Hüseyin Nihal ATSIZ - Koşmalar

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 23 тра 2022
  • huseyinnihalatsiz.com/
    #Atsız
    #koşmalar
    #Türk
    Eser: Hüseyin Nihal ATSIZ
    Yorum: Yusuf Ziya Öztürk & Tuna Ülkü
    Koşmalar
    1
    ...
    Gönlümde yazdığım bu son ağıta
    Nazire yaparak coşan dalgalar…
    Hastası olup da geç vakit hekim
    Arayanlar gibi koşan dalgalar…
    Sizin de elbette var bir sızınız.
    Bundan mı geliyor korkunç hızınız?
    Beni de beraber alır mısınız?
    Kederle kabarıp şişen dalgalar…
    Sizinle paylaşsak bu korkunç gamı.
    Bitmiyor bu sonsuz ecel akşamı.
    Bilmem ki bundan mı titriyor gemi?
    Ey dalgakıranı aşan dalgalar!
    Hey ATSIZ çöküyor eski bir direk!
    Baksan da dünyaya titremeyerek…
    Hepimiz beraber haykırsak gerek;
    Ey bela dehrinde pişen dalgalar!
    1930
    2
    ...
    Dumanlı gözlerim bir hayâl arar,
    Tan vakti ufukta güneş yanmadan.
    Her güzel dakikam geçer çabucak,
    Tadını içip de gönül kanmadan.
    Benim de çok tatlı bir dünüm vardı,
    Bir ela gözleri süzgünüm vardı,
    Ömrümde bir gecem bir günüm vardı,
    Onu da usandım artık anmadan.
    Gün olur, ufuklar gönlümü sıkar,
    Gün olur ki gönlüm âhımdan bıkar.
    Şu yollar hep aynı gurbete çıkar,
    Bir pınar başında durup konmadan.
    Ömründe gülmedin, rahat bulmadın.
    Ölsen de nola ki anılmaz adın…
    Hey Atsız! Yirmi beş yılda kocadın,
    Başında saçların beyazlanmadan.
    1931
    3
    ...
    Kılıç da hançer de yaralar ama
    O keskin bakışın yarası değil!
    Beni bir kez yere çalan bu felek,
    Bir dahi toprağa vurası değil!
    Hey bu ne denizdir, görünmez dibi!
    Şu dağlar dumanlı başımız gibi.
    Üstünde esse de kasırga, tipi;
    Neyleyim, gönlümün borası değil.
    Gönüller vermiştir sana varını,
    Diyemem: “A yosma düşün yarını!”
    Sen böyle güzelken günâhlarını
    Korkarım Tanrı da sorası değil!
    Demişsin kim: “Bana vız gelir Atsız!
    Kendisi kabadır, sözleri tatsız.”
    Ben senin hakkından gelirdim a kız;
    Neyleyim şimdicek sırası değil!
    1932
    4
    ...
    Burada güneş açmıyor,
    Ümit kuşu uçmuyor,
    Yol yok, kervan göçmüyor,
    Dakikalar geçmiyor.
    Bir kadının melali,
    Bir yavrunun hayâli,
    Bir evin öksüz hâli,
    Gözlerimden kaçmıyor.
    Döndüm vuslat yolundan,
    Yandım firkat çölünden.
    Tanrı rahmet selinden
    Bir damlacık saçmıyor.
    Karardı gündüzlerim,
    Kış oluyor yazlarım,
    Dumanlanan gözlerim
    Uzak yakın seçmiyor.
    Bir gönülüm: Muratsız.
    Bir kartalım: Kanatsız.
    Kendinden geçse Atsız
    Dakikalar geçmiyor…
    1944
    5
    ...
    Yalnızım, ne kadar aranıp dursam
    Başucumda seni bulamıyorum.
    Güneşten vazgeçip susuz olsam da
    Seninle olmadan olamıyorum.
    Şu yollar bilmem ki dağ mı, ova mı?
    Gitsem bulur muyum kendi yuvamı?
    Kuş! Yolun nereye? Bizim eve mi?
    Sen götür, ben haber salamıyorum.
    Her gece orda bir yaslanan mı var?
    Sessizce kirpiği ıslanan mı var?
    Uzaktan bana bir seslenen mi var?
    Ne diyor? Sesini alamıyorum.
    Acaba yaşlı mı kara gözlerin?
    İçimde bir derin yara gözlerin…
    Daldı mı uzak bir yere gözlerin?
    Görmüyor, bilmiyor, bilemiyorum.
    Günleri sayarım, geceler iner;
    Beklerim geceyi, yıldızlar söner;
    Gizli bir yaram var, durmayıp kanar;
    Neresi? Bulup da silemiyorum.
    Ulaşsa da sana yolların ucu
    Varmağa yetmiyor Atsız’ın gücü.
    İçimde dururken bu kadar acı
    Hala yaşıyorum, ölemiyorum.
    1944
    ...
    Hüseyin Nihal ATSIZ

КОМЕНТАРІ •