BİSMİLLAHİRRAHMANNİRAHİM hoca hanım siz çocuklara Allah bize ne vedi onu öğretin can verdi güneş verdi ay verdi anneni verdi babanı verdi meyve verdi he şeyi Allah verdi diyeceğiz inşAllah böyle çocuğa dua ettirin Allah dan ellerini kendi açsın senden öğrensin ellerini açıp isteyecek sin inşAllah
Yaptığınız işi takdir ediyorum Şeyda Hanım. Çocuklardaki bu inanca dair eksikliği dert edindim demeniz, böyle bir derdinizin oluşu, bunun için içerik üretmeniz öncelikle işinizi ne kadar sevdiğinizi ve sonrasında öğrencilerinizin eğitimini ne kadar kaliteli inşa ettiğinizi gösteriyor. Yaşı sizden küçük bir ilahiyatçıyım ve içtenlikle teşekkür ediyorum.
Hayırlı günler benim kızım 5 yaşında ben Allah'ı anlatmak için hava örneğini veriyorum. Hava nasıl nereye gidersek gidelim nefes alabiliyoruz her yerde var. Allah da öyle diyorum. Ve peşinden neden göremiyorum sorusuna da havayı da göremiyoruz ama nefes alarak olduğunu biliyoruz diyorum. İnşaallah doğru bir şekilde anlatabiliyorumdur.
Hocam benim oğlum 2,5 yaşında iken buna benzer sorular sormaya başladı şuanda 3,5 yaşında ama onu tam manada ikna edebilmiş hissedemiyorum. 3,5 yaş için nasıl bir yaklaşım doğru olur sizce?
Açıklamalar için teşekkürler :) bir soru yöneltebilir miyim ? Peygamber efendimiz için de nerede yaşıyor diyen okul öncesi bir çocuğa yıllar önce yaşayıp vefat ettiğini söylemede sakınca var mı ? Ya da en doğru nasıl açıklarız... teşekkür ederim
Yanılıyorsun sevgili kardeşim. Sen meseleyi yanlış anlamışsın. Allah ı görmek için kainatın dışına çıkmana gerek yok, sadece kendinin(nefsinin) dışına çıkmana nefsinin üstüne basmana ihtiyaç var. Tasavvuf ehlide öyle buyurmuşlar. Birinci adım nefsin üzerine basmak ikinci adım Allahı bulmaktır buyurmuşlar. Allah(cc) ben göklere ve yere sığmadım mümim kulumun kalbine sığdım buyurmuşlar. Demekki kalb nefsaniyetten temizlendiği oranda Allah ı hisseder Allah ile beraber olur. Diğer bir ifadeyle Allahı(cc) kainatın dışında değil kendinde bulacaksın. Yunus Emre mübarek buyurmuş; ''ben taşrada arar idim. Ol can içinde can imiş'', Bu nedenle Allahı taşrada kainatın dışında değil, can içinde kendi kalbimizde arayalım. İnsanlarla Allahın arasına mesafeler koymayalım. Allah ben size şahdamarınızdan yakınım buyurmuş. Yakın olanı neden kainatın dışında diyerek uzaklaştırıyorsun. Allah ı görememen Allah uzakta olduğundan değil senin gönül gözünün henüz açılmamış olmasından dolayı. Çünkü kainatta sana '' Allah'dan daha yakın bir varlık yok''. Eğer bir insan kör ise hemen önündeki yanındaki birini bile göremez. Uzaklık yok, yanında olanı görememe hissedememe var. Selametle.
Muhterem Hoca Efendi, Rasulullah neden Cenab-ı Allahı görmek için Miraca çıktı? Cenab-ı Allahı Sidretül Müntehada görmedi mi? Necm suresinin mesajı nedir? Miraç nedir? Bize Şah damarından daha yakın olan Cenab-ı Allah’ın zatı değildir, Cenab-ı Allah hiç bir mahluka “zatıyla” yakın olamaz, O alemlerden münezzehtir. Bize Şah damarından yakın olan Cenab-ı Allah’ın İlim Sıfatıdır, yani “her şeyden haberdardır” manasındadır. Cenab-ı Allah’ın zatı ve sıfatları birbirinden ayrı mevcuttur (ibni Arabi). Zatı ile alemlerden münezzehtir, yani yaratılmış olanların dışındadır, öyle olmasaydı Cenab-ı Allah yarattıklarıyla beraber, onların bir “cüzü”olması gerekirdi. Öyle olmasaydı Peygamber Efendimizin miraca yükselmesine ne lüzum vardı? Dünyada da görebilirdi Rabbini? Sidreyi münteha mahlukatın son sınırını teşkil eder, 7 Cenneti geçtikten sonra Miraçta Cenab-ı Allahı burada görmüştür, Necm Suresinde böyle bildirilmektedir. Cenab-ı Allah sonsuz olduğu için bizim alemimize sığmaz, bu alem Onu İhata edemez. Müminin kalbine sığması mecazidir, kalple yakınlığı hissedilebilir demektir. Müminin kalbi, Tezkiyetun Nefs ile temizlendiğinde, İlahi sıfatları yansıtan bir ayna gibidir, bu aynaya bakınca Mümin Rabbinin sıfatlarını kendinde görür, “Sıfatları görür” zatı göremez, “ Mümin müminin aynasıdır”hadisi buna delâlet eder, buradaki Mümin, Kâmil Mümin manasında anlaşılmalıdır, Yani müminin kalbi el-Müminin aynası olur, Onun sıfatlarını yansıtır, manasına gelir. Cenab-ı Allah’ın Zatı ötelerden ötededir, Cenab-ı Allah’ın zatını gerçek manasıyla kimse idrak edemez, Efendimize görünen insan suretindeki bir tecellisi idi. “ Ben rabbimi genç bir delikanlı Suretinde gördüm” dedi Peygamber. Miraçtan sonra Allahı en çok Namazda görmüştür, bu yüzden “Namaz müminin miracıdır” demiştir, Yani Namazda Rabbini görebilen hakiki Mümin sayılır. Allah bu aleme yakın olamaz, bu Allah’ın sıfatlarıyla çelişir, Musa a.s görmek istediğinde düşüp bayılmıştır, bu aleme yakın olan sıfatlarıdır, bu aleme en yakın olan “İlim” sıfatıdır, bu sıfatla mahlukatta haberdardır, diğer sıfatlar da böyledir.
@@soulrebel7763 Sevgili kardeşim kitaplardan alıntı ile doldurmuşsun cevabını ama o alıntıların hakikatini bilmeden anlamadan kavramadan bir ezber gibi aktarmak ve söylemek kimseye fayda sağlamaz. Aslında cevabının içinde benim cevabım var. (“Namaz müminin miracıdır” demiştir, Yani Namazda Rabbini görebilen hakiki Mümin sayılır) diyorsun yani namazdada görülebilir demektir yani kainatın dışına çıkmadan evinde kıldığın namazdada görebilirsin demektir. Benim söylediğimde bu zaten. (Allah bu aleme yakın olamaz, bu Allah’ın sıfatlarıyla çelişir,) diyorsun bir yandanda hakiki mümin namazda Rabbini görebilir diyorsun ki öyledir. Allahın ALEME ve İNSANA tecellisi farklıdır.. Zat tecellisine mazhar olabilen tek varlık İNSANDIR, bu meleklerin dahi ulaşamayacağı birşeydir. Bu zat tecellisi Resulullah(sav) Efendimizde vardı ve O nun varisleri Kamil Evliyada da vardır bu hal. Bu potansiyel bütün insanlarda var ama herkes kendinde olan potansiyelin ortaya çıkmasına izin vermiyor, nefsinin esaretinden kurtulamadığı için. Sevgili kardeşim ALLAH cc insana ruhumdan üfledim buyuruyor. Şah damarından yakınım buyuruyor.Yunus Emre de ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş diyor. İnsan ALLAHı ötelerde kainatın dışında taşrada değil yine İNSAN da bulabilir. Resulullah (SAV) Allahı yeryüzüne indirmiştir lateşbih. İnsanlık ile Allahı buluşturmuştur. İnşaallah bu ifadeleri yanlış anlamazsınız ama bir şey anlaşılsın diye böyle söylüyorum. Onun için Allah ı insanlardan uzak göstererek insanı bu dünya gurbetinde yalnız ve yetim hale getirmeyelim. Allah insanı sevdi yarattı. Seven sevdiğini bir an bile bırakmaz, her an sevdiğiyle beraber olur. Allah insanı seviyor ve Onun dostudur sahibidir. Bir anne bebeğinin yanından bir an ayrılmaz ve hep yanındadır her an bir ihtiyacını karşılamak için. Allahın merhameti sevgisi anne ile kıyas bile edilemez. Allah sana senden yakın, Şu kainatta sana Allah dan yakın bir varlık yok, sana düşüncenden bile yakın. Sevgisiyle ve sıfatlarıyla. Kusura bakmayın biraz uzun olmuş olabilir. Allah a emanet olun.
@@soulrebel7763 Dermân aradım derdime Derdim bana dermân imiş Bürhân aradım aslıma Aslım bana bürhân imiş Sağ u solum gözler idim Dost yüzünü görsem deyû Ben taşrada arar idim Ol cân içinde cân imiş Öyle sanırdım ayrıyam Dost gayrıdır ben gayrıyam Benden görüp işiteni Bildim ki ol cânân imiş Savm-u salât u hac ile Sanma ki biter zâhid işin İnsan-ı kâmil olmağa Lâzım olan irfân imiş Mürşid gerektir bildire Hakk’ı sana hakka’l-yakîn Mürşîdi olmayanların Bildikleri gümân imiş İşte Niyâzî’nin sözün Bir nesne örtmez Hak yüzün Hak’tan âyân bir nesne yok Gözsüzlere pinhân imiş Niyazi Mısri
Çocuklara hâkikati anlatmak gerekir. Allahi görmek Bu dünyada avam-i nas için mümkün degildir. Ancak tasavvuf yoluna girip bir mürsidi kâmile baglanarak, seyri sülük yada tezkiyetun nefs denilen gayet zor bir terbiyeden geçerek, fena yoluyla (fena fi Seyh, fena fi Rasul, fena fillah) makamlarini geçerek, Efendimizin miraçta gördügü gibi görebilir. Cenabi Allahi en mükemmel sekilde namazda görebilir. Bundan dolayi „Namaz müminin miracidir“ dedi Peygamber Efendimiz. Aslinda Efendimizin 124.000 miraci vardir, bunlardan sadece bir tanesini anlatmistir.
Allah zatıyla değil işitmesi görmesi ve hakimiyetiyle heryerde ve şah damarımızdan daha yakındır. Kaf 16: Ve andolsun ki İNSANI Biz yarattık. Ve NEFSİNİN ONA NE VESVESELER VERECEĞİNİ BİLİRİZ. Ve Biz, ONA ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ. Burda insanın içinden geçirdiği herşeyi işittiğini söylüyor. Allahın zatı Âlemlere göre yukardadır ama âlemlerin içinde değildir. Zatı anlamında yukarda olduğunu ayette söylüyor zaten. Mülk 16: GÖKYÜZÜNDEKİ KİŞİNİN (ALLAH'IN), o (yer) sallandığı zaman sizi, yere geçirmesinden (geçirmeyeceğinden) emin mi oldunuz ? Allahın yukarda âlemlerin dışında olmasının Allahın yolu ve Hidayete ermekle ilgili alakalı bir konudur. SIRATI MUSTAKÎM yolu nedir? Kurana göre tarifi : SIRAT : yol demek. MUSTAKİM: istikametlenmiş demektir. İstikametlenmiş yol demektir. Bu yol fizikötesi bir yol olup elçinin elini tutarak tabi olunduğu an başlar (Ruh o an vücuttan çıkıp bu yola girer) ve 7 gök katını dikey olarak aşarak yolun sonunda Allahın zatında son bulur. Yani Allaha ruhen ulaştıran yoldur sıratı mustakim. Allahın zatı arşa istiva etmiştir. Melekut aleminin 7 gök katının tavanına zatını yakın kılmıştır ve SIRATI MUSTAKİM adlı Allaha ruhen ulaştıran yol bu noktada son buluyor. Allahın zatına istikametlenmiş yoldur SIRATI MUSTAKİM. Taha 5: RAHMÂN ARŞIN ÜZERİNE İSTİVA ETTİ. Melekut alemi 7 gök katından oluşuyor. Ve 7 gök katını dikey olarak birbirine bağlayan Allaha ruhen ulaştıran yol var. 7 yol her biri bir gök katını birbirine bağlıyor. İsra 17: 7 KAT GÖKLER ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (Allah'ı) tesbih ederler. Müminun 17: Ve andolsun ki Biz, sizin ÜZERİNİZDE 7 YOL YARATTIK ve Biz, yaratmaktan gâfil değiliz. Hicr 41: ALLAHÛ TEALÂ şöyle buyurdu: “İşte BU, BANA YÖNLENDİRİLMİŞ (Bana ulaştıran) YOLDUR.” Nisa 175: Böylece Allah'a âmenû olanları ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, KENDİSİNE ULAŞTIRAN “SIRATI MUSTAKÎM”E HİDAYET EDECEKTİR (ulaştıracaktır). Gönderilen tüm Elçiler insanların kendilerine tabi olarak Allaha ruhen ulaştıran Sıratı Mustakim'e girmelerini istiyor. Ayetlere bakıldığı zaman tabi olan ile tabi olunan hayatta olanlardır. Yani Allaha ruhen ulaştıran yola ruhun çıkması için bizim gibi hayatta olan bir Hidayetçiye elini tutarak tabi olmak gerekir. Tabi olmadan Allahın yoluna girmek imkansızdır. Furkan 57: De ki: “Ben sizden onun için (tebliğ için) DİLEYEN kimsenin, RABBİNE ULAŞTIRAN BİR YOL edinmesinden başka bir ecir (karşılık) istemiyorum.” Meryem 43: Ey babacığım, muhakkak ki bana, sana gelmeyen bir ilim gelmiştir! Öyleyse BANA TÂBÎ OL. SENİ, SIRATI SEVİYE'YE (düzgün, seviyeli, Allah'a ulaştıran yola) HİDAYET EDEYİM (ulaştırayım). Mümin 38: Ve Mümin olan adam şöyle dedi: "EY KAVMİM! BANA TÂBİ OLUN Kİ SİZİ İRŞAD YOLUNA ULAŞTIRAYIM." Yasin 21: (Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (BU) KİŞİLERE TÂBÎ OLUN. Ve ONLAR, MEHDİLERDİR (hidayete ermiş ve hidayete erdirenlerdir). RAD 7 : Ve Kâfirler derler ki; ‘‘Onun üzerinde Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?’’ Sen, sadece bir uyarıcısın VE BÜTÜN KAVİMLER İÇİN HİDAYETÇİ (MEHDİLER) VARDIR (Zamanın her parçasında ve bütün kavimlerde).
Allah bizim bildiğimiz hiçbir mekanda değil, çünkü bildiğimiz her mekanı Allah yaratmıştır❤
BİSMİLLAHİRRAHMANNİRAHİM hoca hanım siz çocuklara Allah bize ne vedi onu öğretin can verdi güneş verdi ay verdi anneni verdi babanı verdi meyve verdi he şeyi Allah verdi diyeceğiz inşAllah böyle çocuğa dua ettirin Allah dan ellerini kendi açsın senden öğrensin ellerini açıp isteyecek sin inşAllah
Özkan Öze nin örnekleri risale i Nur dan dinlediğim kadarıyla
Allah Teala razı olsun
Yaptığınız işi takdir ediyorum Şeyda Hanım. Çocuklardaki bu inanca dair eksikliği dert edindim demeniz, böyle bir derdinizin oluşu, bunun için içerik üretmeniz öncelikle işinizi ne kadar sevdiğinizi ve sonrasında öğrencilerinizin eğitimini ne kadar kaliteli inşa ettiğinizi gösteriyor. Yaşı sizden küçük bir ilahiyatçıyım ve içtenlikle teşekkür ediyorum.
emeğinize sağlık Allah razı olsun hocam sizden
Allah sizden razı olsun. Çalışmalarınızın etkisini ve bereketini artırsın.
Hayırlı günler benim kızım 5 yaşında ben Allah'ı anlatmak için hava örneğini veriyorum. Hava nasıl nereye gidersek gidelim nefes alabiliyoruz her yerde var. Allah da öyle diyorum. Ve peşinden neden göremiyorum sorusuna da havayı da göremiyoruz ama nefes alarak olduğunu biliyoruz diyorum. İnşaallah doğru bir şekilde anlatabiliyorumdur.
Allah’ın yarattıklarını / sanatını düşünün, Onun Zatını düşünmeyin.” ifadesinden sonra, “çünkü Onun hakkını veremezseniz. Hadis
Rabbim razi olsun sizden ve sizin gibi Allah icin çalisan mucadele eden cozum ureten siz din kardeslerimden
Hocam bende imam hatip mezunuym aciktan ilahiyat okuyorm ama mulakatlardan korkyrm asiri heycan yapiyorum ne yapmam lazim
Artık oğluma daha iyi bir açıklama yapabilirim🤲🤲
10:20 ellerinize sağlık
Şeyda hanım 5 yaşında bir oğlum var evde dini egitim ve kuran öğretmek istiyorum hangi kitapları (set olarak )tavsiye edersiniz
Merhaba ,nasıl yaptınız , benim oğlum da şu an 4 buçuk yaşına yaklaşıyor. 2 sene önce sormuşsunuz soruyu, neler yaptınız nasıl ilerlediniz?
Hocam benim oğlum 2,5 yaşında iken buna benzer sorular sormaya başladı şuanda 3,5 yaşında ama onu tam manada ikna edebilmiş hissedemiyorum. 3,5 yaş için nasıl bir yaklaşım doğru olur sizce?
Merhaba, nasıl ilerlediniz? Benim oğlum da sorulara başladı.
Açıklamalar için teşekkürler :) bir soru yöneltebilir miyim ? Peygamber efendimiz için de nerede yaşıyor diyen okul öncesi bir çocuğa yıllar önce yaşayıp vefat ettiğini söylemede sakınca var mı ? Ya da en doğru nasıl açıklarız... teşekkür ederim
Tasavvuf Ehline göre Cenab-i Allah Kâinatin disindadir. Insan kâinatin disina çikabilse Allahi görebilir. Efendimiz Miraçta kâinatin disina çikarak görmüstür.
Yanılıyorsun sevgili kardeşim. Sen meseleyi yanlış anlamışsın. Allah ı görmek için kainatın dışına çıkmana gerek yok, sadece kendinin(nefsinin) dışına çıkmana nefsinin üstüne basmana ihtiyaç var. Tasavvuf ehlide öyle buyurmuşlar. Birinci adım nefsin üzerine basmak ikinci adım Allahı bulmaktır buyurmuşlar. Allah(cc) ben göklere ve yere sığmadım mümim kulumun kalbine sığdım buyurmuşlar. Demekki kalb nefsaniyetten temizlendiği oranda Allah ı hisseder Allah ile beraber olur. Diğer bir ifadeyle Allahı(cc) kainatın dışında değil kendinde bulacaksın. Yunus Emre mübarek buyurmuş; ''ben taşrada arar idim. Ol can içinde can imiş'', Bu nedenle Allahı taşrada kainatın dışında değil, can içinde kendi kalbimizde arayalım. İnsanlarla Allahın arasına mesafeler koymayalım. Allah ben size şahdamarınızdan yakınım buyurmuş. Yakın olanı neden kainatın dışında diyerek uzaklaştırıyorsun. Allah ı görememen Allah uzakta olduğundan değil senin gönül gözünün henüz açılmamış olmasından dolayı. Çünkü kainatta sana '' Allah'dan daha yakın bir varlık yok''. Eğer bir insan kör ise hemen önündeki yanındaki birini bile göremez. Uzaklık yok, yanında olanı görememe hissedememe var. Selametle.
Muhterem Hoca Efendi,
Rasulullah neden Cenab-ı Allahı görmek için Miraca çıktı? Cenab-ı Allahı Sidretül Müntehada görmedi mi? Necm suresinin mesajı nedir? Miraç nedir? Bize Şah damarından daha yakın olan Cenab-ı Allah’ın zatı değildir, Cenab-ı Allah hiç bir mahluka “zatıyla” yakın olamaz, O alemlerden münezzehtir. Bize Şah damarından yakın olan Cenab-ı Allah’ın İlim Sıfatıdır, yani “her şeyden haberdardır” manasındadır. Cenab-ı Allah’ın zatı ve sıfatları birbirinden ayrı mevcuttur (ibni Arabi). Zatı ile alemlerden münezzehtir, yani yaratılmış olanların dışındadır, öyle olmasaydı Cenab-ı Allah yarattıklarıyla beraber, onların bir “cüzü”olması gerekirdi. Öyle olmasaydı Peygamber Efendimizin miraca yükselmesine ne lüzum vardı? Dünyada da görebilirdi Rabbini? Sidreyi münteha mahlukatın son sınırını teşkil eder, 7 Cenneti geçtikten sonra Miraçta Cenab-ı Allahı burada görmüştür, Necm Suresinde böyle bildirilmektedir. Cenab-ı Allah sonsuz olduğu için bizim alemimize sığmaz, bu alem Onu İhata edemez. Müminin kalbine sığması mecazidir, kalple yakınlığı hissedilebilir demektir. Müminin kalbi, Tezkiyetun Nefs ile temizlendiğinde, İlahi sıfatları yansıtan bir ayna gibidir, bu aynaya bakınca Mümin Rabbinin sıfatlarını kendinde görür, “Sıfatları görür” zatı göremez, “ Mümin müminin aynasıdır”hadisi buna delâlet eder, buradaki Mümin, Kâmil Mümin manasında anlaşılmalıdır, Yani müminin kalbi el-Müminin aynası olur, Onun sıfatlarını yansıtır, manasına gelir. Cenab-ı Allah’ın Zatı ötelerden ötededir, Cenab-ı Allah’ın zatını gerçek manasıyla kimse idrak edemez, Efendimize görünen insan suretindeki bir tecellisi idi. “ Ben rabbimi genç bir delikanlı Suretinde gördüm” dedi Peygamber. Miraçtan sonra Allahı en çok Namazda görmüştür, bu yüzden “Namaz müminin miracıdır” demiştir, Yani Namazda Rabbini görebilen hakiki Mümin sayılır.
Allah bu aleme yakın olamaz, bu Allah’ın sıfatlarıyla çelişir, Musa a.s görmek istediğinde düşüp bayılmıştır, bu aleme yakın olan sıfatlarıdır, bu aleme en yakın olan “İlim” sıfatıdır, bu sıfatla mahlukatta haberdardır, diğer sıfatlar da böyledir.
@@soulrebel7763 Sevgili kardeşim kitaplardan alıntı ile doldurmuşsun cevabını ama o alıntıların hakikatini bilmeden anlamadan kavramadan bir ezber gibi aktarmak ve söylemek kimseye fayda sağlamaz. Aslında cevabının içinde benim cevabım var.
(“Namaz müminin miracıdır” demiştir, Yani Namazda Rabbini görebilen hakiki Mümin sayılır) diyorsun yani namazdada görülebilir demektir yani kainatın dışına çıkmadan evinde kıldığın namazdada görebilirsin demektir. Benim söylediğimde bu zaten.
(Allah bu aleme yakın olamaz, bu Allah’ın sıfatlarıyla çelişir,) diyorsun bir yandanda hakiki mümin namazda Rabbini görebilir diyorsun ki öyledir.
Allahın ALEME ve İNSANA tecellisi farklıdır.. Zat tecellisine mazhar olabilen tek varlık İNSANDIR, bu meleklerin dahi ulaşamayacağı birşeydir. Bu zat tecellisi Resulullah(sav) Efendimizde vardı ve O nun varisleri Kamil Evliyada da vardır bu hal. Bu potansiyel bütün insanlarda var ama herkes kendinde olan potansiyelin ortaya çıkmasına izin vermiyor, nefsinin esaretinden kurtulamadığı için.
Sevgili kardeşim ALLAH cc insana ruhumdan üfledim buyuruyor. Şah damarından yakınım buyuruyor.Yunus Emre de ben taşrada arar idim ol can içinde can imiş diyor. İnsan ALLAHı ötelerde kainatın dışında taşrada değil yine İNSAN da bulabilir. Resulullah (SAV) Allahı yeryüzüne indirmiştir lateşbih. İnsanlık ile Allahı buluşturmuştur. İnşaallah bu ifadeleri yanlış anlamazsınız ama bir şey anlaşılsın diye böyle söylüyorum.
Onun için Allah ı insanlardan uzak göstererek insanı bu dünya gurbetinde yalnız ve yetim hale getirmeyelim. Allah insanı sevdi yarattı. Seven sevdiğini bir an bile bırakmaz, her an sevdiğiyle beraber olur. Allah insanı seviyor ve Onun dostudur sahibidir. Bir anne bebeğinin yanından bir an ayrılmaz ve hep yanındadır her an bir ihtiyacını karşılamak için. Allahın merhameti sevgisi anne ile kıyas bile edilemez.
Allah sana senden yakın, Şu kainatta sana Allah dan yakın bir varlık yok, sana düşüncenden bile yakın. Sevgisiyle ve sıfatlarıyla. Kusura bakmayın biraz uzun olmuş olabilir. Allah a emanet olun.
@@soulrebel7763
Dermân aradım derdime
Derdim bana dermân imiş
Bürhân aradım aslıma
Aslım bana bürhân imiş
Sağ u solum gözler idim
Dost yüzünü görsem deyû
Ben taşrada arar idim
Ol cân içinde cân imiş
Öyle sanırdım ayrıyam
Dost gayrıdır ben gayrıyam
Benden görüp işiteni
Bildim ki ol cânân imiş
Savm-u salât u hac ile
Sanma ki biter zâhid işin
İnsan-ı kâmil olmağa
Lâzım olan irfân imiş
Mürşid gerektir bildire
Hakk’ı sana hakka’l-yakîn
Mürşîdi olmayanların
Bildikleri gümân imiş
İşte Niyâzî’nin sözün
Bir nesne örtmez Hak yüzün
Hak’tan âyân bir nesne yok
Gözsüzlere pinhân imiş
Niyazi Mısri
Şeyma hnm.harflerin tamamını bulamadım
Okadar uzattınız ki ,Yani sade saf anlaşılır bir şekilde çocukların Allah neye benziyor Nerede nasıl gibi sorusuna cvp ariyoruz....
Çocuklara hâkikati anlatmak gerekir. Allahi görmek Bu dünyada avam-i nas için mümkün degildir. Ancak tasavvuf yoluna girip bir mürsidi kâmile baglanarak, seyri sülük yada tezkiyetun nefs denilen gayet zor bir terbiyeden geçerek, fena yoluyla (fena fi Seyh, fena fi Rasul, fena fillah) makamlarini geçerek, Efendimizin miraçta gördügü gibi görebilir. Cenabi Allahi en mükemmel sekilde namazda görebilir. Bundan dolayi „Namaz müminin miracidir“ dedi Peygamber Efendimiz. Aslinda Efendimizin 124.000 miraci vardir, bunlardan sadece bir tanesini anlatmistir.
@Miraç O senin Problemin!
çok yanlış bir bakış
Cok uzatiyorsunuz
Allah zatıyla değil işitmesi görmesi ve hakimiyetiyle heryerde ve şah damarımızdan daha yakındır.
Kaf 16: Ve andolsun ki İNSANI Biz yarattık. Ve NEFSİNİN ONA NE VESVESELER VERECEĞİNİ BİLİRİZ. Ve Biz, ONA ŞAH DAMARINDAN DAHA YAKINIZ.
Burda insanın içinden geçirdiği herşeyi işittiğini söylüyor.
Allahın zatı Âlemlere göre yukardadır ama âlemlerin içinde değildir. Zatı anlamında yukarda olduğunu ayette söylüyor zaten.
Mülk 16: GÖKYÜZÜNDEKİ KİŞİNİN (ALLAH'IN), o (yer) sallandığı zaman sizi, yere geçirmesinden (geçirmeyeceğinden) emin mi oldunuz ?
Allahın yukarda âlemlerin dışında olmasının Allahın yolu ve Hidayete ermekle ilgili alakalı bir konudur.
SIRATI MUSTAKÎM yolu nedir? Kurana göre tarifi :
SIRAT : yol demek. MUSTAKİM: istikametlenmiş demektir. İstikametlenmiş yol demektir. Bu yol fizikötesi bir yol olup elçinin elini tutarak tabi olunduğu an başlar (Ruh o an vücuttan çıkıp bu yola girer) ve 7 gök katını dikey olarak aşarak yolun sonunda Allahın zatında son bulur. Yani Allaha ruhen ulaştıran yoldur sıratı mustakim.
Allahın zatı arşa istiva etmiştir. Melekut aleminin 7 gök katının tavanına zatını yakın kılmıştır ve SIRATI MUSTAKİM adlı Allaha ruhen ulaştıran yol bu noktada son buluyor. Allahın zatına istikametlenmiş yoldur SIRATI MUSTAKİM.
Taha 5: RAHMÂN ARŞIN ÜZERİNE İSTİVA ETTİ.
Melekut alemi 7 gök katından oluşuyor. Ve 7 gök katını dikey olarak birbirine bağlayan Allaha ruhen ulaştıran yol var. 7 yol her biri bir gök katını birbirine bağlıyor.
İsra 17: 7 KAT GÖKLER ve yeryüzü ve onlarda bulunanlar, O'nu (Allah'ı) tesbih ederler.
Müminun 17: Ve andolsun ki Biz, sizin ÜZERİNİZDE 7 YOL YARATTIK ve Biz, yaratmaktan gâfil değiliz.
Hicr 41: ALLAHÛ TEALÂ şöyle buyurdu: “İşte BU, BANA YÖNLENDİRİLMİŞ (Bana ulaştıran) YOLDUR.”
Nisa 175: Böylece Allah'a âmenû olanları ve O'na (Allah'a) sarılanları ise, (Allah) kendinden bir rahmetin ve fazlın içine koyacak ve onları, KENDİSİNE ULAŞTIRAN “SIRATI MUSTAKÎM”E HİDAYET EDECEKTİR (ulaştıracaktır).
Gönderilen tüm Elçiler insanların kendilerine tabi olarak Allaha ruhen ulaştıran Sıratı Mustakim'e girmelerini istiyor. Ayetlere bakıldığı zaman tabi olan ile tabi olunan hayatta olanlardır. Yani Allaha ruhen ulaştıran yola ruhun çıkması için bizim gibi hayatta olan bir Hidayetçiye elini tutarak tabi olmak gerekir. Tabi olmadan Allahın yoluna girmek imkansızdır.
Furkan 57: De ki: “Ben sizden onun için (tebliğ için) DİLEYEN kimsenin, RABBİNE ULAŞTIRAN BİR YOL edinmesinden başka bir ecir (karşılık) istemiyorum.”
Meryem 43: Ey babacığım, muhakkak ki bana, sana gelmeyen bir ilim gelmiştir! Öyleyse BANA TÂBÎ OL. SENİ, SIRATI SEVİYE'YE (düzgün, seviyeli, Allah'a ulaştıran yola) HİDAYET EDEYİM (ulaştırayım).
Mümin 38: Ve Mümin olan adam şöyle dedi: "EY KAVMİM! BANA TÂBİ OLUN Kİ SİZİ İRŞAD YOLUNA ULAŞTIRAYIM."
Yasin 21: (Tebliğlerine karşılık) sizden ücret istemeyen (BU) KİŞİLERE TÂBÎ OLUN. Ve ONLAR, MEHDİLERDİR (hidayete ermiş ve hidayete erdirenlerdir).
RAD 7 : Ve Kâfirler derler ki; ‘‘Onun üzerinde Rabbinden bir mucize indirilmeli değil miydi?’’ Sen, sadece bir uyarıcısın VE BÜTÜN KAVİMLER İÇİN HİDAYETÇİ (MEHDİLER) VARDIR (Zamanın her parçasında ve bütün kavimlerde).
Özkan Öze nin örnekleri risale i Nur dan dinlediğim kadarıyla
Özkan Öze nin örnekleri risale i Nur dan dinlediğim kadarıyla