Ne zaman TV 'de UA-cam 'da saçmalayan bir konferansçı akademisyeni, TV vaiz'ini dinlesem kapatıp Hasan Aydın hocanın kanalına giriyorum. Türk düşünce dünyasına bir soluk, kalite getiriyorsunuz kıymetli hocam iyi ki varsınız.
Hasan Hocam öncelikle bu konuşma için teşekkür ederim. Merak ettiğim, biyolojik bir yaşam formunun veya ekolojik nesnellliğin ille de erekseli gerekli midir? Bu konuda erek olması zorunluluğu nedir? Ereksel anlayış, hep bir ilk neden, başlangıç arar, peki sonsuz bir modelle ya da çoklu Evren modellemesiyle ereksellik aşılamaz mı? Buna zorunlu muyuz?
Bence erek sadece akıllı olan bizlerin kurduğu kültür dünyasında var. Biyolojik varlıklar ve organlar konusunda işlevlerden söz etmek daha makul bir şey. Kalbin amacından değil, işlevinden söz etmek gerekir. Amacından söz edince ona amaç yükleyen bir varlık tasarımı kaçınılmaz oluyor. Evimde amaç yoktur, rastlantısallık ve doğal eleme esastır. slm.
@@FelsefeciHasan_Aydin amacı ortadağan kaldırdığınızda nedensellik ilkesini ortadan kaldırmış oluyorsunuz bu bakış açısı ile hayatınızdaki her şeye yağmurun yağması öncesi bulutların oluşmasına dahi karşı çıkmış oluyorsunuz şey gibi Nietzsche de böyleydi kitaplarına bakarsanız kendi ile çok çeliştiği apaçıktır onu da geçtim hayatına baktığınız zaman dakik hayatını bir düzene göre idame ettiğini görebilirsiniz.Demem o ki İslam aleyhinde konuşmalar yaparak level kasmaya çalışıyorsunuz ne kadar kasarsanız kasın o kadar boş.Perspektifinizi başındaki 0 ı görüp değiştirmek ümidiyle.vesselam.
Adam o ayeti çevirirken rasyonel düşünmüş. Hüseyin hocayı kutlarım. Nüfusun çoğalması gerekiyor sonuçta. “Daha çok sevişin” diye çevirseydi daha iyi olurdu.
Kuran'ın tanrısı Allah ve dahi diğer kutsal kitaplardaki tanrılar neden insanlarla bu kadar ilgili ? Cevabı insan tarafından anrtopomorfik bir bakış açısıyla yazılmış olması.Teşekkürler hocam.Iyi ki varsınız🙏🌹.
Neyi çürütüyırmuş anlamadım. O dönemin tüm kültürlerinde şeyler göksel kaynaklıdır. Ha bu arada gök ya da 7 kat gök diye bir şey var mı? O da bize/insana göre olmasın?
@@FelsefeciHasan_Aydin değerli hocam geocentric earth ve ancient hebrew conception of üniverse kalıplarını görsellerde arattığınızda,aslında 7 kat gök kavramının,o devirde gökte insan gözüyle gözlemlenebilen 7 gök cismi olduğunu görebiliyoruz..Dünya merkezli Evren anlayışı..
@@mehmetemin8405Bilim kendini yanlışlayarak ilerler.(ayıklama süreci ).Gün gelirki bilimsel gerçekler demirle ilgili kabul edilen sonuçların yanlış olduğunu söyler. O vakit neyle geleceksiniz?:)
İnsanı muhatap olan bir hitab. Sınırlı bir epistemik evren içinde yaşayan, belli bir mekan ve zaman içinde kayıtlı bir varlığın algı dünyasına hitab ediyor Tanrı. İnsanın zaaflarının olması Tanrıya nispet edilemez...
hocam konuyla alakasız ama bir yayınınızda "şeyler, öznitelikler, ilişkiler" üçlüsüne değinip geçmiştiniz. bu konuyu öğrenebileceğim iyi bir kaynak, makale, konu başlığı önerir misiniz?
Hasan hocam mantık hataları gördüm. Göz görmek için değildir denebilir mi? Denemezse göz görmek içindir demek zorundayız. Bu durumda da gözün ereği görmek olur. Görmenin bizzat kendisine de aynısı uygulanabilir. Doğa mikro alemde kesinlikle dediğiniz gibi rastlantısal çalışmaz. Makroyu da mikro alem oluşturur.
İşlevlele ereği karıştırmamak lazım. Her işlev ereksel açıklama gerektirmez. Erek daha kompleks bir şeydir. Bilimsel açıklamalara burun kıvıramam. Tesadüfler ve rastlantılar da düzenli görünüm alabilir. Rastgele attığımız bileyeler arasında matametiksel ilişkiler kurmak hiç de imkansız değildir. Mantık kavramı özdeilik ve çelişmezlikle ilgilidir. Söylediklerimde, özdeilik ve çelimezliğe ters düşen bir şey yok. slm.
@@FelsefeciHasan_Aydin Yapma hocam, bilyeler rastgele bir araya geldi diyelim, bir arada durmaya devam edip ilerleyen sürece de uyum sağlamaları gerekiyor. Dna emretti desek bu sefer de küçüklerden oluşan daha büyüğün yine küçüğü belirlemesi söz konusu olur. Bilyeler bir araya gelip meydana getirdikleri şeyi devam ettirecekler. Bunun için istek, diğer parçalarla uyum, uzlaşı, bilgi ve istikrar lazım. Tesadüfen meydana gelme ile ile bir sistemin tesadüfen sürüp gitmesi arasında varlık yokluk kadar fark var. Bilyelerin üremeye, yaşlanmaya, beslenmeye vs. her sürece eşlik etmeleri gerekir. Kim zorlayacakmış ki zerreyi, bu olur iş mi? Unutmayın küçük tarafından oluşturulmuş büyük küçüğe tahakküm ediyor diyemeyiz. Bu ancak küçüklerin çabası (zorunluluk) ile olup biten bir iş. Tekrar gözden geçirin düşüncelerinizi, mantık hatasını göreceksiniz. Rastgele attığınız bilyeler rastgele bu matematiksel bağıntıyı sürürecekler, yetmez ve hep matematiksel bağıntı kurmaya zorunlu olacaklar? Size göre bunda tutar bir yan var mı? Siz var olan iki ihtimalden birisi için bu doğrudur derken tesadüfe dayanıyorsunuz. Var olan iki ihtimalden birisi hakkında kesin bir bilgi edinmeden yapacağınız seçimin adı inanç olacaktır.
"İnsan ALLAH'I kendi zihninde kendine benzer bir şekilde yarattı" (ateistik) perspektifi yerine, (KUR'ANİ) bir Bakış açısıyla bu Olaya bakacak olursak, bilakis "ALLAH İnsanı KENDİSİNİ tanıyıp kavrayabilecek Zihinsel bir Donanımla Yarattı" perspektifiyle bu Olaya yaklaştığımızda, ve bunun hemen ardından da, KUR'AN'DA artık açıkça görülüp Müşahede edilebilen tüm BİLİMSEL ve MATEMATİK Mucizeleri, başkalarının gözüyle değil de, fakat muhakkak kendi Aklımızı, Vicdanımızı ve Sağ Duyumuzu kullanıp iyice Araştırarak teker teker bunların her birine şahsen ve açıkça Şahit olduğumuzda, bundan böyle ALLAH'IN İpine (=KUR'AN) sımsıkı Sarılmış olarak karanlıklardan mutlak IŞIĞA ve AYDINLIĞA böylece Çıkmış oluruz. KUR'AN, 14.Sure, 1-2 ve 3.Sure, 101-104 Bu da bu önemli Konuda bizim Bakış Açımız ve Temel İnancımızdır. Selam ve Esenlikle.
allahın arş a istiva etmesi عَرْشِ اسْتَوَى 'nin türkçesi, allahın taht a oturması dır taha 5.ayette, fakat dinayet türkçe olarak عرش arş 'a oturmak kelimesini taht 'a oturmak anlamına çevirmek istemiyor ama ingilizce çeviriler, arş عرش throne çevirisini veriyor. allah, devlet yöneten kral gibi kurgulanmış, muhammedin kuklası soyut bi varlık, biliyorlar aslında. taht / arş عرش throne, allahın oturup dünyayı yönettiği, hükümet tahtı dır. اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ esteva alel arşi, allahın yanına gidip-gelen meleklerin sınırı, allahın tahtı عرش arşı dır, sonrası-ötesi yok. tahtına oturmuş allah ifadesi, allahın / muhammedin siyasi egemenliğini belirtir. günümüzde bir arap kralı nın oturduğu taht/arş عرش ile aynı siyasi egemenlik anlamında dır. gündüz ve gece saatlerinin farklı coğrafyalarda, kışın uzun gece ve yazın kısa gece, aydınlık ve karanlık zamanları /süreleri farkları nın quran'da olmamasını anlamak isteyen kişiler, akad/babil dünya haritasına baksın. quran ayetlerine giren mitos bilgileri, akad/babil, ardından arami/süryani, sonra nabati/gassani doğrultusu yordamı ile girmiş. quran'da yusuf'un arş a oturması (yusuf 100) var, sebel melikesi belkıs 'ın arş a oturması (neml 23, 41, 42) var. dinayet gizlemek istiyor ayetlerin türkçesini. allah taht a oturdu demek, 7.kat gök 'ün üstündeki arş / taht üzerinde allah, oturmuş / istiva etmiş olarak, hükümet işlerini yürütüyor demek dir ki, o işi muhammedin yaptığı belli dir tarihsel olarak. quran 'da evren modeli akkad / babil evren modelinden aktarım olduğu için mülk 16.ayetin "gökteki allahın, sizi yere batırmayacağından emin misiniz" ifadesi benzeri diğer ayetler ile örtüşüyor.
Ne zaman TV 'de UA-cam 'da saçmalayan bir konferansçı akademisyeni, TV vaiz'ini dinlesem kapatıp Hasan Aydın hocanın kanalına giriyorum. Türk düşünce dünyasına bir soluk, kalite getiriyorsunuz kıymetli hocam iyi ki varsınız.
Hasan hocaya oturduğumuz yerden ulaşmak ne büyük zenginlik, emekleriniz çokdeğerli, saygılar...🌻♥️
selamlar hasan hocam sevgiler ❤❤❤❤
Hasan Hocam öncelikle bu konuşma için teşekkür ederim. Merak ettiğim, biyolojik bir yaşam formunun veya ekolojik nesnellliğin ille de erekseli gerekli midir? Bu konuda erek olması zorunluluğu nedir? Ereksel anlayış, hep bir ilk neden, başlangıç arar, peki sonsuz bir modelle ya da çoklu Evren modellemesiyle ereksellik aşılamaz mı? Buna zorunlu muyuz?
Bence erek sadece akıllı olan bizlerin kurduğu kültür dünyasında var. Biyolojik varlıklar ve organlar konusunda işlevlerden söz etmek daha makul bir şey. Kalbin amacından değil, işlevinden söz etmek gerekir. Amacından söz edince ona amaç yükleyen bir varlık tasarımı kaçınılmaz oluyor. Evimde amaç yoktur, rastlantısallık ve doğal eleme esastır. slm.
@@FelsefeciHasan_Aydin amacı ortadağan kaldırdığınızda nedensellik ilkesini ortadan kaldırmış oluyorsunuz bu bakış açısı ile hayatınızdaki her şeye yağmurun yağması öncesi bulutların oluşmasına dahi karşı çıkmış oluyorsunuz şey gibi Nietzsche de böyleydi kitaplarına bakarsanız kendi ile çok çeliştiği apaçıktır onu da geçtim hayatına baktığınız zaman dakik hayatını bir düzene göre idame ettiğini görebilirsiniz.Demem o ki İslam aleyhinde konuşmalar yaparak level kasmaya çalışıyorsunuz ne kadar kasarsanız kasın o kadar boş.Perspektifinizi başındaki 0 ı görüp değiştirmek ümidiyle.vesselam.
Adam o ayeti çevirirken rasyonel düşünmüş. Hüseyin hocayı kutlarım. Nüfusun çoğalması gerekiyor sonuçta. “Daha çok sevişin” diye çevirseydi daha iyi olurdu.
Leonard Eisenberg evrim sürecinin tamamını *"Tree of Life"* görselinde sergiliyor. Google images'dan ulaşılabilir.
Kuran'ın tanrısı Allah ve dahi diğer kutsal kitaplardaki tanrılar neden insanlarla bu kadar ilgili ? Cevabı insan tarafından anrtopomorfik bir bakış açısıyla yazılmış olması.Teşekkürler hocam.Iyi ki varsınız🙏🌹.
6236 ayetten sadece biri olan 'Biz demiri gökten indirdik' ayeti dahi argümanınızı çürütmeye yetiyor vesselam esenlikler
Neyi çürütüyırmuş anlamadım. O dönemin tüm kültürlerinde şeyler göksel kaynaklıdır. Ha bu arada gök ya da 7 kat gök diye bir şey var mı? O da bize/insana göre olmasın?
@@FelsefeciHasan_Aydin değerli hocam geocentric earth ve ancient hebrew conception of üniverse kalıplarını görsellerde arattığınızda,aslında 7 kat gök kavramının,o devirde gökte insan gözüyle gözlemlenebilen 7 gök cismi olduğunu görebiliyoruz..Dünya merkezli Evren anlayışı..
@@mehmetemin8405Bilim kendini yanlışlayarak ilerler.(ayıklama süreci ).Gün gelirki bilimsel gerçekler demirle ilgili kabul edilen sonuçların yanlış olduğunu söyler. O vakit neyle geleceksiniz?:)
İnsanı muhatap olan bir hitab. Sınırlı bir epistemik evren içinde yaşayan, belli bir mekan ve zaman içinde kayıtlı bir varlığın algı dünyasına hitab ediyor Tanrı. İnsanın zaaflarının olması Tanrıya nispet edilemez...
hocam konuyla alakasız ama bir yayınınızda "şeyler, öznitelikler, ilişkiler" üçlüsüne değinip geçmiştiniz. bu konuyu öğrenebileceğim iyi bir kaynak, makale, konu başlığı önerir misiniz?
Benim postmodernizm ve yansımaları kitabım sana bir fikir verebilir.
👏👏👏
Hasan hocam mantık hataları gördüm. Göz görmek için değildir denebilir mi? Denemezse göz görmek içindir demek zorundayız. Bu durumda da gözün ereği görmek olur. Görmenin bizzat kendisine de aynısı uygulanabilir. Doğa mikro alemde kesinlikle dediğiniz gibi rastlantısal çalışmaz. Makroyu da mikro alem oluşturur.
İşlevlele ereği karıştırmamak lazım. Her işlev ereksel açıklama gerektirmez. Erek daha kompleks bir şeydir. Bilimsel açıklamalara burun kıvıramam. Tesadüfler ve rastlantılar da düzenli görünüm alabilir. Rastgele attığımız bileyeler arasında matametiksel ilişkiler kurmak hiç de imkansız değildir. Mantık kavramı özdeilik ve çelişmezlikle ilgilidir. Söylediklerimde, özdeilik ve çelimezliğe ters düşen bir şey yok. slm.
@@FelsefeciHasan_Aydin Yapma hocam, bilyeler rastgele bir araya geldi diyelim, bir arada durmaya devam edip ilerleyen sürece de uyum sağlamaları gerekiyor. Dna emretti desek bu sefer de küçüklerden oluşan daha büyüğün yine küçüğü belirlemesi söz konusu olur. Bilyeler bir araya gelip meydana getirdikleri şeyi devam ettirecekler. Bunun için istek, diğer parçalarla uyum, uzlaşı, bilgi ve istikrar lazım. Tesadüfen meydana gelme ile ile bir sistemin tesadüfen sürüp gitmesi arasında varlık yokluk kadar fark var. Bilyelerin üremeye, yaşlanmaya, beslenmeye vs. her sürece eşlik etmeleri gerekir. Kim zorlayacakmış ki zerreyi, bu olur iş mi? Unutmayın küçük tarafından oluşturulmuş büyük küçüğe tahakküm ediyor diyemeyiz. Bu ancak küçüklerin çabası (zorunluluk) ile olup biten bir iş. Tekrar gözden geçirin düşüncelerinizi, mantık hatasını göreceksiniz. Rastgele attığınız bilyeler rastgele bu matematiksel bağıntıyı sürürecekler, yetmez ve hep matematiksel bağıntı kurmaya zorunlu olacaklar? Size göre bunda tutar bir yan var mı? Siz var olan iki ihtimalden birisi için bu doğrudur derken tesadüfe dayanıyorsunuz. Var olan iki ihtimalden birisi hakkında kesin bir bilgi edinmeden yapacağınız seçimin adı inanç olacaktır.
"İnsan ALLAH'I kendi zihninde
kendine benzer bir şekilde yarattı"
(ateistik) perspektifi yerine,
(KUR'ANİ) bir Bakış açısıyla
bu Olaya bakacak olursak,
bilakis "ALLAH İnsanı
KENDİSİNİ tanıyıp kavrayabilecek
Zihinsel bir Donanımla Yarattı"
perspektifiyle bu Olaya
yaklaştığımızda,
ve bunun hemen ardından da,
KUR'AN'DA artık açıkça görülüp
Müşahede edilebilen
tüm BİLİMSEL ve MATEMATİK
Mucizeleri,
başkalarının gözüyle değil de,
fakat muhakkak kendi Aklımızı,
Vicdanımızı ve Sağ Duyumuzu
kullanıp iyice Araştırarak
teker teker bunların her birine
şahsen ve açıkça Şahit olduğumuzda,
bundan böyle ALLAH'IN İpine (=KUR'AN)
sımsıkı Sarılmış olarak
karanlıklardan mutlak IŞIĞA ve AYDINLIĞA
böylece Çıkmış oluruz.
KUR'AN, 14.Sure, 1-2 ve 3.Sure, 101-104
Bu da bu önemli Konuda
bizim Bakış Açımız ve Temel İnancımızdır.
Selam ve Esenlikle.
allahın arş a istiva etmesi عَرْشِ اسْتَوَى 'nin türkçesi, allahın taht a oturması dır taha 5.ayette, fakat dinayet türkçe olarak عرش arş 'a oturmak kelimesini taht 'a oturmak anlamına çevirmek istemiyor ama ingilizce çeviriler, arş عرش throne çevirisini veriyor. allah, devlet yöneten kral gibi kurgulanmış, muhammedin kuklası soyut bi varlık, biliyorlar aslında.
taht / arş عرش throne, allahın oturup dünyayı yönettiği, hükümet tahtı dır. اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ esteva alel arşi, allahın yanına gidip-gelen meleklerin sınırı, allahın tahtı عرش arşı dır, sonrası-ötesi yok. tahtına oturmuş allah ifadesi, allahın / muhammedin siyasi egemenliğini belirtir. günümüzde bir arap kralı nın oturduğu taht/arş عرش ile aynı siyasi egemenlik anlamında dır. gündüz ve gece saatlerinin farklı coğrafyalarda, kışın uzun gece ve yazın kısa gece, aydınlık ve karanlık zamanları /süreleri farkları nın quran'da olmamasını anlamak isteyen kişiler, akad/babil dünya haritasına baksın. quran ayetlerine giren mitos bilgileri, akad/babil, ardından arami/süryani, sonra nabati/gassani doğrultusu yordamı ile girmiş.
quran'da yusuf'un arş a oturması (yusuf 100) var, sebel melikesi belkıs 'ın arş a oturması (neml 23, 41, 42) var. dinayet gizlemek istiyor ayetlerin türkçesini. allah taht a oturdu demek, 7.kat gök 'ün üstündeki arş / taht üzerinde allah, oturmuş / istiva etmiş olarak, hükümet işlerini yürütüyor demek dir ki, o işi muhammedin yaptığı belli dir tarihsel olarak. quran 'da evren modeli akkad / babil evren modelinden aktarım olduğu için mülk 16.ayetin "gökteki allahın, sizi yere batırmayacağından emin misiniz" ifadesi benzeri diğer ayetler ile örtüşüyor.