Selam. İzlemesi, dinlemesi çok keyifli, harika bi sohbet olmuş. Nebi’nin Avrupaya göçme ve yaşama gerçeklerine katılıyorum. Ben de aynı şeyleri düşünüyorum ama bu ait olma konusunda biraz farklı hissediyorum. 2.5 yıldır Köln’deyim ve eksikliğini en çok hissettiğim şey aitlik hissi. Bu Avrupa ve Türkiye kıyasıyla ilgili bi durum değil. Geldiğime hiç pişman olmadım. Bir an önce vatandaşlık alıp daha da kalıcı olmak istiyorum ama bu aitlik hissinin ortadan kalkacağını düşünmüyorum. Dil, iş tecrübesi gibi konular halledilince ait hissetmeme durumu baya azalacak ama hep var olacak gibi. Misafir evindeki oyuncaklarla oynamak için ev sahibi çocuğun gözlerine bakan çocuk gibi. Kendi evimiz bu kadar konforlu değil ama burası da evimiz değil.
Selam Hıdır, söylediklerine katılmamak mümkün değil. Ben de senin durumuna daha yakınım. İlk başlarda, belki de ilk yılki o ferahlık yok. Nebi de zamanla belki böyle hisseder, bilemiyorum tabii... Ben de hep şu benzetmeyi yapıyorum: Almanya çok güzel vitrini olan bir dükkan ama ben onu sadece dışarıdan izliyorum, içeriye bir türlü giremiyorum, çok yakınındayım belki ama o kapıdan adım atamıyorum. Bu ruh hali hep olacak galiba... Ve işin kötüsü artık Türkiye de bizim için bir ev, yuva olmaktan çıktı gibi geliyor bana...
Her şeyin dobra dobra konuşulduğu çok güzel bir video, sonrakini sabırsızlıkla bekliyoruz. Bazen insanlara bir türlü anlatamadığım, işin, evin barkın v.b var, ne işin var Almanya’da sorularının da birebir cevapları var 👏
Vay be yirmi dokus dakika ne çabuk geçti anlayamadım, Adem yine çok güzel bir video olmuş, Nebi de ne istediğini bilen bilincli bir kardeşimiz, Avrupa'ya gidince Türk vatandaşlarından uzak durulması gerektiğini çabuk kavramış, biz Türk vatandaşlarının arasında bile güven duygusu yok, bir Türk vatandaşı haklı olarak kendi vatandaşına güvenemiyor ama bir Almana bir Belçika'liya gözü kapalı güveniyor, neden güveniyor çünkü onun kazıklama güdüsünun olmadığını biliyor, diğer konu ise arkadaşı Nebi'ye gençlerin Türkiye'de kalıp ülke için mücadele etmeleri gerektiğinden söz etmiş, Devleti yönetenlerin bu gençler için her türlü olanağı ve kolaylığı sağlaması gerekirken aksine giderlerse gitsinler dediği bir ülke'ye bu gençler ne verebilirki, örneğin son Tegmen'ler olayında sadece Atatürk'ün askerleriyiz dedikleri için 19 yirmi yaşındaki gençler ordudan atıldı, Erdoğan'ın askerleriyiz diye slogan atsalardı üstüne ödül bile alırlardı, ülke nin her kurumuna tarikat mensuplarını doldurdular herşey hergün daha da kötüye gidiyor, Ekonomiyi konuşmak bile istemiyorum, Gençlerin yurtdışına gitmekten başka çareleri de yokki
Nebi diyor ki, "keşke kalsaydım diye çok düşündüm" yani insanlara kalın mücadele edin demiyor. Zaten bu haksızlık olur. Ne Nebi ne de ben bunu Türkiye'deki kimseye diyemeyiz yurt dışından. Biz bir tek fırsatı olan gelsin diyebiliriz...
@@ademerkocakBen Nebi'yi çok iyi anladım, benim değindiğim Nebi'nin bir arkadaşı Nebi'nin yurtdışına gitmemesi için söylediği sözler, bu dönemde artık insan ülkesinin durumundan önce kendi durumunu gözetmek zorunda
Hava çok önemli bir faktör. Ben doğma büyüme ankaraliyim, her ne kadar hayatımın uzun bir bölümünü istanbulda geçirdimse de kış soğuğu bana çok koymuyor ama yaz gelince sinir oluyorum, 1 gün güneşli 3 gün yağmurlu. Kesintisiz 2-3 hafta güneş görmüyorsun, sürekli basık, bulutlu ve sıcak bir hava oluyor, nefretlik.
Bak bu çok önemli, herkes kıştan soğuktan bahsediyor ama benim için de asıl problem yazlar! Seni o kadar iyi anlıyorum ki... Kışın havanın soğuk veya kapalı olması beklenmedik bir durum değil, o yüzden insan o kadar zorlanmıyor. Ama yazları dediğin gibi ve asıl problem de bu... Ben de geldim geleli yazları çok zorlanıyorum, hatta bittiğine seviniyorum :)
Arkadaşlar, bu yurtdışına taşınanların hepsi ama hepsi 5 adet mesleği icra ediyor: 1- Mühendisler 2- Yazılımcılar 3- IT çalışanları 4- Doktorlar ve sağlık çalışanları 5- Tırcılar Ancak tasarım alanında, özellikle "motion graphic" alanında herhangi bir çalışan ya da bu yolla Avrupa'ya göçmüş insan yok çevremde. Sizin var mı? Benim gördüğüm hiç yok. Sürekli başvurularda bulunuyorum ama sürekli "ret" cevabı geliyor (bu arada aynı pozisyona kendi ülkemde başvurduğumda geri dönüşler ve bir ilerleme oluyor yani portfolyom veya cv problemim olmadığına eminim). Acaba boşa mı kürek çekiyorum aylardır. İngilizcem zaten var B2 düzeyinde. Ayrıca Almanca öğrenmeye çalışıyorum ama gördüğüm kadarı ile Sanat ve tasarım sektöründe çalışanların işi, mühendisler ya da yazılımcılar kadar kolay değil..Boşa mı kürek çekiyorum, bir bilene sormak isterim. Her şey gönlünüzce olsun.
Hocam dediğin gibi, birkaç meslek grubu çok avantajlı. Ama onların dışında gelen biri olarak diyebilirim ki, bahsettiğin alanda Almancasız olmuyor maalesef... Ben birçok yapım şirketi ve reklam ajansıyla iş görüşmesi yaptım ve birçoğu minimum C1 Almanca ve İngilizceyi birlikte istiyor. Bu da en büyük zorluk. Bir de kanalda bir meslektaşınla yaptığım söyleşi mevcut. Onu izlemeni kesinlikle öneririm: ua-cam.com/video/M-ke6ikP8lU/v-deo.htmlsi=VunacINGApLWf9_9
Nebi Bey ile başka bir yayın olacaksa şu konuları ele almaları faydalı olur. Son 4 çeyrektir daralan bir Almanya ve durağan bir Avrupa görüyoruz. Son 50-60 sene içinde bir icat çıkaramamış, sıfırdan 100 milyar değerine ulaşan bir şirketin olmadığı, özellikle yapay zeka ve robotikte geride kalan, hala 150 yıllık şirketlerinin kaymağını yiyen Avrupa. Girişimciliğin; insan yapısı, sosyal devlet olması, regülasyonlar ve ağır bürokrasi nedeniyle az olduğu bir Avrupa’da, 20 sene sonra durumun ne olacağını düşünüyorlar. Ben Türkiye için değişen demografik yapıya katılıyorum ama Avrupa’nın da değişmediğini söyleyemeyiz. Diğer bir konu, benim mühendis arkadaslarımdan da gördüğüm, kurumsal, büyük ve rutin şirketlere giden mühendislerin kendi kapasitelerinin altında işlerle uğraşmaşları, gelişim gösteremedikleri ve çoğunun kapasitesi düşük, bilgi konusunda yetersiz yöneticiler tarafından yönetilmeleri, ve yükselmelerinin de, beyaz almanlar gibi kolay olmaması. 1950’lerde, eline dişine, cinsel organına kadar bakmış, afedersiniz davar seçer gibi insan seçmiş, Türklere üstten bakan bir olayın beyaz vaka versiyonu gibi geliyor bu göç dalgası. evli, çocuklu, kaosa tahammül edemeyen bireyler, eğitim, sosyal haklar, hayat kalitesi nedeniyle bunları görmezden gelebiliyor. Ama biraz hareketli büyükşehirlerde büyümüş, sosyal ve hırslı bireyler için bunlar sıkıntı yaratabiliyor. 5 senede, çamaşır makinesinin yeni modelini bantan indiren Siemens yerine daha kısa zamanda Berlin’e fabrika kurup çatır çatır araba satan Tesla’nın dünyasına, Almanya ve Avrupa’nın ayak uyduramaması, ilerleyen süreçte mesleki açıdan mühendisleri nasıl etkileyecek? Büyüyemeyen şirketler, yükselemeyen çalışanlar demek. 50 sene her haftasonu aynı göle balık tutmaya giden Alman, ben hayata bunun için mi geldim demez. Geçen sene Darmstadt’ta Evonik’i ziyaret ettim, Alman bir çalışan 40 senedir bu laboratuvarda çalışıyorum dedi. Bizim gibi, herzaman daha iyisini arayan, hareketli bir yaşam geleneği olan insanlar için nasıl bir tecrübe olur gibi konuları da konusabilirsiniz. Nebi kardeşimin yolu açık olsun. Daha çok sosyal konuşma olmuş. Adem Bey, her zaman olduğu gibi çok Almanya taraftarı gibi konuşuyor. Kendisinin Alman’dan daha çok almancı durumu çok irrite edici.
@@ademerkocak bey, almanya tecrübesi olan amerika'da yaşayan bir mühendisim. kendi tecrübelerime göre düşüncelerimi paylaştım. konuğunuz mühendis ve ben de ilgili alanda yorum yaptım. siz yanlış diyip geçemezsiniz çünkü bu konunun uzmanı değilsiniz. destek bilgiler ile karşıt fikir belirtmeniz gerekir, veya konu hakkında bilgi sahibi birisini, (Nebi Bey olabilir) çağırıp bir yayın yapabilirsiniz. Tepkiniz daha önce bir yayında yaptığım terbiye sınırlarını aşan yorumum ile alakalı büyük ihtimal. Bu yüzden özür dilemeyeceğim. Almanya ile ilgili olumsuz tecrübelerim olduğu için sizinkiler gibi tüm amacı, "almanya ne güzel bir yer, yırttık, bakın şöyle süper, böyle süper" yayınlara hem tek taraf, hem sonucu belli hem de kötü içerik olduğu için sosyal medyanın da kötü tarafını kullanarak böyle yorumlar yapıyorum. Sizin de bana terbiyeli olmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Bu konuda sıkıntı yok. Ancak dediğim gibi Nebi Bey, tecrübeli ve farkındalığı olan bir insana benziyor. Avrupa'nın uzun vadede nasıl değişeceği konular üzerinde konusabilirsiniz.
Hocam, görüşlerinizi dile getirmenizde bir sorun yok. Dediğiniz gibi, uzmanlık konularında ben de bir şey diyemem. Yanıtımın asıl nedeni beni koyduğunuz yer. Bu yayında bile tersini söylüyorum. Yaptığım videolar ortada... Almanya'da ekonominin kötüye gittiğini anlatan ekonomi programları var kanalda... Diyorum ki, "beni bu derece yanlış yere koyursa, acaba diğer söyledikleri de mi böyle?" Tek derdim bu. Aynı fikirde olmamız gerekmiyor, ama beni olmadığım gibi biri görmeniz, sunmanız, itham etmeniz can sıkıcı...
@@ademerkocak biz Almancı değiliz. Türkiye kökenli Almanyalıyız. Yasal haklarım doğduğunda da Alman vatandaşı olacağım. Olması gereken bu… not: bu cevap yukarıdaki beyefendiye verilmiştir. Adem abi sana değil…:)
Hocam, Almanya’yı beğeniyorum insanın göç ettiği yer de vatanıdır. Olumsuz yönleri olabilir fakat olumlu yönleri çok. Türkiye hukukun üstünlüğünde 140. Sıralarda iken Almanya 5. Sırada… burası bir hukuk devleti en önemlisi bu…
Böyle lafi evirip cevirmeden samimiyetle anlatan konuklari dinlemeyi seviyorum...kendisine basari ve mutluluk dilerim
Çok sağ olun, ben de çok sevdim Nebi'nin tarzını...
Selam. İzlemesi, dinlemesi çok keyifli, harika bi sohbet olmuş.
Nebi’nin Avrupaya göçme ve yaşama gerçeklerine katılıyorum. Ben de aynı şeyleri düşünüyorum ama bu ait olma konusunda biraz farklı hissediyorum. 2.5 yıldır Köln’deyim ve eksikliğini en çok hissettiğim şey aitlik hissi. Bu Avrupa ve Türkiye kıyasıyla ilgili bi durum değil. Geldiğime hiç pişman olmadım. Bir an önce vatandaşlık alıp daha da kalıcı olmak istiyorum ama bu aitlik hissinin ortadan kalkacağını düşünmüyorum. Dil, iş tecrübesi gibi konular halledilince ait hissetmeme durumu baya azalacak ama hep var olacak gibi.
Misafir evindeki oyuncaklarla oynamak için ev sahibi çocuğun gözlerine bakan çocuk gibi. Kendi evimiz bu kadar konforlu değil ama burası da evimiz değil.
Selam Hıdır, söylediklerine katılmamak mümkün değil. Ben de senin durumuna daha yakınım. İlk başlarda, belki de ilk yılki o ferahlık yok. Nebi de zamanla belki böyle hisseder, bilemiyorum tabii... Ben de hep şu benzetmeyi yapıyorum: Almanya çok güzel vitrini olan bir dükkan ama ben onu sadece dışarıdan izliyorum, içeriye bir türlü giremiyorum, çok yakınındayım belki ama o kapıdan adım atamıyorum. Bu ruh hali hep olacak galiba... Ve işin kötüsü artık Türkiye de bizim için bir ev, yuva olmaktan çıktı gibi geliyor bana...
Her şeyin dobra dobra konuşulduğu
çok güzel bir video, sonrakini sabırsızlıkla bekliyoruz.
Bazen insanlara bir türlü anlatamadığım, işin, evin barkın v.b var, ne işin var Almanya’da sorularının da birebir cevapları var 👏
Faydalı olduysak ne mutlu 🤗
Çok güzel bir sohbet olmuş en kısa zamanda devamını bekliyorum. 🫠
Teşekkürler. 🤗
Cok təşəkkür edirəm Adəm bey ve Nebi bey çox faydalı oldu vidyo. 💜💚
Çok sağ olun 🤗
Nefessiz izledim hiç sıkılmadan. Teşekkürler
Çok sağ olun 🤗
Tebrık ederim konuğununzu böle videolar izlemek çok keyifli
Çok sağ olun 🤗
Şahane bir sohbet ve bilgilendirme olmuş👍
Teşekkürler 🤗
Ne güzel sohbet 😊 teşekkürler
Çok sağ olun 🤗
Sohbetiniz şahaneydi, devamını bekliyoruz.
Ben de bekliyorum valla, çok sağ olun 🤗
Güzel adamlar, güzel röportaj, güzel konular... İyi ki varsınız.
Çok sağ olun 🤗
harika yayın olmuş devamını bekliyoruz
Teşekkürler, umarım yapacağız...
Harikaydı emeginize teşekkürler ❤
Çok sağ ol Levent 🤗
Harika bir yayın olmuş
Ayrica, Belcika'da vergi orani 50%, ve Bruksel'in cok ta guvenli olmayan bircok bolgesi var.
Çok güzel ifade ettiniz.
Sağ olun 🤗
Vay be yirmi dokus dakika ne çabuk geçti anlayamadım, Adem yine çok güzel bir video olmuş, Nebi de ne istediğini bilen bilincli bir kardeşimiz, Avrupa'ya gidince Türk vatandaşlarından uzak durulması gerektiğini çabuk kavramış, biz Türk vatandaşlarının arasında bile güven duygusu yok, bir Türk vatandaşı haklı olarak kendi vatandaşına güvenemiyor ama bir Almana bir Belçika'liya gözü kapalı güveniyor, neden güveniyor çünkü onun kazıklama güdüsünun olmadığını biliyor, diğer konu ise arkadaşı Nebi'ye gençlerin Türkiye'de kalıp ülke için mücadele etmeleri gerektiğinden söz etmiş, Devleti yönetenlerin bu gençler için her türlü olanağı ve kolaylığı sağlaması gerekirken aksine giderlerse gitsinler dediği bir ülke'ye bu gençler ne verebilirki, örneğin son Tegmen'ler olayında sadece Atatürk'ün askerleriyiz dedikleri için 19 yirmi yaşındaki gençler ordudan atıldı, Erdoğan'ın askerleriyiz diye slogan atsalardı üstüne ödül bile alırlardı, ülke nin her kurumuna tarikat mensuplarını doldurdular herşey hergün daha da kötüye gidiyor, Ekonomiyi konuşmak bile istemiyorum, Gençlerin yurtdışına gitmekten başka çareleri de yokki
Nebi diyor ki, "keşke kalsaydım diye çok düşündüm" yani insanlara kalın mücadele edin demiyor. Zaten bu haksızlık olur. Ne Nebi ne de ben bunu Türkiye'deki kimseye diyemeyiz yurt dışından. Biz bir tek fırsatı olan gelsin diyebiliriz...
Bizim de bir fısatımız oldu inşallah geleceğiz vize bekliyoruz istanbulda kiralar 20 bin oldu ve sancaktepe sultanbeyli gibi semtlerde
@@ademerkocakBen Nebi'yi çok iyi anladım, benim değindiğim Nebi'nin bir arkadaşı Nebi'nin yurtdışına gitmemesi için söylediği sözler, bu dönemde artık insan ülkesinin durumundan önce kendi durumunu gözetmek zorunda
Dusen kalite, yani kalitesizlik dogru bir tabir olmus... Sebebi ise siyasi liyakatsizlik...
Hava çok önemli bir faktör. Ben doğma büyüme ankaraliyim, her ne kadar hayatımın uzun bir bölümünü istanbulda geçirdimse de kış soğuğu bana çok koymuyor ama yaz gelince sinir oluyorum, 1 gün güneşli 3 gün yağmurlu. Kesintisiz 2-3 hafta güneş görmüyorsun, sürekli basık, bulutlu ve sıcak bir hava oluyor, nefretlik.
Bak bu çok önemli, herkes kıştan soğuktan bahsediyor ama benim için de asıl problem yazlar! Seni o kadar iyi anlıyorum ki... Kışın havanın soğuk veya kapalı olması beklenmedik bir durum değil, o yüzden insan o kadar zorlanmıyor. Ama yazları dediğin gibi ve asıl problem de bu... Ben de geldim geleli yazları çok zorlanıyorum, hatta bittiğine seviniyorum :)
Pazar pazar geldi adamimmmm❤
Eyvallah Şeref 🤗
Kara kere den selamlar nebiye 🙋🏻♂️
Cok tesekkür ederim Ufukcugum enerji oldu bu mesaj sabah sabah.
“Scholz C1 biliyor mu ya😂” Buna bittim hiç unutmayacağım 😅😂
🤗
Bir de o cüzdan sana tekrar ulaşsaydı süper olurdu
Ben de İstanbul'a ilk taşındığımda içi dolu cüzdan kaybetmiştim. O da geri gelmedi :)
Arkadaşlar, bu yurtdışına taşınanların hepsi ama hepsi 5 adet mesleği icra ediyor:
1- Mühendisler
2- Yazılımcılar
3- IT çalışanları
4- Doktorlar ve sağlık çalışanları
5- Tırcılar
Ancak tasarım alanında, özellikle "motion graphic" alanında herhangi bir çalışan ya da bu yolla Avrupa'ya göçmüş insan yok çevremde. Sizin var mı? Benim gördüğüm hiç yok. Sürekli başvurularda bulunuyorum ama sürekli "ret" cevabı geliyor (bu arada aynı pozisyona kendi ülkemde başvurduğumda geri dönüşler ve bir ilerleme oluyor yani portfolyom veya cv problemim olmadığına eminim). Acaba boşa mı kürek çekiyorum aylardır. İngilizcem zaten var B2 düzeyinde. Ayrıca Almanca öğrenmeye çalışıyorum ama gördüğüm kadarı ile Sanat ve tasarım sektöründe çalışanların işi, mühendisler ya da yazılımcılar kadar kolay değil..Boşa mı kürek çekiyorum, bir bilene sormak isterim. Her şey gönlünüzce olsun.
Hocam dediğin gibi, birkaç meslek grubu çok avantajlı. Ama onların dışında gelen biri olarak diyebilirim ki, bahsettiğin alanda Almancasız olmuyor maalesef... Ben birçok yapım şirketi ve reklam ajansıyla iş görüşmesi yaptım ve birçoğu minimum C1 Almanca ve İngilizceyi birlikte istiyor. Bu da en büyük zorluk. Bir de kanalda bir meslektaşınla yaptığım söyleşi mevcut. Onu izlemeni kesinlikle öneririm:
ua-cam.com/video/M-ke6ikP8lU/v-deo.htmlsi=VunacINGApLWf9_9
@@ademerkocak çok teşekkür ederim geri dönüşün için hocam.
Altı ay kaldım anverste morokon dolu çingene mahallesi yaşanacak son yer şu dünyada
Hemen hemen her şehirde bu tip kötü mahalleler var maalesef...
Midedeki o ekşime, ruhtaki ızdıraptan olabilir...:)
Olabilir, stres de mideye vuruyor zaten :)
Meslektaşım Başarılar
Antwerpen❤❤❤
💚💚💚💜💜👍👍
❤️
Belcika milliyetci degil dogru bir gozlem degil. Bruksel milliyetci bir yer degil. Yoksa Flanders'in kucuk sehirleri falan cok iyi durumda degil.
Milliyetçi olmayan ülke yok zaten. Nebi de dedi ki, "Almanya'ya kıyasla"...
Nebi Bey ile başka bir yayın olacaksa şu konuları ele almaları faydalı olur. Son 4 çeyrektir daralan bir Almanya ve durağan bir Avrupa görüyoruz. Son 50-60 sene içinde bir icat çıkaramamış, sıfırdan 100 milyar değerine ulaşan bir şirketin olmadığı, özellikle yapay zeka ve robotikte geride kalan, hala 150 yıllık şirketlerinin kaymağını yiyen Avrupa. Girişimciliğin; insan yapısı, sosyal devlet olması, regülasyonlar ve ağır bürokrasi nedeniyle az olduğu bir Avrupa’da, 20 sene sonra durumun ne olacağını düşünüyorlar. Ben Türkiye için değişen demografik yapıya katılıyorum ama Avrupa’nın da değişmediğini söyleyemeyiz. Diğer bir konu, benim mühendis arkadaslarımdan da gördüğüm, kurumsal, büyük ve rutin şirketlere giden mühendislerin kendi kapasitelerinin altında işlerle uğraşmaşları, gelişim gösteremedikleri ve çoğunun kapasitesi düşük, bilgi konusunda yetersiz yöneticiler tarafından yönetilmeleri, ve yükselmelerinin de, beyaz almanlar gibi kolay olmaması. 1950’lerde, eline dişine, cinsel organına kadar bakmış, afedersiniz davar seçer gibi insan seçmiş, Türklere üstten bakan bir olayın beyaz vaka versiyonu gibi geliyor bu göç dalgası. evli, çocuklu, kaosa tahammül edemeyen bireyler, eğitim, sosyal haklar, hayat kalitesi nedeniyle bunları görmezden gelebiliyor. Ama biraz hareketli büyükşehirlerde büyümüş, sosyal ve hırslı bireyler için bunlar sıkıntı yaratabiliyor. 5 senede, çamaşır makinesinin yeni modelini bantan indiren Siemens yerine daha kısa zamanda Berlin’e fabrika kurup çatır çatır araba satan Tesla’nın dünyasına, Almanya ve Avrupa’nın ayak uyduramaması, ilerleyen süreçte mesleki açıdan mühendisleri nasıl etkileyecek? Büyüyemeyen şirketler, yükselemeyen çalışanlar demek. 50 sene her haftasonu aynı göle balık tutmaya giden Alman, ben hayata bunun için mi geldim demez. Geçen sene Darmstadt’ta Evonik’i ziyaret ettim, Alman bir çalışan 40 senedir bu laboratuvarda çalışıyorum dedi. Bizim gibi, herzaman daha iyisini arayan, hareketli bir yaşam geleneği olan insanlar için nasıl bir tecrübe olur gibi konuları da konusabilirsiniz.
Nebi kardeşimin yolu açık olsun.
Daha çok sosyal konuşma olmuş. Adem Bey, her zaman olduğu gibi çok Almanya taraftarı gibi konuşuyor. Kendisinin Alman’dan daha çok almancı durumu çok irrite edici.
Bir insanın yazdığı her şey mi yanlış olur yav... İnanılmazsın :)
@@ademerkocak bey, almanya tecrübesi olan amerika'da yaşayan bir mühendisim. kendi tecrübelerime göre düşüncelerimi paylaştım. konuğunuz mühendis ve ben de ilgili alanda yorum yaptım. siz yanlış diyip geçemezsiniz çünkü bu konunun uzmanı değilsiniz. destek bilgiler ile karşıt fikir belirtmeniz gerekir, veya konu hakkında bilgi sahibi birisini, (Nebi Bey olabilir) çağırıp bir yayın yapabilirsiniz. Tepkiniz daha önce bir yayında yaptığım terbiye sınırlarını aşan yorumum ile alakalı büyük ihtimal. Bu yüzden özür dilemeyeceğim. Almanya ile ilgili olumsuz tecrübelerim olduğu için sizinkiler gibi tüm amacı, "almanya ne güzel bir yer, yırttık, bakın şöyle süper, böyle süper" yayınlara hem tek taraf, hem sonucu belli hem de kötü içerik olduğu için sosyal medyanın da kötü tarafını kullanarak böyle yorumlar yapıyorum. Sizin de bana terbiyeli olmak gibi bir zorunluluğunuz yok. Bu konuda sıkıntı yok. Ancak dediğim gibi Nebi Bey, tecrübeli ve farkındalığı olan bir insana benziyor. Avrupa'nın uzun vadede nasıl değişeceği konular üzerinde konusabilirsiniz.
Hocam, görüşlerinizi dile getirmenizde bir sorun yok. Dediğiniz gibi, uzmanlık konularında ben de bir şey diyemem. Yanıtımın asıl nedeni beni koyduğunuz yer. Bu yayında bile tersini söylüyorum. Yaptığım videolar ortada... Almanya'da ekonominin kötüye gittiğini anlatan ekonomi programları var kanalda... Diyorum ki, "beni bu derece yanlış yere koyursa, acaba diğer söyledikleri de mi böyle?" Tek derdim bu. Aynı fikirde olmamız gerekmiyor, ama beni olmadığım gibi biri görmeniz, sunmanız, itham etmeniz can sıkıcı...
@@ademerkocak biz Almancı değiliz. Türkiye kökenli Almanyalıyız. Yasal haklarım doğduğunda da Alman vatandaşı olacağım. Olması gereken bu… not: bu cevap yukarıdaki beyefendiye verilmiştir. Adem abi sana değil…:)
Hocam, Almanya’yı beğeniyorum insanın göç ettiği yer de vatanıdır. Olumsuz yönleri olabilir fakat olumlu yönleri çok. Türkiye hukukun üstünlüğünde 140. Sıralarda iken Almanya 5. Sırada… burası bir hukuk devleti en önemlisi bu…
Bir kezde beni de konuştur 😂
Tabii ki, ne zaman istersen :)
Abovvv o halde show başlasın. Müsaitliğinde tanışmak isterim. Dumanla mı haberleşeceğiz nasıl ulaşıyoruz sana :)
🤗
a.erkocak@gmail.com
@@ademerkocaktamam ilk teması gerçekleştirdim. Selamlar.
Muhabbetinize doyum olmadı gerçekten. Teşekkürler.😊
Eyvallah Emrah hocam 🤗
Arkadaşı biliyorum ama nerden çıkaramadım podcastini öğrenebilir miyiz?
Podcast'lerinin adı "İmedebesi Kaç?"
Teşekkürler🙏
Ben de size Legendarium Türkiye’yi tavsiye edeyim arkadaşı orda görmüşüm