Yıldıray Bey, bu ayrıntılı hikaye için teşekkürler. Ancak işaret ettiğiniz "kamusal yurttaş" bilincinin eksikliği ülkemizde yakın dönemde üretilmiş bir durum ve bunun çok da uzun bir geçmişi yok. Benim gibi orta yaşlardaki biri bile bu ortak tepki kültürünü gayet iyi hatırlar. Gövdesini iktidara siper etme yeni bir durum gibi görünüyor bana. 30 sene önce bu yoktu. Eskiden belki asker ve kısmen polis ceberut uygulamaları nedeniyle kamuoyunda rahatça eleştirilemezdi belki ama hükümetler bu gibi konularda korunmazlardı. Güçlü sivil protesto eylemleri yapılabilirdi. 99 depremlerinden sonra henüz 6 aydır iktidarda olan siyasi kadrolara toplumun bütün kesimlerinden yükselen öfkenin karşısında duran ve suçu başkalarına fatura etmeye çalışan bir siyasi odak hatırlamıyorum mesela -marjinal gruplar hariç tabii ki. Soma faciasından sonra yaşananlar pek çoğumuzda derin bir şoka neden olmuştu bu yüzden. Bugünü farklı kılan belli bir siyasi kampın eskiden askerlerin sahip olduğu dokunulmazlık ve sorumsuzluk zırhına bürünmüş olmasıdır, 30 sene öncesine göre belki de en büyük fark budur. Böyle yeni bir durumla karşı karşıyayken ve ülkede muhalefetin tüm kesimleri sert ve hukuksuz darbeler alırken sanki bir tür eşitlik varmış ve iki taraf da aynı oranda sorumluymuş gibi davranmak hakkaniyetli olmayacaktır. Bolu BB.'nın nasıl biri olduğunu gayet iyi biliyorum kendi adıma, ülkenin kamu idaresinin çıkar gruplarıyla ahbap çavuş ilişkileri içinde olduğu da malum. Genel siyasi ortamın zehirleyici atmosferinin faturasını halka çıkarmak, demokrasi kültürünün eksikliğinden bahsetmek de bence sorunlu bir tavır. Bu facianın bilançosu bilindiği halde kamuoyuna duyurulması için bir partinin kongresinin bitmesinin beklenmesi bile bence tarihimizde görülmemiş bir skandaldır. Geri kalanları saymıyorum bile. Ülkenin bu zehirli atmosferden çıkması aşırı derecede güç biriktirmiş ve sorumsuz kılınmış iktidarın sınırlanmasıyla mümkün olabilir. Yoksa Bolu BB. ile mücadele etmek kolayca üstesinden gelinebilecek bir iş.
Kamu kurumlarının sosyal dokusunda hassasiyet kaybı her zaman vardı, önemli olan insanımızın kamu malının kullanımındaki hoyratlığa ve ahlakdızlığa göz yumulmasıdır. Mesele insanımız İNSAN olma dürüslüğü göstermiyor...
Yarım yamalak bilgi alarak yorum yapmışsınız. Yani bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşsunuz. "Gâlibâ" diyerek yorum yapılmaz. Bilgi edinmek için, lütfen Fatih Altaylı'nın belgeleriyle yaptığı programı izlemenizi tavsiye ederim.
yıldıray bey herhangi şey hakkında ahlam keserken şöyle olmalı böyle olmalı diye anlatırken bundan 5 10 yıl önce ki gazeteceliğini referans alıp beyfendiyi öyle dinleyin,adamın hiçbirr dediği yazdığı öngördüğü hiçbirşey doğru çıkmadı.
Yıldıray Bey sizi uzun zamandır takip etmeye çalışıyorum yorumlarınızı çok beğeniyorum inşallah hak ettiniz şöhrete ulaşırsınız
yine halkın sesi kulağı oldunuz Yıldıray
Teşekkürler yorumlarınız için
Biz böyle sokaklara dökülsek de onlarda utanma yok..
sessiz protesto çok etkileyici...
Yıldıray bey narin davasının gerekçeli kararı çıktı, bunu da yorumlayacak bı paylaşım yapacakmisiniz
Yine o kadar haklısın ki
03:58 kesinlikle
Otel pahalı CANLAR ucuz
Yalnız otel ahşap değil. Betonarme bir otel. Dış cephesi ahşap kaplama.
Bir otel geceliğe 30 bin isteyecek kadar ne hizmeti veriyor ki karın kışın için de
Yıldıray Bey, bu ayrıntılı hikaye için teşekkürler. Ancak işaret ettiğiniz "kamusal yurttaş" bilincinin eksikliği ülkemizde yakın dönemde üretilmiş bir durum ve bunun çok da uzun bir geçmişi yok. Benim gibi orta yaşlardaki biri bile bu ortak tepki kültürünü gayet iyi hatırlar. Gövdesini iktidara siper etme yeni bir durum gibi görünüyor bana. 30 sene önce bu yoktu. Eskiden belki asker ve kısmen polis ceberut uygulamaları nedeniyle kamuoyunda rahatça eleştirilemezdi belki ama hükümetler bu gibi konularda korunmazlardı. Güçlü sivil protesto eylemleri yapılabilirdi. 99 depremlerinden sonra henüz 6 aydır iktidarda olan siyasi kadrolara toplumun bütün kesimlerinden yükselen öfkenin karşısında duran ve suçu başkalarına fatura etmeye çalışan bir siyasi odak hatırlamıyorum mesela -marjinal gruplar hariç tabii ki. Soma faciasından sonra yaşananlar pek çoğumuzda derin bir şoka neden olmuştu bu yüzden. Bugünü farklı kılan belli bir siyasi kampın eskiden askerlerin sahip olduğu dokunulmazlık ve sorumsuzluk zırhına bürünmüş olmasıdır, 30 sene öncesine göre belki de en büyük fark budur. Böyle yeni bir durumla karşı karşıyayken ve ülkede muhalefetin tüm kesimleri sert ve hukuksuz darbeler alırken sanki bir tür eşitlik varmış ve iki taraf da aynı oranda sorumluymuş gibi davranmak hakkaniyetli olmayacaktır.
Bolu BB.'nın nasıl biri olduğunu gayet iyi biliyorum kendi adıma, ülkenin kamu idaresinin çıkar gruplarıyla ahbap çavuş ilişkileri içinde olduğu da malum. Genel siyasi ortamın zehirleyici atmosferinin faturasını halka çıkarmak, demokrasi kültürünün eksikliğinden bahsetmek de bence sorunlu bir tavır.
Bu facianın bilançosu bilindiği halde kamuoyuna duyurulması için bir partinin kongresinin bitmesinin beklenmesi bile bence tarihimizde görülmemiş bir skandaldır. Geri kalanları saymıyorum bile. Ülkenin bu zehirli atmosferden çıkması aşırı derecede güç biriktirmiş ve sorumsuz kılınmış iktidarın sınırlanmasıyla mümkün olabilir. Yoksa Bolu BB. ile mücadele etmek kolayca üstesinden gelinebilecek bir iş.
Maval okumayın. Hesap vereceksiniz.
Kamu kurumlarının sosyal dokusunda hassasiyet kaybı her zaman vardı, önemli olan insanımızın kamu malının kullanımındaki hoyratlığa ve ahlakdızlığa göz yumulmasıdır.
Mesele insanımız İNSAN olma dürüslüğü göstermiyor...
Yarım yamalak bilgi alarak yorum yapmışsınız. Yani bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmuşsunuz.
"Gâlibâ" diyerek yorum yapılmaz.
Bilgi edinmek için, lütfen Fatih Altaylı'nın belgeleriyle yaptığı programı izlemenizi tavsiye ederim.
yıldıray bey herhangi şey hakkında ahlam keserken şöyle olmalı böyle olmalı diye anlatırken bundan 5 10 yıl önce ki gazeteceliğini referans alıp beyfendiyi öyle dinleyin,adamın hiçbirr dediği yazdığı öngördüğü hiçbirşey doğru çıkmadı.
Özlem Gürses izlemis
sirbistan bile ya madende biz boyleyiz trafik kazasinda oyleyiz yanginda oyleyiz ne kadar sessiziz
Sizin sorununuz sessiz olmak değil, çıkardığınız sesin bir anlam ifade etmemesi.
Türkiye şartlarında geceliği 30 bin bu insanlar bu parayı nerden buluyor
anandan buluyorlardir
Alplere, Aspen'e giden çok zenginlere tek laf yok. Çoğu emeği ve eğitimi sayesinde para kazananları sorgula. Hiç hoş değil...
Madem hangi izin, ne belgesi, anlamı ne , sistem nasıl işliyor bilmiyorsun neden konuya giriyorsun …..