Mondros Mütarekesi

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 23 сер 2024
  • 30 Ekim 1918
    1914 yazında Avrupa merkezli başlayıp Amerika’dan Uzakdoğu’ya kadar genişleyen, çok sayıda devlet ve toplumu derinden etkileyen I. Dünya Savaşı, 1918 sonbaharına doğru hızlı bir şekilde İtilaf Devletleri lehine gelişmeye başlamış, Almanya dâhil hemen bütün ittifak ülkeleri birbirlerinden bağımsız mütareke arayışına girmişlerdir. Savaştan ilk çekilen ülke ise Bulgaristan olmuştu. Almanya dönüşünde Bulgaristan’ın teslim olduğunu ve Almanya’nın da barış girişiminde bulunduğunu öğrenen Sadrazam Talat Paşa, kabinesini toplayarak genel durumdan haberdar ile en kısa sürede barış teşebbüsünde bulunmaları gerektiğini söyledi. Nitekim hükümet, kabine üyelerinden bazılarının mütareke isteğine karşı çıkmasına rağmen İspanya Hükümetine başvurarak, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Wilson’un 8Ocak 1918’de Kongre’ye sunduğu on dört maddelik barış programı ve 27 Eylül 1918’de verdiği demeçte ortaya koyduğu prensipler çerçevesinde müzakerelere başlamaya istekli olduğunu bildirdi ve ABD Başkanı katında, barışın sağlanması için aracı olmasını istedi. Ancak bu girişimden bir sonuç alamayınca yeni arayışlar içersine girdi ve özellikle İngilizlere yaklaşmaya çalıştı. Bu yöndeki girişimler devam ederken “savaşa neden olan kabinenin görevde kaldığı müddetçe barışın gerçekleşemeyeceği” yönünde eleştiri ve uyarıların giderek artması üzerine Talat Paşa Hükümeti 8 Ekim 1918’de istifa etmek zorunda kaldı. Padişah Vahdettin, hükümeti kurmak üzere önce Tevfik Paşa’yı görevlendirmiş ancak onun hükümet kurmada başarısız olması üzerine Ahmet İzzet Paşa’yı atamıştır. Harbiye Nezareti ile Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Riyasetini uhdesinde bulundurmak üzere çoğunluğu İttihatçılardan oluşan yeni bir hükümet kuran (14 Ekim 1918) Ahmet İzzet Paşa, ilk icraat olarak Talat Paşa Hükümetinin başlatmış olduğu mütareke girişimlerini sürdürdü. Londra ile görüşülmesi için Kutül-Amare’de esir alınan ve esirlik günlerini Büyükada’da geçirmekte olan General V. F. Townshend’la temasa geçen hükümet, bu girişimden kısa sürede olumlu sonuç aldı. Nitekim İngiliz Hükümeti Akdeniz Filosu Başkumandanı Koramiral Arthur Gough Calthorpe’a İngiltere, hatta Müttefikler adına mütareke görüşmelerini yürütme yetkisi verdi. Amiral Calthorpe da 23 Ekim’de Sadrazam Ahmet İzzet Paşa’ya bir telgraf çekerek mütareke görüşmelerinde bulunmak üzere Limni Adası’nın Mondros Limanı’na bir heyet gönderilmesini istedi. Bu önemli bir gelişmeydi ancak bu kez de delege olarak kimin görevlendirileceği konusunda anlaşmazlık ortaya çıktı. Ahmet İzzet Paşa, ilk önce Nurettin Paşa’nın delege olarak gönderilmesini önerdi. Ancak Sultan Vahdettin, mütareke görüşmelerine asker göndermenin uygun olmayacağını ileri sürerek Damat Ferit Paşa’nın gönderilmesini istedi. Padişah’ın bu isteği hükümet nezdinde endişeye ve rahatsızlığa neden oldu. Zira devlet yönetimindeki genel kanaat Damat Ferit Paşa’nın böylesine önemli bir görüşmenin altından kalkacak beceri ve dirayette olmadığı yönündeydi. Nitekim Damat Ferit Paşa’nın Ahmet İzzet Paşa’ya söylediği; “Amiral Calthorpe’a devletin bütünlüğü üzerinde anlaşma öneririm, eğer kabul etmezse Londra’ya gider ve İngiltere Kralı’na, ben senin babanın dostuydum der ve isteklerimi kabul ettiririm” şeklindeki sözleri devletin diplomasi ve üst düzey bürokrasi çevrelerinin endişesini haklı çıkarıyordu. Mütareke görüşmeleri için belirlenecek heyette kimlerin yer alacağı hususunda Padişah ile hükümet arasında yaşanan kısa bir anlaşmazlıktan sonra toplanan Meclis-i Vükela, Damat Ferit Paşa’nın delege olarak seçilmesinin uygun olmayacağına, onun yerine Bahriye Nazırı Rauf, Hariciye Müsteşarı Reşat Hikmet ve Yarbay Sadullah Beyler’in gönderilmesine karar verdi. Damat Ferit Paşa üzerinde ısrar etmenin bir hükümet bunalımına yol açacağını anlayan Sultan Vahdettin de Meclis-i Vükela’nın kararını onayladı ancak delegelere verilecek talimatlara, “Hilafet-i Celile ve Saltanat-ı Seniyye ve Hanedan-ı Osmanî Hukukunun temami-i mahfuziyetinin temini”ni şartının eklenmesini istedi. Hükümet ise delegelere; Yunan savaş gemileri dışında Boğazların, ticaret ve savaş gemilerine açık bulundurulabileceği, güvenliğin sağlanması için gerekli olan ihtiyaç dışında askerin terhis edilebileceği, mütareke imzalanır imzalanmaz cephelerde çatışmaların derhal son bulması gerektiği, Osmanlı Devleti’nin içişlerine karışılmaması ve namus-u milliyi rencide edecek hiçbir kararın kabul edilmeyeceği gibi ayrıca bazı direktifler vermişti.
    #atatürk #mustafakemalatatürk #gazimustafakemalatatürk #atatürkiye #atatürküniversitesi #atatürkçü #kemalatatürk #atatürkçüyüz #uluöndermustafakemalatatürk #atatürkarboretumu #atatürkünçocuklarıyız #atatürkcaddesi #atatürksevgisi #başkomutangazimustafakemalatatürk #mkatatürk #atatürkçülük #atatürküanma #başkomutanatatürk #atatürkköşkü #atatürkçüdüşüncederneği #atatürkügördüm #atatürkparkı #başöğretmenmustafakemalatatürk #başöğretmenatatürk #atatürkü #erzurumatatürküniversitesi
    Mustafa Kemal Atatürk
    #mustafakemalatatürk #10yılmarsı #onuncuyılmarşı #onuncuyilmarsi

КОМЕНТАРІ •