Tuğçe Tezer - Afet Dirençli Olmayan Bir Kentin Hikayesi: 6 Şubat’tan Önce ve Sonra Antakya

Tuğçe Tezer “Afet Dirençli Olmayan Bir Kentin Hikayesi: 6 Şubat’tan Önce ve Sonra Antakya” başlıklı konuşmasıyla konuk oldu.
İlk olarak 6 Şubat Hatay depremi ve sonrasında yaşananlar ele alındı. Tuğçe Tezer, konuşmasına Antakya üzerine yazdığı tezden yola çıkarak devam etti. Antakya’nın tarihsel önemini vurgulayan Tezer, planlamanın, içinde yaşadığımız şehirleri afetlere hazırlama iddiası taşıması gerektiğini belirtti. Afet dirençli bir kentin, afet sırasında ve sonrasında tüm gereksinimleri karşılayabileceği bir yapıya sahip olması gerektiğini savundu.
Tezer, konuşmasında deprem sonrası kentleşme ve yapılaşmanın aynı anda gerçekleşmesinin sorunlarına değindi. İmar affının, ruhsatsız yapıların ruhsatlandırılması anlamına geldiğini açıkladıktan sonra büyük yıkıma sebebiyet veren denetimsiz ve plansız yapı stoğu üretimine değindi. Hatay Havaalanı'nın üç önemli fay hattının üzerinde yer almasının tehlikelerine değinerek, Asi Nehri'nin Antakya'nın doğal sistemindeki kritik rolünü açıkladı. Plansız yapılaşma nedeniyle ağır hasar gören ve hâlâ onarılamayan önemli faaliyet alanlarının işlevsiz kalmasının bölgedeki zorlukları artırdığını ifade etti.
Tezer, bu depremin aslında önlenebilir olduğunu ancak alınmayan önlemler nedeniyle büyük yıkımlar yaşandığını üzüntüyle belirtti. Depremdeki yıkımların, zayıf zemin, diri fay üzerinde yapılaşma ve denetim eksikliği gibi nedenlerden kaynaklandığını detaylı bir şekilde aktardı.Ayrıca, Antakya’nın kültürel mirası olan organik dokusuna değinerek, bu dokunun korunmasının önemine dikkat çekti. Herkesin birbirinin yaşama, barınma, eğitim, temiz su ve doğa haklarını savunması gerektiğini, bunun ne kadar hayati olduğuna dair güçlü bir mesajla konuşmasını sonlandırdı.
Katkıları için Tuğçe Tezer'e teşekkür ederiz.