Içten bir güçle nefis günaha öyle bir zorluyoki o an biliyosun onun günah oldugunu ama o an iradeyi kullanmak o kadar zor ki nefse öyle acı veriyorki işte diyorum imtihan tam olarak bu.o acıyı nefse yaşatıp vazgeçmek
Dünya hayâtı, âhiret hayâtının tarlası, burda ne ekersen orda onu biçecek hükmünde olup, oyun, geçiçi ve oyalanmadan ibârettir. Onu ciddiye alırsanız, sizi acıtır ve ağlamaya başlarsınız ..! " Dünya hayâtı sizi aldatmasın ! " " Dünya hayâtı geçici, âhirettir gerçek hayât " " Dünya hayâtı âhiretin yanında çok azdır, Keşke bilselerdi ! " (KURÂN)
Son zamanlarda keşfettim Halis hocayı dinlemek iyi geliyor, harekete geçmemi sağladı .Fakat o kadar çok vesvese alıyorum ki ben yoruluyorum düşüncelerden tamam diyorum bunlar sınav ama zor bir sınav böyle durumda olanlar varsa nasıl çözdükleri konusunda yardımcı olursa sevinirim
3.) Bölüm : DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM : AND OLSUN, KURÂN'IN YÜZLERCE MÛCİZELERİNDEN HABERSİZ VE O'NA ÇAĞ DIŞI DİYENLERİN HÂLİNE OTURUP AĞLAMAK GEREK ! Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla " O, sizi bir tek nefisten yarattı, ondan da eşini var etti. Sizin faydalanmanız için büyük baş hayvanlardan sekiz çift indirdi. O, SİZİ ANNELERİNİZİN KARINLARINDA ÜÇ KARANLIK İÇİNDE, bir yaratıştan diğerine geçirerek yaratıyor. Rabbiniz olan Allâh işte budur. Bütün kâinâtın mutlak mülkiyet ve hâkimiyeti O'na âittir. O'ndan başka ilâh yoktur. Böyle iken, nasıl oluyor da O'na kulluktan yüz çeviriyor, yanlış yollara sürükleneniyorsunuz ? " ( KURÂN'I MUBÎN/ Zumer Sûresi : 6 ) İnsanın başlangıçta bir tek nefisten yaratılması, sonra eşinin var edilmesi, daha sonra bunların neslinden ana - baba berâberliğiyle insan neslinin devam edip gitmesi ne müthiş bir kudret akışı ve azâmet tecellisidir. İnsanların istifadesine sunulan ; etlerinden, sütlerinden ve tüylerinden yararlanılan hayvanlarda Allâh'ın varlık delildir. Bunlar erkeği ve dişisiyle birlikte deve, sığır, koyun ve keçidir. ( Bknz : En'âm Sûresi: 143, 144 ) Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji ve embriyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin yukarıdaki âyette bildirildiği şekilde üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Bugün tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan bütün embriyoloji kitaplarında bu konu en temel bilgiler arasında yer alır. Mikroskobun bulunuşu 17.yüzyıl olup, eloktronik mikroskobik geliştirme süreci 1950'ler, dolayısıyla 20.yüzyıldır henüz. Anne rahmindeki gelişim ile ilgili bu bilgiler, ancak modern teknolojik âletlerle yapılan gözlemler sâyesinde elde edilebilmiştir. Görüldüğü gibi bu bilgilere de, Kurân âyetlerindeki diğer pek çok ilmi gerçek gibi, hayran bırakan ve mûcizeviliğini bu âyetle de tekrar göstermiştir kendinden emin bir şekilde. İnsanlığın tıbbi konuda hiç bir detaylı bilgiye sâhip olmadığı bir dönemde, Kurân da bu derece ayrıntılı ve doğru bilgilerin verilmiş olması, elbette KURÂN'ın Allâh'ın sözü olduğunun açık bir delilidir. Bunları vahiy yoluyla haber veren Rabbimiz olduğu gibi, bundan daha mühimi bunları yaratan ve anbean yaratmakta olan Rabbimizdir. İşte KURÂN, insanlığı, tek ilâh olan O Rabbe kulluğa dâvet etmekte, nasıl olupta O'na kulluktan döndürülebildiğimizi sormaktadır. Burada " Nasıl dönüyorsunuz? değil de, " Nasıl döndürülüyorsunuz ? diye sorulması dikkat çekicidir. Bununla bâtıla çağıranlara değil, onların çağrısına uyanlara hitap edilmektedir. Çünkü bâtıla çağıranlar kesin tercihlerini yapmış, çıkarları ile sapıklıkları birleşmiştir. Gerçeği görseler bile sırf çıkarları yüzünden sapıklığı bırakamazlar. Fakat onların peşine takılanların, bu menfaat şebekelerinin elinden kurtulmaları mümkündür. Çünkü onlar kandırılmıştır ve inkâr ve şirkten bir menfaatleri yoktur. Başkalarının güdümünde olan bu insanlar biraz düşünecek olsalar, kendilerini inkâr ve şirke teşfîk edenlerin, bu davranışlarıyla nasıl bir çıkar ilişkisi içinde olduklarını fark edecekler ve bu yanlış yoldan dönebileceklerdir... Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin, Rabbimizin yukarıdaki âyette bildirdiği şekilde üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur. Ayrıca embriyoloji alanındaki gelişmeler, bu bölgelerin de üçer katmandan oluştuğunu gösteriyor. Karın duvarı üç tabakadan oluşur : * Dış kas plakaları * İç kas plakaları * Çapraz kaslar Rahim duvarı da üç katmandan oluşur : * Epimetrium * Milyometrium * ve Endometrium Aynı şekilde embriyoyu saran kese de üç katmandan oluşur : * Amniyon : rahimde fetusu saran en iç zar - Amniyon * Koryon : Orta amniyon zarı - chorion * Desidüa : Dış amniyon zarı " Âyetteki çeşitli safhalardan maksat ise, çocuğun ana rahmine düşmesinden doğumuna kadar geçirdiği nufte ( sperma ) alaka ( rahîm duvarına asılan ve ordan beslenen ) mudga ( diş izleri bulunan bir ısırımlık et ) kemik, kemiklere et giydirilmesi ve en son ruh üflenmesi olan dönemlerdir. ( Bknz : Hac Sûresi : 5 Mûminun Sûresi : 14 )
İki yıl geçmiş üzerinden çok az kişi izlemiş buda insanların çoğunun cehennem 🔥 ateşine gireceğinin apaçık göstergesidir.Ben ALLAH'IN zavallı ve gariban kulu murat.
4. ) Bölüm : DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM : " Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı ? " " Peki, düşündün mü ( ey inkarcı ! ), ya o kul doğru yolda ise ? " " Yâhut ( seni )günahtan sakınmaya çağırıyorsa ! " " Düşündün mü ( ey Resûlüm ), Ya o adam hakkı inkâr ediyor, sırt çeviriyorsa ! " " Allâh'ın her şeyi gördüğünü bilmiyor mu o ? " " Bu tutumunu düzeltmezse, onu anlını yakalarız. Yalancı, yanılan, günaha sevk eden alnından ( frontal korteks ve eylemleri başlatan beyindeki ön loblar ) kontrolünü alırız." ( KURÂN'I MUBÎN/ Alak Sûresi : 9.....17 ) Kendini kendine yeterli gördüğü için azgınlık eden ve Allâh'ın kullarının dini emirlerini yerine getirmede engelleyen ve mâni olan kişinin, bir süre imtihan gereği serbest bırakılsa da, fakat dünya ve âhiret belâlarını kendine çekip, sonunda yakalanacağı haberini verir, kontrolü elinden alınarak. Henüz son 50 yıldır bilinen ve fizyonomi dalında, canlılardaki anlının arka alanında bulunan ve eylemleri başlatan beynindeki ön loblar, yani frontal korteks dediğimiz bölge, Tanrının elinde olduğunu bize açıklıyor. Böylece alnın, insan davranışını yönlendirmede ve kontrolde büyük bir rol oynadığını ortaya koyuyor. Yukarıdaki bu hadis ve âyetlerde, beynin ön lobu ile insanların ahlâki davranışları arasındaki ilişkiyi tanımladı. Hadiste, insan davranışının kontrolünde ve yönlendirmesinde "Alnın Rolü" olarak bahsedilmiştir açıkça. Ayrıca âyetteki " Ona ( sana engel olmaya kalkan şu kâfire ) itaat etme! Sen Rabbine yaklaşarak secde et ! " diyerek, secde etmek, Allah'a mutlak teslimiyet göstermek için, irâdemizin ve karar alma süreçlerimizin merkezini yere koymamız anlamına gelir. (Müsbet ilim Kurân âyetlerini doğruluyor. 1988 Suudi Arabistan konferans konuşması . Kanada'lı Embriyolog Keith L. Moore ) " Onun, alnından yakalayıp - denetlemediği ( frontal ön loblarından ) hiç bir canlı yoktur." ( KURÂN'I MECÎD/ Hûd Sûresi : 56 ) " Bir kula herhangi bir musîbet ve ya tasa isâbet eder de, " Allâh'ım ! ben senin kulunum. Erkek ve kadın kullarının çocuğuyum. ALNIM SENİN ELİNDEDİR. Benim hakkımda senin hükmün geçerlidir. desin. " ( Ahmed ibni Hanbel, Müsned, 1, 391 )
9. ) Bölüm DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla : " Akşam ağlayarak babalarına geldiler. " " Ey babamız ! Biz yarış için uzaklaşmış, Yusuf'u da eşyalarımızın yanında bırakmıştık, onu kurt yemiş ! Ama doğru söylemiş olsak da sen bize inanmazsın " dediler. " Gömleğinin üstünde UYDURMA/ BAŞKA BİR KAN izi de gösterdiler. -- " Yakub, Hayır ! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş, artık bana düşen güzel bir sabretmektir. Anlattığınız şeyler karşısında, kendisine sığınılacak olan ise Ancak Allah'tır. " dedi. KURÂN/ Yusuf Sûresi/ 610 yılı : 16, 17. Âyetler ( Kuyuya atıp ondan kurtulmak istedikleri kardeşleri, Hz. Yusuf'un gömleğini, ona âit olmayan başka bir kana bulayarak akşam üzeri babalarına getirdiler ve kendileri yarış yaparken onu bir kurdun yediğini ağlayarak söylediler. ) KAN GURUBU İLK 'NE ZAMAN BULUNDU : Karl Landsteiner ( 14 Haziran 1868 Viyana doğumlu, 26 Haziran 1943 Newyork kentinde ölen, immünolog ve patolog. 1900 yılında ana kan guruplarını ayırdı. Günümüz kan gurupları sınıflandırma sistemini kandaki aglütininlerin varlığını tanımladı. 1900 yılında Avusturyalı doktor Karl Landsteiner tarafından keşfedilen kan gurupları, 1930 yılında Landsteiner'e Nobel ödülünü getirdi. ALLÂH YOK ÖYLE Mİ ..? KURÂN GEÇMİŞLERİN MASALI ÖYLE Mİ ..? İSLÂM ORTA ÇAĞ YÖNETİMİ ÖYLE Mİ ..? " Sen şimdi onlara Allah de, Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynaya dursunlar ! " EN'AM SÛRESİ : 91
11. ) Bölüm DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM : " Yûsuf babasına demişti ki, Babacığım, ben rüyamda onbir gezegen ve güneş ve ay'ı bana secde eder gördüm. " " ( Babası Yakub'da ) sakın rüyânı kardeşlerine anlatma yavrum, sana tuzak kurarlar. Zâten şeytan da insana açık bir düşmandır. " " Rabbin seni ( peygamber olarak ) seçecek ve rüyâ ilmini öğretecek, nımetini sana tamamlayacak, ecdâdım olan İbrâhim ve İshâk'a verdiği gibi ... " ( KURÂN/ Yusuf Sûresi : 4, 5, 6 ) Arapça da yıldız = NECM demektir. Oysa Rabbimiz, Yûsuf aleyhisselam'a gösterilen ve sonucu yıllar sonra ve ileride çıkacak olan bu rüyâ ile ilgili âyette KEVKEB buyurmuştur. Ve KEVKEB = GEZEGEN demektir. Güneş sistemimizde, güneş, ay ve etrafında dönen toplamda 12 gezegen yaratılmıştır. Âyet, kozmolojinin keşfedeceği güneş sistemimizdeki dünya ile beraber toplam 12 gezegenden haber veriyor. KURÂN'IN çok gerisinden gelen modern bilimin bulguları şuan henüz 8 gezegendir. BKNZ : Yûsuf Sûresi : 4. Âyet 100. âyette de bu rüyânın tevili yâni kendisinin kardeşlerinden fazileti ve hayırlı olarak seçildiği ve peygamber olacağının sonucunu gösteriyor bize kuşkusuz ve de öyle olmuştur. İşte o âyetin, ileride bulunacağı güneş, ay ve etrafında dönen 12 gezegen hakikati ve küçüklüğünde gösterildiği rüyânın tevili/ sonucu gerçeği . " Anne babasını makâmına çıkardı. Hepsi onun huzurunda yere kapandılar. Yûsuf dedi ki ; Babacığım ! "İşte daha önce gördüğüm rüyânın mânâsı buymuş, rabbim onu gerçekleştirdi. Doğrusu rabbim bana lütuflarda bulundu, beni zindandan çıkardı, sizi çölden çıkarıp buraya getirdi, üstelik şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra ! Şüphesiz dilediğine çok lütufkârdır. O çok iyi bilen, hikmet sâhibidir. " KURÂN / Yûsuf Sûresi : 100. Âyet Not : " Onlar, ilmini kavrayamadıkları ve henüz başlarına gelmemiş şeyi yalanladılar. Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı. O zâlimlerin sonun nasıl olduğuna bir bak ! " Yunus Süresi : 39 " ... Allâh, inanmamaya şartlanmışların üzerine işte böyle pislik çökertir ! " En'âm Sûresi : 125
12. ) Bölüm DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla " Sonra doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine getirdi. Meryem, " Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim ! " dedi. " " Altından ( Cebrâil ) ona şöyle seslendi . ( Ey Meryem ) Üzülme/ tasalanma ! Rabbin senin altında bir su arkı var etti. " " ( Şu ) hurma ağacını da kendine doğru silkele ki, Üzerine taze olgun hurma dökülsün. " " Ye iç gözün aydın olsun ! .... " KURÂN'I KERÎM/ Meryem Sûresi : 24, 25, 26 MODERN EMBRİYOLOJİ : Ilk su da doğum, 1803 târihinde Fransa'da, doğumu oldukça uzun süren bir kadının doğum sürecini kolaylaştırmak için, sıcak su bulunan bir küvete konularak gerçekleştirilmiştir. Doğum esnâsında ortaya çıkan sancıyı aza indirmek maksadıyla uygulanan ve bir çok faydaları olan bir yöntemdir. Fakat bu yöntem doğumun erken evrelerinde gerçekleştirilmekteydi. 1970'li yıllarda Rusya ve Fransa gibi ülkelerde başlayan SU DA DOĞUMUN yapılması akımı 1980 ve 1990'lı târihlerde İngiltere, Kanada ve diğer avrupa ülkelerinde gid gide yaygınlaşmaya başladı. 1983'te yayınlanan ingiliz tıp dergisi Lancet'de yayınlanan bir araştırma da, su da doğumun İngiltere ve kıta avrupasında bir anda popüler olmasına yol açtı. Ingiltere'de kadın hastalıkları ve doğum konusunda en üst kuruluş olan Royal College of Obstetricians and Gynecologists ( RCOG ) 1990, 1994 yılları ve en son olarak 2001'de su da doğum ile ilgili tıp dünyasına bildirdi. SU DA DOĞUMUN FAYDALARI NELERDİR ? Su da doğumun önemli yararı, doğum esnâsında rahat ve ağrısız bir doğum sürecine olanak tanımaktadır. Su da doğum yönteminde suyun sıcaklığı ve kaldırma gücü sebebiyle rahime giden kan akışı artış gösterir. Rahimin kasılmaları etkinleşir. Artan oksijen sebebiyle ağrılar azalır. Su, bebeğin çıkış noktasını gevşek ve rahat bir hâle getirir. Böylelikle söz konusu bölgenin doğum sırasında yırtılması ihtimâli azalır. Su da doğum, anne adayının stresini azaltmada çok etkilidir. Bebek için de anne karnı dışındaki dünyaya daha yumuşak bir geçiş sağlar. Suyun neden olduğu rahatlatıcı ortam sebebiyle anne ve bebek çok daha az travma ile karşı karşıya kalır. Doğum sancıları hafifletmektedir. Anne ve bebeği rahatlatmaktadır. Suyun kaldırma gücü sebebiyle anne adayının ağırlığı daha az hissedilir, anne daha rahat hareket etmektedir. Doğum süresi çok daha kısalmaktadır. Daha az ağrı hissedilmektedir. Bebeğin çıkış yaptığı kanalların yumuşamasına neden olur ve esneklik artmaktadır. Vajinal bölgeye kesi uygulanması ihtimâli azalmaktadır. Genellikle sûni sancı gibi müdâhale gerektirmemektedir. Doğum ânında yeni doğanın vücûdundaki sinir hücreleri, değişik duygu ve hisleri beyine yöneltir. Yeni doğanın gelecekte daha olumlu düşünen ve kendisini güvende hisseden bireyler olarak yetişmesinde, vücûdundaki ilk hissin beyine olumlu sinyaller göndermesi ve bebeğin dış dünyadaki ilk deneyimleri, gelecekteki yaşamının temelini attığı düşünülüyor. Su da doğum yaptıran sağlık profesyonellerinin ortak görüşü de, su da doğan bebeklerin daha huzurlu, daha az ağlayan ve sâkin bebekler olduğu yönündedir. Su da doğum, anne adayının stresini azaltmada çok etkilidir. Doğuma girmek üzere olan anne adayına adrenalin içeren tatlı meyve önerilir. Moral ve motive edilir, stresi attırılır ve egzersiz yaptırılır. KURÂN İNSAN SÖZÜ VE GEÇMİŞLERİN MASALI ÖYLE Mİ ..? EVRENDE BİR YARADICI VE ALLÂH YOK ÖYLE Mİ ..? ALLÂH'IN, YÖNETİM OLARAK, ÂDEM ALEYHISSELAM'DAN MUHAMMED ALEYHİSSELAM'A KADAR HER TOPLUMA BUNUNLA YÖNETİLMESİNİ İSTEDİĞİ İSLÂMİYET KARANLIK VE ORTA ÇAĞ ÖYLE Mİ ? AND OLSUN, KURÂN'IN YÜZLERCE MÛCİZELERİNDEN HABERSİZ VE O'NA ÇAĞ DIŞI DİYENLERİN VE KURÂN'A SAVAŞ AÇANLARIN HÂLİNE VE KIYÂMET GÜNÜ CEHENNEM ATEŞİNDEKİ HÂLİNE VE NASİPSİZLİĞİNE OTURUP AĞLAMAK GEREK ..! " Sen şimdi onlara Allah de, Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynaya dursunlar ! " En'âm Sûresi : 91 " ( İnkarcı ve alaycı ) zâlimler yakında nasıl bir yıkılışla devrileceklerini bilecekler ! " Şuara Sûresi : 227
5. ) Bölüm : DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM : RABBİMİZ, bu inkarcı, câhil, sapan ve saptıran nasipsizlerin kıyâmet gününe kadar böylesinin geleceğini nasıl da biliyor ve haber veriyor açık açık, görün ve ibret alın ...! Rahman ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla : Onlara, " Rabbiniz ne indirdi ? " diye sorulduğunda, " Eskilerin masallarını ! ( Kurân sadece eskilerin miteolojisi ve uydurma bir kitaptır, hepsi bu ! ) diye cevap verirler. " " Sonuç olarak, kıyâmet gününde kendi günahlarını eksiksiz yüklenecekleri gibi, bilgisizce saptırdıkları kimselerin günahlarından da yüklenmiş oldular. İşte görün, yüklendikleri şey ( câhilce iftira ve saptırdıkları sorumluluk ) ne kadar kötü ! " ( KURÂN'I MUBÎN ( apaçık mûcize kitap ) Nahl Sûresi : 24 - 25 ) " O, düşündü taşındı, Kahrolası şu kişi olan nankör insan ! ne biçim düşündü taşındı ! Sonra yine kahrolası bu insan, nasıl da yanlış düşündü taşındı ! Sonra yüzünü ekşitti ve kararını verdi. Bu geçmişten bu yana süren büyü ve insan sözü' dür! dedi. Yakında onu sakar'a atacağız. Biliyor musun sakar'ın ne oldugunu ? ( O bir ateştir ! ) ondan hiç bir şey bırakmaz ( et, sinir yakar bitirir, hiç bir şey bırakmaz! ) Ve onu rahat bile bırakmaz ( orda ölüm yok ki ölüp kurtulsun! ) " (KURÂN'I KERÎM/Müddessir Sûresi : 16, 17, 18)
Sorarlarsa “ Lâiklik devleti nedir diye ..? '' "Karanlık insanların kurdukları karanlık saltanatın adı'dır " deyin. "Allah'ın kullarını, Allah adına kendi kulları yapmaktır deyin. "İnsan iradesinin katlidir. Allah'ın muhteşem dinini gönüllü olarak kabul etmek isteyenleri engellemektir. ''Allah'ın muradına açılmış bir savaştır"deyin. “Zorbalığın, şirkin, firavunluğun, yamyamlığın, karanlığın öteki adıdır." deyin... Sorarlarsa “Lâik ve demokasi devleti nedir?” diye: "İslam peygamberinin hiç duymadığı, Kur'an'ın hiç söylemediği, vicdanın kabul etmediği, kadınların ve erkeklerin iradesinin yok sayıldığı, insanların "cehenneme" doldurulduğu bir lanettir deyin. '' Iki yüzlü sistemidir. Mazlum, yetim, garip ve fakirlerin emeğiyle, alın teriyle, kanıyla, canıyla bir grup şeytanın dünyaya yalancı cennetler kurma hayalidir." deyin. "Kur'an'dan bir tek ama bir tek hüküm bulunamayan bir sistem kurup, Her türlü rezalete, uyuşturucu ve kadın ticaretine, despotluğa, daleveraya, etten kemikten insanların ilahlığına "dini meşruiyyet" kazandıran şeytanî sistemin adıdır." deyin. Kafasına ve çıkarlarına göre hükümler koyup, iyilikten güzellikten ne varsa talan edip insanlıktan, ahlaktan, erdemden, faziletten ne varsa katledip insanları sürüler halinde bir “cehennem kalesine” doldurup, bunu kabul etmeyenleri çağ dışı kabul etmek deyin ..! Fakat Allah’ın “şeriat devleti”ni sorarlarsa; Talep eden bireylerin yüreğine kurulmuş iyilikten, güzellikten, ahlaktan, erdemden, ilkeden, mertlikten, yiğitlikten, delikanlılıktan, çalışmaktan, emekten, üretmekten, merhametten, affetmekten, tertemiz yaşayıp tertemiz ölmekten başka hiçbir şey değildir” deyin. “İnsanlığı ve evreni kavramış, imanı içselleştirmiş, Allah’ın muradına ram olmuş, iradeye hürmet şuuruna erişmiş; insanın, doğanın, tüm canlıların derdini dert edinmiş, bir işten yorulunca başka bir işte dinlenme alışkanlığı edinmiş, merhameti, hoşgörüyü, sabrı, şirke karşı şedid olmayı, ahlaksızlığın her türünden ve her dinin ahlaksızından Allah’a sığınmış bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu topluluklara, işgale değil, yürek fethine çıkan topluluklara deyin....
ALLAH senden ana ve babandan razı olsun kardeşim
Allah razı olsun 🌹
Tekrar tekrar dinlenmesi insanoğlu için çok faydalı, Allah razı olsun sizden hocam
Içten bir güçle nefis günaha öyle bir zorluyoki o an biliyosun onun günah oldugunu ama o an iradeyi kullanmak o kadar zor ki nefse öyle acı veriyorki işte diyorum imtihan tam olarak bu.o acıyı nefse yaşatıp vazgeçmek
Çok net yazmışsın, doğru gerçekten.
Rabbim sizden ebeden razı olsun ellerinizi hiç bırakmasın
Hocam
Her dersiniz muhteşem
Allah razı olsun
hocam Allah razı olsun tekrar tekrar dinliyorum
Hocam gerçekten Allah razı olsun 👌👌🤲🤲🤲
Elhamdülillah
Dünya hayâtı, âhiret hayâtının tarlası, burda ne ekersen orda onu biçecek hükmünde olup, oyun, geçiçi ve oyalanmadan ibârettir.
Onu ciddiye alırsanız, sizi acıtır ve ağlamaya başlarsınız ..!
" Dünya hayâtı sizi aldatmasın ! "
" Dünya hayâtı geçici, âhirettir gerçek hayât "
" Dünya hayâtı âhiretin yanında çok azdır,
Keşke bilselerdi ! "
(KURÂN)
Sohbetin içeriği o kadar güzel ki; Allah Azze ve Celle anlatandan, yardımcılarından ve dinleyenlerden razı olsun, Amin Ecmeîn 🤲.
Ayet okuyup konuşmanız çok hoşuma gidiyor yada hadis içim de farklı bir kapı açılıyor sanki
İnsan, kendisini bir damla sudan yarattığımızı görmedi mi de, şimdi apaçık bir hasim kesildi.
YÂSİN SÜRESİ / 77
Teşekkür ederiz hocam sizi çok seviyoruz
Allah razı olsun hocam.
Allah cc razı olsun 🌹
Şeyh Musartik rumuzlu kardeş çok sağolasın bilgilendirdiğin için..
Allah (cc) razı olsun..
Yorumlama bilgi etkileyici maşallah
Muhterem hocam teşekkürler çok güzel açıkladınız
allah râzı olsun
Allah
Allah razı olsun
Çok önemli konular çok..
Son zamanlarda keşfettim Halis hocayı dinlemek iyi geliyor, harekete geçmemi sağladı .Fakat o kadar çok vesvese alıyorum ki ben yoruluyorum düşüncelerden tamam diyorum bunlar sınav ama zor bir sınav böyle durumda olanlar varsa nasıl çözdükleri konusunda yardımcı olursa sevinirim
Masallah
3.) Bölüm :
DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM :
AND OLSUN, KURÂN'IN YÜZLERCE MÛCİZELERİNDEN HABERSİZ VE O'NA ÇAĞ DIŞI DİYENLERİN HÂLİNE OTURUP AĞLAMAK GEREK !
Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla
" O, sizi bir tek nefisten yarattı, ondan da eşini var etti.
Sizin faydalanmanız için büyük baş hayvanlardan sekiz çift indirdi.
O, SİZİ ANNELERİNİZİN KARINLARINDA ÜÇ KARANLIK İÇİNDE, bir yaratıştan diğerine geçirerek yaratıyor.
Rabbiniz olan Allâh işte budur.
Bütün kâinâtın mutlak mülkiyet ve hâkimiyeti O'na âittir.
O'ndan başka ilâh yoktur.
Böyle iken, nasıl oluyor da O'na kulluktan yüz çeviriyor, yanlış yollara sürükleneniyorsunuz ? "
( KURÂN'I MUBÎN/ Zumer Sûresi : 6 )
İnsanın başlangıçta bir tek nefisten yaratılması, sonra eşinin var edilmesi, daha sonra bunların neslinden ana - baba berâberliğiyle insan neslinin devam edip gitmesi ne müthiş bir kudret akışı ve azâmet tecellisidir.
İnsanların istifadesine sunulan ; etlerinden, sütlerinden ve tüylerinden yararlanılan hayvanlarda Allâh'ın varlık delildir.
Bunlar erkeği ve dişisiyle birlikte deve, sığır, koyun ve keçidir. ( Bknz : En'âm Sûresi: 143, 144 )
Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji ve embriyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin yukarıdaki âyette bildirildiği şekilde üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur.
Bugün tıp fakültelerinde ders kitabı olarak okutulan bütün embriyoloji kitaplarında bu konu en temel bilgiler arasında yer alır.
Mikroskobun bulunuşu 17.yüzyıl olup, eloktronik mikroskobik geliştirme süreci 1950'ler, dolayısıyla 20.yüzyıldır henüz.
Anne rahmindeki gelişim ile ilgili bu bilgiler, ancak modern teknolojik âletlerle yapılan gözlemler sâyesinde elde edilebilmiştir.
Görüldüğü gibi bu bilgilere de, Kurân âyetlerindeki diğer pek çok ilmi gerçek gibi,
hayran bırakan ve mûcizeviliğini bu âyetle de tekrar göstermiştir kendinden emin bir şekilde.
İnsanlığın tıbbi konuda hiç bir detaylı bilgiye sâhip olmadığı bir dönemde, Kurân da bu derece ayrıntılı ve doğru bilgilerin verilmiş olması, elbette KURÂN'ın Allâh'ın sözü olduğunun açık bir delilidir.
Bunları vahiy yoluyla haber veren Rabbimiz olduğu gibi, bundan daha mühimi bunları yaratan ve anbean yaratmakta olan Rabbimizdir.
İşte KURÂN, insanlığı, tek ilâh olan O Rabbe kulluğa dâvet etmekte, nasıl olupta O'na kulluktan döndürülebildiğimizi sormaktadır.
Burada " Nasıl dönüyorsunuz? değil de, " Nasıl döndürülüyorsunuz ? diye sorulması dikkat çekicidir.
Bununla bâtıla çağıranlara değil, onların çağrısına uyanlara hitap edilmektedir.
Çünkü bâtıla çağıranlar kesin tercihlerini yapmış, çıkarları ile sapıklıkları birleşmiştir.
Gerçeği görseler bile sırf çıkarları yüzünden sapıklığı bırakamazlar.
Fakat onların peşine takılanların, bu menfaat şebekelerinin elinden kurtulmaları mümkündür.
Çünkü onlar kandırılmıştır ve inkâr ve şirkten bir menfaatleri yoktur.
Başkalarının güdümünde olan bu insanlar biraz düşünecek olsalar, kendilerini inkâr ve şirke teşfîk edenlerin, bu davranışlarıyla nasıl bir çıkar ilişkisi içinde olduklarını fark edecekler ve bu yanlış yoldan dönebileceklerdir...
Görüldüğü gibi bugün modern biyoloji, bebeğin embriyolojik gelişiminin, Rabbimizin yukarıdaki âyette bildirdiği şekilde üç farklı karanlık bölgede gerçekleştiğini ortaya koymuştur.
Ayrıca embriyoloji alanındaki gelişmeler, bu bölgelerin de üçer katmandan oluştuğunu gösteriyor.
Karın duvarı üç tabakadan oluşur :
* Dış kas plakaları
* İç kas plakaları
* Çapraz kaslar
Rahim duvarı da üç katmandan oluşur :
* Epimetrium
* Milyometrium
* ve Endometrium
Aynı şekilde embriyoyu saran kese de üç katmandan oluşur :
* Amniyon : rahimde fetusu saran en iç zar - Amniyon
* Koryon : Orta amniyon zarı - chorion
* Desidüa : Dış amniyon zarı
" Âyetteki çeşitli safhalardan maksat ise, çocuğun ana rahmine düşmesinden doğumuna kadar geçirdiği nufte ( sperma ) alaka ( rahîm duvarına asılan ve ordan beslenen ) mudga ( diş izleri bulunan bir ısırımlık et ) kemik, kemiklere et giydirilmesi ve en son ruh üflenmesi olan dönemlerdir.
( Bknz : Hac Sûresi : 5
Mûminun Sûresi : 14 )
🌷🌼
🌹🌹🌹
🌹🌹🌹🌹🌹🌹🌹
❤️
İki yıl geçmiş üzerinden çok az kişi izlemiş buda insanların çoğunun cehennem 🔥 ateşine gireceğinin apaçık göstergesidir.Ben ALLAH'IN zavallı ve gariban kulu murat.
Allah razı olsun seytanın şerrinden Allaha siğınırız
Biz genede öyle demeyelim adaş, Allah önce bize sonra insanlara hidayet versin.
Ruhsatlarla amel eden değil azimetle amel edenler kazanıyor
4. ) Bölüm :
DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM :
" Gördün mü, bir kulu namaz kılarken engelleyen o adamı ? "
" Peki, düşündün mü ( ey inkarcı ! ), ya o kul doğru yolda ise ? "
" Yâhut ( seni )günahtan sakınmaya çağırıyorsa ! "
" Düşündün mü ( ey Resûlüm ),
Ya o adam hakkı inkâr ediyor, sırt çeviriyorsa ! "
" Allâh'ın her şeyi gördüğünü bilmiyor mu o ? "
" Bu tutumunu düzeltmezse, onu anlını yakalarız.
Yalancı, yanılan, günaha sevk eden alnından ( frontal korteks ve eylemleri başlatan beyindeki ön loblar ) kontrolünü alırız."
( KURÂN'I MUBÎN/ Alak Sûresi : 9.....17 )
Kendini kendine yeterli gördüğü için azgınlık eden ve Allâh'ın kullarının dini emirlerini yerine getirmede engelleyen ve mâni olan kişinin, bir süre imtihan gereği serbest bırakılsa da, fakat dünya ve âhiret belâlarını kendine çekip, sonunda yakalanacağı haberini verir, kontrolü elinden alınarak.
Henüz son 50 yıldır bilinen ve fizyonomi dalında, canlılardaki anlının arka alanında bulunan ve eylemleri başlatan beynindeki ön loblar, yani frontal korteks dediğimiz bölge, Tanrının elinde olduğunu bize açıklıyor.
Böylece alnın, insan davranışını yönlendirmede ve kontrolde büyük bir rol oynadığını ortaya koyuyor.
Yukarıdaki bu hadis ve âyetlerde, beynin ön lobu ile insanların ahlâki davranışları arasındaki ilişkiyi tanımladı.
Hadiste, insan davranışının kontrolünde ve yönlendirmesinde "Alnın Rolü" olarak bahsedilmiştir açıkça.
Ayrıca âyetteki " Ona ( sana engel olmaya kalkan şu kâfire ) itaat etme!
Sen Rabbine yaklaşarak secde et ! " diyerek, secde etmek, Allah'a mutlak teslimiyet göstermek için, irâdemizin ve karar alma süreçlerimizin merkezini yere koymamız anlamına gelir.
(Müsbet ilim Kurân âyetlerini doğruluyor.
1988 Suudi Arabistan konferans konuşması . Kanada'lı Embriyolog Keith L. Moore )
" Onun, alnından yakalayıp - denetlemediği ( frontal ön loblarından ) hiç bir canlı yoktur."
( KURÂN'I MECÎD/ Hûd Sûresi : 56 )
" Bir kula herhangi bir musîbet ve ya tasa isâbet eder de, " Allâh'ım ! ben senin kulunum.
Erkek ve kadın kullarının çocuğuyum.
ALNIM SENİN ELİNDEDİR.
Benim hakkımda senin hükmün geçerlidir. desin. "
( Ahmed ibni Hanbel, Müsned, 1, 391 )
Selamün Aleyküm. Hicir 39-40 ayetini nasıl anlamaliyiz.
9. ) Bölüm
DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM
Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla :
" Akşam ağlayarak babalarına geldiler. "
" Ey babamız ! Biz yarış için uzaklaşmış, Yusuf'u da eşyalarımızın yanında bırakmıştık, onu kurt yemiş !
Ama doğru söylemiş olsak da sen bize inanmazsın " dediler.
" Gömleğinin üstünde UYDURMA/ BAŞKA BİR KAN izi de gösterdiler.
-- " Yakub, Hayır ! Nefsiniz sizi kötü bir iş yapmaya sürüklemiş, artık bana düşen güzel bir sabretmektir.
Anlattığınız şeyler karşısında, kendisine sığınılacak olan ise Ancak Allah'tır. " dedi.
KURÂN/ Yusuf Sûresi/ 610 yılı : 16, 17. Âyetler
( Kuyuya atıp ondan kurtulmak istedikleri kardeşleri, Hz. Yusuf'un gömleğini, ona âit olmayan başka bir kana bulayarak akşam üzeri babalarına getirdiler ve kendileri yarış yaparken onu bir kurdun yediğini ağlayarak söylediler. )
KAN GURUBU İLK 'NE ZAMAN BULUNDU :
Karl Landsteiner ( 14 Haziran 1868 Viyana doğumlu, 26 Haziran 1943 Newyork kentinde ölen, immünolog ve patolog.
1900 yılında ana kan guruplarını ayırdı.
Günümüz kan gurupları sınıflandırma sistemini kandaki aglütininlerin varlığını tanımladı.
1900 yılında Avusturyalı doktor Karl Landsteiner tarafından keşfedilen kan gurupları, 1930 yılında Landsteiner'e Nobel ödülünü getirdi.
ALLÂH YOK ÖYLE Mİ ..?
KURÂN GEÇMİŞLERİN MASALI ÖYLE Mİ ..?
İSLÂM ORTA ÇAĞ YÖNETİMİ ÖYLE Mİ ..?
" Sen şimdi onlara Allah de,
Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynaya dursunlar ! "
EN'AM SÛRESİ : 91
11. ) Bölüm
DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM :
" Yûsuf babasına demişti ki,
Babacığım, ben rüyamda onbir gezegen ve güneş ve ay'ı bana secde eder gördüm. "
" ( Babası Yakub'da ) sakın rüyânı kardeşlerine anlatma yavrum, sana tuzak kurarlar.
Zâten şeytan da insana açık bir düşmandır. "
" Rabbin seni ( peygamber olarak ) seçecek ve rüyâ ilmini öğretecek, nımetini sana tamamlayacak, ecdâdım olan İbrâhim ve İshâk'a verdiği gibi ... "
( KURÂN/ Yusuf Sûresi : 4, 5, 6 )
Arapça da yıldız = NECM demektir.
Oysa Rabbimiz, Yûsuf aleyhisselam'a gösterilen ve sonucu yıllar sonra ve ileride çıkacak olan bu rüyâ ile ilgili âyette KEVKEB buyurmuştur.
Ve KEVKEB = GEZEGEN demektir.
Güneş sistemimizde, güneş, ay ve etrafında dönen toplamda 12 gezegen yaratılmıştır.
Âyet, kozmolojinin keşfedeceği güneş sistemimizdeki dünya ile beraber toplam 12 gezegenden haber veriyor.
KURÂN'IN çok gerisinden gelen modern bilimin bulguları şuan henüz 8 gezegendir.
BKNZ : Yûsuf Sûresi : 4. Âyet
100. âyette de bu rüyânın tevili yâni kendisinin kardeşlerinden fazileti ve hayırlı olarak seçildiği ve peygamber olacağının sonucunu gösteriyor bize kuşkusuz ve de öyle olmuştur.
İşte o âyetin, ileride bulunacağı güneş, ay ve etrafında dönen 12 gezegen hakikati ve küçüklüğünde gösterildiği rüyânın tevili/ sonucu gerçeği .
" Anne babasını makâmına çıkardı.
Hepsi onun huzurunda yere kapandılar.
Yûsuf dedi ki ; Babacığım ! "İşte daha önce gördüğüm rüyânın mânâsı buymuş, rabbim onu gerçekleştirdi.
Doğrusu rabbim bana lütuflarda bulundu, beni zindandan çıkardı, sizi çölden çıkarıp buraya getirdi, üstelik şeytan, benimle kardeşlerimin arasını bozduktan sonra !
Şüphesiz dilediğine çok lütufkârdır.
O çok iyi bilen, hikmet sâhibidir. "
KURÂN / Yûsuf Sûresi : 100. Âyet
Not : " Onlar, ilmini kavrayamadıkları ve henüz başlarına gelmemiş şeyi yalanladılar.
Onlardan öncekiler de böyle yalanlamışlardı.
O zâlimlerin sonun nasıl olduğuna bir bak ! "
Yunus Süresi : 39
" ... Allâh, inanmamaya şartlanmışların üzerine işte böyle pislik çökertir ! "
En'âm Sûresi : 125
12. ) Bölüm
DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM
Rahmân ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla
" Sonra doğum sancısı onu bir hurma ağacının dibine getirdi.
Meryem, " Keşke bundan önce ölseydim de unutulup gitseydim ! " dedi. "
" Altından ( Cebrâil ) ona şöyle seslendi .
( Ey Meryem ) Üzülme/ tasalanma !
Rabbin senin altında bir su arkı var etti. "
" ( Şu ) hurma ağacını da kendine doğru silkele ki,
Üzerine taze olgun hurma dökülsün. "
" Ye iç gözün aydın olsun ! .... "
KURÂN'I KERÎM/ Meryem Sûresi : 24, 25, 26
MODERN EMBRİYOLOJİ : Ilk su da doğum, 1803 târihinde Fransa'da, doğumu oldukça uzun süren bir kadının doğum sürecini kolaylaştırmak için, sıcak su bulunan bir küvete konularak gerçekleştirilmiştir.
Doğum esnâsında ortaya çıkan sancıyı aza indirmek maksadıyla uygulanan ve bir çok faydaları olan bir yöntemdir.
Fakat bu yöntem doğumun erken evrelerinde gerçekleştirilmekteydi.
1970'li yıllarda Rusya ve Fransa gibi ülkelerde başlayan SU DA DOĞUMUN yapılması akımı 1980 ve 1990'lı târihlerde İngiltere, Kanada ve diğer avrupa ülkelerinde gid gide yaygınlaşmaya başladı.
1983'te yayınlanan ingiliz tıp dergisi Lancet'de yayınlanan bir araştırma da, su da doğumun İngiltere ve kıta avrupasında bir anda popüler olmasına yol açtı.
Ingiltere'de kadın hastalıkları ve doğum konusunda en üst kuruluş olan Royal College of Obstetricians and Gynecologists ( RCOG ) 1990, 1994 yılları ve en son olarak 2001'de su da doğum ile ilgili tıp dünyasına bildirdi.
SU DA DOĞUMUN FAYDALARI NELERDİR ?
Su da doğumun önemli yararı, doğum esnâsında rahat ve ağrısız bir doğum sürecine olanak tanımaktadır.
Su da doğum yönteminde suyun sıcaklığı ve kaldırma gücü sebebiyle rahime giden kan akışı artış gösterir.
Rahimin kasılmaları etkinleşir.
Artan oksijen sebebiyle ağrılar azalır.
Su, bebeğin çıkış noktasını gevşek ve rahat bir hâle getirir.
Böylelikle söz konusu bölgenin doğum sırasında yırtılması ihtimâli azalır.
Su da doğum, anne adayının stresini azaltmada çok etkilidir.
Bebek için de anne karnı dışındaki dünyaya daha yumuşak bir geçiş sağlar.
Suyun neden olduğu rahatlatıcı ortam sebebiyle anne ve bebek çok daha az travma ile karşı karşıya kalır.
Doğum sancıları hafifletmektedir.
Anne ve bebeği rahatlatmaktadır.
Suyun kaldırma gücü sebebiyle anne adayının ağırlığı daha az hissedilir, anne daha rahat hareket etmektedir.
Doğum süresi çok daha kısalmaktadır.
Daha az ağrı hissedilmektedir.
Bebeğin çıkış yaptığı kanalların yumuşamasına neden olur ve esneklik artmaktadır.
Vajinal bölgeye kesi uygulanması ihtimâli azalmaktadır.
Genellikle sûni sancı gibi müdâhale gerektirmemektedir.
Doğum ânında yeni doğanın vücûdundaki sinir hücreleri, değişik duygu ve hisleri beyine yöneltir.
Yeni doğanın gelecekte daha olumlu düşünen ve kendisini güvende hisseden bireyler olarak yetişmesinde, vücûdundaki ilk hissin beyine olumlu sinyaller göndermesi ve bebeğin dış dünyadaki ilk deneyimleri, gelecekteki yaşamının temelini attığı düşünülüyor.
Su da doğum yaptıran sağlık profesyonellerinin ortak görüşü de, su da doğan bebeklerin daha huzurlu, daha az ağlayan ve sâkin bebekler olduğu yönündedir.
Su da doğum, anne adayının stresini azaltmada çok etkilidir.
Doğuma girmek üzere olan anne adayına adrenalin içeren tatlı meyve önerilir.
Moral ve motive edilir, stresi attırılır ve egzersiz yaptırılır.
KURÂN İNSAN SÖZÜ VE GEÇMİŞLERİN MASALI ÖYLE Mİ ..?
EVRENDE BİR YARADICI VE ALLÂH YOK ÖYLE Mİ ..?
ALLÂH'IN, YÖNETİM OLARAK, ÂDEM ALEYHISSELAM'DAN MUHAMMED ALEYHİSSELAM'A KADAR HER TOPLUMA BUNUNLA YÖNETİLMESİNİ İSTEDİĞİ İSLÂMİYET KARANLIK VE ORTA ÇAĞ ÖYLE Mİ ?
AND OLSUN, KURÂN'IN YÜZLERCE MÛCİZELERİNDEN HABERSİZ VE O'NA ÇAĞ DIŞI DİYENLERİN VE KURÂN'A SAVAŞ AÇANLARIN HÂLİNE VE KIYÂMET GÜNÜ CEHENNEM ATEŞİNDEKİ HÂLİNE VE NASİPSİZLİĞİNE OTURUP AĞLAMAK GEREK ..!
" Sen şimdi onlara Allah de,
Sonra da bırak onları daldıkları batakta oynaya dursunlar ! "
En'âm Sûresi : 91
" ( İnkarcı ve alaycı ) zâlimler yakında nasıl bir yıkılışla devrileceklerini bilecekler ! "
Şuara Sûresi : 227
5. ) Bölüm :
DELİLLERİYLE KURÂN VE İSLÂM :
RABBİMİZ, bu inkarcı, câhil, sapan ve saptıran nasipsizlerin kıyâmet gününe kadar böylesinin geleceğini nasıl da biliyor ve haber veriyor açık açık, görün ve ibret alın ...!
Rahman ve Rahîm olan ALLÂH'ın adıyla :
Onlara, " Rabbiniz ne indirdi ? " diye sorulduğunda,
" Eskilerin masallarını ! ( Kurân sadece eskilerin miteolojisi ve uydurma bir kitaptır, hepsi bu ! ) diye cevap verirler. "
" Sonuç olarak, kıyâmet gününde kendi günahlarını eksiksiz yüklenecekleri gibi, bilgisizce saptırdıkları kimselerin günahlarından da yüklenmiş oldular.
İşte görün, yüklendikleri şey ( câhilce iftira ve saptırdıkları sorumluluk ) ne kadar kötü ! "
( KURÂN'I MUBÎN ( apaçık mûcize kitap )
Nahl Sûresi : 24 - 25 )
" O, düşündü taşındı,
Kahrolası şu kişi olan nankör insan ! ne biçim düşündü taşındı !
Sonra yine kahrolası bu insan, nasıl da yanlış düşündü taşındı !
Sonra yüzünü ekşitti ve kararını verdi.
Bu geçmişten bu yana süren büyü ve insan sözü' dür! dedi.
Yakında onu sakar'a atacağız.
Biliyor musun sakar'ın ne oldugunu ?
( O bir ateştir ! ) ondan hiç bir şey bırakmaz ( et, sinir yakar bitirir, hiç bir şey bırakmaz! )
Ve onu rahat bile bırakmaz ( orda ölüm yok ki ölüp kurtulsun! ) "
(KURÂN'I KERÎM/Müddessir Sûresi : 16, 17, 18)
...
Sorarlarsa “ Lâiklik devleti nedir diye ..? ''
"Karanlık insanların kurdukları karanlık saltanatın adı'dır " deyin.
"Allah'ın kullarını, Allah adına kendi kulları yapmaktır deyin.
"İnsan iradesinin katlidir.
Allah'ın muhteşem dinini gönüllü olarak kabul etmek isteyenleri engellemektir.
''Allah'ın muradına açılmış bir savaştır"deyin.
“Zorbalığın, şirkin, firavunluğun, yamyamlığın, karanlığın öteki adıdır." deyin...
Sorarlarsa “Lâik ve demokasi devleti nedir?” diye:
"İslam peygamberinin hiç duymadığı,
Kur'an'ın hiç söylemediği, vicdanın kabul etmediği, kadınların ve erkeklerin iradesinin yok sayıldığı, insanların "cehenneme" doldurulduğu bir lanettir deyin.
'' Iki yüzlü sistemidir.
Mazlum, yetim, garip ve fakirlerin emeğiyle, alın teriyle, kanıyla, canıyla bir grup şeytanın dünyaya yalancı cennetler kurma hayalidir." deyin.
"Kur'an'dan bir tek ama bir tek hüküm bulunamayan bir sistem kurup,
Her türlü rezalete, uyuşturucu ve kadın ticaretine, despotluğa, daleveraya, etten kemikten insanların ilahlığına "dini meşruiyyet" kazandıran şeytanî sistemin adıdır." deyin.
Kafasına ve çıkarlarına göre hükümler koyup, iyilikten güzellikten ne varsa talan edip insanlıktan, ahlaktan, erdemden, faziletten ne varsa katledip insanları sürüler halinde bir “cehennem kalesine” doldurup, bunu kabul etmeyenleri çağ dışı kabul etmek deyin ..!
Fakat Allah’ın “şeriat devleti”ni sorarlarsa; Talep eden bireylerin yüreğine kurulmuş iyilikten, güzellikten, ahlaktan, erdemden, ilkeden, mertlikten, yiğitlikten, delikanlılıktan, çalışmaktan, emekten, üretmekten, merhametten, affetmekten, tertemiz yaşayıp tertemiz ölmekten başka hiçbir şey değildir” deyin.
“İnsanlığı ve evreni kavramış, imanı içselleştirmiş,
Allah’ın muradına ram olmuş, iradeye hürmet şuuruna erişmiş; insanın, doğanın, tüm canlıların derdini dert edinmiş, bir işten yorulunca başka bir işte dinlenme alışkanlığı edinmiş, merhameti, hoşgörüyü, sabrı, şirke karşı şedid olmayı, ahlaksızlığın her türünden ve her dinin ahlaksızından Allah’a sığınmış bireylerin bir araya gelerek oluşturduğu topluluklara, işgale değil, yürek fethine çıkan topluluklara deyin....
.
Allah razı olsun hocam
Allah razı olsun
🌹
👍👍👍
👍👍
...
🌹🌹🌹🌹🌹