Celallar'da Pazar Var...

Поділитися
Вставка
  • Опубліковано 15 вер 2024
  • Kastamonu Çatalzeytin Celallar Köyü

КОМЕНТАРІ • 5

  • @orhanaltun37
    @orhanaltun37  8 років тому +6

    Celallar'da Pazar Var...
    Evet , Celallar’da pazar vardı. Hâlâ var… Fakat çocukluğumun, 70’li yılların o ihtişamlı “Salı Pazarı” artık yok. Neydi o yıllar… Üç-dört tane kahvehane, bir o kadar da bakkal…
    Şimdiki gençler hayret edecekler ama; o yıllarda fırın, lokanta, kasap, demirci, kalaycı, berber bile vardı Salı Pazarı’nda. Kadın sebze pazarı, Hayvan pazarı… Seyyar satıcılar bile vardı; Çıkışlardan Abdullah amca dondurma, Kaymazlar’dan özürlü bir amca (sanırım adı Salih’ti) fener satardı çeşmenin önündeki armut ağacının dibinde. Bir de yün çorapçı vardı hemen yanında. Onların yanında urgan, yular, kazma, orak, balta, nal, mıh satan birileri…
    Öğretmen Salı günü okula uğramazdı bile. Öğle vakti olduğunda Celallar İlkokulu’nun ve Saytaş İlkokulu’nun öğrencileri arkadan düğmeli, uzun, siyah göğüslükleriyle (Önlük) Pazar yerini karınca gibi şenlendirirlerdi.
    Bizim çocukluğumuzun en lüks bakkal yiyecekleri; halkalı şeker, akide şekeri, püsgüt (bisküvi) idi. O rutubet kokulu bisküvileri ne de iştahla yerdik… Kaymaklı püsgüt (kremalı bisküvi) de vardı ama o biraz daha lükstü. Onu pek alamazdık. Bir de tahin helvası… Hele hele onun yanına hiç yaklaşamazdık.
    En gözde oyuncaklarımız ise mantar tabancası, sapan, mile(misket), düğünlerde mermi kovanı…
    Ben, Çarşı’ya (Yalı’ya), yani Çatalzeytin’e 12 yaşımda iken ayak basabilmiştim. O da Öğretmen Okulu imtihanı için…
    O ihtişamlı Salı Pazarı onlarca köye, yüzlerce köylüye hitap ederdi. Mamatlar’dan tutun da; Ortasökü, Dumanlar, Handıraz, Kaymazlar, Gerze (Bardaklı), İney (Çukurca), Yoyla, Sürdüve(Güneşli), Çıkışlar (Saraçlar), Kulfallar, Yeniköy, Gönekler (Güneşler), Saytaş, Farya (Yemişli), Şabanköyü, Piri, Kuzsökü’ye kadar …
    Panayırı da bir başka olurdu Celallar’ın. Tam üç gün sürerdi. Yağlı güreşler düzenlenirdi. Dışarıdan pek çok satıcı gelirdi o zaman. Panayırlar yapılan ticari anlaşmaların vade günü olurdu. “Şimdi yarısını vereyim, diğer yarısını panayırlarda öderim”, denirdi hep. Çünkü vatandaş bilirdi ki, yetiştirdiği hayvanını, ürününü çok iyi bir paraya panayırlarda satabilecek… Özellikle hayvan satışı çok olurdu panayırlarda. Tabi biz çocuklar da bu satıştan nasibimizi mutlaka alırdık. Satılan hayvanı yuları ile birlikte yeni sahibine teslim etmek, o hayvanı güden (otlatan) çocuğa aitti. Çocuk “çılbır parası”nı (yular karşılığı bahşiş) almadan hayvanı asla teslim etmezdi yeni sahibine…
    Ben ve daha büyük yaştakilere bir nostalji yaşatabilmişimdir umarım… Orhan ALTUN

  • @hakkhacoglu2831
    @hakkhacoglu2831 5 років тому +1

    ben burda yasiyorum

    • @pw.yaserx261
      @pw.yaserx261 2 роки тому

      Desene benimde küçüklüğüm yoyla köyünde geçti isim Erdal Yaser tanirsn belki

  • @huseyincelik5949
    @huseyincelik5949 7 років тому +1

    GÜZEL OLMUŞ HEMŞERİM ELİNE SAGLIK -AMA ARTIK ÇOK TENHA