Üstünden epey zaman geçmiş olsa da tesadüfen (ve mutlulukla) denk geldiğim bu söyleşiye ait bir not eklemek isterim: Ben o gün izleyiciler arasındaydım. Takriben 25 m2’lik bir odada, sıcak ve nemli bir İstanbul akşamüstünde tıklım-tıkış bir gruptuk. Oturacak yer bulmak bile meseleydi; hatta öyle ki, bir başka grup yan odada ekrandan izlemek zorunda kalmıştı. Kaydeden kamera dahi kendine zor yer bulabilmişti. Hiçbirimiz de şikayetçi olmadık zira izlediğiniz gibi dopdolu bir zaman geçirdik. Hülasa kadrajmış, kılık-kıyafetmiş; bunlara takılmayı “UA-cam kaprisinden” başka bir şeye yoramadım. Yine de çaresiz, garipsedim. Gözlerimizi ve zihinlerimizi güzelliklere yöneltmemiz gerek. Bu vesileyle, bu güzel söyleşiyi gerçekleştiren, kaydeden ve paylaşanlara teşekkür ederim.
''bizim hep acelemiz vardı, modernleşmeye gecikmenin acelesi, ulus devlete ve uluslaşma sürecine gecikmiş olmanın acelesi, devrim acelesi. her zaman çok acil, çok yakıcı ve birtakım şeylerin incesini düşünmeyi abes kılan bir acele gündemi vardı''. yakın siyasi ve toplumsal tarihimizi böylesine güzel açıklayan, romantik ama gerçekçi bir üslup görmemiştim
Tanıl Bora düşünce sevgisini hatırlatan ve güçlendiren harika bir entellektüel gözümde. Çevirilerini ayrı, editörlüğünü ayrı, yazılarını ayrı seviyorum. İyi ki ülkemizde ve onu dinleme şansına erişebiliyoruz. Var olsun.
Tanil Bora arkadaşı, ilk kez 1980 lerin ilk yarısında, sosyalist bir dergi toplantısı için, Unkapanı'nda bir büroya gittiğimde tanımıştım ve sonra başka yerlerde izledim. Yıllarca aynı yerde kaldığını, kapasitesini heba ettiğini görmek üzücü.
Kulaklarım iyi duysun diye gözlerimi bir derece kör ettim. Bu yüzden de yayında tek görebildiğim Tanıl Bora. İmkanlardır, az katılımcılı bir program olarak planlanmıştır; olmamıştır... Vs. Vs. Takılmayın böyle şeylere, ses gayet güzel zaten.
Bu kadar dolu konuşmaya bu kadraj rezaleti tam bir beceriksizlik. Kucağına da otursaydı birisi bari öyle çeksediniz. Ayrıca bunun negatif enerji boşaltmak veya kötü olanı görmekle alakası yok. Yapılan işe ve konuşmacıya saygı duymakla alakalı aslında. Profesyonel iş yapmayı bilmemeyi eleştirmek gayet normal. Evet video berbat olmuş ve Tanıl Bora için ayıp olan esasında budur. Bunu eleştirmek değil.
arkadaki gürbüz oğlan. oğlum, ne ortam varmış. insan tamam rahat giyinir de Tanıl Bora dinlemeye de üniversitede anfide dersi dinlemeye gider gibi de gidilir mi yahu. Çıkarın şunu kadrajdan!
Üstünden epey zaman geçmiş olsa da tesadüfen (ve mutlulukla) denk geldiğim bu söyleşiye ait bir not eklemek isterim:
Ben o gün izleyiciler arasındaydım. Takriben 25 m2’lik bir odada, sıcak ve nemli bir İstanbul akşamüstünde tıklım-tıkış bir gruptuk. Oturacak yer bulmak bile meseleydi; hatta öyle ki, bir başka grup yan odada ekrandan izlemek zorunda kalmıştı. Kaydeden kamera dahi kendine zor yer bulabilmişti. Hiçbirimiz de şikayetçi olmadık zira izlediğiniz gibi dopdolu bir zaman geçirdik.
Hülasa kadrajmış, kılık-kıyafetmiş; bunlara takılmayı “UA-cam kaprisinden” başka bir şeye yoramadım. Yine de çaresiz, garipsedim.
Gözlerimizi ve zihinlerimizi güzelliklere yöneltmemiz gerek.
Bu vesileyle, bu güzel söyleşiyi gerçekleştiren, kaydeden ve paylaşanlara teşekkür ederim.
@Serdar Kuzuloğlu 6 satılık
Teşekürler
''bizim hep acelemiz vardı, modernleşmeye gecikmenin acelesi, ulus devlete ve uluslaşma sürecine gecikmiş olmanın acelesi, devrim acelesi. her zaman çok acil, çok yakıcı ve birtakım şeylerin incesini düşünmeyi abes kılan bir acele gündemi vardı''. yakın siyasi ve toplumsal tarihimizi böylesine güzel açıklayan, romantik ama gerçekçi bir üslup görmemiştim
Tanıl Bora düşünce sevgisini hatırlatan ve güçlendiren harika bir entellektüel gözümde. Çevirilerini ayrı, editörlüğünü ayrı, yazılarını ayrı seviyorum. İyi ki ülkemizde ve onu dinleme şansına erişebiliyoruz. Var olsun.
acilcilik ve faydacilik tespiti cok güzel.
Teşekkürler .Tanıl hoca müthiş bir insan benim için.
Harika bir soylesi.. kalite kelimesini \kavramini seckinci olarak nitelemeye takildim tek ...
Şenlendi haftasonumuz. Paylaşımların devamını bekliyoruz. 👏👏👏
Yorumlar ah yorumlar. Ülkem ve özeti.
_Güzel bir söyleşi olmuş, teşekkürler._
😌
Tanil Bora arkadaşı, ilk kez 1980 lerin ilk yarısında, sosyalist bir dergi toplantısı için, Unkapanı'nda bir büroya gittiğimde tanımıştım ve sonra başka yerlerde izledim. Yıllarca aynı yerde kaldığını, kapasitesini heba ettiğini görmek üzücü.
Lümpen kapitalizim kavramlaştırmasının turkiye karşılığı olarak tırşikçi kapitalizim
Kulaklarım iyi duysun diye gözlerimi bir derece kör ettim. Bu yüzden de yayında tek görebildiğim Tanıl Bora.
İmkanlardır, az katılımcılı bir program olarak planlanmıştır; olmamıştır... Vs. Vs. Takılmayın böyle şeylere, ses gayet güzel zaten.
klima alın klima
Şort giymeyin ulan!
tanıl bey rahat rahat sövün gitsin tutmayın içinizde..
Fazil Say fildisi kulesi olmayan herseye maydanoz olan entel icin güzel bir örnekmidir?
kadraja, arkadaki insanların kıyafetine takılmayın. içeriğe bakın. tanıl bey sizin kadar rahatsız olmamıştır o kişinin oraya oturmasından.
Bu kadar dolu konuşmaya bu kadraj rezaleti tam bir beceriksizlik. Kucağına da otursaydı birisi bari öyle çeksediniz. Ayrıca bunun negatif enerji boşaltmak veya kötü olanı görmekle alakası yok. Yapılan işe ve konuşmacıya saygı duymakla alakalı aslında. Profesyonel iş yapmayı bilmemeyi eleştirmek gayet normal. Evet video berbat olmuş ve Tanıl Bora için ayıp olan esasında budur. Bunu eleştirmek değil.
Aynı fikirdeyim. Erkek bacağına baktım bir saat.
Sağdaki bacak ne alaka?
Kadın bacağı olsa öyle demezdin ama
Tanıl ı dinlemek güzel tabi, fakat seçtiğiniz berbat kadraj, görüntülü işler hakkında fikirsizliğinizi sergiliyor.
Bence öze yoğunlaşmak şart şurtttan daha önemli. Videoyu izlemeye bile gerek yok dinlemek bile yetiyor.
arkadaki gürbüz oğlan. oğlum, ne ortam varmış. insan tamam rahat giyinir de Tanıl Bora dinlemeye de üniversitede anfide dersi dinlemeye gider gibi de gidilir mi yahu. Çıkarın şunu kadrajdan!
ehk2 ehk2 takıldığınız şeylere bakın ya.Şekilcilik yapmaya gerek yok.
Bir kulp bulalım da yorumda dursun kişisi.
@@KrzysztofKieslowskii Yavaşk Meriç. Yoo, kulp bulma derdim yok.Bora'yı severim. Kıçından element uydurma ihtiyacı duymuş olan sensin.
Tanıl Bora'nın solundaki çocuğun bacağı programın ciddiyetini ziyan etmiş. Plaja mı geldin be mübarek adam?