İmamın biri fatihayı bir ayet eksik okusun bizde karışan cemaate diyelim ki sen karışma o imam.. Ahmet Hocaya itirazınız bu manaya denktir cahillik etmeyin
Hazreti Ebubekir radıyallahu anha böyle ithamda bulunan bir adam muteber olur mu? Zira bütün peygamberlerden sonra en üstün zata(Hazreti Ebubekir) bunlar söylenecek söz mü? El insaf diyorum sana yorum yapan kişi.
Hindistan'ın büyük alimlerinden allâme Muhammed Abdurrahman Silhetî, 1882 senesinde basılan kitabında şöyle diyor: İbni Teymiyye, Vehhabîlerin büyüğü ve öncüsüdür. O şeyh-ül-islam değil, bid'at ve âsâm, yani sapıklık ve günahlar şeyhidir, önderidir. Vehhabîlerin bozuk itikadlarından ilk konuşan odur. Ve aslında, bu bozuk, sapık fırkayı ortaya çıkaran odur. Zamanından Sultan ikinci Mahmud Han zamanına kadar, zikri ve akideleri gizli kaldı. Sultan ikinci Mahmud Han zamanında, Yemen tarafından [Necd'den] Muhammed bin Abdülvehhab isminde biri zuhur etti. İbni Teymiyye'nin ölümü ile yok olan, üzeri örtülen ve İslam memleketlerinde eli kolu bağlı olan bozuk itikadları körükleyip ortaya çıkardı. Yeni bir din yolu tuttu. Ehl-i sünnet vel-Cema'at mezhebine uymayan bir bid'at kampı teşkil etti. (Seyf'ül Ebrar, s.26) Hindistanlı Ehl-i sünnet alimlerinden Mevlana Muhammed Fadlurresul 1849 senesinde telif ettiği eserinde şöyle diyor: Biliniz ki bu İbni Teymiyye bed mezheb [yolu kötü], nefsine mağlup, Ehl-i sünnetten hariç bir kimsedir. Allahü teala için cihet [yön] söylenir dedi. İmam-ı Sübkî ona reddiye yazdı. Tabakat-ı Sübkî'de bunlar anlatılmaktadır. Sonradan çıkan bu fırkanın [Vehhabilerin] onunla çok uygunlukları ve ilgileri vardır. (Tashih'ül Mesail, s.44)
Büyük âlim İbni Hacer-i Mekkî Fetâvel-hadîsiyye kitabında diyor ki: "Allahü teâlâ, İbni Teymiyyeyi dalâlete, felakete düşürdü. Gözlerini kör, kulaklarını sağır etdi. Birçok alim, bunun işlerinin bozuk, sözlerinin yalan olduğunu bildirmişler ve vesikalarla ispat etmişlerdir. Büyük İslam alimi Ebül Hasen-il-Sübkinin ve oğlu Tacüddin-i Sübkinin ve İmam-ül’iz bin-cema’anın kitaplarını okuyanlar ve onun zamanında bulunan Şafi’î, Malikî ve Hanefî alimlerinin, kendisine karşı sözlerini ve yazılarını inceliyenler, sözümüzün doğruluğunu iyi anlar."
Komiğime giden hayat-ı boyunda ibn Teymiyye nin bir eserini okumamış yozlar bunu söylüyor. Ibn Hacer el-Mekki'ye atılan bir iftiradır bu! O diğer eşşeğin biri de kendince ters düştüğü için eleştiriyor. Sen de bunu delil kabul ediyorsun.
Tefsirci Ibn Kesir. Siyer-Fıkih-Akaid ve Zühd sahibi, Ibn Kayyim, İlim Deryası Imam Zehebi, Fıkıh sultanı İbn Receb el-Hanbeli'yi yetiştirmiş âlime, ilimsiz ve beş para etmez insanlardan delil almak zavallılıktır
İslam Önderleri Tarihi 2 adli eserde İbn Teymiyye'yi kendin oku derim. İbnu Abdilhadi, İbnu Teymiyye hakkında şöyle der: "Rabbani bir imam, ümmetin müftüsü, ilim denizi, hafızların seyyidi, asrının eşsiz bir âlimi. Şeyhu'l-İslâm, Kur'an'ın tercümanı, zahidlerin önderi, abidler içinde sessiz, bid'atçıların düşmanı ve müçtehid imamların sonuncusu." Hafız Zemlekani: "Beşyüz seneden beri hıfzı ondan daha kuvvetli olan görülmemiştir." Hafız el-Mizzi: "İbnu Teymiyye'den daha iyi Kur'an'ı ve sünneti bilen ve en güzel şekilde onların yolundan giden görmedim." Hafız Berzali: "O kendisine toz kondurulmaması gereken içtihad seviyesine ulaşmış ve müçtehidliğin şartlarını kendisinde toplamış bir imamdır." İbn Hacer el-Askalânî: "O bir beşerdir hata da eder isabet de. İsabet ettiği konular daha fazladır, onlardan istifade etmek gerekir. Bu isabet ettiklerinden dolayı Allah'ın merhametine kavuşacağı ümit edilir. Hata ettiği yerlerde taklit edilmez, ancak mazurdur. Çünkü onun dönemindeki âlimler onun içtihad şartlarına sahip olduğunu kabul etmişlerdir. İmam Zehebi: "İbnu Teymiyye sahabe ve tabiinin mezhep ve görüşlerini çok iyi bilirdi. Bir meseleyi anlattığında o konuda dört mezhebin görüşlerini de bildirirdi. Ancak belirli bazı konularda onlara muhalefet etmiş ve bu konularda da kitap ve sünnetten delil getirmiştir." Yine Zehebi'nin bir başka sözü: "Onun cesareti darb-ı mesel olmuştur. O bu cesaretiyle büyük kahramanlara benzerdi." (İmam Zehebi de Askalani gibi hadis ilminin en büyük âlimlerindendir. Zehebi'nin bu sözlerin dışında da İbnu Teymiyye'yi öven birçok sözü bulunmaktadır.) Hafız Bezzar: "İbnu Teymiyye'nin güzel hanıma, tatlı bir cariyeye, iyi eve, bir hamiye, bostan ve bahçelere rağbet ettiği duyulmamış; para pul için gayret etmemiş, bineklere hayvanlara, nimetlere ve güzel elbiselere meyletmemiş; makam elde etmek için boğuşmamış; mubah olan birtakım kazançlar elde etmek için de aşırı bir gayret göstermemiştir. Biz onu dünya lezzetleri ve nimetlerinden bahsederken, dünyalık sözlerle meşgul olurken ve maişeti için insanlardan bir şeyler isterken hiç görmedik. Bilakis bütün himmetini âhiret için ve Allah'a yaklaştıracak şeyler için sarf ederdi." İmam Salih bin Ömer el-Buhitkini: "Ben İbnu Teymiyye'nin bu zamana kadar okuduğum kitaplarında onun küfrünü, zındıklığını gerektirecek bir sözüne rastlamadım. Onun kitaplarında kişiyi ilim ve dinde yükseltecek bid'atçılar ve sapıklarla mücadele gibi meziyetlere rastladım." Hanefi mezhebinin meşhur âlimlerinden Bedruddin el-Ayni: "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklıkla itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur." Yine Hanefi âlimlerinden Abdurrahman bin Ali: "İbnu Teymiyye'den onun küfrünü, fıskını ve dinde çirkinliğini gerektirecek bir şey nakledilmemiştir." İbnu Teymiyye'nin hapse atılmasının sebebi o zamanki zulüm sistemine teslim olmayarak hakkı haykırmaya devam etmesidir. Zâlimler kendilerini haklı göstermek için de hakkında iftiralara başvurmuşlardır. Ayrıca o Dehrîler, Kaderîler, Cehmiler, Mutezililer, Vahdet-i Vücud felsefesini savunanlar, bidatçiler ve hurafeciler karşısında mücadele etmiş, bunlar aleyhine kitaplar yazmıştır. Bu yüzden onun aleyhine çalışanlar söz konusu iftiralarını halk arasında yaygınlaştırmada bu grupların mensuplarından yararlanmışlardır. Hapse atılırken şu sözleri sarf etmişti: "Düşmanlarım bana ne yapabilirler? Ben cennetimi kalbimde, bahçemi göğsümde taşıyorum. Nereye götürülsem onlar benimle beraberdir. Hapsedilmem halvet, öldürülmem şehâdet ve memleketimden sürülmem ise seyahattir." Onun bu sözleri bugün slogan haline getirilmiştir. Ama kimse bu sözlerin ona ait olduğunu bilmez. Ne kadar ilginçtir ki günümüz insanları, iftiracıların dilinden çıkan asılsız iddialardan yola çıkarak ona kin beslerken slogan haline getirip tekrar ettikleri güzel sözlerin ona ait olduğunu bile bilmezler. İbnu Nasıruddin iftiracılara cevap amacıyla onun hakkında er-Reddu'l-Vafir isminde bir kitap yazmış ve 87 büyük ilim adamının hakkında söylediği övgüleri bu kitapta bir araya getirmiştir. Bu eserde görüşleri zikredilen âlimler İbnu Teymiyye'nin Şeyhu'l-İslâm yani büyük bir müçtehit imam olduğunu dile getirirler. İbnu Teymiyye'yi kötülemede kullanılan sözler ağızdan ağza nakledilen sözlerdir. Eğer o sözler gerçekten onun iddiaları olsaydı kitaplarında da yer alırdı. Neden bir tek kişi söz konusu iddiaları kitaplarından çıkarıp gösteremiyor? Kitaplarında rastlananlar Vahdet-i Vücud felsefesi başta olmak üzere kaynağı İslâm'da olmayan birtakım felsefi görüşler ve hurafeler hakkındaki tenkitleridir. Vahdet-i Vücud felsefesini tasavvufun özü sayıp da savunmak esasında tasavvufa da zarar vermiştir. Bilindiği üzere bu felsefeye tanınmış tasavvuf önderlerinden İmam Rabbani başta olmak üzere birçok mutasavvıf da karşı çıkmıştır.
@@EIedhwen Senin şuraya yapıştırdığın bu pasajları seneler içinde defalarca okudum. Yeni bir şey yok. Evet, Zehebi İbni Teymiyye'nin talebesidir ve eserlerinde hocasını abartılı bir şekilde övmüştür. Ancak o dahi bir noktada dayanamamış, hocasını tenkid etmiştir. Vaktim olursa sonra uzun yazarım ama, sadece Zehebi'nin nispeten yeni bulunan ve İbni Teymiyye hakkında yazdığı biyografiden birkaç cümle aktarayım: "İbni Teymiyye ekseri patavatsız ve münakaşacı idi... Bazı iyi bilinen konularda dört mezheb imamına muhalefet etti... Şimdi birkaç senedir bir mezhebe bağlı olmadan fetva veriyor... Bazen yanındaki birine hürmet gösterir, sonra sohbet sırasında ona mükerreren hakaret ederek gücendirirdi... Şiirleri sıradandır... Muhalifleri arasında gücendirdiği ve abartılı bir şekilde iftira ettiği kişiler de vardır. Allahü teâlâ onu ruhundaki kötülükten korusun!" (Bulletin of SOAS, 67, 3 (2004), 321-328.) Bu İngilizce bir makaleden alınmıştır, Arapça metin de ekinde verilmiştir. Zehebi, Zagalü'l-ilm risalesinde de İbni Teymiyye'de "kibir, ucb, meşihat riyasetine aşırı sevgiyle ulu zatları tahkir etme, büyüklük taslama davası ve gösteriş afeti" olduğunu yazıyor ve hocasına "ilimle böbürlenmekten ve bencillikten kork" diye hitab ediyor. (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s. 378.)
Allâh Râzı Olsun!
İmamın biri fatihayı bir ayet eksik okusun bizde karışan cemaate diyelim ki sen karışma o imam.. Ahmet Hocaya itirazınız bu manaya denktir cahillik etmeyin
Verdiğin örnek bu olayla ne alakası var cahillik eden sensin
Hazreti Ebubekir radıyallahu anha böyle ithamda bulunan bir adam muteber olur mu? Zira bütün peygamberlerden sonra en üstün zata(Hazreti Ebubekir) bunlar söylenecek söz mü? El insaf diyorum sana yorum yapan kişi.
Sonda ki linke tıkla kendini kandırma
İmamii Rabbini nedemiss ona bakinda konusun
Hindistan'ın büyük alimlerinden allâme Muhammed Abdurrahman Silhetî, 1882 senesinde basılan kitabında şöyle diyor:
İbni Teymiyye, Vehhabîlerin büyüğü ve öncüsüdür. O şeyh-ül-islam değil, bid'at ve âsâm, yani sapıklık ve günahlar şeyhidir, önderidir. Vehhabîlerin bozuk itikadlarından ilk konuşan odur. Ve aslında, bu bozuk, sapık fırkayı ortaya çıkaran odur. Zamanından Sultan ikinci Mahmud Han zamanına kadar, zikri ve akideleri gizli kaldı. Sultan ikinci Mahmud Han zamanında, Yemen tarafından [Necd'den] Muhammed bin Abdülvehhab isminde biri zuhur etti. İbni Teymiyye'nin ölümü ile yok olan, üzeri örtülen ve İslam memleketlerinde eli kolu bağlı olan bozuk itikadları körükleyip ortaya çıkardı. Yeni bir din yolu tuttu. Ehl-i sünnet vel-Cema'at mezhebine uymayan bir bid'at kampı teşkil etti. (Seyf'ül Ebrar, s.26)
Hindistanlı Ehl-i sünnet alimlerinden Mevlana Muhammed Fadlurresul 1849 senesinde telif ettiği eserinde şöyle diyor:
Biliniz ki bu İbni Teymiyye bed mezheb [yolu kötü], nefsine mağlup, Ehl-i sünnetten hariç bir kimsedir. Allahü teala için cihet [yön] söylenir dedi. İmam-ı Sübkî ona reddiye yazdı. Tabakat-ı Sübkî'de bunlar anlatılmaktadır. Sonradan çıkan bu fırkanın [Vehhabilerin] onunla çok uygunlukları ve ilgileri vardır. (Tashih'ül Mesail, s.44)
Büyük âlim İbni Hacer-i Mekkî Fetâvel-hadîsiyye kitabında diyor ki:
"Allahü teâlâ, İbni Teymiyyeyi dalâlete, felakete düşürdü. Gözlerini kör, kulaklarını sağır etdi. Birçok alim, bunun işlerinin bozuk, sözlerinin yalan olduğunu bildirmişler ve vesikalarla ispat etmişlerdir. Büyük İslam alimi Ebül Hasen-il-Sübkinin ve oğlu Tacüddin-i Sübkinin ve İmam-ül’iz bin-cema’anın kitaplarını okuyanlar ve onun zamanında bulunan Şafi’î, Malikî ve Hanefî alimlerinin, kendisine karşı sözlerini ve yazılarını inceliyenler, sözümüzün doğruluğunu iyi anlar."
Komiğime giden hayat-ı boyunda ibn Teymiyye nin bir eserini okumamış yozlar bunu söylüyor. Ibn Hacer el-Mekki'ye atılan bir iftiradır bu! O diğer eşşeğin biri de kendince ters düştüğü için eleştiriyor. Sen de bunu delil kabul ediyorsun.
Tefsirci Ibn Kesir. Siyer-Fıkih-Akaid ve Zühd sahibi, Ibn Kayyim, İlim Deryası Imam Zehebi, Fıkıh sultanı İbn Receb el-Hanbeli'yi yetiştirmiş âlime, ilimsiz ve beş para etmez insanlardan delil almak zavallılıktır
İslam Önderleri Tarihi 2 adli eserde İbn Teymiyye'yi kendin oku derim.
İbnu Abdilhadi, İbnu Teymiyye hakkında şöyle der: "Rabbani bir imam, ümmetin müftüsü, ilim denizi, hafızların seyyidi, asrının eşsiz bir âlimi. Şeyhu'l-İslâm, Kur'an'ın tercümanı, zahidlerin önderi, abidler içinde sessiz, bid'atçıların düşmanı ve müçtehid imamların sonuncusu."
Hafız Zemlekani: "Beşyüz seneden beri hıfzı ondan daha kuvvetli olan görülmemiştir."
Hafız el-Mizzi: "İbnu Teymiyye'den daha iyi Kur'an'ı ve sünneti bilen ve en güzel şekilde onların yolundan giden görmedim."
Hafız Berzali: "O kendisine toz kondurulmaması gereken içtihad seviyesine ulaşmış ve müçtehidliğin şartlarını kendisinde toplamış bir imamdır."
İbn Hacer el-Askalânî: "O bir beşerdir hata da eder isabet de. İsabet ettiği konular daha fazladır, onlardan istifade etmek gerekir. Bu isabet ettiklerinden dolayı Allah'ın merhametine kavuşacağı ümit edilir. Hata ettiği yerlerde taklit edilmez, ancak mazurdur. Çünkü onun dönemindeki âlimler onun içtihad şartlarına sahip olduğunu kabul etmişlerdir.
İmam Zehebi: "İbnu Teymiyye sahabe ve tabiinin mezhep ve görüşlerini çok iyi bilirdi. Bir meseleyi anlattığında o konuda dört mezhebin görüşlerini de bildirirdi. Ancak belirli bazı konularda onlara muhalefet etmiş ve bu konularda da kitap ve sünnetten delil getirmiştir."
Yine Zehebi'nin bir başka sözü: "Onun cesareti darb-ı mesel olmuştur. O bu cesaretiyle büyük kahramanlara benzerdi."
(İmam Zehebi de Askalani gibi hadis ilminin en büyük âlimlerindendir. Zehebi'nin bu sözlerin dışında da İbnu Teymiyye'yi öven birçok sözü bulunmaktadır.)
Hafız Bezzar: "İbnu Teymiyye'nin güzel hanıma, tatlı bir cariyeye, iyi eve, bir hamiye, bostan ve bahçelere rağbet ettiği duyulmamış; para pul için gayret etmemiş, bineklere hayvanlara, nimetlere ve güzel elbiselere meyletmemiş; makam elde etmek için boğuşmamış; mubah olan birtakım kazançlar elde etmek için de aşırı bir gayret göstermemiştir. Biz onu dünya lezzetleri ve nimetlerinden bahsederken, dünyalık sözlerle meşgul olurken ve maişeti için insanlardan bir şeyler isterken hiç görmedik. Bilakis bütün himmetini âhiret için ve Allah'a yaklaştıracak şeyler için sarf ederdi."
İmam Salih bin Ömer el-Buhitkini: "Ben İbnu Teymiyye'nin bu zamana kadar okuduğum kitaplarında onun küfrünü, zındıklığını gerektirecek bir sözüne rastlamadım. Onun kitaplarında kişiyi ilim ve dinde yükseltecek bid'atçılar ve sapıklarla mücadele gibi meziyetlere rastladım."
Hanefi mezhebinin meşhur âlimlerinden Bedruddin el-Ayni: "Kim onun kâfir olduğunu söylerse o kâfir olur. Kim onu zındıklıkla itham ederse o zındıktır. Bu sözler ona nasıl nisbet edilebilir? Onun kitapları her tarafta yayılmıştır ve onun kitaplarında sapıklık ve tefrikaya işaret eden hiç bir şey yoktur."
Yine Hanefi âlimlerinden Abdurrahman bin Ali: "İbnu Teymiyye'den onun küfrünü, fıskını ve dinde çirkinliğini gerektirecek bir şey nakledilmemiştir."
İbnu Teymiyye'nin hapse atılmasının sebebi o zamanki zulüm sistemine teslim olmayarak hakkı haykırmaya devam etmesidir. Zâlimler kendilerini haklı göstermek için de hakkında iftiralara başvurmuşlardır. Ayrıca o Dehrîler, Kaderîler, Cehmiler, Mutezililer, Vahdet-i Vücud felsefesini savunanlar, bidatçiler ve hurafeciler karşısında mücadele etmiş, bunlar aleyhine kitaplar yazmıştır. Bu yüzden onun aleyhine çalışanlar söz konusu iftiralarını halk arasında yaygınlaştırmada bu grupların mensuplarından yararlanmışlardır.
Hapse atılırken şu sözleri sarf etmişti: "Düşmanlarım bana ne yapabilirler? Ben cennetimi kalbimde, bahçemi göğsümde taşıyorum. Nereye götürülsem onlar benimle beraberdir. Hapsedilmem halvet, öldürülmem şehâdet ve memleketimden sürülmem ise seyahattir." Onun bu sözleri bugün slogan haline getirilmiştir. Ama kimse bu sözlerin ona ait olduğunu bilmez. Ne kadar ilginçtir ki günümüz insanları, iftiracıların dilinden çıkan asılsız iddialardan yola çıkarak ona kin beslerken slogan haline getirip tekrar ettikleri güzel sözlerin ona ait olduğunu bile bilmezler.
İbnu Nasıruddin iftiracılara cevap amacıyla onun hakkında er-Reddu'l-Vafir isminde bir kitap yazmış ve 87 büyük ilim adamının hakkında söylediği övgüleri bu kitapta bir araya getirmiştir. Bu eserde görüşleri zikredilen âlimler İbnu Teymiyye'nin Şeyhu'l-İslâm yani büyük bir müçtehit imam olduğunu dile getirirler.
İbnu Teymiyye'yi kötülemede kullanılan sözler ağızdan ağza nakledilen sözlerdir. Eğer o sözler gerçekten onun iddiaları olsaydı kitaplarında da yer alırdı. Neden bir tek kişi söz konusu iddiaları kitaplarından çıkarıp gösteremiyor? Kitaplarında rastlananlar Vahdet-i Vücud felsefesi başta olmak üzere kaynağı İslâm'da olmayan birtakım felsefi görüşler ve hurafeler hakkındaki tenkitleridir. Vahdet-i Vücud felsefesini tasavvufun özü sayıp da savunmak esasında tasavvufa da zarar vermiştir. Bilindiği üzere bu felsefeye tanınmış tasavvuf önderlerinden İmam Rabbani başta olmak üzere birçok mutasavvıf da karşı çıkmıştır.
@@EIedhwen Senin şuraya yapıştırdığın bu pasajları seneler içinde defalarca okudum. Yeni bir şey yok. Evet, Zehebi İbni Teymiyye'nin talebesidir ve eserlerinde hocasını abartılı bir şekilde övmüştür. Ancak o dahi bir noktada dayanamamış, hocasını tenkid etmiştir. Vaktim olursa sonra uzun yazarım ama, sadece Zehebi'nin nispeten yeni bulunan ve İbni Teymiyye hakkında yazdığı biyografiden birkaç cümle aktarayım: "İbni Teymiyye ekseri patavatsız ve münakaşacı idi... Bazı iyi bilinen konularda dört mezheb imamına muhalefet etti... Şimdi birkaç senedir bir mezhebe bağlı olmadan fetva veriyor... Bazen yanındaki birine hürmet gösterir, sonra sohbet sırasında ona mükerreren hakaret ederek gücendirirdi... Şiirleri sıradandır... Muhalifleri arasında gücendirdiği ve abartılı bir şekilde iftira ettiği kişiler de vardır. Allahü teâlâ onu ruhundaki kötülükten korusun!" (Bulletin of SOAS, 67, 3 (2004), 321-328.) Bu İngilizce bir makaleden alınmıştır, Arapça metin de ekinde verilmiştir. Zehebi, Zagalü'l-ilm risalesinde de İbni Teymiyye'de "kibir, ucb, meşihat riyasetine aşırı sevgiyle ulu zatları tahkir etme, büyüklük taslama davası ve gösteriş afeti" olduğunu yazıyor ve hocasına "ilimle böbürlenmekten ve bencillikten kork" diye hitab ediyor. (Bera’atü’l-Eş’ariyyin min Akaidi’l-Muhâlifin, s. 378.)