Herkese merhaba, ilginiz ve beğeniniz için teşekkür ederiz. Biz bu programı, bir hafta evvel, Türkiye GP'sinin geri döneceğine dair haberler çıkmadan önce çektik. Programda da söylediğim gibin 2005 Türkiye GP'si ile ilgili anılarınızı, hatırladıklarınızı, yorum olarak yazın lütfen. O unutulmaz günü, hep birlikte hatırlayalım. Hepinize sevgiler ve selamlar... 🇹🇷👍🏁
Eğer kasımda bu yarış olursa. Serhan abinin yarış başlangıcında " Çok bekledik bunu çok bekledik" demesini sabırsızlıkla bekliyorum. Keşke buna şahit olabilsem 😊🙏
O 3 gunde orda olan izleyicilerden biride bendim. Inanilmazdi herseyiyle umarim yine gelir bu sefer sizlerle birlikte bende gorev alirirm orda. Organizasyonun bir parcasi olurum.
Şirketimize ait minibüs ile, 4 arkadaş cuma akşamı yola çıkıp gece 12 civarı piste ulaşmıştık. 8. viraj kısmında 2 gece minibüsün içinde yere serdiğimiz süngerlerin üstünde yatmıştık. Geceleri güvenlik üst düzeyde değildi ve tellerden geçip meşhur 8. virajda yürümüştük. F1 araçlarının temas ettiği asfaltta yürümek unutulmaz bi deneyimdi. Çok heycanlanmıştım.. Başta Serhan olmak üzere tüm emeği geçenlere sonzuz teşekkürler..
Sevgili Serhan o kadar güzel anlattın ki her anını tekrar yaşadık. Federasyon olarak ekip olarak harika zamanlardı. Çok özlüyorum o dönemi. Yarış ile ilgili ilk alıma gelen ki bunu hiç bir zaman unutmuyorum aklıma geldikçe hep söylüyorum kendi kendime "Mazhar Abi bizi Reinaya götür...." O hafta sonu 65. açıklıkta müdahale hakemiydim. F1 yarışı esnasında bir araçtan parça düştü anonsu geçtim Rahmetli Mazhar Abi'ye. Durumu bildirdim. Parçayı karşımdaki pistin diğer tarafındaki müdahale hakemine aldırdı. Arkadaş koştu piste girdi parçayı aldı kafasını kaldırdı karşıdan 1 tane Jordan geliyor..... Fena. Arkadaş soğuk kanlı bir şekilde geri yerine döndü. Yarıştan sonra Mazhar Abi ile konuştuk özür diledi. O aracın gps inde sorun olduğunu söyledi. Arkadaş ise abi sen orada olduktan sonra benim hiç bir korkum yok dedi. Sarıldık falan filan işte. Ama yarıştan sonra herkes 32 dişi ortada dolaşıyordu.
18 yaşındaydım.Ankara'dan geldik abimle izlemeye. Her dakikası aklımda. Pisti ilk gördüğüm an yaşadığım heycanı anlatamam. Küçüklüğümden beri izlediğim Michael Schumacher ordaydı önümden geçiyordu. üzerimde ferrari tişörtüm vardı. Yabancı turistler kulaklık takmışlardı. Abime dedimki: Abi bu adamlar bu araçlardan çıkan muazzam sesten nasıl rahatsız olabiliyorlar :D
O yarışta çocuk halimle sekizinci virajı gören bir tribündeydim. Son turda boynumdaki fotoğraf makinesinin varlığını hatırladım da Raikkonen'in bir fotoğrafını çektim. Uzunca bir süre o fotoğraf evdeki bilgisayarın masaüstü arkaplanı oldu. Yarış gününün gerçekten de sıcak olduğunu hatırlıyorum (malum ortalık asfalt, start düzlüğünün dışındaki tribünlerin hepsinin değilse de bizimkinin üstü açıktı), bir de ne zaman birileri kaysa etse kaza yapsa tribünde yarı-koordine çıkardığımız "aaa" "ooo" "aboov" seslerini. Hey gidi.
Henüz 10 yaşındaydım. Ablam schumacher'i, halam alonso'yu ben de kimi'yi desteklerdim. Desteklemek o yaşlarda çok daha tutkulu oluyor. Nescafe xpress yeni piyasaya sürülmüştü reklam yüzü de raikkonen'di. Gidip afişini almıştım bakkaldan odama asmıştım. Tadı berbat gelmesine rağmen özene özene soğuk kahveyi bile içerdim. Yarış gününden önce mahalledeki çocuklarla bisiklet yarışı organize etmiştik. Bir kişilik ortak bir pit stopumuz bile vardı su içmek için duruyorduk arkadaş herkesin turlarını da sayıyordu. Yarışta beni kimse geçmemesine rağmen tur yemişim herkesten adiler hep kestirmeleri kullanmışlar meğer. Raikonnen o yarışı kazanınca çok gurur duymuştum intikamımı almış gibi hissetmiştim. Çocukluğumun en mutlu anlarındandır.
28:56 Ben o zamanlar 13 yaşındaydım. Schumacher yarışa geri dönünce "Çok taraftarı var Türkiye'de. Seyircilere ayıp olmasın" diye geri döndü zannetmiştim. Nedenini öğrendiğim iyi oldu :)
15 yaşındaydım, annem götürmüştü beni kombine biletim olduğu için perşembe pit turu hediyem vardı. Nasıl olduysa yanlışlıkla annemle birlikte paddock alanına girmiş montoya ve ralf’i görmüştük
Eğer kasımda bu yarış olursa. Serhan abinin yarış başlangıcında " Çok bekledik bunu çok bekledik" demesini sabırsızlıkla bekliyorum. Keşke buna şahit olabilsem 😊🙏
Serhan beyin caliskanligi ilham verici. Hem yorumculuk hem yoneticilik hemde ustunde bizim gibi motorsporlari sevenleri icin boyle guzel yayinlar. Hersey icin tesekkurler
Serhan bey Öncelike bu video için çok teşekkür ediyorum size 1F i 2005 yılından beri takip ediyorum. 2009 Türkiye F1 gelmek nasib oldu bileti de netten dolaşırken biletixs mazasindan rastgele aldım. Yani yurt içinde yeteri kadar tanıtımın yapılmadığını anladım yarışa Rizeden gittim benim büyük çocuk 2.sınıfa gidiyordu anasına sormadan onada bilet aldım Istanbula gideceğimiz gün annesi izin vermiyor sonunda öğretmeni araya girdi ve çocuğa dedi ki! O! Yarışa gidiyorsun ve her şeyi fotoğraflayıp getiriyorsun izin çıktı ve yakıla çıktık ilçeden ile gittik otobüsten Rize merkeze inerken valizimi alırken şoför anıdan bagajı açması sonucu kafam yarildi öyle bir kanıyor ki anlatamam şoför korkudan ortalıktan kayboldu .Beni gören birisi hemen sigara kırıp yaraya bastı kan durdu acele acale havaşa yetişerek Trabzona gittik Cumartesi sıralama turunu izledik ama Pazar yarışa 2 saat kala gidemedik ulaşımdan dolayı taksi tutamadık 2009 yılında 20 Tl fiyat çektiler bize
Bir daha Istabul yarışı yapılırsa gönüllü olarak görev almak isterim ama tv den izlerken sizin sesiniz olmadı mı yarış çekilmiyor. Birde sizden iyi anlatan olamaz da Trt nin çok güzel maç spikerleri var onları niye düşünmüyorlar da sesi iğrenç kişileri seciyorlar anlamıyorum yani !
15 yaşında, ilk Türkiye GP, klasik arabalar ile seyirci selamlama, Kimi'nin geçişi, Montoya'nın kazası, Massa Pit Yolu yangını ve finish ile beraber seyircilerin piste indiği yarışı 14.virajın olduğu tribünden izlemiştim. Tribünde hemen yanımızda Brezilya'dan gelen fanlar ile çat pat ingilizce konuşan bir F1 sever olarak o günlere gittim, emeğinize ağzınıza sağlık.. #ForzaFerrari
İlk iki sene üst üste pistin en hızlı yerinin fren noktasındaki tribündeydim. V10 ların tv ye ulaşmayan homurtusunu ve atmosferi hala unutamıyorum. Serhan Acar çok yaşa! :)
Yarış sonunda yaşananları Seninle aynı hisleri biz de yaşadık Serhan bey. Teşekkür ederiz. 15 yaşındaydım, gelmek istedik ama bilet paramız çıkışmadı. Ağlaya ağlaya nasıl gidemedik diye evden izlemiştik.
Serhan abi biz ogün 3 kişi gittik açık alanda izlemiştik 5 numaralı ferrari tirübünün sol tarafındaydı ve tv de izledigimiz gibide olmadı😀😀 kamera çekimlerinden anlaşılıyor bu motor sesi efsaneydi çok güzeldi hiç unutulmaz umarım gene gelir ülkemize selamlar kolay gelsin tüm ekibe🙋🏻♂️
O sezonun başında fedarasyona gözetmen olarak katılmıştık çocukluk arkadaşımla. Senin de video'da söylediğin gibi yarışı canlı olarak izleyebilmek bir hayalken, kendimizi yarışın bir parçası olarak bulduk. Hem hazırlıklar, hem bütün sezon boyunca fedarasyonun organizasyonluğundaki diğer yarışlarda edindiğimiz tecrübe ve anılar da çok değerliydi. Yarışla ilgili aklımda bir sürü an var fakat benim için en güzel an, starttan saniyeler önce tüm telsizlerde kusursuz bir sessizliğin oluşması ve bu sessizliğin startla beraber arabaların motorlarından yükselen o seslerle dalga dalga bozulduğu o ilk andı. Hem geçen haftaki programında hem de bu haftaki programda, ne kadar inanılmaz bir şey başardığımızı hatırlattığın için çok teşekkürler.
1 hafta öncesinde sünnet olmuştum, televizyondan bayılarak takip ederdim o zamanlar sünnet hediyesi olarak yarışa götürmüştü amcam gerçi çok sancılı bir yarış olmuştu benim içinde 😁
2005’te Güvenlik zaafı fazlaydı. Cuma antremanına yalnız gittim. Yarışa bütün sülaleyi götürdüm. Ne bilet soranlar ne de başka bisey. Silver trübün biletim vardı istesem ana trübüne rahat rahat girerdim. Resmi rakamın çok daha fazlası vardır o haftasonu.
Hem 2005 hem 2006'da gitme fırsatım oldu. 2005 için konuşacak olursam tam olarak harika bir haftasonuydu. Büyük kuzenim ile gitmiştik. Raikkonen fanı olarak hayatımdaki en müthiş tecrübe ve eğlence neredeyse bu etkinlikti diyebilirim. Bu arada 35:44 de Türk bayrağının sağ bitişiğindeki beyaz havluyu ben asmıştım :) Flu çıkmış görüntüde tabiki, Raikkonen'in F1 aracı ile renkli baskısı vardı :) Gold, Silver, Bronz türbünler vardı. Silver 9 numaralı türbün en önden bilet almıştım. Buna rağmen tabi birçok bölüm diğer tribünlerde boş kalmıştı, videoda da belli oluyordur. Nispeten yüksek bilet fiyatları nedeniyle. Seramoniye ve kupa törenine acemliğimizden dolayı tam yetişemedik. Mesafe ve kalabalık nedeniyle son turdan en az 1 tur önce türbünden ayrılmak gerekiyordu. Bunu bilemedik :) Yine de harika bir deneyimdi. Raikkonen beni ve diğer fanları ihya etti. Ve bizim türbünde Türk'den çok yabancı turist vardı diyebilirim. Yarıştan az önce üstü açık klasik araçlar ile tüm pilotlar bir geçit töreni yaptı (2006'da da olabilir bu). El salladık, bağırıp tezahürat yaptık :) Serhan abi bahsetmemiş ama bunu hatırlar mutlaka. Tezahüratlar müthişti. Sato fanı bile vardı :) Seyirci gezi ve etkinlik alanına Vettel gelmişti, daha o zaman toy bir çocuk BMW'de. Bileti imzalattım, sonra De La Rosa'da geldi :) 8. virajından tut, yaşananlar, türbün deneyimi ve Kurtköy'den şehir dışına eve dönüşüne kadar practice hariç sıralama ve yarış olmak üzere 2 gün maceranın dibine vurduk :) Bir daha böyle nasip olmaz ama olsun. Emeği geçen herkese teşekkürler. Aklıma sonradan gelen hatıra olursa eklerim :) Selamlar.
Gerçekten Serhan abi o yıllarda olmak ve o motor seslerini duymak hissetmek isterdik, bu güzel anlatışın için çok teşekkürler... İnşallah geliçek olan Türkiye yarışında senin sesinden, sunuculuğundan bu heyecanı yaşarız.
Daha 10 yaşındaydım ve yarışı da hayal meyal hatırlıyorum ancak sizin bu paylaştığınız anılar gerçekten çok içten bir şekilde mutlu etti bir izleyici olarak beni. İşin arka tarafında da canı gönülden ve bizim gibi hisseden birisinin sorumluluğu altında geçen başarılı bir organizasyonun parçası olmuş birisi olduğunuz ve hala sizin sayenizde yarışları olabildiğince heyecanlı ve zevkle izleyebildiğim için mutluyum, teşekkürler!
Serhan Acar iyi ki varsın. Gözlerimi yaşarttın. 2005'de ve sonrasında orada olmak gerçekten mükemmeldi. Mclaren fanı olarak unutamayacağım bir yıldı. Silver 8'den start finish ve anlatılması güç ivmelenmenin uzun seyri. 1990 yılında RTL'den seyirle başladığım ve düğün günümden doğumgünüme kadar yarış günlerini ayarladığım(düğünümü cumartesiye almıştım :)); bu tutkuyla yüzlerce yarışı seyrettiğim Formula 1'i, ancak bu kadar güzel özetleyebilirdin. Benim gibi fanların hayatına kattığın güzide tattan dolayı sonsuz teşekkürler. 2010 yılında tam önümde birbirine giren Red Bull'ların ardındaki iki Mclaren'i seyrettiğim an ve Mika Hakkinen'in Spa'daki müthiş geçiş sahnesi(2000) hariç 2005 İstanbul gerçekten unutulmaz.
19 Yaşındaydım o zamanlar Trabzon'da yaşıyordum ve yıllarca simülasyonda bilgisayarda sabahlara kadar sürdüğümüz araçlar tutkumuz çocukluğumuzun efsaneleri ülke sınırlarına gelmişti gitmemem mümkün mü .. kalktım geldim Istanbul'a :D Her seans pistin farklı farklı virajında her açıdan tüm görebileceğim ve farklı duyabileceğim çekiş sesi, frenaj sesi, downshift sesi ne varsa hepsini duymak için ring araçlarında, yürüyüp gidebileceğim tüm çim alanları tavaf ettim :D Hatta arka düzlüğün frenaja kadar olan kısmına kadar yürüyüp (Allahın kulu bile yoktu oralarda) v10 motorunun 330 km hızını iliklerimde hissetmeye, videolarını seslerini kaydetmeye çalışmıştım ama ilk etkilendiğim şey daha piste bile gelmeden ilk güvenlik geçişine yaklaşırken seans öncesi araç çalıştırma ve lastik tabancası seslerinin yanımızdaymış gibi inanılmaz volümle patlamalarıydı .. Sonrasında 7 yarışın 5'inde de bulundum .. Emeği geçen herkese teşekkürler, müthiş anılardı .. Hala simülatörde sürüşlere devam ediyoruz :)
Seninle beraber görev almaktan gurur duyduğum anlardan biriydi sen adamsın abi sen anlatırken o günler gözümün önünden geçti çok ama çok teşekkür ederim .
Benimde en büyük hayallerimden biriydi F1 in Türkiye ye gelmesi ve gelmişti hayalim gerçek olmuştu ve ne olursa olsun sıkı bir formula 1 sever ve fanı olarak yarışı izlemeliydim her şeyi her detayı en iyi şekilde görmek ve en iyi şekilde tadını çıkarmak için kendimi 2 saat boyunca diğer televizyonlu odaya kitleyip annemlere beni rahatsız etmeyin yarışı izleyeceğim dedim ve odadan yarış sonuna kadar hiç çıkmamıştım. Yarış bitmişti ve ben hala inanamamıştım forumla 1 in ülkemize gelmesine müthişti hala dün gibi hatırlıyorum
2005 istanbul'dan önce f1 benim için, o zamanlar bile, fazla karmaşık olan bir bilgisayar oyunuydu. bu yarışla beraber bulabildiğim her imkanda f1'i izlemeye başladım. tabii ki en popüler isim olan schumacher'i tutuyordum bu yarışta. kimi raikkonen ismini ilk kez bu yarışla duydum, bu adamın ismi ne güzelmiş dedim ve daha sonraları sürekli raikkonen'in kazanmasını istedim çünkü ilk kazanan oydu istanbul'u. sonraları istanbul park anıları okuyunca daha da bir sevdim burada yapılan işi. çimlerin istenilenn gibi olmayıp son anlarda yeşile boyanması gibi detayları okudukça daha sevdim park istanbul'u. bir de üstüne ilk yarış hakkında serhan acar'ın bu güzel anıları eklendi, gerçekten kat be kat arttı sevgim. videoda öyle güzel anlatmış ki, tamamını yüzümde tebessümle izledim, o heyecanı, tutkuyu çok güzel aktarmış. kitabı yazılacak anılar resmen. teşekkürler serhan acar :)
Ben o zamanlar daha 10 yaşındayım ve anlamadığım bir şekilde Formula 1 takip ediyorum. Ailem köyde yaşıyordu ve öğlen tarlada kalacaktık. Ama ben babama yarış olduğunu, Schumacherin dünyanın en hızlı adamı olduğunu, arabaların mühendislik harikası olduğunu ve yarışın İstanbul’da olacağını anlatınca izin verdi. Ve ben tarladan eve yaklaşık 4-5 kilometre toprak yolu( un gibi toz vardı) yürüyerek geldim. Denizlideyiz ve o günler çöl sıcaktı. Eve geldim. Saat 14.30. TV yi açtım. Kocaman bir kavun kestim kendime ve oturdum izlemeye başladım ama hiç unutmuyorum saat 14.56 da elektrik kesildi. Çok telaşlandım. İzleyemeyeceğim diye ama tam formasyon turu ile elektrik geldi. Ve yarışı büyük bir keyifle izledim. Böyle enteresan ve natürel bir olay yaşadım 10 yaşımda. Umarım bu sene ülkemizde tekrardan yarış izleyebiliriz.
İlk yarışta üniversite finallerime denk geliyor diye görevli olarak katılamamıştım ama sonraki seneler neredeyse aralıksız olarak görev aldım. Hatırladıkça hala tüylerim diken diken oluyor. Bir sürü ilden bir çok iyi insan tanıdım ve bir kısmıyla hala irtibat halindeyiz. birinci virajda ankara havasıda dahil olmak üzere bir çok şey yaşandı o pistte :)
Babam ile gelmiştik,babam da sıkı bir formula 1 takipçisi olduğu için zehir bana da bulaşmıştı.Küçük yaşlardan beri izlerim ve muhteşem araç sesleri ve sizin sesiniz yankılanır kulaklarımda 2005 GP de 13 yaşındaydım yarış bitti biz kaldık piste girmek için ,Babam sizi göstermişti işte TV de ki moto GP mi dedi formula 1 spikeri mi öyle bişey dedi tam hatırlamıyorum hep ağzınız kulaklarınızdaydi her gördüğüm sahne de sizin sesinizi duyunca hala aynı sahneler canlanıyor :)
O zaman 7 yaşındaymışım hatırlamıyorum tabii bir şey ama ülkemizde yapılan ilk yarışın hikayesini sizden dinlerken aşırı heyecanlandım. Sanki ben de orada görev almışım da o stresi yüklenmişim gibiyim. Teşekkür ederim Serhan Bey, umarım Formula 1'i canlı görme fırsatı bulurum bu yıl, umarız her sene bu organizasyonu ülkemizde görürüz.
Harika bir anlatım olmuş. Kasım 2020'de yeniden İstanbul'da koşulacağının haberiyle daha da keyifli oldu bu güzel anılari dinlemek. Bilet ücretleri bi üniversite öğrencisi için çok yüksek olduğundan gidememiştim fakat heyecanı hala aklimdadir.
2012 de Serhan askerin programına seyirci olarak gittik ünlüler geldi pisti gezdim Alonso hayranıyım onun garajının önüne gittim padoklara baktm piste indim hayalleri az da olsa gercklestırdık cok guzldı eski f1 sesi olsa geri gelse Türkiye ye gitsek süper olur gerçekten
O yarışta 7 yaşındaydım hatırlamıyorum ama F. Alonso'nun Renault ta olduğu dönemi az çok hatırlıyorum .Günümüzde F1 in Türkiye de bu kadar ilgi görmesi çok güzel bir durum ki sizin gibi her hafta yarışı analiz edip anlatan birisi olunca daha da keyifli oluyor.Biz teşekkür ederiz
O yıllarda dayımın şirketi tribünlerin çatısını yapmıştı. Biz de annemle birlikte istanbuldaydık. O piste ilk kez bir transporterla girmiştim daha 8-9 yaşlarında. Antrenman günü tamamen şansa dayımla içerde buldum kendimi. Yolun kenarından o arabaların ilk geçişini hatırlıyorum da, resmen ödüm patlamıştı. Gök yarılmış ta zeus beni almaya gelmiş gibi. Öyle içini titreten, kulaklarını parçalayan bir sesti v10 sesi. Öyle hızlı geçiyordu ki rüzgarı şöyle bi yalpalıyordu beni. Ben o gün kaptım işte zehiri.
çok güzel ve değerli bir video olmuş ağzına sağlık Serhan abi, ben 16 yaşındaydım formula 1 i 2005 te cnn Türkte monaco gp de keşfetmiştim serhan abinin sesine hemen aşina oldunduğu için Türkiye gp de kanal d'de serhan abinin anlatmamasına çok üzülmüştüm resmen buruk geçmişti onu hatırlıyorum tabi yıllar sonra ögreneceğim yarış kontrolde görev yaptığını son olarak bir schumacher hayranı olarak kazanamamasına da üzülmüştüm ama genel olarak unutulmaz yarışlardı mutluluk ve gurur verici 7 yıl geçti tekrar hep birlikte yaşamak dileklerimle...
Serhan kardeşim gerçekten çok güzel bir bölüm olmuş bizi tekrar o günlere götürdünüz,Formula 1 Türkiye GP sinin hepsine gitmişimdir.Şöyle bir anım da var,ozamanlar beleş tepe diye bir yer vardı bi dönem oradan izledik yarışları daha sonraları denetimler daha sıkılaştı ve birdaha girememiştik ama sırf açık bir yer bulma umuduyla tüm pisti dışardan yaya olarak dolaştığımı biliyorum :)) sonunda hüsran tabi giremedik ve otoparktan izlemek zorunda kalmıştım ama 2005 yarışını bence Formula 1 araçlarının en yakından görülebildiği 7.viraj daki yeşil alana kamp sandalyemizi açıp eşimle birlikte izlediğim günü asla unutamam...
O zamanlar Kurtkoyde evimiz vardi yarisa ilk babam beni goturmustu sabah uyandigimda onceki klasmanlarin sesini Gocbeyli tarafindan duyuyordum V 10 oyle bir sesti ki her yerden duyabilirdiniz hic unutamam o gunu iyi ki gelmis iyi ki bu videoda cekilmis insan kendini mutlu hissediyor o eskiye donunce tesekkur ederim
Öncelikle video çok güzeldi, nostaljiyi dolu dolu yaşamış oldum ve aynı heyecanı tekrar hissedebildim.MotoGP hayranı olduğum için pistin yapılmasına çok sevinmiştim. Hatta bir lastik firmasından bilet kazanmış gidememiştim. Valentino Rossi son viraj için ''park edecek gibi hissediyorum'' demişti. Formula 1 için ise Fernando Alonso'yu tuttuğumu hatırlıyorum. Ayrıca Mike Tyson'ın hotele iki bayanla gittiği magazine yansımıştı fotoğraf olarak.
Bir an önce Kasım 15 tarihi gelsin istiyorum,aşırı heyecanlıyım. 2009 ve 2011 yıllarında gittim. 2005 yarışına gitmediğim için kafam taşlara vuruyorum... 7-8 yaşındaydım ve Marmaris ilçesinde yaşıyorduk ve çok uzak diye gitmemiştim birazda annem göndermemişti. Sadece babam gitti ve çektiği video kayıtlarını bir ara izleyeceğim :D
Abi o zamanlar 9 yaşındaydım, sokakta mahalle maçı yapıyor sadece futbolu biliyorduk. Mahallenin abilerinin toplandığı bir ortamda herkes Schumacheri destekliyordu, ben de onlara katılıyordum. Sonra yan komşunun büyük kızı Burcu abla ve kardeşi geldi abilere laf atmaya başlamıştı, Raikonen kazanacak biz onu destekliyoruz diye. Ben yarışı izlemeyi bilmediğimden ablalara gittim Raikonen kazandığında evde çılgınlar gibi seviniyorduk. Taraf tutmuyordum ama yarış aşırı hoşuma gitmişti. Schumachere bayılıyorum, Raikonene saygı duyuyorum ama benim efsanem Vetteldir ve Webber kazasını ve seni hiç unutmam. Seni seviyoruz abim😇
Yeni nesil izleyiciler, Serhan Acar' ın cümle aralarında söylediklerine kulak kesilmeli. "Tek tur, bir sonraki yarıştaki sıralamayı belirleme, lastik değiştirememe vb" Bunlar o zamanların -daha doğrusu Ferrari' yi nasıl durdururuzun- uygulamaları. Anıma gelince, o yarışta olanlar çok net hatırlayacaktır. Sıralamalar tek tur olduğu için, her araç piste çıkışta ve pite dönüşte doğal olarak seyirciden bir teveccüh görüyordu. MSC piste çıkışında da, pite dönüşünde de -ki spin atmıştı hızlı turunda- ana tribün apayrı bir coşku yaşamıştı. Tam tarif etmem mümkün değil.
Yarış için ücretsiz düzenlenmiş belediye seferleri ile Kadıköy'den yola çıkmıştım. Üzerimde kırmızı bir t-shirt vardı ama o zamanlar merchandise daha oluşmadığı için şahlanan at yoktu üzerinde. Piste gelip otobüsten indiğimde V10'ların sesleri duyulmaya başlamıştı. İlk kez collosium'u dışardan gördüğüm andaki duygular ile tribünlere dışarıdan baktım. 13. viraj içindeki tribünün üst katlarındaydım, sıralama turları sırasında Schumacher tam o virajda spin atmıştı ve ben kayıttaydım. Maalesef onu sakladığım USB diskim bozuldu ama ne V10'ları ne de o heyecanı asla unutmayacağım. Serhan Acar'a da sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Merhabalar, 13 yaşındaydım Turkcell'in ilk yarış için düzenlediği bilet ödüllü bir yarışmayı kazanarak bilet kazanmıştım. İlk önce internet sitesinden ralli oyununu oynayıp elde ettiğiniz kodu sms atıp kayıt olmanız isteniyordu ve daha sonra telefonunuza bir soru gelince soruyu en hızlı yanıtlayan 100 kişiden biri olursanız bileti kazanıyordunuz. Bilet kazandınız diye beni aradıkları günü asla unutamam, yoğun ısrarlar sonucu babamı ikna edebilmiştim ve Pazar günkü yarışa babamla birlikte gitmiştik. Raikkonen'e hayrandım, Schumacher ile rekabet ettiği zamanlarda yaşadığı talihsizliklere her zaman çok üzülür, sürekli Schumi'ye karşı onu desteklerdim. Türkiye'deki ilk yarışı Kimi'nin kazanması beni o kadar çok mutlu etmişti ki tüm gün sırtımda Finlandiya bayrağıyla dolaşmıştım. İnanılmaz bir gündü, harika anlatımınız için çok teşekkürler.
Merhabalar, Benim anım 2005 gp 37 ekran TV de çatal antenle gayet bozuk bir şekilde seyretmekti görüntüyü almak için baya uğraimıştım ama her anı aklımda tekrar yaşattığın için teşekkürler sevgili Serhan ACAR. 🤩
O zamanlar 8 yaşındaydım. Evimizde o zamanlar çanak anten vardı ve bizim televizyonumuzda Kanal D bir türlü bulunamıyordu. O hafta boyunca sinyal arayıp durdum ama sonuç bulamadım. Pazar günü geldi çattı ve nasılsa bizde çekmiyordur diye ben mahalleden arkadaşlarla buluştum, aramızdan birinin evinde toplanıp cips, çerez, gazlı içecek vb. ne kadar zararlı abur cubur varsa aldık ve oturup " Ben Schumi'ciyim sen de Raikkonen'cisin tamam mı?" gibisinden oyunlar oynadık. Yarış bitince bisikletlerimize atlayıp ta yarış yapmak ise o gün için çok güzel bir final olmuştu.
2005 yılında 11 yaşındaydım Türkiye gp izlediğim ilk formula 1 yarışı olmuştu herhalde o gün benim için bir tutkuya dönüşebileceğini tahmin bile edemezdim... Umarım F1 yeniden döner ve canlı izleme şansını yakalayabilirim😊
112 çalışanlarının katkılarını unutmamak lazım.. ilk yarışta yoktum sonraki 3 yılda pilot kurtarma ekibinde görevliydim.. eğlenceli zamanlardı f1 aracı kokpitinin modeliyle kurtarma çalışmaları yapıyorduk 2007 yılıydı sanırım BMW nin genç bir pilotuyla gerçek bir F1 aracında eğitim yapmıştık o genç pilot sonrasında 4 kez dünya şampiyonu olan sebastian wetteldi
Şu anda 33 yaşında biri olup F-1'i yaklaşık 20 senedir Hakkinen'li dönemde beri takip ediyordum hatta hala da coşkulu bir şekilde takip ediyorum. Türkiye'ye F-1 gelmesi tarifsiz bir duyguydu ki ta o dönemlerde yok canmızla paramızı birktirip büyük bir heyecanla biletlerimizi aldık. Fakat bu o kadar rezil bir deneyim haline döndü ki gerek otopart sorunu gerekse toz toprağı kenara bırakıp açık alanda yerimizi aldık; esas hayal kırıklığı içeri girince yaşanıyor. Çünkü görebildiğiniz yalnızca 3 saniyelik bir an. Sağolasın Hermann Abimiz memlekete nasıl bir kazık soktuysa sadece önünü görebiliyorsun pistte. Bu hatayı 2 kez yapmış biri olarak pist yalnızca yarışana zevk verir izleyene tam bir zulümdür
O yarışta hakemlik yapmıştım, o sıcakta gölgenin olmadığı sabah 7de piste bırakıldığımız haftasonu bittiğinde büyük yorgunluk vardı ama değdi be demiştim. Bütün hakemler start finish düzlüğünde toplanmıştık. Sonrasında düdükleri kulakları sağır edercesine çalışımız hala kulaklarımda.
Cumartesi günü sıralama turlarina geldigimde kulakliğim yoktu bütün cumartesiyi parmaklarim kulaklarimda gecirmistim. Bi hamburger kolaya 2005 yilinda 40 tl vermistim hic unutmam, pazar günü için geceden dondurucuya su şişeleri attım ve evde yapilmis sandviclerle gelmistim:) Bu arada yarışa geldigimde lise 1 deydim, para biriktirip Samsun'dan kalkıp gelmiştim.. Çok özel bir hikayedir benim için de.
Benimde son düzenlendiği sene olan 2011 yılında biletim olmasına rağmen yaz okuluna kalmamdan ötürü yarışa gidememiştim ve bu beni derinden üzmüştü . O bileti hala saklarım ve her gördüğümde hüzünlenirim .
Çok güzel bir atmosfer vardı. Otoparktan çıkana kadar yaklaşık 2.5 saat beklemenin dışında her şey çok pozitif gerçekleşti.. Yarış sonunda kendimi Raikkonen kazanınca çimlik alanda halay çeken türk-fin-japon karışımı bir grubun içerisinde buldum. El'in finlisi ile halay çekmekte varmış :)
2005 Türkiye Gpye arkadaşımla Williams in düzenlediği yarışmaya katılarak 2 adet açık alan bileti kazanmıştık. O zaman İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 3.sınıftayım ama derslerin çoğundan kalmıştım ve yaz okuluna gidiyordum. Yarışın ertesi günü sabahında çok önemli bir Farmasotik Kimya finaline girecektim. Acaba gitmesem mi diye düşündüm bir an, çünkü kalırsam okulum en az 1 dönem uzayacaktı. Dedim ki kendime,, öğrenci halinle bilet kazanmışsın, kahramanın Schumi ( ne kadar 2005 çok kötü geçse de) geliyor. Tarihin ilk Türkiye Gp si, bunu kaçıramazsın diyerek gitmiştim. O yarış sonunda hem Schumi kaldı, hem de ben. Yine de o sesler, o atmosfer, yıllardır televizyonda gördüğüm araçları yakından görmek, duymak, hatta hissetmek hayatımdaki en muhteşem deneyimlerden biriydi. Yine olsa yine yaparım. Bu sene seyircili bir şekilde gelirse yarış, yine gideceğim. Ayni 2005 gibi Ferrari çok kötü durumda ama bir Tifosi olarak, bu sefer Red Bull hayranı 7 yaşındaki oğlumla gideceğim. Hem de yarıştan bir kaç gün önce Merter Shell deki Ferrari Shoptan aldığım kocaman Ferrari bayrağını da getirmeyi unutmayacağım. Bu arada eklemeden geçemeyeceğim, yarışta giydiğim Ferrari t-shirt ünü ertesi gün sınava giderken de giymistim, sınavın sonuna doğru görevli asistan kağıdıma bakıp dünkü yarışın devamını çekiyorsun galiba demişti :)
Bende 3 sene güvenlik olarak çalışmıştım. İnanılmaz zordu ama gittiğimize deydi doğrusu.Sekizinci virajın orda açık tribün girişinde görevliydim. Yeniden başlayacak olması çok güzel. İnşallah sorunsuz geçer.
Sene ya 2005 ya 2006 tam hatırlayamıyorum. Annem ve babam ile beraber benim ısrarlarım sonucu yarış hafta sonu için İstanbul parka gittik. Biletimiz yok ve giriş bomboş, güvenlik görevlisi ya bizim saflığımıza güvendi ya da babamın tanıdıkları(alan da görevli kişiler) aradaydı bilemiyorum. Girişte takımların satış standları bulunmaktaydı ve ilk işim gidip Fernando Alonso'nun takımının(mavi, sarı renault) t-shirt'ünü almak oldu. Oradan her yeri dolaştık, red bull'un uçağını gördük, f2 veya f3 yarışı bitimiydi, ilk 3 ile fotoğraf çekindik. Renault takımının alanında arabalarını tanıtıyorlardı ve o efsanevi arabaya takımdan biri tarafından kucaklanıp bindirildim ve fotoğraf çekindim. O zamanlar ismini hatırlamıyorum sarı saçlı bir deneme pilotu vardı, pistte tur atacaktı onu izlemek için başlangıç çizgisinin orada ki tribüne geçtik. İşte o zaman f1 arabasının sesini gerçekten duydum, kelimeler kifayetsiz kalır. Sesi o kadar yüksekti ki bir yerden sonra gerçekten hiç bir şey duyamaz oluyordunuz, tüm vücudunuz da o gücü hissediyordunuz... kaç sene geçti o hissi unutamıyorum. Televizyondan heyecanla seyrettiğim, oyun gibi gelen şey bir anda korkutucu ve ciddi bir şeye dönüşmüştü ki o güne kadar f1 pilotu olmak istiyordum.
O yıllarda 12-13 yaş gurubu aralığında tüm sokakdaki çocuklar bir yere toplandıp çıldırarak izlemiştik, 15 yıl sonra bunu tekrar yaşamak heyecan verici olacak.
O dönem Bahreynde yaşıyordum ve 5 yaşındaydım...tek hatırladığım şey evde 7 sene boyunca senede bir bir F1 gürültüsü olurdu. Artık neredeyse her gün oluyor (hem gerçek hem oyundan). Bir de o yardım ekibinde yer almak için ne yapmak gerek? Hani oldu da öyle bir fırsat çıksa :)
O dönemin İBB Spor AŞ gönüllüsü olarak ben de işin bi ucundan tutmuştum. O zamanlar üniversitede öğrenciydim, İstanbulda yapılan büyük spor organizasyonlarına gönüllü gidiyorduk. Avrasya Maratonu, çeşitli atletizm organizasyonları. Tabi ki en anlamlısı buydu. :)
Ordaydım.Hayatımın en güzel günüydü desem abartmış olmam.ilk virajdan sonraki doğal tribündeydim,start anındaki v10 ların gürültüsünü hayatım boyunca unutmayacağım.
Her sene yarıştan önceki gece heyecandan uyuyamazdım. Sıkı Raikkonen destekleyicisi olarak ilk yarış benim için rüya gibi geçmişti, bendeki yeri ayrıdır. Montoya'nın 1:24:740 en hızlı tur zamanı benim de ezberimde senelerdir. O ilk yarış bambaşkaydı.
Görevli araçlarının piste girmesi de ayrı bir olaydı. Güvenlik bize emir gelmedi diyip bizi piste almıyordu. Illa görevli logosu olacak diyordu ama kimseye o logolardan dagitilmamisti
7-8 yaşında falandim yazın köydeki TVden izlemiştim (Kanal D vermişti sanırım ) hey gidi günler be zaman ne hızla geçiyor. O zamanlarda da Raikkonen faniydim baya sevinmiştim kazanınca
10 yaşında bir tifosi olarak 3.virajdaydım, o günlerden belliymiş galiba kaybedeceğimiz... çok net hatırlamasam da çoğu şeyi, girişteki eğlence stantları, korkunç kalabalık, televizyonda gördüğünüz canavarların yanınızdan geçip gitmesi korkunç sesleriyle beraber... anlayamazsınız... hiç yaklaşmamıştık bu kadar, şu durumlardan da faydalanıp tekrar getirebilsek keşke şu yarışı ülkemize.
Bu yarışı berber koltuğunda izlemiştim ve Ferrari kaybetti diye ağlamıştım inan ettim bir yarışa gitmek için ve son yarışı karaborsadan bilet alarak izlemiştim hemde tam podyum un karşı tribününden schumi ye kanlı canlı görmek ne büyük bir onurdu benim için piste girip kopan lastik parçalarından ceplerime doldurdum ve hala saklıyorum
O dönemler küçüktük ve çevremizde F1 ile ilgilenen kimse yoktu, 3- 4 kişilik arkadaş grubuyla takip ediyorduk. Yarışta ne duyarsak onu öğrenmeye çalışıyorduk. O yıllarda internet ve dergilere ulaşma imkanımız yoktu, yarışları yalan yanlış izliyorduk. Çoğu kuralı hiç hatırlamıyorum şuan. Yarışlar Ntv'den alınmış CNN Türk'te verilmişti ve yarışları Okay Karacan sunmamaya başlamıştı, Serhan Acar sunuyor diye yarışları izleyesim gelmiyordu ve Serhan Acar sunmasın diye dua ediyordum. Sonra sonra alıştık şimdi sesini duyunca mutlu oluyorum ❤️
Serhan acar, Yiğit top, Sarper Günsal, Berkem Ceylan, Caner Eler bu adamların başına bişey gelirse ne F1 ne moto gp ne bisiklet yarışını izletecek kişi kalmaz halimiz nice olur.
Herkese merhaba, ilginiz ve beğeniniz için teşekkür ederiz. Biz bu programı, bir hafta evvel, Türkiye GP'sinin geri döneceğine dair haberler çıkmadan önce çektik. Programda da söylediğim gibin 2005 Türkiye GP'si ile ilgili anılarınızı, hatırladıklarınızı, yorum olarak yazın lütfen. O unutulmaz günü, hep birlikte hatırlayalım. Hepinize sevgiler ve selamlar... 🇹🇷👍🏁
Eğer kasımda bu yarış olursa. Serhan abinin yarış başlangıcında " Çok bekledik bunu çok bekledik" demesini sabırsızlıkla bekliyorum. Keşke buna şahit olabilsem 😊🙏
O 3 gunde orda olan izleyicilerden biride bendim. Inanilmazdi herseyiyle umarim yine gelir bu sefer sizlerle birlikte bende gorev alirirm orda. Organizasyonun bir parcasi olurum.
eğer yarış olursa umarım yarışı Serhan Acar ve Okay Karacan beraber sunma imkanı olur, hepimiz için unutulmaz olur..
Abi videodaki fotoğraflara bakınca anladım sen yaşlanmışsın ya
O sess
Önlerden yerimizi alalım
Yanını bana tut.
Solunuda ben kapayım
Ben biraz daha ortaları tercih ediyorum 1 sıra arkanı aldım kral
@@LaVoieLactee bende senin sağındayım kankam
Şirketimize ait minibüs ile, 4 arkadaş cuma akşamı yola çıkıp gece 12 civarı piste ulaşmıştık. 8. viraj kısmında 2 gece minibüsün içinde yere serdiğimiz süngerlerin üstünde yatmıştık. Geceleri güvenlik üst düzeyde değildi ve tellerden geçip meşhur 8. virajda yürümüştük. F1 araçlarının temas ettiği asfaltta yürümek unutulmaz bi deneyimdi. Çok heycanlanmıştım.. Başta Serhan olmak üzere tüm emeği geçenlere sonzuz teşekkürler..
@@furkancelik5758 Muhakkak olur. F1 zamanı belediye otobüsleri kalkmıştı. V Weekend'de bile servis kalkıyor.
Sevgili Serhan o kadar güzel anlattın ki her anını tekrar yaşadık. Federasyon olarak ekip olarak harika zamanlardı. Çok özlüyorum o dönemi. Yarış ile ilgili ilk alıma gelen ki bunu hiç bir zaman unutmuyorum aklıma geldikçe hep söylüyorum kendi kendime "Mazhar Abi bizi Reinaya götür...."
O hafta sonu 65. açıklıkta müdahale hakemiydim. F1 yarışı esnasında bir araçtan parça düştü anonsu geçtim Rahmetli Mazhar Abi'ye. Durumu bildirdim. Parçayı karşımdaki pistin diğer tarafındaki müdahale hakemine aldırdı. Arkadaş koştu piste girdi parçayı aldı kafasını kaldırdı karşıdan 1 tane Jordan geliyor..... Fena. Arkadaş soğuk kanlı bir şekilde geri yerine döndü. Yarıştan sonra Mazhar Abi ile konuştuk özür diledi. O aracın gps inde sorun olduğunu söyledi. Arkadaş ise abi sen orada olduktan sonra benim hiç bir korkum yok dedi. Sarıldık falan filan işte. Ama yarıştan sonra herkes 32 dişi ortada dolaşıyordu.
18 yaşındaydım.Ankara'dan geldik abimle izlemeye. Her dakikası aklımda. Pisti ilk gördüğüm an yaşadığım heycanı anlatamam. Küçüklüğümden beri izlediğim Michael Schumacher ordaydı önümden geçiyordu. üzerimde ferrari tişörtüm vardı. Yabancı turistler kulaklık takmışlardı. Abime dedimki: Abi bu adamlar bu araçlardan çıkan muazzam sesten nasıl rahatsız olabiliyorlar :D
O yarışta çocuk halimle sekizinci virajı gören bir tribündeydim. Son turda boynumdaki fotoğraf makinesinin varlığını hatırladım da Raikkonen'in bir fotoğrafını çektim. Uzunca bir süre o fotoğraf evdeki bilgisayarın masaüstü arkaplanı oldu. Yarış gününün gerçekten de sıcak olduğunu hatırlıyorum (malum ortalık asfalt, start düzlüğünün dışındaki tribünlerin hepsinin değilse de bizimkinin üstü açıktı), bir de ne zaman birileri kaysa etse kaza yapsa tribünde yarı-koordine çıkardığımız "aaa" "ooo" "aboov" seslerini. Hey gidi.
Henüz 10 yaşındaydım. Ablam schumacher'i, halam alonso'yu ben de kimi'yi desteklerdim. Desteklemek o yaşlarda çok daha tutkulu oluyor. Nescafe xpress yeni piyasaya sürülmüştü reklam yüzü de raikkonen'di. Gidip afişini almıştım bakkaldan odama asmıştım. Tadı berbat gelmesine rağmen özene özene soğuk kahveyi bile içerdim. Yarış gününden önce mahalledeki çocuklarla bisiklet yarışı organize etmiştik. Bir kişilik ortak bir pit stopumuz bile vardı su içmek için duruyorduk arkadaş herkesin turlarını da sayıyordu. Yarışta beni kimse geçmemesine rağmen tur yemişim herkesten adiler hep kestirmeleri kullanmışlar meğer. Raikonnen o yarışı kazanınca çok gurur duymuştum intikamımı almış gibi hissetmiştim. Çocukluğumun en mutlu anlarındandır.
Kestirmelere beton duvar koymadığın sürece çocuk alkı bildiği kestirmeyi kullanır :)
Ya.kardesim.ayni ben
Oha ya valla.ben
@@ozerkurudal3322 sen de mi bisiklet yarışı organize ettin
@@aet_82 yok.nescafe Express posterini bakkaldan alıp. Odama astım ve öğün raikkonen sevgisi başladı benim gibi birini gorunce sasirdim
Babam dedi ki " bu ne böyle dönüp duruyorlar bunu mu izleyeceğiz"
kHardeShim Cok dönüyolar yha :S
Babam ferrari pit ekibini 2006-2007 yıllarında piste taşıdı vw volt servisinin yanında ferrari amblemi vardı boynuna taktığı kartı hala saklıyorum
Çimlerin üzerinde yarışı izlerken yanımdaki adam Michael Schumacher'e izmaritini fırlatıp la hadi la demişti.
Hahahdjdj
28:56 Ben o zamanlar 13 yaşındaydım. Schumacher yarışa geri dönünce "Çok taraftarı var Türkiye'de. Seyircilere ayıp olmasın" diye geri döndü zannetmiştim. Nedenini öğrendiğim iyi oldu :)
Schumacher ilk yarıştan çekildiğinde yaşadığım üzüntüyü anlatamam. Geri dönüp bir şekilde kazanması ettiğim duaları da.
15 yaşındaydım, annem götürmüştü beni kombine biletim olduğu için perşembe pit turu hediyem vardı. Nasıl olduysa yanlışlıkla annemle birlikte paddock alanına girmiş montoya ve ralf’i görmüştük
Eğer kasımda bu yarış olursa. Serhan abinin yarış başlangıcında " Çok bekledik bunu çok bekledik" demesini sabırsızlıkla bekliyorum. Keşke buna şahit olabilsem 😊🙏
ERCAN IRMAK olacaksın :)
Olacağız .)
öyle güzel anlattınki sanki ben yaşadım sanki ben oradaydım... ağzına sağlık
Serhan beyin caliskanligi ilham verici. Hem yorumculuk hem yoneticilik hemde ustunde bizim gibi motorsporlari sevenleri icin boyle guzel yayinlar. Hersey icin tesekkurler
Umarım 15 Kasım'da aynı heyecan ve mutlulukla tekrar orada olursunuz sevgiler..💙
Serhan bey Öncelike bu video için çok teşekkür ediyorum size 1F i 2005 yılından beri takip ediyorum. 2009 Türkiye F1 gelmek nasib oldu bileti de netten dolaşırken biletixs mazasindan rastgele aldım. Yani yurt içinde yeteri kadar tanıtımın yapılmadığını anladım yarışa Rizeden gittim benim büyük çocuk 2.sınıfa gidiyordu anasına sormadan onada bilet aldım Istanbula gideceğimiz gün annesi izin vermiyor sonunda öğretmeni araya girdi ve çocuğa dedi ki! O! Yarışa gidiyorsun ve her şeyi fotoğraflayıp getiriyorsun izin çıktı ve yakıla çıktık ilçeden ile gittik otobüsten Rize merkeze inerken valizimi alırken şoför anıdan bagajı açması sonucu kafam yarildi öyle bir kanıyor ki anlatamam şoför korkudan ortalıktan kayboldu .Beni gören birisi hemen sigara kırıp yaraya bastı kan durdu acele acale havaşa yetişerek Trabzona gittik Cumartesi sıralama turunu izledik ama Pazar yarışa 2 saat kala gidemedik ulaşımdan dolayı taksi tutamadık 2009 yılında 20 Tl fiyat çektiler bize
Bir daha Istabul yarışı yapılırsa gönüllü olarak görev almak isterim ama tv den izlerken sizin sesiniz olmadı mı yarış çekilmiyor. Birde sizden iyi anlatan olamaz da Trt nin çok güzel maç spikerleri var onları niye düşünmüyorlar da sesi iğrenç kişileri seciyorlar anlamıyorum yani !
@@metinyilmaz1269 yapılıyor
15 yaşında, ilk Türkiye GP, klasik arabalar ile seyirci selamlama, Kimi'nin geçişi, Montoya'nın kazası, Massa Pit Yolu yangını ve finish ile beraber seyircilerin piste indiği yarışı 14.virajın olduğu tribünden izlemiştim. Tribünde hemen yanımızda Brezilya'dan gelen fanlar ile çat pat ingilizce konuşan bir F1 sever olarak o günlere gittim, emeğinize ağzınıza sağlık.. #ForzaFerrari
İlk iki sene üst üste pistin en hızlı yerinin fren noktasındaki tribündeydim. V10 ların tv ye ulaşmayan homurtusunu ve atmosferi hala unutamıyorum. Serhan Acar çok yaşa! :)
Yarış sonunda yaşananları Seninle aynı hisleri biz de yaşadık Serhan bey. Teşekkür ederiz. 15 yaşındaydım, gelmek istedik ama bilet paramız çıkışmadı. Ağlaya ağlaya nasıl gidemedik diye evden izlemiştik.
Yav saat 21 ne arkadaş ya…
Serhan abi biz ogün 3 kişi gittik açık alanda izlemiştik 5 numaralı ferrari tirübünün sol tarafındaydı ve tv de izledigimiz gibide olmadı😀😀 kamera çekimlerinden anlaşılıyor bu motor sesi efsaneydi çok güzeldi hiç unutulmaz umarım gene gelir ülkemize selamlar kolay gelsin tüm ekibe🙋🏻♂️
O sezonun başında fedarasyona gözetmen olarak katılmıştık çocukluk arkadaşımla. Senin de video'da söylediğin gibi yarışı canlı olarak izleyebilmek bir hayalken, kendimizi yarışın bir parçası olarak bulduk. Hem hazırlıklar, hem bütün sezon boyunca fedarasyonun organizasyonluğundaki diğer yarışlarda edindiğimiz tecrübe ve anılar da çok değerliydi.
Yarışla ilgili aklımda bir sürü an var fakat benim için en güzel an, starttan saniyeler önce tüm telsizlerde kusursuz bir sessizliğin oluşması ve bu sessizliğin startla beraber arabaların motorlarından yükselen o seslerle dalga dalga bozulduğu o ilk andı.
Hem geçen haftaki programında hem de bu haftaki programda, ne kadar inanılmaz bir şey başardığımızı hatırlattığın için çok teşekkürler.
Şu videoda anlatılan her olayda bizzat orada olmak ve o tarifsiz keyifli anları ve anıları yaşamak paha biçilemez di. Tüylerim diken diken izledim...
1 hafta öncesinde sünnet olmuştum, televizyondan bayılarak takip ederdim o zamanlar sünnet hediyesi olarak yarışa götürmüştü amcam gerçi çok sancılı bir yarış olmuştu benim içinde 😁
2005’te Güvenlik zaafı fazlaydı. Cuma antremanına yalnız gittim. Yarışa bütün sülaleyi götürdüm. Ne bilet soranlar ne de başka bisey. Silver trübün biletim vardı istesem ana trübüne rahat rahat girerdim. Resmi rakamın çok daha fazlası vardır o haftasonu.
Hem 2005 hem 2006'da gitme fırsatım oldu. 2005 için konuşacak olursam tam olarak harika bir haftasonuydu. Büyük kuzenim ile gitmiştik. Raikkonen fanı olarak hayatımdaki en müthiş tecrübe ve eğlence neredeyse bu etkinlikti diyebilirim. Bu arada 35:44 de Türk bayrağının sağ bitişiğindeki beyaz havluyu ben asmıştım :) Flu çıkmış görüntüde tabiki, Raikkonen'in F1 aracı ile renkli baskısı vardı :)
Gold, Silver, Bronz türbünler vardı. Silver 9 numaralı türbün en önden bilet almıştım. Buna rağmen tabi birçok bölüm diğer tribünlerde boş kalmıştı, videoda da belli oluyordur. Nispeten yüksek bilet fiyatları nedeniyle. Seramoniye ve kupa törenine acemliğimizden dolayı tam yetişemedik. Mesafe ve kalabalık nedeniyle son turdan en az 1 tur önce türbünden ayrılmak gerekiyordu. Bunu bilemedik :) Yine de harika bir deneyimdi. Raikkonen beni ve diğer fanları ihya etti. Ve bizim türbünde Türk'den çok yabancı turist vardı diyebilirim. Yarıştan az önce üstü açık klasik araçlar ile tüm pilotlar bir geçit töreni yaptı (2006'da da olabilir bu). El salladık, bağırıp tezahürat yaptık :) Serhan abi bahsetmemiş ama bunu hatırlar mutlaka. Tezahüratlar müthişti. Sato fanı bile vardı :) Seyirci gezi ve etkinlik alanına Vettel gelmişti, daha o zaman toy bir çocuk BMW'de. Bileti imzalattım, sonra De La Rosa'da geldi :) 8. virajından tut, yaşananlar, türbün deneyimi ve Kurtköy'den şehir dışına eve dönüşüne kadar practice hariç sıralama ve yarış olmak üzere 2 gün maceranın dibine vurduk :) Bir daha böyle nasip olmaz ama olsun. Emeği geçen herkese teşekkürler. Aklıma sonradan gelen hatıra olursa eklerim :) Selamlar.
2005 ile ilgili tek hatırladığım 4 yaşındayken sabah erkenden kalkıp türkiye formamla televizyon başına geçip yarışın başlamasını beklememdi
Gerçekten Serhan abi o yıllarda olmak ve o motor seslerini duymak hissetmek isterdik, bu güzel anlatışın için çok teşekkürler... İnşallah geliçek olan Türkiye yarışında senin sesinden, sunuculuğundan bu heyecanı yaşarız.
Daha 10 yaşındaydım ve yarışı da hayal meyal hatırlıyorum ancak sizin bu paylaştığınız anılar gerçekten çok içten bir şekilde mutlu etti bir izleyici olarak beni. İşin arka tarafında da canı gönülden ve bizim gibi hisseden birisinin sorumluluğu altında geçen başarılı bir organizasyonun parçası olmuş birisi olduğunuz ve hala sizin sayenizde yarışları olabildiğince heyecanlı ve zevkle izleyebildiğim için mutluyum, teşekkürler!
Serhan Acar iyi ki varsın. Gözlerimi yaşarttın. 2005'de ve sonrasında orada olmak gerçekten mükemmeldi. Mclaren fanı olarak unutamayacağım bir yıldı. Silver 8'den start finish ve anlatılması güç ivmelenmenin uzun seyri. 1990 yılında RTL'den seyirle başladığım ve düğün günümden doğumgünüme kadar yarış günlerini ayarladığım(düğünümü cumartesiye almıştım :)); bu tutkuyla yüzlerce yarışı seyrettiğim Formula 1'i, ancak bu kadar güzel özetleyebilirdin. Benim gibi fanların hayatına kattığın güzide tattan dolayı sonsuz teşekkürler. 2010 yılında tam önümde birbirine giren Red Bull'ların ardındaki iki Mclaren'i seyrettiğim an ve Mika Hakkinen'in Spa'daki müthiş geçiş sahnesi(2000) hariç 2005 İstanbul gerçekten unutulmaz.
19 Yaşındaydım o zamanlar Trabzon'da yaşıyordum ve yıllarca simülasyonda bilgisayarda sabahlara kadar sürdüğümüz araçlar tutkumuz çocukluğumuzun efsaneleri ülke sınırlarına gelmişti gitmemem mümkün mü .. kalktım geldim Istanbul'a :D Her seans pistin farklı farklı virajında her açıdan tüm görebileceğim ve farklı duyabileceğim çekiş sesi, frenaj sesi, downshift sesi ne varsa hepsini duymak için ring araçlarında, yürüyüp gidebileceğim tüm çim alanları tavaf ettim :D Hatta arka düzlüğün frenaja kadar olan kısmına kadar yürüyüp (Allahın kulu bile yoktu oralarda) v10 motorunun 330 km hızını iliklerimde hissetmeye, videolarını seslerini kaydetmeye çalışmıştım ama ilk etkilendiğim şey daha piste bile gelmeden ilk güvenlik geçişine yaklaşırken seans öncesi araç çalıştırma ve lastik tabancası seslerinin yanımızdaymış gibi inanılmaz volümle patlamalarıydı .. Sonrasında 7 yarışın 5'inde de bulundum .. Emeği geçen herkese teşekkürler, müthiş anılardı .. Hala simülatörde sürüşlere devam ediyoruz :)
Ozaman müjdemizi isteriz f1 tekrar Turkiye de
Seninle beraber görev almaktan gurur duyduğum anlardan biriydi sen adamsın abi sen anlatırken o günler gözümün önünden geçti çok ama çok teşekkür ederim .
Efsane 8. Virajı yeni otomobillerle izlemek keyifli olacak umarım daimi olarak oluruz.
Kendimi f1 yarısı ızlerken buluyorum resmen :) f1 sevdıren adam dır Serhan
Benimde en büyük hayallerimden biriydi F1 in Türkiye ye gelmesi ve gelmişti hayalim gerçek olmuştu ve ne olursa olsun sıkı bir formula 1 sever ve fanı olarak yarışı izlemeliydim her şeyi her detayı en iyi şekilde görmek ve en iyi şekilde tadını çıkarmak için kendimi 2 saat boyunca diğer televizyonlu odaya kitleyip annemlere beni rahatsız etmeyin yarışı izleyeceğim dedim ve odadan yarış sonuna kadar hiç çıkmamıştım. Yarış bitmişti ve ben hala inanamamıştım forumla 1 in ülkemize gelmesine müthişti hala dün gibi hatırlıyorum
2005 istanbul'dan önce f1 benim için, o zamanlar bile, fazla karmaşık olan bir bilgisayar oyunuydu. bu yarışla beraber bulabildiğim her imkanda f1'i izlemeye başladım.
tabii ki en popüler isim olan schumacher'i tutuyordum bu yarışta. kimi raikkonen ismini ilk kez bu yarışla duydum, bu adamın ismi ne güzelmiş dedim ve daha sonraları sürekli raikkonen'in kazanmasını istedim çünkü ilk kazanan oydu istanbul'u.
sonraları istanbul park anıları okuyunca daha da bir sevdim burada yapılan işi. çimlerin istenilenn gibi olmayıp son anlarda yeşile boyanması gibi detayları okudukça daha sevdim park istanbul'u. bir de üstüne ilk yarış hakkında serhan acar'ın bu güzel anıları eklendi, gerçekten kat be kat arttı sevgim.
videoda öyle güzel anlatmış ki, tamamını yüzümde tebessümle izledim, o heyecanı, tutkuyu çok güzel aktarmış. kitabı yazılacak anılar resmen. teşekkürler serhan acar :)
Her şey için çok teşekkürler.. Oğlumun doğum günü için ailecek gitmiştik, orada olmak çok güzeldi. Hastasıyız 😃
Ben o zamanlar daha 10 yaşındayım ve anlamadığım bir şekilde Formula 1 takip ediyorum. Ailem köyde yaşıyordu ve öğlen tarlada kalacaktık. Ama ben babama yarış olduğunu, Schumacherin dünyanın en hızlı adamı olduğunu, arabaların mühendislik harikası olduğunu ve yarışın İstanbul’da olacağını anlatınca izin verdi. Ve ben tarladan eve yaklaşık 4-5 kilometre toprak yolu( un gibi toz vardı) yürüyerek geldim. Denizlideyiz ve o günler çöl sıcaktı. Eve geldim. Saat 14.30. TV yi açtım. Kocaman bir kavun kestim kendime ve oturdum izlemeye başladım ama hiç unutmuyorum saat 14.56 da elektrik kesildi. Çok telaşlandım. İzleyemeyeceğim diye ama tam formasyon turu ile elektrik geldi.
Ve yarışı büyük bir keyifle izledim.
Böyle enteresan ve natürel bir olay yaşadım 10 yaşımda.
Umarım bu sene ülkemizde tekrardan yarış izleyebiliriz.
Denizli merkez mi
İlk yarışta üniversite finallerime denk geliyor diye görevli olarak katılamamıştım ama sonraki seneler neredeyse aralıksız olarak görev aldım. Hatırladıkça hala tüylerim diken diken oluyor. Bir sürü ilden bir çok iyi insan tanıdım ve bir kısmıyla hala irtibat halindeyiz. birinci virajda ankara havasıda dahil olmak üzere bir çok şey yaşandı o pistte :)
Babam ile gelmiştik,babam da sıkı bir formula 1 takipçisi olduğu için zehir bana da bulaşmıştı.Küçük yaşlardan beri izlerim ve muhteşem araç sesleri ve sizin sesiniz yankılanır kulaklarımda 2005 GP de 13 yaşındaydım yarış bitti biz kaldık piste girmek için ,Babam sizi göstermişti işte TV de ki moto GP mi dedi formula 1 spikeri mi öyle bişey dedi tam hatırlamıyorum hep ağzınız kulaklarınızdaydi her gördüğüm sahne de sizin sesinizi duyunca hala aynı sahneler canlanıyor :)
O zaman 7 yaşındaymışım hatırlamıyorum tabii bir şey ama ülkemizde yapılan ilk yarışın hikayesini sizden dinlerken aşırı heyecanlandım. Sanki ben de orada görev almışım da o stresi yüklenmişim gibiyim. Teşekkür ederim Serhan Bey, umarım Formula 1'i canlı görme fırsatı bulurum bu yıl, umarız her sene bu organizasyonu ülkemizde görürüz.
Harika bir anlatım olmuş. Kasım 2020'de yeniden İstanbul'da koşulacağının haberiyle daha da keyifli oldu bu güzel anılari dinlemek.
Bilet ücretleri bi üniversite öğrencisi için çok yüksek olduğundan gidememiştim fakat heyecanı hala aklimdadir.
2012 de Serhan askerin programına seyirci olarak gittik ünlüler geldi pisti gezdim Alonso hayranıyım onun garajının önüne gittim padoklara baktm piste indim hayalleri az da olsa gercklestırdık cok guzldı eski f1 sesi olsa geri gelse Türkiye ye gitsek süper olur gerçekten
O yarışta 7 yaşındaydım hatırlamıyorum ama F. Alonso'nun Renault ta olduğu dönemi az çok hatırlıyorum .Günümüzde F1 in Türkiye de bu kadar ilgi görmesi çok güzel bir durum ki sizin gibi her hafta yarışı analiz edip anlatan birisi olunca daha da keyifli oluyor.Biz teşekkür ederiz
O yıllarda dayımın şirketi tribünlerin çatısını yapmıştı. Biz de annemle birlikte istanbuldaydık. O piste ilk kez bir transporterla girmiştim daha 8-9 yaşlarında. Antrenman günü tamamen şansa dayımla içerde buldum kendimi. Yolun kenarından o arabaların ilk geçişini hatırlıyorum da, resmen ödüm patlamıştı. Gök yarılmış ta zeus beni almaya gelmiş gibi. Öyle içini titreten, kulaklarını parçalayan bir sesti v10 sesi. Öyle hızlı geçiyordu ki rüzgarı şöyle bi yalpalıyordu beni. Ben o gün kaptım işte zehiri.
Askerdeydim. Bana yarış saatine nizamiye nöbeti yazmışlardı. Nizamiye nöbetini bırakıp gazinoda izlemiştim yarışı.
çok güzel ve değerli bir video olmuş ağzına sağlık Serhan abi, ben 16 yaşındaydım formula 1 i 2005 te cnn Türkte monaco gp de keşfetmiştim serhan abinin sesine hemen aşina oldunduğu için Türkiye gp de kanal d'de serhan abinin anlatmamasına çok üzülmüştüm resmen buruk geçmişti onu hatırlıyorum tabi yıllar sonra ögreneceğim yarış kontrolde görev yaptığını son olarak bir schumacher hayranı olarak kazanamamasına da üzülmüştüm ama genel olarak unutulmaz yarışlardı mutluluk ve gurur verici 7 yıl geçti tekrar hep birlikte yaşamak dileklerimle...
Serhan kardeşim gerçekten çok güzel bir bölüm olmuş bizi tekrar o günlere götürdünüz,Formula 1 Türkiye GP sinin hepsine gitmişimdir.Şöyle bir anım da var,ozamanlar beleş tepe diye bir yer vardı bi dönem oradan izledik yarışları daha sonraları denetimler daha sıkılaştı ve birdaha girememiştik ama sırf açık bir yer bulma umuduyla tüm pisti dışardan yaya olarak dolaştığımı biliyorum :)) sonunda hüsran tabi giremedik ve otoparktan izlemek zorunda kalmıştım ama 2005 yarışını bence Formula 1 araçlarının en yakından görülebildiği 7.viraj daki yeşil alana kamp sandalyemizi açıp eşimle birlikte izlediğim günü asla unutamam...
O zamanlar Kurtkoyde evimiz vardi yarisa ilk babam beni goturmustu sabah uyandigimda onceki klasmanlarin sesini Gocbeyli tarafindan duyuyordum V 10 oyle bir sesti ki her yerden duyabilirdiniz hic unutamam o gunu iyi ki gelmis iyi ki bu videoda cekilmis insan kendini mutlu hissediyor o eskiye donunce tesekkur ederim
Öncelikle video çok güzeldi, nostaljiyi dolu dolu yaşamış oldum ve aynı heyecanı tekrar hissedebildim.MotoGP hayranı olduğum için pistin yapılmasına çok sevinmiştim. Hatta bir lastik firmasından bilet kazanmış gidememiştim. Valentino Rossi son viraj için ''park edecek gibi hissediyorum'' demişti. Formula 1 için ise Fernando Alonso'yu tuttuğumu hatırlıyorum. Ayrıca Mike Tyson'ın hotele iki bayanla gittiği magazine yansımıştı fotoğraf olarak.
Bir an önce Kasım 15 tarihi gelsin istiyorum,aşırı heyecanlıyım. 2009 ve 2011 yıllarında gittim. 2005 yarışına gitmediğim için kafam taşlara vuruyorum... 7-8 yaşındaydım ve Marmaris ilçesinde yaşıyorduk ve çok uzak diye gitmemiştim birazda annem göndermemişti. Sadece babam gitti ve çektiği video kayıtlarını bir ara izleyeceğim :D
Abi o zamanlar 9 yaşındaydım, sokakta mahalle maçı yapıyor sadece futbolu biliyorduk. Mahallenin abilerinin toplandığı bir ortamda herkes Schumacheri destekliyordu, ben de onlara katılıyordum. Sonra yan komşunun büyük kızı Burcu abla ve kardeşi geldi abilere laf atmaya başlamıştı, Raikonen kazanacak biz onu destekliyoruz diye. Ben yarışı izlemeyi bilmediğimden ablalara gittim Raikonen kazandığında evde çılgınlar gibi seviniyorduk. Taraf tutmuyordum ama yarış aşırı hoşuma gitmişti. Schumachere bayılıyorum, Raikonene saygı duyuyorum ama benim efsanem Vetteldir ve Webber kazasını ve seni hiç unutmam. Seni seviyoruz abim😇
Yeni nesil izleyiciler, Serhan Acar' ın cümle aralarında söylediklerine kulak kesilmeli. "Tek tur, bir sonraki yarıştaki sıralamayı belirleme, lastik değiştirememe vb" Bunlar o zamanların -daha doğrusu Ferrari' yi nasıl durdururuzun- uygulamaları. Anıma gelince, o yarışta olanlar çok net hatırlayacaktır. Sıralamalar tek tur olduğu için, her araç piste çıkışta ve pite dönüşte doğal olarak seyirciden bir teveccüh görüyordu. MSC piste çıkışında da, pite dönüşünde de -ki spin atmıştı hızlı turunda- ana tribün apayrı bir coşku yaşamıştı. Tam tarif etmem mümkün değil.
Cok guzel ozetlemissiniz.gercek yaris zamanlariydi simdiki yarislar konsol oyunu gibi geliyor.guclu olan her turlu kazaniyor.
Buyuk heyecanla geldik , baba ogul seyrettik. Guzeldi , teşekkürler..
Serhan Abi selamlar. Öyle güzel anlatmışsın ki o yarışta bulunmuş kadar hissettim ağzına sağlık iyi ki varsın çok teşekkür ederim.
Serhan acar müthiş adamsın vesselam.
Yarış için ücretsiz düzenlenmiş belediye seferleri ile Kadıköy'den yola çıkmıştım. Üzerimde kırmızı bir t-shirt vardı ama o zamanlar merchandise daha oluşmadığı için şahlanan at yoktu üzerinde. Piste gelip otobüsten indiğimde V10'ların sesleri duyulmaya başlamıştı. İlk kez collosium'u dışardan gördüğüm andaki duygular ile tribünlere dışarıdan baktım. 13. viraj içindeki tribünün üst katlarındaydım, sıralama turları sırasında Schumacher tam o virajda spin atmıştı ve ben kayıttaydım. Maalesef onu sakladığım USB diskim bozuldu ama ne V10'ları ne de o heyecanı asla unutmayacağım. Serhan Acar'a da sevgi ve saygılarımı sunuyorum.
Merhabalar, 13 yaşındaydım Turkcell'in ilk yarış için düzenlediği bilet ödüllü bir yarışmayı kazanarak bilet kazanmıştım. İlk önce internet sitesinden ralli oyununu oynayıp elde ettiğiniz kodu sms atıp kayıt olmanız isteniyordu ve daha sonra telefonunuza bir soru gelince soruyu en hızlı yanıtlayan 100 kişiden biri olursanız bileti kazanıyordunuz. Bilet kazandınız diye beni aradıkları günü asla unutamam, yoğun ısrarlar sonucu babamı ikna edebilmiştim ve Pazar günkü yarışa babamla birlikte gitmiştik. Raikkonen'e hayrandım, Schumacher ile rekabet ettiği zamanlarda yaşadığı talihsizliklere her zaman çok üzülür, sürekli Schumi'ye karşı onu desteklerdim. Türkiye'deki ilk yarışı Kimi'nin kazanması beni o kadar çok mutlu etmişti ki tüm gün sırtımda Finlandiya bayrağıyla dolaşmıştım. İnanılmaz bir gündü, harika anlatımınız için çok teşekkürler.
Merhabalar,
Benim anım 2005 gp 37 ekran TV de çatal antenle gayet bozuk bir şekilde seyretmekti görüntüyü almak için baya uğraimıştım ama her anı aklımda tekrar yaşattığın için teşekkürler sevgili Serhan ACAR. 🤩
O zamanlar 8 yaşındaydım. Evimizde o zamanlar çanak anten vardı ve bizim televizyonumuzda Kanal D bir türlü bulunamıyordu. O hafta boyunca sinyal arayıp durdum ama sonuç bulamadım. Pazar günü geldi çattı ve nasılsa bizde çekmiyordur diye ben mahalleden arkadaşlarla buluştum, aramızdan birinin evinde toplanıp cips, çerez, gazlı içecek vb. ne kadar zararlı abur cubur varsa aldık ve oturup " Ben Schumi'ciyim sen de Raikkonen'cisin tamam mı?" gibisinden oyunlar oynadık. Yarış bitince bisikletlerimize atlayıp ta yarış yapmak ise o gün için çok güzel bir final olmuştu.
2005 yılında 11 yaşındaydım Türkiye gp izlediğim ilk formula 1 yarışı olmuştu herhalde o gün benim için bir tutkuya dönüşebileceğini tahmin bile edemezdim... Umarım F1 yeniden döner ve canlı izleme şansını yakalayabilirim😊
112 çalışanlarının katkılarını unutmamak lazım.. ilk yarışta yoktum sonraki 3 yılda pilot kurtarma ekibinde görevliydim.. eğlenceli zamanlardı f1 aracı kokpitinin modeliyle kurtarma çalışmaları yapıyorduk 2007 yılıydı sanırım BMW nin genç bir pilotuyla gerçek bir F1 aracında eğitim yapmıştık o genç pilot sonrasında 4 kez dünya şampiyonu olan sebastian wetteldi
Vay be! Dinlerken bile tüylerim diken diken oldu
Çok iyi işler başarmışsınız Serhan abi tebrikler gerçekten, inşallah bu sene de görücez seni
Şu anda 33 yaşında biri olup F-1'i yaklaşık 20 senedir Hakkinen'li dönemde beri takip ediyordum hatta hala da coşkulu bir şekilde takip ediyorum. Türkiye'ye F-1 gelmesi tarifsiz bir duyguydu ki ta o dönemlerde yok canmızla paramızı birktirip büyük bir heyecanla biletlerimizi aldık. Fakat bu o kadar rezil bir deneyim haline döndü ki gerek otopart sorunu gerekse toz toprağı kenara bırakıp açık alanda yerimizi aldık; esas hayal kırıklığı içeri girince yaşanıyor. Çünkü görebildiğiniz yalnızca 3 saniyelik bir an. Sağolasın Hermann Abimiz memlekete nasıl bir kazık soktuysa sadece önünü görebiliyorsun pistte. Bu hatayı 2 kez yapmış biri olarak pist yalnızca yarışana zevk verir izleyene tam bir zulümdür
O yarışta hakemlik yapmıştım, o sıcakta gölgenin olmadığı sabah 7de piste bırakıldığımız haftasonu bittiğinde büyük yorgunluk vardı ama değdi be demiştim. Bütün hakemler start finish düzlüğünde toplanmıştık. Sonrasında düdükleri kulakları sağır edercesine çalışımız hala kulaklarımda.
İzlediğim en güzel videolardan biriydi ya gözlerim dolu sanki yarışı seninle beraber izlemiş kadar oldum abi. Ağzına sağlık
Emeginize saglik. Insllh tekrar o heyecanlari yasariz 🇹🇷🧿❤🏎❤🧿🇹🇷
vay be 9 yaşındaydım anneannemlerdeydik kanal d rastgele açılmıştı ve yarışı görmüştüm küçüktüm daha hiçbir şey anlamadan öylece bakıp izlemiştim
Cumartesi günü sıralama turlarina geldigimde kulakliğim yoktu bütün cumartesiyi parmaklarim kulaklarimda gecirmistim. Bi hamburger kolaya 2005 yilinda 40 tl vermistim hic unutmam, pazar günü için geceden dondurucuya su şişeleri attım ve evde yapilmis sandviclerle gelmistim:) Bu arada yarışa geldigimde lise 1 deydim, para biriktirip Samsun'dan kalkıp gelmiştim.. Çok özel bir hikayedir benim için de.
Benimde son düzenlendiği sene olan 2011 yılında biletim olmasına rağmen yaz okuluna kalmamdan ötürü yarışa gidememiştim ve bu beni derinden üzmüştü . O bileti hala saklarım ve her gördüğümde hüzünlenirim .
Çok güzel bir atmosfer vardı. Otoparktan çıkana kadar yaklaşık 2.5 saat beklemenin dışında her şey çok pozitif gerçekleşti.. Yarış sonunda kendimi Raikkonen kazanınca çimlik alanda halay çeken türk-fin-japon karışımı bir grubun içerisinde buldum. El'in finlisi ile halay çekmekte varmış :)
2005 Türkiye Gpye arkadaşımla Williams in düzenlediği yarışmaya katılarak 2 adet açık alan bileti kazanmıştık. O zaman İstanbul Üniversitesi Eczacılık Fakültesi 3.sınıftayım ama derslerin çoğundan kalmıştım ve yaz okuluna gidiyordum. Yarışın ertesi günü sabahında çok önemli bir Farmasotik Kimya finaline girecektim. Acaba gitmesem mi diye düşündüm bir an, çünkü kalırsam okulum en az 1 dönem uzayacaktı. Dedim ki kendime,, öğrenci halinle bilet kazanmışsın, kahramanın Schumi ( ne kadar 2005 çok kötü geçse de) geliyor. Tarihin ilk Türkiye Gp si, bunu kaçıramazsın diyerek gitmiştim. O yarış sonunda hem Schumi kaldı, hem de ben. Yine de o sesler, o atmosfer, yıllardır televizyonda gördüğüm araçları yakından görmek, duymak, hatta hissetmek hayatımdaki en muhteşem deneyimlerden biriydi. Yine olsa yine yaparım. Bu sene seyircili bir şekilde gelirse yarış, yine gideceğim. Ayni 2005 gibi Ferrari çok kötü durumda ama bir Tifosi olarak, bu sefer Red Bull hayranı 7 yaşındaki oğlumla gideceğim. Hem de yarıştan bir kaç gün önce Merter Shell deki Ferrari Shoptan aldığım kocaman Ferrari bayrağını da getirmeyi unutmayacağım.
Bu arada eklemeden geçemeyeceğim, yarışta giydiğim Ferrari t-shirt ünü ertesi gün sınava giderken de giymistim, sınavın sonuna doğru görevli asistan kağıdıma bakıp dünkü yarışın devamını çekiyorsun galiba demişti :)
Bende 3 sene güvenlik olarak çalışmıştım. İnanılmaz zordu ama gittiğimize deydi doğrusu.Sekizinci virajın orda açık tribün girişinde görevliydim. Yeniden başlayacak olması çok güzel. İnşallah sorunsuz geçer.
Sene ya 2005 ya 2006 tam hatırlayamıyorum. Annem ve babam ile beraber benim ısrarlarım sonucu yarış hafta sonu için İstanbul parka gittik.
Biletimiz yok ve giriş bomboş, güvenlik görevlisi ya bizim saflığımıza güvendi ya da babamın tanıdıkları(alan da görevli kişiler) aradaydı bilemiyorum.
Girişte takımların satış standları bulunmaktaydı ve ilk işim gidip Fernando Alonso'nun takımının(mavi, sarı renault) t-shirt'ünü almak oldu. Oradan her yeri dolaştık, red bull'un uçağını gördük, f2 veya f3 yarışı bitimiydi, ilk 3 ile fotoğraf çekindik. Renault takımının alanında arabalarını tanıtıyorlardı ve o efsanevi arabaya takımdan biri tarafından kucaklanıp bindirildim ve fotoğraf çekindim. O zamanlar ismini hatırlamıyorum sarı saçlı bir deneme pilotu vardı, pistte tur atacaktı onu izlemek için başlangıç çizgisinin orada ki tribüne geçtik. İşte o zaman f1 arabasının sesini gerçekten duydum, kelimeler kifayetsiz kalır. Sesi o kadar yüksekti ki bir yerden sonra gerçekten hiç bir şey duyamaz oluyordunuz, tüm vücudunuz da o gücü hissediyordunuz... kaç sene geçti o hissi unutamıyorum. Televizyondan heyecanla seyrettiğim, oyun gibi gelen şey bir anda korkutucu ve ciddi bir şeye dönüşmüştü ki o güne kadar f1 pilotu olmak istiyordum.
Schumacher’in webber ile çarpıştıktan sonrası aracı olduğu yerde döndürüp yarışa devam etmesi. 9 yaşındaydım ve inanılmazdı o an için
O yıllarda 12-13 yaş gurubu aralığında tüm sokakdaki çocuklar bir yere toplandıp çıldırarak izlemiştik, 15 yıl sonra bunu tekrar yaşamak heyecan verici olacak.
İlk yarışta birinci virajdaydım. Efsane bir gündü.
İyi ki haksız çıktın Serhan Acar :) 9 yıl sonra yeniden...
15 sene önce oradaydım....
Muhteşem video, muhteşem anılar ağzınıza sağlık devamını dilerim...
O dönem Bahreynde yaşıyordum ve 5 yaşındaydım...tek hatırladığım şey evde 7 sene boyunca senede bir bir F1 gürültüsü olurdu. Artık neredeyse her gün oluyor (hem gerçek hem oyundan). Bir de o yardım ekibinde yer almak için ne yapmak gerek? Hani oldu da öyle bir fırsat çıksa :)
13:37 Ahahahaha. Şaşırdık mı? Hayır :)
An itibari ile F1 yine türkiyede. Ne kadar mutluyum bilemem.
Gözlerim doldu...
O dönemin İBB Spor AŞ gönüllüsü olarak ben de işin bi ucundan tutmuştum. O zamanlar üniversitede öğrenciydim, İstanbulda yapılan büyük spor organizasyonlarına gönüllü gidiyorduk. Avrasya Maratonu, çeşitli atletizm organizasyonları. Tabi ki en anlamlısı buydu. :)
Serhan abi, diğerlerinden de anılarını anlatır mısın? Çok keyifli bir videoydu.
Ordaydım.Hayatımın en güzel günüydü desem abartmış olmam.ilk virajdan sonraki doğal tribündeydim,start anındaki v10 ların gürültüsünü hayatım boyunca unutmayacağım.
Webber vettel Türkiye kazası yt den kaldırılmış 😭😭
@@egco2811 aaa ben yüklemiştim videoyu djdkkdkfkf
Var f1 datada izliyebilirsiniz
@@egco2811 2 3 gün oldu telif yemiş kanalın videosu
Mükemmel bir program teşekkürler
Her sene yarıştan önceki gece heyecandan uyuyamazdım. Sıkı Raikkonen destekleyicisi olarak ilk yarış benim için rüya gibi geçmişti, bendeki yeri ayrıdır. Montoya'nın 1:24:740 en hızlı tur zamanı benim de ezberimde senelerdir. O ilk yarış bambaşkaydı.
yerimizi aldık serhan abi :)
Görevli araçlarının piste girmesi de ayrı bir olaydı. Güvenlik bize emir gelmedi diyip bizi piste almıyordu. Illa görevli logosu olacak diyordu ama kimseye o logolardan dagitilmamisti
7-8 yaşında falandim yazın köydeki TVden izlemiştim (Kanal D vermişti sanırım ) hey gidi günler be zaman ne hızla geçiyor. O zamanlarda da Raikkonen faniydim baya sevinmiştim kazanınca
10 yaşında bir tifosi olarak 3.virajdaydım, o günlerden belliymiş galiba kaybedeceğimiz... çok net hatırlamasam da çoğu şeyi, girişteki eğlence stantları, korkunç kalabalık, televizyonda gördüğünüz canavarların yanınızdan geçip gitmesi korkunç sesleriyle beraber... anlayamazsınız... hiç yaklaşmamıştık bu kadar, şu durumlardan da faydalanıp tekrar getirebilsek keşke şu yarışı ülkemize.
Bu yarışı berber koltuğunda izlemiştim ve Ferrari kaybetti diye ağlamıştım inan ettim bir yarışa gitmek için ve son yarışı karaborsadan bilet alarak izlemiştim hemde tam podyum un karşı tribününden schumi ye kanlı canlı görmek ne büyük bir onurdu benim için piste girip kopan lastik parçalarından ceplerime doldurdum ve hala saklıyorum
O dönemler küçüktük ve çevremizde F1 ile ilgilenen kimse yoktu, 3- 4 kişilik arkadaş grubuyla takip ediyorduk. Yarışta ne duyarsak onu öğrenmeye çalışıyorduk. O yıllarda internet ve dergilere ulaşma imkanımız yoktu, yarışları yalan yanlış izliyorduk. Çoğu kuralı hiç hatırlamıyorum şuan.
Yarışlar Ntv'den alınmış CNN Türk'te verilmişti ve yarışları Okay Karacan sunmamaya başlamıştı, Serhan Acar sunuyor diye yarışları izleyesim gelmiyordu ve Serhan Acar sunmasın diye dua ediyordum. Sonra sonra alıştık şimdi sesini duyunca mutlu oluyorum ❤️
Mazhar Abi bizi Reinaya götür.....
Serhan acar, Yiğit top, Sarper Günsal, Berkem Ceylan, Caner Eler bu adamların başına bişey gelirse ne F1 ne moto gp ne bisiklet yarışını izletecek kişi kalmaz halimiz nice olur.