Paylaşımımızı metin olarak okumak isteyenler için: Asr Suresini Hayat Edinebilmek Kalabalıklara önem vermedik. Ömrümüzün hiçbir döneminde şükrolsun. 40 senedir her zaman bu kadar cemaat bizim karşımızda zaten vardı. Önemli olan, kalabalıklardan çok önemli olan şey anlattığımızın anlaşılması, anlaşılanın da tatbik edilmesi. Sadece anlamak da değildir. Eğer biz hayatımıza tatbik etmezsek anladığımız şeyi etrafımızdaki insanlara örnek olamayız. Bizim cemaatimiz o şekilde çoğalıyor. Hiçbir zaman birileri gelip de sadece sohbetimizi dinleyerek... Yok öyle olmuyor, yani olsa da, ders almış olsalar da o tutmuyor eğer etrafında ihvan yoksa, örnek alacağı kişiler yoksa. Çünkü insan gözlemlemek istiyor. Artık günümüz insanı bunu daha çok istiyor. Diyor ki "Ne farkı var?" İşte o farkı ortaya koymamız lazım bizim. Yani günlük hayatımızda da tarikatın yaşanabileceğini istersek, onlara hissettirmemiz lazım. Çünkü tarikat dediğinde insanlar hala eski kitaplarda yazan eski usul bir tarikat anlayışının yaşanacağını zannediyor. Ve korkuyor. O korkusunu yenmemiz lazım. "Yani bu zamanda da yaşanır mı?" diyor. İnanan insanların birçoğu da öyle diyor. "Tamam haktır, vardır, ama bu zamanda yaşanır mı? Nasıl yaşayacağız? İşte şu kadar haramın şunun, bunun, işte göz zinasının, şunun, bunun artık aşırı bir seviyeye geldiği bir noktada biz tarikati yaşayabilir miyiz?" "Yaşarsınız." diyorsan o sıra da diyor ki "Nasıl yaşayacağım?" O soruyu soruyor. İşte ona cevap bizim hayatımız olmalı. Yoksa anlatarak ne olacak? O kadar çok şey anlatırsın ki insanlara... Anlatacağımız o kadar çok şey var ki hikayeden öbür tarafa geçmedikten sonra hiç kıymeti yok. Eskiden insanların zaten belli bir düzen, şeriat hayatı vardı. Onun için ona anlatılan şey onun üzerine koyarak devam ediyordu. Ve fayda sağlıyordu. Şimdi öyle bir düzen yok ki. Öyle bir şey yok ki. Ben bana gelen müritlere, ihvanlarıma bakıyorum. Diyelim ilk başlangıcını hatırlasın birçoğu burada olan insanlardan da onların içinde var. Ne şartlarda geldik? Nasıl geldik? Nereden geldik? Geldiğimiz zaman, o ümitsizliğimiz hep vardı. "Nasıl olacak?" "İyi, anlatılan güzel şey de ben bunu nasıl yaşayacağım?" "Nasıl hayatıma tatbik edeceğim?" Endişesi... Hep insanlarda vardı. Bu endişeyi gidermenin tek bir yolu var. Hayat etmek. Onun için bakın; bizim gelen ihvanlar, dikkat edin, üniversite öğrencileri eğer yurtta kalıyorsa veya işte belli bir çevreleri varsa onların getirdiği öğrenciler çok çabuk adapte oluyorlar. Dikkat edin! Mesela dikkatinizi çekmiştir; Aşk İklimi'ne ilk defa girmiş hanım veya erkek, hiç fark etmez. Ertesi gün öyle bir yazı yazıyor ki hayretler içinde kalıyoruz değil mi? Bu, bu yazıyı nasıl yazdı? Ne zaman öğrendi? İşte o, o hayatın içinde yani etrafındaki insanlar onları hem anlatıyor hem de yaşıyorlar. Mesela bana bir hanım kız anlatmıştı. Diyor ki efendim biz şu kadar talebe bir yurtta kalıyorduk. Ben gece saat üçte kalkıyordum ki bu kardeşimiz -işte o vesile olan hanım kızımız için- namaz kılıyor, teheccüd namazı kılıyor. Allah'ım ya Rabbi! Bu uykusunu nasıl bölüyor da bu saatte kalkıyor, bu namazı kılıyor diye hep düşündüm. Ve düşüncemin neticesinde şu sonuca vardım. Dedim ki "Bunu, buna zorlayan kimse yok. Görüntüde hiç kimse yok. Bunun çok sevdiği bir şey buna, bunu yaptırıyor." Ve her geçen gün o sevgiye ilgi duydum. Her geçen gün ilgi duydum. Ondan sonra gittim kendisine dedim ki "Ya kardeşim sen bunu nasıl yapıyorsun? Nedir sana söylenen? Veya sana gösterilen ne ki sen bunu bu kadar güzel yapabiliyorsun?" diye. O bana anlatmaya başladı. İnanın ki diyor efendim ben sizi gelip gördükten sonra onun şeklinin kime benzediğini, neye benzediğini anladım. Hareketlerinin kimin hareketlerine benzediğini anladım. Sizin sohbetinizi dinlerken hep bir bir gözümün önünde onun hareketleri geçti. Resmen sanki sizi taklit ediyordu diyor. Aradaki tek bir fark sizin işte görüntünüz erkek onun görüntüsü hanım görüntüsü diyor. Yoksa duruşu, hitabet şekli, konuşurken yaptığı el hareketleri hepsi sanki sizden kopya edilmiş gibi diyor. Zaten o sohbeti dinlerken, sizin sohbetinizi dinlerken ben ders almaya karar verdim diyor. Dedim ki "Bir insanı bu kadar etkileyen birisi boş birisi olamaz." Yani dikkat edin! Bunu niye anlattım? Ben şunun için anlattım yani işte hayatı etkilenmiş onun. Onun yaşantısı etkilenmiş. Nerede olursanız olun üniversite talebesi olmanız şart değil, üniversitede olmanız şart değil. Sen de çalıştığın yerde, çalıştığın insanlara... İllaki etrafında birileri var. Neredeysen, hangi şartlardaysan sen de o şartlarda onu yaşarsan eğer ki öyleleri de var mesela. Öyle insanlar da var bizim aramızda. Onlar da getirdiler, birçok kardeşimize sebep oldular, vaktiyle abileriniz. Onlar da çalıştıkları yerdeki hareketleriyle, tavrıyla, duruşuyla onu sağladı. Asr Suresi'nde buyurduğu gibi Rabbim'in hani... Asra yemin ederek, "Vel asr. İnnel insâne lefî husr." وَالْعَصْرِۙ (١ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢ Buyuruyor ya. "İnsanlar hüsrandadır." buyuruyor Allah orada. "İnsanların hepsi hüsrandadır." O, "İnsanlar hüsrandadır." derken dikkat edin! Orada müslümanlara hitap ediyor Allah. Yani bir çok ayet, müşriklere de hitap bir çok ayet var. Bütün insanlara hitap eden, bir çok ayet var. Ama burada bilhassa müslümanlara hitap ediyor. Diyor ki "İnsanlar hüsrandadır." Ancak Salih bir amel ile amel edenler bir. Salih bir amel. O salih amel ne? Onu eğer zamanım olursa inşallah, bu ayetle açıklamaya çalışacağım. İki, Hakkı tebliğ edenler. Hakkı tebliğ edenler, hakkı anlatanlar. Üç, sabrı tavsiye edenler. Bunlar müstesna diyor. Herkes hüsrandadır ama bunlar müstesna. Bunlar hüsranda değildirler. Bunu kim diyor? Rabbim bunu diyor. Allah diyor. Öyleyse bu üç şeyden birine tutunabilmiş olmamız lazım. Yani bir şekilde birinin bir tarafından tutmamız lazım. Eğer insansak ve eğer hüsranda olmak istemiyorsak, bu üçünün birinin bir tarafından tutmamız lazım. Yani amelin olur da salih bir amel, zor bir şey diyelim. O fevkinde olmaz ama onun yanına inşallah tebliğ görevini katarsın. Allah rızası için Hakkı insanlara tebliğde bulunursun. Tebliğ edin. Tebliğ edin ki o Asr suresinde Allah'ın müjdelediği kişilerden olasınız. Yani gerçek kurtulmuş insanlardan olasınız. Allah orada yemin ediyor, zamana yemin ederek diyor ki "Vel asr. İnnel insâne lefî husr." وَالْعَصْرِۙ (١ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢ Yani orada yemin ediyor Allah. Diyor ki kimler kurtarmıştır? -Türkçesi- Asra, zamana yemin olsun ki sadece takva sahipleri kurtarmıştır. Ve güzel bir amelle amel işleyenler. Artı, Hakkı tebliğ edenler. Ve sabrı tavsiye edenler. Ancak bunlar kurtarmıştır. Bu üç gruptan ikisi size. Bak! Biri olmasa bile kaldı ki üçü de sizde var. Siz güzel bir amelle amel ediyorsunuz. Allah'a şükürler olsun. Beş vakit namazınızı kılıyorsunuz. Üstüne üstlük, evvabin namazı kılıyorsunuz, akşam namazının peşine. Üstüne üstlük gece kalkıyor, kalkamıyorsanız da yatarken, teheccüd namazı kılıyorsunuz. Daha bundan güzel amel mi olur? İşte şimdi ben diyorum ki gelin bunu taçlandıralım. Hakkı tavsiye edelim. Sizin Hakkınız bu, Aşk. Bunu anlatın Allah rızası için. Ve sabrı da tavsiye edelim. Zaten sabrı tavsiye ediyorsunuz. Her an ediyorsunuz. Sabrediyorsunuz çünkü. Allah sizden razı olsun.
We never cared much about crowds. At no point in our lives. For 40 years, there's always been a crowd listening to us. The important thing isn’t the crowds but making sure what we say is understood, and that what’s understood is put into practice. It’s not just about understanding, either. If we don't apply what we understand to our own lives, we can't be an example to those around us. That’s how our community grows. No one ever just listens to our conversation and that’s it... Even if they do, it doesn’t work if there are no people around them to follow or set an example. Because people want to observe. Nowadays, people want this even more. They say, "What's the difference?" We need to show that difference. We need to show them that our spiritual path can be part of daily life if we choose. We need to make them feel it. Because when people hear "cult", they still think it’s going to be an old-fashioned practice like what’s written in old books. And they’re afraid. We need to overcome that fear. Can you really live like this nowadays? "Many believers also say the same thing,'Okay, it's true, it exists, but can you live like this in today's world? How will? With all these sins, this and that, like the sins of the eyes, and everything reaching an extreme level, can we still follow the spiritual path? If you say, "You can live it," they then ask, "How will I live it?" They’re asking that question. Our lives should be the answer to that. Otherwise, what's the point of explaining? You can explain so many things to people... But if what we talk about doesn’t go beyond stories, it’s worthless. In the past, people already had a certain order, a life guided by Sharia (law). So, what was explained to them was built upon that foundation. And it was beneficial. Now, that order doesn’t exist. There’s nothing like that anymore. When I look at my disciples, those who come to me, many of them, including some here, should remember how they started. In what conditions did we come? How did we come? From where? When we came, we all had that hopelessness, 'How is this going to work?' "Okay, what’s being explained is nice, but how am I going to live it?" 'How am I going to apply this to my life?' That worry... People always had that worry. There’s only one way to get rid of this worry. Living it. That’s why, look; when new disciples come to us, pay attention, if they’re university students staying in dorms or if they have a certain social circle, the students they bring along adapt very quickly." Pay attention! For example, you might have noticed; when someone, whether a woman or a man, enters the Climate of Love for the first time, the next day, they write something so profound that we are all amazed, aren’t we? How did they write this? When did they learn it? It’s because they are immersed in that life the people around them are both explaining it and living it. For example, a young woman once told me, 'Master, we were a group of students living in a dormitory. I would wake up at three in the morning, and this sister, who inspired me... she would be praying, performing the Tahajjud prayer at that hour. I kept wondering, “Oh my Allah, how does she break her sleep and wake up at this hour to pray?” And as I kept thinking, I reached this conclusion. I thought, "No one is forcing her to do this. There’s no one around making her do it. It must be something she loves deeply that makes her do this." And with each passing day, I became more interested in that love. I grew more interested every day. Then I went to her and asked, 'Sister, how do you do this? What have you been told? Or what have you seen that allows you to do this so beautifully?' And she began to explain it to me. I swear, after I saw you, I understood who he looks like and what he looks like. I realized who his movements resemble. While listening to your conversation, I kept seeing his movements in front of my eyes. It was like he was imitating you. The only difference is that you look like a man, and he looks like a woman. Otherwise, his posture the way he speaks, the hand gestures he makes while talking, all seem like they were copied from you. While listening to that conversation, while listening to you, I decided to take lessons. I thought, 'Someone who influences a person this much can't be an ordinary person. So, pay attention! Why did I tell this? I told this because his life was influenced. His life was influenced. No matter where you are, you don't have to be a university student, you don't have to be at a university. You, too, at your workplace, with the people you work with... There are always people around you. Wherever you are, whatever the conditions, if you live it under those conditions, and there are people who do, for example. There are such people among us. They brought many of our brothers, thanks to your older brothers in the past. They influenced others with their actions, behavior, and posture at their workplaces. As my Lord says in Surah Al-Asr, swearing by the time, by the time, indeed, mankind is in loss "Allah says this." وَالْعَصْرِۙ (١ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢ People are in loss, All people are in loss. When He says, 'People are in loss, pay attention! Allah is addressing the Muslims there. There are many verses that address the polytheists, and many verses that address all people. But here, He specifically addresses the Muslims. He says, 'People are in loss." Except for those who do righteous deeds. What are righteous deeds? If I have time, I will try to explain it with this verse. Second, those who spread the truth. Those who convey the truth. Third, those who advise patience. These are the exceptions. Everyone is in loss, but these people are not. They are not in loss. Who says this? My Lord says this. Allah says this. So, we need to hold on to at least one of these three things. So, in some way, we need to hold on to one of them. If we are human and if we don't want to be in loss, we need to hold on to one of these three things. Maybe your deed is a righteous one, even if it's difficult. It might not be perfect, but you can add the duty of conveying the truth. For the sake of Allah, you spread the truth to people. Convey it. Convey it so that you can be among those whom Allah promises in Surah Al-Asr. So that you can be truly saved. Allah swears by time, saying, By the time, indeed, mankind is in loss وَالْعَصْرِۙ(١ اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢ Allah swears there. He asks who will be saved? By time, indeed, only those with piety are saved. And those who do good deeds. Plus, those who convey the truth. And those who advise patience. Only these people are saved. Two of these three groups are for you. Look! Even without one, there's one left and you have all three. You are a good deed you are doing deeds. Thanks be to Allah. You are performing your five daily prayers. On top of that, you are also praying the Evvabin prayer after the evening prayer. On top of that, you wake up at night, or if you can't wake up, before sleeping, you pray the Tahajjud (night) prayer. Is there a better deed than this? Now, I say let's crown this Let's advise the truth. This is your truth, love. Speak about it for the sake of Allah. And let's also advise patience. You are already advising patience. You do it all the time. Because you are being patient. May Allah be pleased with you.
Ahh… Keşke onlardan olabilsek… Rabbim sevdiği kullarının yanında sevdiği kullandan olmayı nasıl etsin hepimize. Bugün zor… Yarın belki daha zor olacak bu kadar kan dökülürken ve de bu kadar günah bataklığında insanların o güzel insanların sesine yüreğine ihtiyacı olacak ilelebet. Asr suresindeki gibi onlar her zaman müstesna olacaktırlar. Kıymetli paylaşımınız için teşekkür ederim. Her pazar yeni paylaşımınızı iple çekiyorum😊❤️🌹
"En güzel tebliğ yaşantıdır." Yaşamanın verdiği lezzet, yaşamanın verdiği huzur, yaşamanın farkında olmadan etrafa saçtığı, bulaştığı, etkisi altına alan o nur, o güzellik, o benzemek isteği... "Asr a yemin olsun ki insanlar hüsrandadır" ... Hüsranda olanlara yaşayan azalar ile seslenmek, Hakk'ı tebliğin en güzelidir. İnsanların tahammül sınırlarının dolduğu şu zor zamanlarda sabrı ve salih amel işlemeyi tavsiye etmek zor gibi görünse de kendi yaşantımızla onlara hiç farkında olmadan dokunduğumuzu hatırlattığınız için yeniden umut oldunuz. Teşekkür ederim. ❤🌷
Paylaşımımızı metin olarak okumak isteyenler için:
Asr Suresini Hayat Edinebilmek
Kalabalıklara önem vermedik.
Ömrümüzün hiçbir döneminde şükrolsun.
40 senedir her zaman bu kadar cemaat bizim karşımızda zaten vardı.
Önemli olan, kalabalıklardan çok önemli olan şey anlattığımızın anlaşılması, anlaşılanın da tatbik edilmesi.
Sadece anlamak da değildir.
Eğer biz hayatımıza tatbik etmezsek anladığımız şeyi etrafımızdaki insanlara örnek olamayız.
Bizim cemaatimiz o şekilde çoğalıyor.
Hiçbir zaman birileri gelip de sadece sohbetimizi dinleyerek...
Yok öyle olmuyor, yani olsa da, ders almış olsalar da o tutmuyor eğer etrafında ihvan yoksa, örnek alacağı kişiler yoksa.
Çünkü insan gözlemlemek istiyor.
Artık günümüz insanı bunu daha çok istiyor.
Diyor ki "Ne farkı var?"
İşte o farkı ortaya koymamız lazım bizim.
Yani günlük hayatımızda da tarikatın yaşanabileceğini istersek, onlara hissettirmemiz lazım.
Çünkü tarikat dediğinde insanlar hala eski kitaplarda yazan eski usul bir tarikat anlayışının yaşanacağını zannediyor.
Ve korkuyor.
O korkusunu yenmemiz lazım.
"Yani bu zamanda da yaşanır mı?" diyor.
İnanan insanların birçoğu da öyle diyor.
"Tamam haktır, vardır, ama bu zamanda yaşanır mı?
Nasıl yaşayacağız?
İşte şu kadar haramın şunun, bunun, işte göz zinasının, şunun, bunun artık aşırı bir seviyeye geldiği bir noktada biz tarikati yaşayabilir miyiz?"
"Yaşarsınız." diyorsan o sıra da diyor ki "Nasıl yaşayacağım?" O soruyu soruyor.
İşte ona cevap bizim hayatımız olmalı.
Yoksa anlatarak ne olacak? O kadar çok şey anlatırsın ki insanlara...
Anlatacağımız o kadar çok şey var ki hikayeden öbür tarafa geçmedikten sonra hiç kıymeti yok.
Eskiden insanların zaten belli bir düzen, şeriat hayatı vardı.
Onun için ona anlatılan şey onun üzerine koyarak devam ediyordu.
Ve fayda sağlıyordu.
Şimdi öyle bir düzen yok ki. Öyle bir şey yok ki.
Ben bana gelen müritlere, ihvanlarıma bakıyorum.
Diyelim ilk başlangıcını hatırlasın birçoğu burada olan insanlardan da onların içinde var.
Ne şartlarda geldik? Nasıl geldik? Nereden geldik?
Geldiğimiz zaman, o ümitsizliğimiz hep vardı. "Nasıl olacak?"
"İyi, anlatılan güzel şey de ben bunu nasıl yaşayacağım?"
"Nasıl hayatıma tatbik edeceğim?" Endişesi...
Hep insanlarda vardı.
Bu endişeyi gidermenin tek bir yolu var.
Hayat etmek.
Onun için bakın; bizim gelen ihvanlar, dikkat edin, üniversite öğrencileri eğer yurtta kalıyorsa veya işte belli bir çevreleri varsa onların getirdiği öğrenciler çok çabuk adapte oluyorlar.
Dikkat edin!
Mesela dikkatinizi çekmiştir; Aşk İklimi'ne ilk defa girmiş hanım veya erkek, hiç fark etmez.
Ertesi gün öyle bir yazı yazıyor ki hayretler içinde kalıyoruz değil mi?
Bu, bu yazıyı nasıl yazdı? Ne zaman öğrendi?
İşte o, o hayatın içinde yani etrafındaki insanlar onları hem anlatıyor hem de yaşıyorlar.
Mesela bana bir hanım kız anlatmıştı.
Diyor ki efendim biz şu kadar talebe bir yurtta kalıyorduk.
Ben gece saat üçte kalkıyordum ki bu kardeşimiz -işte o vesile olan hanım kızımız için- namaz kılıyor, teheccüd namazı kılıyor.
Allah'ım ya Rabbi! Bu uykusunu nasıl bölüyor da bu saatte kalkıyor, bu namazı kılıyor diye hep düşündüm.
Ve düşüncemin neticesinde şu sonuca vardım.
Dedim ki "Bunu, buna zorlayan kimse yok.
Görüntüde hiç kimse yok.
Bunun çok sevdiği bir şey buna, bunu yaptırıyor."
Ve her geçen gün o sevgiye ilgi duydum.
Her geçen gün ilgi duydum.
Ondan sonra gittim kendisine dedim ki "Ya kardeşim sen bunu nasıl yapıyorsun?
Nedir sana söylenen?
Veya sana gösterilen ne ki sen bunu bu kadar güzel yapabiliyorsun?" diye.
O bana anlatmaya başladı.
İnanın ki diyor efendim ben sizi gelip gördükten sonra onun şeklinin kime benzediğini, neye benzediğini anladım.
Hareketlerinin kimin hareketlerine benzediğini anladım.
Sizin sohbetinizi dinlerken hep bir bir gözümün önünde onun hareketleri geçti.
Resmen sanki sizi taklit ediyordu diyor.
Aradaki tek bir fark sizin işte görüntünüz erkek onun görüntüsü hanım görüntüsü diyor.
Yoksa duruşu, hitabet şekli, konuşurken yaptığı el hareketleri hepsi sanki sizden kopya edilmiş gibi diyor.
Zaten o sohbeti dinlerken, sizin sohbetinizi dinlerken ben ders almaya karar verdim diyor.
Dedim ki "Bir insanı bu kadar etkileyen birisi boş birisi olamaz."
Yani dikkat edin!
Bunu niye anlattım?
Ben şunun için anlattım yani işte hayatı etkilenmiş onun.
Onun yaşantısı etkilenmiş.
Nerede olursanız olun üniversite talebesi olmanız şart değil, üniversitede olmanız şart değil.
Sen de çalıştığın yerde, çalıştığın insanlara...
İllaki etrafında birileri var.
Neredeysen, hangi şartlardaysan sen de o şartlarda onu yaşarsan eğer ki öyleleri de var mesela.
Öyle insanlar da var bizim aramızda.
Onlar da getirdiler, birçok kardeşimize sebep oldular, vaktiyle abileriniz.
Onlar da çalıştıkları yerdeki hareketleriyle, tavrıyla, duruşuyla onu sağladı.
Asr Suresi'nde buyurduğu gibi Rabbim'in hani...
Asra yemin ederek,
"Vel asr. İnnel insâne lefî husr."
وَالْعَصْرِۙ (١
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢
Buyuruyor ya.
"İnsanlar hüsrandadır." buyuruyor Allah orada.
"İnsanların hepsi hüsrandadır."
O, "İnsanlar hüsrandadır." derken dikkat edin!
Orada müslümanlara hitap ediyor Allah.
Yani bir çok ayet, müşriklere de hitap bir çok ayet var.
Bütün insanlara hitap eden, bir çok ayet var.
Ama burada bilhassa müslümanlara hitap ediyor.
Diyor ki "İnsanlar hüsrandadır."
Ancak Salih bir amel ile amel edenler bir.
Salih bir amel.
O salih amel ne?
Onu eğer zamanım olursa inşallah, bu ayetle açıklamaya çalışacağım.
İki, Hakkı tebliğ edenler.
Hakkı tebliğ edenler, hakkı anlatanlar.
Üç, sabrı tavsiye edenler.
Bunlar müstesna diyor.
Herkes hüsrandadır ama bunlar müstesna.
Bunlar hüsranda değildirler.
Bunu kim diyor?
Rabbim bunu diyor.
Allah diyor.
Öyleyse bu üç şeyden birine tutunabilmiş olmamız lazım.
Yani bir şekilde birinin bir tarafından tutmamız lazım.
Eğer insansak ve eğer hüsranda olmak istemiyorsak, bu üçünün birinin bir tarafından tutmamız lazım.
Yani amelin olur da salih bir amel, zor bir şey diyelim.
O fevkinde olmaz ama onun yanına inşallah tebliğ görevini katarsın.
Allah rızası için Hakkı insanlara tebliğde bulunursun.
Tebliğ edin.
Tebliğ edin ki o Asr suresinde Allah'ın müjdelediği kişilerden olasınız.
Yani gerçek kurtulmuş insanlardan olasınız.
Allah orada yemin ediyor, zamana yemin ederek diyor ki
"Vel asr. İnnel insâne lefî husr."
وَالْعَصْرِۙ (١
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢
Yani orada yemin ediyor Allah.
Diyor ki kimler kurtarmıştır? -Türkçesi-
Asra, zamana yemin olsun ki sadece takva sahipleri kurtarmıştır.
Ve güzel bir amelle amel işleyenler.
Artı, Hakkı tebliğ edenler.
Ve sabrı tavsiye edenler.
Ancak bunlar kurtarmıştır.
Bu üç gruptan ikisi size.
Bak!
Biri olmasa bile kaldı ki üçü de sizde var.
Siz güzel bir amelle amel ediyorsunuz.
Allah'a şükürler olsun.
Beş vakit namazınızı kılıyorsunuz.
Üstüne üstlük, evvabin namazı kılıyorsunuz, akşam namazının peşine.
Üstüne üstlük gece kalkıyor, kalkamıyorsanız da yatarken, teheccüd namazı kılıyorsunuz.
Daha bundan güzel amel mi olur?
İşte şimdi ben diyorum ki gelin bunu taçlandıralım.
Hakkı tavsiye edelim.
Sizin Hakkınız bu, Aşk.
Bunu anlatın Allah rızası için.
Ve sabrı da tavsiye edelim.
Zaten sabrı tavsiye ediyorsunuz.
Her an ediyorsunuz.
Sabrediyorsunuz çünkü.
Allah sizden razı olsun.
We never cared much about crowds.
At no point in our lives.
For 40 years, there's always been a crowd listening to us.
The important thing isn’t the crowds but making sure what we say is understood, and that what’s understood is put into practice.
It’s not just about understanding, either.
If we don't apply what we understand to our own lives, we can't be an example to those around us.
That’s how our community grows.
No one ever just listens to our conversation and that’s it...
Even if they do, it doesn’t work if there are no people around them to follow or set an example.
Because people want to observe.
Nowadays, people want this even more. They say, "What's the difference?"
We need to show that difference.
We need to show them that our spiritual path can be part of daily life if we choose.
We need to make them feel it.
Because when people hear "cult", they still think it’s going to be an old-fashioned practice like what’s written in old books.
And they’re afraid.
We need to overcome that fear.
Can you really live like this nowadays?
"Many believers also say the same thing,'Okay, it's true, it exists, but can you live like this in today's world? How will?
With all these sins, this and that, like the sins of the eyes, and everything reaching an extreme level, can we still follow the spiritual path?
If you say, "You can live it," they then ask, "How will I live it?"
They’re asking that question.
Our lives should be the answer to that.
Otherwise, what's the point of explaining?
You can explain so many things to people...
But if what we talk about doesn’t go beyond stories, it’s worthless.
In the past, people already had a certain order, a life guided by Sharia (law).
So, what was explained to them was built upon that foundation.
And it was beneficial.
Now, that order doesn’t exist.
There’s nothing like that anymore.
When I look at my disciples, those who come to me, many of them, including some here, should remember how they started.
In what conditions did we come?
How did we come? From where?
When we came, we all had that hopelessness, 'How is this going to work?'
"Okay, what’s being explained is nice, but how am I going to live it?"
'How am I going to apply this to my life?' That worry...
People always had that worry.
There’s only one way to get rid of this worry.
Living it. That’s why, look; when new disciples come to us, pay attention, if they’re university students staying in dorms or if they have a certain social circle, the students they bring along adapt very quickly."
Pay attention!
For example, you might have noticed; when someone, whether a woman or a man, enters the Climate of Love for the first time, the next day, they write something so profound that we are all amazed, aren’t we?
How did they write this?
When did they learn it?
It’s because they are immersed in that life the people around them are both explaining it and living it.
For example, a young woman once told me, 'Master, we were a group of students living in a dormitory.
I would wake up at three in the morning, and this sister, who inspired me...
she would be praying, performing the Tahajjud prayer at that hour.
I kept wondering, “Oh my Allah, how does she break her sleep and wake up at this hour to pray?”
And as I kept thinking, I reached this conclusion.
I thought, "No one is forcing her to do this.
There’s no one around making her do it.
It must be something she loves deeply that makes her do this."
And with each passing day, I became more interested in that love.
I grew more interested every day.
Then I went to her and asked, 'Sister, how do you do this?
What have you been told?
Or what have you seen that allows you to do this so beautifully?'
And she began to explain it to me.
I swear, after I saw you, I understood who he looks like and what he looks like.
I realized who his movements resemble.
While listening to your conversation, I kept seeing his movements in front of my eyes.
It was like he was imitating you.
The only difference is that you look like a man, and he looks like a woman.
Otherwise, his posture the way he speaks, the hand gestures he makes while talking, all seem like they were copied from you.
While listening to that conversation, while listening to you, I decided to take lessons.
I thought, 'Someone who influences a person this much can't be an ordinary person.
So, pay attention!
Why did I tell this?
I told this because his life was influenced.
His life was influenced.
No matter where you are, you don't have to be a university student, you don't have to be at a university.
You, too, at your workplace, with the people you work with...
There are always people around you.
Wherever you are, whatever the conditions, if you live it under those conditions, and there are people who do, for example.
There are such people among us.
They brought many of our brothers, thanks to your older brothers in the past.
They influenced others with their actions, behavior, and posture at their workplaces.
As my Lord says in Surah Al-Asr, swearing by the time, by the time, indeed, mankind is in loss
"Allah says this."
وَالْعَصْرِۙ (١
اِنَّ الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢
People are in loss, All people are in loss.
When He says, 'People are in loss, pay attention!
Allah is addressing the Muslims there.
There are many verses that address the polytheists, and many verses that address all people.
But here, He specifically addresses the Muslims.
He says, 'People are in loss."
Except for those who do righteous deeds.
What are righteous deeds? If I have time, I will try to explain it with this verse.
Second, those who spread the truth.
Those who convey the truth.
Third, those who advise patience.
These are the exceptions.
Everyone is in loss, but these people are not. They are not in loss.
Who says this?
My Lord says this.
Allah says this.
So, we need to hold on to at least one of these three things.
So, in some way, we need to hold on to one of them.
If we are human and if we don't want to be in loss, we need to hold on to one of these three things.
Maybe your deed is a righteous one, even if it's difficult.
It might not be perfect, but you can add the duty of conveying the truth.
For the sake of Allah, you spread the truth to people.
Convey it.
Convey it so that you can be among those whom Allah promises in Surah Al-Asr.
So that you can be truly saved.
Allah swears by time, saying, By
the time, indeed, mankind is in loss
وَالْعَصْرِۙ(١ اِنَّ
الْاِنْسَانَ لَفٖي خُسْرٍۙ (٢
Allah swears there.
He asks who will be saved?
By time, indeed, only those with piety are saved.
And those who do good deeds.
Plus, those who convey the truth.
And those who advise patience.
Only these people are saved.
Two of these three groups are for you.
Look!
Even without one, there's one left and you have all three.
You are a good deed you are doing deeds.
Thanks be to Allah.
You are performing your five daily prayers.
On top of that, you are also praying the Evvabin prayer after the evening prayer.
On top of that, you wake up at night, or if you can't wake up, before sleeping, you pray the Tahajjud (night) prayer.
Is there a better deed than this?
Now, I say let's crown this Let's advise the truth.
This is your truth, love.
Speak about it for the sake of Allah.
And let's also advise patience.
You are already advising patience.
You do it all the time.
Because you are being patient.
May Allah be pleased with you.
Allah razı olsun
Ahh… Keşke onlardan olabilsek…
Rabbim sevdiği kullarının yanında sevdiği kullandan olmayı nasıl etsin hepimize.
Bugün zor… Yarın belki daha zor olacak bu kadar kan dökülürken ve de bu kadar günah bataklığında insanların o güzel insanların sesine yüreğine ihtiyacı olacak ilelebet.
Asr suresindeki gibi onlar her zaman müstesna olacaktırlar.
Kıymetli paylaşımınız için teşekkür ederim.
Her pazar yeni paylaşımınızı iple çekiyorum😊❤️🌹
Teşekkür ederiz..💐
Allah u Ekber
❤
"En güzel tebliğ yaşantıdır." Yaşamanın verdiği lezzet, yaşamanın verdiği huzur, yaşamanın farkında olmadan etrafa saçtığı, bulaştığı, etkisi altına alan o nur, o güzellik, o benzemek isteği... "Asr a yemin olsun ki insanlar hüsrandadır" ... Hüsranda olanlara yaşayan azalar ile seslenmek, Hakk'ı tebliğin en güzelidir.
İnsanların tahammül sınırlarının dolduğu şu zor zamanlarda sabrı ve salih amel işlemeyi tavsiye etmek zor gibi görünse de kendi yaşantımızla onlara hiç farkında olmadan dokunduğumuzu hatırlattığınız için yeniden umut oldunuz. Teşekkür ederim. ❤🌷