12021'in ilk Flu TV videosu bilim ile geldi. Sorunlarımıza güvenilebilir verilere olduğu gibi cesaretle bakarak yaklaşabileceğimiz, bu şekilde evreni ve birbirimizi anlayabileceğimiz bir yıl olsun. Bu seferki videoda nedense aralarda ben konuşken boş boş bakar görünüyorum. Hatasız kul olmaz diyerek, affınıza sığınıyor, videonun içeriği ile ilgili kısa kısa eksik noktaları not düşüyorum. * Su döküle döküle taşınıyor şeklindeki benzetme elektrik kabloları için yanlış çıkarımlar yapmaya müsait. Kabloda elektrik sinyali giderken elektronlar kablodan dışarı dökülmüyorlar. Ancak giderken kablonun moleküllerine çarpa çarpa ilerlediklerinden hareket enerjilerinin bir kısmını o moleküllere aktarıyorlar. Bu sebeple kablo ısınıyor ve o ısı enerjisi boşa gidiyor (tabi bunu özel olarak tercih ettiğimiz elektrik sobası gibi uygulamalarımız da var). Eğer akımı azaltırsak (yani elektronların ortalama hızını düşürürsek), o zaman o çarpışmalardaki ısıya dönüşen enerji miktarı azalır. Bu yüzden de elektrik santrallerden şehirlerimize taşınırken yüksek gerilim hatları kullanırız, yüksek gerilimde güç taşınırken akım düşük tutulur. * Telgraf ile ilgili olarak 19. yüzyılın başında demiştim, 19. yüzyılın ilk yarısında demeliydim. Bunların gelişip de ilk transatlantik kablolar çekilmesi 1850lerde oluyor. * Küçük sorular ve büyük sorular konusundaki ifademle ilgili anlatıda altını çizmeyi unuttuğum bir nokta kalmış: Büyük sorulara verdiğimiz temel yanıtların, onlara ulaşmakta başarıyla sorup yanıtlayabildiğimiz küçük soruları da türetebilmesi gerekiyor. Bu yüzden diyelim Einstein'ın genel görelilik kuramına bir alternatif arıyorsak, o alternatifin genel göreliliğe bizi götüren yoldaki yüzlerce yıllık çalışmalarla uyumlu olması gerekiyor. * Thomson Electronics firmasına sohbetten sonra baktım. 1870'lere uzanan bir şirket imiş, sonradan General Electric, Technicolor ve RCA gibi ünlü şirket ve markalarla ilintili bir tarihi varmış. 19. yüzyılda elektriğin insanlığın hizmetine girdiği dönemdeki teknoloji şirketlerinin evrimi ile 20. yüzyılda internet ve makine öğrenmesinin önem kazanması ile hayata geçirilen teknoloji şirketlerinin akıbetlerini beraber okumak ilginç olabilirdi. Ancak sohbetteki soruya dönersek, hayır, Thomson Electronics ile sonradan Lord Kelvin olacak olan William Thomson ilişkili değillermiş. * Altın ile ilgili olarak: Bağlantı noktalarının altınla kaplanmasına da sonradan biraz daha baktım. Ana tercih sebepleri olarak altının daha yumuşak olması ve bu şekilde konnektör noktasında daha iyi kontakt sağlaması, ayrıca kolay kolay korozyona uğramaması gösterilmiş. Açıkçası bu etkilerin ciddi bir katkısı olacağına ikna olamadım. Çift kör (yani deneyi kuranın ve taşınan sesi dinleyerek test edenin hangi metal konnektörün takıldığını bilemediği) deney düzeneklerinde somut deneysel veri görmeden şüpheci (spektik) yaklaşmakta fayda var naçizane görüşüm.
Arkadaslar kurguda sorun demisler ama bunu aciklamakta yarar var. OOSB videolarinin hepsi gibi bu bolumde de uc kanal ses bir kanal video kaydi var. Bazen konu heyecanli olunca hocamiz soru soranlarla ayni anda konusuyor. Bu tur bir durumda editor iki secenek arasinda kalir: Ya hocanin sesi tutulur ve soru atilir veya tersi. Ilk yol secilirse sorun cikmaz ancak ikinci durumda hocanin sesi atildiginda agzi bosa oynar. Bu durumda kurgucu oraya yama yapmak zorunda kalir. Kisaca sozu gecen durum bir kurgu hatasi degil medyumun dogasindan kaynakli bir olgudur. Sevgiler.
Biz size karşı hiç spektik değildik yinede açıklamaları okumak keyifliydi, ciddiye alındığı hissedilen işlere youtube gibi bir vasıta ile ulaşabiliyor olmak harika.
Hoca söylediği her cümleye dikkat ediyor. Anlaşılır olmaya çalışırken ve benzetmeler yaparken hiç bilimsel hata yapmıyor. Özellikle saçma sorulara cevap verirken bunu yapmak çok zordur. Soruyu anlamak, soranın neyi anlamadığını kavramak ve ona uygun seviyeye inerek cevap vermek, bunu yaparken de gaza gelip derinlere dalmamak, bilimsel hata yapmamak çok berrak bir zihin ve dile hakimiyet ister. Gerçekten takdire şayan. Belki de hoca kendini kaptırmıştır da kurguda elenmiştir, o zaman da İ.C.’ye takdir points.... P.S. İlker Canikligil’in kameralarla ilgili teknik konuları açıkladığı videoları izlediyseniz, aslında konuları gayet iyi bildiğini, bu “cahil sorular”ı kasten sorduğunu tahmin edebilirsiniz. Konuyu netleştirmek için anlamamış/kafası karışmış gibi yapıp fikri takip soruları soruyor. İnsanları inandırdığına göre, kaliteli bir “role play” :). Kurgudaki paralel evren kesmeleri yersiz olmuş bence de.
10.00 Önce bizim bakır atomları biz insanlar gibi konuşuyorlar sonra politikacılar gibi anlaşıp el sıkışıyorlar sonra evlenecek bir çift gibi beraber olmaya karar veriyorlar çünkü hesap yapıyorlar tıpkı bir mühendis gibi ki hesaplarının sonucunda da beraber olmanın daha verimli olacağını fark ediyorlar (o zengin ilimleri ve üstün hesap yapma yetenekleriyle) sonra da huzur buluyorlar bak sen şu işe amma bilimsel bir açıklama! bilimsel de her ne oluyorsa artık
"Cahil soru" çok yanlış bir kavram. Öğrenmenin ilk adımı olan "soru" cahillik ile yan yana gelmemeli ancak gördüğünüz gibi geliyor.😃 Aslında kalıplaşmış olgular ( ateş,evren,gezegenler,dünya,elektrik, vs..) hakkında soru sormak büyük bir cesaret ve gerçek bir öğrenme merakı. Toplum içinde bu olgular hakkında sade sorular (dünya neden döner gibi) sorarsanız insanlar size cahil gözü ile bakabilir, ancak onlara sorarsanız onlarda genelgeçer bilgilerin ötesine geçemeyecektir ve bu şeyler de pek bir şey ifade eden türden değildir. Bu öğrenme merakından uzak ve "anya'ya varmadan konya'yı gören" insana bu olgular hakkında bilgi vermeye çalışırsak pek ilgisini çekmez. Yani içinde bulunduğumuz durumda "kalıplaşmış" (bu ifadeyi olgular hakkında edinilen bilgiler için kullanıyorum) olgular hakkında soru sormak gerçek bir bilgelik seviyesine geçiş iken daha önce bu soruları sormamış ve dediğim gibi yavan bilgiler içinde boğuşarak, bu olgular hakkında kompleks sorular sormak öğrenme merakı durumu açısından sağlıklı değil, tıpkı temel olmadan inşaaya kalkışmaktır bu. Toparlayacak olursak, burada kullandığınız "cahil soru" kavramında saf cahillikten bahsetmediğinizi inisiyatif alarak yorumumu bitiriyorum. ( Ayrıca İ.C. gerçekten bu soruları bilmeden sorsaydı( bildiğini iddia ettiğiniz için böyle diyorum) yukarıda belirttiğim merak açısından daha güzel bir hareket olurdu. Rol yapıp yapmaması da düşünen beyinler için hiç sorun değil, "of soru soran adam çok cahil" diyen bir kitle burada yoktur herhalde.) Yorum daha önce bitmişti sanki ya🤣 neyse fazla uzatmadan hakikaten yorumumu bitiriyorum.😃✋
O cesaret bildiklerinin cok iyi anlamis olmaktan geliyo. O yuzden (henuz) anlamadigi seye, kicinin sallamyacagini anliyo. Sistemsiz bicimde kicindan sallamak=bilmemektir diyo yani bize.
Gayesi (şov yapmaya hiç yönelmeden) bildiklerini fayda sağlasın diye insanlara kusursuz şekilde aktaran nadir kişilerden. Anlattıklarına o kadar hakim ki her düzeyde anlatabiliyor. Kibir ve egodan eser yok. Hiç teknik bilgi vermese bile düşüncesi eğitiyor kişiyi resmen. Tüm insanlığın bu yolda yürümesi dileğiyle. Teşekkürler hocam, teşekkürler emeği geçen ve aracı olan herkese.
Ben erkcan hocanın içeriğini izlediğim zaman kendimi çok şanslı ve mutlu hissediyorum. İnanılmaz güzel bilgilere, dersine girmeden, tahsil yapmadan erişiyormuşum gibi hissediyorum. Hoca o kadar düşünceli ki videonun altına, konuşma esnasında havada kalan eksik konuları veya düzeltmeleri bile yazıyor. Fazlasıyla düşünceli bi insan.
Hoca paralel evrenler arasında geçiş yapıyor gibi gözüküyor aslında bir tanesi hariç hepsi yanılsama bizim evren yanılsama olanlara dahil ama kusursuz olmadığı için kendini ele veriyor :s
Ülkemizde bu kadar iyi fizik hocaları olmasında dolayı gurur duyuyorum en önemlisi de fizik yasalarını bu kadar iyi anlatan başka bir bilim insanını dinlemedim hiç ülkemde hocama çok teşekkür ederim daha fazla video rica ediyorum
Hocam muhteşem bir program. Erkcan hocanın diğer programları gibi. Maalesef bilimden uzak bir toplumda yaşıyoruz ve bilimsel konular genelin ilgisini çekmiyor. Seyreden veya begenen sayısı sizi rahatsız etmesin. Devamını bekliyoruz. Ufak bir katkı sunmak isterim izninizle; Elekriği iletirken neden altın, alüminyum, bakır, çelik vs. kullanmayı tercih ediyoruz sorusunu soranlara bir bakış açısı getirsin: Birim kesitte en iyi iletken altındır. Ancak hem çok ağır hem de çok pahalıdır. Birim ağırlıkta en iyi iletken alüminyumdur. Hem ucuzdur hem de hafiftir. Birim kesitte en sağlam iletken çeliktir. hem ucuzdur hem de sağlamdır ama zamanla korozyona uğrama yani paslanma gibi kötü bir özelliği vardır. Buna göre; - Çok ince tel ile elektrik iletmemiz zorunlu ise altın kullanılabilir. Bazı Bilgisayar devrelerinde çok küçük alan ve hacimlerde çalışırken istisna olarak kullanılabilir çünkü çok maliyetlidir. - Elektrik uzun mesafelerde iletilecek ise (örneğin boğazı geçmek için) iki direk arasında hem hafif hem de kopmaması için sağlam bir iletkene ihtiyacımız vardır. Çelik, alüminyum ve bakırdan oluşan tel demeti yaparak sağlamlık ve iletkinlikte optimum sağlanmaya çalışılır. - Bunun dışında genel olarak bakır kullanılır. Hem çok pahalı değildir, hem de iyi bir iletkendir hem de korozyona uğrama süresi uzundur. Yani maliyet, iletkenlik, sağlamlık ve uzun süre dayanma gibi kriterlerde optimum sağlanmaya çalışılır.
Küçük bir düzeltme yapalım. Elektriği en iyi ileten metal gümüştür fakat diğer özelliklerinden dolayı bu amaçla pek kullanılmaz. Sonrasında bakır gelir, altından daha iyi bir iletkendir. Altının hassas noktalarda kullanılmasının sebebi korozyona karşı daha dayanıklı olmasıdır.
@@Erkcan Peki soğuk bir baķir mi daha iletkendir ( mümkünse mutlak sıfıra yakın) yoksa sicak bir bakır mı ( mümķünse olabilecek en yüksek sicaklık ) ...
@@System-rv8lp Hocam biraz araştırdım internette, edindiğim bilgilere göre; Sıcaklık azaldıkça iletkenlik artıyor. Hatta madde mutlak sıfıra yaklaştığında süperiletken halini alıyor, yani akıma hiç direnç göstermiyor. Sıcaklık arttığında ise ilitkenin direnci yükseliyor, yani iletkenliği azalıyor. Ancak, plazma haline gelecek kadar sıcaklığı artarsa bu kez iletkenliği artıyor. Umarım doğru bilgi edinmişimdir.
@@oralozbas4638 Evet ben de böyle buldum aynen direnç sıfır oldugu icin süper iletken oluyor..Aynı zamanda süper akışkan da oluyormuş..Madde soguyunca elektronların kinetik enerjisi azaliyor.Elektron enerjisine göre 13,6 ev /n^2 ile orantılı enerji seviyelerine yerlesiyor (orbital s,p,d,f)..Soguyunca enerji kaybeden elektron, planck sabiti ile orantili bir sekilde enerji seviyesi artiyor ve cekirdekten daha uzak oluyor..Mutlak sıfıra yakın soguyan bir maddenin bir atomunun buyuklugu maddenin kendi kadar ( süper pozisyon )..Yani madde parcacik gibi davranmaya basliyormus (kuantum fizigi isliyor )..Bose Einstein yogunlasması deniyor maddenin 5. hali..Elektron enerji kaybettiginden onu koparmak daha kolay hale geliyor bu yuzden de super iletken oluyor..Ben bu kadar bulabildim..Sicaklık konusunda ise mümkün olan en yüksek sicaklik planck sicakligi imiş..Ama bilemiyorum belki o sicaklıkda madde karadelik oluyordur belki de o sicaklık kuarklara kadar ayristiriyodur ...
Hoca; bu boru, su, dalga örneğiyle gayet net anlatmış. Boru, kabloyu ; su, atomları ; dalga da su ve boru yani atomlar ve çevresindeki alanda hareket eden elektronları temsil ediyor. Elektrik kavramı aslında bir fiildir, isim değil. Elektronların bir sistem içindeki hareketine elektrik deniyor. Bu elektronların hareketlerinin birbirini peşi sıra takip etme hareketine ise elektrik akımı deniyor. O kadar da karmaşık olmayan bu kavramı bize bu zamana kadar çok net anlatamamaları çok üzücü.
Kesinlikle en iyi içeriğiniz bu. Erkcan Hocanın bilimsel olmayan bir şeyi söylemekten kaçınmalarını ve sürekli doğrularını açıkça ve üzerinde durarak ifade etmesini çok seviyorum.
Dolayısıyla taşıyıcı ortamın kalitesinin yükselmesi illa aktarılan verilerin kalitesininde artacağı anlamına gelmiyor. Erkan Özcan Evet dolayısıyla bir film ne kadar güzel görünürse görünsün bu onun ilettiği mesajı daha güzel yapmaz. İlker Canikligil Bir fizikçi ve bir yönetmenin gözünden iki farklı yorum :D
Ilker hoca yanılıyor maalesef, veya istediği gibi anlıyor. Hocanın kullandığı "illa" kritik bir tabir. Özellikle analog veriler elektromanyetik girişim ile çok çabuk bozulabildigi için, taşıyıcı ortamın kalitesi iletilen sinyalin kalitesi bakımından önemlidir. Dolayısı ile iyi bir taşıyıcı ortam ile gonderici tarafindaki sinyalin elektriksel anlamda daha düzgün iletilebildigi bir gerçek, ancak sinyaldeki bu bozunum algılayıcı tarafın hassasiyet sınırları içerisinde mi değil mi bunu analiz etmek lazım. Dijital verilerde ise haberlesme protokolleri sayesinde elektro-manyetik girişimin etkileri tolere edilebilmeye müsaittir. CRC benzeri hata tespit algoritmalari ile sinyalin bozunumu alıcı tarafından tespit edilerek gonderici taraftan tekrar talep edilebilir.
@@aydoganfurkan evet burada İlker Hoca maalesef tamamen yanlış söylemde bulunmuş, elektromanyetiğin formülünü de bilmesine rağmen haberleşme konusunda eksik sanırım, Elektriksel Alan mesafenin karesiyle ters orantılı, özellikle mesafe arttıkça taşıyıcı ortamın (kablo hava vs) özelliği çok önemli hale geliyor, gündelik hayatta bir sürü örnek var yağmur sis gibi durumlarda alıcınız görüntüyü göstermemeye başlar veya SD yayın yapabilirken 4K yayınları göremezsiniz, 1 m mesafede 4K alabildiğiniz kablolardan 5m de kimyasal yapısına göre taşıyıcılığı iyi olandan 4K diğerinden FHD görüntü alabilirsiniz gibi, yani kablonun kalitesi iletilen datanın alıcıdaki kalitesine doğrudan etki ediyor.
Yine çok güzeldi! Merak ediyorum Erkcan Bey'in tüm bunları öğrenirken ona da böyle anlatan hocaları olmuş muydu, yoksa bu güzel anlatım kendi anlama çabasının bir ürünü mü?
hocalar genelde kapıyı gösterirler, içeri girmek senin işindir :) matrixvari oldu :) tabiki şu bir gerçek ki, konferanslara katılmak diğer yayınları takip etmek çok önemli. Buradaki video'yu da konferans gibi düşünebilirsiniz. birçok bilgi kaynağını takip ederek böyle bilgi birikimi elde edebilirsiniz ve bu da disiplinli planlı programlı olmayı gerektiriyor. başka türlü insan hayatına bu kadar bilgi maalesef sığmıyor. öğrenmesi sindirmesi algılaması.. işin içinde çoluk çocuk aşk savaş vb.. tabiki tüm bu süreçlerin insani ölçütlerde ilerlemesi ilerletilmesi gerekiyor. ama maalesef bilimde bile çok büyük bir yarış var, insanoğlunun peşinden atlı kovalıyor her zaman :) yine de yakalayabildiğiniz ölçüde birçok şeyi anlayabilmeye çalışmak ve anlamak en güzeli, çok para kazanmaktan bile daha keyifli
@@futurexjam2 kapı gösteren hoca görmek zor. ya da ben denk gelemiyorum. herkes "benim dediğim doğru, söylediğimin dışına çıkma" mantığıyla öğretiyor. çoğu fikrini bile sormuyor
Öğrenciyken fizikte en sevdiğim konu elektrikti bundan mıdır bilmiyorum ama bence bu Erkcan hocanın en iyi bölümü olmuş 👏 Bilgilendirmeler için teşekkürler hocam, saygılar.
Daha fazla lütfen daha fazla ! Bu sorulara cevap alabileceğin bir video düşünürseniz çok sevinirim, SORU 1 : Ses Dalgası, Radyo Dalgası, Işık Dalgası, Elektro Manyetik Dalga; bunlar aynı şeyin türevleri midir? Dalga boyları değiştiğinde bir birine dönüşen şeyler midir? En azından Radyo ve Işık Dalgası? SORU 2 : Işık neden bir yerden bir yere gitme eğilimindedir ? Entropi ile mi alakalı ? Neden ışık oluştuğunda hareketsiz kalamıyor ? Ya da acaba ışık zaten vardı da ancak hareket ettiğinde mi görünür hale dönüşüyor ? Işığın ışık hızında hareket etmesini tetikleyen şey nedir? Foton neden yerinde durmaz ? Foton dediğin aslında yerinde ağırdır ? :) Sevgi ve heyecanla bekliyorum.
O kadar keyifli ki .. Makina Mühendisiyim bu anlatımlarla yeni adlar keşfediyorum. Çocukların bu videoları ders olarak izlemesi lazım hem de ilkokuldan başlayarak..
Tesekkuler içerik için fakat videolari keserken cümleleri yapistirmasaniz da 1/3 saniye dahi olsa bosluk biraksaniz dinlenebilirligi artar, bu sekliyle kulak yoruyor hakikaten.
Bu kanalla karşılaşmamdan bu yana mola saatlerimde flu TV den başka birşey izleyemez oldum. Harikasınız iyiki varsınız ve Erkcan hocayla biraz daha fazla video yaparsanız süper olur 🙏🙂
Erkcan hocanın kavramları anlatırken kullandığı örnekler gerçekten çok güzel. Bildiğimiz ama anlatamadığımız konular için yerinde ve işi temelini gösteren örnekler veriyor. Çok sağolun varolun hocam.
Keşke bir formül bir denklem anlatılırken denklemin sağda yazmasını sağlasaydınız. Mesela (k.q1.q2)/d^2 gibi bir formülü yüklerin birbirini çekmesi ya da itmesi konuşulurken sağda gösterebilirdiniz. Meraklandırırdı insanları, bir wikipedia açtırsak topluma büyük hizmet etmiş olurduk.
Daha 4.dk dan bildiriyorum, kurguda sıkıntı var(sanırım yazmayı unutmuşum, kurgudan olduğu tahmininde bulunarak bu yorumu girmiştim), 4 dk da 3 4 kere görüntüyle ses uyumu kayboldu özellikle yapmış olabilir misiniz? Çok rahatsız edici
Yeni yıl videosunda erkcan Hoca'yı önceki yayınlarında giymediği bir gömlekle stüdyoda görünce "işte yeni video geliyor" dedim. Erkcan Hoca'nın anlattığı şeylerden öte anlatış sadeliği bir öğretmen olarak beni etkiliyor.
Her şey süper de çıkıntılık yapacağım şimdi: color yaparken Erkcan Bey'in dişlerinin sarı görünmesini özellikle mi tercih ettiniz eyyyy Flu TV! :D İçerik için teşekkürler.
Erkcan Hocam fizik den bahsediyoruz bunu kendimizde öğrenmek istiyoruz fiziği okuldan öğrenmek çok can sıkıcı olabiliyor. Bir bölümde fiziği nasıl öğrenmeli hangi kitaplar okunmalı gibi bilgilere ve tecrübelerinizden 5 10 dk bahsetseniz fena olmaz :D.
Erkcan hocam dan daha çok video bekliyoruz.Çooook sürükleyici anlatımınız var,kapı çalıyor video yu durdurup kapıyı açmıyoruz.
3 роки тому+3
Kurgu hatası olarak yorumlanan kısımların bendeki karşılığı şu : Nasıl ki mesajı ileten kanalların kaliteli olması mesaja kalite anlamında bir katkı sağlamıyorsa , kurgunun da hatalı olması içeriğin kötü olmasını sağlamaz.Dolayısıyla Flu TV içeriklerini izlemeden de (sadece dinlemiş olsanız bile ex: broadcast vs.) keyif alabiliyorsanız o zaman doğru mesajı almışsınız demektir.Happy New Year Flu Tv ve tüm izleyiciler 🎈🥳
Fizik sürekli anamlandrmaya, hayatımla özdeşleştirmeye çalıştığım bir alandı ve bunu sadece iki kavram verip bir formülle geçiştirerek değil, kavramları sorulan sorular sayesinde iyice açarak sade ve anlaşılır bir şekilde anlattınız. emeği geçen herkese teşekkür ederim.Umarım Erkcan hocamızla daha birçok videoda beraber oluruz.
Elektronik donanımlarda devre elemanlarında yüksek hassasiyete ihtiyaç duyuluyorsa altın kullanılır. Bazı bilgisayar donanımları, uydu iletişim sistemleri vs.
Ben de tam elektrik-manyetizma arasjndaki ilişkk hakkinda video koymustum kanalıma. Erkcan hoca çok iyi örnekler veriyor, kolay anlaşılabilir kılıyor sagolsun.
Altının durumu bakırdan daha iyi bir iletken olmamasına karşın oksitlenmeme avantajı. Jack gibi tak çıkar sinyalin iletildiği ekipmanlarda ve hassas elektriksel sinyallerin iletildiği ortamlarda kaplama olarak kullanılması bu da zamanla oksitlenen ve sinyalde bozucu etki yaratabilecek durumların önüne geçme çabasından. Yoksa ucuzu varken neden pahalısını kullanasınız. tabi çok paranız varsa başka :)
İlk kez izledim, 29 dakikalık bir video nadıl olurda 10-12 dakika gibi izleniri yaşadım. Harika anlatım, konuya hakimiyet mükemmel ve en güzelide bilmediğini biliyor olması. Çok beğendim, ne olur bu türden anlatımlarınızı her alana yayarak çoğaltın. Elinize, emeğinize, dilinize, yüreğinize sağlık.
Daha önce ölçü aletleriyle ilgili okuduğum bir metinden hareketle yardımcı olabilirim. Aslında ışığın 300.000 de değil yaklaşık 299 bin küsur. Işığın saniyede katettiği mesafe bu kadar. Bir takım deneyler sonucu biz ışığın kilometre cinsinden saniyede ne kadar mesafe gittiğini ölçmüşüz. Burada biz ölçü olarak km kullandığımız için ışık hızı 300.000 olarak hesaplanıyor. Bizim ölçü aletlerimizin standartları ise metrik sistemin icadıyla gerçekleşiyor. Işık hızı aslında kendiliğinden bir sabit, biz metrik sistem kullandığımız için onu 300.000 olarak kabul ediyoruz. Yani ışığın doğası gereği sabit olan hızının, bizim metrik sistemimiz cinsinden ifade edilişidir bu olay.
@@atakanocal9263 Burada asıl sabit km değil. Kilometre bizim yarattığımız bir standart. Işığın hızının kendisi sabit. Evrenin tamamında ışık hızı aynı sürtünme veya başka bir şey ile ilgili değil. Işığın ivmesi yok. Söyle düşün, bir araba sıfırdan yüze diyelim ki 6 saniyede çıkıyor. 3,2 veya 1 saniyede yüze çıkabilir, sonuç olarak ne olursa olsun hızlanmak için zaman geçmesi lazım, kontağı çevirdiğin anda hızı 100 olamaz. Ama ışık kendi doğası gereği sıfırdan 300.000'e anında çıkıyor. Sıfırdan 300.000 geçerken saniyenin milyonda biri bile olsa zaman harcamıyor. Direkt olarak 300.000 Bu ışığın doğası derken bunu kastediyorum. Bizim ölçü birimlerimize göre bu 300.000 ama ışığın kendisi için ışık hızı diye bir şey yok. Hocanın eski videolarında buna benzer bir şeyler anlatıyor olması lazım. Onlara bir göz atabilirsin.
@@atakanocal9263 Işığın hızını ölçen deney ve deneysel veriler var ama ışık hızının geçilemeyeceğini söyleyen einstein bunu maxwell elektromanyetizma denklemlerinden çıkarıyor, ışığın hızını hızın üst limiti yaparak yeni bir hız denklemi yazıyor, o denkleme göre de ışık hızını asla geçemiyorsun, çünkü maxwell denklemlerine göre bir elektromanyetik dalganın sonsuza kadar ilerleyebilmesi için bu hızda gitmesi gerek
Klişe bir cümle olacak ama FluTV ve Evrim Ağacı oluşumlarında emeği geçen herkese ne kadar teşekkür etsem az gerçekten. İlker Canikligil'in çok iyi bir showrunner ve herşeyden önce kendini şahane yetiştirmiş bir insan olduğunu düşünüyorum. Erkcan Bey'in son derece duru, akıcı ve eğlenceli anlatımı ise "keşke böyle hocalarla yetişebilseydik" dedirtiyor. Kendisini mümkün mertebe daha sık görmek istiyoruz.
12021'in ilk Flu TV videosu bilim ile geldi. Sorunlarımıza güvenilebilir verilere olduğu gibi cesaretle bakarak yaklaşabileceğimiz, bu şekilde evreni ve birbirimizi anlayabileceğimiz bir yıl olsun.
Bu seferki videoda nedense aralarda ben konuşken boş boş bakar görünüyorum. Hatasız kul olmaz diyerek, affınıza sığınıyor, videonun içeriği ile ilgili kısa kısa eksik noktaları not düşüyorum.
* Su döküle döküle taşınıyor şeklindeki benzetme elektrik kabloları için yanlış çıkarımlar yapmaya müsait. Kabloda elektrik sinyali giderken elektronlar kablodan dışarı dökülmüyorlar. Ancak giderken kablonun moleküllerine çarpa çarpa ilerlediklerinden hareket enerjilerinin bir kısmını o moleküllere aktarıyorlar. Bu sebeple kablo ısınıyor ve o ısı enerjisi boşa gidiyor (tabi bunu özel olarak tercih ettiğimiz elektrik sobası gibi uygulamalarımız da var). Eğer akımı azaltırsak (yani elektronların ortalama hızını düşürürsek), o zaman o çarpışmalardaki ısıya dönüşen enerji miktarı azalır. Bu yüzden de elektrik santrallerden şehirlerimize taşınırken yüksek gerilim hatları kullanırız, yüksek gerilimde güç taşınırken akım düşük tutulur.
* Telgraf ile ilgili olarak 19. yüzyılın başında demiştim, 19. yüzyılın ilk yarısında demeliydim. Bunların gelişip de ilk transatlantik kablolar çekilmesi 1850lerde oluyor.
* Küçük sorular ve büyük sorular konusundaki ifademle ilgili anlatıda altını çizmeyi unuttuğum bir nokta kalmış: Büyük sorulara verdiğimiz temel yanıtların, onlara ulaşmakta başarıyla sorup yanıtlayabildiğimiz küçük soruları da türetebilmesi gerekiyor. Bu yüzden diyelim Einstein'ın genel görelilik kuramına bir alternatif arıyorsak, o alternatifin genel göreliliğe bizi götüren yoldaki yüzlerce yıllık çalışmalarla uyumlu olması gerekiyor.
* Thomson Electronics firmasına sohbetten sonra baktım. 1870'lere uzanan bir şirket imiş, sonradan General Electric, Technicolor ve RCA gibi ünlü şirket ve markalarla ilintili bir tarihi varmış. 19. yüzyılda elektriğin insanlığın hizmetine girdiği dönemdeki teknoloji şirketlerinin evrimi ile 20. yüzyılda internet ve makine öğrenmesinin önem kazanması ile hayata geçirilen teknoloji şirketlerinin akıbetlerini beraber okumak ilginç olabilirdi. Ancak sohbetteki soruya dönersek, hayır, Thomson Electronics ile sonradan Lord Kelvin olacak olan William Thomson ilişkili değillermiş.
* Altın ile ilgili olarak: Bağlantı noktalarının altınla kaplanmasına da sonradan biraz daha baktım. Ana tercih sebepleri olarak altının daha yumuşak olması ve bu şekilde konnektör noktasında daha iyi kontakt sağlaması, ayrıca kolay kolay korozyona uğramaması gösterilmiş. Açıkçası bu etkilerin ciddi bir katkısı olacağına ikna olamadım. Çift kör (yani deneyi kuranın ve taşınan sesi dinleyerek test edenin hangi metal konnektörün takıldığını bilemediği) deney düzeneklerinde somut deneysel veri görmeden şüpheci (spektik) yaklaşmakta fayda var naçizane görüşüm.
Arkadaslar kurguda sorun demisler ama bunu aciklamakta yarar var. OOSB videolarinin hepsi gibi bu bolumde de uc kanal ses bir kanal video kaydi var. Bazen konu heyecanli olunca hocamiz soru soranlarla ayni anda konusuyor. Bu tur bir durumda editor iki secenek arasinda kalir: Ya hocanin sesi tutulur ve soru atilir veya tersi. Ilk yol secilirse sorun cikmaz ancak ikinci durumda hocanin sesi atildiginda agzi bosa oynar. Bu durumda kurgucu oraya yama yapmak zorunda kalir.
Kisaca sozu gecen durum bir kurgu hatasi degil medyumun dogasindan kaynakli bir olgudur.
Sevgiler.
@@flu anladım hocam
İlker Hoca 1 ile başlayan mesajı eleştirmiştir ..
Vakit ayırdığınız için teşekkürler:)
Biz size karşı hiç spektik değildik yinede açıklamaları okumak keyifliydi, ciddiye alındığı hissedilen işlere youtube gibi bir vasıta ile ulaşabiliyor olmak harika.
Daha çok Erkcan hoca istiyoruz
Daha çok
Aynen sırf Erkan hoca için katıla katıldım.
Clonlama işlemi başlatıldı.
Eveet
Şu cevaba ilkokul 7. Sınıftaki sınıflar arası futbol maçında yaptığım gibi tezahürat yapasım geldi :D
Hoca söylediği her cümleye dikkat ediyor. Anlaşılır olmaya çalışırken ve benzetmeler yaparken hiç bilimsel hata yapmıyor. Özellikle saçma sorulara cevap verirken bunu yapmak çok zordur. Soruyu anlamak, soranın neyi anlamadığını kavramak ve ona uygun seviyeye inerek cevap vermek, bunu yaparken de gaza gelip derinlere dalmamak, bilimsel hata yapmamak çok berrak bir zihin ve dile hakimiyet ister. Gerçekten takdire şayan. Belki de hoca kendini kaptırmıştır da kurguda elenmiştir, o zaman da İ.C.’ye takdir points....
P.S. İlker Canikligil’in kameralarla ilgili teknik konuları açıkladığı videoları izlediyseniz, aslında konuları gayet iyi bildiğini, bu “cahil sorular”ı kasten sorduğunu tahmin edebilirsiniz. Konuyu netleştirmek için anlamamış/kafası karışmış gibi yapıp fikri takip soruları soruyor. İnsanları inandırdığına göre, kaliteli bir “role play” :).
Kurgudaki paralel evren kesmeleri yersiz olmuş bence de.
Q
Yorumunuzun ilk kısmına feci şekilde katılıyorum, ne güzel ifade etmişsiniz
Cahil soruları önemseyen cahiller var burda!! İstirham ediyorum daha çok cahil soru sorunuz:)) çünkü sanırım ders, bilene değil bilmeyene anlatılır:))
10.00 Önce bizim bakır atomları biz insanlar gibi konuşuyorlar sonra politikacılar gibi anlaşıp el sıkışıyorlar sonra evlenecek bir çift gibi beraber olmaya karar veriyorlar çünkü hesap yapıyorlar tıpkı bir mühendis gibi ki hesaplarının sonucunda da beraber olmanın daha verimli olacağını fark ediyorlar (o zengin ilimleri ve üstün hesap yapma yetenekleriyle) sonra da huzur buluyorlar bak sen şu işe amma bilimsel bir açıklama! bilimsel de her ne oluyorsa artık
"Cahil soru" çok yanlış bir kavram. Öğrenmenin ilk adımı olan "soru" cahillik ile yan yana gelmemeli ancak gördüğünüz gibi geliyor.😃 Aslında kalıplaşmış olgular ( ateş,evren,gezegenler,dünya,elektrik, vs..) hakkında soru sormak büyük bir cesaret ve gerçek bir öğrenme merakı. Toplum içinde bu olgular hakkında sade sorular (dünya neden döner gibi) sorarsanız insanlar size cahil gözü ile bakabilir, ancak onlara sorarsanız onlarda genelgeçer bilgilerin ötesine geçemeyecektir ve bu şeyler de pek bir şey ifade eden türden değildir. Bu öğrenme merakından uzak ve "anya'ya varmadan konya'yı gören" insana bu olgular hakkında bilgi vermeye çalışırsak pek ilgisini çekmez. Yani içinde bulunduğumuz durumda "kalıplaşmış" (bu ifadeyi olgular hakkında edinilen bilgiler için kullanıyorum) olgular hakkında soru sormak gerçek bir bilgelik seviyesine geçiş iken daha önce bu soruları sormamış ve dediğim gibi yavan bilgiler içinde boğuşarak, bu olgular hakkında kompleks sorular sormak öğrenme merakı durumu açısından sağlıklı değil, tıpkı temel olmadan inşaaya kalkışmaktır bu. Toparlayacak olursak, burada kullandığınız "cahil soru" kavramında saf cahillikten bahsetmediğinizi inisiyatif alarak yorumumu bitiriyorum. ( Ayrıca İ.C. gerçekten bu soruları bilmeden sorsaydı( bildiğini iddia ettiğiniz için böyle diyorum) yukarıda belirttiğim merak açısından daha güzel bir hareket olurdu. Rol yapıp yapmaması da düşünen beyinler için hiç sorun değil, "of soru soran adam çok cahil" diyen bir kitle burada yoktur herhalde.) Yorum daha önce bitmişti sanki ya🤣 neyse fazla uzatmadan hakikaten yorumumu bitiriyorum.😃✋
"Bilmiyorum"
Bu kelimeyi korkmadan, gönül rahatlığı ile kullanabilen insan, dinlenir.
Bana ne soruyon google'lasana
Hoca bilmiyorum diyor fakat soruyu soran arkadaş heyecan yapıyor, Nazım haklı söylemlerinde çünkü...
O cesaret bildiklerinin cok iyi anlamis olmaktan geliyo. O yuzden (henuz) anlamadigi seye, kicinin sallamyacagini anliyo. Sistemsiz bicimde kicindan sallamak=bilmemektir diyo yani bize.
Gayesi (şov yapmaya hiç yönelmeden) bildiklerini fayda sağlasın diye insanlara kusursuz şekilde aktaran nadir kişilerden. Anlattıklarına o kadar hakim ki her düzeyde anlatabiliyor. Kibir ve egodan eser yok. Hiç teknik bilgi vermese bile düşüncesi eğitiyor kişiyi resmen. Tüm insanlığın bu yolda yürümesi dileğiyle. Teşekkürler hocam, teşekkürler emeği geçen ve aracı olan herkese.
Bu kanalı sadece Erkcan Bey için takip ediyorum. Lütfen daha çok ve daha uzun videolarla Erkcan Beyi görelim.
en cok da erkcan hoca'nin "bilmiyorum" deme özelliginden cok sey ögrenmeliyiz.
Erkan Hoca nın bilgisi ve naifliği gerçekten harika. Ne kadar da çok böyle insanlara ihtiyacımız var. İyi ki varsınız hocam...
Bu nasıl bir kesme, biçmedir. Dikkatim dağıldı resmen. İlk 5 dakikada hoca elleri bağlı gülümserken ağzını kıpırdatmadan konuşabiliyor.
ben hiç öyle bir anla karşılaşmadım?
izlememişsin demek ki@@zumrasahinn
Ben erkcan hocanın içeriğini izlediğim zaman kendimi çok şanslı ve mutlu hissediyorum. İnanılmaz güzel bilgilere, dersine girmeden, tahsil yapmadan erişiyormuşum gibi hissediyorum. Hoca o kadar düşünceli ki videonun altına, konuşma esnasında havada kalan eksik konuları veya düzeltmeleri bile yazıyor. Fazlasıyla düşünceli bi insan.
Ses ve görüntü mektuplarının geç geldiği hissini yaşatmak için görüntü ses bozukluğu yapmışlar editte. Müthiş bi mizah.
Bu adamı sabaha kadar dinleyebilirim.Bu nasıl bir sadelik!
Daha fazla erkcan hoca istiyoruz. Flu TV nin atardamarı Erkcan hocadır.
Yeni yılı erkcan hocayla açmak ne kadar güzel
3:05 Etkileşim 4 tane matematiksel formül ile ifade edilebiliyor (Evrendeki 4 temel kuvvet)
● 3:16 1 - YERÇEKİMİ (KÜTLEÇEKİM)
● 4:07 2 - ELOKTROMANYETİZMA
● 4:18 3 - ZAYIF NÜKLEER ETKİLEŞİM
● 4:19 4 - YEĞİN NÜKLEER ETKİLEŞİM
kurguda sorun mu var? bazen hoca konusurken araya 1-2 saniyelik hocanin konusmadigi sahneler giriyor?
@Lemi Akhan değil
@@zika1971 yok ya oyledir
Hoca paralel evrenler arasında geçiş yapıyor gibi gözüküyor aslında bir tanesi hariç hepsi yanılsama bizim evren yanılsama olanlara dahil ama kusursuz olmadığı için kendini ele veriyor :s
Kurguyu cefri yapmış
@Batuhan Becel bi kaç kere olmuş sadece
Ülkemizde bu kadar iyi fizik hocaları olmasında dolayı gurur duyuyorum en önemlisi de fizik yasalarını bu kadar iyi anlatan başka bir bilim insanını dinlemedim hiç ülkemde hocama çok teşekkür ederim daha fazla video rica ediyorum
Hocam muhteşem bir program. Erkcan hocanın diğer programları gibi. Maalesef bilimden uzak bir toplumda yaşıyoruz ve bilimsel konular genelin ilgisini çekmiyor.
Seyreden veya begenen sayısı sizi rahatsız etmesin. Devamını bekliyoruz.
Ufak bir katkı sunmak isterim izninizle;
Elekriği iletirken neden altın, alüminyum, bakır, çelik vs. kullanmayı tercih ediyoruz sorusunu soranlara bir bakış açısı getirsin:
Birim kesitte en iyi iletken altındır. Ancak hem çok ağır hem de çok pahalıdır.
Birim ağırlıkta en iyi iletken alüminyumdur. Hem ucuzdur hem de hafiftir.
Birim kesitte en sağlam iletken çeliktir. hem ucuzdur hem de sağlamdır ama zamanla korozyona uğrama yani paslanma gibi kötü bir özelliği vardır.
Buna göre;
- Çok ince tel ile elektrik iletmemiz zorunlu ise altın kullanılabilir. Bazı Bilgisayar devrelerinde çok küçük alan ve hacimlerde çalışırken istisna olarak kullanılabilir çünkü çok maliyetlidir.
- Elektrik uzun mesafelerde iletilecek ise (örneğin boğazı geçmek için) iki direk arasında hem hafif hem de kopmaması için sağlam bir iletkene ihtiyacımız vardır. Çelik, alüminyum ve bakırdan oluşan tel demeti yaparak sağlamlık ve iletkinlikte optimum sağlanmaya çalışılır.
- Bunun dışında genel olarak bakır kullanılır. Hem çok pahalı değildir, hem de iyi bir iletkendir hem de korozyona uğrama süresi uzundur. Yani maliyet, iletkenlik, sağlamlık ve uzun süre dayanma gibi kriterlerde optimum sağlanmaya çalışılır.
Veriye dayalı somut katkınız için teşekkür ederim.
Küçük bir düzeltme yapalım. Elektriği en iyi ileten metal gümüştür fakat diğer özelliklerinden dolayı bu amaçla pek kullanılmaz. Sonrasında bakır gelir, altından daha iyi bir iletkendir. Altının hassas noktalarda kullanılmasının sebebi korozyona karşı daha dayanıklı olmasıdır.
@@Erkcan Peki soğuk bir baķir mi daha iletkendir ( mümkünse mutlak sıfıra yakın) yoksa sicak bir bakır mı ( mümķünse olabilecek en yüksek sicaklık ) ...
@@System-rv8lp Hocam biraz araştırdım internette, edindiğim bilgilere göre; Sıcaklık azaldıkça iletkenlik artıyor. Hatta madde mutlak sıfıra yaklaştığında süperiletken halini alıyor, yani akıma hiç direnç göstermiyor. Sıcaklık arttığında ise ilitkenin direnci yükseliyor, yani iletkenliği azalıyor. Ancak, plazma haline gelecek kadar sıcaklığı artarsa bu kez iletkenliği artıyor. Umarım doğru bilgi edinmişimdir.
@@oralozbas4638 Evet ben de böyle buldum aynen direnç sıfır oldugu icin süper iletken oluyor..Aynı zamanda süper akışkan da oluyormuş..Madde soguyunca elektronların kinetik enerjisi azaliyor.Elektron enerjisine göre 13,6 ev /n^2 ile orantılı enerji seviyelerine yerlesiyor (orbital s,p,d,f)..Soguyunca enerji kaybeden elektron, planck sabiti ile orantili bir sekilde enerji seviyesi artiyor ve cekirdekten daha uzak oluyor..Mutlak sıfıra yakın soguyan bir maddenin bir atomunun buyuklugu maddenin kendi kadar ( süper pozisyon )..Yani madde parcacik gibi davranmaya basliyormus (kuantum fizigi isliyor )..Bose Einstein yogunlasması deniyor maddenin 5. hali..Elektron enerji kaybettiginden onu koparmak daha kolay hale geliyor bu yuzden de super iletken oluyor..Ben bu kadar bulabildim..Sicaklık konusunda ise mümkün olan en yüksek sicaklik planck sicakligi imiş..Ama bilemiyorum belki o sicaklıkda madde karadelik oluyordur belki de o sicaklık kuarklara kadar ayristiriyodur ...
Hoca; bu boru, su, dalga örneğiyle gayet net anlatmış. Boru, kabloyu ; su, atomları ; dalga da su ve boru yani atomlar ve çevresindeki alanda hareket eden elektronları temsil ediyor. Elektrik kavramı aslında bir fiildir, isim değil. Elektronların bir sistem içindeki hareketine elektrik deniyor. Bu elektronların hareketlerinin birbirini peşi sıra takip etme hareketine ise elektrik akımı deniyor. O kadar da karmaşık olmayan bu kavramı bize bu zamana kadar çok net anlatamamaları çok üzücü.
Hocam nerdesin sen ya daha çok fizik istiyoruz fiziiik.
bebar bilimi de tavsiye ederim fizik seviyorsanız :)
bebar bilimi de izleyin bence
Kimse yazmamış ben yazayım. Bebar Bilim diye arattırın,çok güzel kanal.
Bebar Bilim denilmiş miydi?
@@darthpicklerickus2695 Hakikaten kimse yazmamış. İyi ki hatırlattınız.
Kesinlikle en iyi içeriğiniz bu. Erkcan Hocanın bilimsel olmayan bir şeyi söylemekten kaçınmalarını ve sürekli doğrularını açıkça ve üzerinde durarak ifade etmesini çok seviyorum.
Dolayısıyla taşıyıcı ortamın kalitesinin yükselmesi illa aktarılan verilerin kalitesininde artacağı anlamına gelmiyor.
Erkan Özcan
Evet dolayısıyla bir film ne kadar güzel görünürse görünsün bu onun ilettiği mesajı daha güzel yapmaz.
İlker Canikligil
Bir fizikçi ve bir yönetmenin gözünden iki farklı yorum :D
Burada ilk cümledeki "illa" kelimesine dikkat etmek lazım. İlker Hoca'nın ifadesi en azından eksik.
Ilker hoca yanılıyor maalesef, veya istediği gibi anlıyor. Hocanın kullandığı "illa" kritik bir tabir. Özellikle analog veriler elektromanyetik girişim ile çok çabuk bozulabildigi için, taşıyıcı ortamın kalitesi iletilen sinyalin kalitesi bakımından önemlidir. Dolayısı ile iyi bir taşıyıcı ortam ile gonderici tarafindaki sinyalin elektriksel anlamda daha düzgün iletilebildigi bir gerçek, ancak sinyaldeki bu bozunum algılayıcı tarafın hassasiyet sınırları içerisinde mi değil mi bunu analiz etmek lazım.
Dijital verilerde ise haberlesme protokolleri sayesinde elektro-manyetik girişimin etkileri tolere edilebilmeye müsaittir. CRC benzeri hata tespit algoritmalari ile sinyalin bozunumu alıcı tarafından tespit edilerek gonderici taraftan tekrar talep edilebilir.
Merhaba. İlginizi çekebilecek videolar paylaşıyorum, kanala göz atarsanız sevinirim:)
@@aydoganfurkan evet burada İlker Hoca maalesef tamamen yanlış söylemde bulunmuş, elektromanyetiğin formülünü de bilmesine rağmen haberleşme konusunda eksik sanırım, Elektriksel Alan mesafenin karesiyle ters orantılı, özellikle mesafe arttıkça taşıyıcı ortamın (kablo hava vs) özelliği çok önemli hale geliyor, gündelik hayatta bir sürü örnek var yağmur sis gibi durumlarda alıcınız görüntüyü göstermemeye başlar veya SD yayın yapabilirken 4K yayınları göremezsiniz, 1 m mesafede 4K alabildiğiniz kablolardan 5m de kimyasal yapısına göre taşıyıcılığı iyi olandan 4K diğerinden FHD görüntü alabilirsiniz gibi, yani kablonun kalitesi iletilen datanın alıcıdaki kalitesine doğrudan etki ediyor.
İlker ve Erkcan bey program için kutlarım. 160.000 kişinin izlemesi büyük başarı.
Yine çok güzeldi! Merak ediyorum Erkcan Bey'in tüm bunları öğrenirken ona da böyle anlatan hocaları olmuş muydu, yoksa bu güzel anlatım kendi anlama çabasının bir ürünü mü?
hocalar genelde kapıyı gösterirler, içeri girmek senin işindir :) matrixvari oldu :) tabiki şu bir gerçek ki, konferanslara katılmak diğer yayınları takip etmek çok önemli. Buradaki video'yu da konferans gibi düşünebilirsiniz. birçok bilgi kaynağını takip ederek böyle bilgi birikimi elde edebilirsiniz ve bu da disiplinli planlı programlı olmayı gerektiriyor. başka türlü insan hayatına bu kadar bilgi maalesef sığmıyor. öğrenmesi sindirmesi algılaması.. işin içinde çoluk çocuk aşk savaş vb.. tabiki tüm bu süreçlerin insani ölçütlerde ilerlemesi ilerletilmesi gerekiyor. ama maalesef bilimde bile çok büyük bir yarış var, insanoğlunun peşinden atlı kovalıyor her zaman :) yine de yakalayabildiğiniz ölçüde birçok şeyi anlayabilmeye çalışmak ve anlamak en güzeli, çok para kazanmaktan bile daha keyifli
@@futurexjam2 kapı gösteren hoca görmek zor. ya da ben denk gelemiyorum. herkes "benim dediğim doğru, söylediğimin dışına çıkma" mantığıyla öğretiyor. çoğu fikrini bile sormuyor
Anlatım için edebiyatla uğraşmak şart. Muhtemelen Erkcan hoca epey bir kitap okumuştur. Yoksa böyle bir anlatım zor.
En sevdiğim flu tv yayınları Erkcan Hoca nın :). Zira en anlaşılır düzeye indirgiyor ve zevkle takip ediyorum.
Uykuya dalarken eski videoları izlemekten gına gelmişti iyi old
Öğrenciyken fizikte en sevdiğim konu elektrikti bundan mıdır bilmiyorum ama bence bu Erkcan hocanın en iyi bölümü olmuş 👏 Bilgilendirmeler için teşekkürler hocam, saygılar.
Bu bölümlerden sonra ülke genelinde sayısal net ortalamasında bir yükselme bekliyorum.
Bu seri gibi yayın yapan on kanal daha olsa ülkenin kültür seviyesi artar.
Muhammed Bozar 😁
Evrim Ağacı
Dilazof
Bebar Bilim
KAFA TV
Flu TV
Din&Mitoloji
çok beğenmesem de Barış Özcan 🤗
En sevdiğim bölümler Erkcan hocanın geldiği bölümler. Daha çok gelsin
Erkcan Özcan gerçekten çok güzel örneklerle anlatan biri, bu kabiliyete sahip olan insan sayısı çok düşük. Takdir ediyorum 👍🏿👍🏻👍
Bi adam ne kadar mukemmel olabiliyor onu izledik. Tesekkurler.
Ilker`e Not: Su adamin daha cok videosunu cek gurban olam.
Ekipteki en naif ve iyi niyetli insan vibe'ı alıyorum hocadan. Erkcan hocam seviliyorsun!
Bilimsel bakış açısı, sorgulama ve kurgulama ancak bu kadar güzel olur. Daha çok video bekliyoruz hocam❤️
daha bugün öğlen saatlerinde aradım acaba video geldi de gözümden mi kaçtı diye... oh be!
17:42 artık gelir bi "Olmaz Öyle Saçma Kablo"
Olur hoca anlatmadı sadece ;) yada eksik anlatmamak için atladı.
Buradaki asıl saçma durumun altının bakırdan daha az iletken olması ve nazımın altın kablonun daha iyi çalışacağını söylemesi ilginç :)
Hocam, yüreğinize sağlık...
İl-il, ilçe-ilçe "BİLİM SEVDİRME SEMİNERLERİ" yapsanız, ne güzel olur; öğretmenlere, öğrencilere, eğitim kurumu idarecilerine...
SİZİ SEVİYORUZ, İYİ Kİ VARSINIZ!..
İlker hoca : Elektrikten, elektrik mühendisinden de Mustafa’dan da Duygudan da nefret ediyorum
Reis geldi yine. Her cümlesinde bilgi veren, sorgulatan on numara birisiniz....
"Elektrikten nefret etmek için gerekli olan düşünce prosesleri bile elektrikdir"
- Erkcan Özcan
Daha fazla lütfen daha fazla !
Bu sorulara cevap alabileceğin bir video düşünürseniz çok sevinirim,
SORU 1 : Ses Dalgası, Radyo Dalgası, Işık Dalgası, Elektro Manyetik Dalga; bunlar aynı şeyin türevleri midir? Dalga boyları değiştiğinde bir birine dönüşen şeyler midir? En azından Radyo ve Işık Dalgası?
SORU 2 : Işık neden bir yerden bir yere gitme eğilimindedir ? Entropi ile mi alakalı ? Neden ışık oluştuğunda hareketsiz kalamıyor ? Ya da acaba ışık zaten vardı da ancak hareket ettiğinde mi görünür hale dönüşüyor ? Işığın ışık hızında hareket etmesini tetikleyen şey nedir? Foton neden yerinde durmaz ? Foton dediğin aslında yerinde ağırdır ? :)
Sevgi ve heyecanla bekliyorum.
Bilgiler için çok teşekkür ederiz, Erkcan hocayı daha çok görmek istiyoruz inşAllah 😊
a küçük
O kadar keyifli ki .. Makina Mühendisiyim bu anlatımlarla yeni adlar keşfediyorum. Çocukların bu videoları ders olarak izlemesi lazım hem de ilkokuldan başlayarak..
Çok özlemiştik bu bölümü
tek kelimeyle müthiş bir anlatımdı. Bilim Tarihi/Fizik Tarihi gibi bir seri çıksa ne kadar güzel olur.
mıknatısı da açıklasaydınız güzel olurdu hocam
İkinci bölümde olması muhtemel
açıkladı zaten
Tesekkuler içerik için fakat videolari keserken cümleleri yapistirmasaniz da 1/3 saniye dahi olsa bosluk biraksaniz dinlenebilirligi artar, bu sekliyle kulak yoruyor hakikaten.
Erkcan hocamin bildirimini aldik geldim
"Elektirik elle tutamadığım soyut bişey"
-İlker Canikgil-
Bu kanalla karşılaşmamdan bu yana mola saatlerimde flu TV den başka birşey izleyemez oldum. Harikasınız iyiki varsınız ve Erkcan hocayla biraz daha fazla video yaparsanız süper olur 🙏🙂
Best Teacher Ever .....!
,
.
Erkcan hocanın kavramları anlatırken kullandığı örnekler gerçekten çok güzel. Bildiğimiz ama anlatamadığımız konular için yerinde ve işi temelini gösteren örnekler veriyor. Çok sağolun varolun hocam.
Bir de matematikçi gelse ne güzel olmaz mı? Erkcan hoca bize fiziği sevdirdi belki gelecek hoca da matematiği sevdirir :D
Açıklayıcı örnekler fevkalade...
Keşke bir formül bir denklem anlatılırken denklemin sağda yazmasını sağlasaydınız. Mesela (k.q1.q2)/d^2 gibi bir formülü yüklerin birbirini çekmesi ya da itmesi konuşulurken sağda gösterebilirdiniz. Meraklandırırdı insanları, bir wikipedia açtırsak topluma büyük hizmet etmiş olurduk.
Ve formulun kütlecekimine benzemesi de ilginç F= G.m1.m2 /r^2
Fizik dersinde en sevmediğim konu elektrik olmuştur hep. Keyifle dinledim.
Bence bu bölüm ayrı bi güzeldi
Ohh bee. Sonunda gelmiş
Daha 4.dk dan bildiriyorum, kurguda sıkıntı var(sanırım yazmayı unutmuşum, kurgudan olduğu tahmininde bulunarak bu yorumu girmiştim), 4 dk da 3 4 kere görüntüyle ses uyumu kayboldu özellikle yapmış olabilir misiniz? Çok rahatsız edici
Sabitlenmiş yorumda ilker hoca açıkladı.
@@merdovski5858 teşekkürler
Yeni yıl videosunda erkcan Hoca'yı önceki yayınlarında giymediği bir gömlekle stüdyoda görünce "işte yeni video geliyor" dedim. Erkcan Hoca'nın anlattığı şeylerden öte anlatış sadeliği bir öğretmen olarak beni etkiliyor.
Her şey süper de çıkıntılık yapacağım şimdi: color yaparken Erkcan Bey'in dişlerinin sarı görünmesini özellikle mi tercih ettiniz eyyyy Flu TV! :D İçerik için teşekkürler.
Süper sorulara süper cevaplar. (Elektronik öğretmeniyim, dalga geçmiyorum) Teşekkürler.
Şunu anladık ki ilköğretimde fen derslerinden kaçmamak gerekiyormuş👍☺️ hocam süpersiniz👍👍
Programların kralı
Michael Persinger deneyleri ile ilgili bir bölüm yapabilir misiniz?
İnanılmaz aydınlandım
Erkan özcandan öğrendiğim fiziği hocalarım öğretmedi
Bu hoca anlatsin bir sene dinleyeyim hem bikmam hemde biriki senede âlim olurum...
Videonun montajı patlamış biraz.
erkcan hoca siz anlatın biz herzaman dinleriz. sempatik dinlenilesi değerlerli bi hoca tanıdık
Hocam kurguyu stajyere mi yaptırdınız neden böyle oldu?
Erkan hoca gibi hocalara bu ülkenin ihtiyacı var hocam güler YÜZÜNÜZ var olsun heo
Erkcan Hocam fizik den bahsediyoruz bunu kendimizde öğrenmek istiyoruz fiziği okuldan öğrenmek çok can sıkıcı olabiliyor. Bir bölümde fiziği nasıl öğrenmeli hangi kitaplar okunmalı gibi bilgilere ve tecrübelerinizden 5 10 dk bahsetseniz fena olmaz :D.
Guzel program. Teşekkur İlker Canikligil.
İlkel bir insana bilimi gösterirsen buna "büyü" der; modern bir insana büyüyü gösterirsen buna "bilim" der.
Erkcan hoca Flu tv nin en iyisi. 2021 açılışını da onunla yapmak dogru tercih olmus.
micheal faradaya selamlar
İlerde inşallah böyle bir bilim insanı olur ve ülkemi gururlandırmak için bilimi tahsil ederim
Erkcan hocam ve flu tv sicim (string) teori hakkında da bir video hazırlarsanız mükemmel olur. Takipteyiz!
Erkcan hocam dan daha çok video bekliyoruz.Çooook sürükleyici anlatımınız var,kapı çalıyor video yu durdurup kapıyı açmıyoruz.
Kurgu hatası olarak yorumlanan kısımların bendeki karşılığı şu : Nasıl ki mesajı ileten kanalların kaliteli olması mesaja kalite anlamında bir katkı sağlamıyorsa , kurgunun da hatalı olması içeriğin kötü olmasını sağlamaz.Dolayısıyla Flu TV içeriklerini izlemeden de (sadece dinlemiş olsanız bile ex: broadcast vs.) keyif alabiliyorsanız o zaman doğru mesajı almışsınız demektir.Happy New Year Flu Tv ve tüm izleyiciler 🎈🥳
Nasıl tatlısınız yaa...bir şeyi anlaşılır hale getirmek dehanın göstergesi bence...
Kurguda sıkıntı falan mı var acaba? Hocamız arada boş boş bakıyor.
çok komik olmuş o boş boş bakmalar :D
sıkıntı yok :D
Fizik sürekli anamlandrmaya, hayatımla özdeşleştirmeye çalıştığım bir alandı ve bunu sadece iki kavram verip bir formülle geçiştirerek değil, kavramları sorulan sorular sayesinde iyice açarak sade ve anlaşılır bir şekilde anlattınız. emeği geçen herkese teşekkür ederim.Umarım Erkcan hocamızla daha birçok videoda beraber oluruz.
hocam siz öyle dans edince algımız yıkıldı 😅
Daha fazla bilim istiyoruz mümkünse Erkcan hocayla
Elektronik donanımlarda devre elemanlarında yüksek hassasiyete ihtiyaç duyuluyorsa altın kullanılır. Bazı bilgisayar donanımları, uydu iletişim sistemleri vs.
Ben de tam elektrik-manyetizma arasjndaki ilişkk hakkinda video koymustum kanalıma. Erkcan hoca çok iyi örnekler veriyor, kolay anlaşılabilir kılıyor sagolsun.
eski bi arkadaşım dediğinde nazım yerine benim kalbim kırıldı
şimdi konuşmuyolar mı ki :c
Özlemişiz hocam daha sık gelseniz keşke.
Videoyu kurgulayan arkadaşa selamlar. Bütün dikkatimi dağıttı izlerken. Flu tv'ye hiç yakışmadı bu iş.
Bence idam geri gelsin?
Erkcan bey varsa direk açıp izliyorum 👍
Altının durumu bakırdan daha iyi bir iletken olmamasına karşın oksitlenmeme avantajı. Jack gibi tak çıkar sinyalin iletildiği ekipmanlarda ve hassas elektriksel sinyallerin iletildiği ortamlarda kaplama olarak kullanılması bu da zamanla oksitlenen ve sinyalde bozucu etki yaratabilecek durumların önüne geçme çabasından. Yoksa ucuzu varken neden pahalısını kullanasınız. tabi çok paranız varsa başka :)
İlk kez izledim, 29 dakikalık bir video nadıl olurda 10-12 dakika gibi izleniri yaşadım. Harika anlatım, konuya hakimiyet mükemmel ve en güzelide bilmediğini biliyor olması. Çok beğendim, ne olur bu türden anlatımlarınızı her alana yayarak çoğaltın. Elinize, emeğinize, dilinize, yüreğinize sağlık.
Kurgu kötü olmuş izlerken kafam döndü, 5. dakikadan sonra sadece sesi dinledim.
Erkcan hocam elektriğiniz şahane..☀️☀️☀️
"Elektrik bir çeşit büyü!"
-Erkcan Özcan
"Mühendislik gerçek sihirdir."
-Elon Musk
Süpersiniz. Saygı ve gıptayla izliyorum.
Hocam ışığın hızı neden 300.000 ışığın hızını kısıtlayan şey ne
Daha önce ölçü aletleriyle ilgili okuduğum bir metinden hareketle yardımcı olabilirim. Aslında ışığın 300.000 de değil yaklaşık 299 bin küsur. Işığın saniyede katettiği mesafe bu kadar. Bir takım deneyler sonucu biz ışığın kilometre cinsinden saniyede ne kadar mesafe gittiğini ölçmüşüz. Burada biz ölçü olarak km kullandığımız için ışık hızı 300.000 olarak hesaplanıyor. Bizim ölçü aletlerimizin standartları ise metrik sistemin icadıyla gerçekleşiyor. Işık hızı aslında kendiliğinden bir sabit, biz metrik sistem kullandığımız için onu 300.000 olarak kabul ediyoruz. Yani ışığın doğası gereği sabit olan hızının, bizim metrik sistemimiz cinsinden ifade edilişidir bu olay.
@@mehmetg8803 benim esas merak ettiğim ışığa sürtünme kuvveti mi etki ediyor ki Işık 300.000 km yi geçemiyor
@@atakanocal9263 Burada asıl sabit km değil. Kilometre bizim yarattığımız bir standart. Işığın hızının kendisi sabit. Evrenin tamamında ışık hızı aynı sürtünme veya başka bir şey ile ilgili değil. Işığın ivmesi yok. Söyle düşün, bir araba sıfırdan yüze diyelim ki 6 saniyede çıkıyor. 3,2 veya 1 saniyede yüze çıkabilir, sonuç olarak ne olursa olsun hızlanmak için zaman geçmesi lazım, kontağı çevirdiğin anda hızı 100 olamaz. Ama ışık kendi doğası gereği sıfırdan 300.000'e anında çıkıyor. Sıfırdan 300.000 geçerken saniyenin milyonda biri bile olsa zaman harcamıyor. Direkt olarak 300.000 Bu ışığın doğası derken bunu kastediyorum. Bizim ölçü birimlerimize göre bu 300.000 ama ışığın kendisi için ışık hızı diye bir şey yok. Hocanın eski videolarında buna benzer bir şeyler anlatıyor olması lazım. Onlara bir göz atabilirsin.
Türk Telekom. Çünkü hep yavaş hızı tercih ediyoruz.
@@atakanocal9263 Işığın hızını ölçen deney ve deneysel veriler var ama ışık hızının geçilemeyeceğini söyleyen einstein bunu maxwell elektromanyetizma denklemlerinden çıkarıyor, ışığın hızını hızın üst limiti yaparak yeni bir hız denklemi yazıyor, o denkleme göre de ışık hızını asla geçemiyorsun, çünkü maxwell denklemlerine göre bir elektromanyetik dalganın sonsuza kadar ilerleyebilmesi için bu hızda gitmesi gerek
Hocam lütfen bilim sohbetlerine devam edin 🤍🤍🤍😇
bizim elektrik mühendisliğinde böyle hocalar olsaydı okulu bırakmazdım
Höynkürüyon mu
Klişe bir cümle olacak ama FluTV ve Evrim Ağacı oluşumlarında emeği geçen herkese ne kadar teşekkür etsem az gerçekten. İlker Canikligil'in çok iyi bir showrunner ve herşeyden önce kendini şahane yetiştirmiş bir insan olduğunu düşünüyorum. Erkcan Bey'in son derece duru, akıcı ve eğlenceli anlatımı ise "keşke böyle hocalarla yetişebilseydik" dedirtiyor. Kendisini mümkün mertebe daha sık görmek istiyoruz.