Serdar Kuzuloğlu ses tonu anlatım şekli merak içinde soru sorma şekli bi harika bu programla tanıdım kendisini bundan cok mutluyum. Üstün hocamın mümin hocama karsi tutumlarindan hoşlanmadım. Sıkıcı bi hava oluşturdu. Psikolog olarak karşısındaki kişiyi bozmak ister gbi cevaplar veriyor. Mümin sekman kendini ifade etmek isterken sürekli sıkıntıya girdi. Üstün hocanin bu tutumuna anlam veremedim ve kendisinden soğuttu açıkçası. Mümin sekmanin son çıkardığı başarı bilimi- büyük başarı araştırmalari kitabı gerçekten cok güzel. Daha öncede herşey seninle başlar ı okumuştum. Kendiisni tasvib ediyorum ve gittiği yolu beğeniyorum kisisel başarı ve gelisimin üzerinde durmak toplum içinde amaçlı bireylerin sayısını artirmak icin güzel bi yol savunduğu fikirlere de katılıyorum. Üstün hocam ise sürekli olumsuzlama yapıyor çözüm odaklı konusmamasi içimi sıktı. Sayın bayramoğlu muhteşem ve yetkin sunumu programi çok zevkli bi hale getiriyor ve kendisi iyi bi konuşma başkanı. Özgür bolat mizahi yönü programa renk katmış. Bu tarz proramlarin artarak devam etmesi dileğiyle
Ettiğin ele ise öğrendiğin kendinedir derdi rahmetli annanem. Nur içinde yatsın. Sen yeterki fidan dik, bitmez ise toprak utansın derdi dedem. Valla çok güzel bir programdı. Katılımcılar harika. Hepsinden Allah razı olsun. Mümin bey ayrı güzel. Serdar bey ayrı. Özgür bey Üstün Beyin yaşına geldiğinde ne seviyede olur Allah bilir. İnşallah aynı ekiple bu yıl yine program yapılır.
Ben burda oturup konuşan herkesin tek ve yegane işinin insanların kafasında soru işareti bırakmak olduğunu düşünüyorum.Ve kafamızda 1 2 değil 10larca soru işareti bıraktığınız için çok teşekkür ederim
Üstün Dökmen hocaya ve tüm psikologlara saygım büyük ama gözden kaçırdığı en önemli şey; bir insan kendine iyi gelen şeyleri/kişileri/ortamları seçer, bir insan psikolog yerine yaşam koçunda derman arıyorsa bunun sorumlusu yaşam koçları değil "bir şeyleri" yanlış yapan psikologlardır.
Üstün Dökmen nin Mümin Sekmani demorilize edişi çok üzücü olmuş.. Deniz Bayramogluna yılın programi ödülü verilmeli bu kadar kaliteli,farkindalikli yayınlara imza attığı için..
Üstün dökmen doğan cüceloğlu nun öğrencisidir. Mümin sekman ın ne bilgisi nede deneyimi ile üstün dökmen yanına yaklaşamaz. Elmayla armut u birbirinden ayırın mümin boş yapmış.
Mumin Sekman in butun kitaplarini okumus biri olarak, bu programla kendisi hakkinda ne kadar yanildigimi anlamis bulunuyorum. Beni koca bir hayal kirikligina ugratti, deginilen bir cok konuyu kisisel algilayip direk otomatik olarak kendisini ya da fikirlerini savunmaya gecmesi, tamamen bireysel dusunup bireysel tepkiler vermesi( neden benim adima konusuyorsun gibi atiflarda bulunmasi), cok degerli Ustun hocamiza vermis oldugu hos olmayan, hocamizin basarilarini sorgular nitelikte ki tepkileri, programda o an icin bulunmayan bir baska degerli hocamiz Dr. Acar Baltas'in fikirlerini kendisinden hic beklemedigim bir uslupla dile getirmesi beni inanilmaz sasirtti. Keske kendisi de sayin Dokmen ve diger degerli hocalarimiz gibi bu isin egitimini alip, cekirdekten yetisip, bu kadar egosuna yenis dusmeseymis. Bir zamanlar bana cok yardimci oldugu kitaplarinin hakkini yememekle birlikte, su an bir hayal kirikligi icinde kendimi aldatilmis hissettigimi dile getirmeden edemedim. Ustun hocamizin okumadigim kitaplarini kendisinden cok ozur dilerek bugun siparis edip, vicdan muhasebemi bu kitaplari okuyarak bitirmeyi planliyorum. Saygilar..
3 yıl sonra bile izleniyor. Tüm katılımcılara ve Deniz beye teşekkürlerimi sunuyorum. Çok istifadeli oldu. Yalnız küçük bir eleştiri yapmak istiyorum. İsimlerin insan üzerindeki tezahürünü "Üstün" hocamız üzerinden bir kez daha gözlemlemiş oldum. Saygılar iyi yayınlar :)
Harika bir ekip, herkesin dinlemesi gereken bir sohbet. Özgür beyin Beni Ödülle Cezalandırma kitabı harika, okumuştum. İlk defa kendisini dinledim ve dinlemeyi de sevdim.
Çok para kazanmak değil,sevdiğin işi yapmak önemli. Sonra kendi ailesiyle mutlu bir yaşam ,geçirmek için neler yapmalıyım,bununla beraber düşünülecek,bir durum.
21:32 eğitim hayatım boyunca çok nadir bir dersi merak içinde öğrendim geri kalanların tümü sınavdan 1 gün önce çıkardığım not kağıtlarını otobüs de giderken sınava son 1 saat kala yoğun kısa süreli ezber yapmama dayanırdı zaten sınavdan sonra bu bilgileri unutacağımı bildiğim için çok zor olmazdı benim için.
Cook iyisiniz tartışma düzeyi süper arada bir gülmelerin bir o kadar düzeyi yüksekseltiyor bayram bey siz zaten kamuya insanligimiza imza atanlardansiniz maşallah
Bu programa katilan değerli konukları ve sunucuya çok teşekkür ederim. Çok şey öğrendim, tabiki kitaplarinizdan daha çok yararlanmam lazım. Teşekkürler...
Bu program için emeği geçen herkese teşekkürler. İnsan hiç katılmadığı bir görüşten bile birçok şey öğrenebilir. Fikirlere saygı duymamak da hayatta neyi yanlış yapıyoruzun bir cevabi olabilirmiş. Kesinliğin olduğu toplumlarda gelişmenin önünün açık olmadığı söylendi. O halde mutluluk, başarı gibi konularda da kesin sonuçlara ulaşmamız beklenemez. Bireysel mutluluk, kişisel gelişim, kişinin sınırlarını aşması, sistemden çıkmaya çalışması, merakını hep taze tutması, başarı peşinde koşması hepsi çok güzel. Her bireyin içinde yanması gereken neredeyse bir sorumluluk ateşi. Fakat herkes bunun farkında olamayabiliyor. İşte burada toplumun farkındalık ve gelişmişlik seviyesi etkin rol oynamaya başlıyor. Toplum bu insanları doğru düzgün yönlendirecek seviyede değil ise birey kendisine de küser dünyaya da. Yani mutsuzluk hali... Toplum zaten belli sorunları aşmış yani çoğunluk olarak zihinleri açık bakış açıları gelişmiş bireylerden oluşuyorsa düşenin elinden tutar, yolunu bulamayana rehberlik eder, imkanlar sunar. O halde bireyler mi toplumu kurtarır yoksa toplum mu bireyleri kurtarır? Tam bir münazara konusu. Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mi tavuktan çıkarın bir örneği. Kendini geliştiren, zihninin tüm kaplarını zorlayan, iç huzuru kurmaya çalışan, işini iyi yapmaya çalışan biri zaten başkalarına faydalı olmak için yanar tutuşur. Toplumdaki sıkıntılara zaten yüz çeviremez. Gerçekten kendini geliştirmiş insan banane diyemez. Topluma katkıda bulunmak için çabalar. Umarsız olmak da bir başka neyi yanlış yapıyoruzun cevabı sanırım. Kendini geliştirmek isteyip de ne yapması nasıl yapması gerektiğini bilmeyen ve imkanların yeterli olmadığı yerlerde yaşayan insanlar var. Toplumun bu insanlara ulaşması da toplum için bir sorumluluk değil mi? Şunun farkına varalım toplum zaten biziz. En büyük sıkıntılarımızdan biri de bir araya gelip bir şey yapamayışımız. Sözde hepimiz biriz. Fakat bunun tersini gösteren örneklerle doluyuz. Uzun çok uzun bir konu. Yanlış yaptığımız o kadar çok şey var ki... bir de iş hayatındaki başarı ile hayattaki başarıyı birbirine karıştırmayalım. Bir girişimci onlarca kez batabilir ve ömrü boyunca da işle ilgili bariz bir başarı tatmamış olabilir ama bu mutsuz bir ömür geçirdiği anlamına gelmez. Eğer mutsuz olarak ölürse de 'başarılı olamadım bu yüzden benden mutsuz olmam beklenir' diye düşündüğü içindir.
Yıllar öncesinin programı şimdi izlemek nasip oldu. Serdar bey için açmıştım ama üstün dökmenin kompleksli ve üstten konuşmaları gerçekten çok rahatsız ediciydi. Yine de sabırla ve saygıyla devam edebildikleri için de başta Mümin sekman olmak üzere diğer konuklara da teşekkür ediyorum
çok güzel programını var, benim izleyici olarak tavsiyem youtube kanalınıza attığınız videolarda reklam arasına giderken ve reklam arasından dönerken çalan jenerik müziği bu platforma atarken kesmenizdir, böylelikle akıcılık bozulmamış olur
Öncelikle CNN Türkte görev yapan Deniz Bayramoğlu olsun , Cem seymen,Emin Çapa,Güven İsmailoğu ve diğer tüm gazeteci arkadaşlar Çook kaliteli işler yapıyorsunuz öncelikle tebrik ederim. Türkiye de neredeyse her alanda KALİTENİN bahsi aranmaz-sorulmazken sizler bu kadar direnç göstermeniz takdire şayan bir davranıştır. Hepiniz görev bilincinde, meseleğini seven, vatanı milleti önemseyen, her bir bireye herkesime bilinçlendirmeyi,bilgilendirmeyi görev edinmiş çok iyi insanlarsınız her birinize ne kadar teşeküretsek azdır. Sizlerden ricam nasıl kendinizi yetiştirdiniz sadece kitap okumak yeterlimi evlatlarımızı nasıl yönlendirelim sizler gibi bilinçli ve bilgili olmaları için bir biyografiniz bir hayat tecrübelerinizi, tavsiyelerinizi bir yerlerde yazsanız bizde pusula yapsak kendimize çok sevinirdik.
Mumin Sekman in programin sonlarina dogru, Ustun Dokmenden uzaklasacak sekilde bacak bacak ustune atmasi ve bu durumu Serdar Kuzuoglunun tespit etmesi :)) Vucut diline gercekci ve cok gucu bir ornek..
insan kendi ile olan savaşını bitirdiğinde bambaşka bir boyuta geçiyor... Diğer türlü hep zarar 01:40:40 aileler kendi atalarından gelen davranışlarını sorgusuz sualsiz gelecek nesillere aktarmasından kaynaklı olan konu.
Mümin bey çok realist yaklaşmış olaylara ,ne yazıkki onun gibiler toplumda hep polemik yaratan kişiler olarak görülüyor bu çok yanlış olaylara bakış açısı kişiden kişiye değişir ne yazıkki bunu kavrayamadık.
Serdar Kuzuoğlu varsa izleriz tabi amirim. Ekleme: Efsane Bir Program Ekleme2: Özgür beyin dediği gizli öfke ve sıkılma dönemi kelimenin tam anlamıyla klasik anadolu liselerinde oluyor. Son Ekleme: Programı Çok Önemli Bir Ders İzler, Dinler Gibi Not Alarak Dinledim. Çok Teşekkürler, (*sansürsüz programlar dileğiyle)
Sn. Üstün Dökmen Bu tedavi yöntemleriyle uzaktan yakından ilgim yok mesleğim felan da değil yanlış anlamayın.Hacamat ve Sülük uluslararası alternatif tedavidir. Avrupada bu uygulamaların tedavi merkezleri vardır. Ülkemizden Japonyaya sülük ihracatı bile gerçekleşmektedir.
Hepiniz birbirinden değerli insanlarinsiniz şu çocuk gibi ben daha değerliyim ''beni alkışlayın beni'' durumundan sıyrılsaniz çok daha iyi olacak zaten hepinize saygı duyduk ve duyuyoruz :) Psikoloji> yaşam koçu imaları Ben kitap çıkardım senin bir kitabin var mıydı soruları falan güldürdü beni :) Sonuna kadar izledim kendi adıma faydalandım teşekkürler
Üstün dökmen programdan önce takılmış olabilir mümin sekmana. Proram öncesi var gibi hissettirdi. Fikirlerin konuşulması gereken yerde, fikirler kavgalaşmış
Başlıktaki sorunun cevabını "merak" ettim ve izlemek istedim. Yaklaşık 120 dakikadır izliyorum. Hayatımızı nasıl kontrol altına alacağımıza dair en ufak bir fikir edinemedim. Benim kaçırdığım bir nokta mı var?
Hepimizin yaşamı çoğunlukla tutkularımızın, hırslarımızın, içsel dürtülerimizin ve de kaderin (yaşam koşullarının) kontrolünde veya yönlendirmesiyle geçiyor. Biz aslında hayatın bize sunduğu imkanlara veya imkansızlıklara göre rolümüzü sürdürmeye çalışan çaresiz varlıklarız. Sonradan veya çalışarak elde edemeyeceğimiz bütün önemli özelliklerimiz, yeteneklerimiz, kapasitemiz, imkanlarımız, yönelimlerimiz vs. bunların ana hatları daha biz doğmadan çoktaaan belirlenmiş oluyor... KÖTÜ veya İYİ insan olmak bile doğrudan doğruya insanın elinde olan bir şey değil, bu özelliklerimiz ya genetik olarak ya da anne karnında şekillenmeye başlıyor. Kendimizi kontrol etmek istiyorsak çok tutkulu, hırslı, açgözlü olmamamız lazım. Hatta budist rahipler gibi dünyadan elimizi ayağımızı çekmeliyiz. :) Budist rahipler de r mutlu mudur, içsel huzura kavuşmuşlar mıdır , aradıklarını bulmuşlar mıdır acaba? onu da bilmiyorum açıkçası :) Son olarak konuyla bağlantılı olarak şuraya birkaç düşünürün sözünü eklemek istiyorum; -Arthur Schopenhauer şöyle söyler: "Yazgı kartları karıştırır, biz de oynarız. " -Ömer Hayyam da şöyle söyler: "Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz: Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz. Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer; Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. " -Voltaire şöyle söyler: "İnsanın mutlu olması için tutkusuz olması yeter" - Gotama BUDA da şöyle söyler; İnsan hayatı aslında acılardan ibarettir; bu acıların sebebi bencil ve doymak bilmez isteklerdir; insanın bencilliği ve istekleri sona erdirilebilir; sonuçta bütün bu doymak bilmez arzu ve iştah ortadan kaldırıldığında, ulaşılan durum nirvana olarak adlandırılır. Bencillik ve isteklerden kaçışın yöntemi, "Sekiz Katlı Asil Yol" diye adlandırılır: Doğru görüş, doğru niyet, doğru konuşma, doğru hareket, doğru geçim kaynağı, doğru çaba, doğru düşünme ve doğru meditasyon.
Eğitici bir video,peki bunu bir aileye izletme durumu nedir? Örneğin benim bir yakınım var.Baba bilgisayara girer.Anne mutfakta yemek bulaşık ve ev halkına yiyecek getir götür yapar. Büyük çocuk bilgisayar da oyun oynar,küçük çocuk çizgi film izler. Arada anne baba çocuklarına ev ödevlerinde yardımcı olurlar. Bu durum da izlemek için surviver veya futbol maçı televizyon da açık durur. Çünkü zihinsel olarak düşünmeyi gerektirecek,dikkat gerektirecek bir şey istemiyorlar. Öylesine açık duracak ,fazla zihni yormayan bu saydığım şeyleri aile içİnde yaparken,öylesine arada bakacakları açık duran bir televizyon. Film izlerken bile anlama oranları düşüktür. Çünkü çocuk oyun,ilgi ister,bulamazsa ağlar ve aileyi meşgul eder. Anne yiyecek getir götür yapar. bunlar meşgul edeceği için ,filmin tamamını anlama oranları bile yüzde 70 tir. Misafir gelirse ve film açılırsa ,yine anne yiyecek getir götür derdindedir. Anne ve baba, misafirle arada konuşur.Bu filmi anlama oranları da yüzde 70 tir.(Ben film izlemek için yalnız kalıp bilgisayardan izliyorum,öyle rahat anlıyorum).Aileyle film, anlamak bile zor. Video olarak internette izlemek oranı bu ailenin nedir? İnternette kısa boş bilgiler veya eğlencelik videolar var. Buralarda takılırlar. Bu aboneliklerde de bilmem kaç yüz like almış beğeni yorum ön planda olur. havalı abone ve videoları filan. izleyiciyi bunlar çekerse.,böyle bir videoyu nasıl izletiriz? Yani SONUÇ bizim insanımızı böyle bir bölümle eğitmek ,onlara ulaşmak çok zor.
program yayınlandığı saat ve içerik itibariyle herkes tarafından izlenmiyor zaten. çocukların ayakta olduğu veya evde misafirin halen kaldığı saatler değil pek.
Hepsinde bir pozlar, bir pozlar, hepsi artiz. Övüldüklerinde pek mutlu oluyorlar. Demek ki buna çok ihtiyaç duyuyorlar. Dikkat edin, sen ne sorarsan sor, o ezberlediği şeyleri anlatılır sana. Hepsi ezberden okuyor. Verecek hiç bir şeyleri yok. Laf ve laf var. Bittik biz, bittik.
Bir makale var, Sekman'ın kitapları üzerine söylem analizi. Şiddetle tavsiye ediyorum. İsmi Kişisel Gelişim Kitaplarındaki Başarı İdeolojisi belki internette de vardır ama database erişimi olanlar kolayca erişir sanıyorum.
Bahsettiğiniz çalışmayı google da ufak bir araştırmayla buldum okudum ve Üstün Dökmen'e daha çok hak verdim. Merak edip okumak isteyenler için; www.turkishstudies.net/Makaleler/1088298414_2Ayd%C4%B1nSevimBilgen-17-35.pdf
Mümin Sekman ile Üstün Dökmen: Birbirini anlamak için değil, eleştirmek için dinliyor. Üstün hoca ya doğru yada yanlış şeklinde habire sınır çiziyor, akademisyen olduğunu çokça vurgulayarak sözlerine dayanak oluşturuyor. Çok sıkıcı bir bakış açısı bu izleyiciler için. Mümin Sekman ise ikna etmeye ve onay almaya çalışıyor. Fikirlerini hiçkimse onaylamak zorunda değil. Bu kıymetli iki insanın bu şekilde gereksiz atışması programın verimini çok düşürdü. Bence Serdar Kuzuloğlu'nun sakinliği ve anlayışı lazım bu programdaki katılımcılara...
Bence Üstün Hoca burada insanlara kendini ikna ettirmeye ve onay almaya çalışıyor, Mümin Hoca kendi fikrini ifade ettikten sonra genelde Üstün hocadan hep "Hocam bakın bunlar yanlıştır, bunlar şehir efsanesidir" gibi içini dolduramadığı argümanlarda bulunuyor. Tartışılan şeyler sosyal konular ve neredeyse hiçbir sosyal konuda insanın dahil olduğu bir konuda herhangi bir şeye net bir şekilde doğru ve yanlış denemez çünkü biz matematiksel kesinlikte varlıklar değiliz. Yer yer Üstün hocanın savunduğu fikrin doğru olduğu konular var yer yer de Mümin Hocanın. Ancak Üstün hocanın ben "ben bilim insanıyım , bunlar palavradır vs" diyerek kendini ikna ettirmeye çalışması aslında ortamı geriyor.
üstün dökmen ne kadar komik bir insan empati - varolmak uzlaşmak - ladesçi - komşu köyün delisi kitaplarını okurken yazar hakkında aklımda çok farklı bir üstün dökmen oluşmuştu :)
Sayın Üstün Dökmen'in de Mümin Sekman'ın da kitaplarını okumuş ve kendilerini seven biri olarak söyleyebilirim ki, programın ortalarına kadar çok güzeldi, fakat ben yıllardır Pdr ve psikoloji eğitimi alan kişilerin, "Herkes kendi işini yapsın" diyerek Mümin Sekman'a ne kadar kızdığını da bildiğim için, tatsız bir kısmın yaşanacağının farkındaydım. Mümin Sekman, kitaplarında bireylerin aldıkları eğitimden ziyade, kendi yaşam amaçları doğrultusunda ilerlenmesi gerektiğini salık veren ve de bunun en iyi örneği olan bir kişidir. Üstün Bey, bence batıda ortaya çıkan ve o kültürden beslenen bir bilim dalında uzman olması sebebiyle; hacamat, astroloji, okunmuş su ( Önemli bir Japon bilim adamının suyun canlılığı ve çevresindeki söz-duygu durumundan moleküler düzeyde nasıl etkilendiği üzerine yapılan önemli bir deney vardır) gibi konulara; hep hurafe, eski kafalılık, geri kalmışlığın getirdiği bilgi-uygulamalar şeklinde bir yaklaşıma sahip bence. Fakat artık su orucundan tutun da, sülük tedavisine; Mevlana'dan, Budizm'den o Japon bilim adamının yaptığı deney sonuçlarına kadar, Batıda Doğu kültürü aydınlanması mevcuttur. Kendisini bu yönde de geliştirmesini ve de önyargılarından kurtulmasını dilerim. Mümin Sekman, diğer 'kuantumcu' yada Nlp'ci yazarlarla karıştırılmaması gereken önemli bir motivasyon konuşmacısı-yazarıdır. Konuyu dağıtması ve kişisel problemini programa yansıtması, beni biraz üzdü Sayın Dökmen'in. Onun dışında, Serdar ve Özgür Bey'in verdiği bilgiler çok değerliydi. Teşekkür ediyorum
ali x bazı yaşam koçları, nlp ciler hakkında doğru olabilir ama ne kadar psikolog da olsalar, insani yanları mevcut; Mümin Sekman'ın Türkiye'de yaptığını yapamayan bir sürü başarılı pdr ci psikolog var. Bazılarını rahatsız ediyor tabi bu durum.
Nasıl bu kadar iqsuz olmayı başarabiliyorsunuz insan merak ediyor. gen havuzunuz bile fakir yazık size. 21.yüzyılda hurafelerle dolu yaşamınızla karşılaşmamak dileğiyle.
Benim konuyu öğrendiğim kaynak: www.idefix.com/Kitap/Suyun-Iyilestirici-Gucu/Mennan-Aysan-Kuzanli/Egitim-Basvuru/Saglik/Beden-Sagligi/urunno=0000000633220?gclid=EAIaIQobChMIwYu11NyS1QIVG4wZCh0EggFxEAQYASABEgK2gPD_BwE Yazarlarının özgeçmişlerini araştırmanızı, ve de kitaplarında kanıtlanmamış safsatalardan bahsetmeyeceklerini bilmenizi isterim. Su, bekledikçe ya da yeni çözülmüş olup olmamasına göre kristal yapısı değişkenlik gösteren, canlılık içeren bir maddedir. Ben ortalıkta dolaşan maillerden bir konuyu öğrenmem.
Son iki programdan sonra Ustun Dokmen hocaya karsi olan saygim ve sevgim acikcasi azaldi; birincisi insanlarin sozunu keserek konusuyor, ikincisi ise psikoloji egitimi aldiginin uzerine her seferinde basarak etrafindakileri elimine edecegini dusunuyor, kendi dusuncelerinin elestrilmesine de tahammul edemedigini gozlemledim. Eger psikoloji egitimi almayanlara tahammul edemiyorsa bu programlara da onlarla birlikte cikmasin, Kucuk seyler programini begenerek izlerdim kucukken, belki o zaman ben kucuk oldugum icin kaliteli buluyordum ya da bugunku halinden cok daha kaliteli program yapiyordu o zamanlar.
Üstün Dökmen'in ciddi sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. 38. dakika civarında, söylediği bir şeyin düzeltilmesine ya da buna farklı bir yorum eklenmeye çalışılmasına bile tahammül edemedi. Orada şöyle bir cümle kurdu Üstün Dökmen; "Bir şeyi düzeltmiyorsun yanlış yok orada çünkü." . Memleketin önde gelen bir psikoloğunun böyle iyi niyetli bir sohbet geliştirme girişimine verdiği bu cevap üzerine de bir program yapılabilir belki.
"kötü gitarist de basçı olur" derler (Geddy Lee acaba kötü gitarist olduğu içinmi bas gitarı seçti acaba?) bir çok metafor sadece (bir şeyi anlatabilmek için kullandığımız zihinsel bir form) metafordur gerçekliği yoktur. 10.000 saat (yaklaşık günde 8 saatten) 3,5 senelik bir süreç yapıyor. Sorun 10.000 saattin hangi alanlarda işyapar olduğunun net bir tanımının yapılmamasıyla alakalı [bu programın başka bölümlerinde yer alan (Oytun Erbaş) gibi bazı kişilerin) "yetenek yoktur" deyip 10.000 saat çalışan herkes her şeyi mükemmel yapabilir gibi vurguluyorlar. Herkes için geçerli bazı melekelerin en iyi şekilde yapılabilmesi açısından bu süre tanımlanıyorsa sorun yok ancak yetenek (kişide özel olarak) vardır ortaya çıkacak şartlar oluşursa doğru çalışma süreçleriyle maksimum kapasitesine çıkar ancak yetenek yoksa ne kadar çalışırsanız çalışın belli bir sınırı aşamazsınız. Müzikten örnek vermek gerekirse bazı klasik müzik dehaları hem besteci hemde bir kaç müzik enstrümanında virtiyözdüler (J.S.Bach, Haendel, Abel, Paganini, vb. ) binlerce eser vermenin yanında bir (ya da daha çok) enstrümanda ustaydılar. On binlerce saat çalışmanın sonunda sadece bu besteceilerin eserlerini ancak en mükemmel icra edebilecekler kişiler asla bu kişilerin eserlerin benzerlerini dahi besteleyemezler. (elbette eserleri binlerce saat çalışan kişilerin kendilerinden daha iyi ettikleri virtüyöz olmayan bir çok besteci de vardır)
Mümin Sekman bu sefer çok iyiydi. Herkes başkalarının suçlarını sıralarken ben kişinin kendi sorumluluğu yok mu deyip duruyordum içimden.. Mümin Hoca da oradan yakaladı farklı bir bakış açısı sunmuş oldu..
Muhur budur Sonsuz destek aile akraba varken gelişim yavaş olur. Bu mührü kaldırmamız gerek. Evet ben sana sonsuz yardım ederim ama çabaladığını gördükten sonra dememiz makbule geçer.
Yorumlara bakınca üzüldüm. Umarım bu yorumları baz alarak programda değişiklikler yapmazlar. Üstün Dökmen gibi, Özgür Bolat ve Serdar Kuzuoğlu gibi insanlara özellikle de şu günlerde çok ihtiyacımız var. Onlar kadar birikimli olmayı çok isterdim, belki bir gün olurum. Ama kesinlikle ortaklaştığımız bir nokta var ki o da pozitif bilimdeki gelişmenin özellikle ülkemiz için ne kadar kritik olduğu. Ben özellikle son iki yıldır bu tartışmaları yapmaktan yorulduğumu hissediyorum. Ortalama düzeyde dindar olan, ya da şöyle demeli belki de inanan ama dindar olmayan geniş bir kitle var. Bunların büyük kısmı beyaz yakalı. Bu boşluk bir şekilde fark edildi ve ne dinsel denilebilecek ne de bilimsel denilebilecek ne olduğu belirsiz şeylerle dolduruldu. Aklıma geliveren bir örnek melek terapisi mesela... Bir de doğu tıbbı meselesi var. Yorumlarda birisi 'Batıda Doğu kültürü aydınlanması oluyor' demiş. Herhalde bilim tarihini az çok bilen herkesin başında bir ağrıya neden olmuştur bu söz. Fakat yazan suçlu değil, bu durum kendisine böyle pazarlanıyor. Pazarlanıyor kelimesi önemli çünkü batıda yaşanan da doğu kültürü aydınlanması falan değil apaçık pazarlama nesnesi haline gelmesidir. İnsanların farklılaşma ihtiyacını basitçe gideren bir akım... Pazarlanabildiği sürece varolacak, sonra da yok olup gidecektir. Fakat eminim 'ama işe yarıyor doğu tıbbı' diyenler olacaktır. Orada da bilimsel düşüncenin bilimsel yaklaşımların tarihi önem arz ediyor. İnsanoğlu henüz bilim insanı diye bir şey yokken de gözlem yapıyor, yaptığı gözlemlerden basit sonuçlar çıkarıyordu. Sizin ısrar ettiğiniz şey şuna benziyor 'Bu yeni küçülen bilgisayarlar da kendini bir şey sanıyor halbuki o kocaman bir odayı dolduran bilgisayarlar da işe yarıyor, ben ısrarla gelişmiş versiyonunu reddedip, bu eski versiyon bilgisayarı kullanacağım.' Batı tıbbı da doğu tıbbı da insanlığın eseridir ama hala eski versiyonu kullanmakta ısrar etmek gülünçtür. Ama kişilerin suçu yok eski versiyona yeni paket çıkardılar, hem de yeni versiyondan pahalıya satıyorlar. Serbest pazar ne de olsa...
Üstün hoca bir akademisyen ve değerli bir hoca. Akademik eğitimi gereği olaylara daha bilimsel temelli yaklaşıyor Mümin Sekmnanın olayı kişiselleştirmesi hatta bel altı vurmaya çalışması hoş değil.
2023'ten merhaba :) izlediğimde kendimi yer yer gülerken bulduğum kaliteli programlar. Devamını görüyor olsak keşke günümüzde de...
-Ne zaman toplumsal derecede büyük olaylar yaşanırsa o zaman bireysel sıkıntılarımızı unuturuz.
Serdar Kuzuloğlu (covid-19)
19 kişi beğenmiş...bu da mı tesadüf
Serdar Kuzuloğlu ses tonu anlatım şekli merak içinde soru sorma şekli bi harika bu programla tanıdım kendisini bundan cok mutluyum. Üstün hocamın mümin hocama karsi tutumlarindan hoşlanmadım. Sıkıcı bi hava oluşturdu. Psikolog olarak karşısındaki kişiyi bozmak ister gbi cevaplar veriyor. Mümin sekman kendini ifade etmek isterken sürekli sıkıntıya girdi. Üstün hocanin bu tutumuna anlam veremedim ve kendisinden soğuttu açıkçası. Mümin sekmanin son çıkardığı başarı bilimi- büyük başarı araştırmalari kitabı gerçekten cok güzel. Daha öncede herşey seninle başlar ı okumuştum. Kendiisni tasvib ediyorum ve gittiği yolu beğeniyorum kisisel başarı ve gelisimin üzerinde durmak toplum içinde amaçlı bireylerin sayısını artirmak icin güzel bi yol savunduğu fikirlere de katılıyorum. Üstün hocam ise sürekli olumsuzlama yapıyor çözüm odaklı konusmamasi içimi sıktı. Sayın bayramoğlu muhteşem ve yetkin sunumu programi çok zevkli bi hale getiriyor ve kendisi iyi bi konuşma başkanı. Özgür bolat mizahi yönü programa renk katmış. Bu tarz proramlarin artarak devam etmesi dileğiyle
zaten üstün bey üstünlük peşinde ideolojik saplantıları olan biri giibi.
Bu programda anladım ki bu ülkenin kesinlikle kişisel gelişimcilere ihtiyacı var. Çünkü realist olucaz diye ümidi alıp götürmüşler bizden
Hepsi değerli insanlar fakat Serdar kuzuloğlu kadar donanımını dinleyiciye sade ve öz yansıtamamışlar.
Bayılıyorum bu güzel programı geçmiş yılların videolarını bile izlemek keyif verici
Ettiğin ele ise öğrendiğin kendinedir derdi rahmetli annanem. Nur içinde yatsın.
Sen yeterki fidan dik, bitmez ise toprak utansın derdi dedem.
Valla çok güzel bir programdı. Katılımcılar harika. Hepsinden Allah razı olsun.
Mümin bey ayrı güzel. Serdar bey ayrı. Özgür bey Üstün Beyin yaşına geldiğinde ne seviyede olur Allah bilir.
İnşallah aynı ekiple bu yıl yine program yapılır.
serdar bey ve özgür beyin yorumları muhabbetleri o kadar hoştu ki ikisini ekranda daha çok görmek hoş olur☺
Ben burda oturup konuşan herkesin tek ve yegane işinin insanların kafasında soru işareti bırakmak olduğunu düşünüyorum.Ve kafamızda 1 2 değil 10larca soru işareti bıraktığınız için çok teşekkür ederim
Üstün Dökmen hocaya ve tüm psikologlara saygım büyük ama gözden kaçırdığı en önemli şey; bir insan kendine iyi gelen şeyleri/kişileri/ortamları seçer, bir insan psikolog yerine yaşam koçunda derman arıyorsa bunun sorumlusu yaşam koçları değil "bir şeyleri" yanlış yapan psikologlardır.
''Okumak için iki eli bir araya gelmeyen milletin, iki yakası da bir araya gelmez.''
Üstün Dökmen nin Mümin Sekmani demorilize edişi çok üzücü olmuş..
Deniz Bayramogluna yılın programi ödülü verilmeli bu kadar kaliteli,farkindalikli yayınlara imza attığı için..
Demoralize*
Saçmalamış. "düzeltecek bir şey yok" demek ne demek.
Katılıyorum ve aklıma direk Doğan Cüceloğlu geldi. Allah rahmet etsin. Fikirlerini naif kişiliğiyle ifade edişini çok özleyeceğiz:(
Katılıyorum
Üstün dökmen doğan cüceloğlu nun öğrencisidir. Mümin sekman ın ne bilgisi nede deneyimi ile üstün dökmen yanına yaklaşamaz. Elmayla armut u birbirinden ayırın mümin boş yapmış.
Mumin Sekman in butun kitaplarini okumus biri olarak, bu programla kendisi hakkinda ne kadar yanildigimi anlamis bulunuyorum. Beni koca bir hayal kirikligina ugratti, deginilen bir cok konuyu kisisel algilayip direk otomatik olarak kendisini ya da fikirlerini savunmaya gecmesi, tamamen bireysel dusunup bireysel tepkiler vermesi( neden benim adima konusuyorsun gibi atiflarda bulunmasi), cok degerli Ustun hocamiza vermis oldugu hos olmayan, hocamizin basarilarini sorgular nitelikte ki tepkileri, programda o an icin bulunmayan bir baska degerli hocamiz Dr. Acar Baltas'in fikirlerini kendisinden hic beklemedigim bir uslupla dile getirmesi beni inanilmaz sasirtti. Keske kendisi de sayin Dokmen ve diger degerli hocalarimiz gibi bu isin egitimini alip, cekirdekten yetisip, bu kadar egosuna yenis dusmeseymis. Bir zamanlar bana cok yardimci oldugu kitaplarinin hakkini yememekle birlikte, su an bir hayal kirikligi icinde kendimi aldatilmis hissettigimi dile getirmeden edemedim.
Ustun hocamizin okumadigim kitaplarini kendisinden cok ozur dilerek bugun siparis edip, vicdan muhasebemi bu kitaplari okuyarak bitirmeyi planliyorum.
Saygilar..
Programı da konuşmacıları da çok beğendim.Teşekkürler Deniz bey oğlum.Bütün programlarını tek tek zevkle izliyorum.
Sadece bitirmenin gururu değil, anlamanında gururunu yaşıyorum.
3 yıl sonra bile izleniyor. Tüm katılımcılara ve Deniz beye teşekkürlerimi sunuyorum. Çok istifadeli oldu. Yalnız küçük bir eleştiri yapmak istiyorum. İsimlerin insan üzerindeki tezahürünü "Üstün" hocamız üzerinden bir kez daha gözlemlemiş oldum. Saygılar iyi yayınlar :)
Harika bir ekip, herkesin dinlemesi gereken bir sohbet. Özgür beyin Beni Ödülle Cezalandırma kitabı harika, okumuştum. İlk defa kendisini dinledim ve dinlemeyi de sevdim.
Ozgur bey tespitleriniz cok dogru. Hayranim size.
Bu program in yıldızları serdar Kuzuloglu ile Özgür Bolat. Utanç duygusu ıyi işlenmiş
Çok para kazanmak değil,sevdiğin işi yapmak önemli. Sonra kendi ailesiyle mutlu bir yaşam ,geçirmek için neler yapmalıyım,bununla beraber düşünülecek,bir durum.
21:32 eğitim hayatım boyunca çok nadir bir dersi merak içinde öğrendim geri kalanların tümü sınavdan 1 gün önce çıkardığım not kağıtlarını otobüs de giderken sınava son 1 saat kala yoğun kısa süreli ezber yapmama dayanırdı zaten sınavdan sonra bu bilgileri unutacağımı bildiğim için çok zor olmazdı benim için.
2:02:00 üstün hocanın yaklaşımı çok üzücü gerçekten ya takıldım kaldim buraya
Katılıyorum..
Bende katiliyorum
50:00 Özgür Bolat... gerçek hayatta pek bi havalı ve kıl biri gibi görünse de açıklamaları vs yazıları çok iyi
Serdar abinin katıldığı programları defalarca izledim
Cook iyisiniz tartışma düzeyi süper arada bir gülmelerin bir o kadar düzeyi yüksekseltiyor bayram bey siz zaten kamuya insanligimiza imza atanlardansiniz maşallah
Bu insanları bir arada(5) görüp ve izlemek benim için büyük bir zevk
Bu programa katilan değerli konukları ve sunucuya çok teşekkür ederim. Çok şey öğrendim, tabiki kitaplarinizdan daha çok yararlanmam lazım. Teşekkürler...
Arada gelir 2:36:49 sonrasını izler hayatımdaki bazı şeyleri düzenler yoluma devam ederim.
Serdar kuzuloglu ❤️
prof. beyi dinleyen bir ülke gercekten cok gelismis olamaz :-)
bende iyi bir proram olabilir diye acmistim...
Ben bu programı 3 günde 3 seferde izledim ilgi eşiği gerçekten önemli
Sizin programları dinliyorum. Benim heykelimi dikin hocam
Hayir o kadar sabrimiz yok, 2 kat hizli izliyoruz
Bu program için emeği geçen herkese teşekkürler. İnsan hiç katılmadığı bir görüşten bile birçok şey öğrenebilir. Fikirlere saygı duymamak da hayatta neyi yanlış yapıyoruzun bir cevabi olabilirmiş. Kesinliğin olduğu toplumlarda gelişmenin önünün açık olmadığı söylendi. O halde mutluluk, başarı gibi konularda da kesin sonuçlara ulaşmamız beklenemez. Bireysel mutluluk, kişisel gelişim, kişinin sınırlarını aşması, sistemden çıkmaya çalışması, merakını hep taze tutması, başarı peşinde koşması hepsi çok güzel. Her bireyin içinde yanması gereken neredeyse bir sorumluluk ateşi. Fakat herkes bunun farkında olamayabiliyor. İşte burada toplumun farkındalık ve gelişmişlik seviyesi etkin rol oynamaya başlıyor. Toplum bu insanları doğru düzgün yönlendirecek seviyede değil ise birey kendisine de küser dünyaya da. Yani mutsuzluk hali... Toplum zaten belli sorunları aşmış yani çoğunluk olarak zihinleri açık bakış açıları gelişmiş bireylerden oluşuyorsa düşenin elinden tutar, yolunu bulamayana rehberlik eder, imkanlar sunar. O halde bireyler mi toplumu kurtarır yoksa toplum mu bireyleri kurtarır? Tam bir münazara konusu. Tavuk mu yumurtadan çıkar yumurta mi tavuktan çıkarın bir örneği. Kendini geliştiren, zihninin tüm kaplarını zorlayan, iç huzuru kurmaya çalışan, işini iyi yapmaya çalışan biri zaten başkalarına faydalı olmak için yanar tutuşur. Toplumdaki sıkıntılara zaten yüz çeviremez. Gerçekten kendini geliştirmiş insan banane diyemez. Topluma katkıda bulunmak için çabalar. Umarsız olmak da bir başka neyi yanlış yapıyoruzun cevabı sanırım. Kendini geliştirmek isteyip de ne yapması nasıl yapması gerektiğini bilmeyen ve imkanların yeterli olmadığı yerlerde yaşayan insanlar var. Toplumun bu insanlara ulaşması da toplum için bir sorumluluk değil mi? Şunun farkına varalım toplum zaten biziz. En büyük sıkıntılarımızdan biri de bir araya gelip bir şey yapamayışımız. Sözde hepimiz biriz. Fakat bunun tersini gösteren örneklerle doluyuz. Uzun çok uzun bir konu. Yanlış yaptığımız o kadar çok şey var ki... bir de iş hayatındaki başarı ile hayattaki başarıyı birbirine karıştırmayalım. Bir girişimci onlarca kez batabilir ve ömrü boyunca da işle ilgili bariz bir başarı tatmamış olabilir ama bu mutsuz bir ömür geçirdiği anlamına gelmez. Eğer mutsuz olarak ölürse de 'başarılı olamadım bu yüzden benden mutsuz olmam beklenir' diye düşündüğü içindir.
Yıllar öncesinin programı şimdi izlemek nasip oldu. Serdar bey için açmıştım ama üstün dökmenin kompleksli ve üstten konuşmaları gerçekten çok rahatsız ediciydi. Yine de sabırla ve saygıyla devam edebildikleri için de başta Mümin sekman olmak üzere diğer konuklara da teşekkür ediyorum
Efsane kadro olmuş.
İyi ki sizi buldum😍var olun,ders niteliyinde❤❤❤mövzular.
çok güzel programını var, benim izleyici olarak tavsiyem youtube kanalınıza attığınız videolarda reklam arasına giderken ve reklam arasından dönerken çalan jenerik müziği bu platforma atarken kesmenizdir, böylelikle akıcılık bozulmamış olur
Öncelikle CNN Türkte görev yapan Deniz Bayramoğlu olsun , Cem seymen,Emin Çapa,Güven İsmailoğu ve diğer tüm gazeteci arkadaşlar Çook kaliteli işler yapıyorsunuz öncelikle tebrik ederim. Türkiye de neredeyse her alanda KALİTENİN bahsi aranmaz-sorulmazken sizler bu kadar direnç göstermeniz takdire şayan bir davranıştır. Hepiniz görev bilincinde, meseleğini seven, vatanı milleti önemseyen, her bir bireye herkesime bilinçlendirmeyi,bilgilendirmeyi görev edinmiş çok iyi insanlarsınız her birinize ne kadar teşeküretsek azdır. Sizlerden ricam nasıl kendinizi yetiştirdiniz sadece kitap okumak yeterlimi evlatlarımızı nasıl yönlendirelim sizler gibi bilinçli ve bilgili olmaları için bir biyografiniz bir hayat tecrübelerinizi, tavsiyelerinizi bir yerlerde yazsanız bizde pusula yapsak kendimize çok sevinirdik.
Mumin Sekman in programin sonlarina dogru, Ustun Dokmenden uzaklasacak sekilde bacak bacak ustune atmasi ve bu durumu Serdar Kuzuoglunun tespit etmesi :)) Vucut diline gercekci ve cok gucu bir ornek..
insan kendi ile olan savaşını bitirdiğinde bambaşka bir boyuta geçiyor... Diğer türlü hep zarar
01:40:40 aileler kendi atalarından gelen davranışlarını sorgusuz sualsiz gelecek nesillere aktarmasından kaynaklı olan konu.
ilkokul birden beri unutmak için ezberliyorum.çok güzel tespit valla.
Kadro süper, program süper. Malesef bu kaliteyi biz gec fark ettik
Efsane olmuş alışık değiliz bünyede doping etkisi yarattı program
Otuz dokuzuncu dakikada mümin bey in düzeltmesi güzel bir ekleme idi. Tebrik ederim kendisini.
Mümin bey çok realist yaklaşmış olaylara ,ne yazıkki onun gibiler toplumda hep polemik yaratan kişiler olarak görülüyor bu çok yanlış olaylara bakış açısı kişiden kişiye değişir ne yazıkki bunu kavrayamadık.
keşke özgür bolat bi kaç tane çocuk yapıp büyütse de ülkeye hayırlısı olsa
Teşekkür ederim verdiğiniz bilgiler için sağlıcakla kalınız.
Serdar Kuzuoğlu varsa izleriz tabi amirim.
Ekleme: Efsane Bir Program
Ekleme2: Özgür beyin dediği gizli öfke ve sıkılma dönemi kelimenin tam anlamıyla klasik anadolu liselerinde oluyor.
Son Ekleme: Programı Çok Önemli Bir Ders İzler, Dinler Gibi Not Alarak Dinledim. Çok Teşekkürler, (*sansürsüz programlar dileğiyle)
mümin sekbanı çok beğendim çok iyi konuşuyo
Programı ekonomik açıdan zararlı buluyorum. Her programda okunacak bir sürü kitap not alıyorum. Hayat kısa ve öğrenilecek çok şey var.
Hocam not aldığınız kitapları yazma imkanınız var mı ? Not almayı unuttum ve kitapların nerelerde geçtiğini bulamıyorum.
KIŞ ÜZÜMÜ de tavsiye ederiz
Lütfen yazın
harika konuklar harika programı lütfen devam edin
Sn. Üstün Dökmen Bu tedavi yöntemleriyle uzaktan yakından ilgim yok mesleğim felan da değil yanlış anlamayın.Hacamat ve Sülük uluslararası alternatif tedavidir. Avrupada bu uygulamaların tedavi merkezleri vardır. Ülkemizden Japonyaya sülük ihracatı bile gerçekleşmektedir.
Hepiniz birbirinden değerli insanlarinsiniz şu çocuk gibi ben daha değerliyim ''beni alkışlayın beni'' durumundan sıyrılsaniz çok daha iyi olacak zaten hepinize saygı duyduk ve duyuyoruz :) Psikoloji> yaşam koçu imaları
Ben kitap çıkardım senin bir kitabin var mıydı soruları falan güldürdü beni :)
Sonuna kadar izledim kendi adıma faydalandım teşekkürler
Üstün Dökmen,bende 4-5 kitabı olan bir kişi.ama belliki derinliklerde egosu ortaya çıkıyor
Dr Bruce lipton inancin biyolojisini okuyun.Tavsiye ederim keske bizimkilerde arastirma yapsalarda onlari takip etsek.
Üstün dökmen programdan önce takılmış olabilir mümin sekmana. Proram öncesi var gibi hissettirdi. Fikirlerin konuşulması gereken yerde, fikirler kavgalaşmış
aynen
mükemmel bir programdı, atışmalar renk kattı,güldürdü:D
Başlıktaki sorunun cevabını "merak" ettim ve izlemek istedim. Yaklaşık 120 dakikadır izliyorum. Hayatımızı nasıl kontrol altına alacağımıza dair en ufak bir fikir edinemedim. Benim kaçırdığım bir nokta mı var?
Üstün Dökmen'in yer aldığı dakikalarda sahneye atladım. Üstün Dökmen harici çok güzel programdı. Teşekkür ederim
Hepimizin yaşamı çoğunlukla tutkularımızın, hırslarımızın, içsel dürtülerimizin ve de kaderin (yaşam koşullarının) kontrolünde veya yönlendirmesiyle geçiyor. Biz aslında hayatın bize sunduğu imkanlara veya imkansızlıklara göre rolümüzü sürdürmeye çalışan çaresiz varlıklarız. Sonradan veya çalışarak elde edemeyeceğimiz bütün önemli özelliklerimiz, yeteneklerimiz, kapasitemiz, imkanlarımız, yönelimlerimiz vs. bunların ana hatları daha biz doğmadan çoktaaan belirlenmiş oluyor... KÖTÜ veya İYİ insan olmak bile doğrudan doğruya insanın elinde olan bir şey değil, bu özelliklerimiz ya genetik olarak ya da anne karnında şekillenmeye başlıyor. Kendimizi kontrol etmek istiyorsak çok tutkulu, hırslı, açgözlü olmamamız lazım. Hatta budist rahipler gibi dünyadan elimizi ayağımızı çekmeliyiz. :) Budist rahipler de r mutlu mudur, içsel huzura kavuşmuşlar mıdır , aradıklarını bulmuşlar mıdır acaba? onu da bilmiyorum açıkçası :) Son olarak konuyla bağlantılı olarak şuraya birkaç düşünürün sözünü eklemek istiyorum;
-Arthur Schopenhauer şöyle söyler:
"Yazgı kartları karıştırır, biz de oynarız. "
-Ömer Hayyam da şöyle söyler:
"Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz:
Kuklacı Felek usta, kuklalar da biz.
Oyuna çıkıyoruz birer, ikişer ikişer;
Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz. "
-Voltaire şöyle söyler:
"İnsanın mutlu olması için tutkusuz olması yeter"
- Gotama BUDA da şöyle söyler;
İnsan hayatı aslında acılardan ibarettir; bu acıların sebebi bencil ve doymak bilmez isteklerdir; insanın bencilliği ve istekleri sona erdirilebilir; sonuçta bütün bu doymak bilmez arzu ve iştah ortadan kaldırıldığında, ulaşılan durum nirvana olarak adlandırılır. Bencillik ve isteklerden kaçışın yöntemi, "Sekiz Katlı Asil Yol" diye adlandırılır: Doğru görüş, doğru niyet, doğru konuşma, doğru hareket, doğru geçim kaynağı, doğru çaba, doğru düşünme ve doğru meditasyon.
Eğitici bir video,peki bunu bir aileye izletme durumu nedir? Örneğin benim bir yakınım var.Baba bilgisayara girer.Anne mutfakta yemek bulaşık ve ev halkına yiyecek getir götür yapar. Büyük çocuk bilgisayar da oyun oynar,küçük çocuk çizgi film izler. Arada anne baba çocuklarına ev ödevlerinde yardımcı olurlar. Bu durum da izlemek için surviver veya futbol maçı televizyon da açık durur. Çünkü zihinsel olarak düşünmeyi gerektirecek,dikkat gerektirecek bir şey istemiyorlar. Öylesine açık duracak ,fazla zihni yormayan bu saydığım şeyleri aile içİnde yaparken,öylesine arada bakacakları açık duran bir televizyon. Film izlerken bile anlama oranları düşüktür. Çünkü çocuk oyun,ilgi ister,bulamazsa ağlar ve aileyi meşgul eder. Anne yiyecek getir götür yapar. bunlar meşgul edeceği için ,filmin tamamını anlama oranları bile yüzde 70 tir. Misafir gelirse ve film açılırsa ,yine anne yiyecek getir götür derdindedir. Anne ve baba, misafirle arada konuşur.Bu filmi anlama oranları da yüzde 70 tir.(Ben film izlemek için yalnız kalıp bilgisayardan izliyorum,öyle rahat anlıyorum).Aileyle film, anlamak bile zor. Video olarak internette izlemek oranı bu ailenin nedir? İnternette kısa boş bilgiler veya eğlencelik videolar var. Buralarda takılırlar. Bu aboneliklerde de bilmem kaç yüz like almış beğeni yorum ön planda olur. havalı abone ve videoları filan. izleyiciyi bunlar çekerse.,böyle bir videoyu nasıl izletiriz? Yani SONUÇ bizim insanımızı böyle bir bölümle eğitmek ,onlara ulaşmak çok zor.
program yayınlandığı saat ve içerik itibariyle herkes tarafından izlenmiyor zaten. çocukların ayakta olduğu veya evde misafirin halen kaldığı saatler değil pek.
Çok dolu dolu bir program olmuş
Efsane ekip bir arada
Diğerleri kadar ahkam kesmeyen Serdar Bey'i tek geçerim.
Hepsinde bir pozlar, bir pozlar, hepsi artiz. Övüldüklerinde pek mutlu oluyorlar. Demek ki buna çok ihtiyaç duyuyorlar. Dikkat edin, sen ne sorarsan sor, o ezberlediği şeyleri anlatılır sana. Hepsi ezberden okuyor. Verecek hiç bir şeyleri yok. Laf ve laf var. Bittik biz, bittik.
Üstün D. çok tatlı ve bariz daha bilgili! :Hepsini bastırıyor
2:20:17 Üstün Dökmen çok tatlı ya.. ne kadar nâzik, nahif insan 💚🤗
Bir makale var, Sekman'ın kitapları üzerine söylem analizi. Şiddetle tavsiye ediyorum. İsmi Kişisel Gelişim Kitaplarındaki Başarı İdeolojisi belki internette de vardır ama database erişimi olanlar kolayca erişir sanıyorum.
Bahsettiğiniz çalışmayı google da ufak bir araştırmayla buldum okudum ve Üstün Dökmen'e daha çok hak verdim. Merak edip okumak isteyenler için; www.turkishstudies.net/Makaleler/1088298414_2Ayd%C4%B1nSevimBilgen-17-35.pdf
Mümin Sekman ile Üstün Dökmen: Birbirini anlamak için değil, eleştirmek için dinliyor. Üstün hoca ya doğru yada yanlış şeklinde habire sınır çiziyor, akademisyen olduğunu çokça vurgulayarak sözlerine dayanak oluşturuyor. Çok sıkıcı bir bakış açısı bu izleyiciler için. Mümin Sekman ise ikna etmeye ve onay almaya çalışıyor. Fikirlerini hiçkimse onaylamak zorunda değil. Bu kıymetli iki insanın bu şekilde gereksiz atışması programın verimini çok düşürdü. Bence Serdar Kuzuloğlu'nun sakinliği ve anlayışı lazım bu programdaki katılımcılara...
ÇOK İYİ BİR TESPİT👏👏👏
Bence Üstün Hoca burada insanlara kendini ikna ettirmeye ve onay almaya çalışıyor, Mümin Hoca kendi fikrini ifade ettikten sonra genelde Üstün hocadan hep "Hocam bakın bunlar yanlıştır, bunlar şehir efsanesidir" gibi içini dolduramadığı argümanlarda bulunuyor. Tartışılan şeyler sosyal konular ve neredeyse hiçbir sosyal konuda insanın dahil olduğu bir konuda herhangi bir şeye net bir şekilde doğru ve yanlış denemez çünkü biz matematiksel kesinlikte varlıklar değiliz. Yer yer Üstün hocanın savunduğu fikrin doğru olduğu konular var yer yer de Mümin Hocanın. Ancak Üstün hocanın ben "ben bilim insanıyım , bunlar palavradır vs" diyerek kendini ikna ettirmeye çalışması aslında ortamı geriyor.
üstün dökmen ne kadar komik bir insan empati - varolmak uzlaşmak - ladesçi - komşu köyün delisi kitaplarını okurken yazar hakkında aklımda çok farklı bir üstün dökmen oluşmuştu :)
18:20 merak duygusunun olusabilmesi icin.. ozgur bolat..
24:17 sizin egitiminiz milli egitime birakilmayacak kadar onemlidir.
Nefisti 👌 çekişmeleri bile ;)
Belli ki pozitif bilim diyince anladıklarımız artı + ve eksi - ...
Çok düşünmeliyiz çok....
2:22:38 Bakış açına hayranım reyiz
valla program çok dağınık ve yüzeyseldi bana göre
Sayın Üstün Dökmen'in de Mümin Sekman'ın da kitaplarını okumuş ve kendilerini seven biri olarak söyleyebilirim ki, programın ortalarına kadar çok güzeldi, fakat ben yıllardır Pdr ve psikoloji eğitimi alan kişilerin, "Herkes kendi işini yapsın" diyerek Mümin Sekman'a ne kadar kızdığını da bildiğim için, tatsız bir kısmın yaşanacağının farkındaydım. Mümin Sekman, kitaplarında bireylerin aldıkları eğitimden ziyade, kendi yaşam amaçları doğrultusunda ilerlenmesi gerektiğini salık veren ve de bunun en iyi örneği olan bir kişidir.
Üstün Bey, bence batıda ortaya çıkan ve o kültürden beslenen bir bilim dalında uzman olması sebebiyle; hacamat, astroloji, okunmuş su ( Önemli bir Japon bilim adamının suyun canlılığı ve çevresindeki söz-duygu durumundan moleküler düzeyde nasıl etkilendiği üzerine yapılan önemli bir deney vardır) gibi konulara; hep hurafe, eski kafalılık, geri kalmışlığın getirdiği bilgi-uygulamalar şeklinde bir yaklaşıma sahip bence. Fakat artık su orucundan tutun da, sülük tedavisine; Mevlana'dan, Budizm'den o Japon bilim adamının yaptığı deney sonuçlarına kadar, Batıda Doğu kültürü aydınlanması mevcuttur. Kendisini bu yönde de geliştirmesini ve de önyargılarından kurtulmasını dilerim.
Mümin Sekman, diğer 'kuantumcu' yada Nlp'ci yazarlarla karıştırılmaması gereken önemli bir motivasyon konuşmacısı-yazarıdır.
Konuyu dağıtması ve kişisel problemini programa yansıtması, beni biraz üzdü Sayın Dökmen'in.
Onun dışında, Serdar ve Özgür Bey'in verdiği bilgiler çok değerliydi.
Teşekkür ediyorum
*Masaru Emoto, Japon bilim adamının ismi
ali x bazı yaşam koçları, nlp ciler hakkında doğru olabilir ama ne kadar psikolog da olsalar, insani yanları mevcut; Mümin Sekman'ın Türkiye'de yaptığını yapamayan bir sürü başarılı pdr ci psikolog var. Bazılarını rahatsız ediyor tabi bu durum.
Nasıl bu kadar iqsuz olmayı başarabiliyorsunuz insan merak ediyor. gen havuzunuz bile fakir yazık size. 21.yüzyılda hurafelerle dolu yaşamınızla karşılaşmamak dileğiyle.
Benim konuyu öğrendiğim kaynak: www.idefix.com/Kitap/Suyun-Iyilestirici-Gucu/Mennan-Aysan-Kuzanli/Egitim-Basvuru/Saglik/Beden-Sagligi/urunno=0000000633220?gclid=EAIaIQobChMIwYu11NyS1QIVG4wZCh0EggFxEAQYASABEgK2gPD_BwE
Yazarlarının özgeçmişlerini araştırmanızı, ve de kitaplarında kanıtlanmamış safsatalardan bahsetmeyeceklerini bilmenizi isterim. Su, bekledikçe ya da yeni çözülmüş olup olmamasına göre kristal yapısı değişkenlik gösteren, canlılık içeren bir maddedir. Ben ortalıkta dolaşan maillerden bir konuyu öğrenmem.
Çok güzel bir program olmuş
Su adamlardaki ic huzuru ve muhabbeti 10 dakika yaşamak için 1 senemi verirdim
Üstün hoca çok egolu ama bunu belli etmemeye çalışıyor sözüm ona. Ama o kadar aşikar ki. İlim ve bilim kimsenin tekelinde değildir.
Üstün hoca çok zeki ve akıllı, dünyagörüşlü birey olduğu için size egolu gelmiş ola bilir. Egoluysa da çok yakışıyor, çünkü hakediyor.
Egolu davranışını söyler misin?
"2 saksı var birine okunmuş su diğerine okunmamış su koyuyor tübitak deneyi de olabilir bu" ajahslsjskal
Üstün Dikmen hocayı dinlerken hayran oldum ufkum açıldı. Adam aşmış artık
Son iki programdan sonra Ustun Dokmen hocaya karsi olan saygim ve sevgim acikcasi azaldi; birincisi insanlarin sozunu keserek konusuyor, ikincisi ise psikoloji egitimi aldiginin uzerine her seferinde basarak etrafindakileri elimine edecegini dusunuyor, kendi dusuncelerinin elestrilmesine de tahammul edemedigini gozlemledim. Eger psikoloji egitimi almayanlara tahammul edemiyorsa bu programlara da onlarla birlikte cikmasin, Kucuk seyler programini begenerek izlerdim kucukken, belki o zaman ben kucuk oldugum icin kaliteli buluyordum ya da bugunku halinden cok daha kaliteli program yapiyordu o zamanlar.
Hocanın kişisel kusurları olabilir ancak yaptığı tesbitler çok önemlidir. Tabi ki arapçı ve ümmetçi kitlenin zoruna gitmiştir ama yapacak bir şey yok.
KONUŞMACILAR KALITELERIYLE YARIŞIYOR...ÜSTÜN DOKMEN KENDINI YENILEYEMEMIS..INGİLIZCE YAZILI SÖZLÜ YAYINLARI DA SIKI TAKİP ETMEK GEREKIYOR..
@@FurkanKalli bize tespit değil düzgün adam lazım. "Mesajın hayatındır" Daha sen uygulayamıyosan gelip bize düzgün insan olmayı anlatamazsın.
O zamanlar cok azdi Ustun Dokmen gibi yazarlar birde onlari goremiyorduk sadece okumakla taniyorduk yaslaniyorlar ..
Üstün Dökmen'in ciddi sıkıntıları olduğunu düşünüyorum. 38. dakika civarında, söylediği bir şeyin düzeltilmesine ya da buna farklı bir yorum eklenmeye çalışılmasına bile tahammül edemedi. Orada şöyle bir cümle kurdu Üstün Dökmen; "Bir şeyi düzeltmiyorsun yanlış yok orada çünkü." . Memleketin önde gelen bir psikoloğunun böyle iyi niyetli bir sohbet geliştirme girişimine verdiği bu cevap üzerine de bir program yapılabilir belki.
ona akedemik ego diyebiliriz, sonuçta o kadar üniveriste, makale vs. birsürü yayını var. İster istemez oluyor
çok kaliteliydi
Tamer Dövücü Optimum Denge Modeliyle bütünsel ve bireysel olarak çok başarılı bir eğitimci onu da bekleriz
1:07:00 olan yerlerde, üstün bey o kadar söz kesti ki, anlatmak istediği güzel konuyu anlayamadık. İlla konuşması mı gerek, biraz dinleyin...
"kötü gitarist de basçı olur" derler (Geddy Lee acaba kötü gitarist olduğu içinmi bas gitarı seçti acaba?) bir çok metafor sadece (bir şeyi anlatabilmek için kullandığımız zihinsel bir form) metafordur gerçekliği yoktur. 10.000 saat (yaklaşık günde 8 saatten) 3,5 senelik bir süreç yapıyor. Sorun 10.000 saattin hangi alanlarda işyapar olduğunun net bir tanımının yapılmamasıyla alakalı [bu programın başka bölümlerinde yer alan (Oytun Erbaş) gibi bazı kişilerin) "yetenek yoktur" deyip 10.000 saat çalışan herkes her şeyi mükemmel yapabilir gibi vurguluyorlar.
Herkes için geçerli bazı melekelerin en iyi şekilde yapılabilmesi açısından bu süre tanımlanıyorsa sorun yok ancak yetenek (kişide özel olarak) vardır ortaya çıkacak şartlar oluşursa doğru çalışma süreçleriyle maksimum kapasitesine çıkar ancak yetenek yoksa ne kadar çalışırsanız çalışın belli bir sınırı aşamazsınız. Müzikten örnek vermek gerekirse bazı klasik müzik dehaları hem besteci hemde bir kaç müzik enstrümanında virtiyözdüler (J.S.Bach, Haendel, Abel, Paganini, vb. ) binlerce eser vermenin yanında bir (ya da daha çok) enstrümanda ustaydılar. On binlerce saat çalışmanın sonunda sadece bu besteceilerin eserlerini ancak en mükemmel icra edebilecekler kişiler asla bu kişilerin eserlerin benzerlerini dahi besteleyemezler. (elbette eserleri binlerce saat çalışan kişilerin kendilerinden daha iyi ettikleri virtüyöz olmayan bir çok besteci de vardır)
Ellerinize sağlık
Efsane ekip
Mümin Sekman bu sefer çok iyiydi. Herkes başkalarının suçlarını sıralarken ben kişinin kendi sorumluluğu yok mu deyip duruyordum içimden.. Mümin Hoca da oradan yakaladı farklı bir bakış açısı sunmuş oldu..
Muhur budur Sonsuz destek aile akraba varken gelişim yavaş olur. Bu mührü kaldırmamız gerek. Evet ben sana sonsuz yardım ederim ama çabaladığını gördükten sonra dememiz makbule geçer.
Evlilik programlarının izlenme sayısına bak bide bu video nun izlenme oranına işte Türkiyenin eğitim ortalamasını burdan çıkarırsın zaten.
Malesef . Egitim ve bilinclenmek medyanin payi da bunda buyuk
Yasemin Yazan Katiliyorum.
Seni seviyorum mümin amca
Harika kadro harika program :)
Yorumlara bakınca üzüldüm. Umarım bu yorumları baz alarak programda değişiklikler yapmazlar. Üstün Dökmen gibi, Özgür Bolat ve Serdar Kuzuoğlu gibi insanlara özellikle de şu günlerde çok ihtiyacımız var. Onlar kadar birikimli olmayı çok isterdim, belki bir gün olurum. Ama kesinlikle ortaklaştığımız bir nokta var ki o da pozitif bilimdeki gelişmenin özellikle ülkemiz için ne kadar kritik olduğu. Ben özellikle son iki yıldır bu tartışmaları yapmaktan yorulduğumu hissediyorum. Ortalama düzeyde dindar olan, ya da şöyle demeli belki de inanan ama dindar olmayan geniş bir kitle var. Bunların büyük kısmı beyaz yakalı. Bu boşluk bir şekilde fark edildi ve ne dinsel denilebilecek ne de bilimsel denilebilecek ne olduğu belirsiz şeylerle dolduruldu. Aklıma geliveren bir örnek melek terapisi mesela... Bir de doğu tıbbı meselesi var. Yorumlarda birisi 'Batıda Doğu kültürü aydınlanması oluyor' demiş. Herhalde bilim tarihini az çok bilen herkesin başında bir ağrıya neden olmuştur bu söz. Fakat yazan suçlu değil, bu durum kendisine böyle pazarlanıyor. Pazarlanıyor kelimesi önemli çünkü batıda yaşanan da doğu kültürü aydınlanması falan değil apaçık pazarlama nesnesi haline gelmesidir. İnsanların farklılaşma ihtiyacını basitçe gideren bir akım... Pazarlanabildiği sürece varolacak, sonra da yok olup gidecektir. Fakat eminim 'ama işe yarıyor doğu tıbbı' diyenler olacaktır. Orada da bilimsel düşüncenin bilimsel yaklaşımların tarihi önem arz ediyor. İnsanoğlu henüz bilim insanı diye bir şey yokken de gözlem yapıyor, yaptığı gözlemlerden basit sonuçlar çıkarıyordu. Sizin ısrar ettiğiniz şey şuna benziyor 'Bu yeni küçülen bilgisayarlar da kendini bir şey sanıyor halbuki o kocaman bir odayı dolduran bilgisayarlar da işe yarıyor, ben ısrarla gelişmiş versiyonunu reddedip, bu eski versiyon bilgisayarı kullanacağım.' Batı tıbbı da doğu tıbbı da insanlığın eseridir ama hala eski versiyonu kullanmakta ısrar etmek gülünçtür. Ama kişilerin suçu yok eski versiyona yeni paket çıkardılar, hem de yeni versiyondan pahalıya satıyorlar. Serbest pazar ne de olsa...
Yorum yapan birkac kişi program resmen dedikodu yapmış. Dedikodu ile ilgili bölümleri onlara atfediyorum.
tv de gördüğüm en iyi tayfa
Serdar Kuzuloğlu simultane çeviri yapıyor (1.23)
GENEL OLARAK İZLERKEN KEYİF ALDIM AMA BAĞZI ANEKNOTLAR GEREKSİZ GELDİ
Anektod
bazı
Bazi
Üstün hoca bir akademisyen ve değerli bir hoca. Akademik eğitimi gereği olaylara daha bilimsel temelli yaklaşıyor Mümin Sekmnanın olayı kişiselleştirmesi hatta bel altı vurmaya çalışması hoş değil.