yaş 43 oldu hala arada birde olsa 1-2 saat kendime yaşar kurt molası veririm hayat yolculuğumda .. 98 den bugüne .. yarına nasipse ... tüm dinleyenlere sevgi ve saygı
vay be yaş 34. doksanların sonunda 2000 lerde Yaşar Kurt, Yavuz Çetin,Zardan Adam, Pentagram... kaliteli zamanlardı... herkesin bilmediği ama bilenlerin de hemen birbiri ile anlaşabildiği şarkıcılardan, Yavuz Çetin'de öyle idi ...
Ayni hisleri taşiyoruz..Bu kaos yillarini yasayip o yillar i özlememek..Ah be dost neyse Kisacasi Yavuz cetin özetlemisti oyuncak dünya..Almanyadan selamlar..
Sene 1997.. O zamanlar Bursa da lisedeyiz.. Ben ve arkadaşlarım Yaşar Kurt, Düş Sokağı Sakinleri, Pentagram vs dinliyor ve çalıyoruz.. Bu şarkının daha da güzel olan tarafı ise tüm okula konser veriyoruz ve tam da bu şarkıyı hep beraber bağıra bağıra söylüyoruz.. 25 sene geçti ve halen her dinlediğimde kulağımda tüm okul bu şarkıyı Yaşarla beraber söylüyor.. Ve o gençlik günlerimizde sen ve biz 😔
Sevgili Yaşar Kurt anlatıyor: Fırt Emin mahallemizde 40 yaşlarında bir adamdı. Her zaman kalın kumaştan bir takım elbise giyerdi, gömleğinin yakası açıktı. İnce, uzun bir adamdı. O zamanlar mahallede herkes onu severdi. Cana yakındı anlayacağınız. Biz, meraklı gençler de onun varlığından haberdardık. Sene 1988. Bir gün Kadıköy'den eve geliyordum. İstanbul Yeni Tiyatro genel sanat yönetmeniyim ve sabaha kadar Tevfik Gelenbe Tiyatrosu'nda dekor hazırlamışız. Çok yorgunum ve bir an önce eve gidip uyumak istiyorum. Kadıköy'de deniz lacivert; gün bir kış günü. Dışarda sabah ayazı var ama otobüse binince hemen ısınıyorum. Otobüs, durağın birinde durdu ve otobüse Fırt Emin bindi. Çok şaşırdım."Aa! İşte Fırt Emin bu!" dedim içimden. Koltuğunun altında birkaç gazete vardı. Sanırım o günün gazeteleriydi ve onları okumuştu, belliydi; profesör gibi çılgın, gezgin gibi bilgin bir tipi vardı. Sonunda merakıma yenilip yanına gittim. "Sana neden Fırt Emin diyorlar?" dedim. O da "Emin Bey olduğum zamanlar da oldu" diye şaşırtıcı bir cevap verdi. Sonra anlatmaya devam etti. "Ben Asker'de topçuydum. Topçu deyip geçme piyadenin babasıdır." Bana top çeşitlerinden söz etti. Ben o zaman 20 yaşındaydım ve kızıl saçlı, yeşil gözlü bir sevgilim vardı. Oyunda o da oynuyordu. Daha doğrusu birlikte oynuyorduk, hem de oyunun yönetmenliğini yapıyordum. Sonra Kore Savaşı'na topçu olarak katıldığını söyledi. Bir gün hem topları hem de topçuları uçaktan aynı anda ormanın üstüne atmışlar. Bunlar yere indikten sonra topları kurup birçok atış yapmışlar. Bir ara kırık kolundan bahsetti, bir gün savaş alanında topun geri gelmesiyle kolu kırılmış. Sonra Emin Bey'i Tokyo'ya, hastaneye göndermişler. 60 gün orada yatmış, kolunu askıya almışlar. Hastaneden taburcu olunca askerlerle gemiye bindirilmiş ve uzun bir deniz seyahatinden sonra İzmir'e varmış. İzmir'de çoşkuyla karşılanmışlar, adeta bir şenlik gibiymiş. İzmir'de yemişler içmişler, eğlenmişler, kimse onlardan para almamış. Birkaç gün sonra Emin Bey İstanbul'a gelmiş ve Emin Bey'lik sona ermiş. İstanbul'da elektrikçiliği öğrenmiş. Ben onun İstanbul'daki hayatını biliyorum. En azından yaşattığı efsaneleri. Zihinsel engelli iki çocuğu vardı. Eşi de rahatsızdı. Parayı alkole verirdi, parası biterdi. Arada bizim elektrikler giderdi ve Fırt Emin sorunu çözerdi. Meğersem bilerek elektrikleri bozup babamdan konyak almasını istermiş. Ancak o zaman elektriği geri getirirmiş. İşe bak! Sonra aradan zaman geçti. Onu bir daha hiç göremedim. Daha sonra öğrendim ki hayatını kaybetmiş, çok üzüldüm.Ama gidişinin nedenini inanın ben de bilmiyorum. Fırt Emin'in hayatını şiirsel bir anlatım ile kaleme aldım. O zamanlar sahneye koymak istediğim bir oyunun karakteri olacaktı Fırt Emin. Hala arşivimde durur. Sene 1991, odamdayım, gitar çalıyorum, mevsimlerden yaz, hava sıcak ve şarkı yazmak istiyorum. Birden aklıma Fırt Emin geldi. Onun hikayesinden esinlenerek şarkı sözleri yazdım. Şarkıya onun ismini vermeye karar verdim. Bir şarkı ismi için zor bir şeçimdi. Ama onun adını ölümsüzleştirmek istiyordum, belki de hikayesini. Hayattan bir fırt çekti ve gitti Fırt Emin.
4 роки тому+24
Teşekkürler.Unutmuştum bu yazıyı.Hatırlamış oldum.
@ Bu hikayeyi bana Bilge Vahapoğlu anlatmıştı. Hatta 1992 senesinde Bilge ile (Kazancı Yokuşu'nun o arkalarında bir yerde oturuyordu Yaşar Kurt) evin(iz)de kalmıştık bir gece ve sabaha kadar albüm çıkmadan şarkıları direk ilk ağızdan dinlemiştik. Çok güzel bir akşamdı. Güzel insan Yaşar Kurt, varolasın.
1997 senesi olmalı yada 98 klasik gitar almış bir arkadaş bir kac akor öğrenip bu şarkıyı çalardı bakırköy tren istasyon köprüsü hey gidi.. 😊 sokak şarkıları albümü gercekten güzel anılarımı hatırlatır..
Şu şarkıyı açana kadar 3 tane reklam ne ya bende kaseti var en orjinalinden reklama ödeyeceksem ta kendisine bira ısmarlarım. Yaşar abi çok yaşa. Kadıköy sound ölmez
Benim için çok ama çok değerli olan şarkılardan biri . Ruhumuzla nasıl da ayıyorlar bizi . Gerçek hikayesinden de yola çıkarak bir hikaye yazıyorum naçizane . Belki bir gün bir konserde Yaşar Kurt’a verebilirim . Belki de asla veremem . Ve şu an 19 yaşındaki ruhuma 40 yaşında ruhsuz biriyken ve eski eşyalarımı karıştırıyorken yazdığım bu yazıyla rastlarım. Kim bilir
Artık neden böyle ruhum Kalite yok müzik yok 90lı yıllarda takılı kaldık ruhum Galiba artık yanına gelmeliyim Kasetler vardı cdler vardı ruhum Hatta bu kasette vardı Mavi sakallar Yaşar kurtlar ruhum Ortaokulda lisede kalite vardı artık olmayan
@ömeruslu ❤ bana kattığın en güzel şarkı❤️ ilk dans müziğimiz 21/09/21. İyki evlilik teklifimi kabul etmişsin🫢 Şapşik kocam ne zaman göreceksin bu yorumu bilmiyorum 🤷♀️ belki hiç görmeyeceksin🙈. Seni seviyorum canyarım. Şu anda sen yine bilgisayar oynuyorsun bende seni izliyorum 😂 çocuklarımız olduğunda belki ruhun hala çocuk kalacak kalsında isterim❤️ çünkü senin çocuk ruhunu sevdim❤️❤️❤️ iyki sen ÖMER USLU(RUHUM)❤️
Buraya gelip bu şarkıyı dinliyorsak, hepimiz kaliteli insanlarız
yaş 43 oldu hala arada birde olsa 1-2 saat kendime yaşar kurt molası veririm hayat yolculuğumda .. 98 den bugüne .. yarına nasipse ... tüm dinleyenlere sevgi ve saygı
vay be yaş 34. doksanların sonunda 2000 lerde Yaşar Kurt, Yavuz Çetin,Zardan Adam, Pentagram... kaliteli zamanlardı... herkesin bilmediği ama bilenlerin de hemen birbiri ile anlaşabildiği şarkıcılardan, Yavuz Çetin'de öyle idi ...
Ayni hisleri taşiyoruz..Bu kaos yillarini yasayip o yillar i özlememek..Ah be dost neyse Kisacasi Yavuz cetin özetlemisti oyuncak dünya..Almanyadan selamlar..
Yavuz Çetin şu an yaşasaydı var ya... Neyse gözlerim yaşardı daha fazla yazamayacağım :(
Kendimi azınlık gibi hissediyorum. Oysa neydi Türkiye’de rock.
Sene 1997.. O zamanlar Bursa da lisedeyiz.. Ben ve arkadaşlarım Yaşar Kurt, Düş Sokağı Sakinleri, Pentagram vs dinliyor ve çalıyoruz.. Bu şarkının daha da güzel olan tarafı ise tüm okula konser veriyoruz ve tam da bu şarkıyı hep beraber bağıra bağıra söylüyoruz.. 25 sene geçti ve halen her dinlediğimde kulağımda tüm okul bu şarkıyı Yaşarla beraber söylüyor.. Ve o gençlik günlerimizde sen ve biz 😔
İyi ki geçtin hayatımızdan Yaşar Kurt. Ünv yollarımızın, 90 larin, guzel yillarin anısına...
bu şarkıyı dinlediğim zamanlar ne cocuk ne evlilik düşünüyordum ama şimdi hala dinliyorum ve suanda kızımla beraber youtube yi kullanıyorum:)
GÖRDÜNMÜ 37 OLDUK HALA FIRTEMİN DİNLERKEN KENDİMİZİ BULUYORUZ MUTLUMUSUN YAŞAR ? !
Sevgili Yaşar Kurt anlatıyor:
Fırt Emin mahallemizde 40 yaşlarında bir adamdı. Her zaman kalın kumaştan bir takım elbise giyerdi, gömleğinin yakası açıktı. İnce, uzun bir adamdı. O zamanlar mahallede herkes onu severdi. Cana yakındı anlayacağınız.
Biz, meraklı gençler de onun varlığından haberdardık.
Sene 1988. Bir gün Kadıköy'den eve geliyordum. İstanbul Yeni Tiyatro genel sanat yönetmeniyim ve sabaha kadar Tevfik Gelenbe Tiyatrosu'nda dekor hazırlamışız. Çok yorgunum ve bir an önce eve gidip uyumak istiyorum. Kadıköy'de deniz lacivert; gün bir kış günü. Dışarda sabah ayazı var ama otobüse binince hemen ısınıyorum. Otobüs, durağın birinde durdu ve otobüse Fırt Emin bindi. Çok şaşırdım."Aa! İşte Fırt Emin bu!" dedim içimden. Koltuğunun altında birkaç gazete vardı. Sanırım o günün gazeteleriydi ve onları okumuştu, belliydi; profesör gibi çılgın, gezgin gibi bilgin bir tipi vardı. Sonunda merakıma yenilip yanına gittim.
"Sana neden Fırt Emin diyorlar?" dedim. O da "Emin Bey olduğum zamanlar da oldu" diye şaşırtıcı bir cevap verdi. Sonra anlatmaya devam etti. "Ben Asker'de topçuydum. Topçu deyip geçme piyadenin babasıdır." Bana top çeşitlerinden söz etti. Ben o zaman 20 yaşındaydım ve kızıl saçlı, yeşil gözlü bir sevgilim vardı. Oyunda o da oynuyordu. Daha doğrusu birlikte oynuyorduk, hem de oyunun yönetmenliğini yapıyordum. Sonra Kore Savaşı'na topçu olarak katıldığını söyledi. Bir gün hem topları hem de topçuları uçaktan aynı anda ormanın üstüne atmışlar. Bunlar yere indikten sonra topları kurup birçok atış yapmışlar. Bir ara kırık kolundan bahsetti, bir gün savaş alanında topun geri gelmesiyle kolu kırılmış. Sonra Emin Bey'i Tokyo'ya, hastaneye göndermişler. 60 gün orada yatmış, kolunu askıya almışlar. Hastaneden taburcu olunca askerlerle gemiye bindirilmiş ve uzun bir deniz seyahatinden sonra İzmir'e varmış. İzmir'de çoşkuyla karşılanmışlar, adeta bir şenlik gibiymiş. İzmir'de yemişler içmişler, eğlenmişler, kimse onlardan para almamış. Birkaç gün sonra Emin Bey İstanbul'a gelmiş ve Emin Bey'lik sona ermiş. İstanbul'da elektrikçiliği öğrenmiş. Ben onun İstanbul'daki hayatını biliyorum. En azından yaşattığı efsaneleri. Zihinsel engelli iki çocuğu vardı. Eşi de rahatsızdı. Parayı alkole verirdi, parası biterdi. Arada bizim elektrikler giderdi ve Fırt Emin sorunu çözerdi. Meğersem bilerek elektrikleri bozup babamdan konyak almasını istermiş. Ancak o zaman elektriği geri getirirmiş. İşe bak! Sonra aradan zaman geçti. Onu bir daha hiç göremedim. Daha sonra öğrendim ki hayatını kaybetmiş, çok üzüldüm.Ama gidişinin nedenini inanın ben de bilmiyorum. Fırt Emin'in hayatını şiirsel bir anlatım ile kaleme aldım. O zamanlar sahneye koymak istediğim bir oyunun karakteri olacaktı Fırt Emin. Hala arşivimde durur. Sene 1991, odamdayım, gitar çalıyorum, mevsimlerden yaz, hava sıcak ve şarkı yazmak istiyorum. Birden aklıma Fırt Emin geldi. Onun hikayesinden esinlenerek şarkı sözleri yazdım. Şarkıya onun ismini vermeye karar verdim. Bir şarkı ismi için zor bir şeçimdi. Ama onun adını ölümsüzleştirmek istiyordum, belki de hikayesini. Hayattan bir fırt çekti ve gitti Fırt Emin.
Teşekkürler.Unutmuştum bu yazıyı.Hatırlamış oldum.
@ Ben size teşekkür ederim, sanatınız ve çok güzel bir insan olduğunuz için.
@ Bu hikayeyi bana Bilge Vahapoğlu anlatmıştı. Hatta 1992 senesinde Bilge ile (Kazancı Yokuşu'nun o arkalarında bir yerde oturuyordu Yaşar Kurt) evin(iz)de kalmıştık bir gece ve sabaha kadar albüm çıkmadan şarkıları direk ilk ağızdan dinlemiştik. Çok güzel bir akşamdı. Güzel insan Yaşar Kurt, varolasın.
Yaşadım resmen hikayeyi yıllardır dinlerim ama bilmiyordum.saygilar gerçekten şarkı şimdi çok daha değerli bende.🙏👏👏
Mükemmel bir sanatçı ve Mükemmel bir hikaye
Her gun dinlemeden edemedigim tek sarki
1997 senesi olmalı yada 98 klasik gitar almış bir arkadaş bir kac akor öğrenip bu şarkıyı çalardı bakırköy tren istasyon köprüsü hey gidi.. 😊 sokak şarkıları albümü gercekten güzel anılarımı hatırlatır..
Şu şarkıyı açana kadar 3 tane reklam ne ya bende kaseti var en orjinalinden reklama ödeyeceksem ta kendisine bira ısmarlarım. Yaşar abi çok yaşa. Kadıköy sound ölmez
Yaptığı müziğin kalitesi yıllar sonra bile aynı tadı veriyor.
İnsan kalbinde ne taşıyorsa dünyayı öyle görür.Goethe🎶🐦💙🗝️🥀💔🍂🖤Ne içimdeki sokaklara sığabildim. Ne de dışardaki dünyaya.Sabahattin Ali👌💛☀️
Benim için çok ama çok değerli olan şarkılardan biri . Ruhumuzla nasıl da ayıyorlar bizi . Gerçek hikayesinden de yola çıkarak bir hikaye yazıyorum naçizane . Belki bir gün bir konserde Yaşar Kurt’a verebilirim . Belki de asla veremem . Ve şu an 19 yaşındaki ruhuma 40 yaşında ruhsuz biriyken ve eski eşyalarımı karıştırıyorken yazdığım bu yazıyla rastlarım. Kim bilir
Anılar Anılar Anılar😔
Yeniden dinlemek gerçekten çok iyi geldi...
Eyvallah...
süper şarkı değil mi ama
Ah ahhh, ne anılardı..Hala dinlemek de acayip, yıl 2020 🖤
Ömrüm dediğim ruhumun eşi bildiğim adam bu mükemmel şarkıyı başkasına göndermiş ❤️🩹, onu özlemiş 😭Sözün bittiği yer...
Böyle güzel şarkı bu kadar az mı dinlendi
Adam gibi adam. Sanırım tüm albümler sırasıyla gelecek, her zaman kendi gibi harika.
Gitti Güzel insanlar. Ortam, sakallı Rapçiler'e kaldı ona yanarım...
Artık neden böyle ruhum
Kalite yok müzik yok
90lı yıllarda takılı kaldık ruhum
Galiba artık yanına gelmeliyim
Kasetler vardı cdler vardı ruhum
Hatta bu kasette vardı
Mavi sakallar Yaşar kurtlar ruhum
Ortaokulda lisede kalite vardı artık olmayan
Buena música! 🎶❤
Şarkının güzelliği bir yana sondaki çocukların konuşmaları 😊 zeyneçitepiştu
Yarim kalmis hikayelerin sarkisi...
Beni geçmişe götürdü güzel şarkı
Çok yıllar geçti ama hala aynı tat
Sensiz yaşamaya alıştırdılar galiba..
Özledim..!
ve o gençlik günlerimiz de sen ve ben
Hey gidi yıllar hey 👍
Ufff bugün kendi kurduğum projeden resmen sadece takım üyeliğine alındım ve geldiğim nokta
Yil 2021 dinleyenler 😍
2022
2022
2024 devam edecegim ruhum terkmeyene kadar 😂😂😂
Süper yorum 🤘🏻🤘🏻🤘🏻👍harika
Gençliğimin herşeyi…
Efsane
01.10.2020
hic yaslanmasam
19 da takilli kalsam
20 odum
615127 sarıl bana ruhum, ne olur...
🥂
hıc gelmiyo ki ruhum
“Hekimoğlu” dizisinden gelenler 😂 Akşam tesadüfen gördüğüm dizide çalan bu şarkıyla lise yıllarıma gittim. İyi hissettirdi 😊 güzel şarkı 🎧
Yav bi siktir git hekimoğlundan öğrenmiş miş
🌑
voho voohooo vohoo voohoo voohaaa aayyiiiiyaaaaa
gaalibaaa..
özledim..
Sondaki solo devam etmeli
@ömeruslu ❤ bana kattığın en güzel şarkı❤️ ilk dans müziğimiz 21/09/21. İyki evlilik teklifimi kabul etmişsin🫢
Şapşik kocam ne zaman göreceksin bu yorumu bilmiyorum 🤷♀️
belki hiç görmeyeceksin🙈.
Seni seviyorum canyarım.
Şu anda sen yine bilgisayar oynuyorsun bende seni izliyorum 😂 çocuklarımız olduğunda belki ruhun hala çocuk kalacak kalsında isterim❤️ çünkü senin çocuk ruhunu sevdim❤️❤️❤️ iyki sen ÖMER USLU(RUHUM)❤️
ruhum
Anca Aleyna tilkI dinleyin