Allah'ım razı olsun,risalelerin bu asrın tefsiri olduğunu anlatımınızla daha iyi anlıyor ve üstadımızında bu eserlerin çıkmasına tam layık bir zat olduğunu hayatıyla ortaya koymuştur, ve nazarları hep risalelere çekmiştir,derslerin devamını hasretle bekliyoruz....
Mükemmel bir anlatım namaz kılmaya gideceğim bir türlü videoyu kapatamıyorum biraz durdurup hemen geleceğim Allah razı olsun hemen abone oluyorum Bundan sonra inşallah takip ederiz
Hasan abi ve sizin paylaşımlarınızdan çok istifade ediyoruz, Allah razı olsun.Tecelli, tazahür, cilve, nakış, esma, sıfat, şuunat kavramlarına dair ders eklenebilir mi, şimdiden teşekkürler..
O cemaat; telsiz âletlerin âhizeleri hükmünde, bütün dünyaya ders işittirmek istemek işareti ve hakikati ise inşâallah tamamıyla sonra çıkacak. Risale-i Nur - Mektubat(393)
Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten-lil-âlemîn Zât'ın (A.S.M.) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir. Kastamonu - 75 Vâcibü'l-Vücud olan Allah tüm kayıtlardan münezzeh ise; biz Allah'ın rahmetine, merhametine kayıt koyduğumuz için mi rahmetin derecesinden aşmış oluruz?
ENE insana verilmiş her küçük hareketi bile sonsuz dalgalar oluşturuyor..emaneti yüklenmiş sin her yaptığımız sonsuz bir iz bırakıyor .halife demek ene ile onu n yerine tasarruf ediyorsun...dağların korktuğu emanet ne kadar rahat uyuyabiliyoruz ..
mir'at olur, fakat mikyasolamaz. Bu meselelerden tebarüz ettiği vecihle, Cenâb-ı Hakkın mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın Onun şuunatına mikyas yapılması, en büyük cehalet vehamakattir. Çünkü aralarındaki fark, yerden göğe kadardır.
Cenâb-ı Hakkın mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın Onun şuunatına mikyas yapılması, en büyük cehalet vehamakattir. Çünkü aralarındaki fark, yerden göğe kadardır.
Kardesim yorum yaparken risale i.nurun bütünü nazara alarak yapalim.yoksa nakis kalir Cenabi hakkin azametine mikyas, ancak mecmu' âsârıdır Risale-i Nur - İşârât-ül İ'caz(157) Desen ki Baska yerlerde degisik ifadeler kullanmasi makam itibari ile o konuyla alakalidir.
@@nokta-inazar5713 azametine diyor vücübüna demiyor paylaştığınız yer. Başka yerlerdede isimlerine sıfatlarına şuun şenlerine kıyasla deniyor vücübüna ise yukardaki gibi kıyasla olmayacağı deniyor anladım kardeşim. Tabi cücün anlatıldığı yerlerde üstad reşhasından diyor delil bürhan diyor vücübda kıyas değilde ilmi delil kullanıyor sanki. Tabi çok bilen değilim. Lemaatte sözlerde 14 lemada galiba birde paylaştığım işaratül icazda kıyas olmayacağına dair yerler gördüğümden yazdım o konularda bu çalışmaları yapan sizler İNŞAALLAH aydınlatırsınız.
@@mustafaesmeroglu576 Allah'ın sun'una, ef'aline, kelâmına, temsilâtına, üslûblarına; inayet ve rububiyetini mülahaza etmekle beraber Allah'ın canibinden bakmak lâzımdır. Bu bakış da ancak nur-u imanla olur. Bu itibarla vehimler olsa bile, ancak örümcek ağının kıymet ve kuvvetinde olur. Risale-i Nur - İşârât-ül İ'caz(162)
@@nokta-inazar5713 Beşerin zihni ve fikri, Cenab-ı Hakkın azametine bir mikyas, kemalatına bir mizan, evsafının muhakemesine bir vasıta bulmak vüs'atinde değildir; ancak cemi' masnuatından ve mecmu-u asarından ve bütün ef'alinden tahassul ve tecelli eden bir vecihle bakılabilir. Evet, zerre mir'at olur, fakat mikyas olamaz. Bu meselelerden tebarüz ettiği vecihle, Cenab-ı Hakkın mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın Onun şuunatına mikyas yapılması, en büyük cehalet ve hamakattir. Çünkü aralarındaki fark, yerden göğe kadardır. Evet, vacibi mümkine kıyas etmekten, pek garip ve gülünç şeyler çıkar." "Mesela, ehl-i tabiat, o aldatıcı kıyas ile, tesir-i hakikiyi, esbaba; Ehl-i İ'tizal, halk-ı ef'ali, abde; Mecusiler, şerri, ikinci bir halıka isnad etmeye mecbur olmuşlardır. Güya zuumlarınca Cenab-ı Hak, azamet-i kibriya ve tenezzühü dolayısıyla, bu gibi hasis ve çirkin şeylere tenezzül etmez! Demek, akılları vehimlerine esir olanlar, bu gibi gülünç şeyleri doğururlar." İtikadı sapmaları anlatıyor itizal cebriye sonra mecusi tabiatçılar vb.
Allah'ım razı olsun,risalelerin bu asrın tefsiri olduğunu anlatımınızla daha iyi anlıyor ve üstadımızında bu eserlerin çıkmasına tam layık bir zat olduğunu hayatıyla ortaya koymuştur, ve nazarları hep risalelere çekmiştir,derslerin devamını hasretle bekliyoruz....
Allah cc ömrünüze bereket versin ...emegi geçen herkezden Allah cc ebeden razı olsun .
MAŞAALLAH, murat bey, seninle bize bu sohbet-i ileten rabime hamd ederim
maşaallah ders çok güzel olmuş.Allah ebeden razı olsun biz derse gelemiyoruz ama ders bize geliyor elhamdülillah
Amin
Mükemmel bir anlatım namaz kılmaya gideceğim bir türlü videoyu kapatamıyorum biraz durdurup hemen geleceğim Allah razı olsun hemen abone oluyorum Bundan sonra inşallah takip ederiz
Allah'ın Zatı alakalı dersleri çok seviyorum ve çok muhteşem bir ders olmuş.
Teşekkürler hocam Allah razı olsun
Masallah!
La ilahe illallah Allah Razi olsun
MAŞAALLAH
Hasan abi ve sizin paylaşımlarınızdan çok istifade ediyoruz, Allah razı olsun.Tecelli, tazahür, cilve, nakış, esma, sıfat, şuunat kavramlarına dair ders eklenebilir mi, şimdiden teşekkürler..
Bu konuyu Üstad Sözler kitabında Yirmibeşinci Pencere'de halletmiş
O cemaat; telsiz âletlerin âhizeleri hükmünde, bütün dünyaya ders işittirmek istemek işareti ve hakikati ise inşâallah tamamıyla sonra çıkacak.
Risale-i Nur - Mektubat(393)
Şefkat-i insaniye, merhamet-i Rabbaniyenin bir cilvesi olduğundan; elbette rahmetin derecesinden aşmamak ve Rahmeten-lil-âlemîn Zât'ın (A.S.M.) mertebe-i şefkatinden taşmamak gerektir.
Kastamonu - 75
Vâcibü'l-Vücud olan Allah tüm kayıtlardan münezzeh ise; biz Allah'ın rahmetine, merhametine kayıt koyduğumuz için mi rahmetin derecesinden aşmış oluruz?
Abi hayırdır artık ders yüklemiyorsunuz
Yeni ders Yok mu murat abi
ENE insana verilmiş her küçük hareketi bile sonsuz dalgalar oluşturuyor..emaneti yüklenmiş sin her yaptığımız sonsuz bir iz bırakıyor .halife demek ene ile onu n yerine tasarruf ediyorsun...dağların korktuğu emanet ne kadar rahat uyuyabiliyoruz ..
mir'at olur, fakat mikyasolamaz.
Bu meselelerden tebarüz ettiği vecihle, Cenâb-ı Hakkın mümkinata kıyas edilmesi ve
mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın Onun şuunatına mikyas yapılması, en büyük cehalet vehamakattir. Çünkü aralarındaki fark, yerden göğe kadardır.
Cenâb-ı Hakkın mümkinata kıyas edilmesi ve
mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın Onun şuunatına mikyas yapılması, en büyük cehalet vehamakattir. Çünkü aralarındaki fark, yerden göğe kadardır.
Kardesim yorum yaparken risale i.nurun bütünü nazara alarak yapalim.yoksa nakis kalir
Cenabi hakkin azametine mikyas, ancak mecmu' âsârıdır
Risale-i Nur - İşârât-ül İ'caz(157)
Desen ki Baska yerlerde degisik ifadeler kullanmasi makam itibari ile o konuyla alakalidir.
@@nokta-inazar5713 azametine diyor vücübüna demiyor paylaştığınız yer. Başka yerlerdede isimlerine sıfatlarına şuun şenlerine kıyasla deniyor vücübüna ise yukardaki gibi kıyasla olmayacağı deniyor anladım kardeşim. Tabi cücün anlatıldığı yerlerde üstad reşhasından diyor delil bürhan diyor vücübda kıyas değilde ilmi delil kullanıyor sanki. Tabi çok bilen değilim.
Lemaatte sözlerde 14 lemada galiba birde paylaştığım işaratül icazda kıyas olmayacağına dair yerler gördüğümden yazdım o konularda bu çalışmaları yapan sizler İNŞAALLAH aydınlatırsınız.
@@mustafaesmeroglu576
Allah'ın sun'una, ef'aline, kelâmına, temsilâtına, üslûblarına; inayet ve rububiyetini mülahaza etmekle beraber Allah'ın canibinden bakmak lâzımdır. Bu bakış da ancak nur-u imanla olur. Bu itibarla vehimler olsa bile, ancak örümcek ağının kıymet ve kuvvetinde olur.
Risale-i Nur - İşârât-ül İ'caz(162)
@@nokta-inazar5713 o konuyu anlarken anlatırken ölçüler onlara göre anlamak anlatmak lazım galiba
@@nokta-inazar5713 Beşerin zihni ve fikri, Cenab-ı Hakkın azametine bir mikyas, kemalatına bir mizan, evsafının muhakemesine bir vasıta bulmak vüs'atinde değildir; ancak cemi' masnuatından ve mecmu-u asarından ve bütün ef'alinden tahassul ve tecelli eden bir vecihle bakılabilir. Evet, zerre mir'at olur, fakat mikyas olamaz. Bu meselelerden tebarüz ettiği vecihle, Cenab-ı Hakkın mümkinata kıyas edilmesi ve mümkinatın Onun şuunatına mikyas yapılması, en büyük cehalet ve hamakattir. Çünkü aralarındaki fark, yerden göğe kadardır. Evet, vacibi mümkine kıyas etmekten, pek garip ve gülünç şeyler çıkar."
"Mesela, ehl-i tabiat, o aldatıcı kıyas ile, tesir-i hakikiyi, esbaba; Ehl-i İ'tizal, halk-ı ef'ali, abde; Mecusiler, şerri, ikinci bir halıka isnad etmeye mecbur olmuşlardır. Güya zuumlarınca Cenab-ı Hak, azamet-i kibriya ve tenezzühü dolayısıyla, bu gibi hasis ve çirkin şeylere tenezzül etmez! Demek, akılları vehimlerine esir olanlar, bu gibi gülünç şeyleri doğururlar."
İtikadı sapmaları anlatıyor itizal cebriye sonra mecusi tabiatçılar vb.