Dinlerken hep doğal olarak insana en yakın arkadaş(lar)ını düşündürüyor podcast. İnsanın konuk olası, arkadaşını anlatası geliyor. Ben de onun yerine bi mesaj attım kendisine. Nasıl gider ne kadar sürer bilmiyorum ama bence çok güzel bir konu seçmişsiniz. Teşekkürler 🫂
Yakın arkadaş kavramı üzerine çok sık düşünüyorum son senelerde ve bu podcast gerçekten çok güzel oldu. Herkesin yakın arkadaş kavramının farklı olduğuna inanıyorum, o yüzden farklı farklı kişilerden farklı farklı düşünceler dinlemek çok isterim. Ama bu arada söylemeliyim, Yiğitcan Erdoğan ve Kaan Bolat arkadaşlığını da Mert Günhan'ın soru sorarak irdelediği bir bölüm isterim. Sonrasında da Kaan, Yiğitcan ve Günhan'ı sorguya çeksin. Circle jerk olsun bu. Yapılsın. Şaka bir yana öpüyorum yanaklarınızdan, seviyorum sizi, bu podcastin de müdavimi olalım bakalım.
Bu podcastı duyurduğunuzda ilk bakışta sıkıcı gelmişti bana konsept. Ancak yine de nasıl olmuş diye göz atayım dedim. Ve şimdi, bir oturuşta dinleyip bitirdiğim bu podcastin önünden hafif bir buruklukla kalkıp ne kadar güzel bir sohbet ortaya çıkardığınızı yazmak istedim. Konseptin bana sıkıcı gelmesinin esas sebebi ise hayatımda hiç en yakın arkadaşım diyebileceğim birisinin olmamasıymış. Sizi dinlerken bunun da farkındalığına vardım. Neticede, tatlı sohbetiniz benim için de yararlı bir düşünce seansına çevrildi. İnsanların hayatları ile ilgili kalben ve pozitiv tondaki konuşmalarını dinlemekten çok zevk alıyorum, umarım devam eder bu konsept. İçeriğiniz için teşekkürler!
Şahsen ben dostu "anlık olarak sürekli görüşmüyor olsam bile, daima sıkıntıya düştüğümde yardımıma gelicek ve sıkıntıya düştüğünde yardımına gidiceğim kişi" olarak düşünüyorum. liseden sevdiğim bir arkadaşım var iyi biridir hobilerimizde ortaktır falan ama son 6 aydır çok az görüşüyoruz. ama bir sıkıntısı olsun koşar yanına giderim, oda aynısını bana yapar. Arkadaşlığın aksine dostluk matematiksel sınırların dışına çıakbilmiş bir ilişkidir, bir arkadaşınla aynı hobin olmadığı noktada zamanla muhabbet kesilir, bir gün bakmışsın birbirinin yüzüne bile bakmıyosun. Her arkadaşlık aynı olmasa bile neredeyse her dostluk aynıdır, sağlam sarsılmaz ve insanın sırtını dayayabilceği en güzel şeydir dostluk.
Dostum diyebileceğim birkaç insandan biriyle -kendimi kandırdığım gerçeğini gözardı etmezsek tek insanla- yakın zamanda şiddetli şekilde koptuk. Bir daha tekrar bir araya gelsek bile eski samimiyeti kaybettiğimizi düşünüyorum. Bedo'nun bu şekilde anlatılması beni o eski dostumu hatırlamaya itti istemsizce ve 30 yaşında koca adam olarak bir miktar içim parçalandı ve ağlamaklı oldum. Dostluk denilen şeyin ne kadar kıymetli ve bir o kadar da kaypak olabildiğini düşündüm. Romantik ilişkilerin çok ötesine temellendiğini ve aslında belirli dönemeçlerde romantik ilişkilerden çok daha kırılgan olduğunu düşünüyorum bu derece yakın bir arkadaşlığın. Ben beceremedim. Şimdi dönüp ne yaşanmış diye baktığımda dümdüz kötü bir insanmışım gibi görünüyor. Sanki vadedilmiş topraklara giden bir tren vardı ve ben, ne bileyim işte oturduğum kompartımanda en sevdiğim fenotipteki bir kadın bana mini etekle kahve servisi yapmadı diye sinirlenip inmişim gibi. Ama daha da kötüsü bu dostluğu kaybedişimin bana iki farklı alemde tezahürü olduğunu fark ettim. Biri duygu dünyasındaki tezahürü. Bu dünyada sessiz sedasız yasını tutuyorsun. Pişmanlıklarını pişip kalbin tarafından özütülene kadar yaşıyorsun. Diğer alem ise hayatın devam ettiği, bakkala girip sigaranı ekmeğini aldığın gerçek dünya. Ve burada bu yaştan sonra pek tutulup kalamıyorsun. Devam etmen, akman gerekiyor. Ancak sürekli bi akış hali de söz konusu değil ve farklı zamanlarda bu iki alem arasında geçiş yapıyorsun. Bu çok yormuş beni. Hataları ve doğrularıyla inşa ettiğim yaşama karşı beni yer yer desentisize etmiş. Artık bir şeyler hissetmeye üşendiğim anlarda buluyorum kendimi. Neyse Yiğitcan, çok sağol bu içerik için. Her ne kadar beni hırpalamış olsa da sanırım bu hırpalanmaya ihtiyacım varmış abi. Ölü dostluğumun helvasını kavurmak iyi geldi.
Spotiden sıcak sıcak tüketildi, dinlerken en yakın arkadaşınızla geçtiğiniz benzer patikaları gördükçe lezzetleniyor format. Ellerinize sağlık sayın mert günhanın yakın arkadaşı ve mert günhanın yakın arkadaşının zannedersem yakın arkadaşı ve aynı zamanda mert günhanın yakın arkadaşının yakın arkadaşının en yakın arkadaşı
Ben sözelciyim ama Kaan’ın kariyer yolculuğuyla, yüksek lisans dönemi psikolojisiyle ve zamana ilişkin öncelikleriyle çok empati kurdum. Çoğu insan böyle bakmıyor olaylara o yüzden önceliklerimin benzediği birini görmek süper. Konsept de güzel sevgili yiğitcan ama konukları doğru seçmek kritik.
çok evrensel ve derin bi konu bence aşırı iyi seçim. zannımca sağlıktan da öte bir insanı hayatta tutan şey yalnız olmamak ve arada sizi hayatta tutan, ne olursa olsun herkes gitse de o kalacak arkadaşın değerini hatırlatıcak şeyler görmek hoş oluyor
Yani böyle hayat hikayeleridinleyince şaşırıyorum bi yandan da anlamlı geliyor bizde ailesel problemler maddi problemler hayata çocuk yaştan beri öyle sirayet etmiş ki ne eğitimsel ne arkadaşsal ne başka bir şekilde yolunda ve düzgün giden bir şey olmadığını daha çok bunu dinlerken anladım. Ne kazık yemeden ilerleye bilmiş dostluklar ne de herhangi bir başarının parçası olmadan seneler geçiyor. Hayatta düzgün bir yol içerisinde ilerlediği yolda bir şeyler başarmış düzgün bir hayatı olmuş insanlara hep imreniyorum. Bu ve bunun gibi hikayeleri dinlemek zevkli olacak
Muhtesem bir podcast. Dinlerken kendi en yakin arkadaslarimi dusundurttu bana. Onlarla yasadigim sacma seyleri, birbirimizi neden sevdigimizi. Seviyorum seni canim yigitcan
Birbirinize bi şeyler kattığınız, bazı şeyleri birlikte keşfettiğiniz arkadaşlıklar çko değerli oluyor ya. Daha küçük yaşta tanışınca böyle olma olasılığı daha fazla olup büyüdükçe azalıyor sanırım idk ,,,,,
konsept guzel ama bence uygulama pek olmamis bedo ve kaan kronolojik hayatta neler yaptilar tadinda olmus. mesela sevgilileri oldugunda iliskileri nasil etkilendi. birbirleriyle insanlar tanistirmislar o insanlarla anlasamadiysa naptilar vs vs arkadaslik iliskisinin cok temeline inilmemis diye dusunuyorum
Abi gerçekten ne saçma bir konu diye oturdum basına beni çok yanılttı gecekten çok iyi program. nacizane bir önerim olacak programa katılacak insanların anonim olmasını sağlarsanız arkadaşlıkları ile ilgili daha sert ve filtresiz konuşabileceklerini düşünüyorum bu da programa ayrı bir keyif katabilir.
mert günhan ve yakın arkadaşının yakın arkadaşı
Tarihin en underrated BHGB arclarından biri Bedo üçlemesinin hak ettiği spin-off seri sonunda başladı.
underrated olduğuna emin misin bedo’nun?
Dinlerken hep doğal olarak insana en yakın arkadaş(lar)ını düşündürüyor podcast. İnsanın konuk olası, arkadaşını anlatası geliyor. Ben de onun yerine bi mesaj attım kendisine. Nasıl gider ne kadar sürer bilmiyorum ama bence çok güzel bir konu seçmişsiniz. Teşekkürler 🫂
Yakın arkadaş kavramı üzerine çok sık düşünüyorum son senelerde ve bu podcast gerçekten çok güzel oldu. Herkesin yakın arkadaş kavramının farklı olduğuna inanıyorum, o yüzden farklı farklı kişilerden farklı farklı düşünceler dinlemek çok isterim. Ama bu arada söylemeliyim, Yiğitcan Erdoğan ve Kaan Bolat arkadaşlığını da Mert Günhan'ın soru sorarak irdelediği bir bölüm isterim. Sonrasında da Kaan, Yiğitcan ve Günhan'ı sorguya çeksin. Circle jerk olsun bu. Yapılsın. Şaka bir yana öpüyorum yanaklarınızdan, seviyorum sizi, bu podcastin de müdavimi olalım bakalım.
Bu podcastı duyurduğunuzda ilk bakışta sıkıcı gelmişti bana konsept. Ancak yine de nasıl olmuş diye göz atayım dedim. Ve şimdi, bir oturuşta dinleyip bitirdiğim bu podcastin önünden hafif bir buruklukla kalkıp ne kadar güzel bir sohbet ortaya çıkardığınızı yazmak istedim.
Konseptin bana sıkıcı gelmesinin esas sebebi ise hayatımda hiç en yakın arkadaşım diyebileceğim birisinin olmamasıymış. Sizi dinlerken bunun da farkındalığına vardım.
Neticede, tatlı sohbetiniz benim için de yararlı bir düşünce seansına çevrildi.
İnsanların hayatları ile ilgili kalben ve pozitiv tondaki konuşmalarını dinlemekten çok zevk alıyorum, umarım devam eder bu konsept.
İçeriğiniz için teşekkürler!
hngka spin-off
yiğitcanın fikirleri muazzam ya
Şahsen ben dostu "anlık olarak sürekli görüşmüyor olsam bile, daima sıkıntıya düştüğümde yardımıma gelicek ve sıkıntıya düştüğünde yardımına gidiceğim kişi" olarak düşünüyorum. liseden sevdiğim bir arkadaşım var iyi biridir hobilerimizde ortaktır falan ama son 6 aydır çok az görüşüyoruz. ama bir sıkıntısı olsun koşar yanına giderim, oda aynısını bana yapar. Arkadaşlığın aksine dostluk matematiksel sınırların dışına çıakbilmiş bir ilişkidir, bir arkadaşınla aynı hobin olmadığı noktada zamanla muhabbet kesilir, bir gün bakmışsın birbirinin yüzüne bile bakmıyosun. Her arkadaşlık aynı olmasa bile neredeyse her dostluk aynıdır, sağlam sarsılmaz ve insanın sırtını dayayabilceği en güzel şeydir dostluk.
Dostum diyebileceğim birkaç insandan biriyle -kendimi kandırdığım gerçeğini gözardı etmezsek tek insanla- yakın zamanda şiddetli şekilde koptuk. Bir daha tekrar bir araya gelsek bile eski samimiyeti kaybettiğimizi düşünüyorum. Bedo'nun bu şekilde anlatılması beni o eski dostumu hatırlamaya itti istemsizce ve 30 yaşında koca adam olarak bir miktar içim parçalandı ve ağlamaklı oldum. Dostluk denilen şeyin ne kadar kıymetli ve bir o kadar da kaypak olabildiğini düşündüm. Romantik ilişkilerin çok ötesine temellendiğini ve aslında belirli dönemeçlerde romantik ilişkilerden çok daha kırılgan olduğunu düşünüyorum bu derece yakın bir arkadaşlığın. Ben beceremedim. Şimdi dönüp ne yaşanmış diye baktığımda dümdüz kötü bir insanmışım gibi görünüyor. Sanki vadedilmiş topraklara giden bir tren vardı ve ben, ne bileyim işte oturduğum kompartımanda en sevdiğim fenotipteki bir kadın bana mini etekle kahve servisi yapmadı diye sinirlenip inmişim gibi. Ama daha da kötüsü bu dostluğu kaybedişimin bana iki farklı alemde tezahürü olduğunu fark ettim. Biri duygu dünyasındaki tezahürü. Bu dünyada sessiz sedasız yasını tutuyorsun. Pişmanlıklarını pişip kalbin tarafından özütülene kadar yaşıyorsun. Diğer alem ise hayatın devam ettiği, bakkala girip sigaranı ekmeğini aldığın gerçek dünya. Ve burada bu yaştan sonra pek tutulup kalamıyorsun. Devam etmen, akman gerekiyor. Ancak sürekli bi akış hali de söz konusu değil ve farklı zamanlarda bu iki alem arasında geçiş yapıyorsun. Bu çok yormuş beni. Hataları ve doğrularıyla inşa ettiğim yaşama karşı beni yer yer desentisize etmiş. Artık bir şeyler hissetmeye üşendiğim anlarda buluyorum kendimi. Neyse Yiğitcan, çok sağol bu içerik için. Her ne kadar beni hırpalamış olsa da sanırım bu hırpalanmaya ihtiyacım varmış abi. Ölü dostluğumun helvasını kavurmak iyi geldi.
Harika bir podcast olmuş, dinlerken güvenli huzurlu bir ortamdaymış hissine kapıldım devamını bekliyorum
Yatağa pıt pıt vurup arkadaşlarımı grupça dinlemeye teşvik edeceğim bir podcast
Spotiden sıcak sıcak tüketildi, dinlerken en yakın arkadaşınızla geçtiğiniz benzer patikaları gördükçe lezzetleniyor format. Ellerinize sağlık sayın mert günhanın yakın arkadaşı ve mert günhanın yakın arkadaşının zannedersem yakın arkadaşı ve aynı zamanda mert günhanın yakın arkadaşının yakın arkadaşının en yakın arkadaşı
Spotify ismi ne podcastin? bulamadim da
THE LORE DEEPENS
Ben sözelciyim ama Kaan’ın kariyer yolculuğuyla, yüksek lisans dönemi psikolojisiyle ve zamana ilişkin öncelikleriyle çok empati kurdum. Çoğu insan böyle bakmıyor olaylara o yüzden önceliklerimin benzediği birini görmek süper. Konsept de güzel sevgili yiğitcan ama konukları doğru seçmek kritik.
işte o geliyor evet evet o. bedo geliyooo
Daha önce karşılaşmadığım bir podcast konusu olmuş umarım sürekliliğini koruyan bir içerik olur
Hayatımda hiç en yakın arkadaşım olmadı, olacak gibi olursa hep mesafe koydum hep tek takıldım. Şimdi dinleyince tuhaf geliyor valla.
çok evrensel ve derin bi konu bence aşırı iyi seçim. zannımca sağlıktan da öte bir insanı hayatta tutan şey yalnız olmamak ve arada sizi hayatta tutan, ne olursa olsun herkes gitse de o kalacak arkadaşın değerini hatırlatıcak şeyler görmek hoş oluyor
elinize sağlık çok güzel seviliyosunuz
Yani böyle hayat hikayeleridinleyince şaşırıyorum bi yandan da anlamlı geliyor bizde ailesel problemler maddi problemler hayata çocuk yaştan beri öyle sirayet etmiş ki ne eğitimsel ne arkadaşsal ne başka bir şekilde yolunda ve düzgün giden bir şey olmadığını daha çok bunu dinlerken anladım. Ne kazık yemeden ilerleye bilmiş dostluklar ne de herhangi bir başarının parçası olmadan seneler geçiyor. Hayatta düzgün bir yol içerisinde ilerlediği yolda bir şeyler başarmış düzgün bir hayatı olmuş insanlara hep imreniyorum. Bu ve bunun gibi hikayeleri dinlemek zevkli olacak
Daha iki gün önce tarihin en iyi podcasti olan "Bedo 3"ü izledim. Müthiş bir denk gelme. İnanılmaz bir mutluluk.
Muhtesem bir podcast. Dinlerken kendi en yakin arkadaslarimi dusundurttu bana. Onlarla yasadigim sacma seyleri, birbirimizi neden sevdigimizi. Seviyorum seni canim yigitcan
Siz konuşun ben dinlerim, konu arkadaşlık da olur, ne olursa olur💚
Birbirinize bi şeyler kattığınız, bazı şeyleri birlikte keşfettiğiniz arkadaşlıklar çko değerli oluyor ya. Daha küçük yaşta tanışınca böyle olma olasılığı daha fazla olup büyüdükçe azalıyor sanırım idk ,,,,,
daha dün bedo hikayesi olsa daha çok keşke diye konuşuyorduk arkadaşlarımla cuk oturdu
THE Bedo?!
Oh my gawd.
10:20 Bazen birden fazla olabilir. Tabiki yakın arkadaş ve en yakın arkadaş arasındaki ince çizgileri fark etmek lazım başta.
ulan literally bedo 3 bölümünü dinlerken karşıma çıkana bak dfgsdfgsdf
Sanırım kaan benim paralel evrendeki halim.
Podcastin adını biraz daha uzatırsanız çok seviniriz böyle dinleyemiyoruz çünkü
yiğitcan abinin mert günhan ile yakın arkadaşlığının nasıl başladığını anlattığı podcasti dinlediğimden beri beklediğim seri gelmiş
nerde anlatıyor
Bedo spin-off. çok tuhaf geldi ya görünce ❤
Ağzınıza sağlık abilerim umarım uzun soluklu bir seri olur, hayırlı olsun :)))
Oo bedo strikes back
harika bir content olmus yigitcan agabey.
tek eksik negatiflik. ironik degil ciddi söylüyorum biraz da haset lazim.
Peak content
Mert Günhan ve yakın arkadaşının yakın arkadaşının yakın arkadaşı
Büyük tufana da yeni bölüm gelir inş 😊
Yiğitcan be... Format canavarı
oha çok iyi seri 🎉🎉
konsept guzel ama bence uygulama pek olmamis bedo ve kaan kronolojik hayatta neler yaptilar tadinda olmus. mesela sevgilileri oldugunda iliskileri nasil etkilendi. birbirleriyle insanlar tanistirmislar o insanlarla anlasamadiysa naptilar vs vs arkadaslik iliskisinin cok temeline inilmemis diye dusunuyorum
nolur ehvenişersin eski kayıtlarını tekrar çıkartın
arkadaşlar podkæææææst, yeeeeeeey!
Stresin yüksek olduğu günlerdeyim iyi geldi.
Mert Günhan ve Yakın arkadaşının, Yakın arkadaşı
Death Stranding sanmış olmam normal mi?
başta bahsedilen podcastlerden la caset nerede
Doma nın burda ne işi var
mert günhan ve EN yakın arkadaşı
Güzel seri
görebildiğim tek şey alevler zenci 💥
Mükemmel podcast
mert günhan ve ortak arkadaşları
Bedo mu ? İşte bunu izlerim dostum 👍
her üç cümleden biri peki ile başlıyor. Peki sen naptın? Sıradan bir insanın cv sine bakıyor gibi hissettim. Ben yokum
Çok iyi
Guzel 👌
Bravooo! BRAVOOOOO!!!!!
Perfect new series! 🎉
Devamı gelsin
❤️❤️
Konsept adı kısa o yüzden dinleyemedim
Çekiçcast çeksenize
Harika
Hamachi :')
❤
Abi gerçekten ne saçma bir konu diye oturdum basına beni çok yanılttı gecekten çok iyi program. nacizane bir önerim olacak programa katılacak insanların anonim olmasını sağlarsanız arkadaşlıkları ile ilgili daha sert ve filtresiz konuşabileceklerini düşünüyorum bu da programa ayrı bir keyif katabilir.
🌬️
ulan doma
Ben de boş yere devamlı bir hinlik bekleyerek dinledim adamdan tamamen ya
Kanka domayı seslendiren Kaan mı ?
yes
@@Kadir_Cetin
@@Kadir_Cetinevet
Bence de sıkıcı bi konu arkadaşlık
Poooog
İsmail Türküsev haklıymış maalesef ya
Yakın arkadaş ve yakın arkadaşı