Büyük bir orkestrasiniz hocam , bütün ensturmanlari ince bir şekilde ustalıkla çalıyorsunuz.felsefeyi anlaması zor kelimelerin dışına çıkarıyorsunuz, Çok duru bir biçimde anlatıyorsunuz.
25:30 Neden bir kişiye cinsel ilişkiye girmek haz verirken bir diğerine kitap okumak haz verir? Birisinin ki doğru diğerinin ki yanlış diyebilir miyiz? Birisini para mutlu ederken bir diğerini öğrenmek mutlu ediyorsa o zaman sorun nerede? Sorun şu, bazı mutluluklar çok kısa süreli ve haz kaynağı dışa bağlı. Yani eğer ben mutlu olma ihtiyacımı bir dış kaynağa bağlamışsam o kaynak yok olduğunda doğal olarak mutsuz olurum. Daha akıllıca olanı mutlu olmamı sağlayan şeyleri dışsal bir kaynaktan seçmemem. Cinsellik için partner lazım bulamadığında mutsuz olursun, maddi şeyler için para lazım paran olmayınca mutsuz olursun vs... Kısacası ne cinselliğe kötü diyebiliriz ne de paraya ama bunların daha az akılcı seçimler olduğunu söyleyebiliriz.
Hiç birşey özgürlük kadar daha değerli olamaz diye hep düşünürdüm ve Ahmet hoca konuşmasını bitirmesi çok mutlu edici ve bilinç açıcı. Ne bedeli olursa da olsun özgürlük ve özgür irade olmadıkça insan hayatının bir anlamı kalmaz. Her nefes alışı mutluluk ise nefesi vermeninde özgürlük tadında olduğuna inanırım. Ahmet hocaya sağlıklı yaşam dilerim.
Aydınlanmaya karşı din iman boyutlu sözde akılcılıkla yaklaşmaya çalışırken farkında olmadan imanlarının cehaletiyle yüzleşmenin halleri bunlar! Ahmet hoca tek başına bir üniversite.
bir insanın bilgi haznesinin ne kadar dolu olduğunu sorduğu sorulardan anlayabiliriz. Malesef sorulardan hep davul sesi geliyor. nesil yeni ama kafa boş veya argümanlar eski...
1:31:15 civarı parça pincik ediyor anfiyi... 😉" Bizde ki ilahiyatçı 5 sene ingiltereye gider yine mal gibi geri gelir diyor." 😉 Ne oldu kesildiniz 😁Ben buradayım. Siz kesildiniz. ♥️
Ahmet Hoca gibi bir adam gelmiş, dinleyicilerin ilk 30 dk boyuncaki tek etkileşimi hocanın söyleyeceğini unutmasına gülmeleri oldu. kızmakla acıma arasında gittim geldim.
Sevgili hocam ben bir soru sorayım müsaadenizle : eski Yunan daki o hızlı değişim bugünkü Türk toplumunda gerçekleşebilir mi? Çünkü ben bu hızlı değişimi gerçek toplumsal kurtuluş olarak düşünüyorum.
5 yaşında kendi kendime sorup cevabını buldugum soruları universiteye gelmiş 20 - 25 yaşındaki adamlar ahmet hocaya soruyolar. Heryere salı pazarı açar gibi üniversite açarsan ortaya anca böyle kahvehaneden bozma yerler çıkar.
@@gambo2003 aslında Ahmet Hocanın sorulara verdiği tepkiler hoş değil...çünkü bu konularda soru soran kişiyi terslemek onun merak ve şevkini kırabilir..sorunun ne kadar aptalca olduğu önemli değil, her soruya bi şekilde cevap verilebilir. soruyu soranlar, yıllar içerisinde daha ustaca sorular sorar elbet..
1:06:25 Bu doğru mu? Yani İmanın hristiyanlıkla birlikte çıktığı doğru mu? Musevilik neydi o zaman? Tamam sınırlı bir bölgedeydi, tamam Yunanlılar Musayı bilmiyordu ama neticede vardı. Şunun için önemsiyorum. Evrimsel olarak iman fiilinin ne zaman çıktığı önemli. Din ile iman arasında bağlantının ne zaman kurulduğu önemli. İnsanlar neden tanrıları yarattı? Neden korkularını yenmek için tanrıya ihtiyaç hissetti? Zeus'a inanıyorlar mıydı, Zeus'u biliyorlar mıydı? Ahmet Bey dinin tarihi ile imanın tarihini farklılaştırıyor. Şimdiye kadar din ile iman arasında bir fark sunan bir bilgiye rastlamamıştım. Bu konu hakkında okumak gerek. 1:09:00 Hristiyanlarda neden kurtuluş kavramı olduğunu anlamak için museviliği ve çektikleri acıları, sürülmelerini, vaad edilmiş toprakları vs. bilmek gerekiyor. Bu insanlar durup dururken kurtulma ihtiyacı hissetmediler ya. İmanın içinde akıl yoktur demek için kullandığını düşünüyorum ama dinler tarihini eksik almak da çok kestirme olmuyor mu? Yahudilerin iman ettiği tanrı ile hristiyanların iman ettiği tanrı arasında bir fark yok. Neticede İsa da yahudi idi. Dünyanın nasıl yaratıldığı, insanın nasıl yaratıldığı vb konularda bilgiye dayanmayan sadece uydurulmuş hikayelerden oluşan şeylere iman etmekten başka çare yok. Zaten bu konuların arkasında bilgi yok masal var. Bence asıl sorulması gereken soru insanlar neden bilmedikleri, kendilerinin uydurdukları şeyleri doğru bilgiymiş gibi kabul etmeye bu kadar teşne idiler? İnsan nasıl evrimsel olarak bu noktaya geldi? İşe yaramasa ortadan kaybolur giderdi. İşe yaramış ki son 2000 yıldır tek tanrılı dinler insan hayatının içinde. İnsanlar akıllarını kullanmadan sadece inandıkları için büyük devletler kurabilmiş olmalı. Akıl ile büyük toplulukları yönetmek çok zor olsa gerek.
Ah hocam bilen insan vah hocam ne acı çektin soru dahi soramıyorlar bir buçuk saat anlattın kafalar bomboş anlattıkları içinden bir soru sorsalar hocam mutlu olurdu hiç okumadım bukadar geri zekalı olmadım akıl bukadar basitki tüm zamanlarım verilerin insan hayatının ayata tutmak ve sağlıkla tutmaktır hoca şu anda özgürlük dedi özgürlüğün veriside güvenlik takılıyor veriler veriler
Hakikati lokman hekimin iksiri gibi tek seferde içilebilecek sonsuza kadar geçerli bir iksir gibi düşünüyor herhalde. "Aklımızı sürekli kullanırsak iyi davranmış oluruz o halde kötünün ayrımını nasıl yapacağız?" Gerçekten sordu bunu, vah vah
Videosuna attigim eleştirileri ışık hızıyla imha ettigi için her ortamda paylaşacagım ! Türkiye'nin de artık dünya çapında bir filozofu var dediler geldik... Bir kaç videosunu izledik. Bu Diamond Tema kitap filan okumuyor, directement tribünlere oynuyor. Ama sözlerinin detayında onun filozoftan daha öte bir şey olduğu su götürmez bir gerçektir. Öyle ki bu Diamond her anlamda insan denen muamma varlığın en cin fikirlisi ve dahi aynı zamanda ticari zekasiyla en iş bileninin sıfatını almayı bile hak eder. Ve tabi bunları söylememe bile gerek yok. Düşmanlarını kendi üzerinden prim yapmakla suçlarken, o kısa zamanda zengin olmayı bilmiştir. Kimilerine göre onu eleştiremezsin ve ondan hiçbir zaman daha çok bilemezsin çünkü etraf onu savunmaya hazır bekleyen ergenler kaynıyordur ve o şu anda kitap okuyordur…her daim kitap okuyordur.. yalnız kitap okuyordur. Yani öylesine değişik bir tür, hatta "Aliendir"kendisi, belkide bir "Übermensch". Kitap okumayan bir millettik bu boşlugu, bu ve bunun gibiler iyi doldurdular. Ne diyeyim? Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı degil ! Bu da Kuran hakkında çektigi videoya gelsin. 1)Diamond "atılan suyun" testislerde mi üretildigini söylüyor? Bana mı öyle geldi? Sesli güldüm kendisine…Ya ayetteki “atılan suyu” spermle karıştırmış yada bilinçli çarpıtmış, bilgisi gerçekten ilkokul seviyesindeymiş. Sana okullarda ögrenemedigini, ben izah edeyim! Ayetin konusu olan “atılan suyun” sadece %1 - %5 kadarı testislerde üretilir ve yukarıda diger sularla birleşerek bir karışım olarak atılır. Simdi “su” nerden geliyormuş testislerden mi? Ayrica "Kuranın yazarı testislerde sperm (sperm diyorum bak "atılan suyla" karıstırmayasın) üretildiginden habersizdi"iddianda çürük. Peki bu hadisi nereye koyacagız mesela ? "Erkeklik yumurtalarımızı çıkartıp hadım olalım mı? diye sorduk resulullah bizi hadım olmaktan nehyetti" (Buhari/nikah/8). Yok ben suyun atıldıgı bölgeye "iki kemik arasina"takıldım diyorsan, kaburgayla omurga arasına insan anatomisinde "Torso" denir ki üreme organlarıda pek çok organ gibi buradadır. Pekala buna vurgu yapılmışda olabilir. En azından senin saçmalıklarından kulaga daha makul geliyor:) Dinleyici kitlen kim senin? Içinde yada yakın çevrende hiç mi bu konunun uzmanı mesela bir ürolog yahut bir ilahiyatçı yok. Keşke video çekmeden, önünde durdugun kitaplıktaki kitapları okusaydın en azından okudugunu anlama kabiliyetin gelişirdi" 2)Adam açıktan yalan söylüyor ama muthiş bir özgüvenle yapıyor."Su kutleleri karışıyor" diyor. Yukardan bakınca öyle gözüküyormuş! Dünya üzerinde tek bir homojen aynı sıcaklıga, basınca ve tuz oranına sahip su kutlesinden söz edebilirmiyiz? Yoksa sular arasında bir ayrıklık söz konusu mu? Ayrıca bu denizlere bu isimleri kim vermiş? Peki bunların dogal “sınırları” varmı ? Bu “sınırlar” insanların çizdigi “sınırlarla” aynı mı? Ferdinand Macellan’ın, pırlanta çocugun yahut onun, bunun isim verdigi denizlerin, okyanusların sınırlarını (ki bunlar tarih boyunca surekli degişmiş) Allah neden mutlak “sınır” kabul etsin ve kitabında buna vurgu yapsın? Okyanusların içi cadı kazanı gibi binlerce deniz, göl, ırmak... ayrık duran tonlarca "su kütlesi" var. "Su kütlesinden" musluktan akan suyu anlıyorsun demek. Kocaman "SU KUTLELERI" bunlar! Dünya üzerindeki okyanuslar,denizler gibi “büyük su kütlelerinden” bahsediyoruz burada. Evet aralarında bir difuzyon var ama birbirlerini geçip, birleşip "tek bir su kütlesi" olabilmişler mi milyonlarca yılda? Hem "Berzah" kelimesinden keskin bir "sınır" anlamı da çıkmaz. “Berzah” = "bekleme noktası", "Perde" anlamındadır. "Berzah alemi" islam eskatolojisinde öldükten sonra ölenlerin gittiği ve kıyamete kadar kaldıkları düşünülen âlem, bekleme yeridir mesela. Yahut Berzah, perdenin ışıgı süzüp karanlıgı ve aydınlıgı ayırdıgı gibi ayırır iki farkli su kutlesini. Ayrica “karışmak” diye çevrilen B-G-Y (La yebgiyan) kelimenin köküdür, SINIRI ASMAK, TECAVUZ ETMEK, IHLAL ETMEK anlamına gelmez mi diyorsun? Bak iyi araştırdın mı? Arapçada manzum bir eseri eleştiriyorsan, biraz Arapça ögren kardeş, Arapça! Ayrıca “tatlı sudan sudan inci mercan çıkıyormuş, bilimsel bir hata buldum” diyorsun. Dikkat ettim hemen de hata buluyorsun. Sakin ol yigidim heybetini gizli tut! Furkan suresini (53), Rahman suresine (19-20) ekliyor, meal yapanların parantez içinde yazdıgını bir sureymiş gibi anlatıyorsun. Rahman suresinde nerede "tatlı su" ifadesi? Yahut Furkan suresinde nerede "inci mercan"? Her iki surede benzer fenomenlere vurgu oldugundan, aynı olay anlatılıyor gibi algılanmışsın ama, iki surenin bağlamları ve anlattıkları şeyler çok farklı. "Başka bir su kutlesi kastedilmiş olamaz mı? Belki biraz daha ararsak buluruz...Malesef bulamayız arkadaşlar" dedin ve beni kalbimden vurdun:) Dört metre kare odanda hakikatin sırrına erdin ama daha insanlık olarak dünya üzerindeki okyanusların % 20 si hakkında bilgi sahibi oldugumuzu,%80 nin keşfedilmeyi bekledigini bilmiyorsun . Bu mudur nesnel araştırmacılık? Bu ne aymazlık! Ha yine senin sözünü sana hatırlatayım "şu gavur icadını dogru düzgün kullanalım arkadaşlar, dimi ama ? 3)Ayrica"Dünyanın döşenmesini "pizzanin üzerinin döşenmesine benzetiyor. Döşek dediğimiz şey düz değildir ve üstüne konulduğu şeyin şeklini alır. Waterbed’lerde büyüyen senin gibi körpelere döşegi anlatmakta zorlanıyoruz ama Türkçede "döşemek" fiilinin farklı şekillerdeki nesnelerin döşenmesi için kullanıldıgını ve döşemenin dümdüz durmayarak, o nesnenin şeklini aldıgını bilmen lazım. Hem de yerkabuğu Kuran'ın dediği gibi sonradan şekillenmiş/döşenmiştir. Ve Hâlâ şekillenmeye devam etmektedir. 4)"Yakın gögün" kuranda "yıldızlarla süslü ve yıldızların da atış taneleri/atmalar" diye anılması bile bir mükemmel anlatım. Çünkü gözlemlenebilir evrende yıldızlar mancınıktan atılmış "rum ateşi" gibi ilerliyorlar, bilinmeze dogru. Yıldız kümeleri "Saçılmış kum taneleri" gibiler evrende. Birbirlerine yaklaşanlar da var uzaklaşanlar da. Bir yönleri var yani. Yalnız dikkat et teleskopla bakarsan, gözüne kum kaçmasın! Güneşimizin dahi bir yönü var biliyor musun? Solar Apex yörüngesinde Vega Yıldızına doğru hareket eder. Bak bu seferde şeytanları göremiyorum dersen agzına küregi yersin. Onca felsefe okudum diyorsun, Kant’ın metafiziginde insan aklının bu konuda otorite olmadıgını hiçmi duymadın? Bak bir hata buldum derken bize bir mucize daha buldurdun. Gördün mü? Amatör felsefe meraklısı kardeşim. 5)Demiri ister indirmiş olsun ister, nimet olarak anmış olsun çok büyük ayet(işaret) Paristeki eyfel kulesi neyi sembolize ediyor acaba, Türk insanının kendisini ancak 15 yıl sonra anlayacagı güzel kafalı kardeşim? 6)Evrenin genişlemesi Zariyat 47 ? * "Daha önceden böyle çevrilmiyordu, bu yeni meallerde böyle" iddiası ///// Zariyat 47 TABERI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir. Biz göğü, güç ve kuvvetimizle yükselttik. Şüphesiz ki bizler o göğü genişletenleriz. O yarattıklarımızı ve yaratacaklarımızı içine alacaktır. ///// Zariyat 47 EBU'S-SUUD TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir. ( Hanedan-ı Osman zamanından) "Şu göğü de kendi ellerimizle biz kurduk ve biz hiç şüphesiz onu genişletmekteyiz (ona Kadiriz)."Yani biz, I) Göğü, (Burası senin için iyi oku!) II)yahut gök ile yer arasını, (Sana söylüyor iyi oku!) III)yahut rızkı….. genişletmekteyiz. ///// Zariyat 47 KADI BEYDAVI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir. "Göğü kuvvetle bina ettik ve gerçekten biz, elbette genişletenleriz". I)Musi' gücü yetendir, vüs'den gelir ki, takat / güç manasınadır. Musi' de harcamaya gücü yeten (zengin) demektir II)ya da göğü (Burası senin için iyi oku!) III)yahut onunla yerin arasını (Sana söylüyor iyi oku!) IV)veyahut rızkı…… genişletenleriz, demektir." Daha pek çokları var ama bu kadar yeter...Yani hiçbirşey bilmiyorsan (لموسعون) "Lemoosi'un" kelimesini Arapçasindan Google translator 'a tercüme ettirseydin degil mi? * "Bu daha önceden biliniyordu, Papua Yeni Gine efsanelerinde de söyleniyordu" iddiası. Zaten Kuranın mesajıda bu degil mi? "Biz bütün kavimlere peygamber gönderdik" bununla birşey ispat edemezsin. *"Ya evren genişlemiyorsaaaa...Ya aletlerimiz bizi yanıltıyorsaaa..." iddiasi. Bu nasıl bir kafa yapısı ? Pes dogrusu! Bu kadar cahillik ancak okuluna giderek olunur... 7)Yer ve gögün ayrılması olayına girmiyorum bile çünkü boş yapmışsın. Bütün eski tefsirler ve yeni mealler böyle çevirmiş çünkü. Bu da zaten eski kaynaklarda yazıyor mudur yoksa ? 8)Daglar konusunda da yanılıyorsun Diamond Tema! “Daglar sonradan yerlestirilmedi, daglar zaten hep vardı” diyorsun, oysa daglar milyonlarca yılda bu şeklini aldı. Dünya oluştugunda yeryüzü çok sarsıntılı bir yerdi. Insanın dünyada"Dominant" oldugu dönem; kıtaların bugünki bildigimiz halini aldıgı, her kıtada en önemli sıradagların oluştugu döneme denk düşer ki bu döneme jeoloji tarihinde "Cenozoic Era" denir. Benim için berbat bir araştırmacı, ortalama bir youtuber, heyecanlı bir ergen ve sanırım diplomasız bir felsefe meraklısısın NOT: Felsefeye nereden başlarsaniz başlayin ama Diamond Temayla başlamayin :))
Hocam sabirla universiteli gençlere birseyler anlatmaya çalismissiniz , sizin için çok yorucu oldugu belli, sorulan sorular mantiksiz , sizden birsey ogrenmek icin degilde , size kendi dogmatik dusuncelerini kabul ettirmeye calismislar , bu yasta zihinlerin bu kadar kapali olmasina saskinlikla dinledim , uzuldum .
Haz iyidir, acı kötüdür. Bu kadar basit aslında. Herşeyin bağımlılığı kötüdür, bu hazzı kötü bir şey yapmaz. Dünyanın en ezik insanı hazdan korkan kendisine acıyı yakıştıran insandır. Filozofların hepsi yaşlıdır almadıkları şeyi kötü silmeleri de kolay oluyor haliyle. Ben buna kafesteki kuşlar uçmayı hastalık sanıyor diyorum😀
Yazık bu çocuklara. Çok yazık. Ünv diye gittikleri yerlerin ünv ile alakası yok. Hocalar ha keza. Yazık o yıllarına. Ben de 90 lı yıllarda doğuda okudum. O yüzden biliyorum. Boşa geçen 4 yıl ve heba olmuş yaşam.
Felsefenin yolundan geçmiş, felsefe ahlâkı almış bir insanın tavırları bile çok naif ve hoş oluyor. Bu güzel video için çok teşekkür ederiz.
Ahmet hoca çok büyük adam..
Çok anlamlı video böyle güzel videoyu paylaşıp çevrenizdekileri biliçlendirdiğiniz içinde ayretten teşekkürler.
Büyük bir orkestrasiniz hocam , bütün ensturmanlari ince bir şekilde ustalıkla çalıyorsunuz.felsefeyi anlaması zor kelimelerin dışına çıkarıyorsunuz, Çok duru bir biçimde anlatıyorsunuz.
Ahmet Aslan hocamdan faydalanan herkes akıllılık eder.Akıllı Kasatamonu üniversitesini kutluyorum.
Çok güzel videolar. Bizi bilinçlendirdiğiniz için teşekkürler.
Hoca o kadar dürüst ki asla taviz vermiyor gerçeklerden. Saçma sapan soruları yüzlerine karşı söyleyebilmek büyük ustalıktır.
25:30 Neden bir kişiye cinsel ilişkiye girmek haz verirken bir diğerine kitap okumak haz verir? Birisinin ki doğru diğerinin ki yanlış diyebilir miyiz? Birisini para mutlu ederken bir diğerini öğrenmek mutlu ediyorsa o zaman sorun nerede? Sorun şu, bazı mutluluklar çok kısa süreli ve haz kaynağı dışa bağlı. Yani eğer ben mutlu olma ihtiyacımı bir dış kaynağa bağlamışsam o kaynak yok olduğunda doğal olarak mutsuz olurum. Daha akıllıca olanı mutlu olmamı sağlayan şeyleri dışsal bir kaynaktan seçmemem. Cinsellik için partner lazım bulamadığında mutsuz olursun, maddi şeyler için para lazım paran olmayınca mutsuz olursun vs... Kısacası ne cinselliğe kötü diyebiliriz ne de paraya ama bunların daha az akılcı seçimler olduğunu söyleyebiliriz.
Beynimin tozunu attıran adam.Sana helal olsun #tek başına bir üniversiteniz hocam.
Bence adınız bir üniversiteye verilmeli.
Bilgileriniz için teşekkür ederiz 😊
Hiç birşey özgürlük kadar daha değerli olamaz diye hep düşünürdüm ve Ahmet hoca konuşmasını bitirmesi çok mutlu edici ve bilinç açıcı. Ne bedeli olursa da olsun özgürlük ve özgür irade olmadıkça insan hayatının bir anlamı kalmaz. Her nefes alışı mutluluk ise nefesi vermeninde özgürlük tadında olduğuna inanırım. Ahmet hocaya sağlıklı yaşam dilerim.
Hoca mükemmel dokundurmuş.
Aydınlanmaya karşı din iman boyutlu sözde akılcılıkla yaklaşmaya çalışırken farkında olmadan imanlarının cehaletiyle yüzleşmenin halleri bunlar! Ahmet hoca tek başına bir üniversite.
bir insanın bilgi haznesinin ne kadar dolu olduğunu sorduğu sorulardan anlayabiliriz. Malesef sorulardan hep davul sesi geliyor. nesil yeni ama kafa boş veya argümanlar eski...
Harika bi video 🖒
''bilmek harika bir şeydir''
Ulan iyi ki internet var be!
27:27 Kötülük yapmaktansa, kötülüğe uğramayı tercih ederim.
Hocamı üzmüşsünüz.Ahmet Arslan pınardır.Kovası olan alır.
Ali Uyar sorulan sorulardan utandım
Üniversite sınavlarının az çok seçici olduğunu soru soran öğrencilerden anlıyoruz.
🌷☘️
1:31:15 civarı parça pincik ediyor anfiyi... 😉" Bizde ki ilahiyatçı 5 sene ingiltereye gider yine mal gibi geri gelir diyor." 😉
Ne oldu kesildiniz 😁Ben buradayım. Siz kesildiniz. ♥️
Ahmet Hoca gibi bir adam gelmiş, dinleyicilerin ilk 30 dk boyuncaki tek etkileşimi hocanın söyleyeceğini unutmasına gülmeleri oldu. kızmakla acıma arasında gittim geldim.
Sevgili hocam ben bir soru sorayım müsaadenizle : eski Yunan daki o hızlı değişim bugünkü Türk toplumunda gerçekleşebilir mi? Çünkü ben bu hızlı değişimi gerçek toplumsal kurtuluş olarak düşünüyorum.
5 yaşında kendi kendime sorup cevabını buldugum soruları universiteye gelmiş 20 - 25 yaşındaki adamlar ahmet hocaya soruyolar. Heryere salı pazarı açar gibi üniversite açarsan ortaya anca böyle kahvehaneden bozma yerler çıkar.
sorular gerçekten acıklı.. hele ki ilk soru sorulduğunda ben ekrana bakarken onun yerine utandım. pes dedim.
Resmen utanc verici. Ne bilim adamlari cikar ne bisi olur bunlardan. Asalak bir nesil
@@gambo2003 aslında Ahmet Hocanın sorulara verdiği tepkiler hoş değil...çünkü bu konularda soru soran kişiyi terslemek onun merak ve şevkini kırabilir..sorunun ne kadar aptalca olduğu önemli değil, her soruya bi şekilde cevap verilebilir. soruyu soranlar, yıllar içerisinde daha ustaca sorular sorar elbet..
1:06:25 Bu doğru mu? Yani İmanın hristiyanlıkla birlikte çıktığı doğru mu? Musevilik neydi o zaman? Tamam sınırlı bir bölgedeydi, tamam Yunanlılar Musayı bilmiyordu ama neticede vardı. Şunun için önemsiyorum. Evrimsel olarak iman fiilinin ne zaman çıktığı önemli. Din ile iman arasında bağlantının ne zaman kurulduğu önemli. İnsanlar neden tanrıları yarattı? Neden korkularını yenmek için tanrıya ihtiyaç hissetti? Zeus'a inanıyorlar mıydı, Zeus'u biliyorlar mıydı? Ahmet Bey dinin tarihi ile imanın tarihini farklılaştırıyor. Şimdiye kadar din ile iman arasında bir fark sunan bir bilgiye rastlamamıştım. Bu konu hakkında okumak gerek.
1:09:00 Hristiyanlarda neden kurtuluş kavramı olduğunu anlamak için museviliği ve çektikleri acıları, sürülmelerini, vaad edilmiş toprakları vs. bilmek gerekiyor. Bu insanlar durup dururken kurtulma ihtiyacı hissetmediler ya. İmanın içinde akıl yoktur demek için kullandığını düşünüyorum ama dinler tarihini eksik almak da çok kestirme olmuyor mu?
Yahudilerin iman ettiği tanrı ile hristiyanların iman ettiği tanrı arasında bir fark yok. Neticede İsa da yahudi idi. Dünyanın nasıl yaratıldığı, insanın nasıl yaratıldığı vb konularda bilgiye dayanmayan sadece uydurulmuş hikayelerden oluşan şeylere iman etmekten başka çare yok. Zaten bu konuların arkasında bilgi yok masal var. Bence asıl sorulması gereken soru insanlar neden bilmedikleri, kendilerinin uydurdukları şeyleri doğru bilgiymiş gibi kabul etmeye bu kadar teşne idiler? İnsan nasıl evrimsel olarak bu noktaya geldi? İşe yaramasa ortadan kaybolur giderdi. İşe yaramış ki son 2000 yıldır tek tanrılı dinler insan hayatının içinde. İnsanlar akıllarını kullanmadan sadece inandıkları için büyük devletler kurabilmiş olmalı. Akıl ile büyük toplulukları yönetmek çok zor olsa gerek.
bu cagda din felan kalmadı dostum bilim hepsini yalanlıyor :D
Ahahaha öğrenciler efsane ya... 😂😁😀😆😄😅
Ah hocam bilen insan vah hocam ne acı çektin soru dahi soramıyorlar bir buçuk saat anlattın kafalar bomboş anlattıkları içinden bir soru sorsalar hocam mutlu olurdu hiç okumadım bukadar geri zekalı olmadım akıl bukadar basitki tüm zamanlarım verilerin insan hayatının ayata tutmak ve sağlıkla tutmaktır hoca şu anda özgürlük dedi özgürlüğün veriside güvenlik takılıyor veriler veriler
❤️👍👍👍👍👍
Sorulara gel yahu soru bile denmez bide okul okuyorlar
Hakikati lokman hekimin iksiri gibi tek seferde içilebilecek sonsuza kadar geçerli bir iksir gibi düşünüyor herhalde. "Aklımızı sürekli kullanırsak iyi davranmış oluruz o halde kötünün ayrımını nasıl yapacağız?" Gerçekten sordu bunu, vah vah
1:41 deki hocanın iman ile ilgili düşünceleri neden sansürlenmiş?
evet 1:41:15 sonrasında kopuyor.. eziklik..
39:20 kız milleti nedendir bu kadar not alma meraklısı anlamış değilim.
Gençler seviyesine uygun bulamadığım soruları her duyduğumda arkadaki "2006" gözüme çarptı nedense.
Soru sormayı bilmeyen bir toplum, neyin doğru cevabını öğrenebilir ki!
Genclik soru sormasini bilmiyor. Resmen salaklasmis gencler... yazik.
Soru kısmı çok yordu
27:28
Videosuna attigim eleştirileri ışık hızıyla imha ettigi için her ortamda paylaşacagım !
Türkiye'nin de artık dünya çapında bir filozofu var dediler geldik... Bir kaç videosunu izledik. Bu Diamond Tema kitap filan okumuyor, directement tribünlere oynuyor.
Ama sözlerinin detayında onun filozoftan daha öte bir şey olduğu su götürmez bir gerçektir.
Öyle ki bu Diamond her anlamda insan denen muamma varlığın en cin fikirlisi ve dahi aynı zamanda ticari zekasiyla en iş bileninin sıfatını almayı bile hak eder.
Ve tabi bunları söylememe bile gerek yok. Düşmanlarını kendi üzerinden prim yapmakla suçlarken, o kısa zamanda zengin olmayı bilmiştir.
Kimilerine göre onu eleştiremezsin ve ondan hiçbir zaman daha çok bilemezsin çünkü etraf onu savunmaya hazır bekleyen ergenler kaynıyordur ve o şu anda kitap okuyordur…her daim kitap okuyordur.. yalnız kitap okuyordur.
Yani öylesine değişik bir tür, hatta "Aliendir"kendisi, belkide bir "Übermensch".
Kitap okumayan bir millettik bu boşlugu, bu ve bunun gibiler iyi doldurdular. Ne diyeyim? Söylesem tesiri yok, sussam gönül razı degil !
Bu da Kuran hakkında çektigi videoya gelsin.
1)Diamond "atılan suyun" testislerde mi üretildigini söylüyor? Bana mı öyle geldi? Sesli güldüm kendisine…Ya ayetteki “atılan suyu” spermle karıştırmış yada bilinçli çarpıtmış, bilgisi gerçekten ilkokul seviyesindeymiş. Sana okullarda ögrenemedigini, ben izah edeyim! Ayetin konusu olan “atılan suyun” sadece %1 - %5 kadarı testislerde üretilir ve yukarıda diger sularla birleşerek bir karışım olarak atılır. Simdi “su” nerden geliyormuş testislerden mi?
Ayrica "Kuranın yazarı testislerde sperm (sperm diyorum bak "atılan suyla" karıstırmayasın) üretildiginden habersizdi"iddianda çürük.
Peki bu hadisi nereye koyacagız mesela ?
"Erkeklik yumurtalarımızı çıkartıp hadım olalım mı? diye sorduk resulullah bizi hadım olmaktan nehyetti" (Buhari/nikah/8).
Yok ben suyun atıldıgı bölgeye "iki kemik arasina"takıldım diyorsan, kaburgayla omurga arasına insan anatomisinde "Torso" denir ki üreme organlarıda pek çok organ gibi buradadır.
Pekala buna vurgu yapılmışda olabilir. En azından senin saçmalıklarından kulaga daha makul geliyor:)
Dinleyici kitlen kim senin? Içinde yada yakın çevrende hiç mi bu konunun uzmanı mesela bir ürolog yahut bir ilahiyatçı yok.
Keşke video çekmeden, önünde durdugun kitaplıktaki kitapları okusaydın en azından okudugunu anlama kabiliyetin gelişirdi"
2)Adam açıktan yalan söylüyor ama muthiş bir özgüvenle yapıyor."Su kutleleri karışıyor" diyor. Yukardan bakınca öyle gözüküyormuş!
Dünya üzerinde tek bir homojen aynı sıcaklıga, basınca ve tuz oranına sahip su kutlesinden söz edebilirmiyiz?
Yoksa sular arasında bir ayrıklık söz konusu mu?
Ayrıca bu denizlere bu isimleri kim vermiş? Peki bunların dogal “sınırları” varmı ? Bu “sınırlar” insanların çizdigi “sınırlarla” aynı mı?
Ferdinand Macellan’ın, pırlanta çocugun yahut onun, bunun isim verdigi denizlerin, okyanusların
sınırlarını (ki bunlar tarih boyunca surekli degişmiş) Allah neden mutlak “sınır” kabul etsin ve kitabında buna vurgu yapsın?
Okyanusların içi cadı kazanı gibi binlerce deniz, göl, ırmak... ayrık duran tonlarca "su kütlesi" var. "Su kütlesinden" musluktan akan suyu anlıyorsun demek.
Kocaman "SU KUTLELERI" bunlar! Dünya üzerindeki okyanuslar,denizler gibi “büyük su kütlelerinden” bahsediyoruz burada.
Evet aralarında bir difuzyon var ama birbirlerini geçip, birleşip "tek bir su kütlesi" olabilmişler mi milyonlarca yılda?
Hem "Berzah" kelimesinden keskin bir "sınır" anlamı da çıkmaz. “Berzah” = "bekleme noktası", "Perde" anlamındadır. "Berzah alemi" islam eskatolojisinde öldükten sonra ölenlerin gittiği ve kıyamete kadar kaldıkları düşünülen âlem, bekleme yeridir mesela.
Yahut Berzah, perdenin ışıgı süzüp karanlıgı ve aydınlıgı ayırdıgı gibi ayırır iki farkli su kutlesini.
Ayrica “karışmak” diye çevrilen B-G-Y (La yebgiyan) kelimenin köküdür, SINIRI ASMAK, TECAVUZ ETMEK, IHLAL ETMEK anlamına gelmez mi diyorsun? Bak iyi araştırdın mı?
Arapçada manzum bir eseri eleştiriyorsan, biraz Arapça ögren kardeş, Arapça!
Ayrıca “tatlı sudan sudan inci mercan çıkıyormuş, bilimsel bir hata buldum” diyorsun. Dikkat ettim hemen de hata buluyorsun. Sakin ol yigidim heybetini gizli tut!
Furkan suresini (53), Rahman suresine (19-20) ekliyor, meal yapanların parantez içinde yazdıgını bir sureymiş gibi anlatıyorsun.
Rahman suresinde nerede "tatlı su" ifadesi? Yahut Furkan suresinde nerede "inci mercan"?
Her iki surede benzer fenomenlere vurgu oldugundan, aynı olay anlatılıyor gibi algılanmışsın ama, iki surenin bağlamları ve anlattıkları şeyler çok farklı.
"Başka bir su kutlesi kastedilmiş olamaz mı? Belki biraz daha ararsak buluruz...Malesef bulamayız arkadaşlar" dedin ve beni kalbimden vurdun:) Dört metre kare odanda hakikatin sırrına erdin ama daha insanlık olarak dünya üzerindeki okyanusların % 20 si hakkında bilgi sahibi oldugumuzu,%80 nin keşfedilmeyi bekledigini bilmiyorsun .
Bu mudur nesnel araştırmacılık? Bu ne aymazlık! Ha yine senin sözünü sana hatırlatayım "şu gavur icadını dogru düzgün kullanalım arkadaşlar, dimi ama ?
3)Ayrica"Dünyanın döşenmesini "pizzanin üzerinin döşenmesine benzetiyor. Döşek dediğimiz şey düz değildir ve üstüne konulduğu şeyin şeklini alır. Waterbed’lerde büyüyen senin gibi körpelere döşegi anlatmakta zorlanıyoruz ama Türkçede "döşemek" fiilinin farklı şekillerdeki nesnelerin döşenmesi için kullanıldıgını ve döşemenin dümdüz durmayarak, o nesnenin şeklini aldıgını bilmen lazım.
Hem de yerkabuğu Kuran'ın dediği gibi sonradan şekillenmiş/döşenmiştir. Ve Hâlâ şekillenmeye devam etmektedir.
4)"Yakın gögün" kuranda "yıldızlarla süslü ve yıldızların da atış taneleri/atmalar" diye anılması bile bir mükemmel anlatım. Çünkü gözlemlenebilir evrende yıldızlar mancınıktan atılmış "rum ateşi" gibi ilerliyorlar, bilinmeze dogru. Yıldız kümeleri "Saçılmış kum taneleri" gibiler evrende. Birbirlerine yaklaşanlar da var uzaklaşanlar da. Bir yönleri var yani. Yalnız dikkat et teleskopla bakarsan, gözüne kum kaçmasın! Güneşimizin dahi bir yönü var biliyor musun? Solar Apex yörüngesinde Vega Yıldızına doğru hareket eder.
Bak bu seferde şeytanları göremiyorum dersen agzına küregi yersin. Onca felsefe okudum diyorsun, Kant’ın metafiziginde insan aklının bu konuda otorite olmadıgını hiçmi duymadın? Bak bir hata buldum derken bize bir mucize daha buldurdun. Gördün mü? Amatör felsefe meraklısı kardeşim.
5)Demiri ister indirmiş olsun ister, nimet olarak anmış olsun çok büyük ayet(işaret) Paristeki eyfel kulesi neyi sembolize ediyor acaba, Türk insanının kendisini ancak 15 yıl sonra anlayacagı güzel kafalı kardeşim?
6)Evrenin genişlemesi Zariyat 47 ?
* "Daha önceden böyle çevrilmiyordu, bu yeni meallerde böyle" iddiası
///// Zariyat 47 TABERI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir.
Biz göğü, güç ve kuvvetimizle yükselttik. Şüphesiz ki bizler o göğü genişletenleriz. O yarattıklarımızı ve yaratacaklarımızı içine alacaktır.
///// Zariyat 47 EBU'S-SUUD TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir.
( Hanedan-ı Osman zamanından)
"Şu göğü de kendi ellerimizle biz kurduk ve biz hiç şüphesiz onu genişletmekteyiz (ona Kadiriz)."Yani biz,
I) Göğü, (Burası senin için iyi oku!)
II)yahut gök ile yer arasını, (Sana söylüyor iyi oku!)
III)yahut rızkı…..
genişletmekteyiz.
///// Zariyat 47 KADI BEYDAVI TEFSIRI Dikkat et! Meal degil tefsir.
"Göğü kuvvetle bina ettik ve gerçekten biz, elbette genişletenleriz".
I)Musi' gücü yetendir, vüs'den gelir ki, takat / güç manasınadır. Musi' de harcamaya gücü yeten (zengin) demektir
II)ya da göğü (Burası senin için iyi oku!)
III)yahut onunla yerin arasını (Sana söylüyor iyi oku!)
IV)veyahut rızkı……
genişletenleriz, demektir."
Daha pek çokları var ama bu kadar yeter...Yani hiçbirşey bilmiyorsan (لموسعون) "Lemoosi'un" kelimesini Arapçasindan Google translator 'a tercüme ettirseydin degil mi?
* "Bu daha önceden biliniyordu, Papua Yeni Gine efsanelerinde de söyleniyordu" iddiası.
Zaten Kuranın mesajıda bu degil mi? "Biz bütün kavimlere peygamber gönderdik" bununla birşey ispat edemezsin.
*"Ya evren genişlemiyorsaaaa...Ya aletlerimiz bizi yanıltıyorsaaa..." iddiasi. Bu nasıl bir kafa yapısı ? Pes dogrusu! Bu kadar cahillik ancak okuluna giderek olunur...
7)Yer ve gögün ayrılması olayına girmiyorum bile çünkü boş yapmışsın. Bütün eski tefsirler ve yeni mealler böyle çevirmiş çünkü. Bu da zaten eski kaynaklarda yazıyor mudur yoksa ?
8)Daglar konusunda da yanılıyorsun Diamond Tema! “Daglar sonradan yerlestirilmedi, daglar zaten hep vardı” diyorsun, oysa daglar milyonlarca yılda bu şeklini aldı.
Dünya oluştugunda yeryüzü çok sarsıntılı bir yerdi. Insanın dünyada"Dominant" oldugu dönem; kıtaların bugünki bildigimiz halini aldıgı, her kıtada en önemli sıradagların oluştugu döneme denk düşer ki bu döneme jeoloji tarihinde "Cenozoic Era" denir.
Benim için berbat bir araştırmacı, ortalama bir youtuber, heyecanlı bir ergen ve sanırım diplomasız bir felsefe meraklısısın
NOT: Felsefeye nereden başlarsaniz başlayin ama Diamond Temayla başlamayin :))
söylediklerinize katılıyorum... hem de çoğuna... ne yapalım elde bu var
Ahmet Arslan'ı, Celal Şengör yerine -veya yanına- Din-Bilim-Darwin programına almak lazımmış, efsane diyaloglar olurmuş :D
Hocam sabirla universiteli gençlere birseyler anlatmaya çalismissiniz , sizin için çok yorucu oldugu belli, sorulan sorular mantiksiz , sizden birsey ogrenmek icin degilde , size kendi dogmatik dusuncelerini kabul ettirmeye calismislar , bu yasta zihinlerin bu kadar kapali olmasina saskinlikla dinledim , uzuldum .
Haz iyidir, acı kötüdür. Bu kadar basit aslında. Herşeyin bağımlılığı kötüdür, bu hazzı kötü bir şey yapmaz. Dünyanın en ezik insanı hazdan korkan kendisine acıyı yakıştıran insandır. Filozofların hepsi yaşlıdır almadıkları şeyi kötü silmeleri de kolay oluyor haliyle. Ben buna kafesteki kuşlar uçmayı hastalık sanıyor diyorum😀
Hatta o insan değildir, Aslandır kaplandır nazi dir 😂
Ahmet Aslan büyük düşünür..
Yazık bu çocuklara. Çok yazık.
Ünv diye gittikleri yerlerin ünv ile alakası yok.
Hocalar ha keza.
Yazık o yıllarına.
Ben de 90 lı yıllarda doğuda okudum.
O yüzden biliyorum. Boşa geçen 4 yıl ve heba olmuş yaşam.
gastamonuya hoşgeldin sevgili Ahmet Arslan :))
+
AA 03. 03. 43 cehennem
Hocam sagol
Oglum bır tane türbansız bulamadınız mı ? dalga mı gecızorsunuz Ahmet hoca ıleç
ne alaka ? Ahmet hoca sizler gibi yobaz değil meraklanmayın