İnsanı şok eden nazlanmalar, hatalar, yanlışlıklar kalp kırıyor, ruhu sarsıyor, insanı sevdiğine, seveceğine pişman ediyor. Sonra sevda, aşk, sevgi duygusu geldiği gibi gidiyor, geride sadece hüzün ve üzüntü kalıyor. İnsan, kendisine sevgisini vermeye çalışan, iyi niyetli birisinin kalbini niçin kırıyor, çünkü karşı tarafı haksız yere üzünce, kısa bir süre için de olsa, kendi içinde , kendisine ait olan aşağılık, değersizlik ve depresyon duygularını, kendisini seven, ona değer veren insana bulaştırarak rahatlamaya çalışıyor. Sonra sevginin getirdiği güzellikler, tek, tek yok olunca, bu kez, kendisine değer veren, seven insanı daha çok aşağılayarak, rahatlamaya çalışıyor. Tabii, bu anlayışla 200 sene ömrünüz de olsa, olgun bir sevgi ilişkisi yaşayabilme, mutlu olabilme, olgunlaşabiilme şansınız kalmıyor, sürekli şımartılmak istediğimiz, asi çocukluk döneminin duygusallığına takılıp kalıyorsunuz, ne olgunlaşabiliyorsunuz, ne de mutlu olabiliyorsunuz. Sevgi olmayınca, hayatın tadı olmuyor. Hayatın tadını alamayınca, insan sürekli kendisini mutsuz hissediyor ve mutsuzluğu yaratan gerçek nedenlerin çoğunun kendi içinde saklı olduğunu anlamadan, çırpınıp duruyor. Bu ve buna benzer hataları, çoğumuz, sürekli olarak tekrarlıyoruz ve maalesef bu acı tecrübelerimizden fazlaca bir şey de öğrenemiyoruz. Yani ruh sağlığı, ruhsal dengesi ortalama düzeyin altında olunca, sağlıklı sevgi ilişkisi yaşayabilmek te maalesef mümkün olmuyor. Orhan Baki, İstanbul. .
Dedim yârim olurmusun; nazlarından belli kız kız 🚬
Allah rahmet eylesin mekanı cennet olsun yatdıgın toprak incitmesin ailesine sabır versin
İnsanı şok eden nazlanmalar, hatalar, yanlışlıklar kalp kırıyor, ruhu sarsıyor, insanı sevdiğine, seveceğine pişman ediyor. Sonra sevda, aşk, sevgi duygusu geldiği gibi gidiyor, geride sadece hüzün ve üzüntü kalıyor. İnsan, kendisine sevgisini vermeye çalışan, iyi niyetli birisinin kalbini niçin kırıyor, çünkü karşı tarafı haksız yere üzünce, kısa bir süre için de olsa, kendi içinde , kendisine ait olan aşağılık, değersizlik ve depresyon duygularını, kendisini seven, ona değer veren insana bulaştırarak rahatlamaya çalışıyor.
Sonra sevginin getirdiği güzellikler, tek, tek yok olunca, bu kez, kendisine değer veren, seven insanı daha çok aşağılayarak, rahatlamaya çalışıyor. Tabii, bu anlayışla 200 sene ömrünüz de olsa, olgun bir sevgi ilişkisi yaşayabilme, mutlu olabilme, olgunlaşabiilme şansınız kalmıyor, sürekli şımartılmak istediğimiz, asi çocukluk döneminin duygusallığına takılıp kalıyorsunuz, ne olgunlaşabiliyorsunuz, ne de mutlu olabiliyorsunuz.
Sevgi olmayınca, hayatın tadı olmuyor. Hayatın tadını alamayınca, insan sürekli kendisini mutsuz hissediyor ve mutsuzluğu yaratan gerçek nedenlerin çoğunun kendi içinde saklı olduğunu anlamadan, çırpınıp duruyor. Bu ve buna benzer hataları, çoğumuz, sürekli olarak tekrarlıyoruz ve maalesef bu acı tecrübelerimizden fazlaca bir şey de öğrenemiyoruz. Yani ruh sağlığı, ruhsal dengesi ortalama düzeyin altında olunca, sağlıklı sevgi ilişkisi yaşayabilmek te maalesef mümkün olmuyor. Orhan Baki, İstanbul.
.
cennet mekanin olsun