Ben Eğitimci Gördüm: Müjdat Ataman - Aydaki Adam - İlker Canikligil - B34
Вставка
- Опубліковано 30 лис 2024
- Aydaki Adam serimizin diğer videolarını izlemek için:
➡aydaki.flutv.on...
Konuğumuz öğretmen, eğitimci, yazar Müjdat Ataman.
Eğitim nedir, nasıl olmalıdır? Eğitim konusunda neden başarısızız? Eğitimde nasıl bir reforma ihtiyacımız var? Çocuklar ilk önce okumayı mı öğrenmeli, yazmayı mı? Özel okullar tuzak mı? Eğitim milli olmak zorunda mı?
FluTV "Dünyanın En Otantik İçeriklerini Sunan" yepyeni bir dijital platformdur.
Videolardan haberdar olmak için lütfen abone olun:
➡ bit.ly/FluTv
FluTV Discord kanalı: / discord
#BenEğitimciGördüm #İlkerCanikligil #AydakiAdam
Aydaki Adam serimizin diğer videolarını izlemek için:
➡aydaki.flutv.on...
Ben Eğitimci Gördüm: Müjdat Ataman - Aydaki Adam - İlker Canikligil - B34 videomuzu beğendiyseniz en güncel diğer içeriklerimize göz atabilirsiniz.
➡Doğmuş Olmanın Sakıncası Üstüne - Yazar Burada Ne Demek İstemiş? - Aytuğ Akdoğan B23
• Doğmuş Olmanın Sakınca...
➡Mekan Açmak - Olmaz Öyle Gastronomi - Şef Sinan Büdeyri - B12
• Mekan Açmak - Olmaz Öy...
➡Ekonomik Kurtuluş Savaşı - Olmaz Öyle Saçma Ekonomi - Dr. Hakan Özerol - B15
• Ekonomik Kurtuluş Sava...
➡Veriden Sanat Olur mu? - Sanat Sohbetleri - Bager Akbay - B14
• Veriden Sanat Olur mu?...
➡Homo Deus veya Hümanizmin Sonu! - Böyle Buyurdu Kültür - Prof. Nevzat Kaya - B17
• Homo Deus veya Hümaniz...
➡Hababam Sınıfı İyi mi? - Olmaz Öyle Saçma Şey Z - İlker Canikligil - S04B28
• Hababam Sınıfı İyi mi?...
Kanalımıza katılın: uye.flutv.me
Patreon destek sayfamız: flutv.me
Kanal: flutv.online
Twitter: / flutivi
Instagram: / flutv.online .
. . . .
FluTV Discord: discord.flutv.me -- Kripto Destekleri için: 0x87a9538Af8f5f80371233951438b7faf9570B82C
Öğretmeni okul müdürü secmiyor, bütçesi yok diyor. Okulların %99 u Partizan müdürlere verilmiştir. % 90 ı ilahiyat mezunu din kültürü öğretmeni. Benim İstanbul da görevli olduğum ilçe de sağlık meslek lisesinin de müdürü din kültürü öğretmeni, endüstri meslek lisesi müdürü de din kültürü öğretmeni, sınavla alan lisenin müdürü de din kültürü ve ahlak bilgisi öğretmeni.
Doğu'da bir devlet okulunda görev yapıyorum. Sınıflar ortalama 45 kişi. Okul mevcudu ise 1600 civarı. Akıllı tahta yok. Bize teorik olarak öğretilen öğretim yöntem teknikleriyle ders işlemek , yapılandırıcı eğitimi uygulamak , birey merkezli ders işlemek çok zor. Ortaokula gelenlerden bazıları okumada zorluk yaşıyor bırakın çözüm üretmeyi okuduğunu anlayamıyor. Her şeyden evvel okulların sayısı arttırılmalı. Kalabalık sınıflarda kaliteli eğitim vermek pek mümkün olmuyor.
Müjdat hoca harika. Bütün kitaplarını okudum ve gözüme gerçekten eğitim kaçtı ve ağladım bir eğitimci olarak. Çok kötü bir yerdeyiz çok. İçler acısı... Bu kadar kötü bir eğitim sistemi yüzünden heba olan gençliği gördükçe kahrolmamak elde değil...
Güzel program olmuş. Eklemek istiyorum, hem de yakından tanıdığım iki ülkeyi az çok kıyaslamış oluruz:
Bahsedeceğim birinci ülke Almanya:
-Nüfus: 80+milyon
-Üniversitelere geçişte merkezi bir sistem yok.
-Üniversitelere tek bir yerden başvurulmuyor, okulların ne istediğine tek tek araştırmanız gerekiyor.
-Kişisel becerileriniz, referans mektubunuz ve daha öncesinde edindiğiniz deneyimler daha önemli.
Bahsedeceğim ikinci ülke Türkiye:
-Nüfus: 80+milyon
-Üniversitelere geçişte merkezi sistem var.
-Üniversitelere girmek için (sanat okulları hariç) tek bir yönetem, sınav ve sistem var.
-Referans mektubu, motivasyon mektubu vs istenmiyor.
-Kişisel becerileriniz sanat okulları harici önemsenmiyor.
Şimdi soruyorum size, nüfus cidden bu kadar büyütülecek kadar önemli mi?
Öğrencileri ayrıştırmamız için illa üstten bir yönetime mi ihtiyaç vardır?
Bence ülkemizdeki merkeziyetçi sistem ile yakından alakalı bir durum. Bu arada merkeziyetçiliğimizin bir çok unsuru doğrudan Almanya'nın "şirin" komşu ülkesi Fransa'dan alınmış, örneğin Milli Eğitim Bakanlığı (Ministere de l'Education National) ve müfredatın her yerde aynı olması (Fransa'da artık çokça istisna mevcut). Ülkemizin yerel idaresi il ve ilçeler (ve beldeler) arasında ayrılıyor, tıpkı Fransa'da (departement, arrondissement ve canton) olduğu gibi (Fransa'da artık idari bölgeler ve belediyelerarası birlikler de mevcut). Demek istediğim, biz bir yerden sonra kopyalamaya çalıştığımız sistemi geride bırakıp kendimiz birşeyler katmak istemişiz, ama eğitim konusunda çok başarılı olamamışız.
Şu anda Alman sistemi gelse, üniversitelerin tamamı ama bakın TAMAMI torpille öğrenci alır. En iyisi en yüksek yerden torpille en düşüğü en düşük torpille.
İlker Canikligil özelinde Flu TV özelinde söylüyorum: İYİ Kİ VARSINIZ!
Öğrencilerim ve meslektaşlarımın görebileceği platformlarda paylaşıyorum bu videoyu. Kesinlikle bu konu, böyle iyi birçok eğitimciyle işlenmeli. Boş verin izlenme niceliğini, TARİHE NOT DÜŞSÜN, yeter.
İlk olarak ekibinizde kendi okulumdan birini görmek sevindirdi. Ben şuan da Rotary'de son sınıfım. Evinin yakınında liseye gitme sistemiyle giren ilk öğrencilerdendim. Yarenin dediği gibi 9.sınıfta hocalar cidden çok büyük bir ön yargıyla yaklaştılar. Hakaret eden hocalarımız bile olmuştu ve bunun tek sebebi sınav senemizin yarısında sistem değiştirmeleri ve bizim o sisteme ayak uyduramayıp başarısız olmamızdı. İlk 2 sene çok dışlanmıştık.
Hocalar bile bir öğrenciye birey gözüyle bakmazken, hoca için öğrencinin tek değerinin 2 saatte yapılan bir sınav kadar olması ve hocaların etraflıca düşünme yetisinden yoksun olması beni o dönemler çok şaşırtmıştı. Bu durum nasıl değişir bilemiyorum ama çözmek uzun sürecek gibi gözüküyor.
Bir öğretmen olarak bugüne kadar bu kanalda izlediğim açık ara en hak verdiğim, beğendiğim video. Teşekkür ederim Flu TV 🌼
Eğitimi eğitimciler konuşunca tartışma da böyle güzel oluyor işte. Müjdat Hoca önemli birçok soruna değinmiş. Z kuşağının bu denli takip ettiği fluya daha çok eğitim bilimci katılmalı.
Özet olarak "Sınav"ın araç değil de amaç olduğu bir ülkede hiç bir şey yolunda gitmiyor işte (ne yazık ki öğrencilerin bile bu sınavın bir şey ölçtüğüne ve bu ölçümün öğrenci kalitesini belirlediğine inancı güçlü (28:42'de örneği var))
Ben 11 sene boyunca özel bir üniversitenin moda tasarım bölümünde ders verdim, teknik ve beceri kazandırmaya uğraştım. kah yetenek sınavıyla kah puanla kabul ettik öğrencileri (okul politikalarındaki değişim çerçevesinde). Öğrenci kalitesinde bir değişiklik gözlemlediğimi iddia edemem, yalnızca, puan ile öğrenci yerleştiği dönemde yüksek puan alacak kadar odaklanmış öğrencilerin özdisiplinlerinin fazla olduğunu ve onlarla ders yapmanın nispeten kolay olduğunu söyleyebilirim. Beceri, farklı düşünme, problem çözme konusunda ise tersi etki ettiği durumlara da oldukça sık tanık oldum.
benim kişisel deneyimim verdiğim eğitim için çok geç kalındığı yönündeydi. Geometri, 4 işlem ve basit denklemlerin insan vücut ölçüleriyle birleştiği, cetvel, pergel ve pistole kullanıldığı geometrik-görsel çözümlerin birleştiği bir konuda ders verdim. Bu parametreleri marangozluk, mimarlık gibi tasarım ve sunum gerektiren alanlarda da kullanmak gerekiyor. bunlara yönelik ihtiyaç ve becerilerin kah resim kah matematik projeleri (tercihan interdisipliner kombinasyonlar) yoluyla ilköğretimde kazandırılabileceğini düşünüyorum.
Ülkece üniversite deyince akla tıp ve mühendislik dışında hiç bir şey gelmemesi, eğitimin sonunda tahayyül edilen "gerçek hayat" şablonunun çerçevesini daraltıyor. (bu meslekler için bile çok yanlış ön kabullerden oluştuğunu göz ardı edersek). Oysa erken dönemdeki eğitimde öğrencilerin gerçek hayata dair sonuçlar üretmesi matematik konusunda şevki daha az öğrencileri bile motive edebilir, alana atfedilen (soyut) zorluktan kurtarıp, görsel (somut) bir anlayışın parçası haline dönüştürebilirdi diye düşünüyorum. Ya da üniversite eğitimine gerek duyulmayan branşlarda işe yarayabilirdi, mesela fayans kesen ustanın musluk tapasını yerleştireceği deliği önceden ölçüp planlayabilmesi de, gerçek problemlerden, oluşan bir ilk-öğretimden, şimdikine kıyasla çok daha fazla verim alınmasını sağlayabilirdi.
Herkesin üniversite okumayacağı ve mecbur hissetmeyeceği ve başka bir alanda yoluna devam ederken o güne dek okulda geçen vaktin de külliyen zaman kaybı olarak kayıtlara geçmeyeceği bir eğitimin mümkün olduğunu ama ülkece bundan itinayla uzak durulduğunu düşünüyorum.
evet, çok dertli olduğum bir konuya değinmişsiniz, bunun için teşekkür ederim.
Merhabalar 🤗
Yazdıklarınızı okudum. Düşünceleriniz ve tespitleriniz harika. Bende uzun yıllardır mühendislik konuları üzerine eğitimler veriyorum. Bu konu üzerine bir kitap yazıyorum. Sizin gibi insanlarla konuşmak ve fikir alışverişinde bulunmayı çok seviyorum. Keşke böyle bir imkanımız olabilse 🙏
Öğretmenlikte 13. Yılım ve Müjdat hocanın bir sözüne istinaden abartmadan şunu diyebilirim. MEB de öğretmenlik yapan en az 1000 kişiyle tanıştım ve öğrencisini seven daha doğrusu çocukları seven öğretmen sayısı vallahi billahi 20yi geçmez. Sevgisiz birinden nasıl sevgi aşılanır. MEB komple bütün öğretmenleri gözden geçirmeli ve ciddi şekilde eleme yapmalı. Hatta ruh sağlığı yerinde olmayan öğretmenlerin öğrencilerine psikolojik destek vermeli. Çünkü ruh hastası çok öğretmen var.
Düz memur zihniyeti ortadan kaldırılmalı ve öğretmeler ders konusunda özgür bırakılmalı.Okul yöneticileri gerçekten yöneticilik yapmalı.
@@mehmetulus746 bence okul yöneticileri atama yerine kendi içinde seçilmeli ki bu ülkeye acilen liyakat getirilmeli her alanda. Yan gelenin yattığı yer olmaktan çıkarılmalı bütün kurumlar ve diyanet bütün cemaatler ve tarikatları kapatmalı. Bütün eğitim kurumları acilen bağımsız ve tarafsız kurumlar tarafından denetlenmeli ve ağır yaptırımları olmalı. Kaynağı belli olmayan bağışlar ve rüşvet verenlerin mallarına el konulmalı mallar kimsesiz çocuklar için kaynak oluşturulmalı ve her mahalleye beceri atolyeleri kurularak mahalle içerisinde insan kalitesi arttırılmalı. Çocukları evlerden çıkarıp seanslara göre spor aktivitelerine yönlendirilmesi ve her çocuğun bir alanda becerisini lisans seviyesine çıkarmalı. Ve bu ülkenin insanlarının din tacirleriyle ve kemalist zihniyetle bağları kesilmeli. Bunları sağlanırsa bu ülke 30 yıl sonra dünyanın süper gücü olur.
@@Dronibo cemaat, kulüp vb gibi sosyal oluşumları kapatmak bunların yer altına inmesine neden olur.Bu dedikleriniz cumhuriyetin ilk yıllarında yapıldı insanların nefretini kazanmaktan başka bir işe yaramadı. Devlet ile toplum arasında bir kopuş yaşandı. Daha fazla şeffaflık bizim için yeterli.Liyakat sorunu çözülürse ülkece kalkınmak mümkün olacaktır.
Öğretmen yorumu beğeneceğimi düşünmemiştim hiç
MEB komple değiştikten sonra öğretmenleri değiştirmeli tabii. Bu MEB yapacaksa...
Türkçe Öğretmeniyim, KPSS'ye çalışıyorum. Dört temel beceriyi herkes okuyup testini çözüyor ama atanınca unutulması gereken bir beddua oluyor. İdealizm ölüyor zamanla. Öğretmen denilen alanda yoğrulan biri olmalı ama hepimiz dört duvar arasında alan çalışalım eğitim çalışalım diyoruz. Kaç netle atanırız, kaç net kurtarır. Bilmiyorum çok zor hocam, çok zor artık bazı şeyler. Bir sınır vardı, biz o sınırı geçtik.
Arkadaşım dediklerine katılmakla birlikte şuan Kanada'da uygulanan sisteme biraz değinmek istiyorum. Ben bunu belli mecralara ilettim en azından bir faydası olur diye ama kimse beni umursamadı. Söylediğim konu ise şu idi. KPSS P3 sınavının öğretmenliğe etkisi olmasın sadece memurlukla kısıtlayın ve öğretmenler sadece alan sınavlarıyla atansınlar. Bu alan sınavlarının kapsamı geniş olsun 100 soru gibi 2 ayrı oturum şeklinde yapılsın. İlk oturum 40 soru alan eğitimi olsun(mesela sadece Türkçe öğretimine dayalı bir alan soruları) ikinci oturum ise Türkçe alan bilgisi olsun. Şuan mevcutta öğretmenlik yapan kimselere alan sınavına girmemiş olanlara alan bilgisi ölçme sınavları yapın yani onlarda alan sınavlarına girsin ve kendi alanları hakkında ne kadar bilgi sahibi olduklarını görelim dedim. Ama tabii ki de her zaman ki gibi mevcut statüko bizleri dinlemedi. Kanada'da buna benzer bir alım var ama onlarda bizim gibi kadrolu öğretmenlik usulü yok onlar ben artık koltuğu kaptım artık hayatım garanti gözüyle bakmıyorlar. Çünkü orada ücretli öğretmenlik sistemi var ders başı ücret alıyorlar ve eğitim seviyeleri çok iyi durumda, oraya gidip araştırma görme imkanın olursa ben üniversitede değil, anaokulunda okumuşum dersin. İsrail''de halkın %90'ı İngilizce bilir, halkın %60'ı Fransızca bilir yani halkın orta ve alt sınıfı dahi en az iki Avrupa dili bilir. Ürdün'de de durum fena değil en azından Türkiye'den çok daha iyi durumdalar. İsrail'de lise öğretmenlerinin bilimsel makale sayıları mükemmel derecede fazla ve şuan pek çok dünya literatüründe atıf yapılıyor. Düşün lise öğretmeni :)
Türkçe öğretmeniyim KPSS süreci neslimizi her açıdan inanılmaz çürütüyor. Düşünmeyi bırakın KPSS çalışmak dışında hiçbir sosyal yaşantımız olmuyor; kitap okumak, film izlemek, doğayı tanımaya çalışmak gibi basit durumlar dahi bizim için ulaşılması gereken, imrenilen birtakım haller oldu. Bazen yemek yemeye ayıracağın zamandan feragat edip ders çalışmak için fırsat kollamaya çalışıyorsun. Değil ikinci üçüncü basamak bizim için Maslow piramidinin birinci basamağı da tam anlamıyla gerçekleşemiyor. Bütün bunların gölgesinde KPSS'de 2600 civarı olan Türkçe öğretmenliği kontenjanı bir anda 700'e inmiş durumda artık belirlenmiş standartların içinde olmak da yetmiyor. Çünkü artık belirlenmiş standart da kalmadı sınava çalışırken 2500 içerisine girmeyi hedefliyorken bu hedef 700'e dayanıyor. Fakülteni bitirmiş, sınavına girmiş bir öğretmen olarak atanamadığın için sınavsız bir biçimde mesleğinde olan veteran öğretmenler dahi seni bir öğretmen olarak görmüyor.
@@mrta.7807 Kpss yi kaldıralım. Eğitim fakültesinden sadece öğretmen olmayı başarabilenler mezun olsun. Aynısı tüm üniversite dalları içinde geçerli. Türkiye de üniversiteye girmek zor. Mezun olmak kolay. Fen lisesi mezunuyum Hayvan gibi çalışıp tıp kazandı arkadaş. Yemin ediyorum tek sayfa okumadan kopya ile kurtarma ile 3. Sınıfa kadar geldi. Sonra koptuk onunla. Kesin mezun olmuştur. Al sana doktor.
@@cxxaner Sınavın ismi KPSS olur ya da olmaz ama ben bir sınavın olmasını savunuyorum. Özellikle öğretmenlik alan sınavlarının daha nitelikli hale getirilmesi daha iyi olur diye düşünüyorum. Sizinle paylaşmadığımız düşünce bence Türkiye'de üniversiteye girmek çok çok kolay ve okuması da bir o kadar kolay. 7 milyon öğrenci olan bir ülkede yaşıyoruz. Sadece belli başlı bölümlere ve üniversitelere girmek zor. Eğitim fakülteleri bile yol geçen hanı olmuş durumda, ortaokul okuyamayacak kişiler üniversite biritip ben öğretmenim diye ortalıkta geziyor. Ben Türkiye'deki öğretmenlerin öğretmen olma basamaklarını yıl yıl inceledim maalesef eskiden beri ciddi sıkıntılar var. Şuan görev yapan eski öğretmenler arasında 3 aylık kursa gidip öğretmen olan yüzbinlerce öğretmen var.
Çok keyifli bir sohbet olmuş. Hiç sıkılmadan zevk alarak izledim. Ülkemizin hiç çözülemeyen, kronik sorunlarının en önde geleni şüphesiz eğitim. Bir eğitimci olarak çok üzülüyorum ama ümidimi de kaybetmedim.
Özel bir okulda bir İngilizce öğretmeni olarak Müjdat hocanın söylediği her şeye katılıyorum ve eğitimin, tam da söylediği gibi, çoktan seçmeli testten çıkarak sadece ve sadece öğrenmeye odaklı olması gerektiğine inanıyorum ve olabildiğince bu şekilde ders yapmaya çalışıyorum.
Güzel sohbetti. Sabah kalkıp okula giderken dinledim. Hocama bir kaç noktada itirazım var. Z kuşağını çok şık anlattı. Şu an dokuz ve on olmak üzere 827 öğrencim var hocamın anlattığı gibi öğrenci 827’de 2-3 kişi. Böyle bir oran z x y z zart zurt kuşağında da var zaten. Z kuşağı hoş onların kafada olmayı ben de isterdim, farklı bir kuşak ama biz de bizden önceki kuşağa göre farklıydık vs vs çok abartmamak gerek bu kuşak olayını
En büyük sorunumuz eğitimdir. Eğitim-Öğretimin altı oyula oyula sap gibi kaldı. Toplumun cahil kalması, sorgulamaması üzerine bir politika güdülüyor. Söz konusu eğitim ise, siyasetten, politikadan ayrı düşünülmelidir artık. Çok güzel sohbetti, teşekkürler. 👏👏
Bu nasıl mümkün olabilir? Eğer toplum cahil bırakılmazsa politik iktidar tehlike altına girer. O yüzden mevcut hükümet kendi zihniyetine sahip insanlar üretmek istiyor. Bu hep böyle olacak ki iktidar devamını sağlasın.
@@berakoc8556 e o zaman neden z kuşağı hükumeti desteklemiyor? Cahil olmadıkları için mi? Cahil değillerse demek ki eğitim sistemi düzgün çalışıyor? Peki bu Z kuşağını eğitenler hangi eğitim sisteminin mezunları?
@@ahmetschwarzenegger1542 Hukumetin bir anlami yok. Mesele zihniyet ve duzen meselesidir. Bugunun hakim sinifi burjuvadir ve zihniyet de bunun uzerine insa olur. Marx'in dedigi gibi hakim sinif ayni zamanda zihniyeti belirleyen siniftir. Bugun Z kusaginin zihniyet ile bir sorunu yok. Eski rejimi yikmak gibi bir dertleri de yok. Bugunki hukumet duzenin bir suru yuzunden biri. Yerine gelecek herhangi bir duzen partisi de ayni sekilde olacak.
güzel bir sohbetti.trigonometriyi işe yaramaz görmesini bir mühendis bakışıyla dil sürçmesi olarak değerlendiriyorum.hocamiza ve flu tv ye teşekkür ederiz.
Fizyoterapistim, ilginç de olsa ara sıra trigonometriye ihtiyaç duyuyorum.
Gerçekten ufkumu açan bir sohbetti. Bana göre flu tv nin en iyi programı
Müjdat Hocamızın ağzına sağlık.
Dünya üzerinde bir eğitim cenneti yok elbette. 1.0 veliler ve öğretmenler, 2.0 öğrencilere doğal olarak uygun eğitimi veremiyor neredeyse hiçbir yerde.
2 öğretmen ebeveyn olarak 23. yılımızda konfor alanlarımızı terk edip, istifa edip, oğlumuzun eğitimi de dahil olmak üzere bir çok sebeple İngiltere'ye göç etmemizin sebeplerini özetlemiş.
38:40 belirtilen utanmayı emin olun çok iyi anlıyorum. Bende de bu durum var. Yabancı misafirlerle ingilizce pratik yapmaya çalıştığım olurdu ve ya ablam ve annemle ingilizce pratik yapim derdim. Ancak kullandığım kelimeyi yanlış ifade ettim diye müdahale ederlerdi ya da işte alaylı bir şekilde yaklaşırlardı ancak yurt dışına çıktığımda yabancılara kendimi bir süre sonra daha rahat ifade etmeye başladım ve (hatta yabancı kız arkadaşlarım bile oldu) ve bu ortamlarda türk olmamasına önem verdim sonra sorunun kendim de olmadığını çevresel olduğunu idrak etmiştim. Hatta yakın bir zamanda annem böyle ingilizce pratik yapmak istedi ona ben kesinlikle bir türkle pratik yapmam dedim. Geçmişteki bu garip travmadan dolayı. Belki de yabancı dil öğrenmekte zorluk yaşamamın sebeplerinden biri de kelimeleri söylerken yanlış ifade ettiğimizde sürekli alaylı bir müdahale olması ve bunun sonucunda utanmanıza veya kendinizi kötü hissetmenize neden olmasıdır. Ancak hatta yapmadan öğrenemiyorsunuz.
ilkerin gözlükleri muhtesem yaa
özel okul sahibi olduğunu duyunca videoyu kapatıyorum, evet en iyi bilen sizsiniz!
Ispartada sinema okuyan birisi olarak çok güldüm
Eğitimin temeli öğretmendir. Fakat; öğretmenlerin halleri içler acısıdır. Neden böyle diye soracak olursanız bunun cevaplarının en temel sebebi ise şudur: Öğretmenlerin içinden çıktığı sosyal yapıların kalitesiz olmasıdır.' İşte bu sebeple öğretmenlerin entelektüel yapıları çok düşük. Geneli Türkiye'deki pek çok meslekte olduğu gibi toplumda bir statüm olsun, toplumda bir sınıf atlayım diye o mesleği tercih ediyorlar. Öğretmenlerin yabancı dil bilme oranları %1 bile değil; Pakistan'daki öğretmenlerde bu yüzde çok daha yüksek durumda düşünün Pakistan, Türkiye'den çok daha iyi ve Türkiye'deki öğretmenler üniversite mezunu olmakla övünüyorlar. Eğitim fakültelerinin hali berbat durumda, sanmayın şimdi böyle hep böyleydi. Çünkü Türkiye'de avam olmak rahat olduğu için her zaman tercih edilen bir şey oldu. Abim Gazi Üniversitesi Ekonomi mezunu ve Kanada'da yüksek lisans yaptı, arkadaşları arasında çoğunlukla mühendisler vardı. Ben lise hayatımı bu insanların yanında geçirdim. Abim ekonomi mezunu olmasına rağmen Tarih'i benim tarih hocalarımdan çok daha iyi bilirdi. Noah Kramer'i, Amelia Khurt ve Jean Battero'yu ve Susan Wise Bauer'leri kendi dillerinde okumuştu ve Sümerlerden bu yana Ortadoğu tarihini çok iyi bilirdi. Lisedeki tarih hocamda Sümerler yazıyı buldu, tekerlek buldu, dört işlemi buldular diye anlatırdı sadece. Bu benim aklıma gelenler kimse kusura bakmasın dünyanın en iyi sistemini de getirsen eğitim verecek malzeme kötü, üstüne Türk Hükümetinin gereksiz siyasi emelleri üstüne binince olan pırıl pırıl gelecek vadeden öğrencilere oluyor.
Her videosu altın değerinde olan kanal. Bakalım hak ettiği değeri ne zaman görecek.
Dil egitimi ile ilgili 2 nokta (2. yi hocamizda dikkate alabilir) -->
1 - Dil ogrenme yetenegi 7 yasindan sonra azalmaya baslar. Bir cocugun 2 veya daha cok dilli olmasi icin 4 - 7 yas arasi dil egitimi almasi elzem.
2 - Kendi dilinin grammerine hakim biri yabanci bir dili daha rahat ogrenebilir. O iyelik ekleri, zamirler ve edatlarin kendi dilinizdeki anlamlarini tam oturttugunuzda yabanci dillerdeki benzer yapilarinda daha hizli ogrenebilirsiniz.
İlk defa Sanat Tarihi'nden bahsedildi, çok teşekkür ederim. Eleştirel düşünceyi yaratabilmenin yolu görmeyi bilmekten geçiyor. Tekrar teşekkürler.
Müjdat hocaya teşekkürler, çok akıcıydı bölüm. Teşekkürler FLU
Hocam bence her çıkardığınız her uzmandan hikayeler barındıran bir kitap çıkarmalısınız artık. Hikayeler şu soruya cevap vermeli ve kitabın adı kesinlikle şu olmalı; " Peki Hocam Ne Yapalım."
Normalde 1.25 hızlı oynaymat ile izliyorum. İlk defe bir youtube içeriğini ikinci defa ve normal hızda izledim çok güzel bayıldım gerçekten teşekür ediyorum.
En sevdiğim iki adam 😍 ve hayatımda çok önemli olan Müjdat hocam. Daha bugün telefonda görüştük :) Ne mutlu hayatımda böyle insanlar olması 😍
eveeeeet intikam vakti geldi. ortaokuldayız bi hocamız var erhan, çocuklar dedi kalkın arkadaşlarınızdan küfür edenleri ihbar edin, kimse bişey diyemez size kafasını kırarım dedi, herkes tek tek kalktı diğer arkadaşını ispiyonladı, herkes söyleyeceğini söyledi bitti sonra dedi ki erhan hoca adı söylenmeyen varsa tekrar isim söyleyebilirsiniz dedi, benim ismim söylendi, müthiş bir öfke içindeyim, "ne zaman küfreetim lan ben ibrahim, kanıtlayabilir misin" dedim. erhan hoca kızdı etmişsindir sen dedi, farkında değilim belki de ettim belki de etmedim neyse mevzu da o değil zaten. bizi tahtanın önüne topladı, 7-8 kişiyiz kısa erhan şişko erhan, mehmet ve kardeşi serhat furkan burak bir tane de kız var gülşah. bizi tahtaya çıkardı avucunun en sert kısmıyla çenemize tak tak tak çaktı birer yumrukta karın boşluğumuza.
hadise bu
aradan 10 yıl geçti facebookta bi grup kuruldu erhan hoca için herkese soruyor hoca ne yaptınız ne ettiniz diye, hocam ben takım lideriyim dedim, liderlik yapıyorum bi ekibim var felan, nasıl liderlik neler öğrendin dedi, asıl bombe geliyor. ne yapmayacağımı yıllar önce sizden öğrenmiştim dedim. beni ve arkadaşlarımı ispiyonlatıp dövmüştünüz dedim. buz kesti ortam ki herkes okuyordu sınıfta.
burada golü attım ama şurası daha fena
askere gidicem babannem dedem aydında bu erhan hocada oraya tayin olmuş el öpmeye gidicem dedeme o ara erhan hocayıda aradım askere gidicem aydına gelicem gelmişken sizi görevim. adam bi korktu çapraz sorguya aldı, deden hangi köydd nasıl geleceksin, askerlik nereye çıktı, kastamonunun neresinde felan filan gel görüşelim de demedi.
erha hoca bunu okuyorsan sana buradan sesleniyorum bak, 2 tane çocuğum var bırak onlara şiddetli bi şekilde dokunmayı bağırmayı onlar yanımdayken eşimle konultuğumuz kelimelere dahi dikkat ediyorum.
benim babamda beni bu şekilde büyüttü sen benim babamın biricik evladına vurdun, sen arkadaşlarına arkadaşlarını ispiyonlattın.
küfürden çok hassasdın dimi al sana küfür
senin ben vicdanını eğitimcliğini haysiyetini seveyim.
"olmaz öyle saçma eğitim" iyi bir fikir değil mi ?✨ 😁
''Olmaz Öyle Saçma Eğitim'' diye bir içerik gelmeli. Çok mantıklı. Kabul edin. Cheers.
Müjdat hocayı çok severek takip ediyorum 💕 Böyle eğitimcilerin olduğunu görmek umudumu tazeliyor
2:40 iki programdır bi dolma muhabbetidir gidiyor hayırlısı. Mustafa Seven de dolma restoranı açacaktı OÖSG'de
Flu TV 💖💖💖💖 Harikasınız. Konuğumuza da Teşekkürler. Bu konularda (eğitim sistemimiz!!) mafa yoran, düşünen insanlarımız var. Niçin ilerleme sağlanamıyor?
İlker Canıklıgil style, emeğinize sağlık kolaylıklar, ayrıca Müjdat Hoca , Fatih Özgüven'e çok benziyor, gözlüğü de çok iyimiş.
Bu adamdan 10 tane vardır bu ülkede, bir şekilde bir araya getirilip siyasi, maddi ne gerekiyorsa o destek verilip, eğitimi yeniden inşa etmek gerekiyor.
Hocamız bana günümüz aydını gibi geldi, arka arkaya bütün güncel konuları sıraladı sadece. Hiçbir fikir öne sürmedi. Yorumları genel olarak okudum eğitimci arkadaşlar çok beğenmiş ben eğitimci olmadığım için beğenmedim heralde. Kimseyi üzmeden nasıl tartışılırı bizim aydınlar gösteriyor. Tüm öğretmenlerin beğenmesine bakarsak sorun öğrencilerde. Kitap yazmasına gerek yoktu bildiri yazsa yeterdi.
Neredeyse video boyunca egitim sisteminin bozuk yanlarına (mufredat, ogretmen yetiştirme, sevgisi ogretmenler, sinav sistemi, likayaksiz atamalar, okul niteliği, siyasi cikarlar, veliler, egitim sisteminin kendisi vs) degindi hocam. Öğrenciler ile ilgili en ufak bir sorumluluk yukleyici yorum yapmadı. Nasil böyle bir çıkarım yaptınız merak ettim?
Çok güzel bir söyleşi olmuş!! Turkiye'deki hemen hemen her problemin ilk olarak "felsefi" ve hemen ardindan teknik oldugunu düşünüyorum. Sanki tek bir doğru varmış ve ona doğru hurra ilerlememiz gerekirmiş gibi bir anlayış var. Bu sistemin icinde yetişenlerden (siyasetcilerden), bu sistemi düzeltmelerini beklemek ; bizim cumhurbaşkanımizin(yada herhangi bir siyasetçimizin), Hollanda basbakani gibi ise bisikletle gidip gelmesini umut etmek gibi birşey...
Sorum net. O koltuğa (basitleştireyim ya da yönetici koltuğuna) geçtiğinizde, siz bisikletle gidip gelir miydiniz?
Devlet okulları için finans meselesi tabi ki önemli ama devlette öğretmen biri olarak resmi evrak kağıt kırtasiye isleriyle ugrastigimiz kadar öğrencilerin başarılı olmalarıyla ilgilenilmiyor maalesef
Yine yeniden İlker hoca farkı, adamı buldu, getirdi, konuşturdu.
Ben sadece Müjdat hocamın özel bir eğitim kurumundaki öğretmenlerine nasıl yaklaştığını merak ediyorum. Çünkü Türkiyede özel okulların öğretmenlerine haksız, fazla iş yükü ve de mobbing uyguladıklarını düşünüyorum.
Fide de öğretmenler çok mutlu
İlker Bey 3 kez benim çocuğum yok dedi. Nedense her duyduğumda beni üzer gibi oldu.
Harika bir program olmuş. İlker beyin çocuğu olmamasına rağmen bu programı yapması da çok cömert bir hareket.
Çok iyi bir program, teşekkürler.
Hocam Ziya Selçuk neden iyiydi mesela? Bakanlığına 25 milyon liralık malzeme sattığı için mi?
Süper soru. Artık bu vıcık vıcık Ziya Selçuk romantizminden ne zaman gerçeğe dönecekler acaba
İlker Hoca'ya rica ediyorum. Şu programa lütfen Prof. Dr. Selçuk Şirin hocayı da davet edin. Harika olacaktır. Lütfen...
Kesinlikle 🤩
Muhteşemdi. Ve video kadar yorumlarda bir o kadar bilgilendirici...
Türkiye’de ve dünyada eğitim konusunda Erhan Erkut’u konuk alabilirseniz çok iyi olur, kendisi çok yetkindir bu konuda.
Ege Üniversitesi'nde 2012 yılında açılan Güzel Sanatlar ve Mimarlık Fakültesi'nin hâlâ bir fakülte binası yok, fakültenin "Resim" bölümü yok "Mimarlık" bölümü yok yalnızca "Görsel İletişim Tasarımı" bölümü mevcut, oranın öğrencileri de 35x50 gibi büyük boy çizimlerini tabure üstünde dizlerinin üzerine koyarak çiziyorlar. Fakülte açılalı 10 yıl olmuş...
Oh be sonunda eğitim programı.
Öğretmenim. Videoyu izledikten sonra okula daha pozitif gitmemi sağladı :)
Emeği geçen herkese teşekkürler vizyon genişleten keyifli bir sohbet olmuş.
Razi Canikligil bölümü neden gelmedi hocam?
Bu yayının üstüne Prof. Erhan Erkut'u da konuk alsanız harika olur 🤠
Ülkemizde eğitim kalitesinin düşük tutulmasının birçok nedeni var. En önemlisi kolay yönetilebilir bir toplum istenmesi. Eğitimsiz toplum her yöne doğru yönlendirilir ve yönetilebilir. Bu nedenle hiçbir iktidar eğitim sorununu çözmek istemez.
Flu TV ve her konunun içinde dolma geçmesi :D
Müjdat Ataman da finansmanına katılacak mı Topkapı'da dolmacı dükkanınınnedir :) girişimci topluyorlar galiba..
Turkiye’nin iyi ozel okullarindan birinde, ama 30 sene once, burslu okuyan cok sansli bir azinliktayim. Simdi cocuklarim Hollanda’da devlet okulunda benim okudugum ozel okuldan bile daha iyi egitim aliyorlar. Ulkemin tum cocuklari icin cok ama cok uzgunum!
Hoca o kadar haklı ki, lisede kendi oyunumuzu yazmayı denettiklerinde objenin farenin bulunduğu yere doğru gitmesini hesaplamamız gerektiğinde matematiği gerçekten işimize yaradığını anlamıştık.
eğitim kooperatiflerinin kurulması, ortak karar alınması ve ortak yönetimin sağlanması konusunda önemli bir açılım sağlayabilecektir.
Yakın tarihin öğretilmemesi çok kötü bir şey. Geçen sene YKS diye bir şeye girdim Saraybosna'da bulunan bir köprüyü Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinde sormuş. Ben bilemedim ve doğal olarak yanlış yaptım. Annem de diyor ki "Nasıl bilmezsin ya, hani savaşta patlattılar ya!". O savaştan haberim vardı ancak okul sayesinde değil "Ulisses' Gaze" filmini izlemiştim. Ama nereden bileyim neler oldu savaşta, savaş neden çıktı. Ben sadece ortamı ve geçen olayları gördüm ki bu filmi ben izledim de diğerleri izledi mi? ANAP falan diyorlar onlar ne ki BİLMİYORUM. Bu sene oy vereceğim şimdi oturdum yakın tarihi araştırıyorum. Bu arada, sınavda istediğim puan gelmedi bir sene daha çalışmaya karar verdim. Annemler gezmeye gitti, ben ders çalışacağım diye evde kaldım. Anneme de buradan selam söylüyorum TABİKİ DE DERS ÇALIŞIYORUM SADECE MOLA VERDİM.
Daha izlemeden yazıyorum çünkü Müjdat hocamla birebir tanışıp atölye yapma şansım olmuştu gerçekten insan olarak da eğitimci olarak da şa-ha-ne bir kişidir teşekkürler konuk olarak davet ettiğiniz için 🌸 eminim çok doyumlu bir sohbet olmuştur ☺️
Guzel video ama Robert’in sadece bir etiket olduguna inanmiyorum :) Hazirlik yili adi altinda oyle guzel romanlar okuduk ve tartistik ki, 13 yasinda oyun teorisi gibi seyler ogrendim. Turev/integral ogrenirken matematik hocasi Mathematica’da animasyon hazirlamisti yaptigimiz seyleri gorsellestiren. Fizik hocasi sanirim dahiydi. Tam bir seyi ogrendik sanarken oyle bir soru soruyordu ki her seyi bastan, surekli baska bir acidan degerlendiriyorduk. Biyoloji hocasi sonradan universiteye gecti. Tarih hocasi hicbir not getirmez, gozunu kapatir ve yasayarak, kendinden gecerek bize tarih anlatirdi. Secmeli derslerimin arasinda bilim kurgu edebiyati, java programlama ve sinema gibi dersler vardi. Ha bu dediklerimin bir kismi belki simdi normaldir ama benim dedigim 15 sene oncesi. Ilker hocam beni ise alir misin :)
Şu an için hiçbiri normal değil ne yazık ki...
Evrim ağacı kanalı ile daha doğrusu Çağrı ile olmaz öyle saçma Evrim/biyoloji adı altında bölümler olsa çok hoş olurdu
Harika bir içerik olmuş yine teşekkürler hocamlarım
Müjdat bey Flu Tv yi izleyen 72 yaşında olanlar da var. Lütfen biraz yavaş konuşun. Anlamak ve dahi anlaşılmak iki kişi arasındaki güzel şeylerdir
Eğitim özelleştirilmeli (nokta)
Sayın Canikli , tüm kalbimle siz ve misafirinizi kutluyorum ....
Kalsik müzik sevgimi blok flüt çalamama borçluyum :) müzik öğretmenim dersi geçmek istiyorsam 3 tane klasik müzik konserine gitmemi şart koşmuştu.
Bu videoyu izledikten sonra bazi seyleri geri planda dusunmeye devam ettim ve aklima su geldi. Flu tv bir anlamda egitim kanali, surekli bir sey ogrenmek ya da daha iyi anlamaya calisiyoruz. Ama ders anlatir gibi degil, soru cevap seklinde. Bir anlamda, videoda bahsedilen “ogrenme” (ogretme olmayan) sekline epey yakin.
Ilker hoca once konuyu anlamaya calismak icin “bu nedir” seklinde sorularla basliyor ama cok vakit gecmeden “ne yapalim” tarzi sorulara gecip, sonuctan geriye gidiyor. Bu yontemle ogrenilen seyler beyinde yerini otomatik buluyor, kategorilesmis sekilde ogrendigimiz seyler gibi aktif bir bicimde yer acmamiza gerek kalmiyor. Kisacasi daha az yorucu oluyor. (Sadece fikrimi yazdim, mekanizma tamamen farkli bir sekilde calisiyor olabilir).
Mesleğimden (Meteoroloji) küçük de olsa bahsedilmesi beni mutlu etti :)
Müjdat hocam, sizi görmek ne güzel.
Daha videonun başındayım belki devamında düzeltirler ama söylemde bir hata var. Birine düştüğünde destek vererek çözüm üretmeyi öğrettiğinizde ortaya her şeyi soran, nasıl olsa üstteki çözer diye düğümlerde kendini kasmayan bir birey çıkabiliyor. Nereden mi biliyorum, ben de bu tür eğitimden geçmiş bireyler çalıştırdım. Olmuyor, çalışılmıyor. Adam her şeyi soruyor. Yani yapabilmesi gereken şeyleri soruyor. Peki ne yapmak lazım derseniz, ben de bilmiyorum. Ama özetle düşeni kaldırmak olmuyor. Buna alışan bireyle çalışılmıyor.
Kendisi ile bizzat röportaj yapabilmiştik. Çok iyi bir öğretmen.
Videoyu bookmarkıma da ekledim. Arada açıp açıp tekrar izlicem.
Şehirlere yönelik Köy estitüleri benzeri okullsr kurulabilir.Buralarda bolca işlikler,labaratuvarlar,
vs.yapılıp iş içinde eğitim verilebilir.
Harika, en beğendiğim videolarınızdan biri oldu.
Sayın Ataman önemli tespitlerle önemli öneriler ve eğitim stratejileri sunuyor. Ancak, kendisine şöyle bir sorum var, Türkiye gerçeklerini de göz önünde bulundurarak: Eğitim sisteminde "öğretmenleri yukarıdan aşağı doğru mu kontrol edelim, yoksa aşağıdan yukarı mı?" şeklindeki soruya kendi cevabı aşağıdan yukarıya şeklinde olması yönünde 16:17. Kendisi bir eğitimci olarak şunun da farkındadır ki ülkemizde "eğitim" sadece MEB okullarında değil, "Kur'an Kursu" şeklindeki yapılanmalarla çeşitli tarikatların vakıf, yurt, okul vs şeklindeki yapılanmaları içerisinde de gerçekleşmektedir. Böyle bir yapılanmalar içerisinde kendisinin öngördüğü "aşağıdan yukarı" bir sistemin etkisi hakkında ne düşünmektedir?
Bir de özel okullarda çalışmış herkes Ziya Selçuk’un berbat olduğunu söyleyebilirken, buradaki ziya Selçuk güzellemesi nedir ya
hem okul özerkliğinden bahsedip hem devlet okulu romantizmi büyük bir çelişki
Güzel bir popülist çıkartmışsınız
Çok basit, birçok kişinin sıradan göreceği bir hikaye;
Fizik dersi Lise 1. Sınıf. Tahtada basit elektrik devre şeması. Bildiğiniz anahtar, lamba, pil mevcut. Parmak kaldırdım; "Bu devrede kondansatör kullanımı ampulün yanmasını ne şekilde etkiler? diye bir soru sordum. Öğretmen çok kısa bir süre düşündü ve "Önündeki bilgisayar dergisini kapat, dersi dinle!" dedi ve anlatmaya devam etti.
İlker Canikligil ve ekibinin yaptığı bütün videoları izledim ve ilgiyle takip ediyorum. Bu video içeriği ve sunumu kesinlikle ilk 10' a girer. Harikaydı. Tebrikler.
Bu sektörün içinde olan biri olarak, hem gülerek hem üzülerek izlediğim bir bölüm oldu. Emeğinize sağlık. Ekleme yapayım bizim bazı öğretmenlerimizin egolarını hala atamadıkları bir sistemdeyiz, bu neslin eleştirilerini bir saygısızlık gibi algılayıp öğrenciden de bir şey öğrenilebileceğine ''birlikte öğrenme'' kavramına tamamen kapalı gibiler.
Süper bir program olmuş lütfen devamı gelsin 😊
12 yıllık temel eğitimde sadece bir yıl ingilizce öğrendim o da boğaziçili bir öğretmen sayesinde oldu. iyi öğretmen ne olursa olsun öğretiyor.
Eğitim ücretsiz olmalıysa ki bence de olmalı, parayı hayatının merkezine koyan öğretmenlerin bulunmaması gerekli. Bu da zengin, birikimi olan insanların öğretmen olması gerektiğini düşündürüyor. Ayrıca özel okulda işsiz kalmamak için emeğinin çok altında ders anlatan hocalar biliyorum. Bütün ailelerin çocukları kendince değerlidir cümlesine çözümüm ise okulların kapatılması. Ama bu sefer de çocuklarını başından savmak isteyen veya çalışan aileler bu konuda itiraz edeceklerdir. Sonuç olarak eğitim imkânsızdır. :D
çok güzel bir video herkese tavsiye ediyorum bir öğretmen olarak.....
Benim okulumda ne kadar hocaya söven, arkasından konuşan asla dersle ilgisi olmayan insan varsa öğretmen oldu. Bence de öncelik prestij. Mesleğin prestiji yerine gelmezse gelişme olması çok zor.
Mesleğin prestiji yok işte... Okuduğu sınıfın en değersizleri öğretmen oluyor.. Zerre kadar değerlililk duygusuna aç ve de muhtaç olanlar öğretmen oluyor..
Para ile ilgili hiç bir şey öğretilmediği gibi, Meslek Lisesi mezunu öğrenciye İş Yeri Açma belgesi verilmekte lakin iş yeri nasıl açılır, şirket nedir ve bunlarla alakalı tek bir cümle yıllardır anlatılmamakta, bunlarla ilgili derste kaldırıldı!
Bizim zamanımızda (2000) orta okul tarih kitabı 1938 de bitiyordu, lan aradan 70 sene zaman geçmiş 2. Dünya savaşı olmuş soğuk savaş olmuş doksanlı yıllar geçmiş.. Eğitim diye ne verdiler bize insan düşünmeden edemiyor.
Katılıyorum, merak edip yıllar sonra ben okuyup araştırdım, filmler izleyip öğrendim
Kafamın karıştığı bir noktayı belirtmek istiyorum; videonuzu izledikten hemen sonra teke tek programına denk geldim yakın zamanda paylaşılmış ve İlber Ortaylı hocanın Türkiye de türkçe gramer bilgisinin tam anlamıyla öğretilemediğinden ve dolayısıyla bizlerin gramer bilgisinin eksik olduğundan yakınmaktadır fakat programınızın değerli konuğu ise gramerin çok da gerekli olmadığı çıkarımında bulundu ve bizde katıldık. Hangisi doğrudur peki?
Ilber hoca haklidir :)
Çok leyifli sohbetti teşekkürler 😎
Ben size şöyle söyleyeyim; şu anda ekonomimizin durumu eğitiminkinden iyidir.
harika bir yayın olmuş.
Atanamayıp, 1500₺ ile ücretli öğretmenlik yaparken mesleğe de hayata da şevkimiz kalmıyor maalesef.
İlker bey, eğitim alanına güzel bir giriş yaptınız ama bunu Dr. Tülay Üstündağ ile taçlandırmanız çok şık olacaktır. Sevgiler.
Teşekkürler efenim.👍🤗
İlker bey merhaba,
Ses konusundaki hassasiyetinizi bildiğim için bir konuda geri bildirim vermek isterim.
Bilgisayardan dinliyorum yayınlarınızı. Bu videoda midler çok yüksek, sesler anlaşılıyor ancak çok rahatsız edici.
Özelikle 1 kHz de ses ciddi patlıyor.
Eğer iki ayrı mikrofon kullanıyorsanız size yakın olan da 2, 3 ve 4 kHz'de siz konuşurken rahatsızlık veriyor.
Konuk tarafında ise 1kHz de -20 db üstüne çıkıyor