Tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya Tarantulaymış benim adım diyecek değilim Tam düşecekken tutunduğum tuğlayı Kendime Rabb bellemeyeceğim... -İsmet Özel
Bende Yusuf Kaplan hocamla aynı çağda yaşadığım için kendimi bahtiyâr hissediyorum... Hiç bir şey söyleyemese bile, âşina olduğum, yüreğimde hissettiğim, o her hâlinden belli olan derdine âşığım. Bununla birlikte o çok şey söyledi ve söylemeye devam ediyor... Can kulağı ile dinlemeye devâm edelim. Sezai Karakoç ve İsmet Özel gibi iki güzel insanı milletimizin dikkatine sunuyor ve bu anlamda inceden bir serzenişle berâber bir hakkıda teslim ediyor. Bu iki ADAM mütemâdiyen Batı'nın kültür, sanat, edebiyat ve fikir semâsında kanat çırpıyor değiller ki, Batılı Nobel ödülünü onlara versin. Üstad Karakoç ve Özel'in terennüm ettiği hikmet başka. Bu iki üstad hadd-i zâtında şâir olmakla berâber şiirin dahi ulaşamıyacağı semâlarda kanat çırpan ve fakat şiirleri yaşadıkları boyutun hakîkatını bizlere sezdirebilmek gayreti içinde kullandıkları bir vâsıtadan öteye geçemez. Usta bir ressamın elindeki fırça mesâbesinde. O kadar! "İkrâ" ve "alleme bi'l kalem" ilâh-i hitâbına muhâtap olan "kelâm" ve yazı hakîkat semâsına yakınlaştığı ölçüde bir kıymet ifâde eder. Oraya ulaştığında ise dil kifâyetsiz kalır ve esâsen sükûtu tercih eder ama değilmi ki bir şeyler söylenmeli, bu durumda remz, mecaz, kinâye, teşbih yahut bütün bunları ihtiva eden şiir söze yardımcı olur. Seni mest eden ve kendinden geçiren bir söz, bir şiir, bir ses, bir his esâsen ruhumuzun o âleme duyduğu özlem ve iştiyakı tahrik etmiştir. Medrese ile tarîkatların, ulemâ ile Ârif-i Billah olan mürşid-i kâmillerin ve yek diğerinin birbirini tamamladığı, birbirinin mütemmim cüzü olduğu günlere dönme hasretiyle yanıyoruz. Bu millet o günleri yaşadı, yine yaşayacaktır inşâAllah! Yoksa dünyâda Allah'ın hâlifesi olma husûsiyetiyle yaratılmış o potansiyel Hazret-i İnsana yazık olur, hafazanAllah!
Şairliğim on iki yaşımda başladı. Bahanesi tuhaftır: Annem hastanedeydi. Ziyaretine gitmiştim.... beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter... bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde. Haberi veren annem, bir an gözlerimin içini tarayıp: Senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim! .... - Necip Fazıl Kısakürek
Bakara ﴾120﴿ Sen onların dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır. De ki: "Asıl doğru yol ancak Allah’ın yoludur." Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.
@@sehrikargal8558 Sezai Bey gercekten çok büyük bir şairdir. İsmet Özel bazı zikzaklar yaptı o yüzden ne isaya ne de Musaya yaranamadı. Yoksa Büyük şairdir
Eminim düşünmüşlerdir ama çıkarlar mı acaba Sezai Karakoç kitaplarına tanıtım yapıp imza günü bile duzenlemiyor gelseler ne güzel olur bundan istifade ederiz ne mutlu olur bize...
Sezai karakoç için serdar tuncer keşke gelse diye gelmediğini söyledi medyadan kaçınıyor ismet özelde umarım gelir bu iki üstadı burda görmek ne güzel olur
Yusuf Kaplan hocanın çalışma ve gayretini takdir etmekle birlikte, birkaç eleştiride bulunmak istiyorum.. 1. Eğer İSMET ÖZEL ve SEZAİ KARAKOÇ için ölçümüz JÜRGEN HABERMAS ise, onun gözünde bu iki şair kendisini ifade edemeyen İKİ İNSAN! İfade edebilmek başka, anlaşılamamak başka birşey.. Bu açıdan önce kendilerini ifade EDEMEYEN iki insan tanımını yapmakta. Ve bunun sonucu olarak anlaşılamayan iki insan! 2. Yusuf Hocanın da kendisini ifade edemediğini düşünüyorum! Böylece, kendini ifade edemeyen iki insanı, kendisini ifade edemeyen üçüncü bir İNSAN anlatmak istemekte... Ve bunların sonucu olarak yine, anlaşılamayan ÜÇ İNSAN neticesi çıkmaktadır! 3. Sahabe ifadesinin hoyrotça kullanılması! Bu aslında TASAVVUF disiplininden uzak olarak yapılan okumaların neticesi.. Dikkat edilirse SAHABE'ye benzeme meselesi ŞERİAT ölçüsünü zedelemek üzere kullanılmasa da, SAHABE ölçüsünü idrak ettirmek üzere de (en başta NEFSE ve sırasıyla TOPLUMA ve SİSTEME dönük) sorumluluğa dair RİSK alabilmenin en büyük meziyet olduğuna değinilmiyor/değinilemiyor! Bununla birlikte, Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in de aktardığı gibi; zamanın en büyük VELİSİ, SAHABE atının burnundaki toz kıymetinde değil! FAKAT SAHABEDEN sonra zamanın EN BÜYÜĞÜ! Demek ki SAHABE ayrı, VELİ ayrı.. Sahabe, Velilik manasını da içinde barındırırken Velilik, Sahabeyi İDRAK etmek üzere o mana üzerinde yürüyüş! Sahabenin kendisi değil! 4. "Dünyanın en büyük yaşayan iki şairi" ifadesini, cesurca kullanılmış bir cümle olarak görüyorum.. Fakat bu cesaret, sorumluluktan kaynaklanmıyor! Çünkü Şiir; Manadan fikir damıtarak günün meselelerine müdahil olmak ve toplumun yükünü omuzlamaktır! Bu da, şiirden önce fikir sahibi olmayı gerekli kılmaktadır! Oysa ÖZEL yada KARAKOÇ olsun, FİKİR ADAMI hüviyetini elde edememiştir! Bunun en büyük delili, Büyük Doğu dergisinden ayrılarak kendilerine MAVERA diyen bu ekibe Üstad NFK, "Mavera iddiası MASİVA giriftarlarına yazıklar olsun!"(Rapor/4 syf:158) Şeklinde çıkıştığı yazıda kalitelerini ortaya koymuştur! Bu iki insan DERİN FİKİRDEN yana nasipsiz ve toplumun yükünden yana sorumsuz iken, Yusuf Kaplan hocanın gençlere, Fikrini İSBAT edememiş bu iki insanı AMBALAJLAYIP yeni birşeymiş gibi sunması en hafif tabirle FİKRİN AHLAKI yönünden ayıptır!(Habermas'ı bile delil alsak) Kendini ifade edemeyen bu iki insan, nasıl olacak da topluma yön verecek ve anlaşılır olacak?! 5. Buradan 100 kitap listesine de bir eleştirim olacak! İslam beldelerine FETİH gitmeden önce Ahi Teşkilatlarının manası taşınır ve AHLAK ön planda resmedilirdi. Bu ahlakın neticesi olarak KÜFFAR ruhen teslim olur ve İslam olurdu! Bu açıdan bakıldığında ilk 100 eser, Karakoç'un kitabıyla başlamaktadır ki, Üstad'a göre bu insanlar MASİVA hükmündedir! Yani, boşa kaybedilen zaman! Bunun yerine belkide BAL'ı kavanozun üzerinden değil de, içinden tatmak gerekmektedir! Gölgenin gölgesi şeklinde bir teferruatla uğraşmak yerine, GÜNEŞ'in kendisinden ışık almak en kestirme, en kolay ve en sağlıklı yoldur. Bu açıdan Sultan-uş Şuara olarak kabul edilen Üstad'ın fikirleri CANLI-KANLI insan hükmündedir ki, nice canlılar bu hesaba göre ölü gibidir! Eğer örnek vermek gerekirse, Ali Yakub Cenkçiler Hocaya göre Üstad; "Allah'ın, İslamı savunması için meydan yerine attığı ARSLAN'dır!" Herkes meşrebince beslenir ve iş görür...
@@mehmetalisahin8088 Bu bir yetki değil. Adam kanaatını söylüyor. Herkes bu konuda kanaatini söyleyebilir. Görüşüne katılıp katılmama konusunda serbestsin. Ama "bu konuda yetkiyi kimden aldı?" gibi saçma sözler söylenmez.
Hocam hem ağaç budadık hem sizi dinledik. Hem tefekkür ettik hem şükrettik. Bizi karşılaştıran Serdar bey kardeşim ve mymecra ekibinden Allah ebeden razı olsun.
Sezai Karakoç un hala hayatta olması sanki bir hayalmiş gibi geliyor. Bizim çağımızdan çok daha önce yaşamış o saflığı, temizliği ve hidayeti ile dervişane bir şairdir kendisi. Allah sağlık, sıhhat ve daha da uzun ömürler versin.
Kaleme değer hiç bir şey söylemiyor. Abartma, romantiklik yüzünden başımıza gelenlere bak. Abartma. Abartma az şeyler olmadı şırıngayla verip kusturana kadar.
*HOCAM ALLAH RAZI OLSUN SİZDEN BİZİM ÇOK DEĞERLİLERİMİZE SAHİP ÇIKIP GENÇLERE AKTARDIĞINIZ İÇİN, NOBELE İHTİYAÇLARI YOKTUR ONLARIN KALPLERİMİZDE ALTIN HARFLERLE YAZILIDIR ZATI SIFATLARI ELHAMDÜLİLLAH* 🌹♥️🌹
Türk Dili ve Edebiyatı mezunu birisi ve şiir aşığı birisi olarak kesinlikle katılıyorum. Dünyanın yaşayan en büyük iki şairi: 1. İsmet Özel. 2. Sezai Karakoç.
7:16 Levhada “Dem Dichterpaar, Goethe und Schiller, das Vaterland” yazıyor. Çeviriyi yaparken cümle içindeki gizli soruları parantez içine alacağım, aksi taktirde çeviri anlaşılamaz= “Şair çiftine, (Kime?) Goethe ve Schiller(e), (kimden?) vatan(dan)”. “Siz iki şair dil kurarak bu toprakları bize vatan yaptınız, şimdi bu vatan size bu anıtı yapıyor” denmek isteniyor
Ben bir ara İsmet ÖZEL’i ve Sezai KARAKOÇ’u vefat etmiş şu an yaşamıyorlar sanmıştım... O derece kimse onlarla ilgilenmiyor. Hocam o kadar haklısınız ki😔
Daha önce izlememe rağmen sırf bu kanala destek olabilmek için şuan videoyu tekrar açıp sesi kısık bir halde kendi işlerimle meşgulum..Bu gibi faydalı kanallara ihtiyacımız var..
Eyvah kafayı yemedim ve sizde problem olmadığına göre.... Ya Maşallah nasıl güzel bir insansın ki tarizin bile bize hoş geliyor. Allah san ve talebelerine hayırlı uzun hizmet ömürleri versin Canım Hocam.
Yusuf Kaplan hoca bu nasil bir degerlendirme idi Sezai Karakoç hakkinda . Sozlerin icinde bir anlik boguldum zannetdim . Yusuf hocani gormeği çok isterdim .
Nobel"in Pamuk"u: “Kopuş”un Ödülünü Orhan Pamuk''a verilen Nobel edebiyat ödülü, kafamızın ne kadar karışık olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Edebiyat, sanat, düşünce dünyasıyla ilişkileri son derece kifayetsiz, çoklukla gazetecilerden oluşan, kolaycı kimi insanlar, fena hâlde gaza gelerek, bu ödülün Türkiye''nin, Türk edebiyatının tanınmasında ne denli önemli olduğunu söylediler; Pamuk''u ve ödülü araçsallaştırarak göklere çıkardılar; kimi insanlar da, Orhan Pamuk''a türlü gerekçelerle lânetler yağdırdılar. Orhan Pamuk''un kişiliğini, soyunu-sopunu; yaptığı siyasî açıklamaların ödüllendirildiğini; lobi faaliyetlerinin Nobel''le ödüllendirilmesinde etkili olduğunu konuşup durduk haftalarca, anlamsızca, boş yere. Bunların hiç biri, bir insana, bir edebiyata, bir ülkeye dünyanın en saygın edebiyat ödülünün verilmesinin asıl gerekçesi olamaz. Olsa olsa ancak arızî gerekçeler olabilir. Ama arızî gerekçeler, aslâ aslî bir şeyi açıklayamaz/lar. Nobel ödülü, rastgele verilen, arızî bir ödül değildir. Hele de “biz”e verilen ödülün, aslâ arızî, tesadüfen verilmiş bir ödül olmadığı, ödül töreni sırasında yapılan konuşmada çok açık bir şekilde açıklanmıştır: Nobel Ödülü sekreterinin, Pamuk''un Benim Adım Kırmızı başlıklı romanının gerçeklik algısından / dil''inden yola çıkarak, ödülün kime ve ne için verildiğini açıklaması bunun somut bir göstergesidir: Orhan Pamuk''un “minyatürlerde perspektif olmadığı gerçeğinin ürünü olan, insanın tanrısallaştırılmasına izin vermeyen ''ilâhî gerçeklik'' yerine, insanın tanrısallaştırılmasına giden yolu sonuna kadar açan ''dünyevî gerçeklik''i eksene alan bir perspektife sahip olduğu için bu ödül verilmiştir”, denildi bu açıklamada. Bizim kendimizden geçerek coşkuyla karşıladığımız bu üçüncü sınıf oryantalist gerekçe, aslında bize yapılmış bir hakaretti; ama Orhan Pamuk''un Nobel konuşmasında dediği gibi “aşağılık kompleksi”mizden ötürü anlayamadık bile bunu. Tanrı''nın değil de, insanın hayatın merkezine yerleştirilmesine yol açan seküler / dünyevî gerçeklik, yalnızca Orhan Pamuk''un romanlarında değil, Batılılaşan / sekülerleşen Türkiye''deki bütün edebiyat, sanat faaliyetlerinde de aynen karşımıza çıkar. Bu nedenle, Nobel Akademisi, bu gerçekten yola çıkarak yalnızca Orhan Pamuk''u değil, Batılılaşan / sekülerleşen Türkiye''deki edebiyat, sanat ve kültür çalışmalarını, dolayısıyla Türkiye''nin Batılılaşma macerasını ödüllendirmiştir. Buna mukabil, (özgün diller geliştiren Latin Amerika, Çin, Afrika ve İran sineması ve edebiyatındakine benzer şekillerde) Türkiye''de de özgün / İslâmî diller; ifade, algılama, yaşama biçimleri geliştirme çabaları ise cezalandırılmış; bu ödülle bu tür girişimlerin önü tıkanmak istenmiştir. Görüldüğü gibi yine sınıfta kaldık. Yine olup bitenin ne anlama geldiğini anlayamadık. Yine bu ülkenin entelijansiyası olmadığını bizzat kendimiz ispatladık. Yine devşirildik ve d/ev/i/rildik. Bir Türk yazarının, dünyanın en saygın edebiyat ödülllerinden birini alması, elbette ki, çok sevindirici, gurur verici bir hâdisedir. Ancak eğer ödül, asimile olmuş, dilini yitirmiş, yaratıcı ruhunu kaybetmiş, ruh-kökü kazınmış bir edebiyata / ülkeye veriliyorsa, burada durup derin derin düşünmek gerekiyor. Nobel edebiyat ödülüyle, kendi özgün bakış, algılama ve ifade biçimlerini yitirerek laikleşen, laikleşerek kendi kendini sömürgeleştiren, kendi kültür ve medeniyet dünyasına yabancılaşan laik Türkiye ödüllendirilmiştir. Türkiye''nin kendi kültür, sanat, düşünce ve medeniyet dinamiklerinden kopuş sürecidir ödüllendirilen. Dolayısıyla, Sinan''dan, Yunus''tan, Itrî''den, İbn Arabî''den, Merâğî''den, Mevlânâ gibi ana damarlardan, gürül gürül akan nehirlerden, İslâm sanat, düşünce, kültür ve medeniyetinin ifade biçimlerinden, duyarlıklarından beslenen veya beslenebilecek olan bir edebiyat veya böyle bir edebiyat geliştirme çabası ve girişimleri ise cezalandırılmıştır. Meselenin özü budur.
Nuh’un gemsini dolduracak kadar Müslüman varsa hâlâ ümit vardır.
|İsmet Özel
Her çağda, şartlar ne kadar ağır ve umutsuz olursa olsun inananlar için bir Nuh’un Gemisi vardır.
-Yitik Cennet, Sezai Karakoç
@@sssuheylaaa hocamız boşuna iki şairi bir anmadı :)
@@sssuheylaaa 🌿
Anlaşılıyor ki, İslâm âleminin kaderi, Türkiye’deki kördüğümün çözülmesine bağlı.
| Sezai Karakoç
İkna edilmişlerle yola çıkılmaz, yola inanmışlarla çıkılır.
|İsmet Özel
Sakın kader deme kaderin üstünde bir kader vardır. Ne yapsalar boş göklerden gelen bir karar vardır.
|Sezai Karakoç
Dünyanın en büyük iki şairinden biri yârine kavuştu... Mekanı cennet, makamı âli olsun
“Okuyup anlamak, bilmek gerek.
Çünkü insan en çok bilmediğine düşmandır.”
-Cemil Meriç
Tarantula yazdılar diye göğsümdeki yaftaya
Tarantulaymış benim adım diyecek değilim
Tam düşecekken tutunduğum tuğlayı
Kendime Rabb bellemeyeceğim...
-İsmet Özel
Tam da İsmet Özel okuyordum , bu uyarılardan sonra çok daha dikkat edeceğim .Allah razı olsun
Bende Yusuf Kaplan hocamla aynı çağda yaşadığım için kendimi bahtiyâr hissediyorum... Hiç bir şey söyleyemese bile, âşina olduğum, yüreğimde hissettiğim, o her hâlinden belli olan derdine âşığım. Bununla birlikte o çok şey söyledi ve söylemeye devam ediyor... Can kulağı ile dinlemeye devâm edelim.
Sezai Karakoç ve İsmet Özel gibi iki güzel insanı milletimizin dikkatine sunuyor ve bu anlamda inceden bir serzenişle berâber bir hakkıda teslim ediyor.
Bu iki ADAM mütemâdiyen Batı'nın kültür, sanat, edebiyat ve fikir semâsında kanat çırpıyor değiller ki, Batılı Nobel ödülünü onlara versin. Üstad Karakoç ve Özel'in terennüm ettiği hikmet başka.
Bu iki üstad hadd-i zâtında şâir olmakla berâber şiirin dahi ulaşamıyacağı semâlarda kanat çırpan ve fakat şiirleri yaşadıkları boyutun hakîkatını bizlere sezdirebilmek gayreti içinde kullandıkları bir vâsıtadan öteye geçemez. Usta bir ressamın elindeki fırça mesâbesinde. O kadar!
"İkrâ" ve "alleme bi'l kalem" ilâh-i hitâbına muhâtap olan "kelâm" ve yazı hakîkat semâsına yakınlaştığı ölçüde bir kıymet ifâde eder. Oraya ulaştığında ise dil kifâyetsiz kalır ve esâsen sükûtu tercih eder ama değilmi ki bir şeyler söylenmeli, bu durumda remz, mecaz, kinâye, teşbih yahut bütün bunları ihtiva eden şiir söze yardımcı olur.
Seni mest eden ve kendinden geçiren bir söz, bir şiir, bir ses, bir his esâsen ruhumuzun o âleme duyduğu özlem ve iştiyakı tahrik etmiştir.
Medrese ile tarîkatların, ulemâ ile Ârif-i Billah olan mürşid-i kâmillerin ve yek diğerinin birbirini tamamladığı, birbirinin mütemmim cüzü olduğu günlere dönme hasretiyle yanıyoruz.
Bu millet o günleri yaşadı, yine yaşayacaktır inşâAllah! Yoksa dünyâda Allah'ın hâlifesi olma husûsiyetiyle yaratılmış o potansiyel Hazret-i İnsana yazık olur, hafazanAllah!
Allah razı olsun kardeşim. :)
Şairliğim on iki yaşımda başladı. Bahanesi tuhaftır: Annem hastanedeydi. Ziyaretine gitmiştim.... beyaz yatak örtüsünde, siyah kaplı, küçük ve eski bir defter... bitişikte yatan veremli genç kızın şiirleri varmış defterde. Haberi veren annem, bir an gözlerimin içini tarayıp: Senin dedi; şair olmanı ne kadar isterdim! ....
- Necip Fazıl Kısakürek
İkna edilmişlerle yola çıkılmaz. Yola inanmışlarla çıkılır.
İkna edilenler yola çıktığında ikna edilirler.
- İsmet Özel
“Bilgisizliğin en kötüsü,
kendini bilmemektir.”
-İbni Sina
İbni sinayı imam Gazali tekfir eder.
Bakara ﴾120﴿
Sen onların dinlerine uymadıkça yahudiler de hıristiyanlar da senden asla memnun kalmayacaklardır. De ki: "Asıl doğru yol ancak Allah’ın yoludur." Eğer sana gelen ilimden sonra onların arzularına uyarsan, bilesin ki artık Allah sana ne dost ne de yardımcı olacaktır.
Düşünceler, sistemler, doktrinler eskir. Eskimeyen hakikattir!
| Sezai Karakoç
Yusuf Kaplan Hoca'nın en sevdiğim özelliği; az sözle çok şey ifade etmesi. 20 dakikalık bir konuşmasında 2 saatlik bir konuyu karşıya aktarabiliyor.
Duyma engelli kardeşlerimiz için altyazılı eklerseniz gerçekten çok mutlu oluruz ilke atın da üstte kalsın...
Reis çok iyi bi yorum
Duyma engelli diye ifade edersek daha guzel olur kardesim 😊😊
Çok haklı bir talep.. destekliyoruz❤
@@utku973 "cc" kısmında ki altyazı otomatik olduğundan yanlış kelimelerle dolu. Oradan takip edilemez.
@@ihsanduzgun8575 kulağın işitemiyor olması duymaya engel değildir. Saygılarımla belirtmek isterim.
"İnkar tutsaklık , inanç özgürlüktür." Sezai Karakoç
" Geceye yenilmeyen her insana ödül olarak bir sabah, bir gündüz ve bir güneş vardır. "
Sezai Karakoç
rabbim ahirzaman gecesine yen,lmeyenlerden eylesin
Nobel kim?! Müslüman özgüveni, Rabbimize güven. Helal olsun hocam
9 ay sonra bugun kıymetini bilemedik GÜZEL İNSAN ALLAH RAHMET EYLESİN İNŞALLAH
"Cesur ve onurlu diyecekler halbuki suskun ve kederliyim."
İsmet Özel
Allah razii olsun 💗💖💓ne boş insan mışım yahu yusuf hocami dinleyince anliyorum
Herkesin gönlüne hitab'ınız bizi mutlu ediyor..
Yorumlara bu iki büyük üstadın sözleriyle mısralarıyla doldursak ne güzel olur🌿
"Hepimiz gurbetteyiz. Kökü mâzide olmayan her insan memleketine ve başka memleketlere yabancıdır."
-Cemil Meriç
•Yürümeden yol sana revan olur mu?
Dünyanın Önemli İki Şairi:
1.İsmet Özel
2.Sezai Karakoç
14:15 Orhan Pamuğa verilen ödülün sebebi. Müthiş bir izahat olmuş.
Allahım hocammm sende Türkiye için bir değersin
Hakikatı hakkı haykıran
Bir değersin Rabbim
Sana sağlık sıhhat versin
Sayılarınızı artırsın 🤲💌🌹
Ah be Özel bir sen kaldın inşallah bu millet seni kaybetmeden değerini anlar..
“Şairin kanıyla imzalanmayan hicviyeler, asırların mahkemesinde imzasız bir mektup kadar itibarsızdır.”
- Cemil Meriç
“Bu Ülke” kitabından bir alıntı...
Sayfa 126...
"Kafa karışıklığı iyidir, insan bir kafası olduğunu anlar." İsmet Özel
Niçin ismet özel ve sezai karakoç bence çok abartıyosunuz şahısları insanların gözünde büyütüyorsunuz gibi geliyor
@@sehrikargal8558 bilmemek ayıp değil öğrenmemek ayıp :)
@@sehrikargal8558 Sezai Bey gercekten çok büyük bir şairdir. İsmet Özel bazı zikzaklar yaptı o yüzden ne isaya ne de Musaya yaranamadı. Yoksa Büyük şairdir
@@mustafagok4751bey İsmet Özel her zaman İsmet Özel olduğu için yaranamadı
Karışık kafa çalışmayan kafadan iyidir.
Belkide şu cümleniz her şeyi teşmil ediyor hocam: “Kültür inkarı kültür intiharıdır.”
yusuf hocam gerçekten çok güzel çıkarımlarınız var allah sizi ve sizin gibileri başımızdan eksik etmesin
Amin.
Allahu Teala razı olsun
Allah razı olsun.
Amin.
Bağımlılık yapıyor my mecra ve konukları 😍🌹
Sezai Karakoç
-İsmet Özel madem ki en iyi şairler onları da bu kanala davet edersiniz artık
Eminim düşünmüşlerdir ama çıkarlar mı acaba Sezai Karakoç kitaplarına tanıtım yapıp imza günü bile duzenlemiyor gelseler ne güzel olur bundan istifade ederiz ne mutlu olur bize...
@@meleksarioglan9118 o zaman beğenin üste çıksın belki görürler çünkü bu dönemde onların tavsiyelerine bir büyük olarak ihtiyacımız var
Sezai karakoç için serdar tuncer keşke gelse diye gelmediğini söyledi medyadan kaçınıyor ismet özelde umarım gelir bu iki üstadı burda görmek ne güzel olur
@@slovakyalisalyangoz İsmet Özel'in gelmesi Sezai Beyden bile daha güç maalesef...
Allah şifa olsun rahatsızlıkları vardı en son.
ALLAH RAZI OLSUN
İnkâr tutsaklık, inanç özgürlüktür.
"Her şeyin bir fiyatı vardır. Size huzur verdim diyenler bizden ne aldıklarını da söylesinler." İsmet Özel
Taşları yemek yasak
@@eminbayar5112 üç mesele kitabı, Erbain şiir kitabı ve Zor zamanda konuşmak kitabı
Çok güzeldi hocam
Allah razı olsun
Amin.
Dünyanın en büyük iki şairi;
-Sezai Karakoç
-İsmet Özel
😂
"Yaşayan" en büyük iki şairi
Yusuf Kaplan hocanın çalışma ve gayretini takdir etmekle birlikte, birkaç eleştiride bulunmak istiyorum..
1. Eğer İSMET ÖZEL ve SEZAİ KARAKOÇ için ölçümüz JÜRGEN HABERMAS ise, onun gözünde bu iki şair kendisini ifade edemeyen İKİ İNSAN!
İfade edebilmek başka, anlaşılamamak başka birşey.. Bu açıdan önce kendilerini ifade EDEMEYEN iki insan tanımını yapmakta. Ve bunun sonucu olarak anlaşılamayan iki insan!
2. Yusuf Hocanın da kendisini ifade edemediğini düşünüyorum! Böylece, kendini ifade edemeyen iki insanı, kendisini ifade edemeyen üçüncü bir İNSAN anlatmak istemekte... Ve bunların sonucu olarak yine, anlaşılamayan ÜÇ İNSAN neticesi çıkmaktadır!
3. Sahabe ifadesinin hoyrotça kullanılması! Bu aslında TASAVVUF disiplininden uzak olarak yapılan okumaların neticesi.. Dikkat edilirse SAHABE'ye benzeme meselesi ŞERİAT ölçüsünü zedelemek üzere kullanılmasa da, SAHABE ölçüsünü idrak ettirmek üzere de (en başta NEFSE ve sırasıyla TOPLUMA ve SİSTEME dönük) sorumluluğa dair RİSK alabilmenin en büyük meziyet olduğuna değinilmiyor/değinilemiyor! Bununla birlikte, Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in de aktardığı gibi; zamanın en büyük VELİSİ, SAHABE atının burnundaki toz kıymetinde değil! FAKAT SAHABEDEN sonra zamanın EN BÜYÜĞÜ!
Demek ki SAHABE ayrı, VELİ ayrı.. Sahabe, Velilik manasını da içinde barındırırken Velilik, Sahabeyi İDRAK etmek üzere o mana üzerinde yürüyüş! Sahabenin kendisi değil!
4. "Dünyanın en büyük yaşayan iki şairi" ifadesini, cesurca kullanılmış bir cümle olarak görüyorum.. Fakat bu cesaret, sorumluluktan kaynaklanmıyor! Çünkü Şiir; Manadan fikir damıtarak günün meselelerine müdahil olmak ve toplumun yükünü omuzlamaktır! Bu da, şiirden önce fikir sahibi olmayı gerekli kılmaktadır! Oysa ÖZEL yada KARAKOÇ olsun, FİKİR ADAMI hüviyetini elde edememiştir! Bunun en büyük delili, Büyük Doğu dergisinden ayrılarak kendilerine MAVERA diyen bu ekibe Üstad NFK, "Mavera iddiası MASİVA giriftarlarına yazıklar olsun!"(Rapor/4 syf:158) Şeklinde çıkıştığı yazıda kalitelerini ortaya koymuştur! Bu iki insan DERİN FİKİRDEN yana nasipsiz ve toplumun yükünden yana sorumsuz iken, Yusuf Kaplan hocanın gençlere, Fikrini İSBAT edememiş bu iki insanı AMBALAJLAYIP yeni birşeymiş gibi sunması en hafif tabirle FİKRİN AHLAKI yönünden ayıptır!(Habermas'ı bile delil alsak) Kendini ifade edemeyen bu iki insan, nasıl olacak da topluma yön verecek ve anlaşılır olacak?!
5. Buradan 100 kitap listesine de bir eleştirim olacak! İslam beldelerine FETİH gitmeden önce Ahi Teşkilatlarının manası taşınır ve AHLAK ön planda resmedilirdi. Bu ahlakın neticesi olarak KÜFFAR ruhen teslim olur ve İslam olurdu!
Bu açıdan bakıldığında ilk 100 eser, Karakoç'un kitabıyla başlamaktadır ki, Üstad'a göre bu insanlar MASİVA hükmündedir! Yani, boşa kaybedilen zaman! Bunun yerine belkide BAL'ı kavanozun üzerinden değil de, içinden tatmak gerekmektedir! Gölgenin gölgesi şeklinde bir teferruatla uğraşmak yerine, GÜNEŞ'in kendisinden ışık almak en kestirme, en kolay ve en sağlıklı yoldur. Bu açıdan Sultan-uş Şuara olarak kabul edilen Üstad'ın fikirleri CANLI-KANLI insan hükmündedir ki, nice canlılar bu hesaba göre ölü gibidir!
Eğer örnek vermek gerekirse, Ali Yakub Cenkçiler Hocaya göre Üstad; "Allah'ın, İslamı savunması için meydan yerine attığı ARSLAN'dır!" Herkes meşrebince beslenir ve iş görür...
@@mehmetalisahin8088 şiirlerini de bilerek söylüyor yusuf kaplan ki zaten şiirleri ortada okuyup bilen heures görür kalemlerinin sağlamlığını
@@mehmetalisahin8088 Bu bir yetki değil. Adam kanaatını söylüyor. Herkes bu konuda kanaatini söyleyebilir. Görüşüne katılıp katılmama konusunda serbestsin. Ama "bu konuda yetkiyi kimden aldı?" gibi saçma sözler söylenmez.
ÖNCÜLERİN ÖNCÜSÜ:
❤️✨SEZAİ KARAKOÇ✨❤️
Yusuf Hocam köşe yazılarınızı bir KİTAP haline getirir misiniz? Bütün yazılarını bir kitapta okumak çok güzel olur.
Harika bir istek
Maşallah Hocam her zaman izliyorum
Rabbim razı olsun hocamızdan ☝️🌿
Amin.
Sezai Karakoç ve İsmet Özel'den Allah razı olsun
Amin.
Hocam hem ağaç budadık hem sizi dinledik. Hem tefekkür ettik hem şükrettik. Bizi karşılaştıran Serdar bey kardeşim ve mymecra ekibinden Allah ebeden razı olsun.
Mehmet Akif de kendi zamanında anlaşılamamış.
İsmet Özel’i de anlamıyorlar.
Büyük Şairler kendi zamanlarının ötesinde bir etki bırakırlar.
Bilene ve anlayana selam olsun
Sezai Karakoç un hala hayatta olması sanki bir hayalmiş gibi geliyor. Bizim çağımızdan çok daha önce yaşamış o saflığı, temizliği ve hidayeti ile dervişane bir şairdir kendisi. Allah sağlık, sıhhat ve daha da uzun ömürler versin.
Sezai Karakoç: Zamanın sesi değil, ses'in zaman'ı
Deftersiz kalemsiz dinlenmez dikkat edelim
Kaleme değer hiç bir şey söylemiyor. Abartma, romantiklik yüzünden başımıza gelenlere bak. Abartma. Abartma az şeyler olmadı şırıngayla verip kusturana kadar.
@@rikkatli size göre hiç gelen bize dolu geliyor kapasitenizin yetmemesi bizim ile alakalı değildir.
Başlığı okur okumaz olması gerektiğini düşündüğüm ilk şair İsmet Özel oldu,hislerim beni yanıltmadı
Rabbim ilminize ve ömrünüze Bereket versin inşaAllah Sevgili Hocam selam ve dua ile
*HOCAM ALLAH RAZI OLSUN SİZDEN BİZİM ÇOK DEĞERLİLERİMİZE SAHİP ÇIKIP GENÇLERE AKTARDIĞINIZ İÇİN, NOBELE İHTİYAÇLARI YOKTUR ONLARIN KALPLERİMİZDE ALTIN HARFLERLE YAZILIDIR ZATI SIFATLARI ELHAMDÜLİLLAH* 🌹♥️🌹
Çok önemli konuları hatırlatıyor hocam Allah razı olsun
Amin.
Allah razı olsun hocam
Amin.
Allah razı olsun
My mecranin yıldızı sizsiniz gerçekten.Sizi çok seviyorum.
Cenabı hak muvaffak eylesin Aziz eylesin sizi bu yolda yoldaşlık yapabilmeyi şevkini versin
Ve bugün Sezai Karakoç hakka yürüdü...
Hocam seni çok seviyorum, Allah sizden anne babanızdan razı olsun.
Üstadım sizinle aynı zaman diliminde yaşamak bir ayrıcalıktır, iyiki varsınnız!
Allah razı olsun, yine çok güzel bir içerik olmuş dilinize, yüreğinize sağlık hocam. Teknik anlamda da video çok güzel olmuş elinize sağlık 👏
Hocam keşke herkes sizin bu isyaninizi duysa .iyiki varsınız.
Çıkaracağımız çok büyük dersler var
hoşca bak zâtına kim zübde-i âlemsin sen
merdüm-i dîde-i ekvân olan âdemsin sen
Türk Dili ve Edebiyatı mezunu birisi ve şiir aşığı birisi olarak kesinlikle katılıyorum.
Dünyanın yaşayan en büyük iki şairi:
1. İsmet Özel.
2. Sezai Karakoç.
Sezai Karakoç artık yok.Allah rahmet eylesin.
Allah yar ve yardımcımız olsun
Bir hukukçu olarak yusuf kaplanı izlemek mükemmel bir şey gerçekten...gurur duyuyorum hocam sizinle,helal olsun
Allah razı olsun 🤲
Mükemmel.. 💛
Dünyanın en büyük iki şairi Türkiye'de yaşamaktadır
Bildirim gelir gelmez buradayız👍🏻
7:16 Levhada “Dem Dichterpaar, Goethe und Schiller, das Vaterland” yazıyor. Çeviriyi yaparken cümle içindeki gizli soruları parantez içine alacağım, aksi taktirde çeviri anlaşılamaz= “Şair çiftine, (Kime?) Goethe ve Schiller(e), (kimden?) vatan(dan)”. “Siz iki şair dil kurarak bu toprakları bize vatan yaptınız, şimdi bu vatan size bu anıtı yapıyor” denmek isteniyor
Darısı inşallah benim gönül dostu insanlarımın vatanına
Selam olsun tüm şiir ve hakikat yolcusu dostlara
Ben bir ara İsmet ÖZEL’i ve Sezai KARAKOÇ’u vefat etmiş şu an yaşamıyorlar sanmıştım... O derece kimse onlarla ilgilenmiyor.
Hocam o kadar haklısınız ki😔
Harika adamlar!!!
Daha önce izlememe rağmen sırf bu kanala destek olabilmek için şuan videoyu tekrar açıp sesi kısık bir halde kendi işlerimle meşgulum..Bu gibi faydalı kanallara ihtiyacımız var..
Rasim özdenören de candır🌹
Eyvah kafayı yemedim ve sizde problem olmadığına göre....
Ya Maşallah nasıl güzel bir insansın ki tarizin bile bize hoş geliyor. Allah san ve talebelerine hayırlı uzun hizmet ömürleri versin Canım Hocam.
Fevkalade akıcı bir bölüm! Allah bu milletin çocuklarına, gençlerine sizden layıkıyla istifade edebilmeyi nasip etsin hocam..
Amin kardeşim.
Sezai Karakoç, geniş ufkuna ve edebi yönüne hayran kaldığım önemli bir üstadımız. Ülkemizde değerlerinin bilinmemesi çok üzücü bir durum...
Çok güzeldi.
İnsanın ruhunu besliyor.
Sezai Karakoç kalplerde ve zihinlerde yaşıyor ve yaşamaya devam edecek.
Yusuf Kaplan büyük bir değersin.
Orhan Pamuk Türkçesi dökülen bı adamdır.Muthissiniz hocam ağzınıza sağlık.İsmet Özeli anlayan birisi var çok şükür
İsmet özelin dünyasını kavramak için önce ‘Milli’ olmayı idrak etmek ve yaşamak gerekir..
Videonun tek başlığı şu: vay be!
Başlık çok dikkat çekici :) Tam izlenmelik
Sezai karakoç : zamanın sesi değil,
Ses'in 'zaman' ı
İmaj, zamanın sesidir sadece. Sembolse sesin zamanı.
İşte sezai karakoç, işte sembol....
Ufkum açıldı. Allah razı olsun
Yusuf Kaplan hoca bu nasil bir degerlendirme idi Sezai Karakoç hakkinda . Sozlerin icinde bir anlik boguldum zannetdim . Yusuf hocani gormeği çok isterdim .
Bu seri hiç bitmesin nolur. Emeği geçen herkesten Allah celle celaluhu razı olsun
Vakit Tamam Vaktidir, Vakit Devran Vaktidir, Vakit Efendimize Hizmet Vaktidir 🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
Hocam Allah sana ve senin gibilere bizim gibi muhtaçlar için ömür versin ki bizde size yetişebilelim. Allah sizden razı olsun.
Nobel"in Pamuk"u: “Kopuş”un Ödülünü
Orhan Pamuk''a verilen Nobel edebiyat ödülü, kafamızın ne kadar karışık olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi. Edebiyat, sanat, düşünce dünyasıyla ilişkileri son derece kifayetsiz, çoklukla gazetecilerden oluşan, kolaycı kimi insanlar, fena hâlde gaza gelerek, bu ödülün Türkiye''nin, Türk edebiyatının tanınmasında ne denli önemli olduğunu söylediler; Pamuk''u ve ödülü araçsallaştırarak göklere çıkardılar; kimi insanlar da, Orhan Pamuk''a türlü gerekçelerle lânetler yağdırdılar.
Orhan Pamuk''un kişiliğini, soyunu-sopunu; yaptığı siyasî açıklamaların ödüllendirildiğini; lobi faaliyetlerinin Nobel''le ödüllendirilmesinde etkili olduğunu konuşup durduk haftalarca, anlamsızca, boş yere.
Bunların hiç biri, bir insana, bir edebiyata, bir ülkeye dünyanın en saygın edebiyat ödülünün verilmesinin asıl gerekçesi olamaz. Olsa olsa ancak arızî gerekçeler olabilir. Ama arızî gerekçeler, aslâ aslî bir şeyi açıklayamaz/lar.
Nobel ödülü, rastgele verilen, arızî bir ödül değildir. Hele de “biz”e verilen ödülün, aslâ arızî, tesadüfen verilmiş bir ödül olmadığı, ödül töreni sırasında yapılan konuşmada çok açık bir şekilde açıklanmıştır: Nobel Ödülü sekreterinin, Pamuk''un Benim Adım Kırmızı başlıklı romanının gerçeklik algısından / dil''inden yola çıkarak, ödülün kime ve ne için verildiğini açıklaması bunun somut bir göstergesidir: Orhan Pamuk''un “minyatürlerde perspektif olmadığı gerçeğinin ürünü olan, insanın tanrısallaştırılmasına izin vermeyen ''ilâhî gerçeklik'' yerine, insanın tanrısallaştırılmasına giden yolu sonuna kadar açan ''dünyevî gerçeklik''i eksene alan bir perspektife sahip olduğu için bu ödül verilmiştir”, denildi bu açıklamada.
Bizim kendimizden geçerek coşkuyla karşıladığımız bu üçüncü sınıf oryantalist gerekçe, aslında bize yapılmış bir hakaretti; ama Orhan Pamuk''un Nobel konuşmasında dediği gibi “aşağılık kompleksi”mizden ötürü anlayamadık bile bunu.
Tanrı''nın değil de, insanın hayatın merkezine yerleştirilmesine yol açan seküler / dünyevî gerçeklik, yalnızca Orhan Pamuk''un romanlarında değil, Batılılaşan / sekülerleşen Türkiye''deki bütün edebiyat, sanat faaliyetlerinde de aynen karşımıza çıkar.
Bu nedenle, Nobel Akademisi, bu gerçekten yola çıkarak yalnızca Orhan Pamuk''u değil, Batılılaşan / sekülerleşen Türkiye''deki edebiyat, sanat ve kültür çalışmalarını, dolayısıyla Türkiye''nin Batılılaşma macerasını ödüllendirmiştir. Buna mukabil, (özgün diller geliştiren Latin Amerika, Çin, Afrika ve İran sineması ve edebiyatındakine benzer şekillerde) Türkiye''de de özgün / İslâmî diller; ifade, algılama, yaşama biçimleri geliştirme çabaları ise cezalandırılmış; bu ödülle bu tür girişimlerin önü tıkanmak istenmiştir.
Görüldüğü gibi yine sınıfta kaldık. Yine olup bitenin ne anlama geldiğini anlayamadık. Yine bu ülkenin entelijansiyası olmadığını bizzat kendimiz ispatladık. Yine devşirildik ve d/ev/i/rildik.
Bir Türk yazarının, dünyanın en saygın edebiyat ödülllerinden birini alması, elbette ki, çok sevindirici, gurur verici bir hâdisedir. Ancak eğer ödül, asimile olmuş, dilini yitirmiş, yaratıcı ruhunu kaybetmiş, ruh-kökü kazınmış bir edebiyata / ülkeye veriliyorsa, burada durup derin derin düşünmek gerekiyor.
Nobel edebiyat ödülüyle, kendi özgün bakış, algılama ve ifade biçimlerini yitirerek laikleşen, laikleşerek kendi kendini sömürgeleştiren, kendi kültür ve medeniyet dünyasına yabancılaşan laik Türkiye ödüllendirilmiştir. Türkiye''nin kendi kültür, sanat, düşünce ve medeniyet dinamiklerinden kopuş sürecidir ödüllendirilen.
Dolayısıyla, Sinan''dan, Yunus''tan, Itrî''den, İbn Arabî''den, Merâğî''den, Mevlânâ gibi ana damarlardan, gürül gürül akan nehirlerden, İslâm sanat, düşünce, kültür ve medeniyetinin ifade biçimlerinden, duyarlıklarından beslenen veya beslenebilecek olan bir edebiyat veya böyle bir edebiyat geliştirme çabası ve girişimleri ise cezalandırılmıştır. Meselenin özü budur.
Yorumlar harika
Teşekkürler
Ah hocam ne güzel anlatmışsınız yine