Bir Muş’lu olarak sana canı gönülden teşekkür etmek istiyorum. Gerçekleri dile getirip Muş’u huş yapma gafletine düşmediğin için hakikati güzel bir şekilde dile getirdiğin için saol varol diyorum eyvallah abim benim
Oğuzhan Bey emeğinize yüreğinize sağlık çok teşekkür ediyorum bir Muş’lu olarak. Ben bunun doğruluğunu çocukluğumdan ve gençliğimden itibaren rahmetli Amcam ve Babamdan dinlemişimdir her zaman. Bulunduğum her ortamda da bu türkümüz geçtiği zaman doğrusunu mantıklı bir şekilde anlatırım. Dilimde tüy bitsede anlatmaya devam edicem 😅
@@bodiless9647Beyazıt kütüphanesi 47950/5 numaralı arşivde yer alan 1936 yılında basılmış Elazığ halk türküleri ve oyunları kitabında notalı belge olarak bu türkü mevcuttur. Yani Muzaffer Sarısözen tarafından 1944 yılında Muş adına derlenmeden 8 yıl önce.
Doğrusu "Burası Muştur" bütün tarihi kaynaklarda da bu şekilde geçer. 1990 lı yıllarda bir dedikodu üzerine Huş-Muş tartışması çıkmıştır. Muşlu Kahraman Şehitlerin adına yazılan bir türkünün aslına aykırı olarak cahilâne anlatılması, aziz şehitlerimizin hatırasına ihanettir. Bir Muşlu olarak bu tartışmaları görmek beni çok üzüyor. 1) Muş Valiliği Araştırmaları: Yapılan araştırmalar da görülmüştür ki, Yemen e savaşmaya 25. Refik Alayı gönderilmiştir. Bu alayın tamamı Muşlulardan seçilmiştir. Orada şehit olan yavrularına bu türkü yazılmıştır. 2) TRT Belgeleri: TRT arşivleri incelendiğinde, bu türkü hakkında arşivde: Kaynak kişi: Duriye Keskin (mahalli sanatçı), derleyen: Muzaffer Sarısözen, notaya alan: Muzaffer Sarısözen ve TRT repertuar no: 341 bilgileri yer alıyor. Muş ve çevresinde ilki 1944 yılında Türk halk müziğinin babası ve TRT yurttan sesler programının yapımcısı rahmetli üstat Muzaffer Sarısözen başkanlığında Bedii Yönetken ve teknisyen Rıza Yetişken’ den kurulu ekipçe, ikincisi ise 1961 yılında Mustafa Geceyatmaz, Fikret Otyam ve teknisyen Mücahit Küçükbaran’dan oluşan ekiplerce resmi derleme çalışmaları yapılıyor. Yapılan bu derlemeler sonucu bu türkü Muş ilimize ait olarak TRT repertuarına giriyor. 3) İTÜ Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Karaosmanoğlu Ata' nın Açıklamaları: “Burası Muş’tur" olduğunu, Yemen'e ait Huş şehri olduğu söylentilerin doğru olmadığını ifade ediyor. Ata, gazeteye yaptığı açıklamasında ‘’İlk olarak 1944'te, Duriye Keskin adlı mahalli bir sanatçıdan derlenen türküdeki ‘Burası Muş'tur’ sözlerinin 90'ların ortasında kaynağı belirsiz söylentiler sonucu ‘Burası Huş'tur’ şeklinde değiştirildiğini, TRT'nin bile söylentilerden etkilenerek türküde tahrifat yaptığını’’ söylüyor. Ata, açıklamasının devamında ‘’TRT'nin değiştirdiği Huş’un; Yemen'in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında bulunan bir Türk Kalesi'nin ismi’’ olduğunu hatırlatan Ata, "Türkünün sözlerini dikkatli bir şekilde okursak, Anadolu toprakları üzerinde bir yerlerde söylendiğini anlayabiliriz" diye söylüyor. (Milliyet. 10 Temmuz 2006) 4) Türkünün Hikayesinin İncelenmesi: Yemen türküsünün bilinmeyen yönlerini aslen Muş’lu olan Mülkiye Müfettişi Nuri Yaman anlatıyor: Muş ilinden Yemen’e çok sayıda genç “ölürsek şehit kalırsak, gazi oluruz” diyerek askere gidiyor. Yemen’in öldürücü sıcağı, düşmanı ezici çoğunluğu ve Arapların ihaneti nedenleri ile gidenlerin hemen hepsi orada şehit düşüyor, hiçbirisi geri dönmüyor… Türkümüz geride kalan asker yakınları ve yavuklularınca söyleniyor. Türkümüzün sözlerine bakıldığında yöre insanımızın geleneklerini, yaşam biçimini ve acılarını yansıttığı görülüyor. Yemen’e giden redif alayından hemen, hemen hiç kimse geri dönmüyor. Bu kara haberin Muş’a ulaşmasıyla (halk arasında şivan denen) ağıtlar yakılıyor, feryatlar yükseliyor. Muş geleneklerinde komşularca cenazesi olan evlere başsağlığına gelenlere ve cenaze evinin halkına yemek gönderilir. O zamanlar teknik gelişmediğinden, yemekler fırınlarda değil kazanlarda, odundan ateş yakılarak pişirilirdi. Cenaze evi birden çok olduğundan, şehrin birçok yerinde cenaze evlerine yemek göndermek amacıyla büyük ocaklar kurulur, odunlar ocağa sürülür... İşte bu ocaklardan çıkan yoğun duman gökyüzüne doğru yükseliyor. Nişanlısı redif alayı ile birlikte Yemen’e giden ve bu kara haberi henüz duymamış olan genç kızımız pırıl pırıl bir ağustos günü bu ağlamaları ve bu dumanı görünce şöyle söyleniyor: ''Havada bulut yok bu ne dumandır Mahlede ölüm yok bu ne şivandır Bu Yemen elleri ne de yamandır'' Gerçekten de mehlede ölü yoktur cenazeler Yemen’dedir. Bulutsuz ağustos gününde ki duman ise cenaze evleri için yemek yapmak üzere yakılan ocakların dumanıdır. ''Ano Yemen’dir gülü çemendir Giden gelmiyor acep nedendir Burası Muş’tur, yolu yokuştur Giden gelmiyor acep ne iştir'' Çemen; Yemen’de yetişen bir bitkidir. Askerlerimiz Yemen’e gitmiş ve bir daha geri dönmemiştir. Muş ili Türkiye’nin üçüncü büyük ovasına sahiptir. Birçok kişi Muş ovası ile türküdeki yokuş ve yol ikilemine düşüyor. Oysaki Muş ili yerleşim itibariyle savunması daha kolay en eski yerleşim yeri olan bugünkü Kale Mahallesi ve Minare Mahallelerinin olduğu bölüme konuşlanmış ova ise tamamen bu mahallerin altında aşağıda tarıma bırakılmıştır. Bugün halen Kale Mahallesi eski yerleşim kalıntılarını taşımakta ve yüksek bir yerde ovaya hâkim bir alandadır. Eski Muş’un yolu halen yokuştur. “Giden gelmiyor acep ne iştir” sözü Muş’a giden dönmüyor diye anlaşılmaktadır. Oysa türkünün sözleri dikkatli incelendiğinde Muş’tan Yemen’e gidenler şehit olup dönmediklerinden “giden gelmiyor acep ne iştir “ sözü onlar için söyleniyor…
Merhaba, sizi bu harika çalıșmadan dolayı kutluyor ve emeklerinize sağlık diyorum. Șuraya bir 💙 de arka planda görünen o Çakmak Bakıșlı Atatürk'ümüze bırakıyorum. Bașarılarınız daim olsun diliyorum... 🙏
Öncelikle Çok teşekkür ederim ağzına yüreğine sağlık sade ve güzel bir anlatim olmuş hala huş diyenlere kapak olsun.Elaziglilar hic kendinize pay çıkarmayın ...
@@bodiless9647 Resimliay Matbaasında İstanbulda 1936 yılında basılan Elaziz Halk Türküleri ve Oyunları kitabında notalarıyla beraber vardır. Muş arşivlerinde 1944 de ilk olarak belirtiliyor. Merak ederseniz Beyazıt Kütüphanesinde 47950/5 numarada belirttiğim kitap vardır. Muş'ta derlenmesinden 8 sene önce Elaziz Valiliğinin resmi arşivinde notasıyla beraber derlenip basılmıştır. Türkü muştaki askere alma şubesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Az çok Muş ilinin musikisine baktığınızda buna benzer bir türküye rastlanılmıyor. Harput musikisine bakarak bunu daha iyi anlayabilirsiniz. Bilmem anlatabiliyor muyum?
@@bedirhanozkan6711 Resimliay Matbaasında İstanbulda 1936 yılında basılan Elaziz Halk Türküleri ve Oyunları kitabında notalarıyla beraber vardır. Muş arşivlerinde 1944 de ilk olarak belirtiliyor. Merak ederseniz Beyazıt Kütüphanesinde 47950/5 numarada belirttiğim kitap vardır. Muş'ta derlenmesinden 8 sene önce Elaziz Valiliğinin resmi arşivinde notasıyla beraber derlenip basılmıştır. Türkü muştaki askere alma şubesinden kaynaklandığı belirtiliyor. Az çok Muş ilinin musikisine baktığınızda buna benzer bir türküye rastlanılmıyor. Harput musikisine bakarak bunu daha iyi anlayabilirsiniz. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Muş ili Türkiye’nin üçüncü büyük ovasına sahiptir. Birçok kişi Muş ovası ile türküdeki yokuş ve yol ikilemine düşüyor. Oysaki Muş ili yerleşim itibariyle savunması daha kolay en eski yerleşim yeri olan bugünkü Kale Mahallesi ve Minare Mahallelerinin olduğu bölüme konuşlanmış ova ise tamamen bu mahallerin altında aşağıda tarıma bırakılmıştır. Yolu yokuş denilmesinin sebebi, Muş' un yerleşim yerinin Kale de olmasıdır ve sarp yokuştur.
Bu türkü yemen turkusudur yamen cephesinde deki ,olanlari yaşananları dile getirilmiştir ayrıca burası muş dur değil burası huş tür olmalı çünkü huş denilen yer yemendedir
İyi bir masal anlatıcısı olmalısın..Muşta bu nağmelere yakın,benzer bir başka türkü yoktur.Redif kışlası(askerin toplanma yeri,bu yer hala kullanılıyor,1992 deki 33 er buradan dağıtıma giderken şehit olmuştur ) muşta değil Harputtadır(Elazığ).Harput eyalet merkezi,aynı zamanda bir kültür merkezidir.Mahalli müzik nağmeleri yemen türküsüne benzer ahekleri taşır. Güftesindeki bazı kelimeler hala yörede kullanılıyor.O tarihte muş bir ilçeden küçük yerleşim.(Bu türküyü yakacak bir kültüre sahip değil)İyi bir araştırmacıysan böyle derinlemesine araştır.Araştırmayı youtube'da videom olsun diye değil,gerçekleri belgeli anlatmalısın.Bir yanlışlık nasıl olmuş..TRT de halk müziğinin başındaki(cumhuriyetin ilk yılları) Muzaffer Sarısözenin yaptığı bir yanlış,yada hata diyelim.işin kolayına kaçmış,güftedeki yer ismine göre(oda yanlış isim) türküyü yörelendirmiş.BİR YÖRE TÜRKÜSÜ O YÖRENİN NAĞMELERİNİ TAŞIR.(TRT de duayen usta Mehmet Özbekle konuşup fikir alsaydın.Sana tüm gerçekleri anlatırdı)
Hocam yıllardır merak ediyordum muş mu huş mu diye yinede kararsızım çünkü burası muştur yolu yokuştur kısmında muş düz bir ovada zira yokuşu yok 🤔🤔🙄
3 роки тому+2
Merhaba, tesekkurler yorumunux icin. Sonucta bir turku ve turkude benzetmeler olabilir. Yokus kismina cok takilmayin, cunku mus oldugu cok sarih. Kaldi ki ben mus’a gittim. Ortalama 100 yil oncesini dusunursek yuksek bir yerde oldugu icin merkeze giden at yolu bir yokus olabilir.
Cidden çok güzel anlatıyorsunuz.❤️
Helal sana kardeşim Muşlu bir kardeşin olarak teşekkür ederim sırf doğulu olduğumuz için konduramiyorlar
Çok teşekkür ederim canım kardeşim, bu detaylı bilgi için. Bizde dedelerimizden bunu biliyoruz, aynı yörede doğduğumuz yer.
Agziniza saglik hocam cok yerinde bi arastirma
Bir Muş’lu olarak sana canı gönülden teşekkür etmek istiyorum. Gerçekleri dile getirip Muş’u huş yapma gafletine düşmediğin için hakikati güzel bir şekilde dile getirdiğin için saol varol diyorum eyvallah abim benim
ne demek, asıl ben teşekkür ederim
Muş'un neresinde yokuş var kardeşim?
Teşekkürler.
Tşk ederim bu güzel video için 🎉❤
Eline sağlık, teşekkürler.
Okadar net anlatmış sin ağzına sağlık
Teşekkürler💐
Ağzına yüreğine sağlik
Oğuzhan kardeşim
Oğuzhan Bey emeğinize yüreğinize sağlık çok teşekkür ediyorum bir Muş’lu olarak. Ben bunun doğruluğunu çocukluğumdan ve gençliğimden itibaren rahmetli Amcam ve Babamdan dinlemişimdir her zaman. Bulunduğum her ortamda da bu türkümüz geçtiği zaman doğrusunu mantıklı bir şekilde anlatırım. Dilimde tüy bitsede anlatmaya devam edicem 😅
Siz ne konuşuyorsunuz. İshak Sunguroğlu Harput Yollarında kitabında yazmış. Babasıda kafilede bulunmuş.
Abi Tercanlı mısın?
Türkü Harput'a aittir.
Toplanma yeri mezirede bulunmuştur. Ve kafile Harput'tan çıkmıştır.
Hani kaynak? Yemen huş deseniz yine anlayacam tartışmayı Elazığ'ı nerden soktunuz abi
@@bodiless9647Beyazıt kütüphanesi 47950/5 numaralı arşivde yer alan 1936 yılında basılmış Elazığ halk türküleri ve oyunları kitabında notalı belge olarak bu türkü mevcuttur. Yani Muzaffer Sarısözen tarafından 1944 yılında Muş adına derlenmeden 8 yıl önce.
olabilir katiliyorum
ne farkeder yedi bolgeden şehit vermiştir ha huş ha muş
Çok başarılı 👏👏
Cok tesekkurler yorumunuz icin.
Doğrusu "Burası Muştur" bütün tarihi kaynaklarda da bu şekilde geçer. 1990 lı yıllarda bir dedikodu üzerine Huş-Muş tartışması çıkmıştır. Muşlu Kahraman Şehitlerin adına yazılan bir türkünün aslına aykırı olarak cahilâne anlatılması, aziz şehitlerimizin hatırasına ihanettir. Bir Muşlu olarak bu tartışmaları görmek beni çok üzüyor.
1) Muş Valiliği Araştırmaları: Yapılan araştırmalar da görülmüştür ki, Yemen e savaşmaya 25. Refik Alayı gönderilmiştir. Bu alayın tamamı Muşlulardan seçilmiştir. Orada şehit olan yavrularına bu türkü yazılmıştır.
2) TRT Belgeleri: TRT arşivleri incelendiğinde, bu türkü hakkında arşivde: Kaynak kişi: Duriye Keskin (mahalli sanatçı), derleyen: Muzaffer Sarısözen, notaya alan: Muzaffer Sarısözen ve TRT repertuar no: 341 bilgileri yer alıyor. Muş ve çevresinde ilki 1944 yılında Türk halk müziğinin babası ve TRT yurttan sesler programının yapımcısı rahmetli üstat Muzaffer Sarısözen başkanlığında Bedii Yönetken ve teknisyen Rıza Yetişken’ den kurulu ekipçe, ikincisi ise 1961 yılında Mustafa Geceyatmaz, Fikret Otyam ve teknisyen Mücahit Küçükbaran’dan oluşan ekiplerce resmi derleme çalışmaları yapılıyor. Yapılan bu derlemeler sonucu bu türkü Muş ilimize ait olarak TRT repertuarına giriyor.
3) İTÜ Müzikoloji Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Songül Karaosmanoğlu Ata' nın Açıklamaları: “Burası Muş’tur" olduğunu, Yemen'e ait Huş şehri olduğu söylentilerin doğru olmadığını ifade ediyor. Ata, gazeteye yaptığı açıklamasında ‘’İlk olarak 1944'te, Duriye Keskin adlı mahalli bir sanatçıdan derlenen türküdeki ‘Burası Muş'tur’ sözlerinin 90'ların ortasında kaynağı belirsiz söylentiler sonucu ‘Burası Huş'tur’ şeklinde değiştirildiğini, TRT'nin bile söylentilerden etkilenerek türküde tahrifat yaptığını’’ söylüyor. Ata, açıklamasının devamında ‘’TRT'nin değiştirdiği Huş’un; Yemen'in başkenti Sana ile Taiz kentleri arasında bulunan bir Türk Kalesi'nin ismi’’ olduğunu hatırlatan Ata, "Türkünün sözlerini dikkatli bir şekilde okursak, Anadolu toprakları üzerinde bir yerlerde söylendiğini anlayabiliriz" diye söylüyor. (Milliyet. 10 Temmuz 2006)
4) Türkünün Hikayesinin İncelenmesi: Yemen türküsünün bilinmeyen yönlerini aslen Muş’lu olan Mülkiye Müfettişi Nuri Yaman anlatıyor: Muş ilinden Yemen’e çok sayıda genç “ölürsek şehit kalırsak, gazi oluruz” diyerek askere gidiyor. Yemen’in öldürücü sıcağı, düşmanı ezici çoğunluğu ve Arapların ihaneti nedenleri ile gidenlerin hemen hepsi orada şehit düşüyor, hiçbirisi geri dönmüyor… Türkümüz geride kalan asker yakınları ve yavuklularınca söyleniyor.
Türkümüzün sözlerine bakıldığında yöre insanımızın geleneklerini, yaşam biçimini ve acılarını yansıttığı görülüyor. Yemen’e giden redif alayından hemen, hemen hiç kimse geri dönmüyor. Bu kara haberin Muş’a ulaşmasıyla (halk arasında şivan denen) ağıtlar yakılıyor, feryatlar yükseliyor.
Muş geleneklerinde komşularca cenazesi olan evlere başsağlığına gelenlere ve cenaze evinin halkına yemek gönderilir. O zamanlar teknik gelişmediğinden, yemekler fırınlarda değil kazanlarda, odundan ateş yakılarak pişirilirdi. Cenaze evi birden çok olduğundan, şehrin birçok yerinde cenaze evlerine yemek göndermek amacıyla büyük ocaklar kurulur, odunlar ocağa sürülür... İşte bu ocaklardan çıkan yoğun duman gökyüzüne doğru yükseliyor. Nişanlısı redif alayı ile birlikte Yemen’e giden ve bu kara haberi henüz duymamış olan genç kızımız pırıl pırıl bir ağustos günü bu ağlamaları ve bu dumanı görünce şöyle söyleniyor:
''Havada bulut yok bu ne dumandır
Mahlede ölüm yok bu ne şivandır
Bu Yemen elleri ne de yamandır''
Gerçekten de mehlede ölü yoktur cenazeler Yemen’dedir. Bulutsuz ağustos gününde ki duman ise cenaze evleri için yemek yapmak üzere yakılan ocakların dumanıdır.
''Ano Yemen’dir gülü çemendir
Giden gelmiyor acep nedendir
Burası Muş’tur, yolu yokuştur
Giden gelmiyor acep ne iştir''
Çemen; Yemen’de yetişen bir bitkidir. Askerlerimiz Yemen’e gitmiş ve bir daha geri dönmemiştir. Muş ili Türkiye’nin üçüncü büyük ovasına sahiptir. Birçok kişi Muş ovası ile türküdeki yokuş ve yol ikilemine düşüyor. Oysaki Muş ili yerleşim itibariyle savunması daha kolay en eski yerleşim yeri olan bugünkü Kale Mahallesi ve Minare Mahallelerinin olduğu bölüme konuşlanmış ova ise tamamen bu mahallerin altında aşağıda tarıma bırakılmıştır.
Bugün halen Kale Mahallesi eski yerleşim kalıntılarını taşımakta ve yüksek bir yerde ovaya hâkim bir alandadır. Eski Muş’un yolu halen yokuştur. “Giden gelmiyor acep ne iştir” sözü Muş’a giden dönmüyor diye anlaşılmaktadır. Oysa türkünün sözleri dikkatli incelendiğinde Muş’tan Yemen’e gidenler şehit olup dönmediklerinden “giden gelmiyor acep ne iştir “ sözü onlar için söyleniyor…
UA-cam'da yemen'de Türk askerine yazılan şiir izleyin
Hata yoktur ,maksatli yapilmistir.
Vatan Bizim Devlet Ingilizin.
Merhaba, sizi bu harika çalıșmadan dolayı kutluyor ve emeklerinize sağlık diyorum. Șuraya bir 💙 de arka planda görünen o Çakmak Bakıșlı Atatürk'ümüze bırakıyorum. Bașarılarınız daim olsun diliyorum... 🙏
Merhaba, guzel mesajiniz icin cok tesekkurler.
Öncelikle Çok teşekkür ederim ağzına yüreğine sağlık sade ve güzel bir anlatim olmuş hala huş diyenlere kapak olsun.Elaziglilar hic kendinize pay çıkarmayın ...
Harput(Elazığ) türküsü olduğu daha çok ağır basıyor diye biliyorum. Bu konuyu araştırbilirmisiniz. Doğrusunu öğrenmek istiyorum.
Kaynak kişi belli burası muştur Elazığla alakası yok çok iyi atmışlar ama tutturamamislar
Elazığ ile hiç bir alakası yok Elazığ nereden girdi araya onu da bilmiyorum
@@bodiless9647 Resimliay Matbaasında İstanbulda 1936 yılında basılan Elaziz Halk Türküleri ve Oyunları kitabında notalarıyla beraber vardır. Muş arşivlerinde 1944 de ilk olarak belirtiliyor. Merak ederseniz Beyazıt Kütüphanesinde 47950/5 numarada belirttiğim kitap vardır. Muş'ta derlenmesinden 8 sene önce Elaziz Valiliğinin resmi arşivinde notasıyla beraber derlenip basılmıştır. Türkü muştaki askere alma şubesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Az çok Muş ilinin musikisine baktığınızda buna benzer bir türküye rastlanılmıyor. Harput musikisine bakarak bunu daha iyi anlayabilirsiniz. Bilmem anlatabiliyor muyum?
@@bedirhanozkan6711 Resimliay Matbaasında İstanbulda 1936 yılında basılan Elaziz Halk Türküleri ve Oyunları kitabında notalarıyla beraber vardır. Muş arşivlerinde 1944 de ilk olarak belirtiliyor. Merak ederseniz Beyazıt Kütüphanesinde 47950/5 numarada belirttiğim kitap vardır. Muş'ta derlenmesinden 8 sene önce Elaziz Valiliğinin resmi arşivinde notasıyla beraber derlenip basılmıştır. Türkü muştaki askere alma şubesinden kaynaklandığı belirtiliyor.
Az çok Muş ilinin musikisine baktığınızda buna benzer bir türküye rastlanılmıyor. Harput musikisine bakarak bunu daha iyi anlayabilirsiniz. Bilmem anlatabiliyor muyum?
Ağzına sağlık reis. Memleketimin türküsüdür
Muş'un neresinde yokuş var kardeşim
Kale mah. Muş'un eski yerleşim yeri
Muş ili Türkiye’nin üçüncü büyük ovasına sahiptir. Birçok kişi Muş ovası ile türküdeki yokuş ve yol ikilemine düşüyor. Oysaki Muş ili yerleşim itibariyle savunması daha kolay en eski yerleşim yeri olan bugünkü Kale Mahallesi ve Minare Mahallelerinin olduğu bölüme konuşlanmış ova ise tamamen bu mahallerin altında aşağıda tarıma bırakılmıştır.
Yolu yokuş denilmesinin sebebi, Muş' un yerleşim yerinin Kale de olmasıdır ve sarp yokuştur.
Bu türkü yemen turkusudur yamen cephesinde deki ,olanlari yaşananları dile getirilmiştir ayrıca burası muş dur değil burası huş tür olmalı çünkü huş denilen yer yemendedir
Tamam da abi sen adamı hiç mi dinlemedin muş dan alay gitmiş adam diyor ki "AĞIT MUŞTA YAKİLMİS"
İyi bir masal anlatıcısı olmalısın..Muşta bu nağmelere yakın,benzer bir başka türkü yoktur.Redif kışlası(askerin toplanma yeri,bu yer hala kullanılıyor,1992 deki 33 er buradan dağıtıma giderken şehit olmuştur ) muşta değil Harputtadır(Elazığ).Harput eyalet merkezi,aynı zamanda bir kültür merkezidir.Mahalli müzik nağmeleri yemen türküsüne benzer ahekleri taşır. Güftesindeki bazı kelimeler hala yörede kullanılıyor.O tarihte muş bir ilçeden küçük yerleşim.(Bu türküyü yakacak bir kültüre sahip değil)İyi bir araştırmacıysan böyle derinlemesine araştır.Araştırmayı youtube'da videom olsun diye değil,gerçekleri belgeli anlatmalısın.Bir yanlışlık nasıl olmuş..TRT de halk müziğinin başındaki(cumhuriyetin ilk yılları) Muzaffer Sarısözenin yaptığı bir yanlış,yada hata diyelim.işin kolayına kaçmış,güftedeki yer ismine göre(oda yanlış isim) türküyü yörelendirmiş.BİR YÖRE TÜRKÜSÜ O YÖRENİN NAĞMELERİNİ TAŞIR.(TRT de duayen usta Mehmet Özbekle konuşup fikir alsaydın.Sana tüm gerçekleri anlatırdı)
Muş Neden türkü yakacak kültüre sahip olmasın ki ? Anadolu’nu heryerinde yüz yıllardır türküler yakılmadı mı?
Hocam yıllardır merak ediyordum muş mu huş mu diye yinede kararsızım çünkü burası muştur yolu yokuştur kısmında muş düz bir ovada zira yokuşu yok 🤔🤔🙄
Merhaba, tesekkurler yorumunux icin. Sonucta bir turku ve turkude benzetmeler olabilir. Yokus kismina cok takilmayin, cunku mus oldugu cok sarih. Kaldi ki ben mus’a gittim. Ortalama 100 yil oncesini dusunursek yuksek bir yerde oldugu icin merkeze giden at yolu bir yokus olabilir.
Ben muşluyum merkez kısmı yokuştur kale den aşağıya eğik gidersiniz
@@cagrihakim cok teskkurler bu degerli bilgilendirme icin.
Eski muş tepede kalir kale mahlesi yollari hep yokusludur sonradan merkez ovaya yerlesir muşa giderseniz kale mahlesine gittiginizde anlarsiniz zaten
Yemende huş denen biyer yok zaten arastira bilirsiniz sonradan uydurma ataturkunde ensevdigi turkudur
👏👏👏
Evet biz de yıllardır burası Muş’tur diye biliyorduk, Huş nereden çıkmış ki ?
Elazığ türküsü dür trt kayıtlarına bakın
❤❤❤👏👏👏
Huş
Hacam fakat malesef bir çoğu nasıl bir cümle?
orta dünyada yakılmıştır ben biliyim hobbit türküsü
Bu kadar güzel türküleri bu kadar çarpıtarak, bu kadar ayrıştırarak, bu kadar eksik anlatmanız çok çirkin.
huş
Muş'un kale mah dere mah minare mah si hepside yokuş hemde çok uzun
Huştur Huş Muş değil insanları yanlış bilgilendirmeyin
Anlatim 0
ne kadar önemliymiş muşmulk huş mu hikayesi başka bir şeyler anlatın insanların ders alacağım şeyler
La geçin bu işleri hikayeyi kimden dinlediğinize bakın ve teyit etmeden inanmayın aslı bu değil araştırın derim
Yalan söylədin evladım. İgidi öldür, hakkını yemə.
Berbat bir sey. Uzmanlara bırakilmali bu işler.
Yalan...😅
Muş Tütküsü değil Erzurum Türküsü, ayrıca türküde geçen yer ismi Huş.
Tm abi tm
Huş tam anlamıyla zırvalık
zırvalık değil gerçek
@@serkandortkasck7087barış Manço'nun söylediğinde de Muş olarak geçiyor diğer türküler de de
Bence de muştur
Kapat.