Adnan Menderes'in tek parti dönemini sonlandırarak iktidara gelişini anlattım. Özellikle 1946 genel seçimlerinde ne gibi haksızlıklara uğradıklarını videomda görebilirsiniz. İyi seyirler dostlarım ua-cam.com/video/KaPrkiElEJ0/v-deo.html
@@S.E.13-16 uçak fabrikası ni menderes kapattı zarar ediyor diye.20 uçak yapılmıs 16 tısı yurtdışına satılmiş zaten 4 tanesini Fransa almış..düşünün bir kere..o zamanın gladyosunun emrinde, bugünün Fetö sünün emrinde de Tayyiptir...al al Amerika al 1.5 milyar dolar f 35 leri verirsiniz...nah verdiler ..verirsin iki uçak parası geldikçe ödersin... Babasının paralarını dağıtıyor Tayyip yobazı sanki..para bol ise emekline işçine ver yobaz herif, onlar seni iktidarda tutuyor 23 senedir..aynı Menderes kafa..aynı...sürekli cahillere oynayıp seçim kazanıyor..eee çoğunluk zır cahil bizde katlanmak zorunda kalıyoruz..
Bir insanın yüzü masum görünüyorsa güzel konuşuyorsa biraz da dinden imandan bahsediyorsa tamam bu insandan zarar gelmez, Bu insan dünyanın en iyi insanıdır, Bizim millet böyle düşünüyor
Sen tipsizsin diye bütün yüzü güzel insanları suçlamaya hakkın yok.. Adnan menderes hakkındaki görüşlerin kabul ama yüzü masum görünen her kişiye yapılan bu hakaretin tamamen senin çirkin görünmendendir.
Cozum nedir yani? Dindarlar ser suratli mi olsun? Ser suratli birisi dinden bahsederse iyi midir? Oglum delikanli olun acik konusun; sizin derdiniz dinle. Kim dinden bahsederse siz ona dusmansiniz.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Diğerleri için niye yapılmıyor ismet İnönü doğu karadenizlileri 1944 de bir gece kamyona bindirilip Gürcistan oranda da Kırgızistana sürülmeleri ikinci dünya savaşında inönünün en fazla vergiyi iç Anadolu dan toplaması nüfus kağıtlarına mezhepleri nde yazılması askeri okullara öğretmen okullarına kendi istediklerini alan ayrımcılık yapan halk niye sevmiyor inönüyü bunları da sorgulayın tek taraflı olmasın Adnan Menderes niye natoya girdi korede şehitler niye verdik ruslar karsı Artvini Erzurumu istedi onun için natoya koştu bunları da araştırın
Alman Tarihçi ua-cam.com/video/DqAKjGYzfVA/v-deo.html Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı.Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
ua-cam.com/video/5oaoq4HYHWQ/v-deo.html Susurluk Skandalı ve Abdullah Çatlı ile ilgili yaptığım yeni video yayında. 90’lar Türkiye’sine hızlıca bir bakış atıp halinize şükretmek için linke tıklayıp videoyu izleyin dostlarım, beğenip yorum atmayı da unutmayın ^^
Ülkemiz bugün ekonomik olarak, bilinçli ve eğitimli toplum olarak ,çok farklı olabilirdi. Köy enstitülerini kapatarak, köy çocuklarının çağdaş eğitim almalarına,aydınlanmasına engel olmuş, Toprak reformunu yaptırmayarak ülke tarımına da çok büyük darbe vurmuş.
@@gentelmen_-jn5hc idaminida darbeyide desteklemiyorum ama inanılmaz bir güç zehirlenmesi yaşamis 47 kişiyi idam ettirmiş dedemler anlatıyor . Dedemde desteklemiş Menderes'i hatta hayraniymis ama daha sonra gittikçe değişimler yasamis her istediğimi yaparim edalari istediği gibi seçimlere müdahale etmesi pişman olmuşlar dedemler daha sonra .Evet onlar seçimle gitmesi gerekirdi ve gitmeyi hakkediyorlardi bu idam ve darbe yüzünden menderes kahraman gibi gözüküyor . insnlar daha sonra adalet partisine yani Süleyman demirele sırf tepki vermek için oy verdi ve ülke dahada kötü oldu.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
BU VİDEOYU ALKIŞLAYAN VE PAYLAŞAN ZİHNİYETE EN GÜZEL CEVAP 15 TEMMUZDUR ÇERKEZ HASANLARDIR YEDİ SEKİZ HASAN PAŞALARDIR.BU MİLLET CHP ZİHNİYETİNİ ASLA AFFETMEYECEKTİR
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
@@buranadler3868 Alıntı yorumunu ilk bir kaç starından sonra okuma gereği duymadım. Amaç dolaylı lozan anlaşması üzerinden cumhuriyete çakmak... Sanki Musulda ısrar etsek tarihin akışı değişmeyecek, kimse bize karışmayacak, gönlümüzce petrol çıkartıp süper zengin olacaktık... Düz mantıkla ancak bu kadar fakir fikir yürütebilir zaten... En iyi ihtimallerden yola çıkamak... O söylendiği gibi olacağı ne malum? Belki tarihin akışı çok daha değişik olacaktı... Belki tekrar savaş çıkacak, daha fazlasını kaybedecektik... Siz sadece her şeyin hayallerinizde ki gibi olacağı tarafından bakmayı tercih ederek sağlıklı fikir yürütemiyor keza hastalıklı düşüncelere kendinizi inandırıyorsunuz... O toz pembe hayallerden bahsedersek neden Irak nasibini alamadı hiç düşündün mü... Lozanda sözde toprak kaybını eleştirenlere soruyorum... Eleştirin, sıkıntı yok. fakat Abdülhamid'in kaybettiği topraklar söz konusu olunca neden bin bir şekle girip, bin bir mazeret üretiyorsunuz? Söz konusu Cumhuriyete bir yerden çakmak olsun da nasıl olursa olsun... Musul bize kalıp Irak halkı gibi olmaktansa bin kez musulu verir Cumhuriyeti tercih ederim...
@@rusumatno4404 Çünkü Küreselcipatronlarin PROJELERI 18. YÜZYILDA - KÜRESELCIPATRONLAR(ROTŞILDROCKEFELLER) PARLAMENTER SISTEMLE ULUSALICLARA (RUS Çarlık imparatorluğu'nu, Alman Kaiserreich Imparatorluğunu ve bizim OSMANLI IMPERATORLUĞU'NA) - ÇOMAK SOKMUŞTU - VE BU Küreselcipatronlarin PROJELERI KAYBETTILER IranABirliğiNATO-PkkFetöYunanErmenistanNATANYAHU demektir Papademek BaidenNatodemektir ABdemek Papademekti Ciademek Papademektir RokefelerRotşilddemek Papademektir - Bölücüterör örgütü Pekkelebaşlarından Duran Kalkan, Avrupa ülkelerinin kendilerine 1990 Yilindan beri 'çatışmayı kesmemeleri' yönünde talimat verdiğini itiraf etti - bunu anlayamasiniz hiçbir şey anlayamasiniz - K A Y B E T T I L E R!!!!!!!! RAHAT OLUN Ulusalcilar Reis ABD=TrumpPentagon - RUSYA 16 Temmuz 2018 Finlandya Helsinkide ANLAŞTILAR aynen 1815 yilinda gibi Heilige Allianz Devletleri gibi YeniDünya Düzenini kurmaya başladilar
@@TayfunGogus memleket bu iki insanın zamanında hizmet gördü herkesi kendiniz gibi zannediyorsunuz sorsak herşeyde Amerika Avrupa ülkelerini örnek gösterirsiniz bu ülkelerin hala dünyayı somurduklerini görmezsiniz çünkü kalbinizde gönlümüzde bu ülkelerden yani gavurdan yana zaten sizin gibiler bu toprakların çocukları olamaz
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.htmlı - .1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
İnsanın başına ne gelirse kendine yapar. (Elinden dilinden belinden.) Devlet Adamlığı potansiyeli olmayan insanlar milleti yönetiyor olması gerçekten çok acı. Olan yine millete olur.!!! Bir devlet adamı önce adaletli ve adalete güvenmesi gerekir.
@@hakikatsafag1926 burada Adnan Menderes anlatılıyor İsmet İnönü den bahsediyorsun. Birisi kötülük yapınca başka kötüyü orta koyunca ilk yapılan kötülük kayboluyor mu? Bu nasıl kafa. Ayrıca 12 ada Osmanlı zamanında İtalya'ya verilmiş.Sonra hiç geri alınamıyor zaten. İsmet İnönü ile alakası yok yani.
Bravo gerçekleri anlatmışsın, mazlum sanılan insan diktatör, baskıcı, özgürlük kıstlayan birisi olmuş sonu çok acı tüm yönetici insanlarımız sagcı solcu ders çıkarsın, bu olay örnek olsun tüm siyasilere, aslı olan kardeşlik ırk, inanç ayrımının olmadıgı bir toplum yaşam diyelim tam bagımsız Türkiye barış kardeşlik
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
Bu CHP numaralarıni yiyenlere afiyet olsun Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş SOLCU ChpZihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı - Kuruluşu 1924-25 tarihinden başlayan Kayseri Tayyare Fabrikasının tekmil hikâyesini Kayserili bir araştırmacı-yazar olan İLTER SAĞIRSOY’un yayınladığı GÖMÜN adlı kitapta okuyabilirsiniz. CHP'nin İHANET ANLAŞMASI Ali Ateş Usta ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma Yil 1949 Müdür diyor Gömün -Gömülecek… -Ama müdürüm, nasıl gömelim! -Emir Inönü’den geldi, kesinlikle gömülecek. -Yapamam müdürüm, içim kan ağlıyor. Bunlar bizim ülkemizin geleceği. -Biliyorum ama emir böyle, gö-mü-le-cek! -Peki müdürüm. Ali Ateş anlatıyor bu diyaloğu. Yıl 1949, yer Kayseri Tayyare Fabrikası. Ali Ateş de o fabrikada usta. O kadar üzgündür ki yıllar sonra bile bu hatıra ona aynı olayı yaşattırıyor gibiydi: “İçim kan ağlaya ağlaya 30 hangar dolusu yepyeni, daha kullanılmamış uçak üretim araç ve gereçlerini, malzemelerini tek tek sandıklarından çıkarıp kazılan çukurlara ölü gömer gibi gömdük. Gömdüğümüz uçak parçaları değil âdeta ülkemin gelecekteki hava gücü hâkimiyetinin parçalarıydı. Yazıklar olsun dedim içinden ve kahrola kahrola bu parçaları gömdük.” Ali Ateş ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma, Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan millî sanayi ve kalkınma hamlelerinden en önemlilerinden birinin dibine dinamit koyup yok eden bir İHANET ANLAŞMASI’nın utanç vesikası olarak tarihe geçti. Millî Şef olarak tanımlanan İsmet İnönü’nün imzaladığı o ANLAŞMA, bugün kılık değiştirerek ABD güdümünde “solcu” bir görünüm alan CHPnin ta o zaman kendini ABD’nin hizmetkârı olarak konumlandırmaya başladığının da ilk işaretiydi. ABD, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerini kalkındırmak, Sovyet Paktı ülkelerine karşı onları kullanmak üzere bir yardım paketi hazırlamıştı. ABD Dışişleri Bakanı George Marshall tarafından 5 Haziran 1947’de açıklanan bu yardım paketi 16 Avrupa ülkesini kapsıyordu ve adı da MARSHALL YARDIMI olarak kalmıştı. Bu yardımdan sırasıyla en çok İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda yararlandı. Türkiye ise 3 yılda 137 milyon dolarlık bir hibe alabildi. Gelgelelim ABD bu yardımı İKİ ŞARTLA vermişti: 1-137 milyon dolarlık hibe karşılığında Türkiye’ye 73 milyon dolarlık askerî malzeme satacaktı. 2-Türkiye ağır sanayi ve silah sanayii kurmayacak, var olanlar da kapatılacaktı. İşte İsmet İnönü’nün imzaladığı bu ihanet anlaşmasının ilk icraatı olarak da Kayseri Tayyare Fabrikasının fişi çekilmişti. Karşılığında da ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıp ıskartaya çıkardığı çöp uçakları vermişti Türkiye’ye “askerî malzeme” niyetine. Bununla da kalmadı İnönü. İhanetini sorgulayacak nesiller yetişmesin diye ABD ile Fullbright Eğitim Anlaşması da imzalamış, Türk eğitimini emperyalizmin ellerine terk etmişti. Mustafa Kemal ne demişti: “Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojileri ülkeye getirmediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız” Ama asıl bilinmesi gereken Alman Junkers firması ile başlayan kuruluş süreci çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1931 yılında tamamen Millî Savunma Bakanlığına devredilen Kayseri Tayyare Fabrikasının yüzlerce uçak ürettiği gerçeği. Kayseri’de gömüldüğü belirlenen 50’den fazla uçağın Marshall Yardım Anlaşması ile bir anda ortadan kaybolan ve envanterden silinen 72 adet Focke-Wulf FW-190 tipi uçaklardan olduğu ve bunların Kayseri eski havalimanı altında bulunduğu ifade ediliyor. Araştırmacı Emre Uçar, Uluhan Hasdal ve Stuart Kline bu konudaki belge ve bilgileri ortaya koyuyor. Tayyare Fabrikasında işçi olarak çalışan ama daha sonraları Erciyes Üniversitesi Rektörü olacak seviyeye gelen Prof. Dr. Mehmet Şahin’in girişimleriyle Marshall ihanet paketi ile kapatıldıktan sonra Kayseri’de uçak bakım atölyesine dönüştürülen fabrikanın imkân ve kabiliyetlerini görebilmek için Mavi Işık projesi başlatılmış, tayyare fabrikasının kapatılmasından 40 yıl sonra burada yeniden uçak üretilebileceği öngürülmüştü. Tarih 1978 yılıydı. Ama olmadı ve o yıldan sonra Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı olarak faaliyetini sürdürmesine karar verildi. Toprağın altına gömülen uçak parça ve malzemeleri Kayseri’de daha sonraki yıllarda gelişen metal sanayinin ortaya çıkışını ve gelişimini sağlamıştı. Kendi uçağımızı üretmek yerine ABD’nin uçaklarını satın aldığımızda başımıza ne geleceğini ise ileriki yıllarda hâlâ hava ikmal ve bakım atölyesinde çalışmakta olan işçiler şöyle anlatmıştı: “Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ABD onay almadan benim verdiğim uçakları kullandınız diyerek ambargo uyguladı. ABD’den yedek malzeme akışı derhâl kesildi. Filoda 100 uçak vardı ama biz 20’sini bile uçuramıyorduk. İşte yıllar önce uçaklarımızı toprağın altına gömdüğümüzde aslında neleri gömdüğümüzü bir kez daha anladık.” Önceki gün Selçuk Bayraktar’ın CNNTürk’teki röportajını dinlerken onun “İnsansız uçakları üreteceğiz” demesi ile elime geçen bu kitap aynı zamana denk geldi. Bayraktar ileri teknoloji gerektiren sanayinin ülkenin gelişimine katkılarını ve dinamo etkisini çok güzel anlattı. Tayyare Fabrikası da hem Kayseri, hem de Türkiye’deki ekonomik canlanmanın itici gücü olabilecek kapasitedeydi. Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş zihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı ama artık bir daha böyle bir lüksümüz yok. İşte bu yüzden ülkemiz bir kere daha CHPye teslim edilemez.
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi: İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina) Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar. Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyo
@@bariskaya1708 Verdiğiniz bilgilere ve emeğinize teşekkür ederim ... Basit ve yalan-dolan iftiralardan ibaret gevezelik edenlere karşılık , böyle doğru ve bilgilendirici bir yorum alkışlanır.
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
Türkiye ne zaman iyiye gitti ki? Duraklama devrinden beri sürekli kötüye gidiyoruz, bazen şanslıysak iki geri bir ileri yaptığımız oluyor. Bugün içinde olduğumuz sorunlar yüz yıl önce de tamamen aynı sorunlardı, iki yüz yıl önce de aynı sorunlardı üç yüz yıl önce de aynı sorunlardı.
Prof. Dr. Çetin Yetkin AtatürkçüYazarin Kitabi KarşıDevrim 1945-1950 Daha ilk sayfada, Türkiye'de karşıdevrimin Atatürkün ölümü ile başladığını, İnönünün aldığı kararların, tutumunun ve eylemlerinin bu açıdan irdeleneceği açıktır. FETÖyüDevlete yerleştirme planı ve Devletin tüm anahtarlarini BatililaraVeren Inönü. ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin
@@furkanunsal5814 allah allah niye açaba. niye ki ? iki yüz yıl önce de chp zihniyeti vardı şimdi de var. iki yüz yıl önce de devletin içini dışını oyuyordunuz bugün de. ondan olabilir mi ? isimler ve tarihler vereyim mi ?_
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlarm
1960 ta radyodan ihtilali ilan eden Türkeş ti. Bir oyun var Türkeşin partisi lideri bahceli intikam niteliginde hedef göstertilebilir sahtekarlarca. Biz yapmadık o yaptı😳😎
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Tekrar - 2 dünya savaşından sonra yapilan paris konfransinda Inönü Adalari YUNANA HEDIYE etti Libya'yı, sayısı sürekli artan 60 bin asker, 48 sahra topu, 24 dağ topu ve muazzam donanması ile bir hafta içinde ele geçireceklerini zanneden İtalyanlar, Enver Bey ile bütün şehirlerde bulunan 5.200 Türk Askeri ve O'nun organize ettiği yerli halkın şiddetli direnişi karşısında sahilde çivilenip kaldılar. Bu cehennemî direnişi çözmek için İtalyanlar farklı yollara başvurdular. Önce nisan başında Beyrut'u bombaladılar ardından 389 yıl⁹. 4 ay 7 gündür elimizde olan birer bölük askerin jandarma görevi yaparak koruduğu Rodos ve oniki adayı 26 günde tamamını işgâl ettiler.(24 Nisan - 20 Mayis 1912). Üstelik birde Çanakkale'den geçmeye kalktılar.1912'nin 18 Temmuz gecesi boğazı zorladılar ama beceremediler. Ancak İstanbul'da durulmayan sular sık sık değişen hükümetler ve 8 Ekim'de patlak veren Balkan savaşı İtalya ile anlaşmayı zorunlu kıldığı için 1 yıl 17 gündür devam eden savaştan sonra 15 / 18 Ekim 1912'de İsviçre'de Leman Gölü kıyısında bulunan Ouchy'de (Uşi'de) yapılan anlaşmayı Türkiye adınaFahreddin ve Mehmed Nâbi Bey'ler imzaladılar. Buna göre, Turgut Paşa'nın Saint -Jean Şövalyelerinden fethederek topraklarımıza kattığı Trablusgarb ve Bingâzi 360 yıl 1 ay 11 gün sonra İtalya'ya bırakılacak, İtalya ise Rodos ve oniki adayı boşaltarak Türkiye'ye verecekti. Ancak bu hiç bir zaman gerçekleşmedi.Adalar bir ve ikinci dünya savaşları sırasında Yunanistan İtalya İngiltere Almanya arasında gitti gitti geldi ama gerçek sahibi bizlere hiç gelmedi. Sadece Almanlar ikinci dünya savaşından sonra Ege'den çekilirken gelin adalarınızı alın dedi fakat muhatap bulamadı. Bu anlaşmaya rağmen Enver Bey ve arkadaşları cepheyi terk etmemişlerdi. Anlaşmayı tanımayan Enver Bey "bağımsız bir devlet kurarım yinede bu toprakları İtalya'ya bırakmam" diyordu.Fakat İtalya'ya yardım için Türkiye'ye göz açtırmak istemeyen Avrupa ve Rusya'nın kışkırtmasıyla çıkartılan Balkan savaşlarında Türk Subaylarına daha fazla ihtiyaç olunca yurda döndüler. Direniş ise yukarıda belirttiğimiz gibi1939'a kadar sürmüş, Sultân V. Murad'ın torunu Şehzâde Fuat Osman Paşa Libya Kuvvetleri Komutanı olarak 1.Dünya Savaşı boyunca ciddi savaşlar vermişti. Enver Paşa yine bu süreçte kardeşi Nuri Paşa'yı savaşması için Alman denizaltısıyla bir miktar silah ve cephaneyle ikinci kez Libya'ya göndermişti. Libya'da İtalyanlara karşı savaş devam ederken, Harbiye Nâzırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Şeyh Seyid Ahmet Senûsî'yi Teşkilât-ı Mahsûsa elemanı Hüsamettin (Ertürk) Beyle İstanbul'a dâvet etti. 30 Ağustos 1918'’de İstanbul'a gelen Seyid Ahmed Senûsî, o sıra vefat eden Sultân Mehmed Reşat'ın yerine tahta çıkan Sultân Vahdettin'e Eyüpsultân'da kılıç kuşattı. Kendisi bizzat Enver Paşa tarafından Topkapı Sarayı'nda misafir edildi, ayrıca Paşalık verildi. Mondros mütârekesinden sonra Sultân Vahdettin tarafından Anadolu halkını vaaz ve sohbetlerle işgâllere karşı zinde tutmak için Bursa'ya gönderildi. Orada Ali Fuat Cebesoy ve Celal Bayar ile görüştü.Bursa 8 Temmuz 1920'de Yunan işgâline uğrayınca Konya'ya, 15 Kasımda Ankara'ya geçti. Ankara'da Mustafa Kemal Paşa'ya mücevherlerle donatılmış kılıç ile âyet-i kerimelerle donatılmış kemer⁹ hediye etti ve bu mücadelenin zaferle sonuçlanacağını gördüğü rüyâyı anlatarak müjde verdi. Yine Mustafa Kemal'e 29 Kasım 1920'de Hakimiyet-i Milliye Gazetesinde de yayınlanan şu telgrafı Eskişehir'den gönderdi. "Din ve vatanın muhafazasını gâye edinen zât-ı âlilerinin ve Büyük Millet Meclisi'nin nihâyi saadete erişmesini niyaz ederim." Şeyh Seyid Ahmed Senûsî milli mücadeleye yardım etmek amacıyla 18 Şubat 1921'de Sivas'ta Büyük İslâm Konferansına başkanlık etti. Kongredeki konuşması Sebilürreşad Mecmuasına yayınlandı. Zaferden sonra ise, "Düşmanın bozguna uğrayarak perişan olduğunu evvelce rüyâ âleminde görmüş ve bunun müjdesini zât-ı devletlerine arzetmiştim. Biz tek bir şahıs gibiyiz aramızda ayrılık görmüyorum. Mahsus gözlerinizden öper, arz-ı hürmet eylerim" şeklinde telgrafını göndermişti. Lozan Antlaşmasından sonra çıkmaza giren Musul konusunda destek olmak için Musul'a gitmek üzere Diyarbakır'a hareket ederken Ankara'dan Başbakan Rauf Orbay, Savunma Bakanı Kâzım Özalp yolcu etmişti. Ancak 1926 senesine gelindiğinde Osmanlı Hanedân üyeleri ile görüşmeleri devam ediyor gerekçesiyle Hükümet, Türkiye’den ayrılmasını isteyince Şâm-ı Şerife geçti. Bu seferde gördüğü ilgiden rahatsız olan Fransa kontrolündeki hükümet sınırdışı etti.Filistin'e geçti Filistin’de İngilizler rahatsız oluncada Mekke'ye geçti. Bu seferde Kral İbni Suud istemedi. Bir müddet Yemen sınırında kaldı ve nihâyet 10 Mart 1933'te Medine-i Münevvere de vefât etti. İtalya işgâlinden sonra Libya'yı tekrar Türkiye'ye bağlanmak için çeşitli faaliyetler olmuş hatta birde parti kurulmuştu, kurulan siyâsî parti 1950'lerde Türkiye'den yüz bulamadığı için yanlış dış politikamız gibi oda çökmüş ve Libya bağımız kopmuştu. Hiçbir zaman tasvip etmediğimiz Libya'da çıkan karışıklık ortamı, istemesekdeinisiyatif almamız gerekliliğini ortaya koymuş ve hükümetimizin attığı cesur adımlar sayesindeLibya'da ay yıldız bayrak yeniden dalgalanmış ve işin bir tarafında hep olmuşuz. Bundan sonra yapmamız gereken, şartlarına hiçbir şekilde uyulmamış bir anlaşma ile elimizden alınan Rodos dahil 12 Ada karşılığında İtalya'ya bırakılan Trablusgarb ve Bingâzi,12 Ada bize verilmediği için tarafımıza iade edilmelidir teziyle bu çalışmayı yürütmektir. Adalar
@@burakalay sen nasıl bir varlıksın objektif yorumlar yap. Bu adam halkın oylarıyla geldi cuntacıların oyunuyla idam edildi. Beğenmediğinizde öldürecekmisiniz ?
@@burakalay idamı yanlış bulup idamı savunuyorsunuz sanırım ? Bu ülkede bu tarz hükümetlerin ne kadar yanlışı varsa ülke içerisindeki düşmanlığı bitmeme sebebi siz ve sizin gibilersiniz
İdam edilenlerin kim ne olduğunu sen biliyormusun ki savunuyorsun. İktidarı döneminde çeşitli suçlardan infaz olabilir. Sen onlara kefilmisin?Kimi savunuyorsun? Menderes'in ne ve kimler için idam edildiğini izan sahibi insanlar biliyor. Siz bunu Erdoğan içince istiyorsunuz. Hayallerinizi bu süslüyor dimi?
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
@@nomnom7697 cahilsiniz, bu yüzden araştırmanızı öneririm. Lakin araştırmanızı youtube videolarıyla değilde tarihsel belgeler ve kayıtlar’ın ışığında bilimsel bir metodoloji ile yapın yoksa mamafih cahilliğiniz baki kalmaya mahrum ve mahküm kalacaktır.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
@@garipcelik6045 demekki yola çıkarken attığı yalanları yolun ortasında unutuyor. makaroyusun manukyandan olmaları. kaçırdığı iddia edilen 12 uçak dolusu altın niye iddianamede yer almadı? ua-cam.com/video/_8nUQYbv9bE/v-deo.html
Kenan Aytac, sen bir tehdit üretiyorsun. Evet, unutma, yalnız sizin gibilerin dersi iyice verilmeli ki, boyle fikirlere düşen olmasın. Sizin PKK-YPG sevici K.Kılıçtaroğluna bağlılığınızın nədəni belli oldu.
@@yasinkara7558 Makarnayla ne alakası var kardeşim hangi zamandayiz Türkiye Afrika ülkesi değil neyi asiyorsun öyle bişey olursa Allah korusun ülkemiz iç savaşa gider seçimle gelen seçimle gitsin kimsenin babasının malı değil bu devlet biri gider biri gelir.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Aldatanlar da salak gidip avrupanın dediği şeyleri tamamen yapsalardı bunların hiç biri olmayacaktı hepsi aynı bokun laciverti umarım avrupa birliğine üye oluruzda bu millet gerçekten kurtulur sıkıntılardan.
Kendiside 43 kişiyi idam ettirmiş o idam edilenler niçin idam edilmiş ..bence buda sorgulanmali şayet o 43 kişinin içinde gerçekten masum olanlar var ise onların ahi tutmuş olabilir
43 kişiyi şapka kanununu getirerek idam ettiler Chpkklılar yalan ve iftira atarak aklanamaz . Bütün illerden ingiliz şapkasını gitmedikleri için idam edildi. CHPKK 1950 ye kadar tek partili dönemdir. CHPKKLILAR açik seçim gizli sayım yaptırmıştır demokrasi hak hukuk seçme ve seçilme hakki yoktu o zamanlar
@@munirkarakoc9088sizden başka harami köpek yok, Asker düşmanları tuzakçılar , herkes ne yaşattıysa onu yaşar, er yada geç araştırma komisyonu kurulur ve gerçekler ortaya çıkar kimse Askere kafa tutamaz, TSK kendine yapılanları unutmaz o boş beynine yaz bunu
@@hanmzelihadedeoglu9153 . Hiç araştırmadan,soruşturmadan her önüne gelen paylaşımlara inanıyorsan. Cahilin önünde gidenisin. Oysaki. 27 mayıs darbecilerinden yarbay suphi karaman. Mendrese O kadar iftiralar attık ve attırdıkki, adeta Menderesi iftira çamuruna gömdük diyor Hergün yüzlerce iftira attık uydurduğumuz ve uydurttuğumuz yalanlar arap saçına döndü. Ve suphi karaman Yassıada'ya gitmek isteyenler iki hafta önce isimlerini yazdırıyor .Kadıköy rıhtımında yakın Yassıada irtibat bürosu var. Biz bu darbeyi neden yaptık diye bunaldım diyor. Yassıadaya gitmek isteyenlerin İfadelerini aldırdım diyor. Birisi menderes anama başbakanlığı döneminde tecavüze yeltendi. Araştırttım anama tecavüze yeltendi diyen kişinin anası 1944 yılında ölmüş. Diğer biri aydın Nazilli'de menderes benim tapulu arazimi 1955 yılında elimden aldı .araştırttım babasından kalma 17 dekar tarlası var. Ve gelenleri chp il ilçe teşkilatları örgütlüyormuş dedi. Hemen bir genelge yayınlattım Türkiye genelinde chp il ilçe teşkilatlarına gönderttim. Ve yasaklattım diyor. Olmaması gereken darbeydi. Eğer 27 mayısı yapmasaydık. Deniz gezmiş ve arkadaşlarıda idam edilmezdi dedi. Bendeki o ateşli darbecilik hevesi Chp'nin tutarsızlığı yüzünden kırıldı. Diyor. Eskişehir eski belediye başkanı. Yılmaz büyükerşen kendi matbaasında bir saat içinde yalanlar uydurup afişler bastırıp sokaklara caddelere meydanlara astı. Menderes devlet tarafından bile aklandı devlet özür diledi. Ama Chp'nin sicili ve seceresi o kadar kirli ve kabarıkki yeryüzünde onu temizlemeye herhangi bir temizleyici icad edilmedi.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar
Menderes ne zaman iktidara gelmiş Mayis 1950 Yilinda - CHP ne zaman Fabrikalari kapatmiş 15 Mart 1950 - Resmi Gazetede okursun Cumhurbaşk Inönü'nün Başbakani Ş. Gültenay 15 Mart 1950
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Bu CHP numaralarıni yiyenlere afiyet olsun Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş SOLCU ChpZihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı - Kuruluşu 1924-25 tarihinden başlayan Kayseri Tayyare Fabrikasının tekmil hikâyesini Kayserili bir araştırmacı-yazar olan İLTER SAĞIRSOY’un yayınladığı GÖMÜN adlı kitapta okuyabilirsiniz. CHP'nin İHANET ANLAŞMASI Ali Ateş Usta ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma Yil 1949 Müdür diyor Gömün -Gömülecek… -Ama müdürüm, nasıl gömelim! -Emir Inönü’den geldi, kesinlikle gömülecek. -Yapamam müdürüm, içim kan ağlıyor. Bunlar bizim ülkemizin geleceği. -Biliyorum ama emir böyle, gö-mü-le-cek! -Peki müdürüm. Ali Ateş anlatıyor bu diyaloğu. Yıl 1949, yer Kayseri Tayyare Fabrikası. Ali Ateş de o fabrikada usta. O kadar üzgündür ki yıllar sonra bile bu hatıra ona aynı olayı yaşattırıyor gibiydi: “İçim kan ağlaya ağlaya 30 hangar dolusu yepyeni, daha kullanılmamış uçak üretim araç ve gereçlerini, malzemelerini tek tek sandıklarından çıkarıp kazılan çukurlara ölü gömer gibi gömdük. Gömdüğümüz uçak parçaları değil âdeta ülkemin gelecekteki hava gücü hâkimiyetinin parçalarıydı. Yazıklar olsun dedim içinden ve kahrola kahrola bu parçaları gömdük.” Ali Ateş ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma, Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan millî sanayi ve kalkınma hamlelerinden en önemlilerinden birinin dibine dinamit koyup yok eden bir İHANET ANLAŞMASI’nın utanç vesikası olarak tarihe geçti. Millî Şef olarak tanımlanan İsmet İnönü’nün imzaladığı o ANLAŞMA, bugün kılık değiştirerek ABD güdümünde “solcu” bir görünüm alan CHPnin ta o zaman kendini ABD’nin hizmetkârı olarak konumlandırmaya başladığının da ilk işaretiydi. ABD, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerini kalkındırmak, Sovyet Paktı ülkelerine karşı onları kullanmak üzere bir yardım paketi hazırlamıştı. ABD Dışişleri Bakanı George Marshall tarafından 5 Haziran 1947’de açıklanan bu yardım paketi 16 Avrupa ülkesini kapsıyordu ve adı da MARSHALL YARDIMI olarak kalmıştı. Bu yardımdan sırasıyla en çok İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda yararlandı. Türkiye ise 3 yılda 137 milyon dolarlık bir hibe alabildi. Gelgelelim ABD bu yardımı İKİ ŞARTLA vermişti: 1-137 milyon dolarlık hibe karşılığında Türkiye’ye 73 milyon dolarlık askerî malzeme satacaktı. 2-Türkiye ağır sanayi ve silah sanayii kurmayacak, var olanlar da kapatılacaktı. İşte İsmet İnönü’nün imzaladığı bu ihanet anlaşmasının ilk icraatı olarak da Kayseri Tayyare Fabrikasının fişi çekilmişti. Karşılığında da ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıp ıskartaya çıkardığı çöp uçakları vermişti Türkiye’ye “askerî malzeme” niyetine. Bununla da kalmadı İnönü. İhanetini sorgulayacak nesiller yetişmesin diye ABD ile Fullbright Eğitim Anlaşması da imzalamış, Türk eğitimini emperyalizmin ellerine terk etmişti. Mustafa Kemal ne demişti: “Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojileri ülkeye getirmediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız” Ama asıl bilinmesi gereken Alman Junkers firması ile başlayan kuruluş süreci çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1931 yılında tamamen Millî Savunma Bakanlığına devredilen Kayseri Tayyare Fabrikasının yüzlerce uçak ürettiği gerçeği. Kayseri’de gömüldüğü belirlenen 50’den fazla uçağın Marshall Yardım Anlaşması ile bir anda ortadan kaybolan ve envanterden silinen 72 adet Focke-Wulf FW-190 tipi uçaklardan olduğu ve bunların Kayseri eski havalimanı altında bulunduğu ifade ediliyor. Araştırmacı Emre Uçar, Uluhan Hasdal ve Stuart Kline bu konudaki belge ve bilgileri ortaya koyuyor. Tayyare Fabrikasında işçi olarak çalışan ama daha sonraları Erciyes Üniversitesi Rektörü olacak seviyeye gelen Prof. Dr. Mehmet Şahin’in girişimleriyle Marshall ihanet paketi ile kapatıldıktan sonra Kayseri’de uçak bakım atölyesine dönüştürülen fabrikanın imkân ve kabiliyetlerini görebilmek için Mavi Işık projesi başlatılmış, tayyare fabrikasının kapatılmasından 40 yıl sonra burada yeniden uçak üretilebileceği öngürülmüştü. Tarih 1978 yılıydı. Ama olmadı ve o yıldan sonra Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı olarak faaliyetini sürdürmesine karar verildi. Toprağın altına gömülen uçak parça ve malzemeleri Kayseri’de daha sonraki yıllarda gelişen metal sanayinin ortaya çıkışını ve gelişimini sağlamıştı. Kendi uçağımızı üretmek yerine ABD’nin uçaklarını satın aldığımızda başımıza ne geleceğini ise ileriki yıllarda hâlâ hava ikmal ve bakım atölyesinde çalışmakta olan işçiler şöyle anlatmıştı: “Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ABD onay almadan benim verdiğim uçakları kullandınız diyerek ambargo uyguladı. ABD’den yedek malzeme akışı derhâl kesildi. Filoda 100 uçak vardı ama biz 20’sini bile uçuramıyorduk. İşte yıllar önce uçaklarımızı toprağın altına gömdüğümüzde aslında neleri gömdüğümüzü bir kez daha anladık.” Önceki gün Selçuk Bayraktar’ın CNNTürk’teki röportajını dinlerken onun “İnsansız uçakları üreteceğiz” demesi ile elime geçen bu kitap aynı zamana denk geldi. Bayraktar ileri teknoloji gerektiren sanayinin ülkenin gelişimine katkılarını ve dinamo etkisini çok güzel anlattı. Tayyare Fabrikası da hem Kayseri, hem de Türkiye’deki ekonomik canlanmanın itici gücü olabilecek kapasitedeydi. Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş zihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı ama artık bir daha böyle bir lüksümüz yok. İşte bu yüzden ülkemiz bir kere daha CHPye teslim edilemez.
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi.
Tarih tekerür ediyor odönemde yaşayan rahmetli ananem anlatırdı sanırım bende ilerde torunlarımı görürsem bu dönemi anlatıcam sonu benzemesi dileğiyle Allah askerimizi başımızdan eksik etmesin eski disiplini ülke sevgisini geri getirsin ❤️
@@fatihsahin9008 onun sonu bu saatten sonra lüks içinde ölmek olur artık götünde donu olmayanların hayatı boyunca çalışıp ev araba alamayackların sonunu görelim
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridi
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
@@buranadler3868 fetöye tapan ekip hala ortalarda geziniyor az kalsın fetö CHP de genel başkanlık yaptı diyecek kadar ileri gitmişsin fetöyle boy boy fotoğraf çektirenler gel diye ağıt yakanları atlamış TC bir kuruşuna bile tenezzül etmeyen Bülent Ecevit i mason ilan etmişsin Maşaallah inandığın dinin en büyük günahı gıybet ve hırsızlık ama ölen insanların gıybetini yapmışsın yaşayan hırsızlardan hiç rahatsız olmamışsın
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. O gün asmasaydınız Menderes’i, bugün Akparti ile uğraşmak zorunda kalmazdınız. Ama sizde bunu anlayacak kafa neredeee
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorla
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
@@buranadler3868adaları italyaya uşi antlaşmasınds kaybettik. 2. dünya savaşında ise bitmeye yakı katıldığımızdan dolayı almamız mümkün bile değildi. zaten pariste toplantıya katılınca adaları bize vereceklerini düşünmeniz bile beni güldürüyor, çağırmalarının tek sebebi bizi baskı altına almaktı. bunu anlamaktan aciz olmanız beni fazlasıyla üzüyor.
Sayın Adnan Menderes bizim Üsküdar Zeynep Kamil hastanesi karşısında iki katlı tapulu ruhsatlı binamız vardı 1957 yılında istimlak etti evimizi zorbalıkla yıktı bizim gibi binlerce Ailenin evini yıktı insanları perişan etti ve ön binlerce insanın bedduasıni aldı ve sonunda cezasını buldu şimdi bizim evin ve komşularımızın evlerinin yerine okul park yapacağız demişlerdi üç tane blok apartman yapıldı bizim hayatımızı karartı Allah taksir atını affetsin
Asılması gayet normal ama keşke asker değil, Fransız tipi halk ayaklanması sonucunda asılsaydı. En azından temelleri sağlam bir cumhuriyetimiz, eşitlik/kardeşlik/özgürlük ve laik sistem kalıcı olurdu.
:D kendi minik dünyanızda yaşıyorsunuz demi :D halk "fransız tipi halk ayaklanması" yapıp sizin peşinize düşecek ? mu ha hahahaha.. kahkaha atıyorum ya.
@@mustafayesilyurt771 köşeye asker yollamak şartıyla natoya alındık menderesi yalvarmalariyla!!!! Bilmediğimiz başka şartlarda olabilir... olabilir ki bu gün bile nerde bir askeri çatışma olsa ilk Türk askeri gönderiliyor kobay gibi kullanılıyor. Ne zaman türkiyenin NATO kapsamında askeri desteğe ihtiyacı olsa veto yiyor, ya da destek bulamıyor. Örnek kıbris barış harekatı... örnek sınirlarimizda terör belası gibi.... mendersin yediği haltlar bu gün de etkisini gösteriyor. Her gelen iktidar zararını bırakıp gidiyor.
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
@Anadolu Kaplanı YIL 1947 IHANET YILI OLARAK TARIHE GEÇTI - 1947 Yilini iyi ARAŞTIRIN Inönü YIL 1947 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği 1947 Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin B A Ğ I M S I Z L I Ğ I N I sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE, BORÇA DAYALI EKONOMI amerika ile ilişkiler türkiye'yi çökerti evrensel = aynisini Google ye yazin....Inönü mason du 1996’da kurulan fetöcüler ve 1982de pkkyi kuranlarda Ve Googleye yazin Inönü'nün Ihanetleri
43 kişi idam ettiren cumhuriyet halk partisidir bunun 17 Side imamdır sen önce kedi pislik geçmişini Adnan Menderes'in üstüne atma bence iyi araştır sen dedelerin daha iyi senin bu isleri idam ettiren CHP demiyelimde o zihniyet diyelim sol kesim yani
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyo
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
1923 ten 1950 27 yillik altin donem. 27 yilda elde edilen butun kazanimlar bir bir yok edildi.ceyrek asirlik ruya gibi bir zaman dili mi? o sekilde devam etseydi simdi turkiyemiz amerika denginde super bir guctu.
"Altın Dönem" ha?..Yalanın bu kadarı,ahmaklığın bu kadar dibi görülmemiştir. chp tek parti döneminde ; Devlet bürokrasisinde köşe başlarını tutmuş ve onlarla büzükdaş olan bir avuç zenginin dışında ülke sefalet ve yoksulluktan sürünüyordu.. Süpürge tohumu,arpa,çavdar, ne bulursa insanlar çamur gibi ekmek yapıp yemeğe çalışıyordu. Halkın üstünde yok,başında yok ;yama üstüne yama yapılmış elbiseler....o yılların alışıldık görüntüleriydi.. Yiyecek ekmek,kefenlik bez, toz şeker ,kömür sadece belli bir miktarda, o da "karne" ile veriliyordu halka.. 1930'lu, 1940'lı senelerden birisinin Nüfus Kağıdı eline geçerse, oradaki damgalara bak.. Yalan dolanın karşısında,o yılların Türkiyesinin gerçeğinin kapı gibi ispatıdır eski Nüfus Cüzdanları... Evet tek partili yıllar birileri için altın dönem (!)'di ama,Türk Halkının değil, ülkeyi halkı yağmalayan küçük bir kesimin zevk ve sefa dönemiydi. Türkiye ilk defa Demokrasi soluğunu 1950 seçimleriyle almaya başlamıştı ama , ABD/NATO'nun işbirlikçi soyguncu kesimi eliyle tezgahlanan askeri darbelerle Türkiye'nin gırtlağı sıkıldı,nefes almasına engel olundu.. Trollük yapacaksan , biraz olsun ettiğin laflarda gerçeklik olsun bari.. Cahilliğin dibine batmış kafayla trollük yapınca komik oluyorsun..
Altın dönem derken? Adnan Menderes başbakan olduğunda kaç araba fabrikan vardı? Kaç tank üretiyordu ya da uçak? 2.dunya savaşında elle sayılır zırhlı aracın yoktu.altin çağı bence coook abarti
@@canantunay2904 ben de bu sarkastik yorumumla sizin demek istediğinizi anlattım aslında :) zannediyorlar ki mendereresten önce altın bi dönem yaşandı. ülkenin en yobaz kesimi bu kemalist güruh
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
Bence Türkiye nin en büyük sorunu : İçerisinde osmanlı kırıntılarını bulundurması , durmadan dönüp dolaşıp bir siyasal islama ondan sonra demokrasiye geçiyor ülke .
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorla
@@aSaSuMa Menderes ne zaman iktidara gelmiş Ekim 1950 Yilinda - CHP ne zaman Fabrikalari kapatmiş 15 Mart 1950 - Resmi Gazetede okursun Cumhurbaşk Inönü'nün Başbakani Ş. Gültenay 15 Mart 1950
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyo
Idam edenlerin Allah belasını versin chp denilen gavur psrtisi be gavur yöneticileri tarafından idam edildi ezanı türkçeden arapça ya çevirmesi yüzünden idam edildi o değerli bi insandı mekanı cennet olsun
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur.
Prof. Dr. Çetin Yetkin AtatürkçüYazarin Kitabi KarşıDevrim 1945-1950 Daha ilk sayfada, Türkiye'de karşıdevrimin Atatürkün ölümü ile başladığını, İnönünün aldığı kararların, tutumunun ve eylemlerinin bu açıdan irdeleneceği açıktır. FETÖyüDevlete yerleştirme planı ve Devletin tüm anahtarlarini BatililaraVeren Inönü. ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin B A Ğ I M S I Z L I Ğ I N I sonlandırmişti- amerika ile ilişkiler türkiye'yi çökerti evrensel = (aynisini Google ye yazi
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
Prof. Dr. Çetin Yetkin AtatürkçüYazarin Kitabi KarşıDevrim 1945-1950 Daha ilk sayfada, Türkiye'de karşıdevrimin Atatürkün ölümü ile başladığını, İnönünün aldığı kararların, tutumunun ve eylemlerinin bu açıdan irdeleneceği açıktır. FETÖyüDevlete yerleştirme planı ve Devletin tüm anahtarlarini BatililaraVeren Inönü. ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin B A Ğ I M S I Z L I Ğ I N I sonlandırmişti- amerika ile ilişkiler türkiye'yi çökerti evrensel = (aynisini Google ye yazinm
Şu adamı aklamaya çalışıyorlar ya kafayı yiyorum. Aynen keyiften adamı sallandırdılar. Tamam idam ağır bir ceza ama o zamanlar vardı, onun yerine hapis de olabilirdi ama bu adamın suçlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Hangi gerçek? Hangi suç? Askeri darbeyi yapan cunta Anayasanın iptal edildiği ilan etmişti.Yani,hukuken kanunlar da geçersizdi.. Peki , Yassı Ada mahkemesi denen soytarılıkta hakim hangi yasaya göre yargılama (!) yaptı? Suçlamalar da tamamen uyduma ,delili olmayan zırvalardı. Yok, Harp Okulu öğrencilerini öldürüp kıyma makinalarında çekmişler ; yok, 12 uçak dolusu altın kaçırmışlar,...bunları uyduranlarda kafa denen şey yoktur.İnananlarda da öyle.. Öğrenciler öldürülmüş,bir de kıyma makinelerinde çekilmiş !? Yuh ! Peki kimse çıkıp da sormaz mı ; bu öldürülüp kıyma makinesinde çekilen Harp Okulu öğrencilerinin anası babası,ailesi yok muydu? Kimse çıkıp da benim çocuğum nerede diye sormamış?? Suçlamaların bir çoğu suç bile sayılmayacak ,sadece tutukluları küçük düşürmek-aşağılamak amacıyla lafı edilen şeylerdi Bu senaryo daha Yassı Ada'da mahkeme kurulmadan hazırlanmış ; kararı askeri cunta tarafından çoktan verilmişti...
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır.
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışı
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştu
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Zaten 27 Mayıs ihtilal , darbe değil, 12 Eylül darbe. Darbeyi en tepedeki askerler yapar, İhtilal' i ise Binbaşı, Yarbay yapar..İhtilal de emir komuta zinciri kırılır. .
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorla
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılı
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiver
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışı
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi: İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina) Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar. Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşu
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur.
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi: İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı, 60 ihtilalinden sonra Türkeşci oldu. Babamdan abime abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina) Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar. Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor. Kendi devletini yerden yere vuruyor - BizimkiSoroscular aynen Böl Parçala ve yönet Politikası ile o meşhur Diş vakiflardan besleniyorlar - EN TEPE ORGANIZASONLAR Councilon ForeignRelations(IyiPartiMarulAkşenerSeloDemirtaş) - Chat ham House= Ekrem Imamoğlu AliBabacan)(Fab.ian.SocialistSociety=CHDPbunlara 1947 Yilindan beri göbek baği ile bağlidir Clubof RomeCHPveIYIParti) - VAKIFLAR FriedrichEbert-Stiftung(CHDP).GIZLISERVISLER CIAMI5 Türkiye'nin gidişini durdurmak isteyenler içeridekileri bunlarin gibilerini kullanıyorlar ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve... Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler - 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi Amigolarimiz 1980 darbesinden sonra Tarimimizi çöktürtüler Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar yasakladilar o Sancilari bügün hala hissediyoruz 1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen(BU BIZIM EN BÜYÜK CARI AÇIĞIMIZ) kuyulardan da petrol üretmeye başladık - 2002'den önce sağlık sistemi uzun kuyruklarla işkenceler gündeme gelirken hem de bulunma yan ilaç için kuyruklar - VE Dünyanın en sağlıklı besinlerinden biri zeytinyağıdır. Hatırlarsınız, 'Zeytinyağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem aman' diyerek bu millete yıllarca zeytinyağını yedirmediler. Bu millet, bu kadar sağlıklı üründen mahrum bırakıldı Rezerv konusu karıştırılıyor. Türkiye'nin bugün 720 ton altını var ve 120 ton yurtdışındaki altınımızı 2017 den bu yana Türkiye'ye getirdi. 120 ton altını olan Türkiye'nin bugün 720 tonu var." Battik bittik diyenler bakin si o çok zengin gelişmiş ülkelerde şimdi insanlar nasil geçiniyor yazin YOUTUBA - LOS ANGELES SLAM -
Menderesi hatasıyla, sevabıyla Türk milleti vicdanın da yargılamalıydı. Bence çok kibar ve naif bir insandı eğer hatası yüzünden ölümü hak ediyorsa bugün bile ankarada insan kalmaz
Hatası yüzüne değil bence iki tarafta birbirini öldürme derdine düşmüş İnönü tarafı yemiş mendereste denemis ama yapamamış kısaca düello olmuş İnönü kazanmış
vakti gelicek osmanlıcık zırvalarından kurtulacağız ve özümüze döneceğiz ben inanıyorum çok değil bundan 10 yıl sonra yeni nesil bir şeylerin farkına varacak TÜRKÇÜLÜK yeniden hakim olacak tıpkı ATAMIN dilediği gibi
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi: İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina) Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar. Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuy
@@hamitektas5743 benim geçmişim belli kardeş, Türk oğlu Türküm.İstersen sen dedelerini bi araştır cahil herif.Aç ta yassıada duruşmalarını bi oku.Adamın hayatını bi araştır.Tek kelimeyle cehennemlik bir müptezeldir menderes.
@@hamitektas5743 emniyetçinin karısıyla birlikte olmak için adamı dış göreve gönderiyormuş.Tek bu suç bile ,onun ibreti alem için şeyinden asılmasını gerektirir.Tam bir cehennem odunu.
İnsan oğlunun her zaman gözü aç bu videoyu izledikten sonra 1945 lerde üniversite var ama zengin çocuklarına durumu iyi olmayıp okuyamayan her gencin sorumlusu her zaman iktidardır sene 2022 ama biz hala 1980 lerdeyiz...
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır.
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur.
@@suatsenoglu8441 arapca ezan mi diyorsun....o nu asanlar niye arapca ezana devam etti...asilis nedeni din değil Menderesin gavur oğlu gavur gibi davranmasi
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverd
BU VİDEOYU ALKIŞLAYAN VE PAYLAŞAN ZİHNİYETE EN GÜZEL CEVAP 15 TEMMUZDUR ÇERKEZ HASANLARDIR YEDİ SEKİZ HASAN PAŞALARDIR.BU MİLLET CHP ZİHNİYETİNİ ASLA AFFETMEYECEKTİR
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyo
Problem şu ki o dönem muhalefet Kasım Gülek ve onun gibiler haricinde milli idi...Bugün ise durum bam başka...Gitti diye sevinirken sonrasında mumla da aranabilir... Bence Türkiye'nin tarihteki en tehlikeli döneminden geçiyoruz sonumuz hayrola...Yeni nesiller için güzel bir video emeğinize sağlık...
Çürük kafalar meyve toplayamaz.insani delirtmeyin.menderes ezan ı muhammed iyi aslına cevirdigi için ve de türkiye yi ßahllandırdigi için amerika nin piçleri tarafından şehit edildi.basbakan dışişleri ve maliye bakanları idam edilirken bayar niye asilmadi.33 derece münafık ve yahudi olduğu için ,doğal olarak amerika nin adamı olduğu için değilmi.hala idamlarini savunan geri zekalılar var bu ülkede pes doğrusu.hadi diyelim haklısınız mutlu ve yüksel menderes in ne suçu vardi aydin neyi de unutmayalım.siz alcaklar türkiye ye düşmansiniz türkiye gelişmesin yerinde saysin ve batıya kölelik yapsın istiyorsunuz.zihniyetiniz hiç degismedi.calacaksiniz cirpacaksiniz batının önünde yatıp kalacaksınız ve size kimse dur demeyecek.bu ülke bizim istediğiniz yere gidebilirsiniz .biz okurumuza ve başımız dik varolmak istiyoruz.
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona. Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle: “Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş. Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir. Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı. Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı. Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı. Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi? Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
@@yasinkara7558 mesela hic secim yapmadan padisahdan bile fazla yetkiyle saraylarda ölenleri gördük, tek kisilik mega israf mezarligini biliyoruz... dil yasaklayanlari, alfabe yasaklayanlari, kiyafet yasaklayanlari..... say say bitmez...
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi: İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina) Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar. Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuy
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle. Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede. Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi? 12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı. (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık - Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar - o Sancilari bügün hala hissediyoruz - Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar Bu işler hep böyle. O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar. Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti. Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı: Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi! 17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı. Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı. Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü. Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi. ‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu. CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı. Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip. Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor. Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat! Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz. Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi. Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi. “Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu? CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir. CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti. Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı. Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir? Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir. CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
Herşeyin tek sorumlusu o...Yalnızca onu sallandırsalar yeterdi...Asılan 3 kişinin tek katili Bayar dır, şerefsiz herif birde utanmadan 104 yaşına kadar yaşadı...Onun İnönü düşmanlığı ülkeyi 27 Mayıs a getirdi...
Adnan Menderes'in tek parti dönemini sonlandırarak iktidara gelişini anlattım. Özellikle 1946 genel seçimlerinde ne gibi haksızlıklara uğradıklarını videomda görebilirsiniz. İyi seyirler dostlarım ua-cam.com/video/KaPrkiElEJ0/v-deo.html
Menderesin daha sonrasında suçsuz bulunduğunu ve alınan haysiyetinin geri verildiğini anlatmamışsınız?
@@azaderginyurek7974atesi bol olsun vatan haininin 🔥🔥
@@azaderginyurek7974iade itibarini geri veren de baska bir Amerikan usagi Turgut Ozal.O da atesler icinde uyusun 🔥🔥
vatan haini
@@azaderginyurek7974
Ali Adnan Menderes, Atatürk 'ün manevi oğluydu. Astıranda Amerika 'dır. Rusya ile yakınlaşması conileri rahatsız etmişti. 👍🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷🇹🇷
Şimdi ki iktidarın sevdiği övdüğü şahıs menderes, neden acaba 🤨
Ayni zihniyet
@@S.E.13-16 uçak fabrikası ni menderes kapattı zarar ediyor diye.20 uçak yapılmıs 16 tısı yurtdışına satılmiş zaten 4 tanesini Fransa almış..düşünün bir kere..o zamanın gladyosunun emrinde, bugünün Fetö sünün emrinde de Tayyiptir...al al Amerika al 1.5 milyar dolar f 35 leri verirsiniz...nah verdiler ..verirsin iki uçak parası geldikçe ödersin...
Babasının paralarını dağıtıyor Tayyip yobazı sanki..para bol ise emekline işçine ver yobaz herif, onlar seni iktidarda tutuyor 23 senedir..aynı Menderes kafa..aynı...sürekli cahillere oynayıp seçim kazanıyor..eee çoğunluk zır cahil bizde katlanmak zorunda kalıyoruz..
Bir insanın yüzü masum görünüyorsa güzel konuşuyorsa biraz da dinden imandan bahsediyorsa tamam bu insandan zarar gelmez, Bu insan dünyanın en iyi insanıdır, Bizim millet böyle düşünüyor
Nede.iyi.demissinya.doruya.nedenir
Sen tipsizsin diye bütün yüzü güzel insanları suçlamaya hakkın yok.. Adnan menderes hakkındaki görüşlerin kabul ama yüzü masum görünen her kişiye yapılan bu hakaretin tamamen senin çirkin görünmendendir.
Atatürk mesela dediğin tarife uyuyor
Reis.tam.bence.dlsgucler.chp.derken.verdik.yetkiyi.bulduk.etkiyi.bide.ucuyozz.surrha sue
Cozum nedir yani? Dindarlar ser suratli mi olsun? Ser suratli birisi dinden bahsederse iyi midir? Oglum delikanli olun acik konusun; sizin derdiniz dinle. Kim dinden bahsederse siz ona dusmansiniz.
Menderes, Özal, Erdoğan dönemlerinin çok iyi anlaşılıp, anlatılması gerekiyor.Ilerde yapılır inşallah
Bunun için tam bağımsız ve özgür medya olması gerekir
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Diğerleri için niye yapılmıyor ismet İnönü doğu karadenizlileri 1944 de bir gece kamyona bindirilip Gürcistan oranda da Kırgızistana sürülmeleri ikinci dünya savaşında inönünün en fazla vergiyi iç Anadolu dan toplaması nüfus kağıtlarına mezhepleri nde yazılması askeri okullara öğretmen okullarına kendi istediklerini alan ayrımcılık yapan halk niye sevmiyor inönüyü bunları da sorgulayın tek taraflı olmasın Adnan Menderes niye natoya girdi korede şehitler niye verdik ruslar karsı Artvini Erzurumu istedi onun için natoya koştu bunları da araştırın
Alman Tarihçi ua-cam.com/video/DqAKjGYzfVA/v-deo.html Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı.Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
ua-cam.com/video/5oaoq4HYHWQ/v-deo.html
Susurluk Skandalı ve Abdullah Çatlı ile ilgili yaptığım yeni video yayında. 90’lar Türkiye’sine hızlıca bir bakış atıp halinize şükretmek için linke tıklayıp videoyu izleyin dostlarım, beğenip yorum atmayı da unutmayın ^^
Ülkemiz bugün ekonomik olarak, bilinçli ve eğitimli toplum olarak ,çok farklı olabilirdi. Köy enstitülerini kapatarak, köy çocuklarının çağdaş eğitim almalarına,aydınlanmasına engel olmuş, Toprak reformunu yaptırmayarak ülke tarımına da çok büyük darbe vurmuş.
Haydi ordan.Köy enstitülerini 1947de CHP kapattı.
@@velicetin7716 İçindeki Adnan Menderes gibi toprak ağaları sayesinde.
Allah kimseyi menderesin astırdığı o kadar adamı görmeyip 60 yıldır menderesi astırdınız diye ağlayacak kadar omurgasız yapmasın...
Kimi astırmis
@@gentelmen_-jn5hc idaminida darbeyide desteklemiyorum ama inanılmaz bir güç zehirlenmesi yaşamis 47 kişiyi idam ettirmiş dedemler anlatıyor . Dedemde desteklemiş Menderes'i hatta hayraniymis ama daha sonra gittikçe değişimler yasamis her istediğimi yaparim edalari istediği gibi seçimlere müdahale etmesi pişman olmuşlar dedemler daha sonra .Evet onlar seçimle gitmesi gerekirdi ve gitmeyi hakkediyorlardi bu idam ve darbe yüzünden menderes kahraman gibi gözüküyor . insnlar daha sonra adalet partisine yani Süleyman demirele sırf tepki vermek için oy verdi ve ülke dahada kötü oldu.
Kimi astirmis len cahil
@@gentelmen_-jn5hc 43 kişiyi idam ettirdi
Kim omlar söyleyin niye yalan söylüyosunuz
Nedense bana bi çok durum çok tanıdık geldi
Erdoğan da aynı
Aynen banada
70 yıl geçmiş aradan zihniyet aynı zihniyet herşeyi sen yap suçu muhalefete suçu at
Bravo ahbap çok isabet ettirmişin❗👍👏🇹🇷
aynen
CANIM MUHALEFET DEMEK PEŞKEŞ ATEŞE KÖRÜK İLE GİDEN DEMEK YAPAMIYACAĞI ŞEYLERİ̇ SÖYLER BAŞA GWLİNCE DE KIVIRIR ŞİMDİKİ GİBİ.
Blrovoooo
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Bakıyorum da bu zihniyet hiç değişmemiş
Hangi Zihniyet.?
Nasıl değişeçekki Natoya girmesiyle ülke ulusalcılığını bağımsızlığını özgürlüğünü kısacası abd ye bağlanan bir ülke olmuş
@@tunaytatl7705 1946da Millii Şef İsmet İnönü Amerikadan Truman yardımı Ülkeyi satmakla aldı Adnan Menderes gelmeden önce Ülke satıldı 😢
Tarih 20 yıldır tekerrür ediyor...
1500 HARBİYELİ FIRINA VERİLDİ YALANI İLE HARBOKULUNU GALEYANA GETİRDİLER CHP HALA BU VİDEODA YAYINLANAN YALANLARIN VE OZAMANKİ KURGUNUN ACISINI ÇEKİYOR ACISINI ÇEKİYOR
BU VİDEOYU ALKIŞLAYAN VE PAYLAŞAN ZİHNİYETE EN GÜZEL CEVAP 15 TEMMUZDUR ÇERKEZ HASANLARDIR YEDİ SEKİZ HASAN PAŞALARDIR.BU MİLLET CHP ZİHNİYETİNİ ASLA AFFETMEYECEKTİR
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
@@buranadler3868 Alıntı yorumunu ilk bir kaç starından sonra okuma gereği duymadım. Amaç dolaylı lozan anlaşması üzerinden cumhuriyete çakmak... Sanki Musulda ısrar etsek tarihin akışı değişmeyecek, kimse bize karışmayacak, gönlümüzce petrol çıkartıp süper zengin olacaktık... Düz mantıkla ancak bu kadar fakir fikir yürütebilir zaten... En iyi ihtimallerden yola çıkamak... O söylendiği gibi olacağı ne malum? Belki tarihin akışı çok daha değişik olacaktı... Belki tekrar savaş çıkacak, daha fazlasını kaybedecektik... Siz sadece her şeyin hayallerinizde ki gibi olacağı tarafından bakmayı tercih ederek sağlıklı fikir yürütemiyor keza hastalıklı düşüncelere kendinizi inandırıyorsunuz... O toz pembe hayallerden bahsedersek neden Irak nasibini alamadı hiç düşündün mü... Lozanda sözde toprak kaybını eleştirenlere soruyorum... Eleştirin, sıkıntı yok. fakat Abdülhamid'in kaybettiği topraklar söz konusu olunca neden bin bir şekle girip, bin bir mazeret üretiyorsunuz? Söz konusu Cumhuriyete bir yerden çakmak olsun da nasıl olursa olsun... Musul bize kalıp Irak halkı gibi olmaktansa bin kez musulu verir Cumhuriyeti tercih ederim...
@@rusumatno4404 Çünkü Küreselcipatronlarin PROJELERI 18. YÜZYILDA - KÜRESELCIPATRONLAR(ROTŞILDROCKEFELLER) PARLAMENTER SISTEMLE ULUSALICLARA (RUS Çarlık imparatorluğu'nu, Alman Kaiserreich Imparatorluğunu ve bizim OSMANLI IMPERATORLUĞU'NA) -
ÇOMAK SOKMUŞTU - VE BU Küreselcipatronlarin PROJELERI KAYBETTILER
IranABirliğiNATO-PkkFetöYunanErmenistanNATANYAHU demektir
Papademek BaidenNatodemektir ABdemek Papademekti Ciademek Papademektir RokefelerRotşilddemek Papademektir - Bölücüterör örgütü Pekkelebaşlarından Duran Kalkan, Avrupa ülkelerinin kendilerine 1990 Yilindan beri 'çatışmayı kesmemeleri' yönünde talimat verdiğini itiraf etti - bunu anlayamasiniz hiçbir şey anlayamasiniz - K A Y B E T T I L E R!!!!!!!! RAHAT OLUN Ulusalcilar Reis
ABD=TrumpPentagon - RUSYA 16 Temmuz 2018 Finlandya Helsinkide ANLAŞTILAR aynen 1815 yilinda gibi Heilige Allianz Devletleri gibi YeniDünya Düzenini kurmaya başladilar
Ha Adnan Menderes, ha Recep Tayyip Erdoğan...😊
Iki Amerikan ajani
Ha chp ha guatalama katilleri
@@TayfunGogusbiraz saygınız olsun ş*ref yoksunları!
Aynen
@@TayfunGogus memleket bu iki insanın zamanında hizmet gördü herkesi kendiniz gibi zannediyorsunuz sorsak herşeyde Amerika Avrupa ülkelerini örnek gösterirsiniz bu ülkelerin hala dünyayı somurduklerini görmezsiniz çünkü kalbinizde gönlümüzde bu ülkelerden yani gavurdan yana zaten sizin gibiler bu toprakların çocukları olamaz
BUGUN KOYLULER VE EMEKCILER GORSUN.TOPRAK REFORMUNU NASIL ENGELLENDIGINI VE KALDIRDIGINI GORSUNLER.IDAMI HAK ETMISMI ETMEMISMI.IYI DUSUNMEK GEREK.
Uckuruu.pijslikkk.zappara.hlrslzz.hepsi
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
@@buranadler3868 sizda.ordmlslnlzya.mevcut.yonetimm.hepsini.sattlya.nerdesinizz.sesiniz.clkmadl.enson.seker.fabrikalarl.satlldl.turkiyede.satllmayan.yer.varml.komununn.hala.chp.dlsgucler.bunlarla.avunurken.halimiz.mazott.oldu.30.tele.suc.kimin.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.htmlı - .1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
İnsanın başına ne gelirse kendine yapar. (Elinden dilinden belinden.)
Devlet Adamlığı potansiyeli olmayan insanlar milleti yönetiyor olması gerçekten çok acı. Olan yine millete olur.!!! Bir devlet adamı önce adaletli ve adalete güvenmesi gerekir.
Sevgili arkadas devlet adamligi bilmem neyi bilmem.. ama bu adam milletin oylari ile secilen ilk devlet baskanidir. Yani anlatabildim mi
😂
ua-cam.com/video/_8nUQYbv9bE/v-deo.html
al sana menderesi asanların potansiyeli
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Alman Tarihçi
Doru.doru
Emekleriniz ve değerli paylaşımınız için çok teşekkür ederim
7:30 "idam sehpalarında canverenlerden ders alsalar ya" dedikten sonra idam sehpasında can verip sonra gelenlere ders olmak ...
adalar nerde ismet ?
@@hakikatsafag1926 burada Adnan Menderes anlatılıyor İsmet İnönü den bahsediyorsun. Birisi kötülük yapınca başka kötüyü orta koyunca ilk yapılan kötülük kayboluyor mu? Bu nasıl kafa. Ayrıca 12 ada Osmanlı zamanında İtalya'ya verilmiş.Sonra hiç geri alınamıyor zaten. İsmet İnönü ile alakası yok yani.
Osmanli italyan savisinda gitti.ouchy anlasmasina. Ak
Sipariş beklerken sipariş olmuş haberi yok hainin...
@@cemmustu4279 eşşeğe ne kadar laf anlatırsan anlat eşek yine eşşek. şunu google a yazssa 5 dk da okur geçer
Anlatılanlar bana hiç yabancı gelmedi ya nedense ?
Ayni zihniyet cunku
Bravo gerçekleri anlatmışsın, mazlum sanılan insan diktatör, baskıcı, özgürlük kıstlayan birisi olmuş sonu çok acı tüm yönetici insanlarımız sagcı solcu ders çıkarsın, bu olay örnek olsun tüm siyasilere, aslı olan kardeşlik ırk, inanç ayrımının olmadıgı bir toplum yaşam diyelim tam bagımsız Türkiye barış kardeşlik
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
ua-cam.com/video/_8nUQYbv9bE/v-deo.html
siz ancak vatan hainlerine kardeşsiniz
Sonu cok aci birilerine ornek olsun derken kardes. Adresi tam tarif et de bilelim .
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
Bu CHP numaralarıni yiyenlere afiyet olsun
Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş SOLCU ChpZihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı - Kuruluşu 1924-25 tarihinden başlayan Kayseri Tayyare Fabrikasının tekmil hikâyesini Kayserili bir araştırmacı-yazar olan İLTER SAĞIRSOY’un yayınladığı GÖMÜN adlı kitapta okuyabilirsiniz.
CHP'nin İHANET ANLAŞMASI
Ali Ateş Usta ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma Yil 1949
Müdür diyor
Gömün
-Gömülecek…
-Ama müdürüm, nasıl gömelim!
-Emir Inönü’den geldi, kesinlikle gömülecek.
-Yapamam müdürüm, içim kan ağlıyor. Bunlar bizim ülkemizin geleceği.
-Biliyorum ama emir böyle, gö-mü-le-cek!
-Peki müdürüm.
Ali Ateş anlatıyor bu diyaloğu.
Yıl 1949, yer Kayseri Tayyare Fabrikası. Ali Ateş de o fabrikada usta.
O kadar üzgündür ki yıllar sonra bile bu hatıra ona aynı olayı yaşattırıyor gibiydi:
“İçim kan ağlaya ağlaya 30 hangar dolusu yepyeni, daha kullanılmamış uçak üretim araç ve gereçlerini, malzemelerini tek tek sandıklarından çıkarıp kazılan çukurlara ölü gömer gibi gömdük. Gömdüğümüz uçak parçaları değil âdeta ülkemin gelecekteki hava gücü hâkimiyetinin parçalarıydı. Yazıklar olsun dedim içinden ve kahrola kahrola bu parçaları gömdük.”
Ali Ateş ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma, Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan millî sanayi ve kalkınma hamlelerinden en önemlilerinden birinin dibine dinamit koyup yok eden bir İHANET ANLAŞMASI’nın utanç vesikası olarak tarihe geçti.
Millî Şef olarak tanımlanan İsmet İnönü’nün imzaladığı o ANLAŞMA, bugün kılık değiştirerek ABD güdümünde “solcu” bir görünüm alan CHPnin ta o zaman kendini ABD’nin hizmetkârı olarak konumlandırmaya başladığının da ilk işaretiydi.
ABD, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerini kalkındırmak, Sovyet Paktı ülkelerine karşı onları kullanmak üzere bir yardım paketi hazırlamıştı. ABD Dışişleri Bakanı George Marshall tarafından 5 Haziran 1947’de açıklanan bu yardım paketi 16 Avrupa ülkesini kapsıyordu ve adı da MARSHALL YARDIMI olarak kalmıştı. Bu yardımdan sırasıyla en çok İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda yararlandı. Türkiye ise 3 yılda 137 milyon dolarlık bir hibe alabildi.
Gelgelelim ABD bu yardımı İKİ ŞARTLA vermişti:
1-137 milyon dolarlık hibe karşılığında Türkiye’ye 73 milyon dolarlık askerî malzeme satacaktı.
2-Türkiye ağır sanayi ve silah sanayii kurmayacak, var olanlar da kapatılacaktı.
İşte İsmet İnönü’nün imzaladığı bu ihanet anlaşmasının ilk icraatı olarak da Kayseri Tayyare Fabrikasının fişi çekilmişti. Karşılığında da ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıp ıskartaya çıkardığı çöp uçakları vermişti Türkiye’ye “askerî malzeme” niyetine.
Bununla da kalmadı İnönü. İhanetini sorgulayacak nesiller yetişmesin diye ABD ile Fullbright Eğitim Anlaşması da imzalamış, Türk eğitimini emperyalizmin ellerine terk etmişti.
Mustafa Kemal ne demişti:
“Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojileri ülkeye getirmediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız”
Ama asıl bilinmesi gereken Alman Junkers firması ile başlayan kuruluş süreci çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1931 yılında tamamen Millî Savunma Bakanlığına devredilen Kayseri Tayyare Fabrikasının yüzlerce uçak ürettiği gerçeği.
Kayseri’de gömüldüğü belirlenen 50’den fazla uçağın Marshall Yardım Anlaşması ile bir anda ortadan kaybolan ve envanterden silinen 72 adet Focke-Wulf FW-190 tipi uçaklardan olduğu ve bunların Kayseri eski havalimanı altında bulunduğu ifade ediliyor. Araştırmacı Emre Uçar, Uluhan Hasdal ve Stuart Kline bu konudaki belge ve bilgileri ortaya koyuyor.
Tayyare Fabrikasında işçi olarak çalışan ama daha sonraları Erciyes Üniversitesi Rektörü olacak seviyeye gelen Prof. Dr. Mehmet Şahin’in girişimleriyle Marshall ihanet paketi ile kapatıldıktan sonra Kayseri’de uçak bakım atölyesine dönüştürülen fabrikanın imkân ve kabiliyetlerini görebilmek için Mavi Işık projesi başlatılmış, tayyare fabrikasının kapatılmasından 40 yıl sonra burada yeniden uçak üretilebileceği öngürülmüştü. Tarih 1978 yılıydı. Ama olmadı ve o yıldan sonra Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı olarak faaliyetini sürdürmesine karar verildi.
Toprağın altına gömülen uçak parça ve malzemeleri Kayseri’de daha sonraki yıllarda gelişen metal sanayinin ortaya çıkışını ve gelişimini sağlamıştı.
Kendi uçağımızı üretmek yerine ABD’nin uçaklarını satın aldığımızda başımıza ne geleceğini ise ileriki yıllarda hâlâ hava ikmal ve bakım atölyesinde çalışmakta olan işçiler şöyle anlatmıştı:
“Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ABD onay almadan benim verdiğim uçakları kullandınız diyerek ambargo uyguladı. ABD’den yedek malzeme akışı derhâl kesildi. Filoda 100 uçak vardı ama biz 20’sini bile uçuramıyorduk. İşte yıllar önce uçaklarımızı toprağın altına gömdüğümüzde aslında neleri gömdüğümüzü bir kez daha anladık.”
Önceki gün Selçuk Bayraktar’ın CNNTürk’teki röportajını dinlerken onun “İnsansız uçakları üreteceğiz” demesi ile elime geçen bu kitap aynı zamana denk geldi. Bayraktar ileri teknoloji gerektiren sanayinin ülkenin gelişimine katkılarını ve dinamo etkisini çok güzel anlattı.
Tayyare Fabrikası da hem Kayseri, hem de Türkiye’deki ekonomik canlanmanın itici gücü olabilecek kapasitedeydi. Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş zihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı ama artık bir daha böyle bir lüksümüz yok.
İşte bu yüzden ülkemiz bir kere daha CHPye teslim edilemez.
Kırşehir, kendine yapılan bu haksızlığı hiçbir zaman unutmayacak ve elinde sonunda adelet yerini bulacak.
sadasdasfasfhahashd
eninde sonunda
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi:
İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz
Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina)
Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini
Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN
Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyo
@@alafvira3379 Tam Türkçesi önünde sonunda
Bunun yaptıkları bana bır yerden tanıdık gelıyor ama nerden :D
Hiçbir suç cezasız kalmaz. HAK HUKUK ADALET GELECEK BU GÜZEL ÜLKEYE. 🇹🇷⚖️🇹🇷⚖️🇹🇷🤷♂️
@@bariskaya1708 Verdiğiniz bilgilere ve emeğinize teşekkür ederim ...
Basit ve yalan-dolan iftiralardan ibaret gevezelik edenlere karşılık , böyle doğru ve bilgilendirici bir yorum alkışlanır.
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
@@bariskaya1708 eline sağlık abim
1500 HARBİYELİ FIRINA VERİLDİ YALANI İLE HARBOKULUNU GALEYANA GETİRDİLER CHP HALA BU VİDEODA YAYINLANAN YALANLARIN VE OZAMANKİ KURGUNUN ACISINI ÇEKİYOR ACISINI ÇEKİYOR
Yahu sakın RTE anlatıyor 🤣🤣🤣
sonu bin beter olsun.
Türkiye de kötüye gidişin kırılma noktası olduğunu düşünüdüğüm olay.
Türkiye ne zaman iyiye gitti ki? Duraklama devrinden beri sürekli kötüye gidiyoruz, bazen şanslıysak iki geri bir ileri yaptığımız oluyor. Bugün içinde olduğumuz sorunlar yüz yıl önce de tamamen aynı sorunlardı, iki yüz yıl önce de aynı sorunlardı üç yüz yıl önce de aynı sorunlardı.
Prof. Dr. Çetin Yetkin AtatürkçüYazarin Kitabi
KarşıDevrim 1945-1950
Daha ilk sayfada, Türkiye'de karşıdevrimin Atatürkün ölümü ile başladığını, İnönünün aldığı kararların, tutumunun ve eylemlerinin bu açıdan irdeleneceği açıktır.
FETÖyüDevlete yerleştirme planı ve Devletin tüm anahtarlarini BatililaraVeren Inönü. ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin
Züğürt tesellisi derler ya o hesap bugün ülke her kurumu ile çökertilmistir.
@@furkanunsal5814 allah allah niye açaba. niye ki ? iki yüz yıl önce de chp zihniyeti vardı şimdi de var. iki yüz yıl önce de devletin içini dışını oyuyordunuz bugün de. ondan olabilir mi ? isimler ve tarihler vereyim mi ?_
Çok da güzel olmuş bunca şeyi yapmış birisine bir de demokrasi şehidi diyorlar
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlarm
Tarihten ders almayanlar aynı hataları tekrarlar
1960 ta radyodan ihtilali ilan eden Türkeş ti. Bir oyun var Türkeşin partisi lideri bahceli intikam niteliginde hedef göstertilebilir sahtekarlarca. Biz yapmadık o yaptı😳😎
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
@@buranadler3868 yalancı, iftiracı.12 adayı Abdulhamit 1912 yılında Lozan ın Uşi kasabasında yapılan vatana ihanet anlaşmasında vermiştir.
Tekrar - 2 dünya savaşından sonra yapilan paris konfransinda Inönü Adalari YUNANA HEDIYE etti
Libya'yı, sayısı sürekli artan 60 bin asker, 48 sahra topu, 24 dağ topu ve muazzam donanması ile bir hafta içinde ele geçireceklerini zanneden İtalyanlar, Enver Bey ile bütün şehirlerde bulunan 5.200 Türk Askeri ve O'nun organize ettiği yerli halkın şiddetli direnişi karşısında sahilde çivilenip kaldılar. Bu cehennemî direnişi çözmek için İtalyanlar farklı yollara başvurdular.
Önce nisan başında Beyrut'u bombaladılar ardından 389 yıl⁹.
4 ay 7 gündür elimizde olan birer bölük askerin jandarma görevi yaparak koruduğu Rodos ve oniki adayı 26 günde tamamını işgâl ettiler.(24 Nisan - 20 Mayis 1912). Üstelik birde Çanakkale'den geçmeye kalktılar.1912'nin 18 Temmuz gecesi boğazı zorladılar ama beceremediler.
Ancak İstanbul'da durulmayan sular sık sık değişen hükümetler ve 8 Ekim'de patlak veren Balkan savaşı İtalya ile anlaşmayı zorunlu kıldığı için 1 yıl 17 gündür devam eden savaştan sonra 15 / 18 Ekim 1912'de İsviçre'de Leman Gölü kıyısında bulunan Ouchy'de (Uşi'de) yapılan anlaşmayı Türkiye adınaFahreddin ve Mehmed Nâbi Bey'ler imzaladılar.
Buna göre, Turgut Paşa'nın Saint -Jean Şövalyelerinden fethederek topraklarımıza kattığı Trablusgarb ve Bingâzi 360 yıl 1 ay 11 gün sonra İtalya'ya bırakılacak, İtalya ise Rodos ve oniki adayı boşaltarak Türkiye'ye verecekti. Ancak bu hiç bir zaman gerçekleşmedi.Adalar bir ve ikinci dünya savaşları sırasında Yunanistan İtalya İngiltere Almanya arasında gitti gitti geldi ama gerçek sahibi bizlere hiç gelmedi. Sadece Almanlar ikinci dünya savaşından sonra Ege'den çekilirken gelin adalarınızı alın dedi fakat muhatap bulamadı.
Bu anlaşmaya rağmen Enver Bey ve arkadaşları cepheyi terk etmemişlerdi. Anlaşmayı tanımayan Enver Bey "bağımsız bir devlet kurarım yinede bu toprakları İtalya'ya bırakmam" diyordu.Fakat İtalya'ya yardım için Türkiye'ye göz açtırmak istemeyen Avrupa ve Rusya'nın kışkırtmasıyla çıkartılan Balkan savaşlarında Türk Subaylarına daha fazla ihtiyaç olunca yurda döndüler. Direniş ise yukarıda belirttiğimiz gibi1939'a kadar sürmüş, Sultân V. Murad'ın torunu Şehzâde Fuat Osman Paşa Libya Kuvvetleri Komutanı olarak 1.Dünya Savaşı boyunca ciddi savaşlar vermişti. Enver Paşa yine bu süreçte kardeşi Nuri Paşa'yı savaşması için Alman denizaltısıyla bir miktar silah ve cephaneyle ikinci kez Libya'ya göndermişti.
Libya'da İtalyanlara karşı savaş devam ederken, Harbiye Nâzırı ve Başkumandan Vekili Enver Paşa, Şeyh Seyid Ahmet Senûsî'yi Teşkilât-ı Mahsûsa elemanı Hüsamettin (Ertürk) Beyle İstanbul'a dâvet etti.
30 Ağustos 1918'’de İstanbul'a gelen Seyid Ahmed Senûsî, o sıra vefat eden Sultân Mehmed Reşat'ın yerine tahta çıkan Sultân Vahdettin'e Eyüpsultân'da kılıç kuşattı. Kendisi bizzat Enver Paşa tarafından Topkapı Sarayı'nda misafir edildi, ayrıca Paşalık verildi.
Mondros mütârekesinden sonra Sultân Vahdettin tarafından Anadolu halkını vaaz ve sohbetlerle işgâllere karşı zinde tutmak için Bursa'ya gönderildi. Orada Ali Fuat Cebesoy ve Celal Bayar ile görüştü.Bursa 8 Temmuz 1920'de Yunan işgâline uğrayınca Konya'ya, 15 Kasımda Ankara'ya geçti.
Ankara'da Mustafa Kemal Paşa'ya mücevherlerle donatılmış kılıç ile âyet-i kerimelerle donatılmış kemer⁹ hediye etti ve bu mücadelenin zaferle sonuçlanacağını gördüğü rüyâyı anlatarak müjde verdi.
Yine Mustafa Kemal'e 29 Kasım 1920'de Hakimiyet-i Milliye Gazetesinde de yayınlanan şu telgrafı Eskişehir'den gönderdi. "Din ve vatanın muhafazasını gâye edinen zât-ı âlilerinin ve Büyük Millet Meclisi'nin nihâyi saadete erişmesini niyaz ederim."
Şeyh Seyid Ahmed Senûsî milli mücadeleye yardım etmek amacıyla 18 Şubat 1921'de Sivas'ta Büyük İslâm Konferansına başkanlık etti. Kongredeki konuşması Sebilürreşad Mecmuasına yayınlandı.
Zaferden sonra ise, "Düşmanın bozguna uğrayarak perişan olduğunu evvelce rüyâ âleminde görmüş ve bunun müjdesini zât-ı devletlerine arzetmiştim. Biz tek bir şahıs gibiyiz aramızda ayrılık görmüyorum. Mahsus gözlerinizden öper, arz-ı hürmet eylerim" şeklinde telgrafını göndermişti.
Lozan Antlaşmasından sonra çıkmaza giren Musul konusunda destek olmak için Musul'a gitmek üzere Diyarbakır'a hareket ederken Ankara'dan Başbakan Rauf Orbay, Savunma Bakanı Kâzım Özalp yolcu etmişti. Ancak 1926 senesine gelindiğinde Osmanlı Hanedân üyeleri ile görüşmeleri devam ediyor gerekçesiyle Hükümet, Türkiye’den ayrılmasını isteyince Şâm-ı Şerife geçti.
Bu seferde gördüğü ilgiden rahatsız olan Fransa kontrolündeki hükümet sınırdışı etti.Filistin'e geçti Filistin’de İngilizler rahatsız oluncada Mekke'ye geçti. Bu seferde Kral İbni Suud istemedi.
Bir müddet Yemen sınırında kaldı ve nihâyet 10 Mart 1933'te Medine-i Münevvere de vefât etti.
İtalya işgâlinden sonra Libya'yı tekrar Türkiye'ye bağlanmak için çeşitli faaliyetler olmuş hatta birde parti kurulmuştu, kurulan siyâsî parti 1950'lerde Türkiye'den yüz bulamadığı için yanlış dış politikamız gibi oda çökmüş ve Libya bağımız kopmuştu.
Hiçbir zaman tasvip etmediğimiz Libya'da çıkan karışıklık ortamı, istemesekdeinisiyatif almamız gerekliliğini ortaya koymuş ve hükümetimizin attığı cesur adımlar sayesindeLibya'da ay yıldız bayrak yeniden dalgalanmış ve işin bir tarafında hep olmuşuz.
Bundan sonra yapmamız gereken, şartlarına hiçbir şekilde uyulmamış bir anlaşma ile elimizden alınan Rodos dahil 12 Ada karşılığında İtalya'ya bırakılan Trablusgarb ve Bingâzi,12 Ada bize verilmediği için tarafımıza iade edilmelidir teziyle bu çalışmayı yürütmektir.
Adalar
Bu bakanların canı ne tatlı idam edilen 43 kişiden kimse bahsetmiyor ama 1 kişiden 60 yıldır bahsediyorlar nası bir adalet
İdam ettirdikleri ayrı en ufak muhalif seste idamla tehdit etmesi ayrı. İsmet İnönü’yü bile idamla tehdit etti
@@burakalay sen nasıl bir varlıksın objektif yorumlar yap. Bu adam halkın oylarıyla geldi cuntacıların oyunuyla idam edildi. Beğenmediğinizde öldürecekmisiniz ?
@@burakalay idamı yanlış bulup idamı savunuyorsunuz sanırım ? Bu ülkede bu tarz hükümetlerin ne kadar yanlışı varsa ülke içerisindeki düşmanlığı bitmeme sebebi siz ve sizin gibilersiniz
İdam edilenlerin kim ne olduğunu sen biliyormusun ki savunuyorsun. İktidarı döneminde çeşitli suçlardan infaz olabilir. Sen onlara kefilmisin?Kimi savunuyorsun? Menderes'in ne ve kimler için idam edildiğini izan sahibi insanlar biliyor. Siz bunu Erdoğan içince istiyorsunuz. Hayallerinizi bu süslüyor dimi?
Tamamen iftira atiyorsunuz
Menderesi haklı bulanlar bunu mutlaka bilmeli ve bunu okumalı.👍
@Atiye Leman Bence demirkırat okumalısınız. can Dündar ve Mehmet Ali biranın yazdığı iki ciltlik kitap daha objektif olabilirsiniz...
videodaki tüm iddialar ve gerçekmiş gibi lanse edilen şeyler ya yalan ya da çarpıtılıyor
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
@@kaiser7964 işinize gelmeyince hep öyle olur zaten
@@nomnom7697 cahilsiniz, bu yüzden araştırmanızı öneririm. Lakin araştırmanızı youtube videolarıyla değilde tarihsel belgeler ve kayıtlar’ın ışığında bilimsel bir metodoloji ile yapın yoksa mamafih cahilliğiniz baki kalmaya mahrum ve mahküm kalacaktır.
Sanki bir şeylerin tekrarı var ülkede😔
Sanki mi ??
Evli sekreteini kocasının elinde tehditle alıp hamile bıraktığını söylemedi..
@@garipcelik6045 kesinlikle
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
@@garipcelik6045 demekki yola çıkarken attığı yalanları yolun ortasında unutuyor.
makaroyusun manukyandan olmaları.
kaçırdığı iddia edilen
12 uçak dolusu altın niye iddianamede yer almadı?
ua-cam.com/video/_8nUQYbv9bE/v-deo.html
Tarih tekerrürden ibarettir. Bazıları hala ders almamış.
15 temmuzu unutma
O gün silah almama emri ile sokağa çıktık..
Birdahakinde silahsız çıkmayız
Soyun sopun kurusun ölümüne Tayyip ölümüne Erdoğan çıkın ulan meydana görelim 7 düvel gotlerini
Gücünüz yetiyorsa deneyin bakalım ne oluyor
Kenan Aytac, sen bir tehdit üretiyorsun. Evet, unutma, yalnız sizin gibilerin dersi iyice verilmeli ki, boyle fikirlere düşen olmasın. Sizin PKK-YPG sevici K.Kılıçtaroğluna bağlılığınızın nədəni belli oldu.
@@yasinkara7558 Makarnayla ne alakası var kardeşim hangi zamandayiz Türkiye Afrika ülkesi değil neyi asiyorsun öyle bişey olursa Allah korusun ülkemiz iç savaşa gider seçimle gelen seçimle gitsin kimsenin babasının malı değil bu devlet biri gider biri gelir.
Tarih tekerrürden ibaret şimdi de aynısını yaşıyoruz
Bunları bilmiyorduk, izleyince tarih tekerrür ediyor demekki dedik.
KARDEŞLERİM HAKİKATİ BİLMEDEN İLERİ GERİ KONUŞNAYIN VEBAL ALTINA GİRERSİNİZ.
@@zekiyurekten5053 onlarda işine geldigimi gibi düşünüyor yalan da olsa yinede inanmak isterler yalan oldugunu bile bile
@@hakanklnc4404 AMENNA.
Adnan menderes vatan hainidir .baska lafa gerek yok
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
"Ey Türk milleti! Sen pek safsın. Seni herkes aldattı. Erdim diyen, döndüm diyen çemberinden atlattı." Kazım Karabekir Paşa
Aldatanlar da salak gidip avrupanın dediği şeyleri tamamen yapsalardı bunların hiç biri olmayacaktı hepsi aynı bokun laciverti umarım avrupa birliğine üye oluruzda bu millet gerçekten kurtulur sıkıntılardan.
Kendiside 43 kişiyi idam ettirmiş o idam edilenler niçin idam edilmiş ..bence buda sorgulanmali şayet o 43 kişinin içinde gerçekten masum olanlar var ise onların ahi tutmuş olabilir
43 kişiyi şapka kanununu getirerek idam ettiler Chpkklılar yalan ve iftira atarak aklanamaz . Bütün illerden ingiliz şapkasını gitmedikleri için idam edildi. CHPKK 1950 ye kadar tek partili dönemdir. CHPKKLILAR açik seçim gizli sayım yaptırmıştır demokrasi hak hukuk seçme ve seçilme hakki yoktu o zamanlar
.
Vatana ihanetin nedeni olmaz er yada geç bedeli olur.
Kimki vatana ihanet ediyor hepsinin sonu aynı olsun.
Ne Mutlu Türküm Diyene ❤
HOOOOŞT KOPEK
@@munirkarakoc9088sizden başka harami köpek yok, Asker düşmanları tuzakçılar , herkes ne yaşattıysa onu yaşar, er yada geç araştırma komisyonu kurulur ve gerçekler ortaya çıkar kimse Askere kafa tutamaz, TSK kendine yapılanları unutmaz o boş beynine yaz bunu
Reklam hazır ne mutlu Türküm diyene MENDERES in yüzde biri kadar TÜRK olanazsın
İdamı 100 kere hak etmiş.
@@hanmzelihadedeoglu9153 .
Hiç araştırmadan,soruşturmadan her önüne gelen paylaşımlara inanıyorsan.
Cahilin önünde gidenisin.
Oysaki.
27 mayıs darbecilerinden yarbay suphi karaman.
Mendrese O kadar iftiralar attık ve attırdıkki, adeta Menderesi iftira çamuruna gömdük diyor
Hergün yüzlerce iftira attık uydurduğumuz ve uydurttuğumuz yalanlar arap saçına döndü.
Ve suphi karaman Yassıada'ya gitmek isteyenler iki hafta önce isimlerini yazdırıyor .Kadıköy rıhtımında yakın Yassıada irtibat bürosu var.
Biz bu darbeyi neden yaptık diye bunaldım diyor.
Yassıadaya gitmek isteyenlerin
İfadelerini aldırdım diyor.
Birisi menderes anama başbakanlığı döneminde tecavüze yeltendi.
Araştırttım anama tecavüze yeltendi diyen kişinin anası 1944 yılında ölmüş.
Diğer biri aydın Nazilli'de menderes benim tapulu arazimi 1955 yılında elimden aldı .araştırttım babasından kalma 17 dekar tarlası var. Ve gelenleri chp il ilçe teşkilatları örgütlüyormuş dedi.
Hemen bir genelge yayınlattım
Türkiye genelinde chp il ilçe teşkilatlarına gönderttim.
Ve yasaklattım diyor.
Olmaması gereken darbeydi.
Eğer 27 mayısı yapmasaydık.
Deniz gezmiş ve arkadaşlarıda idam edilmezdi dedi.
Bendeki o ateşli darbecilik hevesi
Chp'nin tutarsızlığı yüzünden kırıldı. Diyor.
Eskişehir eski belediye başkanı.
Yılmaz büyükerşen kendi matbaasında bir saat içinde yalanlar uydurup afişler bastırıp sokaklara caddelere meydanlara astı.
Menderes devlet tarafından bile aklandı devlet özür diledi.
Ama Chp'nin sicili ve seceresi o kadar kirli ve kabarıkki yeryüzünde onu temizlemeye herhangi bir temizleyici icad edilmedi.
Deniz gezmiş te hak etmişti idamı
Neden deniz gezmiş milletin hakkını mı yemiş haramilik mi yapmış anlatsana @@ethemteymur4281
Hadi ordan
Su testisi su yolunda kırılır.
Dogrulari anlatan video. Daha az bile gostermis.
Ateş olmayan yerden duman çıkmaz.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar
Bu bilgiler araştırılmalı.siyasi değil objektif yaklaşmalı.
Alman Tarihçi ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Menderes ne zaman iktidara gelmiş Mayis 1950 Yilinda - CHP ne zaman Fabrikalari kapatmiş 15 Mart 1950 - Resmi Gazetede okursun Cumhurbaşk Inönü'nün Başbakani Ş. Gültenay 15 Mart 1950
Tesekkürler, Burak! Kisa ve öz bir sekilde toparladin.
Idami yuzbin kere hakketmis eyet bunlar dogru ise
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Bu CHP numaralarıni yiyenlere afiyet olsun
Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş SOLCU ChpZihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı - Kuruluşu 1924-25 tarihinden başlayan Kayseri Tayyare Fabrikasının tekmil hikâyesini Kayserili bir araştırmacı-yazar olan İLTER SAĞIRSOY’un yayınladığı GÖMÜN adlı kitapta okuyabilirsiniz.
CHP'nin İHANET ANLAŞMASI
Ali Ateş Usta ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma Yil 1949
Müdür diyor
Gömün
-Gömülecek…
-Ama müdürüm, nasıl gömelim!
-Emir Inönü’den geldi, kesinlikle gömülecek.
-Yapamam müdürüm, içim kan ağlıyor. Bunlar bizim ülkemizin geleceği.
-Biliyorum ama emir böyle, gö-mü-le-cek!
-Peki müdürüm.
Ali Ateş anlatıyor bu diyaloğu.
Yıl 1949, yer Kayseri Tayyare Fabrikası. Ali Ateş de o fabrikada usta.
O kadar üzgündür ki yıllar sonra bile bu hatıra ona aynı olayı yaşattırıyor gibiydi:
“İçim kan ağlaya ağlaya 30 hangar dolusu yepyeni, daha kullanılmamış uçak üretim araç ve gereçlerini, malzemelerini tek tek sandıklarından çıkarıp kazılan çukurlara ölü gömer gibi gömdük. Gömdüğümüz uçak parçaları değil âdeta ülkemin gelecekteki hava gücü hâkimiyetinin parçalarıydı. Yazıklar olsun dedim içinden ve kahrola kahrola bu parçaları gömdük.”
Ali Ateş ile fabrika müdürü arasında geçen bu hüzünlü konuşma, Mustafa Kemal Atatürk tarafından başlatılan millî sanayi ve kalkınma hamlelerinden en önemlilerinden birinin dibine dinamit koyup yok eden bir İHANET ANLAŞMASI’nın utanç vesikası olarak tarihe geçti.
Millî Şef olarak tanımlanan İsmet İnönü’nün imzaladığı o ANLAŞMA, bugün kılık değiştirerek ABD güdümünde “solcu” bir görünüm alan CHPnin ta o zaman kendini ABD’nin hizmetkârı olarak konumlandırmaya başladığının da ilk işaretiydi.
ABD, II. Dünya Savaşı sonrası Avrupa ülkelerini kalkındırmak, Sovyet Paktı ülkelerine karşı onları kullanmak üzere bir yardım paketi hazırlamıştı. ABD Dışişleri Bakanı George Marshall tarafından 5 Haziran 1947’de açıklanan bu yardım paketi 16 Avrupa ülkesini kapsıyordu ve adı da MARSHALL YARDIMI olarak kalmıştı. Bu yardımdan sırasıyla en çok İngiltere, Almanya, Fransa ve Hollanda yararlandı. Türkiye ise 3 yılda 137 milyon dolarlık bir hibe alabildi.
Gelgelelim ABD bu yardımı İKİ ŞARTLA vermişti:
1-137 milyon dolarlık hibe karşılığında Türkiye’ye 73 milyon dolarlık askerî malzeme satacaktı.
2-Türkiye ağır sanayi ve silah sanayii kurmayacak, var olanlar da kapatılacaktı.
İşte İsmet İnönü’nün imzaladığı bu ihanet anlaşmasının ilk icraatı olarak da Kayseri Tayyare Fabrikasının fişi çekilmişti. Karşılığında da ABD’nin İkinci Dünya Savaşı’nda kullanıp ıskartaya çıkardığı çöp uçakları vermişti Türkiye’ye “askerî malzeme” niyetine.
Bununla da kalmadı İnönü. İhanetini sorgulayacak nesiller yetişmesin diye ABD ile Fullbright Eğitim Anlaşması da imzalamış, Türk eğitimini emperyalizmin ellerine terk etmişti.
Mustafa Kemal ne demişti:
“Eskimiş teknolojileri değil, en yeni teknolojileri ülkeye getirmediğimiz sürece yabancı ülkelere bağımlı olmaktan kurtulamayız”
Ama asıl bilinmesi gereken Alman Junkers firması ile başlayan kuruluş süreci çeşitli aşamalardan geçtikten sonra 1931 yılında tamamen Millî Savunma Bakanlığına devredilen Kayseri Tayyare Fabrikasının yüzlerce uçak ürettiği gerçeği.
Kayseri’de gömüldüğü belirlenen 50’den fazla uçağın Marshall Yardım Anlaşması ile bir anda ortadan kaybolan ve envanterden silinen 72 adet Focke-Wulf FW-190 tipi uçaklardan olduğu ve bunların Kayseri eski havalimanı altında bulunduğu ifade ediliyor. Araştırmacı Emre Uçar, Uluhan Hasdal ve Stuart Kline bu konudaki belge ve bilgileri ortaya koyuyor.
Tayyare Fabrikasında işçi olarak çalışan ama daha sonraları Erciyes Üniversitesi Rektörü olacak seviyeye gelen Prof. Dr. Mehmet Şahin’in girişimleriyle Marshall ihanet paketi ile kapatıldıktan sonra Kayseri’de uçak bakım atölyesine dönüştürülen fabrikanın imkân ve kabiliyetlerini görebilmek için Mavi Işık projesi başlatılmış, tayyare fabrikasının kapatılmasından 40 yıl sonra burada yeniden uçak üretilebileceği öngürülmüştü. Tarih 1978 yılıydı. Ama olmadı ve o yıldan sonra Kayseri Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı olarak faaliyetini sürdürmesine karar verildi.
Toprağın altına gömülen uçak parça ve malzemeleri Kayseri’de daha sonraki yıllarda gelişen metal sanayinin ortaya çıkışını ve gelişimini sağlamıştı.
Kendi uçağımızı üretmek yerine ABD’nin uçaklarını satın aldığımızda başımıza ne geleceğini ise ileriki yıllarda hâlâ hava ikmal ve bakım atölyesinde çalışmakta olan işçiler şöyle anlatmıştı:
“Kıbrıs Barış Harekâtı’nda ABD onay almadan benim verdiğim uçakları kullandınız diyerek ambargo uyguladı. ABD’den yedek malzeme akışı derhâl kesildi. Filoda 100 uçak vardı ama biz 20’sini bile uçuramıyorduk. İşte yıllar önce uçaklarımızı toprağın altına gömdüğümüzde aslında neleri gömdüğümüzü bir kez daha anladık.”
Önceki gün Selçuk Bayraktar’ın CNNTürk’teki röportajını dinlerken onun “İnsansız uçakları üreteceğiz” demesi ile elime geçen bu kitap aynı zamana denk geldi. Bayraktar ileri teknoloji gerektiren sanayinin ülkenin gelişimine katkılarını ve dinamo etkisini çok güzel anlattı.
Tayyare Fabrikası da hem Kayseri, hem de Türkiye’deki ekonomik canlanmanın itici gücü olabilecek kapasitedeydi. Ülkemiz 80 yıl evvel büyük ülke olma fırsatını köleleştirilmiş zihinlere sahip siyasetçilerle kaçırdı ama artık bir daha böyle bir lüksümüz yok.
İşte bu yüzden ülkemiz bir kere daha CHPye teslim edilemez.
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi.
Menderesin en büyük suçu ezanı geri getirmesidir.
Tarih tekerür ediyor odönemde yaşayan rahmetli ananem anlatırdı sanırım bende ilerde torunlarımı görürsem bu dönemi anlatıcam sonu benzemesi dileğiyle Allah askerimizi başımızdan eksik etmesin eski disiplini ülke sevgisini geri getirsin ❤️
Türkiyeyi Erdoğan Türkiye yaptı tabi sen lgbt li olduğun için desteklememen normal
Ne anlattı acaba aneaannecigin
Ananene selam söyle. Sonu ona benzemedi diye
@@fatihsahin9008 onun sonu bu saatten sonra lüks içinde ölmek olur artık götünde donu olmayanların hayatı boyunca çalışıp ev araba alamayackların sonunu görelim
erdoğan kadar aciz bir yok bu dünyada . elif gibi azgın kafir yahudiler don koklayıcılar hala sokaklarda rahatlıkla gezebiliyor
Tarih tekerrür den ibaret,şu an yaşananlar benzeri sadece aktörleri farklı
Bu anlatıma göre idam geç kalmış fazlasını haketmiş yıllardır idama karşı olduğum İçin haksızlık yapıldığını düşünürdüm
Yalan ulan gerzek
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridi
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
@@buranadler3868 fetöye tapan ekip hala ortalarda geziniyor az kalsın fetö CHP de genel başkanlık yaptı diyecek kadar ileri gitmişsin fetöyle boy boy fotoğraf çektirenler gel diye ağıt yakanları atlamış TC bir kuruşuna bile tenezzül etmeyen Bülent Ecevit i mason ilan etmişsin Maşaallah inandığın dinin en büyük günahı gıybet ve hırsızlık ama ölen insanların gıybetini yapmışsın yaşayan hırsızlardan hiç rahatsız olmamışsın
Bu yalanların gerçek olduğu sende nasıl ikna edici oldu
Yeniden var olsun, Türk istiklâl mahkemeleri!!!.
Türk Silahlı Kuvvetleri'nin olduğu zamanlar. Ellerine sağlık hepsinin. Bunu asanların ruhu şaad olsun.
Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste. O gün asmasaydınız Menderes’i, bugün Akparti ile uğraşmak zorunda kalmazdınız. Ama sizde bunu anlayacak kafa neredeee
Din düşmanlarının yericehennem
GERİ ZEKALI ONLARI ASTIRANLARİN RUHU ŞAAT OLSUN DİYORSUN. ARAŞTIR BAK MENDERESE İDAM KARARI VEREN BAŞOL ÖLMEDEN ÖNCE HASTA YATAĞINDA KURTLANARAK ÖLDÜ DOKTORLAR BİLE ÇARE BULAMADI. HANGİ RUHA ŞAAD OLACAK.
ÇOĞU YAŞARKEN KURTLANARAK ÖLDÜLER ARAŞTIR. ODA İLAHİ ADALET.
Türk Silahlı Kuvvetleri şimdide var aslanlar gibi ama adam oldu şimdi. Alışacaksınız. Allah kahretsin yapanları. İntikamı alınacak.
o yılları yaşadım..abartısız her cümlesi doğru.
Efendim kac dogumlusunuz? Lütfen konusma imkanimiz varmi? Danimarkadan selamlar
@@yasasinhalk9482 1950
@@cincinoglu tarimda traktorlesme artmis direkt etkisi olmus muydu?
@@cagdasdemirdoven6032 yahu arkadaşlar dünyadaki endüstriyel gelişmeleri niye iktidarlara mal ediyorsunuz
@@cincinoglu Bu konudaki düşüncelerinizi ve anlatacaklarınız merak ediyorum iletişime geçme imkanımız var mı?
DPliler babamı ölümle tehdit etmişlerdi 27 mayıs olduğunda. Öğrencilere çok eziyet etti.
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html Alman Tarihçi
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorla
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
@@buranadler3868adaları italyaya uşi antlaşmasınds kaybettik. 2. dünya savaşında ise bitmeye yakı katıldığımızdan dolayı almamız mümkün bile değildi. zaten pariste toplantıya katılınca adaları bize vereceklerini düşünmeniz bile beni güldürüyor, çağırmalarının tek sebebi bizi baskı altına almaktı. bunu anlamaktan aciz olmanız beni fazlasıyla üzüyor.
Vay anasına be. 2022 yaşadım resmen
Sayın Adnan Menderes bizim Üsküdar Zeynep Kamil hastanesi karşısında iki katlı tapulu ruhsatlı binamız vardı 1957 yılında istimlak etti evimizi zorbalıkla yıktı bizim gibi binlerce Ailenin evini yıktı insanları perişan etti ve ön binlerce insanın bedduasıni aldı ve sonunda cezasını buldu şimdi bizim evin ve komşularımızın evlerinin yerine okul park yapacağız demişlerdi üç tane blok apartman yapıldı bizim hayatımızı karartı Allah taksir atını affetsin
Asılması gayet normal ama keşke asker değil, Fransız tipi halk ayaklanması sonucunda asılsaydı. En azından temelleri sağlam bir cumhuriyetimiz, eşitlik/kardeşlik/özgürlük ve laik sistem kalıcı olurdu.
:D kendi minik dünyanızda yaşıyorsunuz demi :D halk "fransız tipi halk ayaklanması" yapıp sizin peşinize düşecek ? mu ha hahahaha.. kahkaha atıyorum ya.
Halk yapsaydı onu CHP’nin 27 yıllık tek parti saltanatına yapardı ilk seçimde CHP’yi gönderdi halk
Yalnızca NATO üyeliğimiz anlatılırsa bugünlere nasıl geldiğimiz çok iyi anlaşılır
Sovyetler sürekli sıkıştırıyorum. Stalin bahane arıyordu. NATO ya girişimiz biraz da bundandı.
@@mustafayesilyurt771 köşeye asker yollamak şartıyla natoya alındık menderesi yalvarmalariyla!!!! Bilmediğimiz başka şartlarda olabilir... olabilir ki bu gün bile nerde bir askeri çatışma olsa ilk Türk askeri gönderiliyor kobay gibi kullanılıyor. Ne zaman türkiyenin NATO kapsamında askeri desteğe ihtiyacı olsa veto yiyor, ya da destek bulamıyor. Örnek kıbris barış harekatı... örnek sınirlarimizda terör belası gibi.... mendersin yediği haltlar bu gün de etkisini gösteriyor. Her gelen iktidar zararını bırakıp gidiyor.
Ağzına diline sağlık çok güzel olmuş abone oldum. Tam zamanında atmışsın:)
Hoş geldin aramıza dostum^^
Ağzınıza, dilinize.......
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
@Anadolu Kaplanı YIL 1947 IHANET YILI OLARAK TARIHE GEÇTI - 1947 Yilini iyi ARAŞTIRIN
Inönü YIL 1947 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği 1947 Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin B A Ğ I M S I Z L I Ğ I N I sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE, BORÇA DAYALI EKONOMI
amerika ile ilişkiler türkiye'yi çökerti evrensel = aynisini Google ye yazin....Inönü mason du 1996’da kurulan fetöcüler ve 1982de pkkyi kuranlarda
Ve Googleye yazin Inönü'nün Ihanetleri
Hiç ama hiç sevmediğim biri idi. Bu Ülkeye yararından çok zararı olmuştur.
43 kısıyı ıdam ettırmıs, kendide idam edildi. Öteki tarafta buluşmuşlardır.👍
43 kişi idam ettiren cumhuriyet halk partisidir bunun 17 Side imamdır sen önce kedi pislik geçmişini Adnan Menderes'in üstüne atma bence iyi araştır sen dedelerin daha iyi senin bu isleri idam ettiren CHP demiyelimde o zihniyet diyelim sol kesim yani
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyo
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
Saydığın nedenlerin hepsi son 20 yılda tekrar gerçekleşti.
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
1923 ten 1950 27 yillik altin donem. 27 yilda elde edilen butun kazanimlar bir bir yok edildi.ceyrek asirlik ruya gibi bir zaman dili mi? o sekilde devam etseydi simdi turkiyemiz amerika denginde super bir guctu.
"Altın Dönem" ha?..Yalanın bu kadarı,ahmaklığın bu kadar dibi görülmemiştir.
chp tek parti döneminde ; Devlet bürokrasisinde köşe başlarını tutmuş ve onlarla büzükdaş olan bir avuç zenginin dışında ülke sefalet ve yoksulluktan sürünüyordu..
Süpürge tohumu,arpa,çavdar, ne bulursa insanlar çamur gibi ekmek yapıp yemeğe çalışıyordu. Halkın üstünde yok,başında yok ;yama üstüne yama yapılmış elbiseler....o yılların alışıldık görüntüleriydi..
Yiyecek ekmek,kefenlik bez, toz şeker ,kömür sadece belli bir miktarda, o da "karne" ile veriliyordu halka.. 1930'lu, 1940'lı senelerden birisinin Nüfus Kağıdı eline geçerse, oradaki damgalara bak..
Yalan dolanın karşısında,o yılların Türkiyesinin gerçeğinin kapı gibi ispatıdır eski Nüfus Cüzdanları...
Evet tek partili yıllar birileri için altın dönem (!)'di ama,Türk Halkının değil, ülkeyi halkı yağmalayan küçük bir kesimin zevk ve sefa dönemiydi. Türkiye ilk defa Demokrasi soluğunu 1950 seçimleriyle almaya başlamıştı ama , ABD/NATO'nun işbirlikçi soyguncu kesimi eliyle tezgahlanan askeri darbelerle Türkiye'nin gırtlağı sıkıldı,nefes almasına engel olundu..
Trollük yapacaksan , biraz olsun ettiğin laflarda gerçeklik olsun bari..
Cahilliğin dibine batmış kafayla trollük yapınca komik oluyorsun..
Altın dönem derken? Adnan Menderes başbakan olduğunda kaç araba fabrikan vardı? Kaç tank üretiyordu ya da uçak? 2.dunya savaşında elle sayılır zırhlı aracın yoktu.altin çağı bence coook abarti
@@canantunay2904 ben de bu sarkastik yorumumla sizin demek istediğinizi anlattım aslında :) zannediyorlar ki mendereresten önce altın bi dönem yaşandı. ülkenin en yobaz kesimi bu kemalist güruh
ABD dengi olamazdık ancak İtalya, İspanya dengi bir ülke olabilirdik
@@ayberkkoseoglu3690 hiç bir şey olamazdık. Zira chp diye bir zihniyet vardı.
Allah askerimizden razı olsun ellerine sağlık ruhları şaad olsun ❤
Bakalım o darbe yapanlar şerefsizler Allah'a nasıl hesap verecekler
Deniz gezmişi asanlarin ellerine sağlık
Daha bu saydıklarınız yarısı
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE 🇹🇷 EY BÜYÜK ATATÜRK AÇTIĞIN YOLDA GÖSTERDİĞİN HEDEFE DURMADAN YÜRÜYECEĞİME ANT İÇERİM. 🇹🇷
Allah şehadetini kabul etsin kemalist kardeş 🤣
@@fevzi507 NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE 🇹🇷
@@fevzi507 allah kim
@@BEGGIN45 tanimaktan aciz olduğun Yerlerin ve göklerin tek sahibidir!
@@bozocan6665 kanıt ? Tapusu neredr
Mekanı cehennem olsun
şcc .şi
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
Bu yaşananlar bana hiç yabancı gelmedi. Aynı şeyleri bu günde yaşıyoruz hemde fazlası ile bakalım bu gidişin sonu nasıl bitecek merakla bekliyorum.
Özel aile hayatına yer verilmemiş çok eksikler olmasına rağmen güzel olmuş.
Evet AŞKLARI İLEDE IÜNLÜYDÜ.
@@nailerkaya7893 kardeş ☺☺👏👏👏👏👏👏🌹🌹🌹
Uckurunaaaa.sahip.degilmisss.
Ozel hayati kimseyi ilgilendirmez,ilgilendirmemeli.
@@naimesonmez7386 Sen avukatimisin?
Günümüzde birini çok anımsattı
Bence Türkiye nin en büyük sorunu : İçerisinde osmanlı kırıntılarını bulundurması , durmadan dönüp dolaşıp bir siyasal islama ondan sonra demokrasiye geçiyor ülke .
Aynen evet , aynı kafa ❗👍
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorla
@@buranadler3868 uçak fabrikası Menderes döneminde kapatıldı .
@@aSaSuMa Menderes ne zaman iktidara gelmiş Ekim 1950 Yilinda - CHP ne zaman Fabrikalari kapatmiş 15 Mart 1950 - Resmi Gazetede okursun Cumhurbaşk Inönü'nün Başbakani Ş. Gültenay 15 Mart 1950
Adnan Menderes ahlaksiz bir adamdi
Senin dedelerin kadar ahlaksız değildir bu kesin zaten sende otuhumdan geliyorsan vay bu ülkenin haline
Ne yaptı ananamı sövdü
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar
insallah o sehpalar yine kurulacak Akpliler idam edilecek
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyo
Çoook demokrat parti.... Yüksek demokrasi ile yönetim şekli nedense bana bugünleri hatırlatıyor.
Idam edenlerin Allah belasını versin chp denilen gavur psrtisi be gavur yöneticileri tarafından idam edildi ezanı türkçeden arapça ya çevirmesi yüzünden idam edildi o değerli bi insandı mekanı cennet olsun
Çırak geçti bunu
@@sevilok3026 bugünlere özgurce gelmeyi ona ve çirağına borclusun yoksa daha at bokunda mısır arardık
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur.
Prof. Dr. Çetin Yetkin AtatürkçüYazarin Kitabi
KarşıDevrim 1945-1950
Daha ilk sayfada, Türkiye'de karşıdevrimin Atatürkün ölümü ile başladığını, İnönünün aldığı kararların, tutumunun ve eylemlerinin bu açıdan irdeleneceği açıktır.
FETÖyüDevlete yerleştirme planı ve Devletin tüm anahtarlarini BatililaraVeren Inönü. ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin B A Ğ I M S I Z L I Ğ I N I sonlandırmişti- amerika ile ilişkiler türkiye'yi çökerti evrensel = (aynisini Google ye yazi
adam yediği ekmeğe ihanet etmiş resmen onunda yoldaşlarınında ateşi bol olsun 🔥
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
İdam edilerek kahraman edildi. Kendi elleriyle kendi sonunu hazırladı. Tek hata idam edilmesi bu günde kahraman olması.
Ama cehennemin tam dibinde dir şu anda
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
Prof. Dr. Çetin Yetkin AtatürkçüYazarin Kitabi
KarşıDevrim 1945-1950
Daha ilk sayfada, Türkiye'de karşıdevrimin Atatürkün ölümü ile başladığını, İnönünün aldığı kararların, tutumunun ve eylemlerinin bu açıdan irdeleneceği açıktır.
FETÖyüDevlete yerleştirme planı ve Devletin tüm anahtarlarini BatililaraVeren Inönü. ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin B A Ğ I M S I Z L I Ğ I N I sonlandırmişti- amerika ile ilişkiler türkiye'yi çökerti evrensel = (aynisini Google ye yazinm
Bebek cinayeti köpek satışı emniyet müdürü sürgünü silah tehdidi kadın davalarından hiç bahsetilmemiş
Bunlar sadece resmiyette sırf yargılanıp asılması için yapılan iftiralardır.
Köpek satışı celal bayara. Açılan bir davadır
Bebek cinayeti olmadı.
Birini kahraman yapmak istiyorsan onu idam et.
Şu adamı aklamaya çalışıyorlar ya kafayı yiyorum. Aynen keyiften adamı sallandırdılar. Tamam idam ağır bir ceza ama o zamanlar vardı, onun yerine hapis de olabilirdi ama bu adamın suçlu olduğu gerçeğini değiştirmiyor.
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Hangi gerçek? Hangi suç?
Askeri darbeyi yapan cunta Anayasanın iptal edildiği ilan etmişti.Yani,hukuken kanunlar da geçersizdi..
Peki , Yassı Ada mahkemesi denen soytarılıkta hakim hangi yasaya göre yargılama (!) yaptı? Suçlamalar da tamamen uyduma ,delili olmayan zırvalardı.
Yok, Harp Okulu öğrencilerini öldürüp kıyma makinalarında çekmişler ; yok, 12 uçak dolusu altın kaçırmışlar,...bunları uyduranlarda kafa denen şey yoktur.İnananlarda da öyle..
Öğrenciler öldürülmüş,bir de kıyma makinelerinde çekilmiş !? Yuh !
Peki kimse çıkıp da sormaz mı ; bu öldürülüp kıyma makinesinde çekilen Harp Okulu öğrencilerinin anası babası,ailesi yok muydu? Kimse çıkıp da benim çocuğum nerede diye sormamış??
Suçlamaların bir çoğu suç bile sayılmayacak ,sadece tutukluları küçük düşürmek-aşağılamak amacıyla lafı edilen şeylerdi Bu senaryo daha Yassı Ada'da mahkeme kurulmadan hazırlanmış ; kararı askeri cunta tarafından çoktan verilmişti...
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır.
sonu muhteşem oldu tşkrler türk askeri
ama idam edilmemeliydi
@@eraywayne2165 eray bey bu idam aydınlık türkiyenin önünü actı 2002 ye kadar
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışı
@@eraywayne2165 Instan ne
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştu
Herkes yaptiginin hesabini birgün verir
İyi olmuş asıldığı
CHP nin binlerce müslümanı artırdığını neden soylemiyon namert
"Darbe" değil, ihtilal denilirdi o vakitler...
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Zaten 27 Mayıs ihtilal , darbe değil, 12 Eylül darbe. Darbeyi en tepedeki askerler yapar, İhtilal' i ise Binbaşı, Yarbay yapar..İhtilal de emir komuta zinciri kırılır. .
Sanki birebir Yaşar gibiyiz. Birileri için idol olmuş
Ahlaki suçlarından, Hiç bahsetmediniz!
Onlardan da sen bahseder misin lütfen
@@sevgilidost3278 birinin karısını ayartıp metresi yaptı
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorla
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılı
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiver
Recep Tayyip Erdoğan’ın neden bu kadar çok sevdiğini şimdi anlayabiliyorum . Şuanda aynılarını yapıyor keşke sonuda aynı bitse .
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışı
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi:
İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz
Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina)
Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini
Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN
Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşu
Batı Yakasında Değişen Bir Şey Yok... 😞
Güzel tespit 🙏
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur.
@@buranadler3868 Okumadım. 😏 Upuzuun yazılar okunmaz. Ustaca yazmak için dünya klasiklerini oku. Ustalar 2 cümlede derdini anlatır. 😁
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi:
İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı, 60 ihtilalinden sonra Türkeşci oldu. Babamdan abime abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz
Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina)
Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini
Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi -
Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor. Kendi devletini yerden yere vuruyor - BizimkiSoroscular aynen Böl Parçala ve yönet Politikası ile o meşhur Diş vakiflardan besleniyorlar -
EN TEPE ORGANIZASONLAR Councilon ForeignRelations(IyiPartiMarulAkşenerSeloDemirtaş) - Chat ham House= Ekrem Imamoğlu AliBabacan)(Fab.ian.SocialistSociety=CHDPbunlara 1947 Yilindan beri göbek baği ile bağlidir Clubof RomeCHPveIYIParti) - VAKIFLAR FriedrichEbert-Stiftung(CHDP).GIZLISERVISLER CIAMI5 Türkiye'nin gidişini durdurmak isteyenler içeridekileri bunlarin gibilerini kullanıyorlar
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve... Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler - 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi
Amigolarimiz 1980 darbesinden sonra Tarimimizi çöktürtüler Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar yasakladilar
o Sancilari bügün hala hissediyoruz 1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen(BU BIZIM EN BÜYÜK CARI AÇIĞIMIZ) kuyulardan da petrol üretmeye başladık - 2002'den önce sağlık sistemi uzun kuyruklarla işkenceler gündeme gelirken hem de bulunma yan ilaç için kuyruklar - VE Dünyanın en sağlıklı besinlerinden biri zeytinyağıdır. Hatırlarsınız, 'Zeytinyağlı yiyemem aman, basmada fistan giyemem aman' diyerek bu millete yıllarca zeytinyağını yedirmediler. Bu millet, bu kadar sağlıklı üründen mahrum bırakıldı
Rezerv konusu karıştırılıyor. Türkiye'nin bugün 720 ton altını var ve 120 ton yurtdışındaki altınımızı 2017 den bu yana Türkiye'ye getirdi. 120 ton altını olan Türkiye'nin bugün 720 tonu var." Battik bittik diyenler bakin si o çok zengin gelişmiş ülkelerde şimdi insanlar nasil geçiniyor yazin YOUTUBA - LOS ANGELES SLAM -
@@S.Ozsisli salam bayan
Menderesi hatasıyla, sevabıyla Türk milleti vicdanın da yargılamalıydı. Bence çok kibar ve naif bir insandı eğer hatası yüzünden ölümü hak ediyorsa bugün bile ankarada insan kalmaz
👏👏👏
Gizli Yahudi bu herif. NATO ya bizi sokarak köle yaptı
Hatası yüzüne değil bence iki tarafta birbirini öldürme derdine düşmüş İnönü tarafı yemiş mendereste denemis ama yapamamış kısaca düello olmuş İnönü kazanmış
AYNI BIZIM SIMDIKI BASKANIMIZ BU KADAR OLMAZ
TARIH TEKERRURDEN IBARET EDER BAZEN AMA.......
ALLAH KIMSEYI DOĞRU YOLDAN AYIRMASIN..
@@adileker7152 amin allah sonumuzu hayıra cıkarsın karısında bole mallar oldugu surece mıllet caresız
vakti gelicek osmanlıcık zırvalarından kurtulacağız ve özümüze döneceğiz ben inanıyorum çok değil bundan 10 yıl sonra yeni nesil bir şeylerin farkına varacak TÜRKÇÜLÜK yeniden hakim olacak tıpkı ATAMIN dilediği gibi
SIKAR............................
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi:
İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz
Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina)
Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini
Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN
Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuy
Namussuzun ırzcılığını niçin söylemediniz.Bir emniyetcinin karısıyla olan ilişkisini....
Ve o emniyet müdürünün İngiltere'de okuyan oğlunun olayı duyduktan sonra intihar etmesi çok aci
Bunuda öğrenmiş olduk
Sana kim anlattı bu irzciligi ,irzciligin ne olduğunu bilmeyen dedelrin mi geçmişin mi
@@hamitektas5743 benim geçmişim belli kardeş, Türk oğlu Türküm.İstersen sen dedelerini bi araştır cahil herif.Aç ta yassıada duruşmalarını bi oku.Adamın hayatını bi araştır.Tek kelimeyle cehennemlik bir müptezeldir menderes.
@@hamitektas5743 emniyetçinin karısıyla birlikte olmak için adamı dış göreve gönderiyormuş.Tek bu suç bile ,onun ibreti alem için şeyinden asılmasını gerektirir.Tam bir cehennem odunu.
İnsan oğlunun her zaman gözü aç bu videoyu izledikten sonra 1945 lerde üniversite var ama zengin çocuklarına durumu iyi olmayıp okuyamayan her gencin sorumlusu her zaman iktidardır sene 2022 ama biz hala 1980 lerdeyiz...
YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır.
Adam gibi adam Arap çayı ezanı insan haklarını getirdi Türkiye'yi çağ atlattı Allah rahmet eylesin
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur.
@@suatsenoglu8441 arapca ezan mi diyorsun....o nu asanlar niye arapca ezana devam etti...asilis nedeni din değil Menderesin gavur oğlu gavur gibi davranmasi
Ya bazıları bazı kişilerin işine gelmiş olabilir ama gerçek bi Türk buna(3:19) izin vermez
Hak etmiştir,hak eden layığını bulur,acaba bundan ders çıkaran varmıdır ?
Kendine cikarabilirsin istersen.. İnsanlar bir nusibet gordugu zaman once kendileri ders cikarmali diye düşünüyorum.
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverd
Su testisi su yolunda kırılır diye boşuna söylememiş atalarımız…..
BU VİDEOYU ALKIŞLAYAN VE PAYLAŞAN ZİHNİYETE EN GÜZEL CEVAP 15 TEMMUZDUR ÇERKEZ HASANLARDIR YEDİ SEKİZ HASAN PAŞALARDIR.BU MİLLET CHP ZİHNİYETİNİ ASLA AFFETMEYECEKTİR
@@kzlelma6120 sen 30 Ağustos 19 Mayıs ve canakkaleleri neden savunmuyorsun…..
Burak yanlaya yanlaya haber yapma dogru ol elif gibi dik dur. Vebalini cekemezsin haberin ola.
Doğru habere yalan demek iftiraya girer. Sen vebalini alıyorsun he?
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyo
tarih kitaplarında gerçekler yazıyor
Bilmediğimiz meğer neler neler varmış Andan Menderes hakkında ama yaptıkları ile şu bir gerçek ki çoktan hak etmiş idamı vesselam...
Problem şu ki o dönem muhalefet Kasım Gülek ve onun gibiler haricinde milli idi...Bugün ise durum bam başka...Gitti diye sevinirken sonrasında mumla da aranabilir... Bence Türkiye'nin tarihteki en tehlikeli döneminden geçiyoruz sonumuz hayrola...Yeni nesiller için güzel bir video emeğinize sağlık...
Çürük kafalar meyve toplayamaz.insani delirtmeyin.menderes ezan ı muhammed iyi aslına cevirdigi için ve de türkiye yi ßahllandırdigi için amerika nin piçleri tarafından şehit edildi.basbakan dışişleri ve maliye bakanları idam edilirken bayar niye asilmadi.33 derece münafık ve yahudi olduğu için ,doğal olarak amerika nin adamı olduğu için değilmi.hala idamlarini savunan geri zekalılar var bu ülkede pes doğrusu.hadi diyelim haklısınız mutlu ve yüksel menderes in ne suçu vardi aydin neyi de unutmayalım.siz alcaklar türkiye ye düşmansiniz türkiye gelişmesin yerinde saysin ve batıya kölelik yapsın istiyorsunuz.zihniyetiniz hiç degismedi.calacaksiniz cirpacaksiniz batının önünde yatıp kalacaksınız ve size kimse dur demeyecek.bu ülke bizim istediğiniz yere gidebilirsiniz .biz okurumuza ve başımız dik varolmak istiyoruz.
Evet; Musul, Cumhuriyet devrinde kaybettiğimiz toprak parçamızdı. Hem de “Cumhuriyetimizin tapusu” saydıkları Lozan Antlaşması’nın imzasından 3 (üç) yıl sonra elveda demiştik ona.
Hele zamanın Dışişleri Bakanı Tevfik Rüştü Aras’ın 7 Haziran 1926 günü Musul’u, karşılığında Türkmenlere dair hiçbir garanti almadan İngilizlere bıraktığımız oturumda Meclis kürsüsünden pişkin pişkin söylediği şu akla zarar sözlerle:
“Şurasını da derhal arz etmeye mecburum ki sınır üzerinde bize bin kilometrekare miktarında lehimize tadilat ilavesini teklif ettiler, esas davamızın böyle bir veyahut iki bin kilometrekare arazi davası olmadığını söyleyerek bu tekliften vazgeçmeyi prensiplerimize daha uygun bulduk.”Bu bereketli topraklardan çıkan petrol miktarı Türkiye’nin yıllık akaryakıt ihtiyacının dört katıdır, diyeyim de facianın vahametini anlayın. Bu kadar petrol İngiltere ve ABD’nin petrol tröstlerinin kasalarına akacağına bizim rafinerilerimize akmış olsaydı sadece çeyreğiyle bütün petrol ihtiyacımızı karşıladıktan sonra dörtte üçünü ihraç ederek elde edeceğimiz muazzam meblağı bir de 100 yılla çarpın görüntünüze bakıverin. Türkmen kardeşlerimizi yüzüstü bırakışımızı saymıyorum bile
Yani İngilizler Musulu bağışlamamızın karşılığında bize Irak sınırından 1,000 kilometrekare toprak teklif etmiş, bizim mirasyedi efendiler bizim toprakta gözümüz yok, almayalım demiş.
Musul hata, beceriksizlik ve İngilizcilik halkalarından oluşan sakat bir mantığa kurban verilmiştir.
Misak-ı Milli’ye dahil olan Musul, gerçekte elimizde İngiliz emperyalizmine karşı oynayacağımız son kozdu. Osmanlı Devleti’nden tapusu elimizde kalmış son toprak parçasıydı. 1950’lerdeki “Kıbrıs Türk’tür” mitingleri gibi “Musul Türk’ündür” mitingleri boşuna yapılmamıştı.
Musul Türk’ündü, bu doğru. Osmanlı Devleti’nin tapu dağıtım töreni Lozan Barış Antlaşması’nda bile verilmeyen, daha doğrusu TBMM’nin onaylamayacağı endişesiyle verilmesi ertelenen, Selçuklulardan beri bir Türk yurdu ve Anadolu’nun tabii devamıydı.
Türkmen ve Kürt nüfusunun Musul’da çoğunluğu teşkil ettiği besbelliydi. Bir halk oylaması (plebisit) yapılacaktı güya, Lozan’ın başaktörü olan İngiltere’nin Dışişleri Bakanı Lord Curzon “eğitimsiz halka böyle mühim şeyler sorulmaz” diye kükrediğinde seslerini çıkartamayanlar Türkiye’ye döndüklerinde Lozan’ı zafer diye sunmak için sıraya girecek, lakin Musul için hem de ikinci Mecliste kürsüye çıkanlar bu acı hakikati dile getirmekten kaçınmayacaktı.
Cumhuriyet devrinde hiç toprak kaybedildi mi?
Musul’un İngilizlere, daha doğrusu İngiliz mandası altındaki Irak’a verilmesi, ders kitaplarımızda ustaca geçiştirilir ama kanayan yaramızdır aslında. Oysa al bayrağımızın gölgesi üstünden çekildikten ve emperyalistİngilizlerin, sonra da ABD’nin işgalinden sonra emperyal kasalara dolar pompalayan altın değerinde ecdat toprağıydı Musul ki orada Osmanlı’nın nahif gölgesinden çıktıktan sonra “Bir damla petrol bin damla kandan değerli” olmuştur
10 yılda 43 kişiyi idam ettirdiği ni şimdi duydum ama , Yani baya demokratik ve özgürlük çüymüş .
O idam ettiren sol kesimdi sen bı da araştır istersen bunların 17 si imam dir
Cok.ozgukcuydu.bide.zappara.bide.hlrzlzda.demokrasi.sehidimizzzzz.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
20 sene önce olsa idamını ayakta alkışlardım. Millete böyle zorbalıklar yaptığı için. Ancak şimdi görüyorum ki çok masummuş !
@@yasinkara7558 mesela hic secim yapmadan padisahdan bile fazla yetkiyle saraylarda ölenleri gördük, tek kisilik mega israf mezarligini biliyoruz... dil yasaklayanlari, alfabe yasaklayanlari, kiyafet yasaklayanlari..... say say bitmez...
Menderes’in 1960 Yilinda neden asildiğini bugün Meral Akşener tam böyle açikladi:
İYİ Partili Meral Akşener'in, "Benim babam 60 ihtilaline kadar paşacıydı(DARBECIYDI), 60 ihtilalinden sonra Türkeşci(SÖZDE-ÜLKÜCÜ) oldu. Babamdan abime(KRIPTOCU) abimden bana geçen bir durum. Akşener: Babalarimiz
Adnan Menderesi Fetö'nün 60li Yilarda önüne açmak için astirdi diyor. Hep ayni hikaye - Marulda Darbeciydi(yazin meral akşener 28 şubat kararları uygulanacak=Arama Motorlarina)
Marul Akşener'in İçişleri 96-97 Yili Bakanlığı yaptığı dönemde, FETÖcü polisler hızla yükseldi. FETÖnün A takımı onun döneminde yükseldi Akşener, Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Emin Arslan'ı görevden almişti (sonra Fetö"nün Terörbaşini
Meral Akşener’in İçişleri Bakanlığı,FETÖcü polislerin yükselişinde dönüm noktalarından biri oldu. 1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları VE 1966 Yilinda Fe.tönün doğuşunu sağlamişsa öyle de 1982 yilinda YI NON PLANI ile PK.K kurulmuştur. Tarihçi Dr. D. Ganser Türkiyeye darb.eler nasil yapildi - Meral Akşener'in "O masa kabul ediyorsa, biz kalkarız, HDP'yi oraya oturtabilirler" şeklindeki tribünlere yönelik açıklaması için "Soru şu olmalıydı: PKK/HDP'nin oturabileceği, desteklendiği ve samimi bulunduğu masada İYİ PARTİ'nin ne işi olabilir? KRIPTOCU MARUL KıvırmayLAN SÜPERSIN
Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar gibi konuşi - Laikrejimi koruma iddiasıyla yola çıkan cuntacilar, etkileri uzun yıllar süren kaosun mimarları oldular. Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuy
Yıktığı camiler tarihi eserler onu bir ömür içerde tıtmaya yeterdi astılar efsane oldu çok yanlış bişiydi
Ne ekersen onu biçersin ,43 kişinin asılmasına sebeb olursan 🤔,ama yinede idamların savunulur bir tarafı yok kim olursa olsun.
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti SAM AMCA HATIRI IÇIN GERI VITES BAŞLAMIŞTIR, KREDIYE FAIZE BORÇA DAYALI EKONOMI
Ve.. Cehape UÇAK MAKINE KIMYA SAVUNMA FABRIKALARINi (ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YUTUBA YAZ ve Resmi Gazete 15 mart 1950) 15 Mart 1950 kapatmiştilar ve Türkiye'yi 100Yil geri götürmüşler
Amigolarimiz, ilk sanayi hamlesi için Sovyetler’le görüşmeye hazırlanan Menderes’i darbeyle indirip, ibret olsun diye astırdı BU ÜLKENIN EN BÜYÜK UTANCININ YILDÖNÜMÜ, ağır sanayi hamlesini Sovyetler’le başlatan Demirel’i iki kez indirdi, “Yardım değil, daha fazla ticaret istiyoruz” diyen Özal’ın başına gelenler
Eski bakanlardan Esat Kıratlıoğlu anlatıyordu. "MenderesABD'ye gitti, fabrika kurmak için para istedi. Siz Tarım ülkesi olarak devam edin diyerek para vermediler. Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan ile Rusya'ya gidip para istemeye hazırlanıyorlardı.Üçünü de astılar" diyordu. Önceki gün 27 Mayıs'ın yıldönümüydü ve Menderes'in yanında neden sadece Hasan Polatkan ve Fatin Rüştü Zorlu'nun asıldığını da böylece daha yeni anlıyorduk. Rusya'ya gidene bu ülkede idam sehpası kuracak kadar onların sömürgesiydik. Bugün aynı sehpaları kurmak isteyenleri 15 Temmuzlarda bu halk sokaklarda kovalıyordu, motosikletle tankın peşine düşüyordu. Yine Demirel döneminin Sanayi Bakanlarından Abdülkerim Doğru da diyordi ki; "Gübre Fabrikası açmaya kalktım. Amerikalılar geldi. Biz veririz gübreyi. Sen fabrikasını kurma biz de seni Başbakan yapalım dediler." Hem tarım ülkesi olmamızı istiyorlar hem de tarım için olmazsa olmaz gübreyi bile üretmemizi istemeyecek kadar SA HİP takılıyorlardı. Bir "GÜBRE " için adamı Başbakan yapacak kudretteydiler geçmişte. Geçmişte Başbakan olduğunu muhtıra sonrası öğreniyordu. Demirel'in milletvekili ve danışmanı Lütfi Akdoğan "C-I.A Avrupa sorumlusu Demirel'in evine gelip seni indiriyoruz dedi. Demirel darbe hafif mi sert mi olacak diye sordu" şeklinde tarihi anısını paylaşıyordu bizlerle.
Devireceği Başbakanın evine memurunu yollayacak kadar güçlüydüler bu ülkede.
Başbakanımız, C.IA memuruna "Hafif mi sert mi indireceksiniz beni" diye soracak kadar hafifleştirilmişti bu topraklarda. Artık o devirler geçti. O yüzden içimizde Paul Henze, Graham Füller, Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey gibiler kalemle saldırıyor. Kimi de dolarla... Geçmiş yıllarda olduğu gibi köşkte çiçek budayan, bir "GÜBRE "ye tav olan Cumhurbaşkanlarıistiyorlar. Avrupa'dan Uzakdoğu'ya, Afrika'dan Kafkaslara, kadar olan tüm bölgeleri, tam ortalarından yer alan köleleştirilmiş Türkiye'den yönetmek istiyorlar.
Geçmişte 1938 - 2002 bırakın uçak yapmayı gübre fabrikası kurmaya kalktığınızda bu ülkede darbeler yapıyorlardı
ua-cam.com/video/G1nCJg5Nnf4/v-deo.html
Inönü 12 Adayi neden YUNANA verdi?
12 Ada ile ilgili kararın verildiği Paris Barış Konferansına aslında Türkiye de resmen davet edilmişti. Ancak İsmet İnönü’nün başkanlığında toplanan hükümet konferansa katılmama yönünde karar aldı - Türkiye’nin Ege kıyılarının hemen çevresinde bulunan 12 Ada yaklaşık 400 yıl boyunca Osmanlı idaresinde kalmıştı.
(ILK UÇAK FABRIKASINI KIM KAPATTI=YAZIN YUTUBA=INÖNÜ MÜ MENDERES MI).Üretim yaptırmadılar.1940 - 1999 döneminde 'petrol yok' diye üzerine beton dökülen kuyulardan da petrol üretmeye başladık -
Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar.70li 80li 90li Yilarinda - Sanayi Bölgelere öncülük bahanesiyle Tarima yatirim yaptirtmadilar hata YASAKladilar -
o Sancilari bügün hala hissediyoruz -
Şimdi ise destekler hibeler teşvikler kirsal kalkişmalar vs. - Dünya'da en çok tüketilen ve en verimli KANOLYA YAĞI'NI 1950'lı yıllarda kolza bitkisinin ekimin yasaklamişlar
Bu işler hep böyle.
O yüzden dışarıdan ellerine tutuşturdukları projelerle yürüyorlar.
Hatta yerel seçimlerde bile Kandil'le ittifak yaptıracak hale getirdiler - Bir gün Amerikanağzıyla, diğer gün Almanağzıyla konuşuyor, başka bir gün Fransıztakılıyor
Yunanistan'ı İsmet İnönü kurtardı Adalari HEDIYE ETME NEDENI BUGÜN ORTAYA ÇIKTI
Yunanistan tarafından CHP'de 33 yıl 4 ay 11 gün yöneticilik yapan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü'ye "Kurtarıcı" nişanı verildiğini ortaya çikti.
Inönü Vakfı'nda yer alıyor İnönü Vakfı'nın resmi internet sitesinde de yer alıyor.Yunanistan Krallığı Kurtarıcı Nişanı:
Modern Yunanistan’ın en yüksek nişanıdır. Tarihi 1829 yılına kadar gider. Adını Hz. İsa’dan almıştır (Redeemer/Kurtarıcı). 5 derecesi vardır. Başlangıçta Yunan bağımsızlık savaşında yararlılık gösterenlere verilmiş, daha sonra toplumun çeşitli alanlarında hizmeti görülen Yunan vatandaşları da bu nişanı alabilmiştir. Nişan ayrıca dostluk ilişkileri içinde olunan ve iki ülke arasındaki ilişkilerin geliştirilmesine katkı yapan yabancılara da tevcih edilmiştir. 27 Mayıs 1960 askeri darbesiyle Demokrat Parti iktidarının devrilmesine destek olan, ardından da Menderes ve iki arkadaşını idam eden halk ve Müslümandüşmanı cuntacılara övgü dolu ifadeler kullanan 2. Cumhurbaşkanı İsmet İnönü ile ilgili herkesi şoke eden bir detay gün yüzüne çıktı. Cumhurbaşkanlığı ve Başbakanlığı döneminde İslam'aveMüslümanlara yönelik skandal hamleler yapan İnönü'ye Yunanistan tarafından "Kurtarıcı" nişanı verildiğini açıkladı.Bizde de "Bizim çocuklar başardı" diye fısıldamışlardı 12 Eylül ve 28. Şubat darbesi sonrası SamAmcanin - Paul Henze - Graham Füller'in - ve Osman Kavala'nın arkadaşı Henri Barkey kulağina... 60li 70li 80li 97li 28. ŞUBAT yilarda Vatanı kurtarmak adına darbe yapıp ülkeyi 100 yıl geriye götürüyorlar, sonuçta "Onların çocukları" oluyorlar
YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi
CHP’nin tek partili iktidar yıllarında çoğu zaman Mareşal Fevzi Çakmak, Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’ye sert şekilde sorarak, ‘’Paşam bu Komünist yuvalarını(Köy Enstitülerini) ne zaman kapatacaksın’’ diye çıkışırdı. Fakat bu Köy Enstitüsü denilen namus veiffet mezbahaları Cumhurbaşkanı ve CHP Genel Başkanı İsmet İnönü’nün himayesinde olduğu için hiç kimse dokunamazdı. 27 Aralık 1949 yılında Türkiye ve ABD hükümetleri arasında eğitim komisyonu kurulması hakkında bir anlaşma imzalandı. Milli eğitim sistemini altüst eden, eğitimi ABD kültürününhizmetine sunan bu anlaşma, dönemin Cumhurbaşkanı İsmet İnönü tarafından imzalandı. Üstelik 152,5 Milyon dolarlık Marshall yardımı karşılığında, İstanbulSözleşmesi'nden daha tehlikeli olan Fulbright Anlaşması'yla eğitim ABD'ye teslim edildi
İnönü'nün, milli eğitimi 100 yıllık anlaşmayla ABD'ye verdiğini, anlaşmanın 2023'te bitecek. "Milli Eğitim'de Amerika'nın pençeleri var. İstenilen dersler istenildiği gibi verilemiyor. 2023'te tamamlanıyor
ÇÜNKÜ İnönüCHP 12 Temmuz 1947 ABDile imzaladığı ikili anlaşmanın Türkiye’nin bağımsızlığını sonlandırmişti YIL 1947 ve YIL 1949 Köy Enstitülerinin Kurulmasi ZAMANLAMASINA BAKIN - BUNU ANLAYAMASANIZ HIÇ BIR ANLAYAMASINIZ
Nihayet Demorat Parti iktidarında İnananların Başbakanı Adnan Menderes, Köy Enstitülerinin, Türk insanınıninancıyla, diniyle,örfüyle ve aile yapısıyla taban tabana zıt olduğunu gördü ve Köy Enstitülerini 27 Ocak 1954 yılında kapattı. Mustafa Kemal’in Masonlocalarının melânetlerini görüp kapattığı gibi!
17 Nisan 1936 yılında CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel tarafından kurulan ve genel müdürlüğünü İsmail Hakkı Tonguç’un yaptığı bu okulların adı daha sonra köy öğretmen okullarına dönüştürüldü. Amacı ve işlevi köy okulları için öğretmen yetiştirmek diye anlatılsa da, maalesef MüslümanTürk’ün inancınıgeleneğini, göreneğini ve özellikle MüslümanTürk aile yapısınıdinamitlemeyi hedef almıştı.
Bu enstitüler, bu sebeple milletimiz tarafından kabul görmedi. 1950 seçimlerinde ‘’yeter sözmilletin’’ diyerek iktidarı, Milli Şef İsmet İnönü’nün CHP sinden teslim alan Demokrat Parti tarafından, 27 Ocak 1954 kapatıldı.
Gazeteci ve araştırmacı yazar Eşref Edip merhumun Kara Kitap adlı risalesinde, CHP nin şenaatlerini anlattığı köy Enstitülerinde yapılan rezillikler,insanlığın yüzkızartıcı serüvenleri olarak tarihe geçmiştir dense yeridir. Halkçılar başta Kur’ankursları olmak üzre tüm din müesseselerini kapatıp 40 bindin talebesini sokağa döktüler. Ve hemen ardından köy enstitülerini açtılar. Bu okullar kısa zamanda ahlâk veiffet mezbahası olan batakhanelere dönüştü.
Kızoğlan karışık olduğu içinsevişmeler, fuhuşve rezaletler tabii hale gelmişti. Pek çok kız talebe diploma yerine kucağındababası belli olmayan birbebekle evlerine döndüler. O kadar ki, kendileriyle münasebet kurmayankız öğrenciler tehdit ediliyor,döv.ülüyor, hattabıçaklanıyordu. İlkokullar umum müdürü İsmail Hakkı Tonguç bu köy enstitülerine sık sık gider, okul içersinde içkili, danslı ziyafetler verilir, kızöğrenciler sakilikederlerdi.
‘’DünyadaAllah vedevlet olmasa bütün insanlıksaadete kavuşacak’’ naraları, bu okulların adeta ortak paralosu haline gelmişti. Halkçılar bazı kızttalebeleri Rusya’ya gönderiyor oradaKomünistliği öğrendikten sonra gelenleri, CHP’nin Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel, “Mümtaz ve örnek öğretmen’’ olarak köy enstitülerine yerleştiriyordu.
CHP’nin Köy enstitüleri Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç 1946 yılında Mersin’in Düziçi Köy Enstitüsünde litrelerce rakı içmiş, ziyafette sakilikyaptırılan kızöğrencilerin kollarını, göğüsleriniaçtırmış, sıkıştırmıştı. Bu rezil ziyafetten sonra, 14yaşında birkızçocuğunun bikrininizale edildiği haberi tüm yurt sathında ayyuka çıkmıştı.
Adına okul denilen bu müesseseler o kadar ileri gitmişlerdi ki, “Senin karın, benim karım diye tabiat bir şey ayırt etmez’’ diyecek kadar rezilleşmişlerdi. Velhasıl köy enstitüleri ve Hasanoğlan Köy Enstitülerinin milli eğitimden ziyadeiffet, namus, hayâ gibi mefhumlarıortadan kaldırma eğitimi yaptığı tespit edildiği için 1954 yılında Başbakan Menderes tarafından kapattırılmıştı. Bkz. Kara Kitap. Eşref Edip.
Köy Enstitülerinin kapatılması ülke genelinde bir bayram havasında karşılanırken, CHP Genel Başkanı İsmet İnönü üzüntülerini şu sözlerle dile getiriyordu ‘’Köy Enstitülerinin kapatılmasından duyduğum acıyı tarif edemem’’ Şimdi gelelim asıl meseleye; Namus, iffetve hayâmezbahası haline getirilen ve bu yönde çalışmalar yapan Köy Enstitülerinin kapatılmasına, CHP Genel Başkanı Milli Şef İsmet İnönü içi kan ağlarcasına üzüldü. İlkokul öğretmeni yetiştirmek üzere açılmış olan bu projenin devam etmesi gerekirdi. Köy Enstitüleri doğru projeydi kendi içinde evrilebilirdi’’ diyebiliyor.
Zamanın CHP’li Milli Eğitim Bakanı Hasan Ali Yücel’in ve Milli Eğitim Umum Müdürü İsmail Hakkı Tonguç’un, Türk milli Eğitimine vurduğu darbelerin izleri hâlâ silinebilmiş değil
Köy enstitüleri özlemcilerine dikkat!
Milli Selâmet Partisinin 48 milletvekili ve 3 senatör kazanarak TBMM sine girdiği, 1973 seçimleri öncesi Balıkesir’in Savaştepe ilçesi köylerini gece gündüz, dağ, tepe demeden, MSP Senatör Adayı Kemal Selçuker abimizle birlikte dolaşıyoruz. Kemal Selçuker, Erbakan Hocamızın üniversiteden sınıf arkadaşı, değerli bir ağabeyimiz.
Yorgunluktan bitap düşmüş köy kahvesinin önünde bir çay molası verdiğimiz esnada, elinde bastonuyla yaşlı bir amca adeta koşarcasına yanımıza geldi, boynuza sarıldı ve gözyaşları içerisinde ‘’Allahsizden ve ErbakanHocamızdan razı olsun, Mevlam bize bu günleri de gösterdi ya, bundan sonra ölsem de gam yemem’’ deyiverdi.
Biz yaşlı amcaya; ‘Hayrola amca ne oldu nedir bu telaş ve sevgi’ dediğimizde, yaşlı amca başladı anlatmaya: Oğlum biz ne günler gördük bir bilseniz. Biz Türkiye’den İslâminancı gitti, Komünizmgeldi diye ağıtlar yakıyorduk. Bakın şu karşıdaki bina Halkçıların açtığı Köy Enstitüsü binasıdır. Bu okula Savaştepe ve civar köylerden kızlıerkekli yüzlerce talebeyi doldurdular. Yatakhaneleriberaber, banyoları bileberaberdi. Sabahlara kadar kızlıerkekli oyn.arlardı. Allah,kitap, din bilmezler ve bir de bizimleeğlenirlerdi.
“Şu gördüğünüz dağlarda okusunlar diye gönderilen kıztalebeler, sabahlara kadar çığlık ata ata çocukdüşürdüler. Okumayı bırakın pek çoğu evlerine kucağında babası belli olmayan bebeklerledöndüler. Biz, ülkemizdenMüslümanlık gitti, biz mahvolduk derken, ElhamdülillahErbakan diye biri çıktı ve İslam’ınbayraktarı olarak önce Milli Nizamı, ardından Milli Selâmeti (MSP)’yi kurdu, işte ben buna şükrediyorum bundan dolayı seviniyorum’’ deyiverdi
Fetö'yu 1966 Yilinda kim kurdu? Fetö F.Gülen hangi Yil CHP üyesi oldu?
CHP vekilliği, genel sekreterliği yapmış olan "Kasım Gülek'in" Fetullah Gülen ile büyük dostluğu vardı. Kasım Gülek mason(Inönü gibi onun kabinesindeydi) ve aynı zamandaCIA ile bağlantısı vardı. Gülen'iCIA ile bağlantıya geçiren Kasım Gülek'ti. Gülek Fetöyu önce ABD Büyükelçisi MORTON ABRAMOWITZ ile taniştiriyordu. GülenFetö bunu kendi dedi. Sürekli görüşürlerdi. 27 Mayıs Darbesi - 1960'ta Demokrat Parti Menderes hükûmetine karşı yapılan askerî darbede CHP’LI Gülek DarbeciNATO Parlamenter Asamblesi Başkanlığın üyesiydi. Bu Darbe ile Fetöye kapi açildi ve Devletintüm anahtarlarini Fetöye verdiler.
1961'de "AmerikanBarış Gönüllülerinin" Türkiye'ye gelişinden itibaren yaşanan darbeleri, ihanetleri, cinayetleri, terörolayları ve 1966 Fetö"nün doğuşu
chp'nin eski genel sekreteri kasım gülek'in cenaze namazını fetullah gülen kıldırmıştır. v. ecevit hükümeti'nde devlet bakanı olan tayyibe gülek'in babasıdır. NatoParlamenter asamblesi baskanlık yapmıştır.1947’de hasan saka kabinesi'nin en genç bakanı olarak bayındırlık bakanlığı'na, 1948’de de ulaştırma bakanlığı'na getirildi. 1949 yılında kore’ye giderek orada yeni göreve başlamış olan birleşmiş milletler kore komisyonu’nun başkanlığına seçilmiştir. rockefellervakfı ndan burs alarak okumuş. keynes in öğrencisi olmuştur. anlayacağınız zamanının küresel komisyonun ankara daki en önemli isimlerinden bir tanesidir.
CHP eski Genel Sekreteri Kasım Gülek, vasiyetinde 'Benim cenaze namazımı Fethullah Gülen kıldırsın' demişti.
Ve bu vasiyet üzerine teröristbaşıFethullah Gülen de cenaze namazını kıldırdı.
Kasım Gülek'in eşi Nilüfer Gülek ise Beylikdüzü'ndeki 70 dönüm arazisini FETÖ'ye bağışladı. Başterörist Fetullah Gülen kimdir?
Anne tarafından Edirne’li Sabetayist bir aileye, babası tarafından iseErmeni bir aileye mensuptur.1942’de Erzurum’da doğar. Çocuk yaşta hocasını şikâyet eder ve İsmet İnönü ile görüşüp elini öper. Amcası, CHP Erzurum yönetiminde görevlidir. Genç yaşta Özel Harp’e dâhil edilir. Yaşı tutmadığı ve ilkokul diploması bile olmadığı hâlde Diyanet’in imtihanlarına girer. İlkinde kazanamaz, ikincisinde kazandırılır. Ardından ilkokul diploması verilir.
CHP’ye üyedir ve CHP’nin 1958’de Koç’lara ait Divan Otelde yapılan CHP Gençlik Kolları toplantısına iştirak eder. Burada CHP’nin genç milletvekillerinden mason Bülent Ecevit ile tanışır
Zalimler için Yaşasın Cehennem
Amerikanın eksik olmadığı siyasi yönetimler(iktidar,muhalefet aynı kafa)
Bu adam bu kadar suç, zulüm işlemiş. Mahkeme huzuruna çıkıncada pısırık, korkak, ezik savunma yapmış biri
Diktatör ler hem zalim hemde çok korkak oluyorlar.
Celal Bayarda yaşından yırttı aslında onunda sallanması gerekli idi.
Herşeyin tek sorumlusu o...Yalnızca onu sallandırsalar yeterdi...Asılan 3 kişinin tek katili Bayar dır, şerefsiz herif birde utanmadan 104 yaşına kadar yaşadı...Onun İnönü düşmanlığı ülkeyi 27 Mayıs a getirdi...
Onu bunu anlamam şu anki durum en vahim durum..ve faili 1 kisi..okkadar
5:43 teki adnan menderesin yanındaki gözlüklü ingiliz ajanın adını bilen varmı
İdamı kabul etmiyorum ama yaptıkları hep yanlış
İdam şehit olarak gösterdi menderesi adam ülkenin içinden geçmiş
Bugün 24 yıl alıp 12 yıl sonra saliverilenler o tarihlerde idam ediliyordu.
Menderes idamı fazlasıyla haketmiş..
haketmis kaç kişinin canına neden olmuş beter olsun ahirette iki eli bir araya gelmesin pezevengin
Apo,gibi besleyelim o,zaman şimdi millet idam,idam diye niye kendini yırtıyor
Keşke diplomaauz idarecilerde bu şekilde tevkif edilse
En kötüsü Tahkikat Komisyonu.