Türkiye'de üniversitelerin bilim dünyasında yeri ne? | Teke Tek Bilim - 16 Ağustos 2020
Вставка
- Опубліковано 21 сер 2024
- Haberturk TV UA-cam Kanalına Abone Ol ➤ hbr.tk/QNhqSs
Fatih Altaylı ile Teke Tek Bilim'de bu hafta Türkiye'deki akademik yapının son 30 yıllık bilimsel karnesi, hangi üniversitenin, kaç bilimsel çalışma yaptığı ve bilim dünyasındaki beyin göçü rakamları konuşuluyor.
Fatih Altaylı soruyor; Almanya'nın prestijli araştırma ödülü Max Planck-Humboldt'u kazanan Chicago Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ufuk Akçiğit yanıtlıyor.
➤ / haberturktv
➤ www.haberturk.c...
➤ / haberturktv
➤ / haberturktv
➤ / haberturktv
#Habertürk
#Haber
#Gündem
![Дон ДОН, Алаудинов и СБЕЖАВШИЕ из под Курска ахматовцы 😁 [Пародия]](http://i.ytimg.com/vi/dEfCf5IK26Q/mqdefault.jpg)
Ne kadar muazzam bir insan ve araştırmacı.Bu adamı bizlere sunum yapmasına vesile olduğun için teşekkür ederim Fatih Altaylı
elinde veri var mı muazzam olduğunu dair. ?
verilerle konuşacaksın önce micro sonra macro
@@wulfred3681 tablolarda kaynaklar mevcut. Adam yök'ten verileri almış kardeş. Üniversitelerimiz rezil durumda, adam net kepazeliğin fotosunu çekmiş.
@@spartakos536 yök den almamış verileri bütün program diyor ya keske milli eğitim yök verileri paylaşsa diye
@@wulfred3681 tabloları dikkatli oku. Yök referansı var. Doğrudan unilerden veri almak zor dedi
@@wulfred3681 Hocanın "muazzam biri" olduğuna dair veri olarak kabul eder misiniz bilmem ama gayet kuvvetli bir Cv si var, açıp bir göz atmanızı öneririm. İçindeki verileri makro, mikro sınıflandırırsınız artık. CV'si en temel veri. Bu arada bu cevabı hocanın muazzam biri olduğu tezine destek amacıyla değil, sorunuza yanıt olarak yazdım. Takdir son tahlilde herkesin kendi fikri,
Program resmen bir başyapıt oldu. Elinize emeğinize sağlık her ikinizin de
Fatih Altaylı'nın yurt dışında yaşamaya başlayıp otosansür olmadan konular hakkında yorum yapmasını çok isterdim.
ana avrat düz gidecekte zor tutuyor kendini gibi geliyor bana :D
😂😂😂
Fatih bey kendini aştı bence. Tüm programlar mükemmel oluyor.
Bu tartışmadan önce ilk ve orta eğitim sistemi tartışılmalı. O sistemden çıkan öğrenciyi dört senede tamamen kafa yapısını değiştirip hem meslek sahibi yapmaya hem de bilime yönlendirmeye çalışıyoruz. Olmuyor. Olmaz!
Celal Şengör ile İlber Ortaylı niye katılmıyor artık gelsinler de kafamızın almayacağı şeylerden bahsetsinler biraz
Kontenjan arttır, bi daha arttır, az daha arttır. Sınav için sınıflara sığmayan okuduğu bölüme kapasitesi yetmeyen fakat sınıflar taştığı için hocaların geçirmek zorunda kaldığı öğrenciler! Öğrencilerle uğraşmaktan araştırmaya zaman bulamayan hocalar! senede 50bin elk. müh. ihtiyaç varsa 150bin mezun olursa 100bin ne olacak? Of of sonrada üni. olmayan ilimiz kalmadı diye gurur duyuyoruz. İsmen ve bina olarak var liseden farkı yok aslında.
harika bir yayın olmuş. Umarım politika yapıcılar ortaya konulan teşhisleri daha da derinlemesine inceletilmesi doğrultusunda gerekli çalışmalara destek verip, gerekli önemleri alırlar. Bu bir süreç meselesidir. Bu süreci başlatırken kısa dönemden ziyade uzun döneme odaklanılması en temel unsurdur.(Değerli Akçiğitin belirttiği gibi amaç ortalamayı yukarıya çekmek). Bu gibi insanları görünce gerçekten umudum artıyor Türkiye açısından.
Oha muazzam program..Tebrikler Fatih bey
Müthiş bir programdı. YÖK,Milli Eğitim Bakanlığı dikkate almalı
Evet, Badem bıyıklı amcalar çok dikkate alır.
Zaten YÖK Milli Eğitim Üniversitelerin başında olanlar son 20 senede oraya Liyakat ile geldiler de bunu dikkate alacaklar.
Adamların ödü kopar Liyakat geri gelecek bizi kovacaklar diye,
Bugün birçok Üniversitenin Rektörü olan Profların "bir adet bile Uluslararası yayını yok". Adam Prof olmuş ama Edirne'den öte adamı bilen tanıyan duyan yok.
@Alim Karaçay ne dikkate alması ya :D
@Alim Karaçay eyvallah :d
@Alim Karaçay hahahaha
Hasretle beklediğim program budur! Kesinlikle beyin hücrelerinize sağlık Fatih Altaylı! Çok teşekkürler. Ama bunu seriye takmanız gerekmekte ve bunu daha fazla deşmeniz gerekmekte. Emeklerinize sağlık.
Sevgili Fatih Altaylı, Ne güzel bir program. Bugüne değin en zevkle izlediğim en yararlı bir program bu. Ülkemizin kalkınmasına insanımızın gelişmesine ufuk açıcı düşünceler içeren. .. Size ve değerli hocamıza saygılar. Sağolun.
Hayatımda izlediğim en faydalı televizyon yayınlarından biriydi. Böyle isimleri daha çok konuk edin. Siyaset tartışmayın.
Fatih bey çok güzel bir program yapmışsınız.Acı reçete olmuş.
İzlediğim en güzel bölümlerden biri oldu benim için tane tane net bi sunum vardı
Elinize emeğinize sağlık
İşte ekranlarda görmek istediğimiz bilim adamı, tebrikler ve başarılarınızın devamını dilerim.
Nihat Hatipoğlu bile REKTÖR düşün artık
Hocamızı dinlerken dikkatimi çekti, ya ne kadar akıcı ve güzel bir anlatımı var üniversitede dersime girse sıkılmadan izlerim, eminimki içinde öyle bir öğretme ve araştırma aşkı var, bunu bile programdan izleyince insana geçiyor direkt. Bu arada 38. dakikada incelenen bir tabloda 2016'da akademisyen sayısının aniden neden düştüğünü anlamak isteyen (darbe sonrası KHK ile atılan onbinlerce akademisyenler) ve olayı sonradan ayıkan Fatih Altaylı'nın tepksi de ilginç olmuş.
tam o kısımda nelmuştu diye hatırlamaya çalışıyordum ...😅
Ateş gibi sayın profesör çok çok kaliteli bir sunum olmuş
program harikaydı.
Size ve ekibinize teşekkür ederiz Fatih Bey.
Fatih Bey, sizi her zaman olduğu gibi başarılı ve öğretici programlarınızdan dolayı tekrar tebrik ediyorum. Bu ülkenin hazinesi olan insanları bizler ile buluşturuyorsunuz. Sağolun varolun.
Böyle muhteşem insanlar da çıkıyor bu ülkeden. Gel gör ki ülkede kalan yok. Kim niye kalsın
Muhteşemdi devamını ve çeşitli konularda bekliyoruz 👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻👏🏻
Teşekkür ederim bu güzel program için sayın Altay'lı.
böyle değerli insanlarla bizleri buluşturduğunuz için Fatih bey size çok çok çok teşekkür ediyoruz
Hep böyle insanları konuk edin. 👍📚🙏
Buradaki en önemli detay şu..Anadolu Liseleri ve DPY sınavları ilkokul 4. sınıfta başlardı maraton ve ortaokulda Anadolu Lisesine başlardınız. Abimden biliyorum ilkokulda kalın kalın test kitaplarını bitirirken yeşil kalın bir tet kitabı vardı hatırlıyorum ilkokul da uluslararası matematik yarışmalarına katılırdı ben ise hayattan bi haberdim. Abim ortaokulu bitirip liseye başlarken Almanca ve İngilizceyi anadili gibi konuşurken ben İngilizce dersini fen bilgisi hocamızdan alıyordum, alamıyorduk nefret ettirmişti zaten bir daha da öğrenemedim. Şimdiki Anadolu Liseleri ortaokul sonrasında giriyorsunuz dolayısyla "Siyasal İslamcılar" yüzünden o da bitirildi. Eski Anadolu ve Fen Liseleri kalmadı.
Fatih Bey yayın için çok teşekkür ederim.
Muhteşem ötesi bir program.
Böyle bir videoyu beğenip paylaşssak daha çok insanın anasayfası da çıksa harika olur ve trendlerde görürse insanlar , ülkemizdeki eğitimin diplerde gezdiği gerçeği ile yüzleşirler.
Mükemmel bir yayın olmuş. Tebrikler
Harika ve cok verimli bir program. Tesekkürler.
Yılda 50 civarı uluslararası seminere katılmak için ailenizden size intikal etmiş yüklü bir mirasa sahip olmanız gerekir. İyi bir seminerin maliyeti katılım ücreti ile birlikte ortalama 700-800 euro civarındadır. Diğer masrafları söylemiyorum bile... Yani yıllık maliyeti 35000-40000 euro yapar. Bugünün kuru ile 300-350 bin tl yapar ki bugün bırakın bir asistan maaşını profesör maaşları ile bile bu rakamları karşılamak imkansız... Üniversitelerin destekleri ise çok kısıtlı... Bu tablonun sonucu açık ve net; beyin göçü... Ne kadar ekmek o kadar köfte... Vermeden almak Allaha mahsus... Eğer bilimsel, teknolojik ve ekonomik olarak ilerlemek istiyorsak kaynakları yaratıcı sektörlere ve en başta eğitim sektörüne aktarmamız, aktardığımız her kuruşunda hesabını sormamız gerekiyor... Beton ekonomisinden bilgi ekonomisine geçmek şart...!
Hocam söylediğinde temel olarak haklısın ama yılda 50 seminer biraz abartı olmuş. 50 seminere giden adam yolculuktan çalışmaya zaman bulamaz.
Kaldi ki bunlarin masrafını profesör veya asistan maaşından ödememeli, bunun sorumluluğu üniversite ve tubitak gibi kurumlardadir. Universitelerin bunlar icin butcesi var ama cok cok az, ucak biletlerini zor karsilayan seviyede
Yılda 50 seminer mi? Her hafta 1 seminer eder. Şehir dışında (uluslararası) olduğunu varsayarsak imkansız, başka hiçbir şeye zaman kalmaz... İdeali en fazla ortalama ayda 1 seminer şeklinde olabilir. Araştırma enstitülerinde belki biraz daha fazla olabilir, orda öğrenci işleri daha az çünkü. Hocanın yetkinliğine ve geçmiş yayınlarına göre Tübitak ve üniversite karşılasınlar artık.
@@uralmutlu4320 yurtdışında çalışma grupları var bizdeki gibi herkes tek tabanca takılmıyor... Hocanın sadece Türkiye için 6 kişilik bir ekibi var diğer çalışma gruplarındaki araştırmacı sayılarını da düşünürsek yılda 50 seminer onlar için ideal bizim için fantezi olur...
bir yil 52 hafta ise yilbasi tatili haricinde gidilmese her hafta bir seminere gidilmesi lazim ki bu bir ogretim uyesi icin farkli ulkeleri surekli gezmesi vs anlamina gelir ki cok mumkun degildir, ayni bulundugu ulke de bile gitse surekli yol parasi zamani bunu destekleyecek herhang bir universite de yoktur ve yapmaz da zaten her ne kadar deneysel laboratuvar calismalari olmayan bir sozel bolumde olsa bile.
Bilgilendirici ve kaliteli bir yayın. Zevkle izledim, umarım ders çıkaranlar olur.
Program muhteşem.Çok teşekkür ederim.
ne güzel bir adam ya.helal olsun sana.
Ülkede gazetecilik anlamında özellikle son 2 yıldır sayabileceğim birkaç insandan biri,belki de ilkisiniz.Bunu söylerken tarafsız,adil,vatansever tutumunuzun bu karara varmama sebep olduğunu,önceki senelerden farklı tutumunuzla ülkede tutunacak bir dal,sesimizi duyuracak bir ses ve söylemek isteyipte söyleme imkanı bulamadıklarımızı ifade edensiniz.Böyle bir ortamda bu tarzla ne kadar daha proğram yaptırırlar bilemiyorum ama seyretme oranınız kaybedilecek gibi olmadığından ümidimi koruyorum.Başarılarınızın ve vatansever tutumunuzun daim olmasını dilerim.
37:44 de fatih altaylı'nın sorusunun cevabı, khk' larla işten atılan öğretim görevlileri. hoca da o an bilemedi mi, doğru cevabı vermek mi istemedi bilmedim...
bilmemezlikten gelmiş ikisi de..
Uğur Öztürk öyle olsa idi sonradan düzeltmezlerdi. Akıllarına gelmemiş büyük ihtimal.
YÖK Başkanı, bu değerli hocamız ile kesinlikle çalışmalı, yükseköğretim üst kurulu, ÜAK ve YÖKAK bu hocamız ile ortak bir ulusal yüksek öğretim stratejisi geliştirmeli. Yoksa üniversitelerde eş dost akraba enflasyonundan, öğrencilerimiz hiç bir bilgi satın alamayacak hale gelecek!
Fatih bey sonuna kadar, bazı bölümleri tekrar tekrar izledim. Emeklerinize sağlık. Çok teşekkürler, çok kıymetli iş. Bu alana kafa yoran birisi olarak, çok ama çok faydalnıyorum.
YOK bu hocaya gelene kadar, normal, isinin ehli hocalar ile calissa zaten Turkiye bu durumda olmaz. YOK kurullarinda olan hoca kitlesi ortadadir. Aldiklari kararlar da ortada. Bu hoca ile calissa ne yazar ki... O kurullarda, komisyonlarda bulunan hocalar Turkiye'dekki kiymetli akademisyenleri dinlemedigi gibi bu arkadasi da dinlemez. Bu anlatilanlarin hepsini en ince detayina kadar iyi okullardaki hocalarda biliyor ama elleri kollari bagli. Hicbir ozerklik ve ozgurluk olmaz ise sonuc bu olur.
@@colpangoktug7036 özerklik ve özgürlük konusu hariç pek çoğuna katılıyorum söylediğinizin. ama elimizdeki akademisyenlerin ciddi anlamda bu işlere kafa yoran birisi olarak söylüyorum, uluslararası mecralarda bilinirlikleri çok fazla değil. en azından rakamları dünya ölçeğine göre değerlendirdiğimizde az. Üremek isteyen memleketinin çocuklarına gönül koymuş, eğitimlerini dert etmiş, yarınlarının kaygısına düşmüş , bu işi aşkla yapan akademisyenlere ihtiyaç var hocam. ben 12 yıldır bu camiadayım. ne yazık ki çok az bu kişilerin sayısı.
genelde bir önceki fazda gelinen yer unutuluyor. değişik heyecanlar peşinde.
@@damarmuhammet Hocam ozerklik derken bir universitenin kendi kendini yonetebilmesi ve politikasini belirleyebilmesi lazim. Universiteler arasinda bir yaris olmasi lazim. YOK hepsinin basina gecip despot bir sekilde hepsi ayni kalitede imis gibi hepsine ayni kurallari koyup hepsini ayni sekilde degerleniyor. ODTU ile yeni acilmis bir anadolu universitesi ayni dinamiklere sahip degil ama ayni kosullarda ayni kurallar ile calismaktalar. Haklisiniz uluslararasi mecrada bilinen hoca sayisi cok az ama var. Onlarda senelerdir bu hocanin dediklerini diyor ama bir degisiklik olmuyor. Yahu YOK cikip diyorki ayni kadroya sahip hoca sayisi 2/3u gecemez. Bu rakami heralde YOK kurullarindaki ilahiyat hocalari ruyasinda gorup karar veriyor. Bunun gibi 100 tane kural var. Hoca napiyor 2-3 sene dayanip atlayip yurt disina gidiyor. Ya da burda cahil adamlarin koydugu kurallar ile rezil oluyor. Cikiyor atilmayi kaldiriyor, sonra diyorki yeni baslayan hoca master ogrencisi bitirtmeden doktora danismanligi yapamaz diyor. Atilma yok, bir ciddi bakis acisi yok, o ilk master ogrencisini bitirtmek icin oturup hoca 3-4 sene ugrasiyor. Yasitlari avrupada 8-9 tane doktora ogrencisi danismanligi yapiyor. O 4 senede iki makale yaparken yasitlari avrupada 10 tane makale senede yapiyor. Yani YOK bu kafayla daha cok bu memleketi batirir. Bizim gencligimize 40 tane ogrenci alan bolumler simdi 95 tane aliyor ama hoca sayisi ayni... Yaw neresinden tutacaksin ki. Kac tane arkadas yakin zamanda terk etti ulkeyi bu YOK yuzunden...YOK baskani da bu programa mesaj atiyor kontenkani artirmayacaz diye. Ulan daha ne artiracaksin ogrenciler sinifa sigmiyor kapida agliyorlar ben giremedim disarda kaldim diye...
@@colpangoktug7036 söylediklerinin altına imzamı atarım. çok ama çok haklısın. aslında aynı şeyler için dertleniyoruz hocam. şuan sadece bu söyleiğiniz konular ile ilgili, 3 ü derleme 2 si araştırma makalesi 5 makale çalışması için uğraşıyoruz. 2 si bitti ve hakemlerde. üçüncü tamamlandı bu hafta danışmanlarım da onay verdikten sonra sisteme yükliycez. hakem değerlendirmesi için. Değerli hocam, sadece YÖK'e odaklanmayalım ama, inanın bu konuda yüzün üstünde makale incelemiş sadece geçen ay 450 tl para harcayarak, piyasada dikkate değer gördüğüm 20ye yakın kitap satın aldım. ya bakın farabi döneminde mesela ilk modern üniversite kampüs yapılanması tanımlanmış bizim 200 üstünde üniversitemizin belki bir elin parmakalrını geçmez düzgün kampüsü var. üniversitelerdeki problem akademisyenlerin refahından, öğrencilerin niteliğine, öğrenci kaynaklarının artırılmasına, liderlik boyutlarına, akademisyen performanslarının değerlendirilmesinden , üniversitelerimizin finans kaynaklarının çeşitlenmesine kadar bir çok alanda dağılmış problemleri mevcut. ve inanın liderlik misyonu bu konular ile çok fazla ilgilenmiyo. YÖK değil sadece hocam, bölüm başkanından, dekanına, dekanından rektör ve rektör yardımcılarına kadar. türkiyedeki 211 üniversite rektörü 8 milyon öğrenciyi yönetiyor. söyledikleriniz altına imza atarım. ve güzel düşünceleriniz ve yüreğiniz için teşekkür ederim. neden teşekkür ediyorum, çünkü bu memleketin derdiyle dertleniyorsunuz da ondan.
biliyo musunuz land grant üniversite yaklaşımı diye bir yaklaşım var. ve bu abd'de 1800 lerde ortaya çıkıyor. yüksekörğretim eğitimini zenginlere özgü olmaktan çıkarmak için halk bölgesel üniversiteler kurulmasına destek oluyor. bu bizim ege, atatürk, çukurova bu misyonla 1950'lerde kurulmuşlar.
ama biz herşeyi devletten bekliyoruz. halk ya bu bölgede üniversite istiyorum, ben bunu fonlıycam katkı sunucam bakın eyyy siyasetciler , yöneticiler dedi mi? Veya üniversiteler neden belediyeler ile, stk lar ile hastane olsun, yaşlı bakım merkezleri olsun toplumsal proje daha fazla oluşturmuyorlar, neden profesörlüğe kadar yükselmiş bir tarihçi hem de uzmanlık alanı osmanlı tarihi. profesörlüğünde balkanları ziyaret etmiş oluyor ;) aslında hocam şunu demek istiyorum toplamda herkesin düşünmesi lazım, inanın çok ama çok sistemli, problemleri ve sistematik bir şekilde çözümlerini sunmamız lazım. temmuz- ağustos sıcağında günlerce bu işlere kafa yordum.. iki senedir tezim için bu konuda çalışıyorum. sevgiler değerli hocam. gönlümüze dert ettiysek bir şekilde çözeriz. önemli olan dert edinmemiz ;) ateş yanmış bir şekilde, söndürmeyelim... devam!
@@damarmuhammet Hocam tamamen haklisiniz. Bu konularda makale yapmaniz cok iyi. Basarilarinizin devamini dilerim. Turkiye' nin genelinde bir problem var. Turkiye' deki butun bolumler, butun fakulteler, butun universiteler, belediyeler ve ulkenin kendisi ayni mantiklar calisiyor ve yonetiliyor. Yani bir bolum aslinda kucuk bir Turkiye'dir. Bu Istanbul Universitesi' nden Van yuzuncu yil universitesi' ne kadar aynidir. Universitelerin neredeyse hepsinde bulunan bolum baskanlari, dekanlar ve rektorler kraldan cok kralcidir. YOK' un cikardigi kurallara uymak icin ellerinden geleni yaparlar (cok yanlis oldugunu bildikleri halde). Tabii ki istisnalar vardir. Karsi cikanlar, feedback verenler var ama YOK' de kucuk bir Turkiye. Orda da liyakat cok islemedigi icin karsi fikirleri politik algilarlar. Halbuki hepimiz ayni gemideyiz ve batarsak hepimiz birden batacaz. Neden cozum icin oturup konusamiyoruz. Neden sadece ayni adamlar dinleniliyor? Bu sebeple universitlerin problemleri cozulmez. Halk konusunda cok haklisiniz. Simdi Amerika'da her kürsünün bir ismi vardir. Oraya yatirim yapmis, bagis yapmis halktan insanlarin isimleri. XXXX Professor of xxx diye anilir. O bagisin karsilgi isim yasatilarak verilir. Oxford Universitesi sehirdeki herseye sahiptir. Yuzyillar boyunca halk universiteye ev, is yeri,arsa bagislamistir. Su anda gidip bir cafe acmaya calisin oturup universite ile konusursunuz cunku onlar kiralar. Bagislar hala inanilmaz sekilde devam etmektedir. Kendisi okul, universite kurmus hayirseverler ayrica bu okullara da katkida bulunurlar. Sadece kendi kurumlarini dusunmezler. Sabanci, Koc vs. gidip universite acti. Ama bu gruplardan baslayip, daha kucuk firmalara ve zenginlere kadar devlet universitelerine neden destek olunmaz? Neden bir koc grubu gidip ITU' de bir tane binayi tamamen yenileyip oraya ismini asmaz. Neden bir hayirsever ODTU'de bir lab acip adini oraya koymaz. Bunlar olmuyor degil. Oluyor ama cok cok cok az. Yahu bir kampanya yapilsa su devlet universitelerindeki tuvaletler yapilsa yeter. Ogrenciler tuvaletlere giremiyor. Okullarda fon yok, temizlikci yok, malzeme yok. Ortalik pislikten gecilmiyor. Aslinda universite kavrami ortaya cikali bir milenyumu gecti. Iyi calisan sistem ornekleri ortada. Onlari biraz analiz etmek yeter. Mesela siz doktora yapiyorsunuz heralde. Bu memlekette doktora yapmak bir eziyettir. Dersi vardir, yeterliligi vardir zarti vardir zurtu vardir. Yani doktora ogrencisini akademiden biktirmak, burnout yapmak icin her turlu eziyet vardir. Bunlarin uzerine bir de kapasitesiz hocalarin bu sirecte kaprisleri vardir. Bu eziyeti yasayan kisi sonra hoca olunca baskalarina ayni sekilde eziyet eder. Cunku baska bisey gormemistir. Bunun yolu budur der. Ama makale zorunlulugu yoktur. Mezuniyet icin oyle bir sart yoktur. Yani yeterliligi gecince makale yapmadan yatarak doktora alabilirsiniz (duruma bagli olarak). Ben sahsen kendimce univesitelerin ve sistemin rontgenini cektim. Bunu goren dusunen ve problemleri belirlemis yuzlerce binlerce akademiyen vardir. Mesele bu akademisyenlerin eline guc vermektir. Belirli koltuklara insanlari oturtabilirsiniz ama karar alacak ve yasatacak gucu vermezseniz o insanin sisteme hicbir katkisi olamaz. Dogru insanlari dogru yerlere koyup onlara guc vermek gerekir. Bu da sistemin bayagi degismesi anlamina gelir. Sizin yazdiklariniza referans olarak toplumun destegi icin toplumun bunu dert etmesi gerekir. Yani insanlarda universitelerde guven ve inanc kazandirmak lazim. Ama simdiki zamanda halkin cok buyuk bir kismi universitelere guvenini yitirmis durumda. Mantar gibi heryerde universite olunca bir anlami kalmadi. Universite mezunu bir muhendis olmanin artik toplumda bir anlami yok. Ama ekonomisini uretim uzerine koymus Isvec, Almanya vs gibi ulkelerde birisi cikip toplumda ben muhendisim dedigi zaman inanilmaz saygi gorur. Biz de artik is bulamaz duruma geldigi icin acinir heralde. Sizin motivasyonunuz cok guzel! Bu gazla devam !! :) Mumkun oldugunca makale yazin. Makale makale makale ;)
Tebrikler Ufuk hocam selamlar fatih bey
Çok Ufuk açıcı bi program olmuş. Emeği geçenlere ve hocamıza teşekkürler, birçok şey öğrendim.
Çok merak ettiğim bir konuydu. Teşekkürler 👍
Ellerinize sağlık çok güzel olmuş
Harika bir program olmuş tebrikler
Tam bir akademisyen bakış açısı ile ele alınmış bir sunum olmuş. Sorulan sorular, cevaplar, bulgular her şey mükemmel. Ortaya konulan akademik çalışmaların sonuçları böyle bir program olmuş, ama bu programın sonucu ne olacak?
Tabii ki hiçbirşey olmayacak çünkü Türkiye'de liyakat değil torpil ve sadakat birinci kriter.
Allah Fatih Altaylı dan razı olsun.Ufuk Akçiğit gibi bir hocayı bizim tanımamıza sebep oldu.
Fatih bey , bilime verdiğiniz katkılardan ötürü teşekkürler...
17:40 2020'de 2015'e kadarki verileri paylaşmanız çok bilimsel değil. Son yılları bilmek gerek. 2006 yılında her ile en az 1 üniversite projesi vardı. Araştırmacı başına o yüzden düşüş oldu. Sonraki yıllarda bu devam etti. Fakat o yıl açılmış bir üni günümüzde 14 yaşında olacağı için sistemi oturtmuşlardır. Taze verileri merak ettim.
Ağzınıza sağlık çok dikkatli bir şekilde dinledim. Eğitimin- araştırmanın neden önemli olduğunu çok güzel bir şekilde ifade ettiler.
Bu kafalara ihtiyacımız var Allah senden razı olsun. Devlet umarım sana bütün ihtiyaçlarını açar ve Türkiye'yi 10 yıl sonra bambaşka biryerde görürüz Dünyanın en büyük yatırımı eğitimdir. Umarım aklındaki ülkemiz için olan tüm planların gerçekleşir.
Bilim yok
Teknoloji yok
Sanat yok
Eğitim yok
İş yok
Adalet yok
Geleceğin süper gücü Türkiye..
Ben üniversitemde hocalarıma soru soramıyordum hatta soru sormasınlar diye kimseyle göz teması kurmuyordu İşimiz var deyip geçiştiriyorlardı. Onun haricinde arkadaşlarımda araştırmaya soru sormaya meraklı değildi ders biter bitmez langırt oynamaya giderlerdi. Bende kitapları okuyarak kendi kendime soru sorardım. Bazen kitapları karşılaştırırdım. Bence üniversitede bulunan öğrencilerde mutlaka araştırma isteği olmalı öğrencilerde katılım göstermeli
Öznellik en büyük etkenlerden sadece biri. Hocamızı tebrik ediyorum naçizane 👏
1:37:30 Fatih amcam opuyorum ellerinden ne guzel estirdin serinlikle pufur pufur
Her programda çok kıymetli insanlardan değerli bilgiler ediniyoruz. Emeği geçen herkese minnetimi iletiyorum.
Ben Türkiyede ki öğretim görevlilerine öğretmen yerine testmen denilmesi gerektiğini düşünüyorum
Program inanılmaz başarılı bence ders olarak işletilmeli ve halkın karşısına boyle programlarla çıkılmalı sunum akıcılık konu işleyen kişi herşey sadece sorunu tartışmaya yönelik oldugunda böyle bir faydalı bir program ortaya çıkıyor işte.
ülkede 3 5 üniversite hariç hepsi yüksek lise 🤬🤬🤬
Yüksek lise de denmez hocam bizim liselerimiz de lise değil. Galatasaray lisesi bir lise evet, peki onun ayarinda kac tane daha lise var ? Ulkede lise de az universite de
bir soru: bu videoya gore eger tip alaninda turkiyedeki universiteler iyi ise neden halen covid19 pandemisi icin bir yayin cikmadi ? bu kadar binlerce vaka test ilac kullanilmasi farkli algoritmalar ile, uygulanmasi vs mevcud iken neyi bekliyorlar acaba halen? ustelik bilim kurulumuz da var , avrvupadan cinden amerikadan makaleler surekli geliyor, zaten covid19 icin cogu dergiler su anda cok cabuk kabul edip online erisime de aciyor ama turkiyeden neden halen cikmadi bir tane turkiyede tespit edilen ilk vakadan bu yana yaklasik 6 ay gecmesine ragmen ?
2016 sonrası öğretim üyesi sayısının azalması KHK durumundan muhtemelen Fatih Bey nasıl gözden kaçırdınız anlamadım.
Edit:Bu yorumu yazdıktan saniyeler sonra reklamdan döndünüz ve açıkladınız😬
Harika bir program olmuş yine. Kapsamlı araştırmalar sonucu ortaya çıkan değerli bilgileri bizlerle paylaştığı için hocamıza da teşekkürler. İlgili yetkililer bu programı, daha doğrusu hocamızın yetkinliğini ve araştırmasını, dikkate alip hemen harekete geçmelidir.
Bir de 1:03:20'de sayın Altaylı'nın söylediğine ek olarak; Prof. Dr. Arsev Eraslan da kesinlikle bu kişilerden biri olmalıdır.
Fatih bey supersiniz
Tabi hocamız şanslı olarak memlekete dönmemiş ve bir şekilde bu etkilerden uzak kalmış ancak doğal olarak bilimsel ortamın olası etkenlerinden de uzak kalmiş. Burada tartışılması ya da konuşulması gereken asıl konu bilim adamı memeur olur mu? Olursa bu onun çalışmasına nasıl etkir. O bir grafik vardı bilimsel yaşlanma ile üretim arasındaki negatif etki tam da bunu anlatıyor aslında. Biz ne zaman üniversiteden Prof atmaya başlarsak ya da daha az radikal bir şekilde yrd. doç. un maaşı Proftan daha yüksek olursa o zaman biz bilimsel üretim yaparız. Veri güzel ancak öngörü anlamında teorik öncüllerimiz olmazsa sadece durum tespiti yapılır ama sorunu çözemezsiniz. En temel sorun yeni açılan fast-food üniversitelert ( YÖK bunlara olur veriyor), liyakata dayalı atamaların olmaması ve performansa dayalı maaşlandırmaların olmaması. Tabi bir de buna Rahmetli Demirelin yanlış bir öngörü ile eklediği; çoban olsun da üniversite mezunu olsun lafı.
Bu ne getirdi herkes çocuğu üniversite okusun istedi neden gelir dağılımı dengesizliği. Şayet insanlar yaptıkları işlerden kendilerini ve ailelerini rahat ettirecek bir gelir elde edebiliyor olsalardı zaten böyle bir durum da ortaya çıkmayacaktı. Bunun olmaması malesef şu çıkmazları ortaya attı; herkes üniversite okuyabilir ???? ve de her üniversite okuyan yüksek masaşlarla çalışabilir. Bunun yanlış olduğu çok uzun zamandır biliniyor. Temelde zaten özel sektör ne mezunu olursan ol sana adam gibi maaş vermiyor ikincisi ise herkes üniversite okuyamıyor. Herkesin üniversite okuyamamasının nedenleri çeşitli. Kapasite olduğu kadar foırsat eşitliğinin olmaması. Tabi buna bir de kişilerin geldikleri sosyal çevre de çok önemli. Kızları okutmayan bir çeröçeveden okumanın kafirliğe giden yol olduğunu düşünen bir çevre de mani olabiliyor. Diyeceksiniz ki bunların üniversitelerin uluslararası üretimiyle ne ilgisi var? Yemeği yemek yapan önce kullanılan malzemedir. Bir ABD gibi dışarıdan adam ithal edemeyeceğimize göre yetiştirdiklerimize bağımlıyız. Bu çocuklar bizi ileriye taşıyacak. Cidden taşıyacaklar mı?
Diğer sorun ise az da olsa değinilen kadrolaşma ya da kadrolaşamama sorunu. Siz üretip çok çalışıp, etrafınızdaki Proflardan daha çok yayın yapabilirsiniz ama yükselemezsiniz. Ya bira piş derler ya da zaten oraya başka birileri ayarlanmıştır. Ya da zaten sizi üstteki yöneticiler sevmiyorlardır.
O 12 yıl yrd. doc. 5 yıl Prof bekleme süreleri çok doğru ama eksik. Oradaki süreler zaten saçmalık. Ner üretim yaparsan yap herkes aynı sürelere tabi. Yani siz çok çalışıp, üretip bir farklılık yaratamazsınız çünkü dur bakalım bekle yazmaktadır. Bu başlı başına zaten insanların motivasyonunu indirmektedir. Diğer bir durum ise o grafiğin daha vahim düşüşlü olan şekli ülkesine dönen idealist bir akademisyenin yaşadıklarıdır. Tüm bilgi birikimi ile dönüp proje verirsiniz, lab. kurmak istersiniz, yükselmek istersiniz ama bunlarıun hiç birisi olmaz ve bunlar size tokat gibi çarpmaya başalr. Sonrası o genç akademisyenin öğretmene dönüşmesidir.
Bu veriler hiç bir veri tabanında yok. Sadece yaşanınca anlaşılıyor.
37:43’teki soruya cevap vermekten kaçınması 😅
fetö den atilanlar olmustur kesin.
🙂🙂
Ülkedeki bilim insanları, gazeteciler şurada yanlış var diyemiyorlar. Düşünün ülkedeki ifade özgürlüğü durumunu.
Anil Aba orada hocanın da aklına gelmedi heralde
Bu tarz programların devamı gelir umarım. 👍
Devamı gelse ne olacak. Sonuç gelmeseyle aynı.
lisedeyken garsonluk yapıyordum ortaokul hocamda aynı yerde haftasonları garsondu bahşişi mi çalmıştı bunu nedense unutamıyorum
Karaktersiz işte var öyleleri
Ufuk Akçiğit Türkiye tarihinde yapılmamış bir araştırma ortaya koymuş. Yök ve bakanlığın hocamızı alıp bu işin başına getirip ekibini kurması gerekir. 10 sene içerisinde çok güzel sonuçlar alınır
@37:42'de 2016'dan sonra düşüş olmasının sebebi sorulmuş hatırlayan çıkmamış, 15 temmuz dönemi sonrası ilişiği kesilen akademisyen sayısından kaynaklanıyor o durum. Reklam sonrası açıklamışlar zaten boşuna acele etmişim :)
Yapılmış en iyi programlardan biri olmuş. Bu arada Şikago Üniversitesi denilen sizin UCLA UCLA diye bildiğiniz üniversite.
biz de üniversite açma mantığı o ili o ilçeyi kalkındırmak esnafa kaynak sağlamak ekonomi canlansın mantığı
Fatih bey bu videodan sizin kilo kaybi verdiginizi fark ettim!. umarim hersey yolundadir. kolayliklar gelsin!.
Başarılı yayın
Fatih Altaylı soru sormayı çok iyi biliyor, Değerli bir gazeteci. Bilim insanı olsaydı da çok başarılı biri olurdu bence, çünkü onsa bilimsel soru sorma ve yaklaşım kapasitesi var.
Teşekkürler
Eğitim ve öğretim 15 seneden beri çok zayıfladı.. Kötü yönetim sonucu, okullar çaresiz kaldı.
Lezzetli sohbet
Fatih bey selamlar Ufuk hocama selamlar
Yayın sayısı yayının kalitesini belirlemediği için yanlış bir çalışma olmuş. Yayın sayısı yerine atıf sayılarına bakılsa daha güzel sonuçlar bulunabilir. Sonuçta bir yayın yaparsanız ve kimse bu yayından atıfta bulunmaz, bir yayın yaparsınız ve binlerce bilim insanı bu yayından atıfta bulunursa bu ikisini veri setinde aynı katsayı ile kullanmak çok yanlış olur.
Çalışma yanlış değil başka bi programda yayın sayısının nasıl bulunduğundan bahsediyor 4 farklı kriter var ve hespinin oranı da farkli aktiflik , atıfta bulunulma saygın dergide yayinlanma ve politika olarak iygulanmaydi bu kriterler hatırladığım
devlet üniversitelerinin sadece reklam olduğu hiçbi olayı olmadığı belli olmuş.
kastamonu üniversitesi veteriner fakültesinde okuyorum.kampusun içine baya büyük bir cami yapımı var şuan. Benim ve daha bir çok bölümün kendi fakültesi binası dahi yok ve öncelik zaten kısıtlı olan bütçeyi kullanarak içine bütün okulun sığabileceği bir cami yapmak...
Çok güzel git namaz kıl ya da ÇILDIR
yayin sayısı onemli. fakat ulke problemlerine veya ekonomisine katkilari cok daha onemli. temel bilimlere agirlik verilmeli.
Müthiş
yayın sayısının önemli olmadığını herkes anlamalı artık yeter. Bir tane yayınla dünya sallanabilir 1.000.000.000 yayınla yerinden kıpırdamayabilir.
Üniversitelerin çoğu lise seviyesinde..devlet üniversiteleri hala farklı.. Koç Sabancı Özyeğin gibi üniversiteler dışındakiler ticarethane..
Eğitim, sağlık devletin sorumluluğunda olmalı
Özyeğin ticarethane değil bilim
yuvasıdır 😆😁😄😃😀
önemli olan o nöbel ödüllü kişinin senin arkadaşın olup olmadığı değildir önemli olan onun benim arkadaşım olup olmamasıdır....
TV ekranlarında basit programlarının aksine bu seviyede programların artması ümidiyle.
Ben bir noktayı anlayamadım. Özel üniversitelerin açılması araştırma sayısını düşürüyorsa devlet üniversitesinden vakıf üniversitesine geçen akademisyenlerin araştırma performansının artmasını neye bağlayacağız ? Devlette kalanlar esas bazı oluşturduğu ve öğrenci yoğunluğu nedeniyle vakitsiz kaldıkları için mi ? Transfer olan akademisyenlerin yerine ikame araştırmacılar gelmiyor mu ?
Hoca o noktaya değindi zaten vakıf üniversitesi daha fazla gelişmek için hocaya kriterler belirliyor esneklik, maaş vs. ve motivasyonları artıyor.Devlettekiler ise imkanlar maaş vs. sabit olduğu için motivasyon kaynağı bulamıyorlar.
Evet onun farkındayım. Buna göre şöyle olmasını beklerdim : vakıf üniversitelerinin artması ile akademisyenler oraya transfer olup daha az ders verip artan kaynakla çalışma performansını arttırıp yayın sayısının artması..ama burada azalmış olarak aktarıldı. Sebebi de vakıf üniversitelerinin sayısının artışı olarak gösterildi.
Politik onerilere sonradan gecelim dediniz hic girmeden bitirdiniz. Politik sorun olarak liyakattan baska oneri yok mu? Tek sorun liyakat mi?
şu ortadaki 2005ten kalma görüntüleri döndürmek kimin fikri acaba, grafikleri gösterseydiniz bari
türkiyede okul okunmaz arkadaşlar kalanıda geçiriyorlar çalışanıda geçiriyorlar en iyisi bir imkan bulup batıda okumak adamların eğitim sistemi hem gerçekten eğitiyor , hem gerçekten eğlendiriyor, hemde mezun olunca iş bulma olasılığın çok yüksek.
Linkeddin adlı sitede konumunu Almanya/Berlin yapınca iş teklifleri yığılıyor mesaj kutuna. İnanmayan denesin :D
güzel konu güzel bi programdı....
Sagol Altayli.. Iyi bagladin yine sonunda!
Celal Şengör olsaymis iyiymis
Fatih Altaylı’nın bütçeyi nasıl kullandığı ile ilgili detaylı sorularına bayılıyorum 😌✌🏻
1:01:05 İnsanlar meta değildir o yüzden akademisyenlerin değerini bir piyasa değeriyle ölçmek doğru değildir. Genel olarak doğru konuşmalar var ama sırf piyasa değeri kasmak adına birçok akademisyen ana akım teorilere yöneldiği için bazı alanlarda sıkışmalar yaşanmakta. Mesela birçok alanda replicability crisis denen bir gerçek var şu sıralar. Akademinin değeri para değeriyle ölçülemez. Bunun sosyal, politik, psikolojik ve kültürel boyutları da var.
türkiyede gayette ölçülmesi gerekir. insanlara çalış-çalışma maaşın yatcak demek kastır kastır git demektir. bunu engellemek gerek
Bütün üniversiteleri özelleştirip, devlet çok daha fazla burslu öğrenci okutsa, devlet dairesi üniversiteleri finanse etmek yerine çok daha sağlıklı olur.
Adamlar doktora öğrencilerini futbolcu transfer eder gibi universitelerine çekmeye çalışıyorlar. Bizde doktorada burs ya da maaş almak bı kenara, mezun olunca işsiz kalıyoruz. Doktorali öğrenci sayısı akademisyenin verimliliğini artırıyor dedi ama hocaların danışmanlık yaptığı öğrenciyle ilgilendiği bile yok. On kere arar mesaj atarım belki döner. Bı arkadaşım doktoraya başladı. Daha ilk gün hoca arkadaşa ben seninle uğraşamam sen kendin tezini yaz getir dedi. Adam bölüm başkanı. Kendine on tane öğrenci almış. Danışmanlık da para getiriyo heralde anlamadım. Yani bizde yüksek lisans doktora yapan da böyle yapıyor. Parayla tez yazdiranlar iki yıla başımıza hoca oluyorlar zaten. Yani bizim doktoralilar işsiz kalıyor beyin göçü falan diyoruz ya. İyi bir doktora mezununu dunyadaki bütün universiteler ister. Bizdeki doktoralilar malesef o düzeyde de değil. Keşke o düzeyde olsalar da beyin göçü yapsalar ama yok. Ayrıca merak ediyorum: bizim rektörler, dekanlar ve diger öğretim üyeleri, Chicago üniversitesinin doktora programına başvursalar kaç tanesi alınırdı acaba? Bu hoca böyle bir simülasyon yapsa çok güzel olurdu.
@@alp3160 evet hocam
Muhteşem bir insan ve video. Para petrolden değil beyinden gelir..
Hani zora gelince biz kuru sogan ekmek yiyoruz diyorsunuzya