Aysun Özer | Dağınık Uykular Tesellisi

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 11 вер 2024
  • Sen şimdi,
    gözlerinin kahvesini çevreleyen
    ince çizginin muntazam güzelliği gibi
    uyuyorsundur uzandığın yerde.
    Uzandığın yer,
    ne kadar talihli olduğundan habersiz.
    Ben, gözlerimi kırpmadan
    katran bir rüyayı uyuyorum sensiz.
    Ve bütün kırılmış sabahlara uyanıyorum,
    gözlerinin hizasında tutarak kalbimi;
    bu, intihar girişimlerimin belki de ilki.
    Yine de kalbim;
    gözlerinde yaşamaktadır,
    attığı, nefes alıp
    yaşadığı yerdir orası.
    Gözlerin, kalp yapandır bir kalbi.
    Yani diyebilirim ki; sevgi, merhamet
    ve elbette dünyada cennet.
    Sen şimdi, bütün iç sıkıntılarından,
    yarının telaşlarından, insan hışırtılarından,
    vefasız yârin hatırsız kalbinden uzakta,
    bembeyaz bir ufku uyuyorsundur
    lekesiz nefesinle.
    Ben, talihin bana gülen yüzünde
    adını kokluyorum kışı yaşayan sesimle.
    Sanki bahar ilk kez uğramış dünyaya.
    Tanımıyor onu hiçbir sokak.
    Diyorum; belki de bahar,
    senin açtırdığın çiçekleri,
    içimin iklimine düşürdüğün
    cemreleri bilmiyordur.
    Bilmiyordur muhakkak.
    Sen şimdi, azgın kalabalıkları yaran
    durgun bir ses gibi yatağınla bölüyorsundur
    hasretin içine düşürdüğü zemheriyi.
    Karlar yağıyorken yorganının üzerine lapa lapa,
    göçmen kuşlar hücum ediyordur sıcacık kalbine,
    terk ederek soğuk evlerini.
    Ben, bir çöl gibi kurutuyorum yağmurları sinemde,
    bulutlar senin olsun, kalbinin vahası
    kuraklık nedir bilmesin diye.
    Yağmurlar ve rahmet
    ve kana kana su senin olsun diye;
    suna suna kanı geceye,
    gözlerimden akıtıyorum
    yağmurların yetmediği her yere.
    Sen şimdi, kirpiklerinle çevrili,
    koyu kahverengi, bulutları hatmi çiçeği
    bir uykunun koynundasındır sessizce.
    Göğsünde amansız bir letafet,
    kollarında dünyayı taşıyacak
    bir dirayet uyuyordur seninle.
    Ben, tüm bunları görmeden izliyorum,
    uzaktan dalarak güzelliğine.
    Yetim bir cümlenin kulağını büküp
    içime işliyorum sesinden öğrendiğim
    metruk alfabeyle;
    'ruhumda açılan yarayı, o kapattı gözleriyle.'
    Sen şimdi, kurulmamış bir düş gibi
    taptaze ve dupduru uyuyorsundur öylece.
    Ben, küflenmiş bir kabusu ufalayıp
    yediriyorum içimin akreplerine.
    Çizgisiz karanlıklar beğeniyorum kendime,
    çizgili sancıları içbükey çekmek için.
    Sen, bütün şiir boyunca
    uyuyorsundur sevgilim,
    yanaklarını okşuyordur hecelerim.
    Ben, yaşlanıyorum
    sensiz uykuların boşluğunda.
    Yalnız yazıldığım her dize
    biraz daha ağartıyor ses tellerimi.
    Sen şimdi,
    uyuyorsundur samanyolunu gezer gibi.
    Uyu elbet kalbimin didesi,
    Gönlümün neşesi, hüznümün yalın sesi
    Uyu, uyu da aklının uğultusu eksilsin.
    Sonra uyan, sesimden sök bütün ümitsizlikleri.
    De ki; Senin için açtım bu mısrada,
    güneşim diye sevdiğin gözlerimi.
    Uyu elbet,
    uyu da turnalar rüyana girmek için delirsin.
    Uyan sonra, bakışlarınla garip gönlüm sevinsin.
    Uyu,
    uyu da
    bir an önce
    uyan sevgilim.
    -
    Şiir: Aysun Özer
    Seslendiren: Ahmet Culum
    Müzik: Al Ömrümü [piano versiyon]
    -
    #aysunözer #dağınıkuykulartesellisi

КОМЕНТАРІ • 107