flu tv'nin zirve programı budur. ben açıktan hobi olarak tarih okudum, tarihe büyük ilgi duyardım; ancak İtü'de bölümüme başlayınca (JEOLOJİ) doğa bilimlerinin ve bilim felsefesinin ne kadar kudretli olduğunu gördüm. Bilim felsefesi sayesinde tarihe bakış açım değişti; tekil olaylar değil süreçler ve değişkenler ilgimi çeker oldu. Ömer Hoca'dan ders alanlar çok şanslı, akıl vermek gibi olmasın; ama bir program bilim felsefesine ayrılırsa muazzam olur.
Ömer hocayla ilk karsilasmam MSGSÜ`de bir felsefe seminerinde olmustu. Kendisi Aristoteles hakkinda bir sunum yapmisti. Cok heyecan vericiydi benim acimdan. Felsefe okumak cok güzeldi ama Ömer hocadan ders alamayisim da bir o kadar hüzünlüydü. Lakin bu kanal sayesinde kendisini tekrar ayni heyecan ve ilgiyle takip edebiliyorum. Simdi Almanya`da kücük bir kasabada yüksek tavanli bir evin pencere kenarinda oturmus, kahve pisirmis ve bu icerigiyle beni gercekten mutlu eden, hatta lisans serüvenime felsefeyle basladigim icin oh dedirten bu videoyu keyifle izliyorum. Tesekkürler!
Flucademia :) İlk bir kaç bölüm, bu sanki biraz olmayacak gibi düşünürken, git gide harika serilerinizden birisi haline geldi. Ömer hocamız'a selamlar, kıymetli bilgileri ve güzel anlatımı için ona ve size de yaptığınız bu güzel işlerden dolayı ayrıca teşekkürler İlker Bey
Hayvanlara uzun yıllar boyunca; davranış bilimciler dahil, otomat muamelesi yaptılar mesela. Benim 5 yaşında gözlemleyerek emin olduğum hayvanlarında bizim gibi duyguları, kültürleri vs. olan canlılar olduğu düşüncesini bilim dünyası ancak 2000li yıllarda ortaklaşarak kabul etti. Mesela ben kadın olduğum için sanırım asla antik yunanda yaşamak istemezdim, hatta sanırım tarih içinde şu an dışında yaşamak isteyeceğim pek bir zaman yok. Belki de ana tanrıça zamanına kadar geri gitmek iyi olabilirdi. Onun dışında hayat bana zor olurdu, okuyup edemezdim, alınır satılırdım. Dinler ve kültürlerin yarattıkları simülasyonlar içinde bilimcilerde genel kanıları devam ettirdiler aslında, modernizm içinde de. Hakikat sonrası bir dönemde değiliz aslında, içinde yaşadığımız insan dünyasının hatalarla ve yanlış algılarla oluşturulmuş simülasyonlarını gözümüzle görebildiğimiz bir zamandayız. Kültür, din, ideoloji vs. sanal şeyler zaten. Ve tüm olayları insanı dünyanın içinde kutsal ve üstün bir yere koymak. Modernizmde zeka ile zaten bunu devam ettirdi. Örneğin celtler içinde yaşayan druidler yazıya karşı çıkmışlar, sözel şeylerin anlatıcıdan anlatıcıya değişmesinin daha doğal olduğunu düşünmüşler. Kitapların kutsal olduğu düşüncesi de yine çok eski. E haliyle çok az insan okuma yazma bildiği için, büyücülük gibi bir şey. ELbette saçma sapan videolardan pek bir şey beklememek gerekir ancak mesela sizin yaptığınız gibi devamlılığı olan içerikler ama bana kalırsa çok daha uzun olması daha hap bilgilerden çok bütünlüklü videolar da gayet izleniyor. Değişmez metinlerde bence oldukça problem yaratmış. Üstelik geçmişte insanlar kitap okumuşlar da ne olmuş? Bakın şu an bu dünyanın içinde yaşıyoruz. Bir de şu dualist kafadan çıkmak lazım bence, iki zıtlık arasında milyonlarca farklı seçenek var. Hatta iki şey arasından bir seçim yaptırılıyorsa size, bilin ki o bir seçim değildir. Yani Bir de son 100 yıldır bilim tarihinde yapılmış en iyi tahmin iklim değişikliğidir. En büyük gaflet ve delalet hikayeleri de yine onunla ilgili. Canım dünyayı kimse sallamıyor :( ps: deli diyin geçin, arada gelip içimi döküp gidiyorum.
Canikligil Bey'den İnciler: Akademia'ya geliyosun bi bakıyo Platon. Hacı diyo sen devam et sağdan :D / Ömer Hocadan İnciler: Bunun gerçek olup olmadığını bilmiyoruz, fazla güzel.
"Söz uçar, yazı kalır." cümlesinin söz için olumlu, yazı için olumsuz olarak kullanıldığını duymuştum. "Söz uçar, dilden dile paylaşılır, yazı olduğu yerde kalır" gibi ....
Tüm programlarınız için teşekkür ederim, ama Ömer Aygün gibi kıymetli birini tanımamı sağladınız ve böyle güzel programlar yaptığınız için ayrıca teşekkür ederim @İlkercanikligil
İlker hocam günümüzde Sokrates olabilmek için bütün kurumlarla olan fayda-çıkar ilişkimizi kesmemiz gerekiyor. Aksi taktirde fayda-çıkar ilişkimizi kesersek ciddi bir "toplumlar" dışlamasıyla karşılaşacağımız en büyük kurum devlettir ve bu yüzden, bugün (en azından benim haberdar olduğum) hiçbir devletten bir tane bile Sokrates çıkamaz...
programınız ve emekleriniz için çok teşekkürler 🤝🙏 belli bir düzene tabi de olsa evrende sürekli gerçekleşen bir oluşum var dolayısıyla tam bilinmek üzere olan ve kavrayış gerçekleşti denilen noktada, değişen, dönüşen bir gerçeklikle karşı karşıyayız. o yüzden aristotales’in tesbitlerinde yanlışlık var diyebilir miyiz hocam. çünkü oluşum kendini durmadan tamamlamak üzere deviniyor, bu yüzden bilemeyeceğini bilen sokrates bilgelerin bilgesi :) basitleştirmek ve fetişleştirmek hususundaki düşünceleriz harika çünkü insanoğlu yanlışı asıl burada yapıyor yanılgılarımızla hepimiz insanız. geride bırakılan asırlar üzerine yaşanan ve yaşanacak devirlerin bilgileri eklendikçe, aktarıldıkça bilgi alanı devinimini yani kemalini sürdürmekte. bazen yanlıştan doğruya ulaşarak, bazen bilgece doğruyu an’da görerek, varlık alemindeki bilgi alanını varlığımızla yükseltmekteyiz. aristotales ya da sokrates döneminde kadın algısıyla günümüz kadın algısı arasında asırlarca fark var mesela günümüzde bizim hayvana yaklaşımımız ile bin sene sonra insanoğlunun hayvanlar alemine yaklaşımı asla aynı olmayacağı gibi hayvanlar alemi de asla günümüzdeki bilinç yapısıyla varlığını sürdürmeyecek. bunu biraz da yontulma sürecindeki heykele benzetiyorum yonttuldukça belli bir düzene tabi olsa da biçimleniyor böylelikle biçimlenen bir evren ve türler arası geçiş yaşayan bir insanlık alemi var. neandetaller, homo sapiens ve sahnede insan, ya sonrasında evrimsel süreçte yapay zekanın da katkılarıyla hangi tür sahnede olacak hiç bilemeyeceğiz. "einstein’in yerçekimi teorisinin tamalanmamış olmasını umutlandırıcı bulan brian cox, şöyle der; bu bir bilimadamı için olunması gereken en güzel yer, bilinmeyenle bilinen arasındaki çizgi. keşfedilecek o kadar çok şey var ki.
"Peki ne yapalım hocam?" Denilmiştir diye umarak videoya başlıyorum :) Edit: çok geçmeden 5:17 'de gelmiş, şimdi "görüşmek üzere" kısmını bekliyorum. Edit2: 23:30 da 2. Dalga geliyor Edit 3: "görüşmek üzere" denilmemis, bu video olmamis..
İki türlü sıkıntı var. Geçim sıkıntısı ve can sıkıntısı. Felsefe, sanat gibi konular ile uğraşmak için, geçim sıkıntısı değil de can sıkıntısına ihtiyaç var gibi.
Hocam atomcular ve Demokritos hakkında bir video yaparsanız güzel olur. Onların anlayışı ile günümüzün bilimsel anlayışı arasındaki farkları ve benzerlikleri merak ediyorum.
İlker Hocam kanalınızı keyifle takip ediyorum iyi ki bu kanalı kurdunuz vallahi..kitap okuyamayan gençler en azından bu videolarla bir iki bilgi kırıntısı öğrenir inşallah..Ömer Aygün Hoca haaarika bayıldım....Doç. Dr. Cem Kamözüt hocayı da kanalınızda görmek isterim....
Dikkatin konuşan kişiye değil de arka plandaki iki kişinin arasındaki gri boşluğa çekildiği, ilginç ve biraz da göz yorucu bir video olmuş. Nereye bakacağım derken muhabbeti dinleyemedim :)
arkadaşlar beğenin de dikkat çeksin önerim şu kullandıkları bazı az bilinen ya da az kullanılan kelimeleri alta yazmaları ben Olmaz Öyle Saçma Tarih programından sırf bu şekilde yapıldığından çok fazla şey öğrendim
Ömer bey Orhun abidelerindeki metinleri de felsefi açıdan irdelese çok ilginç olur.Çünkü o kadar eski bir Türk yazıtında adı geçen yöneticilerin hataları konusunda da bilgiler olması sıradışı.Dünyada kahramanlıkla ilgili bir yazıtta eleştiri bulunması pek rastlanılan bir olgu değil.
İlker bey bu kadar kaliteli program yapmayı nasıl beceriyorsunuz? Harika konular üzerine konuşuyor ve düşündürüyorsunuz. Alkışlıyorum. (Hem de iki elimle ! Sanki tek elle alkışlamak mümkünmüş gibi :-P )
17:48 "Tamamen kuru olan bir tahta yanmaz." derken, "O kadar hızlı yanar, kül olur ki biz onun yandığını bile farketmeyiz" gibi bir şey mi demek istiyor acaba? Ya da "kurunun yanında yaş da yanar" sözündeki kuru'dan mı bahsediyor? "Olan; sana bana, garip gurebaya (yaş) olur, onlara (kuru, tuzu kuru olanlara) bir şey olmaz" gibisinden. Böyle düşününce haklı olabilir çünkü.
İlber Ortaylı'nin "Alim adamın boş vakti olmaz" lafının da kocaman bir safsata olduğu bu video ile netleşmiş oldu gözümde. Hatta aksine "Alim olmak, boş zaman yaratabilmek ile mümkündür". Hatta biraz daha ileri gidip Maslow'un ihtiyaç piramidinin en tepesi olan "Kendini gerçekleştirme"nin de bir parçası olduğunu iddia edebiliriz.
Çeviri hatası var ingilizcede leisure, serbest zaman demek ama Türkçede boş zaman olarak kullanılıyor ama ölü vakit anlamını taşımıyor özünde. İlber hocanın sözünü bağlamında değerlendirseydiniz keşke.
Hocam sistem kapanırsa siz devam edin mücadele ruhunuzu kaybetmeyin posta yoluyla falan bir şekilde ulaştırırsınız dergi aboneliği gibi illegal olacak artık ne yapalım.
Aristo'nun mantığını şu şekilde açıklayabilirim sanırım. Doğum yapacak gebe kadınların vücudunda kalsiyum eksildiği nedeniyle dişlerinin dökülmesi olabilir cevabı.
Bilim felsefesinde bile var. Şu anki yöntemimiz çalışıyor diyorlar uçaklar, arabalar ama Newton da yanılmıştı. Yanılmıştı ama o zaman ki icatlar aynı yöntemle çalışıyor. Einstein, Newton u geçmişti. Demek isteğim yanıldığımızı daha doğrusu bulunamadan anlayamayız.
Hocam diğer programlarınızda nedense sizi çok elitist, kibirli bulmuştum. Halbuki ne tatlıymışsınız, alıştınız sanırım. Bu programınızı çok sevdim, çok tatlısınız.
İçerik harika!! Ben görsel olarak bir şey sormak istiyorum. İlk bölümlerde Ömer hocanın arkadaki aynadan görünen tepesindeki açıklığı bu programda nasıl görünmez yapabildiniz :) daha sonraki bölümlerde İlker hoca kameranın açısını değiştirerek kökten bir çözüm bulmuş 👍
Ömer hocam... "Aristo ne kadar yanılmış demiyorum, bizim de ne kadar yanılma ihtimalimiz var ve yanılıyor olduğumuzu fark etmek konusunda zorluklar yaşayacağız" fikriniz tartışmaya açık. Aristo'nun aslında yanlış olup 2000 yıl boyunca kabul gören görüşlerinin bugün de ve bugünden sonra da devam ettirilmesi olanaksız. Çünkü, günümüzde Karl Popper'ın bilim tanımı ve genel olarak tüm bilim dünyası tarafından kabul edilen bilimsel yöntemler (hipotez-gözlem-deney-kuram vs...) Aristo'nun hükmettiği dünyada ve dönemlerde yoktu. Ortada bir yöntem de yoktu ve bu noktada felsefe ve bilim ayırımına geliyoruz. Aristo döneminde (hatta 1600-1700'lere kadar) felsefe ve bilim iç içeydi. "Düşünür" demek bir anlamda hipotez de üreten kişiydi. Ama artık böyle değil. Artık bilim gayet somut, sistematik ve elle tutulur yöntemler izlediği için 2300 yıl önceki yanılgılara düşmemiz pek mümkün görünmüyor. Bu anlamda aslında Aristo'nun tüm söylem ve fikirleri, bugünkü bilimsel sistematik içinde ancak "hipotez" olabilir. Ve hipotezler zaten güvenilir değildir, olmaları da gerekmez. Ancak örneğin evrim bir kuramdır. 100 küsür yıldır çürütülmeye çalışılan ama çürütülemeyen bir kuram. 200 yıl sonra "evrim yokmuş" denmeyecek, sadece dinamikleri ile ilgili farklı ve yeni bilgiler eklenecek. Özetle bilim çok yeni bir disiplin aslında. Felsefi yaklaşımlar zaten değişip dönüşmeye uygundur. Ancak bilimsel teoriler, örnekler var ise de, gayet kısa tarihine rağmen nadiren "tamamen" yıkılır. Ya da başka bir yaklaşımla, Aristo, öne sürdüğü fikirlerin hiç birini, bugünkü bilimsel deney süzgecinden geçirmemiştir ve geçiremezdi zaten. O nedenle hipotezlerinde ısrarcı olması tamamen egosaldı ya da doldurduğu koltuğunun verdiği bir güçten geliyordu. Günümüzde hiç bir bilim insanının, oluşturduğu hipotez için ısrarcı olduğunu göremezsiniz çünkü hipotez, tanımı gereği kanıtlanmamıştır, gözlemden ve sınama süreçlerinden geçmemiştir. Özetle, yöntemler sistemler değişti ve antik çaplardaki yanılgılara benzer miktarlarda düşmemiz pek olası değil bence... Tabi tüm bu ayırımları ortaya çıkaran fark nedir? Gözlem ve deney gücümüzün gelişen teknoloji ile dönüşmesi ve çok büyük kapsamlara genişlemesi. Aristo evrenin toplam kütlesini ölçemezdi. Evrenin 13,4 milyar yıl önceki halinin fotoğrafını çekemezdi. Biz bunları artık kolaylıkla yapabiliyoruz. Yani bu gelişim de gayet normal. Bu kadar yazışken şunu söylemeden yapamayacağım: "Bilim yanıldı" diye bas bas bağıran kitlenin fark etmediği şey şu: Bir hipotezin yanlışlanması ya da kuramın çürütülmesi de bilimin yanıldığı anlamına gelmez. Çünkü kuram dediğimiz şey zaten sınanan bir önermedir. Çürütülemedikçe güçlenir ama bunun bir sınırı yoktur. 200 yıl sonra da evrimi çürütmeye çalışan bilim insanları var olabilir. Kimse de onlara bu yüzden kızamaz. "Newton çöktü" bu da doğru değil. Uzay bükülüyor (eisntein) ya da cisimler birbirini çekiyor (Newton) aslında aynı şey. Sadece Newton'ın açıklaması değişti. Yani kuramın açıklaması yanlış ama gözlem halen doğru. Ve evren ölçeklerinde ölçüm yapılınca yanlış çıkıyor. Neticede yıkılan bir şey yok. Ve kaçınılmaz olarak o kadar eski hataları tekrarlamayacağımıza inanabiliriz.
Bilimin metodunun ve öndayanaklarının -bu bilgi sistemini inşa ederken kullandığımız şemaların- doğruluğunu sınamak istediğimizde, yani sistemimizin baştan hatayla yola çıkıp çıkmadığını tespit etmeye çalıştığımızda, daha ilksel bir makamın yardımına muhtaç kalıyoruz. Bu durumda felsefe, bu bilgi sistemlerinin şemalarını (dolaysız bir biçimde) kurmayı amaçlamalıdır diye düşünüyorum. Yani bilimin diliyle, evrendeki olguları olabildiğince birbirine yaklaştırmak. Dili yok etmek de denebilir bir bakıma, dolaylı anlatımdan kurtulmak. Sonu çıkmaz sokak gibi dursa da asıl sorunun bu olduğunu düşünüyorum. Yorumunuzla şöyle bir bağlantı kurmak istiyorum: Bilgi sistemleri, kökündeki aksiyomların veya metodların yanlışlanması takdirinde boşa çıkabilir. Bunu test etmek istediğimizde ve yerine daha dolaysızlarını koymaya yeltendiğimizde, felsefeye ihtiyaç duyuyoruz. Hala savrulmaya açığız ve hatta akıntıya kapıldığımızı fark etmiyor bile olabiliriz.
söylediğin belki ampirik hatalar için doğru olabilir ancak "hata" ya da "yanlışı" tamamen ampirik hatalara indirgemek de pek doğru olmaz. Aristo'nun evrenle ilgili düştüğü yanılgılarla aynı ağırlıkta hatta daha da vahim olabilecek bir hatalar zinciri içerisinde mesela metafizik açıdan olabiliriz. dünyayı ve dünyaya nazaran kendimizi algılama biçimimiz belki bilimin önerdiği gibi özne-nesne ikiliğinden ibaret değildir. gibi... hata çok daha kapsamlı bir kavram sonuçta.
@@Zagreus403 Aslında ampirik hatalardan bahsetmemiştim. Değinmek istediğim nokta klasik mantık ve bulanık mantık arasındaki fark cinsinden şeylerdi. Önermelerin doğruluk değeri iki türlü olabilir diyen klasik mantık, bu aksiyomu farklılaştıran da bulanık mantık. Fakat ikisi de ayrı bilgi sistemleri olduğundan birbirini değillemiyor (eğer hatalıysam ve değilliyorsa da başka aksiyomlara bakabiliriz). Bu farklı bilgi sistemlerinin dayanaklarını sağlamlaştıracak ya da yıkacak olursak bunu felsefeyle yapmamız gerekir demek istemiştim. Metafizik ve doğa bilimleri aslında ters veya karşıt sayılmazlar çünkü konuları ayrı ve bu karşılaştırmayı yapabilmek için ikisini de kapsayacak üst bir sisteme ihtiyaç var haliyle. Bilime güvenmeyelim demek istemiyorum bu arada sadece biri elma toplarken diğeri armuda uzanan iki elin birbiriyle dövüştürülmesinin anlamsız olduğunu söylemek istiyorum. Science is the new philosophy değil de daha çok science is what scientists do.
@@kutaygallo Benim yorumum Görkem Beye idi :) Seninkileri yeni okuyorum. Bir takım aksiyomlar üzerine inşa edilmiş bir bilgi sisteminde(?) bu aksiyomların doğruluğunu test etmek için daha kökensel olan felsefeye muhtacız (doğru mu anlamışım?:)).Eğer o aksiyomlar bilimsel yönteme tabi tutulamıyorsa zaten bilimin sınırları dışına çıkılmış demektir. Söylediklerine katılıyorum. Bu noktada bilimsel yöntemde problematik olarak görülebilecek taraf bu daha kökensel olanın inkarıdır. Bilimsel yöntemin tanımı gereği bilim bunu inkar etmek zorundadır. Sanıyorum Heidegger "bilim düşünmez" derken de bunu kastediyordu.
Hocam soru sorarak ikna etme yöntemine Sokratik yöntem; mağara alegorisine ise Platon'un mağarası denmesinin ayrımı neye göre oluyor? Platon mağara alegorisini de Sokrates'in ağzından anlatıyor. Neden Sokrates'in mağarası değil?
biri aristoteles'e aristo dedi mi ciddiye alamıyorum. bi aristo diyor bi aristoteles, sinirlerim bozuldu.
Ikisi de dogrudur
@@flu değildir.
@@hasanhesn577 Maalesef oyle. Uzatmayalim.
@@flu maalesef mi alaldhdjfowbdhsjaj:)) adamın bir tane adı var ve senin ya da sizin onu nasıl çağırıp çağırmadığınızla ilgisi yok:))
Ἀριστοτέλης
Cocugum sen hasta misin? Git wikipedia ya bak. Butun kaynaklarda adamin adi aristo seklinde kisaltiliyor.
flu tv'nin zirve programı budur. ben açıktan hobi olarak tarih okudum, tarihe büyük ilgi duyardım; ancak İtü'de bölümüme başlayınca (JEOLOJİ) doğa bilimlerinin ve bilim felsefesinin ne kadar kudretli olduğunu gördüm. Bilim felsefesi sayesinde tarihe bakış açım değişti; tekil olaylar değil süreçler ve değişkenler ilgimi çeker oldu. Ömer Hoca'dan ders alanlar çok şanslı, akıl vermek gibi olmasın; ama bir program bilim felsefesine ayrılırsa muazzam olur.
şu hayatta en kıymetli olmasa da en kıymetli şeylerden biri boş zaman, çoğumuz için de lüks maalesef...
Seni bilemem ama benim için bir problem şu an.
Çok haklısın.Boş zaman mühim.Kültür adına bildiğimiz ne varsa boş zamandan çıkmıştır.
İnsanın kendini ifade edebilmesi çok güzel bir şey. Ömer hocamız da kendini harika ifade ediyor, en gıpta ettiğim seydir bu hayatta.
Efsane bir program umarım olmaz öyle saçma tarih gibi devam eder, süreklilik önemli!!
:')
Didn't age well
@@cemalsureya1719 unfortunately :))
Ömer hocayla ilk karsilasmam MSGSÜ`de bir felsefe seminerinde olmustu. Kendisi Aristoteles hakkinda bir sunum yapmisti. Cok heyecan vericiydi benim acimdan. Felsefe okumak cok güzeldi ama Ömer hocadan ders alamayisim da bir o kadar hüzünlüydü. Lakin bu kanal sayesinde kendisini tekrar ayni heyecan ve ilgiyle takip edebiliyorum. Simdi Almanya`da kücük bir kasabada yüksek tavanli bir evin pencere kenarinda oturmus, kahve pisirmis ve bu icerigiyle beni gercekten mutlu eden, hatta lisans serüvenime felsefeyle basladigim icin oh dedirten bu videoyu keyifle izliyorum. Tesekkürler!
Güzel hikaye 👍
Flucademia :)
İlk bir kaç bölüm, bu sanki biraz olmayacak gibi düşünürken, git gide harika serilerinizden birisi haline geldi. Ömer hocamız'a selamlar, kıymetli bilgileri ve güzel anlatımı için ona ve size de yaptığınız bu güzel işlerden dolayı ayrıca teşekkürler İlker Bey
Ömer Hoca'nın anlatım tarzı bir harika. Felsefe gibi "ağır" bir alanı harika bir şekilde aktarıyor. Devam eder bu seri umarım.
7:04
Ömer Aygün: İstisnalar kaideyi bozmaz.
Aristoteles: Kaideyi bozan istisnalar üretmektir işim.
Bu kanalı sevmemin bir diğer nedeni de izleyen kitlenin kaliteli olması inanın bunun gibi kanalları saysam bir elin beş parmağını geçmez. Teşekkürler.
youtube kapatılmadan önceki son demlerimiz keyfini çıkaralım bari
Yok ya sanmam gündem değiştirmek için yapılıyor yine bence.
bu yorumu bugün bir kaç kez daha gördüm kapatıyorlar mı?
noldu la olay ne tayyibin dislike yemesi yüzünden mi kapanır diyorsunuz.
Reis kızmış eşime dostuma sövüyorlar kapatacam diyor. Tabi sebebi başka tahmin ettiğiniz gibi
Bir gün haberlere bakmadım ülke gündemini kaçırmışım ne oldu yine?
Şuradaki muhabbeti dinliyorum, bi de bu bedevi başımızdan ne zaman gidecek diye merak ediyorum. Uyyy üşüme geldi yaz akşamında.
Ömer Hoca yeni aşkım. Bu kadar karizmatik felsefeci de ne bileyim❤
Sürekli çevirip çevirip izliyorum ve her seferinde hocaya tekrar düşüyorum 😳 adam beni felsefe sever yapacak korkuyorum!
Aylaklığa Övgü - Bertrand Russell
Boş zaman önemi diyince aklıma geldi. Güzel bi kitap.
Yakın buldum paylaştım.
Ya youtube kapanmadan Kral ve Ben in yeni sezonunu çekin kralı özledik
François Huberi Börekbilimci diye okudum :D hshshs 22:42
UA-cam kapatılmadan önce izleyelim...
FLU tv şuana kadar izlediğim en iyi içeriklere sahipsiniz katkı sağlayan herkese sonsuz teşekkürler
Ömer hoca derinleştiği alanın dışına çıkmadığında işte böyle istifade edilebilir hâle geliyor. Önceki bölümlere göre çok çok iyi bir bölüm olmuş.
Hayvanlara uzun yıllar boyunca; davranış bilimciler dahil, otomat muamelesi yaptılar mesela. Benim 5 yaşında gözlemleyerek emin olduğum hayvanlarında bizim gibi duyguları, kültürleri vs. olan canlılar olduğu düşüncesini bilim dünyası ancak 2000li yıllarda ortaklaşarak kabul etti. Mesela ben kadın olduğum için sanırım asla antik yunanda yaşamak istemezdim, hatta sanırım tarih içinde şu an dışında yaşamak isteyeceğim pek bir zaman yok. Belki de ana tanrıça zamanına kadar geri gitmek iyi olabilirdi. Onun dışında hayat bana zor olurdu, okuyup edemezdim, alınır satılırdım. Dinler ve kültürlerin yarattıkları simülasyonlar içinde bilimcilerde genel kanıları devam ettirdiler aslında, modernizm içinde de. Hakikat sonrası bir dönemde değiliz aslında, içinde yaşadığımız insan dünyasının hatalarla ve yanlış algılarla oluşturulmuş simülasyonlarını gözümüzle görebildiğimiz bir zamandayız. Kültür, din, ideoloji vs. sanal şeyler zaten. Ve tüm olayları insanı dünyanın içinde kutsal ve üstün bir yere koymak. Modernizmde zeka ile zaten bunu devam ettirdi. Örneğin celtler içinde yaşayan druidler yazıya karşı çıkmışlar, sözel şeylerin anlatıcıdan anlatıcıya değişmesinin daha doğal olduğunu düşünmüşler. Kitapların kutsal olduğu düşüncesi de yine çok eski. E haliyle çok az insan okuma yazma bildiği için, büyücülük gibi bir şey. ELbette saçma sapan videolardan pek bir şey beklememek gerekir ancak mesela sizin yaptığınız gibi devamlılığı olan içerikler ama bana kalırsa çok daha uzun olması daha hap bilgilerden çok bütünlüklü videolar da gayet izleniyor. Değişmez metinlerde bence oldukça problem yaratmış. Üstelik geçmişte insanlar kitap okumuşlar da ne olmuş? Bakın şu an bu dünyanın içinde yaşıyoruz. Bir de şu dualist kafadan çıkmak lazım bence, iki zıtlık arasında milyonlarca farklı seçenek var. Hatta iki şey arasından bir seçim yaptırılıyorsa size, bilin ki o bir seçim değildir. Yani Bir de son 100 yıldır bilim tarihinde yapılmış en iyi tahmin iklim değişikliğidir. En büyük gaflet ve delalet hikayeleri de yine onunla ilgili. Canım dünyayı kimse sallamıyor :( ps: deli diyin geçin, arada gelip içimi döküp gidiyorum.
Canikligil Bey'den İnciler: Akademia'ya geliyosun bi bakıyo Platon. Hacı diyo sen devam et sağdan :D / Ömer Hocadan İnciler: Bunun gerçek olup olmadığını bilmiyoruz, fazla güzel.
"Söz uçar, yazı kalır." cümlesinin söz için olumlu, yazı için olumsuz olarak kullanıldığını duymuştum. "Söz uçar, dilden dile paylaşılır, yazı olduğu yerde kalır" gibi ....
Güzel sözlerden çok güzel sorular verdiğiniz için videolarınız çok zevkli oluyor. Teşekkür ederim.
Teşekkürederim. Aydınlatici, bilgi verici ve farkindalik yaratici.
omer bey hem inspector gadgete hem survivor yasine benziyor bence
Tüm programlarınız için teşekkür ederim, ama Ömer Aygün gibi kıymetli birini tanımamı sağladınız ve böyle güzel programlar yaptığınız için ayrıca teşekkür ederim @İlkercanikligil
İlker hocanın sesiyle ŞAHANE!!!
İlker hocam günümüzde Sokrates olabilmek için bütün kurumlarla olan fayda-çıkar ilişkimizi kesmemiz gerekiyor. Aksi taktirde fayda-çıkar ilişkimizi kesersek ciddi bir "toplumlar" dışlamasıyla karşılaşacağımız en büyük kurum devlettir ve bu yüzden, bugün (en azından benim haberdar olduğum) hiçbir devletten bir tane bile Sokrates çıkamaz...
programınız ve emekleriniz için çok teşekkürler 🤝🙏
belli bir düzene tabi de olsa evrende sürekli gerçekleşen bir oluşum var dolayısıyla tam bilinmek üzere olan ve kavrayış gerçekleşti denilen noktada, değişen, dönüşen bir gerçeklikle karşı karşıyayız. o yüzden aristotales’in tesbitlerinde yanlışlık var diyebilir miyiz hocam. çünkü oluşum kendini durmadan tamamlamak üzere deviniyor, bu yüzden bilemeyeceğini bilen sokrates bilgelerin bilgesi :)
basitleştirmek ve fetişleştirmek hususundaki düşünceleriz harika çünkü insanoğlu yanlışı asıl burada yapıyor yanılgılarımızla hepimiz insanız. geride bırakılan asırlar üzerine yaşanan ve yaşanacak devirlerin bilgileri eklendikçe, aktarıldıkça bilgi alanı devinimini yani kemalini sürdürmekte. bazen yanlıştan doğruya ulaşarak, bazen bilgece doğruyu an’da görerek, varlık alemindeki bilgi alanını varlığımızla yükseltmekteyiz.
aristotales ya da sokrates döneminde kadın algısıyla günümüz kadın algısı arasında asırlarca fark var mesela günümüzde bizim hayvana yaklaşımımız ile bin sene sonra insanoğlunun hayvanlar alemine yaklaşımı asla aynı olmayacağı gibi hayvanlar alemi de asla günümüzdeki bilinç yapısıyla varlığını sürdürmeyecek. bunu biraz da yontulma sürecindeki heykele benzetiyorum yonttuldukça belli bir düzene tabi olsa da biçimleniyor böylelikle biçimlenen bir evren ve türler arası geçiş yaşayan bir insanlık alemi var. neandetaller, homo sapiens ve sahnede insan, ya sonrasında evrimsel süreçte yapay zekanın da katkılarıyla hangi tür sahnede olacak hiç bilemeyeceğiz.
"einstein’in yerçekimi teorisinin tamalanmamış olmasını umutlandırıcı bulan brian cox, şöyle der; bu bir bilimadamı için olunması gereken en güzel yer, bilinmeyenle bilinen arasındaki çizgi.
keşfedilecek o kadar çok şey var ki.
"Peki ne yapalım hocam?" Denilmiştir diye umarak videoya başlıyorum :)
Edit: çok geçmeden 5:17 'de gelmiş, şimdi "görüşmek üzere" kısmını bekliyorum.
Edit2: 23:30 da 2. Dalga geliyor
Edit 3: "görüşmek üzere" denilmemis, bu video olmamis..
13:48 Ulus Baker'i de anmışsınız ne güzel :)
Çok fazla keyif alarak bir şeyler öğrendiğim bir videoydu. Bunun için teşekkürler.
İki türlü sıkıntı var. Geçim sıkıntısı ve can sıkıntısı. Felsefe, sanat gibi konular ile uğraşmak için, geçim sıkıntısı değil de can sıkıntısına ihtiyaç var gibi.
Her program Ömer hocayı birine benzetiyordum ama kime benzediğini bulamıyordum. Sonunda buldum. :) Taner Birsel'e benziyor Ömer bey.
Oley! Felsefe bölümlerini çok özlüyoruz
Arıları anlatmanız harikaydı.
Zihnim gaflet’i “gadget” diye okudu, video fotoğrafından olsa gerek
dedektif gaflet :D
Dostum ben de hem gaflet hem gadget diye algiladım yonlendirmeden dolayı. Mor da çok secilmiyor yan
@@mehmehmehmeh çok güzel karikatür fikri
Hocam atomcular ve Demokritos hakkında bir video yaparsanız güzel olur. Onların anlayışı ile günümüzün bilimsel anlayışı arasındaki farkları ve benzerlikleri merak ediyorum.
İlker Hocam kanalınızı keyifle takip ediyorum iyi ki bu kanalı kurdunuz vallahi..kitap okuyamayan gençler en azından bu videolarla bir iki bilgi kırıntısı öğrenir inşallah..Ömer Aygün Hoca haaarika bayıldım....Doç. Dr. Cem Kamözüt hocayı da kanalınızda görmek isterim....
Pride’ı es geçmediğiniz için teşekkürler FluTv ❤️ Büyüksünüz.
çok çok iyi.tek sorun cok kısa.ben merakla bekledim.emeklerinize sağlık...
Her seferinde yemek yerken izleyecek bişeyler yayınladığınız için teşekkürler
Hocam en büyük adayı söylüyorum sosyal medyanın kapatılması....................
Hocam platon geometri bilmeyen giremez demiş ama sadece geometri bilen de giremez demiştir( bu da benden bilgi olsun)
İ C : ateş su toprak tahta
Ö A : Tahta mı
İ C : tahta tabi zoruna mı gitti
Ömer Bey siz nasıl bir kralsınız? Hep siz gelin.Hep.HEP!
Yanlış yapalım ki,doğrular ortaya çıkmaya zorlanmış olsun.
Açıklama kısmında Ömer hocanın şarkı önerisine Hatasız Kul Olmaz şarkısının çıkmasını bekleyerek tıkladım vallahi.
Dikkatin konuşan kişiye değil de arka plandaki iki kişinin arasındaki gri boşluğa çekildiği, ilginç ve biraz da göz yorucu bir video olmuş. Nereye bakacağım derken muhabbeti dinleyemedim :)
arkadaşlar beğenin de dikkat çeksin önerim şu kullandıkları bazı az bilinen ya da az kullanılan kelimeleri alta yazmaları ben Olmaz Öyle Saçma Tarih programından sırf bu şekilde yapıldığından çok fazla şey öğrendim
Hocam beğenerek izliyorum. Allah arka sokaklar ömrü versin.
aristo'nun arı muhabbetinde arıların partenogenezle üreme basamakları kafamda dönüp durdu odaklanamadım teşekkürler.. :')
Mükemmel bir söyleşi.. çok teşekkürler.. 👏🏻👏🏻👏🏻
Abone olduktan sonra paylaşılan ilk video bölümümle alakalı, teşekkürler!!!!!!
Ömer bey Orhun abidelerindeki metinleri de felsefi açıdan irdelese çok ilginç olur.Çünkü o kadar eski bir Türk yazıtında adı geçen yöneticilerin hataları konusunda da bilgiler olması sıradışı.Dünyada kahramanlıkla ilgili bir yazıtta eleştiri bulunması pek rastlanılan bir olgu değil.
İlker bey bu kadar kaliteli program yapmayı nasıl beceriyorsunuz?
Harika konular üzerine konuşuyor ve düşündürüyorsunuz.
Alkışlıyorum.
(Hem de iki elimle ! Sanki tek elle alkışlamak mümkünmüş gibi :-P )
17:48 "Tamamen kuru olan bir tahta yanmaz." derken, "O kadar hızlı yanar, kül olur ki biz onun yandığını bile farketmeyiz" gibi bir şey mi demek istiyor acaba?
Ya da "kurunun yanında yaş da yanar" sözündeki kuru'dan mı bahsediyor? "Olan; sana bana, garip gurebaya (yaş) olur, onlara (kuru, tuzu kuru olanlara) bir şey olmaz" gibisinden. Böyle düşününce haklı olabilir çünkü.
İlker beyin aynadan dolayı Flu görünmesi:)
2 bin yıl önceden nasıl bu kadar yazılı kaynak günümüze ulaşmış şaşıyorum
"karim olmasa hic tatile gitmem" yarilmalar :) Koca videodan cikartabildigim tek bilgi :P
Muazzam. Felsefe serisine bayılıyorum. 😍😍
İlber Ortaylı'nin "Alim adamın boş vakti olmaz" lafının da kocaman bir safsata olduğu bu video ile netleşmiş oldu gözümde. Hatta aksine "Alim olmak, boş zaman yaratabilmek ile mümkündür".
Hatta biraz daha ileri gidip Maslow'un ihtiyaç piramidinin en tepesi olan "Kendini gerçekleştirme"nin de bir parçası olduğunu iddia edebiliriz.
İlber hoca var olan boş zamanı amaçsız değerlendirmeyin diyerek öğüt vermeye çalışmış ne bilsin milletin ona safsata diyeceğini
Çeviri hatası var ingilizcede leisure, serbest zaman demek ama Türkçede boş zaman olarak kullanılıyor ama ölü vakit anlamını taşımıyor özünde. İlber hocanın sözünü bağlamında değerlendirseydiniz keşke.
zararın neresinden, ne kadar dönülürse kardır.
Hocanın mimikleri harika.
Hocam stok videoların hepsini atın bari gitmeden.
Hocam sistem kapanırsa siz devam edin mücadele ruhunuzu kaybetmeyin posta yoluyla falan bir şekilde ulaştırırsınız dergi aboneliği gibi illegal olacak artık ne yapalım.
Sistem ?
Türkiye'den sokrates çıkar mı sorusuna kendi benzetmenizle cevap vermişsiniz aslında, Ulus Baker çok ilginç bir örnek.
Stoacilar la ilgili bi bolum yaparsaniz com sevinirim. Daha cok uzun bolumler gelsin lutfen 💐💐💐💐
Aristo'nun mantığını şu şekilde açıklayabilirim sanırım. Doğum yapacak gebe kadınların vücudunda kalsiyum eksildiği nedeniyle dişlerinin dökülmesi olabilir cevabı.
Hocam Westworld dizisini felsefi olarak değerlendirebilir misiniz?
Bilim felsefesinde bile var. Şu anki yöntemimiz çalışıyor diyorlar uçaklar, arabalar ama Newton da yanılmıştı. Yanılmıştı ama o zaman ki icatlar aynı yöntemle çalışıyor. Einstein, Newton u geçmişti. Demek isteğim yanıldığımızı daha doğrusu bulunamadan anlayamayız.
yaptigim en buyuk hata: hata yapmaktan korkmak
@platonik filofOz cunku bu sefer hicbir sey yapmiyosun. en azindan yap, hatali olsun, ama yine de yap.
Aristo'da o antik sırtına Ömer Beyle aynı penyeyi geçiriyordu. MÖ 371-372 yaz kreasyonu.
Yine bitti :/ saatlerce sürse öyle açık kalsa da dinlesek hissi
Kedimin adını Aristo koyarak büyük bir hata yapmışım hocam. Önümüzdeki bölüme hatta birkaç bölüme hazırım.
Hocam diğer programlarınızda nedense sizi çok elitist, kibirli bulmuştum. Halbuki ne tatlıymışsınız, alıştınız sanırım. Bu programınızı çok sevdim, çok tatlısınız.
UA-cam kapatılmadan Emrah hocayı görseydik iyiydi
Algoritma için yorum yazıyorum. Beğendiğim programlar devam etsin Allahım demenin bir anlamı olmuyor içinden zira:P
Doğu felsefesinde tahtayı da temel elementlerden sayan birçok ekol var
Geldi sonunda :) teşekkürler.
harika bir sohbet olmuş
İçerik harika!! Ben görsel olarak bir şey sormak istiyorum. İlk bölümlerde Ömer hocanın arkadaki aynadan görünen tepesindeki açıklığı bu programda nasıl görünmez yapabildiniz :) daha sonraki bölümlerde İlker hoca kameranın açısını değiştirerek kökten bir çözüm bulmuş 👍
Dünya anlamlandırılamaz -Son Aristo bükücü Yalın Alpay
11:13 der susarım ahhaha
Yine çok güzel bir bölüm olmuş, emeğinize sağlık 🥰🥰🥰🥰
Yine izleme zamanım gelmiş
çok sempatik çok harika bi karakter bi de felsefeci ashahd harika bir video olmuş
Felsefe serisi cok guzel.
Hocam yine yanacak beynimiz
İLKER senin fiziğinle ilgili kompleklerin var gibi geliyor, Alper hocadan destek alabilirin
Lisede sacma felsefe dersleriyle nefret etmistim, yavas yavas merak uyandirdiniz bende. 😀
Harikasınız
Ömer hocam... "Aristo ne kadar yanılmış demiyorum, bizim de ne kadar yanılma ihtimalimiz var ve yanılıyor olduğumuzu fark etmek konusunda zorluklar yaşayacağız" fikriniz tartışmaya açık. Aristo'nun aslında yanlış olup 2000 yıl boyunca kabul gören görüşlerinin bugün de ve bugünden sonra da devam ettirilmesi olanaksız. Çünkü, günümüzde Karl Popper'ın bilim tanımı ve genel olarak tüm bilim dünyası tarafından kabul edilen bilimsel yöntemler (hipotez-gözlem-deney-kuram vs...) Aristo'nun hükmettiği dünyada ve dönemlerde yoktu. Ortada bir yöntem de yoktu ve bu noktada felsefe ve bilim ayırımına geliyoruz. Aristo döneminde (hatta 1600-1700'lere kadar) felsefe ve bilim iç içeydi. "Düşünür" demek bir anlamda hipotez de üreten kişiydi. Ama artık böyle değil. Artık bilim gayet somut, sistematik ve elle tutulur yöntemler izlediği için 2300 yıl önceki yanılgılara düşmemiz pek mümkün görünmüyor. Bu anlamda aslında Aristo'nun tüm söylem ve fikirleri, bugünkü bilimsel sistematik içinde ancak "hipotez" olabilir. Ve hipotezler zaten güvenilir değildir, olmaları da gerekmez. Ancak örneğin evrim bir kuramdır. 100 küsür yıldır çürütülmeye çalışılan ama çürütülemeyen bir kuram. 200 yıl sonra "evrim yokmuş" denmeyecek, sadece dinamikleri ile ilgili farklı ve yeni bilgiler eklenecek. Özetle bilim çok yeni bir disiplin aslında. Felsefi yaklaşımlar zaten değişip dönüşmeye uygundur. Ancak bilimsel teoriler, örnekler var ise de, gayet kısa tarihine rağmen nadiren "tamamen" yıkılır. Ya da başka bir yaklaşımla, Aristo, öne sürdüğü fikirlerin hiç birini, bugünkü bilimsel deney süzgecinden geçirmemiştir ve geçiremezdi zaten. O nedenle hipotezlerinde ısrarcı olması tamamen egosaldı ya da doldurduğu koltuğunun verdiği bir güçten geliyordu. Günümüzde hiç bir bilim insanının, oluşturduğu hipotez için ısrarcı olduğunu göremezsiniz çünkü hipotez, tanımı gereği kanıtlanmamıştır, gözlemden ve sınama süreçlerinden geçmemiştir. Özetle, yöntemler sistemler değişti ve antik çaplardaki yanılgılara benzer miktarlarda düşmemiz pek olası değil bence... Tabi tüm bu ayırımları ortaya çıkaran fark nedir? Gözlem ve deney gücümüzün gelişen teknoloji ile dönüşmesi ve çok büyük kapsamlara genişlemesi. Aristo evrenin toplam kütlesini ölçemezdi. Evrenin 13,4 milyar yıl önceki halinin fotoğrafını çekemezdi. Biz bunları artık kolaylıkla yapabiliyoruz. Yani bu gelişim de gayet normal. Bu kadar yazışken şunu söylemeden yapamayacağım: "Bilim yanıldı" diye bas bas bağıran kitlenin fark etmediği şey şu: Bir hipotezin yanlışlanması ya da kuramın çürütülmesi de bilimin yanıldığı anlamına gelmez. Çünkü kuram dediğimiz şey zaten sınanan bir önermedir. Çürütülemedikçe güçlenir ama bunun bir sınırı yoktur. 200 yıl sonra da evrimi çürütmeye çalışan bilim insanları var olabilir. Kimse de onlara bu yüzden kızamaz. "Newton çöktü" bu da doğru değil. Uzay bükülüyor (eisntein) ya da cisimler birbirini çekiyor (Newton) aslında aynı şey. Sadece Newton'ın açıklaması değişti. Yani kuramın açıklaması yanlış ama gözlem halen doğru. Ve evren ölçeklerinde ölçüm yapılınca yanlış çıkıyor. Neticede yıkılan bir şey yok. Ve kaçınılmaz olarak o kadar eski hataları tekrarlamayacağımıza inanabiliriz.
Bilimin metodunun ve öndayanaklarının -bu bilgi sistemini inşa ederken kullandığımız şemaların- doğruluğunu sınamak istediğimizde, yani sistemimizin baştan hatayla yola çıkıp çıkmadığını tespit etmeye çalıştığımızda, daha ilksel bir makamın yardımına muhtaç kalıyoruz. Bu durumda felsefe, bu bilgi sistemlerinin şemalarını (dolaysız bir biçimde) kurmayı amaçlamalıdır diye düşünüyorum. Yani bilimin diliyle, evrendeki olguları olabildiğince birbirine yaklaştırmak. Dili yok etmek de denebilir bir bakıma, dolaylı anlatımdan kurtulmak. Sonu çıkmaz sokak gibi dursa da asıl sorunun bu olduğunu düşünüyorum. Yorumunuzla şöyle bir bağlantı kurmak istiyorum: Bilgi sistemleri, kökündeki aksiyomların veya metodların yanlışlanması takdirinde boşa çıkabilir. Bunu test etmek istediğimizde ve yerine daha dolaysızlarını koymaya yeltendiğimizde, felsefeye ihtiyaç duyuyoruz. Hala savrulmaya açığız ve hatta akıntıya kapıldığımızı fark etmiyor bile olabiliriz.
Ara cümle için kısa çizgi çekince üstünü çizmiş :)
söylediğin belki ampirik hatalar için doğru olabilir ancak "hata" ya da "yanlışı" tamamen ampirik hatalara indirgemek de pek doğru olmaz. Aristo'nun evrenle ilgili düştüğü yanılgılarla aynı ağırlıkta hatta daha da vahim olabilecek bir hatalar zinciri içerisinde mesela metafizik açıdan olabiliriz. dünyayı ve dünyaya nazaran kendimizi algılama biçimimiz belki bilimin önerdiği gibi özne-nesne ikiliğinden ibaret değildir. gibi... hata çok daha kapsamlı bir kavram sonuçta.
@@Zagreus403 Aslında ampirik hatalardan bahsetmemiştim. Değinmek istediğim nokta klasik mantık ve bulanık mantık arasındaki fark cinsinden şeylerdi. Önermelerin doğruluk değeri iki türlü olabilir diyen klasik mantık, bu aksiyomu farklılaştıran da bulanık mantık. Fakat ikisi de ayrı bilgi sistemleri olduğundan birbirini değillemiyor (eğer hatalıysam ve değilliyorsa da başka aksiyomlara bakabiliriz). Bu farklı bilgi sistemlerinin dayanaklarını sağlamlaştıracak ya da yıkacak olursak bunu felsefeyle yapmamız gerekir demek istemiştim. Metafizik ve doğa bilimleri aslında ters veya karşıt sayılmazlar çünkü konuları ayrı ve bu karşılaştırmayı yapabilmek için ikisini de kapsayacak üst bir sisteme ihtiyaç var haliyle. Bilime güvenmeyelim demek istemiyorum bu arada sadece biri elma toplarken diğeri armuda uzanan iki elin birbiriyle dövüştürülmesinin anlamsız olduğunu söylemek istiyorum. Science is the new philosophy değil de daha çok science is what scientists do.
@@kutaygallo Benim yorumum Görkem Beye idi :) Seninkileri yeni okuyorum. Bir takım aksiyomlar üzerine inşa edilmiş bir bilgi sisteminde(?) bu aksiyomların doğruluğunu test etmek için daha kökensel olan felsefeye muhtacız (doğru mu anlamışım?:)).Eğer o aksiyomlar bilimsel yönteme tabi tutulamıyorsa zaten bilimin sınırları dışına çıkılmış demektir. Söylediklerine katılıyorum. Bu noktada bilimsel yöntemde problematik olarak görülebilecek taraf bu daha kökensel olanın inkarıdır. Bilimsel yöntemin tanımı gereği bilim bunu inkar etmek zorundadır. Sanıyorum Heidegger "bilim düşünmez" derken de bunu kastediyordu.
6 kitap bitirdiğim türkçeden (40 soru var) 21.5 yapmak. Şuana kadarki yaptığım en büyük hatalardan biri galiba.
İzlemeden hunharca bastım like'ı !
Teşekkürler.
Hocam soru sorarak ikna etme yöntemine Sokratik yöntem; mağara alegorisine ise Platon'un mağarası denmesinin ayrımı neye göre oluyor? Platon mağara alegorisini de Sokrates'in ağzından anlatıyor. Neden Sokrates'in mağarası değil?
Hoca silicon vadisindeki Richard Hendricks'e ne kadar çok benziyor 😁😁😁😂 (Thomas Middleditch
)
Muy bien!
Çeviri kurbanı kitaplar aşkına!