Türk yazarlardan Atilla Şanbay Vordonisi Kayıp Ada kitabını kesinlikle tavsiye ederim. Çok sürükleyici elinizden bırakmıyorsunuz. Çok güzel bir video.👍😊
Gökyüzünün diğer tarafı Kesinlikle okumalısınız. Ölüp biterim o kitap için UEEODHQ
Рік тому
Her seferinde pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim dedikten sonra 10 üzerinden 8 demen bana kendimi hatırlattı :) öneriler için teşekkürler hepsini sipariş ettim.
Рік тому
@ Kan ve Kül (ve yan serinin) serisinin çevrilen bütün kitaplarını okudum. Açıkçası çeviri ve yazım hataları yüzünden ağza alınmayacak küfürler etmiş olabilirim fakat onun dışında ilk üç kitap ve yan kitap (Kıvılcımdaki Gölge) bence bu tür için gayet iyiydi. Yan seri olmasına rağmen Ten ve Ateş orijinal seriden daha iyi olacak gibi duruyor. Şimdi Yılan ve Güvercin okumaya başladım. 158. sayfadayım ve açıkçası Kan ve Külden okuduktan sonra bu kitap biraz daha "acemi" geldi. Yazarın da ilk kitabı sanırım. Yalan söylemeyeceğim bu tür benim guilty pleasureım bu yüzden başka kitaplarla karşılaştırmaya asla sokmuyorum, çünkü bariz bir şekilde kalite farkı oluyor fakat Yılan ve Güvercin sağlam bir temele oturamıyormuş gibi hissediyorum. Bazı kısımlarda sanki okuyucuya oynanan şeyler yazılmış gibi ve böyle olunca dikkatim çabuk dağılıyor, başka bir şey yapmaya başlıyorum. Okuduğum kısıma kadar örnek vermem gerekirse, Reid'in ağzından yazılan kısımlarda Louise'den nefret edercesine konuşması fakat bir anda Louise'e değer veriyormuş gibi bir şey yapması bana çok yapmacık geliyor. Bu yorumumu yapma ihtiyacım da bu yüzden oluştu zaten. Devam kitaplarını okudunuz mu ve okuduysanız bu durum güzel bir şekilde açıklanıyor mu cidden merak ediyorum
Рік тому
@ teşekkürler. Yarın ikinci kitaba geçmiş olurum, o zaman inceleme videonuza da bakarım :) Kan ve Kül serisinin 4. kitabı biraz... Yılan ve Güvercin hissi vermişti diyeyim ve uyarmış olayım :)
...Evden çıktı Saat Gecenin 3'ü "hey bu saatte nereye gidiyorsun"Etraf çok karanlık giydiği siyah pantolon ve kazak onu görmemi zorlaştırdğı için ona daha fazla yaklaşmak zorunda kaldım.Sanırım biraz Dalgın Çünkü 1 kere direğe çarptı. Dar bir sokağa girdi,bir an durdu,hemen yanımdaki arabanın arkasına saklandım "hayır hayır sakın geri dönme" Onu gözetlerken sol tarafta ikinci kattan bir kadın pencereye çıktı ve birini takip ettiğimi anladı bana doğru tuhaf tuhaf bakıyor.Onu Fark etmemiş gibi davrandım. tekrar yürümeye başladı,"tam zamanında" bu kadının bakışlarına daha fazla katlanamazdım.Takibe devam ederken arkama baktım,kadın epey uzaklaşmama rağmen hala garip garip bana doğru bakıyor.karanlıkta sokaklar ürkütücü. Her zamanki gibi elleri cepte yürümeye başladı. 30 dakika sonra aydınlık bi caddeye geldik hızla bir araba bu tarafa geliyor, o da karşıya geçecek gibi duruyor "hey ne yapıyorsun sen araba geliyor,görmüyor musun?"Dalgın bir şekilde yola giriyor.Araba o kadar hızlı geliyorduki onun aniden yola girmesine karşı frene basıp duramıyor,ona çarpıyor.Çarpmanın şiddetiyle havaya savruluyor ,birkaç takla atıp yere düşüyor. Ben Şok oldum,çok korktum,onun ölmesini istemedim. Gözlerimi kapattım kafamda şimşekler çakıyor...içimde çok büyük bir boşluk,anlamsızlık oluştu "O ÖLDÜ...O ÖLDÜ"... Gözlerimi açtığımda etrafta kimse yoktu ben yerde yatıyordum.Bayılmışım. Çarpan kişi onu hastaneye götürmüştür ama o hızla çarpan bi arabadan sağ kalması imkansız. Eve doğru yürümeye başladım Birkaç saat sonra,hiç tanımadığım biryerde buldum kendimi.Sabah olmuştu güneşin o tatlı ısısıyla daha bilinçli bir şekilde tekrar eve doğru yürümeye başladım, kendi kendime seslice konuşarak yürüyorum"O ÖLDÜ...O ÖLDÜ... Allah kahretsin, KAHRETSİNNN" insanlar bana "mahallenin delisi her halde"der gibi bakıyorlar ama umurumda bile değil.Eskiden hayatım çok kötüydü hiç bir hedefim,amacım yoktu.Hayatı yaşamak için yaşıyor,ölmek için zamanımı dolduruyordum.O kadar boş bir hayattı ki,adeta"YÜRÜYEN BİR CESET"tim,Ta ki; bir gün... O karşıma çıkana kadar...O hayatıma girdiği ilk günden beri artık hayatımın bir anlamı vardı,Bir amacım vardı,her ne kadar etik yollarla olmasada,suça bulaşsamda,hedef "ONU TANIMAK" çünkü o ÇOK GİZEMLİ BİRİ... onun"SIRLARI VAR"... bunları öğrenmek için ise"ADAM ÖLDÜRMEYE" bile "VARIM"... Ne yapalım bende aşkı adrenalin ve heyecanla seviyorum.Şimdi o yok.Hayatımın anlamı yok. Napıcam ben? O anlamsız ve "BOMBOŞ" günlere geri mi dönücem? hayır hayır hayır "HAYIIIIIIIRRRR" Saatler sonra eve varıyorum, arkadaşım büşraya herşeyi anlattım.Sarıldık beni teselli etmeye çalışıyor,ama işe yaramiyacak,hava karardı,"ONU ÖZLEDİM,hemde çok özledim be"bir nebzede olsa özlemimi bastırmak için dışarı çıkıp onun evini izlemeye başladım,ama bu... "BU NASIL OLUR?... Buna İnanamıyorum,aman alahım bu olamaz,bir odanın ışığı yandı.Hayır hayır bu imkansız, O yaşıyor olamaz, ama bu evde ondan başka yaşayan kimse yokkki,o deyilse kim bu?Perdeler kapalı olmasaydı içeri bakardım. Kalbim deli gibi atıyor"DELİ GİBİ, HIZLA" evime koştum içeri girdim.Evin 2.kapısını sessizce açtım. Onun dairesindeki kapının önündeki ayakkabıya baktım.Bu onun ayakkabısı, o yaşıyor,"AMAN ALLAHIM O YAŞIYOR"Buna inanamıyorum,İçimden deli gibi koşmak,çığlık atmak geliyor,içimi çok büyük bir sevinç kaplıyor. Yarım saat sonra yaşadığım şaşkınlık ve sevinç geçince düşünmeye başladım.O kazadan nasıl sağ çıktı?Mucize eseri sağ çıksa bile en azından birkaç ay hastanede yatması gerekirdi.Bu kadar hızlı iyileşmesi..."BU İMKANSIZ"Neler oluyor bilmiyorum ama "ÖĞRENELİMM"... döşekleri kapının tam arkasına serdim ve yatıp dinlenmeye başladım.Saat gece 3oldu"HEY DUYDUNUZ MU?ŞŞŞŞ..."Bir ses geliyor,kapı kapanma sesi,işte bu beklediğim an, O dışarı çıkıyor. "Nereye gidiyorsun sen"Evden çıkıp takip etmeye başladım. Karanlıktada olsa onu karşımda canlı canlı görebilmek muhteşem. Hayatımın en mutlu ânı.Elinde siyah bir poşet var, 30dk yürüdükten sonra dün geceki kazanın olduğu yere geldi.Etraf sessiz ve kimseler yok,poşetten siyah bir maske çıkarıp giydi,yerden eline 2taş aldı,aniden bir taşı sokak lambasına attı, etraf zifiri karanlık oldu,bir cam sesi daha,sanırım avm'nin kamerası bu,onu göremiyordum ama içerden bilgisayarın ışığı yandı,5dk sonra ayak sesleri gelmeye başladı."KOŞARAK KAÇIYOR"sese doğru arkasından koşmaya başladım,kısa süre sonra onu kaybettim,çünkü "LANET KONDİSYONUM YÜZÜNDEN KOŞAMIYORUM,KAHRETSİN"Eve gidip uyudum, sabah uyandığımda onun evine gizlice girmeyi düşündüm,dün gece avm'nin kamera kayıtlarını aldı,tamda kazanın olduğu yeri gören kamerayı kırdı,O kayıtlarda bu kadar önemli olan ne var? Ne saklıyorsun sen?"YADA NELER Mİ DEMELİYDİM"... Bir anahtarcıya gittim,o kapıya uyma ihtimali olan bütün anahtarları satın aldım,eve gidip uyudum,gece 3te uyandım kapı açıldı,o dışarı çıktı, anahtarları tek tek denemeye başladım ve Sonunda... 17.anahtar kapıyı açtı Ayakkabımı çıkarıp evime bıraktım ve onun evine sessizce girdim... Çakmağımı yakıp heryeri karıştırdım, heryere baktım, İçerisi gayet normal.Açıkçası farklı bir şeyler bekliyordum.Kayıtlar bi cd yada usbde olmalı ama onlara rastlamadım,"AHH HAYIRR"şu odayı atlamışım Hemen orayada bakıcam,odanın kapısını açmayı denedim ama kilitliydi."BİR İNSAN YALNIZ YAŞADIĞI BİR EVİN ODA KAPISINI NEDEN KİLİTLER Kİ?"Bu mantıklı gelmiyor,"SİZCEDE ÖYLE DEYİL Mİ?"...Bu kadar yeter,hemen eve gitmeliyim,heran gelebilir,yakalanmak istemiyorum. Sabah oldu,dışarı çıkıp onun evini gözetlemeye başladım,röntgenci miyim...?"TAMAM TAMAM,EVET RÖNTGENCİYİM,HAKLISINIZ"evet artık işe bakma zamanı...Kilitli odanın camı açıldı, ama perdeler açılmadı,gece oldu ve o çıkınca hemen evine girdim, aldığım yeni anahtarları odanın kapısına denedim, 32.anahtar oldu ve kapıyı açtım. "Heyy bu seslerde ne böyle?Ah hayır kapıda alarmmı var? KAHRETSİN" İşte bu çok kötü.hemen çıkmalıyım"LANET OLSUN" Hayır hayır şu odaya bakmadan çıkmak istemiyorum,eğer çıkarsam merakımdan ölürüm.Odaya girdim hızlıca etrafı incelerken ayağımın altından metal bi ses çıktı.Hemen halıyı çekip baktım.Burda demir bir kapak var.Üzerindede 1kilit var.Yukarıdaki ana kapının sesi geldi. "KAHRETSİN...O BURDA".... Merdivenlerden ayak sesleri geliyor,burdan kaçamam."lanet olsun napıcam ben? NAPICAAAMM?hadi kızım,düşün düşün DÜŞÜÜÜN..."Kapıyı açıp içeri girdi,beni görmedi çünkü Son anda koridordaki büyük elbise dolabının içine saklandım,ucuz yırttık,kıl payı kurtulduk.Kilitli kapıyı açıp odaya girdi,1 saat sonra odadan çıkıp kapıyı kilitledi,kendi kendime fısıldadım,"NEDEN KİLİTLİYORSUN ŞU KAPIYI,EVDE YALNIZSIN BE ADAM"yaniii en azından sen öyle sanıyorsun.Banyodan su sesleri geliyor 15-20 dakika sonra odaya girip kapıyı kilitledi.Uzun birsüre hareket olmadı,sanırım uyuyor,keşke şimdi yanında olabilseydim,belki bir gün..."NEDEN OLMASIN"...şu an yanında olsaydım?acaba neler yapardın bana yatağında?sonrada sana sarılıp koynunda uyurdum,ahhh canım şu an fena istiyor seni..."ACABA DOLAPTAN ÇIKIP,ODANA KAPI DELİĞİNDEN GÖZ ATSAM MI?"kim bilir belkide çıplak yatıyorsundur,ne dersin? hayır hayır saçmalama kızım,ya tuvalete kalkarsa?bir anlık zevk için yakalanma riskini göze alamam?onu kaybedebilirim...Şu an saat gecenin üçü, odasından çıkıp kapıyı kilitledi,"paranoyak mısın sen be,NESİN SEN, NESİNN? "dış kapıyı da kilitleyip gitti.Dolaptan çıkıp evime gittim.Ertesi gün "ONU TAKİP ETMEYE DEVAM EDİCEM"... (Kitap yazmak istiyorum,bu yüzden hikayeye yorumunu heyecanla,merakla bekliyorum) Diğerleri: "KENDİ KENDİNE KOŞAN AYAKLAR"... "BAŞARDIM...ARTIK ÖLÜMSÜZÜM..." İstersen bunlardan birini de atabilirim?
Grisha serisi gerçekten çok güzel bir seri.Tabii ki yüzüklerin efendisi ya da kral katili güncesi gibi çok detaylı değil ama gayet iyi dizisini pek sevemedim ama.Bu arada kargalar meclisi grisha serisinden çok daha güzel bence.Romantik fantastik olarak kral katili günceside olabilir aslında çünkü Kvothe sürekli Denna ile flört ediyor
...Kamera köprüde koşan 4kişiyi gösterir.Thomas aniden tuhaf tuhaf yere bakmaya başlar. Back:"Heyy neyin var senin böyle?" Lisa:"Heyy thomos iyi misin yorulduysan duralım?"Thomos endişeyle kızlara bakarak koşuyor"çocuklar...galiba bir sorunumuz var,ben...ben...DURAMIYORUM." Ricard"ne saçmalıyorsun sen thomos?" Thomos bağararak"Duramıyorum...duramıyorum...neden bilmiyorum ama ayaklarımı durduramıyorum çocuklar" Back"thomos bu hiç komik deyil tmmı" thomos"ben şaka yapmıyorum neler oluyor bilmiyorum ama ayaklarımı...ayaklarımı hissetmiyorum,ayaklar kendi kendilerine koşuyorlar,kontrol edemiyorum.Bakın kulağa delice geldiğini biliyorum ama doğruyu söylüyorum,BANA İNANMANIZ GEREK" Lisa"Tanrı aşkına thomos,buna kim inanır?" Kamera koşan ricard'ı gösteriyor,bir anda yüzünde dehşet bir şaşkınlık ifadesi belirir,tuhaf tuhaf ayaklarına bakar"buna inanmiycaksınız ama BENDE KENDİMİ DURDURAMIYORUM ayaklarımı hissetmiyorum,bu nasıl oluyor bilmiyorum ama ayaklar kendi kendilerine koşuyorlar" Back"siz ikiniz kendinizi çok akıllı sanıyorsunuz galiba,bizimle dalga geçmek için kandırmaya çalışıyorsunuz diyme? Kusura bakmayın ama buna inanacak kadar salak deyiliz" Lisa"evet kesinlikle bize oyun oyniyorlar akıllarınca" Thomos"bakın ben şaka flan yapmıyorum,ben çok ciddiyim,bize neler olduğunu bilmiyorum ama galiba birazdan aynısı sizede olucak..." Lisa"eee yeter be kesin artık şunu,iyice saçmaladınız he" Thomos"size başımız belada diyorum,bana inanmıyor musunuz? Pekala o halde durmayı deneyin,hadi back durduğunu görmek istiyorum,yap şunu" back"neee? Yok ya durayımda siz sonra siz ikiniz,nasıl kandırdık diye benimle alay edin diyme? Böyle birşey olmiycak tmmı?" Lisa"ama bu...bu nasıl olur... back...BACK...bunlar doğruyu söylüyormuş,çünkü BENDE DURAMIYORUM...kahretsin,aman tanrım...ama bu nasıl olur?" Lisa şaşkın şaşkın kendi kendilerine koşan ayaklarına bakmaktadır.Harika büyük bir şaşkınlıkla lisaya bakar"sana inanamıyorum,sende mi bunların oyununa katıldın,bunu senden beklemezdim lisa,buna inanamıyorum hepiniz bir olup beni kandırmaya mı çalışıyorsunuz? ŞUNU YAPMAYI KESİN ARTIK!!!" Thomos'la back yanyana,ricard'la lisa yolun sol tarafında koşmaktadır,thomos'la lisa'nın arasında 2metre mesafe vardır,Thomos birdendire tuhaf tuhaf gözlerini yolun uzağına,ileriye diker. Lisa"thomos, tanrı aşkına yine ne oldu söylesene?" Thomos endişeyle,işaret parmağını kaldırarak yolun ilerisini işaret eder "çocuklar şuna bakın...başımız belada...köprünün sonuna bakın,orada yol çalışması yapılmış,TANRIM... işte bu olamaz...şu çukuru gördünüz mü,back'in tarafında duruyor,eğer hemen birşeyler yapmassak,çukura düşücek. Lisa"napıcaz şimdi? back çukura düşüp ölücek,bizimde nefesimiz tükenince ölücez,kahretsin İMDAT...İMDAAAT...HEYYY...BİRİ BİZE YARDIM ETSİN... LÜTFEN YARDIM EDİN...aman tanrım,neden kimse yok,hepimiz ölücez burda diyme..." Thomos"Buldum,back bana elini uzat" back solundaki thomos'a başını çevirir"NEE?" thomos"HEMENN...ŞİMDİ BACK...uzat şu elini,seni bu tarafa çekicem" Back"hayır olmaz,size inanıp kendimi aptal durumuna düşürmiycem tmmı?" Thomos sağındaki back'e bağararak"NEDEN HALA ANLAMIYORSUN,BU BİR OYUN DEYİL,HADİ BACK,ELİNİ BANA VER,SENİ BU TARAFA ÇEKEYİM," thomos panikle ileriye doğru bakar,sağındaki back'e bakar "back,hadi ama elini ver bana,giderek çukura yaklaşıyorsun,derdin ne senin? ÖLMEK Mİ İSTİYORSUN BACK?, ÖLMEK Mİ HE?..." Back"eeehhh yeter ben geri dönüyorum,sizde kandıracak başka bir enayi bulursunuz kendinize,back koşarak geriye dönmeyi düşünür ama...dönemez...başını eğerek garip garip koşan ayaklarını inceler,endişeyle bir anda başını soldaki thomos'a çevirir,kamera başını çevirmesini ağır çekimde gösteriyor,back'in yüzünde dehşet bir korku vardır...(Kitap yazmak istiyorum,bu yüzden hikayeye yorumunu heyecanla,merakla bekliyorum) Diğerleri: "SAPLANTILI KIZ VE CO'NUN GİZEMİ" "BAŞARDIM...ARTIK ÖLÜMSÜZÜM..." İstersen bunlardan birini de atabilirim?
@ Abi sadece görünüş değil mesela sen üşüme hissini bile yaşamışsındır hatta yemek yerken su içerken falan hep etkisini gösteriyor. Veya elini yüzüne götürüp sakalınla oynamak geliyor içinden ama bi bakıyosun elin boş kalıyor :D Kestikten sonra bendeki etkisi böyle olmuştur hep :D
Türk yazarlardan Atilla Şanbay Vordonisi Kayıp Ada kitabını kesinlikle tavsiye ederim. Çok sürükleyici elinizden bırakmıyorsunuz. Çok güzel bir video.👍😊
Gökyüzünün diğer tarafı
Kesinlikle okumalısınız. Ölüp biterim o kitap için UEEODHQ
Her seferinde pek beğendiğimi söyleyemeyeceğim dedikten sonra 10 üzerinden 8 demen bana kendimi hatırlattı :) öneriler için teşekkürler hepsini sipariş ettim.
@ Kan ve Kül (ve yan serinin) serisinin çevrilen bütün kitaplarını okudum. Açıkçası çeviri ve yazım hataları yüzünden ağza alınmayacak küfürler etmiş olabilirim fakat onun dışında ilk üç kitap ve yan kitap (Kıvılcımdaki Gölge) bence bu tür için gayet iyiydi. Yan seri olmasına rağmen Ten ve Ateş orijinal seriden daha iyi olacak gibi duruyor. Şimdi Yılan ve Güvercin okumaya başladım. 158. sayfadayım ve açıkçası Kan ve Külden okuduktan sonra bu kitap biraz daha "acemi" geldi. Yazarın da ilk kitabı sanırım. Yalan söylemeyeceğim bu tür benim guilty pleasureım bu yüzden başka kitaplarla karşılaştırmaya asla sokmuyorum, çünkü bariz bir şekilde kalite farkı oluyor fakat Yılan ve Güvercin sağlam bir temele oturamıyormuş gibi hissediyorum. Bazı kısımlarda sanki okuyucuya oynanan şeyler yazılmış gibi ve böyle olunca dikkatim çabuk dağılıyor, başka bir şey yapmaya başlıyorum. Okuduğum kısıma kadar örnek vermem gerekirse, Reid'in ağzından yazılan kısımlarda Louise'den nefret edercesine konuşması fakat bir anda Louise'e değer veriyormuş gibi bir şey yapması bana çok yapmacık geliyor. Bu yorumumu yapma ihtiyacım da bu yüzden oluştu zaten. Devam kitaplarını okudunuz mu ve okuduysanız bu durum güzel bir şekilde açıklanıyor mu cidden merak ediyorum
@ teşekkürler. Yarın ikinci kitaba geçmiş olurum, o zaman inceleme videonuza da bakarım :) Kan ve Kül serisinin 4. kitabı biraz... Yılan ve Güvercin hissi vermişti diyeyim ve uyarmış olayım :)
...Evden çıktı Saat Gecenin 3'ü "hey bu saatte nereye gidiyorsun"Etraf çok karanlık giydiği siyah pantolon ve kazak onu görmemi zorlaştırdğı için ona daha fazla yaklaşmak zorunda kaldım.Sanırım biraz Dalgın Çünkü 1 kere direğe çarptı. Dar bir sokağa girdi,bir an durdu,hemen yanımdaki arabanın arkasına saklandım "hayır hayır sakın geri dönme" Onu gözetlerken sol tarafta ikinci kattan bir kadın pencereye çıktı ve birini takip ettiğimi anladı bana doğru tuhaf tuhaf bakıyor.Onu Fark etmemiş gibi davrandım. tekrar yürümeye başladı,"tam zamanında" bu kadının bakışlarına daha fazla katlanamazdım.Takibe devam ederken arkama baktım,kadın epey uzaklaşmama rağmen hala garip garip bana doğru bakıyor.karanlıkta sokaklar ürkütücü. Her zamanki gibi elleri cepte yürümeye başladı. 30 dakika sonra aydınlık bi caddeye geldik hızla bir araba bu tarafa geliyor, o da karşıya geçecek gibi duruyor "hey ne yapıyorsun sen araba geliyor,görmüyor musun?"Dalgın bir şekilde yola giriyor.Araba o kadar hızlı geliyorduki onun aniden yola girmesine karşı frene basıp duramıyor,ona çarpıyor.Çarpmanın şiddetiyle havaya savruluyor ,birkaç takla atıp yere düşüyor. Ben Şok oldum,çok korktum,onun ölmesini istemedim. Gözlerimi kapattım kafamda şimşekler çakıyor...içimde çok büyük bir boşluk,anlamsızlık oluştu "O ÖLDÜ...O ÖLDÜ"...
Gözlerimi açtığımda etrafta kimse yoktu ben yerde yatıyordum.Bayılmışım. Çarpan kişi onu hastaneye götürmüştür ama o hızla çarpan bi arabadan sağ kalması imkansız. Eve doğru yürümeye başladım Birkaç saat sonra,hiç tanımadığım biryerde buldum kendimi.Sabah olmuştu güneşin o tatlı ısısıyla daha bilinçli bir şekilde tekrar eve doğru yürümeye başladım, kendi kendime seslice konuşarak yürüyorum"O ÖLDÜ...O ÖLDÜ...
Allah kahretsin,
KAHRETSİNNN" insanlar bana "mahallenin delisi her halde"der gibi bakıyorlar ama umurumda bile değil.Eskiden hayatım çok kötüydü hiç bir hedefim,amacım yoktu.Hayatı yaşamak için yaşıyor,ölmek için zamanımı dolduruyordum.O kadar boş bir hayattı ki,adeta"YÜRÜYEN BİR CESET"tim,Ta ki; bir gün... O karşıma çıkana kadar...O hayatıma girdiği ilk günden beri artık hayatımın bir anlamı vardı,Bir amacım vardı,her ne kadar etik yollarla olmasada,suça bulaşsamda,hedef
"ONU TANIMAK"
çünkü o
ÇOK GİZEMLİ BİRİ...
onun"SIRLARI VAR"...
bunları öğrenmek için ise"ADAM ÖLDÜRMEYE" bile "VARIM"...
Ne yapalım bende aşkı adrenalin ve heyecanla seviyorum.Şimdi o yok.Hayatımın anlamı yok. Napıcam ben? O anlamsız ve "BOMBOŞ" günlere geri mi dönücem? hayır hayır hayır
"HAYIIIIIIIRRRR"
Saatler sonra eve varıyorum, arkadaşım büşraya herşeyi anlattım.Sarıldık beni teselli etmeye çalışıyor,ama işe yaramiyacak,hava karardı,"ONU ÖZLEDİM,hemde çok özledim be"bir nebzede olsa özlemimi bastırmak için dışarı çıkıp onun evini izlemeye başladım,ama bu... "BU NASIL OLUR?... Buna İnanamıyorum,aman alahım bu olamaz,bir odanın ışığı yandı.Hayır hayır bu imkansız, O yaşıyor olamaz, ama bu evde ondan başka yaşayan kimse yokkki,o deyilse kim bu?Perdeler kapalı olmasaydı içeri bakardım. Kalbim deli gibi atıyor"DELİ GİBİ, HIZLA" evime koştum içeri girdim.Evin 2.kapısını sessizce açtım. Onun dairesindeki kapının önündeki ayakkabıya baktım.Bu onun ayakkabısı, o yaşıyor,"AMAN ALLAHIM O YAŞIYOR"Buna inanamıyorum,İçimden deli gibi koşmak,çığlık atmak geliyor,içimi çok büyük bir sevinç kaplıyor. Yarım saat sonra yaşadığım şaşkınlık ve sevinç geçince düşünmeye başladım.O kazadan nasıl sağ çıktı?Mucize eseri sağ çıksa bile en azından birkaç ay hastanede yatması gerekirdi.Bu kadar hızlı iyileşmesi..."BU İMKANSIZ"Neler oluyor bilmiyorum ama "ÖĞRENELİMM"...
döşekleri kapının tam arkasına serdim ve yatıp dinlenmeye başladım.Saat gece 3oldu"HEY DUYDUNUZ MU?ŞŞŞŞ..."Bir ses geliyor,kapı kapanma sesi,işte bu beklediğim an, O dışarı çıkıyor. "Nereye gidiyorsun sen"Evden çıkıp takip etmeye başladım. Karanlıktada olsa onu karşımda canlı canlı görebilmek muhteşem. Hayatımın en mutlu ânı.Elinde siyah bir poşet var, 30dk yürüdükten sonra dün geceki kazanın olduğu yere geldi.Etraf sessiz ve kimseler yok,poşetten siyah bir maske çıkarıp giydi,yerden eline 2taş aldı,aniden bir taşı sokak lambasına attı, etraf zifiri karanlık oldu,bir cam sesi daha,sanırım avm'nin kamerası bu,onu göremiyordum ama içerden bilgisayarın ışığı yandı,5dk sonra ayak sesleri gelmeye başladı."KOŞARAK KAÇIYOR"sese doğru arkasından koşmaya başladım,kısa süre sonra onu kaybettim,çünkü "LANET KONDİSYONUM YÜZÜNDEN KOŞAMIYORUM,KAHRETSİN"Eve gidip uyudum,
sabah uyandığımda onun evine gizlice girmeyi düşündüm,dün gece avm'nin kamera kayıtlarını aldı,tamda kazanın olduğu yeri gören kamerayı kırdı,O kayıtlarda bu kadar önemli olan ne var? Ne saklıyorsun sen?"YADA NELER Mİ DEMELİYDİM"...
Bir anahtarcıya gittim,o kapıya uyma ihtimali olan bütün anahtarları satın aldım,eve gidip uyudum,gece 3te uyandım kapı açıldı,o dışarı çıktı, anahtarları tek tek denemeye başladım ve Sonunda... 17.anahtar kapıyı açtı Ayakkabımı çıkarıp evime bıraktım ve onun evine sessizce girdim...
Çakmağımı yakıp heryeri karıştırdım, heryere baktım, İçerisi gayet normal.Açıkçası
farklı bir şeyler bekliyordum.Kayıtlar bi cd yada usbde olmalı ama onlara rastlamadım,"AHH HAYIRR"şu odayı atlamışım Hemen orayada bakıcam,odanın kapısını açmayı denedim ama kilitliydi."BİR İNSAN YALNIZ YAŞADIĞI BİR EVİN ODA KAPISINI NEDEN KİLİTLER Kİ?"Bu mantıklı gelmiyor,"SİZCEDE ÖYLE DEYİL Mİ?"...Bu kadar yeter,hemen eve gitmeliyim,heran gelebilir,yakalanmak istemiyorum.
Sabah oldu,dışarı çıkıp onun evini gözetlemeye başladım,röntgenci miyim...?"TAMAM TAMAM,EVET RÖNTGENCİYİM,HAKLISINIZ"evet artık işe bakma zamanı...Kilitli odanın camı açıldı, ama perdeler açılmadı,gece oldu ve o çıkınca hemen evine girdim, aldığım yeni anahtarları odanın kapısına denedim, 32.anahtar oldu ve kapıyı açtım.
"Heyy bu seslerde ne böyle?Ah hayır kapıda alarmmı var? KAHRETSİN" İşte bu çok kötü.hemen çıkmalıyım"LANET OLSUN"
Hayır hayır şu odaya bakmadan çıkmak istemiyorum,eğer çıkarsam merakımdan ölürüm.Odaya girdim hızlıca etrafı incelerken ayağımın altından metal bi ses çıktı.Hemen halıyı çekip baktım.Burda demir bir kapak var.Üzerindede 1kilit var.Yukarıdaki ana kapının sesi geldi. "KAHRETSİN...O BURDA"....
Merdivenlerden ayak sesleri geliyor,burdan kaçamam."lanet olsun napıcam ben? NAPICAAAMM?hadi kızım,düşün düşün DÜŞÜÜÜN..."Kapıyı açıp içeri girdi,beni görmedi çünkü Son anda koridordaki büyük elbise dolabının içine saklandım,ucuz yırttık,kıl payı kurtulduk.Kilitli kapıyı açıp odaya girdi,1 saat sonra odadan çıkıp kapıyı kilitledi,kendi kendime fısıldadım,"NEDEN KİLİTLİYORSUN ŞU KAPIYI,EVDE YALNIZSIN BE ADAM"yaniii en azından sen öyle sanıyorsun.Banyodan su sesleri geliyor 15-20 dakika sonra odaya girip kapıyı kilitledi.Uzun birsüre hareket olmadı,sanırım uyuyor,keşke şimdi yanında olabilseydim,belki bir gün..."NEDEN OLMASIN"...şu an yanında olsaydım?acaba neler yapardın bana yatağında?sonrada sana sarılıp koynunda uyurdum,ahhh canım şu an fena istiyor seni..."ACABA DOLAPTAN ÇIKIP,ODANA KAPI DELİĞİNDEN GÖZ ATSAM MI?"kim bilir belkide çıplak yatıyorsundur,ne dersin? hayır hayır saçmalama kızım,ya tuvalete kalkarsa?bir anlık zevk için yakalanma riskini göze alamam?onu kaybedebilirim...Şu an saat gecenin üçü, odasından çıkıp kapıyı kilitledi,"paranoyak mısın sen be,NESİN SEN,
NESİNN? "dış kapıyı da kilitleyip gitti.Dolaptan çıkıp evime gittim.Ertesi gün "ONU TAKİP ETMEYE DEVAM EDİCEM"...
(Kitap yazmak istiyorum,bu yüzden hikayeye yorumunu heyecanla,merakla bekliyorum)
Diğerleri:
"KENDİ KENDİNE KOŞAN AYAKLAR"...
"BAŞARDIM...ARTIK ÖLÜMSÜZÜM..."
İstersen bunlardan birini de atabilirim?
Grisha serisi gerçekten çok güzel bir seri.Tabii ki yüzüklerin efendisi ya da kral katili güncesi gibi çok detaylı değil ama gayet iyi dizisini pek sevemedim ama.Bu arada kargalar meclisi grisha serisinden çok daha güzel bence.Romantik fantastik olarak kral katili günceside olabilir aslında çünkü Kvothe sürekli Denna ile flört ediyor
Flört her kitapta olur. Bu yeterli değil. Hele Kralkatili hiç uygun değil romantik fantastiğe
@@Rabiagnnes Yani her 20 sayfada bir flört ettikleri için demiştim ben
@ Kargalar meclisini ayrı bir dizi yapsalar cidden harika olurmuş bence de yazık etmişler
kardeşim küllerin günü jean cristoper grange nin kitabını okudunmu bu adamın bütün kitaplarını okudum bu kitap hakkında yorumun varmı
Keşke Robert Jordan'ın Zaman Çarkı serisi de olsaydı :( .Başarılar...
...Kamera köprüde koşan 4kişiyi gösterir.Thomas aniden tuhaf tuhaf yere bakmaya başlar. Back:"Heyy neyin var senin böyle?" Lisa:"Heyy thomos iyi misin yorulduysan duralım?"Thomos endişeyle kızlara bakarak koşuyor"çocuklar...galiba bir sorunumuz var,ben...ben...DURAMIYORUM." Ricard"ne saçmalıyorsun sen thomos?" Thomos bağararak"Duramıyorum...duramıyorum...neden bilmiyorum ama ayaklarımı durduramıyorum çocuklar" Back"thomos bu hiç komik deyil tmmı" thomos"ben şaka yapmıyorum neler oluyor bilmiyorum ama ayaklarımı...ayaklarımı hissetmiyorum,ayaklar kendi kendilerine koşuyorlar,kontrol edemiyorum.Bakın kulağa delice geldiğini biliyorum ama doğruyu söylüyorum,BANA İNANMANIZ GEREK" Lisa"Tanrı aşkına thomos,buna kim inanır?" Kamera koşan ricard'ı gösteriyor,bir anda yüzünde dehşet bir şaşkınlık ifadesi belirir,tuhaf tuhaf ayaklarına bakar"buna inanmiycaksınız ama BENDE KENDİMİ DURDURAMIYORUM ayaklarımı hissetmiyorum,bu nasıl oluyor bilmiyorum ama ayaklar kendi kendilerine koşuyorlar" Back"siz ikiniz kendinizi çok akıllı sanıyorsunuz galiba,bizimle dalga geçmek için kandırmaya çalışıyorsunuz diyme? Kusura bakmayın ama buna inanacak kadar salak deyiliz" Lisa"evet kesinlikle bize oyun oyniyorlar akıllarınca" Thomos"bakın ben şaka flan yapmıyorum,ben çok ciddiyim,bize neler olduğunu bilmiyorum ama galiba birazdan aynısı sizede olucak..." Lisa"eee yeter be kesin artık şunu,iyice saçmaladınız he" Thomos"size başımız belada diyorum,bana inanmıyor musunuz? Pekala o halde durmayı deneyin,hadi back durduğunu görmek istiyorum,yap şunu"
back"neee? Yok ya durayımda siz sonra siz ikiniz,nasıl kandırdık diye benimle alay edin diyme? Böyle birşey olmiycak tmmı?" Lisa"ama bu...bu nasıl olur...
back...BACK...bunlar doğruyu söylüyormuş,çünkü BENDE DURAMIYORUM...kahretsin,aman tanrım...ama bu nasıl olur?" Lisa şaşkın şaşkın kendi kendilerine koşan ayaklarına bakmaktadır.Harika büyük bir şaşkınlıkla lisaya bakar"sana inanamıyorum,sende mi bunların oyununa katıldın,bunu senden beklemezdim lisa,buna inanamıyorum hepiniz bir olup beni kandırmaya mı çalışıyorsunuz? ŞUNU YAPMAYI KESİN ARTIK!!!" Thomos'la back yanyana,ricard'la lisa yolun sol tarafında koşmaktadır,thomos'la lisa'nın arasında 2metre mesafe vardır,Thomos birdendire tuhaf tuhaf gözlerini yolun uzağına,ileriye diker. Lisa"thomos,
tanrı aşkına yine ne oldu söylesene?" Thomos endişeyle,işaret parmağını kaldırarak yolun ilerisini işaret eder "çocuklar şuna bakın...başımız belada...köprünün sonuna bakın,orada yol çalışması yapılmış,TANRIM... işte bu olamaz...şu çukuru gördünüz mü,back'in tarafında duruyor,eğer hemen birşeyler yapmassak,çukura düşücek. Lisa"napıcaz şimdi? back çukura düşüp ölücek,bizimde nefesimiz tükenince ölücez,kahretsin
İMDAT...İMDAAAT...HEYYY...BİRİ BİZE YARDIM ETSİN...
LÜTFEN YARDIM EDİN...aman tanrım,neden kimse yok,hepimiz ölücez burda diyme..."
Thomos"Buldum,back bana elini uzat" back solundaki thomos'a başını çevirir"NEE?" thomos"HEMENN...ŞİMDİ BACK...uzat şu elini,seni bu tarafa çekicem" Back"hayır olmaz,size inanıp kendimi aptal durumuna düşürmiycem tmmı?" Thomos sağındaki back'e bağararak"NEDEN HALA ANLAMIYORSUN,BU BİR OYUN DEYİL,HADİ BACK,ELİNİ BANA VER,SENİ BU TARAFA ÇEKEYİM," thomos panikle ileriye doğru bakar,sağındaki back'e bakar "back,hadi ama elini ver bana,giderek çukura yaklaşıyorsun,derdin ne senin? ÖLMEK Mİ İSTİYORSUN BACK?, ÖLMEK Mİ HE?..." Back"eeehhh yeter ben geri dönüyorum,sizde kandıracak başka bir enayi bulursunuz kendinize,back koşarak geriye dönmeyi düşünür ama...dönemez...başını eğerek garip garip koşan ayaklarını inceler,endişeyle bir anda başını soldaki thomos'a çevirir,kamera başını çevirmesini ağır çekimde gösteriyor,back'in yüzünde dehşet bir korku vardır...(Kitap yazmak istiyorum,bu yüzden hikayeye yorumunu heyecanla,merakla bekliyorum)
Diğerleri:
"SAPLANTILI KIZ VE CO'NUN GİZEMİ"
"BAŞARDIM...ARTIK ÖLÜMSÜZÜM..."
İstersen bunlardan birini de atabilirim?
burak abi sıhhatler olsun ama seni tanıyamadım resmen yahu bu sakal insanı ne çok değiştiriyor :D
@ Abi sadece görünüş değil mesela sen üşüme hissini bile yaşamışsındır hatta yemek yerken su içerken falan hep etkisini gösteriyor. Veya elini yüzüne götürüp sakalınla oynamak geliyor içinden ama bi bakıyosun elin boş kalıyor :D Kestikten sonra bendeki etkisi böyle olmuştur hep :D