Ruknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. Bir mevsimin kıyısından tutarsan Ruknettin Kurak ovalara yağmurlar yağar, Ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi, Kalbin şiir olup vadilerini sular. Senin de vadilerin vardır Ruknettin! Kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini Kurtarıp o yangında ilk önce kalbini Niyedir, aynalarda azalır sesin. Doktorum Ben bu kalbimi sarınır örtünürüm Kış gecelerinde o nu yakar ısınırım Üşürsem helak olacağımdan korkarım. Doktorum Gayya kuyusuna inmek istemem Bana bir ip uzat, yağmurlar istemem Aynaları kırarım, suretimi istemem Mevsimler dönedursun, bu dünyayı istemem Ben Allah'ı isterim. Ben hep aynalardan geçerim doktor Aynalar benden geçer. Araf'tan bir sepet sarkıtırım aşağı, Doluşur içine narin böcekler Yaşamayı yeni öğrenmiş kelebekler Üşüşür ben kalbimi sarkıtınca aşağı Ben hep aynalardan geçerim doktor!Günahları için ağlayan kim varsa Kanatlarıyla okşar onu melekler Hep böyle midir Kalbin hep böyle yavaş mıdır Ruknettin? Aynalar sana bir savaş mıdır Ruknettin? Yarin dudaklarından trenler geçer de Kalbiyin istasyonunda durmaz mı Sen hiç satrançta yenilmez misin Atına binip hep gider misin Bilmez misin, atından ayrı düşen bir vezir Zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı Ve nihayet şahlar da aynalardan geçer Bir sen mi kalırsın bu rüyada Ruknettin Herhalde hep böyledir Bu dünya sevenlere bir tuzaktır Ruknettin! Buraya kalbinizi kuşatmaya geldiydik Konuşmayı unuttuyduk, hal diliyle söylediydik. Dua okuduyduk, yağmur dilediydik Kalbinizi kuşatmaya geldiydik. Hoşgeldiniz.Buyrun. İşte kalbim. Adımı unuttuğum zamanlarda RUKNETTİN' im Gövdesi ihlal edilmiş bir yetimim. Şu kapıdan buyurun, az ilerisi kalbim. Benim kalbim bir ıslahevidir doktor. Yetim bir çocuk durmadan azarlanır içinde Benim kalbim gövdesi ıslahevlerine çakılı bir kuştur Uçmayı bilmeden ölür kenar otellerde Kalbim ıslah olmaz bir kuştur doktor Tıkanır, ölür metropollerde.Bir çiçeği uyandırmak için mi Söner bu ateşgahlar Kaldırmak için mi yeraltını O derin uykusundan Kurur bu göl Ne var ve ne oluyor Neden türkü söylüyor fesleğenler Uzakta biri mi göründü Biri İncil okurken düşüp bayıldı mı Bir rüya mı gördü yalnız keşişler Ne oldu? Adım Ruknettin, tanışıyor olmalıyız Bir çay ocağında ya da bir merdiven başında Sunmuş olmalıyım kalbimi size Bakın! demiş olmalıyım henüz avladım O'nu İgvanın zehrini boşalttığı kuyularda. Yalnız günah parlar zifiri karanlıkta Ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur Bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda Ay gibi ışıdığında bir aşk Bir mevsim yönünü şaşırdığında. Hayret etmiş olmalısınız, kalbim Hezarfen misali havalanınca. Korkarım sevgili doktor, bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım Çabuk büyüyen bir çocuk gibi, Ceplerimin nerede olduğunu unutacağım önce Ve mazi gizlenecek bir yer bulamayacak kendine. Sonra bir menekşeyi teheccüde kaldırmayı unutacağım. Unutacağım, hangi şehirde durursam yar beni karşılar. Nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar Gülümseyen bir arap olacak yüzümün size bakan tarafı, Terkedip gitmelerin ağırlaştığı bir güz olacak öte yarısı. Alnımın dokunduğu yerden savaşlar artacak Ve bahar giysilerine bürünmüş gelirken kıyamet ''gönüllü mağlupları olacak hayatın'' doktor. Yarından korkan adam, Ruknettin böyle söyler. Siz doktor, yazabilir misiniz bir gülü yeniden Alıştırabilir misiniz baharı çürüyen toprağa Kabaran yağmuru yeraltına Ve bir aşkı ayrılığa Yakıştırabilir misiniz doktor Kanatlarında hüzün ve manolya taşıyan Kuşlarla konuşabilir Ve trampetimi geri verebilir misiniz bana? Ah kalbin moğolları! size verecek ne kaldı Bir kitap olup yandı da o Külünden zehir kaldı Bir hayal olup uçtu da Gökte melekler bağırdı ''eve dön, eve dön!'' Döndüm ki; şehrin ağrıları üstüme kaldı Bulvara uzanmış diskotek kızları/o melul orospular/ Süpermarketler, bankalar /yani toplu insan mezarları/ Üstüme kaldı.Size ne denir ey kalbin istilacıları Barbar denir,' bir hayal yıkan' denir. Alın O'nu da götürün, bir kalbim kaldı. Bir ilkokul atlasında gemilerim yandıydı Cenevizden geliyordum, elimde mektuplarım vardı. Elimde ölü bir kızın sağır saçları vardı Bir mevsimin ortasında kalakaldıydımBakkaldan manavdan değil, Cenevizden geliyordum doktor O kızın saçlarından geliyordum Yitirilmiş bir mahkemeden Galiba kalbimden geliyordum. Bir güle boyun eğdiren nedir O aşk değilse Nedir kalbe çıkartılan Tutuklama emri, Aşk değilse. Ah, o sığınaklardan Yitikleri toplayan Ve düşlere vuran gemi Nedir aşk değilseSize kendimden bahsediyorum doktor Biraz yağmur kimseyi incitmez. İyi ruhların arasında dolaşan Bir gölgeden sözediyorum. Acıdan çatlamış kalbi Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden Terkedilmiş şizofrenleri Kendine çeken vadiden Keşişlerin hüznünden Ve bir aşk yüzünden Ayları karıştıran kişinin Tababet-i ruhiyyesindenSize kendimden bahsediyorum doktor Ben kar yağarken ıslanmam. Benim öbür adım rüzgar Uğradığım orman Değdiğim kalp uğuldar. Deki bulunur elbet İyi bir hal üzre kaybolan kişi...
Ruknettin'in aynalarda ağladığı kadar var. Bir mevsimin kıyısından tutarsan Ruknettin
Kurak ovalara yağmurlar yağar,
Ayak bileklerinden kavrarsan bir harfi,
Kalbin şiir olup vadilerini sular. Senin de vadilerin vardır Ruknettin!
Kehanetler kurarsın, yağmalarsın kendini
Kurtarıp o yangında ilk önce kalbini
Niyedir, aynalarda azalır sesin. Doktorum
Ben bu kalbimi sarınır örtünürüm
Kış gecelerinde o nu yakar ısınırım
Üşürsem helak olacağımdan korkarım. Doktorum
Gayya kuyusuna inmek istemem
Bana bir ip uzat, yağmurlar istemem
Aynaları kırarım, suretimi istemem
Mevsimler dönedursun, bu dünyayı istemem
Ben Allah'ı isterim. Ben hep aynalardan geçerim doktor
Aynalar benden geçer.
Araf'tan bir sepet sarkıtırım aşağı,
Doluşur içine narin böcekler
Yaşamayı yeni öğrenmiş kelebekler
Üşüşür ben kalbimi sarkıtınca aşağı
Ben hep aynalardan geçerim doktor!Günahları için ağlayan kim varsa
Kanatlarıyla okşar onu melekler Hep böyle midir
Kalbin hep böyle yavaş mıdır Ruknettin?
Aynalar sana bir savaş mıdır Ruknettin?
Yarin dudaklarından trenler geçer de
Kalbiyin istasyonunda durmaz mı
Sen hiç satrançta yenilmez misin
Atına binip hep gider misin
Bilmez misin, atından ayrı düşen bir vezir
Zehir gibi çoğaltır kanında yalnızlığı
Ve nihayet şahlar da aynalardan geçer
Bir sen mi kalırsın bu rüyada Ruknettin
Herhalde hep böyledir
Bu dünya sevenlere bir tuzaktır Ruknettin! Buraya kalbinizi kuşatmaya geldiydik
Konuşmayı unuttuyduk, hal diliyle söylediydik.
Dua okuduyduk, yağmur dilediydik
Kalbinizi kuşatmaya geldiydik. Hoşgeldiniz.Buyrun. İşte kalbim.
Adımı unuttuğum zamanlarda RUKNETTİN' im
Gövdesi ihlal edilmiş bir yetimim.
Şu kapıdan buyurun, az ilerisi kalbim. Benim kalbim bir ıslahevidir doktor.
Yetim bir çocuk durmadan azarlanır içinde
Benim kalbim gövdesi ıslahevlerine çakılı bir kuştur
Uçmayı bilmeden ölür kenar otellerde
Kalbim ıslah olmaz bir kuştur doktor
Tıkanır, ölür metropollerde.Bir çiçeği uyandırmak için mi
Söner bu ateşgahlar
Kaldırmak için mi yeraltını
O derin uykusundan
Kurur bu göl
Ne var ve ne oluyor
Neden türkü söylüyor fesleğenler
Uzakta biri mi göründü
Biri İncil okurken düşüp bayıldı mı
Bir rüya mı gördü yalnız keşişler
Ne oldu? Adım Ruknettin, tanışıyor olmalıyız
Bir çay ocağında ya da bir merdiven başında
Sunmuş olmalıyım kalbimi size
Bakın! demiş olmalıyım henüz avladım O'nu
İgvanın zehrini boşalttığı kuyularda.
Yalnız günah parlar zifiri karanlıkta
Ve kuyudan kuyuya bir yol yoktur
Bir avcı tüfeğini doğrulttuğunda
Ay gibi ışıdığında bir aşk
Bir mevsim yönünü şaşırdığında. Hayret etmiş olmalısınız, kalbim
Hezarfen misali havalanınca. Korkarım sevgili doktor, bu mektuba kendimi üzerek başlayacağım
Çabuk büyüyen bir çocuk gibi,
Ceplerimin nerede olduğunu unutacağım önce
Ve mazi gizlenecek bir yer bulamayacak kendine.
Sonra bir menekşeyi teheccüde kaldırmayı unutacağım.
Unutacağım, hangi şehirde durursam yar beni karşılar.
Nerede ölürsem bahtıma idamlar çıkar
Gülümseyen bir arap olacak yüzümün size bakan tarafı,
Terkedip gitmelerin ağırlaştığı bir güz olacak öte yarısı. Alnımın dokunduğu yerden savaşlar artacak
Ve bahar giysilerine bürünmüş gelirken kıyamet
''gönüllü mağlupları olacak hayatın'' doktor.
Yarından korkan adam, Ruknettin böyle söyler. Siz doktor, yazabilir misiniz bir gülü yeniden
Alıştırabilir misiniz baharı çürüyen toprağa
Kabaran yağmuru yeraltına
Ve bir aşkı ayrılığa
Yakıştırabilir misiniz doktor
Kanatlarında hüzün ve manolya taşıyan
Kuşlarla konuşabilir
Ve trampetimi geri verebilir misiniz bana? Ah kalbin moğolları! size verecek ne kaldı
Bir kitap olup yandı da o
Külünden zehir kaldı
Bir hayal olup uçtu da
Gökte melekler bağırdı
''eve dön, eve dön!'' Döndüm ki; şehrin ağrıları üstüme kaldı
Bulvara uzanmış diskotek kızları/o melul orospular/
Süpermarketler, bankalar
/yani toplu insan mezarları/
Üstüme kaldı.Size ne denir ey kalbin istilacıları
Barbar denir,' bir hayal yıkan' denir.
Alın O'nu da götürün, bir kalbim kaldı. Bir ilkokul atlasında gemilerim yandıydı
Cenevizden geliyordum, elimde mektuplarım vardı.
Elimde ölü bir kızın sağır saçları vardı
Bir mevsimin ortasında kalakaldıydımBakkaldan manavdan değil,
Cenevizden geliyordum doktor
O kızın saçlarından geliyordum
Yitirilmiş bir mahkemeden
Galiba kalbimden geliyordum. Bir güle boyun eğdiren nedir
O aşk değilse
Nedir kalbe çıkartılan
Tutuklama emri,
Aşk değilse.
Ah, o sığınaklardan
Yitikleri toplayan
Ve düşlere vuran gemi
Nedir aşk değilseSize kendimden bahsediyorum doktor
Biraz yağmur kimseyi incitmez. İyi ruhların arasında dolaşan
Bir gölgeden sözediyorum.
Acıdan çatlamış kalbi
Soğuğa dayanıklı kılan bir bilgiden
Terkedilmiş şizofrenleri
Kendine çeken vadiden
Keşişlerin hüznünden
Ve bir aşk yüzünden
Ayları karıştıran kişinin
Tababet-i ruhiyyesindenSize kendimden bahsediyorum doktor
Ben kar yağarken ıslanmam. Benim öbür adım rüzgar
Uğradığım orman
Değdiğim kalp uğuldar. Deki bulunur elbet
İyi bir hal üzre kaybolan kişi...
Günahları için ağlayan kim varsa kanatlarıyla okşar onu melekler 🤍
müthiş👍👏👏👏
👏👏👏👏👏👏👏👏👏👍
.