Atamın en çox sevdiyi aşıq olup Mikayıl Azapli her ikisinin mekanı Cennet olsun çok duygulandım🥲 Aşıq medeniyetimizi folklarımızı Qorulalım gelecek nesillere çatması Umuduyla🤲🕋🤲
👍 HAKİKAT-İ KÜBRA ------------------- "Uzvi hiç bir hastalığım, sosyal hayatımda, hiç bir sıkıntım yoktu. Bütün ıstıraplarımın kaynağı, felsefi düşüncelerimdi. O zaman, 'Hakikat-i Kübra' adını verdiğim Büyük Hakikat'i bulabilsem, hiç bir derdimin kalmayacağından emindim. Fakat, hangi semtte aramalıydım? O sırada bir 'ihtilal' şarkısı yazarken, kalemimden fırlayan başka bir mısra da, bana onun semtini gösterdi: "Kardeşlerim, niçin duralım böyle kahr ile; Emanettir bize bugün, namusu milletin." --- Demek ki, Büyük Hakikat, mefkureden ibaretti. En büyük mefkure de, millet ve hürriyet mefkureleriydi." diyorken Ziya Gökalp, Şaban Kumcu'nun Edebiyat Ortamı'nda yer alan yazısındaki alıntıda, Mustafa Akar, SabitFikir'de: "Bazılarının, kişisel gelişim kitabı olarak gördüğü Simyacı'daki gibi: 'Bazen hakikat, çok yakındadır; ama onu, bir türlü göremezsin.' 'Görenler, göremeyenlere anlatsın' dediğimizde başlıyor, kişisel gelişim." diyor. --- "Gerçekte(n), önemli olan tek bir felsefi sorun vardır. Hayatın, yaşamaya değip değmediği konusunda, bir yargıya varmak." diyen Albert Camus gibi Ziya Gökalp de, topu, taca atarak, sorun(sal)dan kurtulduğu zehabı/yanılgısıyla, yaşamaya devam deyip kaldığı yerden, ömür sürüyor. --- Şaban Kumcu, şunları da söylüyor, Z. Gökalp'le ilgili olarak: "Onun, çocukluk yıllarından gelen 'geçmiş zaman özlemi' hiç bitmez. Türklüğün, eski yıllarda, bahtiyar olduğu, daha sonra, başına felaketler geldiği, fakat ileride, bu 'Altın Çağ'a dönüleceğine olan inancı, onda, bir iman halindedir. Meşhur 'Altın Destan' şiirini de, bu özlemle yazmıştır." Sabri Altuntaş, 21. 11. 2024
Allah sene qeni qeni rehmet elesin Turk dunyasinin Ozani Asiq Mikayil Azafli baba Ruhun sad olsun
Atamın en çox sevdiyi aşıq olup
Mikayıl Azapli her ikisinin mekanı Cennet olsun çok duygulandım🥲
Aşıq medeniyetimizi folklarımızı
Qorulalım gelecek nesillere çatması
Umuduyla🤲🕋🤲
Xoşbəxt o insandı ki,ölmürlər,səsləri həmişə yaşayır,Allah rəhmət eləsin.
Аллах. Сиза. Гани. Гани. Рахмат. Ейласин. Миллатмизин. Сас. Хазинасинин. Надир. Нумайалариндан олан. Микайыл. Баба. Рухунуз. Шад. Олсун. Аках. Олунки. Сизлари. Унутмаг. Олмаз. Йеринизида. Бош. Гоймаг. Олмаз. Севимли. Хабар. Дейилми. Нада. Бош. Дейил. Истедадлы. Канчларимиз Кундан. Куна. Артмагдадыр. Сизларин. Хейир. Дуасы. Онлардан. Олсун. Амин. Аллах
Ruhunuz şad,məkanınız cənnət olsun.
Ruhun sağolsun usdadlm
👏👏
Allah rəhmət eləsin.
🙏🥀😭🖤😭🖤🥀🤲🙏
Allah rəhmət eləsin. Səsi esidən insanin ruhu sakitliy tapis
👍
HAKİKAT-İ KÜBRA
-------------------
"Uzvi hiç bir hastalığım, sosyal hayatımda, hiç bir sıkıntım yoktu. Bütün ıstıraplarımın kaynağı, felsefi düşüncelerimdi. O zaman, 'Hakikat-i Kübra' adını verdiğim Büyük Hakikat'i bulabilsem, hiç bir derdimin kalmayacağından emindim. Fakat, hangi semtte aramalıydım? O sırada bir 'ihtilal' şarkısı yazarken, kalemimden fırlayan başka bir mısra da, bana onun semtini gösterdi:
"Kardeşlerim, niçin duralım böyle kahr ile;
Emanettir bize bugün, namusu milletin."
---
Demek ki, Büyük Hakikat, mefkureden ibaretti. En büyük mefkure de, millet ve hürriyet mefkureleriydi." diyorken Ziya Gökalp, Şaban Kumcu'nun Edebiyat Ortamı'nda yer alan yazısındaki alıntıda, Mustafa Akar, SabitFikir'de: "Bazılarının, kişisel gelişim kitabı olarak gördüğü Simyacı'daki gibi: 'Bazen hakikat, çok yakındadır; ama onu, bir türlü göremezsin.' 'Görenler, göremeyenlere anlatsın' dediğimizde başlıyor, kişisel gelişim." diyor.
---
"Gerçekte(n), önemli olan tek bir felsefi sorun vardır. Hayatın, yaşamaya değip değmediği konusunda, bir yargıya varmak." diyen Albert Camus gibi Ziya Gökalp de, topu, taca atarak, sorun(sal)dan kurtulduğu zehabı/yanılgısıyla, yaşamaya devam deyip kaldığı yerden, ömür sürüyor.
---
Şaban Kumcu, şunları da söylüyor, Z. Gökalp'le ilgili olarak: "Onun, çocukluk yıllarından gelen 'geçmiş zaman özlemi' hiç bitmez. Türklüğün, eski yıllarda, bahtiyar olduğu, daha sonra, başına felaketler geldiği, fakat ileride, bu 'Altın Çağ'a dönüleceğine olan inancı, onda, bir iman halindedir. Meşhur 'Altın Destan' şiirini de, bu özlemle yazmıştır."
Sabri Altuntaş, 21. 11. 2024