DİNLERDE KADIN, KORKU VE UMUT ( TEK PARÇA)

Ayrıcalıklardan yararlanmak için bu kanala katılın:
/ @kortarih
Tanrının varlığına dair sunulan felsefi argümanlar herkes için önemli olmayabilir, ancak korkuyla ilgili psikolojik boyutunun herkes tarafından dikkate alınması gereklidir.
İnsanoğlu dünyada kolay bir yaşam ortamı bulmamıştır. Sürekli zorluklar ve sorunlarla karşılaşmış, açlık çekmiş, acılar yaşamıştır. Yaralanmış ve hastalıklara yakalanmış, haksızlığa uğramış, ezilmiştir. Ancak sadece boyun eğip kalmamış, mücadele etmiştir. Doğanın zorluklarına, düşmanlara ve güçlülere karşı savaşmıştır. Her zaman başarılı olamamış, bazen güçsüz ve çaresiz kalmıştır. Tüm çabalarına rağmen bazen çözüm bulamamıştır.
Nasıl korktuk bu kadar ölümden? Yoksa dinler içimizdeki korku ve umudun eseri olabilir mi?
🔔 İçeriklerimizi kaçırmamak için Kanala Abone Ol: bit.ly/KorTarih
▶️ Yaratılış ve İlk Günah: • YARATILIŞ VE İLK GÜNAH...
▶️ Harut ve Marut: • HARUT VE MARUT I İNANN...
▶️ Paganizm ve Hıristiyanlık: • HRİSTİYANLIK VE PAGANİ...
▶️ Paganizm Nedir?: • PAGANİZM NEDİR? I ANTİ...
▶️ Tufan Efsanesi: • NUH TUFANI I TUFAN EFS...
▶️ Mitoloji’ye Giriş: • MİTOLOJİ NEDİR? I TANR...
▶️ Kıyamet ve Mahşer: • KIYAMET I MAHŞER I KIY...
▶️ Örtünmenin Tarihi: • ÖRTÜNMENİN TARİHİ I TÜ...
▶️ Sümer Dini: • SÜMERLER VE DİNLERİN K...
▶️ Din ve Umut: • DİN VE UMUT I DİN VE K...
▶️ Din ve Korku: • DİN VE KORKU I ÖLÜM KO...
▶️ Din ve Kadın: • DİN VE KADIN I KADININ...
▶️ Din Nedir?: • DİN NEDİR? I DİN, TOPL...
İçgüdüleriyle yaşayan hayvanlar için, zihinsel olarak en gelişmiş olanları için bile ölüm, ne gizemli bir kavram ne de sorgulanacak bir problemdir. Hayvan tehlike ile karşılaştığında hayatta kalma içgüdüsüyle kendini korur, yaşamak için savaşır ya da ölüme teslim olur. Tehlike sonrası hayatta kalmışsa, yaşamına devam eder. Oysa insan ölümü düşünür, değerlendirir ona karşı tutumlar, inançlar geliştirir yani bilinçli ya da bilinçdışı olarak yaşamını ölümünü dikkate alarak değerlendirir, yaşam felsefesini buna göre oluşturur.
dem-Havva efsanesi, Tevrat'tan Kur'an'a, hadislere ve Kur'an yorumlarına kadar çeşitli kaynaklarda yer alsa da, temeli eski mitolojilere dayanmaktadır. Dünya genelinde pek çok kültürün mitolojilerinde, "ilk erkek ve ilk kadın"ı hatırlatan benzer anlatılar bulunur. Hititlerin tanrıçası Hepa, Yunanlılarda Nio-be, Iskandinavların Embla'sı birer çeşit Havva'dır.
"Tufan" efsanesi, kutsal kitaplara, özellikle de Sümer efsanelerine dayanan eski mitolojilerden gelir. Tevrat'ta yazılı olan "tufan" öyküsü ile milattan önce yaklaşık 3.000 yıl öncesine kadar uzanan Sümer efsanelerindeki "tufan" öyküsü arasında büyük benzerlikler bulunmaktadır. Tevrat'ın yazarları, bu öyküyü Tevrat'a aktarırken birkaç değişiklik yapmış gibiler. Benzer şekilde, aynı öykü Kur'an'a da geçmiştir. Bu metinlerin hepsinde dikkat çeken önemli bir nokta, insanlar ve diğer hayvanların gemiye alınırken her türden "erkek ve dişi"nin Tanrı tarafından korunması gerektiği şeklindedir. Bu da Tanrı'nın üreme için "çift"leri ve "çiftleşme"yi önemsediğini ve üremenin bu yolla gerçekleşmesi gerektiğini göstermektedir.
Buradan nasıl bir sonuca varabiliriz? Benim aklıma ilk gelen şey, erkek olmadan kadının olmadığı, kadın olmadan erkeğin olmadığı! Peki ne oldu da zamanla, neredeyse tüm dinlerde kadınlar bir anda erkeğin yanında değil de arkasında konumlandılar?
Birçok düşünür, insanın çaresizlik, korkular, korunma ve güven ihtiyacını insan-din ilişkisi açısından incelemiştir. Bu düşünürler arasında Freud, Bergson, David Hume, Bertrand Russel, Max Müller, Feuerbach, Engels, Voltaire, Malinovski ve Will Durant yer almaktadır.
Freud, din ihtiyacının kökeninde insanın zayıflığı ve çaresizliğinin etkili olduğunu savunmuştur. İnsanın çaresizliği ve korunma ihtiyacı ile baba kompleksi arasında bir ilişki kurmuştur. Bir birey, kendini esrarengiz güçlere karşı savunmasız hissettiğinde, bu güçlere baba figürüne ait özellikler atfeder ve kendisini koruması için tanrılar yaratır. Bu baba özlemi, insanın zayıflığının sonuçlarına karşı korunma gereksinmesiyle özdeştirilmiş bir içgüdüdür. Erişkin bireyin kabul etmek zorunda olduğu çaresizlik karşısındaki tepkisi, ona özgü savunma mekanizmalarını geliştirir.
Ancak birçok düşünür, bu "çocuksu" tepkiyi eleştirmiş ve dini olguyu daha kapsamlı bir açıklamaya ihtiyaç duyulduğunu öne sürmüştür. Çünkü din olgusunu sadece baba kompleksi ve çocuksu reaksiyonla açıklamak yetersizdir. Din, daha karmaşık ve çok yönlü bir olgudur.
Korku ve umut İbrahimi dinlerde de, diğer dinlerde olduğu gibi hep iç içedir. Peki neden?
"Korku" ve "umut," dinlerin sıkça ele aldığı iki önemli tema olarak kabul edilir. Her ikisi de inanç sistemlerinde derin etkilere sahiptir. İnananlardan genellikle "korku ile umut arasında denge" ilkesini gözetmeleri beklenir. Bu ilke, bazen "hadisler" veya dinî metinlerin belirli ayetleri tarafından desteklenir.
DİNLERDE KADIN, KORKU VE UMUT ( TEK PARÇA)

[@nilsu1730]

Harika bir video olmuş. Emeğinize sağlık.. Saygılar.

[@kortarih]

Çok teşekkürler

[@irfanacar4323]

👍👍👍