren sebepler ve yaşadığım ülkede bunları asla görmemem bu iki ülke arasında bu kadar çok uçurumun olması beni çok öfkelendiriyor. Burada herkesin çalışıyor olması,üst yöneticilerle arkadaş gibi konuşabiliyor olmak,derdini anlatabilmek, Sevmediğin konularda ısrarla sevmediğin şeylerin yapılmaması; İnsan olarak görülmek insan gibi davranılmak benim açık net gördüğüm en iyi fark. Türkiye’de tam tersi bişeyi sevmediğini söyle yöneticilerin ısrarla onunyapar,işe değil sanki psikolojik savaşa gidiyorsun,karşındakini küçük görmeme de bonusu. Nereye gidelim hangi şehre? Ayşe değişir Fatma gelirseler gider Mehmet gelir hepsi aynı değil mi?! Siyasete girmiyorum bile. Eğitim hukuk hak getire ! Manipüleye gelmeyin göç için mantıklı Türkiye’de çözemeyeceğiniz sebepleriniz varsa gidin görün yaşayın ne kaybedersiniz para biriktirip dönersiniz en kötü gezdiğiniz ülkeler tecrübeler cebinize kalır.
Bundan bir bucuk yıl önce istanbulda 10 tane kızın aynı evde yaşadığı bir apartta yaşayan beyaz yakalı biriydim . Tam terfi aldığım anda kafayı kırıp pılımı pırtımı toplayıp Taylanda geldim . Ilk geldiğimde işimde yoktu ne yapacağıma dair fikrimde tek bildiğim artık türkiye maceramın sonuna geldiğimdi . Şimdi anaokulu oğretmeni olarak çalışıyorum . Bangkokda 3 katlı bir evde yaşıyorum . Artık hayal kurabiliyorum . Ve gerçekten yaşadığımı hissediyorum . Yurtdışında yaşamanın elbetteki bir çok sorunu var fakat en azından nefes alabiliyor insan . Pazar gecesi saat 2de mail atan seniorlar yok mesela yada memlekete dön kız çocuğu istanbulda tek yaşayamaz diyen bir aile . Sadece ekonomide değil olay toptan bir kültürün yenilenmesi gerekiyor bizim ülkede .
Belgesel gayet keyifli olmuş. Ömür Hanım’ın olduğu bölümler memlekette kalmaya niyetli son birkaç kişiye de “daha ne bekliyorsunuz gitmek için” mesajı vermiştir muhtemelen, Allah birlikte çalışanlara yardımcı olsun.
47:00’dan sonrası videoda benim yaşadığım hislere hitap eden bölümlerden biri kesinlikle! 5 yıldır İtalya’da yaşıyorum ve sanatla uğrasıyorum burada kendimi daha değerli hissediyorum İtalyan dili kültürü vs ülkemle bağdaştırdığım karakteristik özellikleri neticesinde biraz burayı seçtim fakat açıkçası son zamanlarda beyin göçünün haklı veya haksız birçok sebeple özentileştirildiğini de düşünüyorum sanki bana popüler kültürün dayattığı yurtdışında yaşam mücadelesi verme gibi de geliyor herkes için bu mücadelenin zorlukları ve kolaylıkları tartışılır tabi fakat Türk milletinin çoğu zorluğu bile aşarak hayatta kalabilen bir yapısı var bu birçok ülkede rahatlıkla başının çaresine bakabileceği anlamına geliyor, ama yine de aşamayacağımız bir konu daha var o da aitlik konusu ne kadar farklılıkların güzelliği herkesi cezbetse de bunun önüne geçemeyerek bi yerde kendi kültürümüzü arıyoruz. Şahsen ilerde kendi hedeflerim doğrultusunda ülkeme geri dönerek kendi kültürümle spiritüel ve manevi anlamda daha doyum verici bir hayat sürebilirim diye düşünüyorum bu doyum yurtdışında konforlu hayatın bana katamayacağı farklı bir doyum olurdu kesinlikle!
Emegi gecen herkesin eline sağlık. 6 senedir, başka ülkede yasayan ve vatandaşı olmuş biri olarak birkaç şey paylaşmak istedim. Durumu çok iyi özetlemişler ve tum sorunların kaynağı politik, umarım yakin zamanda giderler. Omur Kula'nin cogu söylemine katılmıyorum. Özellikle üslubunu çok hatalı buldum, kendi fikrini beyan etsin ama neden 'yurt disi calışma onay mercii' gibi davranmış anlamış degilim.
46:46 daki arkadaşa katılıyorum. 48 yaşındayım ve 26 yıldır ABD deyim. Son 18 yıldır Californiada maddi , ailevi ve arkadaşlık olarak iyi şartlarda yaşıyorum ama yurtta bahsettiği o detaylar insanı dönmek için hergün dürtüyor. Tek yaşıyor olsam eminim ki dönerdim ama çocukların geleceğini hesaba kattığında işin matematiği değişiyor gerçekçi olmam gerekirse.
Ordu’daki otel yangınından 2 gün sonra izliyorum bu yayını. İnsana, canlıya değer verilmediği için gittiğimi yeniden hatırladım. Ölsek bile hakkımızın savunulmayacağını bilerek yaşamanın ağırlığı sebebiyle…
Güzel bir video olmuş. Gerçi sadece 4-5 kişilik bir örneklem ile komplike bir konuyu işlemek kolay değil, ama gene de iyi bir iş çıkarmışsınız. Tebrikler 👋 Yurt dışında (Almanya ve ABD) 18 yıl, Türkiye'de de 16 yıl iş ve yaşam tecrübesi olmuş biri olarak belki bazı arkadaşların daha bilgiye dayanan kararlar vermelerini sağlayabilirim diye bir yorum yapmak istedim. Bu arada oğlum da şu an Londra'da okuyor. Her şeyden önce yurt dışına gitmek şu an bir moda haline gelmiş durumda. Özellikle gençler ne olursa olsun fazla düşünmeden gitmek istiyorlar. Bu konuda Ömür Hanım'a hak vermemek elde değil. Ancak genç insanlardan da her şeyi tartıp biçerek rasyonel bir biçimde karar vermelerini de beklememek lazım. Ben de zamanında ne olursa olsun Türkiye'den gitme motivasyonuyla Berlin'e gitmiştim (hiç pişman olmadım). Sadece ekonomik koşullar mı insanları yurt dışına çekiyor? Bu bazıları için ana sebep olabilir, ama özellikle gençler için böyle olduğunu düşünmüyorum. Hassas konulara fazla girmeden söylemeye çalışayım. Bence konu özgürlük ve insanca, medeni bir şekilde yaşayabilmek. Bunu tabi ki ekonomik özgürlüğünüz olmadan yapamazsınız. Bazı katılımcı arkadaşların da belirttiği şekilde medeni şartlarda ve makul bir gelir elde ederek çalışmak ülkemizde her zaman mümkün olmayabiliyor. Ama dediğim gibi tek konu ekonomik değil. Medeni, kimsenin kimseye karışmadığı, herkesin özgürce yaşadığı, hukuka ve kurallara bağlı, birbirine saygılı davranan insanların olduğu yerler bizleri çekiyor. Bence mümkünse herkes (en az 4-5 yıl) yurt dışı deneyimi kazanmalı. Ancak o zaman kendisi için neyi tercih ettiğini tartıp biçme durumuna gelebilir. Ayrıca hayat bir günde bitmiyor. Belli bir dönem yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönmek bazıları için pekala rasyonel bir davranış olabilir. Gençlere de bunu önerebilirim. Ama Türkiye'ye dönecekseniz, iyi para kazanacağınız bir şekilde dönün. Olmuyorsa yurt dışında kalın. Türkiye'de belirli bir yaşın üzerinde, (iyi para kazanıyor olma şartıyla) toplumdaki medeniyetsiz ve saygıdan yoksun insanların az olduğu yerlerde yaşamak mümkün. Kendi işinizin sahibi olabilirsiniz, veya üst düzey yönetici/danışman olabilsiniz. Bu olabiliyorsa Türkiye'yi de değerlendirmenize alın. Yoksa hiç dönmeyin. Herkese başarılar dilerim.
25 yaşımda bir kadın olarak tek başıma göçtüm. Öncesinde de dünyanın çeşitli ülkelerinde gezerken bazen karşılaştığım kişiler (özellikle Türkler) nasıl yapıyorsun, nasıl cesaret ediyorsun, korkmuyor musun? gibi sorular soruyorlardı. İstemsizce gülüyorum ve yanıtım şu oluyor: ''ben Türkiye'de yaşadım...'' Türkiye'de yaşayıp/hayatta kalabildikten sonra tam olarak ne beni korkutabilir ki pardon? Özlem her zaman olur, geçer; hiç pişman olmadım; olacağımı da sanmıyorum. Herkesin aklı kendine, dönmeyi doğru bulanlar sessizce dönsünler, herkese akıl satmaya çalışmak/ kendi ulvi ve mutlak doğrularını dikta etmeye çalışmak neden? Edit:imla
Ömür Kula'nun tum soyledikleri 1:03:40'ta o siren sesi gelen yerde kurdugu cumle ile COP oldu... Bahsettigi kadar pozitif bir ulke olsaydi TR, o cumle aklinin ucuna bile gelmezdi. Artik herkesin aklina gelen o cumle bir ayrilis motivasyonu. 2006'dan veri yurtdisindayim. 1saniye bile pismalik yasamadim, donmek aklimin ucuna bile gelmedi. Imkani oldugu halde gitmeyenin yada gidip de romantik hallerden geri donenin aklina sasarim...
Ben de gidenlerden biriyim. Ve imkanı olan herkesin yurt dışı tecrübesi edinmesi gerektiğini düşünüyorum. Geri dönmeye gelince, o sonraki konu benim için. Geri dönerim zaten diye gelenlerin uyum sağlayamadığını gördüm çünkü. Diğer yandan yok tavşan dağa küsmüşmüş, yok bu sevgili değilmiş falan gibi manasız sözlere aldırış etmemenizi tavsiye ederim. Toksik bir sosyal çevreden uzaklaşıp insanca şartlarda yaşamak ve çalışmak herkesin hakkı. Türkiye'de çaba sarfeden insanlara saygı duyuyorum fakat benim inancım kalmadı. Zira her köşe başı tutulmuş hissi çok güçlü bende. Ibni Sina ile bitireyim : ''Sanat ve (b)ilim saygı görmediği yerden kaçar.'
Ömür hanımın aslında "anlamlı yer değiştirme" diye tanımladığı ve kendi içinde tutarlı ve mantıklı duran şeyin aslında kendi dünyasında farklı karşılıkları olduğunu düşünüyorum. Yani Ömür hanım kendisini muhtemelen iş piyasalarına yön veren dünya üzerinde sayılı liderlerden birisi olduğunu düşünüyor. Oturduğu koltuğun etki alanının (aslında o vb. bir çok insan gibi) çok büyük olduğunu ve sözleriyle, düşünceleriyle kitleleri etkilediğini düşünüyor. Kendi iş hayatımdaki tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki; Ömür hanım ve benzeri profillerin narsistik kişilik bozukluğu yaşadığı aşikar. Zaten sistem bu tip insanları o koltuklara oturtuyor. Yani zaten çoktan kendisini kandırmış bir insanın başkalarını kandırması çok muhtemel ihtimaline para ödüyorlar. Bir kaç mantıklı şey söyle, sürdürülebilirlik kelimesini aralara sıkıştır, her akıma hak ver ve birazda eleştir, başına bela olabilecek yerlerden uzak dur al sana Ömür hanım ve benzerleri. Ömür hanım aslında kendi dünyasından şunları söylüyor; elimin altındaki yıllarca sömürdüğüm ve karşılığında hiçbir şey vermediğin işgücü saçma sebeplerden yurtdışına gitmek istiyor. Gitmesinler çünkü benim asli vazifem şirketimin karlılığı. Bunu da eğitimli ama ucuz işgücünü kullanarak yapabilirim. Ömür hanımın özelinde gibi olsa da Türkiye'deki muktedirlerin, iktidarların ve sermayedarların zaten yıllardır yaptıkları şey bu. İnsanın değerli olmadığı sadece kendi ceplerinin değerli olduğu bir sistem. Çetin Altan'nın dediği gibi şirket, ülke gibi konulara gelince "biz aileyiz" ama cüzdanlar ayrı. Ömür hanım statüsünden bağımsız samimi biri olsaydı tüm bu yaşanan beyin göçünün sebebini önce hükümete, sonra patronlara sorardı. Ama bunun yerine Ömür hanım kime kızacak tabi ki yıllardır sömürdüğü ve değersiz birer kelle olan "beyaz yaka" ya kızacak. Türkiye'de sallaması en kolay grup beyaz yaka oldu. Bunda beyaz yakanın yıllardır örgütlenmemesi ve bu kalıbın dışına çıkmamasını da söylemek lazım. Özetle, Ömür hanım ve benzerlerine şunu söylemek istiyorum. Vasatlık sizin yarattığın bir standart ve şimdi daha az kazanacaksınız diye kimseye "bisiklet sürmek istersen burada da sürebilirsin." diyemezsiniz. En çok da böyle ufak gibi görünen şeyler için gidip bir daha dönmemeyi düşünüyor bir çok insan.
hanımefendi zaten giden gençlerin, neden gitmek istediği ile ilgili bir fikri de yok, sanırım ne şartlarda olursa olsun verilen işin lütuf olduğunu düşünüyor, yabancı bir şirket zor birşey istemiş de, gidip de hayal kırıklığı yaşayan da varmış da.. ne kadar istisna örnekler veriyor, kesinlikle önce kendisi kızgın, f/p olarak nitelikli iş yaptıracağı düşük maaşlı çalışmak zorunda kalan gençlerin, daha iyi şartlarda yaşayacağı ülkelere gidebilmesine... insanların burada iyi işler yapınca iyi şartlarda yaşamak istemesine şaşırması ne üzücü, izlerken kanım dondu, ne kadar duyarsız bir kadın
2018’de göçtüm, bu sene Avrupa vatandaşı oldum. Avrupa’da her seferinde bir süre kaldıktan sonra memleketim gözümde tutuyor diyorum ama geri gelince de iyi ki gitmişiz diyorum. Türkiye şu anda çok saçma bir durumda. Maaşlar düşük, fiyatlar nerdeyse Avrupa’dan pahalı…
Merhaba Türkiye'de çalışan bir mühendisim. Yıl olmuş 2024 Almanya şuan bizlere hala 3500 euro net maaş anca teklif ediyor. Düzgün şartlarda (iyi bir ev, wg falan değil, hobilere harcamalar vb.) yaşayınca da geriye 1500 euro Almanya'da kalacaktır. Bizler Türkiye'de de o parayı kenara koyabiliyoruz. Bu durumda ne motivasyonla gelinmeli? Maaş vurgusu yaptığınız için size yazmak istedim.
7:29 Amerikan lisesinde oku, Sabancı’dan mezun ol, 1 sene account executive olarak çalıştıktan sonra hayatının hiçbir döneminde yöneticilik pozisyonu dışında çalışmayan biri olarak sonraki kuşakları konforlu evinden eleştir : ) saat 5 ten sonra çalışmayı istememek gelişmekte olan bir ülke insanı için doğru bir şey değilmiş. 100 yıldır hala gelişmekte olmak bu gençlerin suçu mu?
Yüksek lisansıma uygun bir iş buldum. Avrupa'da bir ülkede, bir ABD firmasında çalışıyorum. Birkaç yıl kalır, sonra da iyi bir tecrübe ile dönerim diyordum. Şu anda yaşadığım ülkenin dilini öğreniyorum. Yakın zamanda dönmeyi de düşünmüyorum. Birkaç yıla Türkiye'deki mal varlığımı buraya taşıyabilirim. Neden buraya geldiğimi sorarsanız; patrona ne zaman zam alacağız (aylardır almıyorduk) diye sorduğumda "yaşıyor musunuz, yaşıyorsunuz... ne zammı" yanıtı almam oldu. 1 ay sonra bu işi bulup 2 ay sonra da taşındım.
bu ülkedeki insanların mutsuzluğunun tek sebebi işverenler patronlar, bir şirkette finans için görüşmeye gidiyorsunuz, günde 10 saat finansmı olur, haftada 6 gün çalışmak nedir, yasal da değil neden böyle bu çalışma saatleri dedim, birde bana diyorki iş görüşmesinde, "şoför de işten çıktı yarın gelmiycekmiş ihbar süresi var" diyor, "çalışanlar da bize yasal değil" diyor utanmadan, avrupada yaşamış ordan gelmiş burda piyasa hiç güzel değil diyor, haftada 30-35 saat çalışılan ülkeden gelip burda 60 saate asgari ücretle insan çalıştırıp aynı medeniyeti bekliyor, türk insanı ahlaksız bu kadar basit
Bu filmi yapan arkadaslarin emegine saglik. Filmi yapmaya karar verirken baska, filmi yaparken baska dusunceler olusmus sanirim zira icerik baslikla uyumsuz olmus. Gidenlerden biri olarak ben de eksikleri toparlamak istiyorum. Oncelikle Istanbul'u ele alalim. Gidenler, gecmise degil gelecege dair kaygilarla gidiyorlar. O zaman 10 yil onceki Istanbul ile bugunu kiyaslayalim, cok hizli bir erezyon var. 10 yil sonrasina hic pozitif bir duygu vermiyor. Deprem riski! Bu da bir sebep. Istanbul'u terk etmek gerekiyorsa bari citayi yukseltip daha iyi bir yere gidelim dusuncesi. Evet evet, Istanbul'dan gidilmesi gerekiyorsa cevren, arkadaslarin, sosyal ortam zaten kaybedilecek . Video'da hep bu olguya sarilinmis ama maalesef Istanbul cok ciddi deprem riski uzerinde yasiyor. Istanbul'da depreme karsi yapilan calismalar olayin buyuklugune kiyasla cok kifayetsiz. Konusmacilar genellikle sosyal konularda uzmanliklari olan kisiler olmus oraya muhendis , doktor kisiler cagirilsa soylesinin yonu cok farkli olacakti. Turkiyede egitim ile ilgili sinav sistemi hep kazanilmasi gereken bir sinav dayatmasi getiriyor. Oysa biraz stratejik bakarsaniz kazanilan birsey yok, sadece ulke ogrenci yerlestiriyor. Mesela eskinin cok populer universitesi Bogazici universitesinde sosyoloji veya filoloji okuyan biri mi zeki yoksa Yildiz Teknik Universitesi'nde Makina Muhendisligi okuyan biri mi? Yaristirmak icin yazmiyorum, bir fark oldugunu dusunmuyorum universite sinavinda ilk %10'luk dilime girenler asagi yukari ayni kapasitede insanlar ve beyaz yakalilar denen kesim bu kesim. Neyse her ikisi de Turkiye'de universite kazanmak icin caba harcayacagina yurt disinda bir universiteye yerlesmek icin gerekenleri yapsa rahatlikla tam bursla okuyacagi bir universiteye yerlesirler. Ogretilmis caresizlige mahkum kalmis durumdalar ve bu her konu icin maalesef boyle. Bu konuyu da analitik dusunceyle atlattiysak gerisi zaten corap sokugu gibi gelecektir. Ekonomi, hukuk, insan haklari ve diger konulara girmeye gerek yok 10 yil oncesine gore bir degerlendirme yaparsak 10 yil sonrasi icin de bir fikrimiz olusacaktir zaten. Netice olarak video madalyonun diger yuzunu tam yansitmamis. Umarim bir gun hersey cok guzel olur ancak gidenlerin hayat cizgisi ve bu zaman dilimi icin pozitif olmak cok zor. Yasar Kemal'e gelecek olursak , onun gencliginde yasadigi ve sikayet ettigi Turkiye bugune gore cok daha iyiydi. Bence Yasar Kemal bugun genc olsa hayal kirikligi problemimiz pek olmazdi.
Eşim yazılım mühendisi, ben endüstri mühendisiyim ve özel bir firmada tedarik zinciri yöneticisi olarak görev yapıyorum. Gidiş amacı ve motivasyonu herkes için farklıdır. Bizim için toplumun genelinin ve iktidarın düşünce yapısıyla uyumsuzluk gitgide büyüdü ve bunun değişmeyeceğine karar verdiğimiz anda yurtdışında çalışmaya karar verdik. Şimdiye kadar pişman olmadık, aksine hem hayata bakışımız gelişti, hem de yeni insanlarla tanıştık.
2023’te Tr’de tıp bitirip UK’ye geldim ve şuan doktor olarak dahi çalışmıyorum.Sadece şunu söyleyebilirim,İngiltere’ye gelmem bu zamana kadar verdiğim açık ara en doğru karar.
Ah be guzel kardesim, inanki haksiz`sin diyemem. Cumhuriyet devrinin en namussuz,serefsiz ve imansiz bir iktidari yonetiyor son 20 kusur yildir Turkiyemizi, Kamu kuruluslarini satip savurup zengin olan, hak, hukuk ve adaleti kundaklayan, siz genclerin gelecegini calan, Milletin egemligini calan, yuzunde din maskesiyle bir fasizim siddetinde totaliter rejim uygulayan iktidara birakmayin bu cennet vatanimizi sakin, guclenip geri donun ve akillica orgutlenip mucadele verin benim guzel kardesim. Avustralyadan sevgiler
Ömür hanım gerçekten çok toksik. Böyle insanların yönetici olduğu bir yerden gençlerin kaçmak istemesini anlatarak değil direk göstererek belgesele eklemeniz çok yararlı olmuş. Onunla çalışanlara geçmiş olsun.
Yurtdışına taşınmış, burada sıfırdan kariyer kurmaya başlamış birisi olarak videoda bahsedilen bazı konulara cevap vermek istiyorum. 1) Türk inşaat mühendisi olarak sırf Türk olduğum için benden beklentinin yükseldiği oldu. Türk inşaat mühendisleri ile ilgili kötü bir şey duymadığım gibi genelde beklenti otomatik olarak yükseldi. Ayrıca bulunduğum şantiyede onlarca Türk mühendis var ve hemen hepsinden şirketleri çok memnun. Yalnızca tek bir arkadaştan memnun kalınmadı o da Fransa doğma büyümeydi ve klasik yobazdı. 2) işe bisikletle gitmek istiyorum sözünü bisiklete binme arzusu olarak görmek ve buna karşılık küçük şehre git orada bisiklete bin demek ahmakça. Birincisi küçük şehirde yeteri kadar iş imkanı var mı? İkincisi küçük şehirde dahi taşıt yolunda bisiklet kullanmak zorundasın trafik buna göre ayarlanmamış 3) sosyal çevre olmaması konusunda da şunu söylemek istiyorum. Yurtdışında Türkiyelilerin Türklerden uzak durmaya çalışması da çok gerçekçi gelmiyor açıkçası. Çünkü espiri yapamıyorsun seviyesindeki ilişkini Türklerle kurduğun arkadaşlıklarla aşabiliyorsun tabi ki Türklere takılı kalınmaması gerektiğini düşünüyorum fakat komple uzak durmak biraz saçma geliyor. 4) biz gelişmekte olan bir ülkeyiz 5ten sonra da çalışmalıyız bence yine ahmaklık. Benim gözlemim şu ki biz Türkiye’de gelişmekte olan bir ülkeyiz diye diye taş toplayıp taşları üst üste koyuyoruz günde belki 10 Taş’ı üst üste koyuyoruz ama inşaa etmiyoruz sadece yığıntı yapıyoruz ve en ufak sarsıntıda yıkılıyor. Burada ise günde 1 tuğla koyuluyor fakat bir duvar oluşuyor. Ayrıca ülkenin ya da toplumun yeterince gelişmemiş olması neden benim ailemle ya da benim kendi hayatımdan çalsın? 5) bence videoda bahsedilen en önemli gerekçe güven eksikliği. Biz taşınmadan önce düşüncem bir milletvekilinin oğlu arabasıyla bana çarpsa adalet yerini bulur mu? Sorusuydu sonraki yıllarda gördük ki bulmuyormuş. Ne yazık ki Türkiye’de adalet yok. Devletin adaleti yok sosyal adalet yok insanlar kendi adaletinin peşinde koşmaya başlamış ve bu çok korkutucu.
Keyifli bir belgesel olmuş, teşekkürler. Gidip dönmenin ya da yerleşmenin, bir süre sonra geri donmenin kişisel, politik, ekonomik, duygusal pek çok boyutu olduğunu düşünüyorum ben de ve bu boyutlar bazında herkesin kendi kararını enine boyuna düşünüp vermesi gerektiğini, yurt dışı deneyiminin tamamen pozitif olmadığını paylaşmışlar ve buna katılıyorum. Herkes kendi tecrübesini ya da kendi yakınlarının tecrübesini genellemeden kişisel deneyimini paylaşmakta özgür. Yurtdışına kariyer odaklı gelmiş biri olarak her geçen gün geri donme fikrine biraz daha yaklaşırken bir o kadar da dönme durumunda şu an sahip olduklarımdan uzaklaşacağımı da biliyorum ve bu durum beni korkutuyor. Çünkü ben de burslarla okumuş düşük gelirli bir ailenin çocuğu olarak kendi imkanlarımla geldim ve yanlış karar verip duygusal ihtiyaçlarımı onceliklendirmekten korkuyorum. Ancak düşünmeden de edemiyorum ki Atatürk ve arkadaşları gibi donanımlı ve zeki kişiler kendine yurtdışında bir gelecek kursaydı şu an nasıl bir hayatımız olurdu. Eğer bazı şeylerden fedakarlık etmek bizlere daha çok şey kazandıracaksa uzun vadede ki buradaki biz daha toplumsal bir biz, kendimizin hakkını yemeden bunu yapabileceğimizi düşünüyorum. İster yurtdışında ıster ülke sınırlarında yaşamayı seçelim bu bizlerin ülkemizi sevmesine ve onun için onu geliştirmek için çalışmasına engel olmamalı. Dolayısı ile konu giden kalandan ziyade geliştirmek için kim ne yapabilirse onu yapmalı olmalı diye düşünüyorum. Şahsen videodaki arkadaşın bahsettiği gibi bunu Türkiye’de yapabiliriz anını pek çok kez yaşadığım oluyor ve bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyorum. Nedense günlüğe döndü yorumum ama sanırım buna ihtiyacım varmış ki yazmak iyi geldi.
28:59 ne saçma bir söylem olmuş. İstanbul’da yaya olmak bile suç neredeyse, motosikletleri yakında ava çıkacaklar, bisikletle işe gidip gelinebilirmiş 😂
2012 den beri avrupada yasiyorum. Egitim icin geldim. Bachelor ve master egitimimi Viyana ve sonrasinda Frankfurtta tamamladim. Söylenecek o kadar cok sey var ki. Isin kariyer kismi, duygusal kismi, kültürel kismi. Seneler gectikce yogunlasan damitilan bir dolu tecrübe, his ve yasanmislik. Cok güzel bir video olmus. Benim de hissettigim, katildigim ve katilmadigim cok konu oldu. Cok keyif aldim izlerken. Tesekkürler!
İş hayatına Türkiye'nin anlı şanlı en büyük özel bankalarından birinde başladım. Tatil planı yapıp belli tarihlerde izin almak istediğimi söyledim. Müdür şöyle demişti: 'Tatil, çalışanın şahsi meselesidir. Şahsi meseleler de beni ilgilendirmez.'
6 yıldır Avustralya’da yaşıyorum geldiğimde 28 yaşındaydım. Söylenenlere katılıyorum fakat 6 senede sadece konaklama ve eğitim için ki bunlar benim Türkiye’de harcama kalemlerim değil toplamda $120k. Aslına bakarsanız kazancımın tamamına yakınını sistem benden geri aldı bu rakam içerisine vize, sağlık sigortası dahil değil. Burada kalma nedenim covid 19 di ve kısmen oturuma yakınım bu yüzden bir süre daha kalıp dönüp geleceğim. En güzel ve verimli yaşımda başka bir ülkenin çarkını çevirip sonucunda büyük bir ekonomik imkana sahip olmamak aslında büyük bir kayıp. Türkiye’de benzer statüde yaşayan arkadaşlarımın birikimi hayat düzenini düşündüğümde aslında çokta mantıklı olmadığını söyleyebilirim. Sosyal psikolojik olarak yalnız başına olmak ve her iki senede bir arkadaş çevrenizin değişmesi her işe tek başınıza koşmanızda cabası.
Ah be guzel kardesim o kadar haklisin`ki, seni takdir ediyorum dogrulari ve gercekleri yazdigin icin. Ben 53 senedir Avustralya`dayim fakat burasi 70 lerin sonuna dogru her anlamda kotulesti ve simdi ise hukumet resmen buraya heves edip gelmek isteyen herkezi, soyuyor status tanimadan, ticari bir gelir olusturdu gocmenlik konusunda. COVID`de burdaysan gormussundur nasil fasist bir yonetim uygulayarak, sakince protesto eden halkini, polis zehir sikip, silahla vurup darma duman ederek, Melbourne dunyanin en uzun ev hapisi uygulanan sehiri oldugunu. Burayi tanimadan heves ediyorlar fakat buranin hapishanesi calismak ve cok duzenli, ayarli robot gibi monoton olusundan insanlar farkinda bile olmuyor bir acik hava mapusu oldugunu Avustralyanin, hep oyle degildi ama. 1971 de geldigimizde hakikaten her anlamda bolluk ve hur bir yasam tarzi vardi ve "the lucky country" olarak bilinirdik. :) Sorun bizim vatanimizda degil guzel kardesim,ulu onderimiz Ataturk ten sonra, cani gonulden memleket ugruna calisan olmadi ve kanimca, Cumhuriyet devrinin en hain, serefsiz ve dejener iktidari bu son 20 kusur yildir din maskesi ardinda islemedikleri suc ve rezillik kalmayip, bir totaliter rejimle agzi iyi laf yapan despot`un olmayan vijdanina kalmis durumda ve durumlar vahim. Melbourne`dan sevgiler
sizin söylediğiniz harcamalar o ülkede vasıflı bir insan olmak için yaptığınız yatırımlar aslında.Avustralyada bu parayı 2-3 yılda çıkarabilirsiniz.Türkiye şuanda OECDD ülkeleri arasında alım gücünün,çalışma şartlarının ve bireysel özgürlüklerin en düşük olduğu ülke.Türkiyedeki kazandığınız 1500-2000$(beyaz yaka yönetici maaşları) alım gücü ile Batıda herhangi bir ülkedeki 1500-2000$(Mcdonaldsta patates temizleyenlerin kazandığı para)alım gücü bile aynı değil.Türkiyedeki dandik 10 yaşındaki araba 30k$ aynı araba batıda 7-8k$.Telefon,giyim,yaşam masrafları ve kimsenin bahsetmediği faiz oranları da felaket.Türkiyede faizler o kadar yüksek ki(ekonomist sağolsun)kredi çekip mal mülk veya en kötü elektronik bir eşya bile almak çok zor.Insanların çalışma ve yaratıcı olma şevki kırılıyor zaten en baştan bu sebeplerden dolayı.
@ 3 seneyi geçtim geleli. Bu 4. gelişim bu ülkeye. Avustralya’da yaşadım. Amerika’da birkaç defa bulundum. Merak etme. Senin yaşından fazla tecrübem var. Sayılı olmayı öğreneceksiniz…
Burada eğitimsiz, kaba ve kalabalığız ondan bu sıkıntılar. Boğaziçili çocuğun Türkiye'de bir ekmeği 5 kişi paylaşıyor isveçte 2 kişi demesi çok doğru. Hem geçinemiyorsun hem de üstüne kaba ve saygısız insanlar. Bir yanım bunu biz düzeltebilir miyiz ki diyor bir yanım biz değilsek kim düzeltsin... Özetle düşündürdü beni film, güzeldi. "Yaşar Kemal'i hayal kırıklığına uğrattık."
Bence yurt dışına giden arkadaşlara yitirilen kaybediken güç olarak bakmamak lazım. Türk gencinde türk insanında vatan sevgisi her daim olur ve Türkiye onlar için elverişli konuma geldiği zaman hiç düşünmeden ekonomik durumlarını düşünmeden kopup gelirler. Geldiklerinde de artık Türkiyedeki beklenen gelişmeleri sağlarlar. En azından Türkiye eninde sonunda zihniyet değiştirmek zorunda kalacaklar ....bu nedenle bu gençler büyük bir umut ışığı olacak....
sondaki sahnelere ithafen: değinilen konuların yanında ufak kalacak ancak; Türkiye'de genel olarak çok büyük bir gürültü kirliliği problemi de var. insanlar içinde yaşarken belki fark etmiyorlar ancak gereksiz klakson, siren vb. sesleri insanları çok tedirgin ve gergin hâle sokuyor. sonra da herkes en ufak bir olayda patlayıp birbirlerine saldırıyorlar...
Gitme sebebi sadece ekonomik olanlar için çok büyük fark olduğunu düşünmüyorum ama diğer sebepler için gidenlere çok farklı ve ilk zamanlarında zor bir süreç var. Türkiye'de iş aramayan, işin teklif ile geldiği bir kariyerim varken şu an iş bulmak için bir tarafımı yırtacağımdan eminim. Ama beklentim ekonomi değildi. O yüzden çabam hep devam edecek.
Omur Kula hanim, In my humble opinion, I think you are a little on the "institutionalized" side of the spectrum in comparison to the general population of Turkiye. Blessings from Melbourne/Australia.
Şu araya girip Avrupa'ya gitmemek için nedenler sıralayan teyzeyi çok seslilik olsun diye belgesele eklediğinizi anlayabiliyoruz fakat aşırı saçmalıyor ve alaycı bir tavrı var. Türkiye'yi ve Türk halkını tanıdığını zannetmiyorum ufak bir komünitenin içerisinde yaşadığı aşikar.
Türkiye'de Avrupa ile kıyaslanabilecek rahatlıkla işe bisikletle gidip gelinebileceğine inanan bir insan olmasından kendisine dair yeterli çıkarım yapılabilir zaten. Hele Istanbul'da iş yeri evinin iki sokak ötesinde değilse işe gidemez, gitse bu defa dönemezdi.
Videoyu daha bitirmedim 11:00 da eklenmeyen şey “Mavi yakalı”dır. Beyaz ve mavi yakalı göçünden dolayı ilerde yaşanacak büyük eksikliklerden biri de mesleki yetersizlikler olacak. Beyaz yakalıda da girişimci vurgusunu da eksik bırakmadan tabiki
Ben kör ideolojilerden, saygısızlıktan ve din baskısından kaçtım. Herkesin dini, ilgi alanları kendine, bunu anlamak çok mu zor. İstediğim gibi yaşayamadığım bir ülkede kalmak istemiyorum. Aynı zamanda, farklı kültürleri görmek insanın ufkunu açıyor, bambaşka bir insan oluyorsun, kendini Türkiye'nin baskısından, kör dindarlığı ve kör milliyetçiliğinden (herkesi vatan haini, her hoşuna gitmeyeni terörist diye etiketleyen zihniyetten) sıyırdığında daha mutlu oluyorsun, metroda durup duruken sana saldıracak bir amca yok ya da vapurda saldıracak 15 Temmuzcu teyzeler ki bana durup duruken saldırmışlardı.
Evet çok zor bunu anlamaları. Kafaları basmıyor. İstiyorlar ki herkes kendileri gibi kör cahil yobaz olsun. İnsanlıktan nasibini alamamış hırsız çetesi bunlar.
Kusura bakma ama bence sen bir psikoloğa gorun yada otur tekrar düşün. Toplumun yozlaşmasının herkes değerlerden uzaklaşma dan neden olduğunu düşünürken ver Anadolu’da bile kızlar yarı ciplak dolasirken senin dini baskı iddaan çok saçma.
@@Serdengeçti-t9u burada donanımlı egitimli gençler izliyor video yu sen araya karışmısın sanırım beyaz yaka sıfatında yok galiba !!! Arkadaşların yaptıgı yorumlar senin için çok havada kalıyor yada çok yerelleşmişsin anlayabilme kapasiten yok. O yüzden yorma kendini kendini bulacagın videolara geç. Burada ezikleneceksin.
Yağmur hanımın anlattıkları beni de geçmişime götürdü. Ben de Nazilli’liyim. Farklı şekillerle de olsa aynı sebeple ülkeden çıkmak istemişiz. Aynı ilçede kitaplar okuyup ufkumuzu geliştirmişiz. Umarım isteklerinizin hepsine kavuşursunuz.
Ben eşimin işi dolayısıyla yurtdışına geldim. Daha doğrusu Türkiye’de çalışıyordum, işimden de çok memnundum ama eşim Türkiye’de yapamadı. Ayrıca kazancım iyi olmasına rağmen maaşımın yarısını çocukların eğitimine harcıyorduk, oturup hesap yaptığımızda avrupa’da yaşamanın bizim için daha ucuz olduğunu gördük. Eğitim bakımından memnunum ama Türkiye’de çalıştığım sektör burda endüstri mühendisi hatta üniversite mezunu istihdam etmediği için iş bulamadım. Yaşım da biraz ileri ve başörtülüyüm. Eşim kendi firması üzerinden geldiği için ve eu pasaportu olduğu için, başörtüsü de takmadığı için 😒 sorun yaşamadı. Şu an risk yönetimi yüksek lisansı yapıyorum tez aşamasındayım ama çalışmayı çok istediğim halde iş bulacağıma dair hiç bir ümidim yok.
Hangi ülke? Ben 52 yaşında İtalya'da 7 yıl ev hanimligi üzerine iş buldum. Hiç yurt dışı tecrübem yoktu. Türkiye'de o zor şartlarda çalışan her yerde kapılır.
28:57 hanımefendinin kastettiği Türkiye'de de bisikletle işe gidilebilir bahsi buyuk sehirlerde gecerli degil maalesef. E bu yurtdisina göç eden tayfa da zaten buyuk sehirlerde çalışmış, okumus insanlar. Adıyaman'da bisikletle ise gidip gelirsin de iste o adama gore is var mi oralarda? Ozellikle Avrupa'da buyuk sehirlerde bisiklet oldukca guclu bir ulasim araci olarak kullanılıyor. Diyeceksiniz ki Hindistan'da da oyle. Iste yine is meselesi devreye giriuor orada
Herkes kendi hayatını yaşar ve hayallerini yaşamak ister. Kimisi hayallerine ulaşır kimisi sadece onun peşinden gitmekten hoşlanır. Ben bir kaç kişinin yorumundan genel geçer kararlar verilebileceğine inanmıyorum. Toplum olarak gidene de dönenede ön yargılı olmamalıyız. Geleni başarız, gideni de nankör görmemek lazım. 30 yaşımdayım, hiç gitmeyi hayal etmedim, istemedim. Gidenlerin başarılı olup, hayal ettiklerini bulmalarını dilerim🙌🏻
Video başlarken önce alttaki tüm yorumları gözden geçirdim. Ömür Kula gayet makul konuşmuş. Söz aralarını anlayamayanların daha çok mühendis tayfası olsa gerek. Kadın diyor ki, mantık köprülerini düzgün kurun. Size kimse yurtdışında kucak açmıyor. Yani ülkem beni sevmiyor, o halde gideceğim yer beni sevecek gibi bir yaklaşım hatalı ve hatta hastalıklı diyor. Bunu toplumsal buhran olarak tanımlamış. Son derece makul. Birey dediğin varlık evrende bir noktadır. Gitmek isteyen tabii ki kendini gerçekleştirmek için deneyimlemeli. Ama "İstanbul'da bisiklet süremiyorum, o halde Amsterdam'a gitmeliyim" düşüncesi de sakat. Tek ölçüt bisikletle işe gidip gelebilmek ise Konya, Uşak gibi şehirler de bu açıdan tercih edilebilir. Biri de Berlin'de parklar var, İstanbul'da yok demiş. Tek derdin parklar ise doğal ve yapay parkları ile Antalya pekala tercih edilebilirdi. Uzatmayayım. Bir yeri yaşanabilir kılan, bireylerin toplumsal olarak bir araya gelip demokratik biçimde örgütlenerek yaşanabilirlik adına kararlar alması ve bu kararları sebat ile uygulamasıdır. Bu giden arkadaşlar ne zaman ve ne kadar demokratik hak taleplerini gündeme getirdiler? Çoğunluğun hazıra konmak istediğinden, değer verdikleri sistemi korumak ve savunmak için bir eyleme geçmediklerinden eminim. Bu kişiler kusura bakmasınlar, gittikleri ülkenin iki nesil sonrasının garantisini kimse veremez. Hele ki destinasyonları yeni dünya ülkesi değil, kıta Avrupası ise. İşin kötüsü o günler geldiğinde kendilerinde de bulundukları ülkede aidiyet hissi tam oturmadığı için kültürel bakımdan savrulup gidecekler. Doğru olan, bazılarına aşağılık gelebilir ama, göçülen yerde de bir sosyete, bir komünite oluşturmaktır. Mesela bazı batı Avrupa şehirlerinde güçlü, yarı aydın Türk komüniteleri var. Adamlar dinini de kültürünü de dili döndüğünce, kapasiteleri elverdiğince yaşıyor. E peki ABD'de, İrlanda'da, Danimarka'da böyle bir durum var mı? Danimarka'da TEID diye bir dernek var, çok başarılı buluyorum. Bu model diğer ülkelerde hayata geçiriliyor mu? Birader Türk dili, kültürü, edebiyatı, sanatı, müziği vs. kursların var mı? Yurtdışında doğmuş çok ünlü bir Türkçe yazarımız, müzisyenimiz çıkıyor mu? Bunlar önemli, hatta hayati hususlar. Bir yandan çağdaş değerleri savunurken diğer yandan da kültürünü koruyarak geliştirmeyi sürdüren bir Türk insan kitlesinden oluşan bir mahalle var mı? Bunları yapmadan batıya göçmek ne rahat, ne güzel. Derdiniz Türkiye olabilir, nitekim Türkiye'nin çözülmeyi bekleyen ciddi sorunları var. Kimseyi "bu vatana hizmet etmek zorundasın, asla gidemezsin" diye kapıda yakalayıp içeri fırlatamayız elbette. Ama siz Türklük ile sorununuz varmış gibi davranıyorsunuz. Bu ülkenin yakın geçmişe kadar ücretsize yakın iyi bir eğitim alabilen gençleri olarak sizler "Atatürkçüyüm" diyerek 29 Ekim, 10 Kasım gibi günlerde sosyal medya paylaşımı yaparak sorumluluklarınızdan sıyrılamazsınız. Bu paylaşımları yapıyorsanız bunun bir bedeli vardır, yoksa sahtesinizdir. Bu halde yalnızca emperyalizmin değirmenine su taşırsınız.
3 місяці тому+7
O sondaki denk gelme ancak bu kadar veciz olabilir.
Belgesel için teşekkür ederim. Gerçi bu gidişler 1 saate sığmayacak kadar büyük bir konu da olsa, belgeselin iyi toparladığını düşünüyorum. Sizden ricam konuşmacıların ismini, göründükleri her seferde altına yazmanız. ❤
“Yarına güven duymama” sadece bahanedir. Birisi Nişantaşı’nda TR’de 2 evim var. İşim var beni bekleyen. Ona rağmen daha konforsuz olduğum bir California gününe uyanmayı tercih ettim, burası gözüme daha güzel görünüyor o kadar. TR’ye geri döndüm, 9 ay Maçkada, Topağacında gezdim ancak bir şeyler kopmuş anlaşılan. 9 ay sabredebildim. Şimdi Amerikan şehirlerine bakınca keyif alıyorum, karnımı doyurmuyor ama huzur veriyor. Ömür hanımı anlıyorum, asıl dönmek ve TR’de kalmak için kendine yalancı sebepler üretir, onları tekrarlar, her gün kendini ikna etmeye çalışırsın. Başarılar Ömür Hnm.
24 yaşımdayım memuriyeti bırakmayı düşünüyorum statüyü bırakarak yurt dışında en dipten başlamak ne kadar cazip şuanı düşünürsem konfor alanından çıkmak mantıksız 5-10-20 yıl sonrasını düşününce gitmek mantıklı
6 yıldır amerikadayım. Yarısı los Angeles, yarısı ny’ta, mimarım. Önür hanım ve Prag’dan Eskişehir’e geri dönen kardeşim gibi düşünüyorum. Alınacak şeyler alındığında taksimetre artık eksi yazmaya başlıyor, aileden ve arkadaşlardan uzakta. 3 yıldır haber takip etmiyorum, herkese öneririm bunu. Galiba Türkiye’deki hayatımın ezici çoğunlukla iyi anlarını hatırlamam da bundan. Şöyle radikal bir önerim var: ülkemizi,toplumumuzu olduğu gibi kabullenip kendi dalgamıza bakmak. Gündelik hayatta ailemizle ve arkadaşlarımızla güzel vakit geçirmek, ve anda kalmak. Bunu söylerken kadın ve lgbti arkadaşları kapsamıyorum, Türkiye’de gündelik yaşadıkları olumsuzluklara istesem empati kuramam büyük ihtimalle. Bu görüş straight bir erkekten. Uzakta zamanını geçirip sanki asıl geçirmesi gereken zaman onsuz geçiyor gibi hissedenlere selam olsun
Ah benim guzel kardesim, sorun bizim memlekette degil`ki, memleketimizi yoneten sectigimiz siyasilerde. Ruhu sad olsun,ulu onderimiz Ataturk`ten sonra vatan, millet, Sakarya ruhuyla hizmet eden ne bir lider,nede bir iktidar geldi. Tek tuk vatan perver adamlar ciktiginda`da ya hukum giyer, ya surgun`e gider veya kaybolup sistemin kurbani olur, bir aralarida dar agacinda sallanirdi boyle adamlar. Cumhuriyet doneminin, en namussuz,serefsiz ve hain iktidari bence son 20 kusur yilda hizli bir sekilde muz cumhuriyeti olma yolunda ilerliyor. Yuce Rabbim Vatanimi Milletimi koruyup, helal sut emmis ve namuslu liderler nasip eylesin diyerek dilek adiyorsak, demek secimlerde bir ise yaramiyor anlamina gelmistir. Uzun yillardir bende Avustralya/Melbourne`de yasiyorum, her turlu millete rastladim, ama bizim Turk milleti gibi sicak kanli, merhametli, toplum kulturune bagli, cefakar vs bir topluma ait insanlara rast gelmedim, tabiiki genel degerlendirmeyle soyluyorum. Saygilar
Kadınlar ve lgbt hakkındaki farkındalığınız gerçekten çok değerli çünkü dediğiniz gibi empati kuramasanız bile çok daha zor olduğunun farkındasınız. Bun kadınlar olarak erkeklerin çoğunluğuna anlatamıyoruz çünkü görmek istemiyorlar. Maalesef kafanı çevirerek yaşamak bazı kesimler için nerdeyse imkanız..
5 yildir avrupadayim. Ekonomik nedenlerle gelmeyin. TRde ayni kariyere sahip arkadasim euro bazinda benden fazla kazaniyor ve benim dortte birim kadar kira veriyor. Avrupada ortak tatil planlarken o benden daha bonkor. Ama bi dakka bile TRye donmeyi dusunmedim cunku burada kalma nedenlerim sehir, guvenlik, insanlarin medeni olmasi, hobilerim, diger ulkelere kolay seyehat. Para listenizin ilk 5inde bile olmasin. Son olarak avrupada cok sey TRden iyi ama saglik sistemi degil. Kirik kolla 5 saat acilde beklersiniz. Bu nedenle ciddi hastaliginiz veya yeni dogmus cocugunuz vs varsa bunu da goz onunde bulundurun, cocugu olduktan sonra TRye donen bi arkadasim da oldu. Samimi olarak yazmaya calistim umarim gurbetci yaftasi yemem 😅
Sürekli özel hastane özel doktor kullanan biri olarak ifade etmeliyim, paranız yoksa Türkiye'de de sağlık içinde sürünürsünüz. Valla sürünen gördüm, süründüm.
güzel yorum ! türkiyede adam kalmayınca böyle oldu. diğer yandan birçok harcamada daha az. araba, elektronik, seyahat gibi konulardaki masraflar geliri dengeliyor.
2 місяці тому+3
Bomboş yorum. Türkiye’deki kiraları ve maaşları bilmesek inanırız. 30 binden aşağı ev yok İstanbul’da.
Çok büyük hevesle açtım yarı hayal kırıklığı ile bitirdim. Özellikle de çocukların eğitimi konusunu gündeme getiren hanımefendi bir de doğru motivasyon mudur sorgulamak istemiş. Kendisine sadece güldüm maalesef :( İki sebepten yurtdışına göçersin, ya parasal ya da politik sebeplerle. Geldiğimde gördüm ki eğitim de direk 3. olur. O derece siyah beyaz kadar fark var. Başlı başına motivasyon sebebidir.
🇩🇪Almanya’dan selam 22 yaşında üniversitemi bitirip hiç Türkiye’de çalışmayı bile denemeyip direk göçtüm 3 yıldır almanyadayım bu süreç beni aşırı yordu kalacak yerim olmadığı zamanlar oldu junior bi pozisyonla geldim ve hala çalışıyorum Almancamı c1 seviyesini çıkarttım mutlu muyum mutluyum ne istersem alabiliyorum evet, Türkiye’de kendime almak için hayalini kurduğum arabalar burda hoşuma gitmiyor yani şöyle o arabalar hala çok güzel ama almaya gerek yok gibi görmeye başladım mesela Türkiye’de marka kıyafetleri severken artık Türkiye’ye gelince herşeyi lc waikikiden alıp Almanya’ya geliyorum gözümde herşey değersizleşti maddi olarak bi sorunum yok pişman mıyım tabii ki de gram pişman değilim ama Türkiye düzelse de keşke memleketimde bu kadar olmasa da güzel bi şekilde yaşayabilsem…
Gidecek olanin kendi motivasyonunu cok iyi bilmesi lazim. Gittikten sonra hayal ettigini bulamayip geri donmek isteyen/donen cok fazla insan var. Neyi ne icin istediginizi bilip hareket edilmelisiniz. Turkiye kolay degil. ama yurt disi da kolay olmayabiliyor. He bana sorarsan 1. senemin sonunda ben cok mutluyum. ins kimse verdigi kararlardan pisman olmas. guzel video. Saglicakla.
Almanya'ya gelen her on Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının dördü ilk beş yılda Almanya'dan ayrılıyor. Çoğu Türkiye'ye dönüyor, bir kısmı başka bir ülkeye geçiyor. Türkiye insanının dünyaya bakışı çok sağlıklı değil. Bilgiden çok yorumlar öne çıkıyor. Kuzeye gelip, kışın havanın neden daha erken karardığını anlamayanlar var. Farklı bir ülkenin farklı yaşam ve çalışma tarzlarının olabileceği düşünülmüyor bile. Araştırmakta, bilgi almakta fayda var. Türkiye'deki deli fişek temponun bir işe yaramadığını düşünüyorum. Insanları günde on saat ofiste tutarak ve aynı işi üç defa yaparak/yaptirarak bir yere varamazsınız. Türkiye'de verimlilik bir felaket. Insanlar deliler gibi çalışsalar da, hayatları bir gecede başa dönebilir, dönüyor da. Çok güvendiğiniz bir şirket bir gecede batabilir, batıyor da. Tek bir emniyet sübabı yok. Herkes ev alarak, büyük borçlara girerek kendi sübabını kendi oluşturmaya çalışıyor. Türkiye'nin bitmeyen bir krizler ülkesi olması gerçekten gurur duyulacak bir şey midir? Böyle bir ülkede hayatta kalmak gerçekten marifet midir?
Üstelik o günkü Niyazi kadrosundan ölüp ölmeyeceğiniz bile belli değil.Serseri bir kurşun,restorandaki bir tüpgaz patlaması,inşaattan düşen bir cam ya da kalas,trafikte kurallara uymayan bir salak,fabrikada işten anlamayan bir tip sizi ve sevdiklerinizi hayattan koparabilir.Üstüne ceza da almaz.Zaten en büyük sorun kurallara ve kanunlara uymak isteyen medeni insanlarla uymayanların çatışmasında,içimizdeki Norveçlilerin sayısının gün geçtikçe azalmasında,o nedenle aklı başında insanlar Norveç'e,Almanya'ya,İngiltere'ye falan gitmek istiyor.
56. Dakikada konuşan beyefendinin bağlı bulunduğu ülkenin Başkonsolosluğu veya Büyükelçiliği ile iletişime geçmesini, oradaki Büyükelçi, Başkonsolos veya Ataşeler ile tanışmasını tavsiye ederim.
3 yıldır Almanya’dayım ve çok mutluyum. İyi ki gelmişiz. Göç etmeyi düşünen herkes Ömür Kula’yı çok iyi dinlesin. İnanılmaz objektif yaklaşmış. Türkiye’den bakınca bu göç edilen ülkeler mükemmelmiş gibi görünüyor ama mükemmel ülke diye bir şey yok. Göç etmek herkese göre değil. Şu an inanılmaz bir geri dönüş de var. Çok önemli bir karar ve çok iyi düşünmek lazım.
Ben şu an Avrupa’ya yerleşsem ekonomik olarak ve refah olarak daha kötü şartlarda Türkiye’de çoktan bitirdiğim yolları baştan yürümek zorunda kalacağımı biliyorum ama oğlumun geleceğini düşününce dehşete kapılıyorum Türkiye’de değil dünya standardında en ufak düzgün bir akademik ya da karakter eğitimi alabileceğine inanmıyorum bir gün göç edersem en büyük sebebi bu olacak ikinci sebebi de liyakatsiz insanların iyi konumlarda olup hayatıma bu kadar etkisi olması ve kendimi enayi ve soyuluyor gibi hissetmemek olacak
Eğer göç etmekte kararliysaniz Avrupa ülkelerini listenizde tutmamak daha faydalı çünkü gerek Avrupa halkı gerek Avrupa sistemi artık daha fazla göçmen istemiyor, bunun için en iyisi Amerika, Avustralya ve Kanada mükemmel seçenekler. Umarım dilediğiniz ülkede aileniz ile özgürce yaşarsınız, yolunuz açık olsun ❤
Başka bir ülkede yaşamak kolay değil. Gidilen ülke vatan olamaz hiç bir zaman. Her şey iyi gider ama gün gelir yabancı olduğunu hissettirirler. Yurtdışına gitmek iş yapmak çok iyi fikir ama bir gün dönmek gerek.
Ücretsiz eğitimden faydalanmış T.C. vatandaşları Amerika’ya gittiklerinde +100 binlerce dolar avantajla sisteme giriyorlar. Amerikalı gençler mezun olduklarında borç ile hayata başlıyorlar. Bazıları 2 işte çalışmak zorunda
Bu dusuncenize katilmiyorum. Turkiye'deki sinav sistemi ile ucretsiz egitim veren bir universiteye giren ogrenci Amerika"da tam bursla okuyan ogrenciye esdegerdir. Sizin bahsettiginiz Amerikali ogrenciler " ben kayit yaptirmak istiyorum, alin bu da kimligim" seklinde kayit olan ogrencilerdir.
@@muratatameric539bu düşüncenize katılmıyorum. Olay test çözmekten ibaret değil. Dediğiniz ancak ve ancak Türkiye’de %1 gibi derece yapan öğrenciler için söz konusu olabilir.
Eger Turkiye ADB'deki resmi ihale kurallarini adapte edebilirse, Turkiye buyuk atilim yapar. Bu kurallar kucuk isletmelere onculuk taniyip buyuk firmalari kucuk isletmeler ile beraber ihalelere girmeye mecbur birakiyor. Yani 1-2 genc muhendis kafa kafaya verip bir kucuk isletme kurup devlete is yapabiliyor. Bunu Turkiye'de yapamiyor insanlar.
Tebrikler, güzel bir video olmuş; ancak Ömür Kula'nın açıklamaları Türkiye’nin gerçek gündeminden ziyade kendi yaşam gündemiyle alakalı gibi duruyor. Herkesin kendine göre haklı nedenleri var; kimse arkasına bakmadan gitmiyor...
aldıgin maaşın %50 sini kiraya vermek Türkiye'ye ozel bir sey degil..new yorktta yaşıyorum. ailecek bir ev kirayacagim desen yine yarisini veya fazlasını vereceksin he tek başımayım paylasimli evde kalicam kendim odam olsun desen 1/4 unu verirsin kaldi ki TR de de ayni durum muhtemelen.
Yorumlarda özellikle yakın zamanda yurtdışına göçenler Ömür Kula'ya çok kızmışlar. Daha çok erken. Bir süre daha yurtdışında kaldığınızda Ömür Kula'nın ne kadar haklı olduğunu anlayacaksınız. Zaman meselesi.
Ben memur olmayi hic düşünmemiş bir muhendis olarak ozel çalışarak memleketimde kalmayi uzak akrabalarin cemiyetlerine gitmeyi falan severim 😅 surekli degisen hobilerim oldu. Hobiyi baya uç noktalara cikarip farkli hobilere gecerim. Deniz kum gunes sevmem sağlık problemleri oyle koye gideyim sehir gezeyim vs bana yetiyor. Halk oyunlarina giderim valla cok yogunum çocuk ve evi saymiyorum. Mutluyum sorun bende mi 🤦
29:00 patronumdan daha iyi şattlarda yaşıyorum sahile yakın oturuyorum ama akşam dışarı çıkamam, herkes yaşam tarzını iyi tartsın. Kazanacaklarınız varsa kaybedecekleriniz daha çok
Herkes 40+ yaşından üzeri hep yine Türkiye’ye veya kendi ülkesine dönme hayaliyle yaşıyor. 50/50. Bazı şeyler kazanıyorsun ama çok şeyi de kaybediyorsun. Aile onlardan biri. Senede 1 kere veya 2 senede 1 kere aileni görüyorsun. Ben 10 senedir Iskoçyadayım ve kesinlikle söylerim para her şey değil.
Vatan ve millet aidiyet duygusu yol bende keşke tek dünya devleti olsa tüm devletler şuan bir şehir olsa ve bizde dünyayı gezebilsek ven isviçreye çok gitmek istiyorum ama ne maddi durum var ne pasaport alıcak param dahi yok ve vizede vermiyorlar türklere tek şansım TEK DÜNYA DEVLETİNİN KURULMASI ŞUAN BU BİRAX ZOR AMA DÜNYAYI YONETEN AİLELER BUNU AMAÇLIYOR AMA NITETLERI ÇOK KÖTÜ
Konuklar harikaydı çok samimi anlatmışlar , Vasatistan ifadesi beni çok derinden etkiledi, tam konuyu özetleyen bir kelime , ülkemizin kıymetini bilelim , mimarım , müze gibi ülkemiz var her yerden tarihi eserler çıkıyor birbirinden kıymetli , çocuklarımıza kültür sanat mimarlık bilinci aşılayalım ❤ estetik algılarını yükseltelim ozaman çevremizde daha güzelleşecektir
Ülke bizim,evet diyebilirsiniz ki Hayat ta bizim!Giden ve Mutlu olan olduğu kadar Mutsuz olan da birçok insan var!Aidiyet duygunuz yoksa evet bu yazdığım size anlamsız gelecektir..Kimse kucak açıp bizi beklemiyor,yaşadığımız alanı güzelleştirelim!!!Evet çabası şimdilik boşa gitmiş görünen bir beyaz yakalıyım!Şimdilik!!!..Canımm Ülkem,Vatanım,Atam!!!
Ömür Kula nın doğruları yanlış anlattığını düşünüyorum. Çünkü giden insanların ergen tribinde olduğunu düşünüyor gibi konuşuyor. Belki Londra ya giderken kendisi böyleydi ama yurtdışına çıkmayı denemek, bu fırsatı değerlendirmek sadece hisli bir çıkış olmak zorunda değil, kalmak veya dönmek de öyle değil. İnsanlar kararlarını tek bir amaç veya zaman dilimi için almazlar. Bugün rasyonel bir sebeple giderken, yarın duygusal bir nedenden dönebilirim. Bence bu bakışı bütüncül olarak meseleyi tanıyamamasından.
Cok abartacak bir durum yok, heryer Turkiye, istedigin yerde cok guzel turk arkadaslar ve turk olmayanlar oluyor, ve cikanlar bence sonucta memlekete oyle veya boyle daha faydali oluyor disaridayken, Iyi yasamlar herkese
2. bölüm "Güneşi Özleyenler" yayında.
ua-cam.com/video/Olzhok_Cu3Y/v-deo.html
Psikolojik zorluklar, beklentiler, kökler, motive edenler, ebeveynler, depresyon ve sorumlulukara dair...
"Hayatta herşeyde bir direniş olmamalı, biraz da keyfimize bakmalıyız" çok güzel söylemiş.
Ömür Kula Hanım, "gerçekçi ve anlamlı olmayan sebepler yer değiştirme" diyerek kendi kendini avutsun dursun. 2017'de eşim ve ben - iki bilgisayar mühendisi olarak - kendi ülkemizden başka bir ülkede hayat kurmamızın sebeplerini anlatsam da ya da bizim gibi giden insanlar anlatsa da anlamayacağını düşünüyorum. Eğitimin örselenip cehaletin yüceltildiği ülkemizde bizim gibi okumuş insanları kendi ülkesine küstüren sistemi sorgulamak yerine gidenleri topa tutmasının altındaki niyet, apaçık ortada. Bu hayatta her insana bahşedilen sadece bir tane hayat var. Adaletin yerini adam kayırmacılığın, liyakatin yerini biatın aldığı ülkede yaşamaya çalışırken nefessiz kalmanın ne demek olduğunu belli ki; Ömür Kula Hanımefendi hiç deneyimlememiş. Herkes, kendisi kadar şanslı değil maalesef. Bana bahşedilen bir tane hayatı kula kulluk ederek, şuursuz insanların yaşanmaz hale getirdiği ülkede savaş vererek ömrümü boşa harcayamam. Gittiğimiz için kendisinden özür dileriz(!) Ömür Kula Hanımefendi'nin çıkarlarıyla örtüşmediğimiz için ayrıca özür dileriz(!)
Ömür hanım tipik kuzukuru züppe. :) Hiç bir zaman da bizi anlayamıyacak.
tanıdığınız bir bilgisayar mühendisi kız varsa aynı algoritmayı run edebilirim xD. birini bulsam 2 sn kalmam. yurt dışında yalnız kalmak zor olabilir.
Her kelimenizin altına imza atarım, 100% katılıyorum.
@@SOzanSariÇok haklısınız.
çok hınçla herkese bir kusur yapıştırarak,milleti cahil göstererek,yönetenleri suçlayark aslında tüm ülkenin milletin senin gitmen için uğraştığını ima ediyor ve dile getirmendeki uslubun arkasında bambaşka bir şey ifade ediyorsun aslında varsa psikolojıden anlayan genel kültürü biraz çözer..2016?2017? kimlerin kaçış senesiydi acaba?!
ömür kula hanımefendi harika bir manipülatör :) umarım insanlara kendi hislerini projekte etmekten daha ötede gerçekten iddia ettiği gibi objektif olur.
Benim de ulkeden ayrilma nedenim bu linc kulturu. O da kendi bakis acisini sunmus deyip gecmek zor geliyor insanlara. Saygi sinirini cok cabuk ve rahat asiyoruz. Medeni bir ortamda, yuzde yuz hakli olsaniz bile, yapici olmayan cirkin bir dil kullandiginizda sizi kimseye ciddiye almaz.
birkaç hafta sonra ilk gidenlerden biri olur kesin.
1 Saat boyunca direkt olarak değinilmeyen tek konu HÜKÜMET. Abi hükümet yüzünden gidiyoruz. Bu kadar basit. Tek sebep ekonomi değil. Hatta tanıdığım birçok giden insan için ilk sebep ekonomi değil. Özgürlük için, sürprizli olmayan bir yarın için, güvenlik için, istikrar için, liyakat için, saygı için.
Avrupada gitmediğim yer kalmadı. ABD'ye de göçmen olarak geldim (Green card). 2 aydır buradayım. LGBTI bir bireyim. Arkamda ise güzel bir kariyer ile iyi sayılabilecek maddi durumumu bıraktım.
Niye bıraktım?
1- LGBTI bir insan olarak terörist yaftası yemekten ve güvensizliğimden bıktım.
2- Kurallara bağlı bir hayat ailemden öğretildi. Kırmızı ışıkta geçenler ve kavga ettiğinde öldürülme ihtimalin. Bir sırada önüne kaynanması gibi haksızlığı açıkgözlülük olarak gören çürümüşlükten bıktım.
3- İş hayatındaki ciddi anlamdaki pislik hırslar ve işe değil adama bakılan kalitesizlik ve aşırı düşmüş personel kalitesinden bıktım.
4- Tabii ki hükümetten bıktım. Stepneden bıktım. Sürekli son dakikada elimizden kaçan umutlardan (KK dede) bıktım.
5- Ekonominin kötülüğünden öte Mehmet Şimşek'in her allahın günü zihni sinir ve bizi aptal yerine koyduğu vergilerden bıktım.
Bu listeyi belki 100 madde ile doldurabilecek kadar yorgunluğum var ama tüm maddeler direkt ya da dolaylı yoldan HÜKÜMETE çıkıyor.
Kısacası HÜKÜMETTEN bıktım ve ayrıldım.
Bu süreçte tatil gibi olmadığını gördüğüm ABD'de özlem çok güçlü bir şey. Irmağının akışına diyorlar ya. Cidden onu da özler mi insan? Özlüyor.
Kadıköy'ün leş mekanında bira içmeyi de, trafiği de, ne bileyim sabahtan kalma çayı soba karşısında içme gibi saçma sapan yaşamadığım hatıraların nostaljisini yaşıyorum.
Bu kadar özlem duymama rağmen geri dönme gibi bir kararım yok. Büyük ve zor bir çabaya girmek zorunda olmamama rağmen bu çabaya girmeye beni yönlendiren HÜKÜMET'e de selam olsun.
Gurbette ve gurbeti yasayani ancak bir gurbetci anlar! Ulu onderimiz Ataturkten sonra, rahmetlinin ilkelerini surduren hic bir ne lider geldi, nede hukumet, gelenleri`de surgunlerde, hapislerde sindirilerek, iskence uygulayarak curuttuler, oldurduler.
En buyuk ihanet, Norvec`ten adabte edilen koy enstutulerini kapattirip Turkiyemizin gelecek aydinlarini, egitim seviyesini, medeni gelismesini vs katliamıyla baslamistir`ki Norvec ve kuzey Avrupa ulkelerinin gunumuzdeki egitim kalitesini inkar edemeyiz, ve orneklerini`de surekli ekranlarda izliyoruz, bir insani nasil cinsel secimleriyle degil, ahlak ve insani degerleriyle goze alarak degerlendirmelerini.
Kala kalan bir avuc aydin, vatan perver, vizyonlu insanlarimizi`da 12 Eylul`le zindanlarda, mapuslarda katlettiler derken, can ciger kuzu sarmasi olan Gulen, Erdogan, Gul vs, Erbakan onderliginde din maskelerini takip sinsice siyasete sizarak, birer, birer makamlari ve sivil kuruluslari ablukaya alip mevkiilerini garantiledikten sonra, Kamuya ait olan ne varsa, calarak, cirparak yagmalama seviyesinde ozellestirip, ceplerini doldurduktan sonra, kendisi olmasada, yalnizca adi kalan demokrasiyide tamamen gasp ederek, hak,hukuk, adalet, kanun tanimadan bir totaliter rejime getiren en son darbe bu namus,seref yoksunlari olan iktidardan gelmistir ve halen devam etmektedir, kanimca Cumhuriyet devrinin en hain, en dejenere, en namussuz hukumetidir.
Maalesef bu cennet vatanimizi hukumet adiyla, her anlamda yagmalarken, siyasetci olarak bildigimiz o hainler, kayitsiz sartsiz egemen olan milletim ise seyirci kalmissa, tavsiyem ulu onderimiz Ataturkun genclige hitabesini ezberlemeleri`dir.
Australyadan selam ve sevgiler......
@@duygumazosisti6351 sen lgbt birey olarak neden biraktim diye aciklama yapmissin. Madde 1’e Gezi Park’ina katilmis, aydın, heteroseksüel genc diye degistir, 2013 sonrasi gidenlerin yarisindan fazlasinin ne ayyaş, ne çapulcu, ne sürtük oldugunu teyze hariç herkes anlayabilir
Almanca tercüman çıkışlı biri olarak şuan tehlikeli madde taşımacılığı ve teknik servisci olarak çalışıyorum. Aileci biri olduğum için Türkiye'de devam ediyorum fakat muhtemelen birkaç yila kadar ben de Avrupa'ya goc edeceğim çünkü meslek zor ve önü cok açık. Ben ekonomik sebeplerden ziyade aidiyet duygum olmadığı için gideceğim. 77 bin liralık maas bodrosundan elime gecen 50 bin lira olunca ve o verilen 27 bin liralık maas vergisinin milletvekilinin kızının gucci çantasına gideceğini bildiğim için. Yamyamlar gibi somurulmemek. Parazitleri beslememek için.
Peki gittiğin yerde bundan fazlasını mı alacağını zannediyorsun ;hiç zannetmiyorum.Almany'da çalışan olarak söylüyorum daha azını alırsın
@semihakaratepe3443 Kanka bu sektördeki maaşlar Almanya'da brüt 3.5k Euro. Ben Steuernklassen 1 den hesaplanacagim için her türlü takribi mesai olmaksızın 2300 Euro dolaylarında netto alırım. Zaten en basit ADR fahrerler bile netto 2200k kazanıyor biliyorsun. Bak senin için en pahalı semtten Wg fiyatlarına baktım (Stuttgart) hani rostock falan da değil. 530 Euro'ya nebenkosten inklusiv hâlde bulabiliyorsun. Bak rostock falan desem 350 eurolara iner bu biliyorsun. :D full abonelik ulaşım 50 Euro telefon paket 50 Euro sigaram alkolum yok gıda masrafı 300 Euro yan giderlerim 300 Euro acil ihtiyaclar için 100 Euro da gitsin. En kralını harciyim 1200 Euro olsun senin için. Maaş takribi 2200-2400 Euro eee? Geri 1000 Euro zumindest bana kalmıyor mu kanks? Evli adam için Almanya zor biliyorum ama bekar adam için cennet bunu biliyorsun.
@DoganPamuk-tv9km birincisi ben senin kankan değilim;ikincisi bana net alacağın parayı söyle brüt değil ki 3500 de çok para değil
@semihakaratepe3443 Semiha Hanım brutto netto hesaplamayı bilmiyor musunuz? Yazdım destan gibi görmediniz mi? Yeniden okuyunuz.
@DoganPamuk-tv9km Almanya sana 3500 net vermez
Ömür Londra’dan dönmesini rasyonalize etmeye gelmiş veya toksik vibe’ı orada sökmeyince dönmek durumunda kalmış ve bunun kendi seçimi olduğuna inandırmaya çalışıyor. Allah kendisine hımm çok haklısınız pijama hanım en rahat sizsiniz demek zorunda olan sub-ordinate’larına sabır versin.
💯
Valla aynı düşünüyorum ama bu kadar güzel ifade edemezdim
Offf o kadar haklisin ki yeni bi kulture adapte olamayacak kadar dar goruslu oldugu icin baska bi yerde tutunamayan herkesin bahanesi ayni
Aay cok acimasiz ama cok guldum xdxd
Sesli guldum hayat da sizi kıkırdatsın e mi
Biraz da ben fikrimi belirtmek istiyorum 1 yılını bu ayın başında doldurmuş Almanya’da bir hemşireyim.
Türkiye’de devlette de özelde de çalıştım ve toplam 7,5 yıl deneyimle buraya geldim.
İyi bir üniversiteden İngilizce mezunum lakin burada gelince 3 aylık bir denklik eksik çıktı ve yaklaşık 7,5 ayda bunu tamamladım.
Buraya büyük bir öfkeyle geldim ve her tatilde büyük bir öfkeyle ülkeme gidiyorum;çünkü bizi buralara süren sebepler ve yaşadığım ülkede bunları asla görmemem bu iki ülke arasında bu kadar çok uçurumun olması beni çok öfkelendiriyor.
Burada herkesin çalışıyor olması,üst yöneticilerle arkadaş gibi konuşabiliyor olmak,derdini anlatabilmek,
Sevmediğin konularda ısrarla sevmediğin şeylerin yapılmaması;
İnsan olarak görülmek insan gibi davranılmak benim açık net gördüğüm en iyi fark.
Türkiye’de tam tersi bişeyi sevmediğini söyle yöneticilerin ısrarla onunyapar,işe değil sanki psikolojik savaşa gidiyorsun,karşındakini küçük görmeme de bonusu.
Nereye gidelim hangi şehre?
Ayşe değişir Fatma gelirseler gider Mehmet gelir hepsi aynı değil mi?!
Siyasete girmiyorum bile.
Eğitim hukuk hak getire !
Manipüleye gelmeyin göç için mantıklı Türkiye’de çözemeyeceğiniz sebepleriniz varsa gidin görün yaşayın ne kaybedersiniz para biriktirip dönersiniz en kötü gezdiğiniz ülkeler tecrübeler cebinize kalır.
Bundan bir bucuk yıl önce istanbulda 10 tane kızın aynı evde yaşadığı bir apartta yaşayan beyaz yakalı biriydim . Tam terfi aldığım anda kafayı kırıp pılımı pırtımı toplayıp Taylanda geldim . Ilk geldiğimde işimde yoktu ne yapacağıma dair fikrimde tek bildiğim artık türkiye maceramın sonuna geldiğimdi . Şimdi anaokulu oğretmeni olarak çalışıyorum . Bangkokda 3 katlı bir evde yaşıyorum . Artık hayal kurabiliyorum . Ve gerçekten yaşadığımı hissediyorum . Yurtdışında yaşamanın elbetteki bir çok sorunu var fakat en azından nefes alabiliyor insan . Pazar gecesi saat 2de mail atan seniorlar yok mesela yada memlekete dön kız çocuğu istanbulda tek yaşayamaz diyen bir aile . Sadece ekonomide değil olay toptan bir kültürün yenilenmesi gerekiyor bizim ülkede .
Belgesel gayet keyifli olmuş. Ömür Hanım’ın olduğu bölümler memlekette kalmaya niyetli son birkaç kişiye de “daha ne bekliyorsunuz gitmek için” mesajı vermiştir muhtemelen, Allah birlikte çalışanlara yardımcı olsun.
Mevzuyu bu videodaki “gidenlerin kibar, ılımlı ve hatta narin” oluşlarından, “kalanların da itici, bilmiş ve nobran” tarzlarından anlayabilirsiniz..
47:00’dan sonrası videoda benim yaşadığım hislere hitap eden bölümlerden biri kesinlikle! 5 yıldır İtalya’da yaşıyorum ve sanatla uğrasıyorum burada kendimi daha değerli hissediyorum İtalyan dili kültürü vs ülkemle bağdaştırdığım karakteristik özellikleri neticesinde biraz burayı seçtim fakat açıkçası son zamanlarda beyin göçünün haklı veya haksız birçok sebeple özentileştirildiğini de düşünüyorum sanki bana popüler kültürün dayattığı yurtdışında yaşam mücadelesi verme gibi de geliyor herkes için bu mücadelenin zorlukları ve kolaylıkları tartışılır tabi fakat Türk milletinin çoğu zorluğu bile aşarak hayatta kalabilen bir yapısı var bu birçok ülkede rahatlıkla başının çaresine bakabileceği anlamına geliyor, ama yine de aşamayacağımız bir konu daha var o da aitlik konusu ne kadar farklılıkların güzelliği herkesi cezbetse de bunun önüne geçemeyerek bi yerde kendi kültürümüzü arıyoruz. Şahsen ilerde kendi hedeflerim doğrultusunda ülkeme geri dönerek kendi kültürümle spiritüel ve manevi anlamda daha doyum verici bir hayat sürebilirim diye düşünüyorum bu doyum yurtdışında konforlu hayatın bana katamayacağı farklı bir doyum olurdu kesinlikle!
Emegi gecen herkesin eline sağlık. 6 senedir, başka ülkede yasayan ve vatandaşı olmuş biri olarak birkaç şey paylaşmak istedim. Durumu çok iyi özetlemişler ve tum sorunların kaynağı politik, umarım yakin zamanda giderler.
Omur Kula'nin cogu söylemine katılmıyorum. Özellikle üslubunu çok hatalı buldum, kendi fikrini beyan etsin ama neden 'yurt disi calışma onay mercii' gibi davranmış anlamış degilim.
46:46 daki arkadaşa katılıyorum. 48 yaşındayım ve 26 yıldır ABD deyim. Son 18 yıldır Californiada maddi , ailevi ve arkadaşlık olarak iyi şartlarda yaşıyorum ama yurtta bahsettiği o detaylar insanı dönmek için hergün dürtüyor. Tek yaşıyor olsam eminim ki dönerdim ama çocukların geleceğini hesaba kattığında işin matematiği değişiyor gerçekçi olmam gerekirse.
Ordu’daki otel yangınından 2 gün sonra izliyorum bu yayını. İnsana, canlıya değer verilmediği için gittiğimi yeniden hatırladım. Ölsek bile hakkımızın savunulmayacağını bilerek yaşamanın ağırlığı sebebiyle…
Bolu
Güzel bir video olmuş. Gerçi sadece 4-5 kişilik bir örneklem ile komplike bir konuyu işlemek kolay değil, ama gene de iyi bir iş çıkarmışsınız. Tebrikler 👋 Yurt dışında (Almanya ve ABD) 18 yıl, Türkiye'de de 16 yıl iş ve yaşam tecrübesi olmuş biri olarak belki bazı arkadaşların daha bilgiye dayanan kararlar vermelerini sağlayabilirim diye bir yorum yapmak istedim. Bu arada oğlum da şu an Londra'da okuyor. Her şeyden önce yurt dışına gitmek şu an bir moda haline gelmiş durumda. Özellikle gençler ne olursa olsun fazla düşünmeden gitmek istiyorlar. Bu konuda Ömür Hanım'a hak vermemek elde değil. Ancak genç insanlardan da her şeyi tartıp biçerek rasyonel bir biçimde karar vermelerini de beklememek lazım. Ben de zamanında ne olursa olsun Türkiye'den gitme motivasyonuyla Berlin'e gitmiştim (hiç pişman olmadım). Sadece ekonomik koşullar mı insanları yurt dışına çekiyor? Bu bazıları için ana sebep olabilir, ama özellikle gençler için böyle olduğunu düşünmüyorum. Hassas konulara fazla girmeden söylemeye çalışayım. Bence konu özgürlük ve insanca, medeni bir şekilde yaşayabilmek. Bunu tabi ki ekonomik özgürlüğünüz olmadan yapamazsınız. Bazı katılımcı arkadaşların da belirttiği şekilde medeni şartlarda ve makul bir gelir elde ederek çalışmak ülkemizde her zaman mümkün olmayabiliyor. Ama dediğim gibi tek konu ekonomik değil. Medeni, kimsenin kimseye karışmadığı, herkesin özgürce yaşadığı, hukuka ve kurallara bağlı, birbirine saygılı davranan insanların olduğu yerler bizleri çekiyor. Bence mümkünse herkes (en az 4-5 yıl) yurt dışı deneyimi kazanmalı. Ancak o zaman kendisi için neyi tercih ettiğini tartıp biçme durumuna gelebilir. Ayrıca hayat bir günde bitmiyor. Belli bir dönem yurt dışında yaşadıktan sonra Türkiye'ye dönmek bazıları için pekala rasyonel bir davranış olabilir. Gençlere de bunu önerebilirim. Ama Türkiye'ye dönecekseniz, iyi para kazanacağınız bir şekilde dönün. Olmuyorsa yurt dışında kalın. Türkiye'de belirli bir yaşın üzerinde, (iyi para kazanıyor olma şartıyla) toplumdaki medeniyetsiz ve saygıdan yoksun insanların az olduğu yerlerde yaşamak mümkün. Kendi işinizin sahibi olabilirsiniz, veya üst düzey yönetici/danışman olabilsiniz. Bu olabiliyorsa Türkiye'yi de değerlendirmenize alın. Yoksa hiç dönmeyin. Herkese başarılar dilerim.
25 yaşımda bir kadın olarak tek başıma göçtüm. Öncesinde de dünyanın çeşitli ülkelerinde gezerken bazen karşılaştığım kişiler (özellikle Türkler) nasıl yapıyorsun, nasıl cesaret ediyorsun, korkmuyor musun? gibi sorular soruyorlardı. İstemsizce gülüyorum ve yanıtım şu oluyor: ''ben Türkiye'de yaşadım...'' Türkiye'de yaşayıp/hayatta kalabildikten sonra tam olarak ne beni korkutabilir ki pardon?
Özlem her zaman olur, geçer; hiç pişman olmadım; olacağımı da sanmıyorum. Herkesin aklı kendine, dönmeyi doğru bulanlar sessizce dönsünler, herkese akıl satmaya çalışmak/ kendi ulvi ve mutlak doğrularını dikta etmeye çalışmak neden?
Edit:imla
Dünya globalleşti,duygusal davranmaya gerek yok.Artık kimse yurtdışında da yalnız kalmıyor;)her yer Türk❤
katılıyorum duygusal davrandığınımızda bile çok saçma grliyor bu. her gün unreasonable kill attemptler çoğaldı Tr de
Harikasin
Ömür Kula'nun tum soyledikleri 1:03:40'ta o siren sesi gelen yerde kurdugu cumle ile COP oldu... Bahsettigi kadar pozitif bir ulke olsaydi TR, o cumle aklinin ucuna bile gelmezdi. Artik herkesin aklina gelen o cumle bir ayrilis motivasyonu.
2006'dan veri yurtdisindayim. 1saniye bile pismalik yasamadim, donmek aklimin ucuna bile gelmedi.
Imkani oldugu halde gitmeyenin yada gidip de romantik hallerden geri donenin aklina sasarim...
neden cop olsun? dunya uzerinde sadece turkiye'de mi siren caliniyor? acil durum mudehale araclari dunyanin her yerinde siren calar.
Ben de gidenlerden biriyim. Ve imkanı olan herkesin yurt dışı tecrübesi edinmesi gerektiğini düşünüyorum. Geri dönmeye gelince, o sonraki konu benim için. Geri dönerim zaten diye gelenlerin uyum sağlayamadığını gördüm çünkü. Diğer yandan yok tavşan dağa küsmüşmüş, yok bu sevgili değilmiş falan gibi manasız sözlere aldırış etmemenizi tavsiye ederim. Toksik bir sosyal çevreden uzaklaşıp insanca şartlarda yaşamak ve çalışmak herkesin hakkı. Türkiye'de çaba sarfeden insanlara saygı duyuyorum fakat benim inancım kalmadı. Zira her köşe başı tutulmuş hissi çok güçlü bende. Ibni Sina ile bitireyim : ''Sanat ve (b)ilim saygı görmediği yerden kaçar.'
Göç ve göçün etkileri tamamen kişisel bir konudur. Bir formülü yoktur. Beklentiler ve tatmin duygusu kişiden kişiye değişir.
Ömür hanımın aslında "anlamlı yer değiştirme" diye tanımladığı ve kendi içinde tutarlı ve mantıklı duran şeyin aslında kendi dünyasında farklı karşılıkları olduğunu düşünüyorum. Yani Ömür hanım kendisini muhtemelen iş piyasalarına yön veren dünya üzerinde sayılı liderlerden birisi olduğunu düşünüyor. Oturduğu koltuğun etki alanının (aslında o vb. bir çok insan gibi) çok büyük olduğunu ve sözleriyle, düşünceleriyle kitleleri etkilediğini düşünüyor. Kendi iş hayatımdaki tecrübelerime dayanarak söyleyebilirim ki; Ömür hanım ve benzeri profillerin narsistik kişilik bozukluğu yaşadığı aşikar. Zaten sistem bu tip insanları o koltuklara oturtuyor. Yani zaten çoktan kendisini kandırmış bir insanın başkalarını kandırması çok muhtemel ihtimaline para ödüyorlar.
Bir kaç mantıklı şey söyle, sürdürülebilirlik kelimesini aralara sıkıştır, her akıma hak ver ve birazda eleştir, başına bela olabilecek yerlerden uzak dur al sana Ömür hanım ve benzerleri.
Ömür hanım aslında kendi dünyasından şunları söylüyor; elimin altındaki yıllarca sömürdüğüm ve karşılığında hiçbir şey vermediğin işgücü saçma sebeplerden yurtdışına gitmek istiyor. Gitmesinler çünkü benim asli vazifem şirketimin karlılığı. Bunu da eğitimli ama ucuz işgücünü kullanarak yapabilirim. Ömür hanımın özelinde gibi olsa da Türkiye'deki muktedirlerin, iktidarların ve sermayedarların zaten yıllardır yaptıkları şey bu. İnsanın değerli olmadığı sadece kendi ceplerinin değerli olduğu bir sistem. Çetin Altan'nın dediği gibi şirket, ülke gibi konulara gelince "biz aileyiz" ama cüzdanlar ayrı.
Ömür hanım statüsünden bağımsız samimi biri olsaydı tüm bu yaşanan beyin göçünün sebebini önce hükümete, sonra patronlara sorardı. Ama bunun yerine Ömür hanım kime kızacak tabi ki yıllardır sömürdüğü ve değersiz birer kelle olan "beyaz yaka" ya kızacak. Türkiye'de sallaması en kolay grup beyaz yaka oldu. Bunda beyaz yakanın yıllardır örgütlenmemesi ve bu kalıbın dışına çıkmamasını da söylemek lazım.
Özetle, Ömür hanım ve benzerlerine şunu söylemek istiyorum. Vasatlık sizin yarattığın bir standart ve şimdi daha az kazanacaksınız diye kimseye "bisiklet sürmek istersen burada da sürebilirsin." diyemezsiniz. En çok da böyle ufak gibi görünen şeyler için gidip bir daha dönmemeyi düşünüyor bir çok insan.
hanımefendi zaten giden gençlerin, neden gitmek istediği ile ilgili bir fikri de yok, sanırım ne şartlarda olursa olsun verilen işin lütuf olduğunu düşünüyor, yabancı bir şirket zor birşey istemiş de, gidip de hayal kırıklığı yaşayan da varmış da.. ne kadar istisna örnekler veriyor, kesinlikle önce kendisi kızgın, f/p olarak nitelikli iş yaptıracağı düşük maaşlı çalışmak zorunda kalan gençlerin, daha iyi şartlarda yaşayacağı ülkelere gidebilmesine... insanların burada iyi işler yapınca iyi şartlarda yaşamak istemesine şaşırması ne üzücü, izlerken kanım dondu, ne kadar duyarsız bir kadın
Bu belgeseli anlayabilecek kitle o kadar azki.
"beni alıp götürüyorlar" ömür hanım 'ın sadece bu esprisi bile göç sebebi :)
2018’de göçtüm, bu sene Avrupa vatandaşı oldum. Avrupa’da her seferinde bir süre kaldıktan sonra memleketim gözümde tutuyor diyorum ama geri gelince de iyi ki gitmişiz diyorum. Türkiye şu anda çok saçma bir durumda. Maaşlar düşük, fiyatlar nerdeyse Avrupa’dan pahalı…
Merhaba Türkiye'de çalışan bir mühendisim. Yıl olmuş 2024 Almanya şuan bizlere hala 3500 euro net maaş anca teklif ediyor. Düzgün şartlarda (iyi bir ev, wg falan değil, hobilere harcamalar vb.) yaşayınca da geriye 1500 euro Almanya'da kalacaktır. Bizler Türkiye'de de o parayı kenara koyabiliyoruz. Bu durumda ne motivasyonla gelinmeli? Maaş vurgusu yaptığınız için size yazmak istedim.
7:29 Amerikan lisesinde oku, Sabancı’dan mezun ol, 1 sene account executive olarak çalıştıktan sonra hayatının hiçbir döneminde yöneticilik pozisyonu dışında çalışmayan biri olarak sonraki kuşakları konforlu evinden eleştir : ) saat 5 ten sonra çalışmayı istememek gelişmekte olan bir ülke insanı için doğru bir şey değilmiş. 100 yıldır hala gelişmekte olmak bu gençlerin suçu mu?
Çok katıldım bu yorumunuza
Alnınızdan öpüyorum!!
Ingiltere`de 5 yildir calisiyorum. Hayatiminda yaptigim en buyuk hata, daha once neden gelmemisim?
ahahshshs harikasınız❤
Yüksek lisansıma uygun bir iş buldum. Avrupa'da bir ülkede, bir ABD firmasında çalışıyorum. Birkaç yıl kalır, sonra da iyi bir tecrübe ile dönerim diyordum. Şu anda yaşadığım ülkenin dilini öğreniyorum. Yakın zamanda dönmeyi de düşünmüyorum. Birkaç yıla Türkiye'deki mal varlığımı buraya taşıyabilirim.
Neden buraya geldiğimi sorarsanız; patrona ne zaman zam alacağız (aylardır almıyorduk) diye sorduğumda "yaşıyor musunuz, yaşıyorsunuz... ne zammı" yanıtı almam oldu. 1 ay sonra bu işi bulup 2 ay sonra da taşındım.
bu ülkedeki insanların mutsuzluğunun tek sebebi işverenler patronlar, bir şirkette finans için görüşmeye gidiyorsunuz, günde 10 saat finansmı olur, haftada 6 gün çalışmak nedir, yasal da değil neden böyle bu çalışma saatleri dedim, birde bana diyorki iş görüşmesinde, "şoför de işten çıktı yarın gelmiycekmiş ihbar süresi var" diyor, "çalışanlar da bize yasal değil" diyor utanmadan, avrupada yaşamış ordan gelmiş burda piyasa hiç güzel değil diyor, haftada 30-35 saat çalışılan ülkeden gelip burda 60 saate asgari ücretle insan çalıştırıp aynı medeniyeti bekliyor, türk insanı ahlaksız bu kadar basit
Bu filmi yapan arkadaslarin emegine saglik. Filmi yapmaya karar verirken baska, filmi yaparken baska dusunceler olusmus sanirim zira icerik baslikla uyumsuz olmus. Gidenlerden biri olarak ben de eksikleri toparlamak istiyorum. Oncelikle Istanbul'u ele alalim. Gidenler, gecmise degil gelecege dair kaygilarla gidiyorlar. O zaman 10 yil onceki Istanbul ile bugunu kiyaslayalim, cok hizli bir erezyon var. 10 yil sonrasina hic pozitif bir duygu vermiyor. Deprem riski! Bu da bir sebep. Istanbul'u terk etmek gerekiyorsa bari citayi yukseltip daha iyi bir yere gidelim dusuncesi. Evet evet, Istanbul'dan gidilmesi gerekiyorsa cevren, arkadaslarin, sosyal ortam zaten kaybedilecek . Video'da hep bu olguya sarilinmis ama maalesef Istanbul cok ciddi deprem riski uzerinde yasiyor. Istanbul'da depreme karsi yapilan calismalar olayin buyuklugune kiyasla cok kifayetsiz.
Konusmacilar genellikle sosyal konularda uzmanliklari olan kisiler olmus oraya muhendis , doktor kisiler cagirilsa soylesinin yonu cok farkli olacakti. Turkiyede egitim ile ilgili sinav sistemi hep kazanilmasi gereken bir sinav dayatmasi getiriyor. Oysa biraz stratejik bakarsaniz kazanilan birsey yok, sadece ulke ogrenci yerlestiriyor. Mesela eskinin cok populer universitesi Bogazici universitesinde sosyoloji veya filoloji okuyan biri mi zeki yoksa Yildiz Teknik Universitesi'nde Makina Muhendisligi okuyan biri mi? Yaristirmak icin yazmiyorum, bir fark oldugunu dusunmuyorum universite sinavinda ilk %10'luk dilime girenler asagi yukari ayni kapasitede insanlar ve beyaz yakalilar denen kesim bu kesim. Neyse her ikisi de Turkiye'de universite kazanmak icin caba harcayacagina yurt disinda bir universiteye yerlesmek icin gerekenleri yapsa rahatlikla tam bursla okuyacagi bir universiteye yerlesirler. Ogretilmis caresizlige mahkum kalmis durumdalar ve bu her konu icin maalesef boyle. Bu konuyu da analitik dusunceyle atlattiysak gerisi zaten corap sokugu gibi gelecektir. Ekonomi, hukuk, insan haklari ve diger konulara girmeye gerek yok 10 yil oncesine gore bir degerlendirme yaparsak 10 yil sonrasi icin de bir fikrimiz olusacaktir zaten. Netice olarak video madalyonun diger yuzunu tam yansitmamis. Umarim bir gun hersey cok guzel olur ancak gidenlerin hayat cizgisi ve bu zaman dilimi icin pozitif olmak cok zor. Yasar Kemal'e gelecek olursak , onun gencliginde yasadigi ve sikayet ettigi Turkiye bugune gore cok daha iyiydi. Bence Yasar Kemal bugun genc olsa hayal kirikligi problemimiz pek olmazdi.
Çok güzel bir yorum olmuş hocam sizin meslek ve gittiğiniz ülke nedir acaba ?
Eşim yazılım mühendisi, ben endüstri mühendisiyim ve özel bir firmada tedarik zinciri yöneticisi olarak görev yapıyorum. Gidiş amacı ve motivasyonu herkes için farklıdır. Bizim için toplumun genelinin ve iktidarın düşünce yapısıyla uyumsuzluk gitgide büyüdü ve bunun değişmeyeceğine karar verdiğimiz anda yurtdışında çalışmaya karar verdik. Şimdiye kadar pişman olmadık, aksine hem hayata bakışımız gelişti, hem de yeni insanlarla tanıştık.
2023’te Tr’de tıp bitirip UK’ye geldim ve şuan doktor olarak dahi çalışmıyorum.Sadece şunu söyleyebilirim,İngiltere’ye gelmem bu zamana kadar verdiğim açık ara en doğru karar.
Nası gidiyosunuz ya bi ben mi sıkıştım kaldım şu tımarhaneye
Ah be guzel kardesim, inanki haksiz`sin diyemem. Cumhuriyet devrinin en namussuz,serefsiz ve imansiz bir iktidari yonetiyor son 20 kusur yildir Turkiyemizi, Kamu kuruluslarini satip savurup zengin olan, hak, hukuk ve adaleti kundaklayan, siz genclerin gelecegini calan, Milletin egemligini calan, yuzunde din maskesiyle bir fasizim siddetinde totaliter rejim uygulayan iktidara birakmayin bu cennet vatanimizi sakin, guclenip geri donun ve akillica orgutlenip mucadele verin benim guzel kardesim. Avustralyadan sevgiler
Ne guzel yapmissin, ben de doktor olarak gittim, baska isler yaptim, cok guzel bir hayatim oldu, nefis gunlerdi. Neseli gunler sana.
Ömür hanım gerçekten çok toksik. Böyle insanların yönetici olduğu bir yerden gençlerin kaçmak istemesini anlatarak değil direk göstererek belgesele eklemeniz çok yararlı olmuş. Onunla çalışanlara geçmiş olsun.
aynen bunu düşünüyordum çok net tespit
Yurtdışına taşınmış, burada sıfırdan kariyer kurmaya başlamış birisi olarak videoda bahsedilen bazı konulara cevap vermek istiyorum.
1) Türk inşaat mühendisi olarak sırf Türk olduğum için benden beklentinin yükseldiği oldu. Türk inşaat mühendisleri ile ilgili kötü bir şey duymadığım gibi genelde beklenti otomatik olarak yükseldi. Ayrıca bulunduğum şantiyede onlarca Türk mühendis var ve hemen hepsinden şirketleri çok memnun. Yalnızca tek bir arkadaştan memnun kalınmadı o da Fransa doğma büyümeydi ve klasik yobazdı.
2) işe bisikletle gitmek istiyorum sözünü bisiklete binme arzusu olarak görmek ve buna karşılık küçük şehre git orada bisiklete bin demek ahmakça. Birincisi küçük şehirde yeteri kadar iş imkanı var mı? İkincisi küçük şehirde dahi taşıt yolunda bisiklet kullanmak zorundasın trafik buna göre ayarlanmamış
3) sosyal çevre olmaması konusunda da şunu söylemek istiyorum. Yurtdışında Türkiyelilerin Türklerden uzak durmaya çalışması da çok gerçekçi gelmiyor açıkçası. Çünkü espiri yapamıyorsun seviyesindeki ilişkini Türklerle kurduğun arkadaşlıklarla aşabiliyorsun tabi ki Türklere takılı kalınmaması gerektiğini düşünüyorum fakat komple uzak durmak biraz saçma geliyor.
4) biz gelişmekte olan bir ülkeyiz 5ten sonra da çalışmalıyız bence yine ahmaklık. Benim gözlemim şu ki biz Türkiye’de gelişmekte olan bir ülkeyiz diye diye taş toplayıp taşları üst üste koyuyoruz günde belki 10 Taş’ı üst üste koyuyoruz ama inşaa etmiyoruz sadece yığıntı yapıyoruz ve en ufak sarsıntıda yıkılıyor. Burada ise günde 1 tuğla koyuluyor fakat bir duvar oluşuyor. Ayrıca ülkenin ya da toplumun yeterince gelişmemiş olması neden benim ailemle ya da benim kendi hayatımdan çalsın?
5) bence videoda bahsedilen en önemli gerekçe güven eksikliği. Biz taşınmadan önce düşüncem bir milletvekilinin oğlu arabasıyla bana çarpsa adalet yerini bulur mu? Sorusuydu sonraki yıllarda gördük ki bulmuyormuş. Ne yazık ki Türkiye’de adalet yok. Devletin adaleti yok sosyal adalet yok insanlar kendi adaletinin peşinde koşmaya başlamış ve bu çok korkutucu.
Keyifli bir belgesel olmuş, teşekkürler. Gidip dönmenin ya da yerleşmenin, bir süre sonra geri donmenin kişisel, politik, ekonomik, duygusal pek çok boyutu olduğunu düşünüyorum ben de ve bu boyutlar bazında herkesin kendi kararını enine boyuna düşünüp vermesi gerektiğini, yurt dışı deneyiminin tamamen pozitif olmadığını paylaşmışlar ve buna katılıyorum. Herkes kendi tecrübesini ya da kendi yakınlarının tecrübesini genellemeden kişisel deneyimini paylaşmakta özgür. Yurtdışına kariyer odaklı gelmiş biri olarak her geçen gün geri donme fikrine biraz daha yaklaşırken bir o kadar da dönme durumunda şu an sahip olduklarımdan uzaklaşacağımı da biliyorum ve bu durum beni korkutuyor. Çünkü ben de burslarla okumuş düşük gelirli bir ailenin çocuğu olarak kendi imkanlarımla geldim ve yanlış karar verip duygusal ihtiyaçlarımı onceliklendirmekten korkuyorum. Ancak düşünmeden de edemiyorum ki Atatürk ve arkadaşları gibi donanımlı ve zeki kişiler kendine yurtdışında bir gelecek kursaydı şu an nasıl bir hayatımız olurdu. Eğer bazı şeylerden fedakarlık etmek bizlere daha çok şey kazandıracaksa uzun vadede ki buradaki biz daha toplumsal bir biz, kendimizin hakkını yemeden bunu yapabileceğimizi düşünüyorum. İster yurtdışında ıster ülke sınırlarında yaşamayı seçelim bu bizlerin ülkemizi sevmesine ve onun için onu geliştirmek için çalışmasına engel olmamalı. Dolayısı ile konu giden kalandan ziyade geliştirmek için kim ne yapabilirse onu yapmalı olmalı diye düşünüyorum. Şahsen videodaki arkadaşın bahsettiği gibi bunu Türkiye’de yapabiliriz anını pek çok kez yaşadığım oluyor ve bunu nasıl yapabileceğimi bilmiyorum. Nedense günlüğe döndü yorumum ama sanırım buna ihtiyacım varmış ki yazmak iyi geldi.
28:59 ne saçma bir söylem olmuş. İstanbul’da yaya olmak bile suç neredeyse, motosikletleri yakında ava çıkacaklar, bisikletle işe gidip gelinebilirmiş 😂
2012 den beri avrupada yasiyorum. Egitim icin geldim. Bachelor ve master egitimimi Viyana ve sonrasinda Frankfurtta tamamladim. Söylenecek o kadar cok sey var ki. Isin kariyer kismi, duygusal kismi, kültürel kismi. Seneler gectikce yogunlasan damitilan bir dolu tecrübe, his ve yasanmislik. Cok güzel bir video olmus. Benim de hissettigim, katildigim ve katilmadigim cok konu oldu. Cok keyif aldim izlerken. Tesekkürler!
İş hayatına Türkiye'nin anlı şanlı en büyük özel bankalarından birinde başladım. Tatil planı yapıp belli tarihlerde izin almak istediğimi söyledim. Müdür şöyle demişti: 'Tatil, çalışanın şahsi meselesidir. Şahsi meseleler de beni ilgilendirmez.'
6 yıldır Avustralya’da yaşıyorum geldiğimde 28 yaşındaydım. Söylenenlere katılıyorum fakat 6 senede sadece konaklama ve eğitim için ki bunlar benim Türkiye’de harcama kalemlerim değil toplamda $120k. Aslına bakarsanız kazancımın tamamına yakınını sistem benden geri aldı bu rakam içerisine vize, sağlık sigortası dahil değil. Burada kalma nedenim covid 19 di ve kısmen oturuma yakınım bu yüzden bir süre daha kalıp dönüp geleceğim. En güzel ve verimli yaşımda başka bir ülkenin çarkını çevirip sonucunda büyük bir ekonomik imkana sahip olmamak aslında büyük bir kayıp. Türkiye’de benzer statüde yaşayan arkadaşlarımın birikimi hayat düzenini düşündüğümde aslında çokta mantıklı olmadığını söyleyebilirim. Sosyal psikolojik olarak yalnız başına olmak ve her iki senede bir arkadaş çevrenizin değişmesi her işe tek başınıza koşmanızda cabası.
Ah be guzel kardesim o kadar haklisin`ki, seni takdir ediyorum dogrulari ve gercekleri yazdigin icin. Ben 53 senedir Avustralya`dayim fakat burasi 70 lerin sonuna dogru her anlamda kotulesti ve simdi ise hukumet resmen buraya heves edip gelmek isteyen herkezi, soyuyor status tanimadan, ticari bir gelir olusturdu gocmenlik konusunda.
COVID`de burdaysan gormussundur nasil fasist bir yonetim uygulayarak, sakince protesto eden halkini, polis zehir sikip, silahla vurup darma duman ederek, Melbourne dunyanin en uzun ev hapisi uygulanan sehiri oldugunu.
Burayi tanimadan heves ediyorlar fakat buranin hapishanesi calismak ve cok duzenli, ayarli robot gibi monoton olusundan insanlar farkinda bile olmuyor bir acik hava mapusu oldugunu Avustralyanin, hep oyle degildi ama. 1971 de geldigimizde hakikaten her anlamda bolluk ve hur bir yasam tarzi vardi ve "the lucky country" olarak bilinirdik. :)
Sorun bizim vatanimizda degil guzel kardesim,ulu onderimiz Ataturk ten sonra, cani gonulden memleket ugruna calisan olmadi ve kanimca, Cumhuriyet devrinin en hain, serefsiz ve dejener iktidari bu son 20 kusur yildir din maskesi ardinda islemedikleri suc ve rezillik kalmayip, bir totaliter rejimle agzi iyi laf yapan despot`un olmayan vijdanina kalmis durumda ve durumlar vahim. Melbourne`dan sevgiler
👏🏻👏🏻gercekler
sizin söylediğiniz harcamalar o ülkede vasıflı bir insan olmak için yaptığınız yatırımlar aslında.Avustralyada bu parayı 2-3 yılda çıkarabilirsiniz.Türkiye şuanda OECDD ülkeleri arasında alım gücünün,çalışma şartlarının ve bireysel özgürlüklerin en düşük olduğu ülke.Türkiyedeki kazandığınız 1500-2000$(beyaz yaka yönetici maaşları) alım gücü ile Batıda herhangi bir ülkedeki 1500-2000$(Mcdonaldsta patates temizleyenlerin kazandığı para)alım gücü bile aynı değil.Türkiyedeki dandik 10 yaşındaki araba 30k$ aynı araba batıda 7-8k$.Telefon,giyim,yaşam masrafları ve kimsenin bahsetmediği faiz oranları da felaket.Türkiyede faizler o kadar yüksek ki(ekonomist sağolsun)kredi çekip mal mülk veya en kötü elektronik bir eşya bile almak çok zor.Insanların çalışma ve yaratıcı olma şevki kırılıyor zaten en baştan bu sebeplerden dolayı.
Oturumu aldiktan sonra, simdiye kadar verdigin tum parayi 2 senede kazanirsin. Bu defa hayati ogrenmis olarak basliyorsun.
6 yıl öğretmenlik yaptım. Sonunda dayanamadım. Öyle para pul değildi nedenimiz. Çok mutluyum🇨🇦
Hintlilerin bayramini kutluyor musunuz sokaklarda orada?
@ tabiiki her bayramı kutluyoruz. Irkçı değiliz. Her dine dile ırka cinsiyete ve cinsel yönelime saygı duyuyoruz🙏🇨🇦🇨🇦🇨🇦
@@LoveCanada21 5 seneye gorurum ben kim irkci kim degil birakin bu ayaklari
@ 3 seneyi geçtim geleli. Bu 4. gelişim bu ülkeye. Avustralya’da yaşadım. Amerika’da birkaç defa bulundum. Merak etme. Senin yaşından fazla tecrübem var. Sayılı olmayı öğreneceksiniz…
@@LoveCanada21 oradan oraya cekirge gibi yasiyorum bos bos desene suna sen. Hintli bir es bul da evlen Kanada’da en iyisi. Seversin
25 yaşında yurtdışında yaşamaya başladım ülke her gün bıraktığımdan daha kötü hale geldi.
Burada eğitimsiz, kaba ve kalabalığız ondan bu sıkıntılar. Boğaziçili çocuğun Türkiye'de bir ekmeği 5 kişi paylaşıyor isveçte 2 kişi demesi çok doğru. Hem geçinemiyorsun hem de üstüne kaba ve saygısız insanlar. Bir yanım bunu biz düzeltebilir miyiz ki diyor bir yanım biz değilsek kim düzeltsin... Özetle düşündürdü beni film, güzeldi. "Yaşar Kemal'i hayal kırıklığına uğrattık."
Bence yurt dışına giden arkadaşlara yitirilen kaybediken güç olarak bakmamak lazım. Türk gencinde türk insanında vatan sevgisi her daim olur ve Türkiye onlar için elverişli konuma geldiği zaman hiç düşünmeden ekonomik durumlarını düşünmeden kopup gelirler. Geldiklerinde de artık Türkiyedeki beklenen gelişmeleri sağlarlar. En azından Türkiye eninde sonunda zihniyet değiştirmek zorunda kalacaklar ....bu nedenle bu gençler büyük bir umut ışığı olacak....
Sadece adalet sistemi çökük olduğu için yurtdışına gitmek zorunda kaldım yoksa yönetici olarak Türkiye'de hatrı sayılır bir maaşım vardı zaten.
Dünya hızla kötüye gidiyordu, birinciliği bize verdiler…
sondaki sahnelere ithafen: değinilen konuların yanında ufak kalacak ancak; Türkiye'de genel olarak çok büyük bir gürültü kirliliği problemi de var. insanlar içinde yaşarken belki fark etmiyorlar ancak gereksiz klakson, siren vb. sesleri insanları çok tedirgin ve gergin hâle sokuyor. sonra da herkes en ufak bir olayda patlayıp birbirlerine saldırıyorlar...
Beyaz yakalı olarak söylüyorum. Türkiye’de beyaz yaka okumuş insanları temsil etmiyor.
Gitme sebebi sadece ekonomik olanlar için çok büyük fark olduğunu düşünmüyorum ama diğer sebepler için gidenlere çok farklı ve ilk zamanlarında zor bir süreç var. Türkiye'de iş aramayan, işin teklif ile geldiği bir kariyerim varken şu an iş bulmak için bir tarafımı yırtacağımdan eminim. Ama beklentim ekonomi değildi. O yüzden çabam hep devam edecek.
Sonu herşeye cevap veriyor gerçekten elinize sağlık 😊
Omur Kula hanim, In my humble opinion, I think you are a little on the "institutionalized" side of the spectrum in comparison to the general population of Turkiye. Blessings from Melbourne/Australia.
Şu araya girip Avrupa'ya gitmemek için nedenler sıralayan teyzeyi çok seslilik olsun diye belgesele eklediğinizi anlayabiliyoruz fakat aşırı saçmalıyor ve alaycı bir tavrı var. Türkiye'yi ve Türk halkını tanıdığını zannetmiyorum ufak bir komünitenin içerisinde yaşadığı aşikar.
tuzu kuru, pijamadan belli rahatlığı
Türkiye'de Avrupa ile kıyaslanabilecek rahatlıkla işe bisikletle gidip gelinebileceğine inanan bir insan olmasından kendisine dair yeterli çıkarım yapılabilir zaten. Hele Istanbul'da iş yeri evinin iki sokak ötesinde değilse işe gidemez, gitse bu defa dönemezdi.
@@isgadam Dogru cok haklisin, Istanbul veya Ankara da bisikletle ise gitmek🤣
Videoyu daha bitirmedim 11:00 da eklenmeyen şey “Mavi yakalı”dır. Beyaz ve mavi yakalı göçünden dolayı ilerde yaşanacak büyük eksikliklerden biri de mesleki yetersizlikler olacak. Beyaz yakalıda da girişimci vurgusunu da eksik bırakmadan tabiki
Ben kör ideolojilerden, saygısızlıktan ve din baskısından kaçtım. Herkesin dini, ilgi alanları kendine, bunu anlamak çok mu zor. İstediğim gibi yaşayamadığım bir ülkede kalmak istemiyorum. Aynı zamanda, farklı kültürleri görmek insanın ufkunu açıyor, bambaşka bir insan oluyorsun, kendini Türkiye'nin baskısından, kör dindarlığı ve kör milliyetçiliğinden (herkesi vatan haini, her hoşuna gitmeyeni terörist diye etiketleyen zihniyetten) sıyırdığında daha mutlu oluyorsun, metroda durup duruken sana saldıracak bir amca yok ya da vapurda saldıracak 15 Temmuzcu teyzeler ki bana durup duruken saldırmışlardı.
Evet çok zor bunu anlamaları. Kafaları basmıyor. İstiyorlar ki herkes kendileri gibi kör cahil yobaz olsun. İnsanlıktan nasibini alamamış hırsız çetesi bunlar.
Kusura bakma ama bence sen bir psikoloğa gorun yada otur tekrar düşün. Toplumun yozlaşmasının herkes değerlerden uzaklaşma dan neden olduğunu düşünürken ver Anadolu’da bile kızlar yarı ciplak dolasirken senin dini baskı iddaan çok saçma.
@@Serdengeçti-t9une içiyorsan bana da gönder 😂 aynı hayali kafadan istiyorum.
@@okanepara159 anana sor o biliyor
@@Serdengeçti-t9u burada donanımlı egitimli gençler izliyor video yu sen araya karışmısın sanırım beyaz yaka sıfatında yok galiba !!! Arkadaşların yaptıgı yorumlar senin için çok havada kalıyor yada çok yerelleşmişsin anlayabilme kapasiten yok. O yüzden yorma kendini kendini bulacagın videolara geç. Burada ezikleneceksin.
Yağmur hanımın anlattıkları beni de geçmişime götürdü. Ben de Nazilli’liyim. Farklı şekillerle de olsa aynı sebeple ülkeden çıkmak istemişiz. Aynı ilçede kitaplar okuyup ufkumuzu geliştirmişiz. Umarım isteklerinizin hepsine kavuşursunuz.
Ben eşimin işi dolayısıyla yurtdışına geldim. Daha doğrusu Türkiye’de çalışıyordum, işimden de çok memnundum ama eşim Türkiye’de yapamadı. Ayrıca kazancım iyi olmasına rağmen maaşımın yarısını çocukların eğitimine harcıyorduk, oturup hesap yaptığımızda avrupa’da yaşamanın bizim için daha ucuz olduğunu gördük. Eğitim bakımından memnunum ama Türkiye’de çalıştığım sektör burda endüstri mühendisi hatta üniversite mezunu istihdam etmediği için iş bulamadım. Yaşım da biraz ileri ve başörtülüyüm. Eşim kendi firması üzerinden geldiği için ve eu pasaportu olduğu için, başörtüsü de takmadığı için 😒 sorun yaşamadı. Şu an risk yönetimi yüksek lisansı yapıyorum tez aşamasındayım ama çalışmayı çok istediğim halde iş bulacağıma dair hiç bir ümidim yok.
Hangi ülke? Ben 52 yaşında İtalya'da 7 yıl ev hanimligi üzerine iş buldum. Hiç yurt dışı tecrübem yoktu. Türkiye'de o zor şartlarda çalışan her yerde kapılır.
Kanadaya gelin. Burada basortusu takan ,gey olan ne kadar marjinal kisi varsa devlette is bulur. Quebec haric.
28:57 hanımefendinin kastettiği Türkiye'de de bisikletle işe gidilebilir bahsi buyuk sehirlerde gecerli degil maalesef. E bu yurtdisina göç eden tayfa da zaten buyuk sehirlerde çalışmış, okumus insanlar. Adıyaman'da bisikletle ise gidip gelirsin de iste o adama gore is var mi oralarda? Ozellikle Avrupa'da buyuk sehirlerde bisiklet oldukca guclu bir ulasim araci olarak kullanılıyor. Diyeceksiniz ki Hindistan'da da oyle. Iste yine is meselesi devreye giriuor orada
harika belgesel Murat hocaminda agzina saglik
"niye mesaiye kaliyosun diyo, biz yanlis bisey mi yapiyoz diyo, bunu anlamiyo" geyigi bitsin artik, hic de oyle bisey diyen yok, cok da mutlu oluyolar
Herkes kendi hayatını yaşar ve hayallerini yaşamak ister. Kimisi hayallerine ulaşır kimisi sadece onun peşinden gitmekten hoşlanır. Ben bir kaç kişinin yorumundan genel geçer kararlar verilebileceğine inanmıyorum. Toplum olarak gidene de dönenede ön yargılı olmamalıyız. Geleni başarız, gideni de nankör görmemek lazım. 30 yaşımdayım, hiç gitmeyi hayal etmedim, istemedim. Gidenlerin başarılı olup, hayal ettiklerini bulmalarını dilerim🙌🏻
Güzel bir çalışma olmuş, teşekkürler
aklı olan durmaz...o derece oldu memleket maalesef, çok üzgünüm
Video başlarken önce alttaki tüm yorumları gözden geçirdim. Ömür Kula gayet makul konuşmuş. Söz aralarını anlayamayanların daha çok mühendis tayfası olsa gerek. Kadın diyor ki, mantık köprülerini düzgün kurun. Size kimse yurtdışında kucak açmıyor. Yani ülkem beni sevmiyor, o halde gideceğim yer beni sevecek gibi bir yaklaşım hatalı ve hatta hastalıklı diyor. Bunu toplumsal buhran olarak tanımlamış. Son derece makul. Birey dediğin varlık evrende bir noktadır. Gitmek isteyen tabii ki kendini gerçekleştirmek için deneyimlemeli. Ama "İstanbul'da bisiklet süremiyorum, o halde Amsterdam'a gitmeliyim" düşüncesi de sakat. Tek ölçüt bisikletle işe gidip gelebilmek ise Konya, Uşak gibi şehirler de bu açıdan tercih edilebilir. Biri de Berlin'de parklar var, İstanbul'da yok demiş. Tek derdin parklar ise doğal ve yapay parkları ile Antalya pekala tercih edilebilirdi. Uzatmayayım. Bir yeri yaşanabilir kılan, bireylerin toplumsal olarak bir araya gelip demokratik biçimde örgütlenerek yaşanabilirlik adına kararlar alması ve bu kararları sebat ile uygulamasıdır. Bu giden arkadaşlar ne zaman ve ne kadar demokratik hak taleplerini gündeme getirdiler? Çoğunluğun hazıra konmak istediğinden, değer verdikleri sistemi korumak ve savunmak için bir eyleme geçmediklerinden eminim. Bu kişiler kusura bakmasınlar, gittikleri ülkenin iki nesil sonrasının garantisini kimse veremez. Hele ki destinasyonları yeni dünya ülkesi değil, kıta Avrupası ise. İşin kötüsü o günler geldiğinde kendilerinde de bulundukları ülkede aidiyet hissi tam oturmadığı için kültürel bakımdan savrulup gidecekler. Doğru olan, bazılarına aşağılık gelebilir ama, göçülen yerde de bir sosyete, bir komünite oluşturmaktır. Mesela bazı batı Avrupa şehirlerinde güçlü, yarı aydın Türk komüniteleri var. Adamlar dinini de kültürünü de dili döndüğünce, kapasiteleri elverdiğince yaşıyor. E peki ABD'de, İrlanda'da, Danimarka'da böyle bir durum var mı? Danimarka'da TEID diye bir dernek var, çok başarılı buluyorum. Bu model diğer ülkelerde hayata geçiriliyor mu? Birader Türk dili, kültürü, edebiyatı, sanatı, müziği vs. kursların var mı? Yurtdışında doğmuş çok ünlü bir Türkçe yazarımız, müzisyenimiz çıkıyor mu? Bunlar önemli, hatta hayati hususlar. Bir yandan çağdaş değerleri savunurken diğer yandan da kültürünü koruyarak geliştirmeyi sürdüren bir Türk insan kitlesinden oluşan bir mahalle var mı? Bunları yapmadan batıya göçmek ne rahat, ne güzel. Derdiniz Türkiye olabilir, nitekim Türkiye'nin çözülmeyi bekleyen ciddi sorunları var. Kimseyi "bu vatana hizmet etmek zorundasın, asla gidemezsin" diye kapıda yakalayıp içeri fırlatamayız elbette. Ama siz Türklük ile sorununuz varmış gibi davranıyorsunuz. Bu ülkenin yakın geçmişe kadar ücretsize yakın iyi bir eğitim alabilen gençleri olarak sizler "Atatürkçüyüm" diyerek 29 Ekim, 10 Kasım gibi günlerde sosyal medya paylaşımı yaparak sorumluluklarınızdan sıyrılamazsınız. Bu paylaşımları yapıyorsanız bunun bir bedeli vardır, yoksa sahtesinizdir. Bu halde yalnızca emperyalizmin değirmenine su taşırsınız.
O sondaki denk gelme ancak bu kadar veciz olabilir.
Belgesel için teşekkür ederim. Gerçi bu gidişler 1 saate sığmayacak kadar büyük bir konu da olsa, belgeselin iyi toparladığını düşünüyorum. Sizden ricam konuşmacıların ismini, göründükleri her seferde altına yazmanız. ❤
“Yarına güven duymama” sadece bahanedir.
Birisi Nişantaşı’nda TR’de 2 evim var. İşim var beni bekleyen. Ona rağmen daha konforsuz olduğum bir California gününe uyanmayı tercih ettim, burası gözüme daha güzel görünüyor o kadar. TR’ye geri döndüm, 9 ay Maçkada, Topağacında gezdim ancak bir şeyler kopmuş anlaşılan. 9 ay sabredebildim. Şimdi Amerikan şehirlerine bakınca keyif alıyorum, karnımı doyurmuyor ama huzur veriyor.
Ömür hanımı anlıyorum, asıl dönmek ve TR’de kalmak için kendine yalancı sebepler üretir, onları tekrarlar, her gün kendini ikna etmeye çalışırsın. Başarılar Ömür Hnm.
24 yaşımdayım memuriyeti bırakmayı düşünüyorum statüyü bırakarak yurt dışında en dipten başlamak ne kadar cazip şuanı düşünürsem konfor alanından çıkmak mantıksız 5-10-20 yıl sonrasını düşününce gitmek mantıklı
"Sirenler!", kapanış çok çarpıcı, bravo çok kaliteli bir yapıt olmuş.
6 yıldır amerikadayım. Yarısı los Angeles, yarısı ny’ta, mimarım. Önür hanım ve Prag’dan Eskişehir’e geri dönen kardeşim gibi düşünüyorum. Alınacak şeyler alındığında taksimetre artık eksi yazmaya başlıyor, aileden ve arkadaşlardan uzakta. 3 yıldır haber takip etmiyorum, herkese öneririm bunu. Galiba Türkiye’deki hayatımın ezici çoğunlukla iyi anlarını hatırlamam da bundan. Şöyle radikal bir önerim var: ülkemizi,toplumumuzu olduğu gibi kabullenip kendi dalgamıza bakmak. Gündelik hayatta ailemizle ve arkadaşlarımızla güzel vakit geçirmek, ve anda kalmak. Bunu söylerken kadın ve lgbti arkadaşları kapsamıyorum, Türkiye’de gündelik yaşadıkları olumsuzluklara istesem empati kuramam büyük ihtimalle. Bu görüş straight bir erkekten. Uzakta zamanını geçirip sanki asıl geçirmesi gereken zaman onsuz geçiyor gibi hissedenlere selam olsun
Ah benim guzel kardesim, sorun bizim memlekette degil`ki, memleketimizi yoneten sectigimiz siyasilerde.
Ruhu sad olsun,ulu onderimiz Ataturk`ten sonra vatan, millet, Sakarya ruhuyla hizmet eden ne bir lider,nede bir iktidar geldi.
Tek tuk vatan perver adamlar ciktiginda`da ya hukum giyer, ya surgun`e gider veya kaybolup sistemin kurbani olur, bir aralarida dar agacinda sallanirdi boyle adamlar.
Cumhuriyet doneminin, en namussuz,serefsiz ve hain iktidari bence son 20 kusur yilda hizli bir sekilde muz cumhuriyeti olma yolunda ilerliyor.
Yuce Rabbim Vatanimi Milletimi koruyup, helal sut emmis ve namuslu liderler nasip eylesin diyerek dilek adiyorsak, demek secimlerde bir ise yaramiyor anlamina gelmistir.
Uzun yillardir bende Avustralya/Melbourne`de yasiyorum, her turlu millete rastladim, ama bizim Turk milleti gibi sicak kanli, merhametli, toplum kulturune bagli, cefakar vs bir topluma ait insanlara rast gelmedim, tabiiki genel degerlendirmeyle soyluyorum. Saygilar
Kadınlar ve lgbt hakkındaki farkındalığınız gerçekten çok değerli çünkü dediğiniz gibi empati kuramasanız bile çok daha zor olduğunun farkındasınız. Bun kadınlar olarak erkeklerin çoğunluğuna anlatamıyoruz çünkü görmek istemiyorlar. Maalesef kafanı çevirerek yaşamak bazı kesimler için nerdeyse imkanız..
5 yildir avrupadayim. Ekonomik nedenlerle gelmeyin. TRde ayni kariyere sahip arkadasim euro bazinda benden fazla kazaniyor ve benim dortte birim kadar kira veriyor. Avrupada ortak tatil planlarken o benden daha bonkor. Ama bi dakka bile TRye donmeyi dusunmedim cunku burada kalma nedenlerim sehir, guvenlik, insanlarin medeni olmasi, hobilerim, diger ulkelere kolay seyehat. Para listenizin ilk 5inde bile olmasin. Son olarak avrupada cok sey TRden iyi ama saglik sistemi degil. Kirik kolla 5 saat acilde beklersiniz. Bu nedenle ciddi hastaliginiz veya yeni dogmus cocugunuz vs varsa bunu da goz onunde bulundurun, cocugu olduktan sonra TRye donen bi arkadasim da oldu. Samimi olarak yazmaya calistim umarim gurbetci yaftasi yemem 😅
Kardesim son 1 senedir Turkiye’de bu boyle. Euro yine cikacak devlet faizi dusurmeye baslayinca. Hic mi ekonomik ongorunuz yok.
Sürekli özel hastane özel doktor kullanan biri olarak ifade etmeliyim, paranız yoksa Türkiye'de de sağlık içinde sürünürsünüz. Valla sürünen gördüm, süründüm.
güzel yorum ! türkiyede adam kalmayınca böyle oldu. diğer yandan birçok harcamada daha az. araba, elektronik, seyahat gibi konulardaki masraflar geliri dengeliyor.
Bomboş yorum. Türkiye’deki kiraları ve maaşları bilmesek inanırız. 30 binden aşağı ev yok İstanbul’da.
Orta düzey beyaz yaka için durum söylendiği gibi. Asgari ücret veya mavi yaka için ise Avrupa tabiki çok daha bereketli
Videonun büyük bölümünden çıkan sonuç İstanbul da yeteri kadar park olmayıp Berlin'de park olduğu olmuş🙄
Çok büyük hevesle açtım yarı hayal kırıklığı ile bitirdim. Özellikle de çocukların eğitimi konusunu gündeme getiren hanımefendi bir de doğru motivasyon mudur sorgulamak istemiş. Kendisine sadece güldüm maalesef :(
İki sebepten yurtdışına göçersin, ya parasal ya da politik sebeplerle. Geldiğimde gördüm ki eğitim de direk 3. olur. O derece siyah beyaz kadar fark var. Başlı başına motivasyon sebebidir.
🇩🇪Almanya’dan selam 22 yaşında üniversitemi bitirip hiç Türkiye’de çalışmayı bile denemeyip direk göçtüm 3 yıldır almanyadayım bu süreç beni aşırı yordu kalacak yerim olmadığı zamanlar oldu junior bi pozisyonla geldim ve hala çalışıyorum Almancamı c1 seviyesini çıkarttım mutlu muyum mutluyum ne istersem alabiliyorum evet, Türkiye’de kendime almak için hayalini kurduğum arabalar burda hoşuma gitmiyor yani şöyle o arabalar hala çok güzel ama almaya gerek yok gibi görmeye başladım mesela Türkiye’de marka kıyafetleri severken artık Türkiye’ye gelince herşeyi lc waikikiden alıp Almanya’ya geliyorum gözümde herşey değersizleşti maddi olarak bi sorunum yok pişman mıyım tabii ki de gram pişman değilim ama Türkiye düzelse de keşke memleketimde bu kadar olmasa da güzel bi şekilde yaşayabilsem…
Çok güzelll bir içerik olmuş emeğinize sağlıkk harika olmuş
Harika bir programdı.emeğinize sağlık
Gidecek olanin kendi motivasyonunu cok iyi bilmesi lazim. Gittikten sonra hayal ettigini bulamayip geri donmek isteyen/donen cok fazla insan var. Neyi ne icin istediginizi bilip hareket edilmelisiniz. Turkiye kolay degil. ama yurt disi da kolay olmayabiliyor. He bana sorarsan 1. senemin sonunda ben cok mutluyum. ins kimse verdigi kararlardan pisman olmas. guzel video. Saglicakla.
Almanya'ya gelen her on Türkiye Cumhuriyeti vatandaşının dördü ilk beş yılda Almanya'dan ayrılıyor. Çoğu Türkiye'ye dönüyor, bir kısmı başka bir ülkeye geçiyor.
Türkiye insanının dünyaya bakışı çok sağlıklı değil. Bilgiden çok yorumlar öne çıkıyor. Kuzeye gelip, kışın havanın neden daha erken karardığını anlamayanlar var. Farklı bir ülkenin farklı yaşam ve çalışma tarzlarının olabileceği düşünülmüyor bile. Araştırmakta, bilgi almakta fayda var.
Türkiye'deki deli fişek temponun bir işe yaramadığını düşünüyorum. Insanları günde on saat ofiste tutarak ve aynı işi üç defa yaparak/yaptirarak bir yere varamazsınız. Türkiye'de verimlilik bir felaket. Insanlar deliler gibi çalışsalar da, hayatları bir gecede başa dönebilir, dönüyor da. Çok güvendiğiniz bir şirket bir gecede batabilir, batıyor da. Tek bir emniyet sübabı yok. Herkes ev alarak, büyük borçlara girerek kendi sübabını kendi oluşturmaya çalışıyor.
Türkiye'nin bitmeyen bir krizler ülkesi olması gerçekten gurur duyulacak bir şey midir? Böyle bir ülkede hayatta kalmak gerçekten marifet midir?
harika bir yazi olmus
Üstelik o günkü Niyazi kadrosundan ölüp ölmeyeceğiniz bile belli değil.Serseri bir kurşun,restorandaki bir tüpgaz patlaması,inşaattan düşen bir cam ya da kalas,trafikte kurallara uymayan bir salak,fabrikada işten anlamayan bir tip sizi ve sevdiklerinizi hayattan koparabilir.Üstüne ceza da almaz.Zaten en büyük sorun kurallara ve kanunlara uymak isteyen medeni insanlarla uymayanların çatışmasında,içimizdeki Norveçlilerin sayısının gün geçtikçe azalmasında,o nedenle aklı başında insanlar Norveç'e,Almanya'ya,İngiltere'ye falan gitmek istiyor.
10 numara ozetlemissin kardesim. Turkler kaosla besleniyor. Ortamda kaos olmayinca sikilip depresyona giriyorlar.
Sayinin kaynagi ne hocam? 4u geri donuyor hangi kaynaga dayali?
@@psyducktkt
Frankfurter Allgemeine Sonntagszeitung.
Gazeteyi saklamadım.
Yazı Almanya'ya gelen yabancıların Almanya'dan çıkmasını konu alıyordu.
56. Dakikada konuşan beyefendinin bağlı bulunduğu ülkenin Başkonsolosluğu veya Büyükelçiliği ile iletişime geçmesini, oradaki Büyükelçi, Başkonsolos veya Ataşeler ile tanışmasını tavsiye ederim.
ABD'ye geleli tam 40 sene oldu. Buraya gelmek, 22 yasinda iken verdigim en dogru karardi.
3 yıldır Almanya’dayım ve çok mutluyum. İyi ki gelmişiz. Göç etmeyi düşünen herkes Ömür Kula’yı çok iyi dinlesin. İnanılmaz objektif yaklaşmış. Türkiye’den bakınca bu göç edilen ülkeler mükemmelmiş gibi görünüyor ama mükemmel ülke diye bir şey yok. Göç etmek herkese göre değil. Şu an inanılmaz bir geri dönüş de var. Çok önemli bir karar ve çok iyi düşünmek lazım.
Ben şu an Avrupa’ya yerleşsem ekonomik olarak ve refah olarak daha kötü şartlarda Türkiye’de çoktan bitirdiğim yolları baştan yürümek zorunda kalacağımı biliyorum ama oğlumun geleceğini düşününce dehşete kapılıyorum Türkiye’de değil dünya standardında en ufak düzgün bir akademik ya da karakter eğitimi alabileceğine inanmıyorum bir gün göç edersem en büyük sebebi bu olacak ikinci sebebi de liyakatsiz insanların iyi konumlarda olup hayatıma bu kadar etkisi olması ve kendimi enayi ve soyuluyor gibi hissetmemek olacak
Eğer göç etmekte kararliysaniz Avrupa ülkelerini listenizde tutmamak daha faydalı çünkü gerek Avrupa halkı gerek Avrupa sistemi artık daha fazla göçmen istemiyor, bunun için en iyisi Amerika, Avustralya ve Kanada mükemmel seçenekler. Umarım dilediğiniz ülkede aileniz ile özgürce yaşarsınız, yolunuz açık olsun ❤
Başka bir ülkede yaşamak kolay değil. Gidilen ülke vatan olamaz hiç bir zaman. Her şey iyi gider ama gün gelir yabancı olduğunu hissettirirler.
Yurtdışına gitmek iş yapmak çok iyi fikir ama bir gün dönmek gerek.
26 yaşında çıktım TRden iyiki diyorum artık eskisi kadar gelecek kaygım yok.
Ücretsiz eğitimden faydalanmış T.C. vatandaşları Amerika’ya gittiklerinde +100 binlerce dolar avantajla sisteme giriyorlar. Amerikalı gençler mezun olduklarında borç ile hayata başlıyorlar. Bazıları 2 işte çalışmak zorunda
Bu dusuncenize katilmiyorum. Turkiye'deki sinav sistemi ile ucretsiz egitim veren bir universiteye giren ogrenci Amerika"da tam bursla okuyan ogrenciye esdegerdir. Sizin bahsettiginiz Amerikali ogrenciler " ben kayit yaptirmak istiyorum, alin bu da kimligim" seklinde kayit olan ogrencilerdir.
@@muratatameric539bu düşüncenize katılmıyorum. Olay test çözmekten ibaret değil. Dediğiniz ancak ve ancak Türkiye’de %1 gibi derece yapan öğrenciler için söz konusu olabilir.
Eger Turkiye ADB'deki resmi ihale kurallarini adapte edebilirse, Turkiye buyuk atilim yapar. Bu kurallar kucuk isletmelere onculuk taniyip buyuk firmalari kucuk isletmeler ile beraber ihalelere girmeye mecbur birakiyor. Yani 1-2 genc muhendis kafa kafaya verip bir kucuk isletme kurup devlete is yapabiliyor. Bunu Turkiye'de yapamiyor insanlar.
Tebrikler, güzel bir video olmuş; ancak Ömür Kula'nın açıklamaları Türkiye’nin gerçek gündeminden ziyade kendi yaşam gündemiyle alakalı gibi duruyor. Herkesin kendine göre haklı nedenleri var; kimse arkasına bakmadan gitmiyor...
aldıgin maaşın %50 sini kiraya vermek Türkiye'ye ozel bir sey degil..new yorktta yaşıyorum. ailecek bir ev kirayacagim desen yine yarisini veya fazlasını vereceksin he tek başımayım paylasimli evde kalicam kendim odam olsun desen 1/4 unu verirsin kaldi ki TR de de ayni durum muhtemelen.
Istanbulda tek basina kiraya cikmak junior muhendis maasinin minimum %110u fln😅
@@esevbdaha bile fazlası eli yüzü düzgün bir evse. New york'tan salllamak kolay tabii
Yorumlarda özellikle yakın zamanda yurtdışına göçenler Ömür Kula'ya çok kızmışlar. Daha çok erken. Bir süre daha yurtdışında kaldığınızda Ömür Kula'nın ne kadar haklı olduğunu anlayacaksınız. Zaman meselesi.
10 senedir yurtdisinda yasiyorum, omur zirvalamis. Gunde 10 saat calismak rekabetle justify edilemez.
1995 den beri ve cogu Omur konusunda hakli. Onunla calisanlara uzuldum biraz.
İnsanlar Türkiye deli liyakat eksikliğinden de k açıyor.
Ben memur olmayi hic düşünmemiş bir muhendis olarak ozel çalışarak memleketimde kalmayi uzak akrabalarin cemiyetlerine gitmeyi falan severim 😅 surekli degisen hobilerim oldu. Hobiyi baya uç noktalara cikarip farkli hobilere gecerim. Deniz kum gunes sevmem sağlık problemleri oyle koye gideyim sehir gezeyim vs bana yetiyor. Halk oyunlarina giderim valla cok yogunum çocuk ve evi saymiyorum. Mutluyum sorun bende mi 🤦
29:00 patronumdan daha iyi şattlarda yaşıyorum sahile yakın oturuyorum ama akşam dışarı çıkamam, herkes yaşam tarzını iyi tartsın. Kazanacaklarınız varsa kaybedecekleriniz daha çok
yaşam tarzı mevzusu hiç değerlendirilmemiş en önemli parametrelerden biri bence de
Herkes 40+ yaşından üzeri hep yine Türkiye’ye veya kendi ülkesine dönme hayaliyle yaşıyor. 50/50. Bazı şeyler kazanıyorsun ama çok şeyi de kaybediyorsun. Aile onlardan biri. Senede 1 kere veya 2 senede 1 kere aileni görüyorsun. Ben 10 senedir Iskoçyadayım ve kesinlikle söylerim para her şey değil.
arasira cikip bos sorular soran abla hangi ulkede yasiyormus
Vatan ve millet aidiyet duygusu yol bende keşke tek dünya devleti olsa tüm devletler şuan bir şehir olsa ve bizde dünyayı gezebilsek ven isviçreye çok gitmek istiyorum ama ne maddi durum var ne pasaport alıcak param dahi yok ve vizede vermiyorlar türklere tek şansım TEK DÜNYA DEVLETİNİN KURULMASI ŞUAN BU BİRAX ZOR AMA DÜNYAYI YONETEN AİLELER BUNU AMAÇLIYOR AMA NITETLERI ÇOK KÖTÜ
Yale’de okumadan Yale’lı olduğunu sanmak da baya ağır bir sanrı.
Konuklar harikaydı çok samimi anlatmışlar , Vasatistan ifadesi beni çok derinden etkiledi, tam konuyu özetleyen bir kelime , ülkemizin kıymetini bilelim , mimarım , müze gibi ülkemiz var her yerden tarihi eserler çıkıyor birbirinden kıymetli , çocuklarımıza kültür sanat mimarlık bilinci aşılayalım ❤ estetik algılarını yükseltelim ozaman çevremizde daha güzelleşecektir
Ülke bizim,evet diyebilirsiniz ki Hayat ta bizim!Giden ve Mutlu olan olduğu kadar Mutsuz olan da birçok insan var!Aidiyet duygunuz yoksa evet bu yazdığım size anlamsız gelecektir..Kimse kucak açıp bizi beklemiyor,yaşadığımız alanı güzelleştirelim!!!Evet çabası şimdilik boşa gitmiş görünen bir beyaz yakalıyım!Şimdilik!!!..Canımm Ülkem,Vatanım,Atam!!!
Tarih, şahsi menfaatini düşünleride, ülkesi için gayret göstenleride yazacaktır..
Umarım tarih -deleri ayırabilir zira sen ayıramamışsın
Ömür Kula nın doğruları yanlış anlattığını düşünüyorum. Çünkü giden insanların ergen tribinde olduğunu düşünüyor gibi konuşuyor. Belki Londra ya giderken kendisi böyleydi ama yurtdışına çıkmayı denemek, bu fırsatı değerlendirmek sadece hisli bir çıkış olmak zorunda değil, kalmak veya dönmek de öyle değil. İnsanlar kararlarını tek bir amaç veya zaman dilimi için almazlar. Bugün rasyonel bir sebeple giderken, yarın duygusal bir nedenden dönebilirim. Bence bu bakışı bütüncül olarak meseleyi tanıyamamasından.
Cok abartacak bir durum yok, heryer Turkiye, istedigin yerde cok guzel turk arkadaslar ve turk olmayanlar oluyor, ve cikanlar bence sonucta memlekete oyle veya boyle daha faydali oluyor disaridayken, Iyi yasamlar herkese
Ömür Kula Hanim acaba başka bir ülkede mi yaşıyor ))
Sarışın abla biraz daha zorlasak kurulu düzenim var yeğenim diyecek