Allah'tan Başkasına ve Aracı Koyarak Dua Etmek, Aracılık - Prof. Dr. Mehmet Okuyan | HD
Вставка
- Опубліковано 2 чер 2015
- Ahkâf Suresi 5-6 Ayetleri
Bayraktar Bayraklı Meali
Allah'ı bırakıp da, kıyamete kadar kendilerine cevap veremeyecek ve kendi çağırılarından habersiz olan tanrılara yalvaranlardan daha sapık kim vardır?
Kaldı ki, insanlar toplandığı gün onlar bunlara düşman olacak ve kulluk ettiklerini de inkâr edeceklerdir.
Cemal Külünkoğlu Meali
Allah'ı bırakıp da kıyamet gününe kadar kendisine cevap veremeyecek şeylere yalvarandan daha sapık kim olabilir? Oysa onlar, bunların yalvardıklarından habersizdirler.
İnsanlar (kıyamet günü) toplandığında, o taptıkları (Allah'ın dışındaki varlıklar) kendilerine düşman olacaklar ve onların tapınmalarını da inkâr edeceklerdir.
Elmalılı Meali (Orjinal)
Hem o kimseden daha şaşkın kim olabilir ki Allahı bırakır da kendisine Kıyamete kadar cevab veremiyecek kimselere duâ eder onlar ise onların duâlarından gafildirler.
Nâs toplanıp haşrolunduğu vakıt da onlara düşman olurlar ve ıbâdetlerini inkâr ederler
-----
Cin Suresi 18. Ayet
Bayraktar Bayraklı Meali
Şüphesiz, mescitler yalnız Allah'ındır. Allah ile beraber hiçbir kimseye yalvarmayınız!
Cemal Külünkoğlu Meali
Şüphe yok ki mescitler, (yalnızca) Allah'a aittir. Öyleyse, Allah ile beraber başka hiçbir şeye kulluk etmeyin (dua etmeyin, yalvarmayın)!
-----
Ahkâf Suresi 9. Ayet
Bayraktar Bayraklı Meali
De ki: “Ben peygamberler arasında türedi biri değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben sadece bana vahyedilene uyuyorum ve ben apaçık bir uyarıcıyım.”
Cemal Külünkoğlu Meali
De ki: “Ben (Allah'ın) elçilerinin ilki değilim ve (onlar gibi) ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyolunana uyarım çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım.”
Muhammed Esed Meali
De ki: “Ben [Allah'ın] elçilerin[in] ilki değilim; ve [onların tümü gibi] ben de, bana ve size ne olacağını bilemem, sadece bana vahyoluna-na uyuyorum: çünkü ben sadece açık bir uyarıcıyım”.
Allah size uzun omur versin..ve bu insanlara faydali qilsin Mehmet Okuyan
Men ele təhlükli işlərə girmirem tekce Allaha dua edirem.hem fatiha suresinde demirmiki yalniz sene ibadet eder yalniz senden komek isteyirik..
Araban bozulunca gidip ustandan yardım isteme hea otur kendin tamir et
Ahkaf 9: (Bismillahirrahmanirrahim) "Ey Muhammed! De ki: "Ben Peygamberlerin ilki değilim. Bana ve size ne yapılacağını da bilmem. Ben ancak bana vahyedilene tabi oluyorum. Ben ancak apaçık bir uyarıcıyım."
Bu ayetin ardindan gelen ayeti niye paylasmiyorsun . Suphesiz sen cok guzel bir ahlak uzeresin . Senin gecmis gelecek gunahlarini bagisladik seni makami mahmuda yukselttik buyrulmaktadir . Diger ayette ise . Oar icin istigfarda bulun buyrulmaktadir . Peygamberimiz s.a.v ithafen
@@ertugrulbirinci2271 ahkaf suresinin 10 cu ayetinde
De ki: "Gördünüz mü? Kur'an gerçekten de Allah katındansa ve siz onu yalanladıysanız; İsrailoğulları'ndan bir tanık da bunun benzerine tanık olup da inanmışsa ve siz de büyüklük tasladıysanız... Kuşkusuz Allah, zalim bir halka doğru yolu göstermez."
قُلْ أَرَأَيْتُمْ إِن كَانَ مِنْ عِندِ اللَّهِ وَكَفَرْتُم بِهِ وَشَهِدَ شَاهِدٌ مِّن بَنِي إِسْرَائِيلَ عَلَى مِثْلِهِ فَآمَنَ وَاسْتَكْبَرْتُمْ إِنَّ اللَّهَ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ
Kul e reeytum in kane min indillahi ve kefertum bihi ve şehide şahidun min beni israile ala mislihi fe amene vestekbertum innallahe la yehdil kavmez zalimin.
Yazıyor neden yalan söylüyorsun . ?
islamıı diğer dinlerden ayıran en büyük özellik aracıları reddetmek ama malesef kime anlatacaksın hocam babalarından öyle görmüşler
@@mehmetayan9185 yapma kardeşim ölü doktordanmi yardım istiyorsun yapmayın hak dua ve istek yalniz Allahadir. Rabbim hepimize hidayet etsin
Turbe araci olamaz.yasayan oyle allah dostlari varki.onlar araci olabilir.allah o sevdigi kulunun hurmetine duanikabuledebilir.ama bu araci asla turbe olamaz.tamamen ezbere konusuyo.biraz mantik yurutun yaaa.niyet onemli.
@Kral Mann dua eden kalp ve dilin temiz olmasi gerek.ayni duayi rabbim senden deilde sevdigi kulundan duyunca kabul edecektir belki.araci derken bunu kastediyom.sence mantikli deilmi
@@fatmaaydin3394 onun Allah'ın sevdiği kul olduğunu nereden biliyorsun, o öbür tarafta sadece kendi götünün derdine düşecek
@bahar Deniz aracı vardır bazı ayetleri okursan görürsün. İstiyorsan yazayım sana. Ama millete boş laf yapıp aslında kendinin hatalı olduğunu öğrenince sıkıntılı bir hissin içinde artması normaldir
Sayenizde gerçek İslamiyetin ne olduğunu öğrendim 🙏
Bu adami dinlemeyin.
Fatma zoruna gıttı sanırım dogru ları duyunca cubbeli tayfasının sen anlasılan
Araci derken olulerden turbelerden tabiki araci olmaz.bakin bi allah dostu birinin dua etmesiyle allahin sevmedigi bir kulunun dua etmedi birmi.allah sevmedigi kulunun duasini sevdigi bi kulunun agzindan duyarsa o kulunun hurmetine belki senin duani kabul edecektir.bu ve bunun gibi ilahiyatci bozuntulari ezbere konusuyo.bunlar ancak ayet ve hadisleri inkar ederler.bunlarin politikasi bambaska.burdaki araci konusunda niyet onemli.tabiki rabbim hepimizi isitir.sadece isitmek istemeyebilir.
@@fatmaaydin3394 ayet açıkça duruyor adam ezber olmasın diye kurandan okuyor.Sizi anlamak çok güç ayetleri evirip çevirmene gerek yok araya aracı koymayın diyor bu kadar basit.Tabi siz hadislere tapıyordunuz değil mi...
@@numanakifmutlu7334 bu adam hoca falan deyil.ben kurani kerime inanirim.boyle uyduruk hocalara deyil......
Allah senden sonsuz razı olsun hocam süper Kur'an talebesi
Hocami sen buna hoca mi diyon.
@@fatmaaydin3394 ya bi git cübbeli izle sen beyinsiz kurana bile karşı çıkıyor
@@nikahater. ALLAH aracılığa şirk diyem adama o dediğinden dolayı nasıl razı olsun. Tevasül yani aracılık ALLAH ın yapılmasını istediği bir şeydir. Eee bu herife göre o zaman ALLAH şirk işlememizi mi istiyor haşa. Tabiki de hayır
hikaye masal anlatmadığı için adama birsürü hakaret etmişler. Masal dinleyerek uyumak değil, kuran dinleyerek uyanmak istiyorum! yolu açık olsun.
Hocam bir indirilmiş din var birde uydurulmuş din var sayenizde indirilmiş din öğreniyorum
islamıı diğer dinlerden ayıran en büyük özellik aracıları reddetmek ama malesef kime anlatacaksın hocam babalarından öyle görmüşle
Bu herifi dinleme sana aracılık olduğunu kanıtlarım. KURAN dan 3 yer atsam yeter mi sana
Nisa Suresi, 64. ayet: Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı.
Kimse Uydurmuyor Arkadaşlar Bunlar Kur'an'ı Nefsilerine Göre Kırpıyor Neden Âyetlerin Devamında Gerçekleri Saklamak İçin Âyetleri Tahrif Ediyorlar.
Hocam bir indirilmiş din var birde uydurulmuş din var sayenizde indirilmiş din öğreniyorum
Yok,siz bu hocayi dinleyerek bunun uydurduğu dini öğrene bilir siniz sadece...
@Birkan Aslan iftira atma milyonlarca insana
@Birkan Aslan hocam hocam dediğin hoca bozuntusu Kur'an, Arapça ve bağlantıları üzerinden para kazanıyo ve iman ettigin kitap arapça en önemlisi de Peygamberim Hz. Muhammed Mustafa aleyhisselam Arap.
@@user-vr2rb2uh7n tam olarak ne diyorsunuz. Anlamadım beyden para kazanacak?
@@yuksekrhlr4328mitote diyorum ki hocamızın para kazanmasına aracı islam dininin ta kendisi Kur'an ayetleri. Değilse aç kalır. Sizde aranıza aracı koyup bu hoca bozuntusundan öğreniyorsunuz. Adam 2 ayet yazıp yorum yapiyor milyonlarca kitap satıyor vs. Yani din üzerinden para kazanıyor parayı kazanmasinsa aracı din
Allah sizden razi olsun hocam
böyle din alimlerinin sayısı artsa keşke ; hocama saygılar teşekkürler
Allah zalimlere fırsat vermesin inşallah amin Allah zalimleri kahretsin inşallah amin Allah
Şu doktora gidenlere diyorum. Sizin doktor sağ mı yoksa ölümü . Yok yaşayan bir doktora gidiyorsanız sorun yok demektir. Ancak ölü bir doktorun kabrine gidip de tedavi umuyorsanız, bilin ki o doktorun kendine hiç faydası yok ki size ne faydası olsun. Yalnız doktor ölmüş olabilir ancak ardında eser bırakmıştır o zaman Allah'ın izniyle o eserden faydalanırsınız.
Her şey yalnızca Allah dilerse olur . Allah dilemez ise gittiğiniz hiç bir doktor şifa olmaz . Allah dilerse doktor ayağınıza gelir şifa olur. Önce Ölüyle diriyi ayırt edin sonra ilminiz yeter ise hocaya cevap verin. Size tavsiyem özellikle Yusuf suresinin meailini, anlamını ve faziletini iyi öğrenin. Bu arada Allah C.C. (Kaf suresi 16. Ayet) diyor ki Ben kuluma şah damarından daha yakınım. Sen şah damarın ile arana neyi aracı ettinde Allah ile arana aracı koyuyorsun tövbe aşa. Sen hiç bir aracı olmadan direk Allah'tan dile. Rabbimiz de dilerse araya vesileler ( sebepler) verir duaların kabul olur inşallah. Yani sen aracı koyma yalnızca Allah'a tevekkül et Rabbim dilerse aracıları vesilelerle sana gönderir O çok merhametlidir. Sen yeter ki Allah'ın emirlerine itaat et, İhlâsla yaşa ve aracısız dua et. Rabbim her şeyin en doğrusunu bilen ve yapandır.
Şifanı doktor mu veriyor yoksa ALLAHmı? Eğer Şifanı direk ALLAH bizatihi kendisi veriyorsa o zaman doktoro ne gerek var? Ilaca ne ihtiyaç var? Sonuçta doktor, ilaç aracı değilmi? ALLAH isterse Şifanı bizzat kendisi vere bilir lakin o işlerini isterse vesile ile görür, gördürür.... İşin aslı yani niyyet....
@@metafizikarasdrmacnlpuzman3081 kivirma kardeshim. Hit ölü doktordan shifa iste. Gözlə. Zatən Shifa verən Allah...
﴾Nisa Suresi 64﴿ Biz her bir peygamberi, Allah’ın izniyle, ancak kendisine itaat edilmesi için gönderdik. Eğer onlar kendilerine kötülük ettiklerinde sana gelseler de Allah’tan bağışlanmayı dileselerdi, peygamber de onlar için mağfiret dileseydi, elbette Allah’ı ziyadesiyle affedici ve esirgeyici bulurlardı.'
Çok basit şirk olsaydı bu ayet inmezdi Allah azze vecelle ile günahkar kullar için Peygamber aleyhisselam arıcı tutulmuş Peygamberde onlar için magfiret dileseydi..' affederdim diyor Rabbimiz. gayet açık senin dediğin gibi Allah ile kulun arasına aracı şirket oluyor ama Allah celle celalahu öyle demiyor Peygamberinin magfiret dileseydin diyor .
@@user-vr2rb2uh7n ayette nerde diyor aracı koyun.
@@ishakgok4288 iyi oku ayeti hafzalan alır mı bilmem...! Başka bir Ayette Allah'a ulaşmak için vesile(aracı) arayın buyuruyor. Kur'an'a bir bütün olarak bakmak lazım Haşa Bu ayetler Allah a ortak koşun manasına gelmez Allah yaratır, yaşatır ve yönetir .. müslüman olanlar Allah'ın yaratmasını başkasına vermiyor diriden yardım istiyorsan ölüdende yardım istersin he ölüden istemek şirk diyorsan diridende istemiyeceksin burda ince nokta Allah'ın yaratmasını başkasına vermek şirk olur, ki her kabirde olanlarda ölü değil
Allah razi olsun
Hocam Allah sizden razı olsun
Allah razı olsun Mehmet hoca
Alemlerin sahibi Allah Allah yarattığı bir yeri kendi evi edinmez Allahin olmadığı yeri gösterin La ilahe illallah
en çok zoruma giden de pırıl pırıl samimi insanların bunu anlamayıp aracı edinmeleri...
Biri yaşarken senin için dua etmesini istemek ayrı. Ölmüş birini araya koyarak istemek başka.Belki putperestlik de böyle çıktı önce aracı ederek dua ettiler sonrada nesilller geçtikçe direk aracıya dua ettiler. Sonrada onu ilahlastirdilar. Tabi en doğrusunu Allah bilir. Müminlerin Allah tan başka dostu ve yardımcısı yoktur. Bu Kur'an da özellikle vurgulanır. Ve en çok vurgular ise akıl etmez misiniz, düşünmez misiniz, öğüt almaz misiniz. Ve çoğu kıssa da biz atalarımızı bu din üzerine bulduk derler. Siz atalarinizi hangi din üzerine buldunuz? Ataları yanlış yol üzerinde olsalarda mi diye sorar Kur'an. Bu da Kur'an in tüm çağları ve tüm insanları kapsayan bir yaşam ogreticisi olduğunun ispatı oluyor. Yaşam rehberi olarak yanımızda olması gereken kitap.
mesele şu ki insanlar allahı kendileri gibi sanıyor ve aracılarla iş görüp hatır gönül için torpil yapan kullarından haberi yok uzaklarda yaşayıp burdan aracılarla ha er alan biri gibi görüyorlar tek sorunda bu insan rabbini gereği gibi tanıyamadı
Mehmet Okuyan bey faiz konusunu cansu hanımla islemissiniz biz faiz yemiyoruz sadece ihtiyacımızı gidermeye çalışıyoruz.adam bankaya para yatırır çatır çatır yer biz ev alırız ama bankaya bir miktar para vereceğiz günden güne paramız ôlüyor.yani faizin daha ne olduğunu bu hocalar anlamamışki millete anlatsın.
Allah dilini kurutsun Yakup aleyhi selamı oğulları babalarını aracı koydu Yakup aleyhi selam dua etti bu ayeti ne yapacaksın
Bekir Abir hangi ayet yazsana ?
Gözünün açılmasınada gömleği VESILE oldu biiznillahutealâ
@@eyyuptensi5080 YUSUF 97-98
@@user-vr2rb2uh7n evet dikkatimi çekti bu durum gömlek meselesi ama hoca bir ayeti alıp başını sonunu almıyorsunuz der şimdi kafam zaten rabbimizden niyaz ediyoruz herşeyi
👏👍🥇
Men bele dua edirem bezen. peyğəmbər efendimizin hormetine duami qebul et deye.burda hecne yoxdu. Ama eyer desemki ey flankes menim duami isteyimi Allaha çatdır duami qebul etsin.bax bu duzgun deyil.bele dua edenlere ancaq gülürəm Allah agil versin
Eğer dua da bir isim anılmak gerekiyor ise nasıl dua edilmeli?
* İslam inancına göre, insanlar Allah'a doğrudan dua edebilirler ve bu nedenle, birisi isimler aracı /ortak olarak kullanarak Allah'a dua etmek gerekli değildir ve Kur'an a göre bu yanlıştır.
Aşağıda örnek olarak verilen dua, Muhammed isminin anılmasıyla birlikte, Allah'a doğrudan dua etmeyi içerir:
"Ey Rabbimiz!, sen resulün Muhammed'e yardım etmiş ve ona bir vazife vermiştin. Ben de senin yoluna uygun bir şekilde yaşamaya çalışıyorum ve senin rahmetine sığınıyorum. Niyazım beni de doğru yolu bulmaya, senin rahmetine ulaşmaya nail olan ve tebliğin olan Kur'an a yönlendiren kullarından et. Amin."
Ben Hasan'a "İsmail'in yüz suyu hürmetine benim işimi yapmanı isterim" dersem hangi isim daha üstün olur?
Cvp: Bu cümlede, İsmail'in ismi "yüz suyu hürmetine" ifadesinin önünde yer alıyor, bu da onun daha üst bir konumda olduğunu gösterir. Bu ifade, kişinin isteğinin gerçekleştirilmesi için İsmail'in isminin kullanılmasının nedeninin İsmail'e olan saygı olduğunu belirtir. Bu cümlede, İsmail'in ismi Hasan'ın isminden daha üst bir konumdadır.
Sadece duandan önce salavat getirirsin sana sadece peygamber efendimiz yardımcı olabilir Allaha dua ederken ama unutmaki sana duana cevap verecek sadece RABBİM dir
ALLAH'TAN başkasından istenmez zaten o zatların yüzü suyu hürmetine diye dua ediyorlar o zatlardan istemek başka o zatların yüzü suyu hürmetine demek başka
Duada aracı/ortak(şirk) koşmadan Allah'ı tek olarak düşünemiyorum. Aracı/ortak(şirk) olmadan dua da Allah'ı nasıl düşünebilirim?
CVP: İslam inancına göre, Allah tek ve ortak koşulmadan adlandırılabilir ve dua edilebilir. Kur'an'da, Allah'ın tek olduğu vurgulanır ve insanların O'na ortak koşmaması öğütlenir. Bu nedenle, insanlar Allah'ı tek başına düşünebilir ve O'na doğrudan dua edebilirler.
** Allah'ı tanımlamak için, insanlar Kur'an'daki ayetlerden örnek alabilirler ve Allah hakkında bilgi edinebilirler. Ayrıca, insanlar Allah'ın yaratıcılığını, merhametini, adaletini ve diğer özelliklerini düşünebilirler ve bunları kendi kelimelerini kullanarak ifade edebilirler.
Örneğin, birisi Allah'ı şöyle tanımlayabilir: "Allah, yüce ve güçlü tek İlah'dır. O, tüm varlığı yaratmış ve tüm olayları yöneten tek bir ilahtır. O, merhametli ve adil bir yöneticidir ve tüm insanların rabbi olduğunu ve kendi yoluna uymaları gerektiğini söylemiştir."
Kur'an da Allah'a nasıl yönelinmesi gerektiğine dair çok sayıda öğüt ve örnek vardır.
Örneğin:
İSRÂ SURESİ 110: De ki: "İster Allah diye yakarın, ister Rahman diye yakarın. Hangisiyle yakarırsanız yakarın, en güzel isimler/Esmâül Hüsna O'nundur. " ..... ..... .....
Yani Rabbimizi onun isimleri ve sıfatlarıyla tanımlayabiliriz.
Fatiha Suresi en güzel örnek dualardan biridir aynı zamanda. Orada Allah'ın bir çok ismi ile O'nu tanıyor/tanımlıyor ve O'na yöneliyoruz.
"
Rahman ve Rahîm Allah'ın adıyla...
Hamt, âlemlerin Rabbi Allah'adır.
Rahman'dır, Rahîm'dir O.
Din gününün Mâlik'i, sultanıdır O...
Yalnız sana ibadet ederiz ve yalnız senden yardım dileriz.
Dosdoğru giden yola ilet bizi...
Kendilerine nimet verdiklerinin, üzerlerine gazap dökülmemişlerin, karanlık ve şaşkınlığa
saplanmamışların yoluna...
"
Allah, Rahman, Rahim, Alemlerin Rabbi, Malik
Kur'an'da da yer alan Allah'ın isimlerini ve bu isimlerin içeriğini farkında olarak Allah'ı tanımak için bunları anlatan kendinize güzel bir Esmâül Hüsna kitabı almanız faydalı olabilir.
Kur'an da geçen örnek duaları dikkatle incelemeniz Allah'a nasıl yöneldiğini anlamak için faydalı olabilir.
Ben Allah'a "İsmail'in yüz suyu hürmetine benim işimi yapmanı isterim" dersem hangi isim daha üstün olur?
Cvp: Bu cümlede, İsmail'in ismi "yüz suyu hürmetine" ifadesinin önünde yer alıyor, bu da onun daha üst bir konumda olduğunu gösterir. Bu ifade, kişinin isteğinin gerçekleştirilmesi için İsmail'in isminin kullanılmasının nedeninin İsmail'e olan saygı olduğunu belirtir. Bu cümlede, İsmail'in ismi Allah'ın isminden daha üst bir konumdadır. Bu Allah'a aracı/ortak koşmanın ötesinde bir tanımlama olabilir. Bu şekilde bir öğreti özellikle çocuk yaşlarda yanlış bir algıya neden olabilir. Çocuklukta edinilen bu yanlış algı ve Kur'an dan uzak durma Resulün adını istismar eden başkalarını rehber edinme ileride ciddi problemlere neden olabilir.
Kur'an, insanların Allah'a doğrudan dua etmelerini öğütler. Bu, insanların kendi dileklerini ve isteklerini Allah'a iletmek için kullandıkları bir yöntemdir.
Bir mabedin yanında veya içinde Allah'tan birşey isteme şirk değildir
ONUNCU DELİL
Tevessülün caiz olduğuna dair göstereceğimiz Onuncu Delil, Munafikun suresinin 5. ayet-i kerimesidir. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulur:
وَإِذَا قِيلَ لَهُمْ "Onlara denildiğinde", تَعَالَوْا "gelin" يَسْتَغْفِرْ لَكُمْ رَسُولُ اللَّهِ Allah'ın resulü sizin için af dilesin... Onlara, gelin, Allah'ın resulü sizin için af dilesin, denildiğinde; لَوَّوْا رُؤُوسَهُمْ "başlarını çevirirler" وَرَأَيْتَهُمْ يَصُدُّونَ وَهُم مُسْتَكْبِرُونَ "ve onları, büyüklük taslayarak yüz çevirmiş bir halde görürsün..."
Manaya bir daha dikkat kesilelim: Onlara, "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için af dilesin." denildiğinde başlarını çevirirler ve onları, büyüklük taslayarak yüz çevirmiş bir halde görürsün... Şimdi bu ayet-i kerime üzerinde biraz tahlil yapalım...
Ayet-i kerimede onlara ne deniliyor? Deniliyor ki, "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için af dilesin..."
Şimdi sorumuz şu: Onların Peygamber Efendimize gelmeleri ve peygamberimizin onlar için af dilemesi tevessül değil midir?..
Bu, apaçık bir tevessüldür... Zira tevessül neydi? Tevessül, kişinin Allah'ın affına ya da başka bir arzusuna nail olabilmesi için, Allah ile kendi arasına salih bir kulu koymasıydı... Ayet-i kerimenin açık beyanıyla; onlardan Allah'ın resulüne gelmeleri isteniyor, yani Allah ile aralarına Peygamberimizi koymaları emrediliyor, ve deniliyor ki: "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için af dilesin..." İşte bu, inkarı mümkün olmayan bir tevessüldür... Tevessül caiz değilse ne diye Peygamberimizin onlar için af dileyecek olmasından bahsediliyor?.. Araya peygamberi koymak caiz olmasaydı, onlara: "Gelin, Allah'ın Resulü sizin için af dilesin." denilir miydi?..
"Gelin, Allah'ın Resulü sizin için af dilesin." sözü, Allah'ın Resulüne tevessül edin; Allah ile aranıza onu koyun; o da sizin için af dilesin, manasındadır. Bu da tevessülün ta kendisidir...
Peki ayet nasıl devam ediyor?.. Rabbimiz diyor ki: “Onlara böyle denildiğinde, başlarını çevirirler ve kibirlenirler...” İşte siz, bu zümreye dahilsiniz... Biz size: gelin, Peygamberimizin hürmetine isteyin, dediğimizde; bize: "Araya peygamber giremez, biz onun hürmetine falan istemeyiz." diyorsunuz. Bu, ayetin ifade ettiği, yüz çevirmek ve kibirlenmek değil midir?..
Bak, şu sözüme dikkat et! Eğer tevessül caiz olmasaydı ve şirk olsaydı, onlardan Peygamberimize gelmeleri istenmez ve Peygamberimizin onlar için af dileyeceğinden bahsedilmezdi...
Allah razı olsun gerçekten çok kafam karışmıştı..
@@creamcaramello Cümlemizden razı olsun.
@@mehmetcekic5810 Amin inşallah 🤲
Kafam benimde karışmıştı Allah bizi af eylesin rabbimizden ister yalnız ona sığınırız tabiki Allah ile peygamber ayrılamaz 😇
Hocam cin suresi 18 ayet 19 degil.
nisa suresi 65 ayet ne olacak acik ve net .kafirlere inen ayetleri bana cevap gonderme
+Recai Kizgin Adem'in kıssasında dua ettiğini söylemesi mi kafirlere indi?
Kuran tamamıyla insanlığa inmiştir.
Nisa 65 i daha iyi anlamak için Ahzâb 36. ayetinden yardım almak gerek Allah ve Resulu'nun hükümü Allah'ın hükmüdür.
Resul kendiliğinden hüküm koyamaz. Allah'ın hükmünü tebliğ eder. Allah'ın hükümleri de vahiydedir.
Resul ve Nebi ayrımını araştırmanız duasıyla.
@@VahiydenHayata o zaman o Peygamberin hükmü olmaz. Sadece tebliğ etmiş olur. Elbette Resulullah hüküm verirken ALLAH ın izni ve verdiği yetki ile yapmıştır. Ama onun haram kılma yetkisi var TEVBE 29 a bak
Farkında olarak veya olmayarak bir çok insan biat düşüncesi ile şirk günahını işliyor en acısı sevaba girdiğini düşünüyor Allah insanlara hidayet versin peygamberleri insan olarak görmek gerek onlarda ölümlü insanlar
Elçi Allahın kullarına mesajını ileten demektir. Bu Allahın kullarına ulaşma metodu. Nitekim Allah bunu peygamberler seçerek yapar. Aracı ise kulların duasında allaha yönelmeyip başka varlık veya kişilerden yardım istemeyi, ifade eder. O yüzden aracı olgusu aynı zamanda şirke kapı aralar.. örneğin yatırlar, şeyhler, putlar... Allah sadece kendisine yönelmemizi ister..
Aracıyı çok yanlış anlamışsın. Dua ve tevbe yine ALLAH a yapılır sadece kabulü için birini aracı edersin. Şefaat gibi. İstersen bu aracılıkla ilgili ayet atayım. Ya da kendin araştır. Ama kesinlikle ayetler okuyupta şu an senle konuşuyorum
@@eminyldrm9476bana ayet atarmsmisin
Lâ şerike leh, lehül mülkü ve lehül Hamdü! Allah razı olsun ! De demeye devam et hocam kıyamete kadar "lâ ilâhe illallah " desen yine bu bunlar putları aracı koymaya devam eder. Putlara tapanlar da öyle diyordu "Biz onlara bizi Allah'a yaklaştırsın diye " tanıyoruz demişlerdi
Ya sunucu abi sen şirk üzere sünnet olunmuşsun nasil olacak bu iş ( ŞAKA ŞAKA )😉😉
BEŞİNCİ DELİL
Tevessülün caiz olduğuna dair Beşinci Kur'an delilinde, Bakara suresinin 89. ayet-i kerimesini tahlil edeceğiz. Bu ayet-i kerimede Cenab-ı Hak, Yahudilerin, Peygamber Efendimizi tanıdıklarını ve onu beklediklerini beyan buyurmuş ve şöyle demiştir:
وَكَانُوا مِن قَبْلُ يَسْتَفْتِحُونَ عَلَى الَّذِينَ كَفَرُواْ "Halbuki onlar -yani Yahudiler- daha önce kafirlere karşı fetih talep ederlerdi." فَلَمَّا جَاءهُم مَا عَرَفُوا "Ne zaman ki bildikleri -yani kendisiyle fetih talep ettikleri zat- kendilerine geldi" كَفَرُوا بِهِ "Onu inkar ettiler..."
Ayet-i kerimede geçen, "Yahudilerin daha önce kafirlere karşı Peygamberimizle fetih talep etmeleri" hakkında, tabiinin büyük müfessiri İmam Süddi Hazretleri şöyle der:
“Yahudilerin müşriklere karşı fetih talep etmesi şu şekilde olmuştur: Yahudiler müşriklerle savaşırken savaşın kızıştığı anda Tevrat'ı çıkarıp, ellerini, Peygamber Efendimizin isim ve sıfatlarının geçtiği yere koyar ve şöyle derlerdi: ‘Ey Allah'ımız! Ahir zamanda göndereceğini vaat ettiğin nebinin hürmetine, senden, düşmanlarımıza karşı bugün bize yardım etmeni istiyoruz...’”
Evet, onlar Peygamberimize böyle tevessül ederek Allah'a dua ederler ve bu tevessülleri hürmetine onlara yardım edilirdi... Yine "Yahudilerin daha önce kafirlere karşı Peygamberimizle fetih talep etmeleri" hakkında Kurtubi, Taberi, Begavi, Alusi ve diğer birçok mutemet tefsir kitabında İbni Abbas Hazretlerinin şöyle buyurduğu nakledilmiştir:
“Hayber Yahudileri, müşriklerden Gaftan kabilesiyle muharebe içindeydiler. Yahudiler bozguna uğramak üzereyken: ‘Ey Allah'ımız, ahir zamanda göndereceğini vaat ettiğin ümmi nebinin hakkı için onlara karşı bize yardım et.’ dediler. Bunun üzerine Gaftan kabilesi bozguna uğradı. Yahudiler onlarla ne zaman karşılaşsalar bu duayı yaparak galip olmuşlardır..."
Bu beyanı, sahabenin en büyük altı müfessirinden biri olan; "Kur’an'ın sırlarını bana sorun. Devemin yularını kaybetsem, Kur'an'da bulurum." diyen İbni Abbas Hazretleri yapmıştır. Yani bu izahı fakir yapmıyor; müfessirlerin güneşi olan İbni Abbas Hazretleri yapıyor ve bütün sahihi tefsir kitapları onun bu beyanını naklediyor...
Demek Yahudiler, Peygamber Efendimizi, kendisine tevessül edecek kadar iyi tanıyorlardı ve düşmana karşı galip gelmek için ona tevessül ediyorlardı. Şimdi, tevessüle dair beyan ettiğimiz bu ayet-i kerime üzerinde biraz daha derinlemesine tahlil yapalım ve meseleyi biraz daha açalım.
Tefsirini yaptığımız ayet-i kerimenin apaçık beyanıyla, Yahudiler, Peygamber Efendimize tevessül ederek fetih talep ediyorlardı. Demek tevessül, sadece İslam dininde değil, diğer semavi dinlerde de olan bir ameldir. Bu da tevessülün caiz olduğunu ispat eder...
Burada şöyle bir soru sorulabilir:
"Tamam, ayet-i kerime, Yahudilerin, Peygamberimize tevessül ederek kafirlere karşı fetih talep ettiklerini beyan buyurmuş. Ancak onların bu tevessülü, bize niçin delil olsun ki? Belki onlar da kendi dinlerinde caiz olmadığı halde tevessül ediyorlardı. Bu mümkün değil mi?.."
Bu soruya vereceğimiz cevap şudur:
Bizler, tevessülün caiz olduğuna, onların Peygamberimize tevessül etmelerini delil yapmıyoruz. Peki, neyi delil yapıyoruz? Delilimiz, Allah Teala'nın onların tevessülünü kınamamasıdır. Zira eğer tevessül caiz olmasaydı, Allah'ın, doğruyu öğretmek için onların bu amelini kınaması gerekirdi. Halbuki ayette, onların tevessül etmeleri değil; kendisine tevessül edecek kadar iyi tanıdıklar Peygamberimizi inkar etmeleri kınanmıştır. Demek tevessül, zatında kınanacak bir amel değildir...
Ayrıca bu ayet, gaibe tevessül edilebileceğine de bir delildir. Tevessülü inkar eden bazı zatlar, gösterdiğimiz deliller karşısında tutacak bir dal bulamayarak sözlerini değiştirmeye başladılar. Şimdi diyorlar ki: "Biz, hazır olana tevessülü caiz kabul ediyor; sadece gaibe yapılan tevessülü inkar ediyoruz..." Şimdi onlara soruyoruz:
Yahudilerin tevessülü, gaibe tevessül değil mi? Peygamber Efendimiz o anda onların içinde mi ki hazıra tevessül olsun? Bu, apaçık bir şekilde, gaibe, yani huzurda olmayana yapılan bir tevessüldür ve gaibin hürmetine istemektir.
Şimdilik, gaibe tevessülün caiz olduğu meselesinin kapısını açmayacağız. Bu meseleyi ilerde özel bir başlıkta detaylı bir şekilde işleyeceğiz. Sadece bu makamda şu kadar deriz ki: Bakara suresinin 89. ayet-i kerimesi, Yahudilerin, Peygamber Efendimize tevessül ederek kafirlere karşı fetih talep ettiğini bildirmiştir. Cenab-ı Hakk’ın, onların bu amelini kınaması, tevessülün, hem de gaibe yapılan tevessülün caiz olduğuna bir delildir. Hem bundan yine anlıyoruz ki, tevessül, sadece İslam dininde caiz olmayıp diğer semavi dinlerde de caizdir ve vakidir...
Ne yani şimdi ölmüş birinden medet umulmaz mı diyorsunuz?
nisa 64 bak maide 35 al-imra n 31 Allahi seviyorsaniz bana uyunki Allahda sizi sevsin. tevbe hasa Allah tami sirk kostu bilader
Bana uyun deyince ben namaz kılıyorum sizde kılın ben oruç tutuyorum sizde tutun ben dua ediyorum sizde dua edin demek beni araya koyup öyle dua edin demek değildir o yazdığın ayetlerin sonucu
Cenabi Allahtan isteyin El acin
Kabir ehlinden dua himmet istenir ....dua istenir verecek olan rabbimizdir
Şüpheli şeylerden uzak durmak takva sahibi bir insanın yapacağı iş değil midir? Neden imaninizi şüpheye düşürüyorsunuz. Eğer bu şirkse yaptığınız tüm iyi şeyler boşa gidecek.
Ant olsun ki, sana ve senden öncekilere şöyle vahyolundu: "Eğer Allah'a şirk koşarsan şunu iyi bil ki bütün yaptıkların boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun Zümer süresi 65
İsa’dan da himmet ve yardım istenir mi?
Hocam kuranın bütün ayetlerine eyvallah elifinden besine esresinden üstününe eyvallah ama sen ayetleri çarpıtıyon hoca dikkat et kendine kimse yatan ölüden bişey istemiyor hatrına diyor hakkı için diyor yine allahtan istiyor bütün ehli sünnet alimleri istigazeyi cayiz görmüş demek kuranı bi sen anlamışsın helal sana ha sayın hocam birde kuranı anlatırken seni dinleyen kitleye bir tavsiyede bulun sadece mealde yetinmeyelim gençler olurki heva ve hevesimizle sadece mealle yetinirsek insanları akıllarını zehirleriz de kıyamette yüksek divanda hesap veremeyiz şimdi siz Ne güzel iki ayet okudunuz mealen aldınız o iki ayeti getirdiniz günümüz şartındaki insanların türbe ziyaretine dayattınız ne alaka hoca bende sana tavsiye ederim okudugun ayetlerin tevsirinebak rabbimiz neiçin söylemiş o ayetleri sizi gidi şii zihniyetli hocalar gerçekleri anlatın itidal çizgisine davet ediyorum sizi uc kısımlarda gezinmeyin milletin kafasını bulandırmayın
ben Allaha dua ederken ya rabbi muhammed aleyselama yüzü hürmetine sevdiğin kulların yüzü hürmetine tüm ümmeti müslümanın günahını affet dersem şirkmi olur. tabiki olmaz ama ben kalkıp bir türbeye gidip elimi açıp allahtan değilde türbede yatan zattan medet umarımsa ondan isterimse allahtan hayya ederim çünkü yanlış yapmış oluruz allahtan arama başkasını koymuş olurum ama allahtan araya aracı konuluyormu oluyor üste yazdığım dua gibi kimse inkar edemez eden açıklasın gücü yeterse nice zatlar aynı duayı ümmetine yapmıştır bunun izahını hocam yapsın yapa biliyorsa peygamberleri ağzına almasın birşeyin izahını yaparken
birilerinin yüzü suyuna diyeceğine be hey adam affedecek ALLAH allah ım beni affet de bana hidayet ver de ALLAH ın sevmediğini zaten peygamber de sevmez peygamberin bir günahkarı affettirme yetkisi yok ancak sevabı olanların sevabını artırmasını talep eder oda mahşerde
@@1anadolulu peygamberin aracı yapılmasını istediği bir ayeti var YÜCE ALLAH ın. Nisa 64 "Onlar nefislerine zulmedip günah işlediklerinde sana gelselerdi ve Allah'tan af dileselerdi, Resul (asm) da onlar için Allah'tan af dileseydi, Allah'ı Tevvab ve Rahim bulurlardı."
@@1anadolulu paçalarından cahillik akıyor sus
YEDİNCİ DELİL
Tevessülün caiz olduğuna dair göstereceğimiz Yedinci Kur'an delili, Yusuf suresinin 93. ayet-i kerimesinde anlatılan hadisedir. Kıssanın özeti şu şekildedir:
Yakup (as), evladı olan Hz. Yusuf'tan ayrı kalmanın üzüntüsüyle görme yetisini kaybeder. Mısır'a aziz olan Hz. Yusuf, yıllar sonra kardeşlerini bulur ve babasının durumunu onlardan öğrenir. Bunun üzerine Hz. Yusuf, kardeşlerine şöyle der:
اذْهَبُوا بِقَمِيصِي هَـذَا “Bu gömleğimi götürün” فَأَلْقُوهُ عَلَى وَجْهِ أَبِي “Babamın yüzü üzerine koyun” يَأْتِ بَصِيرًا “Görüşü gelir...”
Hz. Yusuf'un kardeşleri gömleği alarak babalarına dönerler. Kur'an bu sahneyi şöyle anlatır:
فَلَمَّا أَن جَاء الْبَشِيرُ “Ne zaman ki müjdeci geldi” أَلْقَاهُ عَلَى وَجْهِهِ “gömleği babasının yüzü üzerine koydu” فَارْتَدَّ بَصِيرًا “Görüşü birden geri geldi...”
Ayette gördüğünüz gibi, Hz. Yakup (as) şifa bulma niyetiyle Hz. Yusuf'un gömleğine tevessül etmiş ve şifa bulmuştur.
Şimdi, bu ayet-i kerimeler üzerinde biraz daha derinlemesine tahlil yapalım ve tevessülü inkâr edenlerin kör gözlerine bazı noktaları sokalım...
Hz. Yusuf, babasının âmâ olduğunu öğrenince ona gömleğini gönderir ve gömleği yüzüne sürmesini ister. Başka bir ifadeyle: Hz. Yusuf, babasından, şifa niyetiyle gömleğine tevessül etmesini ister. Gömleğini göndermesinin manası budur. Zira tevessül, kişinin, kendi ile Allah arasına bir vesile koymasıdır. Hz. Yakup da bunu yapmış ve şifasına vesile olması için, Allah ile kendi arasına Hz. Yusuf'un gömleğini koymuştur; yani ona tevessül etmiştir...
Şimdi, tevessülü inkar edenlere şu soruyu soruyoruz: Gömlek ile gözlerin açılması arasında fiziki bir bağ var mıdır?.. Hiçbir fiziki bağ yoktur! Yani gömlek, göze görme yetisini verebilecek bir kabiliyeti zatında taşımamaktadır. O halde Hz. Yusuf niçin bu gömleği göndermiştir? Gömleği göndereceğine, sadece ellerini açıp babası için dua etseydi ya! Niçin gömleği vesile yapıyor? Niçin babasından gömleğine tevessül etmesini istiyor? Tevessül şirk ise, Hz. Yusuf, babasını -hâşâ- şirke mi davet ediyor?..
Peki ya Hz. Yakup (as)... O da gömleği alıp yüzüne sürüyor. Yani şifa için gömleğe tevessül ediyor. Tevessül caiz olmasaydı, Hz. Yakup şöyle demez miydi: "Ben şifa için başka bir şeye tevessül etmem. Bu şirktir. Sadece dua ederim, şifa için vesile aramam..." Bunun gibi şeyler demesi lazım gelmez miydi? Ama dememiş ve gömleğe tevessül etmiş. Demek tevessül caizdir. Zaten tevessül, neticeyi Cenab-ı Hak'tan bilerek bir sebebe yapışmaktır. Nasıl ki insan, bir doktora gider; onun doktora gitmesi, Allah'ın şifa vermesi için fiili bir duadır. Yine doktorun verdiği ilacı şifa niyetiyle içer; bu içiş, yine fiili bir duadır. Yani kişi ilacı içerken şöyle düşünür:
"Ya Rab! Şifa ancak senden gelir ve Şâfi ancak sensin. Doktora gitmem ve bu ilacı içmem, senin bana sebeplere yapışmamı emretmenden dolayıdır. Ben doktora gitmekle ve bu ilacı içmekle ancak senin emrine uydum. Yoksa ne tabip ve ne de ilaç bana şifa verebilirler. Şifa ancak senin hazinenden çıkar..."
İşte nasıl ki bir ilacı içen böyle itikat ederse ve böyle itikat etmeliyse, Hz. Yakup da böyle itikad ederek tevessül etmiş ve şöyle düşünmüştür:
"Ya Rab, gözümü kapatan sensin, onu açacak olan da ancak sensin. Dünyanın bütün tabipleri toplansa, senin iznin ve inayetin olmadan gözümü açamaz. Ben, katında makbul olan Hz. Yusuf'un gömleğine tevessül ediyor ve bu tevessülümle senden gözüme şifa vermeni istiyorum..."
İşte Hz. Yakub'un niyeti de budur... Zira tevessül eden, yardımı, tevessül ettiği eşyadan ya da zattan bilmez. O eşya ve zatı, ancak Allah'ın yardımına bir perde ve bir vesile bilir. Zaten tevessülü inkar edenlerin anlayamadığı şey de budur. Yani mesela birisi: "Yetiş Ya Hz. Hamza." dese, bununla şu manayı kasteder:
"Ey Rabbim, senden yardım istiyorum. Sen yardımını, sebepler dünyasında olduğumuzdan dolayı bir vasıta ile yaparsın. Bazen bir meleğini gönderir; bazen salih bir kulunu gönderir, bazen de ordularından başka birisini gönderirsin. Benim yardımıma, kullarından, hem şehid, hem de yiğit olan Hamza kulunu gönder. Onun eliyle bana yardım et..."
İşte "Yetiş Ya Hamza." diyen bu manayı kastederek böyle der. Sözü fazla uzatmaz; çünkü Rabbinin, niyetini bildiğini bilir... Yok eğer, birisi Hz. Hamza'ya tevessül edip ondan yardım istediğinde; Hz. Hamza'nın kendi başına, Allah'ın izni ve haberi olmadan yardımına koştuğuna inanıyorsa, bu yanlıştır, hem de çok yanlıştır. Ancak buradaki çözüm, tevessülü inkar etmek değil; bu kişiye doğru tevessülü öğretmektir. Hem bu kişinin tek problemi yanlış tevessül etmek de değildir. Bu kişinin asıl problemi, tevhidi anlayamamaktır. Bunun çözümü de ona tevhid dersini vermektir. Yoksa tevessülü ona yasak ederek onun itikadını düzeltemezsiniz...
Velhasıl kelam, bu delilde, Hz. Yakup (as)'ın, Hz. Yusuf'un gömleğine şifa niyetiyle tevessül etmesini tahlil ettik. Herhalde Hz. Yakup (as) gibi bir peygamber, neyin şirk, neyin tevhid olduğunu bizden çok daha iyi bilir. Madem O tevessül etmiştir, o halde tevessül caizdir. Bunun başka hiçbir izahı yoktur.
Güzel anlatmışsınız ikna oldum😇
Hocamız Daha başka türlü yalnız Allah'tan isteyin diyerek kötü birşey demiyor ama sanırım eksik
@@yuksekrhlr4328mitote Rabbim basiret gözümüzü açsın.
hocam ettin yine farkında olmadan mescitler Allahın evidir?Allahın eve ihtiyaüımı var?izah lütfen!belki ben kalın kafa!🤲☝️✊
Hocam kusura bakmayın ama siz değilmiyidiniz ,bana dahi bakmayın açın kurana bakın kurana inanın diyen. ama siz nisa 34te kadınlar hakkında,tüm uyarılardan sora
hala boyun eğip itaat etmezlerse dövün yazdığı halde, siz yok öyle değil dövün demiyor diyen siz değilmisiniz
şimdi soruyorum sanamı inansın insanlar kuranda yazanamı?
Aracılarla dua edilmesinin çok önemli olduğunu fanatik şekilde savununan kişiler var. Herkesin çevresinde muhakkak vardır.
ahmet ünlü var hemde birsürü adama şirk diyorum diyoki o daha takvalı ondan dolayı onun yüzü suyu hürmetine diyoruz banane takvalıysa ona yararı var bana değil diyorum Allah kuranda Yalnız benden isteyin diyor diyorum adam gene anlamıyor kaynak ne diyor ayet diyorum yinede anlamıyor çünkü alimlere şüphesiz bağlı adamlar bende sinirlendiğimle kalıyorum.
Allah dostlari diye bisey duydunmu.rabbim duayi senin agzindan duyuncadeil de o mubarek insanlarin agzindan duyunca onlarin hurmetine duani kabul edecektir.o duayi sevimli kilacaktir. Bunu hic dusundunmu.rabbiminde sevdigi sevmedigi kullari var.biraz mantik.rabbinin hic sevmedigi kuludur ki duani kabul etmeyi birak duymak bile istemez.kabulu birak bakalim dualarimizi duyurabiliyozmu.tabiki her haci hoca gozuken de allah dostu deil.
@@_AYYILDIZ_ aracılık şirk değildir. Kanıt yollarım istersen. Şirk olsaysı ALLAH yapılmasını söylemezdi
@@eminyldrm9476 yüzde yüz şirk bi ilmin yok insanları yanıltma
@@ishakgok4288 sen ilim öğren öyle konuş. Ben dediğimden eminim
DOKUZUNCU DELİL
Tevessülün caiz olduğuna dair göstereceğimiz Dokuzuncu Kur'an delili, Maide suresinin 35. ayet-i kerimesidir. Bu ayet-i kerimede şöyle buyrulmuştur:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا “Ey iman edenler” اتَّقُوا اللّهَ “Allah'tan korkun” وَابْتَغُوا إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ “Ve O'na vesile arayın, yani tevessül yapın...”
Bu ayet-i kerime apaçık bir şekilde tevessülü emretmektedir. Şimdi diyeceksiniz ki: Ayet-i kerime bu kadar açık bir şekilde tevessülü emrederken, tevessülü inkar edenler bu ayeti görmüyorlar mı? Onlar bu ayete nasıl mana veriyorlar?.. Dilerseniz, bu sorunun cevabı için ayet-i kerimeyi biraz daha derinlemesine tahlil edelim ve tevessül hakkındaki bilgimizi biraz daha derinleştirelim.
Maide suresi 35. ayet-i kerimede, وَابْتَغُوا إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ “O'na vesile arayın" buyrularak, tevessül etmemiz emredilmiştir. Peki, neyle tevessül edeceğiz. İşte bu kısım açıklanmamış ve mutlak bırakılmıştır.
Tevessül üç şeyle yapılabilir. Birincisi: Allah'ın isim ve sıfatlarıyla yapılır. Yani: "Ey Rabbimiz, senden Rahman ve Rahim isimlerinin hürmetine istiyorum." demek gibi, Allah'ın isim ve sıfatları hürmetine istenir ve bu isimlerle tevessül edilir. Araf suresi 180. Ayet-i kerimede bu tevessül çeşidine şöyle işaret edilir:
وَلِلّهِ الأَسْمَاء الْحُسْنَى “Bütün güzel isimler Allah'ındır." فَادْعُوهُ بِهَا “O güzel isimlerle Allah'a dua edin..."
İşte bu ayet-i kerime, Allah'ın isim ve sıfatlarıyla tevessül etmemizi emretmektedir...
Tevessülün İkinci çeşidi, amel ile tevessüldür. Yani kişinin: "Ya Rabbi! Şu kıldığım namaz hürmetine, tuttuğum oruç hürmetine, yaptığım hac hürmetine,.." gibi sözlerle, yapmış olduğu ibadetleri vesile yapması, yani onlarla tevessül etmesidir. Bakara suresi 45. Ayet-i kerimede bu tevessül çeşidine şöyle işaret edilir:
وَاسْتَعِينُوا بِالصَّبْرِ وَالصَّلاَةِ “Sabır ve namazla yardım dileyin..."
İşte bu ayet-i kerime, ibadetle tevessülü emretmektedir. Bu konuda daha başka ayet-i kerimeler de vardır...
Tevessülün Üçüncü çeşidi ise, zat ile tevessül etmektir. Tevessülü inkar edenler, tefsirini yaptığımız, وَابْتَغُوا إِلَيهِ الْوَسِيلَةَ “O'na vesile arayın" ayetindeki vesileyi, Birinci ve İkinci çeşit tevessülle izah ederler ve derler ki: Burada aranması emredilen vesile, zat ile değil; Allah'ın isimleriyle ve ibadetlerle yapılan vesiledir. Yani onlara göre, zat ile yapılan vesile, ayetin kapsamı dışındadır...
Şimdi, onlara çok basit bir soru sormak istiyoruz: Zat ile yapılan vesilenin, ayetin kapsamı dışında olduğuna deliliniz nedir?.. Dilerseniz soruyu biraz daha açıyım: Bir ayetin hükmü ya mutlak olur ya da mukayyed yani kayıtlı... Mutlak olan bir hüküm, ancak başka bir ayetin beyanıyla kayıtlanabilir. Bu meseleyi bir örnek ile anlatıyım:
Maide suresinin 3. ayet-i kerimesinde: "Kan size haram kılınmıştır." buyrulur. Bu ifade, mutlak bir ifadedir. Yani haram kılınan kanın çeşidi belirtilmemiş ve hükme bir kayıt konulmamıştır... Peki, bütün kanlar haram mıdır? Mesela, koyunun dalağı veya ciğeri gibi organları üzerinde bulunan kan da haram mıdır? Eğer Kur'an'ın başka bir ayetinde, mutlak olan bu hükmü kayıtlayacak bir ayet olmasaydı, bütün kanların haram olduğu hükmüne varılırdı. Ancak En'am suresinin 145. Ayet-i kerimesinde, دَمًا مَسْفُوحًا buyrularak, haram kılınan kanın "akıcı kan" olduğu bildirilmiştir. İşte, Maide suresinin 3. ayet-i kerimesindeki "Kan size haram kılınmıştır." ayeti, En'am suresinin 145. ayet-i kerimesi ile kayıtlanmış ve bütün kanların değil, sadece akıcı kanın haram olduğu bildirilmiştir...
Demek Kur'an'da, mutlak bırakılan bir hüküm varsa, ona kayıt koymak, bir ayetin ya da mütevatir bir hadisin işidir; yoksa bizim vehmimizin, nefsimizin haddi değildir...
Bütün bu açıklamalardan sonra; “O'na vesile arayın, yani ona tevessül edin." ayetini, "Sadece Allah'ın isimleriyle ve ibadetle tevessül edilebilir." diye izah eden kişilere şimdi sormak istiyoruz:
Kur'an'ın mutlak bıraktığı bu hükme, hangi ayetin beyanıyla kayıt koyuyor ve "Zat ile tevessül olmaz." diyorsunuz?..
Halbuki yazımızın başından ta bu buraya kadar, yaklaşık yirmi sayfadır, Kur'an'da geçen tevessülleri anlatıyoruz. Kimi zaman peygamberlere tevessül edilmiş, kimi zaman da peygamberler bizatihi tevessül etmiş. Siz bütün bu tevessülleri nasıl görmezden geliyorsunuz? Ve vehminizin hükmüyle, ayetin mutlak olan emrine nasıl kayıt koyuyorsunuz?.. Çok değil, sadece Kur'an'dan "zat ile tevessül edilmeyeceğine" dair tek bir ayet getirin, ben sizin sözünü kabul edecek ve haklı olduğunuzu söyleyeceğim. Tek yapmanız gereken, bize bir ayet göstermek. Ama sakın, putlara tevessülü yasaklayan ayetleri göstermeye kalkmayın. Biz -haşa- "Allah'a putlar ile tevessül edilir." demiyoruz ki, bizim davamızı, putlara tevessülü reddeden ayetlerle çürütebilin. Biz sizden, peygamberlerle ve salih kullarla tevessül edilmeyeceğine dair tek bir ayet istiyoruz...
Eğer: "Ha put ile tevessül ha peygamber ile tevessül, ikisi de tevessül değil mi, biri yasaksa diğeri de yasaktır." derseniz, biz de deriz ki, hiç de öyle değil. Nasıl ki elma ile kuş kıyas edilmez; çünkü aynı cins değildir; öyle de peygamberlerle tevessül de putlarla tevessüle benzetilmez, çünkü bunlar aynı şey değildir. Aralarında çok farklar vardır. Birkaç farkı beyan edelim.
Birinci Fark: Cenab-ı Hak putlara buğzediyor. Öyle buğzediyor ki, onları ateşin yakıtı olarak cehenneme atacağını bildiriyor. Hiç Allah'ın cehenneme atacağına yapılan tevessülle, peygamberlere tevessül bir olur mu?..
İkinci Fark: Putlara tevessül edenler, putları ilah kabul ediyor. Halbuki bizler, peygamberleri ve evliyayı, sadece Allah'ın salih kulları ve Onun makbul hizmetçileri biliyoruz...
Üçüncü Fark: Putlara tevessül edenler, putları, malik-i hakiki ve icraat sahibi kabul ediyorlar. Bizler ise, malik-i hakiki olarak Allah'tan başka kimseyi kabul etmiyoruz. Kainattaki bütün fiillerin faili olarak yalnız Allah'ı biliyoruz. Peygamberler ve evliyalar ise, sadece Allah'ın nimetine kavuşmaya birer vesile ve birer sebeptir. Hakiki ihsan sahibi, ancak Allah'tır.
Daha birçok farklar var. Hangisini izah edelim? Bu kadar fark varken, sizler nasıl olur da puta yapılan tevessülle, Allah'ın salih kullarına yapılan tevessülü bir tutuyorsunuz? Eğer bir olsaydı, Kur’an'da salih kullara tevessülü haram kılan bir ayet olmaz mıydı? Ama böyle bir ayet yok. Kur'an'ın hangi köşesine baksanız, böyle bir ayet bulamazsınız...
Sizler ey tevessülü inkar eden bedbahtlar, Allah’ın ayetlerini kafanıza göre nasıl tefsir ediyorsunuz? Mutlak ayetlere, vehminizle nasıl kayıt koyuyorsunuz? Bunu yaparken Allah'tan hiç korkmuyor musunuz? Sizi hidayete ve Ehl-i sünnet itikadına davet ediyoruz. En azından, bu milletin itikadını bozmamaya davet ediyoruz...
İyide simdi yeni nesiller peki hangi hocanin yazdigi kurani kerime inanacaklar hep hep hep degistirlimistir yarabbim hic kimseler rabbimin indirdigi kurani kerim gibi yuce kelami degistiriliyor hangisinin yazdigi kurani kerimden dosdogru ogrenemiyoruz nicin acaba nicin yuzlerce binlerce hocalar var kime inacagiz soylermisiniz
Alışıla gelmiş din anlayışından kur ani din anlayışyla ancak bu anlamda doğru yolu bulabiliriz.
Saygıdeger Mehmet Okuyan hocam!
Kuran sizi yalanlıyor...
Yusuf/97 ve 98 de:
"Oğulları, “Ey babamız! Allah’tan suçlarımızın bağışlanmasını dile. Biz gerçekten suçlu idik” dediler. Yakub, “Rabbimden sizin bağışlanmanızı dileyeceğim. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir” dedi.
Demekki Allah ile kula arasına duası makbul biri girer, fakat buna ragmen Yakubun ogulları sirke düsmemislerdir, zira duayı kabul edenin Allah oldugunu bilir ve inanırlardı.
Selamlarımla
ALLAHIN kulu ahmed ibrahim
Bir peygamberin yanına gidip '' bana dua et demek '' ile şu kişinin hürmetine beni bağışla demek aynı şeymi lütfen uzun uzun düşünüp yorum yaparsanız sevinirim. Allah hepimizi hidayet versin
Saygıdeğer arkadaşım,
Mehmet hocamı anlamamışsınız, benide.
Ilginiz için teşekkür ederim.
Selam ve saygılarımla
Allahın kulu ahmed ibrahim
Nisa 64 maide 35 okusana kel oqlan
Bu hoca peu games ortadan kusura dikkat edin
Neml 38: "Süleyman, “Ey ileri gelenler! Onlar bana teslim olmadan önce hanginiz bana onun (kraliçenin) tahtını getirebilir?”
demekki insanin insandan veya baska varliklardan yardim istemesinde bir sorun yok. Ancak o varliga ibadet ile birde ilahlik makami yakistirirsa, iste o zaman dediginize katilir ve red ederim. Diger türlü sizin dediginize göre Süleyman Peygamber ve daha nice peygamberler dalalete sapmis olurki bunu kabul edemeyiz. Islami görüse zittir.
Ne alaka yaa o suredeki Hz süleymanın emrindekilere iş buyruğu
Hz süleyman peygamber ölüden mi yardım istemiş, calisanlarina görev veriyor
@@alaadtindarc5689 cinlere diyor orda kuran bilmeden konusma
ALTINCI DELİL
Tevessülün caiz olduğuna dair Altıncı Kur'an delilinde, bir peygamberin, Hz. Yusuf (as)'ın yaptığı tevessülü göstereceğiz. Hz. Yusuf (as) gibi bir peygamberin tevessül etmesi, herhalde tevessülün caiz olduğu hususunda kâfi bir delildir. Hz. Yusuf'un tevessülü şu şekilde olmuştur:
Yusuf suresinin 36. ve devamındaki ayetlerin beyanıyla, Yusuf (as) zindanda iken, iki kişi rüyalarının tabirini ona sorarlar. Yusuf (as) ilk önce onlara bir tevhid dersi yapar ve daha sonra rüyalarını tevil eder. Birisinin rüyası hakkında, surenin 41. ayeti kerimesinde şöyle der:
أَمَّا أَحَدُكُمَا “sizden birisi" فَيَسْقِي رَبَّهُ خَمْرًا “Efendisine şarap sunacak" وَأَمَّا الآخَرُ “diğeri ise" فَيُصْلَبُ "asılacak..."
Hz. Yusuf, iki kişinin rüyasını bu şekilde tabir ettikten sonra, kurtulacağını zannettiği kişiye şöyle der:
اذْكُرْنِي عِندَ رَبِّكَ “Efendinin yanında benden bahset..."
Hz. Yusuf bu ifadesiyle, zindandan çıkacak kişiden, kralın yanında kendisinden bahsetmesini istemiş ve hapisten çıkmak için, hem arkadaşına hem de krala tevessül etmiştir.
Şimdi, tevessüle dair beyan ettiğimiz bu ayet-i kerime üzerinde biraz tahlil yapalım ve tevessülü inkâr edenlere bazı sorular soralım...
Tevessülü inkar edenlere soracağımız Birinci sorumuz şu:
Hz. Yusuf'un, zindandaki kişiye: "Beni efendinin yanında an." demesi bir tevessül değil midir? Bu, apaçık bir tevessüldür. Zira tevessül, kişinin, Allah'ın yardımına mazhar olabilmesi için, araya bir kişiyi koymasıdır. Yani Allah'ın rahmetine ulaşmak için onu vesile yapmasıdır. Hz. Yusuf da bunu yapmış ve zindandan çıkmak için arkadaşına tevessül etmiştir. Hem sadece arkadaşına tevessülle de yetinmemiş, arkadaşının vasıtasıyla krala da tevessül etmek istemiştir...
Ey "Tevessül şirktir." diyenler! Hz. Yusuf, bu tevessülüyle şirke mi düşmüştür? Böyle büyük bir peygamber, şirkin ve tevhidin ne olduğunu sizin kadar bilmiyor muydu? Yoksa siz: "Hz. Yusuf'un, arkadaşına ve krala yaptığı bir tevessül değildir." mi diyorsunuz? O zaman size sorarım: Bu tevessül değilse nedir? Nasıl ki biz, bir Allah dostuna tevessül ediyor ve ondan yardım diliyorsak; Hz. Yusuf da krala tevessül etmiş ve ondan yardım dilemiştir. Arada hiçbir fark yoktur... Sizin itikadınıza göre, Hz. Yusuf krala tevessül etmemeliydi ve zindandan çıkmak için direkt Allah'a yalvarmalıydı. Şimdi, dini siz mi daha iyi biliyorsunuz, yoksa, arkadaşı Cebrail (as) olan ve Allah'ın vahyine mazhar olan Hz. Yusuf mu? Hanginizin sözü ve ameli doğru?..
Size soracağımız İkinci soru da şu: Hz. Yusuf, zindandaki kişiye: "Kralın yanında benden bahset." diyerek, arkadaşının da krala tevessül etmesini istemiştir. Eğer "Tevessül şirktir." derseniz, Hz. Yusuf'un bu kişiye şirki emrettiğini kabul etmek zorunda kalırsınız. Bir peygamberin şirki emretmesi mümkün müdür? Şimdi önünüzde iki seçenek var, dilediğinizi seçin.
Birinci seçenek, tevessülün caiz olduğunu kabul etmektir. Bu seçenek hem doğrudur, hem de Ehlisünnet mezhebinin yoludur...
İkinci seçenek ise, hâlâ "Tevessül şirktir." sözünde ısrar etmenizdir. Ancak bunu yaparsanız, Hz. Yusuf'u şirke düşmekle itham etmeniz gerekecektir. Zira onun zindandaki kişiye ve krala yaptığı, bir tevessüldür. Tevessül şirk ise, Hz. Yusuf'un -haşa- şirke düşmüş olması gerekir. Bu ihtimali kabul edebiliyor musunuz?..
Ayrıca, Hz. Yusuf'a, şirki emretme ithamında da bulunmanız gerekir. Çünkü zindandaki kişiye, krala tevessül etmesini bizzat kendisi emretmiştir. Bir peygamberin şirki emretmesi mümkün müdür? Bu yoldan mı gideceksiniz, bunları mı kabul edeceksiniz? Kalbiniz bu kadar ölmüş ve vicdanınız bu kadar çürümüş mü?..
Allah'a dua ederken araya bir aracı koymakla Hz. Yusuf'un rüyasını yorumladığı kişiye kraldan bana bahset demesini nasıl bir tutarsınız. İkisi tamamen farklı durumlar. Şüpheli şeylerden uzak durmak takva sahibi bir insanın yapacağı iş değil midir? Neden imaninizi şüpheye düşürüyorsunuz. Eğer bu şirkse yaptığınız tüm iyi şeyler boşa gidecek.
Ant olsun ki, sana ve senden öncekilere şöyle vahyolundu: "Eğer Allah'a şirk koşarsan şunu iyi bil ki bütün yaptıkların boşa gider ve hüsrana uğrayanlardan olursun Zümer süresi 65
Bu adamı dinlemeyin çok yanlışı var isteyene kanıtlarım
cevabin bumu tikandinmi siz anca cahilleri kandirirsiniz bensana acik ve net ayet soyledim nisa 64 maide 35.sizin derdiniz baska ummeti caktirmadan bolmek
Yalan Söylüyor sun Âyetleri Tahrif Ediyorsun.Nisa Suresi, 64. ayet: Biz elçilerden hiç kimseyi ancak Allah'ın izniyle kendisine itaat edilmesinden başka bir şeyle göndermedik. Onlar kendi nefislerine zulmettiklerinde şayet sana gelip Allah'tan bağışlama dileselerdi ve elçi de onlar için bağışlama dileseydi, elbette Allah'ı tevbeleri kabul eden, esirgeyen olarak bulurlardı.
Bu Âyetler de Var .Bu Kur'an Sana İnmedimi Bu Âyetler Senin Nefsine mi Dokunuyor.
Allah ü Tealadan başkasına dua etmek ile aracı koymak yani hürmetine demek aynı şeymiş gibi anlatıyorsun okuyan hoca sizden kurtulacağımız günü dört gözle bekliyorum...
***** yani sen anlayarak okuyosun diye anlıyorum ben bu sözünden ve diyorum ki o zaman ettalaku merrateen ayetini anlatır mısın bana (kopyala yapıştır yapmadan ama)
***** bide meale bakmadan gerçi mealden de anlayamazsın anca yorum yaparsın o da tutarsa
***** bak bide bişe öğren diye söylüyorum 1.24 de men edatı insanlar için kullanılır diyo ya yalan demiyimde yanlış söylüya hep o yakındığı parçacı okuyuş var ya o hataya düşüyo galiba yescüdü le men fissemavati vel arz diye ayet var men sadece insanlar için kullanılıyosa bütün insanların secde ediyor olması lazım dimi.
***** bide ben Allahü tealadan başka hiç bir varlığa dua etmem peygamber de olsa bunu da bil ve hiç bir ehli sünnet de bunu yapmaz en iyi yaptığınız iş çarptımak Allah gerçekleri görmeni nasip etsin.Vesselam
***** berbat olan insanların aldatılması bazı profların insanları aldatması hemde ayetlerle ihsan eliaçık namazın cezasıda yok kazasıda yok derken ayetten hüküm çıkarıyo hadi bakalım berbat olan ne kim bir daha düşün hassasiyetin nasıl olursa temenni de öyle olur kusura bakma ayrıca hepsinin içinde mehmet okuyan benim önemli gördüğüm bi insandı ilk zamanlar ama sonradan nasıl böyle oldu hayret ediyorum.
Ey münafik!!!memo oku bak
Allah’ı bırakıp da, taptığı putlar şefaat edemez. Ancak hak dine inanıp ona şahitlik eden kimseler şefaat eder.)[Zuhruf 86]
(Onlar, Onun [Allah’ın] rızasına kavuşmuş olandan başkasına şefaat etmezler.)[Enbiya 28]
(Sadece Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimselere şefaat etmesi için izin verilen, göklerde nice melekler vardır.) [Necm 26]
@@halilylmaz9646 iblis daha fazla yilini verdi... Ama rahmeten kovuldu
@@halilylmaz9646 mümin in kicini kasimasi, sizin cikardiginiz fitneden hayirli dir... :)
Adam ayetlere yalnış yorum yapıyor.
neresi yanlış sa dogrusunu
sen yazmassan sen günaha
kalırsın 3 tane yanlışını. yaz
Yanlissssss .bastan asagi yanlis.
Dinlesin Tarikatcilar Cemaatciler
Allah için bu adamı dinlemeyin ! dinleseniz dahi verdiği ayetlerin tefsirlerine, İslâm bilginlerinin nasıl yorumladığına bakın. Bütün tefsirlerde "men" edatı insanlar değil putlar olarak anlaşılmıştır. Ayet müşriklerin putlara dua etmelerini eleştiriyor. Ayete bile bile yanlış anlam vermek hadsizliktir ve bu hoca müsveddesi de bunu bilerek yapıyor.
Hadi sen cübbeli tüccarını izle
@@nikahater. ben sana arapca bir dil kuralini anlattim sen bu hocanin soylediklerinin dogru oldugunu kanitlayabiliyorsan buyur meydan senin. Bekliyorum
@@muhammederturk114 cübbeli gibiler ete kemiğe büründü mahmut diye göründü sahabalere peygamberim sidiğini ve kanını içti diyor ben arapçadan anlamam ama sende önce bu cübbeliye karşı çık
@@nikahater. sen bu sözde hocayı izlemeye devam mı edeceksin
Allah sana hidayet versin okuyan sen yolunu kaybetmisin.
+Gökhan İngeç
Ahkâf Suresi 5-6 Ayetleri:
"Allah'ı bırakıp da, kıyamete kadar kendilerine cevap veremeyecek ve kendi çağırılarından habersiz olan tanrılara yalvaranlardan daha sapık kim vardır?
Kaldı ki, insanlar toplandığı gün onlar bunlara düşman olacak ve kulluk ettiklerini de inkâr edeceklerdir."
A’râf Suresi 194 : " Allah'tan başka yalvardıklarınız, sizin gibi kullardır. Eğer doğru sözlü iseniz, onları çağırın da size cevap versinler."
Cin Suresi 18. Ayet: Şüphesiz, mescitler yalnız Allah'ındır. Allah ile beraber hiçbir kimseye yalvarmayınız!
Son olarak hergün okunan Fatiha'dan bir haber olanlar için;
Fatiha Suresi 5: "(Rabbim)Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz."
Ayetler apaçık gerisi kula kalmış.
"Şüphesiz biz ona doğru yolu gösterdik. İster inanır, ister inkâr eder." - İnsan Suresi 3
+Vahiy'den Hayata yalanı yesinler senin fatiha süresinde yanlız sana kuluk eder yanlız senden yardım dileriz bizi nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet allaha nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet demiyormu sun neden direk allaha deyil de nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet diyorsun kendi kendinizi yalanlıyorsun uz fatiha nın tam olarak yazsana sıkıyorsada görelim sonunda nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet deyince allaha şirkmi koşmuş oluyoruz kuranı kerim i Parçala Parçala yedir millete yerse tabi hadi madem fatiha süresi ni delil göster iyorsun sonunakadar açıklamasını yapsana nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet demiyecek misin dersen şirk mi koşacaksın He ozaman yeni bir din çıkarın fatihayı da sonunu şirk olarak belirleyin nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet dersek şirk koşalım siz çıldırmış sınız kafayı yemiş siniz diyer ayettekide putlara tapan lar için söyledihi ap açık size cevap vermeyen tanrılar yazıklar olsun bunların hesabı cehennemden başka bir yerde kesilmez merak etmeyin
+Vahiy'den Hayata yalanı yesinler senin fatiha süresinde yanlız sana kuluk eder yanlız senden yardım dileriz bizi nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet allaha nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet demiyormu sun neden direk allaha deyil de nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet diyorsun kendi kendinizi yalanlıyorsun uz fatiha nın tam olarak yazsana sıkıyorsada görelim sonunda nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet deyince allaha şirkmi koşmuş oluyoruz kuranı kerim i Parçala Parçala yedir millete yerse tabi hadi madem fatiha süresi ni delil göster iyorsun sonunakadar açıklamasını yapsana nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet demiyecek misin dersen şirk mi koşacaksın He ozaman yeni bir din çıkarın fatihayı da sonunu şirk olarak belirleyin nimet verdiğin kimselerin yoluna ilet dersek şirk koşalım siz çıldırmış sınız kafayı yemiş siniz diyer ayettekide putlara tapan lar için söyledihi ap açık size cevap vermeyen tanrılar yazıklar olsun bunların hesabı cehennemden başka bir yerde kesilmez merak etmeyin
+Vahiy'den Hayata A raf 194 tede nediyordu allahtan başka çahırdıklarınız sizingibi insanlardır eyer doğru sözlü iseniz size cevap versinler ne var allah c.c demiyormu eyer doğru sözlü iseniz size cevap versinler sen doğru ol o allahın nimet verdiği kimseler sana cevap verirler
+Faysal Akin guzel kardesim nimet verdiiklerinin yoluna ilet deyince araci koymus olmuyorsun ki mesela bizi peygamber efendimize komsu eyle diyebilirsin buda onun gbi birsey sonucta yine sadece direk Allah'a dua ediyorsun araci koymuyorsun. nimet verdikleride cennetliklerdir bizleride onlarin yoluna ilet diyerek Allah'dan direk olarak birsey istemis oluruz .