Trabzon Ayasofya Müzesi ve Camii - 1
Вставка
- Опубліковано 5 лют 2025
- Müze Konusu Ve İçeriği İle İlgili Kısa Bilgi
Trabzon’da 1024 tarihinde Trabzon İmparatorluğunu kuran Kral I. Manuel tarafından 1250 - 1260 yılları arasında yaptırılmıştır. 1461 yılında Fatih Sultan Mehmet tarafından Trabzon fethedildikten sonra ise 1584 yılında yine sultanın emriyle Kürd Ali Bey tarafından kiliseye bir minber ve müezzin mahfili eklenerek camiye dönüştürülmüştür. Fakat cami uzun süre onarılmamış ve ibadete kapalı kalmıştır. Bunun üzerine 1865’de Müslüman cemaatin topladığı 95.000 kuruş ile Rum ustalar tarafından onarıldıktan sonra yeniden camiye dönüştürülmüştür. I. Dünya Savaşı esnasında ise Trabzon’u işgal eden Rus ordusu tarafından depo ve askeri hastane olarak kullanılmıştır.
Geç Bizans Kiliselerinin en iyi örneklerinden olan Trabzon Ayasofya Müzesi yüksek kasnaklı bir kubbeye sahiptir. Muazzam bir işçiliğin görüldüğü yapıda Hıristiyan sanatının yanı sıra Selçuklu Döneminin de etkileri görülmektedir.
1960 yılına kadar cami olarak kullanılan yapı 1964 yılında Vakıflar Genel Müdürlüğü tarafından restore edilerek müze haline getirilmiştir. 2013 yılında yeniden Müslümanların ibadetine açılmıştır.
Müze Binası Hakkında Kısa Bilgi
Günümüzde müze olarak ziyaret edilebilen hem de cami olan Trabzon Ayasofya Kilisesi, Trabzon İmparatorluğu krallarından I. Manuel Komnenos zamanında (1238-1263) inşa edilmiştir. İngiliz seyyah ve araştırmacı G. Finlay tarafından 1427 yılına tarihlenen Çan Kulesi kilisenin batısında yer almaktadır. Kilisenin kuzeyinde bulunan üç apsisli şapel kalıntısının ise daha erken bir döneme ait olduğu tahmin edilmektedir. Fatih Sultan Mehmet’in Trabzon’u fethini takiben yapı, camiye çevrilmiş ve vakıf eser olmuştur. Ayasofya, yüzyıllar boyunca şehri ziyarete gelen seyyah ve araştırmacıların ilgisini çekmiştir. 1868 yılında harap durumda olan caminin Bursalı Rıza Efendi’nin teşvikleriyle yeni baştan onarıldığı bilinmektedir. I. Dünya Savaşı yıllarında sırasıyla depo, hastane daha sonraları yine cami olarak kullanılmıştır. 1958-1962 yılları arasında Vakıflar Genel Müdürlüğü ve Edinburg Üniversitesi’nin iş birliği ile restore edilerek 1964 yılından sonra müze olarak ziyarete açılmıştır. Geç Bizans kiliselerinin güzel bir örneği olan yapı, kare-haç planlıdır ve yüksek bir merkezi kubbeye sahiptir. Nartex denilen giriş holüne sahip olan bina üç neflidir. Neflerden ortadaki beş köşeli, yanlardakiler ise yuvarlak bir apsisle son bulmaktadır. Nartex’in üzerinde şapel vardır. Yapının kuzey, batı ve güneyinde üç revaklı giriş bulunmaktadır. Kubbe ve kasnağı oniki köşelidir. Kubbe monoblok dört mermer sütun, kemerler ve pandantiflerle taşınmaktadır. Yapı ana kubbenin etrafında değişik tonozlarla örtülmüş, çatı farklı yükseklikler verilerek kiremitle kaplanmıştır. Kuzey ve batıdaki revak cephelerinde görülen geometrik geçmeli bezemeleri içeren madalyonlarla, batı cephesinde görülen mukarnaslı nişler Selçuklu taş işlemelerindeki özellikleri taşımaktadır. Binanın en görkemli cephesi güneyidir. Burada Adem’le Havva’nın yaratılışı kabartma olarak bir friz halinde anlatılmıştır. Güney cephedeki kemerin kilit taşı üzerinde Trabzon’da 257 yıl hüküm süren Komnenoslar’ın sembolü olan tek başlı kartal motifi bulunmaktadır. Benzer bir kartal tasviri ana apsisin dışında doğu tarafta yer alır. Bu cephede, kentaur, grifon gibi karışık varlıklar, güvercinler, merkezlerinde yıldız ve hilal bulunan kare panolar, içleri bitkisel motifli madalyonlar yer almaktadır. Yapının ana kubbesinin altına rastlayan kısmında opus-sectile tarzında çok renkli mermerden yapılmış bir yer mozaiği bulunmaktadır. Ayasofya’nın süslemelerinin önemli bölümünü meydana getiren fresklerde İncil’den alınmış konular canlandırılmıştır. Kubbede ana tasvir Hz. İsa’nın tanrısal yönünü aksettiren Pantacrator İsa’dır. Bunun altında bir kitabe kuşağı, daha altta ise melekler frizi bulunur. Pencere aralarında on iki havari tasvir edilmiştir. Pandantiflerde değişik kompozisyonlar yer almaktadır. İsa’nın doğumu, vaftizi, çarmıha gerilişi, kıyamet günü gibi sahneler betimlenmiştir. Binanın arka kemerleri üzerindeki dairesel madalyonlarda portrelere yer verilmiştir. Yapının tonozlarında da İncil’den alınmış dini sahneler canlandırılmıştır.