Sosyal medyada bir insanı tanımak için kullandığımız süre ve yollar çok az. Fikirleri bizimle uyuşmayan birine tahammül etmek dayanılmaz geliyor. Oysa o kişi yanı başımızda olsa ve uzun bir süre canlı bir şekilde iletişim kurulsa birbirlerini anlamaları daha kolay olur bence. Ekran başındayken 30 saniyeliğine tanıdığımız birini yargılamak ve hakaret etmek bence bunun kaçınılmaz bir sonucu. Ayrıca video için teşekkürler. Önemli ve herkesin izlemesi gereken bir video bu
Bilginin etkileşim gücüne göre tekrardan bence yorumlanmalı. 19.yy da ki iletişim paradigmasıyla günümüz bir değil, Sağ liberaller olarak ifade özgürlüğü kapsamını sınırlarını tekrardan tartışıp, yorumlamalıyız. Bir çok değişken parametreyi ele alınıp tekrardan incelenmeli.
doğru konu, düzgün üslup fakat eksik içerik olmuş, videoda bahsedilenin aksine denilen gruplar da artık fazla korunan grupta ve buna bile sesimizi çıkaramıyoruz, yine de video için teşekkürler
İfade özgürlüğü kısıtlanacaksa da bunu devlet değil, ifadede bulunacağımız platform yapmalı. Örneğin yazdığım bir kitabı x yayınevi yayınlamak istemezse ben de y yayınevinde yayınlarım. Hiçbiri yayınlamak istemezse demek ki görüşlerim hiç kimse tarafından kabul edilmeyecek kadar saçma veya iğrenç. Bu durumda en fazla kişisel defterime falan yazarım. Bu durumda bir insanın ifadesinden dolayı ceza almaz ama devlet insanı ifadesinden dolayı idam etmeye bile muktedir. Sosyal medya örneğinde de kimi kısıtlamayı seven, kibar ortam sağlayan uygulamayı kullanır kimi de rahatça küfür edebileceği yeri. Kimse kimsenin hayatına karışmadan yaşanabilir ama solcu zihniyet, devletçi kafa illa bir şeyleri dayatacak ve bunun sonu yok. Bugün küfür hakaret yasak der, yarın politika eleştirmek suç der, "dezavantajlı grupları" desteklemeye bile zorlayabilir. İnsanların nasıl konuşacağına, neyi savuncağına karışmayın. Tarih boyunca çok farklı fikirler savunulmuştur. Bunları eğitimli insanlar düzgün bir dille ifade ettiği için ya yasaklanmamıştır ya da yasaklanmayan yere gitmiştir. Kaba bir insanın aynı fikri bozuk bir dille ifade ettiği için ceza yemesi görünüşe bakan akılsız insanın işi olabilir (örneğin burada akılsız yerine başka kelime kullansam yasalara göre suç olacaktı ve muhtemelen UA-cam izin vermeyecekti). Aynı zamanda insanların yeraltına inmesine ve daha tehlikeli olmasına neden olur. Kısacası ifade özgürlüğünün en büyük düşmanı devlettir ve devlet olmadığında ifade özgürlüğü meselesi şimdiki gibi siyasi, hukuki bir tartışmadan çıkıp daha felsefi veya basit bir kişisel tercih meselesi haline gelecek.
Sosyal medyada bir insanı tanımak için kullandığımız süre ve yollar çok az. Fikirleri bizimle uyuşmayan birine tahammül etmek dayanılmaz geliyor. Oysa o kişi yanı başımızda olsa ve uzun bir süre canlı bir şekilde iletişim kurulsa birbirlerini anlamaları daha kolay olur bence. Ekran başındayken 30 saniyeliğine tanıdığımız birini yargılamak ve hakaret etmek bence bunun kaçınılmaz bir sonucu. Ayrıca video için teşekkürler. Önemli ve herkesin izlemesi gereken bir video bu
Tabii ki de kısıtlanmalı herkes herkese istediği şeyi söylememeli.Nefret kavramının kendisi başlı başına kötüdür zaten,güzel bir video olmuş.
Bilginin etkileşim gücüne göre tekrardan bence yorumlanmalı.
19.yy da ki iletişim paradigmasıyla günümüz bir değil, Sağ liberaller olarak ifade özgürlüğü kapsamını sınırlarını tekrardan tartışıp, yorumlamalıyız.
Bir çok değişken parametreyi ele alınıp tekrardan incelenmeli.
doğru konu, düzgün üslup fakat eksik içerik olmuş, videoda bahsedilenin aksine denilen gruplar da artık fazla korunan grupta ve buna bile sesimizi çıkaramıyoruz, yine de video için teşekkürler
Sözde "nefret söylemine'" karşı yapılan sansürde insanların konuşma özgürlüğünün alınması işten bile değil.
Elinize sağlık
İfade özgürlüğü kısıtlanacaksa da bunu devlet değil, ifadede bulunacağımız platform yapmalı. Örneğin yazdığım bir kitabı x yayınevi yayınlamak istemezse ben de y yayınevinde yayınlarım. Hiçbiri yayınlamak istemezse demek ki görüşlerim hiç kimse tarafından kabul edilmeyecek kadar saçma veya iğrenç. Bu durumda en fazla kişisel defterime falan yazarım. Bu durumda bir insanın ifadesinden dolayı ceza almaz ama devlet insanı ifadesinden dolayı idam etmeye bile muktedir. Sosyal medya örneğinde de kimi kısıtlamayı seven, kibar ortam sağlayan uygulamayı kullanır kimi de rahatça küfür edebileceği yeri. Kimse kimsenin hayatına karışmadan yaşanabilir ama solcu zihniyet, devletçi kafa illa bir şeyleri dayatacak ve bunun sonu yok. Bugün küfür hakaret yasak der, yarın politika eleştirmek suç der, "dezavantajlı grupları" desteklemeye bile zorlayabilir. İnsanların nasıl konuşacağına, neyi savuncağına karışmayın. Tarih boyunca çok farklı fikirler savunulmuştur. Bunları eğitimli insanlar düzgün bir dille ifade ettiği için ya yasaklanmamıştır ya da yasaklanmayan yere gitmiştir. Kaba bir insanın aynı fikri bozuk bir dille ifade ettiği için ceza yemesi görünüşe bakan akılsız insanın işi olabilir (örneğin burada akılsız yerine başka kelime kullansam yasalara göre suç olacaktı ve muhtemelen UA-cam izin vermeyecekti). Aynı zamanda insanların yeraltına inmesine ve daha tehlikeli olmasına neden olur. Kısacası ifade özgürlüğünün en büyük düşmanı devlettir ve devlet olmadığında ifade özgürlüğü meselesi şimdiki gibi siyasi, hukuki bir tartışmadan çıkıp daha felsefi veya basit bir kişisel tercih meselesi haline gelecek.
Evet nefret söylemini, çıkış kaynağını yabani otlar gibi temizlemeliyiz
Zor sorular 🥲