"Daha sert vur." Seokjin bir kez daha sert bir şekilde vurduğunda Jungkook yere yığılıp neredeyse bayılma raddesine geldiğinde Seokjin konuştu. "Tamam, daha fazlasını isteme yapmam." diyerek onu yerden kaldırıp koltuğa yatırdığında Jungkook nefes nefese mırıldandı. " *İğrenç birisin* dedi bana biliyor musun?" "Haklı." dediğinde Jungkook, Seokjin'e bakmıştı. "Hyung ben o çocuğa babalık bile yapamıyorum. Bok gibi hissediyorum. Gözümün önünde nasıl ağladı bir görsen. O an kendimi bir yerlerden atmak istedim." "Çok gençsin Jungkook. Öğrenecek çok şeyin var be oğlum." "Hyung..Bu gece az kalsın avukat kadınla buluşmaya gidecektim." "Ne? Hangi kadın? Ne diyorsun sen lan?" "Geçen yemekte ki kadın. İtlik yapacaktım ama son anda vazgeçip buraya geldim." dediğinde Seokjin bağırdı. "Kendine gel s*çmayayım ağzına. Lan o kızı bulmak için g*tümüzü yırtmadık mı biz şerefsiz. Ne bok yiyorsun sen kendi kendine." "Özür dilerim." "Özür dilemen kişi Areum, ben değilim gerizekalı. Şimdi gidip o kız neredeyse oğlunla birlikte alıp evine gidiyorsun ve yediğin boku düzeltiyorsun." "Hayatta gelmez. Abisine gitti ve gittiğim an Yoongi beni gebertir." "Of Jungkook." "Yarın sabah benimle gelsen? Bu gece rahat uyusunlar. Çocuk çok korktu." "Yine s*çtığım boku temizle hyung diyorsun yani. Onu da yaparım kardeşim sen de git kızlarla görüş tamam mı?" "Yapmadım hyung gitmedim." "Ya tamam yat zıbar şurada sinirimi bozma daha da." diyerek gittiğinde Jungkook acıyla dudağını tutarken gözlerini kapadı. •••••••••••• Jungkook, sabahın erken saatlerinde Seokjin'in sesi ile gözlerini açtığında mırıldandı. "Hyung?" "Kalk, Yoongi'nin evine gidiyoruz." "Saat kaç?" "7." "Bu saatte mi? Çok erken." "Yoongi ile konuştum. Areum ve Sohoo seni bekliyor." demesi ile Jungkook'un yattığı koltuktan fırladığında sordu. "Nasıl? Areum geri dönecek mi eve?" "Dönecek. Hadi çıkalım." "Nasıl? Ama dün çok kızdı bana." "Onun kalbi seninkinden daha yumuşak demek ki." diyerek Seokjin önden gittiğinde Jungkook da peşinden gitmişti. Birlikte arabaya binip Yoongi'nin evine doğru giderlerken Jungkook dikiz aynasında kendine bakarken mırıldandı. "Dudağım çok kötü halde hyung." "Daha kötüsünü yapmadığıma dua et." "Yapsan da sesim çıkmazdı." Seokjin, ona cevap vermediğinde Jungkook derin bir nefes almıştı. ••••••••••••••• Jungkook ve Seokjin, Yoongi'nin evine varıp içeri girdiklerinde koltukta Sohoo ile oturan Areum, Jungkook'a dahi bakmazken Yoongi sordu. "Kim dövdü seni?" sorusuyla Areum, Jungkook'a baktığında Jungkook cevap verdi. "Seokjin hyung." dediğinde Seokjin cevap verdi. "Yanlış anlaşılma olmasın, aklı başına gelsin diye yardım istedi benden." dediğinde Yoongi cevap verdi. "İyi yapmışsın yoksa benim elimden alamazdın bunu." dediğinde devam etti. "Birkaç dakika yalnız bırakalım da konuşsunlar. Sohoo gel oğlum." Sohoo, dayısının elini tutup Seokjin de dahil olmak üzere çıktıklarında Jungkook gidip Areum'un yanına oturmuştu. Areum, Jungkook'a bakmadan konuştu. "Sohoo için dönüyorum başka bir nedeni yok." "Her şeyi berbat ettim o kadar pişmanım ki. Dün gece gittim Seokjin hyung'a kendimi dövdürttüm." "İyi halt etmişsin." "Özür dilesem de yetmez biliyorum. Dün çok üzdüm seni." "Fazlasıyla." "Evimize dönelim her şeyi söz veriyorum iyi yapacağım." "Busan'a giderken de öyle olacaktı güya?" "Yapamadım işte tamam mazeretim yok. Sohoo üzülmesin yeter. Kendimi de geçtim ben artık. İyi bir baba olmak istiyorum." "Oğlumuz mutlu olsun yeter. Biz eskisi gibi olmasak da olur." dediğinde Jungkook'a bakmıştı. "Areum-ah..Seni hala seviyorum ama beceremiyorum artık." "Benim de buna gücüm kalmadı zaten. Yakında da Bay Kim'le boşanmış olurum zaten. Sohoo'yu nüfusuna al başka bir isteğim yok." "Alacağım tabi ki de. O benim oğlum." "Tamam, gidelim mi artık?" diyerek ayağa kalktığında Jungkook da kalkmıştı. Birlikte büyük salondan çıktıklarında Sohoo koşarak Areum'a sarıldığında kucağına almıştı. Evden çıkmadan önce Jungkook, Yoongi'ye baktı ve konuştu. "Bir daha böyle bir durum yaşanmayacak söz veriyorum Min." "Bunun sözünü kız kardeşime ver." dediğinde Seokjin, Areum ve Sohoo'yu arabaya götürürken Jungkook, başını *tamam* anlamında sallamıştı. Jungkook da evden çıktığında birlikte arabaya binmişlerdi. Seokjin, arabayı çalıştırdığında Jungkook, arka koltukta oturan Areum ve Sohoo'ya baktığında sordu. "Rahatsınız değil mi?" "Evet." "Tamam." Seokjin, Jungkook'un evine doğru sürerken yol boyu sessizlik devam etmişti. ••••••••••• Seokjin, herkesi eve bırakıp gitmeden önce Jungkook'un çekti ve fısıldadı. "Bu son Jungkook. Bir daha yaparsan uğraşmam seninle." "Bir daha olmayacak hyung söz veriyorum." "Umarım sözünü tutarsın. Şimdi git çocuğunla ilgilen." "Tamam hyung." diyerek içeri girdiğinde Areum konuştu. "Biz odaya çıkalım." "Kahvaltı yapalım hep birlikte." "Önce senin şu dudağını temizleyelim. Çok kötü görünüyor." "Ah..Hallederim ben." "Sohoo'yu Melin'e bırakıyorum." diyerek mutfağa doğru gittikten bir süre sonra gelmişti. Areum önde Jungkook arkasında lavaboya gittiklerinde Areum ilkyardım malzemelerini çıkardığında Jungkook'a döndü. "Seokjin seni iyi dövmüş." "Fazlasını yapmasını istedim ama yapmadı." "Ah.." diyen Areum derin bir nefes aldıktan sonra elindeki pamukla Jungkook'un dudağını temizlerken Jungkook da pür dikkat ona bakıyordu. Bir süre sonra Jungkook üzgün bir ses tonu ile konuştu. "Hala benim için uğraşıyorsun." "Oğlumun babası için uğraşıyorum." dediğinde elindeki pamuğu yenisiyle değiştirip devam etti. "Her şey Sohoo'yu düşündüğüm için. Seni bu şekilde görmesini daha fazla istemediğim için. Anlıyorsun değil mi?" "Areum..Sen çok iyi bir insansın ve ben seni hiçbir zaman hak etmedim. En başından beri. O gün..İlk tanıştığımız gün senin yanına gelerek hayatını mahvetmeye başladım." "Belki de ben çekmişimdir seni? Benimki çok düzgündü sanki?" dediğinde Jungkook cevap verdi. "Yine de belki daha mutluydun? Ben yokken?" "Doğru. Aşık olmamışken daha mutluydum. En azından beni çiçekler, kuşlar mutlu ediyordu ve üzmüyordu. Ama biliyor musun Jungkook? Seninle tanıştığım günden beri bir kez olsun şikayet etmedim ve pişman olmadım. Sen..Bilmiyorum bana çoğu zaman sert davransan da ben seni çok seviyordum. Seviyordum ki seninle bir şeyler yaşadım ve sonucunda Sohoo doğdu." dediğinde Areum, elindeki pamuğu çöpe atıp ellerini yıkamak için lavaboya dönmüştü. Jungkook duvara yaslandığında mırıldandı. "Biliyorum. Sen en başından beri temiz duygularla sevendin. Ben hiçbir zaman öyle olamadım." Areum, aynadan beri Jungkook'a baktıktan sonra ona döndü ve cevap verdi. "Bunu denemeni o kadar çok isterdim ki. Sorun değil artık. Beni sevmediğine ikna oldum ben." "Seni seviyorum Areum." "Sevmiyorsun Jungkook. Sadece sevdiğini sanıyorsun. Sevgi birbirini kırıp üzmek değil ki." "Biliyorum ama gerçekten seviyorum." "Sevdiğini düşünmüyorum. Sadece tüm sevgini Sohoo'ya versen ben inan çok mutlu olurum. O seni hep bekledi..benim gibi." "Sohoo benim canım, kanım. Tabi ki de ona sevgimi vereceğim." "Tamam, göster o zaman olur mu? Sadece söz de kalmasın bu sevgi." diyerek lavabodan çıktığında Jungkook, derin bir nefes alıp o da çıkmıştı. Areum'un ardından Jungkook da aşağı indiğinde birlikte hazır olan kahvaltı masasına oturmuşlardı. Sohoo, Areum'un kucağında otururken Jungkook sordu. "Sohoo, bugün seni parka götürmemi ister misin?" sorusu ile Sohoo başını *hayır* anlamında salladığında Areum'a bakmıştı. "Bugünlük evde dursun, sonra gidersiniz." "Pekala." Jungkook, kahvesinden bir yudum aldığında Sohoo, Areum'a fısıldayarak sordu. "Babam artık sana kızmayacak değil mi?" sorusunu Jungkook da duyduğunda konuştu. "Öyle bir şey olmayacak oğlum. Gel bakayım sen benim kucağıma." dediğinde Sohoo, annesine bakmıştı. Areum başıyla onayladığında Sohoo kalkıp babasının kucağına gitmişti. Yüzünde hemen kocaman gülümseme oluştuğunda Jungkook onu öptü ve konuşmaya başladı. "Büyüyünce babası gibi yakışıklı olacak benim oğlum." dediğinde Areum gülmüştü. Jungkook, sordu. "Ne yalan mı?" "Bilmem. Sohoo'ya sor sen onu." "Sohoo, baba yakışıklı mı?" "Evet." demesiyle Jungkook, Sohoo'ya sıkıca sarıldığında Areum tebessüm etmişti. Hep birlikte keyifli bir kahvaltıya başladıklarında Areum ve Jungkook, ciddi anlamda bir şeyleri düzeltmek için birbirlerine son şanslarını vermişlerdi bile. Devamı Gelecek
Yine o kadına gidecektir hemen sevinmeyelim kıza buluşmayalım bi ailem var bile diyemedi üstelik kızın mesajına gülümsemesi falan bence areum için en iyis Taehyungdu
Ahh Jungkook efendi bu son şansını iyi değerlendirsin, o avukat kadının numarasını vs silip engellesin falan hiçbir bağlantısı kalmasın.. Sonlarını mutlu görmek istiyorum artık..
Bi an avukat kıza gidecek diye çok korktum yani birbirlerini sevmiyo olabilirler ama en azından sohoo için biraz beklemeleri gerek. Ve ben ikisinin düzeleceğine pek inanmıyorum en fazla arkadaş kalacaklar hepsi bu...
Son şanslarını vermişler birbirlerine Eee düzeltin bacım neyi bekliyorsunuz aranız yeniden bozulsun mu? Ellerine sağlık güzel ilerliyor ama umarım mutlu sonla biter bi aksilik çıkmaz inşallah 😊❤
"Daha sert vur." Seokjin bir kez daha sert bir şekilde vurduğunda Jungkook yere yığılıp neredeyse bayılma raddesine geldiğinde Seokjin konuştu.
"Tamam, daha fazlasını isteme yapmam." diyerek onu yerden kaldırıp koltuğa yatırdığında Jungkook nefes nefese mırıldandı.
" *İğrenç birisin* dedi bana biliyor musun?"
"Haklı." dediğinde Jungkook, Seokjin'e bakmıştı.
"Hyung ben o çocuğa babalık bile yapamıyorum. Bok gibi hissediyorum. Gözümün önünde nasıl ağladı bir görsen. O an kendimi bir yerlerden atmak istedim."
"Çok gençsin Jungkook. Öğrenecek çok şeyin var be oğlum."
"Hyung..Bu gece az kalsın avukat kadınla buluşmaya gidecektim."
"Ne? Hangi kadın? Ne diyorsun sen lan?"
"Geçen yemekte ki kadın. İtlik yapacaktım ama son anda vazgeçip buraya geldim." dediğinde Seokjin bağırdı.
"Kendine gel s*çmayayım ağzına. Lan o kızı bulmak için g*tümüzü yırtmadık mı biz şerefsiz. Ne bok yiyorsun sen kendi kendine."
"Özür dilerim."
"Özür dilemen kişi Areum, ben değilim gerizekalı. Şimdi gidip o kız neredeyse oğlunla birlikte alıp evine gidiyorsun ve yediğin boku düzeltiyorsun."
"Hayatta gelmez. Abisine gitti ve gittiğim an Yoongi beni gebertir."
"Of Jungkook."
"Yarın sabah benimle gelsen? Bu gece rahat uyusunlar. Çocuk çok korktu."
"Yine s*çtığım boku temizle hyung diyorsun yani. Onu da yaparım kardeşim sen de git kızlarla görüş tamam mı?"
"Yapmadım hyung gitmedim."
"Ya tamam yat zıbar şurada sinirimi bozma daha da." diyerek gittiğinde Jungkook acıyla dudağını tutarken gözlerini kapadı.
••••••••••••
Jungkook, sabahın erken saatlerinde Seokjin'in sesi ile gözlerini açtığında mırıldandı.
"Hyung?"
"Kalk, Yoongi'nin evine gidiyoruz."
"Saat kaç?"
"7."
"Bu saatte mi? Çok erken."
"Yoongi ile konuştum. Areum ve Sohoo seni bekliyor." demesi ile Jungkook'un yattığı koltuktan fırladığında sordu.
"Nasıl? Areum geri dönecek mi eve?"
"Dönecek. Hadi çıkalım."
"Nasıl? Ama dün çok kızdı bana."
"Onun kalbi seninkinden daha yumuşak demek ki." diyerek Seokjin önden gittiğinde Jungkook da peşinden gitmişti. Birlikte arabaya binip Yoongi'nin evine doğru giderlerken Jungkook dikiz aynasında kendine bakarken mırıldandı.
"Dudağım çok kötü halde hyung."
"Daha kötüsünü yapmadığıma dua et."
"Yapsan da sesim çıkmazdı." Seokjin, ona cevap vermediğinde Jungkook derin bir nefes almıştı.
•••••••••••••••
Jungkook ve Seokjin, Yoongi'nin evine varıp içeri girdiklerinde koltukta Sohoo ile oturan Areum, Jungkook'a dahi bakmazken Yoongi sordu.
"Kim dövdü seni?" sorusuyla Areum, Jungkook'a baktığında Jungkook cevap verdi.
"Seokjin hyung." dediğinde Seokjin cevap verdi.
"Yanlış anlaşılma olmasın, aklı başına gelsin diye yardım istedi benden." dediğinde Yoongi cevap verdi.
"İyi yapmışsın yoksa benim elimden alamazdın bunu." dediğinde devam etti.
"Birkaç dakika yalnız bırakalım da konuşsunlar. Sohoo gel oğlum." Sohoo, dayısının elini tutup Seokjin de dahil olmak üzere çıktıklarında Jungkook gidip Areum'un yanına oturmuştu. Areum, Jungkook'a bakmadan konuştu.
"Sohoo için dönüyorum başka bir nedeni yok."
"Her şeyi berbat ettim o kadar pişmanım ki. Dün gece gittim Seokjin hyung'a kendimi dövdürttüm."
"İyi halt etmişsin."
"Özür dilesem de yetmez biliyorum. Dün çok üzdüm seni."
"Fazlasıyla."
"Evimize dönelim her şeyi söz veriyorum iyi yapacağım."
"Busan'a giderken de öyle olacaktı güya?"
"Yapamadım işte tamam mazeretim yok. Sohoo üzülmesin yeter. Kendimi de geçtim ben artık. İyi bir baba olmak istiyorum."
"Oğlumuz mutlu olsun yeter. Biz eskisi gibi olmasak da olur." dediğinde Jungkook'a bakmıştı.
"Areum-ah..Seni hala seviyorum ama beceremiyorum artık."
"Benim de buna gücüm kalmadı zaten. Yakında da Bay Kim'le boşanmış olurum zaten. Sohoo'yu nüfusuna al başka bir isteğim yok."
"Alacağım tabi ki de. O benim oğlum."
"Tamam, gidelim mi artık?" diyerek ayağa kalktığında Jungkook da kalkmıştı. Birlikte büyük salondan çıktıklarında Sohoo koşarak Areum'a sarıldığında kucağına almıştı. Evden çıkmadan önce Jungkook, Yoongi'ye baktı ve konuştu.
"Bir daha böyle bir durum yaşanmayacak söz veriyorum Min."
"Bunun sözünü kız kardeşime ver." dediğinde Seokjin, Areum ve Sohoo'yu arabaya götürürken Jungkook, başını *tamam* anlamında sallamıştı. Jungkook da evden çıktığında birlikte arabaya binmişlerdi. Seokjin, arabayı çalıştırdığında Jungkook, arka koltukta oturan Areum ve Sohoo'ya baktığında sordu.
"Rahatsınız değil mi?"
"Evet."
"Tamam." Seokjin, Jungkook'un evine doğru sürerken yol boyu sessizlik devam etmişti.
•••••••••••
Seokjin, herkesi eve bırakıp gitmeden önce Jungkook'un çekti ve fısıldadı.
"Bu son Jungkook. Bir daha yaparsan uğraşmam seninle."
"Bir daha olmayacak hyung söz veriyorum."
"Umarım sözünü tutarsın. Şimdi git çocuğunla ilgilen."
"Tamam hyung." diyerek içeri girdiğinde Areum konuştu.
"Biz odaya çıkalım."
"Kahvaltı yapalım hep birlikte."
"Önce senin şu dudağını temizleyelim. Çok kötü görünüyor."
"Ah..Hallederim ben."
"Sohoo'yu Melin'e bırakıyorum." diyerek mutfağa doğru gittikten bir süre sonra gelmişti. Areum önde Jungkook arkasında lavaboya gittiklerinde Areum ilkyardım malzemelerini çıkardığında Jungkook'a döndü.
"Seokjin seni iyi dövmüş."
"Fazlasını yapmasını istedim ama yapmadı."
"Ah.." diyen Areum derin bir nefes aldıktan sonra elindeki pamukla Jungkook'un dudağını temizlerken Jungkook da pür dikkat ona bakıyordu. Bir süre sonra Jungkook üzgün bir ses tonu ile konuştu.
"Hala benim için uğraşıyorsun."
"Oğlumun babası için uğraşıyorum." dediğinde elindeki pamuğu yenisiyle değiştirip devam etti.
"Her şey Sohoo'yu düşündüğüm için. Seni bu şekilde görmesini daha fazla istemediğim için. Anlıyorsun değil mi?"
"Areum..Sen çok iyi bir insansın ve ben seni hiçbir zaman hak etmedim. En başından beri. O gün..İlk tanıştığımız gün senin yanına gelerek hayatını mahvetmeye başladım."
"Belki de ben çekmişimdir seni? Benimki çok düzgündü sanki?" dediğinde Jungkook cevap verdi.
"Yine de belki daha mutluydun? Ben yokken?"
"Doğru. Aşık olmamışken daha mutluydum. En azından beni çiçekler, kuşlar mutlu ediyordu ve üzmüyordu. Ama biliyor musun Jungkook? Seninle tanıştığım günden beri bir kez olsun şikayet etmedim ve pişman olmadım. Sen..Bilmiyorum bana çoğu zaman sert davransan da ben seni çok seviyordum. Seviyordum ki seninle bir şeyler yaşadım ve sonucunda Sohoo doğdu." dediğinde Areum, elindeki pamuğu çöpe atıp ellerini yıkamak için lavaboya dönmüştü. Jungkook duvara yaslandığında mırıldandı.
"Biliyorum. Sen en başından beri temiz duygularla sevendin. Ben hiçbir zaman öyle olamadım." Areum, aynadan beri Jungkook'a baktıktan sonra ona döndü ve cevap verdi.
"Bunu denemeni o kadar çok isterdim ki. Sorun değil artık. Beni sevmediğine ikna oldum ben."
"Seni seviyorum Areum."
"Sevmiyorsun Jungkook. Sadece sevdiğini sanıyorsun. Sevgi birbirini kırıp üzmek değil ki."
"Biliyorum ama gerçekten seviyorum."
"Sevdiğini düşünmüyorum. Sadece tüm sevgini Sohoo'ya versen ben inan çok mutlu olurum. O seni hep bekledi..benim gibi."
"Sohoo benim canım, kanım. Tabi ki de ona sevgimi vereceğim."
"Tamam, göster o zaman olur mu? Sadece söz de kalmasın bu sevgi." diyerek lavabodan çıktığında Jungkook, derin bir nefes alıp o da çıkmıştı.
Areum'un ardından Jungkook da aşağı indiğinde birlikte hazır olan kahvaltı masasına oturmuşlardı. Sohoo, Areum'un kucağında otururken Jungkook sordu.
"Sohoo, bugün seni parka götürmemi ister misin?" sorusu ile Sohoo başını *hayır* anlamında salladığında Areum'a bakmıştı.
"Bugünlük evde dursun, sonra gidersiniz."
"Pekala." Jungkook, kahvesinden bir yudum aldığında Sohoo, Areum'a fısıldayarak sordu.
"Babam artık sana kızmayacak değil mi?" sorusunu Jungkook da duyduğunda konuştu.
"Öyle bir şey olmayacak oğlum. Gel bakayım sen benim kucağıma." dediğinde Sohoo, annesine bakmıştı. Areum başıyla onayladığında Sohoo kalkıp babasının kucağına gitmişti. Yüzünde hemen kocaman gülümseme oluştuğunda Jungkook onu öptü ve konuşmaya başladı.
"Büyüyünce babası gibi yakışıklı olacak benim oğlum." dediğinde Areum gülmüştü. Jungkook, sordu.
"Ne yalan mı?"
"Bilmem. Sohoo'ya sor sen onu."
"Sohoo, baba yakışıklı mı?"
"Evet." demesiyle Jungkook, Sohoo'ya sıkıca sarıldığında Areum tebessüm etmişti.
Hep birlikte keyifli bir kahvaltıya başladıklarında Areum ve Jungkook, ciddi anlamda bir şeyleri düzeltmek için birbirlerine son şanslarını vermişlerdi bile.
Devamı Gelecek
Bi an Jungkook Lara ile aldatıcak zannettim ters köşe oldum orası çok iyiydi vee Jungkook surekli boyle diyip diyip kırıyor umarım yine oyle olmaz
Yine o kadına gidecektir hemen sevinmeyelim kıza buluşmayalım bi ailem var bile diyemedi üstelik kızın mesajına gülümsemesi falan bence areum için en iyis Taehyungdu
@@senoritasiya haklısın
Ahh Jungkook efendi bu son şansını iyi değerlendirsin, o avukat kadının numarasını vs silip engellesin falan hiçbir bağlantısı kalmasın.. Sonlarını mutlu görmek istiyorum artık..
Bi an avukat kıza gidecek diye çok korktum yani birbirlerini sevmiyo olabilirler ama en azından sohoo için biraz beklemeleri gerek. Ve ben ikisinin düzeleceğine pek inanmıyorum en fazla arkadaş kalacaklar hepsi bu...
Kanalda pusuya yattım resmen.. Yeni bölüm ha geldi ha gelecek diye😂🎉
İlk ❤❤
tamam simdi mutlu sonlu bi final bekliyoruz ASDFGSHJDKLOCIUDYGSBN
Son şanslarını vermişler birbirlerine Eee düzeltin bacım neyi bekliyorsunuz aranız yeniden bozulsun mu? Ellerine sağlık güzel ilerliyor ama umarım mutlu sonla biter bi aksilik çıkmaz inşallah 😊❤