Aslında olmadığın kişi olduğuna inanırsan ne olur ya gerçek buysa keşif analiz ve uygulama madem.bir gerçek var neden uygulayamiyoruz çünkü biz gerçek değiliz birseyler engel oluyor 😂
Rüya görürken rüyada olduğumuzu nadiren anlarız. GördüğüMmüz rüyaların çoğunu gerçek sanarız. Her zaman kötü veya olumsuz rüya görürüz. İyi rüya yoktur. Rüyadan uyanmasak rüyada oldğumuzu anlayamayız. Belkide uyandığımızda rüyada oluyoruz. Belkide gerçeklik rüyalarımızdadır.
Bu açıklanamaz, ama hissedersin. Hayatın boyunca dünyayla ilgili bazı şeylerin yanlış olduğunu hissetmişsindir. Ne olduğunu bilmezsin, ama o ordadır; beynine saplanmış bir kıymık parçası gibi… Seni deli eder…
Bir dizi önerisi de benden. Westworld dizisinde robot kadın o kadar gerçekçidir ki karşısındaki insan "sen gerçek misin" diye sorduğunda kadın (bence üzerine kitap dahi yazılabilecek olan bu cümleyi söyler) "farkedemiyorsan önemi var mı?" der. Simülasyonda da olsak rüyada da olsak farkedemiyorsak önemi yok bence. Önemli olan farketmek.
Farkındalık tek katmanlı olmadığı için bu kadar basit değil aslında. farkındalık için belli bir gayret gerekiyor. bunun için de bir motivasyon... yani her şey şüpheyle başlıyor bu yolda. o yüzden fark edemiyorsan fark eder ama şüphe etmiyorsan fark etmez. bir hayvan iç güdülerinden şüphe duyabilseydi bilinç düzeyini geliştirebilirdi. insan yasak meyvenin yasaklığı konusunda şüphe etmeseydi... merak bile şüpheden doğuyor bu açıdan bakınca.
"Neden bir simülasyonun içinde yaşıyoruz bunun delilleri nelerdir, teorisyenler neye dayanarak bunu iddia ediyorlar" sorularını cevaplamak yerine simülasyon nedir kökeni nerden gelmektedir vs.'den öteye gidememiş bir video olmuş. Daha detaylı bir video beklerdim.
@@sinekvalesi1905kuran sizin sandığınız gibi her şeye cevap veren bi kitap değil. Böyle bir amacı da yoktur. Bunu götünden uydurup sonra da verdiği cevaplar bir şeyi çözmeyince bin dereden su getiren aptal müslüman argümanıdır bu laf.
Bilgisayar başına oturmuş, bizim simülasyonumuzu programlayanlar dönüp birbirlerine şu soruyu soruyorlarmış: “ Biz de simülasyonda yaşıyor olabilir miyiz? “ . Emeğine sağlık.
@XF23 takılmaya gerek yok derken? hayat boyu sorgulamak güzel birşeydir. bunu dediğim zaman o zaman neden kimseyi öldürmüyor ya da istediğine tecavüz etmiyorsun gibi salakça karşılık veriliyor. Sorgulamak iyidir fakat fazla gözü boyanmış insanın sonradan sorgulaması sağlıksız olabiliyor o ayrı bi konu.
@XF23 matrix benim genç yaşlarda izlediğim sayesinde felsefeye ilgi duyduğum bir film. burada mübalağa yapmıyorum sadece etkilendiğimi belirtiyorum ancak yaptığınız yorumlardan anladığım kadarıyla bu konuda herkese üstten bakan bir tavrınız var. önce saygı göstermeyi öğrenin sonra yorum yapın efendim
Üç yıldır bu konu hakkında araştırma yapıyorum. Ulaştığım her bilgi her sonuç beni en nihayetinde simülasyonun kapısına getirip bıraktı. Ben kesinlikle bir simülasyonda yasadığımıza inanıyorum. Belki bir gün bu teori net olarak kanıtlanıp inanç olmaktan çıkar ve bilgiye dönüşür.
@@nilgunonbas7336 yalnız hocam şunu hiçbir zaman istemem: ya tüm bunlar benim beynimin içindeyse ve benim dışımdaki insanlar ve diğer canlılar gerçek değillerse işte bunu hiç istemezdim düşünsene neyin anlamı kalıyor ki geriye? Hadi yine simülasyonu kabul ediyor insan sonuçta içindeki tek varlık sen değilsin nasıl ki sen yazılımın içindeki kodlardan oluştuysan ötekilerde aynı senin gibi kodlardan oluştular ve varlar ama sadece ben varsam her şey benim beynimin içindeyse bu çok kötü olurdu.
@XF23 hocam peki düşünebildiğimizi sanıyorsak hiç var olmamış birşeyi düşünemiyoruz sonuçta hep çevremizde gördüğümüz veya hayalini kurduğumuz somut şeyleri veya bize çocukluktan anlatılmış manevi şeyleri düşünebiliyoruz zihmizde içinde bulunduğumuz galaksi gibi dışına çıkmak neredeyse imkansız
bu sesle dinlenilebilecek harika bir konu, emeğinize sağlık. bu konuda Kur'an da Ankebut suresi 64. ayete de bakmak lazım. 'Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.'
sims hiç oynadın mı? oyunda ihtiyaçları karşılamaktan oyunu oynayamıyosun bazen. hele bi de çocuk yaptıysan çocuk çalışkan olsun okulda iyi olsun vs vs ev temiz olsun yemek ye duş al aynı gerçek dünya gibi koşuşturmaca oluyor
Nostalji olsun diye 1 günde matrix 3 lemesini tekrar bitirdikten sonra hayatımı sorgulamayı bırakmak için youtube a girince karşıma çıkan ilk video(iyice mental sağlığım çökmeye başladı)
Bu videodan sonra vicdanım çok rahatladı.. Hayatta neden başarılı değilim, neden istediğim gibi bir hayatım yok, neden aklıma gelenleri yapamıyorum diye sürekli hayıflanıp suçu kendimde arıyordum. Artık biliyorum ki benim simülasyonu kontrol eden kişi mutlu olmamı istemiyor, tembel bir kişi tarafından yönetiliyorum belli ki.........
@@avsaraslan7573 şuan yaşadığın dünya senin dinine göre bir simülaston değil mi? Ateist değilsen bütün dinlerde bu aynı kapıya çıkar. Sadece ateizmde simülasyon yoktur. Ayrıca simülasyonu bir bilgisayar oramı olarak düşünme. Bu simülasyon biyolojik bir simülasyon da olabilir. Yani dünya gerçekten dünya , insanlar gerçekten insan , yaşananlar gerçek ama bize göre gerçek. Örneğin ;Bakterilerin çoğalmasını incelediğin bir deney yapacaksın. Deney için bir kabın içerisinde deneyi başlattın ve bakteriler çoğaldı. bakteriler gerçek ama aslında bir biyolojik simülasyon değil mi? Simülasyonu başlatan da sensin.
Merhaba, bu tür konuları duygusal olarak çok başarılı işliyorsunuz. Simülasyon fikrini gerçeği anlamamıza yarayan üç gerçeklik üzerinden anlatayım: Bilime göre bir simülasyonda yaşıyoruz. Bu kendi beynimizin ürettiği bir simülasyon. Takipçilerin beynin işleyişini bu gözle incelemelerini tavsiye ederim. Bu bilgi gerçek bir dünyanın var olmadığı anlamına gelmez. Bir şeyin simülasyonu varsa gerçeği de vardır. İster rüyada olalım, ister gerçek hayatta, ya da bilgisayar tarafından oluşturulmuş bir simülasyonda, hissettiklerimiz tamamen gerçektir. Bir kabustasınız ve uyanamıyorsunuz. Kabus devam ettiği sürece bu sizin gerçeğinizdir. Bir şeyleri değiştirmek için, farkındalığınızı geliştirmek için dikkate almanız gereken en önemli şey bu hislerdir. Dikkat edin bunları sadece siz hissediyorsunuz. Eğer hissedebiliyorsak etkileyebiliyor olduğumuz anlamına da gelir. Gerçek hayatta bu etki anlık, örneğin rüyada gecikmeli ya da hiçmiş gibi görünür. Simülasyonda olduğumuzu düşünürsek bunun çok başarılı olduğunu da kabul etmemiz gerekir. Geldik büyülü hayal ve inanç dünyasına, burada her şey tamamen simülasyon. Hem de bizim tarafımızdan üretilen ya da varlığına inanılan. Sizin sesinizden zevkle dinlediğimiz mitolojik hikayeler, masallar; nasıl bu kadar etkileyiciler? Yukarıdaki iki maddede gerçeklerden söz ettik. Şimdi de kendi düşüncemi söyleyeyim. Her şey bizim bilinç seviyemize bağlı, o düştükçe gerçeklik algımız artıyor, kısıtlı ve çaresiz hissediyoruz. O yükselince hayallerimizi gerçeğe dönüştürüyor gerçeği etkiliyoruz. Bilinç seviyesi o kadar etkili ki, bilinç seviyemiz değişince fizik kuralları bile değişir.
Ama mısır piramid yapıları olsun maya yapımları olsun günümüz teknolojisi ile bile o primdiler yapılamaz ve insan gücü yetmez bu dünya da gerçekten çok merak edilen konular var
@@Mr.Nobody-. farkındaysan simülasyon ile bir bağdaş cümle kullanmadım ( dünya da merak edilen çok şey var) 'GENEL" ama mesela deseydim ki pramitleri insanlar yapmadı gerçekten simülasyon olma şansı var dreck olarak konuya vurgulanmış bir cümle olurdu.
Döngü içindeyiz hiç bir zaman yok olmayacağız. Şuan ürettiğimiz bütün düşünceler bütün his ve yaşayışlar frekans ile yaşam formunu stilist bir şekilde kaydediyor yani Evren her zaman soyut ve somut ayırıyor bu döngü smilasyon gibi. Döngüde biçim değiştiriyoruz sadece. Var olduğumuzun kanıtı yok olduğumuzun kanıtı sadece düşüncedir. Görünen hiç birsey yoktur. Geçmiş geçmiştir şimdi var ve bu zaman kavramı ile yercekim kavramı sadece döngünün yasaları. Su buhar olup yok olmuyor yokluk evresine geçiyor lakin bir gün yine somut olana kadar..
@@kelberber5147 bizler ölünce ne olacak nelerle karşılaşacağız hocam korkunç şeyler acılar işkenceler gelmese keşke başımıza dünyadaki gibi sonsuz fiziksel acılara maruz kalmasak hocam
Belkide yazlmis bir simulasyondaki basit npc'leriz, belli basli bir amacimiz yok.Düsünsenize her gün ayni seyleri yapiyoruz aliskanliklarimiz var ve bu aliskanliklardan vaz gecemiyoruz bu vaz gecememeyide ya bagimlilik yada baska seylerle tanimliyoruz.Aslinda en basiti neye programlandiysak onu yapiyoruz
Hepimiz bir matrix içindeyiz, ve yapacağımız her şey belirlenmiş yani özgür bir irademiz ve seçim hakkımız yok. Örnek verecek olursam. Anne yada babamızı seçemiyoruz, Doğacağımız ülke yada şehri seçemiyoruz, kilomuzu boyumuz tipimizi seçemiyoruz. En önemlisi ise Zeka seviyemizi belirleyemiyoruz, yani zekamızı ne kadar çabalarsak çabalayalım sonuç olarak belirlenmiş limiti aşamıyoruz ve bu yüzden toplumun çoğu zeka seviyesi yüksek insanlar tarafından yönetilmek zorunda kalıyor. Sonuç olarak insanların çoğu bilgisayar oyunlardaki hiç bir işe yaramayan Npc'ler olarak yaşamak zorunda.
Ya kabir azabı ebedi cehennem ateşi nerde hocam keşke ölünce o korkunç işkence ve azaplara sıkıntılara maruz kalmasak keşke ölümde bi rüya olsa hiç acı hissetmesek yok olsak saygılar
@@serkanulu7269 şu videoda izlediğin teoriler ne kadar gerçek olma olasılığındaysa senin dediklerinde o kadar gerçek dısı şeyler. Tanrı insanı yaratıyo onun kaderini doğacağı çevreyi doğacağı aileyi belirliyo kimi zengin kimi kimi fakir ve kötü aile ortamında büyüyo sonrada o adam kötü biri oluyo diye onu ateşde inanılmaz işgencelerde cezalandıeıyo. Çok saçma bir arap mitolojisi.
@@daqdelenHerkesin imtihanı farklı bu hayatta, zengine kötü olma yetkisi verilmiyor, aksine kendisi rahat bir yaşama sahip olduğu için fakirleri daha çok gözetme ve Allah yolunda harcama görevi veriliyor.
Aslında güncel ve geleneksel spiritüel anlayışı en çok yansıtan örnek her ne kadar öyle gözükmese de Black Mirror'ın Hang the Dj bölümüdür. Bölümde insanlar yapay zeka tarafından belirlenen kişilerle belli bir süre içinde ilişki yaşayıp o kişinin kendisi için en uygun kişi olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Fakat asıl can alıcı kısım sonda saklı. Sisteme rağmen hareket etme cesareti gösteren bir çift en sonunda simülasyonun sınırlarını aşıp büyük bir risk alıyor ve türlü çabadan sonra ulaştıkları yerde daha önce bu simülasyonu kaç kere daha aştıklarına tanıklık ediyorlar. Bu günümüz spiritüel dünyasında hayat amacını gerçekleştirdikten sonra aydınlanmaya ya da en azından güzel bir karma toplayan ruhları ve bedensel ölümlerini temsil ediyor. Reenkarnasyonda tek bir seferde(ki bu çok zorlayıcı olabiliyor) ya da birçok yaşamda insanların kendi eğilimlerine rağmen sistemin yanıltıcı gücü Maya'ya karşı iradi eylem ve bilinçli seçimlerle karşı gelinmesi neredeyse normalde olan sosyal ve düşünsel akış yönünün tersine yüzmesi beklenir. O bölümde de bu çift normalde çok riskli görünen ve korkulan bu sistemi alaşağı edip sınırın ötesine çıkıyorlar ve yüzleştikleri şey daha önce kaç kere bu işi başarmış oldukları. Spiritüel konularda her ne kadar toplum İslam'ı o çerçeveden görmese de hem reenkarnasyona hem de dünyanın aslında gerçek olmadığına açık işaret eden birçok ayet var. Yine yahudilerin mistik kolu kabalacılar diyebileceğimiz ekollerde de bu durum temel olarak kabul ediliyor. Diğer büyük dinlerde Hindu ve budist geleneklerde zaten simulasyon ve reenkarnasyon temel inanç konularını anlatıyor.
Sonunda ufakta olsa senden EXistenZ yorumu duymak güzeldi. Hatta yakın zamanda Dark City filminide izledim aslında filmi çocukluk yıllarında izlemişim, çünkü bazı sahneleri görünce resmen beynimde şimşekler çaktı hafızamın derin kuytu köşesinden çıkıverdiler
yıllardar bu kanalı takipteyim yani bu videoda idare eder ama youtubedaki bütün matrix videolarını izledim ama en başarılısı perspektif podcast kanalındaydı
Similasyonda yaşıyormuyuz yada yaşamıyormuyuz bilemem ama Türkiye de bir similasyonun içerisinde olduğum;2000 li yıllardan beri zorluklarla mücadele ettiğimi deneyimliyorum. Artık yeter.
Bazen bu dünyanın simülasyon olduğu fikri aklıma geliyor ancak daha sonra hangi sistem herşeyi bu kadar detaylı ve gerçekçi kılabilir düşüncesi hakim oluyor.Buna hangi sistemin gücü yetebilir.Bence gerçekleri ölümden sonrasında öğreneceğiz.Çünkü simülasyon olduğunu varsayarsak bile henüz hiçbir hata veya delil bulamadık.Buda ötesi tamamen bilinmezlik olan ölümün büyük bir sır olduğunu gösteriyor.
Bu çok önemli bir konu. Ölüm konusu kadar önemli bence. Çünkü ölümün aydınlatılamamış büyük bir gizem olduğunu düşünüyorum. Simülasyondaysak bu bildiğimiz her şeyi değiştirir. Zaman zaman ben de düşünürüm, acaba her şey simülasyon mu diye. Simülasyona kanıt olabilecek deneyimlediğimiz bazı şeyler var. Mesela tamamen rastgele bir zamanda, bir odada oturup kitap okuduğumuzu düşünelim. Bir yandan TV açık. O esnada kitapta okuduğumuz bir kelimeyi aynı anda (veya birkaç saniye farkla) TV'de de duyuyoruz veya TV'de de bahsediliyor bu kelime. Birinci örnek buydu. Bu örneğin çeşitlerini pek çok kez deneyimledim. İlla kitap okuyor olmamız gerekmez, bu örneğin çeşitli varyasyonları pek çok şekilde olabiliyor. Bir kelimeyi biz konuşunca veya aklımızdan o kelime geçince, veya başkası o kelimeyi konuşunca benzer şeyler olabiliyor. İkinci örnek ise dejavu. Dejavu da ciddi bir kanıt olabilir simülasyonda ya da benzer bir şeyin (deney, hafıza tekrarı, zaman tekrarlama) içinde olduğumuza. Bir nedenden dolayı kasedi (mecazen) başa sarıyor olabilirler. Dejavu büyük gizem bence.
Aynen bana da çok olur o. Mesela bir kişiyi düşünürüm, tak telefon çalar o kişi aramıştır. Bunun olabilme ihtimali belki trilyon da bir dir, ama nasıl oluyorsa oluyor.😂 Bence en büyük gizem rüyalarda. Rüyadayken senin gerçekliğin o oluyor, rüyadayım diye düşünmüyorsun. Bir de şöyle bir düşüncem var. Mesela bilinçli olarak akşam yatmadan önce "bu gece rüya görmeyeceğim" diye kendimi telkin etsem hiç rüya görmez miyim? Cevap HAYIR tabi ki eninde sonunda rüya görürüm değil mi? Burda beyin benim bilinçli olarak istemediğim bir şeyi, bilince karşı gelerek adeta kendi bilinci varmışcasına sana dayatıyor😂 Umarım anlatabilmişimdir...
İnanamıyorum gerçekten, ilk cümlelerde paragrafta bahsettiğiniz durumu her gün yaşıyorum. Önceleri acaba dedim telefonlar beni dinliyor o yüzden mi ama sonra öyle olmadığını farkettim bu bende 6 senedir var. Çok sevdiğim ve üst katımızda oturan hergün gördüğüm bir yakınımı kaybettikten sonra gelişti bu durum. Annem bir cümle söylüyor 1 sn sonra aynı cümle ilk kez izlediğimiz dizide söyleniyor, aklımdan geçen bir cümle ve düşünce kitapta veya yine izlediğim dinlediğim birşeyde rastlıyorum; çok kez araştırdım çevremdekilere sordum yaşayan olmamış, nedenini anlamamı sağlayacak herhangi somut bir bilgiye rastlamadım. Sadece bende oluyor zannediyordum. Nedeni neymiş tam olarak? Dediğiniz gibi Simülasyon mu?
1. Bölüm: Gerçekliğin Kıyısında Sabahın ilk ışıkları odaya vurduğunda, Polat her zamanki gibi masasında oturmuş, sessizce bir ekrana bakıyordu. Masanın üzerindeki dijital cihazlar, ekrandan yansıyan mavi ışığın soğukluğuyla sanki gerçeklikten kopmuş gibiydi. Polat’ın yüzünde alışık olmadığım bir ifade vardı; bir bilmece çözer gibi dalgın ve odaklı. "Memati," dedi. "Hiç yaşadığımız hayatın gerçek olup olmadığını sorguladın mı?" Bu soruya verecek bir cevabım yoktu. Polat’ın bahsettiği konular genellikle aklımın sınırlarını aşardı, ama bu başka bir şeydi. Gözlerindeki karanlık, sadece bir teorinin ya da yeni bir işin ağırlığı değildi. Bu, daha derin bir meseleyi işaret ediyordu. Veri ve Gerçeklik Polat, odadaki ekranlardan birinde bir video oynattı. Görüntüler, dünyanın her yerinden insanların sıradan hayatlarını gösteriyordu. Ancak görüntüler tuhaftı; her şey sanki bir düzen içinde hareket ediyordu. İnsanlar, yapay bir senaryonun aktörleri gibi görünüyorlardı. "Bu görüntülerde bir şey fark ediyor musun?" diye sordu Polat. Dikkatlice izlediğimde, insanların hareketlerinin tekrar ettiğini gördüm. Aynı hareketler, aynı konuşmalar, aynı durumlar… "Bu bir tesadüf mü?" diye sordum. Polat, kısa bir sessizlikten sonra cevap verdi: "Tesadüf diye bir şey yok, Memati. Dünya, bir kodun içine hapsolmuş olabilir." O anda Polat’ın ne demek istediğini anlamaya başladım. "Dünya bir simülasyon mu?" diye sordum. Polat, sadece başını sallayarak cevap verdi. Şüphelerin Derinleşmesi Sonraki birkaç gün boyunca Polat, bu konuyu araştırmaya devam etti. Elde ettiği veriler, daha da rahatsız ediciydi. Dünya üzerindeki her olayın, önceden planlanmış bir yazılımın parçası olduğunu gösteriyordu. Sadece doğa olayları değil, insan davranışları da bir düzen içindeydi. "Memati," dedi bir gün, "bu işin kaynağını bulmamız gerekiyor. Eğer gerçekten bir simülasyonda yaşıyorsak, bunu kontrol eden bir merkez olmalı." Veri Merkezi Polat’ın araştırmaları bizi dünyanın dört bir yanındaki gizli tesislere yönlendirdi. Ancak bir yer özellikle dikkat çekiyordu: Avrupa’da, dağların derinliklerinde saklanan bir veri merkezi. Burası, teorilere göre, dünyanın veri akışını yöneten en büyük sunucuların bulunduğu yerdi. Tesisin planlarını incelediğimizde, içerideki güvenlik sistemlerinin olağanüstü olduğunu gördük. Ancak bu, Polat için bir engel değildi. "Gerçeğin ne olduğunu öğrenmeden bu hayatı yaşamaya devam edemem," dedi. Planlarımızı yaptıktan sonra, ekibimizi toplayıp yola çıktık. Herkes, bu işin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu, ama Polat’ın liderliğine duyulan güven, bizi harekete geçirdi. İlk İşaretler Tesisin yakınlarına ulaştığımızda, çevredeki atmosfer bir şeylerin ters gittiğini hissettiriyordu. Dağların arasındaki bu izole yer, sanki dünyanın geri kalanından tamamen kopmuş gibiydi. Tesisin dışındaki elektronik sistemler, her hareketimizi izliyordu. Güvenlik kameralarına yakalanmamak için dikkatli hareket ettik. Polat, tesisin ana girişini bulduğunda, elindeki cihazla sistemin şifrelerini çözmeye başladı. Ancak o anda tuhaf bir şey oldu. Tüm sistemler aniden durdu. "Birileri bizi izliyor," dedi Polat. "Ama bu, insanlardan daha fazlası olabilir." Tesisin İçine Giriş İçeri girdiğimizde, devasa sunucularla dolu bir alanla karşılaştık. Her bir sunucu, dünyanın veri akışını kontrol eden bir parça gibiydi. Ancak odanın merkezinde, devasa bir ekran vardı. Bu ekran, dünyanın tamamını kapsayan bir haritayı gösteriyordu. Polat, ekrana yaklaştı ve bir komut girdi. Ekran aniden değişti ve simülasyonun kodları ortaya çıktı. Her şey; insanlar, doğa olayları, hatta düşüncelerimiz bile bu kodların bir parçasıydı. "Bu gerçek değil," dedi Polat. "Yaşadığımız hayat, sadece bir yazılımın ürününden ibaret." Tam o anda, ekrandaki kodlar hareket etmeye başladı. Sanki bizi fark etmişlerdi. Ekrandan çıkan bir ses yankılandı: "Buraya kadar geldiniz, ama gerçeği öğrenmeye hazır mısınız?"
2. Bölüm: Kodun İçinde Ekrandan yükselen ses, odadaki soğuk havayı keskin bir bıçak gibi dilimledi. Polat, ekrana bir süre sessizce baktı. O an, onun zihninde bir savaşın yaşandığını hissedebiliyordum. Ekrandaki simülasyonun kodları birer birer hareket etmeye, kendi kendine şekil değiştirmeye başlamıştı. "Bu bir test," dedi Polat, gözlerini ekrandan ayırmadan. "Bu sistem, bizim tepkimizi ölçüyor." O anda, odanın ışıkları titremeye başladı. Sunucuların etrafındaki kablolar, ince bir ışıltı yayıyordu. Sistem bizi fark etmişti ve şimdi onun bir parçası olmaya doğru çekiliyorduk. Sistemin Çağrısı Ekrandaki kodlar bir araya gelerek bir cümle oluşturdu: "Gerçeği öğrenmek istiyorsanız, sistemin içine girmeniz gerek." Polat, bu mesajı okuduğunda bir an duraksadı. "Ne yapacağız?" diye sordum. Ancak cevabı zaten biliyordu. "Eğer bu bir simülasyonsa," dedi Polat, "onun içinden çıkmanın yolu yine onun kodlarına girmek." O sırada ekranın altında bir yuva açıldı ve bir cihaz belirdi. Bu cihaz, gerçekliğimizi sorgulamamız için bir anahtar gibi görünüyordu. Polat cihazı eline aldı ve bir düğmeye bastı. Kodun İçine Giriş Bir anda etrafımızdaki dünya değişti. Sunucular, ekranlar, kablolar... Hepsi yok oldu. Kendimizi bembeyaz bir boşluğun ortasında bulduk. Bu boşluk, bir yandan sonsuz bir huzur verirken, diğer yandan insanın içini kemiren bir bilinmezlik taşıyordu. Polat, "Bu kodun içinde olabiliriz," dedi. "Ama burası bir tür ara evre. Sistem bizi sorguluyor." Etrafımızda birden bire figürler belirmeye başladı. Bunlar bizim tanıdığımız insanlar gibiydi, ama garip bir şekilde hareket ediyorlardı. Her biri, sanki bir algoritmanın parçasıymış gibi davranıyordu. "Bu insanlar mı?" diye sordum. Polat başını salladı. "Hayır, bunlar sadece simülasyonun yansımaları. Gerçek değil." Test Başlıyor Birden, bir ses duyduk. Bu, daha önce ekrandan gelen sesten farklıydı; daha otoriter, daha soğuk: "Sistemi bozduğunuz için yargılanacaksınız. Gerçekliğinize geri dönmek için bir sınavı geçmelisiniz." Etrafımızdaki figürler hareketlenmeye başladı. Her biri bize doğru yürüyordu. Polat, silahını çekti ama duraksadı. "Bu bir simülasyon," dedi. "Kurşunlar işe yaramaz." Figürler yaklaştıkça, onların sadece birer illüzyon olduğunu fark ettim. Ama her birinin yüzü tanıdıktı; geçmişte kaybettiğimiz dostlar, düşmanlar, hatta hiç tanımadığımız ama bir şekilde aşina olduğumuz insanlar... Polat, "Bu bir oyun," dedi. "Gerçekliğimizi sorgulatmak için bir oyun kurmuşlar." Karar Anı Birden önümüzde iki kapı belirdi. Biri ışıl ışıl bir beyazlıkla parlıyor, diğeriyse zifiri karanlıkla kaplıydı. Ses tekrar yankılandı: "Birini seçin. Gerçek ya da kurgu." Polat, kapılara bir süre baktı. "Bu bir tuzak olabilir," dedi. "Ama gerçeği öğrenmek için risk almak zorundayız." O an, hangi kapının doğru olduğunu bilmek imkânsızdı. Polat, beyaz kapıya doğru ilerledi. "Gerçekliğin ışıkta yattığını söylüyorlar," dedi. "Ama ya bu da bir yanılsamaysa?" Kapının Ardındaki Gerçek Beyaz kapıyı açtığımızda, kendimizi yeniden Petra’daki tesiste bulduk. Ancak bu defa her şey farklıydı. Oda, aynı olmasına rağmen, hissettiğimiz şeyler değişmişti. Polat, ekrana baktığında bir kod satırı belirdi: "Simülasyondan çıktınız. Ama gerçekliğinizin ne olduğunu asla bilemeyeceksiniz." Polat, bir süre sessiz kaldı. "Belki de hiçbir zaman tam olarak gerçeği öğrenemeyeceğiz," dedi. "Ama en azından artık bu düzenin farkındayız." Sonuç Petra’dan ayrıldığımızda, dünyaya bakışım değişmişti. İnsanların hareketleri, olayların akışı, her şey… Hepsi birer kodun parçaları gibi görünüyordu. Polat, bu meseleyi bir daha konuşmadı, ama ben onun bu işin peşini bırakmayacağını biliyordum. Sonunda bir şeyi anladım: Gerçeklik, belki de sadece bizim ona yüklediğimiz anlamdan ibaretti. Ama ya gerçekten bir simülasyonda yaşıyorsak? Bu sorunun cevabını belki de hiçbir zaman öğrenemeyecektik. Son.
Videonuz cok anlamli ve derin olmus. Emeginiz icin tesekkur ederim. Simulasyonda yasiyor olabilecegimiz benim icin bir cevaptan öte daha buyuk bir soruyu temsil ediyor. Aslinda bu soru dini , felsefi , matematik alaninda ve özellikle de fizik alaninda da sormayi her zaman arzuladigim bir soru. Kendi günlük yasantimizdaki her kural, her sinir bir neden-sonuc iliskisi icerisinde. Anlamlandirmak ve algilamak cok kolay. Fakat bütün bu alanlarda binlerce yil kat ederek gelebildigimiz tek bir mutlak sonuc var. En temel katmana inip "neden" sorusunu sordugumuzda bizi ucsuz bucaksiz bir bosluk karsiliyor. Neden ?
Basit düşününce zaten dünyadaki para babalarının belirlediği maaşı alıp belirlediği oranda tatil yapıp yiyip içip eğlenebiliyoruz. İzin verdikleri kadar varız buda zaten simülasyonun daniskası😅 daha geniş kapsamlı düşünüp felsefik ve bilim tarafından bakan bu video ile bizi aydınlattığın için teşekkürler dost 🌹
Eğer bir simulasyondaysak, bir gün biri yada birileri bunu muhakkak farkedecektir. Simulasyondaki bir hata en sonunda mantık dışı yada fiziksel kurallar dışında bir olay yaratacaktır ve bu olduğunda bunu fark eden insan veya insanlar korkacaklar ve bu olayı gizleyeceklerdir.
@@cemsenol6599 Oluşturulmuş Bir Simülasyondaysak Simülasyon dışındaki Gerçekler bizim için Dünya dışı canlılardan bile bize uzak gerçekler oluyor..Simülasyondaysak bunu asla aşamayız.Kaynağa ulaşamayız ..Bilgisayar oyunundaki bir karakteri düşünelim .. Dünyası Tüm Gerçekliği Sandığı Şeylerin Bizim Bilgisayarımızda Oluşturulan simüle bir oyunda bir kod yazılım Olduğunu Anladı Bu Karakter.Gerçek dünyada bizim yaşadığımız bilgisayar sahiplerinin dünyası olsun..Bilgisayar oyunumuzdaki karakterimiz sanal simüle dünyasını farkedince gerçek dünyaya bilgisayara sahip olanların gerçek dünyasına gelebilir mi ?
@@cemsenol6599 nerden biliyorsun belki de gizledi ki similasyonu sadece dünya olarak görme derim belki bir galaksi belki de evren simule bilemeyiz aklımız ermez yada erdiremez belki de öyle planlandik belki de çok kolay anliyabilicez 2+2 nin 4 olduğu kadar basit bir problemi bilmek gibi ama onu bilmemeye yasaklandik, programlandik. İçinde olduğumuz yaşam bambaşka düşünmeye kalkissak sonu yok hep bir ihtimal ve ihtimalin ihtimali bizim diyişimizle sonsuza kadar devam eder ki sonssuzluk da ne kadar doğrudur bilemeyiz
SPOİLER ALERT! Orwell"ın muhteşem romanı "1984" kitabı sadece siyasi bir alegori olarak görülür, ama aslında bu kitabta gerçekliği sorgulama teması bolca işlenir, bu romandaki bir söz olan "Özgürlük 2 + 2'ye 4 diye bilmektir, buna izin verilirse, ardı da gelir" mesela. Kitabın sonundaysa WInston Smith "Parti"nin kabul ettiği gerçekliğe inandırılır ve 2 + 2'nin 5 olduğunu "anlar". Hatta "Parti" Winston'a işgence ederken bilimi ve inandığımız gerçekliği onun görüşünde muğlaklaçtırmayı amaçlıyor. Bu kitabın en önemli temalarından biri ola "Çiftdüşün" bile bunun en iyi örneklerinden biridir.
Mö 5 yy da Elea okulu Parmenides 5 duyu ile algılananın illüzyon olduğunu, Zeno ise hareketin illüzyon olduğunu söyledi.Oldukça eski bir teori .Everything everywhere at once filmi de fena değildi.Ben atom çekirdeğini yazılımcı olarak kullanan bir kuantum bilgisayarın içinde birbiri ile etkileşimde bulunan trilyonlarca oyunda oynadığımıza inanıyorum hepsi oyun hepsi simülasyon.
Her türlü bir simülasyonun içerisindeyiz zaten. Yani bir yaratıcının varlığını kabul etmişse bile bir insan o yaratıcının oluşturduğu bir simülasyonda yaşıyor demektir.
Bu simulasyon konusu filozoflarin hayatta bir anlam ararken dusunup ortaya attiklari birsey. Zamanla bu konu teknoloji gelistikce bilgisayar tabanli gorseller ortaya cikti... Eger bir simulasyonun icinde isek,kacinci simulasyonuz ? Asil sorulmasi gereken soru bu ? Kendi sumulasyonumuzu ne zaman yaratacagiz acaba ?
bu ülkede sayılı 2-3 tane güzel kanaldan biri sensin %99 u çöplük olan yerde çok değerlisiniz, gerçeği bul kanalı ile ortak yayın yapsanız keyiften yenmez. Tanışmanız bence baya güzel olur.
Bir dedektif olduğunuzu ve bir simülasyonda yaşadığınızı öğrendiğinizi hayal edin. Makine kodunun ne olduğunu/hangi dilde yazıldığını öğrenmek istiyorsunuz. İlk önce ne yaparsınız?
Simülasyonda olsaydık Simülasyonda olduğumuzu düşünmemiz olası olmazdı sanırım.. Çünkü Bir Mario oyununda Mario ben ne yapıyorum ya mantarlara kafa atıyorum sürekli düz bir zeminde sağa doğru gidiyorum yoksa simülasyondamıyım diye düşünmesi pek olası değil Yani oyunun yapım aşamasında Mario un sürekli ekranda sağa doğru hareket etmesi yazılı.. Çok daha büyük bişeyin içindeyiz.. Düşüncemizle bile bulamayacağımız bişeyin.. Herşeyin Gerçek olmadığı fikri bende de ağır basıyor.. Ne yaşam yaşam ne ölüm ölüm değil gibi..
@@tylerchigurh yazdığın şey ile çelişiyorsun marionun gerçekliği sadece sağa ve sola gitmekten ibarettir ve dahasini düşünemez sadece gerçek yada gerçek olmadığını düşünür
mesela insanlığın ciddi projeleri var yaşadığımız gerçekliğin ne olduğunu kavramak hatta mümkünse ona müdahale etmekle alakalı. bunlardan bahsetmeyince ansiklopedi okumaktan çok ileri gidemedi bu içerik. çeşitli durumlarda simülasyon dışına şahit olabilen insanlar var, bunlardan örnekleme yapılabilirdi. içeriği daha geniş kapsamlı şöyle beş saat anlatsan da uzun uzun dinlesek. bu gerçekten fazla sığ kalmış. elbette kimileri için de çok derin gelebilir...
Eğer simülasyonda olsaydık, o simülasyonu tasarlayan ne düşünmemizi isterse onu düşünüyor olurduk. Eğer simülasyondaysak, şu anda bunu sorguluyorsanız, tasarım sahibi istediği içindir. Kendi özgür iradenizle yaptığınız bir sorgulama değildir bu. Eğer değilsek zaten sorgulamamıza gerek yok demektir. Konu bu aşamada benim açımdan düşünmeye değerliğini yitiriyor.
Ilahi bir simulasyondayiz ve bu kurgu içerisinde bize sunulan olasıliklar içerisinde seçme hakkımız var. Mesela iyi veya kötü olmak simülasyonun bir parçasıdır. Ne olacağını seçmen senin tercihindir ve bunun böyle olmasi da simulasyonun bir parçasıdır. Yani matrix de belli çerçevede hareket alanın ve tercih etme imkanın, hatta simülasyonu farkedip ötesini keşfetme imkanın bile vardır.
Dogrusunuz adına simülasyon yada gerçeklik deyin bu bir imtihan mahallinde olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Lakin simulasyondaki bir imtihanda oldugunu farketmek çok daha motivasyon edici hele de Kuantum fiziğini biliyorsanız. Iyi ve kötü tüm iş ve sözleriniz kuantum tabiatı geregi bu alanda hemen bir suret olarak ortaya çıkıyor ve öldükten sonra yani maddi bedenden çıkıp kuantum alanına suzuldukten sonra seni karşılıyor. İyilikler güzel suretler, mis kokular mest edici şeyler olarak, kötülükler de akrepler yilanlar, korkunç yaratıklar pisk kokular vs. şeklinde
@@susoycan6178 İlahi bir simülasyondaysak, bir kurgu içerisinde neyi seçmemiz gerekiyorsa onu seçmekle yükümlüyüz sadece. Eğer değilsek de zaten büyük oranda determinist bir dünyada yaşıyoruz ve gerçek manada bir özgür iradeden söz edemeyiz. Verdiğimiz kararlar ve düşünce biçimimiz; tamamen genlerimiz ve büyüdüğümüz ortamla birlikte bize sormadan şekilleniyor. En sevdiğiniz rengi bile biz seçmiyoruz aslında. O yüzden iki olasılıkta da bir sınavdan söz edemeyiz.
@@cagdasturkoglu Hayır kuantam alanı icinde yiginla olasılık barindiran bir enerji/esir madde alanıdır. Allah cc sana illa su içeceksin deseydi diğer seçenekleri sunmazdi. Menu da su, çay, meyve suyu, şerbet, alkol varsa buradan birini tercih et dediği içindir. Tabiki de özgürlüğümüz var ama sınırsız bir özgürlük degil. Allahin cc mülkünde Onun cc verdiği imkanlar çerçevesinde kısmî bir ozgurluk buna cüzî irade deniyor. Mutlak, sinirsiz ve sonsuz irade sadece Allahindir cc. Bizimkisi Onun cc sundukları içindedir. Dunyadan bir ornek vereyim sana. Demokrasi de yoldan geçen herhangi birini seçemezsin. Sadece seçilmek için aday gosterilenlerden birini seçebilirsin. Yani iraden vardir ve belli bir çerçevede icinde özgür ve kısmîdır. Hayat determinist degildir. Ayrica elbetteki icinde yasadigin ortamın geçmişin bir toplamısın ama sen bu toplama müdahale etme iradesine sahip bir donanıma da sahipsin. Yani mutlak bir determinizmin esiri değilsin kardeş.
Matrix'in ne olduğunu düşünürken bir filmden ibaret olmadığını anladım. Matrix gerçekten var. Ve bu psikolojik bir simülasyon. Hayatımızın her alanında var. Her yanımızı kuşatıyor.
Ergenlik dönemindeyken yaşadığım madde kullanımına bağlı bir deneyimde, ilk kez simülasyonda yaşadığım paranoyasına kapılmıştım. Çok daha gelişmiş bir medeniyet olarak kendi kurduğumuz simülasyonunun içinde sıkıştığımızı görmüştüm. Daha doğrusu her birimiz tanrısal güçleri olan insan üzeri varlıklardık ama kendimize heyecan olsun diye daha sınırlı bedenlerde daha katı kuralları olan bir evren yaratarak güçlüklere karşı koymanın verdiği hazzı deneyimlemek istiyorduk. Kimisi oyunu fazla ciddiye alıp korkuya kapılıyordu. Kimi de oyunda olduğumuzun bilincinde kalarak her şeyin tadını çıkarıyordu. Ve oyuna girmeden önce bu konuda uyarılmıştık. Tanrısal güçleri olan varlıklar sınırlandırıldıklarında sudan çıkmış balığa dönebilirler. Bu oyun herkese göre değil belki de. Bilemiyorum.
Bu konuda nedense şöyle bir hisse kapılıyorum nedense karşımda ki insanın yapacakları benim düşünceme bağlı veya dünyanın gidişatı benim gidişatım gibi örnek vermem gerekirse kötüye gittiğim zaman düyanın tamamı kötüye gidiyor gibi ve bunu ilginç şekilde beynim kanıtlıyor gibi ben eminim ki bu dünyada seçimler çok önemli seçimler üzerinden ilerliyor veya ben bir paranoyağım:)
Artık sorgulamıyorum ve daha keyifli yaşamaya başladım. Fakat bununda ölçüsü var; seni aptallardan ayıran farkındalığının hayata daha renkli daha sakin bakmana yaraması gibi. Kısacası kurcalamayın, bozarsınız.
source code biraz yanlış örnek olmuş aslında. spoiler olacak ama film sonunda aslında simulasyon zannettikleri yazılımın aslında paralel evrenlere ulaştığını farkederler.
@@hasanozgunduz4818kesinlikle bir tanrı var ama bu arabın bahsettiği saçma allah değil… Çükün kılından kadının saçıyla uğraşan arap uydurma tanrısı el-ilah değil. Gerçek yaratıcı ile arapça latince vb dillerle değil bilim ile konuşabiliriz…
bir diğer perspektif daha sunayım, eğer güçlü bir bilgisayarın kodlarından ibaretsek ki bu az sonra söyleyeceklerimi duyduğunuzda kulağa çok mantıklı gelmeye başlayacak: sınırları ve belirli kapasiteleri olması gereken bir yapının içinde bulunmalıyız, galaksilerin spiral yapıları dünyadaki kasırgalara ne çok benziyor kuantumdaki çift yarık, dolanıklık, ışık hızı sabiti, karanlık madde evren simulasyonunun optimize olmasını sağlayan etmenler olabilir, bir de şu var deneyimlediğimiz her şey enerjiden ibaret zaman bile enerji de temelde titreşimden peki titreşimi oluşturan ne? Evrenin doğum aşamasındayız yalnızca birkaç milyar yıldır var tüm bu yapı ve biz çoktan kendi evren simulasyonumuzu yaratabileceğimiz gelişmişliğe ulaşmak üzereyiz mesela evrenin yaşının sadece yüzbinde biri kadar bir zaman sonra bile yani çok yakın gelecekte (sizin ömrünüz için biraz uzun 😂) bunu bizim basit ve pek çok kusuru olan düzensiz medeniyetimiz bile yapabilecekken ve bizden çok daha zeki milyarlarca yaşam formunun evrende var olabileceği düşüncesi göz önüne alındığında ayrıca tüm bunların sadece birkaç milyar yıl gibi kozmolojik açıdan kısa bir zamanda yaşanmış olması evrenin ömrü gözedilerek ilerki süreçte neler olabileceği düşünüldüğünde çok mümkün görünüyor. Abarttığımı düşünüyorsanız evrenin büyüklüğünü tam olarak anlayamamışsınız demektir.
simülasyon bizim bile şuan basit bilgisayarlarla yapabildiğimiz bir şey ama yeni bir evren kurmak ve bunu döngüye almak müthiş bir teknoloji demek ve bu bizim teknolojik olarak ilerlememizle evren veya simülasyonla ilgili bilgilerimiz belki de hayallerimiz gelişecek. ben şahsi olarak bir şeyi görmediysem veya bilmiyorsam onunla ilgili hayallerim de sınırlı oluyor (mesela jules verne döneminde yaşasaydım onun kitapları bana çok ütopik gelirdi nede olsa olasılık bile veremeyeceğim yapıtlar vardı ve bunlar benim için imkansız şeylerdi) ama teknolojiyi bir araç olarak görmeyi kendime entegre etiğimdendir her şeye olasılık verip her şeyi düşünmeye layık görüyorum ama yine de simülasyondaysak bile bizi tasarlayan ve oluşturan yaratıkların ne tür bir teknolojiye hükümettiklerini beynim asla algılamıyor belki sanatçı bir beynim yoktur diyedir bundan dolayı hep sanatçıların özelikle yazarların ütopya eserlerini incelerim ki azda olsa ufkum gelişsin ve evrene bakış açılarım çeşitlesin
@@--laraminatozaki-7648bence bizim gercekligimizi başlatan yaratiklarin amacı gerçekten biz degildik. Simülasyon belli kanunlar çerçevesinde başlatıldı ve akışına bırakıldı. Zaten diğer türlüsü simülasyon değil program olurdu. Biz bu gün bir simulasyon baslatsak onu inceleriz, nasıl olacağını gozlemleriz. Ama teknolojik donanimimiz yeterliyse hizlandiririz, yani simulasyonun gelecegini görürüz, geri de sararız. Bence bizi yaratanlarin gercekliginde bizim gercekligimizdeki kurallar, fizik yasaları yok. Tıpkı biz bir bilgisayar simülasyonu yapsak orada da fizik kurallarının kökünün sıfır ve birlere ulaşacağı gibi. Biz kendi gercekligimizda daha o köklere ulaşamadık. Kuantum falan araştırıyoruz ama belki de hiç ulasamayacagiz. Her halükarda her iç içe geçmiş simülasyon birbirinden farklı kanunlarla çalışıyor. Üst simulasyonlara geçtikçe gerçekliğe daha da yaklasiriz. Ama öyle bir ihtimal yok. Bunu yapamayiz
Aklıma enteresan bir şey geldi. Bir yapay zeka kurup ona yapay zeka olduğunu söylemeden, yani bu bilgiyi vermeden, yapacaklarını izlemek çok enteresan olmaz mı? 😊😃
Philip k. Dıck' in androitler elektrikli koyun düşler mi kitabında simülasyon teorisi ile ilgili bireyleri okumadım, o romanda insana benzeyen robotlar ile insanlar arasında ki çatışmayı anlatmaktadır..
Selamlar. İçinde bulunduğumuz sekar simülasyon sisteminin ve bu sistemin kuruluş amacının tüm detaylarıyla sadece kuran ayetleri üzerinden açıklandığı "Emrah ERYILMAZ'ın - Hakikat Planı - Tebliğler " kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
Truman Show filmi de buna örnek gösterilebilir,orada da bir nevi simülasyon olayı vardı..Yalnız dünyada o kadar farklı şeyler oluyor ve o kadar kuralsız yaşanıyor ki bunun bir simülasyon olması imkansız,Sims den bahsederken kurallardan bahsettin mesela,halbuki yaşadığımız dünya da daha çok kuralsızlık var..bu arada simülasyon oyunundan bahsederken Gta 5 i de unutmamak lazım,resmen yaşayan dünya,önümüzdeki sene çıkacak Gta 6 yı düşünemiyorum bile..)
Soru: Eğer bir simülasyon varsa, bu simülasyonun içinde başka bir simülasyon, onun içinde yine başka bir simülasyon ve bu şekilde sonsuza kadar devam eden bir döngü olduğunu varsayalım. Bu durumda, ilk simülasyonun oldukça büyük bir enerjiye ihtiyaç duyması gerekir. Peki, bu sonsuz enerjiyi nereden buluyor?
Hocam Quantum' da Çift yarık deyinde gözlemcinin bakması ile bakmaması durumlarında elektronların farklı tepkiler vermesi veya evrendeki kara delikler içinde yaşadığımız simülasyondaki bug'lar olabilirmi ?
Source Code, « Yaşam Şifresi » Bu filmi izledikten sonra artık kalitesi ortalama, düşük sayılabilecek filmlerden zevk alamamaya başladığımı fark ettim. Öyle ki bu filmi izlemeden önce izlediğim ve çok beğendiğim onlarca filmi artık eskisi gibi sevemediğimi fark ettim .. Arkadaşlar bazı filmler bizi sadece mutlu etmiyor, Hayatımızın geri kalanını tamamen değiştirebiliyor
Simülasyon hoş bir zırva, tam bir eğlencelik. Attığınız her adımın ve düşündüğünüz her şeyin bir kurgu olduğunu bilmek nasıl bir duygu verir size. Üstelik bu bir teori değil, argüman olabilir en fazla. Bunu bilip ne olacak sanki? Ölemezsiniz bile...
" Hiç gerçek olduğunu sandığın bir rüya gördün mü? Ya o uykudan hiç uyanmasaydın rüya olduğunu nasıl anlayacaktın? "
- Morpheus
@@Ugur-bo9vl öyle bir rüya görmedim ama bir akşam bir rüya görmüştüm sabah gördüğüm rüya bire bir gerçekleşti..! Epey etkisinde kalmıştım..!
@@Subutay34 aynen haydar
Aslında olmadığın kişi olduğuna inanırsan ne olur ya gerçek buysa keşif analiz ve uygulama madem.bir gerçek var neden uygulayamiyoruz çünkü biz gerçek değiliz birseyler engel oluyor 😂
Rüya görürken rüyada olduğumuzu nadiren anlarız. GördüğüMmüz rüyaların çoğunu gerçek sanarız. Her zaman kötü veya olumsuz rüya görürüz. İyi rüya yoktur. Rüyadan uyanmasak rüyada oldğumuzu anlayamayız. Belkide uyandığımızda rüyada oluyoruz. Belkide gerçeklik rüyalarımızdadır.
Bu açıklanamaz, ama hissedersin. Hayatın boyunca dünyayla ilgili bazı şeylerin yanlış olduğunu hissetmişsindir. Ne olduğunu bilmezsin, ama o ordadır; beynine saplanmış bir kıymık parçası gibi… Seni deli eder…
Bir dizi önerisi de benden. Westworld dizisinde robot kadın o kadar gerçekçidir ki karşısındaki insan "sen gerçek misin" diye sorduğunda kadın (bence üzerine kitap dahi yazılabilecek olan bu cümleyi söyler) "farkedemiyorsan önemi var mı?" der. Simülasyonda da olsak rüyada da olsak farkedemiyorsak önemi yok bence. Önemli olan farketmek.
@@imspartacusss cypher sen misin 😂
Ben de tam Cypher diyecektim.
1899 izleyin derim
Farkındalık tek katmanlı olmadığı için bu kadar basit değil aslında. farkındalık için belli bir gayret gerekiyor. bunun için de bir motivasyon... yani her şey şüpheyle başlıyor bu yolda. o yüzden fark edemiyorsan fark eder ama şüphe etmiyorsan fark etmez. bir hayvan iç güdülerinden şüphe duyabilseydi bilinç düzeyini geliştirebilirdi. insan yasak meyvenin yasaklığı konusunda şüphe etmeseydi... merak bile şüpheden doğuyor bu açıdan bakınca.
Devam etmedi sanırım Westworld şahane bir diziydi. Dolores miydi? söyleyen
"Neden bir simülasyonun içinde yaşıyoruz bunun delilleri nelerdir, teorisyenler neye dayanarak bunu iddia ediyorlar" sorularını cevaplamak yerine simülasyon nedir kökeni nerden gelmektedir vs.'den öteye gidememiş bir video olmuş. Daha detaylı bir video beklerdim.
adam kurandan bıle ornek vermıs . Daha ne yapsın nerenle izledin
Evrenin sırrını bu videodan bulacaktın zaten.
Rüyalar
@@sinekvalesi1905 Kuran'dan örnek falan yok, uydurma
@@sinekvalesi1905kuran sizin sandığınız gibi her şeye cevap veren bi kitap değil. Böyle bir amacı da yoktur. Bunu götünden uydurup sonra da verdiği cevaplar bir şeyi çözmeyince bin dereden su getiren aptal müslüman argümanıdır bu laf.
Bilgisayar başına oturmuş, bizim simülasyonumuzu programlayanlar dönüp birbirlerine şu soruyu soruyorlarmış: “ Biz de simülasyonda yaşıyor olabilir miyiz? “ . Emeğine sağlık.
@@yucelbilik dayı bu nasıl bir bakış açısı okuduğumda tuhaf hissettim valla
@@emreyldz1256 inception deniyor
Matrix’i izledikten sonra hayatım bir daha eskisi gibi olmadı. Sorgulayışımın başlangıcıdır
@@HaticeKubraKose-ww5wt 😅😅😅
Şuan nasılsın peki neye inanıyorsun yani?
@XF23 takılmaya gerek yok derken? hayat boyu sorgulamak güzel birşeydir. bunu dediğim zaman o zaman neden kimseyi öldürmüyor ya da istediğine tecavüz etmiyorsun gibi salakça karşılık veriliyor. Sorgulamak iyidir fakat fazla gözü boyanmış insanın sonradan sorgulaması sağlıksız olabiliyor o ayrı bi konu.
Zayıf bünye belirtisidir, tedavi için yetkililere başvurun derim.
@XF23 matrix benim genç yaşlarda izlediğim sayesinde felsefeye ilgi duyduğum bir film. burada mübalağa yapmıyorum sadece etkilendiğimi belirtiyorum ancak yaptığınız yorumlardan anladığım kadarıyla bu konuda herkese üstten bakan bir tavrınız var. önce saygı göstermeyi öğrenin sonra yorum yapın efendim
Keşke Truman Show' dan da bahsetseydiniz. En somut örneklerden biri
evet nası atlanmşşş
Üç yıldır bu konu hakkında araştırma yapıyorum. Ulaştığım her bilgi her sonuç beni en nihayetinde simülasyonun kapısına getirip bıraktı. Ben kesinlikle bir simülasyonda yasadığımıza inanıyorum. Belki bir gün bu teori net olarak kanıtlanıp inanç olmaktan çıkar ve bilgiye dönüşür.
Bana görede similasyon ve beynimde ..
@@nilgunonbas7336 yalnız hocam şunu hiçbir zaman istemem: ya tüm bunlar benim beynimin içindeyse ve benim dışımdaki insanlar ve diğer canlılar gerçek değillerse işte bunu hiç istemezdim düşünsene neyin anlamı kalıyor ki geriye? Hadi yine simülasyonu kabul ediyor insan sonuçta içindeki tek varlık sen değilsin nasıl ki sen yazılımın içindeki kodlardan oluştuysan ötekilerde aynı senin gibi kodlardan oluştular ve varlar ama sadece ben varsam her şey benim beynimin içindeyse bu çok kötü olurdu.
@@inception8904 nası ulaştın mesela simülasyonda olduğumuza
İlahi nizam ve kainat'ı okursanız iyice yerleşir
@XF23 hocam peki düşünebildiğimizi sanıyorsak hiç var olmamış birşeyi düşünemiyoruz sonuçta hep çevremizde gördüğümüz veya hayalini kurduğumuz somut şeyleri veya bize çocukluktan anlatılmış manevi şeyleri düşünebiliyoruz zihmizde içinde bulunduğumuz galaksi gibi dışına çıkmak neredeyse imkansız
Thanks!
Dünya bir pencereydi, her gelen baktı geçti. Yunus Emre.......
bu sesle dinlenilebilecek harika bir konu, emeğinize sağlık. bu konuda Kur'an da Ankebut suresi 64. ayete de bakmak lazım. 'Bu dünya hayatı, yalnızca bir oyun ve '(eğlence türünden) tutkulu bir oyalanmadır'. Gerçekten ahiret yurdu ise, asıl hayat odur. Bir bilselerdi.'
Evet doğru asıl mavi hap ahireti unutmanı ister .
Faturalar kiralar market alışverişi kredi kartı vergiler hiç similasyon gibi değil ama, sıkıntıları dibine kadar yasiyoruz.
Bunun üzerine eğitim,eğlence,toplu taşıma ve araba ücretleri ve sosyal hobi zevklerimiz bile girer.🎉
sims hiç oynadın mı? oyunda ihtiyaçları karşılamaktan oyunu oynayamıyosun bazen. hele bi de çocuk yaptıysan çocuk çalışkan olsun okulda iyi olsun vs vs ev temiz olsun yemek ye duş al aynı gerçek dünya gibi koşuşturmaca oluyor
*Bunlar ağır simülasyona giriyor sanırım.* :)
Sırf son kurduğun cümlenin kıymetini bilenlerden biri olduğum için seni takip etmekte ne kadar doğru yaptığımı görmüş oldum.
Nostalji olsun diye 1 günde matrix 3 lemesini tekrar bitirdikten sonra hayatımı sorgulamayı bırakmak için youtube a girince karşıma çıkan ilk video(iyice mental sağlığım çökmeye başladı)
İşte bunlar hep simülasyon
@@muhammetgunes2753 sadece farkedin buraya neden geldiginizi
Bu videodan sonra vicdanım çok rahatladı.. Hayatta neden başarılı değilim, neden istediğim gibi bir hayatım yok, neden aklıma gelenleri yapamıyorum diye sürekli hayıflanıp suçu kendimde arıyordum. Artık biliyorum ki benim simülasyonu kontrol eden kişi mutlu olmamı istemiyor, tembel bir kişi tarafından yönetiliyorum belli ki.........
20 dklık hiçbir bilimsel gerekçe sunmayan bir videoyu izledin ve tamamıyla inanıp kabullenip tüm dünya görüşünü değiştirdin yani
Kodlarin karismis kendine guven
Sıkıntılı
@@avsaraslan7573 şuan yaşadığın dünya senin dinine göre bir simülaston değil mi? Ateist değilsen bütün dinlerde bu aynı kapıya çıkar. Sadece ateizmde simülasyon yoktur. Ayrıca simülasyonu bir bilgisayar oramı olarak düşünme. Bu simülasyon biyolojik bir simülasyon da olabilir. Yani dünya gerçekten dünya , insanlar gerçekten insan , yaşananlar gerçek ama bize göre gerçek. Örneğin ;Bakterilerin çoğalmasını incelediğin bir deney yapacaksın. Deney için bir kabın içerisinde deneyi başlattın ve bakteriler çoğaldı. bakteriler gerçek ama aslında bir biyolojik simülasyon değil mi? Simülasyonu başlatan da sensin.
@@headroot5745 Komple yanlış ve mantık hatası dolu ama kuyudaki taşı çıkarmakla uğraşamayacağım, kusura bakma
Merhaba, bu tür konuları duygusal olarak çok başarılı işliyorsunuz. Simülasyon fikrini gerçeği anlamamıza yarayan üç gerçeklik üzerinden anlatayım:
Bilime göre bir simülasyonda yaşıyoruz. Bu kendi beynimizin ürettiği bir simülasyon. Takipçilerin beynin işleyişini bu gözle incelemelerini tavsiye ederim. Bu bilgi gerçek bir dünyanın var olmadığı anlamına gelmez. Bir şeyin simülasyonu varsa gerçeği de vardır.
İster rüyada olalım, ister gerçek hayatta, ya da bilgisayar tarafından oluşturulmuş bir simülasyonda, hissettiklerimiz tamamen gerçektir. Bir kabustasınız ve uyanamıyorsunuz. Kabus devam ettiği sürece bu sizin gerçeğinizdir. Bir şeyleri değiştirmek için, farkındalığınızı geliştirmek için dikkate almanız gereken en önemli şey bu hislerdir. Dikkat edin bunları sadece siz hissediyorsunuz. Eğer hissedebiliyorsak etkileyebiliyor olduğumuz anlamına da gelir. Gerçek hayatta bu etki anlık, örneğin rüyada gecikmeli ya da hiçmiş gibi görünür. Simülasyonda olduğumuzu düşünürsek bunun çok başarılı olduğunu da kabul etmemiz gerekir.
Geldik büyülü hayal ve inanç dünyasına, burada her şey tamamen simülasyon. Hem de bizim tarafımızdan üretilen ya da varlığına inanılan. Sizin sesinizden zevkle dinlediğimiz mitolojik hikayeler, masallar; nasıl bu kadar etkileyiciler? Yukarıdaki iki maddede gerçeklerden söz ettik. Şimdi de kendi düşüncemi söyleyeyim. Her şey bizim bilinç seviyemize bağlı, o düştükçe gerçeklik algımız artıyor, kısıtlı ve çaresiz hissediyoruz. O yükselince hayallerimizi gerçeğe dönüştürüyor gerçeği etkiliyoruz. Bilinç seviyesi o kadar etkili ki, bilinç seviyemiz değişince fizik kuralları bile değişir.
Kesinlikle.👏👏
@@mavi33yesil84 ❤️
insan beyninin fikirleri ve yaptıkları düşündürücü
Belki bi uzaylının şehir kurma oyununda takılıyoz
Tebrik ediyor ve cok basarili calismalarinizin devamini diliyorum..
Simülasyonu biz bulduk, bizim uydurduğumuz bir kavram.
@@Mr.Nobody-. harbiden.
Ama mısır piramid yapıları olsun maya yapımları olsun günümüz teknolojisi ile bile o primdiler yapılamaz ve insan gücü yetmez bu dünya da gerçekten çok merak edilen konular var
@@RAGNAR13LÜ bunları simülasyon ile açıklamaya çalışmak çok absürt.
@@Mr.Nobody-. farkındaysan simülasyon ile bir bağdaş cümle kullanmadım ( dünya da merak edilen çok şey var) 'GENEL" ama mesela deseydim ki pramitleri insanlar yapmadı gerçekten simülasyon olma şansı var dreck olarak konuya vurgulanmış bir cümle olurdu.
Uzun zamandır düşündüğüm bir konu güzel denk geldi
Semavi dinlere inananlar için muazzam bir dayanak. Şüpheciler içinse sadece başlangıç.
Siz hangi taraftasınız
@@AdmtTbp cennette barın açılmasını bekleyen tayfa
@@Orion-guardians anladım abi dünya senin için cennet o zaman sen şimdi iç
@@AdmtTbp yalan dünya, gelde içme...
@@AdmtTbp hayat anlamsız çocuğum, ama ona anlamlar yükleyebilme gücümüzdür bizi buralara sürükleyen...
Döngü içindeyiz hiç bir zaman yok olmayacağız. Şuan ürettiğimiz bütün düşünceler bütün his ve yaşayışlar frekans ile yaşam formunu stilist bir şekilde kaydediyor yani Evren her zaman soyut ve somut ayırıyor bu döngü smilasyon gibi. Döngüde biçim değiştiriyoruz sadece. Var olduğumuzun kanıtı yok olduğumuzun kanıtı sadece düşüncedir. Görünen hiç birsey yoktur. Geçmiş geçmiştir şimdi var ve bu zaman kavramı ile yercekim kavramı sadece döngünün yasaları. Su buhar olup yok olmuyor yokluk evresine geçiyor lakin bir gün yine somut olana kadar..
Cehennem gitmesek keşke hocam ölünce biz en çok ölümden ölüm ötesi yaşamda başımıza ne gelecek bilemediğimiz için korkuyoruz
Yaratılışı 6 gün => tur/ devir kuralı vardır. Kainatta her ne yarattık isek aynını insan bedeninde de yarattık ayetleri ile tescillidir
@@kelberber5147 bizler ölünce ne olacak nelerle karşılaşacağız hocam korkunç şeyler acılar işkenceler gelmese keşke başımıza dünyadaki gibi sonsuz fiziksel acılara maruz kalmasak hocam
Belkide yazlmis bir simulasyondaki basit npc'leriz, belli basli bir amacimiz yok.Düsünsenize her gün ayni seyleri yapiyoruz aliskanliklarimiz var ve bu aliskanliklardan vaz gecemiyoruz bu vaz gecememeyide ya bagimlilik yada baska seylerle tanimliyoruz.Aslinda en basiti neye programlandiysak onu yapiyoruz
@@fearless_tr yeterince çok paramız olsa asla hep aynı şeyleri yaşamazdık, herşey maddiyata bağlı
@@dileksoner4533Yok belli bir ömrü parasız geçirirsen vizyonsuz biri oluyorsun ve amaçların bile fakirleşiyor.
@@dileksoner4533 Arkadaşta bunu söylüyor işte sen zenginin daha zengin olması için yaratılmış bir npcsin o kadar.
işte mantıklı düşünen birisi gerçek bu dilek sende maddiyay olsa diyon senin kazanman istenilmiyor yoksa paran olurdu hersey kontrol altinda
Hepimiz bir matrix içindeyiz, ve yapacağımız her şey belirlenmiş yani özgür bir irademiz ve seçim hakkımız yok. Örnek verecek olursam. Anne yada babamızı seçemiyoruz, Doğacağımız ülke yada şehri seçemiyoruz, kilomuzu boyumuz tipimizi seçemiyoruz. En önemlisi ise Zeka seviyemizi belirleyemiyoruz, yani zekamızı ne kadar çabalarsak çabalayalım sonuç olarak belirlenmiş limiti aşamıyoruz ve bu yüzden toplumun çoğu zeka seviyesi yüksek insanlar tarafından yönetilmek zorunda kalıyor. Sonuç olarak insanların çoğu bilgisayar oyunlardaki hiç bir işe yaramayan Npc'ler olarak yaşamak zorunda.
Ya kabir azabı ebedi cehennem ateşi nerde hocam keşke ölünce o korkunç işkence ve azaplara sıkıntılara maruz kalmasak keşke ölümde bi rüya olsa hiç acı hissetmesek yok olsak saygılar
Allaha göre yok, bize göre var. Çünkü gelecekte ne yapacağımızı biz bilmiyoruz ama Allah biliyor.
@@serkanulu7269 şu videoda izlediğin teoriler ne kadar gerçek olma olasılığındaysa senin dediklerinde o kadar gerçek dısı şeyler. Tanrı insanı yaratıyo onun kaderini doğacağı çevreyi doğacağı aileyi belirliyo kimi zengin kimi kimi fakir ve kötü aile ortamında büyüyo sonrada o adam kötü biri oluyo diye onu ateşde inanılmaz işgencelerde cezalandıeıyo. Çok saçma bir arap mitolojisi.
@@daqdelenHerkesin imtihanı farklı bu hayatta, zengine kötü olma yetkisi verilmiyor, aksine kendisi rahat bir yaşama sahip olduğu için fakirleri daha çok gözetme ve Allah yolunda harcama görevi veriliyor.
@@YudumAlkan zengine kötü olma yetkisi verilmiyo ama iyi olmak için daha fazla imkan veriliyo. Herkesin imtihanı farklı değil herkesin intihsnı aynı.
Aslında güncel ve geleneksel spiritüel anlayışı en çok yansıtan örnek her ne kadar öyle gözükmese de Black Mirror'ın Hang the Dj bölümüdür. Bölümde insanlar yapay zeka tarafından belirlenen kişilerle belli bir süre içinde ilişki yaşayıp o kişinin kendisi için en uygun kişi olup olmadığını anlamaya çalışıyor. Fakat asıl can alıcı kısım sonda saklı. Sisteme rağmen hareket etme cesareti gösteren bir çift en sonunda simülasyonun sınırlarını aşıp büyük bir risk alıyor ve türlü çabadan sonra ulaştıkları yerde daha önce bu simülasyonu kaç kere daha aştıklarına tanıklık ediyorlar. Bu günümüz spiritüel dünyasında hayat amacını gerçekleştirdikten sonra aydınlanmaya ya da en azından güzel bir karma toplayan ruhları ve bedensel ölümlerini temsil ediyor. Reenkarnasyonda tek bir seferde(ki bu çok zorlayıcı olabiliyor) ya da birçok yaşamda insanların kendi eğilimlerine rağmen sistemin yanıltıcı gücü Maya'ya karşı iradi eylem ve bilinçli seçimlerle karşı gelinmesi neredeyse normalde olan sosyal ve düşünsel akış yönünün tersine yüzmesi beklenir. O bölümde de bu çift normalde çok riskli görünen ve korkulan bu sistemi alaşağı edip sınırın ötesine çıkıyorlar ve yüzleştikleri şey daha önce kaç kere bu işi başarmış oldukları.
Spiritüel konularda her ne kadar toplum İslam'ı o çerçeveden görmese de hem reenkarnasyona hem de dünyanın aslında gerçek olmadığına açık işaret eden birçok ayet var. Yine yahudilerin mistik kolu kabalacılar diyebileceğimiz ekollerde de bu durum temel olarak kabul ediliyor. Diğer büyük dinlerde Hindu ve budist geleneklerde zaten simulasyon ve reenkarnasyon temel inanç konularını anlatıyor.
Videoyu yeni izlemeye başladım, yt türkiyedeki en efsane kanallardan biri. Din bile aslında bir simülasyon fikri.
Yorumlar bile harika, videoyu izleyenler yorumları da okumalı baya ilgi çekici konulardan bahsedilmiş
Sonunda ufakta olsa senden EXistenZ yorumu duymak güzeldi. Hatta yakın zamanda Dark City filminide izledim aslında filmi çocukluk yıllarında izlemişim, çünkü bazı sahneleri görünce resmen beynimde şimşekler çaktı hafızamın derin kuytu köşesinden çıkıverdiler
Cok guzel video olmus emeginize saglik
yıllardar bu kanalı takipteyim yani bu videoda idare eder ama youtubedaki bütün matrix videolarını izledim ama en başarılısı perspektif podcast kanalındaydı
Abi sesini çok beğeniyorum, ayrıca videolarının konusu da hep ilgi çekici oluyor, teşekkürler❤
Similasyonda yaşıyormuyuz yada yaşamıyormuyuz bilemem ama Türkiye de bir similasyonun içerisinde olduğum;2000 li yıllardan beri zorluklarla mücadele ettiğimi deneyimliyorum. Artık yeter.
Bazen bu dünyanın simülasyon olduğu fikri aklıma geliyor ancak daha sonra hangi sistem herşeyi bu kadar detaylı ve gerçekçi kılabilir düşüncesi hakim oluyor.Buna hangi sistemin gücü yetebilir.Bence gerçekleri ölümden sonrasında öğreneceğiz.Çünkü simülasyon olduğunu varsayarsak bile henüz hiçbir hata veya delil bulamadık.Buda ötesi tamamen bilinmezlik olan ölümün büyük bir sır olduğunu gösteriyor.
Gerçeğe ulaşmak için daha kaç rüyadan uyanmamız gerekecek ?
savaşı kaybettik maalesef bidaha hiç gerçekliğe ulaşamayacağız, bu döngü ana enerji bitene kadar bizi reenkarne edecek :/
uyandığın her yer bir simülasyon olacak.
@@evetyaniyani5766ne savaşı ?
@@evetyaniyani5766nasıl
Salam,similyasyonu bilmirəm _amma bir xəyal dünyası var insanın!✅💌
Bu çok önemli bir konu. Ölüm konusu kadar önemli bence. Çünkü ölümün aydınlatılamamış büyük bir gizem olduğunu düşünüyorum. Simülasyondaysak bu bildiğimiz her şeyi değiştirir. Zaman zaman ben de düşünürüm, acaba her şey simülasyon mu diye. Simülasyona kanıt olabilecek deneyimlediğimiz bazı şeyler var. Mesela tamamen rastgele bir zamanda, bir odada oturup kitap okuduğumuzu düşünelim. Bir yandan TV açık. O esnada kitapta okuduğumuz bir kelimeyi aynı anda (veya birkaç saniye farkla) TV'de de duyuyoruz veya TV'de de bahsediliyor bu kelime.
Birinci örnek buydu. Bu örneğin çeşitlerini pek çok kez deneyimledim. İlla kitap okuyor olmamız gerekmez, bu örneğin çeşitli varyasyonları pek çok şekilde olabiliyor. Bir kelimeyi biz konuşunca veya aklımızdan o kelime geçince, veya başkası o kelimeyi konuşunca benzer şeyler olabiliyor.
İkinci örnek ise dejavu. Dejavu da ciddi bir kanıt olabilir simülasyonda ya da benzer bir şeyin (deney, hafıza tekrarı, zaman tekrarlama) içinde olduğumuza. Bir nedenden dolayı kasedi (mecazen) başa sarıyor olabilirler. Dejavu büyük gizem bence.
Aynen bana da çok olur o. Mesela bir kişiyi düşünürüm, tak telefon çalar o kişi aramıştır. Bunun olabilme ihtimali belki trilyon da bir dir, ama nasıl oluyorsa oluyor.😂 Bence en büyük gizem rüyalarda. Rüyadayken senin gerçekliğin o oluyor, rüyadayım diye düşünmüyorsun. Bir de şöyle bir düşüncem var. Mesela bilinçli olarak akşam yatmadan önce "bu gece rüya görmeyeceğim" diye kendimi telkin etsem hiç rüya görmez miyim? Cevap HAYIR tabi ki eninde sonunda rüya görürüm değil mi? Burda beyin benim bilinçli olarak istemediğim bir şeyi, bilince karşı gelerek adeta kendi bilinci varmışcasına sana dayatıyor😂 Umarım anlatabilmişimdir...
Ben de bu aralar dejavuyu fazla düşünür oldum çünkü çok yaşıyorum bu aralar... Bu da bana simülasyonda mıyım diye düşündürüyor... Çok garip bir his...
KURAN araştırmacısı RAMAZAN DEMİR efsanesinin getir götürünü yapar tüm alimler
Dejavu daha çok reenkarnasyonla ilgili sanırım.
İnanamıyorum gerçekten, ilk cümlelerde paragrafta bahsettiğiniz durumu her gün yaşıyorum. Önceleri acaba dedim telefonlar beni dinliyor o yüzden mi ama sonra öyle olmadığını farkettim bu bende 6 senedir var. Çok sevdiğim ve üst katımızda oturan hergün gördüğüm bir yakınımı kaybettikten sonra gelişti bu durum. Annem bir cümle söylüyor 1 sn sonra aynı cümle ilk kez izlediğimiz dizide söyleniyor, aklımdan geçen bir cümle ve düşünce kitapta veya yine izlediğim dinlediğim birşeyde rastlıyorum; çok kez araştırdım çevremdekilere sordum yaşayan olmamış, nedenini anlamamı sağlayacak herhangi somut bir bilgiye rastlamadım. Sadece bende oluyor zannediyordum. Nedeni neymiş tam olarak? Dediğiniz gibi Simülasyon mu?
Yedik kafayı vallahi cümleten😅😅😅. Bu kadar adam bu farkındalığın getirdiği birikimle ne yapması gerekiyor peki alın size daha güzel bir soru
RAMAZAN DEMİR efsanesinin getir götürünü yapar tüm alimler.
1. Bölüm: Gerçekliğin Kıyısında
Sabahın ilk ışıkları odaya vurduğunda, Polat her zamanki gibi masasında oturmuş, sessizce bir ekrana bakıyordu. Masanın üzerindeki dijital cihazlar, ekrandan yansıyan mavi ışığın soğukluğuyla sanki gerçeklikten kopmuş gibiydi. Polat’ın yüzünde alışık olmadığım bir ifade vardı; bir bilmece çözer gibi dalgın ve odaklı.
"Memati," dedi. "Hiç yaşadığımız hayatın gerçek olup olmadığını sorguladın mı?"
Bu soruya verecek bir cevabım yoktu. Polat’ın bahsettiği konular genellikle aklımın sınırlarını aşardı, ama bu başka bir şeydi. Gözlerindeki karanlık, sadece bir teorinin ya da yeni bir işin ağırlığı değildi. Bu, daha derin bir meseleyi işaret ediyordu.
Veri ve Gerçeklik
Polat, odadaki ekranlardan birinde bir video oynattı. Görüntüler, dünyanın her yerinden insanların sıradan hayatlarını gösteriyordu. Ancak görüntüler tuhaftı; her şey sanki bir düzen içinde hareket ediyordu. İnsanlar, yapay bir senaryonun aktörleri gibi görünüyorlardı.
"Bu görüntülerde bir şey fark ediyor musun?" diye sordu Polat. Dikkatlice izlediğimde, insanların hareketlerinin tekrar ettiğini gördüm. Aynı hareketler, aynı konuşmalar, aynı durumlar…
"Bu bir tesadüf mü?" diye sordum. Polat, kısa bir sessizlikten sonra cevap verdi:
"Tesadüf diye bir şey yok, Memati. Dünya, bir kodun içine hapsolmuş olabilir."
O anda Polat’ın ne demek istediğini anlamaya başladım. "Dünya bir simülasyon mu?" diye sordum. Polat, sadece başını sallayarak cevap verdi.
Şüphelerin Derinleşmesi
Sonraki birkaç gün boyunca Polat, bu konuyu araştırmaya devam etti. Elde ettiği veriler, daha da rahatsız ediciydi. Dünya üzerindeki her olayın, önceden planlanmış bir yazılımın parçası olduğunu gösteriyordu. Sadece doğa olayları değil, insan davranışları da bir düzen içindeydi.
"Memati," dedi bir gün, "bu işin kaynağını bulmamız gerekiyor. Eğer gerçekten bir simülasyonda yaşıyorsak, bunu kontrol eden bir merkez olmalı."
Veri Merkezi
Polat’ın araştırmaları bizi dünyanın dört bir yanındaki gizli tesislere yönlendirdi. Ancak bir yer özellikle dikkat çekiyordu: Avrupa’da, dağların derinliklerinde saklanan bir veri merkezi. Burası, teorilere göre, dünyanın veri akışını yöneten en büyük sunucuların bulunduğu yerdi.
Tesisin planlarını incelediğimizde, içerideki güvenlik sistemlerinin olağanüstü olduğunu gördük. Ancak bu, Polat için bir engel değildi. "Gerçeğin ne olduğunu öğrenmeden bu hayatı yaşamaya devam edemem," dedi.
Planlarımızı yaptıktan sonra, ekibimizi toplayıp yola çıktık. Herkes, bu işin ne kadar tehlikeli olduğunu biliyordu, ama Polat’ın liderliğine duyulan güven, bizi harekete geçirdi.
İlk İşaretler
Tesisin yakınlarına ulaştığımızda, çevredeki atmosfer bir şeylerin ters gittiğini hissettiriyordu. Dağların arasındaki bu izole yer, sanki dünyanın geri kalanından tamamen kopmuş gibiydi. Tesisin dışındaki elektronik sistemler, her hareketimizi izliyordu.
Güvenlik kameralarına yakalanmamak için dikkatli hareket ettik. Polat, tesisin ana girişini bulduğunda, elindeki cihazla sistemin şifrelerini çözmeye başladı. Ancak o anda tuhaf bir şey oldu. Tüm sistemler aniden durdu.
"Birileri bizi izliyor," dedi Polat. "Ama bu, insanlardan daha fazlası olabilir."
Tesisin İçine Giriş
İçeri girdiğimizde, devasa sunucularla dolu bir alanla karşılaştık. Her bir sunucu, dünyanın veri akışını kontrol eden bir parça gibiydi. Ancak odanın merkezinde, devasa bir ekran vardı. Bu ekran, dünyanın tamamını kapsayan bir haritayı gösteriyordu.
Polat, ekrana yaklaştı ve bir komut girdi. Ekran aniden değişti ve simülasyonun kodları ortaya çıktı. Her şey; insanlar, doğa olayları, hatta düşüncelerimiz bile bu kodların bir parçasıydı.
"Bu gerçek değil," dedi Polat. "Yaşadığımız hayat, sadece bir yazılımın ürününden ibaret."
Tam o anda, ekrandaki kodlar hareket etmeye başladı. Sanki bizi fark etmişlerdi. Ekrandan çıkan bir ses yankılandı:
"Buraya kadar geldiniz, ama gerçeği öğrenmeye hazır mısınız?"
2. Bölüm: Kodun İçinde
Ekrandan yükselen ses, odadaki soğuk havayı keskin bir bıçak gibi dilimledi. Polat, ekrana bir süre sessizce baktı. O an, onun zihninde bir savaşın yaşandığını hissedebiliyordum. Ekrandaki simülasyonun kodları birer birer hareket etmeye, kendi kendine şekil değiştirmeye başlamıştı.
"Bu bir test," dedi Polat, gözlerini ekrandan ayırmadan. "Bu sistem, bizim tepkimizi ölçüyor."
O anda, odanın ışıkları titremeye başladı. Sunucuların etrafındaki kablolar, ince bir ışıltı yayıyordu. Sistem bizi fark etmişti ve şimdi onun bir parçası olmaya doğru çekiliyorduk.
Sistemin Çağrısı
Ekrandaki kodlar bir araya gelerek bir cümle oluşturdu:
"Gerçeği öğrenmek istiyorsanız, sistemin içine girmeniz gerek."
Polat, bu mesajı okuduğunda bir an duraksadı. "Ne yapacağız?" diye sordum. Ancak cevabı zaten biliyordu. "Eğer bu bir simülasyonsa," dedi Polat, "onun içinden çıkmanın yolu yine onun kodlarına girmek."
O sırada ekranın altında bir yuva açıldı ve bir cihaz belirdi. Bu cihaz, gerçekliğimizi sorgulamamız için bir anahtar gibi görünüyordu. Polat cihazı eline aldı ve bir düğmeye bastı.
Kodun İçine Giriş
Bir anda etrafımızdaki dünya değişti. Sunucular, ekranlar, kablolar... Hepsi yok oldu. Kendimizi bembeyaz bir boşluğun ortasında bulduk. Bu boşluk, bir yandan sonsuz bir huzur verirken, diğer yandan insanın içini kemiren bir bilinmezlik taşıyordu.
Polat, "Bu kodun içinde olabiliriz," dedi. "Ama burası bir tür ara evre. Sistem bizi sorguluyor."
Etrafımızda birden bire figürler belirmeye başladı. Bunlar bizim tanıdığımız insanlar gibiydi, ama garip bir şekilde hareket ediyorlardı. Her biri, sanki bir algoritmanın parçasıymış gibi davranıyordu.
"Bu insanlar mı?" diye sordum. Polat başını salladı. "Hayır, bunlar sadece simülasyonun yansımaları. Gerçek değil."
Test Başlıyor
Birden, bir ses duyduk. Bu, daha önce ekrandan gelen sesten farklıydı; daha otoriter, daha soğuk:
"Sistemi bozduğunuz için yargılanacaksınız. Gerçekliğinize geri dönmek için bir sınavı geçmelisiniz."
Etrafımızdaki figürler hareketlenmeye başladı. Her biri bize doğru yürüyordu. Polat, silahını çekti ama duraksadı. "Bu bir simülasyon," dedi. "Kurşunlar işe yaramaz."
Figürler yaklaştıkça, onların sadece birer illüzyon olduğunu fark ettim. Ama her birinin yüzü tanıdıktı; geçmişte kaybettiğimiz dostlar, düşmanlar, hatta hiç tanımadığımız ama bir şekilde aşina olduğumuz insanlar...
Polat, "Bu bir oyun," dedi. "Gerçekliğimizi sorgulatmak için bir oyun kurmuşlar."
Karar Anı
Birden önümüzde iki kapı belirdi. Biri ışıl ışıl bir beyazlıkla parlıyor, diğeriyse zifiri karanlıkla kaplıydı. Ses tekrar yankılandı:
"Birini seçin. Gerçek ya da kurgu."
Polat, kapılara bir süre baktı. "Bu bir tuzak olabilir," dedi. "Ama gerçeği öğrenmek için risk almak zorundayız."
O an, hangi kapının doğru olduğunu bilmek imkânsızdı. Polat, beyaz kapıya doğru ilerledi. "Gerçekliğin ışıkta yattığını söylüyorlar," dedi. "Ama ya bu da bir yanılsamaysa?"
Kapının Ardındaki Gerçek
Beyaz kapıyı açtığımızda, kendimizi yeniden Petra’daki tesiste bulduk. Ancak bu defa her şey farklıydı. Oda, aynı olmasına rağmen, hissettiğimiz şeyler değişmişti. Polat, ekrana baktığında bir kod satırı belirdi:
"Simülasyondan çıktınız. Ama gerçekliğinizin ne olduğunu asla bilemeyeceksiniz."
Polat, bir süre sessiz kaldı. "Belki de hiçbir zaman tam olarak gerçeği öğrenemeyeceğiz," dedi. "Ama en azından artık bu düzenin farkındayız."
Sonuç
Petra’dan ayrıldığımızda, dünyaya bakışım değişmişti. İnsanların hareketleri, olayların akışı, her şey… Hepsi birer kodun parçaları gibi görünüyordu. Polat, bu meseleyi bir daha konuşmadı, ama ben onun bu işin peşini bırakmayacağını biliyordum.
Sonunda bir şeyi anladım: Gerçeklik, belki de sadece bizim ona yüklediğimiz anlamdan ibaretti. Ama ya gerçekten bir simülasyonda yaşıyorsak? Bu sorunun cevabını belki de hiçbir zaman öğrenemeyecektik.
Son.
Memati ve Polat mı?
Sayın Hakan abi, ağzına sağlık çok keyifli bir video olmuş. Sana seviyoruz ❤️
Videonuz cok anlamli ve derin olmus. Emeginiz icin tesekkur ederim. Simulasyonda yasiyor olabilecegimiz benim icin bir cevaptan öte daha buyuk bir soruyu temsil ediyor. Aslinda bu soru dini , felsefi , matematik alaninda ve özellikle de fizik alaninda da sormayi her zaman arzuladigim bir soru. Kendi günlük yasantimizdaki her kural, her sinir bir neden-sonuc iliskisi icerisinde. Anlamlandirmak ve algilamak cok kolay. Fakat bütün bu alanlarda binlerce yil kat ederek gelebildigimiz tek bir mutlak sonuc var. En temel katmana inip "neden" sorusunu sordugumuzda bizi ucsuz bucaksiz bir bosluk karsiliyor. Neden ?
Yani bence her yere ışık hızıyla gidiyoruz öncelik zihni durdurmak zihin durdugunda hakikat perdesi aciliyor❤
Basit düşününce zaten dünyadaki para babalarının belirlediği maaşı alıp belirlediği oranda tatil yapıp yiyip içip eğlenebiliyoruz. İzin verdikleri kadar varız buda zaten simülasyonun daniskası😅 daha geniş kapsamlı düşünüp felsefik ve bilim tarafından bakan bu video ile bizi aydınlattığın için teşekkürler dost 🌹
Cok gerçekçi bir simülasyon böyle grafik baska görmedim
Uyanmak istiyorum, sonu ne olursa olsun
Nasil yani
Eğer bir simulasyondaysak, bir gün biri yada birileri bunu muhakkak farkedecektir. Simulasyondaki bir hata en sonunda mantık dışı yada fiziksel kurallar dışında bir olay yaratacaktır ve bu olduğunda bunu fark eden insan veya insanlar korkacaklar ve bu olayı gizleyeceklerdir.
@@cemsenol6599 Oluşturulmuş Bir Simülasyondaysak Simülasyon dışındaki Gerçekler bizim için Dünya dışı canlılardan bile bize uzak gerçekler oluyor..Simülasyondaysak bunu asla aşamayız.Kaynağa ulaşamayız ..Bilgisayar oyunundaki bir karakteri düşünelim .. Dünyası Tüm Gerçekliği Sandığı Şeylerin Bizim Bilgisayarımızda Oluşturulan simüle bir oyunda bir kod yazılım Olduğunu Anladı Bu Karakter.Gerçek dünyada bizim yaşadığımız bilgisayar sahiplerinin dünyası olsun..Bilgisayar oyunumuzdaki karakterimiz sanal simüle dünyasını farkedince gerçek dünyaya bilgisayara sahip olanların gerçek dünyasına gelebilir mi ?
@@cemsenol6599 nerden biliyorsun belki de gizledi ki similasyonu sadece dünya olarak görme derim belki bir galaksi belki de evren simule bilemeyiz aklımız ermez yada erdiremez belki de öyle planlandik belki de çok kolay anliyabilicez 2+2 nin 4 olduğu kadar basit bir problemi bilmek gibi ama onu bilmemeye yasaklandik, programlandik. İçinde olduğumuz yaşam bambaşka düşünmeye kalkissak sonu yok hep bir ihtimal ve ihtimalin ihtimali bizim diyişimizle sonsuza kadar devam eder ki sonssuzluk da ne kadar doğrudur bilemeyiz
Ya simülasyonda hiçbir zaman mantık dışı yada fiziksel bir hata olmazsa?
@@miracle8237 şimdiye kadar olmadı
@@cemsenol6599 çift yarık deneyi simülasyonda fark ettiğimiz ilk hata. Belkide bilerek bulmamız için bırakılmış bir hata.
Bazı şeyleri çok da şey yapmamak lâzım. Hayat özgül ve nadide bir fenomen. Iskalamamak lâzım...
SPOİLER ALERT! Orwell"ın muhteşem romanı "1984" kitabı sadece siyasi bir alegori olarak görülür, ama aslında bu kitabta gerçekliği sorgulama teması bolca işlenir, bu romandaki bir söz olan "Özgürlük 2 + 2'ye 4 diye bilmektir, buna izin verilirse, ardı da gelir" mesela. Kitabın sonundaysa WInston Smith "Parti"nin kabul ettiği gerçekliğe inandırılır ve 2 + 2'nin 5 olduğunu "anlar". Hatta "Parti" Winston'a işgence ederken bilimi ve inandığımız gerçekliği onun görüşünde muğlaklaçtırmayı amaçlıyor. Bu kitabın en önemli temalarından biri ola "Çiftdüşün" bile bunun en iyi örneklerinden biridir.
1984 abartılmış bir balondur, hiç bir gerçekliği yoktur orwellin en iyi hikayesi hayvan çiftliğidir.
Mükemmel anlatım! Sevdiğim ve hep araştırdığım bir teori. Bir bilgisayar ve kod, hacking manyağı olarak1990 dan beri aklıma bolca düşer...
Meditasyon halinde iken her şeyi gören enerji de ya da o her ne ise onda kalmak ve ondan yansımak.🎉🎉🎉
Mö 5 yy da Elea okulu Parmenides 5 duyu ile algılananın illüzyon olduğunu, Zeno ise hareketin illüzyon olduğunu söyledi.Oldukça eski bir teori .Everything everywhere at once filmi de fena değildi.Ben atom çekirdeğini yazılımcı olarak kullanan bir kuantum bilgisayarın içinde birbiri ile etkileşimde bulunan trilyonlarca oyunda oynadığımıza inanıyorum hepsi oyun hepsi simülasyon.
Emeğinize sağlık hocam ilim bilgi yolunda başarılar cümleten sizlere ve değerli katılımcılarınıza sevgiler saygılar selamlar ❤❤❤
Ben yeni farkettim, sen paylaştığın anda izlemeye başlamışım, bu ne tip bir beklemektir diye sorguladım kendimi. :) Sesine sağlık.
Her türlü bir simülasyonun içerisindeyiz zaten. Yani bir yaratıcının varlığını kabul etmişse bile bir insan o yaratıcının oluşturduğu bir simülasyonda yaşıyor demektir.
Emeğinize sağlık❤
Rüya da bir simülasyon
Bu simulasyon konusu filozoflarin hayatta bir anlam ararken dusunup ortaya attiklari birsey. Zamanla bu konu teknoloji gelistikce bilgisayar tabanli gorseller ortaya cikti... Eger bir simulasyonun icinde isek,kacinci simulasyonuz ? Asil sorulmasi gereken soru bu ? Kendi sumulasyonumuzu ne zaman yaratacagiz acaba ?
Türkiye simülasyonu bu kadar zor olmak zorunda değildi sevgili üst akıl. Zorluğu bi tık azaltalım be.
bu ülkede sayılı 2-3 tane güzel kanaldan biri sensin %99 u çöplük olan yerde çok değerlisiniz, gerçeği bul kanalı ile ortak yayın yapsanız keyiften yenmez. Tanışmanız bence baya güzel olur.
Bir dedektif olduğunuzu ve bir simülasyonda yaşadığınızı öğrendiğinizi hayal edin. Makine kodunun ne olduğunu/hangi dilde yazıldığını öğrenmek istiyorsunuz.
İlk önce ne yaparsınız?
Dna yı açarım
Dil kuantum parçacıklar olurdu bence
6:13 müthiş bir sorgulama düşünceai
Paylaşımlarınız için çok teşekkürler. Harikasınız. Acaba Se7en filminin analizi de gelir mi😊
Simülasyonda olsaydık Simülasyonda olduğumuzu düşünmemiz olası olmazdı sanırım..
Çünkü Bir Mario oyununda Mario ben ne yapıyorum ya mantarlara kafa atıyorum sürekli düz bir zeminde sağa doğru gidiyorum yoksa simülasyondamıyım diye düşünmesi pek olası değil
Yani oyunun yapım aşamasında Mario un sürekli ekranda sağa doğru hareket etmesi yazılı..
Çok daha büyük bişeyin içindeyiz..
Düşüncemizle bile bulamayacağımız bişeyin..
Herşeyin Gerçek olmadığı fikri bende de ağır basıyor..
Ne yaşam yaşam ne ölüm ölüm değil gibi..
@@tylerchigurh yazdığın şey ile çelişiyorsun marionun gerçekliği sadece sağa ve sola gitmekten ibarettir ve dahasini düşünemez sadece gerçek yada gerçek olmadığını düşünür
@@berat6954 Yani oyunun bi aşamasında durup ben oynamıyorum diyerek ekrandan sana baksa dediğine hakverirdim..
@@tylerchigurh 😬😂😂😁😁😁😂😂😂😂😂
Bir sonraki video da shockvoyslaşmak üzere 😂😂😂😅😅😅😊😮😮😮❤❤❤
mesela insanlığın ciddi projeleri var yaşadığımız gerçekliğin ne olduğunu kavramak hatta mümkünse ona müdahale etmekle alakalı. bunlardan bahsetmeyince ansiklopedi okumaktan çok ileri gidemedi bu içerik. çeşitli durumlarda simülasyon dışına şahit olabilen insanlar var, bunlardan örnekleme yapılabilirdi. içeriği daha geniş kapsamlı şöyle beş saat anlatsan da uzun uzun dinlesek. bu gerçekten fazla sığ kalmış. elbette kimileri için de çok derin gelebilir...
@@alperenizci1 simulasyon dışına şahit olan insanlar kim
Biraz bahsedebilir misiniz
Eğer simülasyon ise sıra hacklemeye geldi bu simülasyonu
Eğer simülasyonda olsaydık, o simülasyonu tasarlayan ne düşünmemizi isterse onu düşünüyor olurduk. Eğer simülasyondaysak, şu anda bunu sorguluyorsanız, tasarım sahibi istediği içindir. Kendi özgür iradenizle yaptığınız bir sorgulama değildir bu. Eğer değilsek zaten sorgulamamıza gerek yok demektir. Konu bu aşamada benim açımdan düşünmeye değerliğini yitiriyor.
@@cagdasturkoglu şans eseri geldik veya yaratıcı var ölünce görücez bakalım
Ilahi bir simulasyondayiz ve bu kurgu içerisinde bize sunulan olasıliklar içerisinde seçme hakkımız var. Mesela iyi veya kötü olmak simülasyonun bir parçasıdır. Ne olacağını seçmen senin tercihindir ve bunun böyle olmasi da simulasyonun bir parçasıdır. Yani matrix de belli çerçevede hareket alanın ve tercih etme imkanın, hatta simülasyonu farkedip ötesini keşfetme imkanın bile vardır.
Dogrusunuz adına simülasyon yada gerçeklik deyin bu bir imtihan mahallinde olduğumuz gerçeğini değiştirmiyor. Lakin simulasyondaki bir imtihanda oldugunu farketmek çok daha motivasyon edici hele de Kuantum fiziğini biliyorsanız. Iyi ve kötü tüm iş ve sözleriniz kuantum tabiatı geregi bu alanda hemen bir suret olarak ortaya çıkıyor ve öldükten sonra yani maddi bedenden çıkıp kuantum alanına suzuldukten sonra seni karşılıyor. İyilikler güzel suretler, mis kokular mest edici şeyler olarak, kötülükler de akrepler yilanlar, korkunç yaratıklar pisk kokular vs. şeklinde
@@susoycan6178
İlahi bir simülasyondaysak, bir kurgu içerisinde neyi seçmemiz gerekiyorsa onu seçmekle yükümlüyüz sadece. Eğer değilsek de zaten büyük oranda determinist bir dünyada yaşıyoruz ve gerçek manada bir özgür iradeden söz edemeyiz. Verdiğimiz kararlar ve düşünce biçimimiz; tamamen genlerimiz ve büyüdüğümüz ortamla birlikte bize sormadan şekilleniyor. En sevdiğiniz rengi bile biz seçmiyoruz aslında. O yüzden iki olasılıkta da bir sınavdan söz edemeyiz.
@@cagdasturkoglu Hayır kuantam alanı icinde yiginla olasılık barindiran bir enerji/esir madde alanıdır. Allah cc sana illa su içeceksin deseydi diğer seçenekleri sunmazdi. Menu da su, çay, meyve suyu, şerbet, alkol varsa buradan birini tercih et dediği içindir. Tabiki de özgürlüğümüz var ama sınırsız bir özgürlük degil. Allahin cc mülkünde Onun cc verdiği imkanlar çerçevesinde kısmî bir ozgurluk buna cüzî irade deniyor. Mutlak, sinirsiz ve sonsuz irade sadece Allahindir cc. Bizimkisi Onun cc sundukları içindedir. Dunyadan bir ornek vereyim sana. Demokrasi de yoldan geçen herhangi birini seçemezsin. Sadece seçilmek için aday gosterilenlerden birini seçebilirsin. Yani iraden vardir ve belli bir çerçevede icinde özgür ve kısmîdır. Hayat determinist degildir. Ayrica elbetteki icinde yasadigin ortamın geçmişin bir toplamısın ama sen bu toplama müdahale etme iradesine sahip bir donanıma da sahipsin. Yani mutlak bir determinizmin esiri değilsin kardeş.
Matrix'in ne olduğunu düşünürken bir filmden ibaret olmadığını anladım. Matrix gerçekten var. Ve bu psikolojik bir simülasyon. Hayatımızın her alanında var. Her yanımızı kuşatıyor.
Tebrikler çok güzel araştırma olmus
Abimm sonunda istediğim video gelmiş
Her sabah gerçeklik dediğimiz rüyaya uyanıyoruz!
Ergenlik dönemindeyken yaşadığım madde kullanımına bağlı bir deneyimde, ilk kez simülasyonda yaşadığım paranoyasına kapılmıştım.
Çok daha gelişmiş bir medeniyet olarak kendi kurduğumuz simülasyonunun içinde sıkıştığımızı görmüştüm.
Daha doğrusu her birimiz tanrısal güçleri olan insan üzeri varlıklardık ama kendimize heyecan olsun diye daha sınırlı bedenlerde daha katı kuralları olan bir evren yaratarak güçlüklere karşı koymanın verdiği hazzı deneyimlemek istiyorduk.
Kimisi oyunu fazla ciddiye alıp korkuya kapılıyordu. Kimi de oyunda olduğumuzun bilincinde kalarak her şeyin tadını çıkarıyordu.
Ve oyuna girmeden önce bu konuda uyarılmıştık. Tanrısal güçleri olan varlıklar sınırlandırıldıklarında sudan çıkmış balığa dönebilirler.
Bu oyun herkese göre değil belki de.
Bilemiyorum.
kendi hayatımın truman show olduğuna eminim 🥲
Lütfen Matrix ve similasyon devamı gelsin aynı müzik ile lutfennn❤
Bu konuda nedense şöyle bir hisse kapılıyorum nedense karşımda ki insanın yapacakları benim düşünceme bağlı veya dünyanın gidişatı benim gidişatım gibi örnek vermem gerekirse kötüye gittiğim zaman düyanın tamamı kötüye gidiyor gibi ve bunu ilginç şekilde beynim kanıtlıyor gibi ben eminim ki bu dünyada seçimler çok önemli seçimler üzerinden ilerliyor veya ben bir paranoyağım:)
Düşüncelerinize katılıyorum
Doğru yoldasın dostum düşündüğünü çekersin düşüncesi de bundan çıkıyor
Dünyan düsüncelerin zaten DÜNYAN
Belki de tam tersi. Dünyanın gidişatı sana yansıyor. Belki de dediğin gibi kim bilir.
@@burak7152 cevapsız sorular diğer milyonlarcası gibi
Tanrının yarattığı cin ya da Tanrının kendisi yanıltıyor bizi der Descartes.
Artık sorgulamıyorum ve daha keyifli yaşamaya başladım. Fakat bununda ölçüsü var; seni aptallardan ayıran farkındalığının hayata daha renkli daha sakin bakmana yaraması gibi. Kısacası kurcalamayın, bozarsınız.
@@haerwoonjzka şuan bişeylere inanıyor musun ?
@@rebocanrebo1253 kendime.
Birvedokuz kanalı daha derin bilgiler paylaşıyor
son olaylardan sonra simülasyonda yaşadığımıza iyice ikna oldum
source code biraz yanlış örnek olmuş aslında. spoiler olacak ama film sonunda aslında simulasyon zannettikleri yazılımın aslında paralel evrenlere ulaştığını farkederler.
İnsan bir rüyadadır. Ölünce uyanır
Selamlar üstad 👍
Kesin olarak bilmediğimiz tek şey Ölüm denen kaçınılmaz son...
Sonsuz güç, sonsuz ilim,sonsuz irade sahibi 1 yaratıcı yi kabul etmek dışında bütün teoriler bir yerde tıkanır.
Tek yaratıcı dışında güç paylaşımı hercumerce sebep olur ve devam edemez
@@hasanozgunduz4818kesinlikle bir tanrı var ama bu arabın bahsettiği saçma allah değil… Çükün kılından kadının saçıyla uğraşan arap uydurma tanrısı el-ilah değil. Gerçek yaratıcı ile arapça latince vb dillerle değil bilim ile konuşabiliriz…
Dark City'den de söz edilmesini beklerdim. Umarım yakında bu film hakkında da video gelir.
Kesinlikle hep göz ardı ediliyor.
bir diğer perspektif daha sunayım, eğer güçlü bir bilgisayarın kodlarından ibaretsek ki bu az sonra söyleyeceklerimi duyduğunuzda kulağa çok mantıklı gelmeye başlayacak: sınırları ve belirli kapasiteleri olması gereken bir yapının içinde bulunmalıyız, galaksilerin spiral yapıları dünyadaki kasırgalara ne çok benziyor kuantumdaki çift yarık, dolanıklık, ışık hızı sabiti, karanlık madde evren simulasyonunun optimize olmasını sağlayan etmenler olabilir, bir de şu var deneyimlediğimiz her şey enerjiden ibaret zaman bile enerji de temelde titreşimden peki titreşimi oluşturan ne? Evrenin doğum aşamasındayız yalnızca birkaç milyar yıldır var tüm bu yapı ve biz çoktan kendi evren simulasyonumuzu yaratabileceğimiz gelişmişliğe ulaşmak üzereyiz mesela evrenin yaşının sadece yüzbinde biri kadar bir zaman sonra bile yani çok yakın gelecekte (sizin ömrünüz için biraz uzun 😂) bunu bizim basit ve pek çok kusuru olan düzensiz medeniyetimiz bile yapabilecekken ve bizden çok daha zeki milyarlarca yaşam formunun evrende var olabileceği düşüncesi göz önüne alındığında ayrıca tüm bunların sadece birkaç milyar yıl gibi kozmolojik açıdan kısa bir zamanda yaşanmış olması evrenin ömrü gözedilerek ilerki süreçte neler olabileceği düşünüldüğünde çok mümkün görünüyor. Abarttığımı düşünüyorsanız evrenin büyüklüğünü tam olarak anlayamamışsınız demektir.
simülasyon bizim bile şuan basit bilgisayarlarla yapabildiğimiz bir şey ama yeni bir evren kurmak ve bunu döngüye almak müthiş bir teknoloji demek ve bu bizim teknolojik olarak ilerlememizle evren veya simülasyonla ilgili bilgilerimiz belki de hayallerimiz gelişecek. ben şahsi olarak bir şeyi görmediysem veya bilmiyorsam onunla ilgili hayallerim de sınırlı oluyor (mesela jules verne döneminde yaşasaydım onun kitapları bana çok ütopik gelirdi nede olsa olasılık bile veremeyeceğim yapıtlar vardı ve bunlar benim için imkansız şeylerdi) ama teknolojiyi bir araç olarak görmeyi kendime entegre etiğimdendir her şeye olasılık verip her şeyi düşünmeye layık görüyorum ama yine de simülasyondaysak bile bizi tasarlayan ve oluşturan yaratıkların ne tür bir teknolojiye hükümettiklerini beynim asla algılamıyor belki sanatçı bir beynim yoktur diyedir bundan dolayı hep sanatçıların özelikle yazarların ütopya eserlerini incelerim ki azda olsa ufkum gelişsin ve evrene bakış açılarım çeşitlesin
@@--laraminatozaki-7648bence bizim gercekligimizi başlatan yaratiklarin amacı gerçekten biz degildik. Simülasyon belli kanunlar çerçevesinde başlatıldı ve akışına bırakıldı. Zaten diğer türlüsü simülasyon değil program olurdu. Biz bu gün bir simulasyon baslatsak onu inceleriz, nasıl olacağını gozlemleriz. Ama teknolojik donanimimiz yeterliyse hizlandiririz, yani simulasyonun gelecegini görürüz, geri de sararız. Bence bizi yaratanlarin gercekliginde bizim gercekligimizdeki kurallar, fizik yasaları yok. Tıpkı biz bir bilgisayar simülasyonu yapsak orada da fizik kurallarının kökünün sıfır ve birlere ulaşacağı gibi. Biz kendi gercekligimizda daha o köklere ulaşamadık. Kuantum falan araştırıyoruz ama belki de hiç ulasamayacagiz. Her halükarda her iç içe geçmiş simülasyon birbirinden farklı kanunlarla çalışıyor. Üst simulasyonlara geçtikçe gerçekliğe daha da yaklasiriz. Ama öyle bir ihtimal yok. Bunu yapamayiz
Aklıma enteresan bir şey geldi. Bir yapay zeka kurup ona yapay zeka olduğunu söylemeden, yani bu bilgiyi vermeden, yapacaklarını izlemek çok enteresan olmaz mı? 😊😃
Philip k. Dıck' in androitler elektrikli koyun düşler mi kitabında simülasyon teorisi ile ilgili bireyleri okumadım, o romanda insana benzeyen robotlar ile insanlar arasında ki çatışmayı anlatmaktadır..
Selamlar. İçinde bulunduğumuz sekar simülasyon sisteminin ve bu sistemin kuruluş amacının tüm detaylarıyla sadece kuran ayetleri üzerinden açıklandığı "Emrah ERYILMAZ'ın - Hakikat Planı - Tebliğler " kitaplarını okumanızı tavsiye ederim.
Her şey çok acayip ama çok 😅 Çok teşekkür ederiz video için. 3. Kat filmini izlemek isteyen olursa. Şahanedir. Sevgiler 🙏🦋🙏
Teşekkürler
West World gibi efsane bir diziden bahsetmemenize şaşırdım doğrusu!
Truman Show filmi de buna örnek gösterilebilir,orada da bir nevi simülasyon olayı vardı..Yalnız dünyada o kadar farklı şeyler oluyor ve o kadar kuralsız yaşanıyor ki bunun bir simülasyon olması imkansız,Sims den bahsederken kurallardan bahsettin mesela,halbuki yaşadığımız dünya da daha çok kuralsızlık var..bu arada simülasyon oyunundan bahsederken Gta 5 i de unutmamak lazım,resmen yaşayan dünya,önümüzdeki sene çıkacak Gta 6 yı düşünemiyorum bile..)
Eline sağlık abi 👍
Soru: Eğer bir simülasyon varsa, bu simülasyonun içinde başka bir simülasyon, onun içinde yine başka bir simülasyon ve bu şekilde sonsuza kadar devam eden bir döngü olduğunu varsayalım. Bu durumda, ilk simülasyonun oldukça büyük bir enerjiye ihtiyaç duyması gerekir. Peki, bu sonsuz enerjiyi nereden buluyor?
Başka bir evrende bir lise öğrencisinin projesiyiz belki de 😁
O lise öğrencisi tembelin teki belki de yanlış yapmış simülasyonu. :)
@@canseven simde sorun yok sana reset attıracam 😉
Hocam Quantum' da Çift yarık deyinde gözlemcinin bakması ile bakmaması durumlarında elektronların farklı tepkiler vermesi veya evrendeki kara delikler içinde yaşadığımız simülasyondaki bug'lar olabilirmi ?
@@aliakbas482 aynı soru benim aklımda da var yanlış değilsin
Ben videodan daha cok simulasyonda olduğumuzu gösteren şeyler tarzı bisey bekliyodum... beklentimi karşılamadı
bu teorinin rüyasını tam bundan 1 yıl önce gördüm.
Source Code, « Yaşam Şifresi »
Bu filmi izledikten sonra artık kalitesi ortalama, düşük sayılabilecek filmlerden zevk alamamaya başladığımı fark ettim.
Öyle ki bu filmi izlemeden önce izlediğim ve çok beğendiğim onlarca filmi artık eskisi gibi sevemediğimi fark ettim ..
Arkadaşlar bazı filmler bizi sadece mutlu etmiyor, Hayatımızın geri kalanını tamamen değiştirebiliyor
Simülasyon hoş bir zırva, tam bir eğlencelik. Attığınız her adımın ve düşündüğünüz her şeyin bir kurgu olduğunu bilmek nasıl bir duygu verir size. Üstelik bu bir teori değil, argüman olabilir en fazla. Bunu bilip ne olacak sanki? Ölemezsiniz bile...