KÖPEKÇİ HASAN BABA TÜRBESİ ( İstanbul Evliyaları - İstanbul'un Mezcupları )

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 3 жов 2024
  • Videomuza yapmış oldukları katkılardan dolayı Ercan Dikmen ve Fatih Özcan'a teşekkür ederim.
    Herkese hayırlı günler dilerim arkadaşlar bugün sizlere Edirnekapı Mısır tarlası mezarlığında medfun bulunan İstanbul un tanınan meşhur meczuplarından köpekler babası diğer adı ile köpekçi Hasan Baba ile ilgili video yu paylaşacağım hepinize iyi seyirler dilerim.
    İstanbul’un meşhur meczuplarından olan Hasan Baba, köpekler babası (ebû’l-kilâb) yanına en az 5-6 sokak köpeği alır ve öyle gezermiş. Hasan Baba bu köpeklere dilediği gibi hükmedermiş. uzun boylu, kılık kıyafetli bir adam imiş. Her zaman Edirnekapı semtine gittiği için orada oturduğu rivayet edilirmiş. köpeklerin hangisini isterse yanına çağırır, köpekler de Hasan Baba’nın emirlerine uyarlarmış. Hasan Baba, o tarihlerde istanbul’daki 12 meczubun reisi imiş. bunlar arasında en tanınmışları; Şekerci Ahmed Baba, Saka Baba ve Eskici Süleyman Baba imiş Hasan Baba 1897 senesinde vefat etmiştir Hasan Baba’nın kabrinin üzeri açık, etrafı 30 santim kadar duvarla çevrilidir. başucunda iki, ayak ucunda bir olmak üzere üç adet kabir taşı vardır.
    Kabir taşındaki kitabeye şöyle not düşülmüştür.
    ya hu
    fatih cami-i şerifi imamının arkasında
    kırk yıl beş vakti eda eden meşhur
    köpekçi demekle maruf kutbül-arifin
    hasan efendi hazretlerinin ruh-u şerifleri..el Fatiha…
    Hasan Baba’nın kerametleri saymakla bitmez, onlardan bazıları:
    Hasan Baba ıslık çaldığında köpeklerin sıraya girdiği rivayet edilir. asla o işaret etmeden yemeğe koyulmazlar ve asla birbirlerinin ekmeğine musallat olmazlarmış. bir gün köpeğin biri diğerinin ekmeğini alınca baba kükremiş ve "3 gün haneye yaklaşma" demiş. oradakiler meraklanıp köpeği işaretlemişler acaba gerçekten gelmeyecek mi diye. köpek 3 gün civardaki bir ağacın dibinde beklemiş. dördüncü gün gelip nasibini almış.
    o dönemin medreselerinden birinde molla olmak üzere öğrencilik yapan ve bu işe gayet yeteneksiz bir delikanlı varmış. her sınavından kalıyor günden güne medreseyi bitirme ümitlerini kaybediyormuş. sağa sola artık ne yapacağını bilemediğini söylediği zamanlarda bu delikanlıya Köpekçi Hasan Babaya git bir duasını al demişler. son sınavı ertesi gün olan ve okuldan uzaklaştırılacağı belki de kesin olan delikanlı son bir ümitle gidelim bakalım demiş yola düşmüş.
    Hasan Baba ters bir adammış. naiflikten ziyade tonlamasında bir otorite varmış. delikanlı yanına vardığında "ne var niye geldin" demiş. delikanlı mevzuyu anlatmış " duanı almaya geldim baba" demiş. Hasan Baba "iyi ! şimdi git şu fırından ekmek getir buraya ama dikkat et çok taze olmasın kurularından ıslatıp getir" demiş. delikanlı içinden bir neye çattık lan çektiyse de sözü almış ve bir çuval ekmekle geri dönmüş. köpekler sadece Hasan Baba destur verdiğinde yermiş bu ekmeklerden ve hangini işaret ettiyse sadece o köpek gelirmiş yemeğe. delikanlı çuvalı yere koyup "buyur babacım" dediğinde Hasan Baba "şimdi şu yaşlı köpeği görüyor musun? o kendisi yiyemez hastadır. al onu kucağına elinle yedir" demiş. delikanlı sıkı bir la havle çektiyse de yapacak bişey yokmuş almış köpeği kucağına doyurmuş. Hasan Baba " doyduysa şimdi o ağzından akan salyaları elinle alıp kendi yüzüne sür demiş. delikanlı " töbe yarabbim kafa mı buluyo benle bu adam" diyerek yalandan da olsa salyaları elleyip yüzüne sürer gibi yapmış. hasan baba " adam gibi sür eşşoğlusu tarzında ses yükseltince delikanlı o yaşlı köpeğin salyalarını yüzüne sürmüş..
    ertesi gün sınavda yine ümitsizliğin doruklarında olan delikanlının masasında bir kitap belirmiş. kitap tak diye sıra sıra soruların cevaplarını açmış önüne. çocuk kitabı kimsenin görmediğini fark edip devam etmiş. sınav sonuçları geldiğinde hocalar mollalar şaşkınlıktan ne yapacaklarını şaşırmışlar. seni bir de yalnız sınava sokalım demişler. sınava girmiş yine aynı kitap belirmiş delikanlı yine yardırmış. artık pes demiş hocalar. bir sözlü yapsın seni hocalar da icazetini verelim git oğlum sen demişler. sözlü sınavda da aynı kopyayı çekerken aklına gelmiş çocuğun yüzüne sürdüğü salyalar. icazeti almış molla olmuş...
    babanın yanına varmış tam bir şey söyleyecekken baba kükremiş " yürü git daha ne istersin. bir köpek salyası tuttun diye molla oldun. sana bu kadarı yeter. uzaklaş gözüm görmesin !"
    Köpekçi Hasan Baba bir bayram günü Fatih Camiinde namazdan evvel elinde resimli bir (aşık garip) kitabı olduğu halde derse çıkıyor. cami-i şerif bembeyaz sarıklı, mükellef insanlarla dolu. çıt yok… Hasan Baba ise elindeki aşık garip kitabının sahifelerini gayet ağır bir şekilde çeviriyor. bu iş tam bir saat sürüyor. nihayet kitabın son sahifesini de çevirdikten sonra yüksek sesle:
    - “ey cemaat. ders aşık karibe okutulacaktı. buradakiler ise hepsi garip. onun için ders yine gelecek seneye kaldı” diyerek bir fatiha çekiyor.
    Hasan Baba’nın “karib” kelimesinden kastettiği mana hakk’a yakınlık “garib” ise hak’tan uzaklaşmıştır.

КОМЕНТАРІ • 170