Cedric'in üzümlü kekim lafı, üzüme alerjisi olduğu ve hiçbir zaman üzüm yiyemeyeceği imkansız olan aşkını bir metafor olarak ne güzel de anlatmış. Yine harika bir video olmuş..
"Hayal ettiğimiz ruhlara beğendiğimiz bedenleri giydiriyoruz ve aşık olduğumuzu zannediyoruz" der Shakespeare. Bence bugünün insanının en büyük yanılgılarından biri de aşk ile şehveti karıştırması ve Tanrının hakkını sezara vermesi. Eline sağlık arkadaşım güzel bir video olmuş.
İlk olarak lütfen efendim sahneyi açın ben Bugra, ve bu söz Shakespeare'in değil. Ben tüm shakespeare kitaplarına değilde bütünlüğüne hakimim ve böyle bir söz asla yoktur. Bu söz "Ful Yaprakları" adlı tiyatro oyununa aittir, Civan Canova adlı bir Türk yazara aittir.
@@bugrasert1320yohohohhoho😂😂ben de tam simdi kaynak soracaktım adama. Ve ben de, Shekaspeare'e bu sözün ait olmadığına nerdeyse emindim. Hz. İsa sallallahu aleyhi vesellem, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem, Buddha, Konfüçyüs (Kung Fu Tsu), Sokrates, Nietzsche, Shakespeare ve Einstein. Bu dördü sanırım, dünya tarihi boyunca en çok yalan nispet edilen insanlar.
@@FIRTINA963 Aşk kimyasal bir olaydır,dış gorunuşle çok alakası yok insanın gözleri kör oluyor. Karşindaki çok çirkin biri de olabilir yani normal standartlara göre..
işte budur, aşk...aslında aşık olduğumuzu sandığımız kişiyi değilde aşık olmayı seviyoruz. Aşkın getirdiyi hissleri seviyoruz. Beynimiz aşık olmayı arzuladığında ise karşımıza çıkan insanlardan bize en uygun olan kişiyi aşkımız sanıyoruz. Doğası gereği insan bu aşk çabuk ulaşıla bilirse, ondan çabuk sıkılır. Sonra yeniden ve yeniden arayışa girer...
Her yaş bir tecrübe, yaş aldıkça bilinçlenme, bilinçlenme oldukça, sorumluluklar artması, Sevgi, üzüntü, mutluluk, güven duyguları yaşamaya başlar insanoğlu.❤
Uzun süredir seni takip ediyorum. Kim olduğun , kanalı kurmaya nasıl karar verdiğin gibi kişisel soruları cevaplayacağın bir soru cevap videosu çok iyi olur.
8:51 bide şey var mesela insan kendindeki eksiklikleri tamamlayanı bulduğuna aşık olurmuş bu da aslında aşık olmanın eksik olduğunu kabul etmeyle doğrudan bağlantılı ve varoluşunu kendini severek var edemeyen var oluşundaki eksikliklerinin ve olmayan varoluşunun yerine ötekini koyma çabası,tamamlanma sonucunda kendini o insanla aşk yaşarken yaşadığını hissetme gayretinden.Aşkın getirdiği hormonlar, psikoloji üzerindeki etkisinden dolayı yaşama katlanırken insanın kendinden uzaklaşmasını engelliyor olabilir mi?Aşk beraberinde farkındalıkda getiriyor temelde hayatımıza giren her insan zaten biz farketsek de etmesekde bizdeki bir özelliği yansıtıyor bunu şöyle düşünebiliriz yazarlar kitaplar okurların elinden düşmesin diye kitabı sürükleyici yaparlar ve bir kitabın sürükleyici olması için kitapta okuyucuyu çeken okuyucuya tanıdık gelen unsurlar bulundurmalıdır okuycunun hayatına kapı açmalı onu kendine çekmek için okuyucuların ortak özelliklerini ya da günlük hayat problemlerini içinde barındırrak okuyucusunu ya da okuyucusunun hayatını okuyucuya yansıtmalıdır ki kendimizi kaptırabilelim şimdi bu sürükleyici kitabı hayatımıza giren ve uzun soluklu iletişimde ya da ilişkide kaldığımız sürükleyici insanlar yerine koyarsak o zman o insanlarda kendimizden birer parça veya parçalar görmemeizin asıl sebebi kendimiz hakkında bize farkındalık sunması (zaten farkında olduğumuz- olmadığımız) aşkda en belirgin şekilde bence insanı insana aynalıyor. Sonuç olarak benlik kendini tanıma ve yaşadığının bilincinde olma hali ama kendi öz farkındalığında olmayan en basidinden zevklerini ve renklerini bilmyen fark edmemeiş biri için bence aşk farkındalik kapısı açıyor ve belkide aşık olunca onu düşünmekten uyuyamamızın sebebide bu, onu düşünce halinde düşünerek mutlu olup hormon salgılayıp psikolojimizin düzelmesi ve ondaki sevdiğimiz şeyleri düşünürken kendimizi tanımamız kendimiz hakkında farkındalık sahibi oldukçada varoluşumuzdaki asıl eksiklik olan kendine farkındalığı doldurmamızdan kaynaklı uykusuz kalmak cazip geliyor ya da düşündükçe hormon salgılamadan başlayıp dolaylı olarak kendimizdeki varoluşsal eksikliği bi nebze olsun doldurabiliyor olmak bizi uyutmuyor bu konuda bi kaç söz var: 'Ne kadar az bilirsen, o kadar uyursun...' (Maksim Gorki) 'Uyursan gece biter, uyumazsan sen...'(Jean-Paul Sartre) 'Çok uyumak kaçmaktır, uyumamaksa yakalanmak...'(Sigmund Freud) Ben varoluşumuzdaki ana eksikliğimizin anneden sonra yeni bir bütünleşicek (tamamlanıcak) beden bulup (bunu bizi tamamlayana aşık olmaklada ilişkilndirebiliriz) kendimizi bu beden üstünden tanımlamak,tamamlamk ya da bu bedenle varolduğumuzu hissetmek,o kişi varsa ben varım diyip kendimize verdiğimiz değeri onun tarafından ne kadar arzulandığımızla biçmek olduğunu düşünmüyorum çünkü bu bence sağlıklı bir insan psikolojisi değil bence varoluşumuzdaki eksiklik kendimizi sevmek, kendimizi sevmekten ileri gelen yalnız kalıp kendizmize vakit ayırma ve sonrasında peşi sıra gelen kendine yönelik farkındalık kısacası bedenini ve kendini,ruhunu dinlemenin bence düzenli yapıldıkça zmanla değişen insan üzerinde zmanla değişen farkındalıkları tanımasına imkan verecek ve bence birisi olmadan kendi içimizdeki karakteristik ya da travmatik eksiklikleri farkedicek ve belkide zmanla kendimizi onarmak için işe koyulabileceğiz ya da yardım almaya başlayacağız günün sonunda varoluşsal sancılar bence bi nebze olsun bu yollada son bulur,insanın kimsye ihtiyacı olmadan da kendi yolunu bulabileceğini düşünüyorum. (kendi başımıza eksikliklerimizi fark edemesekde kendimize vakit ayırma adı altında gittiğimiz terapistlerinde bu konuda aynı yardımı sağlıycağını düşünüyorum)
@@Burakim Çok teşekkür ederim bu ilgi alanıyla alaklı yaptığım yoruma ilk defa bu kadar ilgi gösterildi insanların en azından bir kısmının gelişiyor olması güzel
Aşk, kendi içindeki eksikliği kabul etmektir… O kişiyle tamamlanmaya çalıştığın zaman bilinçsizce kusurlarını kabulleniyorsun. Bu insana zevk veren şey. Neden tamamlanmaya çalışıyoruz? Çünkü eksiğiz ve bunu aşık olana dek fark edemiyoruz. Hatta aşkı bu kadar romantize etmeyi bu yüzden seviyoruz. Birebir eksikliğimizi ve onunla tamamlanacak insanı senaryoluyoruz. Videoda dediği gibi, hediyeler almak ya da vakit geçirmek istemek aşk demek değildir. Varlıktaki eksikliği kabullenmektir.
Vay be zamanında cine5'te o kadar çok izlerdim ki annem "oğlum sıkılmıyor musun başka çizgi filmler de izle" derdi. Yaş 25 ama yaşlanmış hissediyorum kendimi :((
Ve beklenen video... Cedric... Çocukluğundan izlemeyen var mıdır... Ve izleyip de dalıp🎉 gitmeyen... Kısacası bir çizgi film ancak bu kadar güzel kurgulanır... Ve bir video ancak bu kadar güzel analiz edilir... Aslında aşkın içinden geçtiği herşey güzel olurmuş...
bunu izleyen veya farkında olan insan , aşkın sanrı olduğunun farkında olan insan , neden hala nasıl aşkı ister veya arzular ki . insan düştüğü çukurdan veya gördüğü çukura karşı nasıl arzular halde bulabilir kendini. insan gerçekten gario bir şey ben hala anlam verebilmiş veya anlamını bulabilmiş değilim
Kesinlikle çok tuhaf. Ama şöyle düşün açlığın neden olduğunu bilirsin vücudun enerjiye ihtiyacı vardır çünkü. Ya da neden uyuruz dinlenmek için. Ama bunları bilmemize rağmen yine acıkırız ve uykumuz gelir. Yani aşkın sebebini, biyolojisini ne kadar bilirsek bilelim yine de aşık olmayı engelleyemeyiz. Bu da diğer duygular gibi doğanın ve evrimin bize bir oyunu
@@CarlSAGAN. Bence bu bize aşk ihtiyaç mıdır sorusunu sordurur. aşk diğer besinler gibi ihitiyacımızı gieren bir şey ise hangi ihtiyacımızı giderir. az buçuk biyoloji bilen karbonhidrat yağ ve proteinlerin ne işe yaradıklarını bilir. biz de aslında onların açığını besinlerle kapatıyoruz. ama aşk maddesel değil ki bir şeyin eksikliğini kapatsın. insanın manevi dünyasına inmemiz gerekir ki zaten aşk menavi bir ihtiyacı gidermekte ama biz neyin ihtiyacını gideriyoruz. varoluşsal zayıflığımızı gidermek ise bu aşk gibi bir şey bunu kapatamaz ki kapatamıyor da sadece bizi bir süreliğine hayatta umutta kalmamızı sağlıyor. aşık olmak aşka vardığın anda biten bir eylemdir aşk imkansızdır. aslında biz aşkı değil yolunda koşmayı ve feda etmeyi seviyoruz. bence aşkın amacı da bu. kendimizin yaşam amacını kendimizin yaratılış amacımızın olduğunuzu düşündüğümüz şeye feda olunmak. o zaman aşk insana duyulandan daha üstün olmalı ki ulaşılması hem zor hem meşakkatsiz ve kırıcılıksız olmalı. sadece bizi feda etmeli
Çünkü eksik ve yarımız bir başkasının sevgisine ilgisine ihtiyaç duyarız. Aşk, fiziksel ve manevi ihtiyaçlarımızı giderir ve yalnızlığımızı sadece hayal kurup karşımızdakinin bizi tamamlayacağını düşünürüz öylece gerçeklerden ve hayatın anlamsızlığından sıyrılırız ama gerçek olan şey bu değil. Bütün insanlar diğer teki olmayan bir çorap gibi...
Ask kadar bktan bisey yokmuş demek tamamen kendini kucuk dusuren eksik biri hata kimi zaman insanin kendine olan saygusini bile yitirdiği bi sacmalik icimizdeki o bosluk hissini kendimizle doldurgumuz zaman kimseye ihtiyaç duymayiz
Aşık oldum sanırım ama kusursuzluğa inanmadım. Belki de hissettiğim şey aşktan öte olan saf sevgi idi. Aşkın getirdiği delicesine duygular geçtiğinde bile özünde orda durmaya devam edecek olan sevgi. Karşımdaki kişiyi kusurlarıyla kabul edebilmiştim. Zaten olması gereken bu değil miydi? Ancak kimi zaman da kendimi duygusuzlukla suçladım. Sevgi meselelerine bile rasyonel baktığım için. Belki de hiç sevmemişimdir :)
Ben video izledikçe yada Cedric izledikçe üzümlü kekimi bulmak istedim şuan bulamadım ama umarım siz üzümlü kekini bulursunuz ve kendiniz bulursunuz ♥️
Yedi Güzel Adam dizi senaryosunda dikkatimi cezbeden bir detay vardı. "Aşk bir yansımadır, bazen bir kadının bazen çocuğunun üzerinden yansıyabilir.. ama kadın ile erkek aradan çekilince geriye sadece ilahi aşk kalır." gibisinden bir söz etti Cahit Zarifoğlu. Enteresan olan şey, Zarifoğlu'nun senaryoya gerçekten bağımsız eklenmiş Zehra karakterine yıllar boyu süregelen aşkına ve kavuşmak imkansız da olmamasına rağmen gidip bir başkasıyla evlenmesidir. Böylece kendince Zehra'ya giden yolun önünü kesmişti.. Kadın ve erkek aradan çekilip geriye sadece ilahi aşk kalmıştı. Belki sırf reyting kassın diye yazılan bir senaryo ürünüydü Zehra, ama bence aşktaki yansımanın tam tarifi. Kaldı ki İslam'da mesela kulların birbirine merhameti de Allah'ın rahmetinin bir yansıması olarak ele alınır, hatta anne rahmine bu yüzden rahim denir. Aşk da bunun için var edilmiş bir duygu diye düşünüyorum, nasıl ki bir ışın bir aynaya çarpıp gözüme ilişiyor ve beni aydınlatıyorsa fakat gerçek o değil ve onun bir kaynağı varsa... kadın, erkek, çocuk, makam, para.. fani olup da bağlanabileceğimiz her şey yansıyan ışındır, ve bizler bunlardan yüz çevirmediğimiz takdirde yansıma ışınlarla doyumsuzca yaşayıp gideriz, kaynağı görmek için yüzünü ona dönmek lazımdır, ayna kaynak değildir efendim... (Zarifoğlu Zehra'ya bir de şunu söylemişti: "Ben şiirlerimi kızlara değil, buzlara yazıyorum, herkes buz dağının görünen kısmının şiirini yazıyor ancak ben buz dağının görünmeyen kısmının şiirini yazmak istiyorum.") Videoda da değinildiği üzere madem ki aşk sürekli bir duygu, onu süreksiz şeylere harcayarak kendimizi heder etmekten öteye geçemeyiz... Ayrıca videoda aşk kusursuzluk ister, kusursuz gösterir demiş.. bu yüzden de kusurluda tatmin olamayız efendim. Hatta bence bu yüzden eğer aşıksanız evlenmeyin, sadece severek evlenin ki aşk geçince artık görmeye başlayacağınız kusurlarıyla zar zor baş etme ihtimalinizi göze almış olmayın.
Hissettiğimiz şeyleri anlamlandırmaya çalışarak ,yorularak bu dünyadan geçip gidiyoruz işte...Kendisini anlayıp , kendisine değer veren bir insan aşık olmak gibi zorlayıcı bir kaosun içine kendini sürükler mi acaba?
Videolar her zamanki gibi muazzam ve ilham verici. Bir felsefe öğrencisi olarak bu kanala bakıyorum ve daima imreniyorum, benzerini bir gün ben de yapmak istiyorum. Başarılarının devamını dilerim. ^^
@@TeolojikFelsefeCode lyoko b3nim için ne ifade ediyordu? Bazı hayat hikay3lerinden bahseden fakat bunların kimsenin fark etmediği bir dizi mı yoksa herkes marvel hayranı ve herkes onun dekorla4ini alıyor oyuncaklaklarini alıyor herkes hary potter adalarını alıyor karakter cosplay yapıyor onun oyunlarını oynuyor ya ben bu toplulukta neredeyim? Bunun öfkesi mı? Biraz bu olabilir. Peki bu b3nim kötü olan bir seyi inatla savundugum anlamına gelir mi hayır b3n wadece yurt dışında konuştukları için türkiyede konuşulmasını sadece ben 10 generator rex gumball adventure time değilse show falan benzetmesinler bir dizinin beğenilmesi oyun figür lerinin satmadı için amerika yarından onay wlmadini oradan Warner bross Walt disney Nicklodoen gibi firmalarda yayınlanması gerektiğinden hepimiz hemfiki4rz sanırım.Kapitalizm buralarada sıçramış Illada köşeli japan italya veya sudanlı değil illada her yapimi Amerikanlaştirma içindeler Sanki bunun karşi oldugunuz kominizm ile çok ta bir farkı yokmuş gibi Birde tutturmuş(Bir şeyi seçmek veya s3çm3mek senin özgürlügundedir) diyorlar Ülkücü liberalizm kominizm emperyalizm aynı şeyler Öncegidin iradeözgür irade probl3mi i çözü ondan sonra halkalara toplumlara yönetim sistemi pazarları şunu unutmayın Her kamu kuruluşu dernek vakıf hatta okul ve hastane h3m liberalizm ve kominist bütün sist3mler insanları kontrol etmeye çalışır kah dinsilikl3 kah zorbalıkla bu yüzden ne izlefiginiz3 neyi nezaman nasıl kullandığınıza v3 kiminle konuştuğunuz çok dikkat edin 3 kez so4gulayin bir kez harakete geçin . Bir dakika konu nerey3 geldi na code lyoko'un neden türkiyede popüler olmadığından bahsediyordum Bizim gibi 3. Dünya ulkelerind3 eğitim seviyesi düşük sürekli darbe devrim isyan dinin yozlaşması derin devlet yapılarının olduğu yerlerde kan vahşet ve cinselliğin yuva yaptığı biyokimya fizik yazılım mühendislik gibi şeylerin konuşamadığı pokemon gibi ben 10 gibi ninja kaplumbağalar gibi (biliyorsunuz ğuzel kadına düşünüz türk milleti olarak) winx gibi (game of trhoned breaking bad rick and morty family guy dahil) en çok buralarda popüler olor orta doğu ve kuzey af3ika ülkeleri dahil buna öte yandan google trende girip derin araştırmalar yaptıktan sonra gördüm ki ben 20 gibi dergiler show adventure time ve gumbal gibi yapımlar Kore Japonya finlandiya danimarka isveç norveç gibi eğitimin önemli olduğu teknolojiy3 yatırım yapan yerlerde daha az popüler peki ne fark ettim biliyor musunuz code lyoko buralarda daha fazla popüler demekki neymiş armut dibine düşer coğrafya kader
Cedric acaba aşık mi,bazen erkeklerin aşık olduğunu sandiklarini dusunuyorum. Bir çok aşk kitabı okudum Leyla ile Mecnun,Kerem ile Aslı vs.. Ordaki erkekler cidden bir kadina aşıklardı,onune geleni beğenmiyorlardi ve kendini begendirmeye calişan kadinlara dahi bakmiyorlardi. Mecnun sadece Leylayı sevdi 12 yaşında ta olunceye kadar avare oldu,delirdi. Çok yakin zamanda Orhan Pamuk'a ait Benim adım Kırmızı kitabını okudum ordada baş karakter Kara çocukluktan beri aşık olduğu tek kadın Şekureye olan aşki 20 yaşindan sonra hic bitmeden devam etti,evlenmedi hic kimseyi sevmedi ustelik sekure evli ve cocuklari olmuştu,şekure cedric gibiydi daha cok 😂 herkese aşık oluyordu tabiri aşık degil flortöz ve sapik zihniyetli oluyor bence..Hiç aşık olmamaışlar yani,kara ona aşkini ilan etmesine ragmen, Şekure bunu bilmesine karşin gozu yine baska erkeklerdeydi..Kara en son askindan sakat kaldi o zaman evlendi şekure...
Hiç bu açıdan bakmamıştım çocukken izleyip geçtim ama çok güzel değerlendirme yapmışsınız fikrinize yüreğinize sağlık. Aşkın güzelliği kavuşmadan var o kavuşma ihtimalinin hep diri olmasıyla
"Aşk hayal edilenle gerçek arasındaki uçurumu fark edinceye kadar geçen süredir." Kişi sevgilisinde ne görmek istiyorsa onu görür. İşte bu kusursuz olarak görme ve görünmeden sonrasında da pişmanlık yaşayıp aşkın büyüsünün bozulup sahteliğini fark edip bunu aktif bir şekilde yaşamaktan korkuyorum. Evet biliyorum, çünkü bitişle sonuçlanacağını biliyorum. Her çokluk da zıttını doğurur hipoteziyle beraber de. Kaçmamın sebebi bu. Hayattan. Zevk alınacak olan paranın çokluğundan bile sıkılıcağımı düşünüyorum. Bunun gibi aç olduğumuzdaki yemek isteme arzumuz gibi sonra yok oluyor çünkü ulaştık... Her zaman zevki aldığımızda bir pişmanlık kaplıyor çünkü bedende. Niye yaptım? Niye yaşadım? Bu kadar mıydı? Ama ona ulaşmadan önce bu şekilde görmüyordum bunu. Noldu da onu mükemmel görmeyi kaybettim. Tutkular gibi aşk da aynı yere geliyor. İlk gördüğümüz gibi asla değil. Ulaşamadığımıza sürekli aşık olabiliriz. Diğer türlü gizlilik dışı açıklık bizi ona olan aşkıda bitirtir. Herşeyi. İşte bu yüzden bu kimyayı çözdüğümden çoğu çok sevdiğim şeyden uzaklaşmaya çalışıyorum. Ona olan tutkumun süresini ölçüyorum. Ne zamana kadar bu isteğim geçecek? Bu kimyayı çözdükten sonra hayatta çoğu şeyde bunu görüyorsun.
İşin tek saçma tarafı Cedricin 8 yaşında olmasıydı. 8 yaşındaki halimi hatırlıyorum da aşk heralde o zamanlarda düşüneceğim son şeydi. Yani en azından 12-13 yaşlarında olması gerekirdi bence
Çizgi dizinin sonunda Cedric chine tecavüz etmemişmiydi yoksa sadece bir kurgumuydu? Eğer kurgu değil ise tecavüzün piskolojisini bizlere aktarabilir misin? Ve bilgi dolu bir kanal sizi tebrik ederim umarım daha başarılı olursunuz.....
Aşık olmak istemem aşkin verdiyi hissleri sevmem kendimi daha heyecanli ve enerjik hissetmemle bağlı bunu anliyorum ve ister Kadın ister erkek, ister genç ve ya çocuk her kesin aşka ihtiyaci olduğunu düşünüyorum
Cedric'i çocukken hiç izlememiştim. Ama şimdi fark ettim ki ben başlı başına bir Cedric'mişim. Benim de en kıymetli iki vazgeçilmezim aşkım ve dostluğumdur ve günlük notlar tutmayı, o notlarda yaşadıklarımı bir mantığa oturtma veya en azından pürüzlerinden arındırma hali var. Ben başından beri hep Cedric gibi davranmışım...
Hiç büyük babam olmadı babam var ama hayatim da yeri sadece maddi ihtiyaçlarimi gideren ve benimle aynı evde yaşayan bir sponsorum gibi, cahilce de olsa bazi "hayat derslerimi" abilerimden aldım sevgiyi sadece annemden gördüm 19 yaşindayim ailemde ki erkeklerden sevgi ihtiyacim çok çok az karşilandi, hep birilerinin hoşlandigi bir kız oldum ama normal bir ilişkim olmadı bunları neden yazdım bilmiyorum... Düşünüyorum ki her insanın hayatin da onu anlayan seven ve dürüstçe yanında ona destek olan birine ihtiyaci var, her kesin böğle birini bulmasini umarim 🤍
Birde gözüme takıldı. 4 bin izlenme fakat 600 beğenme var bu gerçekten çok acı. En azından emeğe saygı için bir like çok mu zor? Not: ADMİNİ HİÇ TANIMIYORUM. SADECE SAYĞI DUYUYORUM . hürmetlet
Ben 16 yaşındayım yaklaşık 2 yıldır felsefe ile ilgileniyor bir olgunun arkasındaki gerçeği araştırıyor ve düşünüyorum. Tabii kendiminde. Küçüklük saflığı ile sevdiğim birisi tarafından terk edildiğim zaman(2 senelik bir iliskiydi) kafama dank etti bu dünyanın acı verici olduğu. Okuduğum o sözler okuduğum o kitaplar şimdi daha anlamlı geliyordu. Erken yaşta bu tecrübeyi edinerek kendimi cok ama cok şanslı görüyorum. Ne yazık ki üstümde bıraktığı travma etkisi hala zaman zaman beni çarpar baska birisini sevmemi engeller. Kirpinin ikilemini iliklerime kadar yaşıyorum. Evet sevmekten ve sevilmekten korkuyorum bunun farkındayım. Altında yatan birçok sebep var bunu da biliyorum. Hepsini yazsam sığmaz buraya😅. Herneyse oyle bomboş yazmak vakit öldürmek istedim. Ama son birşey söylemem gerekirse şunu demek isterim;bizi bir kadın doğurdu,ailemize bağımlı yaşadık, arkadaşlarımıza ihtiyaç duyuyoruz,sevilmeye ve kabul edilmeye ihtiyacımız var. Bütün gecmişimiz ve beynimiz bize düşmanken neden onu aşmayalım? Neden aşk gibi muhtaç olduğumuz bir eksikliği aşmayalım? İyi akşamlar diliyorum. Güzel videoydu❤
Neden aşasın? Bu aşman gereken bir evre değil. Aksine tarif edilemeyecek kadar hoş duygular yaşadığın eşsiz bir dönem. Ben hiç aşık olmamış insanlara acırım, ne sıkıcılardır onlar. Aşk bizi olgunlaştırır ve mütevazı kılar. Empati yeteneğimizi geliştirir, bencilliğimizi eritir. Evrimsel olarak da eğer insan türünün devamına hizmet etmeseydi aşk diye bir fenomen beyinlerimizi etkilemezdi. Bizler robot ya da yapay zeka değiliz, zaman zaman irrasyonel düşünme eğilimimiz olmasa idi bugün ne kahramanlık ne de aşk destanları olurdu. Hayatımız sıkıcı, gri, monoton bir şekilde geçerdi ki bence ölmek bile böyle bir ömürden daha iyidir. İnsan olmak bütün saçmalıkları ile güzeldir, aşk dahil.
@@MS-mr5hv Pardon reis yeni gördüm. Kirpi paradoksunu tahminen öğrenmişsindir aradan 1 ay geçmiş. Kısaca;Kirpikler soğuk havalarda bir araya gelip birbirlerine kenetlenerek ısınmaları ancak durum bu olunca kirpilerin dikenleri birbirine batıyor ve canları yanıyor. O zaman dipdibe durmasınlar dersek de kirpiler bu sefer soğuktan acı çekmeye başlıyorlar. Kirpinin ikilemi ise ya diğer kirpiye yakın olup onun acısı ile ısınmak yada tek başına soğuğun acısına katlanmak.
Ay'ın her gece hilal biçiminde kalması onun değişmeyen saflığını ve ilk harfini temsil etmektedir. O günlüğüne yazarken ve anılarını seyirciyle paylaşarak dördüncü duvarı yıkarken odası maviye bürünür. Aslında bu mucizevi renk yansıması olayını denizin üzerinde görürüz. Gökyüzü karanlıksa denizin de yüzeyi karadır, maviyse o da mavidir. Onun odası ve günlüğü sonsuz derinliğe sahip bir deniz olarak tabir ediliyor. Cedric son bölüme dek bir yaş bile almamıştır. Gökyüzünde ise zaman durmuştur ve ay biçimini terk etmemiştir. Bu dizide geçen aşk-arkadaşlık felsefesini fransız bakış açısı ve sosyo kültürel genetikler bakımından bizlerin tam anlamıyla idrak edemeyeceğini ve yorum kazandıramayacağını düşünüyorum. Belki günün birinde 8 yaşında hissederseniz (veya kaç yaşında olursanız) materyalist hedeflerden ve tutkulardan arınıp zarafeti ve zenginliği sadelikte bulursunuz. Dizinin değinemediğim başka mesajları da var ama izlerken daha kolay...
Aile kurmadınsa sorun yok güven yaşa bakmaz ailenin i$inde ideolun olacak ki ona benzeyeni güvenip sırtını sayarsın yoksa ruh hastası olursun ben 8 yaşında aşık olmadım ama doktor neden benim hayatımı annemden sonra önemsedi diye çok düşündüm hayranlık duydum ben ona göre yabancıydı annem yabancılara güvenme derdi ama onlar can verdi tedavi etti belkide ülkenin evladıyım diye belkide onun görevi ama çocuğun gözünde hayranlık büyüklerin bakış açısında çocukluk aşkı büyünce aşık olmuyorsun insana güven olmayınca duygularda inandırıcı olmuyor üzülme davranışın normal yani gerçeği söyleyen suçlu değildir kendisine yaptığını inkar edecek insanlar suçludur çünkü kendisine yalan söyleyen tüm insanlara yalan söyler özelindeki insana bile
Saygı Değer Administer Yayın Mevzunuz Olarak Cucukluk Dönemi Fawori Çizgidizisinden Felsefi Hayat Yorumu Yapmanıza Şahsen Çok Mutlu Olduğumu Söylemek İsterim ... Şimdiden Emeklerinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Ve Akademik İçerikli Yayınların Devamını Dört Gözle Bekliyoruz ...
"Dolayisiyla ASK hayal edilenle gercek arasindaki ucurumu fark edinceye kadar gecen süredir" Bu süre bence kavusunca basliyor. Bundan dolayi ask daima özlem cekmek, bu özlemin icinde kavusamadigin askini arzulamaktir. Askin en güzel yönü ve kendisi zaten bu sürenin baslamadan önceki tüm zaman.
Seni sevdim ama o lagin mı neyse onu sevmedim başta freudu falan da katıyordun daha iyiydi ama giderek tek psikologa takıntılı bir anlatım oldu hepsini izleyemiycem çatlattı çünkü
İnsanlar doğaları gereği yalnızca menfaat ve ihtiyaçları için şahsî ilişkiler inşa ederler. Menfaatlerini ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde sağlayanlara yaklaşır, bunları sağlamaktan uzak olanlardansa uzaklaşırlar. Bu sebeptendir ki menfaat ve ihtiyaçlarını sizden daha iyi şekilde sağlayabilecek birini gördüklerinde sizi feda etmeleri işten bile değildir. Enayi gibi insanlara bağlılık duyar, sanki karşınızdaki kişi yalnızca kendi menfaati için hareket eden ve sizinle birlikte olan bir sosyal hayvan değilmiş de size bağlılık borcu bulunan ve sizi sırf siz olduğunuz için "seven" vefakar ve yüce bir varlıkmış gibi ona bağlı kalırsanız Cedric gibi ağlar durursunuz. Çoğunuzun ödlek gibi sevdiği insanları kıskanması ve onların menfaatini sizden daha iyi şekilde tatmin edecek kişilerle karşılaşmaları ihtimali dolayısıyla onları kaybetmekten korkması dahi karşınızdaki kişinin sadece menfaatçi hislerle sizinle birlikte olduğunu ve sizden daha iyisini bulunca sizi değiştirebileceğini içten içe bildiğinizin delilidir. Ezik olmayın, kimsenin sizi siz olduğunuz için sevme borcu olmadığı gibi siz de kimseye bağlılık, samimiyet ve dürüstlük borçlu değilsiniz. İlişkilerinizi menfaat üzerine kurun zira karşınızdaki insanlar da sizinle kurduğu ilişkiyi salt menfaat üzerine kuruyor. Eğer sizin zamanı gelince, onlardan faydalanıp onları yenisiyle değiştirince onlara karşı takındığınız "olumsuz" tavrı eleştirmeye ve kendilerinin böyle yapmadığını söylemeye kalkışırlarsa fırsat bulamadıklarını ya da güçlerinin yetmediğini, halbuki kendilerinin de menfaatçi olduğu için menfaatçi birine karşı takınılan tavrınızda hiçbir sakınca bulunmadığını söyleyin. Hayatı böyle yaşamaya başladığınızda son derece rahat olacaksınız. İnsanlar sizin için bir nesneden ibaret olduğu ve onlarla olan menfaat harici tüm bağlarınızı kestiğiniz vakit hem kafanız rahat olacak hem de o nesnelerden maksimum faydayı elde etmenin keyfine varacaksınız. Keriz olmayın. Keriz iseniz de niye yarı yolda bırakıldım diye salya sümük ağlayıp sizi yarı yolda bırakanların size bakıp kahkaha atmasına şaşırmayın.
Her insan aynı değil kardeşim benim herkes sırf çıkarı için birlikte olmuyor insanları eşya gibi görmek doğru değildir bu tür duygusuz ve kötü davranışlari normal olarak nitelendirmeyin elbette bir insan sizi sevmediğinde durumu kabullenmeniz lazım ama herkese eşya gibi davranıp menfaat uğruna ilişki kurarsanız biryere varamassiniz bir insan sizi dış görünüşünüze bir şeyde olsa gücünüzde gitse hastalığa veya herhangi bir şeye yakalansada karışıklık olarak buna dayanmalı ve birbirlerini sevmelidir herkes menfaatçi değil çünkü
@@FIRTINA963 Her insan bir canlıdır ve her canlının amacı kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirmektir. Bundan ötürü kaynakları en geniş olup soyunu en nitelikli şekilde devam ettirebilecek bir diğer canlıya yönelim doğaldır ki biz zaten buna canlının menfaati adını veriyoruz. Elbette her canlı bir değildir, bazı azınlıktaki kesimler soyunu devam ettirme isteğinden yoksundur ve birtakım içgüdülere sahip değildir ancak çoğu canlı kendi menfaatinin peşinden koşar. Evrim bizi bu noktaya getirdi, bu sayede bugünlere kadar gelebildik. Bu evrimsel içgüdüleri kuvvetli olmayan azınlıktaki canlılar hariç hemen her canlının kendi menfaati doğrultusunda hareket ettiğinin bir evrimsel gerçek olduğunu kabul ettiğimizde ise paradigmamızı, dünyaya bakışımızı değiştiririz. Zira kendi menfaati doğrultusunda hareket eden kişi benim için değil kendisi için hareket ediyordur ve ne talihi ne de başına gelenler beni ilgilendirir. Bu durumda benim bir özne olarak hedefim, mümkün mertebe bu nesneden en yüksek faydayı elde etmek ve işim bitince onu bir kenara atmaktır, zira hemen her canlı böyle yapar ve doğal olan budur. Kalkıp da kendi menfaati peşinde koşturan bir nesneyi kendimle, özneyle bir tutup eşit görecek, onun derdiyle dertlenecek ve karar alırken beni değil kendi menfaatini dikkate alan bir varlığı umursayacak değilim. Bir yere varamadığım ise doğru değil, üniversitenin son iki yılı boyunca pek çok nesneyi kullanıp attım, özellikle mezun olduktan sonra iyi bir gelire sahip olmam, kendi menfaatini tesis etmeye gayret eden bu nesneleri sihirli şekilde bana çekti. Elbette verdiğim hemen hiçbir vaadi yerine getirmedim, benden menfaat elde etmeye çalışan hiçbir varlığa üzülmedim. Menfaat peşinde koşturanlara ne dürüstlük ne de mertlik borçluyum. Sana da tavsiye ederim, hayat böyle çok güzel.
@@FIRTINA963 İnsan evrimden bağımsız bir canlı değildir, onun mahsulüdür ve tüm evrim mahsulleri gibi kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirme saikiyle hareket eder. Bundan ötürü bırak elin adamının/kadınının menfaatlerinden bağımsız şekilde seni "sevmesini", öz anne baban bile seni soylarının devamlılığını sağladığın için "severler". Kendi soylarının devamı olan sana verdikleri ilgi ve "sevgi"leri, kan bağı azaldıkça azalır. Sokaktaki çocuğa sana davrandıkları gibi davranmayıp olası bir durumda seni tercih edecek olmalarının sebebi de budur, kendi menfaatleri doğrultusunda soylarının devamlılığını tesis etmektir. Hal böyleyken tanımadığın etmediğin bir insanı sırf "o insan" diye sevmen tabii ki mümkün değildir. O kişiden bir menfaatin olacağını anlar (kadınsan seni besleyecek ve kaynaklarından faydalanıp soyunu devam ettirebileceğin güçlü bir erkekten, erkeksen de soyunu en çok ve en estetik görünümlü çocuklarla sürdürebilecek kadından) ve o kişiye "sevgi" beslersin. Güzel görülmeyen kadınlarla güçsüz ve fakir erkeklerin tercih edilmeme sebebi, onlardan elde edilebilecek menfaatin azlığından kaynaklanır. İnsanların bu menfaatçiliğinden haberdar olan biri, elbette menfaati peşinden koşan insanlar kendisini ne kadar umursuyorsa o da onları o kadar umursar. İnsanlar seni nesne olarak görüyor, itiraf etseler de etmeseler de, öyleyse sen onları daha çok nesneleştirip kullandıktan sonra çöpe atacaksın ve hiçbir pişmanlık da duymayacaksın zira karşındaki bir sevgi pıtırcığı değil kendi menfaatlerinin peşinden koşan ve seni umursamayan bir varlıktır. Şahsen ben insanları umursamamaya başladıkça, onları benim öznemce fethedilip kullanılacak nesneler olarak gördükçe kafam rahatladı. El alemin kızını düşünmek bana kalmadı nasıl olsa, ayrılırken hiçbirinin ağlaması da beni üzmedi. Zira ben biliyordum ki bu varlıklar (çok zengin olmasam da) maddi ve fiziksel kuvvetimden etkilenerek benimleydiler. Öyleyse bu kişilere dürüstlük borcum bile yoktur, son derece rahat bir vicdanla hareket ettim ve halimden de gayet memnunum. Cedric'i oynamak isteyen safdillere iyi şanslar.
İnsan evrimden bağımsız bir canlı değildir, onun mahsulüdür ve tüm evrim mahsulleri gibi kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirme saikiyle hareket eder. Bundan ötürü bırak elin adamının/kadınının menfaatlerinden bağımsız şekilde seni "sevmesini", öz anne baban bile seni soylarının devamlılığını sağladığın için "severler". Kendi soylarının devamı olan sana verdikleri ilgi ve "sevgi"leri, kan bağı azaldıkça azalır. Sokaktaki çocuğa sana davrandıkları gibi davranmayıp olası bir durumda seni tercih edecek olmalarının sebebi de budur, kendi menfaatleri doğrultusunda soylarının devamlılığını tesis etmektir. Hal böyleyken tanımadığın etmediğin bir insanı sırf "o insan" diye sevmen tabii ki mümkün değildir. O kişiden bir menfaatin olacağını anlar (kadınsan seni besleyecek ve kaynaklarından faydalanıp soyunu devam ettirebileceğin güçlü bir erkekten, erkeksen de soyunu en çok ve en estetik görünümlü çocuklarla sürdürebilecek kadından) ve o kişiye "sevgi" beslersin. Güzel görülmeyen kadınlarla güçsüz ve fakir erkeklerin tercih edilmeme sebebi, onlardan elde edilebilecek menfaatin azlığından kaynaklanır. İnsanların bu menfaatçiliğinden haberdar olan biri, elbette menfaati peşinden koşan insanlar kendisini ne kadar umursuyorsa o da onları o kadar umursar. İnsanlar seni nesne olarak görüyor, itiraf etseler de etmeseler de, öyleyse sen onları daha çok nesneleştirip kullandıktan sonra çöpe atacaksın ve hiçbir pişmanlık da duymayacaksın zira karşındaki bir sevgi pıtırcığı değil kendi menfaatlerinin peşinden koşan ve seni umursamayan bir varlıktır. Şahsen ben insanları umursamamaya başladıkça, onları benim öznemce fethedilip kullanılacak nesneler olarak gördükçe kafam rahatladı. El alemin kızını düşünmek bana kalmadı nasıl olsa, ayrılırken hiçbirinin ağlaması da beni üzmedi. Zira ben biliyordum ki bu varlıklar (çok zengin olmasam da) maddi ve fiziksel kuvvetimden etkilenerek benimleydiler. Öyleyse bu kişilere dürüstlük borcum bile yoktur, son derece rahat bir vicdanla hareket ettim ve halimden de gayet memnunum. Cedric'i oynamak isteyen safdillere iyi şanslar.
İnsan evrimden bağımsız bir canlı değildir, onun mahsulüdür ve tüm evrim mahsulleri gibi kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirme saikiyle hareket eder. Bundan ötürü bırak elin adamının/kadınının menfaatlerinden bağımsız şekilde seni "sevmesini", öz anne baban bile seni soylarının devamlılığını sağladığın için "severler". Kendi soylarının devamı olan sana verdikleri ilgi ve "sevgi"leri, kan bağı azaldıkça azalır. Sokaktaki çocuğa sana davrandıkları gibi davranmayıp olası bir durumda seni tercih edecek olmalarının sebebi de budur, kendi menfaatleri doğrultusunda soylarının devamlılığını tesis etmektir. Hal böyleyken tanımadığın etmediğin bir insanı sırf "o insan" diye sevmen tabii ki mümkün değildir. O kişiden bir menfaatin olacağını anlar (kadınsan seni besleyecek ve kaynaklarından faydalanıp soyunu devam ettirebileceğin güçlü bir erkekten, erkeksen de soyunu en çok ve en estetik görünümlü çocuklarla sürdürebilecek kadından) ve o kişiye "sevgi" beslersin. Güzel görülmeyen kadınlarla güçsüz ve fakir erkeklerin tercih edilmeme sebebi, onlardan elde edilebilecek menfaatin azlığından kaynaklanır. İnsanların bu menfaatçiliğinden haberdar olan biri, elbette menfaati peşinden koşan insanlar kendisini ne kadar umursuyorsa o da onları o kadar umursar. İnsanlar seni nesne olarak görüyor, itiraf etseler de etmeseler de, öyleyse sen onları daha çok nesneleştirip kullandıktan sonra çöpe atacaksın ve hiçbir pişmanlık da duymayacaksın zira karşındaki bir sevgi pıtırcığı değil kendi menfaatlerinin peşinden koşan ve seni umursamayan bir varlıktır. Şahsen ben insanları umursamamaya başladıkça, onları benim öznemce fethedilip kullanılacak nesneler olarak gördükçe kafam rahatladı. El alemin kızını düşünmek bana kalmadı nasıl olsa, ayrılırken hiçbirinin ağlaması da beni üzmedi. Zira ben biliyordum ki bu varlıklar (çok zengin olmasam da) maddi ve fiziksel kuvvetimden etkilenerek benimleydiler. Öyleyse bu kişilere dürüstlük borcum bile yoktur, son derece rahat bir vicdanla hareket ettim ve halimden de gayet memnunum. Cedric'i oynamak isteyen safdillere iyi şanslar.
Nereden geldim ? Ana rahminden Hayatın amacı ne ? Kendine ne biçtiysen Öldükten sonra ne olacak ? Bu beni ilgilendirmez çünkü şuanda bunun bir cevabı yok ve hayatımın devamında da olmayacak (Düzenleme) Bunları ergenlik döneminde bir ergen olarak söylüyorum dostlarım hicbirsey kafaya takmaya değmez ve hiçbir şeyin uzun bir cevabı yoktur herşeyin çözümü kafada biter bu da basittir
Şimdiye kadar gördüğüm herkes aynı . Kimisi içkinin, kimisi kadının , kimisi aşkın, ve hatta kimisi de tanrının ... ailenin, kralıni, hayallerin , çocukların , gücün ... yaşamlarını sürdürebilmek için bir şeyin sarhoşluğuna muhtaçlar. Herkes birşeyin KÖLESİDİR. -Kenny Ackerman
Yumi ishiyama code lyoko'un ana karakterlerinden biridir aynı zamanda lyoko warriors'un çevik atlatik yarı japon üyesi. Kendisi tüm okul tarafından beğ4nilir güzel bulunur ana karakter olmamasına rağmen herkes onunla çıkmak ister yine ana karakter olmamasına rağmen ailesel sorunları vardır. UDRICH stern'e aşıktır. Udrich ise ana karakter olmamasına rağmen okulun en yakışıklı ve popüler çocuğudur. Bence ikiside ruhsuz inatçı salağım önde gideni neyse. içine kapanık alınan sevdikleri için her şeyi yapar. Babasıyla notları yüzünden kavga ederler. Bunlar ilk görüşte birbirine aşık olur Udrich'in bie saplantısı var sizi adında okul müdürünün şantaşcı kibirli egoist kızı sürekli bizim grubu izler falan neyse ikinci sezon başında William adında 4 tane okuldan atılmış son okulda her tarafı aşk mektuplarıyla donatmış bu manyak neyse gelir gelmez ud4ich kıskanır. 32. Bölüm sevgililer günü bölümünde Dizimizin uyuz ana karakterine gizemli bir kolye gelir bu yüzden Bizim ana karakterin sevgimizi il3 bir karakter sınıfta d3rs esnasında kavga ederler sonra tenefüste"fazla büyütüyorsun detk3n" sisi elind3 bir konser bileti davetiyesi ile gelir yimi kıskançlığından çatlar hen William elinde bir demet gülle yılının yanına gelir ve Udrich bu durum üzerine Yumi,'ye yazdığı şiiri Sisi'ye okur Yumi'de Willism'i öper ve kazan kaynamaya başlar 35. Bölümde Yumi' in babası ışten çıkartılır. Udrich'te bunun üzerine yasa dışınayız oynar hatta ülkenin başkanına Yumi'nin babası hakkında mektup yazmaya kalkar. Yumi buna sinirlenir . Olay bir ş3kild3 çözülür 36. Bölümde Yumi herhalde oğlanı sinirlendi4m3k için William ile havuza gider Udrich'te sisi'yi alıp peşletind3n gider. Birde william yüks3k dalış yapıp Yumi'yi etkil3mesin diye kendiside yüksek dalış yapmak ister ama doda ne oğlanın yükseklik korkusu varmış başı döner vw havuza düşer. Bütün kızlar oğlanın başında toplanır tam Yumi Udrich'e eşini teneffüs yapacak Udrich gözlerini acar birde oradan çıkınca"Sana beni gözetlememeni söylemiştim der" ortalık kızışır. Neyse 39. Bölümde tabi hiç bir yapımda ana karakterlerin tuvalete gittiğini banyo yaptığını yemek yediğini görmediģimiz için Xana n3 yapsın sabah akşam demeden saldırıyor bunlarda gwc3leri çıkmaları yasak olan bir yatılı okulda olmaları verende deçıkıyo4lar mecbur n3yse yine saldırıyı durdurmayı bir gec3 dönerken Udrich, Yumi'ye açılmaya karar verir onu 3vin3 kadar takip eder ve ne görsün William kapının önünde onu bekliyor. Yıkıntı 3vinin önünd3 Udrich'in gözlerinin önünde öper Udrich"ah olqmaz" diyip kaçar tabi diğer üç salağım n3 havuzdan ne de bu olaydan haberi olur ne de olacaktır. Sabah olur araba kürsü veriliyor bunlara William her ** ya arabayı sürer Udrich süremez o esnada Odd bir laf atar sonra udrich sini4lenir 3illiam'da Udrich'e üstü kapalı beceriksiz diyince Udrich buna ağız burun girişir hemde öğretmenin arkası dönükken sonra ceza alırlar Xana saldırır sonra Senarisit Yumi'yi kurtarmadı için udrich'i görevlendirir Ud4ich yumi ve ailesini kurtarır Yumi ona sarılır geçmişe geri dönüş yapılır lyoko'un girenler hariç herkesin hafızası silinir ve olaylar hiç yaşanmamış gibi olur zaten dizide her şey mış gibi oluyor arkadaş mış gibi dünyayı kürtarıyor muş gibi 53 . Bölüme geldiğimizde Yumi diyor kız-iki haftalık tatilde çok şey düşündüm bir gün birlikteyiz bir gün değiliz bir sen kıskançlık bit gün ver bunu açıklığa ksvuşturmsmız lazım" peki sonuç ne sadece arkadaşız arada yine Udrich Yumi'yi kurtarsın Ya Udrich'in başı derde girsin ya Yumi'nin t3mamlı bölümler var 93. Bölüme geldiğimizde "William eğer çevremde pervane olursa kıskanma olur mu? "Sen neyden bahsediyorsun biz iyi arkadaşız [ ] Neden bunları anlattım en az 20 bölüm bu ilişki 2 ve ya daha fazla bölüm gereksiz bir işe yaramayan karakterlerin gösterelim . Bunlar gene iyi olanlar live action'u kimse beğenmedi hatta livw action'u senaryosunu yazan adam ana dizinin senaryosunu yazan adam değil hayranların hiç biri bunu beğenmedi [ ] Birde son olarak ana karakter hakkında bir iki şey söylemek istiyorum siz hiç 95 bölüm boyunca kaçan kaçırılan bir ana karakter gördünüz mü hiç dövüşmeyi bilmeyen kendini nadiren savunan lafla peynir gemisi yürüten ha yemin ediyorum avatar Ang'den bule daha masum saf çocuksu bir karakterimiz var elimizde [ ] Zaten her şeyi aşk için yaptılar sante kimlik oluşturmak 2 yıl boyunca okuldan defalarca kaçmak dersi yarıda bırakmak satır not almak ail3lerine öğretmenlerine sürekli yalan söylemek ve inanır mısınız hiç birinde bir gram pişmanlık yok herkes emin n3 yaptığından şartlı bomba imha ettiler askeri füze ayıldı üzerlerine tahrif edildiler kaçırılxılar arabaları nükleer santrallar çarptı meteor düştü kazan dairesinde yandılar daha nicesi hiç birinde bir karakter gelişimi olmadı birde sonra yapımcı ve senaristler bütçe dıkıntısindan dolayı geçinemiyoruz y3ni bölümler yazamadık demek yerine isim için bu dizi bitmiştir diyip bıraktılar yemin ediyorum hikayenin yarısında yatma vakti diyen babanne gibisiniz amk kızın babası öldü dansınız ama evelotion'da baban yaşıyor ann3n yaşıyor ama başka bir adamla evlenmiş dediniz Xana yok edemedik dediniz yav siz neyi i tam yaptınız bu güne kadar neyse b3n kendimi tutamadım yazdım umarım gözleriniz yorumlamıştır seyredin seyredin ama Sade ce bu diziyi değil code lyoko dizi incelemedi yapan yabancı kanalları seyredin azıcık bir büteile bilimkurgusal işler yapıyoruz derken batırdılar diye izleyin öģrenin belki size bir şeyler katar uzaylılar ıç sonsuzluk onların olsun ben ölünce lyoko'un gitmek istiyorum
İnsanın bu dünya yaşamına şahitlik etmesi için gönderildiğine inananlardanım. Evet anlayabilmek, anlam verebilmek için yaşamamız, deneyimlememiz gerekiyor ki olgunlaşıp kemale erebilelim. İnsanın bu yolculuğunda aşk gibi bazı kudsiyetlerin haikatine varabilmesi için ikinci bir nesneye bir kadına ya da bir erkeğe ihtiyacı vardır. İkisinin bir araya gelmesiyle bir bütünleşme, bir birleşme yani bir hakikat ortaya çıkar, tamamlandığını eksik parçasını bulduğunu hisseder belki de. Aşk kutsaldır, mahremdir, hakikatine çok az kişi varabilir bence. İnsanların kıyafet değiştirdiği gibi insan değiştirdiği aşkı ve sevgiyi yozlaştırdığı bir zamanda bunu anlayabilmek elbette zor. Hakikatine varabilmeyi, gerçekten hissedebilmeyi istediğim bir konuya dem vurmuşsunuz, katıldığım ve katılmadığım yönleri var elbette. Güzel bir çalışma olmuş.
Teşekkür ederim bu anlamsızlıkta bana 2 3 fikir daha kattın kendimi anlama yolunda kendimi başka şeylere bağımlı etmemin gereksiz olduğunu hatırlattın❤
12:30 evet olmıycak çünkü sen kendine döndü snarsın o insanın seni aynlamasından dolayı ama bu bir yanılsma işte ve sen zaten o insanı hayalinde kusurlaştırıkende farketmeden kendindeki kusursuz özellikleri (sende olduğunu snadığın) ya da sende olmasını istediğin kusursuzları ona aktarıyorsun çünkü sendeki eksiklikleri ona atfedersen tamamnlanıp kendini tam,bütün ve var hissedeceksin.Belikde bu yüzden aşk acısı bu sanrıdan dolayı çok beter geliyoda biz onsuz yapamam diyoruz çünkü anlık tamamlanın verdiği sanrılı haz bizi tekrar eksik hissetmeye mahkum ediyor. 13:36 bencede kendinde olmayanı karşı tarafa verince tamamnlanıyorsun bu da aşk işte.
Cedric'in üzümlü kekim lafı, üzüme alerjisi olduğu ve hiçbir zaman üzüm yiyemeyeceği imkansız olan aşkını bir metafor olarak ne güzel de anlatmış. Yine harika bir video olmuş..
"Hayal ettiğimiz ruhlara beğendiğimiz bedenleri giydiriyoruz ve aşık olduğumuzu zannediyoruz" der Shakespeare. Bence bugünün insanının en büyük yanılgılarından biri de aşk ile şehveti karıştırması ve Tanrının hakkını sezara vermesi. Eline sağlık arkadaşım güzel bir video olmuş.
İlk olarak lütfen efendim sahneyi açın ben Bugra, ve bu söz Shakespeare'in değil. Ben tüm shakespeare kitaplarına değilde bütünlüğüne hakimim ve böyle bir söz asla yoktur. Bu söz "Ful Yaprakları" adlı tiyatro oyununa aittir, Civan Canova adlı bir Türk yazara aittir.
Bende birini sevince sadece dış görünüşüne aşık olmaktan korkuyorum yada yüzü yansa yinede severmiydim diyorum
@@bugrasert1320yohohohhoho😂😂ben de tam simdi kaynak soracaktım adama. Ve ben de, Shekaspeare'e bu sözün ait olmadığına nerdeyse emindim. Hz. İsa sallallahu aleyhi vesellem, Hz. Muhammed sallallahu aleyhi vesellem, Buddha, Konfüçyüs (Kung Fu Tsu), Sokrates, Nietzsche, Shakespeare ve Einstein. Bu dördü sanırım, dünya tarihi boyunca en çok yalan nispet edilen insanlar.
@@FIRTINA963 Aşk kimyasal bir olaydır,dış gorunuşle çok alakası yok insanın gözleri kör oluyor. Karşindaki çok çirkin biri de olabilir yani normal standartlara göre..
Eğer 8 yaşındaysanız ve aşıksanız hayat gerçekten çok güzel
işte budur, aşk...aslında aşık olduğumuzu sandığımız kişiyi değilde aşık olmayı seviyoruz. Aşkın getirdiyi hissleri seviyoruz. Beynimiz aşık olmayı arzuladığında ise karşımıza çıkan insanlardan bize en uygun olan kişiyi aşkımız sanıyoruz. Doğası gereği insan bu aşk çabuk ulaşıla bilirse, ondan çabuk sıkılır. Sonra yeniden ve yeniden arayışa girer...
Mükemmel
Hayat istirapla sıkılganlik arasındadır.
Her yaş bir tecrübe, yaş aldıkça bilinçlenme, bilinçlenme oldukça, sorumluluklar artması, Sevgi, üzüntü, mutluluk, güven duyguları yaşamaya başlar insanoğlu.❤
Bütün takipçilerin adına söylüyorum bunu.İyi ki varsın,teşekkürler ❤
Uzun süredir seni takip ediyorum. Kim olduğun , kanalı kurmaya nasıl karar verdiğin gibi kişisel soruları cevaplayacağın bir soru cevap videosu çok iyi olur.
8:51 bide şey var mesela insan kendindeki eksiklikleri tamamlayanı bulduğuna aşık olurmuş bu da aslında aşık olmanın eksik olduğunu kabul etmeyle doğrudan bağlantılı ve varoluşunu kendini severek var edemeyen var oluşundaki eksikliklerinin ve olmayan varoluşunun yerine ötekini koyma çabası,tamamlanma sonucunda kendini o insanla aşk yaşarken yaşadığını hissetme gayretinden.Aşkın getirdiği hormonlar, psikoloji üzerindeki etkisinden dolayı yaşama katlanırken insanın kendinden uzaklaşmasını engelliyor olabilir mi?Aşk beraberinde farkındalıkda getiriyor temelde hayatımıza giren her insan zaten biz farketsek de etmesekde bizdeki bir özelliği yansıtıyor bunu şöyle düşünebiliriz yazarlar kitaplar okurların elinden düşmesin diye kitabı sürükleyici yaparlar ve bir kitabın sürükleyici olması için kitapta okuyucuyu çeken okuyucuya tanıdık gelen unsurlar bulundurmalıdır okuycunun hayatına kapı açmalı onu kendine çekmek için okuyucuların ortak özelliklerini ya da günlük hayat problemlerini içinde barındırrak okuyucusunu ya da okuyucusunun hayatını okuyucuya yansıtmalıdır ki kendimizi kaptırabilelim şimdi bu sürükleyici kitabı hayatımıza giren ve uzun soluklu iletişimde ya da ilişkide kaldığımız sürükleyici insanlar yerine koyarsak o zman o insanlarda kendimizden birer parça veya parçalar görmemeizin asıl sebebi kendimiz hakkında bize farkındalık sunması (zaten farkında olduğumuz- olmadığımız) aşkda en belirgin şekilde bence insanı insana aynalıyor. Sonuç olarak benlik kendini tanıma ve yaşadığının bilincinde olma hali ama kendi öz farkındalığında olmayan en basidinden zevklerini ve renklerini bilmyen fark edmemeiş biri için bence aşk farkındalik kapısı açıyor ve belkide aşık olunca onu düşünmekten uyuyamamızın sebebide bu, onu düşünce halinde düşünerek mutlu olup hormon salgılayıp psikolojimizin düzelmesi ve ondaki sevdiğimiz şeyleri düşünürken kendimizi tanımamız kendimiz hakkında farkındalık sahibi oldukçada varoluşumuzdaki asıl eksiklik olan kendine farkındalığı doldurmamızdan kaynaklı uykusuz kalmak cazip geliyor ya da düşündükçe hormon salgılamadan başlayıp dolaylı olarak kendimizdeki varoluşsal eksikliği bi nebze olsun doldurabiliyor olmak bizi uyutmuyor bu konuda bi kaç söz var:
'Ne kadar az bilirsen, o kadar uyursun...' (Maksim Gorki)
'Uyursan gece biter, uyumazsan sen...'(Jean-Paul Sartre)
'Çok uyumak kaçmaktır, uyumamaksa yakalanmak...'(Sigmund Freud)
Ben varoluşumuzdaki ana eksikliğimizin anneden sonra yeni bir bütünleşicek (tamamlanıcak) beden bulup (bunu bizi tamamlayana aşık olmaklada ilişkilndirebiliriz) kendimizi bu beden üstünden tanımlamak,tamamlamk ya da bu bedenle varolduğumuzu hissetmek,o kişi varsa ben varım diyip kendimize verdiğimiz değeri onun tarafından ne kadar arzulandığımızla biçmek olduğunu düşünmüyorum çünkü bu bence sağlıklı bir insan psikolojisi değil bence varoluşumuzdaki eksiklik kendimizi sevmek, kendimizi sevmekten ileri gelen yalnız kalıp kendizmize vakit ayırma ve sonrasında peşi sıra gelen kendine yönelik farkındalık kısacası bedenini ve kendini,ruhunu dinlemenin bence düzenli yapıldıkça zmanla değişen insan üzerinde zmanla değişen farkındalıkları tanımasına imkan verecek ve bence birisi olmadan kendi içimizdeki karakteristik ya da travmatik eksiklikleri farkedicek ve belkide zmanla kendimizi onarmak için işe koyulabileceğiz ya da yardım almaya başlayacağız günün sonunda varoluşsal sancılar bence bi nebze olsun bu yollada son bulur,insanın kimsye ihtiyacı olmadan da kendi yolunu bulabileceğini düşünüyorum. (kendi başımıza eksikliklerimizi fark edemesekde kendimize vakit ayırma adı altında gittiğimiz terapistlerinde bu konuda aynı yardımı sağlıycağını düşünüyorum)
Çok güzel açıklamışsın ...
@@Burakim Çok teşekkür ederim bu ilgi alanıyla alaklı yaptığım yoruma ilk defa bu kadar ilgi gösterildi insanların en azından bir kısmının gelişiyor olması güzel
@@PBGAGA 20 beğeni almıs 😮 özür dilerim okumaya üşendim
@@serenard573 ne özrü estağfurullah bende üşenirdim
👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
Aşk, kendi içindeki eksikliği kabul etmektir… O kişiyle tamamlanmaya çalıştığın zaman bilinçsizce kusurlarını kabulleniyorsun. Bu insana zevk veren şey. Neden tamamlanmaya çalışıyoruz? Çünkü eksiğiz ve bunu aşık olana dek fark edemiyoruz. Hatta aşkı bu kadar romantize etmeyi bu yüzden seviyoruz. Birebir eksikliğimizi ve onunla tamamlanacak insanı senaryoluyoruz. Videoda dediği gibi, hediyeler almak ya da vakit geçirmek istemek aşk demek değildir. Varlıktaki eksikliği kabullenmektir.
böyle duygusu yüksek çizgi filmler yok artık nasıl severdim
Videoların kalitesi çok iyi konular efsane elinize sağlık beyin fırtınası düşündürüyor ve çok hoşuma gidiyor...
Daha reklamlarda beğendim cedric i görünce harika bir şey çıkacağı kesin
Ya sen nasıl bir zihin noktasında mükemmel biseysin.. var ol
Vay be zamanında cine5'te o kadar çok izlerdim ki annem "oğlum sıkılmıyor musun başka çizgi filmler de izle" derdi. Yaş 25 ama yaşlanmış hissediyorum kendimi :((
Ve beklenen video...
Cedric...
Çocukluğundan izlemeyen var mıdır...
Ve izleyip de dalıp🎉 gitmeyen...
Kısacası bir çizgi film ancak bu kadar güzel kurgulanır...
Ve bir video ancak bu kadar güzel analiz edilir...
Aslında aşkın içinden geçtiği herşey güzel olurmuş...
Çocukluğumun bu güzel çizgi dizisini bu kadar guzel irdeledigin için ne kadar teşekkür etsek azdır. Var ol
Çocukluğum aklıma geldi. Çocuk olduğum zamanlarımı unutmuşum. Zaman su gibi akip gitmiş. ... Oldukça güzel video olmuş.
hic kimseyi sevememek kalbimin durmasına sebep olacak.
Dursun mq bunca zaman attı da noldu sanki bıktık la
bunu izleyen veya farkında olan insan , aşkın sanrı olduğunun farkında olan insan , neden hala nasıl aşkı ister veya arzular ki . insan düştüğü çukurdan veya gördüğü çukura karşı nasıl arzular halde bulabilir kendini. insan gerçekten gario bir şey ben hala anlam verebilmiş veya anlamını bulabilmiş değilim
Kesinlikle çok tuhaf. Ama şöyle düşün açlığın neden olduğunu bilirsin vücudun enerjiye ihtiyacı vardır çünkü. Ya da neden uyuruz dinlenmek için. Ama bunları bilmemize rağmen yine acıkırız ve uykumuz gelir. Yani aşkın sebebini, biyolojisini ne kadar bilirsek bilelim yine de aşık olmayı engelleyemeyiz. Bu da diğer duygular gibi doğanın ve evrimin bize bir oyunu
@@CarlSAGAN. Bence bu bize aşk ihtiyaç mıdır sorusunu sordurur. aşk diğer besinler gibi ihitiyacımızı gieren bir şey ise hangi ihtiyacımızı giderir. az buçuk biyoloji bilen karbonhidrat yağ ve proteinlerin ne işe yaradıklarını bilir. biz de aslında onların açığını besinlerle kapatıyoruz. ama aşk maddesel değil ki bir şeyin eksikliğini kapatsın. insanın manevi dünyasına inmemiz gerekir ki zaten aşk menavi bir ihtiyacı gidermekte ama biz neyin ihtiyacını gideriyoruz. varoluşsal zayıflığımızı gidermek ise bu aşk gibi bir şey bunu kapatamaz ki kapatamıyor da sadece bizi bir süreliğine hayatta umutta kalmamızı sağlıyor. aşık olmak aşka vardığın anda biten bir eylemdir aşk imkansızdır. aslında biz aşkı değil yolunda koşmayı ve feda etmeyi seviyoruz. bence aşkın amacı da bu. kendimizin yaşam amacını kendimizin yaratılış amacımızın olduğunuzu düşündüğümüz şeye feda olunmak. o zaman aşk insana duyulandan daha üstün olmalı ki ulaşılması hem zor hem meşakkatsiz ve kırıcılıksız olmalı. sadece bizi feda etmeli
Çünkü eksik ve yarımız bir başkasının sevgisine ilgisine ihtiyaç duyarız. Aşk, fiziksel ve manevi ihtiyaçlarımızı giderir ve yalnızlığımızı sadece hayal kurup karşımızdakinin bizi tamamlayacağını düşünürüz öylece gerçeklerden ve hayatın anlamsızlığından sıyrılırız ama gerçek olan şey bu değil. Bütün insanlar diğer teki olmayan bir çorap gibi...
bu video altinda dolasan insanlara saygilar sabirlar sevgiler
Manyak ötesi bir video❤
Çok derin bir felsefe var
Ah be başlığı görür görmez yüzümde bir tebessüm oluştu
Abi gözümden yaş geldi dinlerken, sanırım ben de aşık olmuşum
Kesinlikle katılıyorum.
Çocukluğu, Cedric zamanında geçenler.
Ask kadar bktan bisey yokmuş demek tamamen kendini kucuk dusuren eksik biri hata kimi zaman insanin kendine olan saygusini bile yitirdiği bi sacmalik icimizdeki o bosluk hissini kendimizle doldurgumuz zaman kimseye ihtiyaç duymayiz
gelecek ütopyası yada distopyasıyla alakalı bir konsept bekliyoruz. :')
Çok güzel video emeğinize sağlık
Seni o kadar iyi anlıyorum ki cedric;;(
Oysaki herkesin bir üzümlü keki vardı amaç sadece ona ulaşmaktı..
Ve kimse üzümlü kekine ulaşmayı başaramadı
Aşık oldum sanırım ama kusursuzluğa inanmadım. Belki de hissettiğim şey aşktan öte olan saf sevgi idi. Aşkın getirdiği delicesine duygular geçtiğinde bile özünde orda durmaya devam edecek olan sevgi.
Karşımdaki kişiyi kusurlarıyla kabul edebilmiştim. Zaten olması gereken bu değil miydi?
Ancak kimi zaman da kendimi duygusuzlukla suçladım. Sevgi meselelerine bile rasyonel baktığım için. Belki de hiç sevmemişimdir :)
Ben video izledikçe yada Cedric izledikçe üzümlü kekimi bulmak istedim şuan bulamadım ama umarım siz üzümlü kekini bulursunuz ve kendiniz bulursunuz ♥️
BREAKING BAD WALTER WHITE FELSEFESİ GELSE KEŞKE ARTIK
Yedi Güzel Adam dizi senaryosunda dikkatimi cezbeden bir detay vardı. "Aşk bir yansımadır, bazen bir kadının bazen çocuğunun üzerinden yansıyabilir.. ama kadın ile erkek aradan çekilince geriye sadece ilahi aşk kalır." gibisinden bir söz etti Cahit Zarifoğlu. Enteresan olan şey, Zarifoğlu'nun senaryoya gerçekten bağımsız eklenmiş Zehra karakterine yıllar boyu süregelen aşkına ve kavuşmak imkansız da olmamasına rağmen gidip bir başkasıyla evlenmesidir. Böylece kendince Zehra'ya giden yolun önünü kesmişti.. Kadın ve erkek aradan çekilip geriye sadece ilahi aşk kalmıştı. Belki sırf reyting kassın diye yazılan bir senaryo ürünüydü Zehra, ama bence aşktaki yansımanın tam tarifi. Kaldı ki İslam'da mesela kulların birbirine merhameti de Allah'ın rahmetinin bir yansıması olarak ele alınır, hatta anne rahmine bu yüzden rahim denir. Aşk da bunun için var edilmiş bir duygu diye düşünüyorum, nasıl ki bir ışın bir aynaya çarpıp gözüme ilişiyor ve beni aydınlatıyorsa fakat gerçek o değil ve onun bir kaynağı varsa... kadın, erkek, çocuk, makam, para.. fani olup da bağlanabileceğimiz her şey yansıyan ışındır, ve bizler bunlardan yüz çevirmediğimiz takdirde yansıma ışınlarla doyumsuzca yaşayıp gideriz, kaynağı görmek için yüzünü ona dönmek lazımdır, ayna kaynak değildir efendim... (Zarifoğlu Zehra'ya bir de şunu söylemişti: "Ben şiirlerimi kızlara değil, buzlara yazıyorum, herkes buz dağının görünen kısmının şiirini yazıyor ancak ben buz dağının görünmeyen kısmının şiirini yazmak istiyorum.") Videoda da değinildiği üzere madem ki aşk sürekli bir duygu, onu süreksiz şeylere harcayarak kendimizi heder etmekten öteye geçemeyiz... Ayrıca videoda aşk kusursuzluk ister, kusursuz gösterir demiş.. bu yüzden de kusurluda tatmin olamayız efendim. Hatta bence bu yüzden eğer aşıksanız evlenmeyin, sadece severek evlenin ki aşk geçince artık görmeye başlayacağınız kusurlarıyla zar zor baş etme ihtimalinizi göze almış olmayın.
Harikaydı 🤍
Hissettiğimiz şeyleri anlamlandırmaya çalışarak ,yorularak bu dünyadan geçip gidiyoruz işte...Kendisini anlayıp , kendisine değer veren bir insan aşık olmak gibi zorlayıcı bir kaosun içine kendini sürükler mi acaba?
Videolar her zamanki gibi muazzam ve ilham verici. Bir felsefe öğrencisi olarak bu kanala bakıyorum ve daima imreniyorum, benzerini bir gün ben de yapmak istiyorum. Başarılarının devamını dilerim. ^^
Daha dün seni düşündüm video atarmısın diye çok mutlu oldum❤🎉
iyi seyirler :)
@@TeolojikFelsefehocam eski videoları neden kaldırdınız
@@TeolojikFelsefeCode lyoko b3nim için ne ifade ediyordu? Bazı hayat hikay3lerinden bahseden fakat bunların kimsenin fark etmediği bir dizi mı yoksa herkes marvel hayranı ve herkes onun dekorla4ini alıyor oyuncaklaklarini alıyor herkes hary potter adalarını alıyor karakter cosplay yapıyor onun oyunlarını oynuyor ya ben bu toplulukta neredeyim? Bunun öfkesi mı? Biraz bu olabilir. Peki bu b3nim kötü olan bir seyi inatla savundugum anlamına gelir mi hayır b3n wadece yurt dışında konuştukları için türkiyede konuşulmasını sadece ben 10 generator rex gumball adventure time değilse show falan benzetmesinler bir dizinin beğenilmesi oyun figür lerinin satmadı için amerika yarından onay wlmadini oradan Warner bross Walt disney Nicklodoen gibi firmalarda yayınlanması gerektiğinden hepimiz hemfiki4rz sanırım.Kapitalizm buralarada sıçramış Illada köşeli japan italya veya sudanlı değil illada her yapimi Amerikanlaştirma içindeler Sanki bunun karşi oldugunuz kominizm ile çok ta bir farkı yokmuş gibi Birde tutturmuş(Bir şeyi seçmek veya s3çm3mek senin özgürlügundedir) diyorlar
Ülkücü liberalizm kominizm emperyalizm aynı şeyler Öncegidin iradeözgür irade probl3mi i çözü ondan sonra halkalara toplumlara yönetim sistemi pazarları şunu unutmayın Her kamu kuruluşu dernek vakıf hatta okul ve hastane h3m liberalizm ve kominist bütün sist3mler insanları kontrol etmeye çalışır kah dinsilikl3 kah zorbalıkla bu yüzden ne izlefiginiz3 neyi nezaman nasıl kullandığınıza v3 kiminle konuştuğunuz çok dikkat edin 3 kez so4gulayin bir kez harakete geçin .
Bir dakika konu nerey3 geldi na code lyoko'un neden türkiyede popüler olmadığından bahsediyordum Bizim gibi 3. Dünya ulkelerind3 eğitim seviyesi düşük sürekli darbe devrim isyan dinin yozlaşması derin devlet yapılarının olduğu yerlerde kan vahşet ve cinselliğin yuva yaptığı biyokimya fizik yazılım mühendislik gibi şeylerin konuşamadığı pokemon gibi ben 10 gibi ninja kaplumbağalar gibi (biliyorsunuz ğuzel kadına düşünüz türk milleti olarak) winx gibi (game of trhoned breaking bad rick and morty family guy dahil) en çok buralarda popüler olor orta doğu ve kuzey af3ika ülkeleri dahil buna öte yandan google trende girip derin araştırmalar yaptıktan sonra gördüm ki ben 20 gibi dergiler show adventure time ve gumbal gibi yapımlar Kore Japonya finlandiya danimarka isveç norveç gibi eğitimin önemli olduğu teknolojiy3 yatırım yapan yerlerde daha az popüler peki ne fark ettim biliyor musunuz code lyoko buralarda daha fazla popüler demekki neymiş armut dibine düşer coğrafya kader
Bende düşünüyordum üzümlü kekim sözünü nerden hatırlıyorum.
Teolojik Felsefe kusursuzsun❤
Bence Cedric aşka aşıktı hocasını ya da Chen’i sevmiyordu tatmin olma duygusunu onlarla tamamlamaya çalışıyordu.
melankolik karakter ;)
Hocam çok güzel bi video olmuş tebrik ederim 👌👌 olaya chenin açısından bakarsak nasıl bi durum ortaya çıkmakta ??
Ezel için Ramiz dayı neyse Cedric için büyükbabası da o dur.
Cedric tadında cizgi filmler kalmadı temiz sevgilerin kalmadığı gibi
Yorumcumuz da çok güzel anlatıvermiş...
Cedric acaba aşık mi,bazen erkeklerin aşık olduğunu sandiklarini dusunuyorum. Bir çok aşk kitabı okudum Leyla ile Mecnun,Kerem ile Aslı vs.. Ordaki erkekler cidden bir kadina aşıklardı,onune geleni beğenmiyorlardi ve kendini begendirmeye calişan kadinlara dahi bakmiyorlardi. Mecnun sadece Leylayı sevdi 12 yaşında ta olunceye kadar avare oldu,delirdi. Çok yakin zamanda Orhan Pamuk'a ait Benim adım Kırmızı kitabını okudum ordada baş karakter Kara çocukluktan beri aşık olduğu tek kadın Şekureye olan aşki 20 yaşindan sonra hic bitmeden devam etti,evlenmedi hic kimseyi sevmedi ustelik sekure evli ve cocuklari olmuştu,şekure cedric gibiydi daha cok 😂 herkese aşık oluyordu tabiri aşık degil flortöz ve sapik zihniyetli oluyor bence..Hiç aşık olmamaışlar yani,kara ona aşkini ilan etmesine ragmen, Şekure bunu bilmesine karşin gozu yine baska erkeklerdeydi..Kara en son askindan sakat kaldi o zaman evlendi şekure...
Ben de cedricle aynı kafadaymışım onu anladım
Hayallere olabildiğince inanmak bana kalırsa büyük bir çöküşü de yanında getirir kaçınılmaz olarak.
Peki kadınlar ve erkekler arasında aşkı yaşama bicimindeki ciddi farklılık hakkında ne düşünüyorsunuz
Hiç bu açıdan bakmamıştım çocukken izleyip geçtim ama çok güzel değerlendirme yapmışsınız fikrinize yüreğinize sağlık. Aşkın güzelliği kavuşmadan var o kavuşma ihtimalinin hep diri olmasıyla
"Aşk hayal edilenle gerçek arasındaki uçurumu fark edinceye kadar geçen süredir." Kişi sevgilisinde ne görmek istiyorsa onu görür. İşte bu kusursuz olarak görme ve görünmeden sonrasında da pişmanlık yaşayıp aşkın büyüsünün bozulup sahteliğini fark edip bunu aktif bir şekilde yaşamaktan korkuyorum. Evet biliyorum, çünkü bitişle sonuçlanacağını biliyorum. Her çokluk da zıttını doğurur hipoteziyle beraber de. Kaçmamın sebebi bu. Hayattan. Zevk alınacak olan paranın çokluğundan bile sıkılıcağımı düşünüyorum. Bunun gibi aç olduğumuzdaki yemek isteme arzumuz gibi sonra yok oluyor çünkü ulaştık... Her zaman zevki aldığımızda bir pişmanlık kaplıyor çünkü bedende. Niye yaptım? Niye yaşadım? Bu kadar mıydı? Ama ona ulaşmadan önce bu şekilde görmüyordum bunu. Noldu da onu mükemmel görmeyi kaybettim. Tutkular gibi aşk da aynı yere geliyor. İlk gördüğümüz gibi asla değil. Ulaşamadığımıza sürekli aşık olabiliriz. Diğer türlü gizlilik dışı açıklık bizi ona olan aşkıda bitirtir. Herşeyi. İşte bu yüzden bu kimyayı çözdüğümden çoğu çok sevdiğim şeyden uzaklaşmaya çalışıyorum. Ona olan tutkumun süresini ölçüyorum. Ne zamana kadar bu isteğim geçecek? Bu kimyayı çözdükten sonra hayatta çoğu şeyde bunu görüyorsun.
Aynı yatakta yatıyor olsak bile, herkes kendi uykusuna dalmıyor mu :)
Güzeldi bu
çok hoş bir video olmuş tebrikler
İşin tek saçma tarafı Cedricin 8 yaşında olmasıydı. 8 yaşındaki halimi hatırlıyorum da aşk heralde o zamanlarda düşüneceğim son şeydi. Yani en azından 12-13 yaşlarında olması gerekirdi bence
Cedric'in psikolojik olarak bana bu denli yakın olması garip geldi.
Woww gerçekten harika bir videoydu çok etkilendim
Galiba sadece ben çizgi filimleri dümdüz izliyorum 😂
Çizgi dizinin sonunda Cedric chine tecavüz etmemişmiydi yoksa sadece bir kurgumuydu?
Eğer kurgu değil ise tecavüzün piskolojisini bizlere aktarabilir misin?
Ve bilgi dolu bir kanal sizi tebrik ederim umarım daha başarılı olursunuz.....
Türkiyedeki insanların kıçından uydurduğu birşey.
Hayır ölye bir bölüm yok. Türkiyedki insanların kendi kıçından uydurduğu birşey.
tıpkı torunu gibi tembel olduğundan demiryollarından emeklidir kısmı bana yanlış geldi tembellik neden bir meslek grubuna bağlı tutuluyor
Killa hakan tonlamasında muhteşem bir video izledim. Çocukluğumun minik bir kısmını detaylandırmak güzel geldi teşekkür ederim ❤
Aşık olmak istemem aşkin verdiyi hissleri sevmem kendimi daha heyecanli ve enerjik hissetmemle bağlı bunu anliyorum ve ister Kadın ister erkek, ister genç ve ya çocuk her kesin aşka ihtiyaci olduğunu düşünüyorum
Ağzina sağlık admin 🤚
Hocam sabırla bekliyorum videolarınızı, fakat sizin hakkinizda pek bi bilgim yok,bir tanıtım videosu gelirse super olur..
Tek kelimeyle harika bir video olmuş❤
katılıyor musunuz? Ben katılmıyorum.
Cedric'i çocukken hiç izlememiştim. Ama şimdi fark ettim ki ben başlı başına bir Cedric'mişim. Benim de en kıymetli iki vazgeçilmezim aşkım ve dostluğumdur ve günlük notlar tutmayı, o notlarda yaşadıklarımı bir mantığa oturtma veya en azından pürüzlerinden arındırma hali var. Ben başından beri hep Cedric gibi davranmışım...
Herşey aşk değil
Hiç büyük babam olmadı babam var ama hayatim da yeri sadece maddi ihtiyaçlarimi gideren ve benimle aynı evde yaşayan bir sponsorum gibi, cahilce de olsa bazi "hayat derslerimi" abilerimden aldım sevgiyi sadece annemden gördüm 19 yaşindayim ailemde ki erkeklerden sevgi ihtiyacim çok çok az karşilandi, hep birilerinin hoşlandigi bir kız oldum ama normal bir ilişkim olmadı bunları neden yazdım bilmiyorum... Düşünüyorum ki her insanın hayatin da onu anlayan seven ve dürüstçe yanında ona destek olan birine ihtiyaci var, her kesin böğle birini bulmasini umarim 🤍
Kazakistandan selamlar! yalniz (ligini anlayan) Sedrik
Muhteşem devamke❤
Paylaşalarınızı beğeniyle takip ediyorum. İçerikleriniz çok güzel. Emeğiniz için teşekkürler💐
ingilizce öğretmenim çok severdi bu çizgi filmi tavsiye ederdi bize
Hayat zor olabiliyor ,fazla karmaşık olabiliyor aşk ise bunu daha da karmaşıklaştırıyor.
Kesin yazanın yaşanmışlığıdır
Bu nasil guzel anlamli kalbe dokunan bir video olmush 🤩 emeyinize saglik
Şöyle kanallar bize lazım allah razı olsun entellektüeleşiyoruz
Birde gözüme takıldı. 4 bin izlenme fakat 600 beğenme var bu gerçekten çok acı. En azından emeğe saygı için bir like çok mu zor? Not: ADMİNİ HİÇ TANIMIYORUM. SADECE SAYĞI DUYUYORUM . hürmetlet
Emeğine sağlık…🙏🏻
İyi ki böyle bir video geldi 😂
Ben 16 yaşındayım yaklaşık 2 yıldır felsefe ile ilgileniyor bir olgunun arkasındaki gerçeği araştırıyor ve düşünüyorum. Tabii kendiminde. Küçüklük saflığı ile sevdiğim birisi tarafından terk edildiğim zaman(2 senelik bir iliskiydi) kafama dank etti bu dünyanın acı verici olduğu. Okuduğum o sözler okuduğum o kitaplar şimdi daha anlamlı geliyordu. Erken yaşta bu tecrübeyi edinerek kendimi cok ama cok şanslı görüyorum. Ne yazık ki üstümde bıraktığı travma etkisi hala zaman zaman beni çarpar baska birisini sevmemi engeller. Kirpinin ikilemini iliklerime kadar yaşıyorum. Evet sevmekten ve sevilmekten korkuyorum bunun farkındayım. Altında yatan birçok sebep var bunu da biliyorum. Hepsini yazsam sığmaz buraya😅. Herneyse oyle bomboş yazmak vakit öldürmek istedim. Ama son birşey söylemem gerekirse şunu demek isterim;bizi bir kadın doğurdu,ailemize bağımlı yaşadık, arkadaşlarımıza ihtiyaç duyuyoruz,sevilmeye ve kabul edilmeye ihtiyacımız var. Bütün gecmişimiz ve beynimiz bize düşmanken neden onu aşmayalım? Neden aşk gibi muhtaç olduğumuz bir eksikliği aşmayalım? İyi akşamlar diliyorum. Güzel videoydu❤
Sen ne kral bir adamsın. 16 yaşında kirpi paradoksunu anlamışsın.👍
Neden aşasın? Bu aşman gereken bir evre değil. Aksine tarif edilemeyecek kadar hoş duygular yaşadığın eşsiz bir dönem. Ben hiç aşık olmamış insanlara acırım, ne sıkıcılardır onlar. Aşk bizi olgunlaştırır ve mütevazı kılar. Empati yeteneğimizi geliştirir, bencilliğimizi eritir. Evrimsel olarak da eğer insan türünün devamına hizmet etmeseydi aşk diye bir fenomen beyinlerimizi etkilemezdi. Bizler robot ya da yapay zeka değiliz, zaman zaman irrasyonel düşünme eğilimimiz olmasa idi bugün ne kahramanlık ne de aşk destanları olurdu. Hayatımız sıkıcı, gri, monoton bir şekilde geçerdi ki bence ölmek bile böyle bir ömürden daha iyidir. İnsan olmak bütün saçmalıkları ile güzeldir, aşk dahil.
Kirpi paradoksu ne?
@@MS-mr5hv Pardon reis yeni gördüm. Kirpi paradoksunu tahminen öğrenmişsindir aradan 1 ay geçmiş. Kısaca;Kirpikler soğuk havalarda bir araya gelip birbirlerine kenetlenerek ısınmaları ancak durum bu olunca kirpilerin dikenleri birbirine batıyor ve canları yanıyor. O zaman dipdibe durmasınlar dersek de kirpiler bu sefer soğuktan acı çekmeye başlıyorlar. Kirpinin ikilemi ise ya diğer kirpiye yakın olup onun acısı ile ısınmak yada tek başına soğuğun acısına katlanmak.
Bir insan ne kadar biliyorsa o kadar eksik, ne kadar eksikse o kadar aşıktır diyebilir miyiz?
Eksikliği olmayıp aşık olanlar kimlerdir ve buna nedenir
10:16 yaw böyle deme iştee..
Ay'ın her gece hilal biçiminde kalması onun değişmeyen saflığını ve ilk harfini temsil etmektedir. O günlüğüne yazarken ve anılarını seyirciyle paylaşarak dördüncü duvarı yıkarken odası maviye bürünür. Aslında bu mucizevi renk yansıması olayını denizin üzerinde görürüz. Gökyüzü karanlıksa denizin de yüzeyi karadır, maviyse o da mavidir. Onun odası ve günlüğü sonsuz derinliğe sahip bir deniz olarak tabir ediliyor. Cedric son bölüme dek bir yaş bile almamıştır. Gökyüzünde ise zaman durmuştur ve ay biçimini terk etmemiştir. Bu dizide geçen aşk-arkadaşlık felsefesini fransız bakış açısı ve sosyo kültürel genetikler bakımından bizlerin tam anlamıyla idrak edemeyeceğini ve yorum kazandıramayacağını düşünüyorum. Belki günün birinde 8 yaşında hissederseniz (veya kaç yaşında olursanız) materyalist hedeflerden ve tutkulardan arınıp zarafeti ve zenginliği sadelikte bulursunuz. Dizinin değinemediğim başka mesajları da var ama izlerken daha kolay...
22 yasındayım hala aşık olamadım ben sorunlu olabilir miyim?
Bence gayet normal kendime de derim karşılaşmamis olabilirim
Aile kurmadınsa sorun yok güven yaşa bakmaz ailenin i$inde ideolun olacak ki ona benzeyeni güvenip sırtını sayarsın yoksa ruh hastası olursun ben 8 yaşında aşık olmadım ama doktor neden benim hayatımı annemden sonra önemsedi diye çok düşündüm hayranlık duydum ben ona göre yabancıydı annem yabancılara güvenme derdi ama onlar can verdi tedavi etti belkide ülkenin evladıyım diye belkide onun görevi ama çocuğun gözünde hayranlık büyüklerin bakış açısında çocukluk aşkı büyünce aşık olmuyorsun insana güven olmayınca duygularda inandırıcı olmuyor üzülme davranışın normal yani gerçeği söyleyen suçlu değildir kendisine yaptığını inkar edecek insanlar suçludur çünkü kendisine yalan söyleyen tüm insanlara yalan söyler özelindeki insana bile
@@nagihankocak4843 çok güzel açıklamışsınız teşekkür ederim.
Lakan kim?
Bende bı zamanlar cedric gibiydim. Kavuşmak nasıl olurdu bilmiyorumm ama aşık olmak güzeldi
Saygı Değer Administer Yayın Mevzunuz Olarak Cucukluk Dönemi Fawori Çizgidizisinden Felsefi Hayat Yorumu Yapmanıza Şahsen Çok Mutlu Olduğumu Söylemek İsterim ... Şimdiden Emeklerinize Sağlık Her Daim Bilgilendirici Ve Akademik İçerikli Yayınların Devamını Dört Gözle Bekliyoruz ...
"Dolayisiyla ASK hayal edilenle gercek arasindaki ucurumu fark edinceye kadar gecen süredir"
Bu süre bence kavusunca basliyor. Bundan dolayi ask daima özlem cekmek, bu özlemin icinde kavusamadigin askini arzulamaktir.
Askin en güzel yönü ve kendisi zaten bu sürenin baslamadan önceki tüm zaman.
Seni sevdim ama o lagin mı neyse onu sevmedim başta freudu falan da katıyordun daha iyiydi ama giderek tek psikologa takıntılı bir anlatım oldu hepsini izleyemiycem çatlattı çünkü
İnsanlar doğaları gereği yalnızca menfaat ve ihtiyaçları için şahsî ilişkiler inşa ederler. Menfaatlerini ve ihtiyaçlarını en iyi şekilde sağlayanlara yaklaşır, bunları sağlamaktan uzak olanlardansa uzaklaşırlar. Bu sebeptendir ki menfaat ve ihtiyaçlarını sizden daha iyi şekilde sağlayabilecek birini gördüklerinde sizi feda etmeleri işten bile değildir.
Enayi gibi insanlara bağlılık duyar, sanki karşınızdaki kişi yalnızca kendi menfaati için hareket eden ve sizinle birlikte olan bir sosyal hayvan değilmiş de size bağlılık borcu bulunan ve sizi sırf siz olduğunuz için "seven" vefakar ve yüce bir varlıkmış gibi ona bağlı kalırsanız Cedric gibi ağlar durursunuz. Çoğunuzun ödlek gibi sevdiği insanları kıskanması ve onların menfaatini sizden daha iyi şekilde tatmin edecek kişilerle karşılaşmaları ihtimali dolayısıyla onları kaybetmekten korkması dahi karşınızdaki kişinin sadece menfaatçi hislerle sizinle birlikte olduğunu ve sizden daha iyisini bulunca sizi değiştirebileceğini içten içe bildiğinizin delilidir.
Ezik olmayın, kimsenin sizi siz olduğunuz için sevme borcu olmadığı gibi siz de kimseye bağlılık, samimiyet ve dürüstlük borçlu değilsiniz. İlişkilerinizi menfaat üzerine kurun zira karşınızdaki insanlar da sizinle kurduğu ilişkiyi salt menfaat üzerine kuruyor. Eğer sizin zamanı gelince, onlardan faydalanıp onları yenisiyle değiştirince onlara karşı takındığınız "olumsuz" tavrı eleştirmeye ve kendilerinin böyle yapmadığını söylemeye kalkışırlarsa fırsat bulamadıklarını ya da güçlerinin yetmediğini, halbuki kendilerinin de menfaatçi olduğu için menfaatçi birine karşı takınılan tavrınızda hiçbir sakınca bulunmadığını söyleyin.
Hayatı böyle yaşamaya başladığınızda son derece rahat olacaksınız. İnsanlar sizin için bir nesneden ibaret olduğu ve onlarla olan menfaat harici tüm bağlarınızı kestiğiniz vakit hem kafanız rahat olacak hem de o nesnelerden maksimum faydayı elde etmenin keyfine varacaksınız. Keriz olmayın. Keriz iseniz de niye yarı yolda bırakıldım diye salya sümük ağlayıp sizi yarı yolda bırakanların size bakıp kahkaha atmasına şaşırmayın.
Her insan aynı değil kardeşim benim herkes sırf çıkarı için birlikte olmuyor insanları eşya gibi görmek doğru değildir bu tür duygusuz ve kötü davranışlari normal olarak nitelendirmeyin elbette bir insan sizi sevmediğinde durumu kabullenmeniz lazım ama herkese eşya gibi davranıp menfaat uğruna ilişki kurarsanız biryere varamassiniz bir insan sizi dış görünüşünüze bir şeyde olsa gücünüzde gitse hastalığa veya herhangi bir şeye yakalansada karışıklık olarak buna dayanmalı ve birbirlerini sevmelidir herkes menfaatçi değil çünkü
@@FIRTINA963 Her insan bir canlıdır ve her canlının amacı kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirmektir. Bundan ötürü kaynakları en geniş olup soyunu en nitelikli şekilde devam ettirebilecek bir diğer canlıya yönelim doğaldır ki biz zaten buna canlının menfaati adını veriyoruz. Elbette her canlı bir değildir, bazı azınlıktaki kesimler soyunu devam ettirme isteğinden yoksundur ve birtakım içgüdülere sahip değildir ancak çoğu canlı kendi menfaatinin peşinden koşar. Evrim bizi bu noktaya getirdi, bu sayede bugünlere kadar gelebildik.
Bu evrimsel içgüdüleri kuvvetli olmayan azınlıktaki canlılar hariç hemen her canlının kendi menfaati doğrultusunda hareket ettiğinin bir evrimsel gerçek olduğunu kabul ettiğimizde ise paradigmamızı, dünyaya bakışımızı değiştiririz. Zira kendi menfaati doğrultusunda hareket eden kişi benim için değil kendisi için hareket ediyordur ve ne talihi ne de başına gelenler beni ilgilendirir. Bu durumda benim bir özne olarak hedefim, mümkün mertebe bu nesneden en yüksek faydayı elde etmek ve işim bitince onu bir kenara atmaktır, zira hemen her canlı böyle yapar ve doğal olan budur. Kalkıp da kendi menfaati peşinde koşturan bir nesneyi kendimle, özneyle bir tutup eşit görecek, onun derdiyle dertlenecek ve karar alırken beni değil kendi menfaatini dikkate alan bir varlığı umursayacak değilim.
Bir yere varamadığım ise doğru değil, üniversitenin son iki yılı boyunca pek çok nesneyi kullanıp attım, özellikle mezun olduktan sonra iyi bir gelire sahip olmam, kendi menfaatini tesis etmeye gayret eden bu nesneleri sihirli şekilde bana çekti. Elbette verdiğim hemen hiçbir vaadi yerine getirmedim, benden menfaat elde etmeye çalışan hiçbir varlığa üzülmedim. Menfaat peşinde koşturanlara ne dürüstlük ne de mertlik borçluyum. Sana da tavsiye ederim, hayat böyle çok güzel.
@@FIRTINA963 İnsan evrimden bağımsız bir canlı değildir, onun mahsulüdür ve tüm evrim mahsulleri gibi kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirme saikiyle hareket eder. Bundan ötürü bırak elin adamının/kadınının menfaatlerinden bağımsız şekilde seni "sevmesini", öz anne baban bile seni soylarının devamlılığını sağladığın için "severler". Kendi soylarının devamı olan sana verdikleri ilgi ve "sevgi"leri, kan bağı azaldıkça azalır. Sokaktaki çocuğa sana davrandıkları gibi davranmayıp olası bir durumda seni tercih edecek olmalarının sebebi de budur, kendi menfaatleri doğrultusunda soylarının devamlılığını tesis etmektir.
Hal böyleyken tanımadığın etmediğin bir insanı sırf "o insan" diye sevmen tabii ki mümkün değildir. O kişiden bir menfaatin olacağını anlar (kadınsan seni besleyecek ve kaynaklarından faydalanıp soyunu devam ettirebileceğin güçlü bir erkekten, erkeksen de soyunu en çok ve en estetik görünümlü çocuklarla sürdürebilecek kadından) ve o kişiye "sevgi" beslersin. Güzel görülmeyen kadınlarla güçsüz ve fakir erkeklerin tercih edilmeme sebebi, onlardan elde edilebilecek menfaatin azlığından kaynaklanır.
İnsanların bu menfaatçiliğinden haberdar olan biri, elbette menfaati peşinden koşan insanlar kendisini ne kadar umursuyorsa o da onları o kadar umursar. İnsanlar seni nesne olarak görüyor, itiraf etseler de etmeseler de, öyleyse sen onları daha çok nesneleştirip kullandıktan sonra çöpe atacaksın ve hiçbir pişmanlık da duymayacaksın zira karşındaki bir sevgi pıtırcığı değil kendi menfaatlerinin peşinden koşan ve seni umursamayan bir varlıktır.
Şahsen ben insanları umursamamaya başladıkça, onları benim öznemce fethedilip kullanılacak nesneler olarak gördükçe kafam rahatladı. El alemin kızını düşünmek bana kalmadı nasıl olsa, ayrılırken hiçbirinin ağlaması da beni üzmedi. Zira ben biliyordum ki bu varlıklar (çok zengin olmasam da) maddi ve fiziksel kuvvetimden etkilenerek benimleydiler. Öyleyse bu kişilere dürüstlük borcum bile yoktur, son derece rahat bir vicdanla hareket ettim ve halimden de gayet memnunum. Cedric'i oynamak isteyen safdillere iyi şanslar.
İnsan evrimden bağımsız bir canlı değildir, onun mahsulüdür ve tüm evrim mahsulleri gibi kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirme saikiyle hareket eder. Bundan ötürü bırak elin adamının/kadınının menfaatlerinden bağımsız şekilde seni "sevmesini", öz anne baban bile seni soylarının devamlılığını sağladığın için "severler". Kendi soylarının devamı olan sana verdikleri ilgi ve "sevgi"leri, kan bağı azaldıkça azalır. Sokaktaki çocuğa sana davrandıkları gibi davranmayıp olası bir durumda seni tercih edecek olmalarının sebebi de budur, kendi menfaatleri doğrultusunda soylarının devamlılığını tesis etmektir.
Hal böyleyken tanımadığın etmediğin bir insanı sırf "o insan" diye sevmen tabii ki mümkün değildir. O kişiden bir menfaatin olacağını anlar (kadınsan seni besleyecek ve kaynaklarından faydalanıp soyunu devam ettirebileceğin güçlü bir erkekten, erkeksen de soyunu en çok ve en estetik görünümlü çocuklarla sürdürebilecek kadından) ve o kişiye "sevgi" beslersin. Güzel görülmeyen kadınlarla güçsüz ve fakir erkeklerin tercih edilmeme sebebi, onlardan elde edilebilecek menfaatin azlığından kaynaklanır.
İnsanların bu menfaatçiliğinden haberdar olan biri, elbette menfaati peşinden koşan insanlar kendisini ne kadar umursuyorsa o da onları o kadar umursar. İnsanlar seni nesne olarak görüyor, itiraf etseler de etmeseler de, öyleyse sen onları daha çok nesneleştirip kullandıktan sonra çöpe atacaksın ve hiçbir pişmanlık da duymayacaksın zira karşındaki bir sevgi pıtırcığı değil kendi menfaatlerinin peşinden koşan ve seni umursamayan bir varlıktır.
Şahsen ben insanları umursamamaya başladıkça, onları benim öznemce fethedilip kullanılacak nesneler olarak gördükçe kafam rahatladı. El alemin kızını düşünmek bana kalmadı nasıl olsa, ayrılırken hiçbirinin ağlaması da beni üzmedi. Zira ben biliyordum ki bu varlıklar (çok zengin olmasam da) maddi ve fiziksel kuvvetimden etkilenerek benimleydiler. Öyleyse bu kişilere dürüstlük borcum bile yoktur, son derece rahat bir vicdanla hareket ettim ve halimden de gayet memnunum. Cedric'i oynamak isteyen safdillere iyi şanslar.
İnsan evrimden bağımsız bir canlı değildir, onun mahsulüdür ve tüm evrim mahsulleri gibi kendi kaynaklarını arttırıp soyunu devam ettirme saikiyle hareket eder. Bundan ötürü bırak elin adamının/kadınının menfaatlerinden bağımsız şekilde seni "sevmesini", öz anne baban bile seni soylarının devamlılığını sağladığın için "severler". Kendi soylarının devamı olan sana verdikleri ilgi ve "sevgi"leri, kan bağı azaldıkça azalır. Sokaktaki çocuğa sana davrandıkları gibi davranmayıp olası bir durumda seni tercih edecek olmalarının sebebi de budur, kendi menfaatleri doğrultusunda soylarının devamlılığını tesis etmektir.
Hal böyleyken tanımadığın etmediğin bir insanı sırf "o insan" diye sevmen tabii ki mümkün değildir. O kişiden bir menfaatin olacağını anlar (kadınsan seni besleyecek ve kaynaklarından faydalanıp soyunu devam ettirebileceğin güçlü bir erkekten, erkeksen de soyunu en çok ve en estetik görünümlü çocuklarla sürdürebilecek kadından) ve o kişiye "sevgi" beslersin. Güzel görülmeyen kadınlarla güçsüz ve fakir erkeklerin tercih edilmeme sebebi, onlardan elde edilebilecek menfaatin azlığından kaynaklanır.
İnsanların bu menfaatçiliğinden haberdar olan biri, elbette menfaati peşinden koşan insanlar kendisini ne kadar umursuyorsa o da onları o kadar umursar. İnsanlar seni nesne olarak görüyor, itiraf etseler de etmeseler de, öyleyse sen onları daha çok nesneleştirip kullandıktan sonra çöpe atacaksın ve hiçbir pişmanlık da duymayacaksın zira karşındaki bir sevgi pıtırcığı değil kendi menfaatlerinin peşinden koşan ve seni umursamayan bir varlıktır.
Şahsen ben insanları umursamamaya başladıkça, onları benim öznemce fethedilip kullanılacak nesneler olarak gördükçe kafam rahatladı. El alemin kızını düşünmek bana kalmadı nasıl olsa, ayrılırken hiçbirinin ağlaması da beni üzmedi. Zira ben biliyordum ki bu varlıklar (çok zengin olmasam da) maddi ve fiziksel kuvvetimden etkilenerek benimleydiler. Öyleyse bu kişilere dürüstlük borcum bile yoktur, son derece rahat bir vicdanla hareket ettim ve halimden de gayet memnunum. Cedric'i oynamak isteyen safdillere iyi şanslar.
Nereden geldim ? Ana rahminden
Hayatın amacı ne ? Kendine ne biçtiysen
Öldükten sonra ne olacak ? Bu beni ilgilendirmez çünkü şuanda bunun bir cevabı yok ve hayatımın devamında da olmayacak
(Düzenleme) Bunları ergenlik döneminde bir ergen olarak söylüyorum dostlarım hicbirsey kafaya takmaya değmez ve hiçbir şeyin uzun bir cevabı yoktur herşeyin çözümü kafada biter bu da basittir
Cok seviyordum cizgi filmi
Şimdi biraz daha anladım cahil halkıma karşı sonsuz HIRSLARIMIN VE ÖFKELERİMİN nerdenden geldiğini. ( Yarım kalmış hayallerimiz ) Teşekkürler admin.
Çok kaliteli bir kanalınız var sizleri tebrik etmek istiyorum
Buyukbabasinin yaptigi kadar kimse cedrice ihanet etmiyor.diger ebeveynleri ilgisiz ama buyukbabasi cedrici sorunlu biri yapacak
Şimdiye kadar gördüğüm herkes aynı . Kimisi içkinin, kimisi kadının , kimisi aşkın, ve hatta kimisi de tanrının ... ailenin, kralıni, hayallerin , çocukların , gücün ... yaşamlarını sürdürebilmek için bir şeyin sarhoşluğuna muhtaçlar. Herkes birşeyin KÖLESİDİR.
-Kenny Ackerman
Gerçek, çarpıtılarak yaşanmak için vardır. Yoksa yaşam, hayal gücünün gölgesinde tatsız tuzsuz çile dergahından öteye gidemezdi.
Yumi ishiyama code lyoko'un ana karakterlerinden biridir aynı zamanda lyoko warriors'un çevik atlatik yarı japon üyesi. Kendisi tüm okul tarafından beğ4nilir güzel bulunur ana karakter olmamasına rağmen herkes onunla çıkmak ister yine ana karakter olmamasına rağmen ailesel sorunları vardır. UDRICH stern'e aşıktır. Udrich ise ana karakter olmamasına rağmen okulun en yakışıklı ve popüler çocuğudur. Bence ikiside ruhsuz inatçı salağım önde gideni neyse. içine kapanık alınan sevdikleri için her şeyi yapar. Babasıyla notları yüzünden kavga ederler. Bunlar ilk görüşte birbirine aşık olur Udrich'in bie saplantısı var sizi adında okul müdürünün şantaşcı kibirli egoist kızı sürekli bizim grubu izler falan neyse ikinci sezon başında William adında 4 tane okuldan atılmış son okulda her tarafı aşk mektuplarıyla donatmış bu manyak neyse gelir gelmez ud4ich kıskanır. 32. Bölüm sevgililer günü bölümünde Dizimizin uyuz ana karakterine gizemli bir kolye gelir bu yüzden Bizim ana karakterin sevgimizi il3 bir karakter sınıfta d3rs esnasında kavga ederler sonra tenefüste"fazla büyütüyorsun detk3n" sisi elind3 bir konser bileti davetiyesi ile gelir yimi kıskançlığından çatlar hen William elinde bir demet gülle yılının yanına gelir ve Udrich bu durum üzerine Yumi,'ye yazdığı şiiri Sisi'ye okur Yumi'de Willism'i öper ve kazan kaynamaya başlar 35. Bölümde Yumi' in babası ışten çıkartılır. Udrich'te bunun üzerine yasa dışınayız oynar hatta ülkenin başkanına Yumi'nin babası hakkında mektup yazmaya kalkar. Yumi buna sinirlenir . Olay bir ş3kild3 çözülür 36. Bölümde Yumi herhalde oğlanı sinirlendi4m3k için William ile havuza gider Udrich'te sisi'yi alıp peşletind3n gider. Birde william yüks3k dalış yapıp Yumi'yi etkil3mesin diye kendiside yüksek dalış yapmak ister ama doda ne oğlanın yükseklik korkusu varmış başı döner vw havuza düşer. Bütün kızlar oğlanın başında toplanır tam Yumi Udrich'e eşini teneffüs yapacak Udrich gözlerini acar birde oradan çıkınca"Sana beni gözetlememeni söylemiştim der" ortalık kızışır. Neyse 39. Bölümde tabi hiç bir yapımda ana karakterlerin tuvalete gittiğini banyo yaptığını yemek yediğini görmediģimiz için Xana n3 yapsın sabah akşam demeden saldırıyor bunlarda gwc3leri çıkmaları yasak olan bir yatılı okulda olmaları verende deçıkıyo4lar mecbur n3yse yine saldırıyı durdurmayı bir gec3 dönerken Udrich, Yumi'ye açılmaya karar verir onu 3vin3 kadar takip eder ve ne görsün William kapının önünde onu bekliyor. Yıkıntı 3vinin önünd3 Udrich'in gözlerinin önünde öper Udrich"ah olqmaz" diyip kaçar tabi diğer üç salağım n3 havuzdan ne de bu olaydan haberi olur ne de olacaktır. Sabah olur araba kürsü veriliyor bunlara William her ** ya arabayı sürer Udrich süremez o esnada Odd bir laf atar sonra udrich sini4lenir 3illiam'da Udrich'e üstü kapalı beceriksiz diyince Udrich buna ağız burun girişir hemde öğretmenin arkası dönükken sonra ceza alırlar Xana saldırır sonra Senarisit Yumi'yi kurtarmadı için udrich'i görevlendirir Ud4ich yumi ve ailesini kurtarır Yumi ona sarılır geçmişe geri dönüş yapılır lyoko'un girenler hariç herkesin hafızası silinir ve olaylar hiç yaşanmamış gibi olur zaten dizide her şey mış gibi oluyor arkadaş mış gibi dünyayı kürtarıyor muş gibi 53 . Bölüme geldiğimizde Yumi diyor kız-iki haftalık tatilde çok şey düşündüm bir gün birlikteyiz bir gün değiliz bir sen kıskançlık bit gün ver bunu açıklığa ksvuşturmsmız lazım" peki sonuç ne sadece arkadaşız arada yine Udrich Yumi'yi kurtarsın Ya Udrich'in başı derde girsin ya Yumi'nin t3mamlı bölümler var 93. Bölüme geldiğimizde "William eğer çevremde pervane olursa kıskanma olur mu? "Sen neyden bahsediyorsun biz iyi arkadaşız
[ ] Neden bunları anlattım en az 20 bölüm bu ilişki 2 ve ya daha fazla bölüm gereksiz bir işe yaramayan karakterlerin gösterelim . Bunlar gene iyi olanlar live action'u kimse beğenmedi hatta livw action'u senaryosunu yazan adam ana dizinin senaryosunu yazan adam değil hayranların hiç biri bunu beğenmedi
[ ] Birde son olarak ana karakter hakkında bir iki şey söylemek istiyorum siz hiç 95 bölüm boyunca kaçan kaçırılan bir ana karakter gördünüz mü hiç dövüşmeyi bilmeyen kendini nadiren savunan lafla peynir gemisi yürüten ha yemin ediyorum avatar Ang'den bule daha masum saf çocuksu bir karakterimiz var elimizde
[ ] Zaten her şeyi aşk için yaptılar sante kimlik oluşturmak 2 yıl boyunca okuldan defalarca kaçmak dersi yarıda bırakmak satır not almak ail3lerine öğretmenlerine sürekli yalan söylemek ve inanır mısınız hiç birinde bir gram pişmanlık yok herkes emin n3 yaptığından şartlı bomba imha ettiler askeri füze ayıldı üzerlerine tahrif edildiler kaçırılxılar arabaları nükleer santrallar çarptı meteor düştü kazan dairesinde yandılar daha nicesi hiç birinde bir karakter gelişimi olmadı birde sonra yapımcı ve senaristler bütçe dıkıntısindan dolayı geçinemiyoruz y3ni bölümler yazamadık demek yerine isim için bu dizi bitmiştir diyip bıraktılar yemin ediyorum hikayenin yarısında yatma vakti diyen babanne gibisiniz amk kızın babası öldü dansınız ama evelotion'da baban yaşıyor ann3n yaşıyor ama başka bir adamla evlenmiş dediniz Xana yok edemedik dediniz yav siz neyi i tam yaptınız bu güne kadar neyse b3n kendimi tutamadım yazdım umarım gözleriniz yorumlamıştır seyredin seyredin ama Sade ce bu diziyi değil code lyoko dizi incelemedi yapan yabancı kanalları seyredin azıcık bir büteile bilimkurgusal işler yapıyoruz derken batırdılar diye izleyin öģrenin belki size bir şeyler katar uzaylılar ıç sonsuzluk onların olsun ben ölünce lyoko'un gitmek istiyorum
Aa Cedric
İnsanın bu dünya yaşamına şahitlik etmesi için gönderildiğine inananlardanım. Evet anlayabilmek, anlam verebilmek için yaşamamız, deneyimlememiz gerekiyor ki olgunlaşıp kemale erebilelim. İnsanın bu yolculuğunda aşk gibi bazı kudsiyetlerin haikatine varabilmesi için ikinci bir nesneye bir kadına ya da bir erkeğe ihtiyacı vardır. İkisinin bir araya gelmesiyle bir bütünleşme, bir birleşme yani bir hakikat ortaya çıkar, tamamlandığını eksik parçasını bulduğunu hisseder belki de. Aşk kutsaldır, mahremdir, hakikatine çok az kişi varabilir bence. İnsanların kıyafet değiştirdiği gibi insan değiştirdiği aşkı ve sevgiyi yozlaştırdığı bir zamanda bunu anlayabilmek elbette zor. Hakikatine varabilmeyi, gerçekten hissedebilmeyi istediğim bir konuya dem vurmuşsunuz, katıldığım ve katılmadığım yönleri var elbette. Güzel bir çalışma olmuş.
Teşekkür ederim bu anlamsızlıkta bana 2 3 fikir daha kattın kendimi anlama yolunda kendimi başka şeylere bağımlı etmemin gereksiz olduğunu hatırlattın❤
bu bölümler bence çok daha güzel,oturup dinleyebiliyorum bisi yaparken podcast gibi
12:30 evet olmıycak çünkü sen kendine döndü snarsın o insanın seni aynlamasından dolayı ama bu bir yanılsma işte ve sen zaten o insanı hayalinde kusurlaştırıkende farketmeden kendindeki kusursuz özellikleri (sende olduğunu snadığın) ya da sende olmasını istediğin kusursuzları ona aktarıyorsun çünkü sendeki eksiklikleri ona atfedersen tamamnlanıp kendini tam,bütün ve var hissedeceksin.Belikde bu yüzden aşk acısı bu sanrıdan dolayı çok beter geliyoda biz onsuz yapamam diyoruz çünkü anlık tamamlanın verdiği sanrılı haz bizi tekrar eksik hissetmeye mahkum ediyor. 13:36 bencede kendinde olmayanı karşı tarafa verince tamamnlanıyorsun bu da aşk işte.