Yazar: Théodore ❗️Kurgudur! ❗️İlgili kişiye karşı hakaret, kötü söylem yoktur! Not: Yorum yapıp videoyu beğenmeniz benim için önemli. Düşüncelerinizi merak ediyorum. Sevgilerle iyi okumalar... - •Jeon Jungkook İle Hayal Et• "Soğuk mafya patronun seni evine çağırır." - Jeon Jungkook arıyor... Saat 02.45 ve patronumun beni ne için bu saatte aradığını bilmiyordum. Fakat acil olmasaydı, kesinlikle aramazdı. Telefon ile bakışmayı bırakıp hızlıca telefonu açtım ve kulağıma ulaşan ilk ses ağlayan bir çocuk sesiydi. "Jungkook bey?" "Tamam oğlum, geçti babacığım." Babacığım mı? Jungkook beyin çocuğu mu vardı? "Cha Na çok üzgünüm. Seni bu saatte rahatsız etmek istememiştim." "Sorun değil Jungkook bey, isteğiniz nedir?" Arkada Jungkook beyin oğlu ağlarken, Jungkook bey derin bir nefes aldı. "Oğlum saatlerdir ağlıyor ve ne yapacağımı bilmiyorum. Biraz yardımına ihtiyacım var. Rica etsem gelebilir misin?" "Tabi ki." "Teşekkür ederim. Sana şoförümü yollayacağım anlaştık mı?" "Teşekkür ederim efendim görüşmek üzere." Lafımı bitirip telefonu kapattım ve hazırlanmaya başladım. Hazırlanmam bittiğinde telefonum çalmıştı. Arayan Jungkook beyin şoförüydü ve geldiğini söylemişti. Her şeyimin hazır olduğunu düşünerek hızlıca evden çıkıp arabaya bindim. Araba hızlıca yola koyulduğunda, aklıma Jungkook beyin niye özellikle beni aradığı gelmişti. Özel asistanı olduğum için mi? Yoksa... Salak Cha Na düşündüğün şeye bak! İçimden kendime kızarken kafama da vurmayı ihmal etmemiştim. Ben kendime kızarken araba durmuş, ve şoför geldiğimizi söyleyerek arka kapıyı benim için açmıştı. Şoförün bu hareketi beni mahcup etmişti. Utanarak teşekkür etmiş, eve doğru ilerlemiştim. Evi kocamandı ve dağlık bir yerdeydi. Şehire de uzaktı. Aslında şaşırmamıştım, çünkü kendisi bir mafyaydı. Kapının zilini çaldığımda, bir süre beklemiştim. En sonunda kapının arkasından ağlama sesleri gelmeye başlamıştı. Kapı açıldığı an ise, karşımda Jungkook bey, ve kucağında oğlu ile karşılaşmıştım. Hızlıca saygıdan dolayı eğilmiş ve Jungkook beyin talimatı ile içeri geçmiştim. "Hoşgeldin Cha Na." "Hoşbuldum Jungkook bey." "Seni uykundan mahrum bıraktığım için üzgünüm, fakat kimi arayacağımı bilemedim." "Sorun değil Jungkook bey." "Bunu bir gün telafi edeceğime söz veriyorum." "Ben sizin çalışanınızım Jungkook bey. Bir şeyi telafi etmenize gerek yok." Sözümü bitirdikten sonra Jungkook beyin kucağında olan oğluna elimi uzattım. "Merhaba. İsminiz nedir?" "Jeon Seol." Jungkook beyin söylediği isim ile gülümsemem daha çok büyümüştü. "Memnun oldum Bay Jeon. Bende Sung Cha Na." Seol benim konuşmam ile ağlamasını kesmiş, ve şaşkın gözler ile babasına bakıyordu. "Baa." "Ne dedi?" "Baba dedi." Jungkook beyin söylediği şeye hafiften gülmüştüm. O sırada Seol parmağı ile beni göstermiş ve babasına tekrar bakmıştı. "Cha Na abla oğlum." "Aba." "Evet abla." Seol dediği şeyden sonra gülmüştü. Bu hali beni güldürürken, Jungkook beyde hafiften gülmüş gibi olmuştu. Ben, Jungkook bey güldü mü gülmedi mi diye kendimle tartışırken, Seol ellerini bana uzatmıştı. "Sanırım seni istiyor." "Beni mi?" Jungkook bey kafasını sallayarak beni onaylamıştı. "Gel bakalım." Seol kucağıma geldiği an başını omzuma koymuş, ve göğsümü göstererek: "Mama." demişti. Seol"un bu hareketi kızarmama neden olmuştu. "Sanırım acıkmış." Jungkook bey bu dediğime serseri bir gülüşle karşılık vermiş, ve onu takip etmemi söylemişti. Beraber mutfağa geldiğimizde Jungkook bey mama hazırlamaya başlamıştı. İtiraf etmeliyim bu hali hem çekici, hemde komikti. Onu hep sert görürdüm, fakat bugün... "Sizi böyle göreceğimi hiç tahmin etmezdim." "Nasıl?" "Mama hazırlarken." "Neden? Mafyalar mama hazırlayamaz mı?" Bu sözleri beni güldürmeye yetmişti. "Gördüğüme göre hazırlayabilirmiş efendim." Bu sefer gülen oydu. "Normalde nasıl görünüyorum?" Bir anda sorduğu soru kalmama neden olmuştu. "Kovulmak istemiyorum Jungkook bey." Dediğim şeye büyük bir kahkaha atmıştı. Jungkook bey? Benim söylediğim bir şeye kahkaha atmıştı? "O kadar mı kötüyüm?" "Değilsiniz. Sadece dışarıdan çok sert duruyorsunuz." "Seni kovabileceğim bir şey yokmuş." "Sevindim." "Sevinmene sevindim." Sanırım korkutucu biri olmadığına bugün ikna olmuş gibiyim. Ya da çok erken davranıyorum. "İşte al bakalım." Seol eline aldığı biberon ile oturduğu yerde sütünü içmeye çalışırken çok zorlandığını fark etmiştim. "Bu şekilde içmesi çok zor gibi görünüyor. Yatarak içmesi daha kolay olur." "Odasına götürelim o zaman." Jungkook beyi onaylamış ve onu takip etmeye başlamıştım. Merdivenlerden çıkıp Seol'un odasına gelmiştik. Jungkook bey Seol'u yatağına yatırdıktan sonra, kendiside yatağın yanına oturmuştu. Ardından Seol elini yatağa vurup babasına "Ge, ge." diyordu. O çok sevimliydi... Jungkook bey oğlunun yanına uzandığı sırada Seol bana dönmüş ve "Aba ge." demişti. "Benim burada durmam daha iyi Seol bey." Dediğim şeyden sonra Jungkook bey hızlıca konuşmaya başlamıştı. "Ağlamaya başlamadan önce yat Cha Na. Ağlarsa sabaha kadar susmaz." "Ohh... Özür dilerim Jungkook bey." Utanarak Seol'un diğer tarafına yatmıştım. Seol ise mutlulukla sütünü içmeye başlamıştı. "Seni sevdi." "Bende onu sevdim." "Yakında uyuyacaktır." "Gözleri kapandı bile." Jungkook bey tavana baktığı için görmemişti fakat ben Seol'e dönük yattığım için rahatlıkla görebiliyordum. Hala yatakta yatarken aklıma, acaba ona ailesi hakkında soru sorsam kabalık mı etmiş olurum diye düşünmeden edemedim. Fakat bunu bilmem gerekmez mi? Benim sadece şirket içerisinde ona yardımcı olmam gerekmiyor muydu? "Kabalık olacak belki ama, Seol'un annesi. O nerede?" Sorduğum soru derin bir nefes almasına neden olmuştu. "Doğum zamanı dayanamadı ve öldü. Zaten riskli bir hamilelikti. Doktor bebeğin alınmasını söyledi fakat o... O çocuğumuz için canından vazgeçti." "Çok üzgünüm Jungkook bey." "Bende Cha Na." Sanki sorduğum soru ağır değilmiş gibi, kendim engel olamadım ve devam ettim. "Peki bakıcı veya anneniz? Yok mu?" "Son gelen bakıcı oğluma şiddet uyguladı bende ipini kestim." "İpini kestim derken?" Korkuyla sorduğum soru onu güldürmüştü. "Korkma Cha Na. Sadece elinde ki her şeyi aldım. Ölüm yok." Tuttuğum nefesimi salmış ve rahatlamıştım. "Peki anneniz?" "Konuşmuyorum." "Neden?" "Orası bende kalsın." "Peki. Teşekkür ederim." "Ne için?" "Sorularımı cevapladığınız için." "Teşekkürü hak eden sensin." "Ne için?" "Var olman yeterli değil mi?" Jungkook bey sözlerini bitirdikten sonra, yataktan yavaşça kalkmış ve elini bana uzatmıştı. Elimi avucuna bıraktığımda bende onun gibi yavaşça kalktım. Sözleri utanmama yetmişti. Yataktan kalktıktan sonra gözlerim Seol'e kaymıştı. Uyumuştu, ve sandığımdan daha da kısa sürmüştü. "Aç mısın?" "Biraz." "Pizza sever misin?" "Evet. Severim." "Tamam. O zaman sen aşağı in, ben hemen geleceğim." "Tamam." Jungkook beyi onaylandıktan sonra aşağı inmiş mutfağa girmiştim. Bir tane sandalyeye oturduktan sonra telefonumla ilgilenmeye başlamıştım. Aradan on beş dakika geçmişti ve sıkılmıştım. O sırada Jungkook beyin sesini duymuştum. "Burada ne yapıyorsun? Salonda neden oturmadın?"
Devam Cevap vermeden önce, arsız gibi onu süzmüştüm. Gri bir sweat, ve siyah bir eşofman giymişti. Saçları ıslak ve düzensizdi. Ev hali çok... Salak Cha Na! "Sizden izin almadan oraya girmek istemedim." Sözlerim ona tebessüm ettirmeye yetmişti. "Benimle gel. Yemek gelmek üzeredir." Sandalyeden kalkıp Jungkook beyi takip etmeye başladım. Geldiğimiz yer salondu ve, salonu kocamandı. "Salonunuz çok büyükmüş." "Abartma Cha Na." "Abartmıyorum Jungkook bey. Benim evimin büyüklüğü salonunuz kadar." Dediğim şeyle hafiften gülmüştü. "Evin küçük o zaman Cha Na." "Evet küçük. Fakat bana yetiyor." Sözlerim biter bitmez kapı çalmıştı. Jungkook bey bakacağını, ve oturmamı söylemişti. Kısa bir süre sonra Jungkook bey elinde iki kutu pizza ile gelmişti. "Nasıl yediğini soracaktım ama-" "Önemli değil. Düşünmeniz yeter teşekkür ederim." "Afiyet olsun." "Teşekkür ederim efendim." Beraber yemeğimizi yedikten sonra, etrafı ben toplayacağım kavgası etmiştik. Kazanan ben olmuştum ve etrafi topladıktan sonra geri salona dönmüştüm. Salona döndüğümde, Jungkook bey salonda olan yemek masasına geçmiş, ve bilgisayarla çalıştığını görmüştüm. Sesimi duymuş olacak ki bana "Gel Cha Na otur." demişti. Dediğini yapıp sol yanında olan sandalyeye oturmuştum. O an bilgisayarı kapatmış ve bana dönmüştü. "Tek başına mı yaşıyorsun?" "Evet efendim." "Ailen?" "Trafik kazasında kaybettim efendim." "Oh... üzgünüm, bir anda sormamalıydım." "Sorun değil efendim." Sözlerimden sonra, ortama uzun süre sessizlik hakimdi. Fakat bu sessizlik Jungkook bey tarafından tekrar bozulmuştu. "Sana bir iş teklif etsem kabul eder misin?" "İşin ne olduğunu bilmeden cevap veremem efendim." "Bana Jungkook de. Efendim demen hoşuma gitmiyor." Ne? "Tam tersi değil mi? Normalde size bay Jeon desek bile kızarsınız efendim." "Sen farklısın." Ben farklıyım? Neden böyle konuşuyor hiçbir fikrim yok. Fakat aşırı şekilde utanıyorum. "Pekala efendim. Yani Jungkook." Utancımdan kafamı önüme eğmiştim ama kıkırtısını duyabiliyordum. Şuan benimle konuşma şekli... Uzun süredir ona olan, fakat kendime itiraf edemediğim duygularım tetiklenmişti. O benimle böyle konuşmaya devam ederse, size aşığım diye bağıracaktım. Fakat rezil olmak istemiyordum. "Çok tatlısın Cha Na." "Ha?" Tepkim yüzünde olan gülümsemeyi büyütmeye yetmişti. Şimdi karşımda kocaman bir gülümseme ile bana bakıyordu. Tanrım... O çok güzel gülüyor. "Cha Na?" "Efendim?" "Şuan Seol'u bahane ettiğimi düşünebilirsin ama öyle bir şey yok." "Neyden bahsediyorsunuz? Ah yani bahsediyorsun?" "Uzun zamandır... Uzun zamandır..." "Uzun zamandır?" "Uzun zamandır senden hoşlanıyorum ve bunu sana nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Fakat artık saklamak istemiyorum." "Jungkook bey ben..." "Jungkook de Cha Na." Sözleri beni güldürmüştü. "Jungkook ben ne diyeceğimi bilemiyorum." "Senden cevap beklemiyorum. Sadece bunu bilmeni istiyorum o kadar. Fakat bir cevabın varsa eğer, şuan duymaktan mutluluk duyarım." Sanırım bu şansı yakalamışken kaçırmak utanç verici olurdu. "Bende aynı şekilde senden hoşlanıyorum Jungkook. Fakat bunu kendime inandırmam biraz zor oldu, ki hala öyle." "Biliyorum." "Ne?" "Ben bir mafyayım Cha Na. Benim gözümden kaçsa bile adamlarımın gözünden kaçmıyor." "Ne yani bunca zamandır bunu biliyor muydun?" Bir yandan gülerken, bir yandan da beni onaylar nitelikte gözlerini kapatıp açmıştı. "Peki şimdi?" "Şimdi sadece biz olacağız Cha Na." "Yardım etmeye geldim ve gecenin sonuna bak. Uğurlu günümde miyim?" "Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, seni seviyorum ve şu saatten sonra beni bırakmana izin vermeyeceğim Cha Na." "Bırakmayacağım derken ne demek istiyorsun?" "Bana ait olduğunu söylemek istedim. Benim sana ait olduğum gibi. Çünkü ben seversem bırakmam Cha Na. Bana biraz katlanman gerekecek. Bunu göze alabilir misin?" Yalnız yaşamak dünyanın en boktan şeyi. Bu yüzden artık her şeyi salmak istiyorum. Ben aşkı tatmak istiyorum. Evet... Ben. Aşkı. Tatmak istiyorum. "Alırım. Her şeyi göze alırım." Cevabım onu güldürmüştü. Onunla birlikte benide. Ben hayran hayran ona bakarken, bir anda dudaklarımda bir baskı hissetmiştim. Jungkook beni öpüyordu. Şok olmuştum fakat kendime gelmem uzun sürmemişti. Onu bekletmeden Öpüşüne karşılık vermiştim. Bir süre sonra nefesimiz yetmeyince benden ayrılmış ve, alnını alnıma yaslamıştı. "Hayatıma hoşgeldin." "Hoşbuldum." Hoşbuldum... Son.. - Umarım sevmişsinizdir. Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim. İstek varsa yorumlara yazabilirsiniz. Daha fazla içerik görmek için kanala abone olmayı unutmayın!♡♡ İnstagram: iconkpopp Wattpad: cezaliyiz Pinterest: Théodore
Amma şimdi birşey dicem kadına üzüldüm lan jk eski eşi çocuğu için canını feda ediyor amma jk ise kendisine yeni bir kadın buldu olsun yinede güzel yazmışsın
@@jeonqwz sey zorban sinir ediyor seni jk ile hayal et bu kişinin dediği efkarım var şarkı sla yapar mısın şimdi Abone oldum aşko bu arada ben o abone den çıkanlar dan degilim
Devam Cevap vermeden önce, arsız gibi onu süzmüştüm. Gri bir sweat, ve siyah bir eşofman giymişti. Saçları ıslak ve düzensizdi. Ev hali çok... Salak Cha Na! "Sizden izin almadan oraya girmek istemedim." Sözlerim ona tebessüm ettirmeye yetmişti. "Benimle gel. Yemek gelmek üzeredir." Sandalyeden kalkıp Jungkook beyi takip etmeye başladım. Geldiğimiz yer salondu ve, salonu kocamandı. "Salonunuz çok büyükmüş." "Abartma Cha Na." "Abartmıyorum Jungkook bey. Benim evimin büyüklüğü salonunuz kadar." Dediğim şeyle hafiften gülmüştü. "Evin küçük o zaman Cha Na." "Evet küçük. Fakat bana yetiyor." Sözlerim biter bitmez kapı çalmıştı. Jungkook bey bakacağını, ve oturmamı söylemişti. Kısa bir süre sonra Jungkook bey elinde iki kutu pizza ile gelmişti. "Nasıl yediğini soracaktım ama-" "Önemli değil. Düşünmeniz yeter teşekkür ederim." "Afiyet olsun." "Teşekkür ederim efendim." Beraber yemeğimizi yedikten sonra, etrafı ben toplayacağım kavgası etmiştik. Kazanan ben olmuştum ve etrafi topladıktan sonra geri salona dönmüştüm. Salona döndüğümde, Jungkook bey salonda olan yemek masasına geçmiş, ve bilgisayarla çalıştığını görmüştüm. Sesimi duymuş olacak ki bana "Gel Cha Na otur." demişti. Dediğini yapıp sol yanında olan sandalyeye oturmuştum. O an bilgisayarı kapatmış ve bana dönmüştü. "Tek başına mı yaşıyorsun?" "Evet efendim." "Ailen?" "Trafik kazasında kaybettim efendim." "Oh... üzgünüm, bir anda sormamalıydım." "Sorun değil efendim." Sözlerimden sonra, ortama uzun süre sessizlik hakimdi. Fakat bu sessizlik Jungkook bey tarafından tekrar bozulmuştu. "Sana bir iş teklif etsem kabul eder misin?" "İşin ne olduğunu bilmeden cevap veremem efendim." "Bana Jungkook de. Efendim demen hoşuma gitmiyor." Ne? "Tam tersi değil mi? Normalde size bay Jeon desek bile kızarsınız efendim." "Sen farklısın." Ben farklıyım? Neden böyle konuşuyor hiçbir fikrim yok. Fakat aşırı şekilde utanıyorum. "Pekala efendim. Yani Jungkook." Utancımdan kafamı önüme eğmiştim ama kıkırtısını duyabiliyordum. Şuan benimle konuşma şekli... Uzun süredir ona olan, fakat kendime itiraf edemediğim duygularım tetiklenmişti. O benimle böyle konuşmaya devam ederse, size aşığım diye bağıracaktım. Fakat rezil olmak istemiyordum. "Çok tatlısın Cha Na." "Ha?" Tepkim yüzünde olan gülümsemeyi büyütmeye yetmişti. Şimdi karşımda kocaman bir gülümseme ile bana bakıyordu. Tanrım... O çok güzel gülüyor. "Cha Na?" "Efendim?" "Şuan Seol'u bahane ettiğimi düşünebilirsin ama öyle bir şey yok." "Neyden bahsediyorsunuz? Ah yani bahsediyorsun?" "Uzun zamandır... Uzun zamandır..." "Uzun zamandır?" "Uzun zamandır senden hoşlanıyorum ve bunu sana nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Fakat artık saklamak istemiyorum." "Jungkook bey ben..." "Jungkook de Cha Na." Sözleri beni güldürmüştü. "Jungkook ben ne diyeceğimi bilemiyorum." "Senden cevap beklemiyorum. Sadece bunu bilmeni istiyorum o kadar. Fakat bir cevabın varsa eğer, şuan duymaktan mutluluk duyarım." Sanırım bu şansı yakalamışken kaçırmak utanç verici olurdu. "Bende aynı şekilde senden hoşlanıyorum Jungkook. Fakat bunu kendime inandırmam biraz zor oldu, ki hala öyle." "Biliyorum." "Ne?" "Ben bir mafyayım Cha Na. Benim gözümden kaçsa bile adamlarımın gözünden kaçmıyor." "Ne yani bunca zamandır bunu biliyor muydun?" Bir yandan gülerken, bir yandan da beni onaylar nitelikte gözlerini kapatıp açmıştı. "Peki şimdi?" "Şimdi sadece biz olacağız Cha Na." "Yardım etmeye geldim ve gecenin sonuna bak. Uğurlu günümde miyim?" "Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, seni seviyorum ve şu saatten sonra beni bırakmana izin vermeyeceğim Cha Na." "Bırakmayacağım derken ne demek istiyorsun?" "Bana ait olduğunu söylemek istedim. Benim sana ait olduğum gibi. Çünkü ben seversem bırakmam Cha Na. Bana biraz katlanman gerekecek. Bunu göze alabilir misin?" Yalnız yaşamak dünyanın en boktan şeyi. Bu yüzden artık her şeyi salmak istiyorum. Ben aşkı tatmak istiyorum. Evet... Ben. Aşkı. Tatmak istiyorum. "Alırım. Her şeyi göze alırım." Cevabım onu güldürmüştü. Onunla birlikte benide. Ben hayran hayran ona bakarken, bir anda dudaklarımda bir baskı hissetmiştim. Jungkook beni öpüyordu. Şok olmuştum fakat kendime gelmem uzun sürmemişti. Onu bekletmeden Öpüşüne karşılık vermiştim. Bir süre sonra nefesimiz yetmeyince benden ayrılmış ve, alnını alnıma yaslamıştı. "Hayatıma hoşgeldin." "Hoşbuldum." Hoşbuldum... Son.. - Umarım sevmişsinizdir. Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim. İstek varsa yorumlara yazabilirsiniz. Daha fazla içerik görmek için kanala abone olmayı unutmayın!♡♡ İnstagram: iconkpopp Wattpad: cezaliyiz Pinterest: Théodore
Yazar: Théodore
❗️Kurgudur!
❗️İlgili kişiye karşı hakaret, kötü söylem yoktur!
Not: Yorum yapıp videoyu beğenmeniz benim için önemli. Düşüncelerinizi merak ediyorum. Sevgilerle iyi okumalar...
-
•Jeon Jungkook İle Hayal Et•
"Soğuk mafya patronun seni evine çağırır."
-
Jeon Jungkook arıyor...
Saat 02.45 ve patronumun beni ne için bu saatte aradığını bilmiyordum. Fakat acil olmasaydı, kesinlikle aramazdı.
Telefon ile bakışmayı bırakıp hızlıca telefonu açtım ve kulağıma ulaşan ilk ses ağlayan bir çocuk sesiydi.
"Jungkook bey?"
"Tamam oğlum, geçti babacığım."
Babacığım mı? Jungkook beyin çocuğu mu vardı?
"Cha Na çok üzgünüm. Seni bu saatte rahatsız etmek istememiştim."
"Sorun değil Jungkook bey, isteğiniz nedir?"
Arkada Jungkook beyin oğlu ağlarken, Jungkook bey derin bir nefes aldı.
"Oğlum saatlerdir ağlıyor ve ne yapacağımı bilmiyorum. Biraz yardımına ihtiyacım var. Rica etsem gelebilir misin?"
"Tabi ki."
"Teşekkür ederim. Sana şoförümü yollayacağım anlaştık mı?"
"Teşekkür ederim efendim görüşmek üzere."
Lafımı bitirip telefonu kapattım ve hazırlanmaya başladım.
Hazırlanmam bittiğinde telefonum çalmıştı. Arayan Jungkook beyin şoförüydü ve geldiğini söylemişti. Her şeyimin hazır olduğunu düşünerek hızlıca evden çıkıp arabaya bindim.
Araba hızlıca yola koyulduğunda, aklıma Jungkook beyin niye özellikle beni aradığı gelmişti. Özel asistanı olduğum için mi? Yoksa...
Salak Cha Na düşündüğün şeye bak!
İçimden kendime kızarken kafama da vurmayı ihmal etmemiştim.
Ben kendime kızarken araba durmuş, ve şoför geldiğimizi söyleyerek arka kapıyı benim için açmıştı. Şoförün bu hareketi beni mahcup etmişti. Utanarak teşekkür etmiş, eve doğru ilerlemiştim.
Evi kocamandı ve dağlık bir yerdeydi. Şehire de uzaktı. Aslında şaşırmamıştım, çünkü kendisi bir mafyaydı.
Kapının zilini çaldığımda, bir süre beklemiştim. En sonunda kapının arkasından ağlama sesleri gelmeye başlamıştı.
Kapı açıldığı an ise, karşımda Jungkook bey, ve kucağında oğlu ile karşılaşmıştım. Hızlıca saygıdan dolayı eğilmiş ve Jungkook beyin talimatı ile içeri geçmiştim.
"Hoşgeldin Cha Na."
"Hoşbuldum Jungkook bey."
"Seni uykundan mahrum bıraktığım için üzgünüm, fakat kimi arayacağımı bilemedim."
"Sorun değil Jungkook bey."
"Bunu bir gün telafi edeceğime söz veriyorum."
"Ben sizin çalışanınızım Jungkook bey. Bir şeyi telafi etmenize gerek yok."
Sözümü bitirdikten sonra Jungkook beyin kucağında olan oğluna elimi uzattım.
"Merhaba. İsminiz nedir?"
"Jeon Seol." Jungkook beyin söylediği isim ile gülümsemem daha çok büyümüştü.
"Memnun oldum Bay Jeon. Bende Sung Cha Na."
Seol benim konuşmam ile ağlamasını kesmiş, ve şaşkın gözler ile babasına bakıyordu.
"Baa."
"Ne dedi?"
"Baba dedi."
Jungkook beyin söylediği şeye hafiften gülmüştüm. O sırada Seol parmağı ile beni göstermiş ve babasına tekrar bakmıştı.
"Cha Na abla oğlum."
"Aba."
"Evet abla."
Seol dediği şeyden sonra gülmüştü. Bu hali beni güldürürken, Jungkook beyde hafiften gülmüş gibi olmuştu.
Ben, Jungkook bey güldü mü gülmedi mi diye kendimle tartışırken, Seol ellerini bana uzatmıştı.
"Sanırım seni istiyor."
"Beni mi?"
Jungkook bey kafasını sallayarak beni onaylamıştı.
"Gel bakalım."
Seol kucağıma geldiği an başını omzuma koymuş, ve göğsümü göstererek:
"Mama." demişti.
Seol"un bu hareketi kızarmama neden olmuştu.
"Sanırım acıkmış."
Jungkook bey bu dediğime serseri bir gülüşle karşılık vermiş, ve onu takip etmemi söylemişti.
Beraber mutfağa geldiğimizde Jungkook bey mama hazırlamaya başlamıştı. İtiraf etmeliyim bu hali hem çekici, hemde komikti. Onu hep sert görürdüm, fakat bugün...
"Sizi böyle göreceğimi hiç tahmin etmezdim."
"Nasıl?"
"Mama hazırlarken."
"Neden? Mafyalar mama hazırlayamaz mı?"
Bu sözleri beni güldürmeye yetmişti.
"Gördüğüme göre hazırlayabilirmiş efendim."
Bu sefer gülen oydu.
"Normalde nasıl görünüyorum?"
Bir anda sorduğu soru kalmama neden olmuştu.
"Kovulmak istemiyorum Jungkook bey."
Dediğim şeye büyük bir kahkaha atmıştı. Jungkook bey? Benim söylediğim bir şeye kahkaha atmıştı?
"O kadar mı kötüyüm?"
"Değilsiniz. Sadece dışarıdan çok sert duruyorsunuz."
"Seni kovabileceğim bir şey yokmuş."
"Sevindim."
"Sevinmene sevindim."
Sanırım korkutucu biri olmadığına bugün ikna olmuş gibiyim. Ya da çok erken davranıyorum.
"İşte al bakalım."
Seol eline aldığı biberon ile oturduğu yerde sütünü içmeye çalışırken çok zorlandığını fark etmiştim.
"Bu şekilde içmesi çok zor gibi görünüyor. Yatarak içmesi daha kolay olur."
"Odasına götürelim o zaman."
Jungkook beyi onaylamış ve onu takip etmeye başlamıştım.
Merdivenlerden çıkıp Seol'un odasına gelmiştik.
Jungkook bey Seol'u yatağına yatırdıktan sonra, kendiside yatağın yanına oturmuştu. Ardından Seol elini yatağa vurup babasına "Ge, ge." diyordu. O çok sevimliydi...
Jungkook bey oğlunun yanına uzandığı sırada Seol bana dönmüş ve "Aba ge." demişti.
"Benim burada durmam daha iyi Seol bey."
Dediğim şeyden sonra Jungkook bey hızlıca konuşmaya başlamıştı.
"Ağlamaya başlamadan önce yat Cha Na. Ağlarsa sabaha kadar susmaz."
"Ohh... Özür dilerim Jungkook bey."
Utanarak Seol'un diğer tarafına yatmıştım. Seol ise mutlulukla sütünü içmeye başlamıştı.
"Seni sevdi."
"Bende onu sevdim."
"Yakında uyuyacaktır."
"Gözleri kapandı bile."
Jungkook bey tavana baktığı için görmemişti fakat ben Seol'e dönük yattığım için rahatlıkla görebiliyordum.
Hala yatakta yatarken aklıma, acaba ona ailesi hakkında soru sorsam kabalık mı etmiş olurum diye düşünmeden edemedim. Fakat bunu bilmem gerekmez mi? Benim sadece şirket içerisinde ona yardımcı olmam gerekmiyor muydu?
"Kabalık olacak belki ama, Seol'un annesi. O nerede?"
Sorduğum soru derin bir nefes almasına neden olmuştu.
"Doğum zamanı dayanamadı ve öldü. Zaten riskli bir hamilelikti. Doktor bebeğin alınmasını söyledi fakat o... O çocuğumuz için canından vazgeçti."
"Çok üzgünüm Jungkook bey."
"Bende Cha Na."
Sanki sorduğum soru ağır değilmiş gibi, kendim engel olamadım ve devam ettim.
"Peki bakıcı veya anneniz? Yok mu?"
"Son gelen bakıcı oğluma şiddet uyguladı bende ipini kestim."
"İpini kestim derken?"
Korkuyla sorduğum soru onu güldürmüştü.
"Korkma Cha Na. Sadece elinde ki her şeyi aldım. Ölüm yok."
Tuttuğum nefesimi salmış ve rahatlamıştım.
"Peki anneniz?"
"Konuşmuyorum."
"Neden?"
"Orası bende kalsın."
"Peki. Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Sorularımı cevapladığınız için."
"Teşekkürü hak eden sensin."
"Ne için?"
"Var olman yeterli değil mi?"
Jungkook bey sözlerini bitirdikten sonra, yataktan yavaşça kalkmış ve elini bana uzatmıştı. Elimi avucuna bıraktığımda bende onun gibi yavaşça kalktım. Sözleri utanmama yetmişti.
Yataktan kalktıktan sonra gözlerim Seol'e kaymıştı. Uyumuştu, ve sandığımdan daha da kısa sürmüştü.
"Aç mısın?"
"Biraz."
"Pizza sever misin?"
"Evet. Severim."
"Tamam. O zaman sen aşağı in, ben hemen geleceğim."
"Tamam."
Jungkook beyi onaylandıktan sonra aşağı inmiş mutfağa girmiştim. Bir tane sandalyeye oturduktan sonra telefonumla ilgilenmeye başlamıştım.
Aradan on beş dakika geçmişti ve sıkılmıştım.
O sırada Jungkook beyin sesini duymuştum.
"Burada ne yapıyorsun? Salonda neden oturmadın?"
Devam
Cevap vermeden önce, arsız gibi onu süzmüştüm. Gri bir sweat, ve siyah bir eşofman giymişti. Saçları ıslak ve düzensizdi. Ev hali çok...
Salak Cha Na!
"Sizden izin almadan oraya girmek istemedim."
Sözlerim ona tebessüm ettirmeye yetmişti.
"Benimle gel. Yemek gelmek üzeredir."
Sandalyeden kalkıp Jungkook beyi takip etmeye başladım. Geldiğimiz yer salondu ve, salonu kocamandı.
"Salonunuz çok büyükmüş."
"Abartma Cha Na."
"Abartmıyorum Jungkook bey. Benim evimin büyüklüğü salonunuz kadar."
Dediğim şeyle hafiften gülmüştü.
"Evin küçük o zaman Cha Na."
"Evet küçük. Fakat bana yetiyor."
Sözlerim biter bitmez kapı çalmıştı. Jungkook bey bakacağını, ve oturmamı söylemişti. Kısa bir süre sonra Jungkook bey elinde iki kutu pizza ile gelmişti.
"Nasıl yediğini soracaktım ama-"
"Önemli değil. Düşünmeniz yeter teşekkür ederim."
"Afiyet olsun."
"Teşekkür ederim efendim."
Beraber yemeğimizi yedikten sonra, etrafı ben toplayacağım kavgası etmiştik. Kazanan ben olmuştum ve etrafi topladıktan sonra geri salona dönmüştüm.
Salona döndüğümde, Jungkook bey salonda olan yemek masasına geçmiş, ve bilgisayarla çalıştığını görmüştüm.
Sesimi duymuş olacak ki bana "Gel Cha Na otur." demişti.
Dediğini yapıp sol yanında olan sandalyeye oturmuştum. O an bilgisayarı kapatmış ve bana dönmüştü.
"Tek başına mı yaşıyorsun?"
"Evet efendim."
"Ailen?"
"Trafik kazasında kaybettim efendim."
"Oh... üzgünüm, bir anda sormamalıydım."
"Sorun değil efendim."
Sözlerimden sonra, ortama uzun süre sessizlik hakimdi. Fakat bu sessizlik Jungkook bey tarafından tekrar bozulmuştu.
"Sana bir iş teklif etsem kabul eder misin?"
"İşin ne olduğunu bilmeden cevap veremem efendim."
"Bana Jungkook de. Efendim demen hoşuma gitmiyor."
Ne?
"Tam tersi değil mi? Normalde size bay Jeon desek bile kızarsınız efendim."
"Sen farklısın."
Ben farklıyım? Neden böyle konuşuyor hiçbir fikrim yok. Fakat aşırı şekilde utanıyorum.
"Pekala efendim. Yani Jungkook."
Utancımdan kafamı önüme eğmiştim ama kıkırtısını duyabiliyordum.
Şuan benimle konuşma şekli... Uzun süredir ona olan, fakat kendime itiraf edemediğim duygularım tetiklenmişti.
O benimle böyle konuşmaya devam ederse, size aşığım diye bağıracaktım. Fakat rezil olmak istemiyordum.
"Çok tatlısın Cha Na."
"Ha?"
Tepkim yüzünde olan gülümsemeyi büyütmeye yetmişti. Şimdi karşımda kocaman bir gülümseme ile bana bakıyordu.
Tanrım... O çok güzel gülüyor.
"Cha Na?"
"Efendim?"
"Şuan Seol'u bahane ettiğimi düşünebilirsin ama öyle bir şey yok."
"Neyden bahsediyorsunuz? Ah yani bahsediyorsun?"
"Uzun zamandır... Uzun zamandır..."
"Uzun zamandır?"
"Uzun zamandır senden hoşlanıyorum ve bunu sana nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Fakat artık saklamak istemiyorum."
"Jungkook bey ben..."
"Jungkook de Cha Na."
Sözleri beni güldürmüştü.
"Jungkook ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Senden cevap beklemiyorum. Sadece bunu bilmeni istiyorum o kadar. Fakat bir cevabın varsa eğer, şuan duymaktan mutluluk duyarım."
Sanırım bu şansı yakalamışken kaçırmak utanç verici olurdu.
"Bende aynı şekilde senden hoşlanıyorum Jungkook. Fakat bunu kendime inandırmam biraz zor oldu, ki hala öyle."
"Biliyorum."
"Ne?"
"Ben bir mafyayım Cha Na. Benim gözümden kaçsa bile adamlarımın gözünden kaçmıyor."
"Ne yani bunca zamandır bunu biliyor muydun?"
Bir yandan gülerken, bir yandan da beni onaylar nitelikte gözlerini kapatıp açmıştı.
"Peki şimdi?"
"Şimdi sadece biz olacağız Cha Na."
"Yardım etmeye geldim ve gecenin sonuna bak. Uğurlu günümde miyim?"
"Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, seni seviyorum ve şu saatten sonra beni bırakmana izin vermeyeceğim Cha Na."
"Bırakmayacağım derken ne demek istiyorsun?"
"Bana ait olduğunu söylemek istedim. Benim sana ait olduğum gibi. Çünkü ben seversem bırakmam Cha Na. Bana biraz katlanman gerekecek. Bunu göze alabilir misin?"
Yalnız yaşamak dünyanın en boktan şeyi. Bu yüzden artık her şeyi salmak istiyorum. Ben aşkı tatmak istiyorum. Evet... Ben. Aşkı. Tatmak istiyorum.
"Alırım. Her şeyi göze alırım."
Cevabım onu güldürmüştü. Onunla birlikte benide.
Ben hayran hayran ona bakarken, bir anda dudaklarımda bir baskı hissetmiştim. Jungkook beni öpüyordu.
Şok olmuştum fakat kendime gelmem uzun sürmemişti. Onu bekletmeden Öpüşüne karşılık vermiştim.
Bir süre sonra nefesimiz yetmeyince benden ayrılmış ve, alnını alnıma yaslamıştı.
"Hayatıma hoşgeldin."
"Hoşbuldum."
Hoşbuldum...
Son..
-
Umarım sevmişsinizdir. Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim.
İstek varsa yorumlara yazabilirsiniz.
Daha fazla içerik görmek için kanala abone olmayı unutmayın!♡♡
İnstagram: iconkpopp
Wattpad: cezaliyiz
Pinterest: Théodore
Cok öz ve guzel bir kurgu olmus ellerine saglik❤
@@armyimmmm teşekkür ederim canım❤️
@@jeonqwz rica ederimm😚
Wooww oturduğum yerden gyere düştüm resmen😂 çok harikaydı yeni takipçinim artık💜
bangtan #bangtansonyeontan #bangtansonyeondan방탄소년단 #reels #keşfet #keşfetbeniöneçıkar #fypシ #btsilehayalet #fypシ゚viral #shorts #short #btsarmy #jungkook #jimin #suga #jhope #rm #jin #btsv #jeonjungkook #parkjimin #minyoongi #junghoseok #kimnamjoon #kimseokjin #kimtaehyung #army #btsdream #yb #yn #hayalet #btstaehyung #btsv #btsilehayalet #shorts #fypシ゚ #fypシ゚viral #fyp #keşfet #kpop #keşfetbeniöneçıkar #keşfet #keşfetbeniöneçıkar
@@Reaganıı_mm ❤️
Amma şimdi birşey dicem kadına üzüldüm lan jk eski eşi çocuğu için canını feda ediyor amma jk ise kendisine yeni bir kadın buldu olsun yinede güzel yazmışsın
Teşekkür ederim🥺🥺❤️❤️
Aaaa mukemmeelllll😜❤️🩹❤️🩹😍😍
Teşekkür ederim birtanemm❤️❤️❤️❤️❤️
Olum çocuğa süt anne bulun
Jsjsksdhkaknd ❤️
Rudy Germania plis❤Jk.🙋♀️ 0:45
❤
Keşke her tekrarında şarkıyla yapsaydın ama iyi birtanedaha yazarsan jk ile hayal et seysinde sana abus oldum plss
Üzgünüm ne demek istediğini anlamadım neyin tekrarını yapayım?
@@jeonqwz hayır birtane şarkı var ismini unuttum ismi şimdi geldi aklıma
@@jeonqwz şarkı böyle efkarım var şarkısıyla
Anladım teşekkür ederim canım❤️
@@jeonqwz sey zorban sinir ediyor seni jk ile hayal et bu kişinin dediği efkarım var şarkı sla yapar mısın şimdi Abone oldum aşko bu arada ben o abone den çıkanlar dan degilim
Ayy bu kurgu muazzam bayıldım 😍💜
Teşekkür ederiimm❤️
@@jeonqwz rica ederimm 🤗💜
Mükemmel❤
Teşekkür ederim canım❤️
Oha oha Mükemmel 💕💫💜
❤
İkinci yorum açılmıyor bi kaç kez denedim aama devamı yok 🥹🥹 oraya kadar harikaydı amaa 🥲
Devam
Cevap vermeden önce, arsız gibi onu süzmüştüm. Gri bir sweat, ve siyah bir eşofman giymişti. Saçları ıslak ve düzensizdi. Ev hali çok...
Salak Cha Na!
"Sizden izin almadan oraya girmek istemedim."
Sözlerim ona tebessüm ettirmeye yetmişti.
"Benimle gel. Yemek gelmek üzeredir."
Sandalyeden kalkıp Jungkook beyi takip etmeye başladım. Geldiğimiz yer salondu ve, salonu kocamandı.
"Salonunuz çok büyükmüş."
"Abartma Cha Na."
"Abartmıyorum Jungkook bey. Benim evimin büyüklüğü salonunuz kadar."
Dediğim şeyle hafiften gülmüştü.
"Evin küçük o zaman Cha Na."
"Evet küçük. Fakat bana yetiyor."
Sözlerim biter bitmez kapı çalmıştı. Jungkook bey bakacağını, ve oturmamı söylemişti. Kısa bir süre sonra Jungkook bey elinde iki kutu pizza ile gelmişti.
"Nasıl yediğini soracaktım ama-"
"Önemli değil. Düşünmeniz yeter teşekkür ederim."
"Afiyet olsun."
"Teşekkür ederim efendim."
Beraber yemeğimizi yedikten sonra, etrafı ben toplayacağım kavgası etmiştik. Kazanan ben olmuştum ve etrafi topladıktan sonra geri salona dönmüştüm.
Salona döndüğümde, Jungkook bey salonda olan yemek masasına geçmiş, ve bilgisayarla çalıştığını görmüştüm.
Sesimi duymuş olacak ki bana "Gel Cha Na otur." demişti.
Dediğini yapıp sol yanında olan sandalyeye oturmuştum. O an bilgisayarı kapatmış ve bana dönmüştü.
"Tek başına mı yaşıyorsun?"
"Evet efendim."
"Ailen?"
"Trafik kazasında kaybettim efendim."
"Oh... üzgünüm, bir anda sormamalıydım."
"Sorun değil efendim."
Sözlerimden sonra, ortama uzun süre sessizlik hakimdi. Fakat bu sessizlik Jungkook bey tarafından tekrar bozulmuştu.
"Sana bir iş teklif etsem kabul eder misin?"
"İşin ne olduğunu bilmeden cevap veremem efendim."
"Bana Jungkook de. Efendim demen hoşuma gitmiyor."
Ne?
"Tam tersi değil mi? Normalde size bay Jeon desek bile kızarsınız efendim."
"Sen farklısın."
Ben farklıyım? Neden böyle konuşuyor hiçbir fikrim yok. Fakat aşırı şekilde utanıyorum.
"Pekala efendim. Yani Jungkook."
Utancımdan kafamı önüme eğmiştim ama kıkırtısını duyabiliyordum.
Şuan benimle konuşma şekli... Uzun süredir ona olan, fakat kendime itiraf edemediğim duygularım tetiklenmişti.
O benimle böyle konuşmaya devam ederse, size aşığım diye bağıracaktım. Fakat rezil olmak istemiyordum.
"Çok tatlısın Cha Na."
"Ha?"
Tepkim yüzünde olan gülümsemeyi büyütmeye yetmişti. Şimdi karşımda kocaman bir gülümseme ile bana bakıyordu.
Tanrım... O çok güzel gülüyor.
"Cha Na?"
"Efendim?"
"Şuan Seol'u bahane ettiğimi düşünebilirsin ama öyle bir şey yok."
"Neyden bahsediyorsunuz? Ah yani bahsediyorsun?"
"Uzun zamandır... Uzun zamandır..."
"Uzun zamandır?"
"Uzun zamandır senden hoşlanıyorum ve bunu sana nasıl söyleyeceğimi düşünüyordum. Fakat artık saklamak istemiyorum."
"Jungkook bey ben..."
"Jungkook de Cha Na."
Sözleri beni güldürmüştü.
"Jungkook ben ne diyeceğimi bilemiyorum."
"Senden cevap beklemiyorum. Sadece bunu bilmeni istiyorum o kadar. Fakat bir cevabın varsa eğer, şuan duymaktan mutluluk duyarım."
Sanırım bu şansı yakalamışken kaçırmak utanç verici olurdu.
"Bende aynı şekilde senden hoşlanıyorum Jungkook. Fakat bunu kendime inandırmam biraz zor oldu, ki hala öyle."
"Biliyorum."
"Ne?"
"Ben bir mafyayım Cha Na. Benim gözümden kaçsa bile adamlarımın gözünden kaçmıyor."
"Ne yani bunca zamandır bunu biliyor muydun?"
Bir yandan gülerken, bir yandan da beni onaylar nitelikte gözlerini kapatıp açmıştı.
"Peki şimdi?"
"Şimdi sadece biz olacağız Cha Na."
"Yardım etmeye geldim ve gecenin sonuna bak. Uğurlu günümde miyim?"
"Bilmiyorum. Bildiğim tek şey, seni seviyorum ve şu saatten sonra beni bırakmana izin vermeyeceğim Cha Na."
"Bırakmayacağım derken ne demek istiyorsun?"
"Bana ait olduğunu söylemek istedim. Benim sana ait olduğum gibi. Çünkü ben seversem bırakmam Cha Na. Bana biraz katlanman gerekecek. Bunu göze alabilir misin?"
Yalnız yaşamak dünyanın en boktan şeyi. Bu yüzden artık her şeyi salmak istiyorum. Ben aşkı tatmak istiyorum. Evet... Ben. Aşkı. Tatmak istiyorum.
"Alırım. Her şeyi göze alırım."
Cevabım onu güldürmüştü. Onunla birlikte benide.
Ben hayran hayran ona bakarken, bir anda dudaklarımda bir baskı hissetmiştim. Jungkook beni öpüyordu.
Şok olmuştum fakat kendime gelmem uzun sürmemişti. Onu bekletmeden Öpüşüne karşılık vermiştim.
Bir süre sonra nefesimiz yetmeyince benden ayrılmış ve, alnını alnıma yaslamıştı.
"Hayatıma hoşgeldin."
"Hoşbuldum."
Hoşbuldum...
Son..
-
Umarım sevmişsinizdir. Şimdiden yorumlarınız için teşekkür ederim.
İstek varsa yorumlara yazabilirsiniz.
Daha fazla içerik görmek için kanala abone olmayı unutmayın!♡♡
İnstagram: iconkpopp
Wattpad: cezaliyiz
Pinterest: Théodore
Teşekkür ederim canım❤️
Yeni abonen kutlu olsun!
@@Mihroşfan hoş geldiin❤️
Mükemmel olmuuş
Teşekkür ederim canım❤️
İlkkkk
❤