O kadar güzel okuyorsunuzki . Uykuya dalmadan önce bütün okuduğunuz şiirleri dinliyorum. Şiir güzel ve sizinle bir başka güzel. Bize bu seyahatlerde eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
“Çeşmek Be-zen Sitare Ezmen Mekon Kenâre” Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedimin nigehban nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar Çok utanıyorum Sitare Dün oturup hesap ettim Sen doğduğun zaman Ben bir askeri mektepte talebeymişim Sen bilmezsin Sitare Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu Her akşam dokuzda yat borusu çalardı Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı Bir derin uykuya atardım kendimi Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı Bende onu alır anamın düşlerine kaçardım Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Seninle konuşurken Sitare Aklıma yıldızlar dökülüyor Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında Gökyüzü salkım salkım Zigguratlar tıklım tıklım Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım Gözlerine baktığım zaman Sitare Bütün çöllere ay doğuyor Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı En kuytu vahaları dolaşıyorum Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare Çadırla su arasında bir cılga var O cılgada narin ayak izlerin var Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun Biliyorum içinde bir sızı var Bıçak ağzı gibi bir sızı var Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan Züheyr’in Suad’ı gibi keremsiz kılan Kuzeyden güneye Güneyden kuzeye Heyy! Gidip geliyorum bu çöllerde Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri Hiç aldırmadan benim esmer sevdama Geviş getiriyorlar ufka bakarak Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum “Ah minel aşk-ı ve halatihi..” Çok eski bir gerçektir bu biliyorum Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum Gözlerin mi daha sıcak gülüyor Yoksa dudakların mı anlayamıyorum Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz Ve ikimizde ıslanıyoruz Ben ne yağmurlar gördüm Sitare Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır O şehirde sırılsıklam gezerdim Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan Tapınaklar insanları safra gibi atardı Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun Kaşı karam, gözü karam, saçı karam Umay gibi yumuşak huylum Nerden çıktın karşıma böyle Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare Adam akıllı yorulmuşum Ellerin böyle olmamalıydı Ellerine acıyorum Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum Durup durup ıssız yerlerde “güçlü ol ey kalbim, güçlü ol Daha çok işimiz var” diyorum
Teşekkür ederim, buldum sizin profile bakınca. @@AysegulYldrm Bir kaç şiir de oradan dinledim. Arada uğrarım kanalınıza, yeni şiirlere! Ahmet Telli'den Çocuksun Sen şiiri gelir mi acaba?
Ne kadar güzel yorumlamışsınız. Ağzınıza yüreğinize sağlık:)
O kadar güzel okuyorsunuzki . Uykuya dalmadan önce bütün okuduğunuz şiirleri dinliyorum. Şiir güzel ve sizinle bir başka güzel. Bize bu seyahatlerde eşlik ettiğiniz için çok teşekkür ederim.
Ayşegül Hanım, nerelerdesiniz? Şiir size çok yakışmış, eşiniz okurken size okuduğunu hissedebildim. Aşkınız daim olsun.❤❤
Kırmayıp yüklediğin için teşekkürler abicim, var ol :)
“Çeşmek Be-zen Sitare
Ezmen Mekon Kenâre”
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare
Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde
Kirpiklerin yüreğime batıyor
Telaşlı bir kalabalığın ortasında
Ayaküstü konuşuyoruz
Nedimin nigehban nergisleri gibi
Üstümüzde bütün nazarlar
Çok utanıyorum Sitare
Dün oturup hesap ettim
Sen doğduğun zaman
Ben bir askeri mektepte talebeymişim
Sen bilmezsin Sitare
Burada gündüzler çekip durduğumuz bir mercan tespih
Geceler içinde uyuduğumuz birer siyah buluttu
Her akşam dokuzda yat borusu çalardı
Yat borusu baştan aşağı hüzün çalardı
Bir derin uykuya atardım kendimi
Siyah benli bir kız düşlerime kaçardı
Bende onu alır anamın düşlerine kaçardım
Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
Seninle konuşurken Sitare
Aklıma yıldızlar dökülüyor
Bir çaresiz Zühre oluyorsun Babil caddelerinde
Ateş gözlü kahinler koşuyorlar arkandan
Binlerce meşalenin ışığı kımıldıyor saçlarında
Gökyüzü salkım salkım
Zigguratlar tıklım tıklım
Dönüp dolaşıp dudaklarına takılıyor aklım
Ah benim bu akıldan sıyrılmış aklım
Kimi gün boşlukta konacak yer bulamayan
Kimi gün inatçı yosunlar gibi kepez diplerine yapışan aklım
Gözlerine baktığım zaman Sitare
Bütün çöllere ay doğuyor
Yoldaş ediyorum kendime İmrül Kays’ı Antere’yi A’şa’yı
En kuytu vahaları dolaşıyorum
Hangi vahaya gitsem çadırlar sökülmüş Sitare
Çadırla su arasında bir cılga var
O cılgada narin ayak izlerin var
Durgun suya düşüp kalmış gözlerin var
Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
Bazan sapsarı bir benizle geliyorsun
Yorgun çizgileri alnında uykusuzluğun
Biliyorum içinde bir sızı var
Bıçak ağzı gibi bir sızı var
Bu sızıdır işte seni verimsiz kılan
Züheyr’in Suad’ı gibi keremsiz kılan
Kuzeyden güneye
Güneyden kuzeye
Heyy! Gidip geliyorum bu çöllerde
Kureyş’in heybetli ve inatçı develeri
Hiç aldırmadan benim esmer sevdama
Geviş getiriyorlar ufka bakarak
Ben kaçıp Yesrib’e sığınıyorum
Yesrib bahane, bir kitaba sığınıyorum
Dağda, ovada, badiyede okuduğum hep elif
Elif diyorum Sitare, sineme elif çekiyorum
“Ah minel aşk-ı ve halatihi..”
Çok eski bir gerçektir bu biliyorum
Bu azgın kalabalıkta seni tam duyamıyorum
Gözlerin mi daha sıcak gülüyor
Yoksa dudakların mı anlayamıyorum
Sinsi bir yağmur altında beraber yürüyoruz
Ve ikimizde ıslanıyoruz
Ben ne yağmurlar gördüm Sitare
Ben kaç kez iliklerime kadar ıslandım
Bilmiyorum sen kaç yaşındaydın
Ben göğü hep bir kurşun gibi ağır
O şehirde sırılsıklam gezerdim
Bölük bölük insanlar boşanırdı tapınaklardan
Tapınaklar insanları safra gibi atardı
Sonra hepsi bir yere toplanıp bana bakarlardı
Bir gün bu şehrin kirli yağmurları alıp götürdü beni
Gidip bir Uygur çadırında göğü dinledim
Kara bulutlar kükrerken bir Kaşkar sabahında
Oturup Aprunçur Tigin ile seni konuştuk
Bakışlarımı sunuyorum, tereddütsüz alıyorsun
Gizli bir tebessümle çağırıyorum, geliyorsun
Kaşı karam, gözü karam, saçı karam
Umay gibi yumuşak huylum
Nerden çıktın karşıma böyle
Sesin ılık bir bahar güneşi gibi ığıl ığıl akıyor içime
Asya’nın bozkırlarında ordular düşüyor peşime
Yığılıp kalmışım bu Anadolu toprağına Sitare
Adam akıllı yorulmuşum
Ellerin böyle olmamalıydı
Ellerine acıyorum
Ve kim bilir kaç zamandan beridir kalbimi öğütlüyorum
Durup durup ıssız yerlerde
“güçlü ol ey kalbim, güçlü ol
Daha çok işimiz var” diyorum
👌💐
Spotify''da şiirleriniz var mı?
@@shadowofyoursmile çok az sayıda
Milenaya mektupları tekrar yüklermisin
Okuyan kişinin ses kalitesi müthiş! Dublaj ya da sesli kitap sanatçıları yanında halt etmiş. Kimdir acaba?
Mehmet Yıldırım
Teşekkür ederim, buldum sizin profile bakınca. @@AysegulYldrm
Bir kaç şiir de oradan dinledim. Arada uğrarım kanalınıza, yeni şiirlere! Ahmet Telli'den Çocuksun Sen şiiri gelir mi acaba?
@@shadowofyoursmile Şu sıralar mümkün değil ama ilk fırsatta istenen şiirleri seslendirecektir. Not alıyoruz. Teşekkürler ☺️
@@AysegulYldrm Harika! Teşekkürler, selâmlar 💗💝
😓
👌🖒