Yağmur - Nurullah Genç (Kendi Sesinden)

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 7 жов 2022
  • Nurullah Genç'in kendi sesinden "YAĞMUR" şiiri...
    - YAĞMUR -
    Vâreden’in adıyla insanlığa inen Nûr
    Bir gece yansıyınca kente Sibir dağından
    Toprağı kirlerinden arındırır bir Yağmur
    Kutlu bir zaferdir bu ebabil dudağından
    Rahmet vadilerinden boşanır âb-ı hayat
    En müstesna doğuşa hâmiledir kâinat
    Yıllardır boz bulanık suları yudumladım
    Bir pelikan hüznüyle yürüdüm kumsalları
    Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
    Hasretin alev alev içime bir ân düştü
    Değişti hayal köşküm, gözümde viran düştü
    Sonsuzluk çiçeklerle donandı yüreğimde
    Yağmalanmış ruhuma yeni bir devran düştü
    Bir güzide mektuptur, çağların ötesinden
    Ulaşır intizârın yaldızlı sabahına
    Yayılır o en büyük muştu, pazartesinden
    Beyazlık dokunmuştur gecenin siyahına
    Susuzluktan dudağı çatlayan gönüllerin
    Sükûtu yâr, sevinci dualar kadar derin
    Çâresiz bir takvimden yalnızlığa gün saydım
    Bir cezîr yaşadım ki, yaşanmamış, mazide
    Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
    Sensiz, kaldırımlara nice güzel can düştü
    Yarılan göğsümüzden umutlar bîcan düştü
    Yağmur, kaybettik bütün hazinesini ceddin
    En son, avucumuzdan inci ve mercan düştü
    Dolaşan ben olsaydım Sâve nin damarında
    Tablosunu yapardım yıkılan her kulenin
    Ebedî aşka giden esrarlı yollarında
    Senden bir kıvılcımın, süreyyâ bir şulenin
    Tarasaydım bengisu fışkıran kâkülünü
    On asırlık ocağın savururdum külünü
    Bazen kendine âşık deli bir fırtınaydım
    Fırtınalar önünde bazen bir kuru yaprak
    Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
    Sensizlik depremiyle hancı düştü; han düştü
    Mazluma sürgün evi; zâlime cihan düştü
    Sana meftun ve hayran, sana ram olanlara
    Bir belâ tünelinde ağır imtihan düştü
    Firâkınla kavrulur çölde kum taneleri
    Ahuların içinde sevdan akkor gibidir
    Erdemin, bereketin doldurur haneleri
    Sensiz hayat toprağın sırtında ur gibidir
    Şemsiyesi altında yürürsün bulutların
    Sensiz, yükü zehirdir en güzel imbatların
    Devlerin esrarını aynalara sorsaydım
    Çözülürdü zihnimde buzlamış düşünceler
    Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
    Sensiz, tutunduğumuz dallardan yılan düştü
    İlkin karardı yollar, sonra heyelan düştü
    Güvenilen dağlara kar yağdı birer birer
    Sensizlik diyarından püsküllü yalan düştü
    Ayrılığın bağrımda büyüyen bir yaradır
    Seni hissetmeyen kalp, kapısız zindan olur
    Sensiz doğrular eğri; beyaz bile karadır
    Sesini duymayanlar girdabında boğulur
    Ana rahminde ölür sensizlikten bir cenîn
    Şaşkınlığa açılır gözleri, görmeyenin
    Saatlerin ardında hep kendimi aradım
    Bir melal zincirine takıldı parmaklarım
    Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
    Sensiz, ufuklarıma yalancı bir tan düştü
    Sensiz, kıtalar boyu uzayan vatan düştü
    Bir kölelik ruhuna mahkûm olunca gönül
    Yüzyıllardır dorukta bekleyen sultan düştü
    Nefesinle yeniden çizilecek desenler
    Çehreler yepyeni bir değişim geçirecek
    Aydınlığa nurunla kavuşacak mahzenler
    Anneler çocuklara hep seni içirecek
    Yağmur, seninle biter susuzluğu evrenin
    Sana mü’mindir sema; sana muhtaçtır zemin
    Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
    Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
    Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
    Kardeşler arasına heyhat, sû-i zan düştü
    Zedelendi sağduyu; körleşen iz’ân düştü
    Şarkısıyla yaşadık yıllar yılı baharın
    İnsanlık bahçemize sensizlik hazân düştü
    Yağmur, seni bekleyen bir taş da ben olsaydım
    Çölde seni özleyen bir kuş da ben olsaydım
    Dokunduğun küçük bir nakış da ben olsaydım
    Sana sırılsıklam bir bakış da ben olsaydım
    Uğrunda koparılan bir baş da ben olsaydım
    Bahîra’dan süzülen bir yaş da ben olsaydım
    Okşadığın bir parça kumaş da ben olsaydım
    Senin için görülen bir düş de ben olsaydım
    Yeryüzünde seni bir görmüş de ben olsaydım
    Senin visalinle bir gülmüş de ben olsaydım
    Sana hicret eden bir Kureyş de ben olsaydım
    Damar damar seninle, hep seninle dolsaydım
    Bâtılı yıkmak için kuşandığın kılıcın
    Kabzasında bir dirhem gümüş de ben olsaydım
    #nurullahgenç #yağmur #şiir

КОМЕНТАРІ • 2

  • @emineozturk195
    @emineozturk195 4 місяці тому

    Ağlamak alır mı bu yükü omzumdan?..

  • @cahansah6609
    @cahansah6609 Рік тому +3

    Fon musiqisi Azərbaycan mahnısı -Ay işığında.
    Mən səni gördüm ay işığında,
    Könlümü verdim ay işığında.
    Tez gəldi hicran
    Ayrıldıq aman
    Ay işığında,ay işığında....
    ..............