Delil Dilanar Evdalo

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 17 бер 2020
  • Serhat yöresi, özelikle dengbêjlik açısında Kürtler için önemli bir merkezdir. Degnbêjlerin en ünlüleri nerdeyse bu coğrafyada ortaya çıkmış ve Kürtler içinde namları yayılmıştır. Bunların en bilineni ise Evdalê Zeynikê’dir. Yirminci yüzyılın başılarına kadar yaşadığı bilinen Evdalê Zeynikê, bu bölgenin ozanıdır.
    İşte sonradan bu dengbêjliğin geleneğini sürdürecek olan Husênê Muşî, adından da anlaşılacağı üzere Muş’un güneydoğusuna düşen Orginos köyünde, Hüsniye ve Şakirê Nimet’in çocuğu olarak 1936 yılında dünyaya gözlerini açar.
    Köylü ve çiftçilikle geçimini sağlayan aile ise, aslen Sasonlu olup sonradan bölgeye yerleşmiştir.
    Sonradan Evdalê Zeynikê ekolunun bir şagirti olan Husênê Mûşî, aynı zamanda sesi güzel olan ve zaman zaman dengbêjlik sanatını da icra eden bir babanın çocuğudur. Çeşitli isimlerle de anılan Husênê Mûşî (Husêno ve Husênê Orginosî gibi) çocukluk denebilecek çağlarda babasının da etkisiyle dengbêjlik yaşamına adım atar.
    Kırk yılı aşkın bir süre büyük bir istekle bütün cemaat ve düğün derneklerde o güzel ve güçlü sesiyle boy gösterir, halkın beğeni ve sevgisini kazanır. Düğün ve derneklerin aranılan dengbêji olur. O bir tarafta, diğerleri bir taraftan karşılıklı kılam ve stranlarını söylerler.
    Denbêjlik Kürtler için çok önemli bir kurumdur. Bu kurumda sadece ses sanatçıları yetişmez, aynı zamanda toplumsal olayları bir tarihçi edasıyla ele alan ve destanlaştıran ozanlar yetişir. Onlar Kürtlerin Homeros’larıdırlar. Birer canlı tarihtirler. Kürt dilinin koruyanı, geliştiricisi ve aynı zamanda sözlü tarihin de taşıyıcılarıdırlar. Bundan ötürü her birinin kaybı özelikle bu çağda Kürtlerin de birer büyük kaybıdır. Çünkü bu gelenek gittikçe zayıflamakta ve bu kültür taşıyıcıların yitip gitmesi de sadece bir fiziki kayıp değildir. Aynı zamanda hazine değerinde olan geçmişimize ait sözlü edebiyatın da kaybolmasıdır.
    Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla birlikte, Kürtler açısında yeni bir süreç başlıyordu. Red ve inkar politikası bir yandan, asimilasyon siyaseti de diğer yandan Kürtlerin bu kurumunun güçten düşmesine neden oluyordu. Bu kurumun kendini ifade edebileceği ortamlar birer birer ortadan kaldırılıyordu. Her şeyden önce Kürtçe konuşmak yasaktı ve bu büyük bir engeldi.
    Bu yıllarda rejimin yetkilileri halkın dengbejlerine faşist talepler dayatıyorlardı. Sanatlarını Türkçe icra etmelerini istiyorlardı.Kürtler’e ait ne varsa Türkçe’ye çevirmelerini dayatıyorlardı.
    1956 yılında Erzurum Radyosu’nun yetkilileri Dengbêj Husêno’dan da bu talepte bulundular. Ondan kılam ve stranlarını Türkçe olarak radyoda okumasını ve radyo arşivine katmasını istediler. Ancak Dengbej Husêno bu dayatmalara karşı durdu ve bu istekleri red etti. Çünkü o biliyordu ki her halk kendi dili, kültürü ve folkloruyla tanınabilir ve ancak hayat bulabilirdi.
    O yıllarda bu siyasete göre hareket edenler devlet tarafından büyük bir itibar görüyorlardı. Ama Kürtler bu şekilde o kimselere bakmıyordu. Bu isteklere karşı duran ve kendi kimliğinde ısrar edenleri ise Kürt halkı bağrına basıyordu.
    Dengbêj Husêno hem sanatını icra ediyor, hem de çiftçilikle hayatını idame ediyordu.Ekonomik sebeplerden dolayı 1973 yılında çalışmak için Almanya’ya gitmek zorunda kalır. Ama ne çare, gurbetlik canına tak eder. O bir kere halkına ve icra ettiği sanatına sevdalı. Bunu icra edecek tek yer de memleketidir.
    İstanbul’da HEP’in (Halkın Emek Partisi) 1991 yılında tertiplediği Newroz kutlamasına Dengbej Husêno da katılarak sahneye çıkar, 30 binden fazla bir kitleye kılamlarıyla seslenir. Halkın büyük bir ilgisini çeker ve bu durum onu çok duygulandırır.
    Husêno’nun sesi ve kılamlarının içeriği
    Husênê Mûşî’nin sesi hem güçlü hem de yüksek bir perdeye sahipti. O çığırdığı zaman bir çan sesi bıraklığındaki bir sesle insanı sarmalıyordu. Doyumsuz olan sesi, insanı alıp o güzelim cografyalarda gezdirirdi.
    Söylediği bütün parçalarda, insan yaşamına dair ne varsa bulmak mümkün. Aşk, sevgi, yiğitlik, savaş vs. O bunlarla da yetinmemiş, Kürtler’in önde gelen liderleri üzerine de ağıtlar yakmıştır.Şeyh Sait üzerine söylediği ‘Mîrê Min’ türküsü gibi.
    Halkın sanatçısı tavrıyla bir duruş sergilemiş ve kendi halkının sorunlarına kayıtsız kalmamıştır.Irak Kürdistan’ında Mele Mustafa Barzanî’nin öncülüğünde faşist Irak Baas rejimine karşı yapılan efsanevi mücadele üzerine de eserler yapmıştır.Diğer taraftan o dönemde İran’daki Kürtler’in lideri Simkoyê Şikakî’nin İran merkezi hükümetine karşı sergilediği yiğitliğini de unutmamış,onun mücadelesine ithafen besteler yapmaktan da geri durmamıştır.Hele halk arasında çok yaygınlaşmış olan ‘Kilama Mala Seydo’ koçaklaması bir şaheserdir.

КОМЕНТАРІ • 7

  • @ekremkoc9285
    @ekremkoc9285 3 роки тому +2

    Sen gerçekten kürt halkının kültürünü dile getiren gerçek sanatcisin.kültüre siyaset katmayan ve doğal haliyle söyleyen sanatcisin seni kutlarım.

  • @ShamsaldinNaderi
    @ShamsaldinNaderi 3 дні тому

    ❤❤

  • @ShamsaldinNaderi
    @ShamsaldinNaderi 3 дні тому

    ❤❤❤❤❤❤❤❤

  • @cemalgunec8246
    @cemalgunec8246 3 роки тому +1

    Ez heyrana deng u hunera te👏👏👏👏👏🌹🌹🌹🙏🙏🙏🙏

  • @yadinbitikci474
    @yadinbitikci474 3 роки тому

    Ez kurbana denge tebım xale delil saatate xeşbi xalemın 👏👏👏👏

  • @evdokhalti
    @evdokhalti 4 роки тому +1

    Delîl, tu dil î, kuro tu şêr î şêr.

  • @shadil_a_offical
    @shadil_a_offical 3 роки тому

    can can kak delîl tu her hebî