Rabbim sizden ebeden razı olsun hocam. Bu dersler öyle değerli ki ne kadar şükretsek az. Sizin önderliğinizde İslamın kokusunun geldiği insanlar olmayı, nesiller yetiştirebilmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin🌿
hz nuh'un gece gündüz uyardım demesini açıklarken "emekli olayım ondan sonra bu tebliğ işine bakayım" demedi vurgusu gayet uyandırıcı. Allah razı olsun.
Nedir Bizim Gemimiz???✓Şahsiyeti kıvama ermiş bir şekilde kendi Hira mız.✓İçinde sükunet bulduğumuz evlerimiz.✓Bedenlerimizin ihyasını sağlayan mevzilerimiz.✓Kalplerimizin imarını sağlayan mabetlerimiz.✓Akıll aramızın inşasına sağlayan mekteplerimiz ..
Hocam Allah senden razı olsun Allahu Teala ebediyen seni başımızdan eksik etmesin biz senden razıyız Allah'ta senden razı olsun inşallah o güzel kalbine o söylediğin sözlere Rabb'im sana ahirette şahitlik etmeyi nasip eylesin inşallah binlerce Rabbim razı olsun
Nuhun bedduasi ile taifteki beddua yapmayan peygamberimizi sav bu baglantiyi kurman o kadar güzel birsey tebrik ediyorum hocamizi ve nice nice misal var.. gercekten tarih biz dairesel olarak kavramamiz lazim.. Allah senden razı olsun hocam.. cok istifade ediyorum daha yeni kesfettim
Allah razı olsun hocam, Allah ın izniyle o kadar güzel ayrıntılı olarak anlatıyorsunuz ki nuh( a. S) ile oğlu kenan ın arasında geçen konuşma beni sarstı ve gözyaşlarıma hakim olamadım, hayatımızda kenanlar o kadar çok ki, bazen evlat bazen anne baba bazende eş olabiliyor, Rabbim geç olmadan hidayete erdirsin cümlemizi
Dersten Cümleler “Nûh, “Rabbim” dedi, “Doğrusu ben kavmimi gece gündüz hakka çağırdım!” (Nûh 71/5) “Benim bu davetim ancak onların benden ve haktan kaçmalarını arttırdı.” (Nûh 71/6) “Bunun üzerine, Rabbine: ‘Ben mağlup oldum/yenik düştüm, bana yardım et!’ diyerek yalvardı.” (Kamer 54/10) Kur’ân’ın rehberliğinde üç başlık: 1- Hz. Nûh kavmini neye ve nasıl davet etti? 2- Kavmi Hz. Nûh’a nasıl karşılık verdi? 3- Kavminin tepkilerine karşı Hz. Nûh nasıl davrandı? Kavminin tepkilerine karşı Hz. Nûh nasıl davrandı? Bende bir dalâlet/sapıklık yoktur, dedi. (A’raf 7/62) Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, dedi. (A’raf 7/62) Ben sadece bana vahyedileni tebliğ ediyor ve size öğüt veriyorum, dedi. (A’raf 7/62) Ben sizi uyarmak ve Rabbimin merhametine ulaşmanız için uğraşıyorum, dedi. (A’raf 7/64) Ben bu davetime karşı sizden hiçbir ücret, menfaat ve mal istemiyorum, dedi. (Hûd 11/29) Ben yanımdaki zayıf ve fakir müminleri kovacak değilim, dedi. (Hûd 11/29) Ben sizin tam anlamı ile bilginiz olmayan meseleler hakkında cehaletle hareket eden bir topluluk olduğunuzu söylüyorum, dedi. (Hûd 11/29) Ben Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, gaybi biliyorum, meleğim falan demiyorum, dedi. (Hûd 11/31) Ben azabı size getirecek değilim, onu size ulaştıracak olan Allah’tır, dedi. (Hûd 11/33) Rabbinizden mağfiret dileyin, O da size dünya-ahiret merhametini tecelli ettirsin, dedi. (Nûh 71/10) “Rabbinizden mağfiret dileyin size bol bol yağmurlar indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin ve size ırmaklar akıtsın.” (Nûh 71/11) Bir yerde eğer Tuğyan artarsa arkasından Tufan gelir. Bir yere Tufan gelirse oraya Helak ulaşır. Bir yere Helak ulaşırsa o beldenin salih insanları için Allah bir Necat gönderir… Tuğyanın En Temel Manaları Doğru yoldan sapmak Ahlaki ölçülere riayet etmeyip, azmak Allah’ın sınırlarını ihlal edip taşkınlık yapmak Zulüm, haksızlık ve tecavüzleri arttırmak Aşırı tüketime düşmek, dengeyi bozmak, ölçü ve tartıda adaletsizlik yapmak Nedir Bizim Gemimiz? Şahsiyeti kıvama ermiş bir şekilde kendi Hiramız İçinde sükûnet bulduğumuz evlerimiz Bedenlerimizin ihyasını sağlayan mevzilerimiz Kalplerimizin imarını sağlayan mabetlerimiz Akıllarımızın inşasını sağlayan mekteplerimiz “Bunun üzerine, Rabbine: ‘Ben mağlup oldum/yenik düştüm, bana yardım et!’ diyerek yalvardı.” (Kamer 54/10) “Senin kavminden, inanmış olanlardan başkası bundan sonra inanmayacaktır; onların yapageldiklerine üzülme; nezaretimiz altında, (gözlerimizin önünde) sana bildirdiğimiz gibi (yani vahyettiğimiz gibi) gemiyi yap. Zulmedenler hakkında bir daha Bana başvurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır” diye Allah tarafından vahyolundu.” (Hûd 11/36, 37) Nasıl Bir Gemi? Allah’ın gözetiminde ve O’nun yönlendirilmesinde yapılan bir gemi (Hûd 11/37) Çivilerin levhalara ve tahtalara çakılarak yapıldığı bir gemi (Kamer 54/13) “Nuh’u da levhalardan/tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.” (Kamer 54/13) Canlıların hepsinden iki cinsten alınarak yüklenen bir gemi (Hûd 11/40) Sayıları azda olsa iman edenlerin bindiği ve günlerce içinde kaldığı bir gemi (Hûd 11/41) Tufanın şiddetine ve dağlar gibi dalgalara karşı sağlam olan bir gemi (Hûd 11/40) Kur’ân’da gemi anlamında kullanılan fülk kelimesi toplam 23 yerde geçer. Bu yerlerin yedisinde doğrudan Hz. Nûh’un gemisine (En’âm 7/64; Yunus 10/73; Hûd 11/37, 38; Mü’minûn 23/27, 28; Şuarâ 26/119) birinde ise Hz. Yunus’un bindiği gemiye (Sâffât 37/140) atıf vardır. Kalan diğer yerlerde ise fülk kelimesiyle gemilerin deniz ve okyanuslar üzerindeki hareketleri genel olarak konu edinilir. Gemi kavramı sefine kelimesiyle Kur’ân’da toplam dört yerde geçmektedir. Bu yerlerin üçünde Hz. Mûsâ kıssası anlatılırken (Kehf 18/71, 79, 79) bir yerde de Hz. Nuh’un kavminden gemiye binenleri ifade etmek için ashâbü’s-sefîne (Ankebût 15/29) kullanılmaktadır. Fülk, umumi anlamda gemi, Sefine, hususi anlamda gemidir. Fülk kelimesi hem tekil, ikil ve çoğul olarak hem de müzekker ve müennes olarak gelebilen bir özelliğe sahiptir. Fülk, kelimesi daha çok yuvarlak ve dairesel şekilde yapılan gemiler için kullanılırken, Sefîne kelimesinin daha çok dikdörtgen şeklinde yapılan gemiler için kullanıldığı ifade edilmiştir. Fülk şeklinde isimlendirilen gemiler; geniş, hızlı ve manevra kabiliyetleri yüksektir. Aynı zamanda denizleri yararak hareket ederlerken daha fazla enerjiye sahiptirler. Sefîne şeklinde yapılan gemiler ise hantal bir yapıdadır. Denizlere derinden değil, yüzeysel bir şekilde dalarak hareket ederler. Merhum Elmalılı “Fare tennur” ifadesinden yola çıkarak der ki: “Gemi yelkenli bir gemi değil, kazanla çalışan bir vapurdur. Kaynayan kazan geminin ocağıdır.” “Nûh, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma! (Onlardan bir tek canlı bile kalmasın)” (Nûh 71/26) “Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör (insanlar) doğururlar (yetiştirirler)” (Nûh 71/27) “Yavrucuğum! ‘(Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma!’ diye seslendi.” (Hûd 11/42) “Oğlu: Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım, dedi. (Nuh): “Bugün Allah’ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah’tan başka koruyacak kimse yoktur!” dedi. Aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” (Hûd 11/43) “Nuh Rabbine dua edip dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vâadin ise elbette haktır. Sen hâkimler hâkimisin.” (Hûd 11/45) “Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.” (Hûd 11/46) Mesele soy meselesi değil, mesele yol meselesidir… “Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.” (Müslim, Zikr 38) “Ey Ebû Bekir! Bedir esirleri konusunda ki fikrin nedir?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir tabiatına uygun bir cevapla dedi ki: “Ya Resûlullah! Onlar bizim kabilemiz ve akrabalarımızdır. Her ne kadar bize karşı savaşmış ve bize karşı birçok haksızlık yapmış olsalar bile, biz onlara böyle davranmayalım. Ya belli bir fidye karşılığında yada bedelsiz bir şekilde hepsini salıverelim.” Efendimiz (sas) Hz. Ebû Bekir’i (ra) sadece tebessüm ederek dinledi ve daha sonra söz sırasında hep ikinci sırada olan Hz. Ömer’e (ra) döndü ve aynı soruyu ona da yönelterek, esirler konusundaki düşüncesini sordu. Hz. Ömer’de bu soruya karşı, tabiatına uygun bir cevap verecekti. Dedi ki: “Ya Resûlullah! Ben Ebû Bekir gibi düşünmüyorum. Onlar bizimle savaştı; 13 yıl Mekke’de bize yapmadıklarını bırakmadılar. Şimdi Allah bizi aziz, onları ise zelil kıldı. Öyle ise sen karşı tarafta olan akrabalarımızı bizlerin eline ver. Bana Benî Mahzûm’dan olan dayılarımı ver. Ebû Bekir’e oğlu Abdurrahman’ı ver. Ali’ye kardeşi Akil’i ver. Hamza’ya kardeşi Abbas’ı ver. Her birimiz kendi yakınının başını uçursun. Böyle yapmakla da Rabbimize yüreklerimizde asabiyete dair hiçbir iz taşımadığımızı ispat etmiş olalım.” “Ey Ebû Bekir! Senin halin aynen İbrahim’e benzer. Hani O demişti ki: ‘Ya Rabbi! Kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki Sen çok merhametli ve bağışlayansın.’ Yine Ey Ebû Bekir! Senin halin İsa’ya benzer. Hani O da demişti ki: ‘Eğer onları azaba uğratırsan onlar senin kullarındır. Yok, eğer onları bağışlarsan şüphe yok ki, Sen kudretinle her şeye üstün gelen ve her işinde hikmet üzere olansın.” “Ey Ömer! Senin halinde aynen Nûh’a benzer. Hani O demişti ki: ‘Ey Rabbim! Yeryüzünde yaşayan hiçbir inkârcıyı bırakma.’ Yine senin halin Musa’ya benzer. Hani O da demişti ki: ‘Allah’ım! Sen o inkârcıların mallarını mahvet. Yüreklerini şiddetle daralt. Çünkü onlar azabı görmeyinceye kadar iman etmeyeceklerdir.” “Dünyadaki Cennet Aile: Kışkırttın, Yandın!” “Aldatan bizden değildir.” “Elinde varken ailesini sıkıntı içinde yaşatan bizden değildir.” “Bize silah çeken, silah doğrultan bizden değildir.” “Fal açan ve kendisi için fal açtıran bizden değildir.” “Kehanette bulunan ve kendisi için kehanette bulunulan bizden değildir.” “Sihir yapan ve kendisi için sihir yaptıran bizden değildir.” “Asabiyete (ırkçılığa) çağıran bizden değildir.” “Asabiyet için savaşan bizden değildir.” “Asabiyet uğruna ölen bizden değildir.” “Bizden başkasına benzemeye çalışan bizden değildir.” “Karşı cinse benzemeye çalışan bizden değildir.” Ebû Hüreyre naklediyor: “Kadını kocası aleyhine, köleyi efendisi aleyhine kışkırtan bizden değildir.” (Ebû Dâvûd, Talak, 1) Siyertv.com
Tuğyan ve Tufan Arasında Bir Peygamber: Hz. Nûh (as) Sîret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Nûh’un (as) hayatını ve mücadelesini anlama devam ediyoruz. Muhammed Emin Yıldırım hocamız “Tuğyan ve Tufan Arasında Bir Peygamber Hz. Nûh (as)” serlevhasının altında, kavminin tepkilerine karşı Hz. Nûh’un nasıl bir karşılık verdiğini, arkasından gelen gemi yapma emrini ve sonrasındaki gelişmeleri, Kur’ân’ın rehberliğinde anlattı. Çok önemli ve güncel mesajları aldığımız bu ders, Hz.Nûh’un dünyalarımıza ne kadar çok şey söylediğinin güzel bir örneği oldu.
Öncelikle Hocamızdan ve videonun yayımlanmasında emeği geçen arkadaşlardan Allah razı olsun. Hocamızın Peygamberlerin hayatını anlattığı bölümleri dinlerken bir kere daha farkettim ki başta kendim ve çevrem olmak üzere, Peygamberlerin yaşadıkları zaman dilimi ile ilgili çoğu Müslümanın bilgisi zayıf. Hocamıza ulaşır mı bilmem ama ben yine de üstümden bir yük kalkması bağlamında bir fikrimi dile getireyim. Tarih, siyaset bilimi vb. sosyal ilimler vasıtasıyla bir vakayı değerlendirirken bağlama (context) ciddi önem verilir ve olayın yaşandığı ortam en ince detaylarına kadar işlenir. Bu yöntem kullanıldığı vakit günümüzde belki de hiçbir önem atfetmeyecek veya basit bir bilgi olarak geçiştirilecek olguların aslında o olayı anlamak için ne kadar da merkezi bir öneme sahip olduğu anlaşılır. Böylece örneğin X bir kişinin verdiği bir karar veya Y olayının ortaya çıkış sebepleri çok daha sahih bir şekilde tetkik edilebilir. Özellikle tefsir ilmi sanırım bu boşluğu doldurmak için önemli bir araç konumunda. Bu sayede, Hocamızın da yaptığı gibi, hadis ve diğer kaynaklar da kullanılarak daha sağlıklı değerlendirmelerde bulunma imkanı doğmakta. Fakat benim düşünceme göre, şirk meselesi, çok tanrıcılık, o dönemin putperestlerinin düşünce ve duygu yapıları yeterince anlatılmamakta. Böyle olunca yüzyıllardır tek tanrılı dinlerin hakim olduğu bir dünyada yaşayan günümüz insanı Peygamberlerin mücadelesinin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu tam olarak kavrayamamakta. Ben şahsen birkaç ay önce Heredot'un Tarih'ini okuduğum zaman, 29 yaşında ve ortalama bir din bilgisine sahip olmama rağmen, galiba ilk defa, Peygamberlerin işlerinin gerçekten ne kadar zor olduğunu anlayabildim. Heredot'un Tarih'i ve Yunan Mitolojisi başta olmak üzere, Sümerler'e, Roma İmparatorluğu'na ve diğer çok tanrılı inanışa sahip medeniyetlere dair okumalar yaptığım zaman putperestlerin inançlarında ne kadar ciddi olduğunu; yalnız manevi olarak değil, yaptıkları tapınaklarla, bu tapınaklara bağışladıkları değerli eşyalarla ve kestikleri kurbanlarla maddi olarak da inançlarına nasıl sıkı sıkıya bağlı olduklarını kavradım. İşte o zaman, böyle bir dönemde bir insanın çıkıp da "inandıklarınızın hepsi sahte, kendinizin uydurduğu kuruntulardan ibaret, Allah tektir" demenin nasıl büyük bir tehlike içerdiğini, Hz. İbrahim'in neden ateşe atıldığını idrak edebildim. Buradan yola çıkarak diyebilirim ki, günümüz Müslümanlarına çok tanrılı inançların hüküm sürdüğü dönemler daha iyi anlatılabilir. Mesela hiç yoksa Heredot'un Tarih'i bir başlangıç olarak okutulabilir veya okuma metinlerinden, edebi eserlerden ve tarihi yapılardan putperestlerin ciddiyetini ve inançlarına bağlılıklarını anlatmaya kadir bazı örnekler verilebilir. Son olarak, Nuh Suresi 10. Ayete ve akabinde Hocamızın yaptığı yorumlarla ilgili benim aklıma şöyle bir fikir geldi. Bilindiği gibi çok tanrılı inançlarda tapılan tanrılara çoğunlukla savaş tanrısı, deprem tanrısı, deniz tanrısı, gökyüzü tanrısı, bereket tanrısı vb. dünyevi bir sıfat verilmekte ve böylece insanlar dünyaya ait taleplerini bu tanrılara taparak karşılayabileceklerini düşünmekte. Benim hissettiğim odur ki, belki de ilgili ayette tek olan Allah'ın, bu uydurma tanrılara mahsus olduğuna inanılan bu özelliklerin hepsine sahip olduğu ve O'na inanılması ve layıkıyla kulluk edilmesi takdirinde insanlara bunun karşılığını dünyada da vereceği anlatılmakta. Kısacası insanların tarih boyunca sahte tanrılarla doldurmaya çalıştığı bu gereksinimlerine bir cevap verilmekte ki, putlarını bırakıp doğru yola yönelsinler. Hürmetler.
*Bir yerde eğer Tuğyan artarsa arkasından Tufan gelir. *Bir yere Tufan gelirse oraya Helak ulaşır.*Bir yere helak ulaşırsa o beldenin Salih insanları için Allah bir Necat gönderir...
Hadisler ile kalbimizi korkuya bularken, sen cadaloz kaynanaya seslenen güzel hocam, yüzümüzü güldürdün. Allah da seni güldürsün iki cihanda. 😊
Cok güzeldi mutfağı temizlerken açtım dinledim
Allah razı olsun Hocam dünya ahiret sizden öyle güzel ki dersler
İslam’ın yaşanabilirliğine dair umudumuzsunuz 💐
Gönlünüze yüreğinize sağlık Hocam RABBİM Hizmetlerinizi Makbul Ve kabul etsin Inş'ALLAH Hocam ALLAHIM razı olsun Inş'ALLAH Sizden Hocam👏👏👏
Amin
AMIIN ALLAH RAZI OLSUN HOCAMIZDAN🌾🍁
Rabbim sizden ebeden razı olsun hocam. Bu dersler öyle değerli ki ne kadar şükretsek az. Sizin önderliğinizde İslamın kokusunun geldiği insanlar olmayı, nesiller yetiştirebilmeyi Rabbim bizlere nasip eylesin🌿
Allah razi olsun Rabbim sayilarini artirsin inşallah hocam
Allah razı olsun, çok faydalandım
Allah sayınızını arttırsın inşallah
Yuce Rabbim Ebeden Daima Razi olsun insallah saygideger Muhterem Kardesim Degerli Hocam
Allâh sizden ebediyyen razı olsun hocam!
hz nuh'un gece gündüz uyardım demesini açıklarken "emekli olayım ondan sonra bu tebliğ işine bakayım" demedi vurgusu gayet uyandırıcı. Allah razı olsun.
Ben şimdiye kadar dinlememiştim sireti Enbiya 1. Bölümden başladım Allah'ın izniyle sonuna kadar izleyeceğim inşallah Allah tekrar razı olsun sizden
Allah sizden ebediyyen razı olsun kiymetli hocam 💐🤲
Allah razı olsun 🌹🌹🌹
Güzel Rabbim sizi yetiştiren emeği geçen kıymetli anneniz babanız aileniz başta olmak üzere sizden ebeden ve daimen razı olsun inşaAllah canım hocam 🌹
Allah razi olsun hocam🌹🌹🌹
Nedir Bizim Gemimiz???✓Şahsiyeti kıvama ermiş bir şekilde kendi Hira mız.✓İçinde sükunet bulduğumuz evlerimiz.✓Bedenlerimizin ihyasını sağlayan mevzilerimiz.✓Kalplerimizin imarını sağlayan mabetlerimiz.✓Akıll aramızın inşasına sağlayan mekteplerimiz ..
Rabbim sizden ebeden razı olsun...Çok istifadeli dersler...Binler Maşallah...
Allah razı olsun hocam dinleyen ve emeği geçen herkesten
ALLAH , razı olsun hocam
Allah sizden ebeden razi olsun ilmini arttirsin amin amin amin
Hocam maşallah sen nasıl bi deryasın. Allah ebeden razı olsun senden. Bizleri de anlatıklarının karşısında hidayet nasip etsin
Yüce Rabbim senden razı olsun güzel İslam ahlakına sahip hocam
Allah razı olsun inşallah hocam. Rabbim ömrünüze bereket versin İnşallah
Rabbim sizden ebeden razı olsun, ömrünüze,ilminize , basiretinize bereket versin. Bizi de sizden ve hizmetlerinizden daha çok nasiplendirsin 🤲🤲🤲
Ne kadar Bilgi dolu bir dersti maşaAllah 🌸
Allah razı olsun sizden hocam🤲İlk bölümden başladım.Sırası ile dinleyecegim inşallah
Hocam Allah senden razı olsun Allahu Teala ebediyen seni başımızdan eksik etmesin biz senden razıyız Allah'ta senden razı olsun inşallah o güzel kalbine o söylediğin sözlere Rabb'im sana ahirette şahitlik etmeyi nasip eylesin inşallah binlerce Rabbim razı olsun
Rabbim sizden razı olsun hocam. Dünyaya çok güzel emanetler bırakıyorsunuz, Allah uzun sıhhatli ömürler versin.
Allah emeği geçenlerden razı olsun. İlim her daim devam etsin bizde nasiplenelim inşaallah.
Çok kıymetli dersler hepsi de, Allah razı olsun
Nuhun bedduasi ile taifteki beddua yapmayan peygamberimizi sav bu baglantiyi kurman o kadar güzel birsey tebrik ediyorum hocamizi ve nice nice misal var.. gercekten tarih biz dairesel olarak kavramamiz lazim.. Allah senden razı olsun hocam.. cok istifade ediyorum daha yeni kesfettim
Allah razı olsun, çok güzel bir ders olmuş
Allah razı olsun hocam, Allah ın izniyle o kadar güzel ayrıntılı olarak anlatıyorsunuz ki nuh( a. S) ile oğlu kenan ın arasında geçen konuşma beni sarstı ve gözyaşlarıma hakim olamadım, hayatımızda kenanlar o kadar çok ki, bazen evlat bazen anne baba bazende eş olabiliyor, Rabbim geç olmadan hidayete erdirsin cümlemizi
Allah sizden razı ve hoşnut olsun hocam ,sizi hayırla mukafatlandirsin
"Kadını kocasının aleyhinde dolduran bizden değildir." anlamak isteyene çok şey anlatıyor Allah bizleri onlardan etmesin. Allah razı olsun Hocam.
Muhammed Emin ol ki Allah bizi seviyormuş
RABBİM bizi doğru yola iletsin
allah razı olsun kıymetli hocam
Allah razı olsun teşekkür ederiz.
Allah razı olsun hocam🌸
Allâh sizden ebediyyen razı olsun
Şimdi dinlerken covid ile bizi tufana yakın bir sıkıntının içinde iken.. dilerim bugünü aratmaz Rabbim
Ne kadar değerli bilgiler hakkını verenlerden eyle rabbim...
Aminnn İNŞALLAH🤲ALLAH razı olsun hocam
⚘ Allah razı olsun ⚘
Emeği geçen herkesten Allah Razı Olsun 🌹
Bütün dersleriniz çok kıymetli Allah razı olsun hocam🌹🌹🌹
Allahumme salli ala seyyidine Muhammedin ve ala ali seyyidine Muhammed (sav)
Allah razı olsun hocam senden
Nbbggh
Allah Azze ve celle razı olsun hocam. Çok güzel ve bilgilendirici bir sohbetti🌸🌸
Hocam ben bugün bu sözü dinledim Peygamber Efendimizin bizden değildir bir yanlıştan döndüm Allah razı olsun sizden
Allah Razı Olsun Canım Hocam Rabbim Bizleri Affeylesin Aminnn
Allah razı olsun sizlerden hocam
Allah hepimizden razı olsun 🤲🏻💚
47:00
Nuh(as) gemisinin sefine ve fülk farkı ✅✅✅
Allah razı olsun
Alemi islamın sizin gibi değerli alimlere ihtiyacı vardır. Rabbim hizmetinizi daim etsin. Bizleri de hakkıyla istifade edenlerden eylesin
Allah sizden razı olsun hocam
Allah'ım sizlerden razı olsun inşallah
eyvAllah Hocam Rabbim ilminizi dahada artırsın
Allah bizi şükür ehlinden eylesin
Allah razı olsun hocam💐
Selamunaleykum rabbim iki cihanda da razı olsun
Emeğinize sağlık Allah razı olsun
TUĞYAN;Allah'ın sınırlarını ihlal Edip taşkınlık yapmak....
Allah CC razı olsun
Allah razı olsun...
Allah razi olsun
Allah razi olsun💖
Hocam ders yaparken gözlerinizde ki parıltılar bizlere her şeyi anlatıyor. Rabbim ilminizi arttırsın, Allah sizlerden ebeden razı olsun
Dersten Cümleler
“Nûh, “Rabbim” dedi, “Doğrusu ben kavmimi gece gündüz hakka çağırdım!” (Nûh 71/5)
“Benim bu davetim ancak onların benden ve haktan kaçmalarını arttırdı.” (Nûh 71/6)
“Bunun üzerine, Rabbine: ‘Ben mağlup oldum/yenik düştüm, bana yardım et!’ diyerek yalvardı.” (Kamer 54/10)
Kur’ân’ın rehberliğinde üç başlık:
1- Hz. Nûh kavmini neye ve nasıl davet etti?
2- Kavmi Hz. Nûh’a nasıl karşılık verdi?
3- Kavminin tepkilerine karşı Hz. Nûh nasıl davrandı?
Kavminin tepkilerine karşı Hz. Nûh nasıl davrandı?
Bende bir dalâlet/sapıklık yoktur, dedi. (A’raf 7/62)
Ben âlemlerin Rabbinin elçisiyim, dedi. (A’raf 7/62)
Ben sadece bana vahyedileni tebliğ ediyor ve size öğüt veriyorum, dedi. (A’raf 7/62)
Ben sizi uyarmak ve Rabbimin merhametine ulaşmanız için uğraşıyorum, dedi. (A’raf 7/64)
Ben bu davetime karşı sizden hiçbir ücret, menfaat ve mal istemiyorum, dedi. (Hûd 11/29)
Ben yanımdaki zayıf ve fakir müminleri kovacak değilim, dedi. (Hûd 11/29)
Ben sizin tam anlamı ile bilginiz olmayan meseleler hakkında cehaletle hareket eden bir topluluk olduğunuzu söylüyorum, dedi. (Hûd 11/29)
Ben Allah’ın hazineleri benim yanımdadır, gaybi biliyorum, meleğim falan demiyorum, dedi. (Hûd 11/31)
Ben azabı size getirecek değilim, onu size ulaştıracak olan Allah’tır, dedi. (Hûd 11/33)
Rabbinizden mağfiret dileyin, O da size dünya-ahiret merhametini tecelli ettirsin, dedi. (Nûh 71/10)
“Rabbinizden mağfiret dileyin size bol bol yağmurlar indirsin, mallarınızı ve oğullarınızı çoğaltsın, size bahçeler ihsan etsin ve size ırmaklar akıtsın.” (Nûh 71/11)
Bir yerde eğer Tuğyan artarsa arkasından Tufan gelir. Bir yere Tufan gelirse oraya Helak ulaşır. Bir yere Helak ulaşırsa o beldenin salih insanları için Allah bir Necat gönderir…
Tuğyanın En Temel Manaları
Doğru yoldan sapmak
Ahlaki ölçülere riayet etmeyip, azmak
Allah’ın sınırlarını ihlal edip taşkınlık yapmak
Zulüm, haksızlık ve tecavüzleri arttırmak
Aşırı tüketime düşmek, dengeyi bozmak, ölçü ve tartıda adaletsizlik yapmak
Nedir Bizim Gemimiz?
Şahsiyeti kıvama ermiş bir şekilde kendi Hiramız
İçinde sükûnet bulduğumuz evlerimiz
Bedenlerimizin ihyasını sağlayan mevzilerimiz
Kalplerimizin imarını sağlayan mabetlerimiz
Akıllarımızın inşasını sağlayan mekteplerimiz
“Bunun üzerine, Rabbine: ‘Ben mağlup oldum/yenik düştüm, bana yardım et!’ diyerek yalvardı.” (Kamer 54/10)
“Senin kavminden, inanmış olanlardan başkası bundan sonra inanmayacaktır; onların yapageldiklerine üzülme; nezaretimiz altında, (gözlerimizin önünde) sana bildirdiğimiz gibi (yani vahyettiğimiz gibi) gemiyi yap. Zulmedenler hakkında bir daha Bana başvurma, çünkü onlar suda boğulacaklardır” diye Allah tarafından vahyolundu.” (Hûd 11/36, 37)
Nasıl Bir Gemi?
Allah’ın gözetiminde ve O’nun yönlendirilmesinde yapılan bir gemi (Hûd 11/37)
Çivilerin levhalara ve tahtalara çakılarak yapıldığı bir gemi (Kamer 54/13)
“Nuh’u da levhalardan/tahtalardan yapılmış, çivilerle çakılmış gemiye bindirdik.” (Kamer 54/13)
Canlıların hepsinden iki cinsten alınarak yüklenen bir gemi (Hûd 11/40)
Sayıları azda olsa iman edenlerin bindiği ve günlerce içinde kaldığı bir gemi (Hûd 11/41)
Tufanın şiddetine ve dağlar gibi dalgalara karşı sağlam olan bir gemi (Hûd 11/40)
Kur’ân’da gemi anlamında kullanılan fülk kelimesi toplam 23 yerde geçer. Bu yerlerin yedisinde doğrudan Hz. Nûh’un gemisine (En’âm 7/64; Yunus 10/73; Hûd 11/37, 38; Mü’minûn 23/27, 28; Şuarâ 26/119) birinde ise Hz. Yunus’un bindiği gemiye (Sâffât 37/140) atıf vardır. Kalan diğer yerlerde ise fülk kelimesiyle gemilerin deniz ve okyanuslar üzerindeki hareketleri genel olarak konu edinilir.
Gemi kavramı sefine kelimesiyle Kur’ân’da toplam dört yerde geçmektedir. Bu yerlerin üçünde Hz. Mûsâ kıssası anlatılırken (Kehf 18/71, 79, 79) bir yerde de Hz. Nuh’un kavminden gemiye binenleri ifade etmek için ashâbü’s-sefîne (Ankebût 15/29) kullanılmaktadır.
Fülk, umumi anlamda gemi, Sefine, hususi anlamda gemidir.
Fülk kelimesi hem tekil, ikil ve çoğul olarak hem de müzekker ve müennes olarak gelebilen bir özelliğe sahiptir.
Fülk, kelimesi daha çok yuvarlak ve dairesel şekilde yapılan gemiler için kullanılırken, Sefîne kelimesinin daha çok dikdörtgen şeklinde yapılan gemiler için kullanıldığı ifade edilmiştir.
Fülk şeklinde isimlendirilen gemiler; geniş, hızlı ve manevra kabiliyetleri yüksektir. Aynı zamanda denizleri yararak hareket ederlerken daha fazla enerjiye sahiptirler. Sefîne şeklinde yapılan gemiler ise hantal bir yapıdadır. Denizlere derinden değil, yüzeysel bir şekilde dalarak hareket ederler.
Merhum Elmalılı “Fare tennur” ifadesinden yola çıkarak der ki: “Gemi yelkenli bir gemi değil, kazanla çalışan bir vapurdur. Kaynayan kazan geminin ocağıdır.”
“Nûh, şöyle dedi: “Ey Rabbim! Kâfirlerden hiç kimseyi yeryüzünde bırakma! (Onlardan bir tek canlı bile kalmasın)” (Nûh 71/26)
“Çünkü sen onları bırakırsan kullarını saptırırlar; yalnız ahlâksız, nankör (insanlar) doğururlar (yetiştirirler)” (Nûh 71/27)
“Yavrucuğum! ‘(Sen de) bizimle beraber bin, kâfirlerle beraber olma!’ diye seslendi.” (Hûd 11/42)
“Oğlu: Beni sudan koruyacak bir dağa sığınacağım, dedi. (Nuh): “Bugün Allah’ın emrinden (azabından), merhamet sahibi Allah’tan başka koruyacak kimse yoktur!” dedi. Aralarına dalga girdi, böylece o da boğulanlardan oldu.” (Hûd 11/43)
“Nuh Rabbine dua edip dedi ki: “Ey Rabbim! Şüphesiz oğlum da ailemdendir. Senin vâadin ise elbette haktır. Sen hâkimler hâkimisin.” (Hûd 11/45)
“Allah buyurdu ki: Ey Nuh! O asla senin ailenden değildir. Çünkü onun yaptığı kötü bir iştir. O halde hakkında bilgin olmayan bir şeyi benden isteme! Ben sana cahillerden olmamanı tavsiye ederim.” (Hûd 11/46)
Mesele soy meselesi değil, mesele yol meselesidir…
“Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.” (Müslim, Zikr 38)
“Ey Ebû Bekir! Bedir esirleri konusunda ki fikrin nedir?” diye sordu. Hz. Ebû Bekir tabiatına uygun bir cevapla dedi ki: “Ya Resûlullah! Onlar bizim kabilemiz ve akrabalarımızdır. Her ne kadar bize karşı savaşmış ve bize karşı birçok haksızlık yapmış olsalar bile, biz onlara böyle davranmayalım. Ya belli bir fidye karşılığında yada bedelsiz bir şekilde hepsini salıverelim.”
Efendimiz (sas) Hz. Ebû Bekir’i (ra) sadece tebessüm ederek dinledi ve daha sonra söz sırasında hep ikinci sırada olan Hz. Ömer’e (ra) döndü ve aynı soruyu ona da yönelterek, esirler konusundaki düşüncesini sordu. Hz. Ömer’de bu soruya karşı, tabiatına uygun bir cevap verecekti. Dedi ki: “Ya Resûlullah! Ben Ebû Bekir gibi düşünmüyorum. Onlar bizimle savaştı; 13 yıl Mekke’de bize yapmadıklarını bırakmadılar. Şimdi Allah bizi aziz, onları ise zelil kıldı. Öyle ise sen karşı tarafta olan akrabalarımızı bizlerin eline ver. Bana Benî Mahzûm’dan olan dayılarımı ver. Ebû Bekir’e oğlu Abdurrahman’ı ver. Ali’ye kardeşi Akil’i ver. Hamza’ya kardeşi Abbas’ı ver. Her birimiz kendi yakınının başını uçursun. Böyle yapmakla da Rabbimize yüreklerimizde asabiyete dair hiçbir iz taşımadığımızı ispat etmiş olalım.”
“Ey Ebû Bekir! Senin halin aynen İbrahim’e benzer. Hani O demişti ki: ‘Ya Rabbi! Kim bana uyarsa o bendendir. Kim de bana karşı gelirse, şüphe yok ki Sen çok merhametli ve bağışlayansın.’ Yine Ey Ebû Bekir! Senin halin İsa’ya benzer. Hani O da demişti ki: ‘Eğer onları azaba uğratırsan onlar senin kullarındır. Yok, eğer onları bağışlarsan şüphe yok ki, Sen kudretinle her şeye üstün gelen ve her işinde hikmet üzere olansın.”
“Ey Ömer! Senin halinde aynen Nûh’a benzer. Hani O demişti ki: ‘Ey Rabbim! Yeryüzünde yaşayan hiçbir inkârcıyı bırakma.’ Yine senin halin Musa’ya benzer. Hani O da demişti ki: ‘Allah’ım! Sen o inkârcıların mallarını mahvet. Yüreklerini şiddetle daralt. Çünkü onlar azabı görmeyinceye kadar iman etmeyeceklerdir.”
“Dünyadaki Cennet Aile: Kışkırttın, Yandın!”
“Aldatan bizden değildir.”
“Elinde varken ailesini sıkıntı içinde yaşatan bizden değildir.”
“Bize silah çeken, silah doğrultan bizden değildir.”
“Fal açan ve kendisi için fal açtıran bizden değildir.”
“Kehanette bulunan ve kendisi için kehanette bulunulan bizden değildir.”
“Sihir yapan ve kendisi için sihir yaptıran bizden değildir.”
“Asabiyete (ırkçılığa) çağıran bizden değildir.”
“Asabiyet için savaşan bizden değildir.”
“Asabiyet uğruna ölen bizden değildir.”
“Bizden başkasına benzemeye çalışan bizden değildir.”
“Karşı cinse benzemeye çalışan bizden değildir.”
Ebû Hüreyre naklediyor: “Kadını kocası aleyhine, köleyi efendisi aleyhine kışkırtan bizden değildir.” (Ebû Dâvûd, Talak, 1)
Siyertv.com
Allah razı olsun
Allah razı olsun kardeşim. Bu notlar çok iyi oluyor benim için.
🌟💛🌟ALLAH RAZI OLSUN 🌟💛🌟
Sezai Karakoç
Yitik Cennet Kitabı
Bu ders serisi için güzel bir edebi, şiirsel bir anlatım ayrı bir heyevan katmakta.
Tuğyan ve Tufan Arasında Bir Peygamber: Hz. Nûh (as)
Sîret-i Enbiyâ derslerimizde Hz. Nûh’un (as) hayatını ve mücadelesini anlama devam ediyoruz. Muhammed Emin Yıldırım hocamız “Tuğyan ve Tufan Arasında Bir Peygamber Hz. Nûh (as)” serlevhasının altında, kavminin tepkilerine karşı Hz. Nûh’un nasıl bir karşılık verdiğini, arkasından gelen gemi yapma emrini ve sonrasındaki gelişmeleri, Kur’ân’ın rehberliğinde anlattı. Çok önemli ve güncel mesajları aldığımız bu ders, Hz.Nûh’un dünyalarımıza ne kadar çok şey söylediğinin güzel bir örneği oldu.
allah sizden razı olsun hocam
Çok güzel, camilerimiz bizim gemimiz.
🍃🌹 Amiiin 🌹🍃
Allah razı olsun hocam
Kanala abone olarak,
Beğenerek, 👍
Yorum yazarak,
Paylaşarak,
👉 başkalarına da ulaşmasına vesile olabilirsiniz!
"Hayra vesile olan onu yapan gibidir"
Şimdi benim güzel kardeşlerim...
Rabbim ben mağlub oldum
ALLAH RAZI OLSUN AMİN
ALLAH RAZI OLSUN HOCAM
Maalesef hocam virüs belası sardı her yanımızı, Rabbim daha büyük tuğyanlardan muhafaza etsin hocam
Ben çok faydalanıyorum hocam 1 teyzeniz olarak
tesekkurler
Öncelikle Hocamızdan ve videonun yayımlanmasında emeği geçen arkadaşlardan Allah razı olsun.
Hocamızın Peygamberlerin hayatını anlattığı bölümleri dinlerken bir kere daha farkettim ki başta kendim ve çevrem olmak üzere, Peygamberlerin yaşadıkları zaman dilimi ile ilgili çoğu Müslümanın bilgisi zayıf. Hocamıza ulaşır mı bilmem ama ben yine de üstümden bir yük kalkması bağlamında bir fikrimi dile getireyim.
Tarih, siyaset bilimi vb. sosyal ilimler vasıtasıyla bir vakayı değerlendirirken bağlama (context) ciddi önem verilir ve olayın yaşandığı ortam en ince detaylarına kadar işlenir. Bu yöntem kullanıldığı vakit günümüzde belki de hiçbir önem atfetmeyecek veya basit bir bilgi olarak geçiştirilecek olguların aslında o olayı anlamak için ne kadar da merkezi bir öneme sahip olduğu anlaşılır. Böylece örneğin X bir kişinin verdiği bir karar veya Y olayının ortaya çıkış sebepleri çok daha sahih bir şekilde tetkik edilebilir.
Özellikle tefsir ilmi sanırım bu boşluğu doldurmak için önemli bir araç konumunda. Bu sayede, Hocamızın da yaptığı gibi, hadis ve diğer kaynaklar da kullanılarak daha sağlıklı değerlendirmelerde bulunma imkanı doğmakta. Fakat benim düşünceme göre, şirk meselesi, çok tanrıcılık, o dönemin putperestlerinin düşünce ve duygu yapıları yeterince anlatılmamakta. Böyle olunca yüzyıllardır tek tanrılı dinlerin hakim olduğu bir dünyada yaşayan günümüz insanı Peygamberlerin mücadelesinin ne kadar zahmetli bir iş olduğunu tam olarak kavrayamamakta.
Ben şahsen birkaç ay önce Heredot'un Tarih'ini okuduğum zaman, 29 yaşında ve ortalama bir din bilgisine sahip olmama rağmen, galiba ilk defa, Peygamberlerin işlerinin gerçekten ne kadar zor olduğunu anlayabildim. Heredot'un Tarih'i ve Yunan Mitolojisi başta olmak üzere, Sümerler'e, Roma İmparatorluğu'na ve diğer çok tanrılı inanışa sahip medeniyetlere dair okumalar yaptığım zaman putperestlerin inançlarında ne kadar ciddi olduğunu; yalnız manevi olarak değil, yaptıkları tapınaklarla, bu tapınaklara bağışladıkları değerli eşyalarla ve kestikleri kurbanlarla maddi olarak da inançlarına nasıl sıkı sıkıya bağlı olduklarını kavradım. İşte o zaman, böyle bir dönemde bir insanın çıkıp da "inandıklarınızın hepsi sahte, kendinizin uydurduğu kuruntulardan ibaret, Allah tektir" demenin nasıl büyük bir tehlike içerdiğini, Hz. İbrahim'in neden ateşe atıldığını idrak edebildim.
Buradan yola çıkarak diyebilirim ki, günümüz Müslümanlarına çok tanrılı inançların hüküm sürdüğü dönemler daha iyi anlatılabilir. Mesela hiç yoksa Heredot'un Tarih'i bir başlangıç olarak okutulabilir veya okuma metinlerinden, edebi eserlerden ve tarihi yapılardan putperestlerin ciddiyetini ve inançlarına bağlılıklarını anlatmaya kadir bazı örnekler verilebilir.
Son olarak, Nuh Suresi 10. Ayete ve akabinde Hocamızın yaptığı yorumlarla ilgili benim aklıma şöyle bir fikir geldi. Bilindiği gibi çok tanrılı inançlarda tapılan tanrılara çoğunlukla savaş tanrısı, deprem tanrısı, deniz tanrısı, gökyüzü tanrısı, bereket tanrısı vb. dünyevi bir sıfat verilmekte ve böylece insanlar dünyaya ait taleplerini bu tanrılara taparak karşılayabileceklerini düşünmekte. Benim hissettiğim odur ki, belki de ilgili ayette tek olan Allah'ın, bu uydurma tanrılara mahsus olduğuna inanılan bu özelliklerin hepsine sahip olduğu ve O'na inanılması ve layıkıyla kulluk edilmesi takdirinde insanlara bunun karşılığını dünyada da vereceği anlatılmakta. Kısacası insanların tarih boyunca sahte tanrılarla doldurmaya çalıştığı bu gereksinimlerine bir cevap verilmekte ki, putlarını bırakıp doğru yola yönelsinler.
Hürmetler.
Yorumunuz çok değerli Rabbim ilmizinizi artırsın.
Heredot tarihi üzerine hangi kitabı tavsiye edersiniz?
*Bir yerde eğer Tuğyan artarsa arkasından Tufan gelir. *Bir yere Tufan gelirse oraya Helak ulaşır.*Bir yere helak ulaşırsa o beldenin Salih insanları için Allah bir Necat gönderir...
Allah razı olsun birde anlasak evde imtihan çok zor çeken bilir
Ben sizi çok iyi anlıyorum.Allah kolaylaştırsın.
MESELE SOY MESELESİ DEĞİL YOL MESELESİDİR...
Maşallah
❤️❤️
Allah cc
🥰
🌼🌼🌼🌼🌼
سفينة النجاة!
✨
🥀🥀🥀🥀
🌸